Books by Müjde Dila Gümüş
Vedad [Tek] Bey, hanedanın siyasi ve ekonomik gücünün dramatik biçimde değiştiği II. Meşrutiyet d... more Vedad [Tek] Bey, hanedanın siyasi ve ekonomik gücünün dramatik biçimde değiştiği II. Meşrutiyet döneminde yaklaşık beş yıl boyunca Sultan Reşad’ın başmimarı olarak çalışmıştır. II. Meşrutiyet’in Saray Mimarı M. Vedad [Tek] Bey, Vedad Bey’in başmimarlık döneminde, yönetim biçiminin getirdiği yeni güç dengelerinin mimarlık ve onarım alanına nasıl yansıdığını ve İstanbul’daki hanedan yapılarında 1909–1914 yılları arasında gerçekleştirilen müdahaleleri ortaya koymayı amaçlıyor. Vedad Bey’in “sermimar-ı hazret-i şehriyari” unvanıyla üstlendiği görevin sınırlarını ve çalışma koşullarını, hazırladığı inşa ve tamir projeleri ile ilişkilendirerek yakın mercek altına alıyor. Detaylı arşiv çalışmalarında tespit edilen çizimler, keşif defterleri ve belgeler aracılığıyla Vedad Bey’in mimari uygulamalara ilişkin düşüncelerine, tarihi yapılara yaklaşımına ve iş süreçlerini nasıl yönettiğine dair de pek çok yeni bilgi sunuyor.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Art Nouveau üslubunun İstanbul’daki yansımalarına ilişkin günümüze dek yapılan yayınlar, ö... more Art Nouveau üslubunun İstanbul’daki yansımalarına ilişkin günümüze dek yapılan yayınlar, özellikle mimar Raimondo D’Aronco’ya ve eserlerine odaklanmıştır. Şüphesiz bu üslubun, şehir peyzajına katkıda bulunduğu için en fazla göze çarpan etki alanı da mimari olmuştur. Oysa Osmanlı payitahtında Art Nouveau’nun izlerini mimarinin yanı sıra sanatın başka dallarında da teşhis edebiliyoruz. Mevcut yayınlara, arşiv araştırmalarına ve saha çalışmalarına dayanan makalelerin yer aldığı bu kitap, mimari eserlerle birlikte mezar tasarımı, tezhip, çini sanatı, gündelik hayat objeleri gibi farklı alanlarda da gözlemlenen etkilere dikkat çekmeyi amaçlıyor. Sizlere sunulan bu çalışmanın, Art Nouveau’nun ne ölçüde ve ne şekilde İstanbullu olabildiğini anlamamıza ışık tutacağını umuyoruz.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Book Sections by Müjde Dila Gümüş
26. Orta Çağ ve Türk Dönemı̇ Kazıları ve Sanat Tarı̇hı̇ Araştırmaları Kı̇tabı , 2023
Bookmarks Related papers MentionsView impact
The Making of Modern Muslim Selves through Architecture, 2023
Bookmarks Related papers MentionsView impact
16. Uluslararası Türk Sanatları Kongresi , 2023
Bookmarks Related papers MentionsView impact
İstanbul Art Nouveau'su, 2023
Bookmarks Related papers MentionsView impact
İstanbul Art Nouveau'su, 2023
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Papers by Müjde Dila Gümüş
Sanat Tarihi Yıllığı, 2023
Related to the increasing interest in natural history in Europe in the 19th century, natural hist... more Related to the increasing interest in natural history in Europe in the 19th century, natural history collections were established in various institutions in the Ottoman Empire. Yıldız Palace was among the collection centers during Abdülhamid II’s reign (r. 1876-1909). The Sultan's collection used to be exhibited in the natural history museum within Yıldız Palace and at various points of the palace. The collection items were distributed to multiple educational institutions, mainly to the Ministry of Education, following Abdülhamid II's dethronement. This article focuses on two glass cabinets designed as natural history displays with landscape paintings on the interior surfaces and taxidermized birds inside. The cabinets were assembled at Yıldız Palace at the beginning of the 20th century, and have been preserved in the Istanbul University Faculty of Science since the 1930’s. Besides being examples of the display practices at Yıldız Palace, the cabinets are relevant in an art historical aspect since the paintings in them carry Fausto Zonaro’s, Hüseyin Zekai’s, Halid’s (Naci), and A. Nicot’s signatures. The cabinets exemplify a unique collaboration of four artists, each of whom had served in Yıldız Palace with different titles during Abdülhamid II’ reign. Within this article’s scope, the cabinets mentioned, which have yet to be examined in an art historical context and have been overlooked in the literature on related painters, are introduced in detait, emphasizing the paintings they carry. In relation to the critical importance of Yıldız Palace as a self-representation medium for Abdülhamid II, it is argued that natural history displays at the palace were a component of the modern appearance of the Sultan. The primary sources of the study consist of publications and archival documents from the Abdülhamid II era, photographs from Yıldız Albums, and inventory records of Istanbul University.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Arab Historical Review for Ottoman Studies, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Sanat Tarihi Yıllığı, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
ART-SANAT, 2021
This study focuses on the architectural interventions that took place in Yıldız Palace and which ... more This study focuses on the architectural interventions that took place in Yıldız Palace and which were conducted by the chief imperial architect Vedad Bey during the Second Constitutional Period. After the request of Mehmed Reşad V to spend the summer months at Yıldız Palace rather than at his primary residence Dolmabahçe Palace, Yıldız Palace became a priority for the sermimar, the person responsible for the maintenance and repair of the structures used by the imperial family (mainly Dolmabahçe, Yıldız, Topkapı, and Beylerbeyi Palaces and the imperial pavilions in Istanbul). Consequently, extensive renovations were conducted in the palace by Vedad Bey. The aim of this research is to to reveal the constructions and renovations carried out at the palace under the supervision of Vedad Bey by examining documents from the Presidency of The Republic of Turkey Directorate of State Archives such as Vedad Bey's survey notebooks, architectural drawings, and petitions. This archival research reveals that the most significant architectural intervention in the palace during the Constitutional period was the demolition of the palace cuisine. Additionally, this research reveals a previously unknown design of Vedad Bey, namely the soldier sentry boxes of Yıldız Palace, which are here introduced by architectural drawings, a survey notebook, and a photograph. Additionally, repairs carried out in almost every apartment of the palace have been documented.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
İstanbul Araştırmaları Yıllığı, No: 7, 2018
Yusuf İzzeddin Efendi (1857-1916), V. Mehmed Reşad'ın tahta çıktığı Nisan 1909'dan, hayatını kayb... more Yusuf İzzeddin Efendi (1857-1916), V. Mehmed Reşad'ın tahta çıktığı Nisan 1909'dan, hayatını kaybettiği 1916 yılına kadar "veliahd-ı saltanat" konumunda olmuştur. Yaşamının son yıllarında ruh sağlığının gittikçe bozulduğu bilinen Yusuf İzzeddin Efendi, bu dönemi ağırlıklı olarak Zincirlikuyu Kasrı'nda geçirmiştir. Yusuf İzzeddin Efendi'nin ikâmet ettiği son yıllarda, V. Mehmed Reşad'ın sermimarı Vedad (Tek) Bey, Zincirlikuyu Kasrı için çeşili mimari projeler hazırlamıştır. Vedad Bey'in Zincirlikuyu Kasrı'nda 1913-1914 yıllarında yoğunlaşan çalışmaları, yapıda gerçekleştirilecek mimari düzenlemeleri, küçük ölçekli ekleri ve çeşitli tamiratı içermektedir. Zincirlikuyu Kasrı'nda,Yusuf İzzeddin Efendi'nin yaşamının son yıllarına tarihlenen üç mimari proje, Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde yapılan araştırmada tespit edilmiştir. Bunlar, Vedad Bey tarafından projelendirilmiş bir yemek odası binası, su deposu/kuyusu ve Franz Thamm ile Vedad Bey'in ortak çalışması olan banyodur. "Zincirlikuyu Kasrı'nda Vedad (Tek) Bey Tarafından Yusuf İzzeddin Efendi için Yapılan Mimari Düzenlemeler" başlıklı makale kapsamında, Yusuf İzzeddin Efendi'nin ikâmetinin son yıllarında Zincirlikuyu Kasrı'nda gerçekleştirilen mimari müdahalelerin arşiv belgelerine dayanarak ortaya koyulması ve söz konusu belgeler doğrultusunda yapılan saha çalışmasının sonuçlarının aktarılması amaçlanmaktadır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Art-Sanat Dergisi (Sayı: 11), 2019
V. Murad, 1876 yılında üç ay süreyle padişahlık yapmış, ardından akli dengesinin yerinde olmadı... more V. Murad, 1876 yılında üç ay süreyle padişahlık yapmış, ardından akli dengesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle tahttan
indirilmiştir. 1904 yılında hayatını kaybetmiş ve Cedid Havatin Türbesi’ne gömülmüştür. 1908’de, II. Meşrutiyet’in ilanından
kısa süre sonra, V. Murad için bir türbe düzenlemesi yapılmasına karar verilmiştir. II. Abdülhamid iktidardayken gündeme
gelen projenin uygulaması ertesi sene, V. Mehmed Reşad tahttayken tamamlanmıştır. Cedid Havatin Türbesi’nin güney
doğu köşesi demir şebekelerle çevrilmiş ve V. Murad’ın sandukası buraya yerleştirilmiştir. Milli Mimari üslubu çerçevesinde
değerlendirilebilecek olan tasarım, sandukanın etrafını çevreleyecek mermer korkuluklar ve onların üzerine yerleştirilecek
demir şebekelerden meydana gelmektedir. Söz konusu proje Vedad (Tek) Bey tarafından hazırlanmış olup, kendisi üzerine
yapılan yayınlarda yer almamaktadır. Makale kapsamında, V. Murad için yaptırılan türbe düzenlemesinin zamanlamasına
dikkat çekilerek dönemin siyasi gelişmeleriyle olan ilişkisinin kurulması amaçlanmıştır. Bununla beraber, sandukanın etrafındaki
şebekeler süsleme özellikleri açısından incelenmiş, dönem örnekleriyle karşılaştırılmış ve Vedad Bey’in tasarım anlayışı
içinde konumlandırılmaya çalışılmıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
TÜBA-KED (Sayı:18), 2018
III. Selim, 19. yüzyılın başlarında, Fransa Sefarethanesi’ne kendisini konu alan bir tablo hediye... more III. Selim, 19. yüzyılın başlarında, Fransa Sefarethanesi’ne kendisini konu alan bir tablo hediye eder. 1913 yılında Tarabya’daki Fransa Sefarethanesi’nde çıkan büyük yangında bu tablo tahrip olur. Fransa sefiri Louis-Maurice Bompard’ın V. Mehmed Reşad’a durumdan duyduğu üzüntüyü aktarmasının ardından, V. Mehmed Reşad Kapıdağlı Konstantin’in III. Selim tablosunun bir kopyasını yaptırarak Fransa Sefarethanesi’ne hediye etmeye karar verir. Dönemin saray ressamı İzzet Ziya Bey tabloyu yapmakla, saray mimarı Vedad Bey tablonun çerçevesini tasarlamakla, Sedefkâr Vasıf Bey ise sedef kakma tekniğinin kullanıldığı çerçevenin uygulamasını gerçekleştirmekle görevlendirilir. 1914 tarihli III. Selim tablosu ve çerçevesinin üretim süreci, II. Meşrutiyet Dönemi’nde saray ressamı ve mimarının çalışma koşulları hakkında fikir sahibi olunmasını sağlamaktadır. Oryantalizm ile Milli Mimari üsluplarından etkiler taşıyan çerçeve, Vedad Bey üzerine şimdiye kadar yapılan yayınlarda ele alınmamış olup, kendisinin mimari dışı üretimlerine dikkat çekici bir örnek teşkil eder. Söz konusu çerçeve, II. Meşrutiyet Dönemi’nde Milli Mimari üslubunun dekoratif obje tasarımına ne şekilde yansıdığını tartışmaya olanak sağlamakadır. Bu çalışma kapsamında, tablo ve çerçevenin üretim sürecinin Başbakanlık Osmanlı Arşivi ve Vedad Tek Aile arşivinden özgün belgelerle desteklenerek ortaya koyulması amaçlanmaktadır. Bununla beraber, çerçevenin üslup özellikleri, günümüzde İstanbul Fransız Sarayı’nda bulunan tablonun güncel ve detaylı fotoğrafları üzerinden incelenmiştir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Sanat Tarihi Dergisi, 2018
Vedad Tek, V. Mehmet Reşad’ın tahta çıktığı 27 Nisan 1909’dan 7 Mayıs 1914 tarihine kadar Sermima... more Vedad Tek, V. Mehmet Reşad’ın tahta çıktığı 27 Nisan 1909’dan 7 Mayıs 1914 tarihine kadar Sermimar-ı Hazret-i Şehriyari ünvanıyla padişah baş mimarı olarak görev yapar. Bu süre zarfında ağırlıklı olarak, mevcut saray, kasır ve konakların tamiratına yönelik çalışmalar gerçekleştirir. Padişahın Topkapı Sarayı ziyaretlerinde kullanması için 1911 yılında Sarayburnu’nda bir rıhtım projesi hazırlar. Sarayburnu’nda mevcut bir rıhtımın tamirini ve düzenlenmesini içeren proje ertesi sene uygulanır. Vedad Tek tarafından, rıhtımın etrafını çevirmek için, biri büyük biri küçük olmak üzere iki farklı
tipte baba tasarlanmıştır. Bu babaların benzerlerine hem Vedad Tek’in yapılarında, hem de Milli Mimari üslubundaki çeşitli yapılarda rastlanmaktadır. Vedad Tek’in yapı listesinde yer almayan rıhtım düzenlemesinin 1917 tarihli görsel belgelerine ilk kez bu çalışmada yer verilmektedir. Bu çalışma kapsamında Sarayburnu’ndaki rıhtım düzenlemesinin, Vedad Bey tarafından hazırlanmış ön keşif defteri, kaleme aldığı dilekçeler ve Der Kaiser bei unseren türkischen Verbündeten (1917) (İmparator Türk Müttefiklerimizle Birlikte) isimli filmde yer alan görsel belgeler aracılığıyla tanıtılması amaçlanmıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Art-Sanat Dergisi (Sayı:10), 2018
"Mimar Nizamettin Doğu'nun Erken Cumhuriyet Dönemi Kariyeri: Sanatı Aramak" başlıklı makale, Niza... more "Mimar Nizamettin Doğu'nun Erken Cumhuriyet Dönemi Kariyeri: Sanatı Aramak" başlıklı makale, Nizamettin Doğu'nun (1909-1968) mezuniyeti ile 1940'lar arasına tarihlenen tasarımlarına ve mesleki faaliyetlerine odaklanıyor. Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Şubesi'nin 1931’de verdiği altı mezundan biri olan Nizamettin Doğu’nun, mezuniyetini takip eden yıllara ait tasarımları ile mimari yarışmalar için hazırladığı projeler, aldığı eğitimle ve dönemin mimarlık ortamıyla ilişkilendirerek ele alınıyor. Nizamettin Doğu tarafından 1930’ların başında projelendirilmiş ve günümüzde hala mevcut olduğu bu çalışma kapsamında tespit edilmiş olan Hasan Bey Apartmanı (Aksaray) ve Sinap Ailesi Mezarı’nın (Merkezefendi Mezarlığı) tasarım özellikleri ele alınıyor. Bunun yanı sıra, Nizamettin Doğu’nun kaleme almış olduğu makaleler ve Sedad Hakkı Eldem’e gönderdiği “Ankara Evleri” konulu notlar üzerinden, dönemin mimarlık ortamına yönelik eleştirel yaklaşımı ve kendini nasıl konumlandırmaya çalıştığı inceleniyor. Nizamettin Doğu’nun 1940’lı yıllarda Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü mimarı olarak göreve başlamasının ardından projelendirdiği spor tesislerinin bir listesi ile beraber, hazırladığı “Spor Alanları Mimari Sergisi” ve yayımladığı “Spor Alanları El Kitabı” kısaca tanıtılıyor. Nizamettin Doğu’nun biyografisinin detaylandırıldığı ve tespit edilen tasarımlarının ele alındığı bu makalede, erken Cumhuriyet dönemi mimarlık tarihi yazınına mütevazı bir katkı sunmak amaçlanıyor.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Books by Müjde Dila Gümüş
Book Sections by Müjde Dila Gümüş
Papers by Müjde Dila Gümüş
indirilmiştir. 1904 yılında hayatını kaybetmiş ve Cedid Havatin Türbesi’ne gömülmüştür. 1908’de, II. Meşrutiyet’in ilanından
kısa süre sonra, V. Murad için bir türbe düzenlemesi yapılmasına karar verilmiştir. II. Abdülhamid iktidardayken gündeme
gelen projenin uygulaması ertesi sene, V. Mehmed Reşad tahttayken tamamlanmıştır. Cedid Havatin Türbesi’nin güney
doğu köşesi demir şebekelerle çevrilmiş ve V. Murad’ın sandukası buraya yerleştirilmiştir. Milli Mimari üslubu çerçevesinde
değerlendirilebilecek olan tasarım, sandukanın etrafını çevreleyecek mermer korkuluklar ve onların üzerine yerleştirilecek
demir şebekelerden meydana gelmektedir. Söz konusu proje Vedad (Tek) Bey tarafından hazırlanmış olup, kendisi üzerine
yapılan yayınlarda yer almamaktadır. Makale kapsamında, V. Murad için yaptırılan türbe düzenlemesinin zamanlamasına
dikkat çekilerek dönemin siyasi gelişmeleriyle olan ilişkisinin kurulması amaçlanmıştır. Bununla beraber, sandukanın etrafındaki
şebekeler süsleme özellikleri açısından incelenmiş, dönem örnekleriyle karşılaştırılmış ve Vedad Bey’in tasarım anlayışı
içinde konumlandırılmaya çalışılmıştır.
tipte baba tasarlanmıştır. Bu babaların benzerlerine hem Vedad Tek’in yapılarında, hem de Milli Mimari üslubundaki çeşitli yapılarda rastlanmaktadır. Vedad Tek’in yapı listesinde yer almayan rıhtım düzenlemesinin 1917 tarihli görsel belgelerine ilk kez bu çalışmada yer verilmektedir. Bu çalışma kapsamında Sarayburnu’ndaki rıhtım düzenlemesinin, Vedad Bey tarafından hazırlanmış ön keşif defteri, kaleme aldığı dilekçeler ve Der Kaiser bei unseren türkischen Verbündeten (1917) (İmparator Türk Müttefiklerimizle Birlikte) isimli filmde yer alan görsel belgeler aracılığıyla tanıtılması amaçlanmıştır.
indirilmiştir. 1904 yılında hayatını kaybetmiş ve Cedid Havatin Türbesi’ne gömülmüştür. 1908’de, II. Meşrutiyet’in ilanından
kısa süre sonra, V. Murad için bir türbe düzenlemesi yapılmasına karar verilmiştir. II. Abdülhamid iktidardayken gündeme
gelen projenin uygulaması ertesi sene, V. Mehmed Reşad tahttayken tamamlanmıştır. Cedid Havatin Türbesi’nin güney
doğu köşesi demir şebekelerle çevrilmiş ve V. Murad’ın sandukası buraya yerleştirilmiştir. Milli Mimari üslubu çerçevesinde
değerlendirilebilecek olan tasarım, sandukanın etrafını çevreleyecek mermer korkuluklar ve onların üzerine yerleştirilecek
demir şebekelerden meydana gelmektedir. Söz konusu proje Vedad (Tek) Bey tarafından hazırlanmış olup, kendisi üzerine
yapılan yayınlarda yer almamaktadır. Makale kapsamında, V. Murad için yaptırılan türbe düzenlemesinin zamanlamasına
dikkat çekilerek dönemin siyasi gelişmeleriyle olan ilişkisinin kurulması amaçlanmıştır. Bununla beraber, sandukanın etrafındaki
şebekeler süsleme özellikleri açısından incelenmiş, dönem örnekleriyle karşılaştırılmış ve Vedad Bey’in tasarım anlayışı
içinde konumlandırılmaya çalışılmıştır.
tipte baba tasarlanmıştır. Bu babaların benzerlerine hem Vedad Tek’in yapılarında, hem de Milli Mimari üslubundaki çeşitli yapılarda rastlanmaktadır. Vedad Tek’in yapı listesinde yer almayan rıhtım düzenlemesinin 1917 tarihli görsel belgelerine ilk kez bu çalışmada yer verilmektedir. Bu çalışma kapsamında Sarayburnu’ndaki rıhtım düzenlemesinin, Vedad Bey tarafından hazırlanmış ön keşif defteri, kaleme aldığı dilekçeler ve Der Kaiser bei unseren türkischen Verbündeten (1917) (İmparator Türk Müttefiklerimizle Birlikte) isimli filmde yer alan görsel belgeler aracılığıyla tanıtılması amaçlanmıştır.
ilk yıllarından itibaren, şehrin eğitim ve gelir düzeyi yüksek kesiminin ikamet ettiği ve/veya sayfiye olarak kullandığı bölgelerinde eserler inşa etmiştir. İthal edilen günlük kullanım objelerinin yanı sıra İstanbul’da pek çok farklı alanda üretim gerçekleştirilmiştir. Çalışma, İstanbul Art Nouveau’sunun mimari ve mimari bezeme, günlük kullanım objeleri, tezhip ve mezar yapılarındaki uygulamalarını, saha çalışmaları ve birincil kaynaklara dayanarak kapsamlı biçimde sunmayı hedeflemektedir.
https://www.youtube.com/watch?v=9rkqWXOzJEI
https://open.spotify.com/episode/2czqJVzSXBhnhhw9tJj1Md
İçeriklerini başlıklar halinde ortaya koyduğumuz not defterleri ile Nihat Bey’in çektiği fotoğraflardan oluşan albümleri, birbirini tamamlayan iki önemli malzeme grubunu meydana getiriyor. Görsel malzeme, Kudüs, Yafa, Ramla, İskenderiye, Kahire gibi Orta Doğu şehirlerinin yanı sıra Atina, Edirne, Bursa, İstanbul, Ankara, Antalya, Konya gibi geniş Osmanlı coğrafyasına yayılan kentlerin fotoğraflarından oluşmakta. Bu resimlerde tanınmış tarihi yapıların yanı sıra; kırık bir sütun başlığı, çorak arazide terk edilmiş bir cami kalıntısı, kitaplardan çekilmiş ahşap veya alçı eserler, antik bir ören yeri, tarla süren köylüler, bir geçiş alayı, harap olmuş yapılar, taş ocakları, fabrikalar, temeller, portreler, yemek davetleri, tanımsız iç mekanlar, yazısız plan ve kesitler gibi çok geniş bir yelpazeye yayılan konuların yer aldığı görülüyor.
M.Nihat Nigizberk'in not defterleri, fotoğrafları ve çizimlerinden çıkarılan envanter bilgileri; 20. yüzyılın ilk yarısına ait mimarlık ve mühendislik uygulamaları, mimarlık tarihi, siyasal tarih, kültür tarihi ve biyografi çalışmaları gibi farklı alanlarla ilgilenen araştırmacılara için önemli bir kaynak ve araştırma alanı oluşturacaktır.
explorations in Masjid al-Aqsa. Kemaleddin and Nihat were both followers of the National Style which can be
briefly defined as an attempt to re-introduce the Seljuk and classical Ottoman architectural and ornamental
elements into the architectural repertoire of the early 20th century. Kemaleddin was one of the founder figures of
the National Style and also the chief architect of the Ministry of Endowments. On the other hand, Nihat Bey, as a
representative of the second generation of National Style architects, was a part of the Ministry of Endowment’s
technical committee, namely heyet-i fenniye. Kemaleddin and the members of the heyet-i fenniye conducted
restorations of the Ottoman and Seljuk monuments all over the empire. Visiting Jerusalem for pre-repair
explorations was a task in this context. Kemaleddin and Nihat’s appointment turned into an extensive excursion,
and they visited various cities such as Athens, Alexandria, Port Said, Cairo, Jaffa and Jerusalem. Nihat kept a
diary during their excursion which includes travel notes and various sketches. He recorded some parts of their
journey in detail; drew simple maps, wrote down the ports and train stations they used, and took notes concerning
their travelling conditions. He also took dozens of photographs reflecting their excursion and his curiosities. In
this presentation, I will focus on Kemaleddin and Nihat’s journey based on Nihat’s archival documents, which
contains approximately 15 pages of his diary and a group of photographs. Focusing on Nihat’s recording practices
will enable to build a perspective concerning a late Ottoman architect’s curiosity towards the architectural heritage
of the cities he visited. By choosing Cairo as a case study, I aim to trace how Kemaleddin and Nihat’s
observations on the architectural legacy of Mamluks reflected on their architectural practice.
Bu çalışma, Mimar Vedad Bey’in 1909-1914 yılları arasında ‘sermimar-ı hazret-i şehriyari’ ünvanını üstlendiği dönemde Yıldız Sarayı'nda gerçekleştirilen mimari müdahalelere odaklanmaktadır. Vedad Bey, Sultan V. Mehmed Reşad'ın tahta çıktığı 1909'dan itibaren beş yıl süreyle sermimarlık görevini üstlenmiş ve Dolmabahçe, Yıldız, Topkapı, Beylerbeyi Sarayları ile İstanbul'da bulunan kasırların onarımından sorumlu olmuştur. Sultan V. Mehmed Reşad saltanatı süresince Dolmbahçe Sarayı'nda ikamet etmiş olmakla beraber, kimi seneler yaz aylarını Yıldız Sarayı'nda geçirmiştir. Bu durum, Yıldız Sarayı onarımlarını sermimar için öncelikli bir konuma getirmiştir. Vedad Bey'in sermimarlık döneminde hazırladığı keşif defterleri incelendiğinde, Dolmabahçe Sarayı'ndan sonra en fazla keşfin Yıldız Sarayı için hazırlandığı tespit edilmiştir. Bildiri kapsamında, Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulunan, Vedad Bey tarafından hazırlanmış keşif defterleri, çizimler ve kaleme alınmış dilekçelerden faydalanarak II. Meşrutiyet Dönemi'nde Yıldız Sarayı'nın kullanım şekilleri ve sarayda Vedad Bey’in yönetiminde gerçekleştrilen inşa-onarım faaliyetlerinin ortaya koyulması amaçlanmaktadır.
II. Meşrutiyet'in ilanı, Osmanlı Devleti'nde büyük bir değişim sürecini beraberinde getirmiş; bu dönüm noktasını simgelemek amacıyla, İstanbul ve Selanik’te birer anıt inşa edilmesine karar verilmiştir. İstanbul için hazırlanan ilk proje, Mimar Vedad (Tek) Bey’in Hürriyet Abidesi’dir. Sultanhamet Meydanı'nda yer alması planlanan bu proje, 31 Mart Vakası’nın ardından rafa kalkmış ve Çağlayan’a, Muzaffer Bey’in tasarımı olan Abide-i Hürriyet inşa edilmiştir. Selanik için hazırlanan projenin temeli atılmışsa da inşası tamamlanamamıştır. Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri’nde bulunan, Raymond Péré’ye ait II. Meşrutiyet Anıtı projesi, bir diğer anıtın İzmir’de yapılmasının gündeme geldiğini göstermektedir. Bildiri kapsamında, bu anıt önerisinin, yeni rejimi temsil eden tasarım anlayışı içinde nasıl konumlandığı tartışılacaktır.
Péré’nin projesi, "Raymond C. Péré. Architecte & Peintre. Smyrne (Turquie d'Asie)" antetli bir kağıda çizilmiş olup, sağ üst köşede bulunan "Smyrne, le ... 190..." yazılı tarih kısmı boş bırakılmıştır. Evrak üzerinde herhangi bir açıklama, tarih veya imza bulunmamaktadır. Anıtın üzerinde "24 Juill[et] 1908" yazan bir kuşak bulunması, II. Meşrutiyetin ilanını simgelemek amacıyla hazırlandığını göstermektedir. Péré’nin tasarımı, kaide olarak büyük ölçekli bir mimari düzenlemenin üzerine yerleştirilmiş bir sütundan oluşmaktadır. Sütun ile mimari düzenleme arasında, etrafı parçalanmış halat ve zincirlerle sarılı bir kaya; bu kayanın iki yanında ise devletin askeri gücüne vurgu yapmak üzere bir top ve bir savaş gemisi heykeli bulunmaktadır. Sütunun üzerine ise Osmanlı arması yerleştirilmiştir. Sütunun altındaki mimari düzenleme, aynı mimarın eseri olan İzmir Saat Kulesi ile büyük benzerlikler taşımaktadır. Milli Mimari üslubunun devlet katında tercih edildiği II. Meşrutiyet yıllarında Raymond Péré 'nin projesi, oryantalist yaklaşımın ağır bastığı eklektik bir tasarımdır. Bu bakımdan, İstanbul’da inşa edilmiş olan Abide-i Hürriyet ile Tayyare Şehitleri Anıtı'ndan ayrılmaktadır.
II. Abdülhamid döneminde mimar Raimondo D’Aronco tarafından tasarlanmış olan Şam Telgraf Anıtı’nın istisnai durumu tartışmaya açık olmakla beraber, yönetim biçiminin değişmesi gibi bir dönüm noktasını simgelemesi bakımından Abide-i Hürriyet; Osmanlı Devleti’nde inşa edilmiş ilk anıt olarak kabul edilmektedir. Raymond Péré ile Vedad (Tek) Bey'in II. Meşrutiyet Anıtı projeleri, Abide-i Hürriyet'ten önceye tarihlenmeleri bakımından dikkat çekicilerdir. Selanik için hazırlanan projeye ve Vedad Bey'in projesine ilişkin herhangi bir görsel belgeye henüz ulaşılamaması göz önünde bulundurulduğunda, Raymond Péré'nin tasarımı, Osmanlı mimarlık ve sanat tarihindeki erken tarihli anıt önerilerinden biri olarak önem kazanmaktadır. Söz konusu projenin tanıtılması, tasarım özelliklerinin incelenmesi ve dönem örnekleri ile karşılaştırılması sonucunda; Raymond Péré'nin tasarımı, geç dönem Osmanlı mimarlık ve sanat tarihi yazınında yer bulacaktır.