Papers by PROF. DR. AYSE DILEK OGRETIR OZCELIK
Cukurova University Faculty of Education Journal, Apr 28, 2020
This study aims to investigate the perception of happiness of children in the middle childhood st... more This study aims to investigate the perception of happiness of children in the middle childhood stage and adolescents. In this context, it was sought to answer the questions of how children define happiness, how they make people around them happy, and what other people around them do to make them happy. Also, it was investigated whether there is a difference between children of middle childhood stage and adolescents regarding those questions. The research employed a qualitative phenomenological method, and the sample of the study was selected from a rural area of Agri province. The study group consisted of 95 participants 48 of whom are at middle chilhood and 47 pre-adolescents. Within the scope of the research, data were obtained through semi-structured interviews that were formed through expert opinions. Content and descriptive analyses were used in the analysis of the data. As a result of the research, it was found that there was a similarity between the methods of children’s making and being happy; however, there were some differences in terms of development levels and gender. Besides that, considering the obtained results, there was a consistency with the existing litreature about the perceptions of happiness. The results were discussed in terms of the literature on happiness, and child development and education.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Eğitim ve toplum araştırmaları dergisi, Jun 28, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Çocuk gelişimi, 2019
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Elektronik sosyal bilimler dergisi, Apr 15, 2018
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Milli Eğitim Dergisi, 2021
Bu çalışmanın amacı orta çocukluk dönemindeki çocukların mutluluk, kızgınlık, korku, üzüntü ve gü... more Bu çalışmanın amacı orta çocukluk dönemindeki çocukların mutluluk, kızgınlık, korku, üzüntü ve güven metaforlarını anlamaktır. Araştırmanın evreninin Denizli ili Pamukkale ilçesinde eğitimine devam eden 3. Ve 4. Sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. Çalışmanın örneklemini Denizli ili Pamukkale ilçesinde eğitimine devam eden 200 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma sonuçlarını yorumlamak için nitel araştırma yöntemleri ve nicel araştırma yöntemleri kullanılmıştır. Nicel analizlerde SPSS 21.00 paket programında ki-kare analizinden yararlanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, Metafor analizi sonucunda; çocukların en fazla metaforu “Güven” duygusunda kullandıkları belirlenmiştir(n=45). Sonra sırasıyla; korku(n=41), mutluluk(n=30),kızgınlık(n=29),üzüntü(n=24) şeklinde olmak üzere 5 farklı duygu için 200 öğrenciden toplamda 118 adet geçerli metafor elde edilmiştir. Çocukların 5 duyguda da ortak olarak sadece kişiye ilişkin(n=70) metaforunu kullandıkları belirlenmiştir. “Mutluluk” metaforuna ilişkin frekans ve yüzde dağılımlarına bakıldığında; “mutluluk” kavramını en çok doğa olaylarına ilişkilendirdikleri, “güven” metaforuna ilişkin frekans ve yüzde dağılımlarına bakıldığında; öğrencilerin “güven” kavramını en çok kişilerle ilişkilendirdikleri, “korku” metaforuna ilişkin frekans ve yüzde dağılımlarına bakıldığında; öğrencilerin “korku” kavramını en çok duygusal ifadelerle ilişkilendirdikleri, “kızgınlık” metaforuna ilişkin frekans ve yüzde dağılımlarına bakıldığında; öğrencilerin “kızgınlık” kavramını en çok duygusal ifadelerle ilişkilendirdikleri görülmektedir. Öğrencilerin mutluluk, kızgınlık, korku, üzüntü ve güvenle ilgili verdikleri cevaplarla cinsiyetleri arasında bir ilişki olup olmadığını belirlemek adına yapılan iki değişken için iki yönlü ki-kare testi sonuçlarına göre cinsiyet ve mutlulukla ilgili verilen cevaplar arasında herhangi bir ilişki bulunamamıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
International Journal of Research Studies in Psychology
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Eğitim ve Toplum Araştırmaları Dergisi, 2021
Soyut işlem döneminden sonra ortaya çıktığı kabul edilen soyut ötesi düşünme, yetişkinlerin soyut... more Soyut işlem döneminden sonra ortaya çıktığı kabul edilen soyut ötesi düşünme, yetişkinlerin soyut işlemler döneminden farklı olarak düşündüğünü ifade etmektedir. Soyut işlemler dönemiyle karşılaştırıldığında bu düşünme türünün daha karmaşık, dinamik, esnek ve bağlamsal temelli olduğu bulunmuştur. Bu doğrultuda araştırmanın amacı son zamanlarda kavramsallaştırılan soyut ötesi düşünmeyi ölçmek için Karmaşık Soyut Ötesi Düşünme Ölçeğini Türkçeye uyarlamaktır. Araştırmanın çalışma grubu 161 lisans öğrencisinden oluşmaktadır. Yapılan analiz sonucunda ölçeğin kabul edilebilir güvenilirlik katsayısına sahip olduğu (α =.88); madde toplam korelasyonlarının ise .35 ile .71 arasında değiştiği görülmüştür. Karmaşık Soyut Ötesi Düşünme Ölçeğinin ölçüt geçerliliği için kullanılan Biliş İhtiyacı Ölçeği ile pozitif yönde anlamlı bir korelasyona sahip olduğu bulunmuştur. Sonuç olarak ölçeğinin geçerli ve güvenilir olduğu görülmüştür.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ulakbilge Sosyal Bilimler Dergisi, 2020
Bu çalışmanın amacı; 2016-2017öğretim yılında İstanbul ili Bağcılar ilçesinde bulunan mesleki ve ... more Bu çalışmanın amacı; 2016-2017öğretim yılında İstanbul ili Bağcılar ilçesinde bulunan mesleki ve teknik Anadolu liselerinde 11. sınıfta öğrenim görenkız ve erkek öğrencilerin çatışma nedenlerini belirlemek ve bu nedenlerin cinsiyete, yaşa, okudukları alana, alandan memnuniyet düzeyine, akademik başarıya, anne ve babanın eğitim seviyesine ve ailenin ekonomik durumuna göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini anlamaktır. Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma tabakalı örnekleme yöntemi ile seçilen 178 kız ve 161 erkek öğrenci olmak üzere toplamda 339 katılımcı üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada öğrencilerin çatışma nedenlerini belirlemek için “Öğrenci Çatışma Nedenleri Ölçeği”kullanılmıştır. Elde edilen bulguların incelenmesinde SPSS paket programı kullanılarak, bulgular üzerinde aritmetik ortalama, standart sapma, t testi, anova testi, kruskal Wallis analizleri yapılmıştır. Veri analizi sonuçlarına göre meslek lisesi öğrencilerinin çatışma nedenlerinin; okul ve okul yönetiminden kaynaklı çatışma nedenleri “düşük”düzeyde, öğretmenlerden kaynaklı çatışma nedenleri ile kendisi ve diğer öğrencilerden kaynaklı çatışma nedenleri “yüksek”düzeyde ve toplam çatışma nedenleri ise “orta”düzeydedir. Mesleki lisesi öğrencilerinin çatışma nedenleri incelendiğinde, öğretmenlerden kaynaklı çatışma nedenlerinden en yüksek puan aldığı görülürken, en az değeri ise okul ve okul yönetiminden kaynaklı çatışma nedenlerinden aldığı görülmektedir. Meslek lisesi öğrencilerin çatışma nedenleri yaş, baba eğitim seviyesi ve aile ekonomik durum farklılıklarına göre anlamlı bir farklılaşmaya neden olmazken, öğrencilerin cinsiyet, öğrenim görmekte olduğu alan,öğrenim görmekte olduğu alandan memnuniyet düzeyi, akademik başarı, anne eğitim düzeyi değişkenlerine göre anlamlı farklılaşmaya neden olmaktadır. Buna göre; kız ve erkek öğrencilerin çatışma nedenlerine bağlı algı seviyeleri arasında anlamlı bir fark olduğu ve bu farkın kız öğrenciler lehine olduğu tespit edilmiştir. Sözel alanı öğrencilerinin çatışma nedenlerine ilişkin algısı sayısal alanı öğrencilerine göre daha olumludur. Çok memnunum diyen meslek lisesi öğrencileri, çatışma nedenleri bakımından hiç memnun değilim diyen meslek lisesi öğrencilerine göre daha olumludur. Çok başarılıyım diyen meslek lisesi öğrencileri, çatışma nedenleri bakımından çok başarısızım diyen meslek lisesi öğrencilerine göre daha olumludur. Üniversite mezunu anneye sahip meslek lisesi öğrencileri, çatışma nedenleri bakımından okur yazar olmayan anneye sahip meslek lisesi öğrencilerine göre daha olumludur.
Anahtar Kelimeler: okul, öğrenci, ergen, meslek lisesi, çatışma nedenleri
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi , 2020
ÖZ Bu araştırmanın amacını 3-5 yaş arası çocuğu olan annelerin çocuklarına karşı olan tutumlarını... more ÖZ Bu araştırmanın amacını 3-5 yaş arası çocuğu olan annelerin çocuklarına karşı olan tutumlarının bazı değişkenler açısından incelenmesi oluşturmaktadır. Araştırmanın çalışma grubu olarak Diyarbakır İli Ergani ilçesinde bulunan Ergani Devlet Hastanesindeki Çocuk Gelişimi Birimi'ne başvuran 3-5 yaş arası çocukların anneleri seçilmiştir. Araştırmada veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan Kişisel Bilgi Formu ve Öğretir-Özçelik (2004) tarafından Türkçeye uyarlanan geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılan Hamel Anne Tutum Testi vasıtasıyla elde edilmiştir. Elde edilen verilerin analizi sonucunda ailedeki çocuk sayısının demokratik, aşırı koruyucu ve ilgisiz-tutarsız tutumu etkilediği çocuğun yaşının demokratik tutumu etkilediği, ailenin gelir düzeyinin ilgisiz tutarsız tutumu etkilediği bulunmuştur. Çocuğun cinsiyetinin ve çocuğun okul öncesi eğitim alıp almama durumunun anne tutumunu etkilemediği tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler:Anne tutumları, anne tutumlarını etkileyen faktörler,okul öncesi dönem
ABSTRACT The aim of this study is to examine the mothers' attitudes towards their children between 3-5 old years old in terms of some variables. The study group was selected from the mothers of 3-5 years of age children who applied to the Child Development Unit at Ergani State Hospital in Ergani District of Diyarbakir province. The data in the research was obtained through the Personal Information Form prepared by the researchers as well as the Hamel Mother Attitude Test which was adapted to the Turkish language with content validity and reliability test by Öğretir-Özçelik (2004). As a result of the analysis of the data, it was found that the number of children in the family affects the democratic sub-scale as well as over-protected, inconsistent and authoritarian sub-scales. It was determined that the gender of the child and the situation whether the child received preschool education or not do not affect any sub-scale of the mother's attitudes.
Keywords: Mother Attitudes,factors affecting maternal attitudes,preschool period.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, 2020
Öz
Bu araştırma, çizgi filmlerde yer alan evrensel değerler ve bu değerlere ne sıklıkta yer veril... more Öz
Bu araştırma, çizgi filmlerde yer alan evrensel değerler ve bu değerlere ne sıklıkta yer verildiğini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. 5 -6 yaş grubundaki 300 çocuğa televizyonda izlemeyi en çok tercih ettikleri çizgi film sorulmuş ve cevapları kayıt altınaalınmıştır. Bu kapsamda,Vikingler çizgi filmi incelenmiştir. Doküman incelemesi için ana kategori olarak UNESCO’nun yaşayan değerler eğitimi programında evrensel değerler olarak kabul edilen işbirliği, mutluluk, dürüstlük, alçakgönüllülük/tevazu, sevgi, barış, saygı, sorumluluk, sadelik, hoşgörü/tolerans, özgürlük ve birlik/dayanışma değerleri seçilmiştir. Vikingler çizgi filminin sosyal paylaşım sitesi Youtube’de en çok görüntülenen20 bölümü bu değer listesi bakımından içerik analizi yöntemiyle derinlemesine incelenmiştir. Sonuçlar, Vikingler çizgi filminde sadelik dışındaki tüm evrensel değerlere yer verildiğini göstermiştir. Vikingler çizgi filminde en sık yer verilen değerlerin sevgi, mutluluk, saygı ve işbirliği olduğu ve en az sıklıkta yer verilen değerlerin ise barış, birlik ve özgürlük olduğu görülmüştür.Bu kapsamda, çizgi film karakterlerinin izleyenlerin değer kazanımlarını da etkileyeceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Çizgi film, Evrensel değerler, Erken çocukluk, Vikingler.
Abstract
This research was carried out to reveal the universal values in the cartoons and how often these values are included in the cartoons. One of the qualitative research methods, document analysis, was used. The cartoon that will to be examined was decided by asking 300 children between the ages of 5 and 6 about their most preferred cartoon to watch on television. On this basis, the Vikings cartoon has been taken into consideration. UNESCO's existing universal values are included in the main category for the document review method. They are cooperation, happiness, honesty, humility, love, peace, respect, responsibility, simplicity, tolerance, freedom, and unity values. The 20 most-watched episodes of the Vikings cartoons were analyzed in-depth with the content analysis method in terms of the value list on the social networking website, Youtube. The results showed that all the universal values, except for simplicity, are included in he cartoon of the Vikings. The most frequently used values in the Vikings cartoonare love, happiness, respect, and cooperation. The least frequent values are peace, unity, and freedom. It is believed that cartoon characters affect their audience as well as the audience's value gains.
Keywords: Cartoon, Universal values, Early childhood, Vikings.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ankara University Journal of Faculty of Educational Sciences (JFES)
Öz Ahlaki gelişim toplumdan topluma değişim gösteren bir kavramdır. Her toplumun kendi ahlaki nor... more Öz Ahlaki gelişim toplumdan topluma değişim gösteren bir kavramdır. Her toplumun kendi ahlaki normları vardır ve bu normlara uyulmaması durumunda uymayan kişiye karşı toplumsal bir tepki geliştirilir. Ahlaki gelişim çalışmalarında Kohlberg'in çalışmalarına alanyazında geniş yer verilmektedir. Ancak Kohlberg ahlakın toplumdan topluma değişen değer yargıları olduğundan söz etmemektedir. Toplumsal Alan Kuramına göre ahlaki gelişim çalışmaları alanyazında kendine yeni yeni yer bulmaya başlamıştır. Bu durum çalışmasının amacı, ilkokula devam eden, orta çocukluk dönemindeki öğrencilerin Toplumsal Alan Kuramına göre ahlak gelişimlerini anlamaktır. Araştırmanın çalışma grubunu 2018-2019 öğretim yılında ilkokulda eğitimine devam eden 60 çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Toplumsal Alan Kuramı ile ilgili yurtdışında yapılan çalışmalardan esinlenerek araştırmacı tarafından hazırlanan altı varsayımsal öykü kullanılmıştır. Yapılan içerik analizi sonucunda, çocukların büyük kural ihlali yerine küçük kural ihlalini tercih ettiği; çocukların kardeşini kurtarmak için bile hırsızlığın doğru bir davranış olmadığını belirttikleri, adaletli seçimler yapmanın doğru bir davranış olduğunu, çocukların istedikleri oyuncakla oynayabilmesi ve oyuncak seçimine saygı duyulması gerektiğini, ebeveynlerin müdahalesinin doğru bir davranış olmadığını, son olarak çocukların, kuralların her zaman geçerli olduğunu, her durumda uyulması gerektiğini belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: Ahlak gelişimi, çocuk gelişimi, Kohberlg sonrası, orta çocukluk, Toplumsal Alan Kuramı. Etik Kurul Kararı: Bu araştırma, 01.01.2020 tarihinden önce yapıldığı için etik kurul kararı zorunluluğu taşımamaktadır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2020
Bu araştırmanın amacı orta çocukluk dönemindeki çocukların ve ön ergenlerin mutlulukla ilgili alg... more Bu araştırmanın amacı orta çocukluk dönemindeki çocukların ve ön ergenlerin mutlulukla ilgili algılarını incelemektir. Bu kapsamda çocukların mutluluğu nasıl tanımladıkları, çevresindeki insanları nasıl mutlu ettikleri ve çevresindeki insanlar ne yaptıklarında mutlu olduklarına dair sorulara cevap aranmış ve ortaya çıkan mutluluk algısında çocukların cinsiyeti ve yaşına göre bir farklılık olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma nitel araştırma yaklaşımında fenomonolojik araştırma olarak tasarlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu Ağrı ilinin kırsal bölgesinden seçilmiş 48'i orta çocukluk döneminde olan çocuk (yaş ort. 9), 47'si ise ön ergen (yaş ort.13) katılımcıdan oluşmaktadır. Araştırmanın verileri, uzman görüşleri sonucu oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşmelerle elde edilmiştir. Verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda çocukların mutlu etme yolları ile mutlu olma yolları arasında bir benzerlik olduğu, yaş ve cinsiyet bakımından bazı farklılıkların ortaya çıktığı ve mutluluğa ilişkin algıların var olan literatürle uyumlu olduğu bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar mutluluk ve çocuk gelişimi alanyazını açısından tartışılarak öğrenmen, ebeveyn ve araştırmacılara önerilerde bulunulmuştur (TR).
This study aims to investigate the perception of happiness of children in the middle childhood stage and adolescents. In this context, it was sought to answer the questions of how children define happiness, how they make people around them happy, and what other people around them do to make them happy. Also, it was investigated whether there is a difference between children of middle childhood stage and adolescents regarding those questions. The research employed a qualitative phenomenological method, and the sample of the study was selected from a rural area of Ağrı province. The study group consisted of 95 participants 48 of whom are at middle chilhood and 47 pre-adolescents. Within the scope of the research, data were obtained through semi-structured interviews that were formed through expert opinions. Content and descriptive analyses were used in the analysis of the data. As a result of the research, it was found that there was a similarity between the methods of children's making and being happy; however, there were some differences in terms of development levels and gender. Besides that, considering the obtained results, there was a consistency with the existing literature about the perceptions of happiness. The results were discussed in terms of the literature on happiness, and child development and education (ENG).
Bookmarks Related papers MentionsView impact
South African Journal of Education (SAJE), 2020
Central Auditory Processing Disorder (CAPD) refers to difficulties in perceptual processing of au... more Central Auditory Processing Disorder (CAPD) refers to difficulties in perceptual processing of auditory information. It is a difficulty experienced by a person whose pure tone hearing, intelligence, and language abilities are within the appropriate age norms. In children with CAPD, difficulty in spelling and reading loudly can also be observed. Symptom scales (or questionnaires) are required to determine the presence of CAPD-like symptoms. If risks are found in the scales, the children are referred for diagnosis. The study reported on here aimed to investigate whether CAPD symptoms were underlying to reading and writing difficulty. Eight state schools were randomly selected. The questionnaire evaluating the presence of the CAPD symptoms was answered by 32 teachers for 328 children in total. While the children without reading and writing difficulty did not have CAPD indications, the probability of having CAPD was significantly higher in the children with reading and writing difficulties (p < 0.001). When gender effect was examined, a higher CAPD symptom score was found in males. As a result of the 18-item questionnaire, it was detected that children with CAPD symptoms had a significant disadvantage in reading and writing compared to children who did not have these symptoms. Children with CAPD symptoms should be referred for diagnosis if the CAPD indications are identified.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
TİHEK Dergisi, Özel Sayısı 1: Şiddetin Önlenmesi Çalıştayı,, 2020
Bu çalışmada 12-18 yaş grubu suça sürüklenen çocuklar ile aynı yaş grubu suça sürüklenmeyen çocuk... more Bu çalışmada 12-18 yaş grubu suça sürüklenen çocuklar ile aynı yaş grubu suça sürüklenmeyen çocukların algıladıkları anne ve baba tutumları, ebeveyne bağlanma stilleri ve benlik algıları incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini Diyarbakır ve Şanlıurfa ilinde bulunan 102 suça sürüklenen çocuk ile 108 ortaöğretim kurumuna devam eden çocuk oluşturmuştur. Araştırmada çocukların algıladıkları anne ve baba tutumlarını ölçmek için ‘Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği’, bağlanma stillerini ölçmek amacıyla ‘Ebeveyn ve Arkadaşlara Bağlanma Envanteri’, benlik algılarını ölçmek amacıyla ise ‘Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği’ ve araştırmacı tarafından hazırlanan ‘Kişisel Bilgi Formu’ kullanılmıştır. Bu çalışmada elde edilen veriler IBM SPSS Statistics 23 paket programı ile analiz edilmiştir. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, suça sürüklenen çocuklar ile suça sürüklenmeyen çocukların anne ve baba tutumları, bağlanma stilleri ve benlik saygısı puanı açısından anlamlı farklılıklar vardır.
Anahtar Kelimeler: Anne Baba Tutumları, Ergenler, Çocuk Suçluluğu, Bağlanma Stilleri, Benlik Algısı
Bookmarks Related papers MentionsView impact
i.e.: inquiry in education, 2020
This study examines the effectiveness of the Gazi Inclusive Environment Social Integration Progra... more This study examines the effectiveness of the Gazi Inclusive Environment Social Integration Program (GIESIP), which we applied to 4th-grade elementary school students. We completed the study in an elementary public school located in Ankara in the 2016-2017 academic years. The study group consisted of 30 female and 28 male students. We chose the school via a random sampling method among public elementary schools. This school is in a middle socioeconomic status region in the Mamak district of Ankara, Turkey. In the study, we used a quasi-experimental design, including an experimental-control group, pre-test, post-test, and follow-up test. We applied a personal information form, Social Acceptance Scale (SAS), and Perceived Social Support Scale-Revision (PSSS-R). Research findings reveal that the students who have typical development levels in the experimental group have highly increased levels of social acceptance and perceived social support. Based on the results of the study, we can recommend that teachers who have inclusive students in their classes improve and support the development of the students’ social acceptance.
Keywords:Special education, inclusive education, social interaction, social acceptance, perceived social support
Bookmarks Related papers MentionsView impact
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2020
This study aims to investigate the perception of happiness of children in the middle childhood st... more This study aims to investigate the perception of happiness of children in the middle childhood stage and adolescents. In this context, it was sought to answer the questions of how children define happiness, how they make people around them happy, and what other people around them do to make them happy. Also, it was investigated whether there is a difference between children of middle childhood stage and adolescents regarding those questions. The research employed a qualitative phenomenological method, and the sample of the study was selected from a rural area of Ağrı province. The study group consisted of 95 participants 48 of whom are at middle chilhood and 47 pre-adolescents. Within the scope of the research, data were obtained through semi-structured interviews that were formed through expert opinions. Content and descriptive analyses were used in the analysis of the data. As a result of the research, it was found that there was a similarity between the methods of children's making and being happy; however, there were some differences in terms of development levels and gender. Besides that, considering the obtained results, there was a consistency with the existing litreature about the perceptions of happiness. The results were discussed in terms of the literature on happiness, and child development and education. Bu araştırmanın amacı orta çocukluk dönemindeki çocukların ve ön ergenlerin mutlulukla ilgili algılarını incelemektir. Bu kapsamda çocukların mutluluğu nasıl tanımladıkları, çevresindeki insanları nasıl mutlu ettikleri ve çevresindeki insanlar ne yaptıklarında mutlu olduklarına dair sorulara cevap aranmış ve ortaya çıkan mutluluk algısında çocukların cinsiyeti ve yaşına göre bir farklılık olup olmadığı araştırılmıştır. Araştırma nitel araştırma yaklaşımında fenomonolojik araştırma olarak tasarlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubu Ağrı ilinin kırsal bölgesinden seçilmiş 48'i orta çocukluk döneminde olan çocuk (yaş ort. 9), 47'si ise ön ergen (yaş ort.13) katılımcıdan oluşmaktadır. Araştırmanın verileri, uzman görüşleri sonucu oluşturulan yarı yapılandırılmış görüşmelerle elde edilmiştir. Verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda çocukların mutlu etme yolları ile mutlu olma yolları arasında bir benzerlik olduğu, yaş ve cinsiyet bakımından bazı farklılıkların ortaya çıktığı ve mutluluğa ilişkin algıların var olan literatürle uyumlu olduğu bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar mutluluk ve çocuk gelişimi alanyazını açısından tartışılarak öğrenmen, ebeveyn ve araştırmacılara önerilerde bulunulmuştur.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
5. Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Kongresi (11 – 14 Temmuz 2019 / Bandırma) (UBAK)
ÖZET: 3. ve 4. sınıfa giden çocuklara yönelik annelerin gerçekleştir-diği tutumlar, ilerleyen yıl... more ÖZET: 3. ve 4. sınıfa giden çocuklara yönelik annelerin gerçekleştir-diği tutumlar, ilerleyen yıllardaki yaşamlarında kazanacakları sorumluluk duy-gusu, iş birliği, kendini kontrol, problem çözme gibi sosyal beceriler, hem aile hem sosyal çevre hem de okullarda akademik ve kişisel yönlerden bir bütün olarak gelişimlerine katkı sağlamaktadır. 3 ve 4. sınıfa giden çocukların akran-larıyla etkileşimleri, karşılaşacakları zorluklarla başa çıkma stratejileri geliş-tirme, sosyal çevreye uyum sağlama gibi duygusal ve sosyal becerilerin gelişi-minde annelerin çocuk yetiştirme tutumları önemli role sahiptir. Annelerin ço-cuklarına karşı sergiledikleri tutumlar ve sosyal çevrelerindeki ilişkileri aracı-lığıyla rol modeli olarak çocuklarda olumlu veya olumsuz davranışların yerleş-mesi sağlanabilmektedir. Bu araştırmada; 3 ve 4. sınıfa giden çocukların anne tutumları ile sosyal-duygusal beceri algıları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma grubu, 2018-2019 eğitim-öğretim yılında İzmir ili Bay-raklı ve Karşıyaka ilçelerinde bulunan eğitim kurumlarına devam eden 367 ka-tılımcıdan oluşmuştur. Araştırmada veri toplama araçları olarak araştırmacı ta-rafından geliştirilen Demografik Form, Hamel Anne Tutum Testi ve Sosyal-Duygusal Beceri Algısı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre; 3. sı-nıfta öğrenim gören çocukların 4. sınıfta öğrenim gören çocuklara göre prob-lem çözme algılarının daha yüksek olduğu, 45-55 yaş aralığındaki ebeveynlerin aşırı koruyuculuk tutumunun 28-35 yaş aralığındaki ebeveynlere göre daha az olduğu, 28-35 yaş aralığındaki ebeveynlerin çocuklarının problem çözme be-cerileri konusunda 45-55 yaş aralığındaki ebeveynlerin çocuklarına göre daha başarılı olduğu söylenebilir.
Anahtar Kelimeler: Anne tutumu, sosyal beceri, 9-10 yaş, çocuk
The Relationship Between Mothers’ Attitudes and Social-Emotional Skill Perceptions of 3th and 4th Grade Children
ABSTRACT: Mothers’ attitudes towards children in 3th and 4th grades, their sensitivity of responsibility which children will gain for future years, social skills such as co-operation, self-control and problem solving, con-tribute to their academic and personal development both within family and so-cial environment as well as at schools. Mothers’ parenting attitudes play an important role for the development of emotional and social skills such as their interaction with their peers, developing strategies for coping with difficulties, adapting to the social environment. Positive or negative children behaviors can be developed by attitudes of mothers, as role models, towards their children and relationships in their social environment form. The purpose of this study is to investigate the relationship between mothers’ attitudes and social-emotional skill perceptions of 3th and 4th grade children. The study group consisted of 367 participants attending educational institutions in Bayraklı and Karşıyaka districts of İzmir province within the academic year of 2018-2019. Data collec-tion tools are demographics form developed by the researcher, Hamel Maternal Attitude Test and Social-Emotional Skill Perception Scale. According to the results of the research, children who attend in 3rd grade have higher problem-solving perceptions than children who attend in 4th grade. Also, the overpro-tective attitude of parents in 45-55 ages group is lower than in parent of the 28-35 ages group. It can be said that the problem-solving skills of children of par-ents in the 28-35 ages group are more successful than the problem-solving skills of the children in the 45-55 ages group.
Key Words: Mother attitude, social skills, 9-10 age, child
Bookmarks Related papers MentionsView impact
EJER Congress 2019 Bildiri Kitabı, Ankara. Anı Yayıncılık, 2019
Problem Durumu ve Amaç: Duygular kişilerin yaşamlarını şekillendirmede son derece etkilidir. Bu ç... more Problem Durumu ve Amaç: Duygular kişilerin yaşamlarını şekillendirmede son derece etkilidir. Bu çalışmanın amacı ilkokula devam eden çocuğu bulunan annelerin olumlu ve olumsuz duygularının evlilik uyumu ve mutluluk düzeyiyle ilişkisini belirlemektir.
Yöntem: Bu araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama tipi araştırma deseni kullanılmıştır. Katılımcılar; 29 sorudan oluşan Doğan ve Çötak tarafından Türkçe’ye uyarlanan Oxford Mutluluk Ölçeği(2016), Tutarel-Kışlak tarafından Türkçe’ye uyarlanan 15 sorundan oluşan Evlilik Uyumu Ölçeği(1999) ve Gençöz tarafından Türkçe’ye uyarlanan 20 sorudan oluşan Pozitif ve Negatif Duygular ölçeğini(2000) doldurmuşlardır. Araştırma sonuçlarını yorumlamak için SPSS 21 programında tek yönlü anova, t-testi, korelasyon ve regresyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma sonuçlarına göre, annelerin çocuk sayısıyla, evlilik süresiyle mutlulukları arasında bir ilişki bulunamamıştır. Çocuk Sayısıyla Evlilik Uyumu ve Evlilik Süresiyle Evlilik Uyumu arasında bir ilişki bulunamamıştır. Annelerin, mutluluk düzeyleri, evlilik uyumları ve olumlu duyguları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki varken, olumsuz duyguları arasında negatif yönlü bir ilişki bulunmuştur. En fazla uyum, Mutlulukla olumlu duygu arasında sonra evlilik uyumu ve mutluluk arasında olduğu belirlenmiştir. Ayrıca mutluluk düzeyi yüksek olanlar olumsuz duyguları en az kullanmışlardır. Evlilik Uyumu üzerinde etkisi olduğu düşünülen, mutluluk, pozitif duygular ve negatif duyguların evlilik uyumunu ne şekilde yordadığını ortaya koymaya yönelik yapılan çoklu doğrusal regresyon analizi sonucunda, mutluluk, pozitif ve negatif duyguların evlilik uyumuyla arasında anlamlı bir ilişki sergilediği belirlenmiştir.
İleriye Dönük Araştırma ve Uygulama İçin Öneriler: Bu konuya ilgi duyan araştırmacılar için; evlilik uyumu ve pozitif psikoloji alanında deneysel çalışmalar yapılması önerilebilir. Annelerin mutluluk düzeyleriyle çocukların mutluluk düzeyleri arasındaki ilişki incelenebilir. Kadınların ve erkeklerin olumlu olumsuz duygu durumları arasında farklılaşmalar incelenebilir ve daha detaylı araştırmalar için annelerin olumlu duyguları nitel araştırmalar kapsamında incelenebilir.
Anahtar Sözcükler: Anne-çocuk etkileşimi, pozitif duygular, negatif duygular, evlilik uyumu, ilkokul, mutluluk.
INVESTIGATION OF POSITIVE-NEGATIVE FEATURES OF MOTHERS WITH CHILDREN IN PRIMARY EDUCATION IN TERMS OF VARIOUS VARIABLES
Abstract
Problem Statement and Objective:
Emotions are extremely effective in shaping people's lives. The aim of this study was to determine the relationship between the marital adjustment and happiness levels of mothers with primary school children. Method: The sample group of the study consists of 200 mothers with children attending primary school in Pamukkale, Denizli. Participants; The Oxford Happiness Scale (2016), which was adapted to Turkish by Doğan and Çötak (29 questions), the Marital Adjustment Scale (15) adapted to Turkish by Tutarel-Kışlak (1999); (2000) have filled. One-way ANOVA, t-test, correlation and regression analysis were used to interpret the results of the study.
Findings: According to the results of the research, no relationship was found between the number of children, duration of marriage and happiness of the mothers. No relationship was found between the number of children and the marital adjustment and the duration of the marriage. There was a positive and significant relationship between mothers' happiness levels, marital adjustment and positive emotions, while a negative relationship was found between negative emotions. It was determined that the most harmony was between happiness and positive emotion, then between marital harmony and happiness. In addition, those with high levels of happiness used negative emotions to a minimum. As a result of multiple linear regression analysis, it was found out that happiness, positive emotions and negative emotions predicted marital adjustment. Suggestions for Prospective Researches and Applications: For researchers interested in this subject; Experimental studies in the field of marital adjustment and positive psychology may be suggested. The relationship between mothers' happiness levels and children's happiness levels can be examined. Differences between positive and negative emotions of women and men can be examined and mothers' positive emotions can be examined within the scope of qualitative research for more detailed studies.
Key Words: Mother-child interaction, positive emotions, negative emotions, marital adjustment, primary school, happiness.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
VII. Uluslararası Eğitim ve Sosyal Bilimlerde Akademik Çalışmalar Sempozyumu 15-17 Kasım 2019
Araştırmada, 9-17 yaş arasındaki çocukların algıladıkları anne tutumlarının çocuk cinsiyet, yaş, ... more Araştırmada, 9-17 yaş arasındaki çocukların algıladıkları anne tutumlarının çocuk cinsiyet, yaş, kardeş sayısı, anne ve baba çalışma durumu, anne ve baba öğrenim düzeyi değişkenleri açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma tarama modelinde planlanmıştır. Çalışma grubunu 9-17 yaşında 233 kız ve 191 erkek olmak üzere 424 çocuk oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Sümer ve Güngör (1999 )tarafından geliştirilen “Çocuk Yetiştirme Stilleri Ölçeği” (ÇYSÖ) ve “Genel Bilgi Formu” uygulanmıştır. Veriler SPSS programında analiz edilmiştir. Verilerin analizinde tek anlamlı bir farklılığın olup olmadığını test etmek için bağımsız gruplarda t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) testi kullanılmıştır. Belirlenen anlamlı farklılığın hangi gruplardan kaynaklandığını belirlemek üzere Scheffe testinden yararlanılmıştır. İstatistiksel hesaplamalarda anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, anne kabul/ilgi boyutunda cinsiyet, anne çalışma durumu anne öğrenim düzeyi değişkenlerinde anlamlı bir fark bulunmazken; çocuk yaş, kardeş sayısı, baba çalışma durumu ve baba öğrenim düzeyi değişkenlerinde anlamlı bir fark bulunmuştur. Denetim/kontrol boyutunda cinsiyet, kardeş sayısı, baba çalışma durumu ve baba öğrenim düzeyi değişkenlerinde anlamlı bir fark görülmezken; çocuk yaş, anne çalışma durumu ve anne öğrenim düzeyi değişkenlerinde anlamlı bir fark bulunmuştur. Anahtar Kelime: Ergenlik, Anne Tutumu, Çocuk Yetiştirme Stilleri Abstract: The aim of the study was to investigate the perceived maternal attitudes of children between the ages of 9-17 old in terms of variables such as child gender, age, number of siblings, THE mother and father working statuses and the mother and father education levels. The research was planned in accordance with the screening model. The study group consisted of 424 children at age of the 9-17 years old including 233 girls and 191 boys. As a data collection tool, the “Child Raising Styles Scale” that was developed by Sümer and Güngör (1999) and the General Information Form were used. The data were analyzed by SPSS program. In order to test whether there is a single significant difference in data, the independent samples t-test and one-way analysis of variance (ANOVA) test were used. The Scheffe test was used to determine which groups caused the significant difference. In statistical calculations, the significance level was determined as p <0.05. As a result of the research, there were significant differences in the variables of gender, maternal working status and maternal education level in terms of the mothers' acceptance / attention dimension. There were significant differences in the variables of child age, number of siblings, father working status and father education level in terms of the mothers’ acceptance /attention dimension.. There were no significant differences in the variables of gender, number of siblings, father's working status and father's education level in terms of controlling dimension. . The research found significant differences between the variables of child age, mother working status and mother education level at the controlling dimension. Key Words: Adolescence, Maternal Attitude, Child Raising Style
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Papers by PROF. DR. AYSE DILEK OGRETIR OZCELIK
Anahtar Kelimeler: okul, öğrenci, ergen, meslek lisesi, çatışma nedenleri
Anahtar Kelimeler:Anne tutumları, anne tutumlarını etkileyen faktörler,okul öncesi dönem
ABSTRACT The aim of this study is to examine the mothers' attitudes towards their children between 3-5 old years old in terms of some variables. The study group was selected from the mothers of 3-5 years of age children who applied to the Child Development Unit at Ergani State Hospital in Ergani District of Diyarbakir province. The data in the research was obtained through the Personal Information Form prepared by the researchers as well as the Hamel Mother Attitude Test which was adapted to the Turkish language with content validity and reliability test by Öğretir-Özçelik (2004). As a result of the analysis of the data, it was found that the number of children in the family affects the democratic sub-scale as well as over-protected, inconsistent and authoritarian sub-scales. It was determined that the gender of the child and the situation whether the child received preschool education or not do not affect any sub-scale of the mother's attitudes.
Keywords: Mother Attitudes,factors affecting maternal attitudes,preschool period.
Bu araştırma, çizgi filmlerde yer alan evrensel değerler ve bu değerlere ne sıklıkta yer verildiğini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. 5 -6 yaş grubundaki 300 çocuğa televizyonda izlemeyi en çok tercih ettikleri çizgi film sorulmuş ve cevapları kayıt altınaalınmıştır. Bu kapsamda,Vikingler çizgi filmi incelenmiştir. Doküman incelemesi için ana kategori olarak UNESCO’nun yaşayan değerler eğitimi programında evrensel değerler olarak kabul edilen işbirliği, mutluluk, dürüstlük, alçakgönüllülük/tevazu, sevgi, barış, saygı, sorumluluk, sadelik, hoşgörü/tolerans, özgürlük ve birlik/dayanışma değerleri seçilmiştir. Vikingler çizgi filminin sosyal paylaşım sitesi Youtube’de en çok görüntülenen20 bölümü bu değer listesi bakımından içerik analizi yöntemiyle derinlemesine incelenmiştir. Sonuçlar, Vikingler çizgi filminde sadelik dışındaki tüm evrensel değerlere yer verildiğini göstermiştir. Vikingler çizgi filminde en sık yer verilen değerlerin sevgi, mutluluk, saygı ve işbirliği olduğu ve en az sıklıkta yer verilen değerlerin ise barış, birlik ve özgürlük olduğu görülmüştür.Bu kapsamda, çizgi film karakterlerinin izleyenlerin değer kazanımlarını da etkileyeceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Çizgi film, Evrensel değerler, Erken çocukluk, Vikingler.
Abstract
This research was carried out to reveal the universal values in the cartoons and how often these values are included in the cartoons. One of the qualitative research methods, document analysis, was used. The cartoon that will to be examined was decided by asking 300 children between the ages of 5 and 6 about their most preferred cartoon to watch on television. On this basis, the Vikings cartoon has been taken into consideration. UNESCO's existing universal values are included in the main category for the document review method. They are cooperation, happiness, honesty, humility, love, peace, respect, responsibility, simplicity, tolerance, freedom, and unity values. The 20 most-watched episodes of the Vikings cartoons were analyzed in-depth with the content analysis method in terms of the value list on the social networking website, Youtube. The results showed that all the universal values, except for simplicity, are included in he cartoon of the Vikings. The most frequently used values in the Vikings cartoonare love, happiness, respect, and cooperation. The least frequent values are peace, unity, and freedom. It is believed that cartoon characters affect their audience as well as the audience's value gains.
Keywords: Cartoon, Universal values, Early childhood, Vikings.
This study aims to investigate the perception of happiness of children in the middle childhood stage and adolescents. In this context, it was sought to answer the questions of how children define happiness, how they make people around them happy, and what other people around them do to make them happy. Also, it was investigated whether there is a difference between children of middle childhood stage and adolescents regarding those questions. The research employed a qualitative phenomenological method, and the sample of the study was selected from a rural area of Ağrı province. The study group consisted of 95 participants 48 of whom are at middle chilhood and 47 pre-adolescents. Within the scope of the research, data were obtained through semi-structured interviews that were formed through expert opinions. Content and descriptive analyses were used in the analysis of the data. As a result of the research, it was found that there was a similarity between the methods of children's making and being happy; however, there were some differences in terms of development levels and gender. Besides that, considering the obtained results, there was a consistency with the existing literature about the perceptions of happiness. The results were discussed in terms of the literature on happiness, and child development and education (ENG).
Anahtar Kelimeler: Anne Baba Tutumları, Ergenler, Çocuk Suçluluğu, Bağlanma Stilleri, Benlik Algısı
Keywords:Special education, inclusive education, social interaction, social acceptance, perceived social support
Anahtar Kelimeler: Anne tutumu, sosyal beceri, 9-10 yaş, çocuk
The Relationship Between Mothers’ Attitudes and Social-Emotional Skill Perceptions of 3th and 4th Grade Children
ABSTRACT: Mothers’ attitudes towards children in 3th and 4th grades, their sensitivity of responsibility which children will gain for future years, social skills such as co-operation, self-control and problem solving, con-tribute to their academic and personal development both within family and so-cial environment as well as at schools. Mothers’ parenting attitudes play an important role for the development of emotional and social skills such as their interaction with their peers, developing strategies for coping with difficulties, adapting to the social environment. Positive or negative children behaviors can be developed by attitudes of mothers, as role models, towards their children and relationships in their social environment form. The purpose of this study is to investigate the relationship between mothers’ attitudes and social-emotional skill perceptions of 3th and 4th grade children. The study group consisted of 367 participants attending educational institutions in Bayraklı and Karşıyaka districts of İzmir province within the academic year of 2018-2019. Data collec-tion tools are demographics form developed by the researcher, Hamel Maternal Attitude Test and Social-Emotional Skill Perception Scale. According to the results of the research, children who attend in 3rd grade have higher problem-solving perceptions than children who attend in 4th grade. Also, the overpro-tective attitude of parents in 45-55 ages group is lower than in parent of the 28-35 ages group. It can be said that the problem-solving skills of children of par-ents in the 28-35 ages group are more successful than the problem-solving skills of the children in the 45-55 ages group.
Key Words: Mother attitude, social skills, 9-10 age, child
Yöntem: Bu araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama tipi araştırma deseni kullanılmıştır. Katılımcılar; 29 sorudan oluşan Doğan ve Çötak tarafından Türkçe’ye uyarlanan Oxford Mutluluk Ölçeği(2016), Tutarel-Kışlak tarafından Türkçe’ye uyarlanan 15 sorundan oluşan Evlilik Uyumu Ölçeği(1999) ve Gençöz tarafından Türkçe’ye uyarlanan 20 sorudan oluşan Pozitif ve Negatif Duygular ölçeğini(2000) doldurmuşlardır. Araştırma sonuçlarını yorumlamak için SPSS 21 programında tek yönlü anova, t-testi, korelasyon ve regresyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma sonuçlarına göre, annelerin çocuk sayısıyla, evlilik süresiyle mutlulukları arasında bir ilişki bulunamamıştır. Çocuk Sayısıyla Evlilik Uyumu ve Evlilik Süresiyle Evlilik Uyumu arasında bir ilişki bulunamamıştır. Annelerin, mutluluk düzeyleri, evlilik uyumları ve olumlu duyguları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki varken, olumsuz duyguları arasında negatif yönlü bir ilişki bulunmuştur. En fazla uyum, Mutlulukla olumlu duygu arasında sonra evlilik uyumu ve mutluluk arasında olduğu belirlenmiştir. Ayrıca mutluluk düzeyi yüksek olanlar olumsuz duyguları en az kullanmışlardır. Evlilik Uyumu üzerinde etkisi olduğu düşünülen, mutluluk, pozitif duygular ve negatif duyguların evlilik uyumunu ne şekilde yordadığını ortaya koymaya yönelik yapılan çoklu doğrusal regresyon analizi sonucunda, mutluluk, pozitif ve negatif duyguların evlilik uyumuyla arasında anlamlı bir ilişki sergilediği belirlenmiştir.
İleriye Dönük Araştırma ve Uygulama İçin Öneriler: Bu konuya ilgi duyan araştırmacılar için; evlilik uyumu ve pozitif psikoloji alanında deneysel çalışmalar yapılması önerilebilir. Annelerin mutluluk düzeyleriyle çocukların mutluluk düzeyleri arasındaki ilişki incelenebilir. Kadınların ve erkeklerin olumlu olumsuz duygu durumları arasında farklılaşmalar incelenebilir ve daha detaylı araştırmalar için annelerin olumlu duyguları nitel araştırmalar kapsamında incelenebilir.
Anahtar Sözcükler: Anne-çocuk etkileşimi, pozitif duygular, negatif duygular, evlilik uyumu, ilkokul, mutluluk.
INVESTIGATION OF POSITIVE-NEGATIVE FEATURES OF MOTHERS WITH CHILDREN IN PRIMARY EDUCATION IN TERMS OF VARIOUS VARIABLES
Abstract
Problem Statement and Objective:
Emotions are extremely effective in shaping people's lives. The aim of this study was to determine the relationship between the marital adjustment and happiness levels of mothers with primary school children. Method: The sample group of the study consists of 200 mothers with children attending primary school in Pamukkale, Denizli. Participants; The Oxford Happiness Scale (2016), which was adapted to Turkish by Doğan and Çötak (29 questions), the Marital Adjustment Scale (15) adapted to Turkish by Tutarel-Kışlak (1999); (2000) have filled. One-way ANOVA, t-test, correlation and regression analysis were used to interpret the results of the study.
Findings: According to the results of the research, no relationship was found between the number of children, duration of marriage and happiness of the mothers. No relationship was found between the number of children and the marital adjustment and the duration of the marriage. There was a positive and significant relationship between mothers' happiness levels, marital adjustment and positive emotions, while a negative relationship was found between negative emotions. It was determined that the most harmony was between happiness and positive emotion, then between marital harmony and happiness. In addition, those with high levels of happiness used negative emotions to a minimum. As a result of multiple linear regression analysis, it was found out that happiness, positive emotions and negative emotions predicted marital adjustment. Suggestions for Prospective Researches and Applications: For researchers interested in this subject; Experimental studies in the field of marital adjustment and positive psychology may be suggested. The relationship between mothers' happiness levels and children's happiness levels can be examined. Differences between positive and negative emotions of women and men can be examined and mothers' positive emotions can be examined within the scope of qualitative research for more detailed studies.
Key Words: Mother-child interaction, positive emotions, negative emotions, marital adjustment, primary school, happiness.
Anahtar Kelimeler: okul, öğrenci, ergen, meslek lisesi, çatışma nedenleri
Anahtar Kelimeler:Anne tutumları, anne tutumlarını etkileyen faktörler,okul öncesi dönem
ABSTRACT The aim of this study is to examine the mothers' attitudes towards their children between 3-5 old years old in terms of some variables. The study group was selected from the mothers of 3-5 years of age children who applied to the Child Development Unit at Ergani State Hospital in Ergani District of Diyarbakir province. The data in the research was obtained through the Personal Information Form prepared by the researchers as well as the Hamel Mother Attitude Test which was adapted to the Turkish language with content validity and reliability test by Öğretir-Özçelik (2004). As a result of the analysis of the data, it was found that the number of children in the family affects the democratic sub-scale as well as over-protected, inconsistent and authoritarian sub-scales. It was determined that the gender of the child and the situation whether the child received preschool education or not do not affect any sub-scale of the mother's attitudes.
Keywords: Mother Attitudes,factors affecting maternal attitudes,preschool period.
Bu araştırma, çizgi filmlerde yer alan evrensel değerler ve bu değerlere ne sıklıkta yer verildiğini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada, nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yöntemi kullanılmıştır. 5 -6 yaş grubundaki 300 çocuğa televizyonda izlemeyi en çok tercih ettikleri çizgi film sorulmuş ve cevapları kayıt altınaalınmıştır. Bu kapsamda,Vikingler çizgi filmi incelenmiştir. Doküman incelemesi için ana kategori olarak UNESCO’nun yaşayan değerler eğitimi programında evrensel değerler olarak kabul edilen işbirliği, mutluluk, dürüstlük, alçakgönüllülük/tevazu, sevgi, barış, saygı, sorumluluk, sadelik, hoşgörü/tolerans, özgürlük ve birlik/dayanışma değerleri seçilmiştir. Vikingler çizgi filminin sosyal paylaşım sitesi Youtube’de en çok görüntülenen20 bölümü bu değer listesi bakımından içerik analizi yöntemiyle derinlemesine incelenmiştir. Sonuçlar, Vikingler çizgi filminde sadelik dışındaki tüm evrensel değerlere yer verildiğini göstermiştir. Vikingler çizgi filminde en sık yer verilen değerlerin sevgi, mutluluk, saygı ve işbirliği olduğu ve en az sıklıkta yer verilen değerlerin ise barış, birlik ve özgürlük olduğu görülmüştür.Bu kapsamda, çizgi film karakterlerinin izleyenlerin değer kazanımlarını da etkileyeceği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Çizgi film, Evrensel değerler, Erken çocukluk, Vikingler.
Abstract
This research was carried out to reveal the universal values in the cartoons and how often these values are included in the cartoons. One of the qualitative research methods, document analysis, was used. The cartoon that will to be examined was decided by asking 300 children between the ages of 5 and 6 about their most preferred cartoon to watch on television. On this basis, the Vikings cartoon has been taken into consideration. UNESCO's existing universal values are included in the main category for the document review method. They are cooperation, happiness, honesty, humility, love, peace, respect, responsibility, simplicity, tolerance, freedom, and unity values. The 20 most-watched episodes of the Vikings cartoons were analyzed in-depth with the content analysis method in terms of the value list on the social networking website, Youtube. The results showed that all the universal values, except for simplicity, are included in he cartoon of the Vikings. The most frequently used values in the Vikings cartoonare love, happiness, respect, and cooperation. The least frequent values are peace, unity, and freedom. It is believed that cartoon characters affect their audience as well as the audience's value gains.
Keywords: Cartoon, Universal values, Early childhood, Vikings.
This study aims to investigate the perception of happiness of children in the middle childhood stage and adolescents. In this context, it was sought to answer the questions of how children define happiness, how they make people around them happy, and what other people around them do to make them happy. Also, it was investigated whether there is a difference between children of middle childhood stage and adolescents regarding those questions. The research employed a qualitative phenomenological method, and the sample of the study was selected from a rural area of Ağrı province. The study group consisted of 95 participants 48 of whom are at middle chilhood and 47 pre-adolescents. Within the scope of the research, data were obtained through semi-structured interviews that were formed through expert opinions. Content and descriptive analyses were used in the analysis of the data. As a result of the research, it was found that there was a similarity between the methods of children's making and being happy; however, there were some differences in terms of development levels and gender. Besides that, considering the obtained results, there was a consistency with the existing literature about the perceptions of happiness. The results were discussed in terms of the literature on happiness, and child development and education (ENG).
Anahtar Kelimeler: Anne Baba Tutumları, Ergenler, Çocuk Suçluluğu, Bağlanma Stilleri, Benlik Algısı
Keywords:Special education, inclusive education, social interaction, social acceptance, perceived social support
Anahtar Kelimeler: Anne tutumu, sosyal beceri, 9-10 yaş, çocuk
The Relationship Between Mothers’ Attitudes and Social-Emotional Skill Perceptions of 3th and 4th Grade Children
ABSTRACT: Mothers’ attitudes towards children in 3th and 4th grades, their sensitivity of responsibility which children will gain for future years, social skills such as co-operation, self-control and problem solving, con-tribute to their academic and personal development both within family and so-cial environment as well as at schools. Mothers’ parenting attitudes play an important role for the development of emotional and social skills such as their interaction with their peers, developing strategies for coping with difficulties, adapting to the social environment. Positive or negative children behaviors can be developed by attitudes of mothers, as role models, towards their children and relationships in their social environment form. The purpose of this study is to investigate the relationship between mothers’ attitudes and social-emotional skill perceptions of 3th and 4th grade children. The study group consisted of 367 participants attending educational institutions in Bayraklı and Karşıyaka districts of İzmir province within the academic year of 2018-2019. Data collec-tion tools are demographics form developed by the researcher, Hamel Maternal Attitude Test and Social-Emotional Skill Perception Scale. According to the results of the research, children who attend in 3rd grade have higher problem-solving perceptions than children who attend in 4th grade. Also, the overpro-tective attitude of parents in 45-55 ages group is lower than in parent of the 28-35 ages group. It can be said that the problem-solving skills of children of par-ents in the 28-35 ages group are more successful than the problem-solving skills of the children in the 45-55 ages group.
Key Words: Mother attitude, social skills, 9-10 age, child
Yöntem: Bu araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama tipi araştırma deseni kullanılmıştır. Katılımcılar; 29 sorudan oluşan Doğan ve Çötak tarafından Türkçe’ye uyarlanan Oxford Mutluluk Ölçeği(2016), Tutarel-Kışlak tarafından Türkçe’ye uyarlanan 15 sorundan oluşan Evlilik Uyumu Ölçeği(1999) ve Gençöz tarafından Türkçe’ye uyarlanan 20 sorudan oluşan Pozitif ve Negatif Duygular ölçeğini(2000) doldurmuşlardır. Araştırma sonuçlarını yorumlamak için SPSS 21 programında tek yönlü anova, t-testi, korelasyon ve regresyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma sonuçlarına göre, annelerin çocuk sayısıyla, evlilik süresiyle mutlulukları arasında bir ilişki bulunamamıştır. Çocuk Sayısıyla Evlilik Uyumu ve Evlilik Süresiyle Evlilik Uyumu arasında bir ilişki bulunamamıştır. Annelerin, mutluluk düzeyleri, evlilik uyumları ve olumlu duyguları arasında pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki varken, olumsuz duyguları arasında negatif yönlü bir ilişki bulunmuştur. En fazla uyum, Mutlulukla olumlu duygu arasında sonra evlilik uyumu ve mutluluk arasında olduğu belirlenmiştir. Ayrıca mutluluk düzeyi yüksek olanlar olumsuz duyguları en az kullanmışlardır. Evlilik Uyumu üzerinde etkisi olduğu düşünülen, mutluluk, pozitif duygular ve negatif duyguların evlilik uyumunu ne şekilde yordadığını ortaya koymaya yönelik yapılan çoklu doğrusal regresyon analizi sonucunda, mutluluk, pozitif ve negatif duyguların evlilik uyumuyla arasında anlamlı bir ilişki sergilediği belirlenmiştir.
İleriye Dönük Araştırma ve Uygulama İçin Öneriler: Bu konuya ilgi duyan araştırmacılar için; evlilik uyumu ve pozitif psikoloji alanında deneysel çalışmalar yapılması önerilebilir. Annelerin mutluluk düzeyleriyle çocukların mutluluk düzeyleri arasındaki ilişki incelenebilir. Kadınların ve erkeklerin olumlu olumsuz duygu durumları arasında farklılaşmalar incelenebilir ve daha detaylı araştırmalar için annelerin olumlu duyguları nitel araştırmalar kapsamında incelenebilir.
Anahtar Sözcükler: Anne-çocuk etkileşimi, pozitif duygular, negatif duygular, evlilik uyumu, ilkokul, mutluluk.
INVESTIGATION OF POSITIVE-NEGATIVE FEATURES OF MOTHERS WITH CHILDREN IN PRIMARY EDUCATION IN TERMS OF VARIOUS VARIABLES
Abstract
Problem Statement and Objective:
Emotions are extremely effective in shaping people's lives. The aim of this study was to determine the relationship between the marital adjustment and happiness levels of mothers with primary school children. Method: The sample group of the study consists of 200 mothers with children attending primary school in Pamukkale, Denizli. Participants; The Oxford Happiness Scale (2016), which was adapted to Turkish by Doğan and Çötak (29 questions), the Marital Adjustment Scale (15) adapted to Turkish by Tutarel-Kışlak (1999); (2000) have filled. One-way ANOVA, t-test, correlation and regression analysis were used to interpret the results of the study.
Findings: According to the results of the research, no relationship was found between the number of children, duration of marriage and happiness of the mothers. No relationship was found between the number of children and the marital adjustment and the duration of the marriage. There was a positive and significant relationship between mothers' happiness levels, marital adjustment and positive emotions, while a negative relationship was found between negative emotions. It was determined that the most harmony was between happiness and positive emotion, then between marital harmony and happiness. In addition, those with high levels of happiness used negative emotions to a minimum. As a result of multiple linear regression analysis, it was found out that happiness, positive emotions and negative emotions predicted marital adjustment. Suggestions for Prospective Researches and Applications: For researchers interested in this subject; Experimental studies in the field of marital adjustment and positive psychology may be suggested. The relationship between mothers' happiness levels and children's happiness levels can be examined. Differences between positive and negative emotions of women and men can be examined and mothers' positive emotions can be examined within the scope of qualitative research for more detailed studies.
Key Words: Mother-child interaction, positive emotions, negative emotions, marital adjustment, primary school, happiness.
materyallerinin oluşturulması ve kullanılması ile ilgili fikri mülkiyet hakları ele alınacaktır.
Özellikle okul öncesi eğitim ve öğrenme amaçları ve “adil kullanım” çerçevesinde telif hakkına
sahip eserlerin kullanımı ayrıntılı bir şekilde ele alınılacaktır.
olarak da ruh sağlığı üzerinde durulacaktır. Özel durumlardaki çocuk kavramı çok geniş
olmakla birlikte bu çalışmada, sadece hastalık, ölüm, boşanma ve bunlara bağlı olarak
yaşanan kayıplar incelenecektir. Savaşlar, doğal afetler, sığınma ve mültecilik, evsizlik ve
sokak çocukları, hapishanelerde yaşayan çocuklar ve küçük yaşta kardeşlerine bakmak
zorunda kalan çocuklarda da özel durumlar çerçevesinde incelenebilir.
Hastalık, ölüm ve boşanma gibi çocuğun hayatında derin ve önemli değişiklikler yaşanması,
ruh sağlığı bozukluklarına yol açacak risk faktörleridir. Bu risk faktörlerinin bazıları
üzerinde anne-baba ve çocuğa bakanların kontrolü bulunmayabilir. Fakat boşanma
gibi bazı faktörlerin iyi yönetilmesi ile çocukların bu duyarlı dönemlerini daha sağlıklı
atlatmaları mümkün olabilir.
In this study, the education/training programme of the positive psychology and positive
thinking that aims to increase the positive thinking level of the 9-15 years age group children’s mothers was studied by an experiment design that includes control and experiment groups and pre- and post-test measurements and analyses. There were two separate groups, three were test groups, and another was a control group. This study was applied on the mothers living in Ankara city centre, married, having a child between the ages of 9 and 15, and graduated from a high school, a university or an MA programme. The testers taking places in the test or control group were formed through the advertisements given to several institutions. Volunteered mothers comprised the test and control groups.
The researcher was prepared an education programme that increases the mothers’ positive thinking skills. The researcher was used the “Giessen Test” to examine the mothers’ self-perception levels, the “Rosenbaum Learned Resourcefulness Inventory” to study their self-control skills, the “Automatic Thoughts Questionnaire” to find out the level of stress management. It was also employed t-test to analyze the differences between the pre- and posttest measurements. According to the results; when the behaviours of the mothers
participating into the group education programme based on positive thinking over their children were examined, it was determined that they were away from authoritative and inconsistent attitude and tended to a democratic and protective one. As the characteristics of personality and perceptions of personality of mothers were examined, it was also determined that while they were uncontrolled, unsocial, depressive, having a low strategy to overcome stress, and a low level of self supervising before attending to the programme, they became controlled, social, hypo-manic individuals, having a high strategy to overcome stress and a high level of self supervising and having no prejudice towards the events after the participation into the programme. A meaningful difference was not observed between the test and control groups when dependent-independent sub-dimension was examined alone. In short, it was determined that programme enhanced mothers’ self-confidence and developed positively. In addition, it is observed that they increased their satisfaction in marriage in a certain level and they could solve their problems in various ways.
Tanımlar
21nci Yüzyıl Becerileri ve Yeterlilikleri
İnovasyon ve Yenilenme Becerileri
Yaratıcılık Becerileri
Öğrenci Becerilerini Ölçme ve Değerlendirme
Araştırmalar ve Sonuçları
TED Konuşmaları
Başarı Öyküleri ve İyi Uygulama Örnekleri
Ölçekler
Tanımlar
21. Yüzyıl Gelişmeleri
Sosyal Beceriler
Kültürlerarası Beceriler
TED Konuşmaları: Kültürlerarası İletişim
Sosyal ve Kültürlerarası Becerilerle İlgili Ölçekler
Tanımlar
21. Yüzyılda Eğitim, Öğretim ve Öğretmen
Sosyal Bir Rol Model Olarak Öğretmen
Öğretmen ve Okul-Aile-Toplum İşbirliği
21. Yüzyılda Sosyal Beceri Öğrenimi
Anne Babaların Sosyal Beceri Öğretimindeki Rolü
TED Konuşmaları: Dünya Barış Oyunu ile Öğretim
Öğretmenlerin Sosyal Becerileri ile İlgili Ölçekler
Key words: War, Social Adaptation Self-Evaluation Scale, Syria, Turkey, Children
İnsanın yaşamını bir dava ve amaç için son vermesi, birçok kişi için şaşırtıcı ve kafa karıştırıcıdır. İntihar eylemi nedir? İntihar eylemcisi kimdir? Niçin intihar eylemcileri kullanılmaktadır? Kimler intihar eylemcisi olur? Niçin terör örgütleri stratejik olarak intihar eylemlerini tercih etmektedir? Bireyler neden tutum, algı ve davranışlarını radikalleştirerek, intihar eylemcisi olmaktadır? Niçin kamuoyunun bir bölümü intihar eylemlerini desteklemektedir? En önemlisi, niçin bir insan, masum sivilleri öldürmek için gönüllü olur?
http://ucir.uludag.edu.tr/ucir/x-ucir/10ucir_program.pdf
Gelişimin önemli yapı taşlarından biri olan adaptasyon kavramı, biyoekolojik bakış açısı ile oluşturulmuş, Bronfenbrenner’in Ekolojik Sistemler Kuramı’nın da en temel özelliklerinden biri olarak değerlendirilmektedir (White, Klein ve Martin, 2014).
Ekolojik Sistemler Kuramı
İnsan Gelişimi Ekolojisi (1979) adlı kitabında ekolojiyi, insanları büyüdükçe etkileyen kurumlar ve ortamlar olarak tanımlayan Bronfenbrenner, çocuk gelişiminin sadece çocuğa bağlı faktörlerden değil, aynı zamanda çocuğun ebeveynleri ve içinde yaşadığı toplumdan da etkilendiğini ifade etmiştir (Bronfenbrenner, 1979). Bronfenbrenner’in oluşturduğu Ekolojik Sistemler Kuramı çocuğu yetiştirmek ve eğitmek konusunda rol oynayan tüm paydaşlar arasındaki ortaklığı ve karşılıklı anlayışı vurgulamak adına kavramsal bir çerçeve sunmuştur. Kurama göre çocuk veya birey sistemlere gömülü, bir dizi sistemin ortasında yer almaktadır; diğer bir deyişle merkezdedir.
Amerika’da her gün bir saat içinde 100 genç hamile kalmaktaydı.
Amerika’da her gün bir saat içinde 50 genç doğum yapmaktaydı.
Amerika’da her gün bir saat içinde 25 genç hamileliğini sonlandırıyordu.
Amerika’da her gün bir saat içinde 425 genç cinsel yolla bulaşıcı hastalıklara yakalanıyordu.
Amerika’da her gün bir saat içinde 2 genç HIV virüsü bulaşıyordu (Carrera, 2009,)
İnsan cinselliğinin öğretiminin dünya tarihi kadar eski geçmişi olup zorlukları ve kolaylıkları bulunmaktadır. Cinsel eğitimi; her neslin yaşadığı dönemdeki kültür, iktidarda olan hükümetlerin sağlık, eğitim, din, ve kültür politikaları ve eğitime sağlanan parasal, insani ve ekipman kaynakları gibi etmenler etkiler. Etkin ve yeterli cinsel eğitimin olmaması başta halk sağlığı problemleri olmak üzere özellikle cinsel yolla bulaşan hastalıklar, erken hamilelik, çocuk evliliği, cinsel şiddet, çocuk ihmal ve istismarı gibi sosyal problemlere yol açabilir.
Cinsel eğitimin amacının yanlış cinsel davranış ve tutumların yol açabileceği negatif sonuçlarını önlemek olmalıdır. Cinsel eğitim erken yaşta başlamalıdır. Cinselliğin ifadesi edilmesi ve cinsel duyguların yaşanması insanların değer vermesi gereken bir durum olup kontrol edilmesi gereken hayvansal güdüler değildir. Cinsel eğitim verilmesi çoklu yönlüdür. Bireysel etkileşimler yoluyla gündelik hayatın içinde ve her alanında cinsel eğitim verilmektedir.
Ebeveynler, çocuklarının cinselliğe karşı sağlıklı tutum ve davranış geliştirmelerinde önemli roller oynamaktadırlar. Cinsellik hakkında konuşmak her ne kadar ebeveynleri rahatsız etse de cinsel gelişim hakkında verilen temel bilgilerin gelişimin her alanında önemli etkileri olur. Sınırların öğretilmesi, mahremiyetin kazandırılması, cinsellik hakkında (yaşına uygun bir şekilde) açık ve olumlu konuşulması gibi temel bilgiler çocuğun sağlıklı bir şekilde büyümesini teşvik eder.
Ahlak Gelişimi
İlkçağ filozoflarından Socrates’e göre, ahlaksızlık bilgisizliktir. Ahlaklı olan bilgili olandır. Socrates, ahlakta nesnelci bir görüşe sahiptir. Entellektualizm, davranışta iradenin, isteğin rolünü reddederek, zihinsel bilgisel bir tavrı ön plana çıkarmaktadır. Ahlakta Entellektualizm’in karşıtı iradecilik (Volontarizm)’tir. Savunucusu Descartes’tir (Çileli, 1981). Ahlak gelişimi, insanlara karşı uygun tutum ve davranışlar geliştirilen bir süreçtir. Çocuğa doğruyu yanlıştan ayırt etmeyi ve buna göre davranmayı öğretmek ebeveynliğin amacıdır. Ahlak gelişimi, günümüze kadar pek çok kuramcı tarafından tartışılan karmaşık bir konu olmuştur. Ahlak gelişimi, 1950’lerin sonlarına kadar bilimsel olarak çalışılmamıştır. Ahlak gelişimi temelde ahlaki düşünme, ahlaki akıl yürütme ve ahlaki anlamlandırma ile ilişkilidir. Ahlaki normlar ve ahlak gelişimi çocuklukta şekillenmektedir. Çocukluk insanın sosyalleşmesinin kritik bir dönemini oluşturmaktadır. Çocukluktaki ahlak gelişimi, sosyalleşme üzerinde etkili olup okul eğitimi de ahlaki normların kazanılmasında önemli rol oynamaktadır. Kuramsal yaklaşımların ve ahlaki konuların çeşitliliği artmıştır. Buna ilave olarak, ahlak gelişimi alanındaki çalışmalar giderek disiplinler arası bir yapıya bürünmektedir. Piaget ve Kohlberg’in kuramları, ahlak gelişimi alanında önde gelen kuramlardandır (Molchanov, 2013).
• AB eğitim politikası mı? Eğitimin Avrupalılaşması mı?
• Beşikten mezara hayat boyu öğrenim. Informel eğitim. Nonformel eğitim
• AB Yükseköğretim Anayasası nedir?
Dünyadaki ülkelerin son yıllarda en önem verdikleri politika alanlarından biri, eğitim politi-kasıdır. Avrupa Birliği (AB)’ni oluşturan 28 üye birçok politika alanında yetkileri ulusüstü kurumlara devretmiştir. AB için eğitim, ulusüstü özelliklerinin az fakat ulusaşırı özelliklerinin giderek arttığı politika alanı olmuştur. Bunun nedeni, küreselleşme ile birlikte eğitimin Birlik kurumları etkisinin artmasına karşın Avrupa Eğitim Alanı (AEA) kavramının tüm Avrupa çapında eğitim politikaların uygulanmasında temel kavram olmasıdır.
AB içinde tüm ülkelerin en önemli verdiği politika alanlarından biri, eğitim politikasıdır. Her AB üyesinin eğitim sistemi, yapısı ve politikaları farklılıklar gösterir. AB üye ülkeler arasında eğitim politikalarını uyumlaştırmak için üye ülkelerin bir araya geldikleri ve görüş alışverişinde bulundukları forum formatı kullanılır. AB bütünleşmesi ve derinleşmesi süreçlerinde birçok alanda direktifler, yönetmelikler ve AB yasal düzenlemeleri ile politikalar belirlenirken eğitim politikalarının içeriği ve organizasyonun belirlenmesi Brüksel ile işbirliği yapılarak üye ülkeler tarafından özgür şekilde belirlenmektedir. 1992 Maastricht Antlaşması ve Tek Pazarın kurulması ile eğitim AB politikalarından biri haline gelmiştir.
AB eğitim politikası yerine “eğitimin Avrupalaşması” yada “Avrupa Eğitim Alanı” (AEA) inşasından söz etmek daha yerinde olacaktır. Son yıllarda küreselleşmenin eğitim alanına yansıması eğitimin uluslararasılaşması ile olmuştur. AB eğitim politikası, sadece eğitim boyu-tuyla değil disiplinlerarası yaklaşımla ele alınmalıdır. Avrupa vatandaşlığı ve Avrupa kimliğinin oluşumu, inşası ve gelişiminde temel politika aracıdır. Bu politika ile Birlik sınırları içinde yaşayanların ortak Avrupa kültürü konusundaki farkındalıkları arttırılmaktadır. Birliğin ulusüstü özelliği de insanların eğitim alanında serbest dolaşımı yoluyla vurgulanmaktadır.
AB eğitim politikasının belirlenmesinde Mart 2000’de yapılan Lizbon AB Konseyi toplantısı önemli dönemeçlerden biridir. Avrupa’nın 2010 yılına kadar dünyanın en dinamik, en reka-betçi ve bilgiye dayalı ekonomisi haline getirilmesi için “Lizbon Eğitim Stratejisi” kabul edilmiştir. Lizbon Eğitim Stratejisinin dört önemli amacı vardır:
• Eğitim ve mesleki eğitimin kalitesinin iyileştirilmesi,
• Hayat boyu öğrenmenin AB vatandaşlarının hepsi için erişilebilir olması,
• Üye ülkelerinin eğitim sistemlerinin dış dünya gerçeklerine uygun ve daha açık hale geti-rilmesi,
• Eğitimin temel amacının AB vatandaşlığı ve sosyal uyumun etkin hale getirilmesi olması.
Bu strateji ile daha iyi ve daha fazla iş imkânları ortaya çıkacak ve sürdürülebilir ekonomik büyüme ve bütüncül toplumsal uyum AB içinde sağlanmış olacaktı. On yıl sonra yapılan 2010 AB Lizbon Zirvesi’nde küreselleşme olgusuna paralel olarak Avrupa Konseyi “daha çok ve daha iyi iş ve sosyal bütünlüğün sağlandığı, sürdürülebilir ekonomik büyümeyi gerçekleştire-bilen, dünyanın rekabet gücü en yüksek ve en dinamik bilgiye dayalı ekonomisi” olmayı he-deflemiştir.
Bu bölümde AB’nin beşikten mezara kadar tüm vatandaşlarının hayatlarına dokunan ve son dönemde Beyond AB2020 ile yenilikçi politikalar ve öncelikleri öne çıkaran eğitim politikası ele alınacaktır. Bu bölümde ilk önce eğitim paradigması olarak hayat boyu öğrenme açıklan-mıştır. Daha sonra AB eğitim politikasının tarihsel gelişimi açıklanmıştır. Bölümün ilerleyen kısımlarında AB eğitim politikası AB kurumları bağlamında ele alınmıştır. Son yıllarda eğitim politikasında gelişmeler ele alınırken bu kitabın hedef kitlesi olan üniversitelerin gelişmesine etki eden Bologna Süreci ve Avrupa Kredi Transfer Sistemi (AKTS) incelenmiştir. AB üyeleri, aday ülkeleri ve hatta komşuluk politikası ülkelerini de içine alacak şekilde insanların günlük hayatlarında etkisi olan AB eğitim programları örneğin Erasmus kısaca açıklanmaya çalışılmıştır. Bu noktada AB için çok önemli olan ve ülkemizde üyelik süreci ile daha sıklıkla tanıştığımız kısa süreli kurslara ve AB eğitim programlarına da değinilmiştir. Son yirmi yıl içinde AB eğitim politikasını yönlendiren Lizbon Stratejileri açıklandıktan sonra Avrupa Eği-tim Alanı (AEA) hakkında bilgi verilmiştir.
- Gelisimsel gecikme
- Dünya ve çevresine ilgisizlik
- Ailesiyle ile%sim ve etkilesimi bırakması
- Okulda kötü notlar alması
- Vücudundaki ağrılar ve sızılardan sikâyet etmesi
- Normal sartlar dısında korku yasaması
- Çabuk kızması ve sinirlenmesi
- İstahının azalması, sosyal haya' an geri çekilmesi
- Yorgun hissetmesi gibi...
Bu kitabı okuyarak bilgilendikten sonra eminim çocuğu gözlemlediğinizde gördükleriniz ve algıladıklarınız hakkında farkındalık düzeyiniz arttığı için doğru değerlendirmeler yapabileceksiniz.