Books by Polina Gioltzoglou
Üç Milliyetçiliğin Gölgesinde Kadim Bir Cemaat: Arapdilli Doğu Ortodoksları, Istanbul: istos yayın, 2018
Uluslar ve etnik grupları, sanki bunlar, dil, din ve âdetlerdeki benzerlikler yoluyla bir araya g... more Uluslar ve etnik grupları, sanki bunlar, dil, din ve âdetlerdeki benzerlikler yoluyla bir araya gelmiş homojen gruplarmış gibi düşünme eğilimi aşikârdır. Ancak gerek yaşanmış deneyimin gerekse geçmişe dair her makul çalışmanın ortaya koyduğu üzere hiçbir şey gerçeğe
bu iddiadan daha uzak değildir. Dahası homojenleştirme eğilimi, farklı ve rekabet halindeki aidiyet biçimleri arasında kalan, yani farklı siyasal, dinsel/mezhepsel ya da etnik gruplar arasındaki “sınır geçişlerinde” yer alan topluluklar söz konusu olduğunda, bu toplulukların hayatta kalma stratejilerini, kültürel mirasını ve işlevini bir
bütün olarak görmezden gelme tehdidi de yaratır.
Antakya’nın Arapdilli Doğu Ortodokslarına dair kolektif bir yayın, aslında bir hayli gecikmiş bir projedir. Bu kadim topluluk, Bizans, Osmanlı, Suriye ve Türkiye kültürlerine yaptığı büyük katkılara karşın uluslararası bilim camiasında gözden kaçan bir konu olarak
kalmıştır. Elinizdeki kitap, farklı alanlardan uzmanların bu topluluğun geçmiş ve bugünkü deneyimlerinin farklı boyutlarını aydınlatan çalışmalarını ilk defa bir araya getirmektedir. Birinci bölümde Haris Rigas, Arapdilli Doğu Ortodokslarını bir diyaspora olarak inceleyip, kimliklerinin tarihsel oluşumunu Kemalizm ve Baasçılık gibi iki modern siyasal hareketin açığa çıkardığı
imkân ve tehditlerle karşılıklılık içerisinde ele alırken, ikinci bölümde Şule Can ve Zerrin Arslan, topluluk mensuplarıyla yapılan derinlemesine mülakatlar aracılığıyla topluluğun tarihsel vatanı Antakya’da
karşı karşıya olduğu güncel gerçekliği irdeliyor. Üçüncü bölümde Özgür Kaymak ve Anna Maria Beylunioğlu, topluluğun İstanbul’da yaşayan mensuplarının aidiyet biçimleri ve İstanbul Rum toplumuna meşakkatli entegrasyon sürecine odaklanırken, Polina Gioltzoglou
Tokaçlı köyünde gerçekleştirdiği ve maddi kültür, mutfak pratikleri ve aidiyet arasındaki etkileşimi incelediği katılımcı gözlem çalışmasını okuyucuya sunuyor.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Papers by Polina Gioltzoglou
This research examines instances of everyday life experience, and the process of home-making of a... more This research examines instances of everyday life experience, and the process of home-making of a group of Antiochean migrants in the city of Istanbul, Turkey. It focuses on processes of spatial negotiation and transformation, through practices of consumption and production involved in the home-making experience. Furthermore, it explores the element of ‘affect' within the context of the political economy and materiality of home-making. The families studied, have been living in houses that belong to the Greek Minority of Istanbul, allocated to them, under the obligation to tend for the adjoined buildings, mainly churches, schools and cemeteries. Inhabiting these conditionally private spaces is therefore interwoven with taking care of a communal/public space. These residences constitute a network of households that link migrant Antiocheans in Istanbul, embedding them at the same time as nodes in an expanding, global matrix, including southeast Turkey, Istanbul, Athens, Berlin. How...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Books by Polina Gioltzoglou
bu iddiadan daha uzak değildir. Dahası homojenleştirme eğilimi, farklı ve rekabet halindeki aidiyet biçimleri arasında kalan, yani farklı siyasal, dinsel/mezhepsel ya da etnik gruplar arasındaki “sınır geçişlerinde” yer alan topluluklar söz konusu olduğunda, bu toplulukların hayatta kalma stratejilerini, kültürel mirasını ve işlevini bir
bütün olarak görmezden gelme tehdidi de yaratır.
Antakya’nın Arapdilli Doğu Ortodokslarına dair kolektif bir yayın, aslında bir hayli gecikmiş bir projedir. Bu kadim topluluk, Bizans, Osmanlı, Suriye ve Türkiye kültürlerine yaptığı büyük katkılara karşın uluslararası bilim camiasında gözden kaçan bir konu olarak
kalmıştır. Elinizdeki kitap, farklı alanlardan uzmanların bu topluluğun geçmiş ve bugünkü deneyimlerinin farklı boyutlarını aydınlatan çalışmalarını ilk defa bir araya getirmektedir. Birinci bölümde Haris Rigas, Arapdilli Doğu Ortodokslarını bir diyaspora olarak inceleyip, kimliklerinin tarihsel oluşumunu Kemalizm ve Baasçılık gibi iki modern siyasal hareketin açığa çıkardığı
imkân ve tehditlerle karşılıklılık içerisinde ele alırken, ikinci bölümde Şule Can ve Zerrin Arslan, topluluk mensuplarıyla yapılan derinlemesine mülakatlar aracılığıyla topluluğun tarihsel vatanı Antakya’da
karşı karşıya olduğu güncel gerçekliği irdeliyor. Üçüncü bölümde Özgür Kaymak ve Anna Maria Beylunioğlu, topluluğun İstanbul’da yaşayan mensuplarının aidiyet biçimleri ve İstanbul Rum toplumuna meşakkatli entegrasyon sürecine odaklanırken, Polina Gioltzoglou
Tokaçlı köyünde gerçekleştirdiği ve maddi kültür, mutfak pratikleri ve aidiyet arasındaki etkileşimi incelediği katılımcı gözlem çalışmasını okuyucuya sunuyor.
Papers by Polina Gioltzoglou
bu iddiadan daha uzak değildir. Dahası homojenleştirme eğilimi, farklı ve rekabet halindeki aidiyet biçimleri arasında kalan, yani farklı siyasal, dinsel/mezhepsel ya da etnik gruplar arasındaki “sınır geçişlerinde” yer alan topluluklar söz konusu olduğunda, bu toplulukların hayatta kalma stratejilerini, kültürel mirasını ve işlevini bir
bütün olarak görmezden gelme tehdidi de yaratır.
Antakya’nın Arapdilli Doğu Ortodokslarına dair kolektif bir yayın, aslında bir hayli gecikmiş bir projedir. Bu kadim topluluk, Bizans, Osmanlı, Suriye ve Türkiye kültürlerine yaptığı büyük katkılara karşın uluslararası bilim camiasında gözden kaçan bir konu olarak
kalmıştır. Elinizdeki kitap, farklı alanlardan uzmanların bu topluluğun geçmiş ve bugünkü deneyimlerinin farklı boyutlarını aydınlatan çalışmalarını ilk defa bir araya getirmektedir. Birinci bölümde Haris Rigas, Arapdilli Doğu Ortodokslarını bir diyaspora olarak inceleyip, kimliklerinin tarihsel oluşumunu Kemalizm ve Baasçılık gibi iki modern siyasal hareketin açığa çıkardığı
imkân ve tehditlerle karşılıklılık içerisinde ele alırken, ikinci bölümde Şule Can ve Zerrin Arslan, topluluk mensuplarıyla yapılan derinlemesine mülakatlar aracılığıyla topluluğun tarihsel vatanı Antakya’da
karşı karşıya olduğu güncel gerçekliği irdeliyor. Üçüncü bölümde Özgür Kaymak ve Anna Maria Beylunioğlu, topluluğun İstanbul’da yaşayan mensuplarının aidiyet biçimleri ve İstanbul Rum toplumuna meşakkatli entegrasyon sürecine odaklanırken, Polina Gioltzoglou
Tokaçlı köyünde gerçekleştirdiği ve maddi kültür, mutfak pratikleri ve aidiyet arasındaki etkileşimi incelediği katılımcı gözlem çalışmasını okuyucuya sunuyor.