Nothing Special   »   [go: up one dir, main page]

Academia.eduAcademia.edu

Cihan Yalvar/ Karadeniz'in Kuzeyinde İki Kardeş Kavim Peçenek ve Kuman-Kıpçakların Münasebetleri Üzerine/ Two Brothers Tribes In The North Of The Blacksea: On The Relations Of Pechenegs and Cuman-Kipchaks.

2018, Atlas Ulusal Sosyal Bilimler Dergisi

ULUSAL HAKEMLÝ SOSYAL BÝLÝMLER DERGÝSÝ Yýl: 2 (2018) Sayý: 2 Yayýn Tarihi: 15 Mayýs 2018 Editör Dr. Ahmet ÝLHAN www.atlasdergisi.org iktisadi kalkýnma ve sosyal araþtýrmalar derneði ISSN 2602 - 4136 ATLAS ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 KARADENİZ’İN KUZEYİNDE İKİ KARDEŞ KAVİM: PEÇENEKLER VE KUMANKIPÇAKLARIN MÜNASEBETLERİ ÜZERİNE1 Arş. Gör. Cihan YALVAR Yeditepe Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, cihan.yalvar@yeditepe.edu.tr ÖZET İki kardeş kavim olarak adlandırılan Peçenekler ile Kuman-Kıpçaklar, 582 yılında Göktürk Kağanlığı’nın ikiye ayrılmasından sonra oluşan Batı Göktürk Kağanlığı’na tabi idiler. Kaşgarlı Mahmud tarafından kaleme alınan Divan-ü Lugati’t Türk’e göre yirmi dört Oğuz boyundan birisi olarak ifade edilen Peçenekler’in KumanKıpçaklar ile ilk münasebetleri 751 yılında yapılan Talas Savaşı sonrasında başlamıştır. Bu savaş sonrasında Peçenekler, Karluklar tarafından yenilmiş ve Kuman-Kıpçaklar ile komşu olmuşlardır. Hunlar’dan itibaren bilinen Kuzey göç yollarını takip ederek Karadeniz’in Kuzeyi’ne gelen Peçenekler, Kuzey ve Doğu bölgelerinden tekrar Kuman-Kıpçaklar ile komşu olmuşlardır. Karadeniz’in Kuzeyi’nin bizim için önemi Hunlardan başlayarak Kuman- Kıpçaklar’a kadar Türklüğün filizlendiği stratejik noktalardan birisi olmasıdır. Kaynakların zengin bir kavim olarak belirttiği Peçenekler çevresinde bulunan tüm kavimler ile her zaman mücadele halinde olmuşlardır. Bu mücadelelerin en önemli kısımlarını onların Kuman-Kıpçaklar ve Bizans ile yaptığı mücadeleler oluşturmuştur. Bizans İmparatorluğu kendisine türlü zorluklar çıkartan bu kavmi paralı asker olarak ordusuna almış ve onları Anadolu’da Selçuklular’a karşı kullanmıştır. 1087 yılında Bizans ile Peçenekler arasında gerçekleşen Derster; bir diğer adı ile Silistre Savaşı sonrasında bu iki kardeş kavmin arası açılmaya başlamıştır. Bu sıralarda Bizans İmparatorluğu; Anadolu’dan Selçuklular, Ege bölgesinden Çaka Bey ve Balkanlardan ise Peçenekler tarafından sıkıştırılmış durumdaydı. Bizans, siyaseti gereği Peçenekler ile arası açılan KumanKıpçakları kullanarak 29 Nisan 1091 yılında Lebunium Savaşı’nda Peçenekler’i ağır bir mağlubiyete uğratmışlardır. Böylece Bizans, Balkanlardaki tehdidi ortadan kaldırmış ve Çaka Bey’in Bizans çevresinde oluşturmaya çalıştığı ittifak zincirini de kırmayı başarmıştır. Lebunium Savaşı sonrasında geriye kalan Peçenek gruplarının bazıları Bizans tarafından Vardar Nehri civarına bazıları Macaristan’da yer alan Peşte ve Fertö’ya yerleştirilmiş, geriye kalanlar ise Uzlar’a ve Kuman-Kıpçaklar’a tabi olarak hayatlarını idame ettirmişlerdir. Bu makalede Peçeneklerin ortaya çıkışları ve Karadeniz’in Kuzeyi’ne ulaşmalarından, siyasi hayatlarının sona ermesine kadar gelişen süreçte Kuman-Kıpçaklar ve dolaylı yoldan Bizans İmparatorluğu ile gelişen ilişkileri ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Kuman-Kıpçak, Peçenek, Bizans İmparatorluğu, Derster (Silistre) Savaşı, Lebunium Savaşı, Karadeniz’in Kuzeyi TWO BROTHERS TRIBES IN THE NORTH OF THE BLACKSEA: ON THE RELATIONS OF PECHENEGS AND CUMAN-KIPCHAKS ABSTRACT The Pechenegs and Cuman-Kipchaks, which are called two brother tribe, were subject to the Western Turkic Khanate, which formed after the Turkic Khanate split in 582. According to the Dīwān Lughāt al-Turk, which was penned by Mahmud al-Kashgari, one of the twenty-four Oghuz tribes, Pechenegs first relations with CumanKipchaks started after the Battle of Talas in 751. After this war, the Pechenegs were defeated by the Karluks and became neigbour to the Cuman-Kipchaks. The Pechenegs, coming from the north of the Black Sea, which is called as one of the strategic points where the Turkisness started to developed starting from the Huns to the Cuman-Kipchaks, became neigbour to the Kuman-Kipchaks again in the north and east regions. The Pechenegs, which the sources indicated them as a rich tribe, have always been in conflict with all the tribes around them. The most important parts of these struggles were the Cuman-Kipchaks and the Byzantine Empire. The Byzantine Empire took this army as an army of mercenary troops who had difficulties with theirselves and used Peceneks against the Seljuks in Anatolia. After the Silistre war in another name Derster between the Byzantine Empire and the Pechenegs in 1087, the two brothers tribe began to fall out with each other. The Byzantine Empire was in this order squeezed Seljuks from Anatolia, Chaka Beg from the Aegean region and Pechenegs from the Balkans blockated Byzantium. The Byzantine Empire which was trapped in the corner, vanquished Pechenegs in the Lebunium War on 29 April 1091 by using Cuman-Kipchaks which were in bad odour with Pechenegs in accordance their politics. As a result of this war, the Byzantine Empire succeeded in Gaziantep’te düzenlenen II. Uluslararası Tarih ve Kültür Kongresi’nde sunulmuş olan bildirinin genişletilmiş halidir. 1 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 7 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 removing both the Pechenegs, which forced itself in the Balkans, and the great danger approaching from the three sides successfully. After the Lebunium War, some of the Pecheneg groups moved to Pest and Fertö in Hungary, some of them immigrated to the Balkans and inhabited near Vardar River, and some of them were subjected to Oghuz and Cuman-Kipchaks. This article is going to deal with the emergence of Pechenegs and their arrival to the Northern Black Sea and their relations with Cuman-Kipchaks and their indirect relations with the Byzantine Empire up until to the end of their political life. Key words: Cuman-Kipchaks, Pechenegs, Byzantine Empire, Battle Of Derster (Silistra), Battle Of Levounion, North Of The Black Sea GİRİŞ Kazakistan’ın orta mecrasında tarih sahnesine çıkan2 Peçenekler Latin eserlerinde‘’Potzinacitae, Pacinacae, Pacinaci’’, Arap ve Fars eserlerinde ‘’Becanak, Benakiye, Becenek’’, ‘’Badjnak’’3 Macar kaynaklarında ‘’Beşenyö’’ 4, Rus kaynaklarında ‘’Peçeneg’’5, Bizans kaynaklarında ise ‘’Patzinakhitai’’ 6 şeklinde yer alırken Alman kaynaklarında ‘’Pezengi’’7 isimleri ile anılmışlardır. Strabon, Ptolemeus, Plinius ve Pomponius Mela gibi yazarlar Peçenekleri ‘’Pasiak, Pestik, Pesik’’ şeklinde isimlendirmişlerdir8. Kaşgarlı Mahmud’un kadim eseri Dîvanu Lugâti’t Türk’te Peçenekler yirmi bir Türk boyu içinde yer alarak yaşadıkları topraklar bakımından Rum’a yani Anadolu’ya en yakın olan boylardan birisi olarak görülmektedir9. Bu bilgiye ek olarak Kaşgarlı, Peçenekler’i yirmi iki Oğuz boyu içerisinde on dokuzuncusu olarak da göstermektedir10. İlhanlı veziri Reşidüddin’e göre de Peçenekler Gök-Han’ın soyundan gelmekteydiler11. Reşidüddin Peçenek ismini ‘’iyiliğe çabalayan, iyilik işleyen’’, Yazıcıoğlu Ali ise ‘’iyi duruşçu’’ şeklinde nakletmiştir12. Peçenek isminin anlamı bazı ilim adamları tarafından farklı şekillerde yorumlanmıştır. P. V. Golubovskiy’e göre Peçenek adı Macarca’da ‘’bitsen (ng)- jax’’ den gelmekte olup bu ismin anlamı ‘’çam insanları’’ demekti13. Zoltan Gombocz isimli Macar ilim adamına göre Peçenek ismi öncelerinde ‘’Beçe’’ şeklinde kullanılırken zaman içerisinde ‘’Beçenek’’ şeklini almıştır14. Horvarth ise Peçenek kelimesinin kökü olan ‘’Bese’’ av kuşu anlamına geldiğini belirtmiştir15. Ahmet Taşağıl, Eski Türk Boyları Çin Kaynaklarına Göre (M.Ö III- M.S. X. Asır), Bilge Kültür Sanat, İstanbul 2016, s. 118. 3 Nurdan Kumru, P.V. Golubovskiy ve Eseri: Peçenegi, Torki i Polovtsi Do Naşestviya Tatar: (Moğol İstilasına Kadar Peçenekler, Uzlar ve Kuman-Kıpçaklar) (Tercüme-Tahlil), T.C. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2016, s. 65. 4 Hüseyin Namık Orhun, Peçenekler, Remzi Kitaphanesi, İstanbul 1933, s. 9. 5 A. A. Vasiliev, Bizans İmparatorluğu Tarihi, Cilt I, çev. Arif Müfid Mansel, Maarif Matbaası, Ankara 1943, s. 409. 6 Faruk Sümer, ‘’Peçenekler’’, DİA, C. XXXIV, s. 213. 7 Akdes Nimet Kurat, Peçenekler, yay. haz. Ahsen Batur, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2016, s. 30. 8 Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 3. Baskı, Enderun Kitabevi, İstanbul 1981, s. 40-41. 9 Kaşgarlı Mahmud, Dîvanu Lugâti’t Türk Giriş-Metin-Çeviri-Notlar-Dizin, haz. Ahmet B. Ercilasun ve Ziyat Akkoyunlu, 2. Baskı, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2015, s. 10. 10 Kaşgarlı, a.g.e. , s. 26-28. 11 Kurat, a.g.e. , s. 29. 12 Orhun, a.g.e. , s. 10. 13 Kumru, a.g.t. , s. 64. 14 Kurat, a.g.e. , s. 31. 15 Andras Paloczi Horvarth, Pechenegs, Cumans, Iasians Steppe Peoples in Medieval Hungary, translated by Tımothy Wılkınson, Kner Priting House, Hungary 1989, s. 10. 2 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 8 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 1.1 Peçenekler’in Ortaya Çıkışları Peçenekler’in erken tarihleri hakkında ki önemli iddialardan birisi, Fransız alim Pelliot’a aittir. Ona göre Peçenekler Tie-lö (Ting-ling) boy birliğine içinde ‘’Pei-ju’’ ismi ile görülmüşlerdir16. Batı Gök Türk’leri oluşturan kavimlerden birisi olan Peçenekler17 İşbara Kağan’ın 634 yılında meydana getirdiği yeni boy düzeni ile ortaya çıkmıştır18. Peçenek ismi ilk kez VIII. yy’da bir Uygur elçisi tarafından Tibetçe kaleme alınan raporda görülmektedir19. Bu raporda Peçeneklerin isimleri ‘’be-ça-nag’’ şeklinde ifade edilerek VIII.yy’da onların İrtiş Nehri’nin yukarı mecralarında yaşadıkları nakledilmiştir20. VIII. yy’da Peçenekler’in Seyhun Nehri civarı ile Aral Gölü etrafında yer alan bölgelerde yaşadıklarına dair ibareler de bulunmaktadır21. Karlukların 751 yılı sonrasında kuvvetlenmesi ile Peçenekler Talas bölgesinden Sir Derya’nın aşağısında yer alan bölgelere göç etmek zorunda kalmışlardır22. 775-785 yılları arasında Oğuz hücumlarına maruz kalan Peçenekler, Ural (Yayık) Irmağı’nı geçerek batıya kaymaya başlamışlardır. Bu dönemde yaşamış olan Fars bilgin Bîruni’ye göre Peçeneklerin etkisi Dihistan ve Cürcân’a kadar ulaşmıştı. Peçenekler’in Ural bölgesine gelmesi ile beraber Hazarlar onların yeni düşmanları olmuşlardır23. Peçenekler’in Hazarlar ile komşu olmaları Hazarlar’ı tedirgin etmiştir. Hazarlar, Peçenekler’in saldırıları sonucunda ticaretlerine verdikleri zarardan dolayı Oğuzlar ile ittifak ederek Peçenekler’i topraklarından uzaklaştırmışlardır. Volga’yı geçen Peçenekler, Macarları yerlerinden ederek 860-880 yılları arasında onların vatanları olan Don ve Kuban bölgesine yerleşmişlerdir24. Bu olaya dair bir kayıtta Pechenrüm rahibi Regino tarafından nakledilmiştir, rahip Regino 889 yılında ‘’Macarların İskit (Saka) kırlarından Peçeneklerce kovulduklarını’’ yazmıştır25. 1.2 Peçenekler ile Kuman-Kıpçaklar’ın İlk Temasları Kesin olmayan bazı delillere göre Peçenekler ile Kuman-Kıpçakların ilk münasebetlerinin IX. asırda başladığı belirtilmiştir26. 751 yılında günümüzde Evliya Ata ismiyle bilinen şehrin doğusunda gerçekleşen Talas Savaşı’nın sonuçlarından birisi de Karluklar güçlenerek Tanrı Dağları ve çevresinde bağımsız bir devlet kurmalarıydı27. Karlukların devletlerini kurma aşamasında birçok Türk boyu yaşadıkları yerleri terk ederek farklı bölgelere göç etmek zorunda kalmışlardır. Bu kavimlerden birisi olan Peçenekler, Karluklar tarafından yenilerek Sir Derya ve Aral havalisine göç etmek zorunda kalmışlardı28. Akdes Nimet Kurat’a göre de Peçenekler, Karlukların Talas Savaşı sonrası güçlenmesi ile Çu ve Talas bölgelerinden göç etmek zorunda kalarak29 Uzların baskıları sonucunda Emba ve Ural bölgesine göç etmişlerdir30. Gâbor Vörös, ‘’Peçeneklerin Dili ve Erken Tarihleri’’, Türkler, II. Cilt, Ed. Hasan Celâl Güzel, Kemal Çiçek ve Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 695. 16 17 Kurat, a.g.e. , s. 44. Taşağıl, a.g.e. , s. 118-119. 19 Horvarth, a.g.e. , s. 11. 20 Vörös, a.g.m. , s. 695. 21 Sümer, a.g.m. , s. 213. 22 Kurat, a.g.e. , s. 44. 23 Sümer, a.g.m. , s. 213. 24 İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, 30. Basım, Ötüken, İstanbul 2010, s. 173. 25 Vörös, a.g.m. , s. 694-695. 26 Ahmet Gökbel, Kıpçak Türkleri (Siyasi ve Dini Tarihi), Ötüken, İstanbul 2000, s. 44. 27 Ahmet Taşağıl, ‘’Talas Savaşı’’, DİA, C. XXXIX, Ankara 2010, s. 501. 28 Gökbel, a.g.e. , s. 44. 29 Kurat, a.g.e. , s. 38. 30 Kurat, a.g.e. , s. 39. 18 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 9 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 Biz, VII. ve IX. asırlarda Kıpçakların batı sınırının Peçenek topraklarının kuzeyine kadar ulaştığını bilmekteyiz. Bu yüzyıllarda Peçenekler Aral ve Sir Derya bölgelerinde yaşamaktaydılar. Bu bilgiler ışığında Yayık Nehri’nin güneydoğu bölgesi ile Aral Gölü’nün kuzey kısımları Peçenekler ile Kıpçaklar arasındaki sınırı oluşturmaktaydı 31. Peçenekler ile Kuman-Kıpçaklar’ın bu yüzyıllarda komşu oldukları Arapça ve Farsça kaleme alınan eserlerde de yer almaktadır. 982 yılında yazımı biten Hudûd el-Âlem’e göre Peçeneklerin kuzey komşuları Kuman-Kıpçaklar idi32. Gerdizî ve diğer müelliflere göre de IX. ve X. yy’larda Kuman-Kıpçaklar Peçeneklerin Doğu ve Kuzey komşusuydular33. Bu bilgilere ek olarak Peçenekler’in bir zamanlar Uzlar ve Kuman-Kıpçaklar ile tek bir boyu oluşturdukları söylenmiştir34. Rus kroniklerinden birisi olan İpatevskaya Letopis’te : ‘’İsmail’in on iki oğlu oldu. Onlardan Torkmenler, Peçenekler, Torklar ve Polovetsler türemiştir’’ şeklinde bir bilgi de yer almaktadır35. 2.1. Karadeniz’in Kuzeyinde Peçenekler 895 yılından itibaren Macarların topraklarını işgal eden Peçenekler, Don Irmağı’ndan Tuna Nehri’ne kadar olan araziyi ellerine geçirmişlerdir.36 Onlar, Karadeniz’in Kuzeyi’ne geldiklerinde bazı kavimler ve devletler ile mücadele etmişlerdir. Bu sahada Peçenekler; Bulgarlar, Macarlar ve Bizans ile mücadeleye etmişlerdir . Peçenekler’in Karadeniz’in Kuzeyi’ne gelmelerinin bir neticesi de Doğu Avrupa, Orta Avrupa ve Balkanların siyasi ve etnik yapısının değişmesiydi . Bu minvalde siyasi yapının değişmesinin en iyi örneği ise Peçeneklerin, Donets ve Don ile Dnyeper bölgelerine hakim olduklarında Hazarların egemenlikleri zayıflatmalarıdır. 2.2. Karadeniz’in Kuzeyi’nde Rus-Peçenek İlişkileri Peçenekler, Rus kaynaklarında ilk kez 915 yılında görülmüşlerdir . 915 yılına ait olan ilk kayıtta Peçeneklerden :’’ Peçenekler 915 yılında Rus yurduna ilk defa geldiler ve Knez İgor ile barış akdettikten sonra Tuna tarafına gittiler’’ şeklinde bahsedilmiştir . Rus tarihçisi Klüçevski’ye göre; ‘’Rusların step ile mücadelesi Peçenekler ile başlamıştır’’ . 915 yılından 968 yılına kadar Rus kaynakları tarafından büyük bir Peçenek saldırısından söz edilmemiştir . Onlar, 1036 yılına kadar Rus topraklarına on bir akın düzenlemişlerdir . Ruslar’a karşı son olarak 1036 tarihinde akın düzenlemişler ve bu akında Knez Yaroslav tarafından ağır bir mağlubiyete uğratılmışlardır. Bu yenilgi sonucunda Peçeneklerin, Karadeniz’in Kuzeyi’ndeki hakimiyetleri zayıflamıştır . Yüz elli yıl Ruslar’a komşu olarak hayatlarını devam ettiren Peçenekler’in Karadeniz’in Kuzeyi’nde ki en önemli faaliyetlerinden birisi de Rusların Karadeniz’e inmelerine engel olmalarıydı. 2.3. Peçenekler’in Bizans İmpatorluğu ile İlişkileri Peçenekler’in Karadeniz’in Kuzeyi’ne gelmeleri Bizans İmparatorluğu tarafından ilgi ile takip edilmiştir. 905-959 yılları arasında Bizans İmparatoru olan VII. Konstantin Bolat Kumekov, ‘’Kimekler’’, Türkler II. Cilt, Ed. Hasan Celâl Güzel, Kemal Çiçek ve Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 769. 32 Ramazan Şeşen, İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri, 2. Baskı, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2001, s. 68. 33 Ahmet Gökbel, ‘’Kıpçaklar/Kumanlar’’, Türkler II. Cilt, Ed. Hasan Celâl Güzel, Kemal Çiçek ve Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 734. 34 Kumru, a.g.t. , s. 91. 35 Kumru, a.g.t. , s. 89. 36 Sümer, a.g.m. , s. 213. 31 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 10 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 tarafından kaleme alınan ‘’De Administrando Imperio’’ isimli eserde Peçenekler’in Karadeniz Kuzeyi’ne gelişlerinden şöyle bahsedilmektedir: ‘’Esasında Peçenekler’in yaşadıkları bölge İtil ve Yayık (Ural) Nehri civarıydı. Peçenekler Hazarlar ile Uzlara ortak komşu idiler. Fakat, bundan elli sene önce Uzlar ve Hazarlar Peçenekler’e saldırarak onları yenmişlerdir. Bu savaş sonrasında Peçenekler bu bölgeden çıkmak zorunda kalmışlardır. Peçenekler zorunlu olarak buradan ayrıldıklarından sonra geldikleri topraklarda Türkler yaşamaktaydı. Burada yaşamakta olan Türkler, Peçenekler tarafından yenilerek vatanlarından sürüldüler’’. VII. Konstantin Peçenekler’in bu topraklarda sekiz boydan teşekkül ettiğini ve bu boyların isimlerini de şöyle nakletmektedir: ‘’Tüm Peçenekler sekiz kabileden oluşmaktaydı; Birincisi İrtim (Ertim), ikincisi Tzour (Çor), üçüncüsü Gyla (Yula), dördüncüsü Koulpei (Kulbay), beşincisi Charaboi, Kaidoum (Karabay), altıncısı Talmat (Tolmaç), yedincisi Chopon (Kaban), sekizincisi Tzopon (Çoban) idi’’ . Bu bilgilere ek olarak VII. Konstantin’e göre Peçenekler Kangar ismi ile de anılmaktaydı. Ona göre Iabdierti (Yavdıertim), Kouartzitzour (Kuvancıçur), ve Chabouxingyla (Kabuksınyula) kabileleri Kangar ismi ile anılmaktaydı ve Kangar isminin anlamı ise ‘’cesur,asilzade’’ demekti. Bizans İmparatorluğu tarafından ilgi ile takip edilen Peçenekler’in Kırım yarımadası civarında görülmeleri Bizans tarafından sevinç ile karşılanmıştır. Peçeneklerin Bizans ile ilişkileri dolaylı yoldan da olsa 917’de başlamıştır. X. yy’ın başında Bizans İmparatorluğu’nun başı Bulgarlar ile dertte idi . 917 yılında Bulgarların Çarı Simeon İstanbul’a kadar gelmiş ve Balkanlarda Bizans’ı zor duruma sokmuştu. Bizans İmparatorluğu meşhur ‘’tehlikeli olmaya başlayan bir barbar kavmi, başka bir barbar kavim ile imha etmek’’ siyasetini uygulamak için Peçenekler ile ittifak kurma arayışında idi . Bulgarlar’a karşı Bizans ile anlaşan Peçenekler, 917 yılının yaz aylarında Tuna Nehri’ne gelmişlerdir. Burada Bizans’ın planı Peçenekleri kendi gemileri ile Tuna Nehri’nden geçirerek Bulgarlar’a saldırtmaktı. Fakat burada Bizans komutanları arasında çıkan anlaşmazlıklar sonucunda Peçenekler bölgeden ayrılarak Bizanslılar tarafından ‘’Patzinacia’’ ismi ile adlandırılan topraklarına döndüklerini görmekteyiz. İmparator VII. Konstantin ‘’De Administrando Imperio’’ da oğlu II. Romanos’a her zaman Peçenekler ile barışı korumasını tavsiye ettiğini görmekteyiz. X. yy’ın ikinci yarısı ve XI. yüzyılın başında Balkanlar’da Bulgar topraklarının Bizans İmparatorluğu tarafından ele geçirilmesi ile Peçenekler Bizans İmparatorluğu ile doğrudan komşu olmuşlardır37. XI. yüzyılda Bulgaristanlı Teofilakt, Peçenekleri İskit şeklinde tesmiye ederek onlardan şöyle bahsetmiştir: ‘’ Bunların istilası bir şimşek gibidir; ricatları ise hem ağır, hem de hafifir… Asıl müthiş olan şey bunların ilkbahar arıları kadar çok olmaları ve hiçbir kimsenin bunların ne kadar, binlerce mi yoksa on binlerce mi olduklarını bilmemesidir; bunların adedini hesaplamaya imkan yoktur’’. Peçenekler, ancak Tuna Nehri’nin geçtikten sonra Bizans için tehlike oluşturmaya başlamışlardır38. İdil bölgesinde yer alan Türk kavimlerin zaman içerisinde batıya yönelmeleri de Peçenekleri Bizans sınırına iten en önemli nedenlerden birisidir39. Uzlar’ın ardından Karadeniz’in Kuzeyi’ne gelen Kuman-Kıpçaklar’ın batıya doğru yayılmaları Peçenekler’in Bizans topraklarına doğru hareketlenmelerinin en önemli örneğidir. Kaşgarlı Mahmud tarafından ‘’Kıfçak’’ olarak zikredilen40 Kıpçaklar, Tobol ve İşim Nehirleri civarında tarih sahnesine çıkmışlardır41. Kimek kabile federasyonuna dahil olan42 bu boyun 37 Vasiliev, a.g.e. , s. 410. Vasiliev, a.g.e. , s. 410-411. 39 Kurat, Peçenekler… , s. 150. 40 Cihan Yalvar, ‘’Deşt-i Kıpçak’ta Moğol Hakimiyeti ve Kuman-Kıpçaklar’’, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Araştırma Dergisi, C. 2, S. 1, Ocak 2018, s. 6. 38 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 11 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 ismi ‘’Kıpçak’’ şeklinde ilk kez VIII. yy’da İslam tarihçileri ve coğrafyacıları tarafından kullanılmaya başlanmıştır43. Kıpçaklar ile birleşerek Kuman-Kıpçak birliğinin oluşmasını sağlayan Kunlar ise X. yy’da Kuzey Çin’de Kıtay Devleti’nin kurulması sonucunda batıya göç ederek Kıpçaklar ile birleşmişlerdir. Bu birleşme sonrasında Kuman-Kıpçaklar, Volga havalisi üzerinden batıya hareket etmişlerdir44. 1030 yılında İtil’de görülen Kuman-Kıpçaklar, 1064 yılına gelindiğinde ise Karadeniz’in Kuzeyi’ne tamamen hakim olmuşlardır45. Kuman-Kıpçaklar, bir buçuk asır boyunca (Moğol istilasına kadar) İrtiş Nehri’nden Karpatlar’a kadar olan coğrafyaya ‘’Deşt-i Kıpçak’’ isimini vermişlerdir46. Bu tabir ilk defa Nasır-ı Hüsrev tarafından zikredilmiştir. Nasır-ı Hüsrev Deşt-i Kıpçak bölgesini: ‘’Harezm’in kuzeydoğu bölgesine kadar ulaşan bozkır’’ şeklinde tanımlamıştır47. 1049 yılına gelindiğinde Peçenekler güçlerinin zirvesindeydiler ve Tuna bölgesinde Bizans ordusunu yenerek Edirne’ye kadar ulaşmışlardı48. 1049 yılından sonra bazı Peçenek grupları Bizans tarafından paralı asker olarak orduya alınmışlar ve hatta Anadolu’ya dahi gönderilmişlerdir49. XI. yy’da ünlü Bizans tarihçisi Kenderos’a göre Peçenekler; ‘’Dnyeper Nehrinden Batı Macaristan’a kadar Tuna’nın kuzey sahasını’’ ele geçirmişlerdi50. 1078 yılında ise Kuman- Kıpçaklar ile anlaşarak Edirne’yi kuşatmışlardır51. Peçenekler, Bizans İmparatorluğu’na karşı son seferlerini 1222 yılında gerçekleştirmişlerdir. Bu saldırı Bizans İmparatoru II. John Commenus tarafından püskürtülmüş ve Peçenekler mağlup edilmiştir52. 3.1. 1087 Silistre (Derster) Muharabesi ve Peçenekler ile Kuman-Kıpçaklar’ın Aralarının Açılması 1060 yıllarından itibaren Karadeniz’in Kuzeyi’nde Peçenekler’e ait olan topraklara gelen Kuman-Kıpçaklar hızla bu sahayı ellerine geçirmeye başlamışlardır. Bundan yirmi yıl sonra Tuna boylarında görülen Kuman-Kıpçaklar ile Peçenekler’in arası otlakların işgalinden ötürü zaman içinde de açılmaya başlamıştır. İki kardeş kavmin birbirlerine düşmanlık beslemesi Bizans İmparatorluğu’ndan önce Rus Knezleri’nin işine yaramış ve Knezler Peçenekleri önemli noktalara yerleştirerek onlardan askeri anlamda yararlanma yoluna gitmiştir53. 1071 Malazgirt Savaşı sonrasında yenilen Bizans İmparatorluğu dışarıdan gelen saldırılara dayanamayacak durumda idi. Savaş sonrasında imparatorluk içinde görülen taht kavgalarının yanında Balkanlar’dan gelen Peçenek tehlikesi ve Anadolu’da da Selçukluların faaliyetleri Bizans İmparatorluğu’nu sıkıntılı bir sürece sokmuştu 54. Aralarındaki düşmanlığa 41 Yalvar, a.g.m. , s. 9. Yalvar, a.g.m. , s. 4. 43 Yalvar, a.g.m. , s. 8. 44 Yalvar, a.g.m. , s. 9. 45 Yalvar, a.g.m. , s. 10. 46 Kafesoğlu, a.g.e. , s. 182. 47 Yalvar, a.g.m. , s. 11. 48 Sümer, a.g.m. , s. 214. 49 Kurat, IV.-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz… , s. 63. 50 Kafesoğlu, a.g.e. , s. 177. 51 Sümer, a.g.m. , s. 214. 52 Horvarth, a.g.e. , s. 25. 53 Kurat, IV.-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz…, s. 64. 54 Kurat, Peçenekler… , s. 193. 42 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 12 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 rağmen 1078 yılına gelindiğinde Peçenekler Kuman-Kıpçaklar ile beraber Edirne’yi kuşatmışlardır55. Bu tarihlerde Peçenekler Bizans ve Eflak toprakları arasında ikamet etmekteydiler56. Bu durum karşısında Bizans İmparatorluğu en azından Peçenekler’in güçlerini kırmak için 1087 yılının yaz aylarında bir sefer düzenleme kararı almıştır. Bu esnada Peçenekler’in başında Tatuş isimli beyleri bulunmaktaydı. Bizans ordusunun geldiğini öğrenen Tatuş, kardeş kavim olarak adlandırılan Kuman-Kıpçaklar’dan yardım istemek zorunda kalmıştır57. Kuman-Kıpçakların Peçenekler’e yardım için Tuna boylarına gelmeleri onların Balkanlar’da bulunan verimli otlakları görmelerine vesile olmuştur58. Bu yıllarda Peçenekler ile KumanKıpçaklar’ın birbirleri ile dostluk kurma sebeplerinden birisi de Kuman-Kıpçaklar’ın Peçeneklerin düşmanı olan Uzlar’ı yerleşmiş oldukları topraklardan çıkarmalarıydı59. Bu bilgilere ek olarak bazı söylentilere göre Peçenekler’in Kıpçaklar ile beraber 1087 yılında ‘’Bulgaristan, Makedonya, Yeni Pazar, Kosova, Bosna ve Arnavutluk’’ topraklarını ele geçirerek burada başkenti ‘’Kumanova’’ olan bir ‘’Peçenek-Kuman Türk Federasyonu’’ kurmuş oldukları nakledilmiştir60. 1087 Derster (Silistre) Savaşı sonrasında Kuman-Kıpçaklar ile Peçenekler arasında ganimet yüzünden bir anlaşmazlık çıkmış ve bu anlaşmazlık sonucu aralarında ‘’ilk büyük mücadele’’ olarak adlandırılan ufak çaplı bir savaş yaşanmıştır61. Bu dönemin en önemli müelliflerinden birisi olan Anna Komnena, Kuman-Kıpçaklar ile Peçeneklerin ganimet yüzünden aralarının açılmasını ve akabinde savaşmalarını şöyle nakletmektedir: ‘’Silistre Beyi Tatou (Tatuş) yardıma gelmelerini sağladığı Kumanlarla birlikte, kuzeyden Tuna’ya vardı; Kumanlar hesaba gelmez ganimeti ve tutsakların kalabalığını görünce, Peçenek Beylerine şöyle dediler: ‘’Evimizi barkımızı bıraktık, buraya sizin imdadınıza koştuk; sizinle hem tehlikeleri hem başarıyı paylaşmak için böylesine uzak bir yoldan geldik. Bize düşen herşeyi yapmış bulunduğumuza göre, bizi eli boş göndermeniz haklı olmaz. Gerçekten, savaş olup bittikten sonra buraya varmışsak, bunun sorumluluğu bize değil saldırıya geçivermiş olan İmparator’a düşer. İşte bu nedenle, ya bizimle tüm ganimeti bölüşürsünüz ya da bizi, sizin bağışladıklarınız olmaktan çıkıp düşmanınız olmuş görürsünüz’’. Peçenekler buna kesin bir dil ile red yanıtını verdiler. Kumanlar bu yanıtı katlanılamaz buldular ve iki taraf arasında korkunç bir çatışma patlak verdi; Peçenekler tam bir yenilgiye uğradılar ve ancak Ozolimne’ye yani Uz Gölü’ne güçlükle kaçanlar kurtulabildi; bunlar, orada bir zaman kımıldamaya bile cesaret edemeden, Kumanlar tarafından kuşatılmış olarak kaldılar’’62. Yaşanan bu savaş sonrasında Kuman-Kıpçaklar ‘’Deşt-i Kıpçak’’a geri dönmüşlerdir63. Anna Komnena’nın da bildirdiğine göre bu iki kavim akraba idi ve Kuman-Kıpçaklar, Peçenekler ile kolayca konuşarak anlaşabiliyorlardı.64. Bazı tarihçilere göre ise Peçenekler ile Kossanyi Bela, ‘’IX. – XII. Asırlarda Uzlar ve Koman’ların Tarihine Dair’’, çev. Hâmit Koşay, Belleten, C. VIII, S. 29, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1944, s. 126. 56 Bela, a.g.m. , s. 130. 57 Kurat, Peçenekler… , s. 203-207. 58 Gökbel, a.g.e. , s. 45. 59 Kurat, Peçenekler… , s 207. 60 Gökbel, a.g.e. , s. 45. 61 Gökbel, a.g.e. , s. 46. 62 Anna Komnena, Alexıad Anadolu’da ve Balkan Yarımadası’nda İmparator Alexios Komnenos Dönemi’nin Tarihi Malazgirt’in Sonrası, çev. Bilge Umar, İnkılâp Kitabevi, İstanbul 1996, s. 224. 63 Kurat, Peçenekler… , s. 214-215. 64 Kumru, a.g.t. , s. 90. 55 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 13 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 Kuman-Kıpçaklar ‘’Bizans siyaseti’’ yüzünden savaşa tutuşmuşlardı65. Kuman-Kıpçaklar’ın Peçenekler ile yapmış oldukları bu savaş Bizans İmparatorluğu’nu olası bir hezimetten kurtarmıştır. Derster (Silistre) Muharebesi’nin en önemli sonuçlarından birisi de artık Bizans İmparatorluğu’nun Peçenekler ile tek başlarına mücadele edemeyeceklerini de anlamalarıdır66. Yine bu savaş sonrasında, X. yy’da ortaya çıkan Peçenek-Bizans ittifakı yerini Kuman/Kıpçak- Bizans dostluğuna bırakmıştır67. 3.2. 1091 Lebunium Savaşı Öncesi ve Çaka Bey 1087 Silistre Muharebesi’nden sonra Balkanlar’a geçen Peçenekler Trakya’ya birçok saldırı düzenlemişlerdir. 1091 yılına kadar geçen üç yıl içinde Peçenekler ‘’Marmara kıyılarını’’ ellerine geçirmişlerdir. Peçeneklerin, Bizans topraklarına tacizlerinin bu kadar ilerlemesi Bizans İmparatorluğu’nu endişeye sevk etmiş ve onların Kuman-Kıpçaklar ile ittifak kurmalarına neden olmuştur68. 1090 yılına gelindiğinde Peçenekler, İstanbul’a kadar gelmişlerdi. Onların İstanbul yakınlarında geldikleri esnada İstanbul’a denizden de bir saldırı düzenlenmiştir69. Bizim için esas önemli olaylar 1091 yılında gerçeklemiştir. Bu yılda Bizans İmparatorluğu; Ege Denizi’nden Çaka Bey, Anadolu’dan Selçuklular ve Balkanlar’dan da Peçenekler tarafından kuşatılmıştı70. Çaka Bey’e burada ayrı bir parantez açmak gereklidir. Bizans tarafından ‘’protonobilissimos’’ ünvanına malik olan71 Çaka Bey Oğuzlar’ın Çavuldur boyuna mensuptur72 . İsmi farklı şekillerde‘’Tzakhas, Çakhas ve Çakas’’ olarak nakledilen73 Çaka’nın esas gayesi: ‘’kuvvetli bir donanma vücuda getirerek Ege denizindeki mühim adaları zaptetmek, İzmir’den Çanakkale’ye kadar olan yerleri ele geçirdikten sonra Çanakkale boğazından Gelibolu’ya geçmek ve Bizans’ın Trakya kısmını ele geçirmekti’’74. Çaka Bey’in Peçenekler ile iletişim halinde olduğunu ve onlara Gelibolu’da yer alan Chersones’i ele geçirmeleri için öneride bulunduğunu görmekteyiz75. Anna Komnena’da Çaka’nın Peçenekler ile olan münasebetlerini ve onlara Gelibolu’nun ele geçirilmesini teşvik etmek üzere elçilerini yolladığını nakletmiştir76. Çaka hakkında en detaylı bilgiye Anna Komnena sahiptir. Anna Komnena, Çaka Bey’in faaliyetlerinden şöyle bahsetmiştir: ‘’Çaka (Tzakhas) batıda yani Rumeli’nde karşı karşıya bulunduğu birçok sıkıntıyı ve Peçeneklerle süregiden savaşları öğrenerek, kendisi için uygun fırsatı buldu ve bir donanma kurmaya karar verdi. Bolca sayıda tekne ve kırk tane de avcı (korsan) gemisine sahip olunca, bunlara savaşta pişmiş adamlar bindirdi ve demir alıp Klyzomenai’ye yanaştı ve bu yeri hemen zaptetti. Oradan ayrılıp Foça’ya doğruldu ve orasını da hemen aldı. Ardından, Midilli kentinin yönetimiyle görevli kişiye, Kourator Alopos’a bir ulak gönderip, onu hisarı tez zamanda boşaltıp gitmezse en kötü işkencelerden geçirmek ile Gökbel, a.g.e. , s. 46. Kurat, Peçenekler… , s. 215. 67 Kurat, Peçenekler… , s. 224. 68 Kurat, Peçenekler… , s. 253-255. 69 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, çev. Fikret Işıltan, 9. Baskı, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2017, s. 332. 70 Gökbel, a.g.e. , s. 46. 71 Aydın Usta, Sorularla Bizans İmparatorluğu, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2016, s. 153. 72 Mücteba İlgürel, ‘’Çaka Bey’’, DİA, C. VIII. , 1993, s. 186-187. 73 Mücteba İlgürel, ‘’Çaka Bey’’, DİA, C. VIII. , 1993, s. 187. 74 Akdes Nimet Kurat, Çaka Bey İzmir ve Civarındaki Adaların İlk Türk Beyi M.S. 1081-1096, 3. Baskı, Türk Kültürünün Araştırma Enstitüsü, Ankara 1966, s. 39. 75 Kurat, Çaka Bey İzmir… , s. 40. 76 Komnena, a.g.e. , s. 247. 65 66 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 14 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 tehdit etti; aslında onun iyiliğinin istediğini ve bu yüzden çekip gitmez ise kendisini bekleyecek olan fecî akîbeti bildirerek onu uyarmakta olduğunu söyledi. Beriki (Alopos) Çaka’nın tehditlerinden dolayı dehşete düşerek, gece vakti bir gemiye bindi ve başkente vardı. Çaka, bu haberi alınca bir ân bile kaybetmeyerek hemen Midilli üzerine gidip orasını ilk saldırıda ele geçirdi’’ 77. 3.3. 1091 Lebunium Savaşı ve Kuman/Kıpçak -Bizans İşbirliği Peçenekler, 1091 yılında ani bir karar ile Bizans’a karşı harekete geçmişlerdir78. Bu ani hareketten haberdar olan Bizans İmparatoru I. Aleksios’un, Bizans’ın kadim politikasını göz önüne alarak Kuman-Kıpçaklar ile iletişime geçtiğini görmekteyiz 79. Bizans’ın KumanKıpçaklar ile iletişime geçmesinden sonra Tugortok ve Bonyak isimli beyler davete icabet etmek üzere ilkbaharda kırk bin kişi ile geleceklerini imparatora bildirmişlerdir80. Anna Komnena Kuman-Kıpçaklar’ın gelişlerini şöyle nakletmektedir: ‘’Khoirenos’da siper arkasında konaklamış birlikler, kalabalık bir şekilde Peçenek güçlerinin gelmekte olduğunu öğrenince, bunu Enez’de kalmakta olan imparatora bildirdiler. O da hemen bir kayığa binerek ordusuna katıldı. Ancak birliklerinin Peçenek ordusundaki en güçsüz bir bölüme bile denk olmadığını görünce, hem de ne yapacağını bilemez duruma hem de ürküntüye düştü; çünkü, insanca konuşursak, hiçbir yerden yardım beklentisi yoktu. Yine de yılgınlığa kapılıp boyun eğmek şöyle dursun, içinde kaynayıp duran pek çok düşünce yani çıkar yol tasarısı vardı. Dört gün sonra, değişik yönden yani Peçeneklerin beklemediği yönden aşağı yukarı kırk bin kişilik bir Kuman-Kıpçak ordusunun yaklaştığını gördü. Bu yeni gelenlerin Peçenekler ile bağlaşıklık kurmaları hâlinde ona karşı korkunç bir savaş vereceklerini hesaba katarak bunlarla uzlaşmayı gerekli saydı ve önceliği kendi alıp, onları davet etti. Tüm ordusu ile o yerden ayrılıp ırmağı yeniden aşmasının daha güvenlikli olacağına hükmettiğinden, önce Kuman-Kıpçak Beylerini davet etmeyi gerekli saydı. KumanKıpçaklar hemen çağrıyı kabul ederek İmparator’un yanına geldiler. Bunun üzerine İmparator aşçıbaşlarına onları çok zengin bir sofrada ağırlamalarını buyurdu. Onlara bol bol ikramlarda bulunduktan sonra, çok dostça davrandı. Onları binlerce armağana boğdu, sonra onlardan and içmelerini ve tutsak vermelerini istedi. Çünkü onların hain kafa yapısına güvenmemekteydi. Onlar, gönülden bu koşulları yerine getirdiler and içtiler ve Peçeneklere karşı savaşa tutuşmak için kendilerine üç gün verilmesini istediler; eğer Tanrı galibiyeti onlara nasip ederse, ellerine geçecek tüm ganimeti ikiye bölecekler ve bir bölümünü İmparator’a vereceklerdi. O da, bu kişileri Peçeneklere diledikleri gibi saldırmakta özgür bıraktı; onlara yalnız üç gün yerine tam on gün süre verdi ve eğer Tanrı o zaman galibiyeti onlara nasip edecek olursa, elde edilecek ganimetin tümünü cömertçe onlara bıraktı’’ 81. Savaş için hazırlık yapan Peçenekler, savaş meydanına Çaka Bey’den önce varmışlar ve üç gün burada beklemişlerdir. Peçenekler’in üç günlük bekleyişi sonucunda savaş meydanına Çaka Bey’in yerine Kuman-Kıpçaklar gelmişlerdir82. Peçenekler ile iletişim halinde olan Çaka Bey bilinmeyen nedenlerden dolayı Peçenekler’i savaş meydanında yalnız bırakmıştır83. 77 Komnena, a.g.e. , s. 230. Kurat, Peçenekler… , s. 255. 79 Ostrogorsky, a.g.e. , s. 332-333. 80 Kurat, Çaka Bey İzmir… , s. 41. 81 Komnena, a.g.e. , s. 250. 82 Kurat, Peçenekler… , s. 256. 83 İlgürel, a.g.m. , s. 187. 78 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 15 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 Anna Komnena Kuman-Kıpçaklar’ın Bizans ordusunun yanında savaşa dahil olmasını ve savaşın başlamasını şöyle nakletmektedir: ‘’Gün doğunca, Bizans kuvvetleri Lebounes Dağı denilen bir yere geldiler. Bu arada Peçenekler Kara Dere denilen yerin kıyılarında Kuman-Kıpçaklar’ı kendi yanlarına çekmek için gizlice uğraşıyor; onlara kendileriyle bağlaşıklık kurmaları dileklerini iletiyorlardı. Ama Peçenekler bir yandan da İmparator’a barış konuşmaları için ulak göndermekten geri durmuyorlardı. İmparator ise bunların haince niyetlerini sezdiğinden, kendisi de onlara uygun yanıtlar gönderiyordu. Peçenekler KumanKıpçaklar’a belli belirsiz bazı vaadlerde bulundukları için Kuman-Kıpçaklar hiç de Peçeneklerden yana bir havada değillerdi; bir akşam Kumanlar İmparator’a şöyle dediler: ‘’Ne zamana kadar meydan savaşını erteleyeceğiz? Bilesin ki artık daha fazla beklemeyeceğiz; gün doğunca, ya kurdun ya da kuzunun etini yiyeceğiz’’. Bu sözler üzerine İmparator çatışmayı ertelemek istemedi. Ertesi gün saldırıyı planlayan İmparator, savaşın yarın olacağı hakkında her yerde duyuru yaptırttı’’84. Ertesi gün 29 Nisan 1091 tarihinde Levunion (Lebunium) mevkisinde savaş başlamıştır85. Lebunium Meriç Nehri’nin sağ kısmında idi aynı zamanda bu mevki Omurbey ismi ile de anılmaktaydı86. Anna Komnena savaş gününü şöyle tasvir etmekteydi: ‘’KumanKıpçaklar İmparator’un Rum saflarını dizmekte olduğunu görür görmez, silahlara sarıldılar ve kendi usüllerine göre savaş düzeni aldılar. Kumanların sol tarafında, Rum ordusunda yer alan Türk komutan Oğuz’da vardı. Rumların dizilişi hilal biçimini alınca, sanki aynı anda ve işaretle verilmiş bir komut üzerine olmuş gibi, bütün ordu, Kumanlar da o arada, düşmanın üzerine atıldı. Bunun ardından ne sonucun geleceğini sezerek, Peçeneklerin en önemli beylerinden biri kendi selametini sağlamak için birkaç askeri ile beraber Türkçe konuşan Kuman-Kıpçaklar’ın yanına geçti. Bu sırada Peçenek safları artık tümüyle yarılmış bulunuyordu ve iki ordu göğüs göğüse çatışmaya girdiğinde, görülmedik bir kıyım gözler önüne serildi. Peçenekler’in kılıçtan geçirilmesi öylesine korkunçtu ki, sanki Tanrı bu halkı terk etmişti; onlara vurup duran bizimkiler (Bizans kuvvetleri) kılıcı güçlü vuruşlarla ve habire vurmaktan bitkin düşmüşlerdi87. Peçenekler bu savaşta tamamen imha edilmişlerdir88. Anna Komnena Peçenekler’in imha edilmelerini şöyle nakletmektedir: ‘’Yalnız çok kalabalık değil, gerçekten sayısız olan bütün bir ulus, o gün, kadınlarıyla ve çocuklarıyla tümüyle yok edildi. Nisan ayında, ayın 29’ uncu günü ve haftanın üçüncü günü yani 29 Nisan 1091 Salı günü idi. O günden beri Byzantion’lular şöyle diyen bir nakaratlı türkü söyler: ‘’Bir gün eksik kaldığından İskitler (Peçenekler) Mayıs’ı göremedi 89. 3.4. 1091 Lebunium Savaşı’ndan Sonra Peçenekler Bizans İmparatorluğu topraklarına akınlarını önleyemediği Peçenekler’i, KumanKıpçaklar’ı ve Uzlar’ı para, arazi ve değerli eşyalar karşılığında kendi hizmetine almaktaydı. Bazen de bu kavimler savaş sonrasında esir alarak vaftiz ettikten sonra hizmete alınmaktaydılar90.Örneğin IX. Konstantin Monomakhos Peçenekler tarafından mağlubiyetlere 84 Komnena, a.g.e. , s. 250. Ostrogorsky, a.g.e. , s. 333. 86 Kurat, Peçenekler… , s. 261. 87 Komnena, a.g.e. , s. 253-254. 88 Ostrogorsky, a.g.e. , s. 333. 89 Komnena, a.g.e. , s. 254. 90 Yusuf Ayönü, ‘’Bizans Ordusunda Ücretli Türk Askerler (XI-XII Yüzyıllar), Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S. 25, s. 56. 85 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 16 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 uğradıktan sonra onlar ile barışı arazi, para ve değerli eşyalar ile sağlamıştır91. Bu bilgilere ek olarak XI. yy’da Bizans ordusunda paralı asker olarak görev yapan Türkler arasında en kalabalık olan Peçeneklerdir92. 1091 sonrasında yerlerinden edilen bazı Peçenek grupları Rus arazisine sığınırken, bazıları da Balkanlar üzerinden Macaristan’a sığınmak zorunda kalmışlardır93. Macaristan’a iltica etmek zorunda kalan Peçeneklerin bir kısmı Peşte ile Fertö bölgelerine iskan edilmişlerdir94. Budapeşte’nin güneyinde bulunan Peçenek köyleri de Macaristan’da ki Peçenek varlığını gözler önüne sermektedir95. XIV. yy eserlerinde Kıpçaklar içinde yer alan kabilelerden birisi de ‘’Becne’’ olarak tesmiye edilmiştir96. Peçenekler sadece Kuman-Kıpçaklar ile değil Uzlar ile de karışmışlardır97. Arkeolojik buluntulara göre Peçenekler’in yerleşim alanları; Don ve Donets bölgesi, Azak Denizi’nin kıyıları, Kırım yarımadası, Dinyeper ile Dinyester’in aşağı bölgeleri ile Moldavya ve Eflak’tan oluşmaktaydı98. Peçenekler 1222 yılında düzenlediklerini son Bizans seferi sonrasında yenilerek Sofya, Niş, Üsküp başta olmak üzere Balkanların farklı yerlerine iskan edilmişlerdir99. Özellikle Peçenekler Bizans İmparatorluğu tarafından Makedonya’da bulunan Moglena bölgesine yerleştirilmiş ve bu bölgeye yerleştirilen Peçeneklere ‘’Moglena Peçenekleri’’ demişlerdir100. SONUÇ IX. ve XI. yüzyıllar Türk Tarihi açısından Karadeniz’in Kuzeyi gibi bir stratejik noktada filizlenen Türk varlığının zirvesini teşkil etmekteydi. Türkistan topraklarından çıkarak, Karadeniz’in Kuzeyi ve ardından da soluğu Balkanlarda alan bu Türk kavimlerden en mümtazlarından ikisi Peçenekler ile Kuman-Kıpçaklar idi. Dilleri aynı olarak bildirilen ve rahatça anlaştığı yazılan bu iki kavmin ilk ilişkileri makalemde bahsettiğim gibi 751 yılında yaşanan Talas Savaşı sonrasında başlamıştır. Bu savaş sonrasından 1091 yılına kadar sınırdaş olan bu iki Türk kavminin ilişkileri Karadeniz’in Kuzeyi ve Doğu Avrupa’nın siyasi ve etnik yapılarının değişmesinde önemli etkenlerden birisi olmuştur. 751 yılından 1091 yılına kadar Peçeneklerin takip ettikleri göç yolunu Kuman-Kıpçaklar’da izlemişler ve zaman içerisinde Peçeneklerin Balkanlara kaymasının amillerinden birisi olmuşlardır. Bu göç yolunu izleyen iki Türk kavminin de son durağı Balkanlar olmuştur. 1087 yılında yaşanan Derster Muharebesi’ne kadar Peçenekler ile Kuman-Kıpçaklar arasında büyük çapta bir sorun gözükmezken, 1087 yılında bu iki kavmin arası ganimet yüzünden açılmıştır. Bu olayın yanında da Bizans İmparatorluğu tarafından uygulanmış olan mahirane politika sonucunda Peçenekler ile Kuman-Kıpçaklar’ın arası savaşacak derecede açılmıştır. Halbuki, makalede belirttiğimiz gibi bu dönemde Bizans üç taraftan kuşatılmıştı, bu iki kavim beraber Bizans İmparatorluğu’nun üzerine gidebilseydi İstanbul’un Osmanlı Devleti’nden önce ele geçirilmesi kaçınılmaz olabilirdi. Çünkü, Bizans İmparatorluğu 1071 Malazgirt Savaşı sonrasında pek de iyi bir durumda değildi. Bu iki kavmin ilişkilerinin yanı Ayönü, a.g.m. , s. 58. Ayönü, a.g.m. , s. 66. 93 Horvarth, a.g.e. , s. 31. 94 Gökbel, a.g.e. , s. 47. 95 Togan, a.g.e. , s. 159. 96 Togan, a.g.e. , s. 163. 97 Gökbel, a.g.e. , s. 47. 98 Horvarth, a.g.e. , s. 19. 99 Horvarth, a.g.e. , s. 26. 100 Kurat, Peçenekler… , s. 270. 91 92 www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 17 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 sıra Türk ve Dünya Tarihi’ne yaptığı etkiler ortadadır. Onlar öncelikle Rusları Karadeniz’in Kuzeyi’ne indirmemişler ve Ruslar’ı askeri, siyasi yönden etkilemişlerdir. Bunun yanında Rus knezlerine paralı asker olarak hizmet etmişler ve onların askeri güçlerini oluşturmuşlardır. Bu önemli sonuçlara ek olarak Balkanların Osmanlı Devleti’nin faaliyetleri öncesinde bir Türk yurdu olmasını sağlamışlardır. Bu minvalde Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’da daha sağlam şekilde ilerlemesi başta Peçenekler ve Kuman-Kıpçaklar olmak üzere Karadeniz’in Kuzeyi’nden Balkanlar’a giden Türk kavimleri sayesindedir. 1091 yılı sonrasında Balkanlar’a iskan edilen Peçenekler bu durumda verilecek en iyi örnektir. KAYNAKÇA AYÖNÜ, Yusuf, ‘’Bizans Ordusunda Ücretli Türk Askerler (XI-XII Yüzyıllar), Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S. 25, s. 53-69. BELA, Kossanyi, ‘’IX. – XII. Asırlarda Uzlar ve Koman’ların Tarihine Dair’’, çev. Hâmit Koşay, Belleten, C. VIII, S. 29, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1944, s. 119-136. GÖKBEL, Ahmet, Kıpçak Türkleri (Siyasi ve Dini Tarihi), Ötüken, İstanbul 2000. _______________, ‘’Kıpçaklar-Kumanlar’’, Türkler II. Cilt, Ed. Hasan Celâl Güzel, Kemal Çiçek ve Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 729-752. HORVARTH, Andras Paloczi, Pechenegs, Cumans, Iasians Steppe Peoples in Medieval Hungary, translated by Tımothy Wılkınson, Kner Priting House, Hungary 1989. İLGÜREL, Mücteba, ‘’Çaka Bey’’, DİA, C. VIII , s. 186-188. KAFESOĞLU, İbrahim, Türk Milli Kültürü, 30. Basım, Ötüken, İstanbul 2010. KAŞGARLI, Mahmud, Dîvanu Lugâti’t Türk Giriş-Metin-Çeviri-Notlar-Dizin, haz. Ahmet B. Ercilasun ve Ziyat Akkoyunlu, 2. Baskı, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2015. KOMNENA, Anna, Alexıad Anadolu’da ve Balkan Yarımadası’nda İmparator Alexios Komnenos Dönemi’nin Tarihi Malazgirt’in Sonrası, çev. Bilge Umar, İnkılâp Kitabevi, İstanbul 1996. KUMEKOV, Bolat, ‘’Kimekler’’, Türkler II. Cilt, Ed. Hasan Celâl Güzel, Kemal Çiçek ve Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 767-775. KUMRU, Nurdan, P.V. Golubovskiy ve Eseri: Peçenegi, Torki i Polovtsi Do Naşestviya Tatar: (Moğol İstilasına Kadar Peçenekler, Uzlar ve Kuman-Kıpçaklar) (Tercüme-Tahlil), T.C. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2016. KURAT, Akdes Nimet, Peçenekler, yay. haz. Ahsen Batur, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2016. ___________________, IV.-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, 2. Baskı, Murat Kitabevi Yayınları, Ankara 1992. ___________________, Çaka Bey İzmir ve Civarındaki Adaların İlk Türk Beyi M.S. 10811096, 3. Baskı, Türk Kültürünün Araştırma Enstitüsü, Ankara 1966. ORHUN, Hüseyin Namık, Peçenekler, Remzi Kitaphanesi, İstanbul 1933. OSTROGORSKY, Georg, Bizans Devleti Tarihi, çev. Fikret Işıltan, 9. Baskı, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2017. PORPHYROGENİTUS, Constantine, De Administrando Imperio, Grek Text Edited by Gy. Moravcsık, Eng. Trans. By R.J.H. Jenkıns, Second Impression, Harvard University The Dumbarton Oaks Research Library and Collection, Washington 1985. SÜMER, Faruk, ‘’Peçenekler’’, DİA, C. XXXIV, s. 213-214. ŞEŞEN, Ramazan, İslam Coğrafyacılarına Göre Türkler ve Türk Ülkeleri, 2. Baskı, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2001. www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 18 ATLAS ULUSAL SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ISSN 2602 - 4136 TAŞAĞIL, Ahmet, Eski Türk Boyları Çin Kaynaklarına Göre (M.Ö III- M.S. X. Asır), Bilge Kültür Sanat, İstanbul 2016. TAŞAĞIL, Ahmet, ‘’Talas Savaşı’’, DİA, C. XXXIX, Ankara 2010, s. 501. TOGAN, Zeki Velidi, Umumi Türk Tarihine Giriş, 3. Baskı, Enderun Kitabevi, İstanbul 1981. USTA, Aydın, Sorularla Bizans İmparatorluğu, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2016. VASİLİEV, A. A., Bizans İmparatorluğu Tarihi, Cilt I, çev. Arif Müfid Mansel, Maarif Matbaası, Ankara 1943. VÖRÖS, Gâbor, ‘’Peçeneklerin Dili ve Erken Tarihleri’’, Türkler, II. Cilt, Ed. Hasan Celâl Güzel, Kemal Çiçek ve Salim Koca, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s. 693-708. YALVAR, Cihan, ‘’Deşt-i Kıpçak’ta Moğol Hakimiyeti ve Kuman-Kıpçaklar’’, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Araştırma Dergisi, C. 2 ,S. 1, Ocak 2018, s. 3-29. www.atlasdergisi.org Yıl : 8 Sayı: Yayın Tarihi: 5 Mayıs 8 Sayfa 19