VIII. TÜRK DENİZ TİCARETİ TARİHİ SEMPOZYUMU BİLDİRİLER KİTABI
ISBN 978-975-8081-95-0 (BASILI)
ISBN 978-975-8081-96-7 (ELEKTRONİK)
SEMPOZYUM YÜRÜTÜCÜSÜ
Rahmi Deniz ÖZBAY
Marmara Üniversitesi
SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU
Rahmi Deniz ÖZBAY
Murat KORALTÜRK
Erol ÖZVAR
Fahri SOLAK
SEMPOZYUM SEKRETERİ
Cihan YAPIŞTIRAN
Marmara Üniversitesi
SEMPOZYUM YÜRÜTME KURULU
Yasemin ÇİFTÇİ
Sema KELEŞ
Marmara Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
Tansu HANÇER
Hüseyin ZENGİN
Marmara Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
Ayşenur KARADEMİR
Recep KURT
Marmara Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
Gökay KARADUMAN
Dorukhan SELÇUK
Marmara Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
TASARIM
Harun Raşid
BASKI
Şan Ofset
Tel: 0212 289 24 24
İstanbul, 2016
Monad Film Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti.
Burhaniye Mah. Enveriye Sok. No:26/2 Üsküdar 34676 İstanbul
Tel: (0216) 557 82 87 • Faks: (0216) 557 82 85
BİLDİRİLER KİTABI
27-28 Mayıs 2016
Yayına Hazırlayan
Rahmi Deniz ÖZBAY
Cihan YAPIŞTIRAN
İçindekiler
9
27
33
51
61
71
95
100
110
116
138
148
AMATÖR SPORTİF DENİZCİLİĞİN SORUNLARI
Atmaca, Sezar
17. YÜZYILDA İSTANBUL LİMANI VE MARMARA DENİZİ’NDE
ULUSLARARASI VE ŞEHİRLERARASI ULAŞIM VE TİCARET
Aybet-Üçel, Gülgün
19. YÜZYIL’DA DOĞU KARADENİZ’İN KÜÇÜK LİMANLARINDAKİ VE
İSKELELERİNDEKİ TİCARİ FAALİYETLER
Aydın, Yunus Emre
OSMANLI MİNYATÜRLERİNDEKİ GEMİBAŞ FİGÜRLERİ
Beydiz, Mustafa Gürbüz
MONTRÖ SÖZLEŞMESİ’NE GÖRE ALINAN GEÇİŞ ÜCRETLERİ
(RESİM VE HARÇLAR)
Demir, İsmail
TARİHTEN GÜNÜMÜZE TÜRK BOĞAZLARI’NIN GEÇİS REJİMİ VE
80. YILINDA MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
Ece, Jale Nur
OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E İÇ SULARDA YAPILAN
TAŞIMACILIK ÇALIŞMALARI
Güvendiren, M. Yıldız
OSMANLI DÖNEMİNDE SİGORTA ŞİRKETLERİNİN
RAĞBET ETTİKLERİ ŞEHİRLER
Kahya, Fatih
İSTANBUL AHKÂM DEFTERLERİNE GÖRE GEMİ KAZALARI (1742-1779)
Karaduman, Gökay / Selçuk, Dorukhan
OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E DENİZ TİCARET
MEKTEPLERİNİN GELİŞİMİ
Karakaya, Mutlu
İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ OSMANLI DONANMA POLİTİKASI:
MİLLİ DONANMAYI KURMA ÇABALARI
Karataşer, Büşra
19. YÜZYIL İRAN DIŞ TİCARETİNDE OSMANLI LİMANLARININ ROLÜ
Keskin, Turan
155
174
195
202
222
242
257
273
282
303
311
MARMARA DENİZİ TARİHİ HARİTALARI VE PORTOLANLARI
Koca, Yasemin Nemlioğlu
İSTANBUL’UN İAŞESİNDE DENİZ ULAŞIMININ ÖNEMİ
Kolay, Arif
S/S MİLLET’İN BATIŞI VE KARADENİZ’DE KORUNAKLI LİMAN SORUNU
Koraltürk, Murat
OSMANLI DENİZ ULAŞIMINDA YAŞANAN SORUNLARA
YOLCU VAPURLARI KARİKATÜRLERİ IŞIĞINDA FARKLI BİR YAKLAŞIM
Memiş, Şeik
İNEBOLU VAPURU FACİASI
Tuna, Pınar
1896 YILINDA BALIKPAZARI VE YEMİŞ İSKELESİ:
İSTANBUL LİMANI’NIN İKİ MAHALLESİNDE EKONOMİK VE SOSYAL
TOPOGRAFYA ÇÖZÜMLEMELERİ
Tülek, Murat
OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E MERSİN LİMANINDA PAMUK TİCARETİ
Uğuz, Sacit
CUMHURİYET DÖNEMİ LOJİSTİK: UMUMİ MAĞAZACILIK
Varlı, Arzu
FRANSIZ DİPLOMAT BOISLECOMTE’UN OSMANLI DENİZ GÜCÜNE
DAİR TESPİTLERİ (1833)
Yalçınkaya, Mehmet Alaaddin
19. YÜZYIL VAN GÖLÜ’NDE ULAŞIMIN BÖLGE TİCARETİNE ETKİLERİ
Yapıştıran, Cihan
TÜRK DENİZ TİCARET TARİHİNİN KAYNAĞI OLARAK
KONSOLOS RAPORLARI
Yılmaz, Özgür
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
242
1896 YILINDA BALIKPAZARI VE YEMİŞ İSKELESİ:
İSTANBUL LİMANI’NIN İKİ MAHALLESİNDE EKONOMİK VE
SOSYAL TOPOGRAFYA ÇÖZÜMLEMELERİ
TÜLEK, Murat*
Bu çalışma geçmişte Eminönü sahilinde yer alan, şu anda ise izlerinin büyük bir
kısmı silinmiş olan Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi mahallelerinin 19. yüzyıl sonundaki
durumuna odaklanmaktadır. Bizans döneminden 1950’li yıllara kadar İstanbul’un
ve İstanbul Limanı’nın gıda deposu olarak kullanılan ve şehrin gündelik hayatında
önemli yer tutan bu bölge İstanbul’u modernleştirme girişimleri sırasında yıkılmıştır.
Osmanlı’nın modernleşme çabalarının sürdüğü dönemde birçok projeye konu olan
bölgeye mekânsal müdahaleler önerilmiş; ancak bu öneriler uygulama aşamasına
geçmemiştir. Cumhuriyet döneminde ise farklı dönemlerde (1930, 1950 ve 1980’li
yılların sonlarında) gerçekleşen imar faaliyetleri kapsamında bölge kademeli olarak
yıkılmıştır. Gerçekleşen yıkımlar bölgenin mekânsal izleriyle beraber kentsel ve toplumsal bellekteki izlerini de silmiştir.
Bu yıkımların öncesinde İstanbul’un yaşadığı çalkantılı dönemler, radikal demograik
değişimler, iktisadi coğrafyanın dönüşümü ve liman faaliyetlerinin yeniden düzenlenme çabaları sonrasında bölgenin proili hızla değişmiştir. Bu bildiride bu değişimin
öncesinde -yani 19. yüzyılın sonunda- İstanbul Limanı ile Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi
sokaklarındaki iktisadi ve toplumsal peyzajın nasıl şekillendiği incelenmiştir.
Öncelikle bu bölgenin İstanbul’un ve İstanbul Limanı’nın neresinde yer aldığı, nasıl
bir fonksiyona sahip olduğu, kentin ve limanın modernleştirilmesi istekleri boyunca nasıl
projelere konu olduğu ve sonunda nasıl yıkıldığı kısaca özetlenecektir. Son kısımda
ise bahsi geçen değişimlerin öncesine, 1896 yılına odaklanılacaktır. Bu yılda İstanbul
Limanı’nın iktisadi coğrafyasının sokak düzeyinde nasıl farklılaştığı ve çalışma alanının
liman içerisinde nasıl bir proile sahip olduğu incelenecektir. Ardından Balıkpazarı ve
Yemiş İskelesi’nin ekonomik ve sosyal topografyasının nasıl oluştuğunu çözümlenecektir.
Balıkpazarı ve Yemiş iskelesi olarak bilinen bu semtlerin kesin sınırları yoktu. Bu
çalışmada ise bölge batıda Tarihi Yarımada’nın Galata ve Pera’ya açılan kapısı olarak
kullanılan ve önemli bir kamusal alan olan Eminönü Meydanı, doğuda Keresteciler
rıhtımı ve güneyde ise sur dokusu ile sınırlanmıştır. (Harita 1)
Çalışma alanı Haliç surlarının dışında, Eminönü ve Unkapanı sahili arasında kalan bir
bölge içinde yer almaktadır. Müller-Wiener, 1954’te yapılan sondaj çalışmalarına dayanarak
buradaki 150-200 m. genişliğindeki şeridin molozlarla doldurulmuş olduğunu belirtiyor.(1)
Zeminin bu özelliği bu bölgenin mekânsal yapısını oluşturan en önemli özelliklerinden
biriydi. Bölgedeki bir çok bina iskeleler gibi kazıkların üstüne temellendirilerek yapılmıştı.
Bizans döneminde bölgenin proili hakkında bilgi veren Müller-Wiener (1998) ve
Ağır (2009) bu dönemde bölgenin kentin ve limanın gıda deposu, iaşesinin saklandığı
*
Ph.D. Adayı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı,
mrt.tulek@gmail.com
(1) Wolfgang Müller-Wiener, İstanbul Limanı, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1998, s. 2.
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
243
Harita 1: Çalışma alanı sınırları (Altlık: Necip Bey haritası)
ve içinde diğer liman özelliklerini barındıran bir yer olduğu belirtiyor. Müller-Wiener,
Bizans dönemindeki mekansal özelliklerin geç Osmanlı-erken Cumhuriyet dönemiyle
paralellik taşıdığını belirterek, “küçük, aşağı yukarı dikdörtgen bina adaları”nın oluşturduğu bir bina dokusu olduğunu söylüyor.(2) Ağır da benzer bir şekilde, iskelelere
açılan kapılardan kentin içlerine doğru uzanan yollar ile kıyıya paralel yolların ızgara
tipi bir plan oluşturduğunu belirtiyor.(3)
Haliç ile surlar arasında kalan bölge Osmanlı döneminde de İstanbul’un ve İstanbul
Limanı’nın gıda deposu olma özelliğini taşımıştır. Eminönü ile Unkapanı arasındaki kıyı
şeridi dar sokakları ve sıkışık kentsel dokusuyla şehrin gündelik faaliyetleri için oldukça
önemli bir yerdi. İskeleler önünde bulunan yoğun kayık kalabalığı ile iskelenin arka
sokaklarında yer alan dükkân ve depolar arasında sıkı bir bağ vardı. Şehre gelen birçok
çürüyebilir gıda maddesi bu bölgedeki iskelelere indirilir, burada depolanır ve satılırdı.
16. yüzyılda İstanbul Boğazı hakkında yazan Petrus Gyllus, Porta Piscaria’nın önünde bir
balıkpazarı bulunduğunu, biraz ilerisinde ise “her türlü taze ve kurutulmuş meyve ile
toprak ürünlerinin satıldığı bir pazar vardır” diyerek bölgeye kısaca değinir. (4) Balıkpazarı
bölgesi Eminönü Meydanı’ndan başlamaktaydı, Balıkpazarı kapısı ve iskelesine ismini
veren balıkçı dükkânları bu bölgede bulunmaktaydı. Sur dokusu boyunca uzanan Balıkpazarı Caddesi’ni kesen sokaklarda meyhaneler, fırınlar ve tütün gibi çeşitli zirai ürünler
satılmaktaydı. Balıkpazarının biraz daha batısında ise Yemiş İskelesi yer almaktaydı.
Balıkpazarı’nda olduğu gibi bu semtin ve sokaklarının ismi de bölgede satılan ürünlerden
(2) Wolfgang Müller-Wiener, İstanbul Limanı, s. 25.
(3) Aygül Ağır, İstanbul’un Eski Venedik Yerleşimi ve Dönüşümü, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları,
İstanbul, 2009, s. 57-64.
(4) Petrus Gyllius, İstanbul Boğazı, Eren Yayıncılık, İstanbul, 2000, s. 62.
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
244
gelmekteydi. 18. yüzyılda sur kapıları ve civarlarını anlatan İnciciyan ve Hovhannesyan
bölgede satılan ürünlere dair birçok bilgi vermektedir.(5) 1800’lerin başında hazırlanan
bir Bostancıbaşı defteri ise iskeleler, buradaki faaliyetler (kayıkçı ve limon iskeleleri gibi),
kahvehaneler ve diğer yapılarla (gümrükler, kolluklar gibi) ilgili önemli bilgiler içermektedir.
(6)
Bölgedeki mekânsal yapıyı gösteren erken tarihli bir kartograik kaynak sayılabilecek
II. Beyazid Su Yolları haritasında (1814-15) ise yer ve ticari faaliyetlerin isimleri ile iskele,
sokak ve yapılar arasındaki ticari ilişki okunabilmektedir. (Harita 2)
Harita 2: II. Beyazid Su Yolları haritası (Kaynak: M. Kazım Çeçen, II. Bayezid Suyolu Haritaları, İSKİ Yayınları,
İstanbul, 1997, s. 36-37.)
19. yüzyılın ilk yarısından itibaren bölge ve İstanbul Limanı’nın çehresi değişmeye
başlamıştır. Unkapanı-Azapkapı arasına yapılan köprünün Haliç’in iki yakasını ilk defa
birbirine bağladığı 1836 yılından birkaç sene sonra ilan edilen Tanzimat’la beraber
birçok alanda olduğu gibi kent mekânının modernleştirilmesi gündeme geldi. Kent
yönetimine ilişkin yayınlanan ilk belge olan 1839 tarihli İlmühaber belgesi sonrasında
yapılı çevrenin düzenlenmesi ve “güzelleştirilmesi” için birçok nizamname yayınlanırken, bir yandan da kenti bütünsel veya noktasal olarak düşünen modernleştirme
projeleri hazırlanıyordu.(7) Bu projelerin belli bir bölümü ise limanın modernleştirilmesi
üzerineydi. 1845 yılında Eminönü-Galata arasına yapılan köprünün üçe ayırdığı liman,
genişleyen iş hacmi ve limana giren gemi sayısının artışı karşısında yetersiz kalıyordu.
Özellikle Kırım savaşı sonrasında İstanbul Limanı’nın durumu ve bakımsız hali, limanın
modernleştirilmesi gerektiğini ortaya çıkardı.
(5) P. Ğugios İnciciyan, 18. Asırda İstanbul, İstanbul Fetih Cemiyeti, İstanbul, 1956, s. 12; Sarkis Sarraf Hovhannesyan, Payitaht İstanbul’un Tarihçesi, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1996, s. 15-17.
(6) Reşat Ekrem Koçu. “Balıkpazarı İskeleleri ve Sahil Boyu”, İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul Ansiklopedisi
ve Neşriyat Kollektif Şirketi, İstanbul, 1956, s. 2027.
(7) Zeynep Çelik, 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti: Değişen İstanbul, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1996,
s. 84-49.
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
245
Liman’ın modernleştirilmesi için gerçekleşen ilk girişimlerden biri, “İstanbul rıhtımlarının modernleştirilmesi işi” 1879 yılında ihaleye çıkarıldı. İmtiyazı alan Mişel
Paşa’nın hazırladığı ilk proje Sarayburnu-Unkapanı ve Tophane-Azapkapı arasında
sahil boyunca 20 metre genişliğinde ve yaklaşık 3000 metre uzunluğundaki alanın
doldurularak rıhtım ve gümrük binaları için gerekli alanın kazanılması öngörüyordu.
1890 yılında gecikmeli olarak başlayan projenin ilk aşamasında 1895 yılında 770
metrelik Galata rıhtımı, 1900 yılında ise 390 metrelik Sirkeci rıhtımı tamamlandı. İkinci
aşama olarak planlanan iki köprü arasında yer alacak 1840 metrelik rıhtım ise zemin
problemleri, Sirkeci rıhtımının yapım sürecinde büyüyen maliyet, mülkiyet sorunları,
iki köprü arasında yer alan atölyeler ve iskelelerdeki yoğunluk gibi nedenlerden ötürü
iptal edildi.(8) Dolayısıyla Balıkpazarı ve Yemiş iskelesini de içeren iki köprü arasındaki
kıyılara yapılması planlanan modern rıhtımlar yapılmadı.
19. yüzyılın sonunda İstanbul Limanı Galata ve Sirkeci’ye inşa edilen yeni rıhtımlarla
modernleştirilmeye çalışılırken, Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi bölgeleri yangın sonrasında yapılan ufak düzenlemeler ve açılan vapur iskeleleri dışında gerçekleşen büyük
bir projeye sahne olmadı. Bununla beraber gedik hakkının kaldırılması ve 1864 yılında
yayınlanan ve surların yıkılarak arazilerinin satılmasına olanak sağlayan Kule-i Zemin
nizamnamesi bölgedeki ticaret yapılarının hızla çoğalmasına sebep oldu.(9) Bu gelişmeler
sonrasında Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi 19. yüzyılın sonunda artan ticari faaliyetlerin
yoğunluğuyla şehrin en kalabalık ticaret bölgelerinden biriydi.
Koçu, 19. yüzyılın sonundaki Balıkpazarı’nı sahilinde kayık iskeleleri, yüzlerce kayık,
salaş dükkânlar, kahvehaneler, sahile bağlanmış erzak ve zahire gemilerinin yer aldığı
“son derece renkli, canlı hareketli, pitoresk bir alem” olarak anlatmaktadır.(10) Yemiş
İskelesi’yle ilgili ise ailesi bölgede ticaretle uğraşmış Rumların anılarında ayrıntılı
tasvirler yer almaktadır. Babası Yemiş İskelesi’nde ticaretle uğraşmış Haris Spataris’in anılarında bölgenin mekansal, iktisadi ve sosyal yapısına dair önemli ipuçlarına
rastlanıyor. Spataris, mahallenin Bizans surları dışına kurulduğunu, Limonlukların 200
metrelik kıyısı ve buradan Haliç’e giden vapurların iskelesinin olduğunu, bu iskelenin
yanında sürekli çamur kaplı bir meydan, bu meydana çıkan kaldırım taşı döşeli üç dört
sokağın olduğunu söylüyor. Dükkân-evin olduğu binalarının taştan yapıldığını, binanın
dar ve uzun olduğunu, 6, 4.5 ve (yaklaşık) 2 metre genişliğinde üç cephesinin olduğunu
söylüyor. Burada yer alan binaların temellerinin vapur iskeleleri gibi kazıklar üzerine
atıldığını, dükkânlarının olduğu binanın ise bir direğinin çöktüğünü ama yıkılmadığını,
bu yüzden binanın cephesinin çarpık olduğunu ve kepenklerin açılıp kapatılmasında
zorlanıldığını anlatıyor. Dükkânda işlerin nasıl yürütüldüğünü anlatan Spataris, babasının işyerine nasıl geldiğini, dükkânın saat kaçta açıldığını, Boğaz köylerinden “kürekli
ticari gemiler”le gelen bakkalların toptan alışveriş yaptığını anlatıyor.(11)
(8) Namık Erkal, “Bugün liman kara olmuştur: İmparatorluk-Cumhuriyet eşiğinde İstanbul rıhtımlarının dönüşümü”, Osmanlı başkentinden küreselleşen İstanbul’a: Mimarlık ve kent 1910-2010, Osmanlı Bankası Arşiv ve
Araştırma Merkezi, İstanbul, 2010, s. 43-44; Zeynep Çelik, 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti: Değişen İstanbul, s.
65; Zihni Bilge, İstanbul Rıhtımlarının Tarihçesi, Devlet Denizyolları ve Limanları Matbaası, İstanbul, 1949, s. 12-13.
(9) Osman Nuri Ergin, Mecelle-i Umûr-ı Belediye, İBB Kültür Işleri Daire Başkanlığı Yayınları, İstanbul, 1996,
s. 630, 1775-1776.
(10) Reşat Ekrem Koçu, İstanbul Ansiklopedisi, s. 2027.
(11) Haris Spataris, Biz İstanbullular Böyleyiz! 1906-1922, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2011, s. 52-54.
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
246
Resim 1: 1900 yılında Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi (Kaynak: Jean François Pérouse, Constantinople 1900:
Journal photographique de T. Wild, Kallimages Eds., Paris, 2010.)
Spataris dışında zahirecilik yapan dedesi sayesinde bölgeyi iyi tanıyan Nikolaos
Apostolidis (1996) özellikle meslek uzmanlaşmasına dair bilgiler veriyor:
Dedem Niğdeliydi. Hasır İskelesi’nde zahireciydi. Dükkânı bütün dükkânlar gibi
iki katlıydı. Babamla birlikte dükkânın üst katında kalırdı. O zamanlar Yemiş bölgesi,
tuzcular, limoncular, balık pazarı, tütün gümrüğü, Hasır İskelesi ve taşçıları içine alan
geniş bir alanı kaplıyor, İstanbul bakkallarına gıda maddeleri tedarik eden bütün toptancı tüccarları barındırıyordu.
....
Geleneklere uygun olarak, bölgelere göre bir meslek uzmanlaşması vardı. Niğde’nin
iki köyü olan Yurdanos ve Aravan’da sırasıyla sabuncular ve kuruyemişçiler yetişirdi.
Niğde’den gelenler zahircilik ve peynircilik, Kayseri’den gelenler pastırmacılık, Sakız’dan limonculuk, Midilli Adası’ndan zeytinyağcılık, Kapadokya’daki Ürgüp’ün Sinasos
köyünden gelenler hayvancılık ve tuzlu balık ticaretiyle uğraşırlardı.(12)
19. yüzyıl sonunda Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi gelenekselleşmiş proilini sürdürmeye
devam ediyordu. 20. yüzyılın ilk yarısında ise gerçekleşen hızlı siyasi, demograik ve
ekonomik değişiklikler sonrasında bölgenin proili hızla değişmişti. Bu değişimle beraber
1930’ların sonunda Eminönü Meydanı’nın genişletilmesi, ardından 1950’lerde gerçekleşen
büyük imar operasyonu sonrasında Balıkpazarı bölgesi yıkılmıştır. Bu operasyon hem
Balıkpazarı semtinin yıkılmasına, hem bölgenin yüzyıllar boyunca mekânsal karakterini
aldığı sur dokusunun yok olmasına, hem de Suriçiyle arasından büyük bir yol geçirilen
Yemiş İskelesi’nin bağlamından kopmasına yol açmıştır. 1980’lerde gerçekleşen “sahil
temizleme” operasyonlarında ise Yemiş İskelesi’nin son kalan kısmı da yıkılmıştır.
Bildirinin konusu itibariyle 20. yüzyılda yaşanan bu değişimlere kısaca değinilerek,
Balıkpazarı ve Yemiş iskelesi semtlerinin 19. Yüzyıl sonundaki gelenekselleşmiş proiline
odaklanılacaktır. Bunun için sırasıyla 1896 yılında İstanbul Limanı çevresindeki sokak
peyzajı; liman bölgesi içerisinde Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi’nin proili ve Balıkpazarı
ve Yemiş İskelesi’nin kendi içerisindeki ekonomik topografyası üretilen haritalarla
çözümlenmeye çalışılacaktır. Bu çözümleme için kullanılan ana kaynak 1896 yılında
yayınlanmış Annuaire Oriental yıllığıdır. Bu yıllıklar 1868 – 1950 yılları arasında Osmanlı
İmparatorluğu’nun son ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında özellikle ticari merkezler
ve bu merkezlerde gelişen ticari faaliyetler üzerinde yoğunlaşmış bir tür kent rehberleridir. Bu yıllıkların ilk kısmı devlet erkânına, kurumlara ve konsolosluklara, 2-3 ve 4.
kısımları İstanbul’a, son kısmı ise diğer şehirlere ayrılmıştır. 2-3 ve 4. kısımlarında yer
alan bilgiler isme, meslek grubuna ve sokaklara göre alfabetik olarak listelenmiştir.
(12) Sula Bozis, İstanbul’un Lezzeti: İstanbullu Rumların Mutfak Kültürü, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul,
2000, s. 23
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
247
Bu çalışmada yıllığın sokaklara göre listelenen kısmı kullanılmıştır. Burada İstanbul’un ticari merkezinde hangi sokakta hangi binada ve kapı numarasında kimin
hangi mesleği yaptığının bilgileri bulunmaktadır. Yapılı çevrenin nitelikleri, kullanım
özellikleri, (örneğin okul, hastane, iş hanı, depo, müstakil ev, apartman gibi) detaylı
olarak verilmiştir. Bir sokak üzerindeki tüm arazi kullanımlarının kapı numarası ve
katlara göre listelenmesi sayesinde işyerleri ve hane halkları ayırt edilebilmektedir.
Böylece, bir yıla ait yıllık verilerinde, o yıla ait toplumsal ve iktisadi yaşama ilişkin tüm
özellikler “yer”e ait özellikleri ile verilmektedir. Bir başka deyişle, o yıla ait toplumsal
ve iktisadi yaşam mekânsal olarak belgelenmiştir.(13)
Bu rehberlerde yer alan bilgiler dijitalleştirilerek excele geçirilmiş, sonrasında mekansal
ve iktisadi özellikleri kodlanarak bir veri tabanı oluşturulmuştur. Mekânsal özellikler döneme ait önemli bir kartograik kaynak olan Goad sigorta haritaları yardımıyla kodlanmıştır.
Annuaire Oriental’de tarif edilen ve listelenen tüm sokaklar Goad haritasında bulunmuş, bu
sokaklar Coğrai Bilgi Sistemleri (CBS) programı kullanılarak çizilmiş ve kodlanmıştır. CBS
programında verilen sokak kodları veri tabanına işlenerek exceldeki tüm sokaklar coğrai
olarak kodlanmıştir. Veri tabanındaki iktisadi özellikler –yani meslek bilgileri- ise iktisadi
faaliyet klasiikasyonu yardımıyla kodlanmıştır.
İstanbul’un ticari merkezinin tamamını içeren bu veri tabanından limanın çevresinde
–yani Eminönü ve Galata’da- yer alan sokaklar seçilmiş, seçilen bu verilerin mekânsal
ve iktisadi özelliklerinin çapraz tablosu (cross tab) oluşturulmuştur (bkz. Tablo 1).
Tablo 1: Çapraz tablonun detayı. Satırlarda sokaklar, sütunlarda iktisadi faaliyet kodları yer alıyor.
(13) Ayhan Aktar, “Şark Ticaret Yıllıkları’nda ‘sarı sayfalar’: İstanbul’da meslekler ve iktisadi faaliyetler
hakkında bazı gözlemler, 1868-1938”, Toplum ve Bilim, No. 76, İstanbul, Bahar 1998, s. 105 – 143; Murat
Güvenç, Galata ve Pera’nın Toplumsal Coğrafyasındaki Değişme: 1910 – 1922 Doğu Yıllıkları üzerinde
Çözümlemeler, Yayınlanmamış TUBİTAK Araştırma Projesi Sonuç Raporu, 2004.
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
248
Bu çapraz tablolarda satırlarda sokaklar, sütunlarda ise iktisadi faaliyetler yer
almakta; hangi sokakta hangi faaliyetten kaç tane olduğu gösterilmektedir. Bu büyük
ve karmaşık çapraz tablolar mütekabileyet (correspondence) ve kümeleme (cluster)
analiziyle işlenmiş ve coğrai olarak temsil edilebilir hale gelmiştir.
Mütekabiliyet (correspondence) analizi, karmaşık çapraz tablolarının analiz edilmesine olanak sağlamakta, bu anlamda karmaşık verilerin yorumlanmasında kullanılmaktadır. Bu analiz yöntemi temel olarak çapraz tablolardaki satır ve sütun değişkenleri
arasındaki ilişkiyi tanımlayarak, değişkenler arasındaki benzerlik ve karşıtlıkları görünür
kılar. Mütekabiliyet (correspondence) analizinin kümeleme (cluster) analiziyle birlikte
kullanılması ise değişkenler arasındaki anlamlı ilişkilerin, benzerlik ve karşıtlıkların
ortaya çıkarılmasına, bununla birlikte benzerliklerin sınılandırılmasına, karşıtlıkların
ise ayrıştırılmasına olanak sağlamaktadır.
Analiz öncelikle İstanbul Limanı çevresinde yer alan sokaklar, sonrasında ise Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi özelinde yapılmıştır. Liman çevresi için yapılan analiz çıktılarının
görselleştiği ilk graik mütekabileyet analizi sonrasında iktisadi faaliyetlerin birbirileriyle
kurdukları benzerlikleri veya zıtlıkları göstermekte, ikinci graik ise kümeleme analizi
sonrasında iktisadi faaliyetler içerisinde sokak proillerinin benzerlik ve zıtlıklarını göstermektedir. (Graik 1 ve 2) Bu graikler bir sonraki örnekte daha ayrıntılı anlatılacaktır.
Analiz sonucunda üretilen haritalarda liman çevresinde yer alan sokakların 3 ana grup
Graik 1 ve 2: Liman çevresindeki sokakların mütekabiliyet ve kümeleme analizi sonuçları.
altında şekillendiği görülüyor. İlk grup merkezi iş alanı (MİA) faaliyetlerinin çekirdeği ve
bu çekirdeğe eklemlenen diğer sokak kümelerinin oluşturduğu gruptur (Harita 3). Bu
grubun çekirdeğini oluşturan MİA faaliyetleri Karaköy’de Karaköy Meydanı ve Bankalar
Caddesi, Eminönü’nde ise Bahçekapı etrafında şekillenmiş sokaklarda temsil edilmektedir.
(MİA içerisinde bankacılık, komisyonculuk, sigortacılık ve taşınmazlara ait diğer işler yer
almaktadır). MİA faaliyetleriyle beraber bu grubun içerisinde yer alan ikinci sokak grubu
ise giyim perakendesi, sağlık hizmetleri (doktor, dişçi, eczane) gibi faaliyetlerin temsil
edildiği gruptur. Bu grup Eminönü Meydanı ve çevresi ile Galata’daki MİA çekirdeğinin
etrafında yer almaktadır. Üçüncü grup ise gıda perakendeciliği, lokanta ve oteller gibi
MİA yardımcı faaliyetlerinin temsil edildiği gruptur. Bu grup diğer iki gruba eklemlenerek,
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
249
çekirdekten etrafa doğru yayılan bir sokak peyzajını şekillendirmektedir. 4. grup ise kamu,
eğitim ve eğlence hizmetlerinden oluşmaktadır. Bu grup Bankalar Caddesi ile Galata Kulesi
arasında kalan bölgede yer almakta ve Haliç’in karşı yakasında hiç temsil edilmemektedir.
İkinci grupta ise toptancılığın, özellikle gıda, kereste toptancılığının başını çektiği
iktisadi faaliyetlerin temsil edildiği sokak grupları yer almaktadır (Harita 4). Bu ana
grupta yer alan en önemli faaliyet, çürüyebilir gıda toptancılığı, sur dışında kalan ve
Yemiş İskelesi’nin büyük bir kısmını oluşturan sokaklarda; bu faaliyet grubuna yakın
bir faaliyet olan ıtriyatçılık ise ayrı bir grup olarak Mısır Çarşısı’nda temsil edilmektedir.
Keresteciler rıhtımı ve burayı Yemiş İskelesi’ne bağlayan Yumurtacılar Caddesi’nde
kereste toptancılığı ve kundura imalatı, hemen sur içindeki Kutucular sokağında ise
kağıt ürünleri imalatı temsil edilmektedir. Bu dört grup da Haliç’in diğer yakasında
-yani Galata’da- hiç temsil edilmemektedir.
Son büyük grup ise imalatçıların temsiliyet bulduğu sokak gruplarından oluşmaktadır
(Harita 5). İmalatçıların temsil edildiği ilk grup Perşembe Pazarı’nın iç kesimlerinde ve Tarihi
Yarımada’da “sur içi”nde yer alan sokaklardan oluşmaktadır. Bu sokaklarda bir sonraki gruba
göre daha haif bir sanayi ile ağaç ürünleri perakendeciliği ve kimyevi madde toptancılığı
temsil edilmektedir. İkinci imalat grubu ise demir-çelik ve metal sanayiinden oluşmakta
ve Haliç tersanesine en yakın bölgede yer alan Kalafat Sokağı’nda temsil edilmektedir.
1896 yılında İstanbul Limanı çevresinde sokak peyzajları üç ana gruba ayrılmaktadır.
Bu üç ana grubun mekânsal temsiliyetleri özetlenirse: Merkezi iş alanı ve buna eklemlenen diğer faaliyetler Karaköy Meydanı ve Bankalar Caddesi ile Bahçekapı etrafında;
toptancılık (gıda ve kereste) faaliyetleri “surdışı” sahil kesiminde yer alan Keresteciler
rıhtımı ve Yemiş İskelesi’nde; imalat ise Perşembe Pazarı ve Kalafatçılar Caddesi ile
Eminönü’nün iç sokaklarında temsil edilmektedir. Bu peyzaj içerisinde çalışma alanına
dikkat edilirse, Balıkpazarı’nda gıda perakendeciliği ve lokantaların başını çektiği faaliyet
grubunun, Yemiş İskelesi’nde ise çürüyebilir gıda toptancılığının temsil edildiği görülecektir.
İkinci analizde ise Liman bütününden Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi’ne odaklanılmıştır.
Liman için yapılan analiz, daha yüksek soyutlama düzeyine sahip 3’lü faaliyet kodlarıyla
yapılmışken, bu analiz bölgeyi daha ayrıntılı incelemeye olanak veren 4’lü faaliyet kodlarıyla analiz edilmiştir. (3lü kodlarda toptancılık gıda toptancılığı, giyim toptancılığı olarak
ayrılırken, 4’lü kodlarda gıda toptancılığı zeytinyağı, meyve veya peynir toptancılığı gibi
ayrıntı düzeylerine inilebiliyor.) Böylece bu bölgedeki iktisadi faaliyetlerin kendi içerisinde
mekânsal dağılımının nasıl olduğu görülebilir hale gelmiştir.
Bölgedeki sokaklar mütekabiliyet (correspondence) analiziyle analiz edildiğinde
ortaya çıkan ilk graikte iktisadi faaliyetlerin yatay ve dikey eksenlerdeki farklılaşmaları
görülmektedir. (Graik 3) Bu farklılaşmada dikkati çeken en ayırt edici faaliyet zeytinyağı
toptancılığıdır. Zeytinyağı toptancılığı bölgede yapılan diğer tüm faaliyetlerden büyük
ölçüde farklı ve zıt bir yerde durmaktadır. Bu durum, bir sokakta zeytinyağı toptancılığı
yapılıyorsa o sokakta büyük ölçüde başka bir faaliyetin yapılmadığına işaret eder. Yatay
eksendeki farklılaşmaya bakıldığında ise komisyon, mali kurumlar ve hukuk hizmetleri
faaliyetlerinin kereste toptancılığıyla zıt kutuplarda durduğu görülmektedir. Bu durum
da bu faaliyetlerin temsil edildiği sokakların birbiriyle oldukça zıt karakterli olduğunu
göstermektedir. Basit bir tabirle, bu faaliyetlerin mümkün olduğunca birbiriyle aynı
mekânda bir araya gelmemeye çalıştıkları söylenebilir.
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
250
Harita 3: 1896 yılında İstanbul Limanı çevresi - MİA çekirdeği ve ona eklemlenen sokak grupları.
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
251
Harita 4: 1896 yılında İstanbul Limanı çevresi – Toptan gıda ve kereste satışının ağırlıkta olduğu sokak grupları.
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
252
Harita 5: 1896 yılında İstanbul Limanı çevresi – İmalatın ağırlıkta olduğu sokak grupları.
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
253
Harita 6: 1896 yılında İstanbul Limanı çevresi
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
254
İkinci graikte ise kümeleme (cluster) analizi sonucunda oluşan sokak grupları yer
almaktadır (Graik 4). Bu graikte iktisadi faaliyetlere göre sokakların nasıl konumlandıklarını, birbirinden nasıl ayırıldıkları veya birbirine benzedikleri görülmektedir. Bu
analiz sonucunda 7 farklı sokak proili ortaya çıkmıştır.
Graik 3 ve 4: Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi sokaklarındaki faaliyetlerin mütekabiliyet ve kümeleme analizi
sonuçları.
Haritalanan analiz sonuçları 1896 yılında Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi bölgesinin
kademeli olarak değişen sokak peyzajını göstermektedir (Harita 7). Eminönü Meydanı’ndan Keresteciler Rıhtımı’na giderken, sokaklarda temsil edilen iktisadi proilleri
MİA’ya yakın faaliyetlerden kereste toptancılığına doğru kademeli olarak değişmektedir.
Graik 3 ve 4’de yatay eksende görülen farklılaşmanın yukarı kutubundaki MİA’ya yakın
faaliyetler (yani komisyonculuk, mali kurumlar, hukuk ve ulaşım hizmetleri) çalışma
alanının en doğusunda önemli bir kamusal alan olan Eminönü’nde temsil ediliyorken,
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
255
Harita 7: Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi’nde Ekonomik Faaliyet Proilleri
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarihi Sempozyumu
256
diğer kutuptaki kereste toptancılığı ve kundura imalatı ise alanın en batısında Keresteciler Rıhtımı’na giden Yumurtacılar Caddesi’nde temsil edilmektedir. Yani graikte yatay
eksende görülen farklılaşma, mekansal olarak doğu-batı ekseninde görülmektedir.
Yatay eksenin üst kısmında MİA’ya yakın faaliyetlere eklemlenen balıkçı, bakkal ve
fırınlar ise Eminönü Meydanı’na çıkan Balıkpazarı Caddesinde temsil edilmektedir.
Tablonun merkezinde yer alan faaliyetler ise bölgeye karakterini veren ve sokakların
büyük bir kısmında temsil edilen iktisadi faaliyetlerdir: Balıkpazarı Caddesi’ni dik kesen
Lüleci ve Balıkhane Sokakları’nda meyhane ve toptan et ve balık satışı, daha batıda
Eski Tütün Gümrüğü’nden Yemiş İskelesi’nin iç sokaklarında ise çürüyebilir gıda toptancılığı (peynir, meyve, hububat ve diğer gıda maddeleri) temsil edilmektedir. Dikey
eksendeki farklılaşmanın sol kutbunda yer alan zeytinyağı toptancılığı ise Yağ İskelesi
civarındaki sokaklarda temsil edilmektedir.
Bölgenin ekonomik proilleri dışında bu yapı içerisinde ticaret yapanların etnik
proilleri de analiz edilmiştir. Ham verilere göre bölgede ticaret yapanların %73’ü
Rumlardan oluşmaktadır. Analiz sonucunda Rumların bölgedeki yoğunluğuna rağmen
iktisadi faaliyetlerde çıkan zıt kutuplar etnik proillerde çıkmamıştır. Yani bir önceki
graiklerde (Graik 3-4) olduğu gibi bir farklılaşma (yani kerestecilerin temsil edildiği
sokaklarda komisyoncular olmadığı gibi Rumların ticaret yaptığı yerde Ermeniler veya
Müslümanlar olmaz gibi bir durum) görülmemektedir. Ethem Eldem, Tarihi Yarımada
içerisinde yer alan etnik ve dini grupların belli mahalle ve semtlerde yoğunlaşma
eğiliminde olduğunu ve bunun tek istinasının ticari işlevin yerine getirilmesi için farklı
etnik grupların kaynaşması gereken bölgeler olduğunu, bu durumun örneklerinden
birinin “son derece çeşitlilik arz eden bir etnik yapı sergileyen” Eminönü ve Unkapanı
arasında kalan bölge olduğunu belirtiyor.(14) Bu bölgenin de benzer bir duruma sahip
olduğu söylenebilir. Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi semtlerinde Rumlar baskın bir demograik yapı oluştursalar da bölgede farklı etnik grupların bir arada ticaret yapmakta
olduğu söylenebilir. Yine de analiz sonuçlarında büyük bir etnik proil farklılaşması
görülmemekle beraber Eminönü Meydanı ve çevresinin diğer kısımlara göre daha
kozmopolit bir yapı eğiliminde olduğunu söylenebilir.
Günümüzde kentsel ve toplumsal hafızamızdan silinmiş Balıkpazarı ve Yemiş İskelesi
semtleri İstanbul Limanı’nın iktisadi coğrafyasında özelleşmiş bir fonksiyona sahipti.
Bu bildiride çürüyebilir gıda toptancılığı ve buna bağlı diğer faaliyetlerin özelleştiği
bu semtlerin değişim sürecinin hemen öncesindeki gelenekselleşmiş sokak peyzajı
çözümlenmeye çalışılmıştır. Üretilen haritalar, limanın farklı kısımlarında farklı faaliyetler
üzerine özelleşmiş sokakların, çevresiyle ve şehirle kurdukları mekânsal ve iktisadi
ilişkileri üzerine düşünmeye ve Bizans döneminden beri varlığını sürdürmüş bölgenin
yıkımla sonuçlanan değişim sürecini anlamaya olanak vermektedir.
(14) Ethem Eldem, “İstanbul: İmparatorluk Payitahtından Periferileşmiş Bir Başkente”, Doğu İle Batı Arasında Osmanlı Kenti: Halep, İzmir Ve İstanbul, İstanbul, 2012, s. 184-185.