VİZYON
HER ŞEYİN TEORİSİ
THE THEORY OF
EVERYTHING
Gösterim Tarihi: 27 Şubat 2015
Dağıtım: UIP Turkey
Yapım: Working Title Films
Yönetmen: James Marsh
Senaryo: Anthony McCarten,
Jane Hawking
Görüntü Yönetmeni:
Benoît Delhomme
Kurgu: Jinx Godfrey
Yapımcı: Tim Bevan, Lisa Bruce,
Eric Feliner, Anthony McCarten
Yapım Yılı: 2014
Ülke: İngiltere
Süre: 123 dk
Oyuncular: Eddie Redmayne,
Felicity Jones, Tom Pior,
Harry Lloyd, Alice Orr-Ewing
KARA DELIKTE
BIYOGRAFI
YAZMAK
HAVVA YILMAZ
FRAGMAN
“
ünlü astrofizikçi stephen
hawkıng’in yaşam öyküsünü konu alan
her şeyin teorisi, eddıe redmayne’in
hawkıng rolünde gösterdiği başarılı
performans nedeniyle yoğun ilgi topladı.
26
HAYAL PERDESİ MART - NİSAN 2015
”
VİZYON
2014 yapımı, bol ödüllü Her Şeyin Teorisi
(The Theory of Everything) bu birikime eklenen
son çalışmalardan. Ünlü astrofizikçi Stephen
Hawking’in yaşam öyküsünü konu alan film,
Eddie Redmayne’in Hawking rolünde gösterdiği başarılı performans nedeniyle yoğun ilgi
topladı. Hawking’in ilk eşi Jane Wilde’ın yazdığı
Sonsuzluğa Yolculuk: Stephen’la Hayatım (Travelling
to Infinity: My Life with Stephen) adlı otobiyografiden sinemaya uyarlanan filmin senaryosu
Anthony McCarten tarafından kaleme alınmış.
Filmin kronolojik seyri genç doktora öğrencileri Stephen ile Jane’in tanıştıkları parti (1963) ile
başlayıp, Hawking’in Kraliyet Madalyası aldığı
günle (1989) sona eriyor. Bu zaman dilimi içerisinde evlenen, üç çocuk sahibi olan, sonra ayrılan
fakat dost kalan ikilinin hayatı, kimseyi incitmemeye özen gösteren bir dille perdeye yansıtılıyor.
Kimin Biyografisi?
Dünyaca ünlü bir bilim adamının hayatıyla ilgili en
çok neyi merak edersiniz? Nasıl çalıştığı, kimlerden ders aldığı, hangi fikir ekollerinden etkilendiği,
okuduğu kitaplar, sevdiği yemekler, hobileri, hayranı olduğu sanatçılar, çocukluğuna dair hatıralar,
ailesi, arkadaşları, aşkları… Aslında onu tanımaya
yarayacak her türlü bilgi, biri diğerinden daha az
ilginç bulunmayacak şekilde merak konusudur.
Bir şekilde “önemli” işler yaptığına inandığımız birinin hayatının her anını kıymetli görürüz. Ancak
söz konusu olan engelli bir bilim adamı olduğunda
merakımız kaçınılmaz bir şekilde şu soruya odaklanır: Nasıl başardı? Bilimle uğraşmak ve bu alanda kayda değer çalışmalar ortaya koymak zaten
ortalamanın üzerinde bir güç ve zeka gerektirirken, fiziksel bir engelle bu tür bir başarının altına
imza atmak elbette ayrıcalıklı bir merakı hak ediyor. Bu noktada imdadımıza biyografik çalışmalar
yetişiyor. Edebiyat ve akademi kadar sinemada
da zengin bir biyografi birikimi mevcut.
Filmde, hemen her biyografi çalışmasının
yüzleşmek zorunda olduğu birtakım konular ilk
bakışta göze çarpıyor. Öncelikle filmin temel aldığı eserin öznelliği film boyunca kendisini hissettiriyor. Stephen Hawking’in hayatına dair filmden edinilebilecek tüm izlenimler, Jane Wilde’ın
süzgecinden geçerek izleyiciye ulaşıyor. Öyle
ki, bir başarı öyküsünden söz edilecekse bunun
Jane’in başarısı olduğunu düşünmek için filmde
birçok sebep bulmak mümkün. Mesela, iki yıllık
ömrü kaldığını öğrenen Stephen’ı çalışmalarına
devam etmeye ve bir yuva kurmaya ikna eden,
hem kendi ailesini hem Stephen’ın ailesini bu
konuda seferber eden, birlikte kurdukları ailenin ağır sorumluluklarını korkusuzca üstlenen,
Stephen’ın kişisel ihtiyaçlarıyla ayrıca ilgilenen,
bununla da kalmayıp ailenin moral-motivasyonunu yükseltmek için çaba harcayan, kararlılığıyla hikâyeyi sürükleyen Jane’den başkası değil.
Stephen’ın en büyük arzusu olan zamanı geriye
MART - NİSAN 2015 HAYAL PERDESİ
27
VİZYON
“
Hawking’in hayatına dair
filmden edinilebilecek tüm
izlenimler, eşi Jane Wilde’ın
süzgecinden geçerek izleyiciye
ulaşıyor. Öyle ki, bir başarı
öyküsünden söz edilecekse bunun
Jane’in başarısı olduğunu düşünmek
mümkün. Filmin Jane’in biyografisi
olduğunu söylemek abartılı bir
yorum olmayacaktır.
”
sarıp her şeyin başlangıcına, her şeyin basit bir
formülle açıklanabileceği bir noktaya ulaşmak
için ilk harekete geçen, o henüz işin teorisiyle uğraşırken Stephen’ı zamanda yolculuk ettiren yine
Jane’dir. Bu anlamda, filmin bir bakıma Jane Wilde
Hawking biyografisi olduğunu söylemek abartılı
bir yorum olmayacaktır.
Bu öznellik, filmin odak noktasını da Hawking’in
bilim adamı kimliğinden ziyade özel hayatına taşımış. Filmde Hawking’i okulda, çalışma masasında,
kürsüde gösteren sahneler kadar, belki de daha
çok evde, piknikte, partide görmek mümkün. Film,
Hawking’in ne gibi bilimsel süreçlerden geçtiğine
dair çok fazla ipucu vermiyor. Hocaları, öğrencileri,
akademik çevresi, güçlü figürler olarak yansıtılmamış. Örneğin, onu zaman konusunda çalışmaya
sevk eden soru bir hocasıyla birlikte katıldığı özel bir
programda aklına geliyor; Hawking, dönüşte yol
boyunca bu konuyu düşünüyor ama ne hocasıyla
ne de arkadaşlarıyla uzun uzun bu konuyu tartıştığını, birçok yazar, sanatçı, bilim adamı biyografisinde görmeye alışık olduğumuz gibi üretme
sancıları içine girdiğini görmüyoruz. Hawking’in
akademik başarıları filmde bir fon düzeyinde kalıyor ve ana hikâye olan Jane’le ilişkisine yardımcı
bir rol üstleniyor.
Filmin odaklandığı zaman dilimi de bir başka
sorunsal olarak değerlendirilebilir. Söz konusu zaman dilimi Hawking’in yaşam öyküsünde önemli
bir döneme tekabül ediyor olsa da, bunun her izleyiciyi tatmin edecek bir tercih olmadığı muhakkak.
28
HAYAL PERDESİ MART - NİSAN 2015
Hawking’in Kraliyet Madalyası’ndan sonraki hayatı akademi dünyasına kazandırdıkları bakımından
en az öncesi kadar ilgi çekici. Aynı şekilde, ikinci
evliliğini yaptığı bu dönemin de en az ilk evliliği
kadar renkli ve meraka değer olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan, bütün bu öznelliklerin bir eleştiri
konusu olmaktan ziyade, tercih meselesi olarak
değerlendirilmesi gerektiğini kabul etmek gerek.
Bir yaşam öyküsünü objektif bir şekilde senaryolaştırabilmek, neredeyse o yaşamı tümüyle izleyiciye aktarmakla eş anlamlı. Bu ise, tüm teknik
sorunları bir kenara bırakıldığında bile kahramanın
deneyiminin biricikliği nedeniyle imkânsızdır.
VİZYON
“
Filmde Hawking’i okul,
çalışma masası, kürsüden çok
evde, piknikte, partide görmek
mümkün. Film, Hawking’in
ne gibi bilimsel süreçlerden
geçtiğine dair çok fazla ipucu
vermiyor. Hocaları, öğrencileri,
akademik çevresi, güçlü
figürler olarak yansıtılmamış.
”
Bu açıdan, çoğu zaman bir yaşam öyküsünün
özeti olarak dahi adlandıramayacağımız biyografi
çalışmalarının baş etmek zorunda olduğu sınırlılık
probleminden Her Şeyin Teorisi de kaçamamış ve
sadece Stephen Hawking’le Jane Wilde’ın hayatından küçük bir kesit olmayı başarabilmiş. Ancak,
eskinin kıssalarını andıran bir üslupla bazı dersler
vermeyi ihmal etmemiş. Filmde, inanç, kararlılık,
sevgi, bağlılık, iyimserlik gibi temalar sık sık vurgulanıyor. Örneğin, Jane’in Katolik kimliği ile sevgisine sahip çıkması, doktorların iki yıl ömür biçtiği
bir adamla yuva kuracak cesareti kendisinde bulabilmesi arasında bir paralellik kuruluyor. Herkesin
ümidini yitirdiği bir noktada ümide sımsıkı sarılanın ve herkesi motive edenin Jane olması da bu
açıdan tesadüf değil. Aynı şekilde, Jane’in inancı
ve umudu taşımaktan yorulduğu bir noktada tüm
aileye yardım eden inançlı Katolik bir figür olarak
Jonathan’ın ortaya çıkması da anlamlı görünüyor.
Film, en başından beri inançsız olan Stephen’ın,
Jane’in inancı sayesinde gösterdiği kararlılık olmasa belki de yoluna devam edemeyecek, Tanrısız
bir evreni mümkün kılacağını umduğu her şeyin
teorisini açıklayan basit formülü arayacak moti-
vasyonu kendisinde bulamayacak olduğunu düşündürüyor. (Kazayla döktüğü kahveyi ve kazağını
giymeye çalışırken göz göze geldiği şömineden aldığı ilhamı saymazsak) Hawking’e “zeki ateistlerin
dini” olarak tanımladığı kozmolojiyi sarsma gücünü ve cesaretini veren Jane’in inancı oluyor, fakat o
Jane’nin inancını paylaşmıyor. İkiliyi bir arada tutan
sevgi bağının çözüldüğünü, ikisinin de kendilerine
inanç yönünden benzeyen yeni insanlarla tanışmalarıyla öğreniyor olmamız bu bağlamda ince bir
gönderme olarak değerlendirilebilir.
Tüm bunlar filmde Hawking’e şu cümleyi kurdurabilmek için yapılmış gibi: “Hayat ne kadar
kötü görünürse görünsün yapılacak, başarılacak
bir şey vardır. Hayat varsa umut da vardır.” Tek
sorun, filme hâkim olan Jane Wilde öznelliğinin
bu başarının tam olarak ne olduğunu ve nasıl gerçekleştiğini anlamamıza yeterince izin vermeyen
müdahalesi. Tarafların anlayışlılığı ve hoşgörülülüğü ise şüpheyle karşılanacak bir abartıya sahip.
Filmi izledikten sonra hiç kavga etmeden ve birbirlerini incitmeden evlenen, üç çocuk sahibi olan
ve boşanan bir ailenin dünya gerçekliğiyle ne kadar örtüşebileceğini düşünmemek elde değil. Bu
yönüyle filmin, izleyicide en azından çiftin hayatına dair daha fazla merak uyandırmayı başardığını
söyleyebiliriz. Hawking’in hayatındaki “her şeyin
teorisini” keşfedebilmek için daha fazla kara deliğin aydınlanmasına ihtiyaç var. i
MART - NİSAN 2015 HAYAL PERDESİ
29