Faculty of Education

Flipped learning is a learning approach that enables the transfer and internalization of information into an implementation within an interactive learning environment, where the students receive the information individually or in groups. The teacher acts as a guide, unlike traditional learning environments, where this is implemented with a crowded group. Although the flipped learning approach is increasingly being applied quite extensively, it has also been the cause of certain misunderstandings. This study aims to theoretically define the flipped learning approach and to present its positive and negative aspects. A review of the literature reveals several misconceptions such as: flipped learning decreases the teachers’ class responsibilities due to the online content; only involves showing course video materials to the students; has to be implemented for the whole class; is only applicable for certain courses; teachers have to create their own videos; and content should be only in video format. It is therefore important for teachers who plan to implement this instructional approach to be aware of its positive aspects and potential negative misunderstandings should be understood in order to be avoided.

Developing the digital competencies and innovativeness of preservice teachers enables them to utilize technology more effectively and efficiently in their future professional life. However, poor technology training can lead preservice teachers to potentially misuse technology in the classroom. Moreover, little is known about how to design effective technology training courses in order to develop the digital competencies and innovativeness of preservice teachers. Therefore, this study examined a course designed with the flipped learning approach and its impact on preservice teachers’ digital competencies and innovativeness. 58 students participated in the current study. Using a mixed-methods sequential explanatory design, changes in digital competencies and innovativeness were analyzed before and after the flipped course. Findings revealed statistically significant gains in preservice teachers’ digital competencies and innovativeness, and qualitative findings revealed the reasons for these gains. The most common themes were using Web 2.0 tools for teaching, acceptance of flipped learning, doing research, and gaining different perspectives. Based on these findings, it is argued that the use of flipped learning approach removed the time barrier in classes and enabled teachers to gain experience on effective technology usage through actual physical application. The study’s results provided recommendations for further research on the connection between flipped learning and the development of preservice teachers’ digital competencies and innovativeness.

Bilimsel ve teknolojik gelişmeler, öğrenme ortamlarının değişiminde önemli bir rol üstlenmektedir. Bu değişimlerin nasıl gerçekleştiği, günümüze etkilerinin neler olduğu ve gelecekte nasıl etkiler yaratacağı konularının anlamlandırılabilmesi için Web’in gelişimi önemli bir öngörü sağlamaktadır. Web 1.0’da tüketici, Web 2.0’da üretici olan kullanıcı Web 3.0’la birlikte yaşayan kullanıcı rolüne geçiş sürecindedir. Web 3.0 ile daha akıllı, esnek ve üç boyutlu etkileşimli dünyalar geleceğin öğrenme ortamları için ipuçları vermektedir. İlgili bölümde, geçmişten günümüze öğrenme ortamları öğretmen merkezli eğitim ve öğrencinin tüketici rolünden dolayı Web 1.0 ile ilişkilendirilerek aktarılmıştır. Günümüz öğrenme ortamları ise Web 2.0 ile gelen yeniliklerle birlikte üretici olma rolüyle ilişkilendirilmiş ve Web 2.0 teknolojileri odağında öğrencinin harmanlanmış öğrenme ve ters-yüz öğrenme ortamlarındaki aktifliği üzerinden değerlendirilmiştir. Geleceğin öğrenme ortamları ise öğrencinin başarısından ziyade iyi oluş haline odaklanarak Web 3.0 gelişmeleri doğrultusunda daha akıllı, esnek ve öte-evren ortamlar üzerinden ele alınmıştır.

Günümüzde başarılı bir eğitim ve iş hayatı için 21. yüzyıl becerileri arasında sayılan girişimcilik ve yaratıcılık gibi üst düzey becerilere sahip olmak önemlidir. Bu becerilerin geliştirilmesinde ise geleneksel uygulama ortamlarından daha farklı uygulamara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu doğrultuda araştırmanın amacı, üniversite öğrencileriyle gerçekleştirilen eğitsel robotik uygulamaların öğrencilerin yaratıcılık ve girişimcilik becerilerine etkisini incelemektir. Tek gruplu ön-test sontest deneysel desenle tasarlanan araştırmaya dokuz farklı bölümde okuyan 54 üniversite öğrencisi katılmıştır. Veriler, Gülel (2006) tarafından Türkçeye uyarlanan “Ne Kadar Yaratıcısınız Ölçeği”, Yılmaz ve Sünbül (2009) tarafından geliştirilen “Girimcilik Ölçeği” ve araştırmacılar tarafından geliştirilen başarı testi ile toplanmıştır. Verilerin analizinde kümeleme analizi ve t-testinden yararlanılmıştır. Bulgular, öğrencilerin eğitsel robotik uygulamalar sonucunda girimcilik becerilerinin arttığını göstermektedir. Yaratıcılık becerilerinde ise anlamlı bir artış yaşanmamıştır. Girişimcilik ve yaratıcılık becerilerinin başarılı ve başarısız öğrenci gruplarına göre farklılığı analiz edildiğinde ise başarılı gruptaki öğrencilerin girişimcilik ve yaratıcılık puanlarının anlamlı şekilde yüksek olduğu belirlenmiştir.

The stories “Nest” of Franz Kafka and “Korkuyu Beklerken” of O
uz Atay are two works independent from each other, in the literature of different nations. The basic reason for taking into consideration these works by a comparative literature analyze is that both of them are fictionalized around the theme of fear. Both “Home” and “Waiting for the fear” deals with the question of fear originating from the external word, and a paranoia based upon this fear. Another identical aspect calling attention in these stories is that both stories are handled by an ambiguous expression (symbols).
The aim of this article, it is not to demonstrate that these two works are fully identical, but to call attention to similarities and differences between them. By emphasizing upon the symbolic value of the place, it will also be examined the role of the place in the construction and the resolution of the stories

Bu incelemenin amacı, söz konusu iki eserin birebir aynı olduğunu ispat etmek değil, aralarındaki benzerlik ve farklılıklara dikkat çekmektir. Ayrıca mekânın sembolik değeri üzerinde durularak, hikâyelerin kurgusunda ve çözümünde üstlendiği rol irdelenecektir.