Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2015 •
Yaşlanma ve Kırsal Yaşlılık Mevcut Durum Raporu
İnsanlar sahip oldukları özgürlüklerin verdiği motivasyon ile yaşamlarını hızla devam ettirmektedirler. Yeryüzünün neredeyse her yeri keşfedilmiş durumda. İnsanlar daha meraklı ve daha heyecanlı hem öğrenmek, hem iş, hem de tatil amacı ile seyahat etmektedirler. Bu koşuşturma içerisinde ise insanlar farkına varmadan bile olsa sahip olduğu özgürlükler ve haklar ile dünyayı tahrip etmektedirler. Kanunlar ve teknoloji insanların refahı ve konforu için var olur iken diğer yandan ise ciddi bir çevre tahribatı ile karşı karşıya kalınmaktadır. Büyüyen ekonomiler, şehirler, sektörler diğer yandan büyüyen sorunları da beraberinde getirmektedirler. İnsanlar, yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan hak ve özgürlüklerin, refah ve konforun; çevre olmadan bir anlamının olamayacağını ve bu nedenle yaşam hakkı için çevre hakkının var olması gerektiğini günümüzde kavramış durumdadırlar. Turizm, hak ve özgürlüklerin belki de en çok yaşandığı bir sektör olup ülkeler ve ekonomileri için önem arz etmektedir. Diğer yandan turizmin toplum ve çevreye verdiği hasarların da göz ardı edilmemesi gerekliliği, insanların turizm hakkı ile çevre hakkını karşı karşıya getirmektedir. İnsanların var oluşları ile doğrudan ilişkili çevre hakkının turizm ile ilişkilendirilmesi, konuya sosyal yönü kadar hukuki yönleri ile irdelemek bu çalışmanın özünü oluşturmaktadır.
KİMLİK SİYASETİ: KÜRT SORUNU ÖRNEĞİ
KİMLİK SİYASETİ: KÜRT SORUNU ÖRNEĞİ2020 •
Bu tez, Kürt sorununu kimlik, anadilde eğitim, özerklik, anayasa ve ekonomik yatırım olmak üzere Kürtlerin beş temel talebi içinde birbirleriyle ilişkilendirerek ve tarihsel bağlamına oturtarak incelemektedir. Tek başına kimlik ya da anadilde eğitimle Kürt sorununu sınırlamayıp söz konusu beş temel talebin bir arada ele alınması gerektiğine işaret ederek, sorunu, Kürtlerin gözünden tarihsel ve güncel gelişmelere odaklanan bir perspektifle ele almaktadır. Bu bağlamda, devletin Kürt politikasıyla Kürtlerin gündelik hayatının kendi iç dinamiği arasında Kürt sorununa bakılarak merkezin uygulamalarının yerel düzeyde karşılığı ve görünümü irdelenmiştir. Tezin önemli bir kısmını oluşturan alan çalışması ile Kürtlerin gündelik hayat içerisinde söz konusu beş temel talebi nasıl anlamlandırıp yorumladıkları nitel çalışma yoluyla etnografik verilere dayanılarak değerlendirilmiştir. Eleştirel tonda yazılanlar da dâhil bu çalışmada, son tahlilde, çözüm odaklı bir yaklaşım benimsenmiştir.
Hukukun üstünlüğünü korumak ve diğer kuvvetleri hukuk içinde tutmak için kurulan yargının kendi işlevini yerine getirmesinin tek aygıtı kararlarıdır. Bu kararların nitelikli olabilmesi ve beklenen etkiyi doğurabilmesi için hem içeriğinin hem de şeklinin iyi tasarlanması gerekir. İdari yargının bütün çabasını kararların içeriğine adamış olması nedeniyle diğer unsur olan kararların şekli konusunda gelişme sağlanamamaktadır. Yaklaşık bir asırdır aynı şekilde yazılan idari yargı kararlarının zamanın ve ihtiyaçların gerisinde kalan yönleri bulunmaktadır. Kararların şeklinin mevcut hali ile pratik sonuçlar doğurduğu açıktır. Bununla birlikte kararlar, bölümleri itibarıyla belirsiz, cümle yapısı yönünden karışık, tarafların argümanlarını karşılaması bakımından zayıf ve gerekçe konusunda ise yetersizdir. Bu nedenle, karşılaştırmalı hukuktaki örnekler de incelenmek suretiyle idari yargı kararlarının şekli konusunda yeniden belirleme yapılmasına yönelik bir tartışmayı başlatmanın zamanı gelmiştir.
Kürt sözü, DLT’den itibaren Türkçede hem cins isim olarak hem de etnonim olarak kullanılan bir addır. Türkçe olan Bulgar adının bugünkü Slav Bulgar toplumuna ad olması gibi, Kürt adının da farklı kökenlerden gelen ve karma bir toplum olan Kürtlere özel ad olduğu düşünülebilir. Bu arada Kürtlerin Arap, İrani, Yafetik, Ermeni ve Anadolu yerli kavimlerinden geldiğine dair görüşler vardır. Kürdistan denilen coğrafyanın Zagros dağları civarı olduğu bilinmektedir. Türkiye’deki Kürtler aslında Kurmanç’tır. Kürtlerin Anadolu’daki tarihi, Türklerin Anadolu hâkimiyeti ile paralellik gösterir. Osmanlı devleti ile İran arasında yaşanan Şii-Sünni çekişmesi içinde, Anadolu’daki Alevi Türkmenler İran’a, İran coğrafyasındaki Sünni Türkmen ve Kürtler de Anadolu’ya doğru çekilmiştir. Kürtlerin Türkiye’deki nüfusu kesin olarak bilinmemektedir ve çok farklı sayılar verilmektedir. Kürtçe, genellikle Hin-Avrupa dil ailesinden bir dil olarak değerlendirilir. Ancak Kürtlerin dil değiştirdikleri ve ilk dillerinin başka olduğu birçok araştırmacı tarafından dile getirilmektedir. Kürtçenin karma bir dil olduğu söz varlığında ve gramer yapısında kendini göstermektedir. Kurmançça ve Soranice en önemli lehçeleridir. Zazaca, Kürtçenin bir lehçesi değil ayrı bir dildir. 1965 Genel Nüfus Sayımına göre Türkiye’de nüfusun % 7’sinin ana dili Kürtçedir. Anahtar Kelimeler: Kürt, Kürtlerin kökeni, Kürdistan, Kürtçe, Kürtçenin lehçeleri KURDS AND KURDISH LANGUAGE ABSTRACT The word Kurd is a name used both as a common noun and ethnonym in Turkish language since DLT. It can be thought that the word Kurd may be a proper noun used for Kurds who are a hybrid community and come from different origins, just like the word Bulgar, which is a Turkish word, has been accepted as a name for today’s Slavic Bulgarian community. Meanwhile some argue that Kurds come from Arabic, Iranian, Yaphetic, Armenian and Anatolian native tribes. It is known that the area which is called Kurdistan is around Zagros mountains. The Kurds in Turkey are Kurmanç. The history of the Kurds in Anatolia has a parallel time line with the sovereignty of Turks in Anatolia. At the result of the Shia-Sunni fighting between Ottoman State and Iran, Alewi Turkmens in Anatolia went to Iran and Sunni Turkmens and Kurds came to * Prof. Dr., Fırat Ü. İnsani ve Sosyal Bil. Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Böl. Öğretim Üyesi. Elmek: aburan@firat.edu.tr 44 Ahmet BURAN Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 6/3 Summer 2011 Anatolia. The population of the Kurds is not known exactly and quite different numbers are claimed. Kurdish language is generally thought to be a member of IndoEuropean family of languages. But it is argued by many researchers that Kurds have changed their language and their first language was rather different than the current one. Both vocabulary and grammatical structure show that Kurdish is a hybrid language. Kurmanci and Sorani are the most important dialects of Kurdish. Zazaki is not a dialect of Kurdish, it is a different language. According to the results of general census in 1965, native language of 7% of the people in Turkey is Kurdish. Key Words: Kurd, Origin of Kurds, Kurdistan, Kurdish language, Dialects of Kurdish
13. Uluslararası Kamu Yönetimi Sempozyumu Bildiri Kitabı
KAMU GÜVENLİĞİ- YURTTAŞ HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ (GÜVENLİĞİ) TARTIŞMASI YA DA DEVLET NEDEN KORKAR YURTTAŞ NE İSTER?2019 •
Gelişmiş dünyada ABD ve müttefiklerinin, kamu güvenlik politikalarının tehlikede olduğu varsayımından yola çıkarak başlattıkları küresel güç oyunu, oyunun; Rusya Federasyonu ile destekçileri aracılığıyla dengelenmesinin ardından oluşan süreç, “Yeni Dünya Düzensizliği”nin bitişi olarak yorumlanırken, kamu güvenliği kavramının her türlü insani değerin üzerinde, yeni bir aktör olarak yükselmesini de sağladı. Özellikle Ortadoğu hattında belirginleşen karşılıklı denge oyunu, Türkiye’de, tarihsel “beka sorunu” endişesinin yeniden şekillenişine neden oldu. Bu bağlamda günümüzde sadece Türkiye’de değil tüm dünyada, yürütmenin otoriterleşip hassaslaşmasına paralel olarak, küresel düzeyde kamu güvenliği ve yurttaş hak- özgürlükleri arasında yapı-bozumcu bir süreç yaşandığı ileri sürülebilir. Alman sosyolog Luhmann’ın,“yeni işlevselcilik” olarak da değerlendirilen sistem teorisindeki başat kavramlardan birisinin “öz- üretim (Autopeitik)”, diğerinin ise “toplum ve psişik” sistemler olduğu göze alındığında, özellikle karmaşık çatışkı dönemlerinde, devlet- toplum/ toplum- birey, birey/devlet ilişkilerinin arasındaki sürekliliğin akamete uğradığı fark edilebilir. Kendi başına bir sistem oluşturan devlet ve onun içinde, fakat onunla bütünleşen bir iç (alt)- sistem oluşturan toplum arasında beklentiler ve farkındalıklar üzerinden yol ayrımına gelinir. Bu noktada da Gramsci’nin deyimiyle, “oydaşma krizi/ tarihsel bloğun bütünlüğünün kırılması” evresine geçilebilir. Metinde “Devlet neden korkar”, “Yurttaş ne ister” uzlaşısızlığı olarak ele alınacak bu evrede, bir tarihsel blok yerini yeni ya da sistemdeki temel aktörlerinin yerleri değiştirdiği, bürokrasideki taşların oynatıldığı farklı bir almaşığa bırakır. Elinizdeki çalışma Luhmann, Gramsci, Parsons vb gibi düşünürlerin kavramlarına yaslanarak ama tamamen onlara sadık kalma yerine, bu kuramları, ülkenin iç güvenliği/ beka sorunu/ gittikçe çoğulculuğa yaşam hakkı tanımayan bir çoğunlukçuluğa bürünen siyasal dengelerini, çözümlemekte işlevsel olarak ele alan bir iç- tartışma niteliğindedir. Anahtar sözcükler: Luhmann, Gramsci, kişi hak ve özgürlükleri, kamu güvenliği, öz-üretim.
ERBAŞ VE ERLERİN YASAL HAKLARI
ERBAŞ VE ERLERİN YASAL HAKLARIEğitim birliklerinde acemi eğitimine devam eden erbaş/erlerin kadro birliklerine dağıtımları; birlik, karargâh ve kurumların erbaş ve er kadro ihtiyacı, sağlık ve tahsil durumları, yetişmiş oldukları branş, ikâmet ettikleri ve nüfusa kayıtlı oldukları iller ile mevzuat kapsamındaki durumları da dikkate alınarak hiçbir müdahale olmaksızın " BİLGİSAYAR " ortamında yapılmaktadır. Erbaş/erler nüfusa kayıtlı oldukları ve kendileri ile ailelerinin daimi ikâmet ettikleri il sınırları (ilçe ve köyler dâhil) içindeki birlik, karargâh ve kurumlara tertip edilmemektedir. Bilgisayar kayıtlarındaki memleket ve ikâmet bilgilerinin hatalı olması sebebiyle, nüfusa kayıtlı olduğu veya kendisi ile ailesinin daimi ikâmet ettiği il sınırları içinde konuşlu birliklere tertip edildiği tespit edilen erbaş ve erlerin birlikleri ise değiştirilmektedir. Erbaş/erlerin, bilgisayarla yapılan dağıtımları sonrasındaki birlik değişikliği taleplerinin hangi hallerde yerine getirileceği mevzuatla belirlenmiş olup, bu haller dışında yapılacak başvurulara işlem yapılamamaktadır. Erbaş/erin kendisi veya ailesi tarafından, aşağıda belirtilen konularda yapılan başvurularda er hak sahibi olduklarının tespiti halinde erbaş/erin birlikleri değiştirilmekte (Öncelikle eğitim/acemi birliğinde temel eğitimini tamamladıktan sonra veya kadro birliğinde) olup, ailenin tek erkek çocuğu durumundaki erbaş/erin dağıtımları da hiçbir müdahale olmaksızın " BİLGİSAYAR " ortamında yapılmaktadır. a. Kardeşi/Kardeşleri Askerlik Hizmetini Birinci Derecede Kritik İllerde Tamamlayan Erbaş/Erlerin Birlik Değişikliği Esasları: Askerlik hizmetini birinci derecede kritik illerde (Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen İller
YÖRÜK YAŞAMININ VE KÜLTÜRÜNÜN HALK ŞİİRİNE YANSIMALARI
YÖRÜK YAŞAMININ VE KÜLTÜRÜNÜN HALK ŞİİRİNE YANSIMALARI2017 •
“Yörük” kelimesi, etimolojik bağlamda incelendiğinde birçok farklı anlamı içerisinde barındıran bir kavram olmakla birlikte; sosyolojik ve kültürel bağlamda, bir yerleşim ve yaşam biçimini, Türk kültürü içerisinde bir alt kültürü ve bu kültürün, yaşamın mensuplarını ifade etmek üzere kullanılmaktadır. Birçok araştırmacı, “Yörük” kelimesinin “Yörü-” fiilinden türetilerek meydana geldiğini ve Anadolu’ya gelip burayı yurt tutan göçebe Oğuz boylarını (Türkmenleri) ifade etmek için kullanıldığını belirtmektedir. Geçmişten bugüne Anadolu’da Güney ve Batı Anadolu’da özellikle de Toroslar ve çevresinde yoğun olarak yaşayan göçebe Yörük Türkmenlerinin hayatlarında Eski Türk yaşamının kültürünü ve izlerini görebilmekteyiz. Yörük Türkmenleri; oldukça zor olan bu yaşam biçimi içerisinde bir yandan kültürlerini, geleneklerini, örf ve adetlerini canlı bir şekilde devam ettirirlerken bir yandan da kendilerine özgü hayat tarzlarını halk edebiyatı ürünlerine yansıtmışlardır. Duygularını, düşüncelerini, acılarını, sevinçlerini sözlü kültür dairesi içerisinde; koşmalar, türküler, ağıtlar, maniler, ninniler ve destanlar aracılığıyla ortaya koymuşlardır. Karacaoğlan ve Dadaloğlu gibi günümüzde bile büyük şöhrete sahip halk şairleri yanında, bu kültür ortamı içerisinde yetişmiş ve belki çoğu unutulup gitmiş yüzlerce şairin manzum ürünleri Yörükler arasında hala söylenmeye devam etmektedir. Türk halk edebiyatı içerisinde en zengin temalara rastlayabileceğimiz eserler de bu kültür ortamlarında yetişmiş şairlerin şiirlerinde yer almaktadır. Zengin bir pastoralizm barındıran bu eserler, duyguyu tabiattan beslenerek harekete geçirmiş ve halk şiirimiz içerisindeki yerini almıştır. Bu çalışmada, halk şiiri kaynakları ve Yörüklerle ilgili çalışmalar taranarak geçmişten bugüne göçebe yaşam tarzı ve kültürünü benimseyen Yörük Türkmenlerin halk şiirimiz içerisindeki yeri ve önemi belli ana kavramlar üzerinden (Yörük insanının özellikleri, göç, hayvancılık, giyim- kuşam, tabiat, çadır gibi) ortaya konulmaya çalışılacaktır
2024 •
Contracampo - Brazilian Journal of Comunication
From Gay Kit to Indoctrination Monitor: the conservative reaction in BrazilSarkisyants, A., & Syutkin, A. (2023). The Theological Remnant of Modernity. Stasis, 11(1-2). Retrieved from https://stasisjournal.net/index.php/journal/article/view/234
Теологический остаток современности2023 •
Logos. Anales del Seminario de Metafísica
Jung, Schopenhauer y el problema del malRespiratory Medicine: X
Cost-effectiveness analysis of a single-inhaler triple therapy for patients with advanced chronic obstructive pulmonary disease (COPD) using the FULFIL trial: A UK perspective2019 •
Ciencia E Cultura
Teste do olfato auxilia no diagnóstico precoce da síndrome2007 •
International Journal of Enterprise Network Management
Digital payment apps: perception and adoption - a study of higher education studentsCivil Engineering Journal
Mechanical Analysis of Subgrades of Road Pavements in Life Cycle Assessment2022 •
Cumhuriyet medical journal
Ektodermal displazi: nadir görülen ve tekrarlayan ateş nedeni2009 •
Psychiatry Research
DSM-5-based latent PTSD models: Assessing structural relations with GAD in Filipino post-relocatees2017 •