Papers by Merve Zayım
Advances in hospitality, tourism and the services industry (AHTSI) book series, Jun 14, 2024
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Türkiye turizm açısında oldukça elverişli bir konuma sahiptir. Nitekim deniz-kum-güneş turizminin... more Türkiye turizm açısında oldukça elverişli bir konuma sahiptir. Nitekim deniz-kum-güneş turizminin yanı sıra, sağlık turizmi, kış turizmi, ekoturizm, kültür turizmi, kongre turizmi, gastronomi turizmi gibi birçok turizm çeşidine ev sahipliği yapabilmektedir. Türkiye’de turizm özellikle Cumhuriyet’in ilanı ile birlikte gelişmeye başlamış, bu doğrultuda modern anlamda adımlar atılmıştır. Beş yıllık kalkınma planları kapsamında da turizme önem verilmesiyle birlikte bu gelişme süreci 1980’lerden itibaren hız kazanmış ve ekonomi üzerindeki etkisini de arttırmıştır. Ülke için önemli döviz girdisi olan bu sektör en eski tabiri ile birlikte bacasız sanayi olarak anılmaktadır. İlk başlarda kitle turizminin önem kazandığı ülkemiz turizminde, zamanla alternatif turizm faaliyetlerine de önem verilmeye başlanmış ve bu doğrultuda adımlar atılmıştır. Bu sayede turizm faaliyetlerinin sadece tek mevsim değil, yılın tüm aylarında gelir getiren bir sektöre dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Nitekim mevcut doğal ve beşeri turizm kaynakları koruma-kullanma dengesinin gözetilmesi konusuna önem verilmeye başlanmıştır. Yapılan Beş Yıllık Kalkınma Planlarında da sürdürülebilirlik konusu özellikle Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ile birlikte önem kazanmaya başlamıştır. Tüm dünyada özellikle son yıllarda öne çıkan sürdürülebilirlik kavramı turizmin kaynakları açısından da son derece hayati öneme sahiptir. Söz konusu kaynakların gelecek nesillere aktarımının sağlanması ve bu kapsamda koruma altına alınması gerekmektedir. Turizm faaliyetlerinin ekonomik gelir içindeki payı zaman zaman çeşitli siyasi, ekonomik, hastalık, salgın gibi olaylardan etkilense de planlı dönemden itibaren günümüze kadar hep yükselme eğiliminde olmuştur. Alternatif turizm kaynaklarının aktif olmaya başlaması ile birlikte yıl içinde GSMH üzerindeki payı da artmaya başlamıştır. Özellikle 1974, 1999, 2006, 2016, 2020 yıllarında yaşanan düşüşler sonrasında hep yükselme eğilimi göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Turizm, Türkiye, Turizmin Gelişimi, Turizm Politikaları
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Dünya İnsan Bilimleri Dergisi, May 24, 2018
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Coğrafya Dergisi / Journal of Geography
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Coğrafya Dergisi - Journal of Geography-IU PRESS, 2022
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
“Derince Şehir Coğrafyası” adlı bu çalışma, şehir coğrafyası kapsamında beşeri ve iktisadi coğraf... more “Derince Şehir Coğrafyası” adlı bu çalışma, şehir coğrafyası kapsamında beşeri ve iktisadi coğrafya metodolojisiyle bir yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Derince şehrinin konumu, şehrin nerede kurulduğu, gelişimi tarihi süreç içerisinde değerlendirilmiş ve şehrin fonksiyonları incelenmiştir, şehrin öne çıkan fonksiyonlarının mekân ile etkileşimi, şehrin sosyo-ekonomik yapısı, nüfus özellikleri, yerleşim durumu gibi konuları ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu çalışmanın, Derince şehrinin daha önce beşeri coğrafya açısından kapsamlı olarak incelendiği bir çalışmaya rastlanılmamış olması sebebiyle, şehrin bu yönden incelenmesi temel amaçlarından olmuştur. Çalışmada sayısal veriden, haritalardan yararlanılmış ve Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Yöntemleri kullanılmıştır. Şehirdeki incelemeler birçok arazi çalışmasıyla destelenmiştir. Ayrıca çeşitli kurum, kuruluşlardan sayısal ve sözel veri temin edilmiş bunlar çeşitli bilgisayar programlarıyla işlenmiş ve temin edilen verilerin mekân ile bağı araştırılarak yorumlanmasına yönelik bir yöntem izlenmiştir. Derince, esas olarak şehir coğrafyası prensiplerine uygun olarak ele alınmıştır. Bunun yanı sıra Derince’nin diğer coğrafi özellikleri de araştırılarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Derince Şehri, Nüfus ve Yerleşme Özellikleri, Şehirsel Fonksiyonlar
Bookmarks Related papers MentionsView impact
2. İstanbul Uluslararası Coğrafya Kongresi, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
I. ULUSLARARASI AKDENİZ SEMPOZYUMU BİLDİRİ TAM METİNLERİ KİTABI SYMPOSIUM FULL TEXT BOOK CİLT 4 / VOLUME 4 EDİTÖR, 2018
Turizm; genel anlamı itibariyle insanların gezip görmek, dinlenmek, yeni yerler keşfetmek gibi ih... more Turizm; genel anlamı itibariyle insanların gezip görmek, dinlenmek, yeni yerler keşfetmek gibi ihtiyaçların karşılanması olarak tanımlanmaktadır. Zaman içinde meydana gelen meydana gelen birçok değişim, imkânların artması ve yeni kaynak arayışı turizm algısını değiştirmiştir. Bu durum turizmin çeşitlenmesine ve alternatif turizmin gelişmesine etki etmiştir. Türkiye, alternatif turizm çeşitlerinden olan kültür turizmi için son derece zengin kaynaklara sahiptir ve bu kaynakları sayesinde yerli ve yabancı turistler için bir çekicilik yaratır. Çalışmamızda ele alacağımız Demre, bu açıdan son derece zengin bir görünüme sahiptir. Bugün Antalya il sınırları içerisinde bulunan Demre’de yer alan Noel Baba Kilisesi, Myra ve Andriake Antik Kenti gibi kültürel kaynaklar yıllardır yerli ve yabancı turistler için önemli bir çekicilik unsuru oluşturmuştur. Farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan sahamızda var olan potansiyelin farkındalık oluşturulması adına ve bilinçli kullanım sayesinde korunması, kullanımı, yaşatılması ve dolayısıyla da gelecek nesillere aktarımı için sürdürülebilirliğinin sağlanması son derece büyük bir önem arz etmektedir. Biliyoruz ki plansız ve öngörülmeksizin organik olarak gelişse dahi kendi içinde yıkıcı unsurları da barındıran bir büyüme, var olan doğal ve kültürel mirasa zarar vermektedir. Bu etkilerin ortadan kaldırılması ve/veya en aza indirilerek önüne geçilmesi öncelikli hedef olmalıdır. Çalışmamızda Demre’nin mevcut kültür potansiyeli ve bu potansiyelin değerlendirilmesi ve bu konudaki sorunlar ve çözüm önerileri ele alınacaktır. Bu çalışma sayesinde Demre’nin ve dolaylı olarak çevresinin sahip olduğu potansiyeli kullanılabilmesi ve mevcut değerlere sahip çıkılması esasının altı çizilecektir.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Kültür, Kültür Turizmi, Akdeniz, Demre
Bookmarks Related papers MentionsView impact
New Horizons in Social Sicences, 2018
We witness astounding developments in this age of information and communication. Technology has i... more We witness astounding developments in this age of information and communication. Technology has influenced all the aspects of our lives by causing inevitable changes and improvements in every field. Naturally, the world of science has greatly benefited from this change and development. In consequence, the rapid circulation of information and technology in the scientific world has increased the cooperation among scientists. This cooperation highly contributes to researches and studies in the fields of language, history, literature, education, economy, social and cultural life, politics, sports, tourism, and media and communication along with many other areas Thus this book contains new horizons in Social Sciences in. , parallel with the improvements in the world of science. In this context,
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Conference Presentations by Merve Zayım
Alanya, Antalya’nın ilçelerinden biridir. “Türk Rivierasının İncisi” olarak da bilinen Alanya’nın... more Alanya, Antalya’nın ilçelerinden biridir. “Türk Rivierasının İncisi” olarak da bilinen Alanya’nın kuzeyinde Toros Dağları, güneyinde Akdeniz, batısında Manavgat, doğusunda ise Gazipaşa yer almaktadır. 1.598,51 km²'lik bir alana sahip olan Alanya’nın 2022 yolu verilerine göre nüfusu 364.180’dir.
Antik Dönem Kilikya ile Pamfilya arasında sınırda kalan Alanya’nın yerleşim tarihi yapılan kazı çalışmaları ile birlikte Paleolitik Döneme kadar gitmektedir. 1957 yılında keşfedilen Kadıini Mağarası’nda ilk yerleşme izlerine rastlanmıştır. Bizans Dönemi’nde derebeylerine ve Anadolu Selçuklu Devletine de başkentlik yapmış olan Alanya stratejik bir öneme sahiptir. Nitekim Antik Dönemde korsanlar tarafından hakimiyet altında tutulan Alanya (o dönemdeki adıyla Korakesion’un) sahip olduğu coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca hep dikkat çekmiştir. Ayrıca Akdeniz’in depo alanı olarak kullanılan limanı ile ön plana çıkmaktadır. Bizans Dönemi’nde “güzel dağ” anlamına gelen Kalon Oron/Oros, Kaxou Opoş, (Καλόν Ορος) adı ile anılmıştır. Daha sonraları sultan Alaeddin
Keykubat’tan adını alacak olan Alanya’nın Selçuklular tarafından fethedilmesi 1221/1222 yıllarına rastlamaktadır. Büyük Selçuklu Sultanı Alanya’yı fethettikten sonra burada Alanya kalesini, şehri yeniden tesis ettirmiştir. Başkent Konya’ya olan yakınlığı şehrin büyüyüp gelişmesine olanak sağlamış, korsanlardan temizlendiği zaman da şehir sahip olduğu limanı ile önemli ticaret merkezi haline gelmiştir. Alaeddin Keykubat hem başkente yakın olması hem de Akdeniz’in önemli ticaret merkezlerinden biri olması gibi sebeplerle kış aylarını genellikle burada geçirmiştir. Sultan Alaeddin’în ölümü ile Moğol istilasına uğrayan bölgede Selçuklu hakimiyeti azalmış ve güç kaybetmiştir. Kurulan Alaiye Beyliği ile beylikler dönemine giriş yapılmış ve Fatih Sultan Mehmet döneminde Gedik Ahmet Paşa tarafından 1471 yılında da Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Bu fetih ile birlikte Akdeniz’in hakimiyeti Osmanlı kontrolüne geçmiştir. Bu fetih ticaret yollarının güvenliği açısından da oldukça önem arz etmiştir. Osmanlı Devleti’nin yıkılma sürecinde Fransızlar tarafından işgal edilen bölge, Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne geçmiştir. 1874 yılında kurulmuş olan belediye teşkilatı Cumhuriyet Dönemi’nde de devam etmiştir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
14th INTERNATIONAL CONFERENCE ON CULTURE, CIVILIZATION AND SOCIAL SCIENCES, 2023
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Beykoz Sempozyumu, 2021
Üniversiteler, genel itibarıyla bulunduğu bölge ve alan için oldukça önemlidir ve bu önemini de g... more Üniversiteler, genel itibarıyla bulunduğu bölge ve alan için oldukça önemlidir ve bu önemini de günden güne kanıtlamaktadır. Üniversitelerin mevcut düzende bilgi üreten ve araştırma yapan, bilgi birikiminin yapıldığı eğitim kurumları olduğu gerçeğinin yanı sıra sosyal ve ekonomik anlamda da katkıları bulunmaktadır. Geleneksel, bilgi üreten, bilgi birikiminde önemli rol oynayan bu eğitim kurumlarının etkin bir istihdam ve ekonomik anlamda yön verici olduğu da bir gerçektir. Özellikle bölgesel kalkınma gibi konularda üniversitenin varlığı aranan bir özellik olmuştur. Yerel ekonomi için son derece önemli olan üniversitelerin varlığı bölge halkı için sosyal anlamda da ayrıca öne çıkmaktadır. Eğitim seviyesini doğrudan yükselten bu kurumlarda barınacak öğrencilerin, bu bölgelerdeki hayat tarzlarına etki ettiği ve onlardan etkilendiği de söylenebilmektedir. Ancak tüm bunların ışığında elbette belirtmek gerekir ki altyapısını tamamlamış olan bölgelerde, bu anlamda bir katkı sağlayacak üniversitenin varlığından söz edebiliriz. Şüphesiz sadece üniversitelerin sayısının artması bu katkıyı her zaman verememektedir. Çalışma sahamızda bulunan üniversitelerin geçmişten geleceğe uzanan başarı öyküleri de bölgeye olan katkılarının başında gelmektedir. Gerek sosyal gerekse ekonomik anlamda gözle görülür bir değer katmışlardır. Bu bağlamda burada yapılacak yenilikler, etkinlikler ve katkılar kontrollü bir şekilde organize edilir ve yönetilirse adından sıkça bahsedilen bir bölge ve hatta önemli bir kampüs şehir hâline gelebilecektir. Beykoz’da bulunan potansiyeller ışığında çalışmamızda ayrıntılı olarak ele aldığımız bu önerilerin hayata geçirilmesi ile halk ve üniversite uyumlu ve koordine bir şekilde eğitimde, ekonomide ivme kaydedebilecektir. Sahamızda bulunan kırsal alanların, burada okuyan gençlerin dikkatini çekmesi ve bu yönde ilgilerini yönetebilmek ilgili kurum ve kuruluşların destekleri ve programlamaları ile genişletilebilecektir. Doğa ile dost, ona saygılı ve en önemlisi sürdürülebilir bir anlayışla gençleri buralarda tutmak bölge için katma değer oluşturacaktır. Yapılan literatür çalışması, arazi çalışmaları ile buralardan alınan verilerin işlenmesi ve elde edilen veri ve bulgular ArcGIS 10.2 programı ile işlenmiştir. Bu analizlerin ışığında interpolarasyon ve swot analizi gibi teknikler kullanılarak çalışmaya yön verilmiştir. Bölge için bir marka hâline gelebilecek olan “üniversite şehri” tanımlamasının önemine vurgu yapılarak varılan sonuçlar ortaya konacaktır. Ayrıca sahamız için öne çıkan potansiyeller, mevcut konumu ve bunun sağladığı avantajların şehre katkısı üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Tüm bunların yanı sıra yapılmış ve yapılacak olan çalışmalar ile şehir-üniversite arasındaki ilişkinin boyutları ve bunun ne derece genişletilip, ivme kazandırılabileceği üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: üniversite, şehir, fonksiyon, özel fonksiyon, üniversite şehri, Beykoz, İstanbul
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Beykoz Sempozyum Kitabı, 2020
Yerleşme coğrafyasının iki temel basamağı olan ‘Kır’ ve ‘Şehir’ yerleşmesi, geçmişte ve günümüzde... more Yerleşme coğrafyasının iki temel basamağı olan ‘Kır’ ve ‘Şehir’ yerleşmesi, geçmişte ve günümüzde farklı alanlar tarafından kullanılmakta ve tanımlanmaktadır. Bu farklı alanların kullanımı özellikle şehir kavramının tanımında tam olarak birlik olmamasına neden olmuştur. Konu ile ilgili çeşitli tanımlamalar bulunmaktadır ve benzer durum şehirleşme kavramında da geçerlidir. Ancak bilindiği gibi şehirleşme, birçok unsuru barındırmakta buna işlevsellik kazandırmaktadır. Şehirlerin ortaya çıkması, gelişmesi ve devamlılığının sağlanması, fonksiyonlarına bağlıdır. Şehirler sahip olduğu fonksiyonları sayesinde varlığını devam ettirir. Bu fonksiyonlar çeşitlilik gösterebileceği gibi, öne çıkan özel fonksiyonu da olabilmektedir. Örneğin; Antalya’nın turizm şehri olarak anılmasını sağlayan turizm fonksiyonu ya da Ankara’nın başkent olması nedeniyle sahip olduğu idari fonksiyonu öne çıkmaktadır. Elbette bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Üniversiteler de bu özel fonksiyonlardan biridir ve eğitim fonksiyonunun öne çıkmasına, o şehrin üniversite şehri olarak anılmasına neden olabilmektedir. Eskişehir buna en güzel örneklerden biridir. Üniversiteler genel anlamda ülke için özel anlamda ise bulunduğu bölge için oldukça önemli bir değerdir. Yüksek eğitim veren bir kurum olmanın yanı sıra sosyo-ekonomik anlamda da bölgenin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca bulunduğu bölgenin şehirlileşmeye katkısı da şüphesiz ki akla gelmektedir. Üniversitelerin kurulması ve oraya çekilen nüfusla birlikte ekonomik anlamda gelişme kaydeden şehirler, kültürel anlamda da birbirini destekler duruma gelecektir. Bunun yanı sıra üniversitenin kurulmasına bağlı olarak gelişen şehirlerde beraber hayat tarzı da değişime uğrayacaktır. Yeni ve farklı işletmelerin açılması, mevcut öğrenci ve üniversiteye çalışmaya gelenlerin ihtiyaçlarını karşılar nitelikte olacak
ve buraya gelen nüfusun ihtiyaçları bu sayede karşılanacak; böylece buradan dışarıya gitme gereksinimleri de ortadan kalkacaktır. Yeni ve farklı işletmelerin, sosyal alanların, kütüphanelerin, spor tesislerinin, araştırma merkezlerinin vb. yerlerin şehre kazandırılmasıyla değişen sadece hayat tarzı olmayacak, mekânsal birtakım değişiklikler de yaşanacaktır. Üniversite faaliyetlerine bağlı olarak düzenlenecek
akademik kongreler, sempozyumlar, konferanslar, çalıştaylar, münâzaralarla bunun beraberinde üniversiteye ve ilgili fakültelere bağlı olarak kurulan radyo ve televizyonlarla da sosyal ve kültürel hayat üzerinde söz sahibi olacaktır. Üniversiteler aynı zamanda kuruldukları şehrin eğitim seviyesine de doğrudan katkı sağlayacak ve şüphesiz kurulduğu yerde istihdam olanakları da sunacaktır. Toplumların ekonomik ve sosyal kalkınmalarına katkı sağlayan üniversiteler, önemli eğitim kurumlarının başında gelmektedir. Nitelik bakımından donanımlı
olması gereken üniversitelerin yapacağı katkı da kuşkusuz fazla olacaktır. Eğitimli ve donanımlı memleketin geleceğine maddi ve manevi katkı sağlayacak gençler yetiştiren en önemli eğitim kurumlarından olan üniversiteler, toplumun gelişmesi ve bu gelişmeyi de doğru yönde yönlendirme gücüne sahiptir. Uzun vadede gerçekleştirilecek bu gelişmenin tohumlarının atıldığı üniversiteler, aynı zamanda kültürel
ve teknolojik gelişmelerin de ileri seviyelere taşındığı yerel ekonominin sosyal kurumlarıdır. Yerel ekonomi için son derece önem arz eden bir eğitim kurumu olan üniversiteler, sahip olduğu potansiyele bağlı olarak bunu geliştirebilir ve bu sayede ekonomiye daha çok katkı sağlayabilir. Üniversiteler sadece bilgi üreten ve bunu işleyen kurumlar değil, aynı zamanda bu bilgi birikiminin ve oluşan kültürel değerin gelecek nesillere aktarımını sağlayan mekânlardır. Bu yanıyla geçmiş ile gelecek arasında adeta bir köprü görevi görmektedir. Ayrıca üniversitelerin bilimsel faaliyetlerle birlikte bilgi birikimine yaptığı katkılar, bölgesel kalkınma sürecinde aktif rol oynamasıyla entegre olunca; şüphesiz ortaya çok daha güzel sonuçlar çıkacaktır. Bölgesel kalkınmada yönlendirici bir güç olması ve sahip olduğu imkânlarıyla bu sürece katılması, ilgili kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalarda bulunmasıyla, kalkınmada beklenen ivmeyi yukarıya taşıyacaktır. Ancak şu gerçek de unutulmamalıdır ki, üniversitelerin sağlayacağı yararlar hiç kuşkusuz kurulacağı mekânın
altyapısına bağlıdır. Altyapısı eksik veya tamamlanmamış bir yerde üniversitenin kurulması beklenen olumlu sonuçları veremeyecek ve bu durum hayal kırıklığı yaşanmasına neden olacaktır. Bu nedenle böyle yerlerde kurulan üniversitelerin beklenen katkıyı verememesi kaçınılmazdır. Çalışma sahamız olan Beykoz’da bulunan beş üniversitenin şehre katkısı yadsınamayacak durumdadır. Özellikle bölge halkı için önemli katma değer sağlayan üniversiteler öğrencilere sundukları imkânlarla öne çıkmaktadır. Beykoz’un denizi, ormanı ve temiz havası buraya gelen öğrenciler için bir artı değerdir. Sahip olduğu bu sakin havası öğrenciler için hoş ve etkili bir çalışma ortamı da oluşturmaktadır. Beykoz halkının eğitime verdiği önemle birleşince üniversitelerin buradaki potansiyeli daha da artış gösterecek ve yeni kurulan üniversitelerin mevcut öğrenci sayılarının da artmasıyla şehir için eğitim vazgeçilmez bir unsur olacaktır. Burada kırsal yerleşmelerdeki zirai uygulama alanları, mevcut üniversiteler için bir avantaj sağlamaktadır. Bununla birlikte bölgede yapılan at yetiştiriciliği, eskiden beri ünlü olan yelkencilik ve kürek sporları gibi faaliyetlerin yeniden canlandırılması ve üniversitelerin bu konularda ilgili bölüm ve fakültelerinin kurulmasıyla da sağlayacağı katkı artacaktır. Bu gibi geliştirilmeye açık imkânlarının bulunması Beykoz’u gelecekte bir marka haline getirebilecek ve sağlayacağı sosyo-ekonomik katkıların yanı sıra kültürel anlamda da ivme kaydettirecektir. Yapılan literatür çalışmaları, arazi çalışmaları ve bu çalışmalardan toplanan verilerin ArcGIS 10.2 programı ile işlenmesiyle oluşturulan haritalar ve swot analizi gibi tekniklerle anlatım zenginleştirilmiştir. Gerçekleştirilen incelemelerle şehir-üniversite ilişkisi, üniversitelerin şehirleşmeye olan etkileri ve çalışma sahamız olan Beykoz’da üniversitelerin şehre katkısı anlatılmaya çalışılacaktır. Bu çalışmalar sayesinde, şehirsel kullanım alanlarının üniversitelerden önce ve sonra olmak üzere değişimlerine bakılarak, şehrin gelecekteki potansiyeli ortaya konulacak, karşılığında ise var olan potansiyelinin nasıl değerlendirilebileceğine yönelik varılan sonuçlar da dikkate alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Üniversite, Şehir, Fonksiyon, Özel Fonksiyon, Üniversite Şehri, Beykoz, İstanbul.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
USVES ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER VE EĞİTİM BİLİMLERİ SEMPOZYUMU, 2020
Şehirlerin gelişiminde nüfus sayısı, çeşitliliği ve niteliği büyük önem arz eder. Bunun yanı sıra... more Şehirlerin gelişiminde nüfus sayısı, çeşitliliği ve niteliği büyük önem arz eder. Bunun yanı sıra şehirlerin fiziksel olarak büyümeleri ayrıca gelişmeye anlam kazandıran bir hususiyettir. Zira şehirlerin gelişmesini en iyi ifade eden faktörlerin başında şehrin fiziksel büyüklüğü gelmektedir. Bunun yanında fonksiyon çeşitliliği ve sayısı, şehrin gelişimini doğrudan etkileyen bir kriter olup önemi büyüktür. Nitekim fonksiyonlar, şehirlerin ortaya çıkışında olduğu kadar gelişmelerinde de muazzam bir etkiye sahiptir. Çünkü fonksiyonlar arttıkça şehirler o oranda nitelik ve değer kazanırlar. Bu fonksiyonlar birden fazla olabileceği gibi, içlerinden bir tanesinin ön plana çıkmasıyla o fonksiyon şehrin özel fonksiyonu olabilmektedir. Özel fonksiyonu şehrin bununla anılmasına neden olmaktadır. Buna örnek olarak; Eskişehir’in üniversite şehri, Çorlu’nun sanayi şehri, Antalya’nın turizm şehri olarak adlandırılması verilebilir. Eğitim fonksiyonun öne çıktığı kimi şehirlerimiz, üniversite şehri olarak adlandırılmaktadır. Ülkemizde cumhuriyetle birlikte daha da ivme kazanan üniversiteler, günden güne sayısını arttırmakta ve bulunduğu mekâna şehirsel fonksiyon sağlamaktadır. Çoğu devlet eli ile açılan üniversitelerimiz, son yıllarda giderek artan vakıf üniversiteleriyle de sayısını artırmış durumdadır. Özellikle 2006 yılında alınan her ile bir üniversite kararıyla bu sayı artırmıştır. Artan üniversite sayısının bulunduğu yerleşmeye yapacağı katkı hiç kuşkusuz sadece ekonomik yönden olmayacak, ekonomik katkının yanı sıra sosyal ve kültürel etkileri de beraberinde getirecektir. Ülkenin ve tabii olarak bulunduğu bölgenin öğrenim seviyesine de etki eden bu durum nitelik-nicelik açısından bazı soru işaretlerine neden olsa da yaptığı katkılar itibariyle araştırılmaya ve çalışılmaya değerdir. Yapılan literatür çalışmaları, arazi çalışmaları ve buralarda yapılan mülakat ve anketlerle birlikte kullanılan ArcGIS 10.2 programıyla hotspot analizi, interpolerasyon, IDW gibi analizlerle detaylandırılarak anlatılan konumuz, üniversitelerin şehirleşme ilişkisi, şehirleşmeye olan etkileri ve çalışma sahamız Kırklareli’nde üniversitenin şehre katkısı anlatılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmalarla, şehrin toponomisi ve arazi kullanımının üniversiteden önce ve sonra olmak üzere olan değişimlerine bakılarak, şehrin gelecekteki potansiyeli ortaya konacaktır. 2007 yılında açılan ve bugün 27 bin öğrenciye ev sahipliği yapan Kırklareli Üniversitesi bu konuda dikkat çekmektedir. Bu çalışma sahasının seçiminde etkili olan en önemli faktör, “Emekli şehri” olarak anılan şehrin, üniversite açıldıktan
ve ekonomik anlamda etkisinin artmasına da bağlı olarak "Üniversite şehri” olma yolunda ilerlemesi olmuştur. Yapılacak çalışmalar ve önerilerle birlikte, şehir bu anlatılanlar ışığında geliştirilebilecektir. İşte tüm bunlarla beraber bu katkı ve değişimi genel hatlarıyla incelemek ve örneklerle pekiştirmek çalışmamızın temel amacını oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Şehir Fonksiyonları, Üniversite, Üniversite Şehri, Yerleşme Coğrafyası, Kırklareli.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Istanbul University Publication No: 5255 Faculty of Economics Publication No: 34, 2019
ÖZ
Yerleşme, tarihin en eski dönemlerinden beri insanoğlunun en temel ihtiyaçlarının başında gelm... more ÖZ
Yerleşme, tarihin en eski dönemlerinden beri insanoğlunun en temel ihtiyaçlarının başında gelmektedir. Yerleşmeyle birlikte toplumsal anlamda
örgütlenmeye başlayan insanoğlu dün olduğu gibi bugün de yerleşme olgusuna önem vermektedir. İnsanların bir arada yaşamaya başlaması ve gittikçe
yapay mekânlar oluşturmasıyla ortaya çıkan şehirler günümüzde, artan nüfus ve sanayinin etkisiyle kendilerine özgü tarzlarını kaybetmeye başlamıştır.
İnsanların rahatından çok, kalabalıkları genellikle sadece barındırmaya yönelik olan bu sistemler, insanları yeni arayışlara sevk etmiştir. Son yıllarda özellikle
Avrupa’da ortaya çıkan “Yavaş” hareketi gittikçe tüm dünyaya yayılmaktadır. Öncelikle gıda sektöründe ortaya çıkan bu hareket, insanların küreselleşen
düzende şehirlerin artık insan odaklı olmaması ve kültürel birçok alanın korunamaması gibi sebeplerin etkisiyle şehirlere de uygulanmaya başlamıştır.
Nitekim Türkiye’de de en güzel örneklerine sahip olan Cittaslow (Sakin Şehir) Hareketi, şehirler için bir markalaşma aracı olmuştur. Yavaş Hareketi içinde
gelişen Sakin Şehir, mekânsal olarak düzenlemeler yanında felsefe olarak insanın tüm faaliyetlerini de kapsamaktadır.
Belli kriterler ölçüsünde “Sakin Şehir” seçilen yerleşmeler, potansiyellerini doğru ölçüde kullanabilir ve bunu sürdürebilirse, hem ekonomik hem sosyal
açıdan daha yaşanabilir şehirler olarak markalaşabilmektedir. Çalışma alanımız olan Demre, sahip olduğu doğal ve kültürel özellikler itibariyle bu konuda
büyük potansiyele sahiptir. Yerel kalkınma açısında da oldukça olumlu etkileri bulunabilecek olan bu sistemin potansiyelinin ortaya konmasıyla birlikte yerel
halk açısından farklı ekonomik geliri olacağı da bir gerçektir. Yöresel ve yerel kimliğin ön plana çıktığı bu şehirler, belli kriterlere bağlı kalarak onları devam
ettirdikleri için maddi manevi birçok kültürel özellikleri, sahip olunan dinamikleri nesillerden nesillere aktarabilme özelliğini de koruyabilmektedirler. Demre
halkının temel geçim kaynağının tarım olması ve gittikçe bu tarım topraklarının azalması bölge için önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu açıdan sahip
olduğu diğer birçok potansiyeli değerlendirerek, hem ekonomik açıdan sürdürülebilirlik hem de markalaşma yolunda atılabilecek adımlarla kendinden söz
ettirebilecektir. Çalışmamızda temel amaç, Demre’nin mevcut potansiyelinin doğru ve emin adımlarla değerlendirilmesi, planlı ve programlı olarak işlevsellik
kazanmasına dikkat çekmektir. Nitekim kapasitesi ve potansiyeli ölçüsünde bu gelişmeyi takip etmesi, sahip olduğu maddi manevi birçok değere de sahip
çıkarak sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından önemli olacaktır. Demre’nin Sakin Şehir kriterlerine uygunluğunun değerlendirilmesi ve bu başvurunun
yapılabilmesi için gerekli kurum ve kuruluşlarla da irtibata geçilerek mevcut durumun ortaya konması amaçlanmaktadır. Yapılan araştırma ve çalışmalar bu
potansiyelinin mevcut olduğunu ancak yanlış ve yıpratıcı bir şekilde büyümesinin son derece tahrip edici olacağı yönünde değerlendirilmektedir.
Çalışmamızda Demre’nin olumlu yönden gelişmesi ve ilerlemesi için mevcut potansiyellerinin doğru ve planlı kullanması son derece önem arz etmektedir.
Yapılacak herhangi bir yanlışlık ve yüzeysel planlamanın olumsuz etkileri geri döndürülemeyecek düzeyde olabileceğine dikkat çekilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Yerleşme, Sakin Şehir, Cittaslow, Sürdürülebilirlik, Demre.
Abstract
The settlement has been one of the most basic needs of human beings since the oldest periods of history. Mankind, which started to organize in a social
sense with the settlement, gives importance to the fact of settlement as it did yesterday. The cities, which emerged as people started to live together and
gradually create artificial spaces, started to lose their unique style with the effect of increasing population and industry. These systems, which are mostly
intended to only accommodate the crowds, rather than the comfort of people, have led people to search for new ones. The “Slow” movement, which has
emerged in Europe in recent years, is increasingly spreading all over the world. This movement, which emerged primarily in the food sector, has started to
be applied to cities due to reasons such as the fact that cities are no longer human-oriented and that many cultural areas cannot be preserved in a globalized order. Indeed, having the most beautiful examples in Turkey Cittaslow Movement, has been a branding tool for cities. Developing within the
Slow Movement, the Cittaslow encompasses all spatial arrangements as well as all human activities as philosophy.
If the settlements selected as “Cittaslow” according to certain criteria can use their potential to the right extent and continue to do so, they can be branded
as more livable cities both economically and socially. Demre, which is our field of study, has great potential in this regard due to its natural and cultural
characteristics. It is a fact that this system, which can have positive effects in terms of local development, will have different economic income for local
people as well. These cities, where local and local identity come to the forefront, maintain their ability to transfer the material and spiritual cultural
characteristics and dynamics possessed from generations to generations as they continue to adhere to certain criteria. The main source of livelihood of the
people of Demre is agriculture and the decrease of these agricultural lands is an important problem for the region. By evaluating many other potentials in
this respect, it will be able to make itself heard with steps that can be taken both in terms of economic sustainability and branding. The main purpose of our
study is to evaluate Demre’s current potential with correct and confident steps and to draw attention to its planned and programmed functionality. As a
matter of fact, the fact that it follows this development in terms of its capacity and potential will be important in terms of maintaining its material and moral
values and ensuring its sustainability. It is aimed to evaluate the conformity of Demre with the Cittaslow criteria and to make contact with the necessary
institutions and organizations in order to make this application. Researches and studies have shown that this potential is present but that its growth in a
wrong and abrasive way will be extremely destructive.
In our study, it is of utmost importance for Demre to develop and progress positively and to use its current potential correctly and in a planned manner. It
should be noted that any inaccuracies and superficial planning can be irreversible.
Keywords: Settlement, Cittaslow, Sustainability, Demre.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
I. İstanbul Uluslararası Coğrafya Kongresi, 2019
Bookmarks Related papers MentionsView impact
I. ULUSLARARASI AKDENİZ SEMPOZYUMU BİLDİRİ ÖZETLERİ KİTABI THE BOOK OF ABSTRACTS, 2018
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Thesis Chapters by Merve Zayım
Yüksek Lisans Tezi, 2017
“Derince Şehir Coğrafyası” adlı bu çalışma, şehir coğrafyası kapsamında
beşeri ve iktisadi coğraf... more “Derince Şehir Coğrafyası” adlı bu çalışma, şehir coğrafyası kapsamında
beşeri ve iktisadi coğrafya metodolojisiyle bir yüksek lisans tezi olarak
hazırlanmıştır.
Derince şehrinin konumu, şehrin nerede kurulduğu, gelişimi tarihi süreç
içerisinde değerlendirilmiş ve şehrin fonksiyonları incelenmiştir, şehrin öne çıkan
fonksiyonlarının mekân ile etkileşimi, şehrin sosyo-ekonomik yapısı, nüfus
özellikleri, yerleşim durumu gibi konuları ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu
çalışmanın, Derince şehrinin daha önce beşeri coğrafya açısından kapsamlı olarak
incelendiği bir çalışmaya rastlanılmamış olması sebebiyle, şehrin bu yönden
incelenmesi temel amaçlarından olmuştur.
Çalışmada sayısal veriden, haritalardan yararlanılmış ve Coğrafi Bilgi
Sistemleri ve Uzaktan Algılama Yöntemleri kullanılmıştır. Şehirdeki incelemeler
birçok arazi çalışmasıyla destelenmiştir. Ayrıca çeşitli kurum, kuruluşlardan sayısal
ve sözel veri temin edilmiş bunlar çeşitli bilgisayar programlarıyla işlenmiş ve temin
edilen verilerin mekân ile bağı araştırılarak yorumlanmasına yönelik bir yöntem
izlenmiştir. Derince, esas olarak şehir coğrafyası prensiplerine uygun olarak ele
alınmıştır. Bunun yanı sıra Derince’nin diğer coğrafi özellikleri de araştırılarak
ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Derince Şehri, Nüfus ve Yerleşme Özellikleri, Şehirsel
Fonksiyonlar
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Papers by Merve Zayım
Anahtar Kelimeler: Turizm, Kültür, Kültür Turizmi, Akdeniz, Demre
Conference Presentations by Merve Zayım
Antik Dönem Kilikya ile Pamfilya arasında sınırda kalan Alanya’nın yerleşim tarihi yapılan kazı çalışmaları ile birlikte Paleolitik Döneme kadar gitmektedir. 1957 yılında keşfedilen Kadıini Mağarası’nda ilk yerleşme izlerine rastlanmıştır. Bizans Dönemi’nde derebeylerine ve Anadolu Selçuklu Devletine de başkentlik yapmış olan Alanya stratejik bir öneme sahiptir. Nitekim Antik Dönemde korsanlar tarafından hakimiyet altında tutulan Alanya (o dönemdeki adıyla Korakesion’un) sahip olduğu coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca hep dikkat çekmiştir. Ayrıca Akdeniz’in depo alanı olarak kullanılan limanı ile ön plana çıkmaktadır. Bizans Dönemi’nde “güzel dağ” anlamına gelen Kalon Oron/Oros, Kaxou Opoş, (Καλόν Ορος) adı ile anılmıştır. Daha sonraları sultan Alaeddin
Keykubat’tan adını alacak olan Alanya’nın Selçuklular tarafından fethedilmesi 1221/1222 yıllarına rastlamaktadır. Büyük Selçuklu Sultanı Alanya’yı fethettikten sonra burada Alanya kalesini, şehri yeniden tesis ettirmiştir. Başkent Konya’ya olan yakınlığı şehrin büyüyüp gelişmesine olanak sağlamış, korsanlardan temizlendiği zaman da şehir sahip olduğu limanı ile önemli ticaret merkezi haline gelmiştir. Alaeddin Keykubat hem başkente yakın olması hem de Akdeniz’in önemli ticaret merkezlerinden biri olması gibi sebeplerle kış aylarını genellikle burada geçirmiştir. Sultan Alaeddin’în ölümü ile Moğol istilasına uğrayan bölgede Selçuklu hakimiyeti azalmış ve güç kaybetmiştir. Kurulan Alaiye Beyliği ile beylikler dönemine giriş yapılmış ve Fatih Sultan Mehmet döneminde Gedik Ahmet Paşa tarafından 1471 yılında da Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Bu fetih ile birlikte Akdeniz’in hakimiyeti Osmanlı kontrolüne geçmiştir. Bu fetih ticaret yollarının güvenliği açısından da oldukça önem arz etmiştir. Osmanlı Devleti’nin yıkılma sürecinde Fransızlar tarafından işgal edilen bölge, Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne geçmiştir. 1874 yılında kurulmuş olan belediye teşkilatı Cumhuriyet Dönemi’nde de devam etmiştir.
Anahtar Kelimeler: üniversite, şehir, fonksiyon, özel fonksiyon, üniversite şehri, Beykoz, İstanbul
ve buraya gelen nüfusun ihtiyaçları bu sayede karşılanacak; böylece buradan dışarıya gitme gereksinimleri de ortadan kalkacaktır. Yeni ve farklı işletmelerin, sosyal alanların, kütüphanelerin, spor tesislerinin, araştırma merkezlerinin vb. yerlerin şehre kazandırılmasıyla değişen sadece hayat tarzı olmayacak, mekânsal birtakım değişiklikler de yaşanacaktır. Üniversite faaliyetlerine bağlı olarak düzenlenecek
akademik kongreler, sempozyumlar, konferanslar, çalıştaylar, münâzaralarla bunun beraberinde üniversiteye ve ilgili fakültelere bağlı olarak kurulan radyo ve televizyonlarla da sosyal ve kültürel hayat üzerinde söz sahibi olacaktır. Üniversiteler aynı zamanda kuruldukları şehrin eğitim seviyesine de doğrudan katkı sağlayacak ve şüphesiz kurulduğu yerde istihdam olanakları da sunacaktır. Toplumların ekonomik ve sosyal kalkınmalarına katkı sağlayan üniversiteler, önemli eğitim kurumlarının başında gelmektedir. Nitelik bakımından donanımlı
olması gereken üniversitelerin yapacağı katkı da kuşkusuz fazla olacaktır. Eğitimli ve donanımlı memleketin geleceğine maddi ve manevi katkı sağlayacak gençler yetiştiren en önemli eğitim kurumlarından olan üniversiteler, toplumun gelişmesi ve bu gelişmeyi de doğru yönde yönlendirme gücüne sahiptir. Uzun vadede gerçekleştirilecek bu gelişmenin tohumlarının atıldığı üniversiteler, aynı zamanda kültürel
ve teknolojik gelişmelerin de ileri seviyelere taşındığı yerel ekonominin sosyal kurumlarıdır. Yerel ekonomi için son derece önem arz eden bir eğitim kurumu olan üniversiteler, sahip olduğu potansiyele bağlı olarak bunu geliştirebilir ve bu sayede ekonomiye daha çok katkı sağlayabilir. Üniversiteler sadece bilgi üreten ve bunu işleyen kurumlar değil, aynı zamanda bu bilgi birikiminin ve oluşan kültürel değerin gelecek nesillere aktarımını sağlayan mekânlardır. Bu yanıyla geçmiş ile gelecek arasında adeta bir köprü görevi görmektedir. Ayrıca üniversitelerin bilimsel faaliyetlerle birlikte bilgi birikimine yaptığı katkılar, bölgesel kalkınma sürecinde aktif rol oynamasıyla entegre olunca; şüphesiz ortaya çok daha güzel sonuçlar çıkacaktır. Bölgesel kalkınmada yönlendirici bir güç olması ve sahip olduğu imkânlarıyla bu sürece katılması, ilgili kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalarda bulunmasıyla, kalkınmada beklenen ivmeyi yukarıya taşıyacaktır. Ancak şu gerçek de unutulmamalıdır ki, üniversitelerin sağlayacağı yararlar hiç kuşkusuz kurulacağı mekânın
altyapısına bağlıdır. Altyapısı eksik veya tamamlanmamış bir yerde üniversitenin kurulması beklenen olumlu sonuçları veremeyecek ve bu durum hayal kırıklığı yaşanmasına neden olacaktır. Bu nedenle böyle yerlerde kurulan üniversitelerin beklenen katkıyı verememesi kaçınılmazdır. Çalışma sahamız olan Beykoz’da bulunan beş üniversitenin şehre katkısı yadsınamayacak durumdadır. Özellikle bölge halkı için önemli katma değer sağlayan üniversiteler öğrencilere sundukları imkânlarla öne çıkmaktadır. Beykoz’un denizi, ormanı ve temiz havası buraya gelen öğrenciler için bir artı değerdir. Sahip olduğu bu sakin havası öğrenciler için hoş ve etkili bir çalışma ortamı da oluşturmaktadır. Beykoz halkının eğitime verdiği önemle birleşince üniversitelerin buradaki potansiyeli daha da artış gösterecek ve yeni kurulan üniversitelerin mevcut öğrenci sayılarının da artmasıyla şehir için eğitim vazgeçilmez bir unsur olacaktır. Burada kırsal yerleşmelerdeki zirai uygulama alanları, mevcut üniversiteler için bir avantaj sağlamaktadır. Bununla birlikte bölgede yapılan at yetiştiriciliği, eskiden beri ünlü olan yelkencilik ve kürek sporları gibi faaliyetlerin yeniden canlandırılması ve üniversitelerin bu konularda ilgili bölüm ve fakültelerinin kurulmasıyla da sağlayacağı katkı artacaktır. Bu gibi geliştirilmeye açık imkânlarının bulunması Beykoz’u gelecekte bir marka haline getirebilecek ve sağlayacağı sosyo-ekonomik katkıların yanı sıra kültürel anlamda da ivme kaydettirecektir. Yapılan literatür çalışmaları, arazi çalışmaları ve bu çalışmalardan toplanan verilerin ArcGIS 10.2 programı ile işlenmesiyle oluşturulan haritalar ve swot analizi gibi tekniklerle anlatım zenginleştirilmiştir. Gerçekleştirilen incelemelerle şehir-üniversite ilişkisi, üniversitelerin şehirleşmeye olan etkileri ve çalışma sahamız olan Beykoz’da üniversitelerin şehre katkısı anlatılmaya çalışılacaktır. Bu çalışmalar sayesinde, şehirsel kullanım alanlarının üniversitelerden önce ve sonra olmak üzere değişimlerine bakılarak, şehrin gelecekteki potansiyeli ortaya konulacak, karşılığında ise var olan potansiyelinin nasıl değerlendirilebileceğine yönelik varılan sonuçlar da dikkate alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Üniversite, Şehir, Fonksiyon, Özel Fonksiyon, Üniversite Şehri, Beykoz, İstanbul.
ve ekonomik anlamda etkisinin artmasına da bağlı olarak "Üniversite şehri” olma yolunda ilerlemesi olmuştur. Yapılacak çalışmalar ve önerilerle birlikte, şehir bu anlatılanlar ışığında geliştirilebilecektir. İşte tüm bunlarla beraber bu katkı ve değişimi genel hatlarıyla incelemek ve örneklerle pekiştirmek çalışmamızın temel amacını oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Şehir Fonksiyonları, Üniversite, Üniversite Şehri, Yerleşme Coğrafyası, Kırklareli.
Yerleşme, tarihin en eski dönemlerinden beri insanoğlunun en temel ihtiyaçlarının başında gelmektedir. Yerleşmeyle birlikte toplumsal anlamda
örgütlenmeye başlayan insanoğlu dün olduğu gibi bugün de yerleşme olgusuna önem vermektedir. İnsanların bir arada yaşamaya başlaması ve gittikçe
yapay mekânlar oluşturmasıyla ortaya çıkan şehirler günümüzde, artan nüfus ve sanayinin etkisiyle kendilerine özgü tarzlarını kaybetmeye başlamıştır.
İnsanların rahatından çok, kalabalıkları genellikle sadece barındırmaya yönelik olan bu sistemler, insanları yeni arayışlara sevk etmiştir. Son yıllarda özellikle
Avrupa’da ortaya çıkan “Yavaş” hareketi gittikçe tüm dünyaya yayılmaktadır. Öncelikle gıda sektöründe ortaya çıkan bu hareket, insanların küreselleşen
düzende şehirlerin artık insan odaklı olmaması ve kültürel birçok alanın korunamaması gibi sebeplerin etkisiyle şehirlere de uygulanmaya başlamıştır.
Nitekim Türkiye’de de en güzel örneklerine sahip olan Cittaslow (Sakin Şehir) Hareketi, şehirler için bir markalaşma aracı olmuştur. Yavaş Hareketi içinde
gelişen Sakin Şehir, mekânsal olarak düzenlemeler yanında felsefe olarak insanın tüm faaliyetlerini de kapsamaktadır.
Belli kriterler ölçüsünde “Sakin Şehir” seçilen yerleşmeler, potansiyellerini doğru ölçüde kullanabilir ve bunu sürdürebilirse, hem ekonomik hem sosyal
açıdan daha yaşanabilir şehirler olarak markalaşabilmektedir. Çalışma alanımız olan Demre, sahip olduğu doğal ve kültürel özellikler itibariyle bu konuda
büyük potansiyele sahiptir. Yerel kalkınma açısında da oldukça olumlu etkileri bulunabilecek olan bu sistemin potansiyelinin ortaya konmasıyla birlikte yerel
halk açısından farklı ekonomik geliri olacağı da bir gerçektir. Yöresel ve yerel kimliğin ön plana çıktığı bu şehirler, belli kriterlere bağlı kalarak onları devam
ettirdikleri için maddi manevi birçok kültürel özellikleri, sahip olunan dinamikleri nesillerden nesillere aktarabilme özelliğini de koruyabilmektedirler. Demre
halkının temel geçim kaynağının tarım olması ve gittikçe bu tarım topraklarının azalması bölge için önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu açıdan sahip
olduğu diğer birçok potansiyeli değerlendirerek, hem ekonomik açıdan sürdürülebilirlik hem de markalaşma yolunda atılabilecek adımlarla kendinden söz
ettirebilecektir. Çalışmamızda temel amaç, Demre’nin mevcut potansiyelinin doğru ve emin adımlarla değerlendirilmesi, planlı ve programlı olarak işlevsellik
kazanmasına dikkat çekmektir. Nitekim kapasitesi ve potansiyeli ölçüsünde bu gelişmeyi takip etmesi, sahip olduğu maddi manevi birçok değere de sahip
çıkarak sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından önemli olacaktır. Demre’nin Sakin Şehir kriterlerine uygunluğunun değerlendirilmesi ve bu başvurunun
yapılabilmesi için gerekli kurum ve kuruluşlarla da irtibata geçilerek mevcut durumun ortaya konması amaçlanmaktadır. Yapılan araştırma ve çalışmalar bu
potansiyelinin mevcut olduğunu ancak yanlış ve yıpratıcı bir şekilde büyümesinin son derece tahrip edici olacağı yönünde değerlendirilmektedir.
Çalışmamızda Demre’nin olumlu yönden gelişmesi ve ilerlemesi için mevcut potansiyellerinin doğru ve planlı kullanması son derece önem arz etmektedir.
Yapılacak herhangi bir yanlışlık ve yüzeysel planlamanın olumsuz etkileri geri döndürülemeyecek düzeyde olabileceğine dikkat çekilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Yerleşme, Sakin Şehir, Cittaslow, Sürdürülebilirlik, Demre.
Abstract
The settlement has been one of the most basic needs of human beings since the oldest periods of history. Mankind, which started to organize in a social
sense with the settlement, gives importance to the fact of settlement as it did yesterday. The cities, which emerged as people started to live together and
gradually create artificial spaces, started to lose their unique style with the effect of increasing population and industry. These systems, which are mostly
intended to only accommodate the crowds, rather than the comfort of people, have led people to search for new ones. The “Slow” movement, which has
emerged in Europe in recent years, is increasingly spreading all over the world. This movement, which emerged primarily in the food sector, has started to
be applied to cities due to reasons such as the fact that cities are no longer human-oriented and that many cultural areas cannot be preserved in a globalized order. Indeed, having the most beautiful examples in Turkey Cittaslow Movement, has been a branding tool for cities. Developing within the
Slow Movement, the Cittaslow encompasses all spatial arrangements as well as all human activities as philosophy.
If the settlements selected as “Cittaslow” according to certain criteria can use their potential to the right extent and continue to do so, they can be branded
as more livable cities both economically and socially. Demre, which is our field of study, has great potential in this regard due to its natural and cultural
characteristics. It is a fact that this system, which can have positive effects in terms of local development, will have different economic income for local
people as well. These cities, where local and local identity come to the forefront, maintain their ability to transfer the material and spiritual cultural
characteristics and dynamics possessed from generations to generations as they continue to adhere to certain criteria. The main source of livelihood of the
people of Demre is agriculture and the decrease of these agricultural lands is an important problem for the region. By evaluating many other potentials in
this respect, it will be able to make itself heard with steps that can be taken both in terms of economic sustainability and branding. The main purpose of our
study is to evaluate Demre’s current potential with correct and confident steps and to draw attention to its planned and programmed functionality. As a
matter of fact, the fact that it follows this development in terms of its capacity and potential will be important in terms of maintaining its material and moral
values and ensuring its sustainability. It is aimed to evaluate the conformity of Demre with the Cittaslow criteria and to make contact with the necessary
institutions and organizations in order to make this application. Researches and studies have shown that this potential is present but that its growth in a
wrong and abrasive way will be extremely destructive.
In our study, it is of utmost importance for Demre to develop and progress positively and to use its current potential correctly and in a planned manner. It
should be noted that any inaccuracies and superficial planning can be irreversible.
Keywords: Settlement, Cittaslow, Sustainability, Demre.
Thesis Chapters by Merve Zayım
beşeri ve iktisadi coğrafya metodolojisiyle bir yüksek lisans tezi olarak
hazırlanmıştır.
Derince şehrinin konumu, şehrin nerede kurulduğu, gelişimi tarihi süreç
içerisinde değerlendirilmiş ve şehrin fonksiyonları incelenmiştir, şehrin öne çıkan
fonksiyonlarının mekân ile etkileşimi, şehrin sosyo-ekonomik yapısı, nüfus
özellikleri, yerleşim durumu gibi konuları ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu
çalışmanın, Derince şehrinin daha önce beşeri coğrafya açısından kapsamlı olarak
incelendiği bir çalışmaya rastlanılmamış olması sebebiyle, şehrin bu yönden
incelenmesi temel amaçlarından olmuştur.
Çalışmada sayısal veriden, haritalardan yararlanılmış ve Coğrafi Bilgi
Sistemleri ve Uzaktan Algılama Yöntemleri kullanılmıştır. Şehirdeki incelemeler
birçok arazi çalışmasıyla destelenmiştir. Ayrıca çeşitli kurum, kuruluşlardan sayısal
ve sözel veri temin edilmiş bunlar çeşitli bilgisayar programlarıyla işlenmiş ve temin
edilen verilerin mekân ile bağı araştırılarak yorumlanmasına yönelik bir yöntem
izlenmiştir. Derince, esas olarak şehir coğrafyası prensiplerine uygun olarak ele
alınmıştır. Bunun yanı sıra Derince’nin diğer coğrafi özellikleri de araştırılarak
ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Derince Şehri, Nüfus ve Yerleşme Özellikleri, Şehirsel
Fonksiyonlar
Anahtar Kelimeler: Turizm, Kültür, Kültür Turizmi, Akdeniz, Demre
Antik Dönem Kilikya ile Pamfilya arasında sınırda kalan Alanya’nın yerleşim tarihi yapılan kazı çalışmaları ile birlikte Paleolitik Döneme kadar gitmektedir. 1957 yılında keşfedilen Kadıini Mağarası’nda ilk yerleşme izlerine rastlanmıştır. Bizans Dönemi’nde derebeylerine ve Anadolu Selçuklu Devletine de başkentlik yapmış olan Alanya stratejik bir öneme sahiptir. Nitekim Antik Dönemde korsanlar tarafından hakimiyet altında tutulan Alanya (o dönemdeki adıyla Korakesion’un) sahip olduğu coğrafi konumu nedeniyle tarih boyunca hep dikkat çekmiştir. Ayrıca Akdeniz’in depo alanı olarak kullanılan limanı ile ön plana çıkmaktadır. Bizans Dönemi’nde “güzel dağ” anlamına gelen Kalon Oron/Oros, Kaxou Opoş, (Καλόν Ορος) adı ile anılmıştır. Daha sonraları sultan Alaeddin
Keykubat’tan adını alacak olan Alanya’nın Selçuklular tarafından fethedilmesi 1221/1222 yıllarına rastlamaktadır. Büyük Selçuklu Sultanı Alanya’yı fethettikten sonra burada Alanya kalesini, şehri yeniden tesis ettirmiştir. Başkent Konya’ya olan yakınlığı şehrin büyüyüp gelişmesine olanak sağlamış, korsanlardan temizlendiği zaman da şehir sahip olduğu limanı ile önemli ticaret merkezi haline gelmiştir. Alaeddin Keykubat hem başkente yakın olması hem de Akdeniz’in önemli ticaret merkezlerinden biri olması gibi sebeplerle kış aylarını genellikle burada geçirmiştir. Sultan Alaeddin’în ölümü ile Moğol istilasına uğrayan bölgede Selçuklu hakimiyeti azalmış ve güç kaybetmiştir. Kurulan Alaiye Beyliği ile beylikler dönemine giriş yapılmış ve Fatih Sultan Mehmet döneminde Gedik Ahmet Paşa tarafından 1471 yılında da Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Bu fetih ile birlikte Akdeniz’in hakimiyeti Osmanlı kontrolüne geçmiştir. Bu fetih ticaret yollarının güvenliği açısından da oldukça önem arz etmiştir. Osmanlı Devleti’nin yıkılma sürecinde Fransızlar tarafından işgal edilen bölge, Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne geçmiştir. 1874 yılında kurulmuş olan belediye teşkilatı Cumhuriyet Dönemi’nde de devam etmiştir.
Anahtar Kelimeler: üniversite, şehir, fonksiyon, özel fonksiyon, üniversite şehri, Beykoz, İstanbul
ve buraya gelen nüfusun ihtiyaçları bu sayede karşılanacak; böylece buradan dışarıya gitme gereksinimleri de ortadan kalkacaktır. Yeni ve farklı işletmelerin, sosyal alanların, kütüphanelerin, spor tesislerinin, araştırma merkezlerinin vb. yerlerin şehre kazandırılmasıyla değişen sadece hayat tarzı olmayacak, mekânsal birtakım değişiklikler de yaşanacaktır. Üniversite faaliyetlerine bağlı olarak düzenlenecek
akademik kongreler, sempozyumlar, konferanslar, çalıştaylar, münâzaralarla bunun beraberinde üniversiteye ve ilgili fakültelere bağlı olarak kurulan radyo ve televizyonlarla da sosyal ve kültürel hayat üzerinde söz sahibi olacaktır. Üniversiteler aynı zamanda kuruldukları şehrin eğitim seviyesine de doğrudan katkı sağlayacak ve şüphesiz kurulduğu yerde istihdam olanakları da sunacaktır. Toplumların ekonomik ve sosyal kalkınmalarına katkı sağlayan üniversiteler, önemli eğitim kurumlarının başında gelmektedir. Nitelik bakımından donanımlı
olması gereken üniversitelerin yapacağı katkı da kuşkusuz fazla olacaktır. Eğitimli ve donanımlı memleketin geleceğine maddi ve manevi katkı sağlayacak gençler yetiştiren en önemli eğitim kurumlarından olan üniversiteler, toplumun gelişmesi ve bu gelişmeyi de doğru yönde yönlendirme gücüne sahiptir. Uzun vadede gerçekleştirilecek bu gelişmenin tohumlarının atıldığı üniversiteler, aynı zamanda kültürel
ve teknolojik gelişmelerin de ileri seviyelere taşındığı yerel ekonominin sosyal kurumlarıdır. Yerel ekonomi için son derece önem arz eden bir eğitim kurumu olan üniversiteler, sahip olduğu potansiyele bağlı olarak bunu geliştirebilir ve bu sayede ekonomiye daha çok katkı sağlayabilir. Üniversiteler sadece bilgi üreten ve bunu işleyen kurumlar değil, aynı zamanda bu bilgi birikiminin ve oluşan kültürel değerin gelecek nesillere aktarımını sağlayan mekânlardır. Bu yanıyla geçmiş ile gelecek arasında adeta bir köprü görevi görmektedir. Ayrıca üniversitelerin bilimsel faaliyetlerle birlikte bilgi birikimine yaptığı katkılar, bölgesel kalkınma sürecinde aktif rol oynamasıyla entegre olunca; şüphesiz ortaya çok daha güzel sonuçlar çıkacaktır. Bölgesel kalkınmada yönlendirici bir güç olması ve sahip olduğu imkânlarıyla bu sürece katılması, ilgili kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalarda bulunmasıyla, kalkınmada beklenen ivmeyi yukarıya taşıyacaktır. Ancak şu gerçek de unutulmamalıdır ki, üniversitelerin sağlayacağı yararlar hiç kuşkusuz kurulacağı mekânın
altyapısına bağlıdır. Altyapısı eksik veya tamamlanmamış bir yerde üniversitenin kurulması beklenen olumlu sonuçları veremeyecek ve bu durum hayal kırıklığı yaşanmasına neden olacaktır. Bu nedenle böyle yerlerde kurulan üniversitelerin beklenen katkıyı verememesi kaçınılmazdır. Çalışma sahamız olan Beykoz’da bulunan beş üniversitenin şehre katkısı yadsınamayacak durumdadır. Özellikle bölge halkı için önemli katma değer sağlayan üniversiteler öğrencilere sundukları imkânlarla öne çıkmaktadır. Beykoz’un denizi, ormanı ve temiz havası buraya gelen öğrenciler için bir artı değerdir. Sahip olduğu bu sakin havası öğrenciler için hoş ve etkili bir çalışma ortamı da oluşturmaktadır. Beykoz halkının eğitime verdiği önemle birleşince üniversitelerin buradaki potansiyeli daha da artış gösterecek ve yeni kurulan üniversitelerin mevcut öğrenci sayılarının da artmasıyla şehir için eğitim vazgeçilmez bir unsur olacaktır. Burada kırsal yerleşmelerdeki zirai uygulama alanları, mevcut üniversiteler için bir avantaj sağlamaktadır. Bununla birlikte bölgede yapılan at yetiştiriciliği, eskiden beri ünlü olan yelkencilik ve kürek sporları gibi faaliyetlerin yeniden canlandırılması ve üniversitelerin bu konularda ilgili bölüm ve fakültelerinin kurulmasıyla da sağlayacağı katkı artacaktır. Bu gibi geliştirilmeye açık imkânlarının bulunması Beykoz’u gelecekte bir marka haline getirebilecek ve sağlayacağı sosyo-ekonomik katkıların yanı sıra kültürel anlamda da ivme kaydettirecektir. Yapılan literatür çalışmaları, arazi çalışmaları ve bu çalışmalardan toplanan verilerin ArcGIS 10.2 programı ile işlenmesiyle oluşturulan haritalar ve swot analizi gibi tekniklerle anlatım zenginleştirilmiştir. Gerçekleştirilen incelemelerle şehir-üniversite ilişkisi, üniversitelerin şehirleşmeye olan etkileri ve çalışma sahamız olan Beykoz’da üniversitelerin şehre katkısı anlatılmaya çalışılacaktır. Bu çalışmalar sayesinde, şehirsel kullanım alanlarının üniversitelerden önce ve sonra olmak üzere değişimlerine bakılarak, şehrin gelecekteki potansiyeli ortaya konulacak, karşılığında ise var olan potansiyelinin nasıl değerlendirilebileceğine yönelik varılan sonuçlar da dikkate alınacaktır.
Anahtar Kelimeler: Üniversite, Şehir, Fonksiyon, Özel Fonksiyon, Üniversite Şehri, Beykoz, İstanbul.
ve ekonomik anlamda etkisinin artmasına da bağlı olarak "Üniversite şehri” olma yolunda ilerlemesi olmuştur. Yapılacak çalışmalar ve önerilerle birlikte, şehir bu anlatılanlar ışığında geliştirilebilecektir. İşte tüm bunlarla beraber bu katkı ve değişimi genel hatlarıyla incelemek ve örneklerle pekiştirmek çalışmamızın temel amacını oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Şehir Fonksiyonları, Üniversite, Üniversite Şehri, Yerleşme Coğrafyası, Kırklareli.
Yerleşme, tarihin en eski dönemlerinden beri insanoğlunun en temel ihtiyaçlarının başında gelmektedir. Yerleşmeyle birlikte toplumsal anlamda
örgütlenmeye başlayan insanoğlu dün olduğu gibi bugün de yerleşme olgusuna önem vermektedir. İnsanların bir arada yaşamaya başlaması ve gittikçe
yapay mekânlar oluşturmasıyla ortaya çıkan şehirler günümüzde, artan nüfus ve sanayinin etkisiyle kendilerine özgü tarzlarını kaybetmeye başlamıştır.
İnsanların rahatından çok, kalabalıkları genellikle sadece barındırmaya yönelik olan bu sistemler, insanları yeni arayışlara sevk etmiştir. Son yıllarda özellikle
Avrupa’da ortaya çıkan “Yavaş” hareketi gittikçe tüm dünyaya yayılmaktadır. Öncelikle gıda sektöründe ortaya çıkan bu hareket, insanların küreselleşen
düzende şehirlerin artık insan odaklı olmaması ve kültürel birçok alanın korunamaması gibi sebeplerin etkisiyle şehirlere de uygulanmaya başlamıştır.
Nitekim Türkiye’de de en güzel örneklerine sahip olan Cittaslow (Sakin Şehir) Hareketi, şehirler için bir markalaşma aracı olmuştur. Yavaş Hareketi içinde
gelişen Sakin Şehir, mekânsal olarak düzenlemeler yanında felsefe olarak insanın tüm faaliyetlerini de kapsamaktadır.
Belli kriterler ölçüsünde “Sakin Şehir” seçilen yerleşmeler, potansiyellerini doğru ölçüde kullanabilir ve bunu sürdürebilirse, hem ekonomik hem sosyal
açıdan daha yaşanabilir şehirler olarak markalaşabilmektedir. Çalışma alanımız olan Demre, sahip olduğu doğal ve kültürel özellikler itibariyle bu konuda
büyük potansiyele sahiptir. Yerel kalkınma açısında da oldukça olumlu etkileri bulunabilecek olan bu sistemin potansiyelinin ortaya konmasıyla birlikte yerel
halk açısından farklı ekonomik geliri olacağı da bir gerçektir. Yöresel ve yerel kimliğin ön plana çıktığı bu şehirler, belli kriterlere bağlı kalarak onları devam
ettirdikleri için maddi manevi birçok kültürel özellikleri, sahip olunan dinamikleri nesillerden nesillere aktarabilme özelliğini de koruyabilmektedirler. Demre
halkının temel geçim kaynağının tarım olması ve gittikçe bu tarım topraklarının azalması bölge için önemli bir sorun teşkil etmektedir. Bu açıdan sahip
olduğu diğer birçok potansiyeli değerlendirerek, hem ekonomik açıdan sürdürülebilirlik hem de markalaşma yolunda atılabilecek adımlarla kendinden söz
ettirebilecektir. Çalışmamızda temel amaç, Demre’nin mevcut potansiyelinin doğru ve emin adımlarla değerlendirilmesi, planlı ve programlı olarak işlevsellik
kazanmasına dikkat çekmektir. Nitekim kapasitesi ve potansiyeli ölçüsünde bu gelişmeyi takip etmesi, sahip olduğu maddi manevi birçok değere de sahip
çıkarak sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından önemli olacaktır. Demre’nin Sakin Şehir kriterlerine uygunluğunun değerlendirilmesi ve bu başvurunun
yapılabilmesi için gerekli kurum ve kuruluşlarla da irtibata geçilerek mevcut durumun ortaya konması amaçlanmaktadır. Yapılan araştırma ve çalışmalar bu
potansiyelinin mevcut olduğunu ancak yanlış ve yıpratıcı bir şekilde büyümesinin son derece tahrip edici olacağı yönünde değerlendirilmektedir.
Çalışmamızda Demre’nin olumlu yönden gelişmesi ve ilerlemesi için mevcut potansiyellerinin doğru ve planlı kullanması son derece önem arz etmektedir.
Yapılacak herhangi bir yanlışlık ve yüzeysel planlamanın olumsuz etkileri geri döndürülemeyecek düzeyde olabileceğine dikkat çekilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Yerleşme, Sakin Şehir, Cittaslow, Sürdürülebilirlik, Demre.
Abstract
The settlement has been one of the most basic needs of human beings since the oldest periods of history. Mankind, which started to organize in a social
sense with the settlement, gives importance to the fact of settlement as it did yesterday. The cities, which emerged as people started to live together and
gradually create artificial spaces, started to lose their unique style with the effect of increasing population and industry. These systems, which are mostly
intended to only accommodate the crowds, rather than the comfort of people, have led people to search for new ones. The “Slow” movement, which has
emerged in Europe in recent years, is increasingly spreading all over the world. This movement, which emerged primarily in the food sector, has started to
be applied to cities due to reasons such as the fact that cities are no longer human-oriented and that many cultural areas cannot be preserved in a globalized order. Indeed, having the most beautiful examples in Turkey Cittaslow Movement, has been a branding tool for cities. Developing within the
Slow Movement, the Cittaslow encompasses all spatial arrangements as well as all human activities as philosophy.
If the settlements selected as “Cittaslow” according to certain criteria can use their potential to the right extent and continue to do so, they can be branded
as more livable cities both economically and socially. Demre, which is our field of study, has great potential in this regard due to its natural and cultural
characteristics. It is a fact that this system, which can have positive effects in terms of local development, will have different economic income for local
people as well. These cities, where local and local identity come to the forefront, maintain their ability to transfer the material and spiritual cultural
characteristics and dynamics possessed from generations to generations as they continue to adhere to certain criteria. The main source of livelihood of the
people of Demre is agriculture and the decrease of these agricultural lands is an important problem for the region. By evaluating many other potentials in
this respect, it will be able to make itself heard with steps that can be taken both in terms of economic sustainability and branding. The main purpose of our
study is to evaluate Demre’s current potential with correct and confident steps and to draw attention to its planned and programmed functionality. As a
matter of fact, the fact that it follows this development in terms of its capacity and potential will be important in terms of maintaining its material and moral
values and ensuring its sustainability. It is aimed to evaluate the conformity of Demre with the Cittaslow criteria and to make contact with the necessary
institutions and organizations in order to make this application. Researches and studies have shown that this potential is present but that its growth in a
wrong and abrasive way will be extremely destructive.
In our study, it is of utmost importance for Demre to develop and progress positively and to use its current potential correctly and in a planned manner. It
should be noted that any inaccuracies and superficial planning can be irreversible.
Keywords: Settlement, Cittaslow, Sustainability, Demre.
beşeri ve iktisadi coğrafya metodolojisiyle bir yüksek lisans tezi olarak
hazırlanmıştır.
Derince şehrinin konumu, şehrin nerede kurulduğu, gelişimi tarihi süreç
içerisinde değerlendirilmiş ve şehrin fonksiyonları incelenmiştir, şehrin öne çıkan
fonksiyonlarının mekân ile etkileşimi, şehrin sosyo-ekonomik yapısı, nüfus
özellikleri, yerleşim durumu gibi konuları ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu
çalışmanın, Derince şehrinin daha önce beşeri coğrafya açısından kapsamlı olarak
incelendiği bir çalışmaya rastlanılmamış olması sebebiyle, şehrin bu yönden
incelenmesi temel amaçlarından olmuştur.
Çalışmada sayısal veriden, haritalardan yararlanılmış ve Coğrafi Bilgi
Sistemleri ve Uzaktan Algılama Yöntemleri kullanılmıştır. Şehirdeki incelemeler
birçok arazi çalışmasıyla destelenmiştir. Ayrıca çeşitli kurum, kuruluşlardan sayısal
ve sözel veri temin edilmiş bunlar çeşitli bilgisayar programlarıyla işlenmiş ve temin
edilen verilerin mekân ile bağı araştırılarak yorumlanmasına yönelik bir yöntem
izlenmiştir. Derince, esas olarak şehir coğrafyası prensiplerine uygun olarak ele
alınmıştır. Bunun yanı sıra Derince’nin diğer coğrafi özellikleri de araştırılarak
ortaya konmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Derince Şehri, Nüfus ve Yerleşme Özellikleri, Şehirsel
Fonksiyonlar
play a significant role in determining tourism destinations, the emergence of different types of tourism,
and the sustainability of tourism activities, while cultural elements create important attractions that
capture tourists’ interest and encourage them to visit. Culture influences the geographical characteristics
of a region and the lifestyle of its society, while geography shapes the cultural heritage of a community.
Therefore, the relationship between culture, geography, and tourism is complex and multifaceted, serving
as crucial factors to consider in the planning and management of tourism activities. Cultural elements,
which provide significant economic resources, should be evaluated within the scope of tourism, and
tourism policies should be formulated considering these elements in an integrated manner, within the
framework of conservation and utilization balance, and evaluated in terms of sustainability.
Anahtar Kelimeler: Turizm, Türkiye, Turizmin Gelişimi, Turizm Politikaları
eğlenmek, keşfetmek, gezmek için bir yerden başka bir yere yaptıkları
yer değiştirme faaliyetidir. Geçmişten günümüze turizm faaliyetleri
gelişmiş, çeşitlenmiştir. Özellikle ülkemizde ilk başlarda kitle turizmi ağırlık
kazanmışken, turist portföyünün ve isteklerinin değişmesi gibi nedenlerle turizm faaliyetlerini tüm yıla yaymak ve turizmden gelen gelirlerin de bu bağlamda artmasını sağlamak amacı ile alternatif turizm çeşitleri (mağara turizmi, kültür turizmi, kongre turizmi, akarsu turizmi, sağlık turizmi, kamp/karavan turizmi vb.) ön plana çıkmaya başlamıştır. İnsanların farklı istek ve talepleri ile birlikte farklı turizm çeşitleri de ön plana çıkmış ve bu doğrultuda arzlar ön plana çıkmıştır. Turizm kaynaklarının tüm mevsimlerde aktif olarak kullanılmasını saptamak amacıyla değerlendirilmesi ile birlikte koruma-kullanma dengesinin
hassasiyeti de dikkat çeken bir durum olmuştur. Alternatif turizm türlerine de kaynaklık eden bu değerlerin korunması sürdürülebilirlik yaratması açısından son derece önemlidir.
İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşayan insanların zaman zaman, şehrin
karmaşası ve gürültüsünden kaçmak, dinlenmek ve rekreatif faaliyetlerini
gerçekleştirmek için, genellikle merkeze çok uzak olmayan yerlere özellikle
günü birlik gezmeler yapmaktadırlar. İstanbul Adaları ya da diğer adıyla Prens Adaları bu kapsamda tercih edilen yerlerin başına gelmektedir. Hem doğal güzellikleri hem de tarihi kültürel mirasları nedeniyle ilgi çekici olmuşlardır. Büyükada, adına uygun olarak da bu adalar içinde yüzölçümü bakımında en büyük olanıdır. 5.4 km2 yüzölçümüne sahip olan adanın, en yüksek tepesi 202 metre ile Yücetepe’dir. 2022 yılı nüfus sayımına göre Büyükada’nın toplam nüfusu 8.586 kişidir. Büyükada’nın toplam yüzölçümünün yaklaşık %3,2’si ormanlık alandır. Sahip olduğu temiz hava, plaj, kültürel miras öğeleri ile sadece İstanbul’dan günübirlik rekreatif faaliyetler için değil her kesimden turist için de ilgi çekici olmuştur.
Büyükada’nın turizm potansiyeli değerlendirilirken mevcut potansiyeli
ve turistik kullanımlar sonucunda ortaya çıkan bazı sorunlar ele alınmıştır.
Büyükada’nın sahip olduğu tarihi ve doğal güzellikleri koruma-kullanma
dengesi çerçevesinde ele almamız son derece hayatidir. Bu bağlamda Büyükada gibi tarih boyunca dikkat çekmiş, çekim merkezi olmuş alanlarda bu durum daha çok ön plana çıkmaktadır.
olarak da bilinen Alanya’nın kuzeyinde Toros Dağları, güneyinde
Akdeniz, batısında Manavgat, doğusunda ise Gazipaşa yer almaktadır.
1.598,51 km²’lik bir alana sahip olan Alanya’nın 2022 yılı verilerine göre nüfusu 364.180’dir. Antik Dönem Kilikya ile Pamfilya arasında sınırda kalan Alanya’nın yerleşim tarihi yapılan kazı çalışmaları ile birlikte Paleolitik Döneme kadar gitmektedir. 1957 yılında keşfedilen Kadıini Mağarası’nda ilk yerleşme izlerine rastlanmıştır. Çalışmada temel amaç günümüzde turistik faaliyetleri ile ortaya çıkmış olan Alanya’nın Cumhuriyet dönemine kadar geçen zaman içindeki yerleşme tarihini ortaya koymaktır. Bunu yaparken literatür araştırması ve arazi çalışması yapılarak gözlem ve incelemeler coğrafi bakış açısı ile sunulmuştur. ArcGIS 10.8 programı kullanılarak yapılan haritalar ile anlatım zenginleştirilmeye çalışılmıştır.
İnsanlar tarih boyu yerleşirken ve şehirler kurarken savunma açısından
elverişli alanları tercih etmişlerdir. Barınma ihtiyacından doğan kendini koruma amacı ile öncelikleri genel itibariyle bu alanda olmuştur. Nitekim tarihin ilk dönemlerinden beri kurulan yerleşmelerde de bunu görmek mümkündür.