Papers by Tülün Değirmenci
Osmanlı Araştırmaları, 2015
Bookmarks Related papers MentionsView impact
A small Mecmua, a seventeenth-century manuscript that includes a variety of narratives and painti... more A small Mecmua, a seventeenth-century manuscript that includes a variety of narratives and paintings and is currently housed in the Bibliothèque nationale de France, Paris, is a rare example of commercial painting production outside the Ottoman palace workshop. The Mecmua includes nineteen single-page portraits of sultans, specific individuals, and heroes of popular literature as well as paintings of animals. Most of the illustrations are accompanied by texts that relate a brief story about the depicted person. Using the Mecmua as an example, I will attempt in this essay to show how certain aspects of popular painting functioned in two specific environments. I will describe how court-based narratives and images became popularized; how the interaction between two spheres, the court and the city, was manifested in the oral literary tradition and visual culture; and how text and images changed as a result. In addition, this essay will address the following questions: what was the relat...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bu yazinin cikis noktasini 17. yuzyilin ilk yarisinda resimlenmis olan resimli bir I. Selim tarih... more Bu yazinin cikis noktasini 17. yuzyilin ilk yarisinda resimlenmis olan resimli bir I. Selim tarihi olusturur. Târih-i Sultân Selim Han adli bu eser, Hoca Sâdeddin Efendi’nin Tâcu’t-tevârih’inin I. Selim devrine ayrilmis son bolumunu olusturur. El yazmasinda, cogunlukla I. Selim’in askeri seferleri sirasinda meydana gelen olaylari betimleyen otuz dort tasvir yer alir. Resimlerin uslup ve ikonografisi saray disinda uretildigini ve tuketildigini dusundurur. Bu yazi ile amaclanan, cogunlukla saray ornekleri ile taninan Osmanli tasvir sanatinda, saray disinda uretilmis olmasi ile ozgun bir yere sahip olan bu el yazmasindan yola cikarak saray disindaki resim ortaminin niteligi hakkinda bazi gozlemler yapmak; Osmanli kentlilerinin gecmislerini algilama ve bu algiyi gorsel dile aktarma bicimlerini 17. yuzyilin ozgul kosullari icinde anlamaya calismaktir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Games and Visual Culture in the Middle Ages and the Renaissance, ed. by Elizabeth Lapina and Vanina Kopp, HDL 8 (Turnhout: Brepols, 2020), 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Milli Folklor, 2020
ÖZ Bu çalışmanın konusunu bir köy camisinin tasvirleri oluşturmaktadır. Denizli'de, Bayat Köyünde... more ÖZ Bu çalışmanın konusunu bir köy camisinin tasvirleri oluşturmaktadır. Denizli'de, Bayat Köyünde bulunan bu cami 1950'li yıllarda bölgede dolaşan bir sanatçı grubu tarafından tasvirlerle donatılmıştır. Ellerindeki şab-lonlar halindeki süslemeleri duvarlara geçirerek çalışan bu grupların aynı dönemde Batı ve Orta Anadolu'da dolaşarak pek çok köy camisini benzer bir şekilde süsledikleri günümüze ulaşan örneklerden anlaşılmaktadır. Camilerin içindeki bu rengârenk, cümbüşlü tasvirler dışardan bakıldığında kerpiç duvarlarıyla bir konuttan ayırt edilemeyen mütevazı yapıları bir "halk sanatı galerisine" çevirmiştir. Köy camilerinin duvarlarını tasvirlerle süslemek bu dönemde ortaya çıkan bir yenilik değildir. 15. yüzyıldan beri izleri takip edilen, 18. ve 19. yüzyılda ise mebzul miktarda örnekle günümüze ulaşan kadim bir geleneğin Cumhuriyet devrindeki yeni yorumlarıdır. Makalede değinilecek eserlerin bazıları kısa tanıtım yazılarına konu olurken bazıları da genel çalışmalarda kısa değinmelerle zikredilmiştir. Bu yazının amacı hâlihazırda bilinen bu yapıları tanıtmaktan ziyade bu grubun en zengin örneklerinden biri olan Çivril Bayat Köyü Camisi üzerinden 1950'lerde yeniden gündeme gelen bu be-ğeninin niteliğini anlamaktır. Bu tartışmada şu temel soruların peşinden gidilecektir: köy camilerini bezeyen bu tasvirler eskinin "basit" tekrarları mıdır? Yoksa ünlü tarihçi Eric Hobsbawm'dan ödünç alarak söylersek kadim bir geleneğin yeniden "icadı" mıdır? Bu köklü geleneğin 20. yüzyılın ortalarında yeniden moda olması bir te-sadüf müdür? Yahut da bu yapılarda karşımıza çıkan süslemeler üretildiği dönemin özgül koşullarıyla yeniden yorumlanan bir geleneği mi yansıtırlar? Zira, 1950'ler Anadolu köylerinin iktisadi ve sosyal açıdan büyük bir değişim yaşadığı Demokrat Parti devrine denk gelmektedir. Okuyacağınız makalenin ana eksenini oluşturacak bu sorulara önerilecek yanıtlar, sadece bu eser grubunu tarihsel bağlamına yerleştirmeyecek; aynı zamanda da "halk" sanatı ya da "popüler" kültür olarak nitelenen kültürel üretimi anlamaya yönelik bir çabayı da berabe-rinde getirecektir. Bu çalışmanın sonunda, 1950'lerde yenilenen bu camilerdeki tasvirlerin geçmişin basit bir tekrarından ibaret olmadığı; camilerde karşımıza çıkan her bir süslemenin geçmişten izler taşımakla birlikte yeni bir tarihsel bağlam içinde tekrardan üretildiği ya da "icat edildiği" savlanacaktır. 1950'lere gelindiğinde artık bulanık bir geçmişin izlerini taşıyan bu imgeler, ellerindeki şablonları hızlı bir şekilde duvara geçiren ustaların elinde birer bezeme motifine dönüşmüştür. Yeniden icat edilen bu motifler camiden kahvehaneye, tekkeden eve uzanan farklı mekânların teşrifinde kullanılarak mekânlar arasındaki sınırları bulanıklaştırmıştır. Bu süslemelerle, Anadolu'daki köy camileri kuralları katı bir şekilde belirlenmiş uzak bir mekân değildir; bila-kis hayatın ve de halkın hakiki dertleriyle yaratılmış neşeli bir yaşam alanıdır. Anahtar Kelimeler Bayat Köyü Camisi, halk sanatı, duvar resmi, popüler kültür, Denizli. ABSTRACT This article focuses on the wall paintings of a small mosque found in Bayat village of Denizli province. A group of traveling artist has painted the Bayat mosque in the years of 1950's. Similar examples found in Western and Central Anatolia indicate that the same artist groups wandered in the same years and decorated many village mosques using similar stencils. The astonishingly rich and cheerful repertoire of the mural decorations converted these modest mosques with earth-plastered walls into a "folk art gallery". Decorating village-mosques with murals is not a novel convention pertaining to interiors our examples. These walls are decorated with new interpretations of an ancient tradition whose traces have been followed since the 15th century and became wide spread in the 18th and 19th centuries. The mosques mentioned in this essay are not unknown examples in the field. They have been introduced in articles or mentioned in general studies. However, the purpose of this article is to understand this decorative program of the 1950s through the Çivril Bayat Village Mosque, one of the richest examples of this group. This study will address to some certain questions: Are these
Bookmarks Related papers MentionsView impact
The Medieval History Journal, 2019
Tü lü n Deg ˘irmenci* Among the spaces conveying rich information on Anatolian social structure, ... more Tü lü n Deg ˘irmenci* Among the spaces conveying rich information on Anatolian social structure, mosques occupy a special place. In pre-modern societies, village and small-town mosques were not only places of worship, but served as foci of education and sociability, hosting visitors or travellers on occasion. While the architecture of village mosques is usually very simple, the furnishings can be elaborate, turning these modest structures into mirrors reflecting village culture, and thereby the culture of the Ottoman periphery. The present article focuses on eighteenth-and nineteenth-century painted mosques in the Turkish province of Denizli and environs, which display a remarkable unity of style and iconography. In the secondary literature, these works of art usually appear as products of so-called`Westernization called`Westernization'. By contrast, this study argues that they are outputs of Ottoman popular culture. Tangible from the seventeenth century onwards, the sociocultural dynamics and life practices specific to the Ottoman periphery have given this artwork its peculiar form. Thus, this study encourages researchers to rethink Anatolian conservatism, as it demonstrates that in the pre-modern era, mosques were not the well-protected spaces, distant from everyday life that they are today. Rather, in the period under study, village mosques could be 'ambiguous' spaces seamlessly joining varying spheres of life and belief.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Lingua Franca. The History of Book in Translation., 2019
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ottoman Figurative Arts 2: Bazaar Painters, ed. Tülün Değirmenci-Sabri Koz (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları), 2018
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ottoman Figurative Arts 2: Bazaar Painters, ed. Tülün Değirmenci-Sabri Koz (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları), 2018
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Papers by Tülün Değirmenci
In spite of lively debate regarding how history is reconstructed today, historians have paid less attention to how past societies perceived their own past. In this episode, based on a seventeenth-century illustrated manuscript, Tülün Değirmenci explores how 17th century Ottoman city-dwellers perceived the controversial figure of Sultan Selim I (note: this episode is in Turkish).
- See more at: http://www.ottomanhistorypodcast.com/2013/01/sultan-selim-image-art.html#sthash.zY1QcZfw.dpuf