Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD)
Eurasian Journal of Researches in Social and Economics (EJRSE)
www.asead.com
ISSN:2148-9963
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ PSİKOLOJİK SÖZLEŞMELERİ İLE
ÖRGÜTSEL ADALET ALGILARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ1
ÖZET
Doç. Dr. Zekai ÖZTÜRK2
Arş. Gör. Gamze ARIKAN3
Arş. Gör. Ece DOĞUÇ4
Psikolojik sözleşme, örgütler ile çalışanların karşılıklı olarak birbirinden ne beklediklerini ve
başarılarının ya da başarısızlıklarının sonuçlarını ortaya koyan, açıkça dile getirilmemiş bir anlaşmadır. Örgütsel
adalet, adil ve ahlaki uygulama ve işlemlerin örgüt kapsamında egemen kılınmasını ve teşvik edilmesini
içermektedir. Bu araştırma; özel bir dal hastanesindeki sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve örgütsel
adalet algılarının sosyo-demografik özelliklere göre değişip değişmediğini belirlemek; psikolojik sözleşme ve
örgütsel adalet algıları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığına karar vermek amacıyla yapılmıştır.
Araştırmanın evrenini Çankaya ilçesinde faaliyet gösteren özel dal hastaneleri oluşturmaktadır. Örneklem olarak
özel bir dal hastanesi seçilmiştir. Araştırma 03.07.2017 ve 11.09.2017 tarihleri arasında 185 sağlık çalışanına
anket uygulanarak yapılmıştır. Sağlık çalışanlarının adil dağıtım düzeyleri cinsiyet (U=0,016; p<0,05) ve
kurumda çalışılan departman (
0,018; p<0,05) açısından anlamlı farklılık göstermiştir. Yapılan Spearman’s
Rho korelasyon analizi sonucunda; psikolojik sözleşme boyutları ile örgütsel adalet boyutları arasında pozitif
yönde anlamlı ancak zayıf ilişkilerin olduğu görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Psikolojik sözleşme, Sağlık çalışanları, Örgütsel adalet, Adil dağıtım, Hastane
An Examination of the Relationship Between Psychological Contracts and
Organizational Justice Perceptions of Health Workers
ABSTRACT
Psychological contract is an unspoken agreement that expresses what the organizations and the
employees mutually expect from each other and the consequences of their failures or failures. Organizational
justice includes justice and moral practice and operations to be dominated and encouraged by the organization.
This research; to determine whether health workers in a special branch hospital have changed according to sociodemographic characteristics of psychological contract and organizational justice perceptions; psychological
contract and organizational justice perceptions. The universe of the research constitutes private branch hospitals
operating in Çankaya province. A private branch hospital was chosen as a sample. The survey was conducted by
applying a questionnaire to 185 health workers between 03.07.2017 and 11.09.2017. The 17-item. The fair
distribution levels of health workers showed a significant difference in terms of sex (U = 0,016; p <0,05) and
departments (
0,018; p <0,05). As a result of Spearman's Rho correlation analysis; psychological contract
dimensions and organizational justice dimensions have significant but weak relationships in the positive
direction.
Keywords: Psychological contract, Healthcare workers, Organizational justice, Fair distribution,
Hospital
Bu makale 21-23 Ekim 2017 tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen ASEAD II. Uluslararası Sosyal Bilimler
Sempozyumu’nda bildiri olarak sunulmuştur.
2
Gazi Üniversitesi İİBF Sağlık Yönetimi Bölümü, zozturk@gazi.edu.tr
3
Gazi Üniversitesi İİBF Sağlık Yönetimi Bölümü, gamzearikan@gazi.edu.tr
4
Gazi Üniversitesi İİBF Sağlık Yönetimi Bölümü, ecedoguc@gazi.edu.tr
1
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 618
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
GİRİŞ
Hızlı örgütsel değişim ve yaşamın geleneksel kesinliklerinin bazılarına güvenin kaybedildiği
bir dünyada, psikolojik sözleşme ortaya çıkan endişeleri açıklamak için bütünleştirici bir kavram
olarak doğmuştur. Nitekim ortaya çıkan bir "sözleşme kültürü" olarak nitelendirilmektedir
(Guest, 1998: 650).Son on yılda, psikolojik sözleşme oluşumunun ve buna bağlı tepkiler
üzerine çok sayıda araştırma yapılmıştır (Rousseau, 2001: 511). Psikolojik sözleşme, örgütler
ile işgörenlerin karşılıklı olarak birbirinden ne beklediklerini ve başarılarının ya da
başarısızlıklarının sonuçlarını ortaya koyan, açıkça dile getirilmemiş bir anlaşmadır
(Cihangiroğlu ve Şahin, 2010: 2). Millward ve Brewerton (1999: 254) çalışmasında, bireyler
ve onların istihdam organizasyonları arasındaki bağlantıda karşılıklı olarak beklentiyi ifade
etmek için psikolojik sözleşme terimini kullanmıştır. Bu nedenle, psikolojik sözleşme
kavramı, çalışan ile işveren arasında yapılan anlaşmalarda örtük olanı açıklayan ve özellikle
bu sözleşmeleri oluşturma sürecinde karşılıklılık ve değiş tokuşun oynadığı rolü ifade eden bir
terim olarak gelişmiştir. Bununla birlikte, son on yıl öncesine kadar psikolojik sözleşme
terimi, bilimsel bir yapıdan ziyade işveren-çalışan değişimi ilişkisinde 'neyin örtülü' olduğunu
konuşmak için esas olarak kullanılmıştır. Bu aşamada çok az resmi araştırma
yapılmıştır.1990'lı yılların başından bu yana, psikolojik sözleşme kullanım statüsünü
kazanmış ve böylelikle büyük bir kavramsal ve deneye dayalı dönüşe başlamıştır. Değişim
ilişkisinin niteliği ile bağlantılı olarak şüpheli ve erişilemeyen şeyleri bir bilişsel-algısal
varlığa göndermek için kullanılan bir terim olmaktan çıkarılmıştır. Bu formda, ölçülebilir
nitelikte olduğu ve iki taraf arasındaki ilişkiyi analiz etmekten ziyade yalnızca şahsa ait
olduğu kabul edilmiştir.
Yükümlülükler gibi ilişkiler ve ilişkisel meseleler, ekonomi ve örgütsel davranışta
giderek daha önemli bir rol oynamaktadır. Ev sahipleri genellikle uzun süredir devam eden
kiracıların kirasını yükseltmezler. İşverenler, kıdemli çalışanları, aynı işi yapan gençlerden
daha fazla ücretlendirir. Her biri, ilişkilerin ekonomi ve davranış üzerindeki etkisini gösterir.
İşveren-çalışan ilişkilerinin oluşumunda kilit bir nokta, her bir tarafın diğerine ne borcu
olduğuna ilişkin psikolojik sözleşmelerin ortaya çıkmasıdır (Rousseau, 1990: 390).
Psikolojik sözleşme kavramı ilk defa Argyris (1960) tarafından çalışan ve işveren
arasındaki ilişkileri açıklamak için kullanılmıştır. Argyris’e (1960) göre, çalışanlar eğer tek
başlarına bırakılır, yeterli ücret alır ve iş güvenceleri garantilenirse yüksek üretim yapar ve
daha az şikâyet ederler. Başka bir ifadeyle, Argyris çalışanların performanslarının artması için
formal sözleşmelerin dışında ilişkilerin öneminden bahsetmiş, ancak kavramı tam olarak
adlandırmamıştır (Özgen ve Özgen, 2010: 2).
Gelecekteki harekete geçme taahhütleri olarak tanımlanan sözleşmeler, istihdam
ilişkilerinin gerekli bir bileşenidir. Gelecekteki değişim sözü olmadan, hiçbir taraf diğerine
herhangi bir katkıda bulunmaya teşvik edemez ve bu yüzden taraflar arasındaki ilişki
sürmeyebilir. Vaatler kendilerinin ve sözleşmelerin yapılmasını sağlamazlar. Bazı
değerlendirmeler karşılığında yapılan sözlü ödenekler, genellikle sözleşmeyi oluşturan
vaatlerdir. Sıkı çalışma, eğitim veya transferleri kabul etme gibi hususlar, ücret, promosyon,
büyüme veya ilerleme vaatlerinin karşılığı olarak sunulabilir. Birlikte, verilen vaat ve bunun
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 619
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
için değiştirilen düşünceler sözleşmeyi oluşturur. Rousseau, psikolojik sözleşmeyi, bir odak
kişi ile başka bir taraf arasındaki karşılıklı değiş tokuş anlaşmasının şartları ve koşullarıyla
ilgili bir kişinin inancı olarak tanımlar (Robinson and Rousseau, 1994: 246). Psikolojik
sözleşme birey ve kuruluş arasında karşılıklı bir yükümlülüktür. Bundan sonra psikolojik
sözleşme, bireylerin karşılıklı yükümlülükler üzerinde tuttukları inançlara atıfta bulunmaya
başlamıştır ve bireyin taraf olduğu anlaşmalar belirgin veya üstü kapalı olabilmektedir
(Millward, Brewerton, 1999: 254).
Kuruluşlar, elde edilecek hedeflerin herhangi bir birey için çok karmaşık olduğunda
ortaya çıkarlar. Bu hedefleri gerçekleştirmek için gerekli olan olayların dizisi, bireylerin
yönetebileceği birimler halinde bölünmelidir. Bireyler karmaşık organizasyondur. Bireyler
için kazanç varsa organizasyon için enerjilerini ortaya koyarlar. Bireylerin aradıkları kazanç,
ihtiyaçlarını anlamak suretiyle anlaşılabilir (Argyris, 1973: 141).Hızlı ve sürekli değişiklikler
yapmak için baskı altında bulunan örgütler, istihdam ilişkilerini ve onları temel alan
psikolojik sözleşmeleri değiştirmek zorunda kalmışlardır. Psikolojik sözleşmeler, çalışanların
işverenlerine ne borcu oldukları ve işverenlerinin de kendilerine ne borcu oldukları
konusundaki algıları ile ilgilidir (Robinson, 1996: 574).
1. PSİKOLOJİK SÖZLEŞME KAVRAMI VE ANLAMI
Küreselleşmeye, yeniden yapılanmaya ve küçülmeye yönelik eğilimler ışığında, psikolojik
sözleşmeler çağdaş istihdam ilişkilerinde giderek daha önemli bir rol oynamaktadır. Önceki
araştırmalar, psikolojik sözleşmelerin çalışanlar ve kuruluşları arasında var olan sosyal
alışveriş ilişkisinin şartlarını tanımlamasına yardımcı olduğunu ileri sürmektedir. Bu ilişkiler,
her bir tarafın diğer tarafın bu davranışları bir şekilde ya da başka bir şekilde karşılık vereceği
inancıyla yürüttükleri gönüllü eylemlerden oluşur. Sosyal değişim ilişkileri tamamen
ekonomik değişime dayalı ilişkilerin aksine, önceden belirlenemeyen yükümlülükleri içerir ve
tarafların birbirlerine güvenmelerini şart koşar. Her ne kadar bu tür ilişkileri oluşturan
yükümlülükler biraz dağınık olsa da, karşılıklı görüş beklentisi onların gelişimini yönlendirir
(Turnley vd., 2003: 190). Psikolojik sözleşme, kişi ile başka bir taraf arasındaki karşılıklı
değişim sözleşmesinin şartları ve koşulları hakkında bir kişinin inançları olarak tanımlanır
(Robinson, 1996: 575). Shore ve Tetrick (1994: 92), psikolojik sözleşmeyi şu şekilde ifade
etmektedir: çalışanın işvereniyle mevcut olan karşılıklı yükümlülük algısıdır; dolayısıyla,
çalışanın, kuruluşun kuruluş yükümlülükleri ve kuruluşa karşı yükümlülükleri konusunda
inançları vardır. Morrison (1994: 354) çalışmasında, psikolojik sözleşmeleri ister iki kişi ister
gruplar halinde olsun insanlar arasında yaşanan sorunlarla ilgili olduğunu vurgulamaktadır.
Gruplar örgüt kadar büyük olabilirler. Sözleşmeler olduğunda, beklentiler de var olmaktadır.
Morrison (1994: 355), beklentilerin tanımlandığı yasal sözleşmelerin aksine, psikolojik
sözleşmelerde beklentilerin konuşulmadığını ve sözleşmenin oluşumundan önce geldiğini
belirtmiştir. Örneğin bir patron ve ast, birbirleriyle tanışmadan önce bu iki roldeki kişilerin
davranış ve tutumlarını beklemektedir. Morrison’a göre psikolojik sözleşmelerin bileşenleri
şu şekildedir;
Konuşulmayan beklentiler,
Geçmişten beklentiler,
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 620
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
Birbirine bağlı,
Psikolojik mesafe,
Dinamik
Beklentiler psikolojik sözleşmenin niteliklerinin yalnızca bir parçasıdır, ancak diğer
bileşenler onu daha güçlü bir araç haline getirmektedir Buradaki asıl amaç şu ki: İnsanlar
işyerinde önemli beklentilere sahipler mi?
Psikolojik bir sözleşmeyle taraflar, birbirlerine ihtiyaç duyacaklarını veya teknik açıdan
birbirlerine bağımlı olacağını düşünmektedirler. Bağımlı olmak, olgun bir ilişki içinde
bağımlılığı yönetmenin yoludur. "Kimin kime ihtiyacı var?" sorusuna cevap verir. Tek tolere
edilebilir uzun vadeli cevap, birbirimize ihtiyacımızın olmasıdır. Herkesin kime ve neye
güvenebileceklerini bilmeleri gerekir. Böylece, psikolojik sözleşmenin bu kısmı sadakati
derin bir şekilde etkiler.
Psikolojik mesafe, insanların ihtiyaç ve samimiyetine değinmesi ile ilgilidir. Stresimizi
etkin bir şekilde yönetebilmemiz, gerekli bilgileri paylaşabilmemiz ve işimizden kişisel
yardımlar alabilmemiz için başkalarıyla yakın ilişkiler kurmamız gerekmektedir. Aynı
zamanda ele geçirilmiş hissinden dolayı dikkatimizi dağıtmamamız için yeterli mesafe olması
da gerekmektedir.
Psikolojik sözleşmeler dinamiktir, çünkü resmi onay vermeden değişmektedirler.
Oluşturulduktan sonra aynı şekilde devam ettirilemezler ve örgütsel deneyimlere göre sürekli
gelişim halindedirler. İş yerindeki insanlar, kariyerlerinde kendileri ve başkaları için farklı
şeyler beklemektedir (hastalandıklarında, stres zamanlarında vb.). Psikolojik sözleşme sadece
zaman içinde değişmez; kendini değiştirme sözleşmeyi değiştirmektedir. Bu doğrultuda
değişim, ilişkileri derinden etkilemektedir; onları tamamen bozabilir. Ayrıca değişim
zamanlarında, yeni beklentiler oluşturulur ve güçlendirilir. Değişiklik ele alındığında, yeni
değişim yaratır veya gelecekteki değişim için eski beklentileri güçlendirir. Örneğin değişiklik,
teşvik edici ve ilginç bir fırsat mı, yoksa bir sıkıntı mıdır? Değişim, istikrar ve güvenlikle
ilgili insanların beklentilerini etkilemektedir. İstikrarsızlığı nedeniyle değişim, insanları
güvende hissettirmeyebilir ve tehlikede olabilir.
Algılanan yükümlülükleri içeren psikolojik sözleşmeler, çalışanların işlerinde ve örgütte
ne bulacaklarına dair genel inançları olan beklentilerden ayırt edilmelidir. Örneğin, yeni bir
yönetici, yüksek maaş almaya, terfi ettirilmeye, işini beğenmeye veya ofis duvarlarının nötr
bir renkte olduğunu bulmaya karar verebilir. Bu beklentiler, geçmiş tecrübeler, sosyal
normlar, arkadaş gözlemleri vb. dahil olmak üzere çok çeşitli kaynaklardan
kaynaklanmaktadır. (Robinson, 1996: 575).
Rousseau’ya göre psikolojik sözleşmenin altı özelliği bulunmaktadır. Bu özellikler şu
şekildedir (Rousseau, 2004: 120-122):
Gönüllü seçim: Psikolojik sözleşme, gönüllü bir seçime dayanmaktadır ve çalışanları
vermiş oldukları sözleri yerine getirmeleri için motive eder. Çünkü bu sözler,
çalışanların gönüllü olarak katıldığı ve kendi inisiyatifiyle verdikleri sözlerdir.
Çalışan, örgütte en az bir yıl çalışmaya söz vermişse, işe başladıktan birkaç ay sonra
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 621
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
farklı bir iş teklifi aldığında içinde çelişkiler yaşayabilir ve teklifi reddetme olasılığı,
böyle bir sözü vermemiş olan diğer çalışandan daha yüksektir. Bu bağlamda, verilmiş
gönüllü taahhütlerin verilmemiş olanlardan daha etkili olduğu söylenebilir.
Karşılıklı anlaşma inancı: Çalışanın psikolojik sözleşmesinde karşılıklı olarak her iki
tarafında anlaşma şartlarını aynı şekilde ve net olarak algılaması önemlidir.
Psikolojik sözleşmede eksiklik: Psikolojik sözleşmelerde beklentiler, her ne kadar işe
başlandığında çalışanın zihninde oluşsa da eksik kalan tarafları olmaktadır. Bu nedenle
zamanla değişime uğrayabilir. Çünkü ne işveren ne de çalışan başlangıçta uzun vadeli
her detayı karşısındakine aktarabilmektedir. Ayrıca zaman ilerledikçe şartların
değişimiyle bazı noktalar eksik kalabilir. Bu doğrultuda psikolojik sözleşmede, yazılı
olmaması ve her beklentinin açıkça konuşulamaması nedeniyle ve doğası gereği
eksikliğin olması normal bir durumdur.
Sözleşme yapıcıların çokluğu: Çalışanın işverenle olan psikolojik sözleşmesinin
unsurlarını tahmin etmeleri, farklı bilgi kaynaklarında elde ettikleri verilerle
gerçekleşir. Örneğin, insan kaynakları temsilcileri, üst yönetim, bilgi kaynakları veya
çalışanın amiri vb. Amir, çalışana psikolojik sözleşmesiyle ilgili sürekli güçlü
sinyaller gönderebilen iyi bir kaynaktır. Eğer amir işten ayrılırsa, çalışanlar psikolojik
sözleşmeyle ilgili ortak anlayışın kaybolduğunu hissedebilirler.
Anlaşmalar bozulduğunda zararları yönetmek: Eğer işveren ve çalışanlar tutum ve
davranışlarının rehberi olarak psikolojik sözleşmeye güveniyorlarsa, bir tarafın
beklenen taahhütleri yerine getirmemesi, birtakım kayıplarla (vaat edilen faydaların
gerçekleşmemesi) sonuçlanır. Bu tür kayıplar, psikolojik sözleşme ihlaline öfke,
kızgınlık, desteğin geri çekilmesi gibi tepkilere yol açabilir.
İstihdam ilişkisi modeli olarak sözleşme: Psikolojik sözleşme, rasyonel ve kalıcı bir
istihdam ilişkisi modeli oluşturur. Bu model, gelecekte tarafların birbirinden ne
beklediklerini bildikleri için ekstra bir deneyime gerek duymadan verimli ve etkin
nasıl hareket edilebileceği konusunda istikrarlı bir anlayış oluşturur.
2. PSİKOLOJİK SÖZLEŞME ÖLÇÜTLERİ VE ÖZELLİKLERİ
İşgörenin işyerine psikolojik olarak bağlanmasını ifade eden psikolojik sözleşme,
çalışanların verimliliklerini ve işyerlerinden ayrılma veya ayrılmama niyetlerini etkileyen
önemli bir faktördür. Psikolojik sözleşme, bireyin örgütüyle menfaat birliği kurma ve
örgütüyle özdeşleşme derecesini yansıtır. İşgörenin psikolojik sözleşme yapıp yapmadığının
üç ölçütü vardır. Bu ölçütler (Tutar, 2016: 233);
İşgörenin örgütün üyesi olmak için “güçlü istek” duyması,
İşgörenin örgütün “yararı için gönüllü çaba” göstermesi,
İşgörenin “örgütün değerlerini, amaç ve hedeflerini benimseme”sidir.
Psikolojik sözleşmeler subjektiftir. Her bireyin karşılıklı bir alışveriş ilişkisine dair
beklentileri ifade eder. Karşılıklı yükümlülüklerdeki inançlar bir sözleşme içermesine rağmen,
iki tarafın her birinin bir sözleşmenin var olduğuna inanması gerekmez.
Psikolojik sözleşme beklentilerden farklıdır. Beklentiler, yalnızca çalışanın işvereninden
almayı umduğu şeyleri ifade eder. Öte yandan, psikolojik sözleşme, çalışanın işvereni ile
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 622
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
ilişkisini karakterize eden karşılıklı yükümlülükleri ifade eder. Psikolojik sözleşme,
beklentilerin aksine, karşılıklı değiş tokuş vaatlerine dayanan, işverenin sunmak zorunda
olduğu şey konusunda bir inancı gerektirir.
Resmi sözleşmelerin aksine psikolojik sözleşme bir kez yapılmaz, çalışanın kuruluştaki
görevi boyunca revize edilir. İlişki devam ettikçe ve / veya iki taraf birden fazla katılım ve
karşılıklılık döngüsü ile etkileşime girdiğinde, sözleşmeye dâhil olabilecek katkılar ve
teşvikler daha geniş olur. Yeni iş atamaları, yer değiştirmeler ve örgütsel yeniden yapılanma
biçimindeki olaylar yeni terimler eski terimlerin üzerine yerleştirebilir (Robinson and
Rousseau, 1994:246).
3. PSİKOLOJİK SÖZLEŞME TÜRLERİ
Kavrama bakış açısının ötesinde, psikolojik sözleşmenin yönetim literatüründe daha çok
biçimsel (ilişkisel, işlemsel), içeriksel (algılanan yükümlülükler veya dönüşümün türü) ve
ihlaller düzeyinde ele alındığı görülmektedir. Biçimsel olarak psikolojik sözleşme işlemsel ve
ilişkisel olmak üzere iki boyutta ele alınmaktadır.
3.1. İşlemsel Sözleşme
“Çalışma ve ücret arasındaki adil ilişki” olarak ifade edilen işlemsel sözleşmeler, çalışanın
yükümlülüğü olan sıkı çalışma karşılığında yüksek ücret, hızlı kariyer gelişimi, gibi yüksek
dışsal dönüş alması olarak tanımlanır. Temeli ekonomik mübadele olan işlemsel sözleşmeler,
iyi tanımlanmış, kısa dönemli, kapalı uçlu ve çalışanın örgüte katkısı sonucu maddi ödüllere
odaklanmıştır (Özgen ve Özgen, 2010: 3).
İşlemsel sözleşme, örgütteki ihtiyaç olan birimde mevcut ihtiyaçları karşılamak üzere özel
yetkinliklere sahip olan çalışanların kazanılmasını amaçlamaktadır. İşlemsel sözleşmede
çalışanlar, kendilerini örgüt vatandaşı olarak görmek yerine, daha çok aldıkları ücret ile elde
ettikleri bireysel çıkarlara odaklanmaktadırlar. Bu sözleşmede taraflar arasında yakın ilişki
yoktur. Çalışanının yükümlülükleri arasında olan sıkı çalışma karşılığında yüksek ücret, hızlı
kariyer gelişimi gibi yüksek dışsal ödül alma beklentisi söz konusudur. Çalışanda var olan
yeteneklerin kullanılmasına bağlı olduğundan, kişisel katkılar sınırlıdır ve esneklik de fazla
değildir (Yılmaz, 2010: 27).
3.2. İlişkisel Sözleşme
İşlemsel sözleşmelerin zıttı olan ilişkisel sözleşmeler ise sosyal mübadele temellidir ve
daha geniş bir süreyi kapsar. Destek, bağlılık gibi sosyo-duygusal faktörleri kapsar. Uzun
dönemli açık uçlu yükümlülükler destek ve bağlılık merkezlidir (Özgen ve Özgen, 2010: 3).
Bu sözleşme, yapısı gereği dinamik ve değişime açıktır. En önemli özelliklerinden birisi ise,
içeriğine ilişkin beklentilerin örtülü ve subjektif olması nedeniyle ihlal edilme anlamında,
tehditlere daha açık olmasıdır. İlişkisel sözleşmeler kısaca, iş güvencesine karşılık çalışan
bağlılığı olarak ifade edildiği için bu tür sözleşmeler, mesleki gelişiminin sağlandığını
hisseden çalışanın kendisini işvereninin yanında ve örgüte ait hissetmesine neden olur
(Yılmaz, 2012: 27).
Herriot vd. (1997: 152), işlemsel sözleşmeleri, daha yüksek performansa bağlı ücret
karşılığında daha uzun sürelerde çalışan yükümlülükler ve ek roller, eğitim ve geliştirme ile
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 623
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
ilgili olduğunu ifade etmektedirler. İlişkisel sözleşmeler de bir dereceye kadar iş güvencesi
karşılığında sadakati ve asgari hizmet süresini gerektirmektedir.
Rousseau, işlemsel ve ilişkisel sözleşmeleri şu şekilde özetlemiştir (Rousseau, 1990: 390):
İşlemsel Sözleşmeler:
- Kısa dönemli maddi değişimlerin olduğu,
- Temel ödüller gibi belirli ekonomik koşulların sağlanması gerektiği,
- Çalışanın kişisel katkısının sınırlı olduğu,
- Belirli zaman diliminde gerçekleşen,
- İyi tanımlanmış koşullara bağlılığın olduğu,
- Esnekliğin fazla olmadığı,
- Var olan yeteneklerin kullanılması gerektiği,
- Maddelerin, açık ve net olduğu sözleşme türüdür.
İlişkisel Sözleşmeler:
- İlişki ve zaman diliminin açık uçlu olduğu,
- İşveren ve çalışan açısından geleceğe yatırımın önemli olduğu,
- Yüksek oranda karşılıklı bağımlılık ve yüksek çıkış engellerinin olduğu,
- Ekonomik değişim kadar duygusal katılımın da önemli olduğu,
- Dinamik ve değişime açık olan,
- Maddelerinin örtük ve subjektif olduğu sözleşmelerdir.
4. ÖRGÜTSEL ADALET
Kuruluşlarla ilgili çoğu modern yazı, kurum için temel değerlerin önemini vurgulamakta
ve adalet bu değerlerden biri olarak tanımlanmaktadır. Temel değerlere göre bir örgütün temel
ve kalıcı yol gösterici ilkeleri vardır. Rawls (1971), adaleti "sosyal örgütlerin ilk erdemi"
olarak tanımlamıştır. Barnard (1938), adilliği örgütlerde kooperatif eyleminin temel
üslerinden biri olarak tanımlamıştır. Daha yakın zamanlarda, Clawson (1999) tarafından
tanımlanan etkili liderliğin yol gösterici ilkeleri, hakikat anlatımı, söz verme, adalet ve bireye
saygıdır. Bu nedenle adaletin önemi, temel bir örgütsel değer olarak rolünün olmasıdır
(Rawls, Barnard, Clawson’tan akt. Konovsky, 2000: 490). Bu doğrultuda örgütsel adalet, adil
ve ahlaki uygulama ve işlemlerin örgüt kapsamında egemen kılınmasını ve teşvik edilmesini
içermektedir. Başka bir ifadeyle adaletli bir örgütte, çalışanlar yöneticilerin davranışını adil,
ahlaki ve rasyonel olarak değerlendirirler (İşcan ve Sayın, 2010: 196). Örgütsel adalet
konusundaki geleneksel tartışmalar, dağıtıcı adaletin rolü, yani kaynakların dağıtılma biçimi
ve bu dağıtıcılara verilen cevaplar üzerinde durulmaktadır. Örgütlerde son on yılda dikkatleri
üzerine çeken diğer bir adalet biçimi, kaynakların tahsis edildiği kurallar ve usuller olarak
tanımlanan prosedürel (işlemsel) adalettir (Meyer, 2001: 49). Jawahar (2002: 812)
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 624
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
çalışmasında, örgütsel bağlılık ve örgütsel adalet üzerine yapılan araştırmalar, davranışların
(bireylerin veya örgütlerin) hedefinin algılanan adalet veya adaletsizliğe bağlı olduğuna işaret
etmektedir. Böylelikle üçüncü bir adalet biçimi de etkileşimli adalet biçimidir ve çalışanların
örgütsel işlemlerin oluşturulması sırasında alınan kişilerarası davranışların kalitesine ilişkin
algılar olarak tanımlanabilir. Yöneticilerin çalışanlara saygı ve haysiyetle davranmaları gibi
sosyal duyarlılığı gösteren çeşitli eylemleri içerir (Skarlicki and Folger, 1997: 435). Alternatif
kavramlaştırmalar mevcut olmakla birlikte, genellikle işlemsel adalet veya adaletsizlik
algılamaları örgütlerle doğrudan bağlantılıdır, oysa etkileşimli adalet veya adaletsizlik
kaynağı her zaman bireylerdir. Örgütsel adalet literatüründe, örgütsel adaletin üç farklı
bileşenden; dağıtımsal, işlemsel ve etkileşimsel adaletten oluştuğu genel kabul görmektedir (
Demirel ve Seçkin, 2011: 101).
5. GEREÇ VE YÖNTEM
Psikolojik sözleşme, örgütler ile çalışanların karşılıklı olarak birbirinden ne beklediklerini
ve başarılarının ya da başarısızlıklarının sonuçlarını ortaya koyan bir anlaşmadır. Daha önce
yapılan çalışmalarda psikolojik sözleşme etkisinin düşük olduğu örgütlerde çalışanların
örgütlere olan güveninin, bağlılığının azaldığını, motivasyonunun düştüğünü belirtmişlerdir.
Bu nedenle psikolojik sözleşme ile örgütsel adaletin ilişkisi incelenmek istenmiştir. Bu
araştırmanın amacı; özel bir dal hastanesindeki sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve
örgütsel adalet algılarının sosyo-demografik özelliklere göre değişip değişmediğini; psikolojik
sözleşme ve örgütsel adalet algıları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını belirlemektir.
Araştırmada mevcut durumu belirlemek amacıyla betimsel araştırma yöntemi tercih
edilmiştir. Nicel verileri elde etmek amacıyla da anket tekniği kullanılmıştır.
Çalışmada oluşturulan hipotezler ise aşağıdaki gibidir:
H1: Sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve örgütsel adalet algıları sosyo-demografik
özelliklere göre anlamlı farklılık göstermektedir.
H1a: Sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve örgütsel adalet algıları cinsiyete göre
anlamlı farklılık göstermektedir.
H1b: Sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve örgütsel adalet algıları yaşa göre anlamlı
farklılık göstermektedir.
H1c: Sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve örgütsel adalet algıları medeni duruma göre
anlamlı farklılık göstermektedir.
H1d:Sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve örgütsel adalet algıları eğitim durumuna
göre anlamlı farklılık göstermektedir.
H1e: Sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve örgütsel adalet algıları çalıştıkları
departmana göre anlamlı farklılık göstermektedir.
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 625
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
H1f: Sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve örgütsel adalet algıları günlük çalışma
saatlerine göre anlamlı farklılık göstermektedir.
H2: Psikolojik sözleşme ile örgütsel adalet boyutları arasında ilişki vardır.
Çalışma; Çankaya ilçesinde özel bir dal hastanesinde yapılmıştır. Araştırmanın
uygulama aşaması 03.07.2017 ve 11.09.2017 tarihleri arasında geri dönüş oranının düşük
olması riski söz konusu olduğu için örneklem seçilmeyerek tüm sağlık çalışanına ulaşılması
hedeflenmiştir. Toplam 300 anket dağıtılmış, geri dönüşü olan anketlerden değerlendirmeye
uygun buluna anket sayısı 185 olarak belirlenmiştir. Buna göre anketlerin geri dönüş oranı
%61,6’dır. Veri yöntemi olarak kullanılan anket formu üç bölümden oluşmaktadır. Birinci
bölümde sağlık çalışanlarının demografik özelliklerini belirlemeye yönelik sorular
sorulmuştur. İkinci bölümde çalışanların psikolojik sözleşmelerini ölçmek için Millward ve
Hopkins (1998) tarafından geliştirilmiş olan 17 maddelik Psikolojik Sözleşme Ölçeği
kullanılmıştır. Ölçeğin 10 ifadesi psikolojik sözleşmenin işlemsel alt boyutunu ve 7 ifadesi
psikolojik sözleşmenin ilişkisel alt boyutunu ölçmektedir. Üçüncü bölümde ise; Niehoff
Moorman (1993) tarafından geliştirilen 20 maddelik Örgütsel Adalet Ölçeği kullanılmıştır.
Ölçeğin 5 ifadesi örgütsel adaletin dağıtımsal alt boyutunu, 6 ifadesi işlemsel alt boyutunu ve
9 ifadesi etkileşimsel alt boyutunu ölçmektedir. İfadeler 5’li Likert Ölçeği’ne göre
yapılandırılmıştır.
Çalışmada ölçeklerin güvenilirlikleri değerlendirildiğinde; Psikolojik Sözleşme
Ölçeğinin güvenirliği sonucunda ulaşılan Cronbach alfa katsayısının 0,67, Örgütsel Adalet
Ölçeğinin güvenirlik katsayısının ise 0,94 olduğu görülmüştür. Araştırma kapsamında sunulan
hipotezler test edilmiştir. Verilerin normal dağılıma uygunluğunu belirlemek için Tek
Örneklem Kolmogorov Smirnov Testi anlamlılık değerine bakılmıştır. Test anlamlılık değeri
0,000 bulunmuştur. Bu değerin 0,005 anlamlılık değerinden küçük olması ilgilenilen
parametrelerin normal dağılıma sahip olmadığını göstermekte olup bu nedenle parametrik
olmayan (non-parametrik) test yöntemlerinin kullanılmasına karar verilmiştir. Buna göre
hipotezler test edilirken, iki bağımsız grubun karşılaştırılması için Mann Whitney-U Testi ve
ikiden fazla bağımsız grubun karşılaştırılmasın için de Kruskal Wallis testleri kullanılmıştır.
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 626
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
6. BULGULAR
Araştırma sonucunda elde edilen bulguları değerlendirmek için öncelikle anketi cevaplayan
185 kişi ile ilgili demografik veriler Çizelge.1’de sunulmaktadır.
Çizelge 1: Katılımcıların Demografik Değişkenlere İlişkin Dağılımları
Kadın
Erkek
25 yaş ve altı
26-35
36-45
46-55
Bekâr
Evli
1
2
3
4
5 ve üzeri
1-5 yıl
6-10 yıl
11 yıl ve üzeri
İlköğretim
Lise
Ön lisans
Lisans
Yüksek lisans ve doktora
İdari hizmetler
Tıbbi hizmetler
Hasta hizmetler
Destek hizmetler
8 saat
9 saat
Örneklem
N
(%)
143
77,3
42
22,7
62
33,5
62
33,5
35
18,9
26
14
97
52,4
87
47,0
66
35,7
52
28,1
30
16,2
21
11,4
16
8,6
150
80,8
18
9,6
17
9
10
5,4
72
38,9
52
28,1
46
24,9
5
2,7
33
17,8
86
46,5
53
28,6
13
7
68
36,8
56
30,3
10 saat
61
Özellikler
Cinsiyet
Yaş
Medeni durum
Görev yaptığınız kaçıncı hastane
Bu hastanedeki hizmet süresi
Eğitim durumu
Departman
Günlük çalışma süresi
33
Buna göre bireylerin demografik özellikleri incelendiğinde; katılımcıların %77’i
kadınlardan oluşmaktadır. %33,5’i 25 yaş ve altı, %33,5’i 26-35 yaş arasındadır. Araştırmaya
katılanların %52,4’ü bekârdır. Katılımcıların %36’ı görev yaptıkları hastanenin birinci
hastane olduğunu, %28’i görev yaptıkları hastanenin ikinci hastane olduğunu ifade
etmişlerdir. Katılımcıların %80,8’i 1 ila 5 yıldır, %9,6’ı 6 ila 10 yıldır, %9’u da 11 yıl ve üzeri
hastanede çalışmaktadırlar. Eğitim düzeylerine bakıldığında katılımcıların %39’ı lise, %53’ü
ön lisans ve lisans eğitimi aldıkları görülmektedir. Katılımcıların %46,5’i tıbbi hizmetlerde,
%28,6’ı hasta hizmetlerinde %17,8’i de idari hizmetlerde çalışmaktadır. Katılımcıların
çoğunluğu %67’i 8-9 saat, %33’ü 10 saat çalışmaktadır.
Sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve örgütsel adalet algılarının sosyodemografik özelliklere göre farklılık gösterip göstermediği incelenmiştir. Psikolojik sözleşme
boyutlarının sosyo-demografik değişkenlere göre anlamlı farklılık göstermediği görülmüştür
(p>0,05). Örgütsel adalet boyutlarında ise çizelge 2’de sağlık çalışanlarının örgütsel adalet
algılarının dağıtımsal adalet boyutunda cinsiyet açısından anlamlı farklılık gösterdiği (p<0,05)
görülmüştür. Erkek sağlık çalışanlarının örgütsel adalet algıları kadınlara göre daha yüksektir.
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 627
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
Çizelge 2: Sağlık Çalışanlarının Örgütsel Adalet Algılarının Cinsiyet Karşılaştırması
Örgütsel Adalet Boyutları- Cinsiyet İlişkisi: Mann-Whitney U Testi
Boyutlar
Dağıtımsal
Adalet
Etkileşimsel
Adalet
Cinsiyet
N
Ortalama sırası
Kadın
143
87,86
Erkek
42
110,49
Kadın
143
91,91
Erkek
42
96,73
Kadın
143
93,37
Erkek
42
91,73
İşlemsel Adalet
Z
Sig.
-2,415
,016
-,514
,607
-,176
,860
Çizelge 3: Sağlık Çalışanlarının Örgütsel Adalet Algılarının Departmana Göre Karşılaştırması
Örgütsel Adalet Boyutları-Departman İlişkisi: Kruskal Wallis Testi
Boyutlar
Dağıtımsal
Adalet
Etkileşimsel
Adalet
İşlemsel
Adalet
Ortalama
Serbestlik
Sırası
Derecesi
Departman
N
İdari Hizmetler
33
114,67
Tıbbi Hizmetler
86
91,48
Hasta Hizmetleri
53
87,06
Destek Hizmetler,
12
62,92
İdari Hizmetler
33
90,06
Tıbbi Hizmetler
86
97,59
Hasta Hizmetleri
53
93,97
Destek Hizmetler,
12
56,25
İdari Hizmetler
33
88,30
Tıbbi Hizmetler
86
98,42
Hasta Hizmetleri
53
93,78
Destek Hizmetler,
12
55,96
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Ki kare
Sig.
3
10,065
,018
3
6,475
,091
3
6,980
,073
Zekai ÖZTÜRK 628
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
Çizelge 3’te sağlık çalışanlarının örgütsel adalet algılarının çalıştıkları departmana
göre anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir (p<0,05). İdari hizmetler departmanında
çalışanların dağıtımsal adalet algısının tıbbi hizmetler, hasta hizmetleri ve destek
hizmetlerinde çalışanlardan daha yüksek olduğu görülmüştür.
Çizelge 4’te sağlık çalışanlarının örgütsel adalet algılarının çalışma saatlerine göre
dağıtımsal adalet ve işlemsel adalet boyutunda anlamlı farklılık gösterdiği tespit edilmiştir.
Dağıtımsal adalet algısı 8 saat çalışanlarda daha yüksek görülmüştür. İşlemsel adalet algısının
ise 10 saat ve üzeri çalışanlarda daha yüksek olduğu görülmüştür.
Çizelge 4: Sağlık Çalışanlarının Örgütsel Adalet Algılarının Çalışma Saatlerine Göre Karşılaştırması
Örgütsel Adalet Boyutları- Çalışma Saatleri: Kruskal Wallis Testi
Boyutlar
Çalışma
Saatleri
Dağıtımsal
Adalet
Etkileşimsel
Adalet
İşlemsel
Adalet
N
Ortalama
Serbestlik
Sırası
Derecesi
8 saat
68
112,88
9 saat
56
81,34
10 saat ve üzeri
61
81,55
8 saat
68
87,81
9 saat
56
91,37
10 saat ve üzeri
61
100,29
8 saat
68
92,21
9 saat
56
77,78
10 saat ve üzeri
61
107,86
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Ki kare
Sig.
2
14,904
,001
2
1,827
,401
2
9,283
,010
Zekai ÖZTÜRK 629
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
Çizelge 5’te sağlık çalışanlarının psikolojik sözleşme ve örgütsel adalet algıları
arasındaki ilişki incelenmiştir. Yapılan Spearman’s Rho korelasyon testi sonucunda; işlemsel
ve ilişkisel psikolojik sözleşme boyutları ile örgütsel adalet boyutları arasında pozitif yönde
anlamlı fakat zayıf ilişkilerin olduğu görülmüştür. Örgütsel adalet boyutları arasında orta ve
güçlü ilişkiler olduğu görülürken işlemsel ve ilişkisel psikolojik sözleşme boyutları arasında
zayıf ilişkiler olduğu tespit edilmiştir.
Çizelge 5: Sağlık Çalışanlarının Psikolojik Sözleşme ile Örgütsel Adalet Algıları Arasındaki İlişki
Psikolojik Sözleşme Boyutları-Örgütsel Adalet Boyutları: Spearman’s Rho Korelasyon Testi
İşlemsel
İlişkisel
Psikolojik
Psikolojik
Sözleşme
Sözleşme
,481**
,135
,191**
,000
,000
,068
,009
,546**
1,000
,795**
-,020
,270**
,000
.
,000
,785
,000
,481**
,795**
1,000
,048
,330**
,000
,000
.
,520
,000
,135
-,020
,048
1,000
,241**
Sözleşme
,068
,785
,520
.
,001
İlişkisel
,191**
,270**
,330**
,241**
1,000
,009
,000
,000
,001
.
Speaman's rho
Dağıtımsal
Adalet
İşlemsel
Adalet
Etkileşimsel
Adalet
İşlemsel
Dağıtımsal
İşlemsel
Etkileşimsel
Adalet
Adalet
Adalet
1,000
,546**
.
Psikolojik
Psikolojik
Sözleşme
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 630
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
SONUÇ VE ÖNERİLER
Psikolojik sözleşme fikri popüler olmaya başladığında, bazı insanlar psikolojik
sözleşmeyi insan etkileşimlerini anlamaya yönelik bir araç olarak değil, insanları manipüle
etmenin bir aracı olarak gördüler. Psikolojik sözleşmeler, taraflarını eylemleriyle açıklarlar.
Taraflar açıklamaları ile uyumlu şekilde hareket ederek daha sağlıklı psikolojik sözleşmelere
katkıda bulunurlar (Morrison, 1994: 371). Psikolojik sözleşme çalışan ve işveren ilişkisinde
önemli sonuçlar doğurmaktadır. Psikolojik sözleşme oluşumunun altında yatan en önemli
sorun, taraflar arasında karşılıklı olarak nasıl anlaşmaya varılacağıdır. Özler ve Ünver (2012:
346) çalışmasında, örgüt ve çalışan tarafının karşılıklı olarak yerine getirmesi gereken
yükümlülükleri ifade eden ve genellikle çalışanın algılarına bağlı olarak oluşan psikolojik
sözleşmeleri; çalışan açısından örgüte duyulan güveni ve çalışanın örgüte bağlılığını
artırdığını ifade etmişlerdir.
Çalışmanın önemli tespitlerinden biri sağlık çalışanlarının örgütsel adaletle ilgili
değerlendirmelerinin sosyo-demografik değişkenler arasında cinsiyete göre anlamlı farklılık
göstermesidir. Buna göre erkek sağlık çalışanlarının dağıtımsal adalet algısı kadın sağlık
çalışanlara göre daha yüksektir. Çalışmada sağlık çalışanlarının örgütsel adalet algılarının
departmana göre anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir. İdari hizmetler departmanındaki
sağlık çalışanlarının dağıtımsal adalet algılarının diğer departmanda çalışanlara göre daha
olumlu düşündükleri söylenebilir. Sağlık çalışanlarının örgütsel adalet algısı çalışma saatleri
değişkenine göre anlamlı farklılık göstermiştir. Diğer taraftan çalışma sonuçlarında medeni
durum, eğitim durumu, yaş ve görev yapılan kaçıncı hastane değişkenlerinin psikolojik
sözleşme ve örgütsel adalet algıları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığı görülmüştür.
Bu çalışma, sağlık çalışanlarının örgütsel adalet algıları ile psikolojik sözleşme düzeyleri
arasında pozitif yönde anlamlı fakat zayıf ilişkilerin olduğunu ortaya koymaktadır.
Psikolojik sözleşme karşılıklı yükümlülükleri, anlaşmayı ve geleceği teşvik eden
güçleri inceleme fırsatı sağlamaktadır. Bu yüzden psikolojik sözleşmeler vaat, beklenti ve
yükümlülükler bakımından tutarlı olmalıdır. Birçok sağlık kurumunun karşılaştığı iş
koşullarının hızlı bir şekilde gelişmeye devam ettiği göz önüne alındığında, psikolojik
sözleşmeler aynı zamanda kuruma uyum sağlamalıdır. Çalışanların örgütsel adalet
algılamasını, kaynakların paylaşımı, ödül ve cezanın dağıtımı, kişiler arası etkileşimi,
kuralların uygulanması, yapılan iş karşılığı alınan ücret gibi pek çok faktör etkilemektedir.
Çalışanlar eğer örgütlerinde adaletsizlikler yapıldığını algılarlarsa, bu onların pek çok
davranışını etkilemektedir. Beklenmedik olaylar veya sert değişiklikler çalışanlar için kayıp
yarattığında kurumların esnek ve yaratıcı olması gerekebilir. Çoğu yöneticiler, eğer çalışanlar
mutlu ve tatmin edildiyse kurumun iyi performans gösterme ihtimalinin daha yüksek
olduğunu düşünürler.
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 631
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
KAYNAKÇA
Anderson, N. and Schalk, R. (1998). The psychological contract in retrospect and
prospect. Journal of organizational behavior, 19, 637-647.
Argyris, C. (1973). Personality and organization theory revisited. Administrative
Science Quarterly, 141-167.
Cihangiroğlu, N. ve Şahin, B. (2010). Organizasyonlarda Önemli Bir Fenomen:
Psikolojik Sözleşme, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 6(11), 1-16.
Demirel, Y., ve Seçkin, Z. (2011). Örgütsel adaletin bilgi paylaşımı üzerine etkisi: İlaç
sektörü çalışanlarına yönelik bir araştırma. Bilig Dergisi, 56, 99-119.
Guest, D.E. (1998). Is the psychological contract worth taking seriously?. Journal of
organizational behavior, 19, 649-664.
Herriot, P., Manning, W. E. G. and Kidd, J. M. (1997). The content of the psychological
contract. British Journal of management, 8(2), 151-162.
İşcan, Ö. F. veSayın, U. (2010). Örgütsel Adalet, İş Tatmini ve Örgütsel Güven
Arasindaki İlişki. Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 24(4), 195-216.
Jawahar, I. M. (2002). A model of organizational justice and workplace
aggression. Journal of management, 28(6), 811-834
Konovsky, M. A. (2000). Understanding procedural justice and its impact on business
organizations. Journal of management, 26(3), 489-511.
Meyer, C. B. (2001). Allocation processes in mergers and acquisitions: An
organizational justice perspective. British Journal of Management, 12(1), 47-66.
Millward, L. J. and Brewerton, P. M. (1999). Contractors and their psychological
contracts. British Journal of Management, 10(3), 253-274.
Morrison, D. E. (1994). Psychological contracts and change. Human Resource
Management, 33(3), 353-372.
Özgen, H. M. ve Özgen, H. (2010). Psikolojik Sözleşme Ve Boyutlarının iş Tatmini
Örgütsel Bağlılık Ve işten Ayrılma Niyetine Etkileri: Tibbi Satış Temsilcileri Üzerinde Bir
Araştırma. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19(1), 1-19.
Özler, D. E. ve Ünver, E. (2012). Psikolojik Sözleşmenin İş Tatmini Üzerindeki Etkisini
Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma. Suleyman Demirel University Journal Of Faculty Of
Economics & Administrative Sciences, 17(2), 326-351.
Robinson, S. L. (1996). Trust and breach of the psychological contract. Administrative
science quarterly, 574-599.
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632
Zekai ÖZTÜRK 632
Gamze ARIKAN
Ece DOĞUÇ
Robinson, S. L. and Rousseau, D. M. (1994). Violating the psychological contract: Not
the exception but the norm. Journal of organizational behavior, 15(3), 245-259.
Rousseau, D. M. (1990). New hire perceptions of their own and their employer's
obligations: A study of psychological contracts. Journal of organizational behavior, 11(5),
389-400.
Rousseau, D. M. (2001). Schema, promise and mutuality: The building blocks of the
psychological contract. Journal of occupational and organizational psychology, 74(4), 511541.
Shore, L. M. and Tetrick, L. E. (1994). The psychological contract as an explanatory
framework in the employment relationship. Journal of Organizational Behavior (1986-1998),
91-109.
Skarlicki, D. P. and Folger, R. (1997). Retaliation in the workplace: The roles of
distributive, procedural, and interactional justice. Journal of applied Psychology, 82(3), 434443.
Turnley, W. H., Bolino, M. C., Lester, S. W. and Bloodgood, J. M. (2003). The impact
of psychological contract fulfillment on the performance of in-role and organizational
citizenship behaviors. Journal of management, 29(2), 187-206.
Tutar, H. Örgütsel Davranış: Örgüt Teorileri ve Çağdaş Yaklaşımlar Açısından,
1.Baskı, Ankara: Detay Yayıncılık 2016.
Yılmaz, A. (2012). Psikolojik Sözleşme ve Örgütsel Güven Arasındaki İlişkinin
Analizi: Teorik ve Uygulamalı Bir Çalışma, Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Konya.
ASEAD CİLT 4 SAYI 12 Yıl 2017, S 617-632