Gökçe Uzgören
I'm an urban planner, a Ph.D. candidate in Urban Planning at Mimar Sinan Fine Arts University (Istanbul, Turkey). Also, I've been working as a research assistant at Istanbul Gelisim University, Fine Arts Faculty, Interior Architecture and Environmental Design Department since 2015. I hold a BSc in City and Regional Planning (2015) and an MSc in Urban Transformation and Planning (2018) from Yıldız Technical University (Istanbul, Turkey). My master thesis is titled: “Airbnb as A Global Factor that Triggers off Gentrification: The Case of Rasimpasa Neighborhood in Kadikoy, Istanbul.”
Furthermore, I took part as a scholarship student undertaking a three-year project funded by The Scientific and Technological Research Council of Turkey (TUBITAK) at Yıldız Technical University in 2018 March-2021 May. The project is titled: Drivers and Scenarios for Reconfiguration Historic City Centers: The Case of Beyoglu, Istanbul (Project Number: 117K317). This research project aims to analyze the multi-layered structure of the transformation of Beyoğlu, one of Istanbul's most important historical city centers, and to reveal concerns and predictions for the future.
Moreover, I carried out a research project on the regulation of short-term rentals in Dublin and Istanbul under the supervision of Dr. Valesca Lima at Dublin City University, School of Law and Government (2214/A International Research Fellowship for Ph.D. Students funded by TUBITAK) in January-July 2023.
My research interests center on capitalist urbanism, neoliberal urban policies, digitalization, gentrification, touristification, housing issues, platform capitalism, short-term holiday rentals (such as Airbnb), and their impact on the hyper-commodification of housing.
Address: Istanbul Gelisim University
Fine Arts Faculty
Şehit Piyade Onbaşı
Murat Şengöz St. No:8,
34315 Avcılar, İstanbul
Furthermore, I took part as a scholarship student undertaking a three-year project funded by The Scientific and Technological Research Council of Turkey (TUBITAK) at Yıldız Technical University in 2018 March-2021 May. The project is titled: Drivers and Scenarios for Reconfiguration Historic City Centers: The Case of Beyoglu, Istanbul (Project Number: 117K317). This research project aims to analyze the multi-layered structure of the transformation of Beyoğlu, one of Istanbul's most important historical city centers, and to reveal concerns and predictions for the future.
Moreover, I carried out a research project on the regulation of short-term rentals in Dublin and Istanbul under the supervision of Dr. Valesca Lima at Dublin City University, School of Law and Government (2214/A International Research Fellowship for Ph.D. Students funded by TUBITAK) in January-July 2023.
My research interests center on capitalist urbanism, neoliberal urban policies, digitalization, gentrification, touristification, housing issues, platform capitalism, short-term holiday rentals (such as Airbnb), and their impact on the hyper-commodification of housing.
Address: Istanbul Gelisim University
Fine Arts Faculty
Şehit Piyade Onbaşı
Murat Şengöz St. No:8,
34315 Avcılar, İstanbul
less
InterestsView All (71)
Uploads
Papers by Gökçe Uzgören
_____________________________________________________________________________________
Bu çalışmanın amacı, çağdaş kapitalist sistemde alternatif bir alışveriş mekânı olarak geleneksel semt pazarlarının kentsel yaşamda kamusal alanı geliştirme açısından taşıdığı potansiyelleri araştırmaktır. Çalışmanın temel hipotezi geleneksel semt pazarlarının kentsel yaşamın gündelik pratikleri içerisinde ihmal edilen kamusal mekânlar olduğu ve bu mekânların kamusallık bağlamında taşıdığı potansiyellerin literatürde çok fazla irdelenmediğidir. İstanbul'un Eyüp ilçesinde bulunan geleneksel bir semt pazarında yürütülen saha araştırmasına dayanan çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışma bulguları ağırlıklı olarak sahada günün farklı saatlerinde yapılan gözlemlere ve pazar alanını ziyaretçileri ile yapılan (36 adet) yarı yapılandırılmış anket çalışmasına dayanmaktadır. Çalışmada geleneksel semt pazarlarında, özellikle aleniyet ve rastlantısallık temelinde “toplumsal kapsayıcılık ve çeşitlilik”, “farklı iletişim biçimleri”, “mekânsal geçicilik, devamlılık ve esneklik”, “alternatif alışveriş” ve “özgünlük ve toplumsal anlam” olmak üzere birbiriyle ilişkili ve birbirinin varlığını gerektiren 5 temel başlık altında incelenebilecek çeşitli potansiyeller ortaya konmuştur. Ayrıca pazar yerlerinin yalnızca “tüketim” ile özdeşleştirilerek kentsel yaşamdaki kamusallığı zedelediğine ilişkin hâkim literatüre karşın geleneksel semt pazarlarında ortaya çıkan tüketim/alışveriş biçiminin, çağdaş kapitalist sistemdekinden farklılık arz eden niteliklerinin bulunduğu ulaşılan sonuçlardan bir diğeridir. Sonuç olarak çalışmada, geleneksel semt pazarlarının kamusallık ile bağlantısı, burada ortaya çıkan farklı sosyallik biçimleri ile ilişkilendirilmektedir. Ayrıca, kamusallık ve pazar yerleri üzerine yapılacak bilimsel çalışmalarda farklı coğrafyalarda, farklı tarihsel kesitlerde ve farklı toplumlarda ortaya çıkıp şekillenen pazarların her birinin kendi özgünlükleriyle ele alınması ve kamusal mekân potansiyellerinin bu çerçevede tartışılması gerektiği düşünülmektedir.
The quality of life of people in urban areas is a result of interaction of humans with the urban environment. Many studies show that open public spaces and the activities conducted in these areas are important urban environment factors that contribute to the quality of life. However, today, not only the quantity but also the quality of open public space tends to decrease. Along with this tendency, the " quality " in the urban space concept has become overemphasized. Density and diversity of urban space activities are conducted in public open spaces developed in parallel to the quality of space. Besides the environmental characteristics of the space; some indicators such as the density and diversity of urban space activities and the socioeconomic status of users provides an important means of measuring the quality of space. In this study, the relationship between the quality of space in open public space and urban space activities has been revealed in the analysis conducted for the two parks—Sevgi Park and Azerbeycan Dostluk Park–located in Besiktas. Demonstrating how urban spaces are commodified by referring only to the physical structure without acknowledging their social and communal context and explaining the relationship between quality of space in urban spaces and urban space activities are the main objectives of these studies.
Books by Gökçe Uzgören
Conference Presentations by Gökçe Uzgören
(i) Şehirlerdeki KSK düzenlemelerinin tarihsel süreç içerisindeki evrimini analiz etmek,
(ii) Kapitalist kentleşme sürecinde paylaşım ekonomisi platformlarının en büyük oyuncusu olarak gösterilen ve bir kısa süreli kiralama (KSK) platformu olan Airbnb’nin konut piyasası üzerindeki etkisini İstanbul ve Dublin özelinde gerçekleştirilen karşılaştırmalı bir saha araştırması ile keşfetmek,
KSK’ların konut piyasası üzerinde ortaya çıkardığı sorunlara yönelik Dublin’deki regülasyonları değerlendirerek İstanbul için kısa süreli kiralamalara yönelik kentsel politikalar ve kavramsal planlama önerileri geliştirmek amaçlanmıştır.
rental platform, which is shown as the “poster-child” of sharing economy,
in the financialization of housing; thus and so, it is aimed to
draw attention to the new actors emerging in the digitalization process
and the multi-layered structure in housing studies by including the
short-term rental platforms in the discussions on housing issue in Turkey.
amaçlanmıştır.
Sonuç olarak çalışmada, geleneksel semt pazarlarının kamusallık ile bağlantısı, burada ortaya çıkan farklı sosyallik biçimleri ile ilişkilendirilmektedir. Ayrıca, kamusallık ve pazar yerleri üzerine yapılacak bilimsel çalışmalarda farklı coğrafyalarda, farklı tarihsel kesitlerde ve farklı toplumlarda ortaya çıkıp şekillenen pazarların her birinin kendi özgünlükleriyle ele alınması ve kamusal mekân potansiyellerinin bu çerçevede tartışılması gerektiği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kamusallık, Kamusal Mekân, Semt Pazarı
Kamusal alanlar, insanların yaşam kalitesini artıran önemli kentsel çevre unsurlarının başında gelmektedir. Kentsel iç mekân (urban interior) ise; kamusal alanlarda ortaya çıkan, insanlar ile çevreleri arasındaki çok yönlü ilişkinin oluşturduğu, dolayısıyla toplumsal ilişkiler ağına hizmet eden geçici mekânlar olarak tanımlanabilir. İç mekân tasarımı uzun yıllar boyunca her ne kadar yapı ölçeğinde ele alınan bir disiplin olsa da, günümüzde iç mimarlık ile kentsel mekân arasında güçlü bir ilişkinin varlığına odaklanan güncel kentsel tasarım yaklaşımları ön plana çıkmaktadır. Kentsel iç mekânlarda esas olan "geçicilik" ve "yere özgülük" kavramlarıdır. İç mimarlığın kapsadığı alanları genişleten bu yeni kavram
ile birlikte; iç mekân tasarım ilkeleri, kent mekânının planlanması ve tasarlanması sürecinde kullanılabilmektedir. İç mimarlık ve kent planlama disiplinleri arasındaki ilişkiye odaklanan bu çalışmada, son dönemde başarılı kamusal alanlar yaratmakta güncel bir yöntem olarak kullanılan placemaking süreci incelenmektedir. Placemaking süreci, kamusal alanların planlanması, tasarımı ve yönetimi için geliştirilen çok yönlü bir yaklaşım olarak tanımlanabilir. Bu yaklaşım, kamusal alanları
dönüştürmeyi amaçlayan hem felsefi hem de pratik bir süreçtir. Placemaking sürecinin temelinde yatan kavramlar, 1960'larda Jane Jacobs ve William H. Whyte tarafından ortaya atılan "insan odaklı"
şehirler tasarlama konusunda çığır açan fikirler neticesinde ortaya çıkmıştır. Jacobs ve Whyte, "canlı" ve "yaşayan" şehirlerin odak noktasının kaliteli kamusal alanlar yaratmaktan geçtiğini vurgulamaktadır. Project for Public Space (PPS) ise 1975 yılından bu yana kavramı daha kapsayıcı bir hâle getirerek güncel yaklaşımlarla kentlere uygulamayı amaçlamakta ve bu yönde birçok proje gerçekleştirmektedir. Bu çalışmada da, başarılı kamusal alanlar yaratma sürecinde önemli bir yer tutan kentsel iç mekânların tasarımında iç mimarlık disiplininin önemini vurgulamak ve başarılı kentsel iç mekânlar üretme sürecinde kullanılan güncel yaklaşımları placemaking süreci üzerinden ortaya koymak amaçlanmaktadır. Çalışmanın kapsamını, placemaking süreci ile üretilen kentsel iç mekân projeleri oluşturmaktadır. Bu bağlamda çalışma, placemaking sürecini güncel kentsel tasarım projelerinin odak noktası hâline getiren ve son yıllarda birçok çalışmaya imza atan Project for Public Space (PPS)
Derneği'nin gerçekleştirdiği placemaking projeleri ile sınırlandırılmıştır. Sokak ve caddeler, meydanlar, parklar, kent merkezleri, kamusal yapılar, su kenarları, kamusal pazarlar olmak üzere 7 farklı kategoride
gerçekleştirilen projelerden ise "meydanlar"a yönelik yapılan projeler incelenerek çalışmanın sınırları daraltılmıştır. Project for Public Spaces (PPS); insanların, güçlü topluluklar oluşturan kamusal alanlar
yaratmalarına ve bu alanları sürdürülebilir kılmalarına yardımcı olmayı amaçlayan bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğin placemaking süreci için tanımladığı adımlar, her yerin kendine ait sorunları ve dinamikleri olduğu için, mekândan mekâna değişiklik göstermektedir. Ancak dernek genel olarak; bir yeri gözlemlemek, planlamak ve şekillendirmek için daha fazla kişinin katılımını sağlamak için beş aşamalı bir süreç kullanır: a) toplumla tanışmak ve paydaşları belirlemek b) alanda vakit geçirmek ve
alanın zayıf ve güçlü yanlarını saptamak c) mekân için bir vizyon oluşturmak d) kısa süreli deneylerle uygulamaya başlamak ve ne yapıldığına dair değerlendirmeler ile devam ederek uzun vadeli
iyileştirmeleri sağlamak e) mekânı yönetmek, gözlem ve analiz yapmak. Çalışmada placemaking yaklaşımı ile ortaya çıkarılan 37 meydan projesi incelenmiştir. Bu projeler yine Project for Public Space'in tanımladığı başarılı kamusal alan göstergeleri olan 1) erişilebilirlik ve bağlantılar 2) sosyallik 3) konfor ve imaj 4) kullanım ve aktiviteler olmak üzere 4 ana ölçüt çerçevesinde ele alınmıştır. 37 meydanda kullanılan iç mekân tasarım ilkeleri incelenerek, bu ilkelerin başarılı kamusal alan
göstergelerinin hangileri kapsamında kullanıldığı incelenmiştir. İncelenen 37 örnek projeye göre, başarılı kentsel iç mekânlar üretme sürecinde iç mekân tasarım ilkeleri özellikle "konfor ve imaj" ile "sosyallik" ölçütlerinin sağlanmasında önemli rol oynamaktadır. Konfor ve imaj ölçütü altında; caziplik çekicilik, peyzaj öğelerinin kullanımı, malzeme seçimi ve işçilik, bakım ve onarım gibi alt ölçütler, sosyallik ölçütü altında; rekreasyon için uygunluk, kapsayıcılık (çocuk-kadın-yaşlı-engelli kullanımına
uygunluğu), mekânın sosyal aktivitelere uygunluğu gibi alt ölçütlerin sağlanmasında büyük oranda iç mimarlık disiplini ve iç mekân tasarım ilkelerinden yararlanıldığı saptanmıştır. Bu ilkeler: ritim, denge,
tekrar, hiyerarşi, oran, yakınlık, zıtlık, süreklilik olarak tanımlanabilir. Ayrıca iç mimarlık disiplini için önemli bir yer tutan mekâna uygun mobilyaların tasarlanması süreci de başarılı kentsel iç mekânlar
oluşturmada kendini "kentsel mobilya" tasarımı olarak var etmektedir. Yapılan çalışmaya göre daha canlı, yaşanabilir ve kaliteli kentsel mekânlar yaratma sürecinde kullanılan yeni yöntemler ve yeni
yaklaşımlar ortaya çıkmaktadır. Bunların güncel bir örneği olan placemaking yaklaşımının aşamaları ve bu yaklaşım ile üretilen mekânların sunduğu verilere göre, iç mimarlık disiplini ve kentsel mekân üretim süreci arasında gittikçe güçlenen bir bağ oluşmakta ve toplulukların yaşadığı mekânların tasarlanması sürecinde gün geçtikçe daha multidisipliner yaklaşımlar ortaya çıkmaya başlamaktadır. Bu çalışma da iç mimarlık ile kent planlama disiplinleri arasında var olan ancak ihmâl edilen güçlü bağa ve iç mimarlık alanındaki güncel yaklaşımlara vurgu yapması açısından önemli görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kamusal Alan, Kentsel İç Mekân, İç Mimarlık, Placemaking, Project for Public Spaces
Anahtar Kelimeler: Kamusal Alan, Kentsel İç Mekân, İç Mimarlık, Placemaking, Project for Public Spaces
_____________________________________________________________________________________
Bu çalışmanın amacı, çağdaş kapitalist sistemde alternatif bir alışveriş mekânı olarak geleneksel semt pazarlarının kentsel yaşamda kamusal alanı geliştirme açısından taşıdığı potansiyelleri araştırmaktır. Çalışmanın temel hipotezi geleneksel semt pazarlarının kentsel yaşamın gündelik pratikleri içerisinde ihmal edilen kamusal mekânlar olduğu ve bu mekânların kamusallık bağlamında taşıdığı potansiyellerin literatürde çok fazla irdelenmediğidir. İstanbul'un Eyüp ilçesinde bulunan geleneksel bir semt pazarında yürütülen saha araştırmasına dayanan çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışma bulguları ağırlıklı olarak sahada günün farklı saatlerinde yapılan gözlemlere ve pazar alanını ziyaretçileri ile yapılan (36 adet) yarı yapılandırılmış anket çalışmasına dayanmaktadır. Çalışmada geleneksel semt pazarlarında, özellikle aleniyet ve rastlantısallık temelinde “toplumsal kapsayıcılık ve çeşitlilik”, “farklı iletişim biçimleri”, “mekânsal geçicilik, devamlılık ve esneklik”, “alternatif alışveriş” ve “özgünlük ve toplumsal anlam” olmak üzere birbiriyle ilişkili ve birbirinin varlığını gerektiren 5 temel başlık altında incelenebilecek çeşitli potansiyeller ortaya konmuştur. Ayrıca pazar yerlerinin yalnızca “tüketim” ile özdeşleştirilerek kentsel yaşamdaki kamusallığı zedelediğine ilişkin hâkim literatüre karşın geleneksel semt pazarlarında ortaya çıkan tüketim/alışveriş biçiminin, çağdaş kapitalist sistemdekinden farklılık arz eden niteliklerinin bulunduğu ulaşılan sonuçlardan bir diğeridir. Sonuç olarak çalışmada, geleneksel semt pazarlarının kamusallık ile bağlantısı, burada ortaya çıkan farklı sosyallik biçimleri ile ilişkilendirilmektedir. Ayrıca, kamusallık ve pazar yerleri üzerine yapılacak bilimsel çalışmalarda farklı coğrafyalarda, farklı tarihsel kesitlerde ve farklı toplumlarda ortaya çıkıp şekillenen pazarların her birinin kendi özgünlükleriyle ele alınması ve kamusal mekân potansiyellerinin bu çerçevede tartışılması gerektiği düşünülmektedir.
The quality of life of people in urban areas is a result of interaction of humans with the urban environment. Many studies show that open public spaces and the activities conducted in these areas are important urban environment factors that contribute to the quality of life. However, today, not only the quantity but also the quality of open public space tends to decrease. Along with this tendency, the " quality " in the urban space concept has become overemphasized. Density and diversity of urban space activities are conducted in public open spaces developed in parallel to the quality of space. Besides the environmental characteristics of the space; some indicators such as the density and diversity of urban space activities and the socioeconomic status of users provides an important means of measuring the quality of space. In this study, the relationship between the quality of space in open public space and urban space activities has been revealed in the analysis conducted for the two parks—Sevgi Park and Azerbeycan Dostluk Park–located in Besiktas. Demonstrating how urban spaces are commodified by referring only to the physical structure without acknowledging their social and communal context and explaining the relationship between quality of space in urban spaces and urban space activities are the main objectives of these studies.
(i) Şehirlerdeki KSK düzenlemelerinin tarihsel süreç içerisindeki evrimini analiz etmek,
(ii) Kapitalist kentleşme sürecinde paylaşım ekonomisi platformlarının en büyük oyuncusu olarak gösterilen ve bir kısa süreli kiralama (KSK) platformu olan Airbnb’nin konut piyasası üzerindeki etkisini İstanbul ve Dublin özelinde gerçekleştirilen karşılaştırmalı bir saha araştırması ile keşfetmek,
KSK’ların konut piyasası üzerinde ortaya çıkardığı sorunlara yönelik Dublin’deki regülasyonları değerlendirerek İstanbul için kısa süreli kiralamalara yönelik kentsel politikalar ve kavramsal planlama önerileri geliştirmek amaçlanmıştır.
rental platform, which is shown as the “poster-child” of sharing economy,
in the financialization of housing; thus and so, it is aimed to
draw attention to the new actors emerging in the digitalization process
and the multi-layered structure in housing studies by including the
short-term rental platforms in the discussions on housing issue in Turkey.
amaçlanmıştır.
Sonuç olarak çalışmada, geleneksel semt pazarlarının kamusallık ile bağlantısı, burada ortaya çıkan farklı sosyallik biçimleri ile ilişkilendirilmektedir. Ayrıca, kamusallık ve pazar yerleri üzerine yapılacak bilimsel çalışmalarda farklı coğrafyalarda, farklı tarihsel kesitlerde ve farklı toplumlarda ortaya çıkıp şekillenen pazarların her birinin kendi özgünlükleriyle ele alınması ve kamusal mekân potansiyellerinin bu çerçevede tartışılması gerektiği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kamusallık, Kamusal Mekân, Semt Pazarı
Kamusal alanlar, insanların yaşam kalitesini artıran önemli kentsel çevre unsurlarının başında gelmektedir. Kentsel iç mekân (urban interior) ise; kamusal alanlarda ortaya çıkan, insanlar ile çevreleri arasındaki çok yönlü ilişkinin oluşturduğu, dolayısıyla toplumsal ilişkiler ağına hizmet eden geçici mekânlar olarak tanımlanabilir. İç mekân tasarımı uzun yıllar boyunca her ne kadar yapı ölçeğinde ele alınan bir disiplin olsa da, günümüzde iç mimarlık ile kentsel mekân arasında güçlü bir ilişkinin varlığına odaklanan güncel kentsel tasarım yaklaşımları ön plana çıkmaktadır. Kentsel iç mekânlarda esas olan "geçicilik" ve "yere özgülük" kavramlarıdır. İç mimarlığın kapsadığı alanları genişleten bu yeni kavram
ile birlikte; iç mekân tasarım ilkeleri, kent mekânının planlanması ve tasarlanması sürecinde kullanılabilmektedir. İç mimarlık ve kent planlama disiplinleri arasındaki ilişkiye odaklanan bu çalışmada, son dönemde başarılı kamusal alanlar yaratmakta güncel bir yöntem olarak kullanılan placemaking süreci incelenmektedir. Placemaking süreci, kamusal alanların planlanması, tasarımı ve yönetimi için geliştirilen çok yönlü bir yaklaşım olarak tanımlanabilir. Bu yaklaşım, kamusal alanları
dönüştürmeyi amaçlayan hem felsefi hem de pratik bir süreçtir. Placemaking sürecinin temelinde yatan kavramlar, 1960'larda Jane Jacobs ve William H. Whyte tarafından ortaya atılan "insan odaklı"
şehirler tasarlama konusunda çığır açan fikirler neticesinde ortaya çıkmıştır. Jacobs ve Whyte, "canlı" ve "yaşayan" şehirlerin odak noktasının kaliteli kamusal alanlar yaratmaktan geçtiğini vurgulamaktadır. Project for Public Space (PPS) ise 1975 yılından bu yana kavramı daha kapsayıcı bir hâle getirerek güncel yaklaşımlarla kentlere uygulamayı amaçlamakta ve bu yönde birçok proje gerçekleştirmektedir. Bu çalışmada da, başarılı kamusal alanlar yaratma sürecinde önemli bir yer tutan kentsel iç mekânların tasarımında iç mimarlık disiplininin önemini vurgulamak ve başarılı kentsel iç mekânlar üretme sürecinde kullanılan güncel yaklaşımları placemaking süreci üzerinden ortaya koymak amaçlanmaktadır. Çalışmanın kapsamını, placemaking süreci ile üretilen kentsel iç mekân projeleri oluşturmaktadır. Bu bağlamda çalışma, placemaking sürecini güncel kentsel tasarım projelerinin odak noktası hâline getiren ve son yıllarda birçok çalışmaya imza atan Project for Public Space (PPS)
Derneği'nin gerçekleştirdiği placemaking projeleri ile sınırlandırılmıştır. Sokak ve caddeler, meydanlar, parklar, kent merkezleri, kamusal yapılar, su kenarları, kamusal pazarlar olmak üzere 7 farklı kategoride
gerçekleştirilen projelerden ise "meydanlar"a yönelik yapılan projeler incelenerek çalışmanın sınırları daraltılmıştır. Project for Public Spaces (PPS); insanların, güçlü topluluklar oluşturan kamusal alanlar
yaratmalarına ve bu alanları sürdürülebilir kılmalarına yardımcı olmayı amaçlayan bir sivil toplum kuruluşudur. Derneğin placemaking süreci için tanımladığı adımlar, her yerin kendine ait sorunları ve dinamikleri olduğu için, mekândan mekâna değişiklik göstermektedir. Ancak dernek genel olarak; bir yeri gözlemlemek, planlamak ve şekillendirmek için daha fazla kişinin katılımını sağlamak için beş aşamalı bir süreç kullanır: a) toplumla tanışmak ve paydaşları belirlemek b) alanda vakit geçirmek ve
alanın zayıf ve güçlü yanlarını saptamak c) mekân için bir vizyon oluşturmak d) kısa süreli deneylerle uygulamaya başlamak ve ne yapıldığına dair değerlendirmeler ile devam ederek uzun vadeli
iyileştirmeleri sağlamak e) mekânı yönetmek, gözlem ve analiz yapmak. Çalışmada placemaking yaklaşımı ile ortaya çıkarılan 37 meydan projesi incelenmiştir. Bu projeler yine Project for Public Space'in tanımladığı başarılı kamusal alan göstergeleri olan 1) erişilebilirlik ve bağlantılar 2) sosyallik 3) konfor ve imaj 4) kullanım ve aktiviteler olmak üzere 4 ana ölçüt çerçevesinde ele alınmıştır. 37 meydanda kullanılan iç mekân tasarım ilkeleri incelenerek, bu ilkelerin başarılı kamusal alan
göstergelerinin hangileri kapsamında kullanıldığı incelenmiştir. İncelenen 37 örnek projeye göre, başarılı kentsel iç mekânlar üretme sürecinde iç mekân tasarım ilkeleri özellikle "konfor ve imaj" ile "sosyallik" ölçütlerinin sağlanmasında önemli rol oynamaktadır. Konfor ve imaj ölçütü altında; caziplik çekicilik, peyzaj öğelerinin kullanımı, malzeme seçimi ve işçilik, bakım ve onarım gibi alt ölçütler, sosyallik ölçütü altında; rekreasyon için uygunluk, kapsayıcılık (çocuk-kadın-yaşlı-engelli kullanımına
uygunluğu), mekânın sosyal aktivitelere uygunluğu gibi alt ölçütlerin sağlanmasında büyük oranda iç mimarlık disiplini ve iç mekân tasarım ilkelerinden yararlanıldığı saptanmıştır. Bu ilkeler: ritim, denge,
tekrar, hiyerarşi, oran, yakınlık, zıtlık, süreklilik olarak tanımlanabilir. Ayrıca iç mimarlık disiplini için önemli bir yer tutan mekâna uygun mobilyaların tasarlanması süreci de başarılı kentsel iç mekânlar
oluşturmada kendini "kentsel mobilya" tasarımı olarak var etmektedir. Yapılan çalışmaya göre daha canlı, yaşanabilir ve kaliteli kentsel mekânlar yaratma sürecinde kullanılan yeni yöntemler ve yeni
yaklaşımlar ortaya çıkmaktadır. Bunların güncel bir örneği olan placemaking yaklaşımının aşamaları ve bu yaklaşım ile üretilen mekânların sunduğu verilere göre, iç mimarlık disiplini ve kentsel mekân üretim süreci arasında gittikçe güçlenen bir bağ oluşmakta ve toplulukların yaşadığı mekânların tasarlanması sürecinde gün geçtikçe daha multidisipliner yaklaşımlar ortaya çıkmaya başlamaktadır. Bu çalışma da iç mimarlık ile kent planlama disiplinleri arasında var olan ancak ihmâl edilen güçlü bağa ve iç mimarlık alanındaki güncel yaklaşımlara vurgu yapması açısından önemli görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kamusal Alan, Kentsel İç Mekân, İç Mimarlık, Placemaking, Project for Public Spaces
Anahtar Kelimeler: Kamusal Alan, Kentsel İç Mekân, İç Mimarlık, Placemaking, Project for Public Spaces