Papers by Necmettin Çelik
Küreselleşen ve daha da kompleks bir yapıya dönüşen terörizm unsurunun muhtemel dinamiklerinin be... more Küreselleşen ve daha da kompleks bir yapıya dönüşen terörizm unsurunun muhtemel dinamiklerinin belirlenmesi terörizmle mücadelede başarı elde edilebilmesi ve sürdürülebilir bir barış ortamının tesis edilebilmesi noktasında oldukça önemlidir. Bu açıdan bakıldığında, terörün şiddet boyutunun hat safhada olduğu bölgelerde kırılgan-başarısız devlet statüsündeki ülkelerin çoğunlukta olması, terörün muhtemel dinamikleri arasında devlet başarısızlığı olgusunun olabileceğini ön plana çıkarmaktadır. Nitekim, 2007-2011 dönemi ve Küresel Terörizm Veritabanı'nda kayıtlı 156 ülkenin analiz edildiği Rassal Etkiler Panel Modeli'nin bulguları kırılgan - başarısız devlet olgusu ile teröre verilen zayiatlar gibi toplumsal ve psikolojik unsurların terörün şiddet boyutunun tırmanması noktasında itici faktör olduklarını göstermektedir. Başka bir ifadeyle, kırılgan-başarısız devlet olgusu ve terörizmin şiddet boyutu terörizm unsurlarının yayılması noktasında elverişli zemin oluşturmaktadır. Dolay...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Akdeniz Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2019
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Sosyoekonomi, 2018
Kamu ve özel kesim yatırımları bölgesel kalkınmanın önemli bir dinamiğini oluşturmaktadır. Bu seb... more Kamu ve özel kesim yatırımları bölgesel kalkınmanın önemli bir dinamiğini oluşturmaktadır. Bu sebeple, kalıcı ve dengeli bölgesel kalkınmanın sağlanabilmesi için gerek kamusal; gerekse de özel kesim yatırımlarının bölgesel dağılımına etki eden muhtemel unsurların irdelenmesi gerekir. Bu unsurlardan biri siyasal çoğulculuk olgusudur. Çalışmada, siyasal çoğulculuk olgusu ile kamu ve özel kesim yatırım kararlarının bölgesel tahsisi arasındaki ilişki incelenmek istenmiştir. Bu amaçla, 2007 ve 2011 Milletvekili Genel Seçimleri’nde siyasi partilerin aldıkları oy oranları üzerinden oluşturulan Herfindahl-Hirschman Endeksi yardımıyla 2008-2011 dönemi ve 26 İBBS-II Bölgesi kapsamında alternatif Sabit Etkiler Panel Modelleri tahmin edilmiştir. Elde edilen bulgular siyasal çoğulculuğun kamu ve özel kesim yatırım kararları üzerinde arttırıcı etkileri olduğu ve dikkate alınan örneklem dâhilinde bölgesel kalkınmanın önemli bir belirleyicisi olduğu yönündedir. Bununla birlikte, okullaşma ve sanayi...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ege Akademik Bakis (Ege Academic Review), 2017
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
Bölgelerarası gelişmişlik farklıkları, kısmi ve sınırlı iyileşmelere rağmen, Türkiye’nin önemli b... more Bölgelerarası gelişmişlik farklıkları, kısmi ve sınırlı iyileşmelere rağmen, Türkiye’nin önemli bir yapısal sorunu olarak varlığını korumaktadır. Bu sorunun çözümünde teşvik politikalarının etkinliğinin analiz edilmek istendiği çalışmada, 2005-2014 dönemi ve İBBS-II (26 Bölge) Bölgelerini kapsayan Sistem GMM tahmincisine dayalı Dinamik Panel Model ve her bir kesite özgü farklılaştırılmış etkileri veren Farklılaştırılmış β Sabit Etkiler Panel Modeli üzerinden makro (ulusal) ve mikro (bölgesel) düzeyde iki farklı modelleme yoluna gidilmiştir. Elde edilen makro bulgular, teşvik uygulamaları ile bölgelerin büyüme performansları arasında, ulusal düzeyde, istatistiksel olarak anlamlı herhangi bir ilişki olmadığı yönündedir. Elde edilen mikro bulgular ise, teşvik uygulamalarının orta-düşük gelir grubunda yer alan sınırlı sayıdaki bölgede etkin sonuçlar verdiğini; buna karşın, bölgelerin çoğunda etkinsiz olduğunu göstermektedir. Bu doğrultuda, teşvik sisteminin bölgelerarası gelişmişlik far...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Sosyoekonomi, 2022
In this study, the linkages between political dynamics and foreign direct investment inwards to 1... more In this study, the linkages between political dynamics and foreign direct investment inwards to 118 developed and developing countries over the 2002-2017 period were analysed by the System GMM Panel Model to avoid the potential endogeneity problem. Findings indicate that the most vital positive determinant of FDI inwards is trade liberalization or trade openness. Also, there is no statistically significant relationship between countries' democratization and freedom level and FDI inwards. However, terrorism hinders FDI directly, especially in developed countries. Therefore, the decision of foreign investors might mainly depend on economic dynamics, which are related to them and host countries rather than politics.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ege Akademik Bakis (Ege Academic Review), 2017
Bookmarks Related papers MentionsView impact
SAVUNMA BİLİMLERİ DERGİSİ, 2020
Terrorism has been maintained for the last five decades in fluctuating frequency in Turkey. In th... more Terrorism has been maintained for the last five decades in fluctuating frequency in Turkey. In this process, thousands of people have been killed or wounded in over 4.000 terrorist attacks. However, the intangible economic costs and damages of them were ignored partially. Accordingly, this study investigates the intangible economic aspects of the terrorist attacks in terms of foreign direct investments over the 1988-2018 period towards Turkey as a developing country. The findings of the Autoregressive Distributed Lag (ARDL) Bounds Test, which is designed by the results of Zivot-Andres Unit Root Test allowing a break in time series, indicate that there is not a statistically significant relationship between terrorist attacks and foreign direct investments both in the short-run and long-run at the national level. The low share of terrorist attacks targeting business and investments as well as the low frequency, severity and geographically concentration degree of them could be potential reasons for these findings. However, potentially destructive impacts of terrorist attacks, which are frequently observed in the southeast of Turkey, should not be ignorable.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Regional specialization depending on competitive advantages of regions is accepted as a general p... more Regional specialization depending on competitive advantages of regions is accepted as a general perspective for balanced regional development. Therefore, the study aims to identify the patterns of industrial clusters and diversity of Region Izmir TR31 by LQMIX statistics of 17 main industries in 2009-2015 periods measuring by average rates of number of employees, number of firms and amount of investment. Findings indicate that the Region could not achieve a concentration in any industry as a competitive level; however, it has potentially the highest industrial diversity in NUTS-II Regions. Therefore, Industrial diversity pattern especially in the logistic and health tourism is an attractive point of the Izmir rather than industrial concentration. In addition, Region TR31 (Izmir) and Region TR33 (Manisa) having high diversity level in manufacturing and closely located each other could be crucial manufacturing cluster if they were cooperated by division and complementary perspective in terms of their competitive sub-manufacturing industries.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Güvenlik Stratejileri Dergisi, 2019
The process of balanced and comprehensive regional growth requires political as well as economic ... more The process of balanced and comprehensive regional growth requires political as well as economic stability. Therefore, the effects of political dynamics such as terrorism on regional growth should be investigated for a more comprehensive analysis. This study investigates the effects of terrorist events, which have reached the dimensions of political instability in Turkey, over the growth performance of the regions. In this context, the model has been designed to cover the 2005-2014 period and Turkey's NUTS-II regions (26 regions) and has been estimated based on the GMM estimator. The obtained findings show the terror events experienced in Turkey to have a statistically significant negative effect on regions' growth performance. In other words, the problem of terrorism, which has been a frequent ongoing problem in southeast Turkey for nearly 40 years, has hindered economic growth. The other findings of the model indicate the accumulation of physical capital to have positive and statistically significant effects on regional growth rather than the accumulation of human capital.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Akdeniz İİBF Dergisi, 2019
Tourism is one of the most affected sectors in the economy by terrorist attacks that have been in... more Tourism is one of the most affected sectors in the economy by terrorist attacks that have been increasing dramatically in all over the world. This study aims to investigate the effects of terrorist attacks on domestic and foreign tourism demand in Turkey. In terms of terrorist activities both the frequency degree and severity degree are taken into account as determinants of demand. The empirical analysis covers the time period between 2001-2015 and all 26 NUTS-II regions in Turkey. The model considers the possibility of spatial dependency because of clustering patterns of the tourists' destination preferences and employs Spatial Error-Fixed Effects Panel Model. Our findings indicate that the severity degree of terrorism has distortion effects on tourism preferences unlike the frequency degree. We also find that though the distorting effects of terrorism are more significant for domestic tourists compared to foreign tourists. The control variables such as income level and exchange rates are found to be more significant determinants for foreign demand rather than domestic demand. Finally, there is strong and positive spatial effects on foreign tourists' preferences toward Turkey's tourism destinations.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2019
Despite partial improvements, regional development disparities have been going on for years as a ... more Despite partial improvements, regional development disparities have been going on for years as a structural problem in Turkey. Study aims investigating the effectiveness of incentive policies in solution of this problem. It includes macro (national) model depends on System GMM estimator and micro (regional) model depends on Heterogeneity β Fixed Effects estimator over 2005-2014 period and 26 NUTS-II regions in Turkey. Macro model findings indicate that there is no any statistically significant relationship between incentives and regions’ growth performance at national level. Similarly, micro model findings indicate that incentives have statistically significant effects in few sub-region located in medium-low income group while they aren’t effective in many sub-regions. Therefore, the incentive policy isn’t effective in solution of regional development disparities in Turkey and it could be considered as political instrument for regions only with lower income.
Keywords: Regional Development Differences, Incentive Policies, Dynamic Panel Data Analysis, Heterogeneity β Panel Data Analysis
Bookmarks Related papers MentionsView impact
European Planning Studies, 2019
The paper investigates the patterns of technology and knowledge of the regions. The first aim of t... more The paper investigates the patterns of technology and knowledge of the regions. The first aim of the paper is to determine cluster templates at the national level. The second aim of the paper is to investigate the technology and knowledge composition of the regional highpoint clusters. The paper identifies patterns of industrial linkages to define cluster templates and regional highpoints. The second part uncovers regional distributions of technology and knowledge. The data comes from Turkey’s 2012 input–output table. The location quotients use industrial employment statistics from the Turkish Statistical Institute. The technological and knowledge intensity classification follows Eurostat. The findings reveal 10 cluster templates in Turkey. Spatial distribution of the highpoint clusters reveals that most regions contain highpoint clusters with low technology and low knowledge-intensive sectors. The results reveal that highpoint clusters in Turkey’s regions contain industries whose technologies do not demand high skills, knowledge and sophistication. Limited existence of high-tech industries and low knowledge intensity in Turkey’s industry composition is a limiting factor for transition to high value-added manufacturing. Special emphasis should be directed towards constructing regional advantage, given the current levels of technology and knowledge intensity.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Public and private fixed capital investments are vital dynamics of the regional economic growth. ... more Public and private fixed capital investments are vital dynamics of the regional economic growth. Therefore, the potential determinants of regional allocations of public and private investments must be investigated to establish persistent and balanced regional development. One of them is political pluralism. This study includes analysis of the relationship between political pluralism and regional allocation of public and private investments and also regional economic growth. For this purpose, Fixed Effects Panel Model on which analyzed 26 NUTS-II Regions over 2008-2011 period was established by using Herfindahl-Hirschman Index which created by vote ratios of political parties in 2007 and 2011 Parliamentary Elections. The findings of the model show that political polarization has positive effects on public and private investments and it is important determinant of regional development. Also, literacy and manufacturing rates effects regional growth positively through positive externalities on investments.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, 2018
The potential determinants of regions' growth performance must be examined for a balanced and sus... more The potential determinants of regions' growth performance must be examined for a balanced and sustainable regional development. For this purpose, this study includes investigating political determinants of growth such as municipality-government similarity estimated via the percentage of municipality same as government party, the percentage of aids from central government and the amount of incentives per 100 people as well as economic determinants such as physical and human capital accumulation and sectoral specialization. The findings of alternative fixed effects panel models based on 2007-2011 period and 26 regions (Nuts-2 regions) indicate that there is no systematic relationship between municipality-government similarities, central governments aids for municipality and regions' growth performance in contrast to political propaganda. In addition, the amount of incentives per 100 people has positive effects on regions' growth performance, but its negligible. It shows that incentive system, which has been changed three times since 2002isn't effective during the analyzed period. Economic findings of the models indicate that sectoral specialization, human capital accumulation, public investments in physical capital such as transport and communication and in human capital such as education and health services have positive effects in regions growth performances.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Türkiye’nin sağlık çıktıları açısından gerek OECD ülkeleri ortalamasının oldukça gerisinde kalmas... more Türkiye’nin sağlık çıktıları açısından gerek OECD ülkeleri ortalamasının oldukça gerisinde kalması; gerekse de bölgesel düzeyde belirgin farklılıklar göstermesi, sağlık düzeyinin muhtemel belirleyicilerinin tespitini gerektirmektedir. Bu doğrultuda çalışmada, 2008-2014 döneminde ve 81 il düzeyinde, sağlık hizmetlerinin dışsallık özelliği de dikkate alınarak sağlık düzeyinin olası belirleyicileri Mekânsal Panel Veri yöntemiyle analiz edilmiştir. Tahmin edilen Mekânsal Gecikmeli Sabit Etkiler Panel Modeli’nin bulguları, iller arasında sağlık düzeyi açısından pozitif yönlü yayılma etkisinin varlığını kanıtlamaktadır. Ayrıca, sağlık düzeyinin en önemli belirleyicilerinin gelir düzeyi ve sosyal sağlık güvencesi olduğu; bununla birlikte, eğitim düzeyi, kentleşme oranı ve sağlık hizmetlerine erişim kolaylığı gibi unsurların da sağlık düzeyi üzerinde iyileşme sağladığı elde edilen bulgular arasındadır. Fakat illerin teknoloji düzeyleri ve sağlık sektörüne yönelik düzenlenen teşvikler ile sağlık düzeyi arasında istatistiksel açıdan anlamlı herhangi bir bulguya ulaşılamamıştır. Elde edilen sonuçlar, sağlık düzeyindeki farklılıkların giderilmesi noktasında, iller arasındaki gelişmişlik farklılıklarının azaltılması, sosyal güvence kapsamındaki nüfusun genişletilmesi ve sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması gibi politikalara ihtiyaç duyulduğunu gösterdiği gibi sağlık sektörüne yönelik teşvik politikalarının etkinliğinin de sorgulanmasını gerektirmektedir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Küresel ölçekte artan terör olayları iktisadi, politik ve toplumsal bir takım ardıl sorunların da... more Küresel ölçekte artan terör olayları iktisadi, politik ve toplumsal bir takım ardıl sorunların da tetiklenmesine sebep olmaktadır. Bu sorunlardan biri turizm destinasyonlarını hedef alan terör saldırılarının turizm talebi üzerinde yarattığı saptırıcı etkilerdir. Önemli bir turizm merkezi olan Türkiye’de artan terör olayları, terörün ve güvensizlik ortamının turizm sektörü üzerindeki muhtemel etkilerinin incelenmesini gerektirmiştir. Bu amaçla, 1992-2011 dönemi kapsamında, OECD ülkelerinden Türkiye’ye yönelik turizm talebinin terör olayları karşısındaki duyarlılığı Sabit Etkiler Panel Veri Yaklaşımıyla incelenmiş ve terör saldırılarının turizm tercihleri üzerinde saptırıcı etki yaratıp yaratmadığı amprik olarak sınanmıştır. Elde edilen bulgular, genel görüşün aksine, terör olaylarının turizm talebi üzerindeki saptırıcı etkilerinin Türkiye öznelinde ve analiz döneminde dikkate değer ölçüde olmadığını göstermektedir. Çalışmanın turizm talebinin belirleyicileri ekseninde güvenlik perspektifini ön plana çıkararak görece yetersiz ampirik literatüre katkı sağladığı söylenebilir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Öz
Turizm sektörünün ülke ekonomileri için önemli bir döviz kaynağı oluşturmasının yanı sıra, bü... more Öz
Turizm sektörünün ülke ekonomileri için önemli bir döviz kaynağı oluşturmasının yanı sıra, bünyesinde barındırdığı yüksek sektörel bağlantıları neticesinde etkin bir katma değer ve istihdam unsuru olması, bölge ekonomileri için önemli bir re-kabet gücü potansiyeli sağlayarak, bu sektörün özellikle mekansal boyutlardaki belirleyicilerinin saptanmasını gündeme getirmiştir. Bu amaçla, Türkiye örneğin-de ve 2001-2012 yılları dahilinde, 26 adet düzey 2 bölgesinin dikkate alınma-sıyla oluşturulan Mekansal Hata-Rastsal Etkiler Panel Modelinin bulguları, turist gönderen ülkelerin gelir düzeyleri ile reel döviz kurunun turizm talebi üzerinde ol-dukça yüksek; turizm sektörüne yönelik kamusal nitelikli sabit sermaye yatırımla-rın ise düşük olmakla birlikte istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönlü etkilerinin olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, Türkiye'nin özellikle Güney Doğu Anado-lu bölgesinde yaklaşık 30 yıldır süregelen terörist faaliyetlerin de Türkiye'ye yö-nelik turizm talebi üzerinde herhangi bir saptırıcı etkisinin olmadığına ve turizm sektörünün önemli derecede kümelenme gösterdiğine yönelik diğer bulgular da dikkate değerdir.
Abstract
Tourism sector is an important source of added value and employment because of the considerable sectoral linkages embedded in this sector as well as a crucial generator of foreign exchange for the national economy. The fact that this sector provides a significant competitive potential fort he economic regions in addition to these benefits, has brought in our agenda the determination of its indicators in a spatial dimension. To this end, we have used Turkish data for the period 2001-2012 (26 levels and 2 regions) and considered the findings of the Spatial Error-Random Effects Panel model. We have found that the real exchange rate and the income level of the country of origin of the tourists have a considerable impact on the tourism demand and even though the impact of the quality of public fixed capital investments in the tourism sector is low, it is statistically significant and positive. A particularly noteworthy evidence is that the ongoing terrorist activities in the South East Anatolia for nearly 30 years do not have a detrimental impact on tourism demand. The tourism sector shows significant clustering.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Papers by Necmettin Çelik
Keywords: Regional Development Differences, Incentive Policies, Dynamic Panel Data Analysis, Heterogeneity β Panel Data Analysis
Turizm sektörünün ülke ekonomileri için önemli bir döviz kaynağı oluşturmasının yanı sıra, bünyesinde barındırdığı yüksek sektörel bağlantıları neticesinde etkin bir katma değer ve istihdam unsuru olması, bölge ekonomileri için önemli bir re-kabet gücü potansiyeli sağlayarak, bu sektörün özellikle mekansal boyutlardaki belirleyicilerinin saptanmasını gündeme getirmiştir. Bu amaçla, Türkiye örneğin-de ve 2001-2012 yılları dahilinde, 26 adet düzey 2 bölgesinin dikkate alınma-sıyla oluşturulan Mekansal Hata-Rastsal Etkiler Panel Modelinin bulguları, turist gönderen ülkelerin gelir düzeyleri ile reel döviz kurunun turizm talebi üzerinde ol-dukça yüksek; turizm sektörüne yönelik kamusal nitelikli sabit sermaye yatırımla-rın ise düşük olmakla birlikte istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönlü etkilerinin olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, Türkiye'nin özellikle Güney Doğu Anado-lu bölgesinde yaklaşık 30 yıldır süregelen terörist faaliyetlerin de Türkiye'ye yö-nelik turizm talebi üzerinde herhangi bir saptırıcı etkisinin olmadığına ve turizm sektörünün önemli derecede kümelenme gösterdiğine yönelik diğer bulgular da dikkate değerdir.
Abstract
Tourism sector is an important source of added value and employment because of the considerable sectoral linkages embedded in this sector as well as a crucial generator of foreign exchange for the national economy. The fact that this sector provides a significant competitive potential fort he economic regions in addition to these benefits, has brought in our agenda the determination of its indicators in a spatial dimension. To this end, we have used Turkish data for the period 2001-2012 (26 levels and 2 regions) and considered the findings of the Spatial Error-Random Effects Panel model. We have found that the real exchange rate and the income level of the country of origin of the tourists have a considerable impact on the tourism demand and even though the impact of the quality of public fixed capital investments in the tourism sector is low, it is statistically significant and positive. A particularly noteworthy evidence is that the ongoing terrorist activities in the South East Anatolia for nearly 30 years do not have a detrimental impact on tourism demand. The tourism sector shows significant clustering.
Keywords: Regional Development Differences, Incentive Policies, Dynamic Panel Data Analysis, Heterogeneity β Panel Data Analysis
Turizm sektörünün ülke ekonomileri için önemli bir döviz kaynağı oluşturmasının yanı sıra, bünyesinde barındırdığı yüksek sektörel bağlantıları neticesinde etkin bir katma değer ve istihdam unsuru olması, bölge ekonomileri için önemli bir re-kabet gücü potansiyeli sağlayarak, bu sektörün özellikle mekansal boyutlardaki belirleyicilerinin saptanmasını gündeme getirmiştir. Bu amaçla, Türkiye örneğin-de ve 2001-2012 yılları dahilinde, 26 adet düzey 2 bölgesinin dikkate alınma-sıyla oluşturulan Mekansal Hata-Rastsal Etkiler Panel Modelinin bulguları, turist gönderen ülkelerin gelir düzeyleri ile reel döviz kurunun turizm talebi üzerinde ol-dukça yüksek; turizm sektörüne yönelik kamusal nitelikli sabit sermaye yatırımla-rın ise düşük olmakla birlikte istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönlü etkilerinin olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte, Türkiye'nin özellikle Güney Doğu Anado-lu bölgesinde yaklaşık 30 yıldır süregelen terörist faaliyetlerin de Türkiye'ye yö-nelik turizm talebi üzerinde herhangi bir saptırıcı etkisinin olmadığına ve turizm sektörünün önemli derecede kümelenme gösterdiğine yönelik diğer bulgular da dikkate değerdir.
Abstract
Tourism sector is an important source of added value and employment because of the considerable sectoral linkages embedded in this sector as well as a crucial generator of foreign exchange for the national economy. The fact that this sector provides a significant competitive potential fort he economic regions in addition to these benefits, has brought in our agenda the determination of its indicators in a spatial dimension. To this end, we have used Turkish data for the period 2001-2012 (26 levels and 2 regions) and considered the findings of the Spatial Error-Random Effects Panel model. We have found that the real exchange rate and the income level of the country of origin of the tourists have a considerable impact on the tourism demand and even though the impact of the quality of public fixed capital investments in the tourism sector is low, it is statistically significant and positive. A particularly noteworthy evidence is that the ongoing terrorist activities in the South East Anatolia for nearly 30 years do not have a detrimental impact on tourism demand. The tourism sector shows significant clustering.
authors who wrote these chapters.
azaltmış ve 2008 sonunda yaşanan küresel finans krizinin ardından 2009 yılında dünyanın
tecrübe ettiği krizin yaklaşık 10 katı büyüklüğünde yeni bir krize yol açmıştır. Krizin ana
bileşenleri ticaret, turizm ve sağlık sektörleri olurken, kriz öncesinin ana tartışma
konularından olan 4. Sanayi Devrimi’nin tüm ana bileşenleri kriz döneminin kurtarıcı
unsurları olarak görülmüştür. Dünya genelinde beyaz yakalı çalışanların önemli bir bölümü
evden çalışma rutinine geçmiş, mavi yakalıların bir kısmı üretimden uzaklaştırılarak üretim
süreçlerinde otomasyon arttırılmış; uzaktan eğitim uygulamaları yüz yüze eğitimin yerini
almış; finans sektöründe yüz yüze etkileşimli işlemlerin yerini mobil ve bilgisayar destekli
işlemler almış; sağlık sektöründe dahi acil sağlık hizmetleri dışındaki hizmetlerde e-sağlık
uygulamaları yaygınlaştırılmıştır. Yeni normal olarak adlandırılan bu süreçte yeni bir dünya
düzenine doğru ciddi bir yönelim gerçekleşmiştir. Bu bağlamda yeni dünya düzeninde
dijitalleşme ve yeni üretim süreçlerine adapte olabilen ülkelerin krizden daha hızlı çıkarak
uzun vadede avantajlarını koruyacakları öngörülmektedir. Bu bağlamda ülkelerin yeni dünya
düzenine entegrasyonları kritik öneme sahip olmaktadır. Bu süreçte ülkelerin bölgesel
kapasitelerini devreye sokarak rekabetçi üstünlüklerini kullanmaları özel önem arz
etmektedir. Bu gerçeklerden yola çıkarak COVID-19 Pandemisinin Türkiye’de bölgeler
itibariyle yarattığı etkiler üzerinden kısa, orta ve uzun vadede Türkiye’nin yeni dünya
düzenine entegrasyonunu hızlandırması için alması gereken politika aksiyonlarının
tartışılması amaçlanmaktadır. Türkiye’de, salgına yönelik bölgesel istatistiklerin dirençli
tahmincilere ulaşılabilmesine engel teşkil edecek boyutta sınırlı ve düzensiz olması sebebiyle,
bölgesel verilerin istatistiki göstergeler bazında analizi yoluna gidilecektir. Söz konusu
veriler, bölgelerin COVID-19 vaka ve ölüm sayıları, hastane yatak sayıları, hekim sayıları,
araştırma ve geliştirme istatistikleri, patent tescil sayıları, bilişim girişimleri sayıları,ve
endüstriyel kümelenme örüntüleridir. Bu doğrultuda, çalışmanın birinci bölümünde COVID-
19 Pandemisinin dünya üzerinde yarattığı sosyo-ekonomik etkilerden genel hatları itibariyle
bahsedilecektir. Ardından ikinci bölümde, COVID-19 salgınının bölgesel örüntüleri, veri
mevcudiyeti bakımından, Türkiye’de İBBS-1 Bölgeleri itibariyle analiz edilecektir. Bu
bölümde, Pandemi süresince en fazla etkilenen bölgelerin hangileri olduğu, temel etkilenme
sebepleri ve süreci atlatmak adına ilgili bölgeler kapsamında alınmış olan önlemler ele
alınacaktır. Ayrıca yine bu bölüm kapsamında temel göstergeler itibariyle bölgelerin 4.
Sanayi Devrimine geçiş sürecindeki hazır bulunuşlukları, çeşitli yenilik göstergeleri
yardımıyla, incelenecektir. Çalışmanın son bölümü olan üçüncü bölümünde ise, yeni dünya
düzenine entegrasyon sürecinde Türkiye için bölgesel politika önerileri geliştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Covıd-19 pandemisi, bölgesel rekabet, endüstri 4.0
azaltmış ve 2008 sonunda yaşanan küresel finans krizinin ardından 2009 yılında dünyanın
tecrübe ettiği krizin yaklaşık 10 katı büyüklüğünde yeni bir krize yol açmıştır. Krizin ana
bileşenleri ticaret, turizm ve sağlık sektörleri olurken, kriz öncesinin ana tartışma
konularından olan 4. Sanayi Devrimi’nin tüm ana bileşenleri kriz döneminin kurtarıcı
unsurları olarak görülmüştür. Dünya genelinde beyaz yakalı çalışanların önemli bir bölümü
evden çalışma rutinine geçmiş, mavi yakalıların bir kısmı üretimden uzaklaştırılarak üretim
süreçlerinde otomasyon arttırılmış; uzaktan eğitim uygulamaları yüz yüze eğitimin yerini
almış; finans sektöründe yüz yüze etkileşimli işlemlerin yerini mobil ve bilgisayar destekli
işlemler almış; sağlık sektöründe dahi acil sağlık hizmetleri dışındaki hizmetlerde e-sağlık
uygulamaları yaygınlaştırılmıştır. Yeni normal olarak adlandırılan bu süreçte yeni bir dünya
düzenine doğru ciddi bir yönelim gerçekleşmiştir. Bu bağlamda yeni dünya düzeninde
dijitalleşme ve yeni üretim süreçlerine adapte olabilen ülkelerin krizden daha hızlı çıkarak
uzun vadede avantajlarını koruyacakları öngörülmektedir. Bu bağlamda ülkelerin yeni dünya
düzenine entegrasyonları kritik öneme sahip olmaktadır. Bu süreçte ülkelerin bölgesel
kapasitelerini devreye sokarak rekabetçi üstünlüklerini kullanmaları özel önem arz
etmektedir. Bu gerçeklerden yola çıkarak COVID-19 Pandemisinin Türkiye’de bölgeler
itibariyle yarattığı etkiler üzerinden kısa, orta ve uzun vadede Türkiye’nin yeni dünya
düzenine entegrasyonunu hızlandırması için alması gereken politika aksiyonlarının
tartışılması amaçlanmaktadır. Türkiye’de, salgına yönelik bölgesel istatistiklerin dirençli
tahmincilere ulaşılabilmesine engel teşkil edecek boyutta sınırlı ve düzensiz olması sebebiyle,
bölgesel verilerin istatistiki göstergeler bazında analizi yoluna gidilecektir. Söz konusu
veriler, bölgelerin COVID-19 vaka ve ölüm sayıları, hastane yatak sayıları, hekim sayıları,
araştırma ve geliştirme istatistikleri, patent tescil sayıları, bilişim girişimleri sayıları,ve
endüstriyel kümelenme örüntüleridir. Bu doğrultuda, çalışmanın birinci bölümünde COVID-
19 Pandemisinin dünya üzerinde yarattığı sosyo-ekonomik etkilerden genel hatları itibariyle
bahsedilecektir. Ardından ikinci bölümde, COVID-19 salgınının bölgesel örüntüleri, veri
mevcudiyeti bakımından, Türkiye’de İBBS-1 Bölgeleri itibariyle analiz edilecektir. Bu
bölümde, Pandemi süresince en fazla etkilenen bölgelerin hangileri olduğu, temel etkilenme
sebepleri ve süreci atlatmak adına ilgili bölgeler kapsamında alınmış olan önlemler ele
alınacaktır. Ayrıca yine bu bölüm kapsamında temel göstergeler itibariyle bölgelerin 4.
Sanayi Devrimine geçiş sürecindeki hazır bulunuşlukları, çeşitli yenilik göstergeleri
yardımıyla, incelenecektir. Çalışmanın son bölümü olan üçüncü bölümünde ise, yeni dünya
düzenine entegrasyon sürecinde Türkiye için bölgesel politika önerileri geliştirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Covid-19 pandemisi, bölgesel rekabet, endüstri 4.0
developing countries in Africa, America and Asia Continent were investigated. The findings of the empirical analysis based on the Panel System GMM and Panel Fixed Effects Estimators reveal that trade liberalization is the most important determinant of international direct
investments. In other words, it is observed that foreign investments to these countries increase as the commercial integration between countries develops and the countries are more strongly integrated into the global system. On the other hand, foreign trade taxes appear to have diverging effects on foreign investors. From this point of view, it can be said that policies towards foreign trade freedom rather than protectionist policies may be effective in increasing foreign capital inflows in developing countries.
of the Izmir rather than industrial concentration. In addition, Region TR31 (Izmir) and Region TR33 (Manisa) having high diversity level in manufacturing and closely located each other could be crucial manufacturing cluster if they were cooperated by division and complementary perspective in terms of their competitive sub-manufacturing industries.