Nothing Special   »   [go: up one dir, main page]

Academia.eduAcademia.edu

Siyasi Partilerin Doğuş Teorileri, Parti Tipolojileri ve Kurumsallaşmaları Bağlamında Milli Selamet Partisi Üzerine Bir Değerlendirme

Bu çalışmanın amacı dünyada genel kabul görmüş olan siyasal partilerin doğuş teorileri, siyasal parti tipolojileri ve partilerin kurumsallaşma ölçütleri bağlamında Milli Selamet Partisi'nin sınıflandırılması ve kurumsallaşması üzerine değerlendirmelerde bulunmaktır. Bu değerlendirmeler yapılırken doğuş teorileri ve parti tipolojileri ile Samuel P. Huntington'un kurumsallaşma ölçütleri kullanılmıştır. Değerlendirme kısmına geçmeden önce bu çalışmada Milli Selamet Partisiyle ilgisi bağlamında, ilk dinsel ideolojiye sahip olan Milli Nizam Partisinden kısaca bahsedilip, daha sonra Milli Görüş hareketi ile özdeşleşen ilk parti olarak görülen Milli Selamet Partisi hakkında bir kısım bilgilere yer verilmiş ve değerlendirme ölçütleri de metin içerisinde açıklanmaya çalışılmıştır. Ölçütlere göre yapılan değerlendirmeler sonucu elde edilen bulgular sonuç bölümünde paylaşılmıştır.

Siyasi Partilerin Doğuş Teorileri, Parti Tipolojileri ve Kurumsallaşmaları Bağlamında Milli Selamet Partisi Üzerine Bir Değerlendirme Mertcan Yoldaş * Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi, 1660Y07003 * Özet Bu çalışmanın amacı dünyada genel kabul görmüş olan siyasal partilerin doğuş teorileri, siyasal parti tipolojileri ve partilerin kurumsallaşma ölçütleri bağlamında Milli Selamet Partisi’nin sınıflandırılması ve kurumsallaşması üzerine değerlendirmelerde bulunmaktır. Bu değerlendirmeler yapılırken doğuş teorileri ve parti tipolojileri ile Samuel P. Huntington’un kurumsallaşma ölçütleri kullanılmıştır. Değerlendirme kısmına geçmeden önce bu çalışmada Milli Selamet Partisiyle ilgisi bağlamında, ilk dinsel ideolojiye sahip olan Milli Nizam Partisinden kısaca bahsedilip, daha sonra Milli Görüş hareketi ile özdeşleşen ilk parti olarak görülen Milli Selamet Partisi hakkında bir kısım bilgilere yer verilmiş ve değerlendirme ölçütleri de metin içerisinde açıklanmaya çalışılmıştır. Ölçütlere göre yapılan değerlendirmeler sonucu elde edilen bulgular sonuç bölümünde paylaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: MSP, Doğuş Teorileri, Parti Tipolojileri, Kurumsallaşma An Assessment on National Salvation Party in the Context of Birth Theories of Political Parties, Party Typologies and Their Institutionalization Abstract The purpose of this paper is make an assessment and classification for National Salvation Party, in the context of birth theories of political parties, typologies of political parties and criterias of institutionalization of political parties, which are accepted world. While making those assessments, birth theories, party typologies and P. Huntington’s institutionalization criterias were used. In this paper before coming to section of assessments, In the context of the interest of National Salvation Party, briefly talked about National Order Party, which has the first religious ideology, after given some informations about the National Salvation Party, which was seen as the first party identified with the Milli Görüş movement and assessment criterias also have attempted to explain. The findings obtained as a result of the assessments made according to criterias, have been shared in the results section. Key Words: MSP, Birth Theories, Party Typologies, Institutionalization GİRİŞ Türk siyasal hayatında uzun bir süredir siyasal parti hareketleri vardır. Belirli fikirler bu siyasal partiler aracılığıyla temsil edilir. İslâmcılık da 19. Yüzyılda İslâm dünyasının Batı karşısında gerilemeye başladığı bir dönemde ortaya çıkan bir fikir akımıdır. Bütün İslâm dünyasını etkilediği gibi İslâmcılık fikri ülkemizde de belirli bir taban bulmuştur. Meşrutiyet döneminin belirgin ideolojisi olan İslâmcılık, en geniş anlamda şöyle tarif edilebilir: “19-20. Yüzyıllarda, İslâm’ı bir bütün olarak (inanç, ibadet, ahlak, felsefe, siyaset, hukuk, eğitim vd.) yeniden hayata hakim kılmak ve akılcı bir metodla Müslümanları, İslâm dünyasını batı sömürüsünden, zalim ve müstebit yöneticilerden, esaretten, taklitten, hurafelerden kurtarmak; medenileştirmek, birleştirmek ve kalkındırmak uğruna yapılan aktivist, modernist ve eklektik yönleri baskın siyasi, fikri ve ilmi çalışmaların, arayışların, teklif ve çözümlerin bütününü ihtiva eden bir harekettir.” İsmail Kara, Türkiye’de İslamcılık (İstanbul: Yeni Şafak Kitaplığı, 1995), s.9 Dinsel bir ideolojiyi ifade eden İslâmcılık fikrinin parti bağlamında temsil edilmesi de Türk siyasal hayatında ilk defa Milli Nizam Partisi ile olmuştur. Daha sonra Milli Görüş geleneği ile özdeşleşen ilk parti olması hasebiyle Milli Selamet Partisi bu düşünceyi devam ettirmiştir. Bu doğrultuda İslâmcılık ve Milli Görüş fikirlerini yansıtması sebebiyle, MNP ve MSP üzerinde önemle durulması gereken siyasi partilerdir. Demokrasinin sağlıklı işleyebilmesi açısından toplumda yer alan her fikrin siyasi arenada temsil edilmesi gerekliliği siyasal partilerle sağlanmaktadır. Kuruluşlarından işlevlerine, kurumsal yapılarından faaliyetlerine kadar siyasal partilerin birbirinden ayrılmasını sağlayan birçok farklı özellik bulunmaktadır. Bu özelliklerin varlığı sebebiyle siyaset bilimciler tarafından siyasi partiler; partilerin doğuş teorileri, parti tipolojileri ve partilerin kurumsallaşma ölçütleri bakımından sınıflandırılmıştır. İşte bu çalışmanın problematiği, Milli Selamet Partisini doğuş teorilerine göre açıklayabilmenin yanı sıra kurumsallaşma ve parti tipolojileri bağlamında partinin ne düzeyde olduğunu ortaya koyabilmektir. Bu problematik doğrultusunda, MSP’nin tarihsel görünümü kısaca nasıl özetlenebilir, MSP doğuş teorileri bağlamında hangi teorilerle açıklanabilir, MSP’nin parti tipolojileri anlamında yeri nerededir ve son olarak MSP’nin kurumsallaşma düzeyi Samuel P. Huntington’un kurumsallaşma ölçütlerine göre nasıl ifade edilebilir sorularına yanıt verilmeye çalışılmıştır. 1. Milli Selamet Partisi’nin Tarihsel Görünümü Türkiye’de Siyasal İslâm’ın sahneye çıkışı Demokrat Parti (DP) öncesi, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırka’ya kadar dayandırılır. Ancak Siyasal İslâm, özellikle çok partili rejime geçilmesinden sonra etkili olabilmiştir. Çünkü tek parti döneminin baskıcı yapısı nedeniyle bu düşünce söylem boyutu kazanamamıştır. Çok partili hayatla birlikte, Demokrat Parti (DP), Adalet Partisi (AP) ve Millet Partisi (MP) içinde gerek program, gerek kişiler, gerekse söylem bakımından İslami yoğunluk gözle görülebilir bir noktadadır. Fakat Siyasal İslam’ın merkez sağ partilerin oportünist yapısından çıkarak kendi sesini bulması ancak Necmettin Erbakan tarafından kurulan Milli Nizam Partisi (MNP) ile mümkün olabilmiştir. 1967 yılında Süleyman Demirel liderliğindeki Adalet Partisi (AP) içinde bir avuç milletvekiliyle senatör, İslami özellikleri ağır basan yeni bir parti arayışı içerisine girmişlerdi. Kahramanmaraş Senatörü A.Tevfik Paksu, Adana milletvekili Hasan Aksay ve Rize milletvekili Arif Hikmet Güner’in çalışmalarına Odalar Birliği Sanayi Dairesi Başkanı olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’da dahil oldu. Erbakan, 1968’de büyük sermaye sahipleri karşısında güç ve etkinliklerini yitirmeye başlayan ‘küçük ve orta çaptaki iş adamlarının temsilcisi olarak ‘Odalar Birliği Başkanlığına’ seçildi. Ancak İzmir ve İstanbul Ticaret Odaları’nın tepkileri sonucu, AP iktidarının Ticaret Bakanı Necmettin Erbakan’ı başkan olarak tanımadı ve görevden aldı. Ruşen Çakır, Ayet ve Slogan, Türkiye’de İslami Oluşumlar (İstanbul: Metis Yayınları, 1990), s.214 Hatta AP içindeki bir grup tarafından desteklenen Necmettin Erbakan, Konya’dan milletvekili adayı olmak için AP’ye başvurdu. Ancak başvurusu bizzat AP Genel Başkanı Süleyman Demirel tarafından veto edildi. Necmettin Erbakan ve arkadaşları, 1969 seçimleri öncesinde AP’den ayrıldılar. Birçoğu bağımsız aday olarak seçimlere girdi. Erbakan da Konya’dan bağımsız milletvekili adayı olarak girdiği seçimi kazandı ve parlamentoya adım attı. Daha sonra da 26 Ocak 1970’de Milli Nizam Partisi’ni (MNP) kurdular. Kuruluş Deklarasyonu’nda Osmanlı devrinin altın çağına atıfta bulunulmaktaydı. Parti tüzüğünde, taklitçi batılılaşma, ve Osmanlı-İslam mirasının yıkılmasını ülkenin sorunlarının temel sebebi olarak belirlediler ve çare olarak Osmanlı İslam tarihine saygı gösteren bir kimliği, teknolojiyi ve sanayileşmeyi önerdiler. TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı E-Kaynaklar, “Milli Nizam Partisi: Program ve Tüzük”, Erişim tarihi 04.04.2017,https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/e_yayin.eser_bilgi_q?ptip=SIYASI%20PARTI%20YAYINLARI&pdemirbas=197600505 Milli Nizam Partisi’nin kuruluş beyannamesinde yer alan şu ifadeler bu partiden sonra kurulacak olan Milli Görüş ideolojisi çerçevesindeki partilerin isimlerini de belirtmiştir: “Millî Nizâm Partisi, Milletimizin fıtratında mevcut ahlâk ve fazileti kuvveden fiile çıkarmak ve bu sayede cemiyetimize nizâm, huzur, içtimai adalet ve vatandaşlarımıza da saadet ve selâmet getirmek gayesiyle kurulduğunu belirtir; bugün içinde bulunduğu durum ne olursa olsun, Hakk’ın yardımıyla çok yakın bir gelecekte, milletimizin yeniden bütün dünyaya örnek büyük bir medeniyet kuracağını müjdeler; bütün vatandaşlarımızı bu ulvi gayenin tahakkuku için el birliği ile çalışmağa çağırır.” TBMM Kütüphanesi Açık Erişim Koleksiyonu, “Milli Nizam Partisi Kuruluş Beyannamesi”, Erişim tarihi 04.04.2017, http://acikerisim.tbmm.gov.tr:8080/xmlui/handle/11543/798 Bu ifadeler, Milli Görüş partilerinin geçirdikleri ideolojik değişim ve dönüşümlere karşın temel çizgilerinde önemli bir değişiklik olmadığının ilginç bir yansımasıdır. Fikri temelleri 1967 yılında atılmış bir siyasi parti olan MNP, 1970 yılında tipik Türkiye İslâmcısı bir parti olarak kurulur. Hamza Türkmen, Türkiye’de İslâmcılık ve Özeleştiri (İstanbul: Ekin Yayınları, 2008), s.51 MNP’nin kuruluşunda öncelikli rol ve insiyatif, Türkiye’deki Nakşibendi tarikatı içerisinde etkin nüfuz ve güce sahip olan İskenderpaşa cemaatinin şeyhi Mehmet Zahid Kotku’ya aittir. Necmettin Erbakan, ailesinin İstanbul’a yerleştiği 1937 senesinden beri, İskenderpaşa cemaatinin üyesiydi. Seküler eğitim geçmişine rağmen cemaatten kopmaması ve Kotku’ya gösterdiği kişisel sadakati onun, Milli Görüş Hareketi’nin başına bizzat şeyhi tarafından geçirilmesini sağlamıştır. Modern siyasal örgütlenmelerin öncelikli gerekliliklerinden birisi olan, ideolojik bütünlüklü toplumsal taban, Milli Görüş’ün kuruluş dinamiğinde de görüleceği gibi, İslam’ın toplumsal yaşamda geleneksel olarak taşındığı cemaat kurumuna dayanılarak sağlanmıştır. Efecan İnceoğlu, “Türkiye’de Siyasal İslâmcılığın Evrimi”, (Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009), s.58 Necmettin Erbakan’ın karizmatik liderliğinde parti kısa zamanda ülke genelinde etkili biçimde teşkilatlanmıştır. Anadolu genelindeki dinsel örgütlenmeler ile sosyo-kültürel bağı bulunan partinin örgütlenme sürecindeki etkinliği önemlidir. Zira İskenderpaşa dışındaki başka Nakşi kutupları, Nakşibendiye dışındaki bazı tarikatlar, özellikle Anadolu’ya serpilmiş bulunan irili ufaklı dergahlardan bazıları, ayrıca Nurculuğun önemli bir bölümü MNP’de ya başından itibaren yer almış ya da daha sonra dahil olmuştur. Ruşen Çakır, Ne Şeriat Ne Demokrasi (İstanbul: Metis Yayınevi, 1994), s.21 Milli Nizam Partisi programı, sonraki yıllarda Milli Görüş çizgisinde Erbakan ve arkadaşlarınca kurulan veya kurdurulan bütün partilerin programlarının genel çerçevesini oluşturmuştur. Milli Nizam Partisinin Türk siyasal hayatındaki yeri önemlidir. Ancak parti ömrü kısa olmuştur. 12 Mart 1971 Muhtırası sonucu MNP, Anayasa Mahkemesi tarafından 14 Ocak 1972 tarihinde kapatılmıştır. MNP’nin kapatılmasından hemen sonra Erbakan, kalp rahatsızlığının tedavisi gerekçesiyle İsviçre’ye gitmiştir. Erbakan’ın İsviçre’ye siyasi eylemlerinden dolayı ceza almamak için ‘kaçışı’, hareketin destekçileri arasında ‘hicret’ gibi anılagelmiştir. Lakin 12 Mart müdahalesinin yarattığı siyasi koşulların yumuşaması ile Milli Görüş’ün kurucuları ve AP’nin zayıflamasını isteyen ordu kurmayları Erbakan’ı, İsviçre’den Türkiye’ye dönmesi konusunda ikna ettiler. Bu iddia komplo teorisi olarak görülebilmekle beraber, siyasi partilerin yeniden örgütlenişleri aşamasında, Türkiye İşçi Partisi’ne uygulanan siyasi yasakların MNP’nin yerine kurulan Milli Selamet Partisi’ne uygulanmaması bu savı doğrulamaktadır. İnceoğlu, a.g.t., s. 60 Anayasa Mahkemesi’nin MNP’nin kapatılması ile ilgili gerekçeli kararı, ’Laik devlet niteliğinin ve Atatürk Devrimciliğinin korunması prensiplerine aykırı hareket ettiği’, 14 Ocak 1972 gün 14072 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. MNP’nin kapatılmasına karşı çıkan ve AP lideri Süleyman Demirel’in, siyasi spektruma egemen olmasına muhalif generaller, Necmettin Erbakan’ın bazı dostlarından yeni bir parti kurmalarını istediler. Bu yeni parti, Milli Selamet Partisi, 11 Ekim 1972 tarihinde kuruldu. Kurucu üyelerden hiçbiri Anayasa Mahkemesi’nce kapatılmış olan MNP’den değildi ve Süleyman Arif Emre bu partinin ilk genel başkanı oldu. Necmettin Erbakan ancak Mayıs 1973’de MSP’ye üye oldu. Parti Ekim 1973 genel seçimlerine Süleyman Arif Emre’nin liderliğinde katıldı. Seçimden sonra MSP Yürütme Kurulu Necmettin Erbakan’ı genel başkanlığa atadı. 1961 Anayasası önceki partisi Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan bir kişinin, bir başka partinin genel başkanı olmamasına izin vermemesine rağmen, generaller gelecek seçimde AP’yi zayıflatacağı umuduyla yeni kurulmuş olan MSP’nin başına Necmettin Erbakan’ın geçmesini istediler. Durmuş Ali Koltuk, “Türk Siyasi Tarihinde Milli Nizam ve Milli Selamet Partileri”, (Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009), s.141 Milli Selamet Partisi de kurulduğu zaman pratikte yeni bir parti, yeni bir örgüttü, ama realitede Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış olan MNP’nin devamıydı. Fakat, kanuni olarak da ‘yeni kurulmuş’ bir partiydi. MSP’nin 19 kurucusu içerisinde hiçbir MNP kurucusu yoktur. Tüccar ve mühendis ağırlıklı genel idare kurulu, partinin başına Süleyman Arif Emre’yi geçirdi. Kısa süre içerisinde, 21 Ocak 1973’te toplanan Birinci Büyük Kongre’de MSP, 42 il ve 300 yakın ilçede örgütlenmişti. MSP’nin Genel Başkanı Süleyman Arif Emre gözükmesine rağmen, 11 Ekim 1972’den 20 Ekim 1973’e kadar, geçen bir yıllık sürede, partinin perde arkasındaki genel başkanı olarak Necmettin Erbakan gözüküyordu. 14 Ekim 1973’de Türkiye’de yapılan genel seçimlerde ve MSP’nin ilk defa girdiği bu genel seçimlerde, MSP büyük ve sürpriz bir başarı kazanmıştır. 1.265.771 oyla tüm oyların %11.8’ini almış ve parlamentoda toplam 48 sandalye kazanmıştır. MSP, MNP’nin yaptığından daha az kaba bir şekilde dini vurguladı. Ortaya çıkan imaj, MSP için İslam köktenciliğinden çok ‘İslam Sosyalizmini’ savunan bir parti imajı oldu. MSP 1973 Genel Seçimlerinde üçüncü parti olarak beklenmedik şekilde zaferle çıktığında, bu propagandanın başarısı da ortaya çıkmış oldu. Koltuk, a.g.t., s.163-164 Milli Selamet Partisi 24 Ocak 1974 tarihinde CHP ile koalisyon hükümeti kurmuştur. Bu hükümette Bülent Ecevit başbakan, Necmettin Erbakan da başbakan yardımcısı olmuştur. Bu koalisyon iki lider arasındaki anlaşmazlık nedeniyle 18 Eylül 1974’de bozulmuştur. MSP, AP lideri Süleyman Demirel’in başbakanlığında kurulan Birinci Milli Cephe Koalisyon Hükümeti’ne katılmıştır. Erbakan, bu hükümette de başbakan yardımcısı olmuştur. Süreci takiben 1977 yılında erken genel seçimler olmuştur. Bu seçimlerde MSP’nin oy oranı gerileyerek %8.6’ya düşmüştür. MSP, Meclisteki 24 milletvekiliyle, AP ve MHP ile birlikte kurulan İkinci Milli Cephe koalisyonuna katıldı ve bu koalisyon 21 Temmuz 1977’den 31 Aralık 1977’ye kadar 5 ay sürebildi. Bu hükümet, koalisyon ortakları arasında derin siyasi farklılıklar yüzünden uzun ömürlü olmadı. 12 Kasım 1979’da MSP, Süleyman Demirel’in liderliğindeki azınlık koalisyonunu destekledi; bu durum 12 Eylül 1980’deki askeri darbeye kadar sürdü. MSP, hegemonyacı güçlere ve Türk toplumundaki seküler söyleme meydan okumak için İslam’a dayalı yeni bir muhafazakar ideoloji geliştirdi. Bu kampanya, toplumdan gittikçe koptuğu ileri sürülen seküler devlete karşı açıkça dile getirildi. Ancak MSP hiçbir zaman etkin bir patron-müşteri ağı geliştirmeyi başaramadı. Çünkü hükümette bulunmanın nimetlerinden pek yararlanamadı. MSP’nin üç farklı koalisyon hükümeti döneminde, koalisyon ortağı olarak kaldığı toplam süre yalnızca iki yıl oldu. MSP, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası kapatılmış, Şubat 1981’de MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile Genel İdare Kurulu üyesi 33 kişi hakkında Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi’nde laikliğe aykırı davranıldığı gerekçesiyle dava açılmıştır. Hatta 12 Eylül 1980 askeri darbesinin gerekçeleri arasında, MSP’nin düzenlediği 6 Eylül 1980 Konya’da ki Kudüs mitinginin askeri darbeye giden yolda bardağı taşıran son damla, olduğu askeri yönetimin gerekçeleri arasında da sayılmıştı. Koltuk, a.g.t., s.195-198 2. Doğuş Teorileri Bağlamında Milli Selamet Partisinin İncelenmesi Siyasi partilerin doğuşu, demokratik düşüncelerin yayılmasıyla paralellik göstermektedir. Egemenliğin aristokrasi, oligarşi veya teokrasi gibi sınırlı bir kesime mahsus olduğu yönetim biçimlerinde toplumun geri kalanının iktidarda etkin olması söz konusu olamamaktadır. İktidardaki gücün kullanımına toplumun tüm üyelerinin katılmalarının sağlanması durumunda ise, insanların iktidara talip olabilmeleri için örgütlenmeleri gerekmektedir. Bunun için ise iktidarın kaynağının halkta olduğuna toplumsal bir inanç olması ve iktidara herkesin talip olma şansının verilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda genel oy ilkesi ve temel hak ve özgürlüklerin geniş çaplı kabulü, siyasi partilerin doğuşuna ve gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Davut Dursun, Siyaset Bilimi (İstanbul: Beta Yayınları, 2004), s.253 Siyasi partilerin doğuş teorilerinden ilki modernleşme teorisidir. Bu teoriye göre partilerin doğuşu bir toplumda meydana gelen modernleşmenin sonucudur. Eğer toplumda modernleşme gerçekleşmemişse siyasi partilerin varlığından söz edilemez. Eğer bir ülkede modernleşme süreçleri başlatılmışsa o andan itibaren siyasi partiler de toplumsal hayatta kendisini göstermeye başlamaktadır. Bir ülkede modernleşme hareketleriyle birlikte eğitim, sanayileşme, temel hak ve özgürlükler, kentleşme gibi alanlarda gelişmeler ve en sonunda meclislerin ortaya çıkışı görülebilir. Eğitim seviyesinin artmasıyla fikir hareketleri ve yine meclislerin kurulmasıyla da oy hakkı elde edildiği için yaşanılan bu gelişmelerin neticesinde partilere ihtiyaç duyulmaktadır. Görüldüğü gibi modernleşmeyle gelen yenilikler siyasi partileri doğurmaktadır. Siyasi partilerin doğuşuna etki ettiği düşünülen diğer bir olgu da toplumsal bunalımlardır. Bu bağlamda siyaset bilimciler tarafından kriz teorileri ortaya atılmıştır. Meşruluk bunalımı (krizi), katılma bunalımı ve bütünleşme bunalımı bu teoriyi açıklamak üzere oluşturulmuş alt başlıklardır. Meşruluk krizine bakılırsa, bir toplumda ülkeyi kimin yöneteceği konusundaki ortak fikir kaybolursa meşruluk krizinin başladığından söz edilebilir. Bunun kökeninde ülkeyi yönetenlerin bu konudaki yeterliliklerinin ne derecede olduğu ve egemenliğin asıl kaynağı olan halk nezdinde ne derecede meşruluğa sahip oldukları yatmaktadır. Bu iki sorunun da yanıtına verilecek olan cevaplar olumsuz ise ve toplumda bu yönde yaygın bir kanı oluşmuşsa işte orada meşruluk krizi vardır denilebilir. İşte bu tarz siyasal ortamların yeni bir partinin doğuşuna neden olduğu, meşruluk krizi teorisyenleri tarafından iddia edilmektedir. Katılma bunalımının ise, siyasal sisteme dâhil olmak isteyen birey veya grupların yöneticiler tarafından meşru görülmeyip geri çevrilmeleri sonucu ortaya çıkan bir çatışma ve kriz olarak tanımlandığı görülmektedir. Teoriye göre ülkede demokratikleşme oranı yükselir ve siyasal sisteme dâhil olamayan kişi veya gruplara verilen medeni ve siyasi haklar gelişmeye başlarsa, katılma bunalımı yaşayan grup veya kişiler bir siyasi parti kurarak siyasal sisteme dâhil olmaktadırlar. Bütünleşme bunalımı teorisini açıklamaya çalışırken, toplumun büyük kısmıyla bütünleşemeyen, herhangi bir ortaklık kuramayan ve kendisini kapatan bir kesimden bahsedilmektedir. Dursun’a göre bu teori çeşitli din, dil ve ırk gruplarından ulusal bir devlet yaratma çabasının karşılaştığı güçlükleri açıklamak için kullanılmaktadır. Dursun, a.g.e., s.256-257 Bu çalışmaya konu olan MSP’ye katılma bunalımı çerçevesinden bakılırsa, Necmettin Erbakan’ın MNP kurulmadan önce Konya’dan Adalet Partisi’nden milletvekili adayı olmak istemesi ve bunun Süleyman Demirel’in vetosuyla gerçekleşmemesi sonucu MNP’nin kurulması, daha sonra MNP’nin Anayasa Mahkemesi’nce kapatılması ve Erbakan’ın İsviçre’ye gidip gelmesinden sonra MNP ile aynı çizgide kurulan MSP’nin katılma bunalımından doğan partiler olduğu söylenebilir. Siyasi partilerin yukarıda değinilen doğuş teorilerinin yanında, M. Duverger’in seçimlerde ve parlamentoda doğan partiler ile parlamento dışında doğan partiler ayrımı da mevcuttur. Buna göre seçimlerde ve parlamentoda doğan partiler tarih sahnesine diğerlerinden daha önce çıkmışlardır. Bunların ortaya çıkışı da önce parlamentoda grupların oluşturulması ve onu takiben sürekli aralarında bir bağlantı kurulacak olan seçim komiteleri oluşturulur. Kurulan ilk parlamento grupları da genellikle yöresel birlikteliklerden meydana gelmiştir. Daha sonra aralarında yöresel olmayan üyeleri de çekmeye çalışarak genellik kazanma yoluna gitmişlerdir. Yöresel etkenlerin dışında kişisel çıkarların da grupların kurulmasında rolü olmuştur. Tek başına yeniden seçilme kaygısı taşıyan adaylar gruplarıyla birlikte yeniden seçilme şanslarını daha fazla görmüşlerdir. Parlamento dışından doğan partilere bakıldığında ise farklı bir tablo ile karşılaşılmaktadır. Buna göre bir parti seçimler ve parlamento dışında bulunan kurumların etkisiyle oluşmuşsa buna kısmen parlamento dışından doğmuş bir parti denilebilir. Kesin değildir çünkü parlamento içinden doğan partilerde de dış bir kurumun etkisi olabilir. Buradaki ayrım genel eğilimler esas alınarak incelendiğinde, daha sağlıklı sonuçlara varılabilmektedir. Dolayısıyla parlamento dışından doğan partilere sendikalar tarafından oluşturulmuş partiler örnek olarak gösterilebilir. Yine aynı şekilde tarım kooperatifleri ile kilise ve dinsel grupların da etkisi, partilerin parlamento dışında doğuşuna neden olan etkenlerdendir. Siyasi partilerin kuruluşuna yol açan çeşitli dış örgütler arasında Duverger eski muharip dernekleri ile sanayi ve ticaret gruplarını da saymaktadır. Maurice Duverger, Siyasi Partiler (çev. E.Özbudun, Ankara: Bilgi Yayınevi, 1974), s.16-31 Duverger’in seçimlerde ve parlamentoda doğan partiler ile parlamento dışında doğan partiler ayrımına göre Milli Selamet Partisi (MSP) incelendiğinde, MSP’den önce aynı ideolojiyi taşıyan MNP’nin kuruluşuna bakmak gerekmektedir. Bu kuruluşta ülke çapındaki dini cemaatlerin ve Anadolu derneklerinin payı büyüktür. MNP’nin kuruluşunda Erbakan ve kurucu kadrodan birkaç ismin milletvekili olması partiyi parlamentoda doğan bir parti yapmıştır. MNP’nin bu yapılanması tabii olarak MSP’yi de etkilemiştir. Sonuç olarak Duverger’in bu sınıflandırmasında MNP, parlamento içinden doğan ancak parlamento dışından doğma teorisine de uygun bir şekilde güçlü sivil toplumların da desteğini alan bir yapılanma olduğu söylenebilir. MSP’nin ise ideolojik anlamda yakın olduğu toplum tabanındaki dini örgütlenmelerin desteğini alarak kurulması, kurucularının arasında MNP kurucularının olmaması gibi sebepler dolayısıyla onun parlamento dışında doğan bir parti olduğu söylenebilir. 3. Parti Tipolojileri Açısından Milli Selamet Partisi’nin İncelenmesi Parti tipolojileri siyasi partilerin tasnifi hakkında hazırlanmış teorilerdir. Bu teoriler partilerin yapı, ideoloji, örgüt vb. yönlerden incelenmesinde yardımcı olmaktadır. Bunların en önemli olarak kabul edileni 1954 yılında M. Duverger tarafından ortaya konulan “kadro” ve “kitle” partileri tipolojisidir. Daha sonra Sigmund Neumann’a ait olan “temsil partileri ve bütünleşme partileri” ile Otto Kircheimer’in ortaya attığı “hepsini yakala (catch all) partileri” gelmektedir. Aynı şekilde Panebianco’nun “profesyonel partiler” tipolojisi, Katz ve Mair’in “kartel partiler” tipolojisi ve Ruud Koole’ye ait olan “modern kadro partileri” tipolojisi de siyaset biliminde kullanılan diğer tipolojilerdir. Mümtazer Türköne, Siyaset (Ankara: Lotus Yayınevi, 2003), s.260-262 Duverger’in kadro ve kitle partileri ayrımında kadro partileri, parlamento içerisinde ortaya çıkan, üye sayısının niceliğinden çok niteliğine önem verilen, faaliyetlerini çoğunlukla seçim dönemlerinde gerçekleştiren partilerdir. Burada nitelikten kasıt, parti üyelerinin zengin ve nüfuzlu kişilerden seçilmesidir. Partinin finansmanı da çoğunlukla bu zengin kişilerin bağış ve yardımlarından sağlanmaktadır. Türköne, a.g.e., s.260 Kitle partileri ise parlamento dışında ortaya çıkmış geniş üye tabanlarına sahip partilerdir. Finansmanı üyelerinden topladıkları aidatlarla sağlayan kitle partilerinde, üyeler sadece mali yönden değil siyasi olarak da önem taşımaktadır. Kitle partilerinin ideolojik çizgileri daha belirlidir ve üyelerini de bu ideolojiler doğrultusunda eğitip yetiştirme faaliyetleri düzenlerler. Örgütlenme bakımından kitle partileri merkeziyetçi ve disiplinli, katı bir hiyerarşik örgütlenmeye sahiptir. Münci Kapani, Politika Bilimine Giriş (Ankara: Bilgi Yayınevi, 2005), s.169-170 Kadro ve kitle partisi tipolojileri açısından MSP mercek altına alındığında, tıpkı diğer Milli Görüş partilerinde de olduğu gibi İslâmcılık gibi keskin dini bir ideolojik çizgilerinin olması, üyelerini de partiyle bağlantılı Milli Gençlik Vakfı ve Nakşibendilik gibi dini cemaat yapılanmalarıyla bu ideoloji doğrultusunda yetiştirme faaliyetleri içerisinde olması, örgütlenme bakımından merkeziyetçi, başta Erbakan ve onun ekibinden başlamak üzere kesin bir hiyerarşik düzen içerisinde gözükmesi açısından Milli Selamet Partisi için kitle partisi olduğunu söylemek daha doğru olabilir. Bir diğer parti tipolojisi de Sigmund Neumann’ın “bireysel temsil partileri ve toplumsal bütünleşme partileri” ayrımıdır. Bireysel temsil partileri Duverger’in kadro partileri ayrımına çok benzer şekilde ortaya atılmıştır. Toplumsal bütünleşme partisi ise kitle partisine tekabül etmektedir. toplumsal bütünleşme partilerine bir alt başlık olarak Neumann “totaliter bütünleşme partileri” ayrımını getirmiştir. Buna göre, kitle partisi tipine uygun olarak, ideolojiyi ön planda tutan, güçlü bir hiyerarşiye sahip olan, demokrasiden uzak ve üyelerinin hayat tarzlarını bile düzenlemeye varan faaliyetlerde bulunan partiler totaliter bütünleşme partileri kategorisine girmektedir. Türköne, a.g.e., s.261 Neumann’ın tipolojisi bağlamında MSP’ye bakıldığında, MSP için totaliter bütünleşme partisi denebilir. Çünkü çok güçlü dini bir ideolojik vurgunun olması, güçlü lider profiliyle bir hiyerarşiye sahip olması, üyelerinin hayat tarzlarını, bağlantılı dernekler ve dini cemaatler aracılığıyla verdiği eğitimle ve bağlantılı olduğu dini cemaatlerle düzenleme faaliyetinde içinde olması dolayısıyla MSP’nin totaliter bütünleşme partisi özelliği gösterdiği söylenebilir. Diğer parti tipolojilerine de kısaca göz atılırsa; Otto Kircheimer’in hepsini yakala partileri tipolojisi, sadece belirli bir grubun sözcüsü olmaktan çok tüm ulusun sözcüsü olan, üyelerden çok liderlerin etkili olduğu ve en önemlisi de katı bir şekilde ideolojiye bağlılık taşımayan bir örgütsel yapısı olan partilerdir. Panebianco’nun profesyonel partiler tipolojisi ise ideolojinin partide baskın olmadığı ve partinin etkin kadrosunu profesyonel üyelerin oluşturduğu gruplardır. Katz ve Mair’e ait olan kartel partileri tipolojisinde, üyeleri ile bağları ve örgütsel yapısı zayıf olan partilere değinilir. Böyle bir ortamda üyelerinin partiye olan sadakatinden şüphe duymaya başlayan parti yönetimi, üye aidatlarından ümidi kesince devlet yardımlarından yararlanabilmek için devlete yaklaşır ve zamanla bağımlı hale gelirler. Bu tip partiler de kartel partisi olarak adlandırılır. Son olarak Ruud Koole’ye ait olan modern kadro partileri, profesyonel bir lider grubunun hâkim olduğu, düşük üye ve seçmen oranına sahip, disiplini sağlamak için parti içi dikey bir örgütlenmesi olan ve finansmanını üye aidatlarının yanı sıra devlet yardımlarıyla sağlayan partilerdir. Bir diğer tipoloji de lider partisi tipolojisidir. Buna göre bir partide liderin değişmesiyle partinin fonksiyonları değişiyor ve partide gerileme yaşanıyorsa o parti için lider partisidir denilebilir. Liderin partiden ayrılmasıyla partinin son bulması veya tabela partisi haline gelmesi söz konusu olabilir. İdeolojik parti tipolojisinde ise partiler ciddi bir tipolojik hamle yapmaktan ve hepsini yakala partisi şeklinde faaliyetlerden kaçınırlar. Bu tip partiler iktidar olma adına ideolojiyi arka plana almayan partilerdir. Türköne, a.g.e., s.261-262 Yukarıda kısa açıklamaları verilen tipolojiler bağlamında MSP incelendiğinde; ideolojiye olan katı bağlılığı sebebiyle hepsini yakala partisi olmadığı, yine ideoloji ve kadrolarında özellikle profesyonellere yönelik bir toplanma görülmediği için profesyonel partiler tipolojisine girmediği, örgütsel yapısının güçlü ve üyeleriyle olan bağlarının da kuvvetli olması sebebiyle devlete bağımlı hale gelmediğinden de MSP’nin kartel partisi olmadığı söylenebilir. MSP lider partisi olarak gözükse de, Necmettin Erbakan’dan önce Süleyman Arif Emre’nin genel başkanlığında girdiği 1973 seçimlerinden iyi sonuç alması ve Erbakan’la girdiği 1977 seçimlerinde ise bu oy oranının düşmesi, partinin lider partisi özelliğinden çıkmasına sebep olduğu söylenebilir. MSP’nin en dikkat çeken özelliğinin her dönemde savunduğu ideolojisi olduğu düşünüldüğünde, ideolojik parti tipolojisine girdiği de belirtilebilir. 4. Samuel P. Huntington’un Kurumsallaşma Ölçütlerine Göre Milli Selamet Partisinin İncelenmesi Huntington’a göre siyasal yapıların kuvvet, istikrar ve zayıflıkları onların kurumsallaşmalarıyla bağlantılıdır. O, kurumsallaşmayı, “örgütlerle usullerin itibar ve istikrar kazanmaları süreci” olarak tanımlamaktadır. Bir siyasal sistemin kurumsallaşma düzeyinin o sistemdeki örgüt ve usullerin uyarlanabilirliği, karmaşıklığı, özerkliği ve tutarlığı ile ölçülebildiğini belirtmektedir. Samuel Philips Huntington, “Siyasal Gelişme ve Siyasal Bozulma”, çev. Ergun Özbudun, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 22-23, (1965-66): 65. Bu kriterlerin ölçülmesi bize siyasal kurumları kurumsallaşma düzeyleri açısından değerlendirme fırsatı verir. Siyasal kurumların kurumsallaşmasının incelenmesi, bizlere incelenen siyasal kurumların gelecekleri hakkında yorum yapabilme imkânı sağlamaktadır. Huntington’un kurumsallaşma ölçütlerinden uyarlanabilirlik ölçütünde bir partinin kurumsallaşması üç açıdan incelenmektedir. Bunlar, bir partinin kronolojik yaşı, kuşaksal yaşı ve fonksiyonelliğidir. Bir partinin yaşı üzerinden kurumsallaşma analizi yapılırken ilk önce partinin kronolojik yaşına bakılmaktadır. Buna göre bir parti ne kadar uzun süredir varlığını sürdürüyorsa o kadar kurumsallaşmış demektir. Daha eski bir partinin ileride de var olabileceğine dair olan inanç, yeni bir partinin ileride varlığını koruyacağına ilişkin olan inançtan daha kuvvetlidir. Çünkü varlığını sürdürdüğü uzun yıllar boyunca bir parti, birçok badire atlatmış demektir. Bu badirelere göğüs gererek halen siyasi arenada faal olan partinin bu ölçüte göre kurumsallaştığı kabul edilebilir. Kuşaksal yaş ölçütünde ise, Huntington bir partinin lider kadrosundaki kişiler halen o partinin ilk kurucu kadrosu ise bu partinin uyarlanabilirliğinin şüphede olduğunu söylemektedir. Huntington, a.g.m., s.65-67 Bir parti, liderlerini ne kadar sorunsuz ve barışçıl yollarla değiştirebilmişse o partinin o kadar çok kurumsallaştığı söylenebilir. Ancak bunun için ayrıca yeni gelen liderlerin de eski oy oranını artırması veya en azından koruması gerekir. Kuşaksal ölçütte ayrıca liderlikteki devrin, eski lider ile aynı kuşaktan bir parti üyesine devredilmesi iç kuşaksal, dışarıdan veya daha alt kuşaktan birine devredilmesi de dış kuşaksal yaş olarak nitelendirilmektedir. Buna göre iç ve dış olmak üzere her iki kuşaksal yaştaki liderlik devrinin kurumsallaşma olarak kabul edilmesiyle beraber, liderliğin dış kuşaksal yaştan birine devredilmesi o partinin daha kurumsallaştığını göstermektedir. Fonksiyonellikte ise, bir partinin belirli bir fonksiyonu yerine getirmek üzere kurulmasının ardından belli bir süre sonra artık bu fonksiyona olan ihtiyacın ortadan kalkmasıyla parti kendisine ya yeni bir fonksiyon bulmak ya da yok olmak zorundadır. İşte bir veya birkaç defa kendisine yeni bir fonksiyon bulan partiler bunu başaramayanlara göre daha fazla kurumsallaşmış sayılmaktadırlar. Kurumsallaşma ölçütlerinden uyarlanabilirlik paralelinde bu çalışmanın konusu olan MSP’ye bakıldığında, Milli Selamet Partisi 1980 askeri müdahalesiyle kapatılsa da, aynı kadroların ve Milli Görüş düşüncesinin farklı adlarla devam partileri kurması ve bu partilerin günümüzde de halen çalışmalarını sürdürüyor olması, MSP’yi oluşturan Milli Görüş partilerinin Türk siyasal hayatında köklü bir geçmişe sahip olduğunu göstermektedir. Kronolojik yaşının yüksek olmasına bağlı olarak MSP özelinde Milli Görüş partileri tarihleri boyunca birçok badire de atlatmıştır. Mesela; 1971 muhtırası sonrası kapatılan Milli Nizam partisinden sonra Milli Selamet partisi kurulmuş. 1980 Askeri darbesiyle kapatılan ve kadroları tutuklanıp hapse atılan Milli Selamet partisinden sonra Refah partisi kurulmuş, o kapandıktan sonra Fazilet partisi kurulmuş ve nihayetinde o da kapandıktan sonra bugün halen siyasi arenada varlığını sürdüren Saadet partisi kurulmuştur. Dolayısıyla bu bağlamda MSP özelinde Milli Görüş partilerinin kurumsallaşmalarını gerçekleştirdikleri söylenebilir. Kuşaksal yaş ölçütüne göre MSP özelinde Milli Görüş partileri kurumsallaşmış partiler değillerdir. Çünkü partinin lideri Necmettin Erbakan MSP’nin başına geçtiğinde, 1977 seçimlerinde, bir önceki seçime göre oy oranları düşmüştü. Daha sonra Refah partisinin kapatılmasından sonra kurulan Fazilet partisinin başına geçen Recai Kutan döneminde de oy oranları bariz şekilde etkilenmiştir. Ayrıca Fazilet partisinin kapatılmasından sonra parti gelenekçi ve yenilikçi kanat olarak ikiye ayrılmıştır. Yenilikçi kanat bugünki Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurmuştur. Fonksiyonellik açısından bakıldığında MSP’nin varlık sebebi olarak, ilk kurulduğu yıllar ile bugünki Milli Görüş çerçevesinde varlığını devam ettiren Saadet Partisi arasında pek bir farklılık gözükmemektedir. MSP’nin seçim beyannamelerinde dile getirilen maddi ve manevi kalkınma hedefi, bugün Milli Görüş çizgisinin devamı niteliğindeki Saadet partisinde de dile getirilmektedir. Bu bakımdan MSP ve diğer Milli Görüş partilerini fonksiyonellik açısından değerlendirmek zordur. MSP’nin uyarlanabilirlik konusundaki kurumsallaşmasını değerlendirmemizden sonra diğer bir kurumsallaşma ölçütü olan karmaşıklık ölçütüne bakmak gerekmektedir. Karmaşıklık Huntington tarafından “hem örgütsel alt-birimlerin hiyerarşik ve fonksiyonel bakımdan çoğalması, hem de çeşitli alt-birim tiplerinin farklılaşması” olarak tanımlanmaktadır. Huntington, a.g.m., s.71 Yani bir parti örgütsel olarak ne kadar çeşitli ve farklı bir organizasyon yapısına sahipse ve bu karmaşık yapıyı ne kadar sorunsuz yönetebiliyorsa, o derecede kurumsallaşmış olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda MSP’ye bakıldığında, partiyle bağlantılı birçok Anadolu tabanlı dernek, Odalar Birliği içindeki bir kısım gruplar, ülkede faaliyet gösteren dini cemaatler, Akıncılar gibi gençlik hareketleri görülmektedir. MSP’nin kendi içindeki gençlik kolları, merkez kurulu gibi organların yanı sıra bu bağlantıları da sorunsuz bir şekilde yönetmesi, partinin karmaşıklık ölçütüne göre kurumsallaşmış bir parti olduğunu gösterir niteliktedir. Huntington’a göre karmaşıklık bir partiye fonksiyonellik de getirebilir. Çünkü karmaşık ve çeşitli bir örgüte sahip olan bir partide, yönetime ilişkin alt birimlerden öneriler de diğerlerine göre fazla gelebilmektedir. Ancak MSP’yi ve diğer Milli Görüş partilerini bu bakımdan değerlendirdiğimizde, gelen bu önerileri partinin üst kademesinin pek dinlemediğini görmekteyiz. Fazilet Partisinin kapatılmasından sonraki yenilikçi-gelenekçi kanat ayrışmasını da bu bağlamda değerlendirebiliriz. Huntington’un a göre siyasal partiler, bir takım sivil toplum örgütleriyle, sosyal gruplarla ve birimlerle ilişkili olabilirler. Ancak bir siyasi parti siyasi arenada, ilişki içerisinde bulunduğu sosyal grupların sözcülüğü rolünü üstlenir ve onların menfaati doğrultusunda açıklama ve faaliyetlerde bulunursa, o partinin kurumsallaşamadığı söylenebilir. Çünkü böyle bir durumda partinin ilişki içerisinde olduğu gruplardan özerkliği söz konusu olamamaktadır. Dolayısıyla bu gruplardan bağımsız olarak hareket edebilen bir parti bu ölçüte göre kurumsallaşmış sayılmaktadır. Huntington, a.g.m., s.73-75 Bu bağlamda MSP değerlendirildiğinde, MSP’nin islâmcı fikirleriyle tek bir sosyal grubu (dindarları ya da muhafazakarları) temsil etmesi bize partinin özerklik açısından zayıf olduğunu göstermektedir. Ancak tabanını rahatsız edecek olmasına rağmen MSP’nin 1974 yılında CHP ile bir kalisyon hükümetine katılması MSP’nin özelliği olarak değerlendirilebilir. Ayrıca ileride Milli Görüş partilerinin bir devamı olarak kurulan Refah partisinin 1994 yerel seçimlerinde başta İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın liberalleri ve ulusalcı kesimleri de kapsayacak bir şekilde seçim kampanyasını genişletmesi, yerel seçimlerde büyük bir oy artışı sağlamış ve Refah partisini 1994 seçimlerinin adeta yıldızı haline getirmiştir. Dolayısıyla Milli Görüş partilerinin ideolojik tabanına tamamen ters bu hareketler, Milli Görüş’ün özerkliği olarak değerlendirilirse, kurumsallaşmış bir parti olduğu söylenebilir. Fakat bu eylemlerin, o dönemde dahi Milli Görüş’ün üst kademesinin eleştirileri ve rahatsızlıklarıyla karşılaşması unutulmamalıdır. Huntington’un partilerin kurumsallaşması için sağlanması gereken diğer bir ölçütü de tutarlılıktır. Buna göre bir parti örgütü içerisinde söylem birliği ve partinin fonksiyonu üzerinde bir uzlaşma ortamı oluşturulmuş olmalıdır. Partinin temel amaçları ve hedefleri doğrultusunda ortak bir görüş ve ortak bir ifade olmalıdır. Bu bağlamda tıpkı diğer Milli Görüş partilerinde olduğu gibi, MSP’nin de kendi içinde söylem birliğini ve uzlaşmayı sağladığı söylenebilir. Sonuç olarak MSP’nin tutarlılığını sağladığından, Huntington’un ölçütlerine göre kurumsallaşmayı sağladığı söylenebilir. SONUÇ Milli Görüş ideolojisi, Türk siyasal hayatında kurduğu partiler vasıtasıyla faaliyetlerini halen sürdürmektedir. Milli Selamet Partisi de bu Milli Görüş geleneğiyle özdeşleşmiş ilk parti olarak kabul edilmektedir. MSP’nin temel hatlarıyla yukarıda bahsedilen tarihsel arka planına dayanılarak, doğuş teorilerinden hangilerine uygun olarak kurulduğu, parti tipolojileri açısından hangi sınıf partiler arasına girdiği ve Huntington’un siyasal partilerin kurumsallaşma ölçütleri ışığında, kurumsallaşmasının ne durumda olduğuna dair analizler yapılmıştır. Buna göre MSP’nin Duverger’in sınıflandırmasına göre bir katılma bunalımı partisi olarak Türk siyasal hayatına girdiği söylenebilir. Parti tipolojileri açısından MSP incelendiğinde ise bir kitle partisi özelliğinde olduğu söylenebilir. Aynı zamanda MSP’nin totaliter bütünleşme partisi eğiliminde olduğu da söylenebilir. Diğer parti tipolojileri kapsamında MSP’nin profesyonel partiler tipolojisine uygun olmadığı, aynı şekilde kartel ve hepsini yakala (catch all) partilerine girmediği sonucuna da ulaşılabilir. Aynı şekilde MSP Erbakan’ın karizmatik liderliğinden ötürü bir lider partisi olarak gözükse de, Erbakan ile girdiği seçimlerde düşük oy oranları alabildiği için lider partisi tipolojisine girmediği ancak en önemli özelliği olan ideolojisine katı bağlılığından dolayı ideolojik bir parti olduğu ileri sürülebilir. Huntington’un kurumsallaşma ölçütlerine göre değerlendirildiğinde MSP özelinde Milli Görüş partilerinin, gerek Türk siyasal hayatının en köklü geleneklerinden biri olması gerekse atlattığı badirelerden dolayı uyarlanabilirliğini sağlamış, örgüt yapısındaki çeşitlilikten ötürü de karmaşıklık ölçütüne göre kurumsallaşma bakımından geçer not almış bir partidir denilebilir. Ek olarak yapılan analizler sonucunda tutarlı bir parti olduğu sonucuna varılırken kısmen de olsa özerk bir parti niteliği taşıması dolayısıyla da MSP’nin kurumsallaşmış bir parti olduğu sonucuna varılabilir. KAYNAKÇA Aytepe, Mahsum (2016). “Doğuşundan Günümüze İslamcılığın Türkiye Seyri: Bir Sınıflandırma Denemesi”, Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 4(1). 169-200. Çakır, Ruşen (1990). Ayet ve Slogan Türkiye’de İslâmi Oluşumlar. İstanbul: Metis Yayınları. Çakır, Ruşen (1994). Ne Şeriat Ne Demokrasi. İstanbul: Metis Yayınları. Dursun, D. (2004). Siyaset Bilimi (2 b.). İstanbul: Beta Yayınları. Duverger, M. (1974). Siyasi Partiler (2 b.). (E. Özbudun, Çev.) Ankara: Bilgi Yayınevi. Erbakan, Necmettin (2013). Davam. Ankara: MGV Yayınları. Huntington, S. (1965-66). Siyasal Gelişme ve Siyasal Bozulma. (E. Özbudun, Çev.) Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 22-23, 55-107. İnceoğlu, Efecan (2009). “Türkiye’de Siyasal İslâmcılığın Evrimi”, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Kapani, M. (2005). Politika Bilimine Giriş (17 b.). Ankara: Bilgi Yayınevi. Kara, İsmail (1995). Türkiye’de İslâmcılık. İstanbul: Yeni Şafak Kitaplığı. Koltuk, Durmuş Ali (2009). “Türk Siyasi Tarihinde Milli Nizam ve Milli Selamet Partileri”, Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Sezgin, İpek Gencel (2013). “How Islamist parties emerge: the case of the National Order Party”, Negotiating Political Power in Turkey: Breaking up the Party içinde, ed. Elise Massicard ve Nicole F. Watts, Londra: Routledge, s.77-99. Türkmen, Hamza (2008). Türkiye’de İslâmcılık ve Özeleştiri. İstanbul: Ekin Yayınları. Türköne, M. (2003). Siyaset. Ankara: Lotus Yayınevi. İnternet Siteleri TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı E-Kaynaklar, “Milli Nizam Partisi: Program ve Tüzük”, Erişim tarihi 04.04.2017, https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/e_yayin.eser_bilgi_q?ptip=SIYASI%20PARTI%20YAYINLARI&pdemirbas=197600505 TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı E-Kaynaklar, “Milli Selamet Partisi 19.Seçim Beyannamesi”, Erişim tarihi 04.04.2017, https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/e_yayin.eser_bilgi_q?ptip=SIYASI%20PARTI%20YAYINLARI&pdemirbas=197600578 TBMM Kütüphane ve Arşiv Hşzmetleri Başkanlığı E-Kaynaklar, “Milli Selamet Partisi Tüzüğü”, Erişim tarihi 04.04.2017, https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/e_yayin.eser_bilgi_q?ptip=SIYASI%20PARTI%20YAYINLARI&pdemirbas=197600567 TBMM Kütüphanesi Açık Erişim Koleksiyonu, “Milli Nizam Partisi Kuruluş Beyannamesi”, Erişim tarihi 04.04.2017, http://acikerisim.tbmm.gov.tr:8080/xmlui/handle/11543/798