Books by Ulaş Özdemir
Aras Yayıncılık, 2024
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e devrolan müzik serüveninin önemli bir öznesi olan Ruhi Su (1912-1985), m... more Osmanlı’dan Cumhuriyet’e devrolan müzik serüveninin önemli bir öznesi olan Ruhi Su (1912-1985), müzik eğitimi aldığı Ankara Musiki Muallim Mektebi ve Ankara Devlet Konservatuarı, eğitim verdiği Köy Enstitüleri, sahneye çıktığı Ankara Devlet Operası, program yaptığı Ankara Radyosu, yönettiği korolar ve en son Dostlar Korosu ile yürüttüğü çalışmalarla, Türkiye’de müzik olgusunun her boyutuyla yeniden incelenmesine vesile olacak bir miras bırakmıştır. Bu kitapta, Ruhi Su’dan yola çıkarak Türkiye’deki müzik tartışmalarını ve araştırmalarını yeniden ele almaya çalışan ve müzikle ilişkili ancak müziğin sınırlarını aşan konuları bilimsel açıdan incelemeye yönelik bir kapsam benimsemiştir. Kitap boyunca okuyacağınız yazılarda, farklı alanlardan gelen araştırmacılar, Ruhi Su örneğinden yola çıkarak Türkiye’de modernleşme, Musiki İnkılabı, protest müzik, popüler müzik, halk müziği, halk oyunları ve
müzikolojiye dair pek çok tartışmayı gündeme getirerek okuru Cumhuriyetin 100. yılında müzik üzerinden Türkiye tarihini yeniden düşünmeye teşvik etmektedir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
İthaki Yayınları, 2022
Etnomüzikoloji disiplini hem geçirdiği tarihsel süreç hem de güncel durumu açısından sürekli oluş... more Etnomüzikoloji disiplini hem geçirdiği tarihsel süreç hem de güncel durumu açısından sürekli oluşum halinde olan bir alandır. Her ne kadar geçmişi müzik folkloru, müzik etnografisi, müzik sosyolojisi, hatta müzik felsefesi gibi birçok müzik araştırma alanı ve antropoloji, sosyoloji başta olmak üzere müzik dışı pek çok alanla ilişkili olsa da, İkinci Dünya Savaşı sonrasında şekillenen bir bilim alanı olarak etnomüzikoloji oldukça dinamik bir disiplindir. Bu çalışma, etnomüzikoloji disiplinini kapsamlı bir literatürle ele alma hedefinde olan bir giriş kitabıdır.
Kitapta emeği geçen yazarlar, çoğunlukla aynı kuşaktan sayılabilecek etnomüzikoloji, müzikoloji, müzik antropolojisi ve dans araştırmaları alanlarından gelen uzmanlar olarak bu alanların etnomüzikolojiyle olan ilişkilerini, genel etnomüzikoloji literatürü içerisinden değerlendiriyorlar. Kitaptaki konu ve kavramların birçoğu (performans, toplumsal cinsiyet, popüler kültür, dans, kimlik, göç vb.) etnomüzikoloji dışında pek çok disiplinin çalışma konuları arasındadır. Ayrıca notasyon, müzik etnografisi vb. konular ise müzikle ilişkili diğer birçok bilimsel alanın kullandığı yöntem, teknik ya da yaklaşımlarla ilişkilidir. Bu yüzden kitapta ele alınan konu ve kavramları mümkün olduğunca derinlemesine incelerken, etnomüzikologların bunları nasıl ele aldıkları sorusunu cevaplamak ana hedef olmuştur.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ergon Verlag, 2020
This volume examines the aesthetic and performative dimensions of Alevi cultural heritage from pa... more This volume examines the aesthetic and performative dimensions of Alevi cultural heritage from past to present, in an interdisciplinary framework and using a wide range of approaches. The chapters analyse traditional, contemporary and transnational developments of Alevi cultural expression including modern adaptations, local and regional practices, Alevism in a wider context, textual sources and materiality. The perspectives of the various authors, including Robert Langer, Nicolas Elias, Sinibaldo De Rosa, Jérôme Cler, Judith Haug, Janina Karolewski and others, each coming from different disciplines, demonstrate the complexity of socio-historical and socio-cultural dynamics. To conclude, the present volume is intended as a first approach to a complex issue, which definitely deserves further research and analysis.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ergon Verlag, 2018
In the 20th and 21st century, the tradition of singer-poets gained popularity in Eastern Turkey a... more In the 20th and 21st century, the tradition of singer-poets gained popularity in Eastern Turkey and its neighboring countries. Many of these artists were bi- or multilingual and thus representative of the ethnically diverse region of Eastern Anatolia. The connection to oral traditions of the region is evident in the singer-poets' songs, music and text. This anthology illustrates the variety of singer-poet traditions from an interdisciplinary perspective by discussing, among other topics, the artists' employment as national symbol, the role of gender, and the different styles that are grown out of this kind of music.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Kolektif Kitap, 2017
Ulaş Özdemir’in 1997-2002 yılları arasında Roll dergisinde yayımlanan yazı ve söyleşilerinden olu... more Ulaş Özdemir’in 1997-2002 yılları arasında Roll dergisinde yayımlanan yazı ve söyleşilerinden oluşan Senden Gayrı Âşık mı Yoktur, 20. yüzyılda hem halk kültürü ve müziğine hem de popüler kültüre büyük etkisi olmuş, bu alanlarda sayısız eser bırakmış âşıkların portreleriyle rengârenk bir Türkiye resmi çiziyor.
Âşık Mahzuni Şerif, Âşık İhsani, Mahmut Erdal, Ali Ekber Çiçek, Kul Hasan, Şahturna ve Dertli Divani'yle yapılmış söyleşilerin yanı sıra Âşık Veysel, Nesimi Çimen, Davut Sulari, Kul Ahmet, Muhlis Akarsu ve Feyzullah Çınar üzerine kaleme alınmış portrelerin yer aldığı kitapta, Mahzuni’nin “Otyam Baba olmasaydı acaba biz olur muyduk?” dediği usta gazeteci, ressam ve yazar Fikret Otyam'la yapılmış bir söyleşi de yer alıyor.
Senden Gayrı Âşık mı Yoktur meraklı bir müzisyenin etnomüzikoloji serüveninde daldığı ve o zamandan bu yana içinden tam anlamıyla çıkamadığı bir ummanın katresi olarak görülebilir. Dalmak isteyene sonsuz derinlikte bir umman hem de…
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Kolektif Kitap, 2016
“Yol”un ve “aşk”ın izinde zakirliğin hikâyesi…
Ulaş Özdemir’in etnomüzikoloji çalışması Kimlik... more “Yol”un ve “aşk”ın izinde zakirliğin hikâyesi…
Ulaş Özdemir’in etnomüzikoloji çalışması Kimlik, Ritüel, Müzik İcrası’nda, cemlerde müzik icra ederek hizmette bulunan zakirler üzerinden müziğin Alevi kimliğinin dışavurumundaki rolü incelenmektedir. Zakirlerin ritüel içinde temsil ettikleri ve son yıllarda ritüel dışına da taşıdıkları Alevi ve zakirlik kimliğine odaklanan bu çalışma, zakirlerin 2000’li yıllardan itibaren kamusal alanda artan görünürlüklerini, bununla birlikte dönüşen müzik icra pratikleriyle, çalgı ve müzikal form dinamiklerini gözler önüne sermektedir.
Alevilik bilgisinin kurumsallaşması ve standardizasyonu çalışmalarının bir parçası olarak Alevi örgütleri, devlet kurumları ve Alevi dedelerin yürüttüğü faaliyetlerin zakirler üzerindeki etkilerini de araştıran bu çalışma, Aleviliğin ve Alevi kimlik inşasının son on beş yıldaki dönüşümüne ayna tutuyor.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Pan Yayıncılık, 2007
Maraş, Malatya, Antep yörelerinde yaşayan Alevi-Bektaşi toplumunun yakından tanıdığı Âşık Mücrimî... more Maraş, Malatya, Antep yörelerinde yaşayan Alevi-Bektaşi toplumunun yakından tanıdığı Âşık Mücrimî (1882-1970), ne yazık ki günümüzde yayınlanan hiçbir Alevi-Bektaşi şiir antolojisinde kendisine yer bulamamış bir halk ozanıdır. Özellikle müzik piyasasında, "Şu diyâr-ı gurbet elde", "Yüce dağ başına kar yağmış gibi", "Gönlüm sağ yâre", "Aşkınla perîşân oldum" gibi deyişleri pek çok sanatçı tarafından okunmuş olsa da, hakkında yazılı hiçbir belge bulunmayan Âşık Mücrimî’nin şiirleri toplu bir şekilde ilk kez bu kitapla gün ışığına çıkmaktadır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Book Chapters by Ulaş Özdemir
Ruhi Su ve Türkiye'de Müzik Kültürleri; Ulaş Özdemir, Belma Oğul, Evrim Hikmet Öğüt (yay. haz.); Aras Yayıncılık, 2024
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Etnomüzikoloji: Kültürler ve Müzikler; Ulaş Özdemir, Mehtap Demir, Evrim Hikmet Öğüt (yay. haz.); İthaki Yayınları, 2022
Bookmarks Related papers MentionsView impact
The Alevis in Modern Turkey and the Diaspora: Recognition, Mobilisation and Transformation, Derya Özkul / Hege Markussen (eds.), Edinburgh University Press, 2022
This article examines the change and transformation of one of the twelve hizmets (services) of th... more This article examines the change and transformation of one of the twelve hizmets (services) of the Alevi cem ritual, that of the zakir (music performer), in the context of ritual and musical performance and identity. As a part of the institutionalization and standardization efforts of Alevism that began in the 2000s, zakirs became more visible within and outside of the ritual compared with the other hizmets. The cemevi-based institutionalization process of Alevism in the same period influenced the dynamics of this visibility. In 2010, UNESCO added the Alevi-Bektaşi semah ritual to the “Representatives of Intangible Human Cultural Heritage” list and recognized Dertli Divani as a “Living Human Treasure” in the area of zakir. The formal recognition of the semah and zakirs represents an essential development in the name of the Alevi identity, musical performance, and the cem ritual. Exploring the changes in the institution of the zakir provides important clues towards understanding the change of Alevism during the last two decades.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Danse Macabre: Ölüm ve Ölüm Uygulamaları, Ali Metin Büyükkarakaya / Elif Başak Aksoy (eds.), Ege Yayınları, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Aesthetic and Performative Dimensions of Alevi Cultural Heritage, 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Diversity and Contact among Singer-Poet Traditions in Eastern Anatolia, 2018
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Alevism Between Standardisation and Plurality: Negotiating Texts, Sources and Cultural Heritage, Benjamin Weineck / Johannes Zimmermann (eds.), Peter Lang GmbH, 2018
Researchers have used the term ‘Alevi music’ in definitions and general evaluations of the music ... more Researchers have used the term ‘Alevi music’ in definitions and general evaluations of the music performed within Alevi communities over a vast region extending from the Balkans to the Middle East. However, what defines the specific ‘Alevi’ character of performances, musemes, texts or instruments used, oftentimes remains unclear or caught up in essentialist approaches to the field of study. In this paper, therefore, the question of what ‘Alevi music’ is, is replaced by a discussion of how the concept is addressed and discoursively constructed. Discussing possibilities and constraints of determining the character of the very attribute ‘Alevi’, for example, in compounds such as ‘Alevi music’, it attempts to develop a methodological framework for further musicological inquiries in the field of Alevi studies.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Landscapes of Music in Istanbul: A Cultural Politics of Place and Exclusion - Alex G Papadopoulos / Asli Duru (eds.), Transcript Verlag, 2017
Everyday articulations of music, place, urban politics, and inclusion/exclusion are powerfully pr... more Everyday articulations of music, place, urban politics, and inclusion/exclusion are powerfully present in Istanbul. This volume analyzes landscapes of music, community, and exclusion across a century and a half.
An interdisciplinary group of scholars and artists presents four case studies: the rembetika, the music of the Asiks, the Zakir/Alevi tradition, and hip-hop, in Beyoglu, Üsküdar, the gentrifying Sulukule neighborhood, and across the metropolis.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Les chants d’Orphée musique & poésie (La pensée de midi), 2009
Ethnomusicologue et musicien d'origine turque, Ulas Özdemir perpétue les chants et poèmes des Alé... more Ethnomusicologue et musicien d'origine turque, Ulas Özdemir perpétue les chants et poèmes des Alévis, un groupe religieux de l'islam chiite. Il nous raconte dans ce texte l'histoire de cette religion considérée comme hérétique par les musulmans sunnites et par conséquent très opprimée. Il décrit l'alévisme comme " une invitation à ouvrir son âme et son cœur pour trouver le Dieu de la vérité ". L'auteur met en avant la singularité des pratiques de cette religion basée autour de l'asik, un poète, un troubadour. Le Coran ne se traduit plus par des prières à la Mosquée mais par des poèmes rythmés par un accompagnement instrumental, dont le seul but finalement est de favoriser le partage et la transmission entre les hommes, ce qui est bien l'essence d'une religion.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Articles by Ulaş Özdemir
Eurasian Journal of Music and Dance, Dec 31, 2019
Ses kayıt teknolojisinin 19. yüzyılda ortaya çıkışı, etnomüzikolojinin bir bilim dalı olarak geli... more Ses kayıt teknolojisinin 19. yüzyılda ortaya çıkışı, etnomüzikolojinin bir bilim dalı olarak gelişimine önemli etki yapmıştır. Özellikle alan çalışmalarında ses kayıt cihazlarının kullanılması, günümüze kadar kültürel bir miras olarak gelen ses kayıt arşivlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Günümüzde tarihsel etnomüzikoloji yaklaşımıyla ele alınan tarihsel müzik kayıtları, kayıtların yapıldığı dönemin müzik icrası ve müzikle ilişkili diğer konuların çalışılması açısından önemli kaynaklardır. Bu makalede, Türkiye’de Cumhuriyet’in erken dönem resmî derleme çalışmalarında eserleri kaydedilmiş olan Koçgirili Alişer Efendi’nin müzik eserleri incelenmektedir. Taki mahlaslı bir “saz şairi” olan Alişer Efendi, aynı zamanda resmî belgelerde “eşkıya Alişir” olarak nitelenen, Koçgiri İsyanı’nın (1920-21) önderlerinden birisidir. Yazdığı müzik eserleri günümüzde de popüler olarak icra edilen Koçgirili Alişer Efendi, Türkiye’de farklı müzikal kimliklerin inşasında önemli rol oynamış tarihi bir figürdür. Tarihsel perspektiften ele alınan bu konuyla ilgili olarak dönemin etnografik çalışmaları, arşiv belgeleri ve Alişer’le bizzat görüşmüş kişilerin anlatımları incelenmektedir. Makalede, Koçgirili Alişer Efendi’nin eşkıyalık ile saz şairliği arasındaki hayatı ve eserleri, tarihsel etnomüzikoloji bağlamında değerlendirilmiştir.
______________________________________________________
The emergence of sound recording technology in the 19th century has had a major impact on the development of ethnomusicology as a discipline of science. The use of sound recorders, especially in field studies, has led to the emergence of sound recording archives, which have become as cultural heritage till today. Historical music recordings, which are considered by the approach of historical ethnomusicology in the present day, are important sources for studying music during the period of recording as well as other issues related to music. This article examines the musical works of Koçgirili Alişer Efendi, whose works were collected in the early official fieldworks of the Turkish Republic. Alişer Efendi was a “bard” with pseudonym Taki, as well as he was described as “the bandit Alisir” in the official documents as the leader of the Koçgiri Rebellion (1920-21). Koçgirili Alişer Efendi, whose music works are still popular, is a historical figure who played an important role in the construction of different musical identities in Turkey. The ethnographic studies of the period, archival documents and narratives of the people who personally met Aliser are examined in relation to this issue which is taken from historical perspective. In this article, Koçgirili Alişer Efendi’s life and musical works between being bandit and bard, have been evaluated in the context of historical ethnomusicology.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Rast Müzikoloji, Cilt 7, Sayı 2, 2019
Bir ulus devleti olarak doğan Türkiye’de resmî halk müziği çalışmaları nota-merkezli olarak başl... more Bir ulus devleti olarak doğan Türkiye’de resmî halk müziği çalışmaları nota-merkezli olarak başlamıştır. 19. yüzyılda Osmanlı’da gelişen ve 20. yüzyılda Türkiye’ye devredilen bu yaklaşımla, halk müziği bir nesne olarak algılanarak nota yoluyla sabitlenmiştir. Özellikle resmî kurumlarda halk müziği faaliyetlerini sürdüren otoriteler, notalar aracılığıyla kendi meşru zeminlerini inşa etmişlerdir. Böylece notanın otoritesi, otoritenin notasına dönüşmüştür. Bu makalede, Türkiye’de resmî halk müziğinin nota-merkezli icat ve inşası, Derrida’nın yapısöküm düşüncesiyle eleştirel olarak ele alınmıştır. Bu sayede, resmî ve nota-merkezli yaklaşımın çelişkileri, otoritelerin nota yoluyla gizlediği veya dışarıda bıraktığı unsurlar ile halk müziğinde standardizasyon sorunları ortaya konmuştur.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Konservatoryum, Cilt 6, Sayı 2, 2019
2. Dünya Savaşı sonrasında akademik alana hızla yayılan eleştirel düşünce, sosyal bilimler ve kül... more 2. Dünya Savaşı sonrasında akademik alana hızla yayılan eleştirel düşünce, sosyal bilimler ve kültürel çalışmalar altında pek çok yeni çalışma alanının ortaya çıkmasını sağlamıştır. 1980'li yıllarda yaygın olarak gelişen edebiyat merkezli ekoeleştiri ve yine benzer dönemlerde gelişen eleştirel veya yeni müzikoloji çalışmaları, eleştirel yaklaşımlarıyla mevcut paradigmaları sarsmıştır. Ekoeleştiri düşüncesi ile müzikoloji disiplinini bir araya getiren ekomüzikoloji alanı ise müzik ve kültür arasındaki ilişkiye doğayı da katarak, çevre/doğa konusuna ses ve müzik açısından bakan yeni bir yaklaşım ortaya çıkarmıştır. Disiplinlerarası bir perspektifle çevre/doğa bağlamında birçok konuyla ilgilenen ekomüzikoloji çalışmaları, bilimsel ve aktivist bir çabadır. İnsan-doğa ilişkisini sorgulayan ve günümüzdeki çevre krizleri ile sürdürülebilirlik sorunlarına müzikolojinin sınırlarını genişleterek yanıtlar bulmaya çalışan ekomüzikoloji, 2000'li yıllardan itibaren tüm dünyada hızla gelişen bir alan olmuştur. Bu makalede, ekoeleştirel ve doğakültürel bir müzikoloji yaklaşımı olarak ekomüzikolojinin ortaya çıkışı, bu alanda yapılan çalışmalar ile alanla ilgili kavramsal ve yöntemsel tartışmalar konuyla ilgili temel kaynaklar üzerinden incelenmiştir. Bu makalenin, gelecekte Türkiye'de ekomüzikoloji alanında yapılacak araştırmalara yol gösterici olması hedeflenmiştir.
_______________________________
After World War II, the rapid spread of critical theory led to the emergence of many new fields of study under the social sciences and cultural studies. The literary centered ecocriticism, which was developed in the 1980s, and the critical or new musicology studies that developed in similar periods, influenced the existing paradigms with their critical approaches. The field of ecomusicology, which brings together the idea of ecocriticism with the discipline of musicology, has brought a new approach to the environment/nature issues in terms of sound and music, adding nature to the relationship between music and culture. Ecomusicology studies dealing with many issues in the context of environment/nature from an interdisciplinary perspective is both a scientific and an activist effort. By questioning the human-nature relationship and trying to find answers to today's environmental crises and sustainability problems by expanding the boundaries of musicology, ecomusicology has been a rapidly developing field since the 2000s. In this article, the emergence of ecomusicology as an ecocritical and naturecultural musicology approach, as well as conceptual and methodological discussions concerning this field are examined through the main sources. This article is intended to be a guide to future research in the field of ecomusicology in Turkey.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Papers by Ulaş Özdemir
Uluslararası Etnomüzikoloji Sempozyumumu / Müzik ve Politika - Sempozyum Bildiri Kitabı, 2018
Cumhuriyet döneminde Türkiye’de müzik reformunun en önemli özelliği sayılabilecek kurumsallaşma ç... more Cumhuriyet döneminde Türkiye’de müzik reformunun en önemli özelliği sayılabilecek kurumsallaşma çabası ve bununla paralel gelişen müzikal standardizasyon çabaları, hem resmi kurumlarca hem de uzman kişilerce günümüze kadar sürdürülmüştür. Nota yazımından icraya, çalgılardan perdelere kadar müzikle ilgili hemen her alanda etkisini gösteren bu çabalar, Türkiye’de icra edilen 20. yüzyıl müziğine en büyük etkiyi yapan faktörlerin başında gelmektedir. Günümüzde hem konservatuarlarda, hem de özel müzik kurslarında müzik eğitiminin temel dayanaklarından birisi olan standardizasyon arayışları, radyodan müzik piyasasına kadar geniş bir alanda farklı müzik tarzları yerine tek tip müzik icrası yapılmasına yönelik yaklaşımları da ortaya çıkarmıştır. Bu arayış ve çabalar arasında, özellikle 1980’li yıllarda ortaya çıkan bir fenomen olan kısa saplı bağlama, evrenselci müzik söyleminin en önemli örneği olarak standardize edilmiş bir halk çalgısı şeklinde icat edilir ve kabul görür. Günümüzde yapımı, satışı ve icrası neredeyse tartışılmaz bir kabul gören kısa saplı bağlama fenomeni, halk müziği başta olmak üzere hemen her tür müzik içerisinde icra edilen temel bir çalgıya dönüşmüştür. Kısa saplı bağlama aynı zamanda konservatuar ve özel müzik eğitim kurslarında da meşru bir otorite kurmuştur. Diğer yandan, bağlama icrasından şan icrasına, karar perdesinden kişisel üsluplara kadar icra pratiklerinin neredeyse tamamında önemli etkisi olan kısa saplı bağlamaya karşı çeşitli tepkiler ortaya çıkmış ve bu tepkiler bağlama icrasının çeşitlenmesine farklı katkılar sağlamıştır. Bu tepkilerin sonucunda yeni bağlama arayışları ve otantisite çabaları arasında, yeni icat edilmiş düzenler ve icra teknikleri de ortaya çıkmıştır. Ancak bunlar kısa saplı bağlamanın otoritesini yıkamamıştır. Bu sunumda, kısa saplı bağlamanın ortaya çıkış serüveni ve Türkiye’deki müzik politikalarıyla ilişkisi tartışılacaktır. Türkiye’deki kurumsallaşma ve standardizasyon çabalarının müzik bağlamında resmi ideolojiyle ilişkisi ile bunun (icat edilmiş) bir halk müziği çalgısında nasıl karşılık bulduğu incelenecektir. Bu sayede, halk müziği icrasında meşru olarak kabul edilen otoritenin kısa saplı bağlama özelinde nasıl bir tahakküm kurduğu sorgulanacak ve bunun politik arka planı ortaya tartışılacaktır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Books by Ulaş Özdemir
müzikolojiye dair pek çok tartışmayı gündeme getirerek okuru Cumhuriyetin 100. yılında müzik üzerinden Türkiye tarihini yeniden düşünmeye teşvik etmektedir.
Kitapta emeği geçen yazarlar, çoğunlukla aynı kuşaktan sayılabilecek etnomüzikoloji, müzikoloji, müzik antropolojisi ve dans araştırmaları alanlarından gelen uzmanlar olarak bu alanların etnomüzikolojiyle olan ilişkilerini, genel etnomüzikoloji literatürü içerisinden değerlendiriyorlar. Kitaptaki konu ve kavramların birçoğu (performans, toplumsal cinsiyet, popüler kültür, dans, kimlik, göç vb.) etnomüzikoloji dışında pek çok disiplinin çalışma konuları arasındadır. Ayrıca notasyon, müzik etnografisi vb. konular ise müzikle ilişkili diğer birçok bilimsel alanın kullandığı yöntem, teknik ya da yaklaşımlarla ilişkilidir. Bu yüzden kitapta ele alınan konu ve kavramları mümkün olduğunca derinlemesine incelerken, etnomüzikologların bunları nasıl ele aldıkları sorusunu cevaplamak ana hedef olmuştur.
Âşık Mahzuni Şerif, Âşık İhsani, Mahmut Erdal, Ali Ekber Çiçek, Kul Hasan, Şahturna ve Dertli Divani'yle yapılmış söyleşilerin yanı sıra Âşık Veysel, Nesimi Çimen, Davut Sulari, Kul Ahmet, Muhlis Akarsu ve Feyzullah Çınar üzerine kaleme alınmış portrelerin yer aldığı kitapta, Mahzuni’nin “Otyam Baba olmasaydı acaba biz olur muyduk?” dediği usta gazeteci, ressam ve yazar Fikret Otyam'la yapılmış bir söyleşi de yer alıyor.
Senden Gayrı Âşık mı Yoktur meraklı bir müzisyenin etnomüzikoloji serüveninde daldığı ve o zamandan bu yana içinden tam anlamıyla çıkamadığı bir ummanın katresi olarak görülebilir. Dalmak isteyene sonsuz derinlikte bir umman hem de…
Ulaş Özdemir’in etnomüzikoloji çalışması Kimlik, Ritüel, Müzik İcrası’nda, cemlerde müzik icra ederek hizmette bulunan zakirler üzerinden müziğin Alevi kimliğinin dışavurumundaki rolü incelenmektedir. Zakirlerin ritüel içinde temsil ettikleri ve son yıllarda ritüel dışına da taşıdıkları Alevi ve zakirlik kimliğine odaklanan bu çalışma, zakirlerin 2000’li yıllardan itibaren kamusal alanda artan görünürlüklerini, bununla birlikte dönüşen müzik icra pratikleriyle, çalgı ve müzikal form dinamiklerini gözler önüne sermektedir.
Alevilik bilgisinin kurumsallaşması ve standardizasyonu çalışmalarının bir parçası olarak Alevi örgütleri, devlet kurumları ve Alevi dedelerin yürüttüğü faaliyetlerin zakirler üzerindeki etkilerini de araştıran bu çalışma, Aleviliğin ve Alevi kimlik inşasının son on beş yıldaki dönüşümüne ayna tutuyor.
Book Chapters by Ulaş Özdemir
An interdisciplinary group of scholars and artists presents four case studies: the rembetika, the music of the Asiks, the Zakir/Alevi tradition, and hip-hop, in Beyoglu, Üsküdar, the gentrifying Sulukule neighborhood, and across the metropolis.
Articles by Ulaş Özdemir
______________________________________________________
The emergence of sound recording technology in the 19th century has had a major impact on the development of ethnomusicology as a discipline of science. The use of sound recorders, especially in field studies, has led to the emergence of sound recording archives, which have become as cultural heritage till today. Historical music recordings, which are considered by the approach of historical ethnomusicology in the present day, are important sources for studying music during the period of recording as well as other issues related to music. This article examines the musical works of Koçgirili Alişer Efendi, whose works were collected in the early official fieldworks of the Turkish Republic. Alişer Efendi was a “bard” with pseudonym Taki, as well as he was described as “the bandit Alisir” in the official documents as the leader of the Koçgiri Rebellion (1920-21). Koçgirili Alişer Efendi, whose music works are still popular, is a historical figure who played an important role in the construction of different musical identities in Turkey. The ethnographic studies of the period, archival documents and narratives of the people who personally met Aliser are examined in relation to this issue which is taken from historical perspective. In this article, Koçgirili Alişer Efendi’s life and musical works between being bandit and bard, have been evaluated in the context of historical ethnomusicology.
_______________________________
After World War II, the rapid spread of critical theory led to the emergence of many new fields of study under the social sciences and cultural studies. The literary centered ecocriticism, which was developed in the 1980s, and the critical or new musicology studies that developed in similar periods, influenced the existing paradigms with their critical approaches. The field of ecomusicology, which brings together the idea of ecocriticism with the discipline of musicology, has brought a new approach to the environment/nature issues in terms of sound and music, adding nature to the relationship between music and culture. Ecomusicology studies dealing with many issues in the context of environment/nature from an interdisciplinary perspective is both a scientific and an activist effort. By questioning the human-nature relationship and trying to find answers to today's environmental crises and sustainability problems by expanding the boundaries of musicology, ecomusicology has been a rapidly developing field since the 2000s. In this article, the emergence of ecomusicology as an ecocritical and naturecultural musicology approach, as well as conceptual and methodological discussions concerning this field are examined through the main sources. This article is intended to be a guide to future research in the field of ecomusicology in Turkey.
Papers by Ulaş Özdemir
müzikolojiye dair pek çok tartışmayı gündeme getirerek okuru Cumhuriyetin 100. yılında müzik üzerinden Türkiye tarihini yeniden düşünmeye teşvik etmektedir.
Kitapta emeği geçen yazarlar, çoğunlukla aynı kuşaktan sayılabilecek etnomüzikoloji, müzikoloji, müzik antropolojisi ve dans araştırmaları alanlarından gelen uzmanlar olarak bu alanların etnomüzikolojiyle olan ilişkilerini, genel etnomüzikoloji literatürü içerisinden değerlendiriyorlar. Kitaptaki konu ve kavramların birçoğu (performans, toplumsal cinsiyet, popüler kültür, dans, kimlik, göç vb.) etnomüzikoloji dışında pek çok disiplinin çalışma konuları arasındadır. Ayrıca notasyon, müzik etnografisi vb. konular ise müzikle ilişkili diğer birçok bilimsel alanın kullandığı yöntem, teknik ya da yaklaşımlarla ilişkilidir. Bu yüzden kitapta ele alınan konu ve kavramları mümkün olduğunca derinlemesine incelerken, etnomüzikologların bunları nasıl ele aldıkları sorusunu cevaplamak ana hedef olmuştur.
Âşık Mahzuni Şerif, Âşık İhsani, Mahmut Erdal, Ali Ekber Çiçek, Kul Hasan, Şahturna ve Dertli Divani'yle yapılmış söyleşilerin yanı sıra Âşık Veysel, Nesimi Çimen, Davut Sulari, Kul Ahmet, Muhlis Akarsu ve Feyzullah Çınar üzerine kaleme alınmış portrelerin yer aldığı kitapta, Mahzuni’nin “Otyam Baba olmasaydı acaba biz olur muyduk?” dediği usta gazeteci, ressam ve yazar Fikret Otyam'la yapılmış bir söyleşi de yer alıyor.
Senden Gayrı Âşık mı Yoktur meraklı bir müzisyenin etnomüzikoloji serüveninde daldığı ve o zamandan bu yana içinden tam anlamıyla çıkamadığı bir ummanın katresi olarak görülebilir. Dalmak isteyene sonsuz derinlikte bir umman hem de…
Ulaş Özdemir’in etnomüzikoloji çalışması Kimlik, Ritüel, Müzik İcrası’nda, cemlerde müzik icra ederek hizmette bulunan zakirler üzerinden müziğin Alevi kimliğinin dışavurumundaki rolü incelenmektedir. Zakirlerin ritüel içinde temsil ettikleri ve son yıllarda ritüel dışına da taşıdıkları Alevi ve zakirlik kimliğine odaklanan bu çalışma, zakirlerin 2000’li yıllardan itibaren kamusal alanda artan görünürlüklerini, bununla birlikte dönüşen müzik icra pratikleriyle, çalgı ve müzikal form dinamiklerini gözler önüne sermektedir.
Alevilik bilgisinin kurumsallaşması ve standardizasyonu çalışmalarının bir parçası olarak Alevi örgütleri, devlet kurumları ve Alevi dedelerin yürüttüğü faaliyetlerin zakirler üzerindeki etkilerini de araştıran bu çalışma, Aleviliğin ve Alevi kimlik inşasının son on beş yıldaki dönüşümüne ayna tutuyor.
An interdisciplinary group of scholars and artists presents four case studies: the rembetika, the music of the Asiks, the Zakir/Alevi tradition, and hip-hop, in Beyoglu, Üsküdar, the gentrifying Sulukule neighborhood, and across the metropolis.
______________________________________________________
The emergence of sound recording technology in the 19th century has had a major impact on the development of ethnomusicology as a discipline of science. The use of sound recorders, especially in field studies, has led to the emergence of sound recording archives, which have become as cultural heritage till today. Historical music recordings, which are considered by the approach of historical ethnomusicology in the present day, are important sources for studying music during the period of recording as well as other issues related to music. This article examines the musical works of Koçgirili Alişer Efendi, whose works were collected in the early official fieldworks of the Turkish Republic. Alişer Efendi was a “bard” with pseudonym Taki, as well as he was described as “the bandit Alisir” in the official documents as the leader of the Koçgiri Rebellion (1920-21). Koçgirili Alişer Efendi, whose music works are still popular, is a historical figure who played an important role in the construction of different musical identities in Turkey. The ethnographic studies of the period, archival documents and narratives of the people who personally met Aliser are examined in relation to this issue which is taken from historical perspective. In this article, Koçgirili Alişer Efendi’s life and musical works between being bandit and bard, have been evaluated in the context of historical ethnomusicology.
_______________________________
After World War II, the rapid spread of critical theory led to the emergence of many new fields of study under the social sciences and cultural studies. The literary centered ecocriticism, which was developed in the 1980s, and the critical or new musicology studies that developed in similar periods, influenced the existing paradigms with their critical approaches. The field of ecomusicology, which brings together the idea of ecocriticism with the discipline of musicology, has brought a new approach to the environment/nature issues in terms of sound and music, adding nature to the relationship between music and culture. Ecomusicology studies dealing with many issues in the context of environment/nature from an interdisciplinary perspective is both a scientific and an activist effort. By questioning the human-nature relationship and trying to find answers to today's environmental crises and sustainability problems by expanding the boundaries of musicology, ecomusicology has been a rapidly developing field since the 2000s. In this article, the emergence of ecomusicology as an ecocritical and naturecultural musicology approach, as well as conceptual and methodological discussions concerning this field are examined through the main sources. This article is intended to be a guide to future research in the field of ecomusicology in Turkey.
Bu çalışma, Hacı Bektaş Veli ve Aleviliğe ilişkin olarak geliştirilmiş farklı perspektiflerin karşılaşmasına, karşılaştırılmasına ve tartışılmasına elveren disiplinlerarası bir platform oluşturmak ve ilgili platformda ortaya konan görüşleri belli ölçüler dahilinde derleyerek Hacı Bektaş Veli ve Alevilik üzerine çalışan tüm araştırmacıların kullanımına ve değerlendirmesine sunmak amacı taşımaktadır.
Elinizdeki kitap Doğumunun 800. Yılında Uluslararası Hacı Bektaş Veli Sempozyumu’na sunulan bildirilerden oluşmaktadır.