Istanbul Gelisim Universitesi
Meslek Yüksek Okulu
Türkiye'de tarihsel süreç içerisinde, farklı dış ticaret politikaları uygulanmıştır. Bu politikaların seçimi ve zamanı, hem ulusal hem de uluslararası konjonktür dikkate alınarak analiz edilmiş ve uygulamaya konulmuştur. 1970 petrol krizi... more
Türkiye'de tarihsel süreç içerisinde, farklı dış ticaret politikaları uygulanmıştır. Bu politikaların seçimi ve zamanı, hem ulusal hem de uluslararası konjonktür dikkate alınarak analiz edilmiş ve uygulamaya konulmuştur. 1970 petrol krizi ile beraber dünya ekonomisindeki liberalleşme eğilimi 1980'li yıllara geldiğimizde küreselleşmenin de etkisiyle ülkeler arasında bütünleşmeye ve ticaretin serbestleşmesine yol açmıştır. Ülkemiz 24 Ocak 1980 kararlarıyla bu sürece dahil olmuş ve ülke ticaretini serbestleştirme adımları atmıştır. Bu adımlar arasında yerini alan ihracatı teşvik uygulamaları 1996 yılında AB ile yapmış olduğumuz Gümrük Birliği anlaşması ile Avrupa Birliği Gümrük Mevzuatı çerçevesinde belli başlı sistemlere devşirilmiştir. Bunlardan en yaygın kullanılan Dahilde İşleme Rejimi, ihraç edilecek mamul içerisindeki ithal mallarının maliyetini azaltma yolu ile ihracatı teşvik etmeyi hedefleyen bir ekonomik gümrük rejimidir. Bu çalışmanın amacı; DİR sisteminin yürürlüğe girdiği tarihten günümüze kadar ihracat ve ithalat üzerindeki etkilerini ortaya koyabilmektir. Bu kapsamda 1996-2016 yılları arasında DİR net ihracat, döviz kullanım oranı, toplam ihracat ve ithalat içerisinde DİR çerçevesinde yapılan ihracat ve ithalat verileri incelenerek dahilde işleme rejiminin Türk dış ticareti üzerindeki etkileri irdelenmiştir. ABSTRACT InTurkey, different foreign trade policies have been implemented in the historical process. The choice and timing of these policies, both national and international conjuncture, has been taken, analyzed and put intopractice. The 1970s oil crisis and the liberalization tendency in the world economy led to the integration of the countries and the liberalization of trade with the influence of the globalization in the 1980s. Our country has been involved in this process with the decisions of January 24, 1980 and the country has taken steps to liberalize its trade. Among these steps, export promotion practices have been put intopractice in the frame work of the Customs Union Agreement with the EU in 1996 andthe European Union Customs Legislation. The most commonly use dinward process processing regime is an economic customs regime aimed at encouraging exports by reducing the cost of imported goods in the goods to be exported. The purpose of this study is; It is possibletor eveal the export and import tarif effects from the date when the DIR system enters in to force. In this context, DIR net exports, foreign exchange rate, export and import data within the frame work of total exports and imports between 1996 and 2016 were examined and the effects of the processing regime on Turkish foreign trade were examined. 1. GİRİŞ Küreselleşmenin etkisiyle birlikte hızlanan bilgi akışı sayesinde uluslararası ticaret etkinlikleri artmıştır. Bilgi ve iletişim teknolojileri, kitle iletişim araçları ve sistemlerinin seçeneklerinde oluşan gelişmeler ile dünyanın her yerinden her an bilgi almak ve göndermek olasıdır. Hızlanan ve kolaylaşan bilgi ve iletişim etkinlikleri, kültürlerin birbirleri ile ilişkilerini ve etkileşimlerini de arttırmalarını ve küreselleşmenin ekonomik boyutunda ticari faaliyetlerin gelişmesini sağlamaktadır (Tanrıbilir ve Şen, 2005: 129-131). Gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme konusunda iki temel dış ticaret politika kuramları bulunmaktadır. İthal ikamesine dayalı sanayileşme ve ihracat odaklı sanayileşme modelleri farklı dönemlerde farklı ülke ve ülke grupları tarafından kullanılmıştır. Tarih içerisinde her iki teoride tartışılmış, olumlu ve olumsuz tarafları ortaya konulmuştur. İçlerinde J.S. Mill ve Ricardo'nun da bulunduğu bazı klasik iktisatçılar, serbest dış ticaretin dünyadaki kaynakların daha etkin kullanma imkanı sağlaması yanında, ülkelere kendi ülkeleri dışında geniş pazar imkanı vermesi nedeniyle tercih edildiğini savunmaktadırlar. Karşılaştırılmalı üstünlükler teorisi " olarak adlandırılan bu görüşler neoklasik iktisatçılar tarafından da geliştirilerek tekrarlanmıştır. Neoklasik iktisatçılara göre serbest dış ticaret iç pazarlarda tekelleşmenin önlenmesi, teknolojik gelişmenin yaygınlaştırılması, ihracat
ÖZ 20. yüzyılın en belirgin özelliği ekonomik, kültürel/sosyal, teknolojik, iletişim, ulaşım, çevresel/demografik v.b. alanlarda ortaya çıkan yenilikler ve bu yeniliklerin ülkelere etkileri olarak görünmektedir. Bu değişimin hızı ve... more
ÖZ 20. yüzyılın en belirgin özelliği ekonomik, kültürel/sosyal, teknolojik, iletişim, ulaşım, çevresel/demografik v.b. alanlarda ortaya çıkan yenilikler ve bu yeniliklerin ülkelere etkileri olarak görünmektedir. Bu değişimin hızı ve ülkeleri etkileyiş şekli her ülkenin bölgesel yapısı ile ülke içinde mevcut sosyal ve ekonomik yapısının durumuna bağlıdır. Ülkeler bu değişimin hızına ayak uydurmak, geride kalmamak amacıyla birbirleriyle birçok alanda ekonomik entegrasyonlar kurarak dünya refahından pay almaya çalışmışlardır. Ekonomik entegrasyonlar öncelikle ticari alanlarda serbestleşme olarak görünse de ileriki safhalarda ülkelerin ticaret dışında diğer alanlarda da ortak bir politika uyguladıkları bir küreselleşme aracıdır. Bu makalenin konusu, " Ekonomik entegrasyonların kapsamı ve türleri ile başarılı bir entegrasyonun kıstaslarının neler olması gerektiği, dünyadaki entegrasyon örneklerinin bölgesel yapıları, uluslararası ticarette ortaya çıkardığı statik ve dinamik etkiler ile entegrasyonların gelecekte nasıl bir dönüşüme uğrayacağıdır. ABSTRACT The most prominent feature of the 20th century is economic, cultural / social, technological, communication, transportation, environmental / demographic etc. The innovations emerging in the fields and the effects of these innovations on the countries. The speed of this change and the way it affects countries depends on the regional structure of each country and the current social and economic structure of the country. The countries have tried to get a share from the world's welfare by establishing economic integration in many areas with each other in order to keep up with the pace of this change or not to stay behind. While economic integrations appear primarily as liberalization in trade, they are a tool of globalization that countries in the future have adopted a common policy in areas other than trade. The issue of this article is about the scope and types of economic integration and what should be the criteria for successful integration, the regional structures of the examples of integration in the world, the static and dynamic effects of international trade, and finally how it will be transformed in the future. 1.GİRİŞ Dünya ülkeleri arasında rekabetin kontrolsüz bir şekilde artması, rekabetten kaynaklanan üretim ve tüketim kayıplarının serbest piyasa ekonomisini engellemesi ve ülkelerin birbirlerini kontrol edebilecekleri bir üçüncü örgütün olmaması iki dünya savaşının yaşanmasına neden olmuştur. II. Dünya Savaşı sonucu ortaya çıkan yıkımın etkisiyle, ülkeler bu yıkımın etkilerini azaltmak ve ekonomik dar boğazın önüne geçmek amacıyla birbirlerine karşı ekonomik alanlarda esnekliği hedeflemişlerdir. Bu amaçla üçüncü bir örgüt olarak 1948 yılında Ticaret Genel Tarife Anlaşması'nı (GATT) hayata geçirmişlerdir. Dünya ticaretinde tekrardan yıkıcı etkilerin oluşmaması amacıyla 1930 Büyük Buhran sonucu ortaya çıkan ticarette korunma önlemleri ikinci planda bırakarak ticareti serbestleştirecek kıstasların tüm üye ülkeler tarafından uygulanmasına karar verilmiştir. Bu kıstaslar aşağıdaki gibidir: En Çok Kayrılan Ülke Kuralı: Üye ülkelerin ticari partnerleri arasında ayrım yapmamasını zorunlu kılmaktadır. Bir başka deyişle, bir üye ülke, herhangi bir ülkeye tanıdığı elverişli bir gümrük tarife ve tarife dışı engelleri koşulsuz olarak tüm üye ülkelere uygulamak zorundadır. Lakin bu kurala istisna olarak kabul edilecek bir durum ülkelerin birbirleriyle girişecekleri entegrasyonlardır. Bunlar; gümrük birlikleri, serbest ticaret anlaşmaları gibi bölgesel ticaret anlaşmaları ve genel preferanslar sistemi (GPS) gibi gelişme yolundaki ülkeler lehine düşük gümrük vergisi alınması veya gümrük vergisinin alınmaması gibi ayrımcı nitelikteki
ÖZ Dünyada oluşan küreselleşme süreci, ülkeleri hem bu hızlı gelişimin olumlu etkilerinden faydalandırmak hem de oluşabilecek olumsuz etkilerinden korunmanın yollarını aramaya itmiştir. Ülkeler bir taraftan ticaretin serbestleştirilmesi... more
ÖZ Dünyada oluşan küreselleşme süreci, ülkeleri hem bu hızlı gelişimin olumlu etkilerinden faydalandırmak hem de oluşabilecek olumsuz etkilerinden korunmanın yollarını aramaya itmiştir. Ülkeler bir taraftan ticaretin serbestleştirilmesi yolu ile refah seviyelerini arttırırken karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olmadığı ülkeleri ise dış ticaretinin dışına itmeye çaba göstermişlerdir. Bu bağlamda Avrupa Birliği bu oluşumu en iyi örgütleyen ve günümüze kadar başarı ile taşıyan bütünleşme modeli olmuştur. Bu bütünleşmenin temelini ise Gümrük Birliği oluşturmaktadır. GB bir taraftan birlik içi ticareti serbestleştirirken ortak gümrük politikaları yolu ile birlik dışı ülkeleri ticaret saptırıcı etki altında bırakmayı amaçlamaktadır. Türkiye ile Avrupa Birliği 1963 tarihinde imzalanan Ankara anlaşması ile bir ortaklık ilişkisi kurmuş ve bu ilişkinin çerçevesini hazırlık, geçiş ve son dönem ile şekillendirmiştir. Son dönem ile 1996 tarihinde taraflar arasında Gümrük Birliği Anlaşması yürürlüğe girmiştir. Bu dönemden günümüze kadar Türkiye ekonomisi, statik ve dinamik olarak değişime uğramıştır. Bu makale 1996 ile 2016 yılları arasında Gümrük Birliği'nin Türk dış ticaretine etkileri ile rekabet, yatırım, maliyet ve teknoloji açısından görülen değişimi inceleme altına almıştır. ABSTRACT The globalization process in the world has driven countries to seek ways to both benefit from the positive effects of this rapid development and from the negative effects that may arise. Countries have increased welfare levels by liberalizing trade from one side, while countries that did not have comparative advantage have tried to push them out of foreign trade. In this context, the European Union has become the model of integration that best organizes this formation and carries with it the day-today success. The basis of this integration is the Customs Union. GB aims to free trade within the union from one side, but to exert unfair trade-distorting influence through common customs policies. The European Union and Turkey signed on in 1963 formed a partnership relations with Ankara agreement and the framework for the preparation of this has shaped the transition and final period. The Customs Union Agreement entered into force between the parties in the last period and in 1996. From this period until today, Turkey's economy has undergone changes as static and dynamic. This article examines the effects of the Customs Union on Turkish foreign trade between 1996 and 2016 with respect to competition, investment, cost and technology.
ÖZ Dünya ticaretinde neo-liberal politikaların yaygın olarak kullanılması ülkeler ve bölgeler arasındaki ekonomik-sosyal sınırların ortadan kaldırılarak ülkelerarası entegrasyonların oluşmasına sebep olmuştur. Dünya ticaretinde bu hızlı... more
ÖZ Dünya ticaretinde neo-liberal politikaların yaygın olarak kullanılması ülkeler ve bölgeler arasındaki ekonomik-sosyal sınırların ortadan kaldırılarak ülkelerarası entegrasyonların oluşmasına sebep olmuştur. Dünya ticaretinde bu hızlı değişim ülkelerin ekonomik, sosyal ve politik uygulamalarında değişikliğe gitmesine yol açarak yeni uygulamaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Dış ticaretin serbestleştirilerek neo-liberal politikalara uyum sağlanması amacıyla ülkemize sınırı bulunan seçilmiş ülkeler ile bölgesel ticaretin hızlandırılması hedeflenmiş olup ülkemize sınırı bulanan ülkelerle ekonomik işbirliği ve tercihli ticaret anlaşmaları yoluna gidilmiştir. Bu amaçla 79 sınır kapımızda bölgesel ekonomiyi geliştirmek, bölge insanı için gerekli temel gereksinimlerin karşılanması, sınır illerle ticaretin canlandırılarak bölge insanının refah seviyesini yükseltmek amacı ile sınır ticareti uygulamaya konulmuştur. Bu çalışmanın amacı, ülkemizde 1978 yılında yürürlüğe giren ekonomik işbirliği ve tercihli ticaret anlaşmaları sonrası ortaya çıkan sınır ticaretlerinin gelişimi, içsel ve dışsal etkileri, bölge ekonomilerle etkileşimi ile bölgesel kalkınma üzerindeki etkilerinin incelenmesidir. ABSTRACT The widespread use of neo-liberal policies in world trade has resulted in the elimination of economic and social boundaries between countries and territories, resulting in the formation of interstate integration. This rapid change in world trade has led to changes in the economic, social and political practices of countries, resulting in the emergence of new practices. In order to liberalize foreign trade and adapt to neo-liberal politics, it has been aimed to accelerate regional trade with selected countries with borders to my country and economic cooperation and preferential trade agreements have been made with the countries that have reached the border with my country. To this end, our border crossings have been implemented with the aim of improving the regional economy, meeting the basic needs of the people of the region, raising the welfare level of the people of the region and reviving the border trade. The aim of this study is to examine the development of border trade that emerged after the economic cooperation and preferential trade agreements entered into force in 1978 in our country, the internal and external effects of border trade, the interaction with regional economies and the effects on regional development.
ÖZ Dünyada başarıları kanıtlanmış dış ticaret politikalarının başında ihracat odaklı kalkınma stratejileri gelmektedir. Bu stratejilerin başarıya ulaşması için ülkeler yerli üreticilerini ihracata yönelik teşvik uygulamaları ile ihracat... more
ÖZ
Dünyada başarıları kanıtlanmış dış ticaret politikalarının başında ihracat odaklı kalkınma stratejileri gelmektedir. Bu stratejilerin başarıya ulaşması için ülkeler yerli üreticilerini ihracata yönelik teşvik uygulamaları ile ihracat yapabilecek müteşebbisler konumuna getirmektedirler. Bu amaçla tedarikten pazarlamaya kadar geçen süreçte belli başlı teşvik yöntemleri ile ihracatçılar dünya pazarındaki rakiplerine karşı korunmaktadır. Dış ticarette en yaygın kullanılan teşvik yöntemleri ise ihracatçının üretim için ithal edeceği ham madde, yarı mamul veya ara malı üzerinde yük oluşturacak vergileri ortadan kaldıran ekonomik etkili gümrük rejimleridir. Türkiye, 1994 yılında imzalanan GATT Uruguay Nihai Senedi ve 1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde ekonomik etkili gümrük rejimlerini revize etmiştir. Anlaşmalar çerçevesinde yapılan değişikliklerle birlikte ekonomik etkili gümrük rejimleri; Dâhilde işleme rejimi, hariçte işleme rejimi, gümrük antrepo rejimi, geçici ithalat rejimi ve gümrük kontrolü altında işleme rejimi olarak sınıflandırılmıştır. Bu çalışma ekonomik etkili gümrük rejimlerinin kavramsal çerçevesini irdeleyerek 2002-2017 yıllarına ait Türkiye'nin ihracat ve ithalat verileri yardımıyla dış ticaret dengesi incelenmektedir. Çalışma, genel bir değerlendirme ve öneriler ile son bulmaktadır. ABSTRACT
Export-oriented development strategies are at the forefront of proven foreign trade policies in the world. In order for these strategies to succeed, countries are bringing domestic producers to the position of entrepreneurs who can export with incentive applications for export. For this purpose, exporters are protected against opponents in the world market with the main incentive methods in the period from supply to marketing. The most commonly used incentive schemes in foreign trade are the economically effective customs regimes that remove the exporters' tax on raw materials, semi-finished goods or intermediary goods to be used for production. Within the framework of Turkey's signing of the Final Act of the GATT Uruguay in 1994 and the Customs Union signed agreement in 1996, revised customs regimes with economic impact. Customs regimes with economic effects, with amendments made within the framework of agreements; Under processing regime, outward processing regime, customs warehouse regime, temporary import regime, and processing regime under customs control. The conceptual framework of this study was to examine the economically effective customs regimes has examined foreign trade balance with the help of export and import data to Turkey in 2002-2017. The study concludes with a general evaluation and recommendations.
Dünya ticaretinin hızlı büyümesinden pay almak isteyen ülkeler bunun en etkin yolunun ucuz ve kaliteli üretim yaparak bunu dış dünyaya pazarlamak olduğunda hemfikirdir. Bu amaçla ülkeler üretimi artıracak, yatırımcıyı cezbedecek yollar ararlar. Bu yolların başında üretim yapacak yatırımcılara doğrudan uygulanan teşvikler gelmektedir. Bunlar kaynakların etkin dağılması amacıyla öncelikli sektörlerde kalkınmayı destekleyici genel uygulamalar, teknolojik alt yapıyı kuvvetlendirici ve iş gücü maliyetlerini azaltıcı teşviklerdir(Korkmaz: 2003, 48-194). Yatırım miktarını artırma amacı çerçevesinde sağlanan teşvik uygulamaları ise vergi indirimi, vergi muafiyeti ve yatırım indirimini içeren mali teşvikler, az gelişmiş bölgelere yönelik özel yatırım teşvikleri, elektrik enerjisi gibi sürdürülebilir sektörlere yönelik teşvikler, kredi olanakları sağlayan finansal teşvikler ve alt yapı ile teknik yapıyı kolaylaştırıcı, işletmelerin faaliyete geçişlerini destekleyici kuruluş/başlangıç teşvikleri şeklindedir (Karluk, 2013: 455). Bu teşvikler ilk etapta ihracatı artırıcı etkiler yaratamayabilirler. Yapılan teşvikler ihracat etkisi yaratmayarak iç talebe hitap etmeye başladığında bu sefer teşviğin uygulandığı sektörde dünya ticaretinin üreticisi
Dünyada başarıları kanıtlanmış dış ticaret politikalarının başında ihracat odaklı kalkınma stratejileri gelmektedir. Bu stratejilerin başarıya ulaşması için ülkeler yerli üreticilerini ihracata yönelik teşvik uygulamaları ile ihracat yapabilecek müteşebbisler konumuna getirmektedirler. Bu amaçla tedarikten pazarlamaya kadar geçen süreçte belli başlı teşvik yöntemleri ile ihracatçılar dünya pazarındaki rakiplerine karşı korunmaktadır. Dış ticarette en yaygın kullanılan teşvik yöntemleri ise ihracatçının üretim için ithal edeceği ham madde, yarı mamul veya ara malı üzerinde yük oluşturacak vergileri ortadan kaldıran ekonomik etkili gümrük rejimleridir. Türkiye, 1994 yılında imzalanan GATT Uruguay Nihai Senedi ve 1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde ekonomik etkili gümrük rejimlerini revize etmiştir. Anlaşmalar çerçevesinde yapılan değişikliklerle birlikte ekonomik etkili gümrük rejimleri; Dâhilde işleme rejimi, hariçte işleme rejimi, gümrük antrepo rejimi, geçici ithalat rejimi ve gümrük kontrolü altında işleme rejimi olarak sınıflandırılmıştır. Bu çalışma ekonomik etkili gümrük rejimlerinin kavramsal çerçevesini irdeleyerek 2002-2017 yıllarına ait Türkiye'nin ihracat ve ithalat verileri yardımıyla dış ticaret dengesi incelenmektedir. Çalışma, genel bir değerlendirme ve öneriler ile son bulmaktadır. ABSTRACT
Export-oriented development strategies are at the forefront of proven foreign trade policies in the world. In order for these strategies to succeed, countries are bringing domestic producers to the position of entrepreneurs who can export with incentive applications for export. For this purpose, exporters are protected against opponents in the world market with the main incentive methods in the period from supply to marketing. The most commonly used incentive schemes in foreign trade are the economically effective customs regimes that remove the exporters' tax on raw materials, semi-finished goods or intermediary goods to be used for production. Within the framework of Turkey's signing of the Final Act of the GATT Uruguay in 1994 and the Customs Union signed agreement in 1996, revised customs regimes with economic impact. Customs regimes with economic effects, with amendments made within the framework of agreements; Under processing regime, outward processing regime, customs warehouse regime, temporary import regime, and processing regime under customs control. The conceptual framework of this study was to examine the economically effective customs regimes has examined foreign trade balance with the help of export and import data to Turkey in 2002-2017. The study concludes with a general evaluation and recommendations.
Dünya ticaretinin hızlı büyümesinden pay almak isteyen ülkeler bunun en etkin yolunun ucuz ve kaliteli üretim yaparak bunu dış dünyaya pazarlamak olduğunda hemfikirdir. Bu amaçla ülkeler üretimi artıracak, yatırımcıyı cezbedecek yollar ararlar. Bu yolların başında üretim yapacak yatırımcılara doğrudan uygulanan teşvikler gelmektedir. Bunlar kaynakların etkin dağılması amacıyla öncelikli sektörlerde kalkınmayı destekleyici genel uygulamalar, teknolojik alt yapıyı kuvvetlendirici ve iş gücü maliyetlerini azaltıcı teşviklerdir(Korkmaz: 2003, 48-194). Yatırım miktarını artırma amacı çerçevesinde sağlanan teşvik uygulamaları ise vergi indirimi, vergi muafiyeti ve yatırım indirimini içeren mali teşvikler, az gelişmiş bölgelere yönelik özel yatırım teşvikleri, elektrik enerjisi gibi sürdürülebilir sektörlere yönelik teşvikler, kredi olanakları sağlayan finansal teşvikler ve alt yapı ile teknik yapıyı kolaylaştırıcı, işletmelerin faaliyete geçişlerini destekleyici kuruluş/başlangıç teşvikleri şeklindedir (Karluk, 2013: 455). Bu teşvikler ilk etapta ihracatı artırıcı etkiler yaratamayabilirler. Yapılan teşvikler ihracat etkisi yaratmayarak iç talebe hitap etmeye başladığında bu sefer teşviğin uygulandığı sektörde dünya ticaretinin üreticisi