T.C.
KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
YÖNETİM VE ORGANİZASYON ANABİLİM DALI
Z KUŞAĞINDA KARİYER GELİŞTİRMEDE YETENEK YÖNETİMİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
Tayfun ARAR
Tez Danışmanı
Yrd. Doç. Dr. Melahat ÖNEREN
Temmuz-2016
Kırıkkale
T.C.
KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
YÖNETİM VE ORGANİZASYON ANABİLİM DALI
Z KUŞAĞINDA KARİYER GELİŞTİRMEDE YETENEK YÖNETİMİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
Tayfun ARAR
Tez Danışmanı
Yrd. Doç. Dr. Melahat ÖNEREN
Temmuz-2016
Kırıkkale
KABUL – ONAY
Yrd. Doç. Dr. Melahat ÖNEREN danışmanlığında Tayfun ARAR tarafından
hazırlanan “Z Kuşağında Kariyer Geliştirmede Yetenek Yönetimi” adlı bu çalışma
Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim Organizasyon Anabilim
dalında yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.
18/07/2016
Prof. Dr. Dursun BİNGÖL
.
Doç. Dr. Mehmet Sadık ÖNCÜL
Yrd. Doç. Dr. Melahat ÖNEREN
Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.
…/…/20..
Enstitü Müdürü
Yüksek Lisans Tezi olarak sunduğum “Z Kuşağında Kariyer Geliştirmede Yetenek
Yönetimi” adlı çalışmanın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek
bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve faydalandığım eserlerin kaynakçada
gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak faydalanılmış olduğunu beyan
ederim.
18/07/2016
Tayfun ARAR
ÖNSÖZ
İnsanoğlunun örgütsel ve yönetsel alanlarda tarihsel süreçteki yerine bakıldığında
günümüze doğru sürekli olarak artan bir öneme sahip olduğu gözlemlenmektedir.
Artık bir işgören, bir personel ve hatta bir kaynak olmaktan çıkıp, fark yaratan ve
örgütü örgüt yapan asıl ve temel değer olarak görülen insanoğlunu günümüzde en etkin
ve en verimli bir biçimde, hem bireyin kişisel kariyer gelişimi için hem de örgütün
bugünü ve geleceği açısından içinde bulunduğu rekabetçi ortamda ayakta kalmaktan
ziyade, proaktif bir şekilde bayrağı ele alarak rakiplerini arkasında bırakmasını
sağlayacak olan diğerlerinden farklı yetenekleri yönetmek için, akademi dünyasının
da son yıllarda üzerinde durduğu yetenek yönetimi konsepti özellikle çok uluslu
işletmeler tarafından uygulanmaktadır. Bununla birlikte işletmeleri günümüze getiren
kişilerin yaş haddi dolayısıyla yaşlanarak emekli olmaya başlamaları neticesinde,
sürekli değişen çevre koşulları da dikkate alınarak geleceğe taşıyacak olan ve yaşları
sebebiyle iş yaşamına yeni yeni girmeye başlayan bir z kuşağı bulunmaktadır.
İşletmelerin yapmaları gereken ise bu yeni misafirlerinden kendilerini farklı kılacak
olanları seçip, yetiştirip, doğalarında bulunan örgüte önem atfetmek yerine yaptıkları
işi düşünen bu kuşak bireylerini kariyer geliştirme süreçlerinde yetenek yönetimi ile
elde tutabilmektir. Bu tezde; kariyer geliştirme, işgörenlerin profesyonel yaşamlarını
belirten bir süreç olurken, dolaylı olarak örneklemi z kuşağı bireyleri oluşturmaktadır.
Tezin ana temasını ise bu z kuşağından en verimli bir şekilde yararlanmak ve onları
işletmede tutabilmek için ihtiyaç duyulan yetenek yönetimi konseptidir.
Bu tezi yazmam sürecinde ilk olarak bana başından sonuna kadar desteğini ve
katkılarını hiç esirgemeyen danışmanım Sayın Yrd. Doç. Dr. Melahat ÖNEREN’e,
Sürecin ev kısmında bana gerekli sessizliği ve desteği sağladıkları ve yetiştirdikleri
için sevgili anne ve babama,
Süreçte bana fikirleriyle destek olan tüm arkadaşlarıma,
Sürecin iş yeri kısmında ise bana fikirleriyle destek olan sevgili iş arkadaşlarıma
teşekkürü bir borç bilirim.
i
ÖZET
Arar, Tayfun, “Z Kuşağında Kariyer Geliştirmede Yetenek Yönetimi”, Yüksek Lisans
Tezi, Kırıkkale, 2016.
Önceki yıllara göre her alanda daha radikal ve hızlı bir şekilde gerçekleşen değişimler,
hem bireyler bazında işgörenlerin hem de örgüt olarak işletmelerin psikolojik,
sosyolojik ve ekonomik yaşantılarına etki etmekte ve algılarında farklılıklar
yaratmaktadır. Özellikle teknolojideki devrim niteliğindeki gelişmelerle birlikte
insanların istedikleri herhangi bir şeye kolayca erişebilmeleri sayesinde kendilerini
donanımlı birer birey haline getirebilmeleri, sadece özel yaşamlarındaki algılarını
değil, aynı zamanda çalıştıkları kurumlarından da beklenti ve isteklerini
şekillendirmektedir. Tarih boyunca gösterdikleri ortak özelliklerden ve birbirine yakın
doğum tarihlerinden dolayı gruplanarak çeşitli isimlerle anılan kuşakların sonuncusu
olarak kabul edilen z kuşağında da bu durum aynıdır.
Özellikle teknolojinin büyük etkisiyle yeteneklerini hızla geliştirebilme olanaklarının
bulunmasından ve işletmelerin geleceklerini belirleyecek çoğunluk olmalarından
dolayı, bu kuşak, örgütlerin ihtiyaç duyduğu en önemli varlık haline gelmiştir.
Yetenekleri, örgütsel pozisyonlarla uyum yakaladığında, işletmeler için fark yaratacak
olan bu kuşak çalışanlarının kariyer eğilimindeki, sınırsız kariyer anlayışı ve zayıf
örgütsel bağlılık gibi farklılıklarından dolayı bu kişileri işletmeye çekmek, onlara
değerli olduklarını hissettirmek, onları kariyer yaşamları boyunca geliştirmek ve elde
tutabilmek için işletmeler artık geleneksel insan kaynakları uygulamalarından sıyrılıp
yetenek yönetimi anlayışına başvurmaya başlamaktadır.
Bu çalışmada yetenek yönetiminin z kuşağının kariyer gelişimi sürecindeki rolü ve
önemi öncelikle literatür taraması ile birlikte kavramların detayları açıklanarak teorik
olarak incelenecek, daha sonra ise teknolojinin kalbi olan telekomünikasyon
sektöründe faaliyet gösteren ve yetenek yönetimini uygulayan bir firma ile yapılan
görüşme ve doküman incelemesi ile yetenek yönetiminin bu konudaki önemi ampirik
olarak açıklanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yetenek Yönetimi, Kariyer Geliştirme, Z Kuşağı
ii
ABSTRACT
Arar, Tayfun, “Talent Management in Career Development of Generation Z”, Master’s
Thesis, Kırıkkale, 2016.
Comparing to the previous years, changes occur in any area, much faster and radical
ways, affect both employees as individuals and corporations as organizations,
psychologically, socially and economically and also it creates differences in their
perceptions. Especially, with severe developments in technology, the easy chance to
reach anything people want, which results in more skillful individuals, not only
changes the perceptions in their private lives but also, shapes the expectations and
wishes from their companies. This is also same for the last one of the generations
which are identified as showing common characteristics and having similar birthdates,
as generation z.
Especially, thanks to technology, by having a possibility to improve themselves much
easier than ever and by being the majority to shape the future of the business world,
this generation has become the most important asset for the companies so far. Because
of changing career perceptions such as infinite career and mobility, the companies has
started to leave traditional human resource management applications and used talent
management concept to attract, make them feel valuable, develop through career
development process and to retain these employees of generation z at the time when
their talents meet the organizational positions to create differences for organizations.
In this research, the role and the importance of talent management on career
development of generation z has been investigated by first literature review and then
explaining the details of the terms of each subject theoretically. Then in the empirical
part of the study, the same purpose has been done with an interview and document
investigation made with a company which is in telecommunication sector and applies
talent management.
Key Words: Talent Management, Career Development, Generation Z.
iii
KISALTMALAR
ABD
: Amerika Birleşik Devletleri
Ar-Ge
: Araştırma Geliştirme
CEO
: Chief Executive Officer
ECCCO
:European
Organisations
FAVÖK
: Faiz Amortisman Vergi Öncesi Kâr
FTTX
: Fiber To The X
Gen. Müd. Yrd.
: Genel Müdür Yardımcısı
GSM
: Global System for Mobile
IP
: Internet Protocol
IT
: Information Technology
İK
: İnsan Kaynakları
İKY
: İnsan Kaynakları Yönetimi
KG
: Kariyer Geliştirme
KOBİ
: Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeciler
KSS
: Kurumsal Sosyal Sorumluluk
KYY
: Küresel Yetenek Yönetimi
MBA
: Master of Business Administration
PY
: Personel Yönetimi
SWOT
: Strength-Weakness-Opportunity-Threat
T.C.
: Türkiye Cumhuriyeti
TL
: Türk Lirası
TV
: Televizyon
Vb.
: Ve Benzeri
Vd.
: Ve Diğerleri
Wi-Fi
: Wireless Fidelity
YY
: Yetenek Yönetimi
Yy
: Yüzyıl
Confederation
of
Contact
Centre
iv
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1: Geleneksel Anlayış ve Kariyer Geliştirme Anlayışı.................................... 10
Tablo 2: Kariyer Seçiminde Rol Oynayan Faktörler ................................................. 15
Tablo 3:Yetenek Türleri ve Tanımları ....................................................................... 48
Tablo 4:Temel Yetenek Unsurları ile İlgili Çalışmalar ............................................. 50
Tablo 5:Geleneksel ve Sınırsız Kariyer Anlayışı Arasındaki Farklar ........................ 69
Tablo 6:McKinsey Araştırmalarındaki Katılımcılar .................................................. 70
Tablo 7:Yetenek Savaşlarının Yarattığı Yeni İş Ortamı ............................................ 71
Tablo 8:İşletme için Çalışanların Sınıflandırılması ................................................... 76
Tablo 9:Turkcell Yetenek Matrisi .............................................................................. 77
Tablo 10:İşgören Tipleri ve Cezbetme Yolları .......................................................... 79
Tablo 11:Yetenek Yönetiminde Performans Değerlendirme Sistemleri ................... 81
Tablo 12:Yetenek Geliştirme Yöntemleri .................................................................. 82
Tablo 13:Yetenek Yönetimi Önündeki Engeller ....................................................... 89
Tablo 14:Yetenek Yönetiminin Önündeki Engeller .................................................. 90
Tablo 15: Yetenek Yönetimi Tabanlı Kariyer ile İlgili Yayımlanmış Tezler .......... 110
Tablo 16: Kuşak ile İlgili Yayımlanmış Tezler ....................................................... 114
Tablo 17:Kariyer Sürecinde Yetenek Yönetimi....................................................... 116
Tablo 18:Finansal Performans Tablosu ................................................................... 138
Tablo 19:Firmanın Özet Kâr – Zarar Tablosu ......................................................... 139
Tablo 20:Özet Bilanço ............................................................................................. 140
Tablo 21:Yetenek Matrisi ........................................................................................ 155
v
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1: Kariyer Tercihinde Rol Oynayan Dört Temel Etmen ................................... 16
Şekil 2: Kariyer Evreleri ............................................................................................ 17
Şekil 3: Kariyer Geliştirme Programı Adımları ......................................................... 24
Şekil 4:Kariyer geliştirme görevleri ........................................................................... 27
Şekil 5:Yeteneği Oluşturan Unsurlar ......................................................................... 47
Şekil 6:Yetenek Kavramının İlgili Olduğu Kavramlar .............................................. 51
Şekil 7:Yetenek Savaşlarına Zemin Hazırlayan Faktörler ......................................... 65
Şekil 8:Dünya Nüfus Piramidi 2000 – 2050 Yılları Arası Baz Alınarak ................... 67
Şekil 9:İşgücü Piramidi .............................................................................................. 72
Şekil 10:Yetenek Yönetimi Aşamaları ...................................................................... 74
Şekil 11:Kariyer Süreci ............................................................................................ 115
Şekil 12:Nitel Araştırma Döngüsü Modeli .............................................................. 128
Şekil 13:Firmanın Organizasyon Yapısı .................................................................. 137
Şekil 14:Firmanın Ortaklık Yapısı ........................................................................... 138
Şekil 15:Gelir Dağılım Oranları ............................................................................... 139
Şekil 16:Kuşak Dağılımı .......................................................................................... 143
Şekil 17:Eğitim Düzeyi Dağılımı ............................................................................. 144
Şekil 18:Kurumun Yetenek Yönetimi Süreci .......................................................... 151
vi
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ......................................................................................................................... i
ÖZET ........................................................................................................................... ii
ABSTRACT ................................................................................................................ iii
KISALTMALAR ........................................................................................................ iv
TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................. v
ŞEKİLLER LİSTESİ .................................................................................................. vi
İÇİNDEKİLER .......................................................................................................... vii
GİRİŞ ........................................................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM
KARİYER VE KARİYER GELİŞTİRME KAVRAMLARI
1.1.
Kariyer.............................................................................................................. 6
1.1.1. Kariyer Kavramı Tanımı .............................................................................. 6
1.1.2. Kariyer ile İlişkili Temel Tanımlar .............................................................. 7
1.1.2.1. Kariyer Planlama ................................................................................................. 7
1.1.2.2. Kariyer Yönetimi ................................................................................................. 9
1.1.2.3. Kariyer Geliştirme ............................................................................................... 9
1.1.2.4. Kariyer Yolu ........................................................................................................ 11
1.1.2.4.1. Geleneksel Kariyer Yolu ............................................................... 11
1.1.2.4.2. Yatay Kariyer Yolu ........................................................................ 12
1.1.2.4.3. Ağ Kariyer Yolu ............................................................................ 12
vii
1.1.2.4.4. İkili Kariyer Yolu........................................................................... 12
1.1.2.5. Kariyer Kalıpları ................................................................................................ 12
1.1.2.5.1. Devamlı Durumundaki Kariyer Kalıbı .......................................... 12
1.1.2.5.2. Doğrusal Kariyer Kalıbı................................................................. 13
1.1.2.5.3. Spiral Kariyer Kalıbı ...................................................................... 13
1.1.2.5.4. Geçiş Tipi Kariyer Kalıbı .............................................................. 13
1.1.2.6. Kariyer Çapaları ................................................................................................. 13
1.1.2.7. Kariyer Platosu ................................................................................................... 14
1.1.3. Kariyer Seçimini Etkileyen Faktörler ........................................................ 14
1.1.4. Kariyer Yönetimi ve Planlamasının Önemi ............................................... 16
1.1.5. Bireysel Yaşam ve Kariyer Evreleri .......................................................... 17
1.1.5.1. Büyüme Evresi ................................................................................................... 18
1.1.5.2. Keşif Evresi ......................................................................................................... 18
1.1.5.3. Kurma Evresi ...................................................................................................... 18
1.1.5.4. Koruma Evresi .................................................................................................... 18
1.1.5.5. Azalma ve Çözülme Evresi ............................................................................. 19
1.1.6. Yeni Kariyer Yaklaşımları ......................................................................... 19
1.1.6.1. Sınırsız Kariyer ................................................................................................... 20
1.1.6.2. İki Basamaklı Kariyer Yolu ............................................................................ 20
1.1.6.3. Portföy Kariyer ................................................................................................... 21
1.1.6.4. Esnek Kariyer...................................................................................................... 21
viii
1.1.7. Kariyere İlişkin Güncel Sorunlar ............................................................... 21
1.2.
Kariyer Geliştirme .......................................................................................... 23
1.2.1. Kavram Tanımı .......................................................................................... 23
1.2.2. Kariyer Geliştirmenin Önemi ..................................................................... 24
1.2.2.1. Birey Açısından Önemi .................................................................................... 25
1.2.2.2. Örgüt Açısından Önemi ................................................................................... 26
1.2.3. Kariyer Geliştirmenin Sorumlulukları ....................................................... 26
1.2.3.1. Bireye Düşen Görevler ..................................................................................... 27
1.2.3.2. Örgüte Düşen Görevler .................................................................................... 28
1.2.3.3. Yöneticiye Düşen Görevler............................................................................. 29
1.2.4. Kariyer Geliştirmenin Temelleri ................................................................ 29
1.2.4.1. K. Lewin Alan Kuramı ..................................................................................... 30
1.2.4.2. Chicago Sosyoloji Okulunun Çalışmaları................................................... 30
1.2.4.3. Örgütsel Davranış .............................................................................................. 30
1.2.4.4. Politika Bilimi ..................................................................................................... 31
1.2.5. Kariyer Geliştirme Kuramları .................................................................... 31
1.2.5.1. Psikolojik Başarı ................................................................................................ 31
1.2.5.2. Üç Boyutlu Kariyer Modeli ............................................................................ 31
1.2.5.3. Birey-Örgüt Etkileşimi ..................................................................................... 32
1.2.5.4. Örgütsel Sosyalleşme........................................................................................ 32
1.2.5.5. Profesyonel Kariyerin Dört Aşaması ........................................................... 32
ix
1.2.6. Kariyer Geliştirme Sistemi ......................................................................... 32
1.2.6.1. Kariyer Geliştirme Sisteminin Aktörleri ..................................................... 33
1.2.6.2. Kariyer Geliştirme Sisteminin Yararları ..................................................... 33
1.2.6.3. Kariyer Geliştirme Sistemi ile Diğer İnsan Kaynakları Yönetimi
Sistemleri Arasındaki İlişki................................................................................................ 34
1.2.7. Kariyer Geliştirme Sürecinde Etkili Olan Faktörler .................................. 35
1.2.7.1. Performans ........................................................................................................... 35
1.2.7.2. İzlenim Yönetimi ............................................................................................... 35
1.2.7.3. Nitelikler ............................................................................................................... 35
1.2.7.4. İşverenin Şöhreti ................................................................................................ 36
1.2.7.5. Akraba Kayırma (Nepotism) .......................................................................... 36
1.2.7.6. Rehberler (Mentors) .......................................................................................... 36
1.2.7.7. Dalkavukluk ........................................................................................................ 36
1.2.7.8. Gelişme ................................................................................................................. 36
1.2.7.9. Uluslararası Deneyim ....................................................................................... 37
1.2.7.10. Dil Becerileri ....................................................................................................... 37
1.2.7.11. Amaç Oluşturma ................................................................................................ 37
1.2.7.12. Dış Görünüş ......................................................................................................... 37
1.2.8. Örgütlerde Etkili Kariyer Geliştirme Yöntemleri ...................................... 38
1.2.8.1. Örgüt-içi Boş Pozisyonları Doldurma ......................................................... 39
1.2.8.2. Kariyer Geliştirme İçin Biçimsel Eğitim .................................................... 39
1.2.8.3. Fonksiyonlar Arası Deneyim İçin Yatay Hareketler ............................... 39
x
1.2.8.4. Emeklilik Hazırlık Programları ..................................................................... 40
1.2.8.5. Kariyer Konusundaki Kitapçık ve Broşürler ............................................. 40
1.2.8.6. İş Zenginleştirme ............................................................................................... 40
1.2.8.7. İş Rotasyonu ........................................................................................................ 41
1.2.8.8. Çifte Kariyer ........................................................................................................ 41
1.2.8.9. İşe Başlatma ........................................................................................................ 41
1.2.8.10. Kariyer Rehberliği ............................................................................................. 41
1.2.8.11. Kariyer Çalıştayları ........................................................................................... 42
1.2.8.12. Kariyer Danışmanlığı........................................................................................ 42
1.2.8.13. Değerlendirme ve Geliştirme Merkezleri ................................................... 42
1.2.8.14. Örgütsel Yedekleme .......................................................................................... 42
1.2.8.15. 360 Derece Performans Değerleme Sistemleri ......................................... 43
1.2.8.16. Kadınlar, Özürlüler ve Eş Zamanlı Kariyer Yapan Eşler için Özel
Programları ............................................................................................................................. 43
İKİNCİ BÖLÜM
YETENEK VE YETENEK YÖNETİMİ KAVRAMLARI
2.1.
Yetenek Kavramı ........................................................................................... 45
2.1.1. Yetenek Kavramı Tanımı ........................................................................... 45
2.1.2. Yetenek Kavramının Özellikleri ................................................................ 48
2.1.3. Yetenek Kavramının İlişkili Olduğu Diğer Tanımlar ve İlişkisi ............... 50
2.1.3.1. Beceri ile İlişkisi ................................................................................................ 51
2.1.3.2. Yetkinlik ile İlişkisi ........................................................................................... 52
xi
2.1.3.3. Potansiyel ile İlişkisi ......................................................................................... 52
2.1.3.4. Performans ile İlişkisi ....................................................................................... 52
2.1.4. Yetenek Kavramının İş Yaşamına Girişi ................................................... 53
2.1.4.1. Küreselleşme ....................................................................................................... 53
2.1.4.2. Global Demografik Değişim .......................................................................... 54
2.1.4.3. Yetenek Kıtlığı ................................................................................................... 54
2.1.5. Yetenekli Çalışanların Özellikleri ve Pareto Kuralı................................... 55
2.2.
Yetenek Yönetimi Kavramı ........................................................................... 56
2.2.1. Yetenek Yönetimi Kavramı Tanımı ........................................................... 57
2.2.2. Yetenek Yönetiminin Diğer Kavramlarla İlişkisi ...................................... 59
2.2.2.1. Bilişsel Zekâ ve Duygusal Zekâ ile İlişkisi ................................................ 59
2.2.2.2. Eğitim ile İlişkisi ................................................................................................ 59
2.2.2.3. Kariyer ve Performans Yönetimi ile İlişkisi .............................................. 60
2.2.3. Yetenek Yönetiminin Önemi ..................................................................... 60
2.2.4. Yetenek Yönetiminin Tarihçesi ................................................................. 62
2.2.4.1. Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları Yönetimine, İnsan
Kaynakları Yönetiminden Yetenek Yönetimine Geçiş Süreci ................................ 63
2.2.4.2. Yetenek Savaşları .............................................................................................. 64
2.2.4.2.1. Küreselleşme ve Ekonomik Değişimler ........................................ 65
2.2.4.2.2. Bilimsel ve Teknolojik Değişimler ................................................ 66
2.2.4.2.3. Demografik Değişimler ................................................................. 66
2.2.4.2.4. Yeni Kariyer Yaklaşımları ............................................................. 68
xii
2.2.4.2.5. Değişen İşgücü Profili ................................................................... 69
2.2.4.2.6. McKinsey Araştırması ................................................................... 70
2.2.4.3. Yetenek Yönetiminde Yetki ve Sorumluluk Olgusu ............................... 72
2.2.4.3.1. Üst Yönetimin Sorumluluğu .......................................................... 73
2.2.4.3.2. Orta Kademe Yönetimin Sorumluluğu .......................................... 73
2.2.4.3.3. İnsan Kaynakları Yönetiminin Sorumluluğu ................................. 73
2.2.4.4. Yetenek Yönetiminin Aşamaları ................................................................... 74
2.2.4.4.1. Yetenekli Çalışanların Belirlenmesi .............................................. 75
2.2.4.4.2. Yetenekli Çalışanları Çekme – Cezbetme ..................................... 77
2.2.4.4.3. Yetenekli Çalışanların Seçilmesi ................................................... 79
2.2.4.4.4. Yetenekli Çalışanların Yerleştirilmesi ........................................... 80
2.2.4.4.5. Yetenekli Çalışanların Eğitimi ve Gelişimi ................................... 81
2.2.4.4.6. Yetenekli Çalışanları Elde Tutma .................................................. 83
2.2.4.5. Yetenek Yönetimine İlişkin Kavramlar....................................................... 85
2.2.4.5.1. Kurumsal Yönetişim ...................................................................... 85
2.2.4.5.2. Personeli Güçlendirme ................................................................... 86
2.2.4.5.3. Stratejik Liderlik ............................................................................ 86
2.2.4.5.4. Müşteri İlişkileri Yönetimi ............................................................ 86
2.2.5. Yetenek Yönetiminin Olumlu Etkileri ....................................................... 87
2.2.6. Yetenek Yönetiminin Olumsuz Yönleri .................................................... 88
2.2.7. Yetenek Yönetiminin Önündeki Engeller .................................................. 89
xiii
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TEMEL KUŞAKLAR VE Z KUŞAĞI
3.1.
Temel Kuşaklar ve Z Kuşağı.......................................................................... 91
3.1.1. Kuşak Kavramı Tanımı .............................................................................. 91
3.1.2. Temel Kuşaklar .......................................................................................... 92
3.1.2.1. Kayıp Kuşak- 1914 Kuşağı ............................................................................. 94
3.1.2.2. Gaziler Kuşağı .................................................................................................... 94
3.1.2.3. Sessiz Kuşak ........................................................................................................ 94
3.1.2.4. “The Baby Boomers” Kuşağı ......................................................................... 95
3.1.2.5. X Kuşağı ............................................................................................................... 95
3.1.2.6. Y Kuşağı ............................................................................................................... 96
3.1.2.7. Z Kuşağı ............................................................................................................... 97
3.1.3. Z Kuşağı ..................................................................................................... 97
3.1.3.1. Z Kuşağı Tanımı ................................................................................................ 97
3.1.3.2. Z Kuşağının Ortak Özellikleri ........................................................................ 98
3.1.3.3. Z Kuşağının İş Yaşamından Beklentileri .................................................... 99
3.1.3.3.1. İş Ortamından Beklentileri........................................................... 100
3.1.3.3.2. Yöneticilerden Beklentileri .......................................................... 101
3.1.3.3.3. Çalışma Zamanı Olarak Beklentileri ........................................... 103
3.1.3.3.4. Yönetimden Beklentileri .............................................................. 103
3.1.3.4. Z Kuşağının Kariyer Anlayışı ...................................................................... 104
xiv
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
KARİYER GELİŞTİRMEDE YETENEK YÖNETİMİNİN YERİ
4.1.
Literatür Taraması ........................................................................................ 106
4.2.
Kariyer Geliştirmede Yetenek Yönetiminin Yeri ........................................ 115
4.2.1. Kariyer Geliştirme Sürecinde Yetenek Yönetiminin Rolü ve Önemi ...... 115
4.2.2. Yetenek Yönetiminin Z Kuşağı Üzerindeki Kariyer Açısından Etkisi .... 119
BEŞİNCİ BÖLÜM
Z KUŞAĞINA YÖNELİK YETENEK YÖNETİMİ İLE KARİYER GELİŞTİRME
FAALİYETLERİNİ UYGULAYAN TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNDE
BİR FİRMA – ÖRNEK OLAY İNCELEME
5.1.
Kariyer Geliştirme Sürecinde Yetenek Yönetimini Uygulayan Bir Firma –
Örnek Olay ............................................................................................................... 124
5.1.1. Araştırmanın Amacı ................................................................................. 124
5.1.2. Araştırmanın Varsayımları ....................................................................... 125
5.1.3. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi .......................................................... 125
5.1.4. Araştırmanın Kapsamı Ve Sınırlılığı ....................................................... 126
5.1.5. Araştırmanın Güvenirliği Ve Geçerliliği ................................................. 127
5.1.6. Araştırma Modeli ve Veri Toplama Yöntemleri ...................................... 128
5.1.6.1. Araştırma Modeli – Örnek Olay İnceleme ............................................... 128
5.1.6.2. Veri Toplama Yöntemi (Görüşme & Doküman İnceleme) ................. 129
5.1.7. Araştırma Bulgularının Analiz Edilmesi Ve Yorumlanması ................... 130
5.1.7.1. Firma Hakkında Genel Bilgiler.................................................................... 131
5.1.7.1.1. Firmanın Kilometre Taşları ......................................................... 133
xv
5.1.7.1.2. Firmanın Ortaklık Yapısı ve Finansal Durumu ........................... 138
5.1.7.1.3. Firmanın Yer Aldığı Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ..... 140
5.1.7.1.4. Firmanın Ar-Ge Faaliyetleri ........................................................ 141
5.1.7.1.5. Firma ile Yapılan Görüşme Neticesinde Bulgular ....................... 142
SONUÇ .................................................................................................................... 162
KAYNAKÇA ........................................................................................................... 169
EK ............................................................................................................................ 192
xvi
GİRİŞ
Üretim başta fiili olarak önemli olup ekonomik yönden henüz gelişmemiş olan dünya
düzeninde daha çok bireysel olarak evlerde, daha doğrusu küçük tezgâhlarda
yapılırken daha sonraları nüfusun artması ve endüstrileşme ile gelişen ekonomik ve
sosyal düzen ile seri üretim halini almıştır. Bu süreci takiben mevcut ekonomik
düzende, yaklaşık 7 milyarlık bir popülasyonu yaşamda tutabilmek için seri üretim
devam etmektedir. Fakat günümüzde, hemen her sektördeki herhangi bir üründe
örneğini görebileceğimiz üzere, seri üretim ürünlerinden ziyade, değer yaratan
ürünlerin butik işletmelerde üretilen ürünler olduğu ve bu ürünlerin nispeten daha çok
değer yarattığı görülmektedir.
Tarihi şekillendiren insanoğlu, toplumu belirli bir düzen içinde tutabilmek için,
hayatın her alanında yönetilme ihtiyacı duymuştur. Bu alanlardan biri de örgütseldir.
İnsanoğlunun yönetimi de yukarıda bahsedilen üretim süreci gibidir. İnsanlar başlarda
sadece işlerin yapılması ve yürümesi açısından bir personel olarak önem arz
etmekteydi. Dünya savaşı sonrası, erkeklerin eve dönüşü ile birlikte patlayan nüfus ile
ortaya çıkan The Baby Boomers kuşağından mütevellit tüketimin hızla artması; buna
bağlı olarak da seri üretimin gerekliliği ve sanayi gelişimi ile fabrikalarda bir arada
çalışma ortamı altyapısının oluşması ile insanların bir arada yönetimi gelmiştir. Bunun
beraberinde insanların üretim faktörleri arasında en önemli paya sahip olduğu
anlaşılmış ve fiziki ihtiyaçlarının yanında psikolojik ve duygusal gereksinimlerinin de
önemli olduğu fark edilip, örgütsel davranışlar ve teoriler geliştirilmiştir. En önemli
kaynak olan insanı yönetmek için ise insan kaynakları yönetimi ortaya çıkmıştır. Fakat
bu sürecin sonrasında da her şeyin hızla değiştiği dünyamızda bu yönetim tarzı da
yerini bir başka yönetim anlayışına bırakmaya başlamıştır. Artık mobilitenin, sınırsız
kariyer anlayışının gelişmesiyle, kişilerin tek mekânda kalabalık bir ortamda
çalışmaları yerini teknolojinin de sayesinde yeniden bireysel ofislere ve hatta uzaktan
çalışmaya (home-office) bırakmaya başlamaktadır. Bununla birlikte işletmeler gün
geçtikçe kaynakların kıt olduğunun bilincine daha çok varırken, bu en kıt kaynağın
bilgi, dolayısıyla insan olduğunu, bu insan kaynağının da kendi içinde yetenek
olduğunun anlaşılması ile dünya üzerindeki, işletmelerin işine yarayacak, yaptıklarıyla
işletmeye fark yaratacak yetenekler artık kaynak olmaktan çıkıp bir değer haline
dönüşmüştür.
1
Bütün bu değişim sürecinde tabi ki insanoğlunun zaman içindeki tutumsal,
davranışsal, duygusal ve psikolojik değişimleri de göz ardı edilmemelidir.
Bahsedildiği üzere kariyer anlayışlarındaki değişiklerde, örgütlerin kendilerine
yansıttığı değişimler kadar kendi içlerindeki değişikliklerin de payı büyüktür. Tarih
boyunca çeşitli ve önemli ekonomik, sosyal ve teknolojik olaylar ve gelişmeler
neticesinde insanlığın büyük bir kısmının etkilendiği durumlarda kuşaklar ortaya
çıkmış ve bu döngü devam ettikçe diğer kuşaklar oluşmuştur. Dünya savaşı sırasında
yaşamış olan insanoğlunun sadece mesleki bağlamda değil, diğer ortak karakteristik
özellikleriyle, günümüzde nispeten daha barışçıl bir çerçevede, ekonomik, sosyal ve
teknolojik bağlamda kat be kat gelişmiş olan toplumlardaki kuşağın ortak karakteristik
özelliklerinin birbirinden farklı olması kaçınılmazdır. Bundan 50 yıl önce yaşamış
olan
kişilerin
hayattan
beklentileri,
istekleri
ve
ihtiyaçlarının,
günümüz
insanlarınkinden farklı olması bir sürpriz değildir.
İnsanlar, küresel olarak kötü ekonomik koşulların hüküm sürdüğü günlerdeki gibi
bulabildiği ilk işe girip bir ömür boyu çalışmayı yavaş yavaş bırakmaktadır. Artık
örgütlere olan bağlılıklar zayıflamakta, insanlar yaptıklarıyla, sahip oldukları
meslekleriyle, bilgi ve becerileri ile bir yerlere gelme hedefindedir. Kariyerleri için
çalıştıkları kurumlardan çok, yaptıkları işin önemi artmaktadır. Artık insanların işe
ihtiyacı vardır anlayışı yavaş yavaş yerini işlerin insanlara ihtiyacı vardır görüşüne
bırakmaktadır. Buradan yola çıkarak şu denilebilir; bir işi birçok kişi yapabilir fakat
herkes o işi hak ettiği kadar iyi, etkin, verimli; değer ve fark yaratacak şekilde
sonuçlandıramaz. Örgütler, çalışanlarını; beklentileri, istekleri, ihtiyaçları ve
hedeflerini anlamadıkları veya görmezden geldikleri zaman ellerinde tutmakta eskilere
nazaran daha çok zorlanmaktadır. İşgücü pazarındaki hali hazırda var olan fakat
azınlıkta bulunan yetenekleri işletmeye çekmek bir zorluk, bu kişileri profesyonel
anlamda geliştirip işletmede tutmak ayrı bir zorluk haline gelmektedir.
Esneklik kavramı günümüzde çoğu alanda bir nevi “özgürlük” bağlamında
kullanılmaktadır. Benzer şekilde, örgütlerde de işe alımlarda “esnek çalışma saatleri”
kavramı, potansiyel işgörende bir özgürlük hissi yaratmaktadır. İşletmeyi var eden ya
da var edecek olan bireyler de artık işletmelerinden maaş, prim gibi maddi yararlar
kadar manevi haklar da aramaktadır. İnsan kaynakları yönetiminde başlayan çalışanı
psikolojik boyutta ele alan yaklaşımla birlikte kişiler artık teknolojinin de iş
2
ortamlarında kendilerine sunulmasını, mümkünse direkt olarak evden çalışmayı arzu
etmektedir. Bunun altında yatan sebeplerden biri de yine eskilere göre değişmeye
başlayan bir görüştür. Eskiden, ekonominin kötü olduğu yıllarda hâkim olan çalışmak
için yaşamak, artık iş-yaşam dengesinin ve aile yaşamının önem kazanması ile yerini
yaşamak için çalışmaya bırakmıştır. İnsanlar mümkün olduğu müddetçe iş
yaşamlarının özel yaşamlarına girmemesini dilemektedir.
Teknolojinin hızlı gelişimi ile birlikte, bu gelişimi genellikle yakından takip eden ve
etkin kullanan bir z kuşağı bulunmaktadır. Teknolojinin ulaştığı boyutlar sayesinde,
bu kuşağın kendini herhangi bir alanda geliştirme imkanı, kendinden önceki kuşaklara
göre çok daha kolay ve hızlıdır. Ayrıca daha önceden de bahsedildiği üzere bu kuşağın
baskın olarak gösterdikleri zayıf örgütsel bağlılık, mobilite, sınırsız kariyer anlayışı,
seçici olma, yaptıkları iş ile övünme, hiyerarşi ve mesai kavramlarına uzak, iş yaşam
dengesinin gözetildiği bir kariyer anlayışı bulunmaktadır. İşletme denilen olgunun en
önemli değeri olan insanları işgören ve işveren şeklinde aynı önem derecesinde ikiye
ayırdığımızda; işgören kısmında meydana gelen bu radikal değişimlerin mevcut
olduğu bir iş dünyasında, işletmelerin geleceğini şekillendirecek olan bu z kuşağının
önemi de düşünüldüğünde işveren kısmının sabit kalması işletmeler için ciddi sorunlar
doğuracaktır. Tüm bunlar düşünüldüğünde işgören ve işveren bazında talep arz
dengesinin etkin bir şekilde eşleşebilmesi adına işletmelerin işveren kısmında da
özellikle yönetim anlayışında bazı değişimlere gidilmesi gereklidir. Bu kuşağın içinde
özellikle az sayıda bulunan ve daha önceki nesillerin oluşturduğu hali hazırda kendini
geliştirmiş nitelikli ve kalifiye elemanların yerini hızlıca doldurabilecek olan yetenekli
olanları işletmeye çekebilme, onları profesyonel anlamda geliştirebilme ve elde
tutabilmeyi kapsayan yönetim anlayışını benimseyen yetenek yönetimine geçiş bir
ihtiyaç olacaktır.
Tüm bu anlatılanlar neticesinde tezin ilk bölümünde, çalışanların mesleki yaşam
sürecini içeren, işe alımdan eğitim ve geliştirmeye, oradan aynı işte devam etmeye ya
da işten ayrılmaya, devamında da emekliliğe kadar devam eden kariyer yaşamları
detaylarıyla anlatılmaktadır. Aynı bölümde kariyer ve kariyer geliştirme ile ilgili
kavramların tanımlarının bulunduğu, günümüz bireylerinin tercih ettiği kariyer
yaklaşımlarından ve günümüz kariyer sorunlarından bahsedilmektedir.
3
Tezin ikinci bölümünde işgücü pazarında potansiyel olarak örgüt tarafından işe
alınmayı bekleyen ve işletme içinde mevcut halde bulunan işletmeyi rakiplerinden bir
adım öne getirecek olan fakat azınlıkta olduğundan dolayı değerli olan yetenekleri
işletmeye çekme, işe alma, yetiştirme ve geliştirme ve elde tutma kavramları,
uygulamaları ve yetenek yönetiminin tarihçesinden bahsedilmektedir. Bu bölüm tezin
odak noktasını oluşturmaktadır.
Tezin üçüncü bölümünde tarih boyunca var olan kuşaklar, bu kuşakların iş
yaşamındaki tutum, davranış ve beklentileri üzerinde durulmuştur. Aynı bölümde yeni
üniversite mezunlarının ve yeni işe başlamış olanların oluşturduğu, içinde bulunduğu
dönemin en önemli gelişmesi olan teknolojiden etkilenen ve bu etkilerin iş yaşamına
da yansıdığı z kuşağı detaylı bir biçimde anlatılıp, bu kuşağın iş yaşamındaki olası
istek, ihtiyaç ve beklentileri, diğer kuşaklar ile karşılaştırmalı bir biçimde
belirtilmektedir. Bu bölüm tezin dolaylı örneklem kısmı olan z kuşağında
odaklanmaktadır.
Tezin dördüncü bölümünde araştırma ile ilgili literatür taramasına değinildikten sonra
başlıkta da belirtildiği üzere, yetenek yönetiminin z kuşağının kariyer geliştirme
sürecindeki yeri ve rolünden teorik olarak bahsedilmiştir.
Tezin beşinci bölümünde araştırma modeli olarak örnek olay tarama modeli
kullanılırken; veri toplama aracı olarak görüşme ve doküman inceleme seçilmiştir. Bu
bağlamda yetenek yönetimi felsefesini benimsemiş telekomünikasyon alanında
faaliyet gösteren bir firmanın genel verilerinden söz edilerek, bu firmanın insan
kaynakları yöneticisi ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen bilgi ve yorumlar
betimsel ve sistematik analize tabi tutularak değerlendirilmiştir.
Sonuç bölümünde ise yapılan literatür taraması ile tüm teorik ve ampirik araştırmadan
elde edilen bulgular harmanlanarak bir sonuca varılmış ve önerilerde bulunulmuştur.
4
BİRİNCİ BÖLÜM
KARİYER VE KARİYER GELİŞTİRME KAVRAMLARI
İnsanoğlu tarih boyunca verdiği yaşam mücadelesinde hayatta kalabilmek adına
kendine çeşitli uğraşlar bulmuş, bu uğraşlarda da daha iyi olabilmek için kendini bir
şekilde geliştirmiştir. Üzerinde yaşadığımız gezegenin kaynakları sonsuz değildir.
İnsanlar yaşayabilmek adına tükettikleri kaynakların üretilmesinde, etkin ve verimli
bir şekilde işlenip kullanılmasında, yeniden tüketime kazandırılmasında gerek üretim
alanında gerek hizmet alanında, bu tükettikleri kaynakları hak edebilmek ve yaşam
döngüsünü bir şekilde devam ettirebilmek için ilk yaşamdan bu yana bir şekilde
çalışmak durumunda kalmıştır.
Tarihin ilk yıllarında, en temel sorun olan barınma ve yemek bulabilmek adına
insanoğlu, avcılık ve toplayıcılık yönlerini geliştirerek hayatta kalırken, daha sonra
toprağı da kullanabileceğini anladıktan sonra tarımsal alanda yeteneklerini ve
becerilerini artırmaya yönelmişlerdir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan
icatlarla oluşan yeni dünya düzeninde, sanayi devriminin de etkisiyle insanlar artık
toplu çalışma alanlarında kendilerini gösterme durumunda kalmış ve o günkü sanayi
üretimlerinde gerekli olan kabiliyet ve becerilerini geliştirerek hayatlarını idame
ettirmişlerdir. Günümüze doğru geldikçe bu beceriler ve yetenekler sanayi odaklı
olmaktan çıkıp bilgi odaklı olmaya doğru ilerlemiştir. Özellikle ekonomik ve sosyal
kaygısı olmayan gelişmiş toplumlarda bilgi her şeyden önemli bir hale gelmiştir.
Bilimin ve teknolojinin sayesinde her türlü bilgiye her an rahatça ulaşabildiğimiz
çağımızda, insanlar hayatlarını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu para vb. faktörleri,
zorunluluktan, istek ve beklentilerini karşıladığı için ya da diğer sebeplerle edindiği
işleri sayesinde kazanmaktadır. Sorun şudur ki; herkes hayat standartlarının yüksek
olmasını istemektedir. Aileden gelen bir zenginliğin olmadığı varsayımında bulunarak
ve ahlaki kuralları da göz önüne alarak, standartları ortalamanın üzerinde tutmanın tek
yolu iyi bir mesleki yaşamdan geçmektedir. İyi bir mesleğe sahip olmak da gün
geçtikçe zorlaşmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkeler başta olmak üzere ülkemiz gibi
gelişmekte olan ülkelerde de, temel eğitime ek olarak üniversiteyi bitirmiş birçok insan
5
bulunmakta; fakat herkes için “iyi meslek” arz olunamamaktadır. İşverenlerin, işe
alacağı potansiyel işgücünü oluşturan kişilerin içinden sadece kendilerini bir şekilde
diğerlerinden farklı kılanları ayırt ederek alım yaptığı bilinmektedir.
Kişi, örgüt ve tüm insanoğlunun geleceği düşünülerek; insan kaynakları yönetiminin
temel prensibi olan doğru kişiyi doğru yerde doğru zamanda ve doğru pozisyonda
çalıştırmak anlayışı için burada iki aktöre önemli sorumluluklar düşmektedir.
Bunlardan ilki işgörenlerdir. Kişiler ilk olarak kariyer anlamında kendilerini iyi
tanıyabilecek, örgütlerin kullandığı SWOT (Strength-Weakness-Opportunity-Threat)
analizini kendilerine uygulayacak ve iş yaşamını kapsayan “kariyer hayatları”
boyunca kendilerini rakiplerinden ayırt edecek şekilde gerekli bilgi donanımına sahip
olacaktır. İkinci aktör olan örgütler ise sahip olduğu en önemli değer olan insanları
profesyonel anlamda en iyi şekilde geliştirecek onlara en iyi kariyer yolunu çizmede
öncülük yapacaktır.
Tezin birinci bölümü olan bu bölümde kariyer ve kariyerle ilişkili olan kavramların
üzerinde durulacak, kariyer geliştirme ve alt başlıkları ise detaylı olarak anlatılacaktır.
1.1. KARİYER
1.1.1. Kariyer Kavramı Tanımı
Yazında, kariyer kavramı üzerine çeşitli tanımlamalar yapıldığı görülmektedir.
Kariyer; Fransızcada “carriere”, İngilizcede “career” kelimelerinden gelen, bir
kimsenin profesyonel hayatı süresince izlemesi gereken faaliyet yoludur (Bingöl,
2006:285; Hoekstra, 2011:159). Diğer bir tanıma göre kariyer; bir kişinin hayatı
boyunca iş ile ilgili deneyimler, aktiviteler ve pozisyonları bireysel olarak edindiği
tutumlar ve davranışlar dizisidir (Lewis vd.,1995: A-1). Bu tanıma benzer şekilde
Erdoğmuş (2003: 11) e göre kariyer kişinin iş hayatında edindiği pozisyonlar ve bu
pozisyonlarla ilgili tutum ve davranışları ile yaptığı işleri içeren bir kavramdır. Dessler
(2008: 378) e göre kariyer, kişinin yıllar boyunca edindiği mesleki pozisyonlar
6
kümesidir. Aytaç (2005: 5) a göre kariyer, işgörenlerin iş yaşamları boyunca
edindikleri tüm ilerlemeler şeklinde tanımlanmaktadır. Aynı şekilde Cullen (2013:
933) e göre kariyerler mesleki yapılarda edinilen ilerlemelerdir. Bu tanımlarda dikkat
çeken ortak unsur, kavramın sadece iş yaşamıyla tanımlanmış olmasıdır. Oysaki Niles
ve Bowlsbey (2013: 15) e göre kariyer bir yaşam biçimi olarak görülmeli ve sadece iş
yaşamı değil, kişinin tüm yaşamı boyu oynanan rollerin tümüdür şeklinde
tanımlanmaktadır. Tüm bu tanımlamalardan yola çıkarak kariyer kavramını; kişinin
çalışmaya başlamasından emekli olmasına kadarki süreçte edindiği ve deneyimlediği
tüm profesyonel roller ile; profesyonel yaşamında sarf ettiği tüm tutum ve
davranışlardır şeklinde tanımlayabiliriz.
1.1.2. Kariyer ile İlişkili Temel Tanımlar
Kariyer kavramı ile ilişkili alt başlıklar bulunmaktadır. Bunlar kariyer planlama,
kariyer yönetimi, kariyer geliştirme, kariyer yolları, kariyer kalıpları, kariyer çapaları
ve kariyer platosudur. Her kavram ve alt başlıkları aşağıda sırasıyla açıklanacaktır.
İşyeri kariyer modelinde, birçok akademisyen kariyer planlama, kariyer yönetimi,
algılanan kariyer geliştirme desteği ve iş tatmini kavramlarını birbirinden çok ayrı ama
aynı zamanda birbirleriyle çok bağlantılı konseptler olduğunu belirtmektedir (Azman
vd., 2014: 159).
1.1.2.1. Kariyer Planlama
Kariyer planlama; kişinin kendi yetenekleri, ilgi alanları, bilgisi, güdüleri ve diğer
karakteristik özellikleri hakkında haberdar olması, kariyer fırsatları ve seçenekleri
hakkında bilgi sahibi olması, kariyerle ilişkili hedefleri tanımlayabilmesi ve kariyer ile
ilgili koyduğu amaçlara ulaşmak için faaliyet planları hazırlaması şeklinde
tanımlanmıştır (Dessler, 2008: 378; Erdoğmuş, 2003: 15).
Kariyer planlama Bingöl (2014: 330) a göre bireysel ve örgütsel olarak iki kısma
ayrılmaktadır. Literatürde diğer çalışmalarda açıklanan ve bireyin üzerine düşen
sorumluluğu esas alan birinci kısım bireysel kariyer planlama olup; kişinin kariyer
amaçları doğrultusunda ihtiyaç duyacağı araçları belirlemesi gereken süreç şeklinde
7
tanımlanmıştır. İkinci kısım olan örgütsel kariyer planlama ise yine yazında kariyer
yönetimi olarak tanımlanan ve kariyerde örgüte düşen sorumluluklar başlığı altında
toplanan; örgütün çalışanlarına kariyer yaşamları boyunca onlara yardımcı olmak
adına yürüttüğü faaliyetler dizisidir şeklinde tanımlanmıştır. Kariyer planlamayı
örgütsel bağlamda inceleyen bir diğer çalışmaya göre ise kavram; çalışanların ilgi
alanları ve becerileri ile örgütsel fırsatları eşleştirmede yardımcı olmak üzere kariyer
seçeneklerini tanımlayan, geliştirme amaçlarını belirleyen ve faaliyet planları koyan
yönetim biçimidir (Azman vd., 2014: 158).
Kariyer planlamanın gerek birey gerekse örgüt açısından bazı faydaları bulunmaktadır.
Kişiyi psiko-sosyal bağlamda doyuma ulaştırırken, örgüte de işgücündeki kaliteyi
artırma, maliyetleri düşürme ve performansı yönetebilme gibi çeşitli yararlar sağlar
(Aytaç, 2005: 144-146).
Ekonomideki iniş-çıkışlar ve dünya görüşüne sahip olma ihtiyacı kişilerin kariyerlerini
planlarken kendilerini dış dünyaya iyi pazarlayabilmeleri, esnek olmaları ve mümkün
olduğunca her alanda beceri kazanmaları ihtiyacını doğurmuştur (Webb vd., 2014:
233). Kariyer planlamasında asıl sorumluluğun çalışana düştüğü ve yararlar zincirinin
başlangıcının çalışanın kendisi olduğu unutulmamalıdır. Elbette her kişinin istekleri
beklentileri ve hedefleri mesleki anlamda farklılık gösterebileceğinden kariyer
planlaması yaparken izleyeceği adımlarda değişkenlik arz etme olasılığı olsa da;
kişiye uyması gereken bazı adımlar düşmektedir. Bunlar (Gray, 2009: 289-291):
Kendi SWOT (Güçlü-Zayıf yönleri ile Fırsat-Tehditleri bilerek) analizini yaparak
kendisine en uygun işi ya da sektörü belirlemek,
Kendisini en iyi tanıyabilecek yine kendisi olacağı için kendi koçu olmak,
Beyin fırtınası gibi tekniklerle vizyonunu artırmak adına meslekler, örgütler ve
kariyeri ile ilgili yeni ve alternatif fikirler üretmek,
Kendini pazarlayabilmek,
Sosyal çevreyi hem reel ortamda hem internet ortamında olabildiğince
genişletmektir.
8
1.1.2.2. Kariyer Yönetimi
Kariyer yönetimi Bingöl (2006: 285) e göre örgütün ve çalışanın ihtiyaç, istek ve
kapasitelerini karşılamak üzere kariyerin planlanması ve yönetilmesini mümkün kılan
örgütsel sürecin tasarlanması ve uygulamaya konulmuş biçimidir. Dessler (2008: 378)
e göre kariyer yönetimi; çalışanların kariyerlerinin yeteneklerini ve ilgi alanlarını daha
iyi anlayıp geliştirebilmelerini sağlamak ve bu yetenek ile ilgilerini daha etkin bir
şekilde kullanabilmelerine olanak sağlama sürecidir. Özden (2008: 249) a göre ise bu
kavram örgütlerin insan kaynaklarını geliştirebilmek için sistemsel faaliyetlerde
bulunmasıdır şeklinde tanımlanmıştır. Aytaç (2005: 115) e göre kariyer yönetimi
çalışan odaklı olup, onların profesyonel anlamda ihtiyaç ve isteklerini karşılarken
kariyer hedeflerine ulaşmalarını sağlamak amacıyla örgütsel stratejilerin belirlenmesi
ve uygulanmasıdır. Erdoğmuş (2003: 15) e göre ise kariyer yönetimi insan kaynakları
fonksiyonlarının işgörenlerin kariyer ile ilgili tüm ilgi ve yeteneklerinin örgütsel
fırsatlarla eşleştirilip, hedeflere ulaşmak için ortaya konan faaliyetler bütünüdür.
Azman vd. (2014: 158) e göre ise kariyer yönetimi bir yetenek yönetimi olarak ele
alınmış; yönetimin, çalışanların türbülans ortamındaki hızlı örgütsel çevreye hızlı bir
şekilde adapte olabilmelerini kolaylaştıracak kariyer programlarını denetlemesi olarak
belirtmiştir. Buradaki temel sorumluluk örgüte, örgütün içinde de özellikle insan
kaynakları yönetimine düşmektedir. Başarılı bir kariyer yönetimi ile örgütün nihai
hedefleri doğrultusunda; işgörenlerin profesyonel anlamda ihtiyaç, istekleri
karşılanarak ve hedefleri doğrultusunda ilerlemeleri sağlanarak tatmin seviyeleri
yüksek tutulurken; bunun karşılığında da örgütün içinde bulunduğu rekabetçi ortamda
güçlü bir durumda kalması sağlanabilmektedir.
1.1.2.3. Kariyer Geliştirme
Tezin önemli kısımlarından biri olan kariyer geliştirme asıl olarak sonraki kısımlarda
detaylı olarak değinilecek olsa da burada yazında karşılaşılan bazı tanımlamalarından
bahsedilecektir. Kariyer geliştirmede kariyer planlamadaki gibi salt bireysel
sorumluluk, kariyer yönetimindeki gibi salt örgütsel sorumluluktan ziyade hem bireye
hem de örgüte düşen sorumluluktan söz etmek doğru olacaktır. Yani kariyer planlama
ve kariyer yönetimi, kariyer geliştirmenin birer alt başlığıdır diyebiliriz (Erdoğmuş,
2003: 14). Kariyer geliştirme bir çalışmada; örgüt içi kariyer kimlik oluşumunun ve
9
dışsal kariyer öneminin büyümesinin interaktif bir şekilde ilerlemesi şeklinde
tanımlanmıştır (Hoekstra, 2011: 159). Dessler (2008: 378) e göre ise kariyer
geliştirme; ömür boyu süren, kişinin kariyer keşiflerine, kariyerini kurmasına,
kariyerindeki başarısına ve tüm bu süreci etkin olarak yerine getirmesine katkıda
bulunan aktiviteler dizisidir. Bingöl (2006: 287) ye göre kariyer geliştirme;
işgörenlerin mevcut ve gelecekteki işleri etkili ve etkin bir şekilde yerine getirmek için
ihtiyaç duydukları ve duyacakları bilgi, beceri ve deneyimleri edinmelerine yardım
etmek için örgüt tarafından uygulanan bir yaklaşım biçimidir. Bu tanımlardan yola
çıkarak kariyer geliştirme için; işgörenlerin kendi güçlü ve zayıf yönlerinin farkında
ve çevrelerindeki fırsatlardan ve tehditlerden de haberdar olarak seçtikleri profesyonel
yaşamlarındaki edindikleri pozisyonlarda etkili ve etkin olabilmek için ihtiyaç
duydukları bilgi, beceri ve deneyimleri edinmesinde ve doğuştan sahip oldukları
yeteneklerin geliştirilmesinde örgüt tarafından sağlanan bir yaklaşımdır denilebilir.
Kariyer geliştirme daha çağdaş bir yönetim biçimidir ve günümüz kuşağının mesleki
yaşamlarında daha etkili bir rol oynamaktadır. Bu anlayışın, geleneksel anlayışa göre
insan kaynakları bazında bazı farklılıkları bulunmaktadır. Bu farklılıklar Tablo 1 de
görülmektedir:
Tablo 1: Geleneksel Anlayış ve Kariyer Geliştirme Anlayışı
İnsan Kaynakları Aktivitesi
İnsan Kaynakları Planlama
Geleneksel Yaklaşım
İşi, becerileri ve görevleri analiz
eder, istatistiki veriler kullanılır.
Kariyer Geliştirme
Yaklaşımı
İlaveten bireysel ilgi alanlar ve
tercihler ile ilgili bilgiler
toplanır.
İşe Alım ve Yerleştirme
Örgütün ihtiyaçları ile kalifiye
çalışanları eşleştirir.
Çalışanların
kariyer
ilgi
alanları ve yeteneklerini de
içine alan değişkenleri dikkate
alarak kişi-iş eşleştirmesi
yapılır.
Eğitme ve Geliştirme
Öğrenme becerilerini geliştirme
için fırsatlar sağlanır
Kariyer yolu bilgisi ve gelişim
planları sağlanır
Performans Değerlendirme
Derecelendirme ve/veya ödüller
Gelişim planları ve bireysel
amaçlar koyma
Maaş ve İkramiyeler
Zamana, üretkenliğe, yeteneğe
göre ödüller
Öğretim geri ödeme planları ve
işle alakalı olmayan ödemeler
Kaynak: Dessler, 2008: 379
10
1.1.2.4. Kariyer Yolu
Kariyer yolu adından da anlaşılabileceği gibi bir kimsenin istediği kariyer hayatı
boyunca takip edeceği mesleki yoldur. Bingöl (2014: 331) e göre kariyer yolu kişiyi
arzu ettiği kariyer hedefine ulaşmasını sağlayan belirli iş pozisyonları dizi ya da işlerin
sıralanışıdır. Burada dikkat edilmesi gereken husus kişinin kendi kariyer yolunu
çizerken gerçekçi olmasıdır. Gerçekçi kariyer yollarının geliştirilmesi için ise dört evre
gerekmektedir. Bunlar (Aytaç, 2005: 176):
İş analizi ile örgütteki işler için ihtiyaç duyulan bilgi, beceri ve niteliklerin
belirlenmesi
Yukarıdaki maddede belirlenen kavramlara göre işler arasındaki benzerliklerin
ortaya konması
Benzer işlerden iş aileleri oluşturulması
İş aileleri arasında kariyer yollarını temsil edecek mantıksal ilerleme yolunun
oluşturulması
Kariyer yolları kendi içinde dörde ayrılmaktadır. Bunlar; geleneksel, yatay, ağ ve ikili
kariyer yoludur.
1.1.2.4.1.
Geleneksel Kariyer Yolu
Geleneksel kariyer yolunda adından da anlaşılacağı üzere günümüz işletmelerinin ve
özellikle özel sektördeki işletmelerin benimsediği ve uyguladığı organik yapıdan çok;
daha çok kamu sektöründeki ve geleneksel hiyerarşik yapının hâkim olduğu
işletmelerdeki çalışanların kendilerine çizebileceği kariyer yoludur. Kişi kendi kariyer
basamaklarında dikey olarak yükselir ve pozisyonunda yükseldikçe giderek
ilerleyebileceği pozisyonların sayısı azalırken rakip adayların sayısında artış görülür
(Uyargil vd., 2008: 309).
11
1.1.2.4.2.
Yatay Kariyer Yolu
Yatay kariyer yoluna bir nevi iş genişletme de denilebilir. Burada çalışanın kariyerinde
sadece yatay olarak ilerlemesi görülür (Uyargil vd., 2008: 310). Yani yaptığı iş ile
ilgili sorumluluk ve görevleri artırılır.
1.1.2.4.3.
Ağ Kariyer Yolu
Ağ kariyer yolunda kişi hem yatay yönlü hem de dikey yönlü kariyer fırsatlarını
değerlendirebilmektedir (Uyargil vd., 2008: 310). Yetenek yönetimi prensibine en
uygun kariyer yolu ağ kariyer yoludur. Çünkü kişinin kariyerinde yükselebilmesi için
yaşına değil, edindiği deneyimlere ve sahip olduğu yeteneklere dikkat edilmektedir.
1.1.2.4.4.
İkili Kariyer Yolu
İkili kariyer yoluna ülkemizde sık rastlanmaktadır. İşletme gibi yöneticilik ile ilgili bir
bölümde lisans eğitimi almayan fakat teknik bilgisi olan mühendis vb. kişiler,
yöneticilik pozisyonunda olmak istediklerinde bahsedilen bölümlerde lisansüstü
eğitimi alarak kariyerlerini çift taraflı sürdürmektedir. Bunun yararları olmakla
birlikte, salt işletmecilik okuyan kişilerin önünde bir engel teşkil edebilmektedir.
1.1.2.5. Kariyer Kalıpları
Bireylerin profesyonel yaşamlarında iş ve kariyer ile ilgili davranışlarına kariyer kalıbı
denilmektedir (Uyargil vd., 2008: 310) ve dört çeşidi bulunmaktadır. Bunlar devamlı
durumundaki kariyer kalıbı, doğrusal kariyer kalıbı, spiral kariyer kalıbı ve geçiş tipi
kariyer kalıbıdır.
1.1.2.5.1.
Devamlı Durumundaki Kariyer Kalıbı
Bu kariye kalıbında kişi yaptığı işte uzmanlaşıncaya kadar kararlı bir şekilde devam
eder. Burada çalışanlar içsel olarak motive edilmiş, psikolojik doyuma ulaşmış ve son
derece becerikli olmuş olanlardır (Aytaç, 2005: 194). Örnek olarak kişinin
mühendislik okuyup, emekli olana kadar da mühendis olması bu kariyer kalıbındaki
bir kişinin kariyer hayatı olabilir.
12
1.1.2.5.2.
Doğrusal Kariyer Kalıbı
Bu kariyer kalıbı geleneksel kariyer yoluyla benzerlik göstermektedir. Yani kişi
hiyerarşik bir yapıda, kariyer hayatına başladığı pozisyonda belirli bir zaman geçtikçe
ilerlemesi söz konusudur (Aytaç, 2005: 194). Kişinin belirli görev ve sorumluluklarını
yerine getirdiği için bir üst pozisyona terfi ettirildiği düşünüldüğünde, kişiye bir nevi
iş zenginleştirme uygulandığı görülmektedir.
1.1.2.5.3.
Spiral Kariyer Kalıbı
Farklı alanlarda inşa edilen fakat ortak özellikleri olan farklı tipteki işleri elinde tutan
kişi bu kariyer kalıbındadır (Aytaç, 2005: 194). Örneğin bir polisin uzun yıllar
boyunca emniyette hizmet verip, emekli olduğunda kendi güvenlik şirketinin başına
gelmesi, sonrasında da güvenlik danışmanlığı yapması buna örnektir.
1.1.2.5.4.
Geçiş Tipi Kariyer Kalıbı
Karakteristik özelliklerinden biri kararsız olmak olan ya da daha çok eğitim düzeyi
orta ve aşağısı olan ve yetenek ile becerilerinde de çok iddialı olmayan kimselerde
rastlanılan bu kariyer kalıbında kişi sık sık iş değiştirir (Aytaç, 2005: 195).
1.1.2.6. Kariyer Çapaları
Kariyer çapalarını tanımlarken, özellikle günümüz işgücünün kariyer anlayışını
değerlendirmek gerekir. Kariyer döngüsünün 20 yıldan 20 aya indiği mevcut iş
yaşamında kişiler örgüte değil kariyerlerine yatırım yapmayı tercih etmekte ve sık iş
değiştirme eğiliminde olabilmektedir. Tabi ki bunu yaparken de daha önceden
bahsettiğimiz SWOT analizini bireysel anlamda yaparak kendilerinin hangi konularda
iyi ve yetenekli olduğunun farkında olduğunu rasyonel çerçevede varsaymak gerekir.
Kariyer çapaları, kişilerin kariyer tercihlerinde devreye giren değer ve tutumlarından
oluşan, farkında olduğu nitelik, yetenek, güdü, tutum ve davranışlarının tümüdür
(Uyargil vd., 2008: 310). Bahsedilen kariyer çapaları ise kişinin kendinde olduğunu
bildiği ve kendini diğerlerinden farklı kılacağına inandığı bazı yeterliklerden
oluşmaktadır. Bunlar, Schein (1990) daki çalışmasında belirttiği; teknik/fonksiyonel
13
yeterlik, yönetsel yeterlik, yaratıcılık, otonomi ve bağımsızlık ile güvenliktir (Dessler,
2008: 409).
1.1.2.7. Kariyer Platosu
Buraya kadar kariyer anlamında hep ilerlemeden bahsedildi. Kariyer platosu ise
kişinin özel veya iş yaşamından dolayı kariyer ilerlemesinde belirli bir durağanlık
anlamına gelmektedir (Uyargil vd., 2008: 311). Örneğin kişinin stresli bir özel
hayatının bulunması, ciddi bir hastalık geçirmesi ya da amiriyle arasının kötü
olmasından ötürü kariyerinde bir duraklama noktası olması olağandır. Bu sürenin
uzaması ise çalışan için kariyer yaşamında ilerlemede isteksizlik, işten soğuma, yaptığı
görevleri etkili bir şekilde yerine getirmeme gibi olumsuz durumlar oluşturabilir.
Bunlar dışında eski kuşaklara nispeten çalışmak için yaşamak anlayışını
benimsemeyen ve iş-yaşam dengesini gözeten yeni kuşakta bu durağanlığın daha çok
gözlemlenip gözlenmeyeceği ilerleyen yıllarda ortaya çıkacak bir husustur.
1.1.3. Kariyer Seçimini Etkileyen Faktörler
Her insan duygusal ve düşünsel olarak birbirinden farklıdır. İnsanların hayatlarında
yaptıkları tercihler, beklentileri, istek ve ihtiyaçları yönünde değişiklik gösterebilir.
Örneğin; Birleşik Devletlerde bir devlet üniversitesinde yapılan bir araştırmada ankete
katılan öğrenciler için kariyer seçimini etkileyen faktörler; hayatın anlamının
mevcudiyeti, hayatın anlamını arayış, kariyer seçiminde öz yeterlilik, kişisel büyüme
girişimi ve içsel dindarlık olarak bulunmuştur (Bott ve Duffy, 2015: 250). Diğer bir
üniversite öğrencileri üzerine yapılan çalışmada ise kariyer seçiminde rol oynayan en
önemli faktör topluma hizmet edebilme şansı olarak belirlenmiştir (Duffy ve Bogdan,
2010: 250). Bir başka çalışmaya göre kariyer motivleri; diğerlerinden farklı olma
güdüsü, diğerleriyle bir arada çalışma – takım ruhu güdüsü ve hayatı anlamlı kılmak
için altyapıyı oluşturma güdüsüdür (Hoekstra, 2011: 162). Türkiye’deki bir kamu
üniversitesinde yapılan çalışmada ise kariyer eğiliminde rol oynayabilecek faktörler
önceden belirlenmiş ve öğrencilerin cevaplarına göre hiyerarşik bir sıralamaya
14
konularak en çok etkileyen faktör bulunmak istenmiş. Bu çalışmaya göre faktörler
aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere içsel ve dışsal olarak ikiye ayrılmış ve toplamda 30
faktör ele alınmıştır. Bu çalışmaya göre öğrencilerin kariyer seçimlerini en çok
etkileyen faktör “iş hakkında bilgi” olmuştur.
Tablo 2: Kariyer Seçiminde Rol Oynayan Faktörler
İçsel Faktörler
Teknik Yeterlik
Dışsal Faktörler
Ebeveyn Modelleri
Yönetsel Yeterlik
İş Deneyimleri
Otonomi/Bağımsızlık
Ailesel Etkiler
Güvenlik/Stabilite
Toplum Etkisi
Girişimci Yaratıcılık
İşin Türü
Saf Rekabet
Ülkenin Kültürü
Yaşam Biçimi
Şirket Kültürü
Yaş
İşin Popüleritesi
Medeni Durum
Çevre Baskısı
Çalışma Durumu
Şans ve Fırsatlar
Kişisel Etkiler
Gelir
Cinsiyet
İş Tarafından Sağlanan Sosyal Olanaklar
Eğitim Seviyesi
Kimlik
Hizmet Etmeye Adanmışlık
Çeşitlilik
Kişinin Kültürü
İş Hakkında Bilgi
Kaynak: Arar ve Yüksel, 2015a: 52
Fakat karmaşık yapıda olan insanoğlunu yönetsel ve örgütsel alanlarda çeşitli
standartlarla tutum ve davranışlarını önceden kestirebilmek adına çeşitli kuramlar ve
teoriler geliştirildiği üzere kariyer seçimlerinde de bazı ortak faktörlerin rol oynadığı
gerçeğinin bulunduğu kabul edilmelidir. Her bireyi bu faktörlerin etkileme derecesi
farklılık arz etse de sonuçta içlerinden birtakımı insanların mesleki yaşamlarında rol
gösterici pozisyonda olacaktır. Aşağıdaki şekilde kişilerin kariyer tercihlerini
etkileyen dört temel unsur gösterilmektedir.
15
İlgi Alanları
Kişilik
Kendini Tanıma
Sosyal Ortam
Kariyer Tercihi
Şekil 1: Kariyer Tercihinde Rol Oynayan Dört Temel Etmen
Kaynak: Aytaç, 2005: 91
1.1.4. Kariyer Yönetimi ve Planlamasının Önemi
Örgütün nihai hedeflerine ulaşmasında, stratejilerini ve planlarını etkin bir şekilde
uygulamasında kaynak olmaktan da öte olan ve en önemli değer olarak görülmesi
gereken insan için iş yaşamında hem kendisi hem de gerçekleştireceği yer bağlamında
düşünüldüğünde işletme için en kıymetli kavram kariyerdir. Kariyer de diğer yönetsel
mevzularda olduğu gibi planlaması ve yönetilmesi gereken bir konudur. Bireyin
kendisine düşen kısımda planlama, örgüte düşen kısmında ise yönetim süreci; salt
birey ve örgüt için değil, uzun dönemde kümülatif düşünüldüğünde tüm toplum için
anlamlı bir önem arz etmektedir.
Bingöl (2006: 289-290) a göre bu önem genel ve özel olarak iki aşamada izlenebilir.
Bu bağlamda genel anlamda önemi:
Yönetsel yükselme ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlaması,
16
Çalışanlara, geliştirme ve eğitim alanında verilen sözün yerine zamanında
getirilmesi,
Bireylere ihtiyaç duydukları danışmanlığı ve öncülüğü vermesi bakımından arz
etmektedir.
Özel anlamda önemi ise:
Çalışanların mevcut ve ileri bir tarihte ihtiyaç duyacakları nitelik ve becerileri
tanımlamada,
Kişisel istek, beklenti ve ihtiyaçları örgüt amaçlarıyla entegre etmede,
Bireyler için tüm yönlü kariyer yolları açmada,
Kariyer platosundaki çalışanları yeniden işe çekmede ve
Hem işgören hem de örgüt için karşılıklı yarar sağlamadır.
1.1.5. Bireysel Yaşam ve Kariyer Evreleri
Kişi yaptığı iş ve bulunduğu sektör ne olursa olsun, iş yaşamı boyunca dört ana
evreden geçmektedir. Bunlar aşağıdaki şekilde belirtilmiştir.
Keşif Evresi
Kurma Evresi
Koruma Evresi
Azalma ve Çözülme Evresi
Şekil 2: Kariyer Evreleri
Kaynak: Lewis vd., 1995: A-2
17
Bununla birlikte özellikle günümüz çocukları, etrafında olup bitenlerin farkında çok
daha erken yaşta kavramaya başladıkları ve bunların içinde de anne - babasının
meslekleri de olduğu için ilk evre olarak büyüme evresi de aşağıda anlatılacaktır.
1.1.5.1. Büyüme Evresi
Bu evre 0-14 yaş aralığını kapsayan, bireyin daha çok gözlem yoluyla meslekler
hakkında bilgi sahibi olmaya başladığı, yakınlarını rol model olarak aldığı ve temel
eğitimi kazandığı evredir (Uyargil vd., 2008: 312). Burada temel sorumluluk öncelikle
ailelere daha sonra okuldaki öğretmenlere, dolaylı olarak da arkadaş çevresine
düşmektedir. Nasıl ki sabah günün nasıl olacağı hakkında tahmin yürütmemizde
yardımcı oluyorsa, çocukluk dönemi de kişiyi şimdiden şekillendirmektedir. Kariyer
psikolojisinde çocukluğun hayat boyu kariyer geliştirmede ne kadar önemli olduğu
son yıllarda sıkça vurgulanmaktadır (Watson vd., 2015: 95).
1.1.5.2. Keşif Evresi
Bu evre genellikle 14-24 yaş arasındaki evredir. Ergenlikle birlikte başlayan kafa
karışıklığı lise hayatının bitmesiyle beraber üniversite ve bölüm seçiminin, kariyerinin
başlangıcı için büyük önem arz ettiği ve sonraki eğitim hayatı boyunca edineceği ufak
çaplı iş deneyimleriyle dolu ikinci evredir (Ünsal, 2014: 326).
1.1.5.3. Kurma Evresi
Evre 24-44 yaş arasında olup, çoğu kişinin en etkin meslek hayatının geçtiği, kişinin
kendi için en uygun kariyer yolunu çizdiği, becerilerini ve yetkinliklerini kariyeri
açısından en verimli şekilde geçirdiği, aile kurduğu ve kariyerinde yükseldiği süreçten
oluşmaktadır. (Dessler, 2008: 403).
1.1.5.4. Koruma Evresi
Bu evre 45-64 yaş aralığını kapsayan, kişinin artık işinde ustalaştığı, hiyerarşik olarak
kademe atladığı, edindiği deneyimleri, becerileri, bilgileri ve pozisyonu koruduğu
süreçtir (Uyargil vd., 2008: 312). Kişi, Maslow’un hiyerarşi piramidindeki ilk
basamakları mesleki olarak tamamlamış artık saygınlık gibi bir üst ihtiyaçları kendine
18
hedef olarak seçmiştir. Bu dönemdeki mesleki olarak yaşanabilecek en büyük sorun,
kişinin kariyer platosuna girip profesyonel anlamda durağanlaşmasıdır. Bunun
sebepleri arasında yılların verdiği mesleki yorgunluk ve orta yaş krizi bulunmaktadır
(Aytaç, 2008: 69).
1.1.5.5. Azalma ve Çözülme Evresi
Evre 65 yaş ve sonrasını içine alan, emeklilik yaşının geldiği, kişinin ya danışmanlık
gibi kendinden sonra gelenleri eğitebileceği bir rol üstlendiği ya da emeklilik planları
yapmaya başladığı dönemi belirtir (Dessler, 2008: 403).
1.1.6. Yeni Kariyer Yaklaşımları
Yeni dünya düzeninde değişen olgulardan birisi de kariyer anlayışıdır. Eskiden geçerli
olan tek örgütte geçen kariyer hayatı, 20 yıllık kariyer döngüsü, işlerin insanlara
ihtiyacından çok kişilerin işe ihtiyacı olduğu ve örgüt ya da iş odaklı kariyer anlayışı
özellikle gelişmiş ülkelerde güncelliğini kaybetmektedir. İlk olarak 1996 yılında Hall
tarafından “protean career” olarak literatüre kazandırılan çok yönlü kariyer anlayışı ile
kariyer kavramı artık daha esnek bir yapıya bürünmüş ve örgütler tarafından değil
bireysel olarak yönlendirilmeye başlamıştır (Hoekstra, 2011: 159; Presbitero, 2015:
526). Aynı çalışmaya göre, günümüz kariyer anlayışında çalışanlar kariyerlerinde
sadece bağımsızlık ve devamlılık değil ayrıca yenilikçilik ve kariyerlerini yönetebilme
imkânı aramaktadır. Artık örgütler yeni kariyer anlayışına göre insanların iş
piyasasında en çok değer verdiği yargılara göre stratejiler geliştirmekte ve onlara
geçici, bağlayıcı olmayan sözleşmeler önermektedir (Hoekstra, 2011: 159).
Geleneksel kariyer anlayışına göre iyi bir eğitim geçmişi iyi bir işi beraberinde
getirirken, bilgiye kolay erişim ve teknolojinin gelişmesiyle iletişimin global bir hale
gelmesi, kişileri birbirinden ayırt etmede sadece bir diplomanın yetersiz olması;
kişinin diğerlerinden farklı olması adına farklı yetenek, bilgi, beceri gibi niteliklere
sahip olmasıyla iyi bir kariyerin kapılarını aralaması için minimum limit olmasına
neden olmuştur (Uyargil vd., 2008: 333). Günümüz kuşağının kariyer anlayışında
19
meydana gelen esneklik, sürekli değişim, tek örgüte bağlı kalamama gibi
değişmelerden dolayı aşağıda yeni kariyer yaklaşımlarından bahsedilecektir.
1.1.6.1. Sınırsız Kariyer
Kendi bireysel analizini iyi yapabilen ve çevresindeki kariyer fırsatlarını iyi
kovalayabilen bir çalışan, kendini artık tek bir örgüte adamadığı ve kariyer yaşamını
farklı örgütlerde farklı pozisyonlarda kendini daha çok geliştirmek adına vizyonunu
geliştirmek istediğinde seçtiği kariyer türü, sınırsız kariyer olmaktadır (Uyargil vd.,
2008: 333). Kariyer döngüsünün inmeye başladığı, günümüz iş koşullarının ve z
kuşağının tercihlerinin de bu yönde geliştiği iş dünyasında tek örgütlü kariyerlerin
kendini sınırsız kariyere bırakmaya başlayacağı açıktır. Erdoğmuş (2003:162) ye göre
sınırsız kariyerler aşağıdaki gibidir:
Çeşitli işverenler arasındaki hareketliliği içeren kariyer (Teknoloji Dünyası)
Mevcut işveren dışında geçerliliği olan kariyer (Akademisyen)
Örgüt üstü ilişkiyi ve bilgiyi gerektiren kariyer (Emlakçılık)
Mekanik yapıdaki örgütlerde geleneksel kariyer anlayışının ortadan kalkması
Ailesel ve kişisel nedenlerden dolayı kariyer fırsatlarını reddetmek
Kişinin tüm sınırlamalardan uzak sınırsız bir gelecek algısına sahip olması
Burada örgütlerin yapması gereken, özellikle yetenekli çalışanını elde tutmak adına,
bu gibi örgüte zarar verebilecek süreçleri önceden iyice analiz edip önlemler almak,
çalışanına farklı görevler, farklı sorumluluklar vermek, iş rotasyonuna gitmek, ona
esneklik tanımak gibi uygulamalar olacaktır. İkinci bölümde anlatılacak yetenek
yönetimini benimsemek, bu yönetim türünün önemli bir kısmı olan “çalışanı elde
tutmak” kısmında detaylıca anlatılacaktır.
1.1.6.2. İki Basamaklı Kariyer Yolu
Burada daha öncede bahsedildiği gibi teknik konularda belirli bir yere gelen kişilerin
yöneticilik yapmak istemeleri söz konusudur. Bilgisayar mühendisliği bölümünden
mezun olan bir kimsenin sadece bu alanda kendini geliştirip çalışmak istememesi ve
yöneticilik alanında da bilgi, beceri ve deneyim kazanmak istemesi üzerine iki yönlü
20
bir kariyer yolu çizmesi buna bir örnektir. Kişiler artık tek bir işe bağımlı olmamayı
aynı zamanda maddi durumu göz önüne alarak da istemektedir. Gerek daha çok
kazanma arzusu, gerekse ülkenin durumu düşünüldüğünde iş güvencesinin az olması
gibi sebeplerden dolayı, portföy oluşturan bir kimsenin çeşitli hisselere yatırım
yaparak riski en aza indirmeyi amaçlaması gibi farklı kariyer yollarında kendini
geliştirmesine vesile olmaktadır.
1.1.6.3. Portföy Kariyer
Bu yaklaşıma göre çalışanlar tek bir örgütte tam zamanlı olarak çalışmak yerine,
örgütten bağımsız olarak maaştan ziyade yaptıkları işe göre ücret almayı tercih
etmektedir (Aytaç, 2005: 247). Buradaki portföy hem işletmelerin sahip olduğu
yeteneklerden oluşan portföye hem de işgören açısından artık örgüt tipi değil iş tipi bir
kariyere sahip olduğu için, elinde bulundurduğu işlerin ya da müşterilerin portföyüne
atıf olarak kullanılmaktadır.
1.1.6.4. Esnek Kariyer
Günümüz kuşağının en çok tercih edebileceği, yetenek yönetimini benimseyen
işletmelerin de diğer işletmelere nispeten daha az zorlanacakları kariyer anlayışı esnek
kariyer anlayışıdır. Burada hem işgören hem de işveren sürekli olarak öğrenme
arzusundadır ve değişime sürekli açıktır (Erdoğmuş, 2003: 169). Ayrıca işgören
kendini iyi analiz ederken, değişen çevre şartlarını da göz önünde bulundurarak hızlı
adapte olabilmeyi öğrenir (Aytaç, 2005: 239). Aynı zamanda rekabet edebileceği
yetenek, bilgi ve becerilerini geliştirme için çaba sarf eder; işveren de yani örgüt de
işgöreni elinde tutabilmek için geleneksel stratejilerini değiştirmek durumundadır ve
işgöreni kariyer hayatında gelişmesini sağlamakla yükümlüdür.
1.1.7. Kariyere İlişkin Güncel Sorunlar
Kariyere ilişkin sorunlar Özden (2008: 308-315) e göre aşağıdaki başlıklar altında
toplanabilir:
21
Cinsiyetten kaynaklanan sorunlar (Ayrımcılık, cam tavan)
Çift kariyerli eşler (Farklı kariyer yollarını benimseyen eşler arasındaki
uyumsuzluktan kaynaklanan yükselme ya da ilerleme sorunları)
Maddi sorunlar (Ay ışığı sorunu)
Çift kariyerlilik
Başlangıç dönemi kariyer sorunları (Kişinin umduğu ortamı bulamaması, fazla
çaba göstermesinin diğer işgörenler arasında yarattığı huzursuzluk, bürokrasiden
dolayı üst yönetimle arasında oluşan iletişimsizlik)
Kariyer düzleşmesi
Beceri ve yeteneğin yitirilmesi
Gözden düşme
İşten çıkarılma
Stres ve tükenmişlik
Engellenme
Ayrıca uluslararası işletmelerde kariyer geliştirmek isteyen kişilerde de değişik kültür
ve deneyimler, farklı dillerden kaynaklanan iletişim zorlukları kariyer sorunlarına
örnek teşkil etmektedir (Uyargil vd., 2008: 339).
Buradaki sorunlardan bir diğeri de örgütteki kuşak çatışmasıdır. İşletmenin her bir kişi
için ayrı ayrı şirket genelinde strateji belirleyip uygulaması zaman ve maliyet
bakımından olumsuz etkiler doğuracaktır. Üçüncü bölümde daha detaylı anlatılacağı
üzere eski kuşakların geleneksel kariyer anlayışı ile yeni kuşağın kariyer anlayışı
birbirinden farklıdır. Eskiler (X ve Baby Boomers kuşağı) örgütsel bağlılıkları olan,
çalışmak için yaşayan kimselerdir ve onlara uygulanması gereken stratejiler farklıdır.
Çünkü bu kişiler her ne kadar yavaş yavaş emekli olma yolunda ilerlese de halen
şirketin üst yönetiminde görev almakta ve yeni kuşağa göre daha deneyimli ve iş
hakkında bilgi sahibidirler. Öte yandan yeni kuşağın da (Y ve Z kuşakları) beklenti,
istek ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmak zorundadır. Çünkü onlarda şirketin en
değerli parçası olan “insan” faktörünü oluşturmakta ve şirketin geleceğini ellerinde
taşımaktadırlar. Şirketin bu konuda yapabileceği en iyi yöntem, eğer ayrı ayrı
stratejiler geliştirmek masraflı ise, entegre bir strateji geliştirip uygulamak olacaktır.
Ayrıca ikinci bölümde yer alan yetenek yönetimini benimseyerek, kuşak ayrımı
22
gözetmeksizin, yetenekli olanlara yönelik bir strateji geliştirmek de şirkete uzun
dönemde etkili faydalar sağlayacaktır.
1.2. KARİYER GELİŞTİRME
1.2.1. Kavram Tanımı
Kariyer geliştirme, işgörenin eğitim, geliştirme programları ve iş tecrübesi ile
kariyerini planlaması ve kariyerine ilişkin yaptığı planların örgüt tarafından etkin bir
şekilde yönetilerek gerçekleştirilmesidir (Aytaç, 2005: 196).
Kariyer geliştirme adı altında işletmeler, çalışanların kariyerleri ile ilgili temel
sorumlulukları olan kariyer planlamasını, resmi bir şekilde örgütün desteğini
verebildikleri ve yol gösterici pozisyonda oldukları kariyer yönetimiyle entegre ederek
kariyer geliştirme programları hazırlarlar.
Kariyer geliştirme, işletmeyi oluşturan işgücündeki bireysel farklılıkları avantaja
çevirerek bunlardan faydalanmak ve çalışanların iş tatminlerini, motivasyonlarını ve
verimliliklerini olumlu yönde etkileyerek işletmenin nihai başarısına ulaşmada katkıda
bulunmaktadır (Bingöl, 2006: 290).
Etkin ve başarılı bir kariyer geliştirme programı için gerek çalışanın gerek
yöneticilerin gerekse işletmenin elini taşın altına koymaları gerekmektedir. Sürecin
başarılı bir şekilde devam etmesi için herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine
getirmek durumundadır; çünkü süreç, bu üç unsurun etkin katılımıyla olumlu sonuçlar
verebilmektedir.
Kariyer geliştirme programında izlenmesi gereken bazı adımlar bulunmaktadır. Bunlar
Şekil 3 de görülmektedir:
23
. Adı : Hedef Gru u ve Özellikleri i Ta ı a
. Adı : Hedef Grubun Gereksinimlerini Belirleme
. Adı : Gereksi i leri Karşılaya il ek içi Ölçüle ilir A açlar Belirle e
. Adı : Kariyer Pla la a Hiz etleri i Nasıl Su ula ağı ı Belirle e
. Adı : Progra ı İçeriği i Belirle e
. Adı : Progra ı Bedeli i Belirle e
. Adı : Hiz etleri Açıkla
ası ve Ta ı la
aya Başla
. Adı : Hiz etlerle İlgili Progra ı Ta a ı ı Ta ıt aya ve Su
ası
aya Başla a
. Adı : Progra ı Değerle dir e
Şekil 3: Kariyer Geliştirme Programı Adımları
Kaynak: Nileys ve Bowlsbey, 2013: 289-310
1.2.2. Kariyer Geliştirmenin Önemi
Kariyer geliştirme gerek çalışanlar için gerekse örgüt için önemlidir; öncelikle kişisel
kariyer başarısına zemin teşkil ederken bunun sonucunda da örgütteki ve endüstrideki
sürdürülebilirliği sağlamaktadır (Dawson ve Phillips, 2013: 478). Ayrıca kariyer
geliştirmenin olmadığı bir örgütte sistemin bulunmaması çalışan tatminsizliğinin ve
işten kaytarmanın temel nedeni olabilmektedir (Davis, 2015: 28).
Kariyer geliştirme her ne kadar işletme için kısa vadede maliyetli ve zaman alıcı olsa
da; uzun vadede, çalışanlara profesyonel yaşamlarında doğru adım atmalarını
sağlayarak gerek kendilerine gerekse örgütlerine olumlu etkileri sayesinde, uzun
dönemde rekabetçi ortamda fayda sağlayacaktır (Bingöl, 2006: 287). Kariyer
geliştirme insan kaynakları yönetiminde örgütsel etkinliği artırması bakımından da
24
büyük önem arz etmektedir (Aytaç, 2005: 200). Dahası etkin bir kariyer geliştirme ile
yeni kuşağın örgütlere olan düşük bağlılığı durumunu çalışanın iş yerinde tutulması ve
örgütsel bağlılık üzerindeki etkileri bakımından ayrı bir öneme sahiptir (Dessler, 2008:
379). Kariyer geliştirmenin önemini, bu kavramı oluşturan kariyer planlamadaki ana
sorumlu olan birey ve kariyer yönetiminin baş aktörü olan örgüt bazında açıklamak
daha yararlı olacaktır.
1.2.2.1. Birey Açısından Önemi
Aşağıda belirtilen ve çalışana katkılarından dolayı etkili bir kariyer geliştirme
sisteminin çalışan açısından önemi büyüktür (Aytaç, 2005: 201):
Çalışanların motivasyonunu artırır.
Çalışanların iş doyumlarına ulaşmalarını sağlar.
Özellikle günümüz kuşağının maddiyattan daha çok önem verdiği manevi tatminin
sağlanmasına yardımcı olur.
Bireyin çalışma hayatının kalitesini yükseltir.
Ayrıca basit bir mantıkla, kişinin bilimsel olarak hayata bir kere gelmesi söz
konusudur. Bu tek seferli yolculuğunun en iyi şekilde geçmesi için günümüz dünya
düzeninde kişinin çalışması gerekmektedir. Fakat artık “çalışmak” kavramının daha
komplike bir hale gelip “kariyerini yaşamak” olarak nitelendirebileceğimiz süreci,
insanlar en etkin ve verimli şekilde kullanmak için çaba sarf etmektedir. Ülkemizde
işsizlik oranını da göz önünde bulundurarak kişiler bir iş bulmakta her ne kadar
zorlansa da, ara eleman olmak yerine kariyer yaşamlarına itibarlı bir şirkette, iyi bir
pozisyonda başlamadıktan sonra işsiz kalmayı tercih etmekte olduğu görülmektedir.
Bununla birlikte sürekli gelişen ekonomi ve sosyal refah seviyesiyle insanların artık
bilgiye istedikleri yer ve zamanda ulaşabilmesi, teknolojinin ve iletişimin gelişmesiyle
kişilerin istek ve ihtiyaçları değişmeye başlamıştır. Bunlar sonucunda da hayattan
olduğu gibi işyerinden de beklentileri değişikliğe uğramıştır. Potansiyel işgücü, artık
salt maddi doyumlarla değil, kurdukları veya kuracakları aile yapısını ve kendi
geleceğini düşünerek, etkin ve etkili bir şekilde bir kere yaşayabilecekleri ortalama 40
yılı kendilerine en iyi sağlayabilecek işletme veya işletmeleri seçmeye yönelmiştir.
Artık işletmelerin işgöreni seçtiği kadar, işgören de işletmeyi seçmektedir. Dahası
25
artık insanlar tek bir işletmeye bağlı kalarak bu 40 yılını geçirmemektedir. Bütün
bunlar düşünüldüğünde, işletmelerin uygulayacağı kariyer geliştirme programları ile
kişinin kariyer hayatı güvence altına alınmaktadır.
1.2.2.2. Örgüt Açısından Önemi
İşletmelerin tarih boyunca hep ortak bir hedefi olmuştur; başarılı olmak. Başarılı
olmayı açacak olursak, net karını beklentiler doğrultusunda yakalamak, kısa ve uzun
vadeli hedef ve amaçlara ulaşmak, önceden belirlenen vizyon doğrultusunda misyonu
tamamlamak, toplum içinde saygın bir örgüt olmak, müşteri memnuniyetini üst
düzeyde tutmak ve hissedarları memnun etmek şeklinde söyleyebiliriz. Ancak artık,
her şeyden önce, bütün bunları sağlayacak olan, özellikle rekabet ortamında işletmeyi
diğerlerinden farklı kılacak olan mevcut yetenekleri elde tutarken, dış işgücündeki
potansiyel yetenekleri de işletmeye kazandırmak ve bu kişilerin kariyer yaşamlarını
geliştirmek örgütlerin temel amaçları arasında yer almaya başlamıştır. İşletmenin
hizmet ettiği müşterileri memnun etmeden önce “iç müşteri” olan çalışanları kariyer
açısından memnun etmenin önemi gün geçtikçe artmaktadır. İnsanın bir kaynak
olmasından çok değer olduğunun farkına varılması bu süreç dâhilindedir. Tüm bunlar
dâhilinde kariyer geliştirmenin örgütlere sağladığı aşağıdaki yararlar bakımından
önemi büyüktür (Aytaç, 2005: 202):
Yetişmiş personelin örgütte kalmasını sağlar.
İnsan kaynaklarının temel sorumluluğunda olan, çalışanların niteliklerine göre
uygun işlere yerleştirilmesini sağlar.
Bir nevi işletme içi sosyal sorumluluk ya da etik davranış olan kadın ve erkek
çalışanlara eşit iş fırsatı sağlanmasına olanak tanır.
Örgütün temel amaçlara ulaşmasında, yukarıdaki başlık altında incelenen;
çalışanlara sağladığı faydalar ile yardımcı olur.
1.2.3. Kariyer Geliştirmenin Sorumlulukları
Kariyer geliştirme süreci daha önce de bahsedildiği üzere çalışan, yönetici ve işveren
ya da örgütün etkin katılımlarıyla üzerine düşen görevleri yerine getirmesiyle bu üç
26
aktöre özellikle uzun vadede yararlar sağlayacaktır. Kariyer geliştirme sistemi
bilindiği gibi kariyer planlama ve kariyer yönetiminin birleşiminden oluşmaktadır.
Aşağıdaki Şekil 4 de kariyer planlamadan sorumlu olan bireyin kendisi ile kariyer
yönetiminden sorumlu olan yönetici ve örgütün temel sorumlulukları gösterilse de
bireye, yöneticiye ve örgüte düşen görevler aşağıdaki alt başlıklarda daha detaylı
olarak belirtilecektir.
Kariyer Planlama
Kariyer Yönetimi
Kişi kendini değerlendirir
KG sistemini İKY ile entegre
eder
SW analizi yapar
Kariyer yollarını tasarlar
OT analizi yapar
Kariyer ile ilgili bilgileri duyurur
Kısa, orta ve uzun vadeli
hedeflerini belirler
Çalışanları değerlendirir
Planlarını hazırlar
Kariyer danışmanlığı yapar
Planlarını uygular
Çalışanların iş deneyimlerini
artırır
Çalışanlara yönetim desteği
verir
Eğitim faaliyetlerinde bulunur
Yeni personel politikaları
geliştirir
Şekil 4:Kariyer geliştirme görevleri
Kaynak: Uyargil vd., 2008: 316
1.2.3.1. Bireye Düşen Görevler
Dessler (2008: 381) e göre kariyer geliştirmede çalışana düşen görevler aşağıdaki
gibidir:
Kendi kariyeri için sorumluluğun asıl sahibi olduğunu kabul etmek
İlgi alanlarının, kabiliyetlerinin ve değerlerinin farkında olmak
Kariyer ile ilgili bilgi ve kaynaklardan haberdar olmak
Hedefler ortaya koymak ve kariyer planları yapmak
Geliştirme fırsatlarını değerlendirmek
Kariyeri hakkında yöneticisiyle konuşmak
27
Gerçekçi kariyer planlarını izlemektir.
Bunlara ek olarak (Aytaç, 2005: 207):
Mesleki gelişim etkinliklerinde rol almak
Organizasyonun sağladığı araçlardan yararlanmak
Kişisel hayatındaki mesleki ihtiyaçlarını etkileyen değişiklikleri anlamak da
bireysel sorumluluk altındadır.
Ayrıca örgütün sağlamış olduğu eğitimlere aktif olarak katılım göstermek ve
uygulamalarda çaba göstermek de kişinin sorumluluğundadır (Özden, 2008: 336).
1.2.3.2. Örgüte Düşen Görevler
Kariyer geliştirme sürecinde örgüte düşen görevler aşağıdaki gibidir (Dessler, 2008:
381):
Misyon, politika ve prosedürleri uygulamak
Eğitim ve geliştirme fırsatlarını sağlamak
Kariyer bilgilendirme ve kariyer programları sağlamak
Çeşitli kariyer yollarını çalışanlara sunmak
Kariyer odaklı performans geri bildirimini sağlamak
Danışmanlık fırsatlarını sağlamak
Bireysel geliştirme planlarını çalışanlara sunmak
Akademik öğrenmeyi asiste edecek programları sağlamaktır.
Ayrıca yetkinliklerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi yine örgüte düşen görevler
arasındadır (Özden, 2008: 334).
Bunlara ek olarak (Aytaç, 2005: 207):
Çalışanların mesleki ihtiyaçlarını doğru saptamak
İçeriden terfi politikasını uygulamak
Çalışanları doğru pozisyonlara yerleştirmek de örgüte düşen görevler arasındadır.
28
1.2.3.3. Yöneticiye Düşen Görevler
Kariyer geliştirmede sorumlu olan son unsur da yöneticilerdir. Yöneticilere düşen
görevler ise (Dessler, 2008: 381):
Doğru ve dakik performans geribildirimi sağlamak
Gelişimsel görevleri ve desteği sağlamak
Kariyer geliştirme tartışmalarında astlarının yanında yer almak
Çalışanlara geliştirme planlarında yardımcı olmaktır.
1.2.4. Kariyer Geliştirmenin Temelleri
Eskiden “çalışanın” doğru yolu bulabilmesi için sadece rehberliğe ihtiyaç duyduğu ve
kaderin her şeyi sırasıyla yoluna koyacağı inancı vardı; fakat artık bu ‘doğrusal’
anlayış yerini, küresel anlamda sosyal, ekonomik, politik ve kültürel değişimlerin
gerçekleşmesiyle örgütleri rekabetçi ortamda tutunabilmek adına, maliyetleri
düşürürken, üretkenliği artırmak için kariyer geliştirme sistemlerine geçme
durumunda bırakmıştır (Amundson vd., 2014: 13).
Kariyer geliştirmenin temelleri ilk olarak John Dewey’in çalışmasında; etkili bir
öğrenmenin gerçek hayatla birleştirildiğinde ortaya çıkacağını belirtmesi üzerine
günümüzün kariyer geliştirmesini çalışmasında geçen eleştirel düşünme, problem
çözme, deneyimsel öğrenme, hayat boyu öğrenme ve bunların çıktılarını belirterek
ortaya atmıştır (Webb vd., 2014: 231).
Küreselleşmenin işletmelere etkileri ile birlikte, örgütte kalmak için sürekli öğrenmeye
ve yenilik isteyen yetenekli çalışanlara artan talepten dolayı kariyer geliştirme
sürecinde önemli değişiklikler meydana gelmiştir (Amundson vd., 2014: 14).
Küreselleşmenin işletmelere etkileri arasında, birleşen ve daha esnek yapıya bürünen
ekonomiler, artan iletişim ağı, artan rekabet, yeteneğe olan talebin artmasıyla birlikte
dünyanın bir ucundan bir şirketin diğer ucundaki bir şirketteki yeteneği keşfetmesiyle
oluşan beyin göçü ve bu durumda göç veren ülkedeki yetenek arzındaki kıtlık
sayılabilir.
29
Kariyer geliştirmenin temelinde Lewin Kuramı, Chicago okulunun çalışmaları,
örgütsel davranış kavramı ve politika bilimi yer almaktadır. Bunlardan aşağıda kısaca
bahsedilecektir.
1.2.4.1. K. Lewin Alan Kuramı
Lewin’ e göre bir kişinin davranışını, bireyin kendisi ve çevresi şekillendirir ve B’ nin
“behavior” yani davranış; P nin “person” yani birey ve E nin “environment” yani çevre
olmasıyla B= f(P,E) formülünü ortaya atmıştır (Erdoğmuş, 2003: 69). Bu kuramın
örgütsel kariyer geliştirmenin temelleri içinde yer alıyor olmasının sebebi, kişinin
çalıştığı kurum içindeki davranışının, kişinin içinde bulunduğu çevre tarafından ve
hayatının tümü göz önünde bulundurularak şekillenmesinden ileri gelmektedir.
1.2.4.2. Chicago Sosyoloji Okulunun Çalışmaları
Chicago Sosyoloji okulunun çalışmalarına göre kariyer konusundaki görüşleri dört
başlık altında toplamış ve bu bağlamda kariyer geliştirmenin temellerini atmıştır.
Bunlar (Erdoğmuş, 2003: 70):
Kariyer öznel ve nesnel özelliklerin karışımıdır.
Kariyer bir dizi statüyü içerir.
Kariyer toplulukların özelliklerini yansıtır.
Kariyer bireyi topluma bağlar.
1.2.4.3. Örgütsel Davranış
Örgütsel davranış literatüründe yazılan çalışmalar örgütsel kariyer geliştirmeye temel
oluşturan yaklaşımlar arasında yer alıp, kişi-örgüt arasındaki bütüncül görüşleri ve
kariyer deneyimlerindeki örgütün etkilerinden bahsetmesi bakımından örgütsel
davranış, kariyer geliştirmenin temelini oluşturan bir diğer unsurdur (Erdoğmuş, 2003:
71).
30
1.2.4.4. Politika Bilimi
Örgütün içindeki yönetim uygulamaları yani idari yapı ile bireyin örgütün amaçlarıyla
uyumu konusu üzerine çalışmalar yapılması nedeniyle politika bilimi kariyer
geliştirmenin temelleri arasında sayılmaktadır (Erdoğmuş, 2003: 72).
1.2.5. Kariyer Geliştirme Kuramları
Kariyer geliştirme ile ilgili bir takım kuramlar bulunmaktadır. Kuramların analizi
doğru yapıldığında her birinin kendine ve bir diğerine göre kuvvetli ve zayıf yönleri
bulunmaktadır (Nileys ve Bowlsbey, 2013: 44). Aşağıdaki kuramların ortak özellikleri
ise tüm çalışanlara uygulanabilir olmasından ileri gelmektedir.
1.2.5.1. Psikolojik Başarı
Hall’ün ortaya attığı psikolojik başarı modeline göre çalışan meydan okuyucu zorlu
bir amaca sahipse ve bu amaca yönelik çaba göstermişse; bu çabayı gösterecek
kabiliyet ve yeteneğe sahipse, bütün bu performans süreci kişide psikolojik bir başarı
hissi verir (Erdoğmuş, 2003: 74).
Özellikle işe yeni başladığında zorlu bir işi yerine getiren çalışanlar üstlerinin dikkatini
çekmekte ve takdir görmektedir. Bu da onlara motivasyon kaynağı olup daha zorlu
işleri başarabilme azmi sağlamaktadır.
1.2.5.2. Üç Boyutlu Kariyer Modeli
Schein’a göre bölümün kariyer yolları kısmında da anlatılan kariyerde hareket
doğrultuları bulunmaktadır. Bir örgütte üç tür kariyer hareketliliği bulunur. Bunlardan
ilki hiyerarşik bir yapıya sahip örgütlerde görülen yukarı veya aşağı doğru olan dikey
hareketlilik; organik yapıda olan örgütlerde görülen yatay hareketlilik ve sosyal
sistemin içine ve dışına doğru hareketi belirten radyal hareketliliktir (Erdoğmuş, 2003:
77).
31
1.2.5.3. Birey-Örgüt Etkileşimi
Schein’ın ortaya koyduğu bir diğer kuram birey-örgüt etkileşimidir. Schein’a göre kişi
çalışmaya başladığı örgütü “yenilikçilik” adı altında etkilerken; aynı zamanda çalıştığı
örgütten “sosyalleşme” adı altında etkilenir (Erdoğmuş, 2003: 79) ve kariyer
yaşamında bu bağlamda değişimler meydana gelebilir.
1.2.5.4. Örgütsel Sosyalleşme
Schein’ın ortaya koyduğu birey-örgüt etkileşiminde incelediği sosyalleşmeyi, Van
Maanen burada; kolektif-bireysel, biçimsel-biçimsel olmayan, dizi olarak-tesadüfi,
sabit-değişken, seri-seri olmayan ve yatırımcı-yatırımcı olmayan şeklinde altı strateji
olarak incelemiş bu stratejilerin bireylerin örgüte kazandırılmasında yardımcı
olduğunu belirtmiştir (Erdoğmuş, 2003: 82-84).
1.2.5.5. Profesyonel Kariyerin Dört Aşaması
Dalton, Thompson ve Price’ a göre bir kişinin kariyeri dört aşamadan meydana
gelmektedir; bunlar çıraklık, meslektaşlık, akıl hocalığı ve himayeciliktir (Erdoğmuş,
2003: 84). Adlarından da anlaşılacağı üzere aşamalar deneyimler ve bu deneyimler
sonucu kişinin göstereceği davranışları temsil etmektedir. İlk evre olan çıraklıkta,
öğrenme ve yardım etme aşamasındayken, işi kavrayınca meslektaş evresine geçmiş
olmaktadır. Daha sonra ise işinde iyice profesyonelleşen kişi diğer alttan gelen
“çıraklık” evresindekilere akıl hocalığı yapmaktadır. En son evrede ise artık örgütün
kaderini belirleyecek kararlar vereceği üst veya kritik pozisyonlarda bulunmaktadır.
1.2.6. Kariyer Geliştirme Sistemi
Kariyer geliştirme sistemi, tıpkı kariyer geliştirme gibi bir işletmenin işgücü ihtiyacı
ile bireylerin kariyer ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda denge kurma amacıyla
uygulanan biçimsel ve planlanan gayretlerin tümüdür (Erdoğmuş, 2003: 103).
32
1.2.6.1. Kariyer Geliştirme Sisteminin Aktörleri
Kariyer geliştirme sisteminde daha önce de bahsedildiği üzere çalışanlara, yöneticilere
ve organizasyona önemli görevler düşmektedir ve her biri bu sürecin birer aktörü
olmaktadır. Önceden detaylı bir şekilde anlatılmış olsa da; kişinin kendine mesleki
açıdan SWOT analizi yaparak kendini tanıması bireysel görevleri; çalışanın
performansını izleyerek ve profesyonel yaşamda ne istediğini değerlendirerek
yardımcı olmak yöneticinin görevlerini; çalışana eğitim ve geliştirme programları
hazırlamak, kurum kültürünü bu doğrultuda oluşturmak ve farklı kariyer tercihleri
sunmak da örgütün görevlerini özetlemektedir.
1.2.6.2. Kariyer Geliştirme Sisteminin Yararları
Örgüt çapında bir kariyer geliştirme sisteminin gerek bireyler, gerek yöneticiler
gerekse örgütün tamamı için çeşitli yararları bulunmaktadır. Bireysel bağlamda
çalışanlar için, doğru bir planlama ile doğru hedefe ulaşmaya yardımcı olurken;
yöneticiler için ast-üst ilişkisini iyileştirmek, çalışanların performanslarını daha
yakından takip etmesini sağlarken; örgütler için ise çalışanları geliştirmek ve iyi bir
örgüt imajı sağlamaya zemin teşkil etmektedir (Erdoğmuş, 2003: 105).
Ayrıca, çalışanlar için onlara daha iyi bir iş ortamı sağlamak, onların iş tatminlerini
artırmak, onlara kariyer fırsatları konusunda yol göstericilik yapmak; örgütler için ise
misyon ve vizyonun gerçekleşmesinde rol oynamak, İKY ye destek olmak ve farklı
özelliklere sahip çalışan grupları için farklı kariyer yollarını sağlamak gibi yararları da
bulunmaktadır (Uyargil vd., 2008: 324).
Kariyer geliştirme sisteminin yararlarını, bunlara ek olarak (Azman vd., 2014: 158)
aşağıdaki maddelerde belirtmiştir:
Çalışanın gelişiminde birçok yönden katkıda bulunur.
İnsan kaynakları yöneticileri, yöneticiler ve paydaşların yönetim fonksiyonları
olan planlama, organize etme, yöneltme ve denetleme faaliyetlerini, sadece
çalışanların işlerini geliştirmek amacıyla değil, aynı zamanda çalışanların iş
33
yaşamıyla ilgili tüm süreci, tutumu, davranışlarında uygulamak için birlikte
çalışmalarına olanak sağlar.
Çalışanları, küresel rekabetin olduğu bu çağda örgütsel strateji ve hedefleri
desteklemek ve sürdürmek için motive eder.
Ayrıca örgütün işgücü ihtiyaçları ile çalışanların bireysel kariyer ihtiyaçları
arasında denge kurmasına yardımcı olur.
Bunlar dışında yöneticiler için ve örgütsel bağlamda, tezin de ana konusu olan;
özellikle yeni nesil için örgütten çok işin önemli olduğu, kişinin beklenti, ihtiyaç ve
isteklerinin diğer kuşaklara göre farklılık gösterdiği ve kariyer döngüsünün bu
anlamda eski zamanlara göre kısalmasından dolayı özellikle yetenek yönetimi
çerçevesinde çalışanı örgütte tutmada hem yöneticilere hem de örgüte önemli derecede
fayda sağlamaktadır (Erdoğmuş, 2003: 105).
1.2.6.3. Kariyer Geliştirme Sistemi ile Diğer İnsan Kaynakları Yönetimi Sistemleri
Arasındaki İlişki
Kariyer geliştirme sisteminin birebir ilişkili olduğu insan kaynakları yönetimi işlevleri
sırasıyla; insan kaynakları planlaması, insan kaynakları temin ve seçimi, insan
kaynakları
geliştirme,
performans
değerlendirme
ve
yönetimi,
ücret
ve
ödüllendirmedir (Erdoğmuş, 2003: 117).
Bu insan kaynakları işlevlerinin kariyer geliştirme sistemleriyle ilişkisi aşağıdaki gibi
sırasıyla özetlenebilir (Uyargil vd., 2008: 325-327):
Ne tür nitelikteki personelin örgütün temel yetenekleri ve amaçları doğrultusunda
birincil önem arz ettiğinin önceden belirlenmesinde insan kaynakları planlaması;
İhtiyaç duyulduğunda içeriden mi yoksa dışarıdan mı çalışan temin edileceği
hususunda, kariyer geliştirme sistemini başlatmış olan işletmeler öncelikle
işletmenin iç dinamiklere yönelebilecektir. Personel temini konusunda da insan
kaynakları temin ve seçimi;
Örgütün, işin ve çalışanların analizi sonucunda kimin ne tür eğitim ve geliştirmeye
ihtiyaç duyduğu ve bu konuyla ilgili ne tür çalışmaların yapılacağının karar
verilmesinde insan kaynakları geliştirme,
34
İşletme içinde kişilerin terfi etmelerinde ve bu terfi sonucu gerekli olan eğitimlerde
performans yönetimi,
Kişinin kariyer basamaklarında yükselmesi ile birlikte maddi ve manevi açıdan
ödüllendirilmesinde ise ücret ve ödüllendirme sistemleri önemli roller
oynamaktadır.
1.2.7. Kariyer Geliştirme Sürecinde Etkili Olan Faktörler
Kariyer geliştirmede rol oynayan faktörlerin başında çalışanların kendisi olduğunu
daha önce belirtmiştik. Başarılı bir kariyer geliştirme süreci için çalışanın bireysel
olarak aşağıdaki faktörleri ya da bazılarında olumlu gelişmeler göstermesi
gerekmektedir (Bingöl, 2014: 337-341):
1.2.7.1. Performans
Kişi, hayatı boyunca iyi bir kariyer sahibi olmak istiyorsa girdiği işletmede pozisyonu
ne olursa olsun iyi bir performans sergilemek durumundadır. İyi performans
sergileyen kişiler, üstleri tarafından fark edilir ve terfi yolları açılır. Kişinin ayrıca bu
başlık altında, performanslarını geliştirecek olan programlardan haber olmaları da
belirtilmelidir.
1.2.7.2. İzlenim Yönetimi
Kişinin sadece iyi performans sergilemesi yetmez ayrıca üstte de belirtildiği üzere
kişinin bunu üstlerine bir şekilde fark ettirmesi ve bu performanslarının amirleri
tarafından takip edilmesini sağlaması gerekmektedir.
1.2.7.3. Nitelikler
Kişinin iyi bir kariyer hayatı olması için, çalıştığı örgütün amaçlarına uygun olarak
niteliklere sahip olması ve bu niteliklerini sürekli olarak geliştirmesi gerekmektedir.
35
1.2.7.4. İşverenin Şöhreti
İnsanlar kariyerlerine başlarken itibarlı ve tanınmış bir şirketi tercih etmektedir.
Özellikle uluslararası bir işletmede kariyerine başlayan kişilerin, kariyer yolları daha
açık, iş ağları daha geniş olacaktır.
1.2.7.5. Akraba Kayırma (Nepotism)
Özellikle aile şirketlerinde işe başlayan kişiler, yükselmek için, uç durumlar haricinde
ailenin diğer fertlerinin gölgesinde kalacağının bilincinde olmalıdırlar. Hızlı
yükselmek isteyen kişiler eğer aynı şirkette kalacaksa ya kendilerini fark ettirecek
ataklar yapmalı ya da başka bir işletmeye geçiş yapmalıdırlar.
1.2.7.6. Rehberler (Mentors)
Kariyer yaşamlarına yeni başlayan kişiler, özellikle büyük şirketlerde kendilerine
rehberlik yapacak olan kariyer rehberlerini her ne kadar tercih etme hakkı olmasa da,
onların tavsiyelerine kulak vermeli ve önerilerine dikkatle uymalıdırlar.
1.2.7.7. Dalkavukluk
Özellikle ülkemizdeki kamu kuruluşlarının çoğunda ve bazı özel işletmelerde yaygın
olan, patrona ya da amire “yalakalık” ya da “yağcılık” adı altında sürekli iltifat etme,
her şeye olumlu tepki gösterme, sürekli yanında olma, destek verme gibi tutum ve
davranışlarla kariyer yollarının önünün açıldığı yargısı bulunmaktadır. Bu ciddi bir
konudur ve uygunsuz hareket olarak görülüp üst tarafından ters tepkiye neden olabilir.
1.2.7.8. Gelişme
Çalışanın sürekli sahip olduğu bilgi, beceri ve yeteneklerini geliştirmesi gereklidir.
Değişen dünyada ve değişen iş çevresinde, günümüze ayak uyduramayan ve stabil
kalan kurum ve kuruluşların sonlarının gelmesi doğal olduğu gibi, aynı şekilde
yeteneklerini işe ilk başladığındaki gibi bırakan ve yerini güvende zanneden
çalışanların da iş yaşamlarının örgütte sona gelmesi çok olasıdır. Özellikle kamuya
36
göre nispeten acımasız olan özel sektör, kendini geliştirmeyen işgörenlern iş haddine
son vermektedir.
1.2.7.9. Uluslararası Deneyim
Kariyer hedefleri büyük olan kişilerin eğitim ve iş hayatında edindiği uluslararası
deneyimler, öğrendiği farklı kültürler, kurabildiği iletişimler, kariyer yaşamlarında
kendilerine birer artı olarak dönecektir.
1.2.7.10. Dil Becerileri
Günümüz iş dünyasının olmazsa olmazı anadil dışında bir diğer dil bilmektir. Özellikle
işlerin uluslararası yapıldığı arenalarda İngilizce şart iken, üçüncü bir dil de tercih
edilen özellikler arasındadır. İşletmeler artık aradığı elemanda İngilizceyi zaten
bilmesi gerektiği, diğer potansiyel işgücünden ayırabilmek için ise başka bir üçüncü
popüler dili bilmesi gerektiğini belirtmektedir.
1.2.7.11. Amaç Oluşturma
Amaçsız bir yolculukta, aracın yakıtı biter ve varılacak bir yer belirlenmediği için
bilinmedik bir yolun ortasında kalınır. Bu hem araç hem de kişi için maliyet, külfet ve
zaman kaybı olur. Aynı şekilde kariyer amacı olmayan bir kişi, üçüncü kişilerin
söylemlerine göre rüzgârda savrulan yaprak gibi işletmeden işletmeye, sektörden
sektöre savrulur. Kariyerinin ilk dönemlerinde özellikle eğitim hayatı yeni sona ermiş
ve iş hayatına yeni atılmış kişilerin net bir amacının olması beklenmese de, ilk yıllarda
ortaya konacak bir amaç, sürecin daha etkin ve verimli geçmesini sağlayacaktır.
1.2.7.12. Dış Görünüş
Özellikle işe yeni alımlarda ve daha sonra kariyer basamaklarını çıkarken, işverenin
karşısındaki potansiyel işgören adayının niteliklerini tahmin edemeyeceği ve en başta
değerlendiremeyeceği gibi pozitivist bir yaklaşımla görme ve algılama eylemini doğal
bir şekilde gerçekleştirerek kılık-kıyafet, saç-el bakımı gibi dış görünüşe önem
vermesi muhtemel dâhilindedir. İşletmenin imajını, içinde bulunduğu topluma
37
yansıtan çalışanların ilk özelliği dış görünüşlerinin işletmenin kültürüne ve kimliğine
uygun olmasıdır.
1.2.8. Örgütlerde Etkili Kariyer Geliştirme Yöntemleri
Örgütlerin faaliyete geçirdiği birtakım kariyer geliştirme uygulamaları bulunmaktadır.
Fakat bu uygulamalara geçmeden önce işletmelerin kariyer geliştirmeyi yanlış
yönetmelerine neden olan sebeplerden bahsetmek gerekir. Bunlar sırasıyla (Davis,
2015: 28-29):
Çeşitli kariyerleri yapan çalışandan örgütün haberdar olmaması ya da geç
öğrenmesi
Günümüz psikolojik sözleşmesinden haberdar olmayan yöneticiler; sadece maddi
faktörler ile çalışanı örgüte bağlayabileceğini düşünme
Çalışanlarda kariyer geliştirmeyi birincil planları arasına almama
Yanlış kişiyi terfi ettirme
Başarısız kariyer geliştirme programları
Buna karşılık, etkin bir kariyer geliştirme stratejisi için aşağıdaki adımlar izlenmelidir
(Davis, 2015: 29-30):
İşe alımdan itibaren programa başlamak
İletişimi açık tutmak
Çalışanlarla patron ilişkisinden çok takım arkadaşı hissini aşılamak
Kariyer değişiminin örgüt içinde olmasına teşvik etmek
Kariyer geliştirme aktivitelerinde bulunmak (Yılda en az dört kere)
Kişi kariyerinin hangi aşamasında olursa olsun, hatta ulaşabileceği en son pozisyonda
ve kariyeri ile ilgili erişebileceği en üst noktada olduğunu bilse de kariyer hayatı
boyunca yalnız bırakılmamalı ve örgüt tarafından her aşamada desteklenmelidir. Bu
bağlamda örgütlerin kariyer geliştirme sürecinde kişiye destek olacak bazı faaliyetleri
bulunmaktadır.
38
İşletmelerin kullandığı birçok kariyer geliştirme yöntemi mevcuttur. Fakat bu
yöntemler işletmelerin büyüklüğüne göre, ulusal-uluslararası olup olmadığına göre,
çalışanın işletmedeki pozisyonuna göre (Bingöl, 2006: 303) ve ülkelerin gelişmişlik
düzeyine göre (Özden, 2008: 259) farklılık arz etmektedir; yani her işletmedeki
herhangi bir çalışana aynı kariyer geliştirme sistemi uygulanmamaktadır. Kariyer
geliştirme programları aşağıda belirtilen dört soruya verilen cevaba göre çalışana
uygulanır (Aytaç, 2005: 213):
Ben kimim?
Kariyer alternatiflerim neler?
Kendimi nasıl görüyorum?
Amacıma nasıl ulaşabilirim?
Bu sorulara verilen cevaplar doğrultusunda aşağıda bahsedilen yöntemlerden kişiye
uygun olanı seçilir ve uygulanır.
1.2.8.1. Örgüt-içi Boş Pozisyonları Doldurma
Tıpkı örgütsel yedekleme uygulamasına benzemektedir. Fakat buradaki fark, örgütsel
yedeklemede sadece üst düzey yöneticilerin kritik pozisyonlarını doldurmak amaç
iken, bu uygulamada örgütün genel olarak boşalan pozisyonlarının örgüt iç
dinamikleriyle mi yoksa iş duyuruları ile dışarıdan mı tedarik edileceği ile ilgilidir
(Bingöl, 2006: 303).
1.2.8.2. Kariyer Geliştirme İçin Biçimsel Eğitim
İşletmedeki insan kaynakları yöneticilerinin, yapılan değerlendirmeler sonucunda,
yönetsel veya teknik yeteneklere sahip bireyleri seçmesi ve bu kişilerin belirtilen
yeteneklerinin geliştirilmesi için gönderdikleri resmi eğitim programlarıdır (Bingöl,
2006: 303). Buna örnek olarak MBA (Master of Business Administration) verilebilir.
1.2.8.3. Fonksiyonlar Arası Deneyim İçin Yatay Hareketler
Bu uygulama geleneksel örgüt yapısı olan hiyerarşik örgütlerden çok, günümüz
kuşağının da tercih ettiği ve yine günümüz değişiminin ve rekabetine daha hızlı ayak
39
uydurabilen organik yapıdaki örgütlerde görülmektedir. Hiyerarşinin olmadığı,
ilişkilerin daha çok yatay yönlü olduğu yani adından da anlaşılacağı üzere yukarı
doğru ilerlemenin zor olduğu örgütlerde çalışanlar yatay doğrultuda yeni iş
deneyimleri elde ederek kariyer yaşamlarında ilerleme kat ederler.
1.2.8.4. Emeklilik Hazırlık Programları
Artık deneyimli olan kuşağın iş haddi sona ermektedir. Kişiler daha önce de anlatıldığı
gibi belirli kariyer evrelerinden geçerler ve son evre olan azalma ve çözülme evresinde
kariyerlerini noktalama zamanına erişirler. Özellikle kariyer yaşamını uzun süre belirli
bir şirkette geçirmiş kişiler için, örgütler kişilerin kendisine gösterdiği bağlılığın
karşılığını gösterebilmek için (Bingöl, 2006: 304), onlara genellikle üç günlük süren
bir emeklilik sonrası hayat konulu bir seminer verir; bu hem kişilere bağlılık borcunu
öderken hem de diğer çalışanlar için motivasyon kaynağı oluşturur.
1.2.8.5. Kariyer Konusundaki Kitapçık ve Broşürler
Başlıktan da açıkça anlaşılabileceği gibi, kişinin kariyer ile ilgili kafasına takılabilecek
soruları bulabileceği bir tür kariyer rehberliği görevini yapan yazılı kaynaklardır. Bu
uygulama sayesinde kişinin kariyer rehberliğini yapacak bir çalışan maliyetinden ve
eş zamanlı birçok kişiye kolayca ulaşılabilir olması bakımından zaman tasarruf edilmiş
olunur.
1.2.8.6. İş Zenginleştirme
Çalışanın mevcut işlerine yeni deneyimler, genişletilmiş sorumluluklar ve motive
edecek nitelikler kazandırmak üzere yeniden şekillendirilmesine iş zenginleştirme
denilmektedir (Aytaç, 2005: 218). İş zenginleştirme bir iş tasarımı türüdür ve işi
kişinin yaptığı işte kendini daha çok geliştirmesi üzerine uygulanır. İş zenginleştirme
ile çalışana başarı, kişisel gelişim ve tanınma olanağı yüklenir ve iş daha anlamlı hale
getirilir (Uyargil vd., 2008: 86). Tabi ki iş zenginleştirmenin sınırı yoktur ve sınır
aşılırsa beklenenin aksine kişi olumsuz tepkiler verebilir.
40
1.2.8.7. İş Rotasyonu
İşletme içinde, çalışanı ileride daha üstün bir göreve getirmeye hazırlamak
maksadıyla, önceden planlanmış bir dizi pozisyonda yer almasını sağlamaktır
(Dessler, 2008: 384). Bu yöntem sayesinde kişinin sosyal çevresi genişletilir,
monotonluk duygusu ortadan kaldırılır ve başarılı olacağı işler ortaya çıkarılırken;
işletme içinde takım ruhu oluşturulur, geleceğin yönetici adayları bulunup yetiştirilir
ve işletme içi sosyal bütünlük sağlanır (Uyargil vd., 2008: 328).
1.2.8.8. Çifte Kariyer
İşletmelerde profesyonel olarak kendini geliştirme denilince akla üst düzey yönetici
pozisyonları gelmektedir. Fakat herkes kariyerlerinde yükselirken bu pozisyonları
arzu etmeyebilir. Çift kariyer yolu da bunun için geliştirilmiştir. Yönetim
kademelerine doğru ilerlemeyi tercih etmemiş ve teknik açıdan eğitilmiş profesyonel
çalışanlara kariyer geliştirmesi için sunulan bir tekniktir (Bingöl, 2006: 305).
1.2.8.9. İşe Başlatma
Yeni işe başlayanları, örgüte takdim etme, örgüt kültürünü tanıtma, işletmenin
ideolojisini politikalarını, normlarını, kişiden beklenen davranış ve tutumları öğretme
sürecidir (Bingöl, 2006: 306). Bir çeşit oryantasyon sürecidir.
1.2.8.10. Kariyer Rehberliği
Kariyer rehberliği çalışanlara kariyer yaşamlarını daha iyi yönetebilmeleri için
sunulan geniş kapsamlı hizmetlerdir (Ünsal, 2014:8). Özellikle işe yeni başlayan
çalışanlara, örgütü tanıtmak, kişi hangi alanda iyiyse o pozisyonda görev verip,
kendini o alanda geliştirmesi için ne tür şirket içi veya dışında eğitimleri alması
gerektiğini belirtecek (Aytaç, 2005: 217), örgüt yeterlilikleriyle kişi yeteneklerini
bağdaştıracak kişi kariyer rehberidir.
41
1.2.8.11. Kariyer Çalıştayları
Kariyer çalıştayları, “self service” mantığındaki bir uygulamadır. Çalışanlar, diğer
çalışanlardan ya da yöneticilerinden bilgi alarak, kendi kendilerini kariyer anlamında
teşhis ettiği ve kariyerlerini nasıl geliştireceği konusunda değerlendirme yaptığı
çalışmalardır (Özden, 2008: 264).
1.2.8.12. Kariyer Danışmanlığı
Nispeten daha az deneyimli çalışanlara, kariyer yaşamıyla ilgili tavsiyeler verme gibi
görevleri üstlenen orta veya üst düzey yöneticilerin uyguladığı resmi veya resmi
olmayan programlardır (Dessler, 2008: 385). Kariyer danışmanları çalışanların
kariyerleri ile alakalı içinde bulundukları problemi olan durumları anlamaya
çalışırken, onlara danışmanlık becerileri ile çözümler bulmalarına yardım eder (Ünsal,
2014: 9).
1.2.8.13. Değerlendirme ve Geliştirme Merkezleri
Bu uygulama, çalışanların performanslarının değerlendirildikten sonra, örgütün nihai
hedeflerine ulaşmasında gerekli olan ve geliştirilmesi gereken yetkinliklerini
geliştirmesi için bilgi beceri ve davranışlarda arzu edilen biçimde değişiklik yaratan
faaliyetleri kapsar (Özden, 2008: 265).
1.2.8.14. Örgütsel Yedekleme
Mevcut deneyimli üst düzey yöneticileri oluşturan kuşak artık yaş haddi gibi
sebeplerle emekliliğe ayrılmaktadır. Bu kişiler pozisyonları gereği işletmeler için
kritik kararlar alan kişilerdir. Kişilerin boşalacak yerlerini onlar daha ayrılmadan plan
yaparak kimlerin dolduracağına karar vermek işletmelerin düşünmesi gereken diğer
bir husustur.
Örgütsel yedekleme; örgütlerin özellikle, kilit pozisyonlarının doldurulma ihtiyacı
ortaya çıktığında, vakit kaybetmeden, gerçekleştirilmesini sağlamak adına, işletmeler
mevcut dinamikleri ya da dışarıdan potansiyel işgücü ile dolduracağı adayları
şimdiden hazırda tutmasını ifade eder (Uyargil vd., 2008: 330).
42
1.2.8.15. 360 Derece Performans Değerleme Sistemleri
Zıt fikirlerin etkin bir şekilde tartışıldığı ortamda yeni buluşlar ortaya çıkar, gelişimler
gözlemlenir, değişimler hayat bulur. Aynı şekilde birey kendisini geliştirmek istiyorsa,
ne konuda olursa olsun, objektif olmalı ve kendisine gelen eleştirilere kulak
vermelidir. Bu uygulamada da kişinin kariyer gelişiminde etkili rol oynayan, ilk olarak
amirden başlayan, daha sonra iş arkadaşlarının, üstlerinin hatta müşterilerin de
değerlendirmesi söz konusudur (Bingöl, 2014: 355).
1.2.8.16. Kadınlar, Özürlüler ve Eş Zamanlı Kariyer Yapan Eşler için Özel Programları
Burada, bölümün başlarında anlatılan üç sorun üzerinde durulmaktadır. Aslında
işgücünde bulunan ve bulunması gayet doğal olan bu üç unsuru sorun yapan işletmeler,
işletmelerin işlerini yürüttüğü ülkenin kültürü, genel anlayış, ön yargılar vb.
etmenlerdir. İlk olarak kadınların iş yaşamındaki yerine baktığımızda, ataerkil olan
toplumumuzda kadınların yerinin hala ev olduğu algısı yaygındır. Cinsiyete göre işe
seçme ve yerleştirme eğilimi de bulunmaktadır (Kadın; öğretmen, hemşire, sekreter
eşleşmesi gibi). Bütün bunlar dışında yeni yeni başlayan kadın çalışan istihdamı
neticesinde erkek işsiz sayısında artış görülmesi, pozisyonların kadın çalışanlarla
dolması işsizliğin artmasına neden teşkil ediyor gibi bir algı da ortaya çıkarmıştır.
Bütün bunlar haricinde, azınlıkta olan ve iyi pozisyonlarda görev alan kadın
işgörenlerin yükselmelerinde önlerine çıkan bir etmende cam tavan denilen ve belirli
bir noktadan sonra yükselmelerinin durduğu etmen bulunmaktadır.
İkinci unsur engelli vatandaşlardır. Öyle ki bundan bir 10 yıl öncesine kadar Avrupalı
insanlar ülkemizi ziyaret ettiğinde, engelli vatandaşlar için özel olarak dizayn
edilmemiş hiçbir kaldırım, merdiven, asansör veya ulaşım aracı görmediği için
Türkiye’de hiç engelli vatandaş bulunmadığını zannederdi. Aynı durum işletmeler için
de geçerlidir. İşletmeler içinde bulundukları rekabet ortamında değişime de hızlı bir
şekilde ayak uydurabilmek adına kendilerini bir şekilde yavaşlatacak hiçbir unsuru
bünyelerinde barındırmak istememektedir. Neyse ki bu durum da sosyal sorumluluk
gibi etik bir davranışa ek olarak yasal olarak engelli personel çalıştırma zorunluluğuyla
eski zamanlara nazaran ortadan kalkmıştır.
43
Üçüncü unsur ise eş zamanlı kariyer yapan eşlerdir. Kişiler her ne kadar birbirlerini
sevip ortak bir yola baş koysalar da, yıllar boyu kendilerini geliştirdikleri bir geçmişi
ve buna değecek bir kariyer yaşamı planlamışlardır. Fakat aynı anda iki kişi için de
aynı kariyer yolları sunulamamaktadır. Çiftlerden birine sunulan kariyer yolu,
diğerinin çalıştığı işletme tarafından sunulmayabilir ve bu durum sorun olarak ortaya
çıkabilmektedir. İşte bu üç unsur için işletmeler kadınlara, engelli insanlara ve çift
kariyer yapan kişilere ya da eş zamanlı kariyer zaman çiftlere özel programlar
sunmaktadır (Bingöl, 2014: 357).
44
İKİNCİ BÖLÜM
YETENEK VE YETENEK YÖNETİMİ KAVRAMLARI
İnsanoğlu, varoluşundan süregelen yaşam mücadelesinde, bulunduğu zaman dilimine
bağlı olarak çeşitli gayretler sarf etmiştir. İlk zamanlarda bu gayretler, hayatta kalmak
için gerekli olan minimal gereksinimleri; yemek yeme ve barınma vb. karşılamak
üzerineyken, zamanla çeşitli etmenlerin ve ideolojilerin de etkisiyle, yaşamak için
daha çok görev ve sorumluluklar edinme üzerine yoğunlaşılmıştır. İnsanların yaşamak
için çalışmaya başladığı ilk dönemlerden günümüze kadar çeşitli değişiklikler
meydana gelmiştir. Çok detaylandırılabilecekken; yönetsel alanda kalarak ve diğer
bilim dallarının sınırlarına girmeden, insanları yönetmenin tarihsel sürecine
baktığımızda ilk olarak personel yönetimi kavramını; daha sonra ise insan kaynakları
yönetimi kavramını görmekteyiz. Fakat başta küreselleşme ve değişimin hızla
gerçekleşmesi gibi etmenlerin olduğu dünyamızda, diğer değişme ve geliştirmelerin
gerçekleştiği gibi işletmeler de bulundukları rekabet ortamında yarışta kalabilmek
adına bazı önlemler almakta ve adımlar atmaktadır. Bunlardan biri de insan kaynakları
alanındadır. İşletmeler gerek çevresindeki potansiyel iş gücünden kendisini bir adım
öne geçirecekleri kazanabilmek; gerekse bünyesinde bulunan iş görenlerden işletmeyi
farklı kılabilecek olanları yetiştirmek ve elde tutabilmek adına yeni bir yönetim
anlayışını benimsemeye başlamıştır. Bu yeni yönetim anlayışı mevcut ve potansiyel
işgücündeki yetenekli olanları yönetmeye dayalı olan yetenek yönetimidir.
Tezin ikinci bölümü olan bu bölümde yazında “talent management” olarak geçen
yetenek yönetimi, barındırdığı önemli tanımlamalarıyla, tarihçesiyle ve ilgili olduğu
konularla önemi vurgulanarak anlatılacaktır.
2.1. YETENEK KAVRAMI
2.1.1. Yetenek Kavramı Tanımı
Yetenek yönetimi kavramının ne olduğunu incelemeden önce bu kavramı oluşturan iki
unsurun tanımını yapmak gerekir; yetenek ve yönetim. Yönetim kavramı en temel
45
açıklamasıyla; işlerin diğer insanlar tarafından etkili ve etkin bir şekilde
yaptırılmasıdır (Robbins ve DeCenzo, 2008: 6). Bir diğer tanıma göre yönetim;
örgütsel hedefler doğrultusunda kaynakları koordine edebilmektir (Bovée vd., 2007:
229). Yetenek kavramı hakkında ise yazında çeşitli tanımlamalar bulunmaktadır. Bir
çalışmaya göre yetenek; doğuştan gelen kişisel karakteristiklerin bütünüdür ve aynı
zamanda yüksek performans gösterip yüksek potansiyeli olan kişide yetenekten söz
edilebilir (Ewerlin, 2013: 281). Bir diğer tanıma göre yetenek; ortalama kabiliyetin
üstü ya da başarı için gerekli olan kapasite şeklindedir (Ross, 2013: 167). Doğan ve
Demiral (2008: 150) ye göre yetenek; kişinin belirli bir zaman aralığında yapılması
gereken işleri basit ve inovatif bir şekilde yaparak başarıya ulaştırma ve etrafındaki
kişileri de bu yönde motive edebilme kabiliyetidir. McKinsey & Company ise yetenek
kavramını kişinin bütün kabiliyetleri toplamıdır; onun içsel becerileri, bilgisi,
deneyimleri, zekâsı, yargısı, tutumu ve karakteridir şeklinde tanımlamıştır (Nankervis,
2013: 189). Tanımlar birleştirildiğinde yetenek kavramını yönetsel anlamda açıklamak
adına; örgütsel hedefler doğrultusunda, işletmelerin makro ve mikro düzeydeki
amaçlarını gerçekleştirmesinde ve içinde bulunduğu rekabetçi ortamda ayakta tutan ve
rakiplerinden bir adım önde olmasını sağlayan, doğuştan gelen, potansiyeli olan ve
performansı yüksek iş görenlerinde bulunan kabiliyettir şeklinde yapılabilir.
Yetenek kavramı dünya literatüründe “talent” olarak geçmektedir. Yetenek
kavramının orijinal yazımındaki her harfin bir kavramın baş harfi olduğu
belirtilmektedir. Buna göre T; Triump (Başarı), A; Ability (Kabiliyet), L; Leadership
(Liderlik), E; Easiness (Pratiklik), New-Fangled (Yaratıcılık), Time (Zaman) ı temsil
etmektedir (Doğan ve Demiral, 2008: 151):
46
BAŞARI
(TRIUMPH)
KABİLİYET
(ABILITY)
ZAMAN
(TIME)
YETENEK
(TALENT)
YARATICILIK
(NEWFANGLED)
LİDERLİK
(LEADERSHIP)
PRATİKLİK
(EASINESS)
Şekil 5:Yeteneği Oluşturan Unsurlar
Kaynak: Doğan ve Demiral, 2008: 151
Yetenek kavramı, yönetsel düzlemde özelliklerine göre çeşitli isimler almaktadır.
Bunlar sırasıyla temel yetenek, stratejik yetenek, ayırıcı yetenek, rekabetçi yetenek,
meta yeteneği ve örgütsel yetenektir. Aşağıdaki tabloda bu yetenek türleri ve tanımları
kısaca verilmiştir:
47
Tablo 3:Yetenek Türleri ve Tanımları
Yetenek Türü
Tanımı
Temel Yetenek
Genel olarak işletmelerin hayatta kalabilmesi için gerekli olan örgütsel
yeteneklerdir.
Stratejik Yetenek
Bir işletmenin rekabet içinde bulunduğu rakiplerine karşı kullanabildiği
stratejik yeteneklerdir.
Ayırıcı Yetenek
Müşterilerin gözünde işletmeyi farklı kılarak rekabetçi avantaj sağlayacak
ve tercih edilmesini sağlayacak işletmeye özgü yeteneklerdir.
Rekabetçi Yetenek
Firmanın kıyaslama yolu ile dış çevresini analiz ederek elde ettiği bulgularla
ürününü geliştirmesini sağlayacak yeteneklerdir.
Meta Yeteneği
Diğer faaliyetleri destekleyici niteliklteki yeteneklerdir
Örgütsel Yetenek
Örgütten örgüte değişen işletmelere has yeteneklerdir.
Kaynak: Bakırtaş ve Bakırtaş, 2008: 105
2.1.2. Yetenek Kavramının Özellikleri
Yetenek kavramı yukarıdaki bölümde açıklandığı üzere bir kabiliyettir. Fakat yeteneği
sıradan bir kabiliyetten ayıran bazı özellikleri bulunmaktadır. Yeteneğin temel
özellikleri arasında Akar (2015: 18) e göre;
Doğuştan gelmesi,
Kişileri diğerlerinden ustalık düzeyine eriştirerek ayırması,
Potansiyele ve yüksek performans ile ilişkili olması
Belli ve özel alanlarda mümkün olması yer alır.
Yeteneğin doğuştan gelmesi sonradan geliştirilemeyeceği anlamına gelmemektedir.
Kişinin varoluşundan gelen yeteneğini farkına varıp çeşitli eğitimlerle geliştirebilmesi
mümkündür. Yetenek genel olarak Kutlu ve Kaya (2009: 216) ya göre beşe
ayrılmaktadır, bunlar; genel yetenekler, özel yetenekler, akademik yetenekler, zihinsel
yetenekler ve bedensel yeteneklerdir. Bu bakımdan kişinin bu alanlardan birinde ve
kendi içinde bir alanda spesifik bir yeteneğe sahip olması onu diğer kişilerden farklı
kılmaktadır. Kişinin sahip olduğu yeteneği ustalık düzeyine çıkarması ise bireyin
kendi iradesinde ve aldığı eğitim seviyesi ile deneyimlerine bağlıdır. Ustalık düzeyine
erişen kişi, diğerlerinden farklı olmasını sağlayacak ve kalabalık içinde fark edilir
48
olmasını mümkün kılacaktır. Kişinin doğuştan var olan potansiyeli ne kadar çok ise
yeteneği de o denli güçlüdür. Kişi ne kadar yetenekli ise göstereceği performans da o
kadar yüksektir.
Yetenek kavramının bu özelliklerini, yönetsel ve örgütsel düzlemde incelediğimizde,
iş göreni, çalıştığı işletmede diğer iş görenlerden farklı kılacak ve diğer rakip
işletmeleri gösterdiği performansla ve yaptığı işle cezbedecek olan kabiliyettir
şeklinde tanımlayabiliriz. Bir işletmedeki işgörenlerin yeteneklerinin toplamı örgütsel
yeteneği meydana getirmektedir. Örgütsel yetenek; işletmenin kısa ve uzun dönemli
hedefleri doğrultusunda, içinde bulunduğu rekabetçi ortamda ayakta kalmasını
sağlamaktan öte, farklılık yaratarak rakiplerinden bir adım öne taşıyacak potansiyeli
olan ve performansı yüksek işgörenlerinde doğuştan gelen kabiliyettir şeklinde
açıklanabilir. Örgütsel yeteneği oluşturan iki temel unsur vardır; iş gören yeteneği ve
temel yetenek (Akar, 2015: 21). Temel yetenek, işletmenin amaçlarına ve çıkarlarına
uygun olarak kendine has olan, değer yaratan ve taklit edilemeyen unsurlar toplamıdır.
Buna göre temel yeteneğin üç temel özelliği vardır. Bunlar (Bakırtaş ve Bakırtaş,
2008: 103); firmanın geniş bir kitleye hitap etmesi, bahsi geçen yetenek sayesinde bir
dizi yeni ürün veya hizmet ortaya koyabilmenin mümkün olması ve son olarak rakipler
tarafından kolayca taklit edilememesidir. Bütün bunları mümkün kılan, işletmeleri
oluşturan ve işlerin yapılmasını sağlayan insanlar genellikle temel yeteneği oluşturan
ana unsur olsa da aşağıda verilen Tablo 6 da son yıllarda (2000 ve sonrası) yapılan
çeşitli çalışmalarda farklılık gösterdiği görülmektedir.
49
Tablo 4:Temel Yetenek Unsurları ile İlgili Çalışmalar
Çalışma Hakkında Bilgi
Kilit Konu
Temel Yetenek Unsuru
Gilgeous ve Parveen (2001)
Rekabet ortamında daha çok
aktif olmak adına, daha etkin
strateji ve taktiklerin
geliştirilmesi için temel
yetenekler önemlidir
Strateji Geliştirme
Ritter, Wikinson ve Johnston
(2002)
Firmanın içinde bulunduğu
çevredeki tüm unsurlarla
arasındaki ilişkinin sağlıklı
olması firmanın temel
yeteneğidir.
Teknoloji yönetimi ve strateji
geliştirme
Torkkeli ve Tuominen (2002)
Temel yeteneğin belirlenmesi
teknoloji yardımıyla ve
sistematik olarak yapılmalıdır
Teknoloji Yönetimi
Jin-Hai, Anderson ve
Harrison (2003)
İşletmelerdeki yetenek
sisteminin en üst noktası,
yeteneklerin kullanıldığı en
geniş alanı ve firmanın gerçek
değerinin gerçekleştirilebileceği
en etkin yeri içerir
Teknoloji yönetimi ve strateji
geliştirme
Lindgren, Henfridson ve
Schultze (2004)
Bilişim teknolojilerinin yetenek
yönetimindeki rolü önemlidir
Teknoloji yönetimi, insan ve
organizasyonel öğrenme
Kak (2004)
İşletmelerin temel yeteneklerini
geliştirmesine olanak sağlayan
stratejik esneklik, firmanın
rekabet ortamında ilk sıralara
yerleşmesinde karşısına çıkacak
zorlukları tanımasına yardımcı
olur
Strateji geliştirme ve esneklik
Esperdal (2005)
Bir işletmede rekabet üstünlüğü
oluşturan temel faktör,
bünyesinde bulunan yetenekli
insanların oluşturduğu gruplardır
İnsan
Kaynak: Bakırtaş ve Bakırtaş, 2008: 110-111
2.1.3. Yetenek Kavramının İlişkili Olduğu Diğer Tanımlar ve İlişkisi
Yetenek kavramı gerek benzer tanımlamalardan dolayı, gerek yanlış algılardan dolayı
gerekse de birbirleri ile kullanımlarından dolayı bazı terimlerle karıştırılmaktadır. Her
50
ne kadar aynı anlama gelmese de yetenek kavramı aşağıda bahsedilen terimlerle
ilişkilidir:
BECERİ
PERFORMANS
YETENEK
YETKİNLİK
POTANSİYEL
Şekil 6:Yetenek Kavramının İlgili Olduğu Kavramlar
2.1.3.1. Beceri ile İlişkisi
Günlük yaşamda beceri ve yetenek kavramları sık sık birbirlerinin yerine
kullanılmakta, kişilerin hangi tür eylemlerinin beceri, hangilerinin yetenek olduğu
zaman zaman karıştırılabilmektedir. Beceri ve yetenek kavramları yazındaki
çalışmalarda belirtildiği üzere iki önemli farkla birbirinden ayrılmaktadır. Bunlardan
ilki; yeteneğin doğuştan gelen özellik; becerinin ise kurs, eğitim, deneyim gibi
sonradan kazanılan edinim olmasıdır (Demircioğlu, 2010: 6). İkinci temel fark ise
becerinin kişiden kişiye eğitim-öğretim yoluyla iletilebilirken; yeteneğin kalıtsal
olmasından ötürü aktarılmasının zor olmasıdır (Yalçın, 2013: 6). Bir müziği kulaktan
duyarak çalmak yetenek iken; notalara bakarak çalmak beceridir. Aynı şekilde örgütsel
anlamda düşündüğümüzde bir kişinin işletmeyi farklı kılabilecek herhangi bir eylemi
onun yetenekli olduğunu gösterirken; işini verimli bir şekilde gerçekleştirmek adına
rasyonel kararlar alabilmesi, kişinin becerisini gösterir.
51
2.1.3.2. Yetkinlik ile İlişkisi
Yönetsel yazında yetkinlik; işletmedeki mükemmel performansın ortaya çıkmasında
rol oynayan ayırt edici bilgi, beceri ve tutumdan oluşan gözlemlenebilir davranış
olarak tanımlanmaktadır (Güngör, 2013:
42). Yetkinlik ve yetenek kavramları
arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Öyle ki; yetkinlikler işgörenlerin becerilerini
işletme için değer üretecek, ya da fark yaratacak şekilde kullanabilme yetenekleri
olarak bahsedilmektedir (Biçer ve Düztepe, 2003: 14).
2.1.3.3. Potansiyel ile İlişkisi
Yetenek kavramının yukarıda bahsedilen ve özelliklerinden sayılan potansiyel
kavramı yetenek kavramı ile karıştırılabilen bir diğer kavramdır. Potansiyel; liderlik
özellikleri, yaratıcılık ve yenilikçilik gibi bireyin yapabileceklerini ve kapasitesini
anlatmaktadır ve yetenek ile doğrudan ilintilidir (Ewerlin, 2013: 281). Potansiyel,
yetenek
kavramının
ilişkili
olduğu
diğer
kavramlar
gibi
açık
olarak
anlaşılamamaktadır. Yöneticilere düşen bu zorlu görevde, işletmelerinin geleceği
açısından, istihdam edecekleri kişilerde anlık performansın yanında sahip oldukları
potansiyeli de saptamak durumundadır (Aker, 2008:
18). Yetenek yönetiminde
yetenek kadar potansiyelin de doğru şekilde tespit edilip, uygun pozisyonlara istihdam
edilmesi önem arz etmektedir (Yalçın, 2013: 10).
2.1.3.4. Performans ile İlişkisi
Yetenek ile doğrudan ilişkili olan bir diğer kavram performanstır. Performans; özel
beceriler temelindeki sorumlulukları yerine getirebilmeyle ilgilidir (Ewerlin, 2013:
281). Yüksek performans sergileyen ile yetenekli işgörenler arasında bazı temel
özellikler bulunmaktadır. Bunlar; yüksek uzmanlık seviyesi, liderlik özellikleri,
üretkenlik ve girişimcilik özelliğidir (Tansley, 2011: 272). Burada bahsedilmeyen;
fakat bahsedilmesi gereken bir diğer önemli ortak özelliği (Yalçın, 2013: 9)
çalışmasında belirtmiştir; bu özellik yetenektir. Yetenek yönetimi anlayışı gereği
işletmeye değer katacak yetenekli personelin, yeteneğine uygun pozisyonda çalışması
gerektir. Bu durumda olan çalışanlar, diğer iş görenlerden daha istekli ve yüksek
52
performansta çalışmaktadır. Kısacası yetenek ile performans arasında doğrudan bir
ilişki bulunmaktadır.
2.1.4. Yetenek Kavramının İş Yaşamına Girişi
Günümüz gereksinimlerinin önceki dönemlere göre farklılaşmasıyla birlikte değişen
yönetsel ve örgütsel değerler ve kavramlar ortaya çıkmıştır. Bu yeni kavramlardan
bazıları; toplam kalite yönetimi, değişim yönetimi, kriz yönetimi, kıyaslama, öğrenen
örgütler, personeli güçlendirme gibi çağdaş yönetim yaklaşım ve teknikleri ile 1990‟lı
yıllardan itibaren yetenek yönetimi yaklaşımı günümüze kadar yoğunlaşarak gelmiştir
(Şahin, 2015: 8). Bununla birlikte işletmelerin daha etkin ve verimli olabilmeleri adına
yatırım yapmaları gereken en önemli kaynağın insan olduğunu anlaması, bu “insan”
olgusunun da kendini diğer potansiyel işgücünden farklı kılacağı bir yeteneğinin
olmasının anlaşılması ile birlikte yetenek kavramı yönetim yazınında yer almaya
başlamıştır. Yetenek kavramının iş yaşamına girişinde bazı etmenler önemli roller
oynamıştır. Bunlar; küreselleşen dünya, küresel anlamda değişen demografik nitelikler
ve diğer bütün kaynaklar gibi sonsuz olmayan yetenek kıtlığıdır.
2.1.4.1. Küreselleşme
Küreselleşme ile ekonomi ve iş dünyasındaki her sınırın ortadan kalkması ile birlikte
kullanılması gereken kaynakların ortak bir havuzda toplanması da kaçınılmaz
olmuştur. Özellikle işletmelerin son yıllarında değerini anladığı ve üzerinde durduğu
insan kaynağı da bütün dünya işletmeleri için eski yıllara nazaran ulaşılması, sınırların
kalkmasıyla daha kolay; fakat aynı zamanda özellikle fark yaratanlara olan talebin
artmasıyla da daha zor bir hal almıştır. Bu durum daha çok uluslararası arenada iş
yapan işletmelerde görülmektedir ve yetenekli çalışanları kazanmak için keskin bir
rekabet ortamı yaratmaktadır. (Atlı, 2012: 60). Küreselleşmenin yetenek ve yetenek
yönetimi kavramı üzerindeki etkileri daha çok ilerleyen kısımlarda yetenek savaşları
bölümünde anlatılmıştır.
53
2.1.4.2. Global Demografik Değişim
Dünyanın, gelişmemiş ülkeler yüzünden giderek kalabalıklaşması ile birlikte, özellikle
gelişmiş ülkelerde genç nüfusun yaşlı nüfusa oranı gün geçtikçe azalmaktadır.
Bununla birlikte çalışabilecek olan 18-65 yaş arasındaki kısım kendi içinde gerek
eğitim gerekse kültür gibi çeşitli parametrelerle nitelik bakımından birbirinden
farklılık göstermektedir. Küresel rekabetin önceki dönemlere göre daha yüksek olduğu
günümüzde işletmelerin aradığı işgücü, bu çalışan kısım içinde, kendilerini bir adım
ileriye götürecek olan ya da değer yaratabilme potansiyeli olanlardır. Yapılan işler,
nüfusun, ekonomik yapının ve ticaretin büyümesinin etkisiyle önceki yıllara göre
nitelik ve nicelik olarak artış göstermektedir. İşlerin nicelik olarak artış göstermesi
işgücüne olan talebin artmasına neden olurken; nitelik olarak da artması doğal olarak
nitelikli, kalifiyeli ve son yirmi yıldır yönetsel alanda kullanılan yetenekli personele
olan ihtiyacı beraberinde getirmiştir. Fakat nitelikli ve kalifiye eleman olmak zaman
isterken, yetenekli olmak doğuştan gelmektedir. Yaşlanan kuşağın emekli olmasıyla
işletmeler, ayakta kalıp rekabet ortamına ayak uydurabilmek adına yeni kuşak olan Z
kuşağından mevcut işgücüne ulaşırken, nitelikli eleman yetiştirmenin zaman alacağını
bildiğinden, yetenekli olanların arayışına girmiştir.
2.1.4.3. Yetenek Kıtlığı
İnsanoğlunun yaşadığı bu dünyada hayatını her anlamda idame ettirebilmek için
kullandığı hiçbir kaynak sonsuz değildir. Solumak için tükettiği oksijen de sınırsız
değildir, içtiği su da… Aynı şekilde insan kaynakları dediğimiz, işletmelerdeki asıl
değerli varlık olan insanların da bir sınırı vardır; özellikle işletme için fark yaratacak
kabiliyette ve yetenekte olanların. Eğer her işletme bir şekilde kendinde fark yaratacak,
kendine değer katacak personele ulaşabilseydi işletmeler arası rekabet diye bir kavram
olmazdı. Diğer her kaynağa olan ihtiyaç gibi yetenekli personele olan ihtiyaç da gün
geçtikçe artmaktadır. Bunların nedenleri diğer bölümlerde detaylarıyla anlatılmıştır.
İhtiyaç artarken alanında uzmanlaşmış ve yeteneğini geliştirmiş olan kuşak ise gün
geçtikçe yaşlanmakta ve doğal olarak emekliliğe ayrılmaktadır. Deneyimli ve işini
bilen personelin yerini ise yeni mezun olmuş Z kuşağı doldurmaya başlamaktadır.
Yaşlanma dışında, küreselleşen dünyada sınırların ortadan kalkmasıyla birlikte
gelişmekte olan ülkelerdeki yetenekli bireyler gelişmiş ülkelere giderek beyin göçü
54
oluşturmakta ve gelişmekte olan ya da gelişmemiş ülkelerde ise yine yetenek arzı
konusunda kıtlık yaşanmaktadır.
2.1.5. Yetenekli Çalışanların Özellikleri ve Pareto Kuralı
Bu tezin konusu gereği yönetilmek üzere işletmeyi farklı kılacak olan işgücünün
yetenekli olması gerekmektedir. Festing vd. (2014: 2) ye göre işletmeye rekabetçi
avantaj sağlayacak kilit yeteneklerin değerli, nadir, taklit edilmesi zor olan önemli
yetenekleri bulunmaktadır. Abrudan ve Matei (2008: 25) e göre yetenekli çalışan
kendisine mükemmellikler bahşedilmiş bir insan değil, yaptığı iş için çok uygun kimse
olarak tanımlanmalıdır. Aynı çalışmaya göre; bu yetenekli işgörenlerin yaptıkları
işlerin minimum yönlendirme gerektirdiği ve diğer işgörenlerin yaptıkları işlere göre
üç kat daha fazla kar getirdiği için bu kişiler diğer çalışanlardan farklıdır.
Bununla birlikte yetenekli işgörenlerin işletmelerden bazı beklentileri vardır ve bunlar
üç ana başlıkta toplanmıştır (Doğan ve Demiral, 2008: 152):
İşletmenin amaçları ve değerlerini göz önünde bulundurarak karar veren liderlerin
olması,
Sürekli öğrenme (Continous Learning) ve gelişmeyi esas alan çalışma ortamının
olması,
Bütün işgörenlere saygı duyulması.
Firmaların ilk aşamada yapması gereken ise, yetenek kıtlığının olduğu ve ihtiyacın
geçmişe göre daha da arttığı bu dönemde yetenekleri kapmak için atik olmalarıdır
(Gochman ve Storfer, 2014: 26). Ayrıca yöneticilerin yapması gereken ise yeteneği
işletmeye çekmek, onları motive etmek ve elde tutabilmek adına stratejiler
geliştirmektir (Abrudan ve Matei, 2008: 25).
Yetenek yönetiminde genellikle temel uygulama alanı işletmenin bütün işgörenleri
için değil, sadece azınlığı oluşturan yetenekli olan işgücüdür. Bu işgörenler, işletmeyi
farklı kılarak gelecekte bir adım öne taşıyacak olanlar olarak görülmektedir. Yani
55
işletmenin temel yapısını oluşturan ve kaderini belirleyen işgörenlerin azınlığı,
işletmenin çoğunluğunu etkileyecektir. Buradaki mantık pareto kuralından
gelmektedir. Pareto analizine – kuralına göre sebeplerin %20 si, sonuçların %80 inini
etkilemektedir (Yalçın, 2013: 12). Bu kurala göre işletmelerin geleceğinin % 95 i,
işgörenlerin % 5 ini oluşturan yetenekli kısmı tarafından şekilleneceği ifade
edilmektedir (Altınöz, 2009: 14). Ayrıca Bill Gates “en değerli” olarak gördüğü,
Microsoft u bugüne getiren yetenekli işgörenleri için “Bizden en iyi yirmi çalışanımızı
alın, bu durumda Microsoft önemini yitiren bir kurum haline gelirdi” şeklinde ifadesi
vardır (Berger ve Berger, 2004: 4). Bundan dolayı işletmelerin insan kaynakları
yönetimi gereği bütün işgörenlerine önem göstermesi; fakat yetenek yönetiminin
günümüze daha uyan anlayışına göre yetenekli olan en değerli kısmına daha önem
vermesi gerektiği anlaşılmaktadır.
2.2. YETENEK YÖNETİMİ KAVRAMI
Yetenek yönetimi, günümüz koşullarında en uygun ve en etkin yönetim anlayışı
olmasından, işletmelere sağladığı yararlarından ve işletmeleri farklı noktalara
getirecek olan öneminden dolayı gerek akademik hayatta gerekse pratikte güncelliğini
koruyarak, yazında özellikle son yıllarda birçok çalışmanın ana temasını
oluşturmaktadır (Bersin, 2006; Bhatnagar, 2007; Abrudan ve Matei, 2008; Altuntuğ,
2009; Burkus ve Osula, 2011; Claussen vd., 2013; Collings, 2014; Cooke vd., 2014;
Festing vd., 2014; Gochman ve Storfer, 2014; Oladapo, 2014; Wagner, 2015). Fakat
literatür incelendiğinde göze çarpan sorunlardan biri yetenek yönetiminin büyük
çoğunlukla sadece batı dünyasında incelenmiş, doğuda ise bu konu hakkında çok
çalışma yapılmadığıdır (Cooke vd., 2014: 225). Doğuda yapılan çalışmalarda ele
alınan ülkeler ise Çin gibi gelişmiş ülkelerdir. Bu tez ile birlikte yetenek yönetimi
olgusunun literatürdeki eksik olan kısmına hem doğu dünyasında hem de gelişmekte
olan bir ülke ele alınarak katkıda bulunulmaya çalışılacaktır.
56
2.2.1. Yetenek Yönetimi Kavramı Tanımı
Profesyonel yaşamda en temel olgulardan olan yönetme kavramı, içinde bulunulan
duruma bağlı olarak; insan, zaman ya da süreç üzerine olmakla beraber, günümüz
koşulları dikkate alındığı zaman, işletmeyi üst noktalara taşıyacak olan ve diğerlerine
nispeten daha çok değer yaratan iş görenleri yani işletmeyi diğerlerinden farklı kılmayı
sağlayacak olan yetenekleri yönetmenin giderek önem kazanması aşikârdır. Yetenekli
iş göreni bulup iş yerine kazandırmak kadar bu iş görenlerin sahip olduğu kendine has
olan yeteneği doğru yerde doğru zamanda kullanarak etkili sonuçlar almak da bir o
kadar önemlidir. Yetenek yönetiminin insan kaynaklarının yeni bir şekli olması, intikal
planlamasını çağrıştırması ya da sadece yetenekli çalışanları yönetme gibi
çağrışımlarından dolayı (Al Ariss vd., 2014: 173) her ne kadar yetenek yönetimi
üzerine ortak bir tanım yapılamasa da (Collings ve Mellahi, 2009: 305; Dries, 2013:
274) bu kavramın, ilgili yazında çeşitli tanımlarla ifade edildiği görülmektedir.
Collings (2014: 301) e göre yetenek yönetimi; kritik örgütsel rollerde görev alan
yüksek potansiyeli bulunan ve yüksek performans gösterenlerin yönetimi ve
geliştirilmesidir. Downs ve Swailes (2013: 269) e göre yetenek yönetimi; örgütteki
yetenek akışının stratejik olarak yönetilmesidir. Festing vd. (2014: 1) e göre bu
kavram; örgütün kilit çalışanları kendine çekerek, seçmesi, geliştirmesi ve elinde
tutabilmesidir. Huang ve Tansley (2012: 3673) e göre yetenek yönetimi; anahtar
roldeki çalışanların hızlı bir şekilde gelişmek istediği kariyer geliştirme sürecini içine
alan genişleyen küresel pazarlardaki yüksek değer yaratan işgücünü hedef alan insan
kaynakları uygulamasıdır. Nankervis (2013: 189) e göre yetenek yönetimi; hızla
büyüyen dinamik ve rekabetçi küresel çevrede endüstrinin ihtiyaçlarını karşılamak
adına özel yetenekleri ve kabiliyetleri olan ‘en iyi’ çalışanları çekip elde etmektir.
Bhatnagar (2007: 641) a göre örgütsel ihtiyaçları karşılamak üzere ihtiyaç duyulan
yeteneklere sahip olan insanların alımı ve geliştirilmesidir. Calo (2008: 409) ya göre
yetenek yönetimi, insan yeteneği ihtiyacını ummak ve bu ihtiyacı karşılamak için plan
ortaya koymaktır.
Uren ve Samuel (2007: 32) e göre yetenek yönetimi farklı insanlar için farklı anlamlara
gelmektedir ve “cezbet, tanımla, geliştir, iş ver ve bütünleş” şeklinde beş ana elementle
tanımlamıştır. ‘Cezbet’ kısmında dış dünyadan yetenekleri çekebilmek için cezbedici
bir
iş
teklifi
sunmayı,
‘Tanımla’
kısmında
değer
yaratacak
çalışanları
57
tanımlayabilmeyi, ‘Geliştir’ kısmında mevcut ve gelecekteki talepleri karşılayabilecek
yeterlikte olan çalışanların yeteneklerini geliştirmeyi, ‘İş Ver’ kısmında doğru
insanları doğru zamanda doğru işlere yerleştirmeyi ve ‘Bütünleş’ kısmında ise
çalışanların örgüte olan bağlılıklarını sağlamak için gerekli çevreyi oluşturma
anlatılmaktadır.
Cooke vd. (2014: 226) ya göre; yetenek yönetimi kavramının tanımı için; insan
kaynaklarının yeni bir yaklaşımı olarak, intikal planlaması olarak, yetenekli
çalışanların yönetilmesi olarak ve önemli pozisyonların stratejik yönetimi şeklinde
dört ayrı yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan ilk yaklaşıma göre bütün çalışanların
örgütün iyiliği için dizginlenmesi gereken yeteneği olduğu; ikinci yaklaşıma göre;
yetenek tünelleri oluşturarak gelecekte de yetenek arzı sağlanması için bir yönetim
anlayışı olması gerektiği, üçüncü yaklaşıma göre; sadece küçük bir porsiyonu
oluşturan yetenekli insanların yönetilmesi gerektiği ve son yaklaşıma göre de fark
yaratan önemli insanlardan ziyade önemli pozisyonların yönetilmesi gerektiği
doğrultusundadır.
En geniş tanımı ile ve hatırı sayılır miktarda atıf alan çalışma olan Collings and
Mellahi (2009: 305) e göre yetenek yönetimi; örgütün sürdürülebilir rekabetçi
avantajına anlamlı katkı yapan kilit rolleri dolduran yüksek performanslı ve yüksek
potansiyeli olan kişilerin gelişiminin ve bu kişilerden işletmenin insan kaynakları
yapısını farklı kılacak şekilde faydalanmanın ve yine bu kişilerin işletmeye sürekli
olarak bağlı kalmalarını sağlayan bir yönetim bütünüdür.
Bütün bu tanımlardan yola çıkarak yetenek yönetimini; günümüzdeki koşullar
düşünülerek, yeni iş gücünden maksimum faydayı elde edebilmek doğrultusunda;
işletmeye değer katarak rekabetçi ortamda farklı yerlere getirecek olan işgörenleri
işletmeye çekebilmek, işe almak, yeteneklerine göre doğru pozisyonlara yerleştirmek,
yeteneklerini geliştirmek ve işletmede tutabilmek için yapılan faaliyetlerin tümüdür
denilebilir.
58
2.2.2. Yetenek Yönetiminin Diğer Kavramlarla İlişkisi
Yetenek yönetiminin elde tutma, cezbetme gibi doğrudan olmasa da dolaylı olarak
ilişkili olduğu bazı kavramlar bulunmaktadır. Bunlar IQ (Information Quantity) –
Bilişsel Zeka, EQ (Emotion Quantity) – Duygusal Zeka, eğitim, kariyer yönetimi ve
performans yönetimidir.
2.2.2.1. Bilişsel Zekâ ve Duygusal Zekâ ile İlişkisi
Günlük hayatta zekâ diye adlandırdığımız ve aslında iki boyutu bulunan bu kavramın
ilk boyutu olan bilişsel zekâ; “bilgiyi elde etme, öğrenme ve problem çözmeye imkân
veren yetenekler bütünü” olarak tanımlanmaktadır” (paradoksdanismanlik.com).
Duygusal zekâ ise; “bir kişinin çevresel baskılarla ve isteklerle başa çıkmak için
başarılı olma yetisinde; duygusal, kişisel ve sosyal yeteneklerinin bir bütünüdür”
şeklinde tanımlamıştır (Beceren, 2004). Bu iki kavram sanıldığı gibi birbirlerinin zıttı
değildir; aksine tamamlayıcı özelliktedir. Bazı kişilerin sözel zekâları olduğu gibi bazı
kimselerin sayısal alanda zekâları gelişmiştir. Aynı şekilde bazıları bilişsel olarak
bazıları ise duygusal anlamda nispeten daha zekidir. Kişiler çalıştıkları işletmelerde
edindikleri görevler kimi zaman bilişsel zekâyı, kimi zaman ise örgüt içi iletişimin
gerektirdiği durumlarda da duygusal zekâyı önemli kılmaktadır. Bununla birlikte
yetenekli insanların bilişsel ve duygusal zekâ açısından zengin kimseler olması da
tesadüfi değildir. Tezin daha önceki kısımlarında da değinildiği üzere yetenek ile
performans arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. İş yaşamında yüksek
performans gösteren kişilerin olağanüstü zihinsel beceri ve güçlü bir belleğe sahip
oldukları görülmektedir (Tümen, 2014: 41).
2.2.2.2. Eğitim ile İlişkisi
Yetenek yönetimi ile doğru yeteneği doğru pozisyon için istihdam edip, ona doğru
imkânlar sağlayıp o kişiden doğru şeyler beklendiğinde, yetenekli kişi işletme için
değer yaratacak ve farklı kılacak faaliyetlerde bulunacaktır. Bütün bu süreçte eğitimin
önemi de göz ardı edilmemelidir. Özellikle kariyer geliştirme sürecinde, yetenekli
personelin işletme içindeki kariyer hayatı boyunca, onu rakip firmaların kişiye
59
sunduklarını unutturacak şekilde elde tutabilmek adına kişiye artılar katabilmek için
ona verilecek eğitimin niceliği ve niteliği ayrıca önem arz etmektedir.
2.2.2.3. Kariyer ve Performans Yönetimi ile İlişkisi
Bu kısım her ne kadar kariyer geliştirme bölümünde anlatılmış olsa da; yetenek
yönetimi ile kariyer ve performans yönetimi arasındaki ilişki şu şekilde belirtilebilir:
Yetenek yönetiminin temel amacı çok kısa bir şekilde işletme için fark yaratacak olan
kişileri işletme için cezbedip elde etmek ve onları elde tutabilmektir. Başta insan
kaynakları yöneticileri olmak üzere bütün yöneticiler, işgücü pazarından elde ettikleri
yetenekli personeli, hem personelin kendini geliştirebilmesi adına hem de işletmeye
diğer çalışanlardan daha fazla fayda sağlayabilmesi adına, onlara kişilikleri ve
karakterleri başta olmak üzere ilgi alanları, becerileri, yetenekleri, istek ve ihtiyaçları
doğrultusunda bir kariyer haritası çıkarmalıdır. Bunun için kişilik envanteri, yetenek
testleri, karakter analizi gibi süreçler etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Bununla
birlikte, çalışanların işletmedeki kariyerleri boyunca gösterebilecekleri ortalama
performans düzeyleri belirlenip, çalışanlara bu doğrultuda misyon yüklenilmelidir.
Üzerinde durulması gereken konu ise; “çalışanın şirketi geleceğe taşımak için doğru
yetenek bileşimlerine sahip olup olmadığı ve bu yeteneklerini yüksek performans
göstermek için kullanabildiğidir” (Tümen, 2014: 44) .Bütün bunlarda kariyer yönetimi
ve performans yönetimi önemli bir rol oynamaktadır.
2.2.3. Yetenek Yönetiminin Önemi
Yetenek yönetiminin arkasında yatan mantığa göre; işler insanlar tarafından yürütülür;
süreçler, teknoloji ve sermaye elbette önemlidir fakat kararı veren insanlardır ve bir
örgüt ne kadar iyi insanlardan meydana gelirse o kadar iyi bir işletme haline gelir;
önemli olan bu “iyi” insanları cezbedip, geliştirmek ve en etkin şekilde
kullanabilmektir (Uren ve Samuel, 2007:
32).Yazında yetenek yönetiminin
öneminden bahseden çeşitli çalışmalar bulunmaktadır (Uren ve Samuel, 2007: 34;
Collings, 2014: 301; Al Ariss vd., 2014: 175). Her ne kadar yöneticiler yetenek
yönetimine olumlu baksa da, bu yönetim anlayışını etkin kullanmakta zorluk
60
çekmektedir ve yetenek yönetimi ile örgütsel performans arasındaki bağ açıkça ifade
edilememektedir (Collings, 2014: 302).
Yetenek yönetimi öncelikle temel tanımından da yola çıkarak; yetenekleri bir araya
getirerek onları en etkin biçimde yönetmesi, bu yetenekleri en verimli şekilde
değerlendirmesi ve liderliği geliştirmesi bakımından önemlidir (Sims, 2009: 9).
Örgütün temelini oluşturan ve içinde bulunduğu rekabetçi ortamdan bir adım ileriye
taşıyan yetenekli çalışanları bir araya getirerek onları işletmede uzun yıllar bağlı
tutmasıyla önem arz etmektedir (Yalçın, 2013: 14).
Dries (2013: 272) ye göre insan kaynakları konusunu çalışan araştırmacıların raporları
doğrultusunda yetenek yönetimi 20. yy örgütlerinin insan sermayesi ile ilgili çektiği
zorlukların başında gelmektedir.
Yapılan bir çalışmada yetenek yönetimini beş yıllık uygulayan işletmelerde,
uygulamayan
rakiplerine
oranlar
yatırım
karlılığında
%20
oranında
artış
gözlemlenmiştir; bununla birlikte yetenek yönetiminin sadece anahtar bileşenleri bir
araya getirilip uygulandığında beş yıllık süreçte yatırım karlılığında %38 artış
gözlemlenmiştir (Collings vd., 2011: 454).
Günümüz işgücünün genç çoğunluğunu oluşturan Y ve Z kuşaklarının kariyer
yaşamlarına olan algısı kendinden önceki kuşaklara göre farklı olmaktadır. 1980 lerde
20 yıl olan kariyer döngüsü günümüz işgücü için 20 aya kadar inmiş durumdadır. Bu
süre gün geçtikçe daha da aza inmektedir. Kişiler artık sadece bir işyerini benimseyip
yıllarca aynı yer için emeklerini harcamamakta, çalıştıkları işyerlerinden gerekli özeni
alamadıklarında o iş yerini değiştirmeyi eskiye nazaran daha kolay tercih etmektedir.
Özellikle yeni üniversite mezunu olan ve gelecekteki iş gücünü oluşturacak olan Z
kuşağındaki yetenekli beyinler için yetenek savaşları olgusu tekrar canlanacaktır.
Önümüzdeki yıllarda iş dünyasının belirleyici unsurlarının başında demografik
oluşum gelecektir (Abrudan ve Matei, 2008: 27). Her işletme kendini bir adım öne
götürerek fark yaratacak beyinleri bünyesine katmak için bir rekabet ortamına girecek,
kendi bünyesinde tutabilmek için ise ayrıca çaba sarf etmek zorunda kalacaktır.
İşletmelerin yetenekli bireyleri elde etmek ve elde tutmak için gösterdiği uğraşları
gerek işletme içi gerekse işletme dışı çevrelerdeki faktörler önemli boyutta
61
etkilemektedir. İşletmenin kendi dinamikleri dışında, faaliyetlerini gösterdiği ülkenin
de gelişmişlik düzeyi bu yetenekleri elde tutma yolunda engel ya da destek
olabilmektedir. Gelişmiş ülkelerin ekonomik ve sosyal refah düzeyi, Türkiye gibi
gelişmekte olan ülkelerdeki yetenekli bireyleri cezbedecek ve bu durum ülkemizdeki
iyi beyinlerin göç etmesine neden olacaktır. Beyin göçü olarak nitelendirdiğimiz bu
durum karşısında ülkemizde faaliyet gösteren işletmeler, gelişmiş olan ülkelerdeki
işletmelere göre bir adım geride konumlanmaktadır. Sadece kendi çevresindeki
işletmeler dışında uluslararası bakış açısıyla düşünmek durumunda olan işletmeler,
pazardaki yetenekli bireyleri cezbetmek, işe almak, onları geliştirmek ve örgüte olan
bağlılıklarını sağlamak için tarih boyunca süregelen yönetim anlayışlarından olan
personel yönetimi ve insan kaynakları yönetimi yerine yetenek yönetimi anlayışını
benimsemek durumundadır.
2.2.4. Yetenek Yönetiminin Tarihçesi
Unutulmamalıdır ki; insanların işe ihtiyaç duymasından daha çok işin insanlara ihtiyaç
duyması gerçeği vardır. Bir işletmeyi bir araya getiren birçok unsur vardır fakat insan
faktörü olmadan diğer unsurlar arasında bir bağ kurulamaz ve işletmenin amaçları
gerçekleştirilemez. Fakat bir iş, herhangi bir insan topluluğu tarafından yapılabilir.
Önemli olan beş kişinin iki günde yapabileceği bir işi iki kişinin bir günde
yapabilmesidir, etkin ve verimli şekilde bitirebilmesidir ve hatta bu iki kişinin yaptığı
bu işle ya da işi yaptığı yol ile işletmeyi rakiplerinden bir adım öne getirebilmesidir.
İşte bu iki kişinin böyle bir başarıya ulaşabilmesi için diğerlerinden farklı olması
gerekmektedir. Bu fark onlara has olan “yetenektir”. Yetenek kavramının yönetsel
alanda olmak üzere işletmeyi diğerlerinden farklı bir konuma getirebilecek boyutta
olduğunu ilk olarak Selznick bahsederken; yeteneği stratejik ve sürdürülebilir
rekabetin mutlak şartı olarak nitelendiren kişi ise Hamel ve Prahalad olmuştur
(Altuntuğ, 2009: 449).
Tarih boyunca makro boyutta bakıldığında toplum düzenini sağlamak için, daha mikro
ölçekte ve konumuz gereği iş dünyasında bakıldığında ise işletmedeki temel ve alt
amaçlara ulaşmak için bir araya gelen insanları yönetme zorunluluğu doğmuştur.
62
İçinde bulunulan zamanın şartlarına göre, insanları yönetmek değişik biçimleri
edinmiş ve farklı adlar almıştır. Aşağıda insanları yönetim sürecinin yeteneğe dayalı
olmaya kadar gelen kısmı ve bu yetenekler için ortaya çıkan rekabetçi savaşlar
detaylandırılarak anlatılacaktır.
2.2.4.1. Personel Yönetiminden İnsan Kaynakları Yönetimine, İnsan Kaynakları
Yönetiminden Yetenek Yönetimine Geçiş Süreci
İnsan, ilk yönetsel sorunlar önemli hale geldiğinde makine gibi görülüyordu. Personel
yönetimi söz sahibiyken, işe alma, eğitme ve işgören performansı önemliydi. 1900lü
yıllarda insan sadece işin yapılması için bir girdi olarak görülüp maliyet olarak ele
alınıyordu ve personel yönetiminde daha çok bürokrasi ve hiyerarşi hâkimdi (Bingöl,
2014: 5). Daha sonraları davranış bilimleri teknikleri ile birlikte insana insan gibi
yaklaşan insan kaynakları yönetimi başlamıştır (Ekinci, 2008: 177). Rekabetçi ortamın
kızışması ile birlikte sürdürülebilirliğini sağlamak adına stratejik önem kazanan İKY
ye göre insan unsuru maliyet olmaktan çıkıp sermaye olarak görülmeye başlanmıştır
(Bingöl, 2014: 6).
Makinelerden farklı olan insanoğlunun duygu ve düşüncelere sahip olması ve
düşünebilme gibi ayırt edici özellikleri bulunduğundan dolayı tek bir çatı altında
toplamak imkânsız hale gelmektedir. Her insan bir dünyadır ve kendi doğruları, kendi
algıları vardır. Kendilerine has karakteristik özellikleri bulunmaktadır. Kişilik yapıları
farklıdır. Bu yüzden içinde “insan” bulunan her iş zordur. İçinde “insan” unsuru
bulunan çalışmaların temeline bakıldığında, bu birbirinden farklı olan insanlara ayrı
ayrı yönetim anlayışının ütopik olmasından dolayı bilim dalları, kişileri
standartlaştırmaya veya sınıflandırmaya yönelik olarak geliştiğini görmekteyiz.
Kişilerin örgüt içi davranışlarını belirli kalıplara sokmak için örgütsel davranış bilimi
gelişmiştir. İnsanlarla uğraşmak her ne kadar zor bir süreç olabilse de üretim faktörleri
içinde en önemli yeri almaktadır. Diğer faktörleri bir araya getirip ortaya bir ürünün
çıkmasını sağlayan, henüz günümüz teknoloji koşulları dikkate alındığında hala
insandır. Fakat insan faktörünü de diğer üretim faktörleri gibi mantıksal çerçevede katı
bir hiyerarşik yapıda bir araya getirmeye çalışan yönetim anlayışlarının kişilerin
kendilerine has olan bir özelliklerini; yeteneklerini köreltmeye başladığı görülmüştür
(Altuntuğ, 2009: 449). Bu yüzden insan kaynağı yönetiminden yetenek yönetimine
63
geçiş mecburi hale gelmiştir. Süreç kısaca insan üzerine işlemektedir ve personel
yönetiminde maliyet olarak görülen işgörenler insan kaynakları yönetiminde
işletmelerin en değerli varlıkları – kaynakları haline gelmekte; yetenek yönetiminde
ise farkına varılması, işletmeye çekilmesi ve elde tutulması gereken varlıklar - değerler
haline gelmiştir (Doğan ve Demiral, 2008: 148). Bununla birlikte insan kaynakları
yönetimi ile yetenek yönetimi arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Yetenek
yönetiminin de insan kaynakları yönetiminin temelini de insan faktörü oluştururken;
yetenek yönetimi bütün iş gücünün sadece küçük bir kısmı olan yetenekli işgöreni işe
almak, geliştirmek ve elde tutmaya odaklanmaktadır (Festing vd. 2014: 3). Ayrıca
yetenek yönetimi, insan kaynakları yönetiminden daha eşitlikçi ve seçkinci taraflarıyla
farklılaşmaktadır (Dries, 2013: 274).
2.2.4.2. Yetenek Savaşları
Küreselleşmenin her işletmeyi ekonomik, siyasal, sosyal vb. boyutlarla etkisi altına
almasıyla beraber müşterilerin taleplerinin değişmesi ve beklentilerinin artmasıyla gün
geçtikçe artacak olan rekabet ortamında doğacak olan farklılaşma ihtiyacı işletmeleri,
istihdam edecekleri personelde üst düzey nitelikli eleman arayışına girmelerine neden
olacaktır. İşletmenin işe alım yaptığı pozisyon için başvuru yapan adayların
özgeçmişinde karşılaşılabilecek özellikler haricinde, firmalar kendilerini bir adım
öteye taşıyacak olan kişileri işe almak için yarış haline girmektedir. Bununla birlikte
özellikle gelişmiş olan ülkelerde az olan genç nüfustaki potansiyel yetenekli işgücüne
bakıldığında yetenek arz ve talebinde ciddi sıkıntılar yaşanacaktır.
Yetenek savaşlarından dolayı işletmeler kendilerini cezbeden işverenler olarak
konumlandırma arayışına girmişlerdir (Ewerlin, 2013: 279). Yetenek savaşlarını ve
yeteneğin karakteristik özelliklerini etkileyen bazı faktörler bulunmaktadır. Cooke vd.
(2014: 227) ye göre bunlar; küresel demografik ve ekonomik trendler, kişilerin ve
örgütlerin mobilitelerinin artması, iş dünyasındaki dönüşümsel değişimler, beceriler
ve kültürler ile işgücündeki çeşitliliğin artması iken; Ewerlin (2013: 280) e göre ise
sayılan nedenlere ek olarak yüksek becerili çalışanların başka ülkelere göç etmesi,
işletmelerin konumlarını değiştirerek yetenekli işgörenlerin bulunduğu bölgelerden
başka bölgelere taşınması; yetenek için çekişmelerin başlamasına neden olmuştur.
Yetenek savaşları konusunun önemli bir konu olmasının altında iki önemli neden
64
yatmaktadır (Dries, 2013: 273). Bunlardan ilki; rekabetçi avantaj adına geleneksel
kaynakların önemini yitirmesi ve insan faktörünün rakipler tarafından kopyalanması
zor olduğu için önemli bir yere gelmesi iken; ikinci nedenin demografik değişim ve
psikolojik sözleşme trendlerinden dolayı yetenekli kişileri pazardan çekmenin ve elde
tutmanın gitgide zor bir hale gelmesidir. Aşağıda yetenek savaşlarına neden olan
etmenler açıklanmaktadır.
Yete ek Savaşları a
)e i Hazırlaya
Etmenler
Küreselleş e ve
Ekonomik
Değişi ler
Bilimsel &
Teknolojik
Değişi ler
Demografik
Değişi ler
Yeni Kariyer
Yaklaşı ları
Değişe İşgü ü
Profili
Şekil 7:Yetenek Savaşlarına Zemin Hazırlayan Faktörler
2.2.4.2.1.
Küreselleşme ve Ekonomik Değişimler
Küreselleşme ile ekonomik trendlerin değişmesi, iktisadi sınırların ortadan kalkması
ile birlikte artık herhangi bir ürünün dünyanın bir ucunda üretilip, diğer bir ucunda
tüketilmesi alışılagelmiş olaylar olmuştur. Bununla birlikte sadece imalat sektöründe
değil, aynı zamanda hizmet sektöründeki gelişmeler de, ortaya konulan hizmetin
dünyanın her yerinde rahatça taklit edilerek uygulanabilmesine neden olmuştur. Eski
ekonomik trendlerin sunduğu üretim faktörlerinin günümüz bilgi odaklı trendinde
kolayca kopyalanabilmesinden ve işletmeyi ön plana çıkaracak ve işletmeye diğer
faktörlere nazaran anlamlı değer katacak olan daha önemli bir sermayenin
bulunduğunun farkına varılmasından dolayı insan faktörü işletmeler için en önemli
yeri almıştır. Bununla beraber; entelektüel sermaye olan insan faktörünün işletmeler
için bir kazanım olmasıyla ve bu entelektüel birikimin kolayca kopyalanamaması ile
birlikte yeteneğe artan talep ile özellikte yetenekli işgücünün bütün işgücüne oranının
az olmasından, yetenekli ve işini bilen kuşağın yaşlanmasından dolayı emekliliğe
ayrılmasından kaynaklanan yetenek arzının azlığı ve bütün bunlarla birlikte potansiyel
yetenekli işgücünün de bu gelişmelerden haberdar olmasından dolayı işletmelerden
istek ve beklentilerinin şekillenmesinden ötürü işletmelerde yetenek savaşlarının
başlamasına neden olmuştur. Bununla birlikte özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki
yetenekli beyinler, küreselleşmeyle beraber sınırların kalkmasıyla gelişmiş ülkelere
65
çalışmaya gitmekte ve beyin göçüne neden olmaktadır (Çayan, 2011: 20). Bundan
dolayı gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki işletmeler elinde bulundurdukları
yetenekleri kaybetmemek adına daha çok çaba sarf etmektedir.
2.2.4.2.2.
Bilimsel ve Teknolojik Değişimler
İşletmeler rekabetin kızıştığı ortamda ayakta kalabilmek adına, çevresinde olup
bitenlere kayıtsız kalmamakta ve kendisini etkileyen ve etkileme potansiyeli olan her
türlü değişime açık olarak adapte olmaya çalışmaktadır. Özellikle üretim sektöründe
faaliyet gösteren firmalarda bütün üretim sürecinde bilimsel ve teknolojik değişmeler
etkili rol oynamaktadır. Fakat makineler ve süreçler her ne kadar çağdaşlaşsa da bütün
bunları kullanarak ortaya bir çıktı getirilmesini sağlayacak olan insandır. Bilgi ve
iletişim teknolojilerinin günlük yaşamın her alanında artan kullanımı, bu teknolojilere
dayalı ürün ve hizmetlerin üretilmesini; etkin ve verimli şekilde kullanılmasını
sağlayacak insan kaynağına olan ihtiyacı da artırmıştır (Yalçın 2013: 32). Teknolojik
gelişmelerin nispeten daha sık yaşandığı günümüzde, nihai kullanıcıya en kaliteli
ürünü sunabilmek adına bilimin sınırlarını kullanarak elinde bulundurduğu en son
teknoloji ile geliştirilmiş makine ve teçhizata sahip olan işletmeler, bu makinelerin
kullanımında yine yetenekli işgücüne ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca teknolojinin ve
bilimin gelişmesiyle ortaya çıkan yeni ürünler, hizmet anlayışı, süreçler, istek ve
ihtiyaçlar da, müşteriye sunulmak adına oluşturulmak için yeni becerilere ve
kabiliyetlere; dolayısıyla yetenekli işgörene ihtiyaç duymaktadır.
2.2.4.2.3.
Demografik Değişimler
Değişmeyen tek şey değişimdir. Hayattaki her değişim yararlı olmayabilir. Bunlardan
birisi de günümüz koşullarındaki demografik değişimlerdir. Demografik değişimlere
ülke bazlı baktığımızdaki sorun; doğum oranlarının ölüm oranlarına göre azalma
göstermesidir.
66
Şekil 8:Dünya Nüfus Piramidi 2000 – 2050 Yılları Arası Baz Alınarak
Kaynak: Mandıracıoğlu, 2010: 39
Yukarıdaki şekilde görüldüğü üzere 2000 ile 2050 yılları arasında özellikle yaşlı nüfus
oranında ciddi bir artış görülmektedir. Özellikle gelişmiş ülkeler her ne kadar
yenilenebilir kaynakları kullanmaya geçse de, dünyanın geri kalan kısmının var olan
ve çevre dostu olmayan kaynakları kullanmasından dolayı ortaya çıkan ekonomik ve
politik sebeplerden ötürü bireylere yansıyan geçim ve yaşam sorunları aileleri çok
çocuklu olmaktan uzaklaştırmaktadır. Ebeveynler tüm yatırımlarını gelecek kaygısı ve
ekonomik sebeplerden ötürü tek çocukları üzerine yapmayı tercih etmektedir.
Gelişmemiş ülkelerde ise durum, eğitim seviyesinin çok düşük olmasından süregelen
cehalet ve bilinçsizlikten dolayı doğum oranında üst seviyelerde seyretmektedir. Fakat
bu kalifiyeli insanların var olacağı anlamına değil, aksine deyim yerindeyse “kuru
gürültü” nün bulunmasına neden olmaktadır. İşsizlik, kişi başına düşen milli gelirdeki
azalma gibi sorunlara neden olacak gereksiz bir nüfus oluşmasına neden olmaktadır.
Asıl sorun ise gelişmiş ülkelerde, özellikle Avrupa’da yaşlı nüfusun giderek
artmasıdır. Bu da Avrupa’nın yetenekli iş gören ihtiyacının artmasına ve özellikle
gelişmekte olan ülkemiz için yetenekli işgücünün isteklerinin ve ihtiyaçlarının daha
iyi karşılanabileceği, daha iyi şartlarda yaşamlarını sürdürebileceği bu gelişmiş
ülkelere yapacağı beyin göçüne neden olmaktadır. Bu durum yeteneği arz eden ve
yeteneği talep eden iki bölge için rekabete neden olmaktadır. Ülkemizden gelişmiş
ülkelere beyin göçünü azaltmak ya da engel olmak için işletmelerin hem kendi içinde
hem de uluslararası arenada bir savaş içine girmesi ile beraber, yeteneği talep eden
gelişmiş ülkelerde de yine yetenek kıtlığından kaynaklanan kendi içinde bir yetenek
savaşının doğması kaçınılmazdır.
67
2.2.4.2.4.
Yeni Kariyer Yaklaşımları
İşletmelerde yerlerini yavaş yavaş almaya başlayan Z kuşağı ile emekliliğe ayrılmış
Baby Boomers kuşağının yerini hali hazırda almış olan bir diğer teknolojik kuşak olan
Y kuşağının ortak özelliği mobil olmalarıdır. Ayrıca kariyer döngüsünün düşmesi;
özellikle yeni kuşak için işletmeden çok bireysel kariyerin ağır basması ile sınırsız
kariyer anlayışının gelişimi, kişinin kariyer hayatı boyunca istekleri ve ihtiyaçlarının
daha iyi şartlarda karşılanacağına inandığı işletmeye daha kolay geçmesini ve 4-6
arasında işletme değiştirebilme eğilimi, işletmeleri gerek ellerindeki yeteneği bünyede
tutabilme, gerekse bu eğilimi olan potansiyel yetenekleri cezbedebilmek için rekabet
içine sokmaktadır.
Özellikle Y ve Z kuşağı, kendine güvenen, özgürlüğüne düşkün, iletişime önem veren,
seçici, bir yapıya sahipken aynı zamanda gelişen teknolojik koşullar ve
sosyoekonomik yapı gereği esnek çalışma saatlerinin ve ortamının olduğu işletmeleri
tercih etmektedir (Yalçın, 2013: 34).
İşletmeleri farklı kılacak olan yetenekli insan kaynaklarının içinde bulunduğu işgücü;
gelişen dünyadaki olanaklar sayesinde daha öncelere nazaran daha yüksek düzeyde
eğitimli ve alanında uzmanlaşmış olup, beklenti, ihtiyaç ve istekleri daha yüksek
kimselerdir; kişisel ve kariyer gelişimi ile kendini gerçekleştirme olgusuna da önem
vermektedirler. (Gürüz ve Yaylacı, 2007: 30). Klasik yönetim anlayışına karşı çıkıp,
bürokrasiden uzak, hiyerarşinin az olduğu iş ortamlarını tercih etmektedirler.
Aşağıdaki tabloda önceki kuşakların benimsediği ve işletmelerin aşina olup uyguladığı
geleneksel kariyer anlayışı ile yeni kuşağın tercih ettiği ve işletmelerin de kendilerini
stratejik olarak yeniden yapılandırmak durumunda olduğu sınırsız kariyer anlayışı
arasındaki farklar belirtilmiştir.
68
Tablo 5:Geleneksel ve Sınırsız Kariyer Anlayışı Arasındaki Farklar
Faktörler
Geleneksel Kariyer Anlayışı
Sınırsız Kariyer Anlayışı
İstihdam
Örgütsel Bağlılığa yönelik iş
güvencesi
Performansa ve Esnekliğe
yönelik istihdam
Çalışılacak İşletme Sayısı
1-2 İşletme
Çok sayıda işletme (4-6)
Beceriler
Stabil
Gelişime Açık, Dinamik
Başarı Ölçütü
Ödeme, terfi, statü
Psikolojik Doyuma Ulaşma
Kariyer Yönetimindeki
Sorumluluk Seviyesi
İşletmede
Bireysel
Oryantasyon Türü
Resmi Program
İş Üzerine
En Önemli Özellik
Yaş Odaklı
Öğrenme Odaklı
Kaynak: Sullivan, 1999: 458
2.2.4.2.5.
Değişen İşgücü Profili
Yetenek savaşlarına neden olan değişen işgücü profili başlığını biraz açmak gerekirse
bunun en alt nedeninde iş yerlerini dolduran yeni kuşak profili, bunun bir üstünde ise
yeni kuşağın değişen kariyer anlayışı, örgütsel bağlılıklarının zayıflaması ve iş-yaşam
dengesine artan talep şeklinde sıralanabilir. Değişimin hayatın her alanında hızla
yaşandığı bu dünyada, iş yerlerindeki insan sirkülasyonu da hızla değişmektedir.
Özellikle The Baby Boomers ve X kuşağının yaş haddinden dolayı iş yerlerini terk
etme durumunda olması ve bu pozisyonların Y ve Z kuşağı ile dolması, iş yerlerindeki
profilin değişmesine neden olmuştur. Buradaki iş gücü profilinden kasıt, iş görenlerin
kendine has ve içinde bulunduğu kuşağa has özellikler, iş yerinden beklentileri,
işletmeden istekleri ve ihtiyaçlarıdır. Özellikle 1980 sonrası doğan Y kuşağı ile 1994
sonrası doğan Z kuşağının iş yaşamından beklentileri kendilerinden önce gelen X ve
Baby Boomers kuşağından bazı farklılıklar göstermektedir. Z kuşağı ile ilgili bilgiler
detaylarıyla tezin üçüncü bölümünde anlatılmaktadır. Bu kısımda belirtilmek istenen;
Z kuşağının iş – yaşam dengesini kendinden önceki kuşaklara göre daha çok
önemsemesinden süregelen “çalışmak için yaşamak” anlayışından çıkıp; “yaşamak
için çalışmak” anlayışını benimsemesi, yetenekli olan kişilerin daha mobilize olması
(Erçokses, 2009: 53) ve çalıştıkları şirketlerden çok bireysel kariyerlerini düşünerek iş
yaşamları boyunca ortalama 4-6 işletme değiştirme eğilimleridir. Bütün bunlardan
dolayı işletmelerin, kendilerini farklı kılmalarını sağlayan yetenekli insan kaynakları
başta olmak üzere tüm personelini rakiplerine kaptırmamak ve elinde tutabilmek için
69
beklenti ve ihtiyaçlarını karşılayabilmeli, çoklu-kuşaklı işgücünü ve elindeki
yetenekleri yönetebilmeli, uzun dönemli stratejiler geliştirmeli ve yetenek yönetimini
etkin ve verimli bir şekilde insan kaynakları yönetimi ile entegre etmelidir.
2.2.4.2.6.
McKinsey Araştırması
Yetenek yönetimi kavramının kuramsal temellerinin atıldığı Amerikan danışmanlık
şirketi olan McKinsey tarafından iki aşamada yapılan araştırmalarda ele alınan esas,
yüksek performanslı şirketleri diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerinin yeteneğe
dayalı faktörler ve iyi yeteneğe sahip olmaktır (Akar, 2015: 43). Araştırmalar 1997 ve
2000 yıllarında yapılmıştır. İlk araştırmada 77 işletme, ikinci araştırmada ise 54
işletme kapsama dâhil edilmiştir. (War for Talent 1997 Survey, War For Talent 2000
Survey). Katılımcı sayıları Tablo 6 da verilmiştir:
Tablo 6:McKinsey Araştırmalarındaki Katılımcılar
Firma Türü
1997
2000
Büyük Ölçekli Firmalar
77
35
Orta Ölçekli Firmalar
-
19
Katılımcı Sayısı
1997
2000
Yönetim Kurulu Üyeleri
360
400
Üst Düzey Yöneticiler
5600
4100
Orta Düzey Yöneticiler
-
2400
İK Uzmanları
72
-
Kaynak: McKinsey “War For Talent”, 2000
Araştırmaların amacı performansı daha yüksek olan işletmelerin yetenek yönetimi
adına diğerlerinden farklı olarak ne yaptığını anlamak, işletmelerin güçlü bir yetenek
havuzunu nasıl oluşturduğunu öğrenmek ve yüksek yönetsel pozisyonlar için
yetenekleri nasıl cezbedip, elde edip geliştirdiklerini kavramaktır (Çayan, 2011: 18).
Bu araştırmaların ortak ve önemli sonuçlarına göre;
Yüksek performanslı şirketleri, orta derecedeki performanslı şirketlerden ayıran en
önemli özellik insan kaynaklarının daha iyi olmasından ziyade yeteneğe duyulan
70
güçlü inanç (Ceylan, 2007: 20) ve yetenekli çalışana verilen değerdir (Yalçın,
2013: 29).
Gelecek 20 yılın en değerli kurumsal kaynağın yetenek olacağı anlaşılmıştır
(Yalçın, 2013: 29).
Yeteneğe olan talebin giderek artacağı, arzın ise azalacağı öngörülmüştür (Yalçın,
2013: 29).
Güç, artık işletmelerde değil çalışanlardadır (Demircioğlu, 2010: 18).
McKinsey araştırmaları sonucunda yetenek savaşları için oluşturulan öncesi ve sonrası
tablosu aşağıda belirtilmiştir:
Tablo 7:Yetenek Savaşlarının Yarattığı Yeni İş Ortamı
ESKİ GERÇEKLER
YENİ GERÇEKLER
Çalışanlar firmalara ihtiyaç duyar
Firmalar çalışanlara ihtiyaç duyar
Makine, sermaye, coğrafya rekabetsel ihtiyaçtır
Yetenekli çalışanlar rekabetsel ihtiyaçtır
İyi yetenek biraz fark yaratır
İyi yetenek büyük fark yaratır
Çalışılacak iş az bulunur
Yetenekli insan az bulunur
Çalışanlar sağdık ve işler güvenlidir
Çalışanlar iş değiştirebilir ve sözleşmeleri kısa
sürelidir
Çalışanlar artık standart paketten çok daha
fazlasını talep ediyorlar
Çalışanlar kendilerine sunulan standart
paketlere imza atar
Kaynak: Yalçın, 2015: 46
Yetenekli çalışanın önemini vurgulayan günümüze daha yakın tarihlerde yapılan ve
önemli çalışmalardan bir diğeri de yine aynı danışmanlık şirketi olan McKinsey
Quarterly tarafından yapılan araştırmalarıdır. Bu araştırmalar iki tanedir ve küresel
düzeyde yapılmış anketlerden oluşmaktadır. Araştırmaların amacı ankete katılan
şirketlerin insan kaynakları gelişimine verdiği önemi vurgulamaktır. Araştırmalardan
ilki 2006 yılında 10.000 kişi üzerinde yapılmıştır ve katılımcıların çoğunun görüşüne
göre gelecekte şirket yöneticilerinin çoğunun meşguliyeti yetenekli çalışanları işe
alma süreci olacaktır. İkinci araştırma 2007 yılında 1300 yöneticiye yapılmış ve
sonuçlara göre katılımcıların yarısından fazlası için yeteneğe yönelik rekabetin
kaçınılmaz olacağı ve bu rekabetin şirketler üzerinde hatırı sayılır etkiler bırakacağı
belirtilmiştir (Abrudan ve Matei, 2008: 26).
71
2.2.4.3. Yetenek Yönetiminde Yetki ve Sorumluluk Olgusu
Kurumsallaşmış herhangi küçük orta ya da büyük düzeydeki bir işletmenin Şekil 9 da
görüldüğü gibi, iş görenler, müdürler, orta düzey yöneticiler, üst düzey yöneticiler,
uzmanlar, yüksek potansiyeller ve dolaylı işgücünden oluşan bir iş gücü profili
bulunmaktadır:
Üst Yöneticiler
Orta Düzey Yöneticiler
Müdürler
İşgöre ler
Yüksek Potansiyelliler
Uzmanlar
Dolaylı İşgü ü
Şekil 9:İşgücü Piramidi
Kaynak: Guthridge vd. 2008: 55
Günümüz koşullarının gerekli ve önemli kıldığı yetenek yönetimi; bu anlayışı
benimseyen işletmelerde tüm yetenek sürecine katılım sorumluluğu sadece insan
kaynakları yöneticileri ya da yetenek yönetimi yöneticilerinde değil, tıpkı toplam
kalite yönetimi ya da değişim yönetimi gibi güncel yönetim biçimlerinde görülen; tüm
kurumu içine alan bir süreçtir. İşletmeler rekabet ortamında stratejilerini belirlerken
artık ellerinde bulundurduğu yetenekleri esas almaktadır. Yeteneklere dayanan rekabet
stratejilerinde keşfedilen ve geliştirilen yetenekler işletmeyle özdeşleştirilmedikleri
zaman, rekabet ortamında başka işletmelere kayıp verilebilmekte ve bu yüzden
işletmeden ayrılan işgücü yeni işyerine geliştirdiği yeteneğini de alıp gitmektedir
(Güngör, 2013: 56). Bundan dolayı işletme yönetimi bünyesinde bulundurduğu
işgücünün ihtiyaç ve isteklerini tahlil ederek, yeteneklerinden haberdar olarak, doğru
72
yeteneği doğru pozisyonda çalıştırmak ve ihtiyaçlarını karşılamak başta olmak üzere
çeşitli sorumlulukları bulunmaktadır.
2.2.4.3.1.
Üst Yönetimin Sorumluluğu
Sorumluluğuna değinmeden önce, üst yönetimin işletmenin en üst noktasında yer
alması ve şirketle doğrudan ilgilenen tam yetkili kişilerden oluştuğunu belirtmek
gerekir (Çırpan ve Şen, 2009: 115). Üst yönetime düşen temel sorumluluk; rekabet
avantajı sağlayacak olanın yetenekli personele verilen önem olduğuna önce kendisi
inanarak, işletmenin tüm kademelerinde bu inancı paylaşmasıdır (Ceylan, 2007: 55).
Yetenek yönetiminin başarılı olması için üst yönetimin desteğini tüm kuruma
yansıtması ve bu sistemin üst yönetimden başlayarak yukarıdan aşağı doğru yayılması
gereklidir (Çırpan ve Şen, 2009: 115).
2.2.4.3.2.
Orta Kademe Yönetimin Sorumluluğu
Önceden de belirtildiği üzere bütün işletme çalışanlarının tüm sürece dâhil olması
gerektiği yetenek yönetiminde, bu güncel yönetim anlayışının başlamasını sağlayan
ve destekleyen tepe yöneticilerinin altında, insan kaynakları yöneticilerinin çizdiği
çerçeve dâhilinde, potansiyel yetenekleri yetiştirecek ve geliştirecek olup, sorumlu
olduğu hattaki yeteneklerin işletme içi her türlü faaliyetlerinden sorumlu olan orta
kademe yönetimidir. Yetenek yönetiminin başarılı bir şekilde uygulanmasında bölüm
yöneticileri veya koordinatörlerinin rolleri bu açıdan kritik bir öneme sahiptir
(Güngör, 2013: 58) ve köprü görevindedir (Öner, 2014: 32). Orta kademe
yöneticilerinin sorumluluğu; yetenek yönetiminin getirdiği sistemin başarısını
engelleyecek davranışlardan kaçınarak, tanımlanan sisteme uygun olarak, insan
kaynakları tarafından önceden belirlenen potansiyel adayların yetiştirilmesi için emek
ve zaman harcamaktır (Çırpan ve Şen, 2009: 116).
2.2.4.3.3.
İnsan Kaynakları Yönetiminin Sorumluluğu
İnsan kaynakları yöneticilerinin yetenek yönetimi ile ilgili temel sorumluluğu; insan
kaynaklarının fonksiyonları olan işe alım, performans değerlendirme, kariyer
planlama, ücretlendirme ve eğitimi, yetenek yönetimi ile bütünleşik bir şekilde
73
yürütmektir (Çırpan ve Şen, 2009:113). İnsan kaynakları yönetiminin yetenek
yönetimi alanındaki diğer bir sorumluluğu; bu yönetim sürecini “uygulayacaklara
destek verme, taraflar arasındaki koordinasyonu sağlama, uygulama disiplinini
denetleme, sistemi sürekli iyileştirme, büyük resmi ortaya koyma ve uygulamaları
işletme stratejisi ile uyumlu hale getirmektir” (Alayoğlu, 2010: 90). Yetenek
yönetiminin
işletmede
etkin
bir
şekilde
yönetilmesinde
insan
kaynakları
yöneticilerinin etkin, proaktif, diğer işletme birimleri ile güçlü ilişkiler içinde ve
işletme genelinde güven yaratıcı olmaları önemlidir (Doğan ve Demiral, 2008:153).
2.2.4.4. Yetenek Yönetiminin Aşamaları
Altuntuğ (2009: 450) ye göre, insan kaynakları yöneticileri stratejilerinde yetenek
kavramını kullanabilmek için öncelikle işletmenin bünyesinde bulunan yetenekleri
pazardaki diğer yeteneklerle mukayese etmeli ve kopyalanamaz olduklarını test
etmeli, buna göre kendilerine has yetenekleri belirlemeli, daha sonra sahip oldukları
yetenek profilini oluşturmalıdır. Aynı çalışmaya göre yetenek yönetiminin en kritik
noktası çalışanların profillerini doğru tespit ederek yetenek – görev eşleştirmesi
yapmaktır. Yanlış yapılan eşleşmeler işletme için bir yıkım olabilir. Aşağıda yetenek
yönetiminin aşamalarından bahsedilecektir.
Yete eğii
Belirlenmesi
Yete eği
Çekilmesi
Yete eği Elde
Tutul ası
Yete eği
Seçilmesi
Yete eği
Eğiti i ve
Geliştiril esi
Yete eği
Yerleştiril esi
Şekil 10:Yetenek Yönetimi Aşamaları
74
Şekil 10 da görüldüğü gibi yetenek yönetimi bir süreçtir ve döngü halindedir. Süreç,
işletme için değer ve fark yaratacak yeteneklerin belirlenmesi ile başlayıp, işletmeye
kazandırılan yeteneklerin, özellikle yeni kuşağın örgüte olan zayıf bağlılıklarından
dolayı elde tutulması ile sonlanan bu süreç, yeni yeteneklere ihtiyaç duyulduğu
takdirde yeniden döngü halini alır. Önemli olan tüm işletme çalışanların bu süreç içine
dâhil olması ve üst yönetimin bu süreç kültürünü tüm işletmeye aşılamasıdır.
2.2.4.4.1.
Yetenekli Çalışanların Belirlenmesi
İşletmelerde yetenek yönetimi ve etkili liderlik geliştirmedeki en önemli adımlardan
biri de yüksek potansiyeli ve performansı yani yetenekli olan çalışanları belirlemektir
(Akbaş, 2013: 31). Doğru bireysel yetenek ve doğru örgütsel yeteneğin eşleştirilmesi
ile başlayan süreçte gerek örgüt içi gerekse mevcut işgücü pazarındaki yetenekli
çalışanların belirlenmesi, etkin bir yetenek yönetimi ve getirileri olan karlılık,
sürdürülebilir başarı ve rekabetçi avantaj için ilk adımdır. Yetenek yönetimi anlayışını
benimseyen işletmelerde ilk adım olan yetenekli çalışanların belirlenmesinden önce
iki adım yerine getirmelidir. Bu adımlardan ilki kilit pozisyonların belirlenmesi,
ikincisi ise çalışanların potansiyel ve performanslarının değerlendirilmesidir.
Kilit pozisyonlar işletmenin stratejik hedeflerine ulaşmasını sağlayan (Öner, 2014:
38), yerinin doldurulması zor olan, en fazla sorumluluk gerektiren yüksek
performanslı çalışana ihtiyaç duyan (Güngör, 2013: 65), işletmenin misyon ve
vizyonunu gerçekleştirmesinde en önemli yere sahip olan pozisyonlardır. İşletmenin
içinde bulunduğu sektöre, kısa ve uzun dönemli amaçlarına stratejik kararlarına ve
nihai stratejik hedeflerine göre örgütsel yeteneklerinin farkında bulunduğu da
düşünülerek kilit pozisyonlarını belirlemesi gerekir.
Kilit pozisyonlar belirlendikten sonra yetenekli çalışanların belirlenmesinden önceki
son adım potansiyel ve performans değerlemedir. İşletmelerde performans
değerlendirme sistemleri çalışanların belirli bir dönem aralığındaki başarı ve
performans durumlarını ve geleceğe ilişkin potansiyellerini belirlemeye yönelik
yapılan araştırmalardır (Ceylan, 2007: 61). Performans değerlendirmede çalışanların
mevcut performans çıktılarından yararlanılırken, gelişim planları kapsamında çalışana
yapılan yatırımlar neticesinde çalışanın ideal profili ile gerçekteki profili arasındaki
75
farklılığa bakılır ve değerlendirme neticesinde çalışanın yetenek havuzunda kalıp
kalmaması, terfi ettirilip ettirilmemesi gibi bir sonuca varılır (Güngör, 2013: 66).
Performans günümüz durumunu gösterirken, potansiyel gelecekti duruma yönelik
olması yönünden farklılık arz etmektedir. Bu yüzden yetenek yönetiminde esas olan
potansiyel değerlendirme ya da daha doğru bir ifadeyle öngörmedir. Mevcut
performansı düşük olan bir çalışanın gizli potansiyeli gelecekte iyi bir eğitimle dışa
vurulabilir. Yüksek potansiyele ihtiyaç duyulan anahtar pozisyonların tespiti ve bu
pozisyonlar için gerekli performans ve yetenek profilinin oluşturulmasından sonra bu
pozisyonlara terfi edilebilecek yetenekli çalışanların saptanması gerekmektedir
(Ceylan, 2007: 61).
İşletmelerde yetenekli çalışanların belirlenmesi için kullanılan bazı yöntemler
bulunmaktadır. Bunlar; performans verileri, biyografik bilgi, küresel değerlendirme,
test yöntemi, yapılandırılmış mülakatlar, değerlendirme merkezleri ve yetenek gözden
geçirim toplantıları gibi yöntemlerdir (Akbaş, 2013: 32).
Yetenekli çalışanların belirlenmesinde çalışanların sınıflandırılması ve yetenek
matrisinin oluşturulması gereklidir. Bir işletmenin insan kaynağındaki her bireyin
işletmeye sağladığı katma değerin aynı olmamasından dolayı sağladığı değere göre
aşağıdaki tablodaki gibi sınıflandırmak mümkündür (Demircioğlu, 2010: 63):
Tablo 8:İşletme için Çalışanların Sınıflandırılması
1
Yeri zor dolar, düşük katma değerli
2
Yeri zor dolar, yüksek katma değerli
3
Yeri kolay dolar, düşük katma değerli
4
Yeri kolay dolar, yüksek katma değerli
Kaynak: El Hüseyni, 1997: 98
Yukarıdaki tabloda görüleceği üzere bir işletme için en fazla değer yaratacak, en çok
farkı kılacak iş gören 2 numaralı kutucukta yer alan yeri kolayca doldurulamayan ve
yüksek katma değerli olan gruptur. Bu kimseler; işletme içinde çok önemli
faaliyetlerde bulunan, ciddi müşteri kazandırma ve elinde tutma potansiyeli bulunan,
en zor sorunların üstesinden gelen, yetenekleriyle göz dolduran çalışanlardır.
Genellikle yetenek havuzunda tutulmayacak olanlar ise 3 numaralı gruptur. Çalışanları
sınıflandırmada kullanılan fakat bu sefer daha yetenek odaklı olan bir diğer aşama ise
76
yetenek matrisinin oluşturulmasıdır. Örnek olarak Turkcell Yetenek tablosu aşağıda
belirtilmektedir.
Tablo 9:Turkcell Yetenek Matrisi
%20
Yüksek Performans (Strech)
Yüksek Performans & Yüksek Potansiyel (Jump)
%70
Etkin Performans (Fit)
Etkin Performans & Yüksek Potansiyel (Grow)
%10
Düşük Performans (Move)
Gelişebilir Performans (Improve)
Kaynak: Ceylan, 2007: 114
Bu matris yapıldıktan sonra çalışanlar yetenek matrisindeki yerlerini alır ve bundan
sonraki adım çalışanın yerleştiği gruba göre matris içi izleyeceği dikey ve yatay
hareketlerin önceden izlenmesidir (Atlı, 2012: 139).
2.2.4.4.2.
Yetenekli Çalışanları Çekme – Cezbetme
Yetenekli çalışanları belirledikten sonra sıradaki adım bu kişileri işletmeye çekme ya
da diğer adıyla cezbetmedir. Bir süreç olarak görülebilecek yetenek yönetiminin
tamamında, bir girdi boyutunda olduğu için bu aşama büyük önem arz etmektedir
(Akar, 2015: 84). Bu durum günümüz koşullarında önceki yıllara göre daha zordur
çünkü yeni neslin istek, ihtiyaç ve beklentileri daha farklıdır. Ayrıca işletmeler içinde
bulundukları rekabet ortamında öngördükleri yetenek kıtlığından dolayı ve yeni
kuşağın “insanların işe değil; işlerin insanlara ihtiyacı vardır” fikrini benimsemesinden
dolayı işin kişiyi değil; kişinin işi seçme şansının olduğu düşüncesinden yola çıkarak
yetenekli çalışanları cezbetmek için çeşitli stratejiler geliştirmek durumundadırlar.
Aşamanın temasını oluşturan işgöreni işletmeye çekme çalışmaları, klasik işe
alımlardaki gibi doğrudan pozisyona değil; örgütün yeteneklerini temsil eden
yeterliliğe sahip olan işgörenlere odaklanılmaktadır (Akar, 2015: 84).
İşletmeyi değerli kılacak ve fark yaratacak potansiyel işgörenleri işletmeye çekmek
için işletmenin yapması gereken bazı adımlar vardır. Bunlardan ilki işletmenin ne
aradığını bilmesi gerektiğini gösteren pozisyon analizidir (Akar, 2015: 88). Diğerleri
ise (Hatum, 2010: 1):
1. İşgörenin işletmeden beklentilerinin ne ölçüde karşılanacağını gösteren, işletmenin
işgören için ne gibi yararlar sağlayacağını belirten; kısacası işgörenin bir işletmeyi
77
niçin seçmesi gerektiğini gösteren uluslararası yazında (employee value
proposition) olarak belirtilen iyi bir işgören değer önermesine sahip olması
gereklidir. İşgören değer önermesi iyi olan bir işletmenin işgörenlerin gözünde
itibarı ve saygınlığı artarken, cezbedici bir yer haline de gelmektedir.
2. Ne tür işe alım kanallarının, ulaşmak istediği yetenekleri elde etmekte kullanması
gerektiğini, işletmenin kültürüne ve karakteristik özelliklerine göre önceden
kararlaştırması gerekmektedir.
İşe alım kanalları içerisinde geleneksel olanlardan; iş duyuruları, kendiliğinden
başvurular, işgören referansı, işgören bulma kuruluşları, okullar ve üniversite
ziyaretleri ve staj uygulamaları yer alırken (Uyargil vd., 2008: 140-146), küreselleşme
ile beraber aranılan yeteneğin dünyanın neresinde olursa olsun ulaşabilmek adına ve
günümüz kuşağının daha çok kullandığı teknolojik başvurular olan internet üzerinden
başvurular da unutulmamalıdır.
3. Ne tür seçim uygulamalarının işletmenin belirtilen pozisyon için iyi bir adaya
ulaşması konusunda yardımcı olacağı belirlenmelidir.
Özellikle günümüz iş dünyasının durumu bir bütün içerisinde incelendiğinde yapının
önceki dönemlere göre değişmiş olduğunu görmekteyiz. McKinsey araştırma
sonuçlarında göze çarpan faktörlerden birisi; çalışmaya katılan 6900 yöneticinin %89
una göre yetenekli işgörenleri işletmeye çekmek, üç yıl öncesine göre daha
zorlaşmıştır (Axelrod vd., 2001: 10). Yetenekli personelin diğerlerine oranla
farklılaşan beklentilerine, ek olarak yeni kuşağın farklı beklentileri de eklenince yeni
işgücünde geçmiş yıllara göre farklı istek ve ihtiyaçlar göze çarpmaktadır. İşletmelerin
yetenekli işgörenleri işletmeye çekmek adına bu yeni beklentileri göz önünde
bulundurmak durumundadırlar. Örneğin, yetenekli işgörenleri işletmeye çekerken,
geleneksel durumlarda olduğu gibi maddi ve fiziksel imkânları vadetmekten çok;
onlara ilham ve heyecan verici bir iş ortamı (Akar, 2015: 86), yönetimde organik bir
yapı, güçlü bir iletişim, mümkünse mobil çalışma ortamı ve teknolojik alt yapı
sunulmalıdır. Tabi ki her insan birbirinden farklı olduğu için her işgörenin beklentisini,
isteğini ya da ihtiyacını tek kalemde toplamak çok rasyonel olmayacaktır. Fakat
işverenlerin de yükünü yetenek yönetiminde hafifletmek adına yetenekli işgörenleri
sınıflandırmak ve onları neyin cezbedeceğini belirtmek daha faydalı olacaktır.
78
Aşağıdaki tabloda yetenekli işgören tipleri ve kendilerini neyin cezbettiği kısaca
anlatılmıştır:
Tablo 10:İşgören Tipleri ve Cezbetme Yolları
İşgören Tipi
Çalışmanın Rolü Nedir?
Ne Cezbeder?
Anlamlı Mirasçı
Kalıcı değer yaratmak
Bağımsızlık, girişimcilik
olanakları
Güvenli İlerlemeci
İnsanın yaşamdaki payını
iyileştirmek
Adil, önceden kestirilebilir
ödüller
Bireysel Uzmanlık ve Ekip
Başarısı Peşinde
Kazanan bir ekibin değerli
parçası olmak
İşbirliği, yapı ve istikrar
Risk ve Ödülcü
Değişme ve heyecanla dolu bir
hayat yaşamak için bir fırsat
Kişisel gelir düzeyinin artışı,
esneklik, açık uçlu görevler
Esnek Destekçi
Geçim kaynağı ama öncelikli
değildir
Esneklik, tatil, aile yardımlarının
ve iş programlarının iyi
tanımlanması
Az Yükümlülük ve Kolay
Kazanç Peşinde
İvedi ekonomik kazanç
kaynağı
Kolay görevler, takdir edilme
Kaynak: Akar, 2015: 87
2.2.4.4.3.
Yetenekli Çalışanların Seçilmesi
Seçme sürecinde artık işletme için hangi yeteneklere ihtiyaç duyulduğuna karar
verilmiş, bu yetenekleri işletmeye nasıl çekme yoluna gidileceği belirlenmiş ve iş için
başvuran adayların arasından örgütün geleceği için en faydalı olanların, bireysel
nitelik– örgütsel kültürün en iyi eşleştiği adayların seçimine gelinmiştir. Bu süreçte
insan kaynakları yönetiminde geleneksel hale gelmiş olan kadrolama odaklı
yöntemlerin maliyetli olmasından dolayı işletmeler yetenek havuzlarına kriter temelli
seçim süreçleri uygulamaktadır (Akar, 2015: 92). Seçme sürecini önemli kılan
faktörlerden biri; iş dünyasında işletmelerin başarısızlıklarının, işgücü devrinin,
kariyer döngüsünü kısaltan temel nedenin doğru kişinin doğru işe alınmamış
olmasıdır. İşletmelerin uzun dönemli başarıları için, yetenek yönetimi felsefesinde
doğru yeteneği doğru pozisyona getirmek gerekmektedir. Yetenek yönetiminin
başarısı için vazgeçilmez bir önkoşul; doğru yeteneklerin işletmeye çekildikten sonra
işletme içinde doğru yerlere seçilmesidir (Altuntuğ, 2009: 445). Ayrıca bu adım
yetenekli çalışanların seçilmesi kabiliyetli ve rekabetçi bir işgücü ortamı yaratmak
adına ve işletmenin gelecekteki başarısını şekillendirecek olanların havuzunun
oluşturulmasının ilk aşaması olması bakımından önemli bir süreç olup, aynı zamanda
79
işgörenlerin seçilmesi bir işletmenin yapabileceği en kritik satın alma kararıdır (Fisher
vd., 2004:174). Oluşturulan yetenek havuzu programlarında yöneticiler için deneyim,
yüksek potansiyelliler için potansiyel ve yeterlikler, uzmanlar için teknik bilgi ve
deneyim kriterleri kullanılmaktadır (Akar, 2015: 92). Yetenek yönetimini uygulayan
işletmelerde seçim sürecinde bazı araçlar kullanılmaktadır. Bunlar (Akar, 2015: 7679):
Kişinin mevcut yetkinlik ve potansiyellerini belirlemeye yarayan değerlendirme
merkezi kullanımı,
Özellikle kilit pozisyonlardaki çalışanlar için üstün rol modellerinin oluşturulduğu
ve boşalan pozisyonları doldurmaya yönelik işe alımdan ziyade yetenek avcılığına
çıkan işletmelerin kullandığı yetenek havuzu oluşturma,
Günümüz dünyasında hızın artması ve teknolojinin hayatın her alanına girmesi ile
birlikte seçim kısmında da elektronik ortam kullanma ve
Sonnenfeld ve Peiperl tarafından 1998 yılında geliştirilen ilk boyutu işletmenin iç
ve dış işgücü pazarına olan açıklığını ifade eden arz akışı boyutu, ikinci boyutu ise
görevler ve karşılığında verilen ödülleri belirten atama ve terfi akışı boyutu olan
kariyer sistem tipolojisi araçları kullanılmaktadır.
2.2.4.4.4.
Yetenekli Çalışanların Yerleştirilmesi
Yetenek yönetimi sürecinde yetenekli işgörenlerin seçilmesinin ardından bir sonraki
adım bu kişilerin doğru yerlere yerleştirilmesidir. Yetenekli çalışanların yerleştirilmesi
başlığı altında sadece yeni işgörenlerin değil, aynı zamanda kariyer hayatları boyunca
gösterdikleri performans ve yeterlilikler ile kişinin ihtiyaç ve taleplerine bağlı olarak
mevcut pozisyonlarının değiştirilip yeni pozisyonlara ya da kilit pozisyonlara
yerleştirilmesi
anlatılacaktır.
Yeteneğin
yerleştirilmesi;
belirlenmiş
yüksek
“potansiyelli” ve “performanslı” kişilere, işletmedeki ortaya koydukları çıktılara göre
farklı “kariyer seçenekleri” sunulması, doğru kişilerin doğru rollerle buluşmasını
sağlamaktan ibarettir (Akar, 2015: 94). Yeteneklerin seçildikten sonra yerleştirilmesi
yetenek yönetiminin girdi bazındaki en önemli sürecidir (Doğan ve Demiral, 2008:
158).
80
İşgörenlerin işletmedeki çıktıları olarak adlandırılan performanslarına göre karar
verebilmek için performanslarının değerlendirilmeleri gerekmektedir. Performans
değerlendirmek için odak noktaları farklı dört ayrı sistem bulunmaktadır. Bunlara
aşağıdaki tabloda kısaca değinilmiştir.
Tablo 11:Yetenek Yönetiminde Performans Değerlendirme Sistemleri
Sistem
Uygulama Alanı
Tanımlayıcı Göstergeler
Nitelik Temelli Performans
Değerlendirme Sistemi
Tüm Çalışanlar
İletişim, Planlama, Organize
Olma, Özerklik
Davranış Temelli Performans
Değerlendirme Sistemi
Tüm Çalışanlar
Belirlenen göreve ilişkin
kurumsal olarak önceden
belirlenmiş
davranışlara
uyma
Bilgi Beceri Temelli Performans
Değerlendirme Sistemi
Üretimdeki Çalışanlar,
Personel ve Uzmanlar
Sonuç Odaklı Performans
Değerlendirme Sistemi
İdareci, Yönetici,
Profesyoneller, Üst Düzey
Yöneticiler
İdari
Belirlenen göreve ilişkin
önceden kurumsal olarak
belirlenmiş
bilgi
ve
becerilerin sergilenmesi
Amaçlarla yönetim
yaklaşımı benimsenir,
sayısal verilerden
yararlanılır
Kaynak: Akar, 2015: 96-97
Başta da denildiği gibi yetenek yerleştirmesi sadece yeni adaylarda değil, mevcut
işgörenlerin performanslarının ölçülmesi sonucunda da uygulanmaktadır. Bunun
neticesinde performansı ölçülen işgörenin, sonuca göre terfi ettirme, potansiyeller
havuzunda kalmaya devam etmesi ya da havuzdan çıkarılması şeklinde
sonuçlanmaktadır (Çırpan ve Şen, 2009: 114). Yetenekli işgörenlerin doğru
pozisyonlarda çalışmaları hem performansları ile işletmenin amaçlarına katkıda
bulunmaları hem de işletmenin bir üyesi olarak iş doyumu ve bağlılıklarının
artmasında etkili rol oynamaktadır (Akar, 2015: 99). İlgili işgörenin performansı
belirlendikten sonra kariyer hedefleri de dikkate alınarak onun istek ve ihtiyaçları ile
örgütsel hedefler düşünülerek yetenekler doğru yerlere yerleştirilir.
2.2.4.4.5.
Yetenekli Çalışanların Eğitimi ve Gelişimi
İşletmeler doğru yetenekleri işletme bünyesine katmakla yetenek yönetimini tam
anlamıyla
tamamlamış
olmamakta;
işe
alınan
kişiler
kendilerini
gerçekleştirebilecekleri ve yeteneklerini geliştirebilecekleri bir iş ortamı aramakta,
81
bulamadıklarında ise işletmeye katkıları azalmakta (Çayan, 2011: 72) ve örgütsel
bağlılıkları zayıflamaktadır.
Çalışanları yeni sorumluluklar alabilmeye hazırlayarak yeni beceriler edinme süreci
olan yeteneklerin gelişimi tüm yöneticilerin sorumluluğu ve önceliğidir (Cheese vd.,
2008: 113).
Yetenek geliştirmede temel amaç; “uzun vadeli amaçlar ve kısa dönemli hedeflerle
tutarlı; bireyin, grubun ve sistemin verimlilik ve etkililiğini düzenlemek ile yetenek
açığını kapamaktır” (Akar, 2015: 102). Yetenekli işgörenlerin eğitimi ve
geliştirilmesinin iş verimliliğinde artış, yapılan iş kalitesinde yükseliş ve
motivasyonda artış (Mercin, 2005: 136) gibi bazı avantajları bulunmaktadır.
Geleneksel insan kaynakları geliştirmedeki hizmetçi eğitimler, formal öğretim
programları, işbaşında eğitim gibi eğitim-öğretime dayalı yöntemler yerini yetenekli
işgöreni, çalıştığı örgütü farklı kılmasını sağlayacak yapıda şekillendiren
faaliyetlerden oluşmaktadır. Aşağıdaki tabloda yetenek geliştirme yöntemleri
belirtilmektedir.
Tablo 12:Yetenek Geliştirme Yöntemleri
Yöntem
Açıklama
Koçluk/Danışmanlık
Mevcut görev ile ilişkin yeterlikleri geliştirme
Güncel Problemlere Yönelik İşgören Toplantıları Probleme çözüm bulma, problem çözme tekniği
öğretmek, yeterlik düzeyini saptamak
İş Rotasyonu
Birim faaliyetleri bilgisini geliştirmek
Acil Görev Atamaları
Baskı altında performans gösterme
Kişiye Özel Projeler
Özel uzmanlık alanında yeterlik geliştirme
Yetki ve Görev Gücü
Grup etkinliklerine katılma ve yönetme
kabiliyetinin geliştirilmesi
Kurum Eğitimleri
Örgütün kurumsal temel bilgi ve becerilerini
geliştirme
Kurum Dışı Eğitimler
Örgütün kurumsal bilgi ve becerisini yeni ve özel
durumlarda uygulayabilme becerisi geliştirme
Rehberli Okumalar
Tavsiye edilen kaynakların okunması
Eğitsel Kurslar
Temel bilgileri geliştirme
Psikolog ya da Danışman Yardımı
Kişisel gelişim sorunlarını keşfetme
Program Dışı Uygulamalı Etkinlikler
Sektör dışı alanlarda liderlik ilkelerini
uygulayabilme
Kaynak: Berger, 2003: 12-13
82
Yetenekli personelin etkin bir şekilde eğitilmesi ve geliştirilmesi ile birlikte hem
işgörenin kendi kariyer hayatına yapacağı katkı bakımından hem de bu olanağı ona
sağlayan işletmeye duyarsız kalmayıp kendini işine daha çok vermesi bakımından
karşılıklı olarak fayda sağlamaktadır.
2.2.4.4.6.
Yetenekli Çalışanları Elde Tutma
Tezin en can alıcı noktalarından birisi de bu kısımdır. Z kuşağının kariyer döngüsünün
10 yıl öncesine göre küçülmesi, örgütsel bağlılıkların zayıflaması, kişilerin iş
yaşamlarını, aç oldukları yeni becerileri kazanmalarıyla birlikte farklı sektörlerde ve
işletmelerde gösterme ihtiyaçları, işletmelerden karşılanamayan beklentileri,
işletmeleri zor durumda bıraktığı için, bu kuşaktaki bireylerin kariyer gelişim
planlarında yetenek yönetiminin bu aşaması önem arz etmektedir. Ömür boyu tek
işletmede istihdam edilmek Y ve Z kuşağı için sona ermiştir (Akar, 2015: 108-109).
Özellikle yetenek kıtlığından kaynaklanan yetenek savaşlarının yaşandığı iş
dünyasında çalışanları örgüt bünyesinde tutmak zor hale gelmektedir. Artık potansiyel
işgücünün tek bir işe başvurup ömrü boyunca aynı işletme için çalışacağı zamanlar
geride kalmış; rekabetçi ortamın kızışmasıyla çalışanlar da işverenler de uzun dönemli
sözleşmeler yerine kısa dönemli bağ kurmayı tercih etmektedir (Akbaş, 2013: 58).
Yetenek yönetiminin son halkası olan yetenekli çalışanları elde tutma aşamasının
başarılı
olması,
yetenek
yönetimindeki
sürdürülebilir
başarının
esasını
oluşturmaktadır. Bir işletmede en önemli sorumluluğa sahip üst yönetimin önceliğinin
yetenekli çalışanları işletmeye çekmek ve onları elde tutmak olması (Çayan, 2011: 80),
bu aşamanın önemini ortaya koymaktadır.
Yetenekli çalışanı elde tutma; işgücündeki çalışanların kaybı olarak adlandırılan
işgücü devrinin tam tersi olmakla (Akbaş, 2013: 58) birlikte anlam olarak işletmelerin
hedeflerine ulaşmak için arzu ettikleri ve bünyelerinde bulundurdukları yetenekleri
elde tutma çabasıdır (Akar, 2015: 107).
Yetenekli çalışanları elde tutmak önemlidir; çünkü bilgi birikiminin önemi
artmaktadır, işinden memnun çalışan ile müşteri memnuniyeti arasında doğru orantı
vardır ve işten ayrılmanın işletmeler için maliyeti yüksektir (Leucke, 2009: 67).
83
Yetenekli personeli elde tutma stratejilerinin işletmelere bazı getirileri bulunmaktadır.
Bunlar (Lewis ve Sequeira, 2012: 15) e göre:
İşgücü devri maliyetini engeller
Kurumsal bilgi kaybının önüne geçer
Müşteri hizmetlerindeki aksamayı önler
Etkinliği yeniden kazanmanın zorluğunu ortadan kaldırır
İşletmeler zorlu süreçlerden geçerek, rakiplerinin elinden bir şekilde almayı başardığı
yetenekleri genel olarak elde tutmak için çeşitli stratejiler geliştirip politikalar izlerken
aşağıdaki adımları takip eder (Akbaş, 2013: 65):
Tüm örgüt, yetenekleri elde tutma stratejisi doğrultusunda hizaya sokulur
Başarılı yetenek yöneticileri istihdam edilir
Yetenekli personelin farkına varıldığı kendilerine hissettirilir ve ödüllendirilir
İş yaşamı ve özel yaşam dengesine uyulacak şekilde iş yükü revize edilir
İşgören değer önermesi hazırlanır
Büyüme ve gelişme fırsatları sunulur
Ayrıca (Akar, 2015: 111):
Adil ve eşit ödeme sistemleri geliştirilir
Samimi ve esnek bir iş ortamı yaratılır
Heyecan verici bir iş çevresi hazırlanır
Performanslar takdir edilir
Aidiyet hissi kazandırılır
Maddi ödüller kadar maddi olmayan ödüller (takdir etme, işyerinde öğrenme
imkânı, kariyer geliştirmede koçluk, iş yaşamı kalitesi vb.) sağlanır.
Örgüt kültürü yetenek yönetimine göre şekillenir
Yetenekli olanlara farklı oldukları hissettirilir
84
2.2.4.5. Yetenek Yönetimine İlişkin Kavramlar
İşletmeler için, yukarıda açıklanan yetenek yönetimi aşamalarını uygulamada daha
kolay hale getiren bazı kavramlar bulunmaktadır. Bunlar; kurumsal yönetim
(yönetişim), personeli güçlendirme, stratejik liderlik ve müşteri ilişkileri yönetimidir.
Dikkat edildiğinde bütün bu kavramlar güncel yönetim yaklaşımları içerisinde yer
almaktadır.
2.2.4.5.1.
Kurumsal Yönetişim
ABD deki 2000 li yıllarda büyük işletmelerde görülen yolsuzluklardan sonra ortaya
çıkan (Ceylan, 2007: 50) uluslararası yazında “corporate governance” olarak geçen
kurumsal yönetim ya da yönetişim kavramı bir işletmenin üst yönetiminin yönetilmesi
(Çayan, 2011: 38), yönetim sistemlerinin hesap verebilir ve tutarlı olması (Yalçın,
2013: 38) ile içinde bulunduğu toplumsal düzlemdeki tüm etkileşim içinde bulunduğu
elemanlara güven vermesi anlamına gelmektedir. Bu kavramın temelinde yatan esas
güvendir (Demircioğlu, 2010: 34). Kurumsal yönetim (yönetişim) bir kurumun geldiği
son noktadır ve böyle bir kurumun itibarı da gerek kendi çalışanlarının gözünde
gerekse içinde bulunduğu toplumda yüksektir. Edindiği itibar sayesinde potansiyel
işgücündeki mevcut yetenekleri cezbederken; ayrıca kurum içi güvenin sağlanmasıyla
yetenekleri de elde tutar (Yalçın, 2013: 39). Kurumsal yönetim ve yetenek yönetimi
arasındaki ilişki Doğan ve Demiral (2008: 161) e göre dört maddede belirtilmiştir:
İşletmede yeteneklerin yönetilmesi ile tüm faaliyetler incelenebilecek ve bu
şekilde insan kaynaklarının yönetiminde etkinlik ve etkililiğe ilişkin ölçüler net bir
şekilde saptanabilecektir
Kurumsal yönetim, işletme için en faydalı yeteneklerin seçilmesi ve geliştirilmesi
aşamasında başarı sağlayacak temel etmenlerden oluşacaktır.
Her çalışanın “bir yetenek” olarak görüldüğü işletmelerde, kurumsal yönetim
ilkeleri çalışanların işlerini nasıl yönetecekleri ve çalışanların nasıl yönetilecekleri
konusunda yöneticileri aydınlatacaktır.
İşletmenin bünyesinde bulunan yetenekli çalışanlar, kurumsal
uygulamaları çerçevesinde daha etkin bir şekilde geliştirilebilecektir.
yönetim
85
2.2.4.5.2.
Personeli Güçlendirme
Yabancı kaynaklarda “employee empowerment” olarak geçen personeli güçlendirme;
çalışanlara yaptıkları iş hakkında kararlar alma hakkı tanırken; sorumluluk, güç ve
otonom veren felsefedir (Choudhury ve Giri, 2013: 635). Yetenek yönetimi, personel
güçlendirmenin işletmelerde yaygın olarak kullanılmaya başlamasıyla, daha fazla
önem kazanarak personel güçlendirme anlayışının bir getirisi haline gelmiştir (Doğan
ve Demiral, 2008: 149). Hiyerarşiden çok organik yönetim biçimini benimseyen
işletme yöneticileri çalışanları kısıtlamak yerine, onlara daha fazla yetki, sorumluluk
vererek ve söz sahibi yaparak yetenek yönetiminin temel amaçlarından olan kurum
adına rekabette fark yaratacak işlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır.
2.2.4.5.3.
Stratejik Liderlik
Günümüz rekabet koşullarında ayakta kalmaktan ziyade piyasada bir adım önde
olabilmek için, gelecek hakkında güçlü tahminleri olan liderlere ihtiyaç
duyulmaktadır. Bunun için piyasada rakiplerin izinden giderek reaktif olmak yerine,
diğerlerini şekillendirecek şekilde proaktif bir yapıya gereksinim duyulmaktadır.
Herhangi bir sektörde öncü olup yaptığı faaliyetlerin diğer rakipler tarafından takip
edilmesini sağlayan her işletme sürdürülebilir bir başarıya sahip olmaktadır. Stratejik
liderlik kavramı da bir nevi “öngörme” ve buna göre faaliyete geçme ile ilgilidir.
İşletme için stratejik değişimlerin gerekli olduğu durumlarda, bu değişimi öngörüp,
planlayarak değişime geçiş aşamasında tüm örgüt için esnekliği sağlamak ve örgütü
güçlendirmek, öncülük etmektir (Demircioğlu, 2010: 32); kısaca iş dünyasında
geleceği şekillendirmektir (Çayan, 2011: 88). Stratejik liderlik rolünü üstlenen
işletmeler yetenekleri cezbetmede, elde tutmada ve öngörülü bir yönetim
hassasiyetinden dolayı doğru yeteneği doğru yere yerleştirme ve doğru şekilde eğitim
verip geliştirmede nispeten daha başarılı olacaktır.
2.2.4.5.4.
Müşteri İlişkileri Yönetimi
Müşteri ilişkileri yönetimi bir işletmeyle onun hedef kitlesi arasındaki pozitif, kişisel
iletişimin yönetiminde yer alan stratejik ve taktiksel görevlerdir (Yurdakul, 2003:
209). Prof. Dr. İsmail Üstel’e göre müşteri ilişkileri yönetiminin ana fikri müşteri
86
sürekli fark ederken bu farkındalığı müşterilere sürekli fark ettirmektir. Müşteri
ilişkileri yönetimi ile yetenek yönetimi arasındaki ilk ilişki; müşterileri memnun
edecek, istek ve ihtiyaçlarını en etkin ve öncül bir şekilde karşılayacak olan işletmenin
sahip oldu yetenekler olmasıdır (Yalçın, 2013: 42). Bu iki kavram arasında bir diğer
ilişki bulunmaktadır. İşletmelerin rekabet ortamında temel amaçlarından olan
müşteriye ulaşma, müşteri kazanma ve müşteriyi sadık hale getirerek elde tutması için
müşterilerin beklentilerine, ihtiyaçlarına ve isteklerine cevap vermek durumundadır.
Bu müşteri ilişkileri yönetiminin esasıdır. Bir işletmenin ilk müşterisi kendi
çalışanlarıdır ve yıllardır süregelen müşteri memnuniyeti ilk olarak kendi çalışanları
için esas alınmalıdır. Bu durumda çalışanın istek ve ihtiyaçları mevcut kaynaklar
doğrultusunda sağlanmalı, beklentileri karşılanmalıdır.
2.2.5. Yetenek Yönetiminin Olumlu Etkileri
Günümüz işletmelerinde işgücünü oluşturan insanları en insani gören ve onları
yeteneklerine göre yöneten yetenek yönetiminin birçok olumlu yönü ve işletmelere
katkısı bulunmaktadır. Her şeyden önce yeni ekonomik dünyanın zorluklarıyla
demografik, makroekonomik ve teknolojik değişimlerle beraber yüzleşen işletmeler
hayatta kalabilmek için yetenek yönetimini stratejilerinin temeline oturtmalıdır
(Abrudan ve Matei, 2008: 25). Yetenek yönetimi sadece işletmenin genel rekabet
edebilirliğine katkıda bulunmayıp, aynı zamanda bilgi tabanını kurup, yöneterek
sürdürülebilirliğini de sağlamaktadır (Huang ve Tansley, 2012: 3674). Ayrıca yetenek
yönetimi çalışanlarla stratejiler arasında bağ görevi görüp işletmenin çalışanlarına
karşı yapabileceği en büyük yatırımlardan biridir (Majeed, 2013:
50). Yetenek
yönetimini benimseyen işletmelerdeki işgörenler daha yüksek performans sergilerken,
yaptıkları işten daha tatmin olduğu görülmüş ve bu işletmelerde finansal çıktılar daha
iyi durumda olduğu anlaşılmıştır (Abrudan ve Matei, 2008: 25). Yetenek yönetimi,
işgücündeki olabilecek herhangi bir açık riskini yönetmekte, riskleri öngörüp
yönetebilmeye yardımcı olan çalışanları geliştirmeyi sağlamaktadır (Majeed, 2013:
50).
87
2.2.6. Yetenek Yönetiminin Olumsuz Yönleri
Hiçbir yönetim anlayışı mükemmel değildir. Yazında adı geçen her türlü yönetim
şekli, işletmeler tarafından durumsallık yaklaşımı altında kendine uyarlanmaktadır.
Herhangi bir örgüt tipine uygun olan hazır bir modelin diğer bütün sektörlerdeki
işletmelere de uyumlu olması beklenemez (Downs ve Swailes, 2013: 267). Mükemmel
olmadığı için akademik ve pratik hayatta bu yönetim şekilleri zamanla gelişmekte ve
daha iyi sonuçlar alınmaktadır. Bu yüzden personel yönetimi ile başlayan işgören
yönetimi daha sonra insan kaynakları yönetimine dönüşmüş ve günümüzdeki en
verimli ve insanı insan gibi gören en yeni yönetim şekli olan yetenek yönetimi
doğmuştur. Bundan sonraki yıllarda da insanoğlunun yapacağı araştırmalar sayesinde
yeni yönetim yaklaşımları doğacaktır. Yetenek yönetiminin her ne kadar en yeni ve en
verimli yönetim anlayışı olduğu belirtilirken ve şimdiye kadar günlük hayatta sistemin
nasıl çalıştığı ve ne gibi artılar getirdiği yukarıda bahsedilse de bu yönetim anlayışının
da kendine özgü bazı eksileri bulunmaktadır. Öncelikle yetenek yönetiminin temel
anlayışlarından biri olan yetenekli insana yönelme konusunda etik anlamda sorun
bulunmaktadır. İşletmeyi farklı kılan azınlık olan yetenekli kişilere yönelmek, diğer
kişilerde insani olmayan bir algı yaratırken kişi olarak değerlerini de sorgulamalarına
ve takım ruhunun zedelenmesine yol açacaktır (Downs and Swailes, 2013: 270).
Bunun dışında örgütün sağlığına zarar verebilme potansiyeli bulunmakta ve işgörene
eşit davranma ilkesine ters düşen yapısı ile politik açıdan da eleştirilmektedir (Huang
ve Tansley, 2012: 3674). Ayrıca yetenekli insanı yönetmek de, bu kişilerin diğer
çalışanlara oranla mobiliteyi daha çok tercih etmelerinden dolayı zor olması yetenek
yönetiminin diğer bir olumsuz tarafıdır (Abrudan ve Matei, 2008: 28).
Sonuç olarak işletmelerdeki yöneticilerin elinde bir seçenek vardır; bu yetenek
yönetimi anlayışını benimsemek ya da benimsememek. Artıları ve eksileri bir teraziye
koyduklarında artı tarafın daha ağır bastığını, özellikle yeni kuşak çalışanların
kendilerine has karakteristik özelliklerini dikkate alarak bu işgücünde daha uygun bir
yönetim anlayışı olduğunu kavrayıp bu anlayışı benimseyeceklerdir.
88
2.2.7. Yetenek Yönetiminin Önündeki Engeller
Örgütsel ve yönetsel düzlemde her şeyin temelinde “insan faktörüyle uğraşma” olduğu
için yetenek yönetiminin de etkili bir şekilde gerçekleştirilmesinde bazı engeller
bulunmaktadır. Majeed (2013: 49) a göre bu engeller iç ve dış olmak üzere iki kısımda
incelenmektedir; iç engel, örgütün stratejik pozisyon alırken ve rekabetçi avantajları
kullanmaya çalışırken karşılaştığı zorluklar iken; dış engel ise küreselleşmeyle beraber
yetenekli işgücünün beyin göçü yapma olasılığıdır. Yeteneğe olan rağbetin giderek
artmasıyla beraber yetenek kıtlıkları ve yaşlanan deneyimli nüfus, artan mobilite ve
küreselleşme, iş dünyasındaki dönüşümsel değişimler mevcut yetenekleri nicel, nitel
ve karakteristik anlamda olumsuz etkileyen diğer faktörlerdir (Thunnissen vd., 2013:
1744). Ayrıca örgütün yetenek yönetimine uygun olmayan kültürel yapısı ve işgören
değişim oranı da yetenek yönetimini olumsuz etkilemektedir (Majeed, 2013: 52).
Yapılan McKinsey Quarterly araştırmasında ise etkin bir yetenek yönetiminin
önündeki yedi engelden bahsedilmiştir ve bu araştırmaya 46 işletmeden İK yöneticileri
(n=98) katılmıştır (Abrudan ve Matei, 2008: 29); bu engeller Tablo 13 de
görülmektedir.
Tablo 13:Yetenek Yönetimi Önündeki Engeller
Sıra
Engel
Yüzdelik
Oran
1
Üst düzey yöneticiler yetenek yönetimine gerekli zamanı harcamıyor
59
2
Örgütler yapıcı işbirliği ve kaynak paylaşımını yeterince desteklemiyor
48
3
4
Yöneticiler, işgörenlerin kabiliyetlerini ve kariyerlerini geliştirmelerine yeterince
katkıda bulunmuyor
Yöneticiler işgörenlerini performanslarına göre üst, orta ve yetersiz olarak
sınıflandırmaktan kaçınıyor.
45
40
5
Üst yönetim, yetenek yönetimi sürecinin gelişimine yeterince destek olmuyor
6
Üst düzey yöneticiler yetenek yönetimi stratejisini işletme stratejisine uydurmuyor. 37
7
Yöneticiler performansı az olanları sürekli olsa da dikkate almıyor
39
37
Kaynak: Abrudan ve Matei, 2008: 29
İşletmelerde yetenekli olanları yönetmek dışında yetenekli sayısını çoğaltmak
kısmında da ayrıca engeller bulunmaktadır. Bu engeller (Cantrell ve Benton, 2007:
362-363);
89
İşletmelerin insanları yatırım yapılması gereken varlıklar olarak görmeyip
minimize edilmesi gereken bir maliyet olarak görmesi,
İşletmelerin sadece yetenekli olanlara değil, bütün işgörenlerine gereksiz
yatırımlar yapacağını düşünmesi,
İşletmelerin sadece yapılması kolay ve sonuçlarının daha gözle görülür olan işleri
seçmesi,
İşletmelerin yetenek savaşına kendini fazla kaptırıp, mevcut yeteneklerini farkına
varamaması gibi sorunlardır.
Aşağıdaki tabloda ise yetenek yönetiminin önündeki bireysel, örgütsel ve makro
seviyedeki engeller özetlenmiştir:
Tablo 14:Yetenek Yönetiminin Önündeki Engeller
Bireysel Düzeydeki Engeller
Örgütsel Düzeydeki Engeller
Makro Düzeydeki Engeller
Tutum ve Davranış ile ilgili
problemler
Liderlik ile ilgili problemler
Eğitim Sistemindeki
Problemler
Yeterlilik ile ilgili problemler
Kötü stratejik İK ile ilgili
problemler
İnsan Kaynakları Geliştirme ve
Planlama ilgili Problemler
İK yeterliliği ile ilgili
problemler
Sosyo-Kültürel Problemler
Kaynak: Cooke vd., 2014: 232
Yetenek yönetiminin önündeki demografik ve teknolojik engellere ek olarak düşme
eğiliminde olan eğitim faktörü de bulunmaktadır; gelişmiş ülkelerdeki genç nüfus
oranı sıkıntısına karşılık, gelişmekte olan ülkelerdeki genç nüfus fazlalığı bu tür
ülkelerdeki kaliteli iş gücünün ortaya çıkmasına neden olmamaktadır (Abrudan ve
Matei, 2008: 27). Bunun nedeni gelişmekte olan ülkelerdeki eğitim seviyesinin gün
geçtikçe düşmesi, bu genç nüfus oranının sadece “kuru gürültü” den ibaret olmasına
sebep olmaktadır. Yabancı dil sorunu olan, işverenlerin deneyimsizlik adı altında
elediği işgören adaylarından doğuştan yetenekli olanların yetenekleri de profesyonel
yaşamda geliştirilmediği için körelmektedir.
90
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TEMEL KUŞAKLAR VE Z KUŞAĞI
Tezin üçüncü bölümü olan bu bölümde öncelikle gerek birbirlerine yakın doğum
tarihlerine göre; gerekse etkilendikleri ortak olaylardan dolayı gösterdikleri benzer
özelliklere göre sınıflandırılmış kuşaklar belirtilecek, bu kuşakların iş yaşamındaki
davranışları anlatılacaktır. Daha sonra ise tezin asıl konusu içerisinde yer alan z
kuşağının sırayla tanımı, ortak özellikleri ve iş yaşamındaki kariyerleri ile alakalı
beklentileri ile yöneticilerin bu kuşak çalışanlarından daha çok verim alabilmek için
onlara kariyerlerini geliştirmeleri adına ne tür imkânlar sağlamaları gerektiği üzerinde
durulacaktır.
3.1. TEMEL KUŞAKLAR VE Z KUŞAĞI
3.1.1. Kuşak Kavramı Tanımı
İnsanoğlu varoluşundan bu yana etkileşim halindedir. Gerek küresel gerekse yerel
olaylar belirli zümrelerin ya da toplulukların davranış ve tutumlarını şekillendirmede
rol oynamıştır. Bununla birlikte benzer yıllarda yaşayan insanlarda yukarıda belirtilen
insan davranışını etkileyen olaylar ile biyolojik faktörler gibi etmenlerden dolayı
benzer özellikler ve olaylara gösterilen tepkilerde benzerlikler ortaya çıkmıştır. Bu
durum dâhilinde; yıllar boyu yapılan çalışmalarda kuşak kavramıyla ilgili çeşitli
tanımlamalar yapılmıştır. Kuşak kavramı tanımı için; benzer yıllarda doğan kimselerin
oluşturduğu yaş grubundaki insanlardır (Levickaité, 2010: 170) tanımlamasında
bulunulmuştur. Gibson vd. (2009: 2) çalışmasında kuşak için; aynı kronolojik, sosyal
ve tarihsel bütünde doğan ve büyüyen insanlardır şeklinde tanımlamada bulunmuştur.
Bir başka tanımı da Kupperschmidt (2000: 66) çalışmasında; doğum yılı ve zaman
geçtikçe deneyimlerini paylaşan, çeşitli önemli olaylardan etkilenen ve etkileyen bir
91
grup insandır şeklinde belirtmiştir. Bütün bu tanımlara göre; sadece yakın yıllarda
doğdukları için değil, aynı zamanda gerçekleşen küresel olayların, global bir köy
haline
gelen
dünyada
etkileşim
içinde
bulunan
insanların
birbirlerinden
etkilenmesinden dolayı benzer özelliklere ve beklentilere sahip olması ile olaylara
benzer tepkiler vermesiyle tam anlamıyla “kuşak” kavramı meydana gelmektedir
denilebilir. Yazında yapılan çalışmalara bakıldığında ise kuşak kavramının toplumsal
düzlemde kuşaklar arası farklılık temelinde ele alındığı (Levickaité, 2010: 170-183)
görülmektedir. Yönetsel ve örgütsel alanda literatür incelendiğinde ise kuşakların
işyerinde tutum ve davranışları üzerine yapılan çalışmalara (Hahn, 2011: 119-127; s.
Zopiatis vd., 2012: 101-121; Pozzulo vd., 2013: 63-74; Dixon vd., 2013: 62-72;
Schullery, 2013: 252-265; Becton vd., 2014: 175-189; Seipert ve Baghurst, 2014: 347370; Arar ve Yüksel, 2015b: 195-202) rastlanılmaktadır.
3.1.2. Temel Kuşaklar
Tarih boyunca benzer yıllarda doğan ve benzer olaylardan etkilendikleri için ortak
özellikler geliştiren ve benzer beklentilere sahip olan insan toplulukları bir kuşak
oluşturmuştur. Bu kuşaklar, her birinin bağlı olduğu yıla göre ya da etkilendiği önemli
ve küresel bir olaya göre kodlanmış ya da kendine özgü bir isim almıştır. Bu kuşaklar
sırasıyla; “Kayıp Kuşak” ya da I. Dünya Savaşı’nın dönemin en önemli olayı
olmasından ve bu dönemdeki herkesi doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemesinden
dolayı “1914 Kuşağı” şeklinde anılan kuşakla başlayıp, arkasından gelen diğer bir
önemli olay olan II. Dünya Savaşı’ndan etkilenen ve bu savaşta yer alan “En Güçlü
Kuşak” ya da “Gaziler” kuşağı ile devam etmektedir (Levickaité, 2010: 171). Yine
aynı savaş zamanlarına denk gelen; fakat dönemin diğer kuşağındaki bireyler gibi
savaşa katılamayacak kadar genç olan “en güçlü kuşak” ya da “gaziler” adını almayan
insanların oluşturduğu “Sessiz Kuşak” yer almaktadır (Raphelson, 2014: 1) Örgütsel
ve yönetsel bağlamda ciddi anlamda ele alınarak çalışılan kuşaklar bundan sonra
başlamaktadır. Bu kuşaklardan ilki olan “The Baby Boomers” kuşağı II. Dünya
Savaşı’ndan 1960 yılına kadar doğanları temsil etmekte olup, adı; savaştan dönen
büyük bir erkek nüfusuyla birlikte doğum oranlarının ani bir şekilde artmasından ileri
gelmektedir (Arar ve Yüksel, 2015b: 197). Bu kuşakla birlikte cinsiyet eşitliği,
92
çevresel hususlar, ırk eşitliği gibi terimler önem kazanmaya başlamıştır (Levickaité,
2010: 171). Daha sonraki kuşakların ortaya çıkmasındaki nedenler arasında politik,
teknolojik ve çevresel anlamda atılan adımlar etkili olmuştur ve kuşak kavramı
biyolojik anlamdan daha çok sosyal bir anlam kazanmıştır (Levickaité, 2010: 172) .
“The Baby Boomers” kuşağından sonra doğan insanlar; yani 1965-1979 yılları
arasında doğan bireyler “X Kuşağı” olarak tanımlanmıştır (Becton vd., 2014: 177). Bu
kuşağın bireylerini şekillendiren önemli olaylar arasında ekonomik olaylar
gelmektedir. Bunlar; ekonomik belirsizlik, piyasalardaki durgunluk, yüksek işsizlik
oranı, enflasyon ve küçülme gibi olumsuz ekonomik durumlardır (Becton vd., 2014:
177). Bu kuşaktan sonra gelen “Y Kuşağı” 1977-1997 yılları arasında doğan bireylerin
oluşturduğu kuşaktır (Hahn, 2011: 121). Bu kuşağın ortak özelliklerini şekillendiren
başlıca olaylar arasında terörizm, bazı önemli tsunami ve deprem gibi doğal afetler,
İran Körfez Savaşı ve asıl olan internet ve cep telefonu gibi teknolojik buluşların
hayata girmiş olmasıdır (Dixon vd., 2013: 63). Son kuşak olarak kabul edilen “Z
Kuşağı” ise her ne kadar çok yeni ve üzerinde fikir birliği tam anlamıyla sağlanamamış
bir kuşak olsa da; en çok kabul edilen görüş olan 1990 lı yılların başları ile 2000
yılların başları arasındaki bir zamanda doğan kuşak olarak tanımlanmaktadır (Pozzulo,
2013: 63). Bu kuşak daha sonraki bölümlerde ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Bütün
bu kuşaklar arasında özellikle belirtildiği üzere, yönetsel ve örgütsel anlamda
çalışmalarda ele alınan “Baby Boomers” kuşağı ve sonrası günümüz iş yerlerinde
beraber çalışmaktadır. Yöneticilerin karşılaştığı yönetsel anlamda zor durumlardan
biri olan bu durumda önemli olan bu farklı kuşaktan gelen ve farklı özelliklere sahip
olan bu işgörenlere ortak en uygun iş ortamını sağlamak, beklentileri minimum
maliyetle karşılamak ve verimi maksimum düzeyde alabilmektir.
Sullivan vd. (2009: 286) çalışmasında insanların bağlı bulundukları kuşakları
birbirinden ayırmak için sadece doğum yıllarına bakmak yeterli olmayacağını,
bununla birlikte karakteristik özelliklerini etkileyen ortak sosyal ve tarihsel
deneyimlerin de yardımcı olacağını belirtmiştir. Seipert ve Baghurst (2014: 348) e
göre farklı kuşaklar; iş tutumlarını ve iş ilişkilerini etkileyen farklı karakteristik
özelliklere sahip olabilmektedir.
93
Baştan belirtmek gereklidir ki aşağıdaki kuşak tanımlamaları yapılırken belirtilen
doğum tarihi aralıkları kesin çizgilerle ayrılmamakla birlikte ortalama olarak +-5 lik
bir standart sapmanın normal karşılanması gerekmektedir.
3.1.2.1. Kayıp Kuşak- 1914 Kuşağı
Öncelikle belirtmek gerekir ki bu kuşak hakkında yönetsel veya örgütsel yazında
herhangi bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Ayrıca bu kuşak içinde yer alan bireyler artık
iş dünyasında da yer almamaktadır. Burada kısaca değinilmesinin nedeni ise
kuşakların tarihçesinin bu kuşak ile başlamış olmasından ileri gelmektedir. Bu kuşak
1914 yıllarında yani I. Dünya Savaşı zamanında doğmuştur. Kuşağın “kayıp” unvanını
almasındaki neden ise kendisine miras kalan değerlerin savaştan sonra önemini
yitirmesinden ileri gelmektedir (Britannica.com, 2015).
3.1.2.2. Gaziler Kuşağı
Gelenekseller diye de bilinen Gaziler Kuşağı 1925-1945 yılları arasında doğmuş ve
hala çalışmakta olan en yaşlı kuşaktır (Derzis vd., 2013: 396). Bu kuşak politik ve
ekonomik anlamda belirsizliğin olduğu bir dönemde, Büyük Depresyonun ve II.
Dünya Savaşının da yaşandığı zamanda büyümüştür (Hahn, 2011: 120). Bu kuşağın
zamanında teknolojik aletler henüz gelişmemişti (Arar ve Yüksel, 2015b: 197) ve bir
şeyleri başarmak kendinden sonraki kuşaklar kadar kolay değildi. Bu yüzden bu
kuşaktaki insanlar için başarının sırrı çok çalışmaktan geçmekteydi ve bu Gazi kuşağı
çok çalışmanın karşılığında ödüllendirilmeyi beklerdi (Hahn, 2011: 120). Bu kuşak,
kadınların fabrikalarda ilk olarak görülmeye başlandığı kuşak olma özelliğini de
taşımaktadır (Derzis vd., 2013: 397). Gaziler Kuşağı’nın ortak özellikleri arasında;
kuralcı, düzenli ve tekdüze olmak (Derzis vd., 2014: 397) ile otoriteye ve sadakate
önem verme (Hahn, 2011: 120) gelmektedir.
3.1.2.3. Sessiz Kuşak
Sessiz Kuşak, Gaziler Kuşağı ile aynı dönemde yaşamış; fakat savaşa katılamayacak
kadar genç olduklarından dolayı bu ismi almış kuşaktır (Raphelson, 2014: 1). Bu
kuşağın çalışma değerleri arasında Gaziler Kuşağı gibi otoriteye saygı, dürüstlük gibi
94
kavramlar ön planda olmakta iken (Ayhün, 2013: 103), parasal mevzular ve iş
değiştirme gibi kavramlar ikinci planda yer almaktadır. Bu kuşak için diğer kuşaklar
arasında işine en sadık olan şeklinde bir nitelendirme de bulunmaktadır (Ayhün, 2013:
103). Burada doğal olarak zamanın ekonomik durumunun ve iş olanaklarının payı
büyüktü.
3.1.2.4. “The Baby Boomers” Kuşağı
“The Baby Boomers” Kuşağı 1946-1964 yılları arasında (Zopiatis vd., 2012: 102;
Schullery, 2013: 253; Gürsoy vd., 2013: 41) doğan, Vietnam savaşından, Watergate
skandalından, sivil hakları hareketinden, Kennedy suikastından ve cinsiyet
devrimciliğinden etkilenen kuşaktır (Becton vd., 2014: 177). Bu kuşağın ortak
özellikleri arasında gösterilen otoriteye saygı eksikliği genellikle, bireylerin gençken
yaşadıkları politik, dini ve iş ile ilgili deneyimlerden ileri gelmektedir (Dixon vd.,
2013: 63). Bu kuşak işkolik olarak da bilinmekle beraber kuşakta yer alan bireyler
takım odaklı çalışmayı ve yetkilendirilmeyi seven kişilerdir (Hahn, 2011: 120). Bu
kuşak, kendinden önceki kuşaklara nispeten üretken ve örgüte daha bağlıdır (Dixon
vd., 2013: 63). Ayrıca yapılan bir araştırmaya göre bu kuşak, diğer kuşaklara nazaran
daha çok zorlayıcı görevlerde yer almak istemektedir (Schullery, 2013: 260) ve daha
rekabetçidir (Becton vd., 2014: 177). Öyle ki bu nesil, ekonominin kötü olduğu
zamanlarda bile uzun dönemli çalışmayı ummaktadır (Seipert ve Baghurst, 2014: 353).
2007 yılında yapılan bir çalışmaya göre işyerlerindeki en kalabalık nüfusu bu kuşak
çalışanları oluşturmaktadır (Gürsoy vd., 2013: 41).
3.1.2.5. X Kuşağı
X Kuşağı 1965-1979 yılları arasında doğmuş bir kuşaktır (Becton vd., 2014: 177). X
Kuşağı, ailesi olan “The Baby Boomers” kuşağının ne kadar işine dönük ve ‘yaşamak
için çalışan’ bir kuşak olduğunu gördüğünden dolayı bu durum onlarda iş yaşamına
karşı geri tepme ve bağımsızlık duyguları oluşmasına neden olmuştur (Gürsoy vd.,
2013: 41). Kuşaktaki bireyler, ekonomik belirsizlik, enflasyon ve yüksek işsizliğin
olduğu bir dönemde yetişmiştir (Becton vd., 2014: 177). Bu kuşağın ortak özellikleri
arasında; hızlı bir teknolojik değişim ve iş güvenliğindeki erozyondan dolayı
kariyerlerine sadakatten çok bağlı olma (Dixon vd., 2013: 63; Moore vd., 2015: 347),
95
özgür olma, kendi kendini yönetebilme (Hahn, 2011: 120), iş-özel hayat dengesini
kurabilen (Derzis vd., 2013: 397) yeni şeyler öğrenebilme kabiliyeti, takım ruhuna
sahip olma, özerklik, girişimcilik, esneklik, geri dönüşüm alma ve kısa dönemli ödüller
alma beklentisi gelmektedir (Gürsoy vd., 2013: 41). Ayrıca bu kuşak, biz yerine daha
çok “ben” duygusuyla yetişmiş, çalışmayı bir kişinin yaşamındaki önemsiz konulardan
sayarken; kendini geliştirme ile ilgili değerlere daha az önem vermiştir (Becton vd.,
2014: 177).
3.1.2.6. Y Kuşağı
Literatürde bu kuşak hakkında, kendinden önceki kuşaklara nispeten, yıl aralığı
konusunda fikir ayrılığı daha çoktur. Örneğin; Derzis vd. (2013: 397) çalışmasına göre
1979-2001; Becton vd. (2014: 177) çalışmasına göre 1983 den sonra doğanlar; Hahn
(2011: 121) çalışmasına göre 1977-1997; Gürsoy vd. (2013: 42) e göre 1981-2000 ve
Adıgüzel vd. (2014: 173) e göre 1981-2000 arasında doğan bir kuşaktır. Literatürde
yapılan daha kapsamlı bir araştırma sonucunda tezin kuşak tarihçesinin gidişatına göre
kendinden önceki ve sonraki kuşak da dikkate alınarak, kuşağın aralığı burada 19791994 olarak ele alınmıştır. Y kuşağını şekillendiren başlıca olaylar arasında terörist
saldırıları, İran Körfez Savaşları, doğal afetler ve yaygın teknoloji kullanımı
gelmektedir (Dixon, vd., 2013: 63). Önceki yıllarda yapılan çalışmalarda her ne kadar
“günümüz iş gücünün en genç kuşağı” (Derzis, 2013: 397) olarak ele alınsa da artık
bu unvanını yavaş yavaş z kuşağına bırakan y kuşağının ortak özellikleri arasında;
iyimserlik, sosyallik ve yeni fikirlere açık olma (Derzis, 2013: 397), teknolojiyle iç içe
olma, çeşitliliğe ve değişime değer verme, yaşam boyu öğrenme isteği, Boomers
kuşağı gibi yaptıkları işte anlamlılık bekleme (Becton vd., 2014: 177) gelmektedir.
Kendilerini dış dünyaya pazarlayabilmek için kendilerini geliştirmeye önem verirler
(Dixon vd., 2013: 63). Gaziler kuşağı gibi bu kuşak da vatandaşlıkla ilgili görev ve
sorumluluk bilincindedirler (Hahn, 2011: 121). Kendi seçimlerini yapma ve otoriteyi
sorgulama cesaretleri bulunan bu kuşak bireyleri, iş yaşamlarında daha çok iş
yapmaktansa, işverenlerinin onlara daha çok vermesi gerektiğini savunurlar (Gürsoy
vd., 2013: 42). Kolay adaptasyon sürecine sahip, hızlı düşünebilen ve birden çok
görevi aynı anda yapabilme becerisine sahip olan bu kuşak, yaptıkları işten rahatça
sıkılabilme eğiliminde olduklarından dolayı anlamlı iş yapmak arzusundadırlar
96
(Adıgüzel vd., 2014: 174). Ayrıca bu kuşak takım çalışmasına da yatkındır (Lower,
2008: 81).
3.1.2.7. Z Kuşağı
Z kuşağı iş yaşamına henüz giriş yapmış olmasından ve önümüzdeki senelerde daha
da görülmeye başlanacak bir kuşak olmasından dolayı henüz iş yaşamındaki
beklentileri ve kariyer hedefleri hakkında çok fazla teorik ve görgül çalışmalara
rastlanılmamıştır. Tezin üçüncü bölümünün bu kısmında yazındaki bu alanın teorik
eksikliği giderilmeye çalışılacaktır.
3.1.3. Z Kuşağı
Z kuşağının tanımına geçmeden önce belirtmek gerekir ki, bu kuşak hakkındaki
örgütsel çalışmalar gerek teorik gerekse görgül olarak yetersizdir. Bunun nedeni, z
kuşağının iş yaşamına daha yeni girmeye başlamasından dolayı henüz yeni bir konu
olmasından ileri gelmektedir. Örgütsel düzlemde bakıldığında ise işyerindeki
davranışlar kapsamında araştırıldığı (Levickaité, 2010: 170-183; Ayhün, 2013: 93112; To ve Tam, 2013: 1315-1332; Adıgüzel, 2014: 165-181; Arar ve Yüksel, 2015a;
s. 47-57) ve z kuşağının nasıl verimli ve etkin bir şekilde yönetileceği üzerine tavsiye
şeklinde kavramsal çalışmaların (Tulgan, 2013: 1-10; Arar ve Yüksel, 2015b: 195202) ve pazarlama alanında (Jain vd, 2014: 18-29) olduğu görülmüştür. Z kuşağı
üzerine herhangi bir tez yazılmamıştır. Tezin üçüncü bölümünün bundan sonraki
kısımlarında yukarıda kısaca değinilen kuşakların aksine z kuşağı için tanım, ortak
özellikler ve iş ile ilgili beklentileri üzerinde daha detaylı durulacaktır.
3.1.3.1. Z Kuşağı Tanımı
Günümüz hızla değişen dünyasında bir önceki gün cebimizde duran cep telefonu ertesi
gün yeni bir modeli çıktığı için barındırdığı özellikler eskimekte ve bu yüzden
yeniliğini kaybetmektedir. Tıpkı teknolojinin bu denli hızda değişimi gibi kuşak
kavramını belirli bir dönem insanı için adlandırmada kullanmak da bu denli hızlı
olmakta ve bu iş komplike bir hal almaktadır. Tıpkı Y kuşağı gibi Z kuşağında da
97
hangi yıllar arasında doğanlar için kullanıldığı konusunda bir fikir birliği
bulunmamaktadır. Z kuşağı ile kesin olarak varılan fikir birliği teknolojinin hayatın
içerisinde olması, özel yaşama girmesi ve lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç haline gelmiş
olmasıdır. Adıgüzel (2014: 174) çalışmasına göre 2000-2020 yılları arasında dünyaya
gelen ve gelecek şeklinde nitelendirilen; Ayhün (2013: 102) çalışmasına göre 2003
yılı ve sonrası doğanlar olarak tanımlanan Z kuşağı; dünya literatüründe Tulgan’ın
(2013: 1) çalışmasına göre 1990 lı yıllarda doğup 2000 lerde büyüyen nesil olarak
tanımlanmıştır. Levickaité (2010: 172), Pozzulo (2013: 63) ve Akar (2015: 38) deki
çalışmalarında bunun aynısını söylemiştir. Kısaca z kuşağı; 1990 lı yılların başında,
teknolojinin kalbinde doğan ve büyüyen, genel olarak özgürlükçü, seçici ve girişimci
olan; iş yaşamında ise örgütsel bağlılığı zayıf, sınırsız kariyer anlayışına sahip,
mobiliteyi, esnekliği, hiyerarşinin az olduğu ve iş yaşam dengesinin gözetildiği bir
yerde bağımsız olarak çalışmayı seven, ve yaptıkları iş ile övünmeyi tercih eden iş
dünyasının en yeni neslidir.
3.1.3.2. Z Kuşağının Ortak Özellikleri
Z kuşağını kendinden önceki kuşaklardan ayıran en önemli küresel olay, teknolojinin
daha önce hiç bu kadar özel yaşamla entegre olmamış ve önceki dönemlere göre çok
daha yüksek bir hızda gelişiyor olmasıdır. Öyle ki bu kuşak için IGeneration, İnternet
Kuşağı, Bir Sonraki Kuşak ve Ağ Kuşağı isimleri de kullanılmaktadır (Levickaité,
2010: 173). Z kuşağı da kendinden önceki kuşaklar gibi yetiştiği dönemde “mortgage”
krizi gibi kötü ve küresel bir ekonomik olay (Arar ve Yüksel, 2015b: 197) ile yine
gündemden tarih boyunca düşmemiş terörizm olaylarına tanık olmuşlardır. Dünya
zevklerine düşkün olan Z kuşağı; teknolojiyi hızlı şekilde kavrayan, işlerini kısa sürede
yapmaktan hoşlanan (Ayhün, 2013: 102), çoklu görevlerin üstesinden hızla gelebilen
(Micoleta, 2012: 1) fakat bu süratin özellikle bir işten diğer bir işe geçerken
doğruluğun öne geçtiğinin bir kuşaktır (Levickaité, 2010: 173). Z Kuşağının diğer
olumsuz özellikleri arasında, takım oyuncusu olmakta güçlük çeken (Akar, 2015: 39),
çevreye ve etrafındakilere asabi olan ve saldırgan davranışlar sergilemesi (McNeil,
2012: 1) sayılabilir. Bununla birlikte bu kuşaktaki bireyler teknolojinin ve insan
gelişiminin en son hali olmasından dolayı; çok zeki, kendine odaklı ve bilgiyi çok hızlı
kavrayıp işleyebilen insanlardır (Akar, 2015: 39). Peterson (2014: 1) a göre bu kuşak
dünyayı değiştirmek istiyor, Y kuşağına göre daha girişimciler; Y kuşağındaki
98
danışman tercihine nazaran bağımsız olarak çalışmayı tercih ediyorlar ve ekonomi
hakkında daha çok endişe ediyorlar. Kemp (2014: 1) e göre bu nesil kendinden
öncekilere göre hayata karşı daha gerçekçi, iyimser ve teknoloji sayesinde gelecekte
önlerine çıkacak fırsatların bilincindeler. Bu kuşak önemli olaylar hakkında çok
düşünmemekle birlikte yüksek derecede mobiliteden, evrensel değerlerden ve
sanallaştırmadan etkilenen ilk küresel nesildir (Micoleta, 2012: 1).
3.1.3.3. Z Kuşağının İş Yaşamından Beklentileri
Öncelikle belirtmek gerekir ki; iş yaşamından beklentiden kasıt; bireyin çalıştığı
şirketin kendisine ne sağladığıdır; bir başka deyişle işgören değer önermesinin nasıl
olduğuyla ilgilidir. Bunlar iş ortamından beklentileri, yöneticiden beklentileri, çalışma
zamanı bazında beklentiler, yönetimden beklentiler ve kariyer olanaklarıdır.
Önceki yapılan çalışmalarda işletmelerin insan kaynaklarında hep dört ana kuşağın
bulunduğu söylenir. Gaziler, The Baby Boomers, X kuşağı ve Y kuşağı… Fakat artık
günümüzde özellikle Gaziler kuşağının yaşlanmasından dolayı emekli olmasıyla
birlikte boşalan yeri 20 li yaşlara girmiş olan ve iş dünyasına adım atmaya başlamış
olan Z kuşağı doldurmaktadır.
Yukarıda da değinildiği üzere her dönemde, her bir kuşağın değerleri, karakteristik
özellikleri farklı olduğu gibi profesyonel yaşamlarında da iş yaşamından beklentileri
farklı olmuştur. Dünyanın bu denli değiştiği bu ortamda ve teknolojinin her saniye
geliştiği bu zamanda son kuşak olarak kabul edilen Z kuşağının da kendine özgü iş ile
ilgili değerleri ve beklentileri bulunmaktadır.
Özellikle her kuşaktan bireyi, insan kaynaklarında barından işletmelerdeki yöneticiler
“Baby Boomers” ve X kuşakları hakkında bilgi sahibi iken Y kuşağı hakkında önemli
gelişmeler kat etmişlerdir. Fakat Z kuşağı hakkında gerek akademik yazında gerekse
örgütsel anlamda daha çok soru işareti bulunmaktadır. Bu boşluklar Z kuşağının iş
yaşamında daha çok boy göstermesi ile ve bu kuşak üzerine yapılacak kavramsal ve
görgül çalışmaların artmasıyla kapanacaktır. Tezin bu bölümünün kalan kısmında ise
bu konu hakkında yapılan çalışmalar dikkate alınarak z kuşağının iş yaşamından
beklentileri karakteristik özellikleriyle bağdaştırılarak genel hatlarıyla anlatılacaktır.
99
3.1.3.3.1.
İş Ortamından Beklentileri
Burada iş ortamı şeklinde belirtilen terim, işgörenin çalışacağı ofisini yani iş yerini
belirtmektedir. Belirtmek gerekir ki, bütün öneriler gelişmekte veya gelişmiş
ülkelerdeki büyük işletmelerin durumu göz önüne alınarak yapılmıştır. İş ortamı ve z
kuşağının ortak noktası aranmak istendiğinde akla gelen ilk soru; bu kuşaktaki bir
bireyin ofiste mi çalışmasının mı yoksa evden çalışmasının mı daha verimli olacağıdır
(Arar ve Yüksel, 2015b: 200). Looper (2011: 1) a göre z kuşağındaki bireyler iş
yerinde esnekliği en üst noktada bekleyecektir. Micoleta (2012: 1) ya göre bu kuşak iş
ortamındaki ilişkilerini hiyerarşiden daha çok internet ağlarıyla kurmaktadır.
Daha önce de belirtildiği üzere bu kuşağın doğduğu ve yetiştiği yıllara bakıldığı
zaman, kendinden önceki yıllarda yaşayan kuşaklara nazaran teknolojiyi hayatlarının
her alanında yaşadığı ve teknolojinin önceye oranla hiç bu kadar hızlı gelişmediği göz
önüne alındığı zaman, bu kuşağın teknolojiyi de iş yaşamında kullanmak istemesi
kaçınılmaz bir durum olacaktır. Soruya dönülecek olursa, bu kuşak iş yeri olarak
geleneksel bir ofisi seçerse, bu ofisin modern ve teknolojik olarak tasarlanmasının
bireyler üzerindeki olumlu etkisi verimlilik ve etkinlik adına gözle görülür şekilde
olacaktır. Teknolojinin hayatlarında vazgeçilmez bir parça olduğu bu kuşak için en
elverişli çalışma ortamında onlara sağlanması gereken donanımlı bilgisayarlar ve ofis
araç-gereçleri bulunması gerekmektedir.
Akar (2015: 39) a göre bu kuşağın takım oyuncusu olarak performanslarının düşük
olacağı; takım içindeki verimliliğine nispeten bireysel olarak daha başarılı olacaklarını
belirtmektedir. Ayrıca Peterson (2014: 1) ın çalışmasına göre bu kuşak yalnız
çalışmayı tercih etmekte ve danışman yerine işi kendileri öğrenip çözmeyi
istemektedir. Bu bilgiler ışığında işletmelerin bu kuşak bireylerine sunulacak ofislerin,
finansal ve fiziki açıdan mümkün ise kişiye özel olması, iş görenlerin kendi başlarına
daha verimli ve etkin olacağı anlamının çıkacağını söylemek yanlış olmayacaktır.
Sorunun diğer kısmı olan evden çalışma olarak adlandırılan “home office” tarzı
“telecommuting” (Bovée, 2007: 342) yolu düşünüldüğünde ise bu kuşaktaki esneklik
anlayışına uygun bir şekil olacaktır. Birey bu sayede, daha önce de belirtildiği üzere
kişisel gelişimine önem veren ve dünyevi zevkleri olmasıyla (Ayhün, 2013: 102),
100
mobilite özelliğiyle (Micoleta, 2012: 1) ve birden fazla işi aynı anda yapabilme
özelliğiyle hem kendi işlerini hem de profesyonel anlamdaki görevlerini yerine
getirebilecektir.
3.1.3.3.2.
Yöneticilerden Beklentileri
Her işveren çalışanlarından performanslarını en üst noktada göstermesini ister. Bunu
yaparken gerekli kaynakları etkin ve verimli şekilde kullanmalarını bekler. İşgörenler
de aynı şekilde çalıştıkları işletmelerin hedeflerine uğraşmaları doğrultusunda kendi
üstlerine düşen görevleri yaparken, her şeyin karşılıklı yapıldığı iş dünyasında
yöneticilerden bazı beklentiler içerisine girer. Tarih boyunca bu beklentiler, kişinin
bireysel beklentilerine, dönemin özelliklerinin, kısıtlarının ve imkânlarının gereklerine
göre ve belirli dönemde daha önce tanımlanmış olan kuşak kavramına göre değişiklik
göstermiştir.
Z kuşağının etkin ve verimli olarak performanslarını en üst düzeyde görevlerini yerine
getirebilmesi için, diğer kuşaklarda olduğu gibi yöneticilerinden bazı beklentileri
vardır ve olacaktır. Yöneticilerden beklentilere geçmeden yöneticinin diğer kişilerin
sorumlu olduğu aktiviteleri yönelten kişi olduğunu (Robbinson ve DeCenzo, 2008: 5)
belirterek, iş görenlerin ne tür işleri nasıl yapacağına karar verecek kişi olduğu
unutulmamalıdır. Yöneticilerin, işletmelerin işlerinin yapılması için işgörenlerin
yeteneklerini keşfetme, destek olma ve geliştirme (Robbinson ve DeCenzo, 2008: 253)
ve onları motive etme (Robbinson ve DeCenzo, 2008: 214) gibi bazı sorumlulukları
bulunmaktadır. Bunları yaparken bireyle iletişim kurma yolları, bireyin en iyi nasıl tür
işi yapacağını farkında olup işi ona göre şekillendirme, ona gerekli ortamı sağlama,
motive etme yöntemlerini bilme, işletmede çalışanların hepsine aynı seviyede yakın
olma gibi bazı kıstaslar bulunmaktadır. Kısacası basit olarak, yönetici işleri işletme
içinde kendi sorumluluğundaki insanlara yaptıran kişidir denilebilir. Bu insanlar Z
kuşağındaki insanlar olunca biraz önceki sıralanan kıstaslarda bazı şekillenmeler
olmaktadır. Öncelikle her şeyden önce z kuşağının özelliklerinden dolayı sıradan ve
sadece pozisyon icabı başlarına gelecek temel yönetsel özellikler olan planlama,
organize etme, yöneltme, kontrol etme ve işe alma özellikleri bulunan bir “yönetici”
den fazlası bulunan; yönetsel otoritesi bulunan ve çalışanları karizmasıyla
etkileyebilecek, çeşitli yollarla motive edebilecek, sosyal yetenekleri bulunan ve
101
empati kurabilen kişi olan “lider” (Bovée, 2007: 237) daha uygun olacaktır (Arar ve
Yüksel, 2015b: 202). Yönetici yerine başa gelen lider, z kuşağının takım oyuncusu
olmayıp bireysel olarak daha başarılı olacağını (Akar, 2015: 39) dikkate alarak, onlara
gerekli yetki ve sorumlulukları vererek yetkilendirdiği, özgürlük alanlarının
kısıtlanmadığı bir iş ortamı sağlaması beklentiler arasında sayılabilir. Ayrıca bu
kuşağın bir koçtan çok işi kendi başına öğrenerek yapma isteği de (Peterson, 2014: 1)
yönetici ya da lider tarafından göz ardı edinilmemesi gereken diğer bir konudur.
Z kuşağının en önemli özelliğinin teknolojinin içinde doğması ve teknolojiyle ilgili
her şeyin kendileri tarafından benimsenerek hayatlarının her alanlarına dâhil ettiği
önceki bölümde bahsedilmişti. Bu doğrultuda örgüt içi iletişimde; toplantı
bildiriminde bulunurken, görev ya da sorumluluk verirken işlerin daha hızlı yürümesi
de göz önünde bulundurularak, yüz yüze haber vermekten çok, teknolojik araçların ya
da yolların (e-posta, intranet, vs.) kullanılması daha uygun olacaktır.
Sadece bu kuşağa ait olmasa da bu kuşağın da beklentileri arasında örgüt içi adaletin
ve eşitliğin olması önemli bir diğer husustur. Bu doğrultuda liderin işgörenleri motive
edebilmesi gerektiğini vurgulayıp motive teorilerinden birinin de Adam’ın eşitlik
teorisi (Robbins ve DeCenzo, 2008: 270) olduğu belirtilmelidir. Bunun dışında
duruma göre değişkenlik gösterebilecek diğer motivasyon teorileri olan Vroom’un
beklenti teorisi (Robbins ve DeCenzo, 2008: 275), Maslow’un ihtiyaçlar teorisi
(Robbins ve DeCenzo, 2008: 267) vb. örnek verilebilir. Bütün bunlar dışında bu
kuşağın işi çabuk kavrayıp öğrenmesi ve teknoloji devrinde olmasından dolayı yaptığı
işten çabuk sıkılıp, başlangıçtaki gibi aynı performansı ve etkinliği gösterememe
tehlikesine karşı yöneticinin yapması gereken verdiği işte işletmenin temel hedefleri
ve kısıtları doğrultusunda değişiklikler yapma yoluna gitmesidir. Bu doğrultuda
işlerin, iş görenlerin kabiliyetlerine daha iyi uyacak ve iş tatminlerini artıracak şekilde
yeniden düzenlenmesi olarak tanımlanan yeniden iş tasarımına (Bovée, 2007: 337)
gidilmelidir. Öyle ki; işgörenin bir işten başka bir işe tayin edilmesi şeklinde
tanımlanan iş rotasyonu iş görenin sıkılmasını engelleyerek, motivasyonunu artıracak
ve işletme için yaptığı işlerin genelde nasıl anlam kattığını anlamasına yardımcı
olacaktır (Robbins ve Judge, 2009: 252).
102
İş görenin yaptığı işlere aynı düzeyde yeni işler katma anlamına gelen iş genişletme
ya da iş görenin yaptığı işteki sorumluluğunu artırma anlamına gelen iş zenginleştirme
(Robbins ve Judge, 2009: 253) de diğer seçenekler arasındadır. İş zenginleştirme
sayesinde iş gören; z kuşağının diğer bir karakteristik özelliği olan ve önemli bulduğu
özgürlüğü ve bağımsızlığını artırma konularında önemli adımlar atabilecektir.
3.1.3.3.3.
Çalışma Zamanı Olarak Beklentileri
Öncelikle belirtmek gerekir, değişen dünya ile birlikte eskilerde kabul gören standart
çalışma saatleri de yerini esnek çalışma saatlerine bırakmaktadır. Esnek çalışma saati
sistemi; iş görene, belirli sınırlar dâhilinde kendi çalışmak istediği saatleri
belirlemesine olanak tanıyan bir sistemdir (Bovée, 2007: 342). Esnek çalışma zamanı
sayesinde iş gören motivasyonunda ve moralinde artış, işe gelmemede azalış ve iş-özel
yaşam dengesinde düzen sağlanmaktadır (Robbins ve DeCenzo, 2008: 284). Looper
(2011: 1) e gore; “The Baby Boomers” kuşağının anlayışında bir işletme için uzun
yıllar çalışmak sadakat anlamına gelirken, bu kuşak için haftada 40 saat standart
çalışma mesaisi o kadar enteresan gelmemekle birlikte, kendilerini daha çok
“profesyonel serbest çalışan” olarak görmektedir. Mitchell (2008: 667) e göre Z
kuşağındaki kişiler bireysel ihtiyaçlarının diğer kuşaklara göre daha çok farkında
olacaklardır; bu yüzden daha az çalışma saati isteyecek, daha esnek saatlerde çalışmayı
arzu edecek ve kariyer yapılandırmalarında daha derinlere gideceklerdir.
3.1.3.3.4.
Yönetimden Beklentileri
Literatürde iki tür örgütsel yapı bulunmaktadır. Bunlardan ilki görevlerin ihtisas
alanına göre ayrıldığı ve açıkça çizgilerle tanımlandığı, otorite ve kontrolde katı bir
hiyerarşinin ve kuralların bulunduğu, bilgi ve kontrolün örgütün tepesinde olduğu ve
iletişimin dikey olduğu mekanik yapıdır (Robbins ve DeCenzo, 2008: 142). Bir diğeri
çalışanların görevlere ortaklaşa katıldığı, hiyerarşi, otorite ve kuralların daha az
olduğu, bilgi ve kontrolün örgütün her yerinde olduğu ve iletişimin yatay olduğu
organik yapıdır (Daft, 2007: 64). Mekanik yapı Y kuşağı ve öncesi için daha uygun
bir yönetim anlayışı olabilir. Fakat Z kuşağının özgürlükçü yapısından, kurallara
uymaktansa bilgi paylaşımının olduğu yerde çalışmak istemelerinden dolayı organik
bir yapı bu kuşak için daha uygun olacaktır. Bu yapının z kuşağına daha uygun
103
olduğunu gösteren diğer kanıtlar ise, organik yapının temel stratejilerinden olan ve
teknolojiyi çağrıştıran inovasyona önem vermesi ile bu yapının örgüt içinde esnekliği
sağlamasıdır (Robbins ve DeCenzo, 2008: 142). Ayrıca adil ve eşitlikçi bir ortamın
olduğu yönetimde bu kuşaktaki iş görenlerin motivasyon seviyesinin yükselmesi ile
birlikte performanslarında gözle görülür bir artış olacaktır.
3.1.3.4. Z Kuşağının Kariyer Anlayışı
Bütün bu açıklamalar dâhilinde, günümüz iş dünyasına adım atan ve önümüzdeki 20
yılda da geleceği şekillendirecek olan z kuşağını şimdiden anlamamız gerekmektedir.
Onlardan iş dünyasında beklentilerimiz belirli olsa da, onların iş dünyasından ve
işverenlerinden beklentilerini de dikkate almak gerekir. Mevcut deneyimli ve üst
pozisyonlarda görev alan baby boomers, x ve y kuşağının beklenti, istek ve
ihtiyaçlarından, çevre değişimleriyle etkilenen ve teknolojinin içinde doğan z
kuşağının farklı talepleri olması doğaldır. İşletmelerin bu işgücünden etkin
faydalanabilmeleri için bu beklentileri önceden görmeli, kurum kültürünü ve yapısını
bu yönde şekillendirmeli ve bu doğrultuda hazırlık yapmalıdır. Önümüzdeki 10 yıllık
süreçte çoklu jenerasyonlu iş ortamına ayak uydurabilecek esnek bir yapı oluşturulsa
da, geleceği şekillendirecek olan yine z kuşağı ve sonrası olacağı için kuşaklar arasında
yapılacak yatırım oranı da farklılık arz edecektir.
Z kuşağının iş dünyasından beklentileri de bu bölümde anlatılan özellikleri
doğrultusunda;
İş yerinde ve çalışma zamanında esneklik; mümkünse mobilite,
İş -yaşam dengesi
Hiyerarşik yapıdan çok organik örgütlenme,
Hem dikey hem yatay kariyer ilerlemesi olanağı,
Verilen işlerde monotonluktan uzak, yaratıcılık ve teknolojinin entegre edildiği
görevler,
Anlamlı işler,
Başarısının çalıştığı saatten çok yaptığı ve ortaya çıkardığı iş ile değerlenmesi
Maddi tatmin kadar manevi tatmin de sağlayan fırsatlar ve getiriler,
Takım ruhundan daha çok bireysel çalışmayı tercih ettikleri için bireysel ofisler
104
Teknolojik araçlar (Bilgisayar, internet vb.) kendilerine tahsis edildiği takdirde bu
kuşaktan iş dünyasında daha verimli sonuçlar alınabilir.
Ayrıca, örgütlerin insanları değil, insanların örgütleri hatta işleri seçtiği günümüzde,
kişilerin örgütlerine olan ve zayıflayan bağlılıklarından dolayı azalan kariyer döngüsü
işletmelerin arzu ettiği bir durum değildir. Bunu engellemek ve önüne geçmek için, bu
kuşağın yukarıda sayılan beklentilerinin haricinde, bir önceki bölümde anlatılan
yetenek yönetimi benimsenmeli, özellikle çalışanı elde tutma stratejileri uygulanmaya
konulmalıdır.
105
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
KARİYER GELİŞTİRMEDE YETENEK YÖNETİMİNİN YERİ
Tezin dördüncü bölümü olan kariyer geliştirmede yetenek yönetiminin yeri bölümüne
kadar sırayla; ilk olarak birinci bölümde tezin süreç kısmını oluşturan kariyer ve
kariyer geliştirme ilgili tanımlar ve kavramlara yer verilmiş, günümüz kariyer
anlayışları ve sorunlarına değinilmiştir. İkinci bölümde ise tezin odak noktası olan,
bazı araştırmacılara göre insan kaynakları yönetiminin yardımcı niteliğinde olan, bazı
araştırmacılara ve bu teze göre iky’nin yetersiz kaldığı ve işletmelerin fark yaratarak
rekabet ortamında ön plana çıkmalarına olanak tanıyacak, sahip olduğu ve işgücü
pazarındaki potansiyel yeteneklere odaklanması gerektiğinin altını çizen yetenek
yönetimi, ilgili tanımlarla, tarihi süreçleriyle ve uygulamalarıyla birlikte anlatılmıştır.
Tezin üçüncü bölümünde ise dolaylı örneklemi oluşturan z kuşağına değinilmiş,
kendinden önceki kuşakların ortak özelliklerinden bahsedilmiş, z kuşağının kendinden
önceki kuşaklardan ayrılan yönleri ve iş yaşamındaki beklentileri belirtilmiş ve
işletmelerin geleceğini oluşturacak olmalarından ve henüz işe başlamış-başlayacak
olmalarından dolayı öneminin altı çizilmiştir. Bu bölümde ise öncelikle çalışma ile
ilgili literatür taraması irdelenecek daha sonra ise tezin amacı olan yetenek
yönetiminin z kuşağının kariyer geliştirme sürecindeki yerine ve rolüne değinilerek
uygulamadan önceki teorik kısımdan literatüründe yardımı ile bahsedilecektir.
4.1. LİTERATÜR TARAMASI
Bu çalışmayı oluşturan ana bölümler sırasıyla; kariyer geliştirme, yetenek yönetimi ve
z kuşağı üzerinedir.
Thomson Reuters tarafından sağlanan uluslararası güçlü
yayınların tarandığı ve bir milyarı aşkın çalışmanın bulunduğu, veri tabanlarından biri
olan Web of Science da (thomsonreuters.com) sosyal bilimlerde, işletme ve ekonomi
bilimlerinin yönetsel ve örgütsel alanlarında yapılan literatür taramasında bu
106
parametrelerin tümünün bir arada bulunduğu herhangi bir uluslararası ya da ulusal
çalışmaya rastlanılmamıştır.
Kariyer ve kariyer geliştirme kavramları önceleri sadece üst yönetimde görev alan
işgörenler için önemli sayılan ve çalışma alanının sadece bu kademedeki işgörenler
için uygun olduğuna inanılan; fakat son yıllarda işgücünün her alanında önem kazanan
kavramlardır. Buna karşılık, yetenek yönetimi özellikle çok uluslu işletmelerin
rekabetçi ortamda daha güçlü ve proaktif olabilmeleri için son yıllarda uygulamaya
başladığı ve akademik dünyanın ilgisini çeken bir konu olmuştur. Yetenek yönetimi
yazında daha çok yönetsel ve örgütsel bağlamda insan kaynakları konularında ele
alınsa da burada incelenecek olan çalışmalar daha spesifik olarak; kariyer yönetimi,
kariyer geliştirme ve kariyer planlama konuları ile entegre olarak ele alan
çalışmalardır.
Genel olarak bakıldığında, daha önce de belirtildiği üzere Web of Science veri
tabanında sosyal bilimlerde; işletme ve ekonomi alanlarında 2000-2016 yılları
arasında yetenek yönetimi hakkında 1086 adet; yine aynı yıllar arasında kariyer
hakkında 1613 adet çalışmaya rastlanılmıştır. Yetenek yönetimi ve kariyer geliştirme
konularını bir arada ele alan çalışma sayısı ise 1 i ulusal olmak üzere, 19 adettir. Bu
çalışmalara aşağıda sırasıyla değinilecektir.
Karalar ve Atay (2009: 95-103) çalışmasında yetenek yönetiminin önemini
vurgularken, yetenek yönetimini benimseyen işletmelerin kullandığı YY araçlarından
ve yöntemlerinden bahsetmiş ve bunların demografik özelliklere göre şekillendiğini
belirtmiştir. Çalışan performansını artırmak için yetenek yönetiminin yanında kariyer
planlamasının da önemli olduğunun altı çizilirken, yetenek yönetimi araçlarının önem
derecelerinde, 12 adet yetenek yönetimi uygulaması arasından kariyer geliştirme ve
planlamanın yaklaşık %13 lük bir öneme sahip olduğu belirtilmiştir. Yine yetenek
yönetiminin öneminden bahseden diğer bir çalışmada (Malaeb ve Garavan, 2013:
4046-4062), yetenek yönetimi ve liderlik geliştirme uygulamaları ile örgütte kalma
niyeti ve duygusal bağlılık arasında güçlü bir ilişki bulunurken, yetenek yönetiminin
olduğu bir işletmedeki çalışanlar, kariyerlerine örgütlerinin katkıda bulunduğunu
hissettikleri belirtilmektedir. Yetenek yönetiminin önemini ele alan diğer bir çalışma
olan (Deery ve Jago, 2015: 453-472) da, özellikle yetenekli personelin örgütsel
107
bağlılığını artırarak elde tutulması için yetenek yönetiminin bileşenlerinden olan
“çalışanı elde tutma” nın ana faktörlerinden olan iş-yaşam dengesini gözetmenin
üzerinde durulması gerektiği vurgulanmaktadır. Yetenek yönetiminin önemini
belirtirken, iş-yaşam dengesini göz önüne alan bir diğer çalışmada (Piansoongnem vd.,
2011: 1578-1583) ise, üst yönetim tarafından destek gören güçlü bir yetenek yönetim
planlaması, kariyer geliştirme ile birleştiği zaman yeteneğin şirkette kalması için
mükemmel bir ortam hazırlandığı belirtilmektedir. Kirk (2015: 681-697) çalışmasında
ise yetenekli yöneticilerde kariyerlerinin belirli aşamalarında küresel olarak mobil
olmayı seçmelerini etkileyen faktörleri araştırmış, bu noktada iş-yaşam dengesinin en
önemli etmen olarak belirtmiştir. Küresel mobilite konusuna değinen bir diğer
çalışmada (Collings, 2014: 301-319) özellikle çok uluslu örgütlerin gelişimi için
küresel mobilitenin önemli olduğu, burada da küresel yetenek yönetiminin anlamlı
düzeyde bir rol oynadığı belirtilmektedir. Ayrıca küresel mobilitenin etkilerinin
küresel yetenek yönetimi üzerine etkilerini incelerken, bireysel ve kurumsal yatırım
karlılığı konularıyla bağdaştıran bir diğer çalışmaya rastlanılmıştır (McNulty ve Cieri,
2015:8-29).
Bu çalışmalar dışında yetenek yönetimini daha teorik bir şekilde alan Dries (2013:272285) çalışmasında yetenek yönetiminin kariyer yönetimindeki rolünden bahsederken;
yine yetenek yönetiminin teorik çerçevesini anlatan Colling ve Mellahi (2009: 304313) çalışmasında günümüz kuşağında daha çok görülen sınırsız kariyer anlayışında
yetenek yönetiminin rolünden bahsetmektedir. Tüm çalışanların bir araya gelerek
oluşturduğu İnsan Kaynakları yapılarının özellikle yetenek yönetimi kapsamında
firmaya taklit edilmesi zor, stratejik değer katan ve elde tutulması gerekenlerin,
firmaların kariyer yönetimlerini ve uygulamalarını ne düzeyde etkilediği üzerine
yapılmış bir çalışma olan (Vos ve Dries, 2013: 1816-1831) da kariyer yönetiminde
esas amacın devamlılık olduğu belirtilmektedir. Örgütlerde farklı disiplinler arası
entegre olarak çalışmanın, örgütün genel etkinliği üzerindeki öneminin vurgulandığı
çalışmada (Levenson, 2012: 187-204), süreç içerisinde karşılaşılacak zorlukların
üstesinden gelmede yetenek yönetiminin rolü ve önemi belirtilmiştir. Claussen vd.
(2013: 236-244) çalışmasında yetenek yönetiminin önemini vurgulamış, yetenek
yönetimi sistemlerinin örgütteki belirli pozisyon ihtiyacını karşılamak, terfi işlemlerini
etkin şekilde yapılmasına olanak tanıması için yöneticilerin eşsiz becerilerini
geliştirmede kullanılması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca aynı çalışmada insan
108
kaynakları yönetiminden farklı olarak tüm işgücüne aynı önemi atfetmekten ziyade,
yetenek yönetiminde, firma için değer yaratacak olan yetenekli çalışanlara
odaklanılması gerektiği de belirtilmiştir. Welch ve Welch (2015: 1072-1081)
çalışmasında, yeni kariyer anlayışlarının (sınırsız kariyer vb.) örgütün geleceği
açısından, örgüt içi vatandaşlık ve bağlılık gibi mevzular düşünülerek küresel yetenek
yönetimi ve bilgi transferi gibi konularla nasıl etkin bir şekilde yönetileceği üzerinde
durulmuştur.
Yetenek yönetimini kuşaklar bazında inceleyen çalışmalardan biri (Oladapo, 2014: 1936) dir. Bu çalışmada yetenek yönetimi adına yeni kuşak için iş yerlerinde, yönetim
anlayışında ve işlerin ilerleyişi bağlamında yapılacak değişiklerden bahsedilmektedir.
Duxbury ve Halinski (2014: 660-676) ise yıllarca çalışmalarından dolayı deneyim
sahibi olmuş Baby Boomers kuşağı üzerinde durmuş, bu kuşaktaki çalışanların emekli
olmaya yakın ya da emekli olmuş olan yetenekli bireylerini yeniden işletmeye
kazandırmak için örgütsel kültürün, kariyer geliştirmenin ve destekleyen yönetim
anlayışının var olması gerektiğini vurgulamıştır.
Bu çalışmanın ikinci bölümü olan yetenek yönetimi-yetenek savaşları kısmında da
detaylı bir şekilde anlatıldığı gibi, gelişmiş ülkelerde yaşlanan nüfus ile birlikte,
gelişmekte ve gelişmemiş ülkelerdeki nispeten daha çok olan genç nüfustaki yetenekli
bireylerin,
ülkelerinde
yeteneklerini
değerlendirebilecekleri
bir
iş
ortamı
bulamadıklarından ve bu yeteneklerin gelişmiş ülkelerdeki işletmelerin hedefinde
olmasından dolayı beyin göçü olarak adlandırılan durumu ve küresel mobilitenin önem
kazandığı günümüz iş dünyasında ülke değiştirmek durumunda kalan bireyleri ele alan
bazı çalışmalar da bulunmaktadır. Tung (2016: 142-152) çalışmasında yetenek
savaşlarının nedenleri arasında sayılan, gelişmiş ülkelerdeki yaşlanmış işgücü,
küreselleşme, gelişmekte olan pazarların sayısının artması ile beyin göçlerinin
meydana gelmesi, uluslararası insan kaynakları yönetiminde “çeşitlilik ve çok kültür
oluşumları” gibi yeni anlayışların gelişmesi anlatılmıştır. Farndale vd. (2013: 204214) çalışmasında; küresel yetenek yönetiminde beyin göçünden bahsedilmiş, çok
uluslu örgütlerin gelecekleri için yeteneği doğru yere yerleştirmelerini gözetirken, bu
durumun çalışanların bireysel amaçlarına ters düşebildiğini, ya da tam tersi olduğu
belirtilmiştir. Bu durumlarda, yeni mezunların farklı ülkelere gitme hevesinde olduğu
fakat örgütün göndermek için ilk amaçladığı kişilerin daha deneyimli olanlar
109
olduğundan söz edilmektedir. Aynı çalışmada, iki tarafın da ortak yararının
sağlanabilmesi için ne yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu çalışmanın bir sonrası
niteliğinde Cerdin ve Brewster (2013: 245-252) çalışmasında, küresel yetenek
yönetimini yüksek potansiyel sahibi olanların gelişimi ve kariyer gelişiminin entegre
hali olarak tanımlamış, yetenek yönetimi ve beyin göçünün birlikte önemli gelişmeler
doğurabileceğini belirtmiştir.
Bunlar dışında Walsh ve Taylor (2007: 163-182) de yönetsel yeteneklerin örgütte
kalmasının zorluğunu kariyer ve bağlılık teorilerinden yola çıkarak araştırmış ve
yöneticilerin yaptıkları işler ne kadar zorluysa işten kaytarmanın o kadar azaldığını ve
örgüte bağlılığın o denli arttığını bulmuşlardır.
Aşağıda yetenek yönetimi odaklı olup bu çalışmaya içerik olarak benzerlik gösteren
bazı tezlerin künyesi bulunmaktadır.
Tablo 15: Yetenek Yönetimi Tabanlı Kariyer ile İlgili Yayımlanmış Tezler
Yazar
Akbaş, İpek
Tez Türü
Yüksek Lisans Tezi
Yıl
2013
Çelik, Murat
Yüksek Lisans Tezi
2011
Ceylan, Nevin
Yüksek Lisans Tezi
2007
Öner, Esra
Yüksek Lisans Tezi
2014
Tümen, Ebru
Yüksek Lisans Tezi
2014
Erçokses, Büşra
Yüksek Lisans Tezi
2009
Karalar, Ece Basmacı
Yüksek Lisans Tezi
2008
Çayan, Dicle
Yüksek Lisans Tezi
2011
Güngör, Mine Kanap
Yüksek Lisans Tezi
2013
Waheed, Sajjad
Doktora Tezi
2013
Çalışılan Alan
Çalışanı Elde Tutma
İKY Tabanlı
Çalışanı Eğitme
Geliştirme
ve
Çalışanın Performansını
Artırma ve Kazanma
Kariyer Planlama
Kaynak: tez.yok.gov.tr (18 Mart 2016)
Yine örgütsel ve yönetsel alanlarda işgücünü oluşturan kuşaklar, uzun yıllar boyunca
yazında incelenmekte olup, z kuşağının günümüzde en son nesil olmasından ve bu
kuşağın iş dünyasına henüz girmeye başlamasından ötürü konu hakkında henüz yeterli
sayıda ampirik çalışma bulunmamaktadır. Bununla birlikte z kuşağı ile ilgili yapılan
çalışmaların çoğu pazarlama alanında bulunmaktadır. Her ne kadar pazarlama
110
bilimciler tarafından, yeni hedef pazarı olmasından dolayı bu kuşak hakkında satın
alma davranışı gibi konulara ağırlık verilse de, yeni iş dünyasını şekillendirecek olan
bu kuşak hakkında yönetsel ve örgütsel bağlamda da çalışmaların hem teorik hem de
ampirik olarak yapılması önem arz etmektedir.
Kuşak konusunda, anılan veri tabanında yaklaşık 10.000 adet çalışmaya rastlanılmış;
fakat bu çalışmaların sadece 16 sının z kuşağı hakkında olduğu görülmüştür. Bu
çalışmalardan 10 u pazarlama alanında olup, sadece 6 sı yönetsel bağlamda çalışılmış
araştırmalardır (Ferincz vd., 2010: 1-33; Kukelkova, 2012: 248-257; Zbrankova, 2012:
445-452; Bejtkovsky, 2013: 805-813; Walk vd., 2013: 251-278; José ve Fernandez,
2016: 97-105). Web of Science veri tabanı dışında diğer veri tabanlarında z kuşağı
hakkında yapılan yazın taraması sonucunda ise 9 adet çalışmaya rastlanılmıştır
(Mitchell, 2008: 665-672; Levickaité, 2010: 170-183; Ayhün, 2013: 93-112; Pozzulo
vd., 2013: 63-74; Tulgan, 2013: 1-12; Oladapo, 2014: 19-36; Arar ve Yüksel, 2015a:
47-57; Arar ve Yüksel, 2015b: 195-202; Hatum, 2010).
Günümüzde işletmelerde artık deneyimli kadrosunda bulunan ve emekli olmaya aday
olan Baby Boomers kuşağı, orta ve üst düzey yönetimde bulunan X ve Y kuşakları ve
yeni yeni iş yaşamına kariyerlerinde ilk önemli adım olan ve genellikle “management
trainee” adı altında atılan bir Z kuşağı bulunmaktadır. İşletmelerin karşılaştıkları
zorluklardan biri de bu çoklu kuşakları aynı anda etkin ve verimli bir şekilde
yönetebilme güçlüğüdür. Z kuşağı öncesi kuşakları ele alan ve birden çok kuşağın bir
arada bulunduğu iş ortamlarını inceleyen çalışmalara göre (Gibson vd., 2009:1-7;
Sullivan vd., 2009: 282-302; Hahn, 2011: 119-128; Eversole vd., 2012: 607-625;
Zopiatis vd., 2012: 101-121; Ayhün, 2013: 93-112; Dixon vd., 2013: 62-73; Schullery
vd., 2013: 252-265; Gürsoy vd., 2013: 40-48; Lyons ve Kuron, 2013 139-157;
Adıgüzel vd., 2014: 165-182; Becton vd., 2014: 175-189; To vd., 2014: 1315-1332;
Seipert ve Baghurst, 2014: 347-370; Moore vd., 2015 346-362; Chen ve Lian, 2015:
567-578) her kuşağa bağlı çalışanların istek, ihtiyaç, değer ve beklentileri
önemsenmeli, herkesten verim alabilmek için ortak bir kurum kültürü oluşturulmalı ve
ortak bir sinerji sağlanmalıdır.
Z kuşağını salt olarak ele alan ya da diğer kuşaklarla inceleyen çalışmalar ise yukarıda
da belirtildiği gibi henüz iş yaşamına başlıyor olmalarından dolayı kısıtlı sayıdadır.
111
Örneğin Levickaité (2010:170-183) çalışmasında x, y ve z kuşaklarını tarihsel, sosyal
ve çevresel boyutlarını karşılaştırarak ele almıştır. Pozzulo vd. (2013: 63-74) ise
çalışmasında sadece z kuşağının ortak karakteristik özellikleri üzerinde durmuştur. İş
yaşamını gelecekte şekillendirecek olan bu kuşağın, yazında belirtilen ortak
karakteristik özellikleri ile kariyer seçimlerini etkileyen faktörleri hiyerarşik olarak
sıralayan çalışmayı ise Arar ve Yüksel (2015a: 47-57) yapmıştır. Bir devlet
üniversitesindeki son sınıf öğrencilerine yapılan uygulama neticesinde 30 faktör içinde
uygulamaya giren öğrencilerde kariyer seçimlerini en çok etkileyen faktör “iş
hakkında sahip olunan bilgi” olmuştur. Bu sonuç da erişimin kolay olmasından
kaynaklanan bilgiye hızlı erişim ve sahip olma isteği ile kendinden önceki nesillere
göre hayat hakkında daha gerçekçi olan bu kuşağın bir neticesi olarak
değerlendirilebilir.
Z kuşağını daha çok yönetsel anlamda ele alan çalışmalara da yazında rastlanılmıştır.
Örneğin
Tulgan
(2013:
1-12)
çalışmasında
z
kuşağının
iş
yaşamındaki
gösterebilecekleri ortak özelliklere, davranış ve tutumlara değinmiştir. Aynı şekilde
bu kuşağın iş yaşamındaki mümkün ortak karakteristik özelliklere ek olarak Arar ve
Yüksel (2015b: 195-202) değinmiş, ayrıca bu kuşağın iş yaşamında nasıl
yönetilebileceği üzerine teorik bir çalışma yapmıştır.
Ferincz vd. (2010: 9-12) yaptıkları çalışmada, yeniden şekillenen iş dünyasının daha
dinamik, daha belirsiz ve rutinlikten uzak bir karakteristiğe bürünüp, her şeyin önceki
yıllara göre daha hızlı değiştiğini ve işletmelerin rekabette tutunabilmeleri için sürekli
değişime ayak uyduracak bir yapıda olmalarını belirtmiştir. Aynı çalışmada, bu tür
sürekli değişimlerin yaşandığı iş dünyasına ayak uyduracak yapı için, bu yapıya yeni
kuvvet olan ve işletmelerin geleceğini şekillendirecek olan z kuşağının da ortak
karakteristik özellikleri dikkate alınarak, örgütlerin kültür, mekanik-hiyerarşik yapı,
yönetsel araçlar, katı kurallar, iletişim kanalları gibi niteliklerinin yeniden gözden
geçirilmesine atıfta bulunulmuştur. Ayrıca yeni yeni iş dünyasına girmeye başlayan
bu kuşak için yönetim tarzının yeniden şekillenmesi ve bu kuşak çalışanlarına yetki ve
güç verilmesi halinde başarılı sonuçlara imza atılacağı vurgulanmıştır.
Kukelkova (2012: 248-257) çalışmasında iş yerindeki kuşak farklılıklarını da dikkate
alarak işletmelerin günümüzde karşılaştıkları sorunlardan birini belirten; işgörenlerin
112
çalışmaya olan motivasyonlarını ülkelerinin kültürlerinin de etkilediği, işletmelerin ise
hem farklı kuşakları hem de farklı ülkelerin farklı kültürlerini bir arada ortak bir çatı
altında toplamaları gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca her ne kadar z kuşağı iş
yerlerindeki en yeni ve son teknolojik kuşak olarak anılsa da bu çalışmada 2010 ve
sonrası doğan alfa kuşağına da değinilmiştir.
Zbrankova (2012: 445-452) çalışmasında yeni başlayan ve orta düzey yöneticileri
meydana getiren y ve z kuşaklarını incelemiş, bu kuşakların iş yerindeki ihtiyaç,
beklenti ve örgütsel olarak hayata bakış açılarını ele almıştır. Ayrıca bu iki kuşağın da
teknolojik ortamda yetişmesinden dolayı etkenlik ve verimliliklerinde örgüt içi sosyal
medya kullanımlarını irdelemiştir.
Bejtkovsky (2013: 805-813) çalışmasında ise yine diğer kuşaklarla birlikte z kuşağının
iş ortamında birlikte yönetilmesinin zorluğundan bahsetmiş ve çoklu kuşak yönetimini
“yaş yönetimi konsepti” adı altında ele almış ve bunun işletmeler için önemini
vurgulamıştır.
Z kuşağı üzerine yönetim alanında Ulusal Tez Merkezinde yapılan yazın taramasında
herhangi bir çalışmaya rastlanılmamış; bununla birlikte x ve y kuşaklarının
özelliklerinin belirtildiği ve y kuşağının örgütsel bağlılık düzeyinin ölçüldüğü bir adet
yüksek lisans tezi (Öz, 2015); pazarlama alanında da sadece tüketicilerin karar
vermesinde kuşak farklılıklarını ele alan bir adet yüksek lisans tezi (Kavalcı, 2015)
bulunmaktadır. Aşağıdaki tabloda ise 2000-2016 yılları arasında işletme biliminde
yönetim ve organizasyon alanında yazılan ve örgütlerde kuşak konusunu inceleyen
tezlerin künyelerinden bahsedilmiştir.
113
Tablo 16: Kuşak ile İlgili Yayımlanmış Tezler
Yıl
Çalışılan Alan
Yazar
Hacıbayramoğlu,
Merve Gül
Tez Türü
Yüksek Lisans
Tezi
Nakıpoğlu, Nazlı
Yüksek Lisans
Tezi
2015
Erdirençelebi, Meral
Doktora Tezi
2012
Elalmış, Süreyya
Özekin
Yüksek Lisans
Tezi
2011
Aydın, Erdal
Doktora Tezi
2010
Karuserci, Halil Onur
Yüksek Lisans
Tezi
2008
Zeybekoğlu, Kerem
Emre
Yüksek Lisans
Tezi
2004
Yiğit, Zühal
Yüksek Lisans
Tezi
2010
Erden, Sena
Doktora Tezi
2012
Kültürel Değişim
Tuzlukaya, Şule
Erdem
Doktora Tezi
2013
Örgütlerarası Ağ
Düzenekleri
Yapılanması
Daloğlu, Elif Sezi
Yüksek Lisans
Tezi
2013
Oral, Gülüzar Aslı
Yüksek Lisans
Tezi
2013
Usta, Ömer
Yüksek Lisans
Tezi
2014
Akduman, Gülbeniz
Doktora Tezi
2015
Tekin, Meryem
Yüksek Lisans
Tezi
2015
Pancar, Hasan Faruk
Yüksek Lisans
Tezi
2014
Hatipoğlu, Zeynep
Doktora Tezi
2014
Aygenoğlu, Kübra
Yüksek Lisans
Tezi
2015
2014
Aile işletmeleri
Örgütsel Tutum
Çalışma Hayatı ve
Algısı & İş
Değerleri
İş Tatmini
Stratejik Önem
Kaynak: tez.yok.gov.tr (11 Mart 2016)
114
4.2. KARİYER GELİŞTİRMEDE YETENEK YÖNETİMİNİN YERİ
4.2.1. Kariyer Geliştirme Sürecinde Yetenek Yönetiminin Rolü ve Önemi
Hayatını idame ettirebilmek için çalışmak durumunda olan insanoğlu, özel
yaşamındaki mutluluğu ve huzuru iş yaşamında da elde etme arayışındadır. Bu arayış
özellikle son yıllarda daha çok artış göstermektedir. İnsanların ilk çalışmaya
başladıkları andan iş yaşamlarının son bulmasına kadar geçen süreçte meslekleri ile
edinebildikleri tüm deneyimleri ve gelişmeleri kapsayan kariyer yaşamlarında,
çalıştıkları işletmelerde beklediklerini bulamadıklarında, istekleri ve ihtiyaçları
karşılanmadıklarında, örgüte olan bağlılıkları azalabilmekte ve kariyerlerini başka bir
işletmede devam ettirme yoluna gidebilmektedir. Bahsedildiği üzere kariyer insanların
yaşamlarında bir süreçtir ve bu sürecin etkin bir şekilde geçmesi için hem bireye hem
de örgüte düşen sorumluluklar bulunmaktadır. Bireye düşen sorumluluk, kendi eksi ve
artı yönlerinin bilip mesleki anlamda hangi alanlara ilgisi olduğunu ve ne tür yeterlilik
ve yeteneklere sahip olduğunun farkında olması gerektiği bireysel kariyer
planlamasını yapmasıdır. Örgüte düşen sorumluluk ise örgütsel yeterlilik, amaç, hedef
ve stratejiler doğrultusunda doğru kişileri işe alıp, doğru pozisyonlara yerleştirip,
mesleki anlamda gelişmelerini sağlamak adına yaptığı etkin bir kariyer yönetimi ve
kariyer geliştirme uygulamalarıdır. Tam burada geleneksel insan kaynakları yönetimi
uygulamalarından farklı olarak, günümüz rekabet koşulları ve yetenek kıtlığı dikkate
alındığında, işgücü pazarında azınlıkta olan yetenekleri işletmeye çekip, yetiştirmek
ve onları kaybetmemek için yetenek yönetimi devreye girmektedir. Aşağıdaki şekilde
kariyer süreci belirtilmektedir. Bu süreçteki A, B, C, ve D noktaları ise altındaki
tabloda açıklanmaktadır.
A
B
C
D
Şekil 11:Kariyer Süreci
115
Tablo 17:Kariyer Sürecinde Yetenek Yönetimi
Kariyer
Geliştirme
Süreci
A
Birey Açısından
Uygulama
İş Arama
C
D
İşe Girme
Kendini
Profesyonel
Olarak
Geliştirme /
Ayrılma
Örgütte Kalma /
Ayrılma
Meslekte
İlerleme
İş Tatmini,
İlerleme /
Kariyerini farklı
işletmede devam
ettirme
İşe Alım
Geliştirme
Performans
açısından verimli
olanları elde
tutma
İKY deki
sürekliliği
sağlama
Maddi & Manevi
Yeterlilik
İş Bulma
Bireysel Amaç
B
Örgüt Açısından
Uygulama
İlan Verme
Örgütsel Amaç
Örgütsel amaçları
gerçekleştirecek
personel arama
Örgütsel amaçları
gerçekleştirme
Örgütteki
personeli
geliştirerek nihai
performansı
artırma
YY
Uygulamaları
Yeteneği çekme
Yeteneği
Yerleştirme
Yeteneği
Geliştirme
Yeteneği Elde
Tutma
YY Amaç
İşletmeye değer
katacak ve
işletmeyi farklı
kılacak adayları
rekabet ortamında
işletmeye çekme
Doğru yeteneği,
örgütsel
yeterliklere denk
gelecek doğru
pozisyona
yerleştirme
Yeteneği
örgütsel hedefler
ve performans
bağlamında
geliştirme ve
bireyin
gelişimine
katkıda bulunma
Rekabet
ortamında nadir
olan yeteneği
kaybetmeme için
sarf edilen
çabalar
Yetenek yönetimi ile kariyer geliştirme arasındaki ilişkiden bahseden bir çalışma da
(Karalar ve Atay, 2009: 97) kaynak stratejisi, elde tutma, işe alma, yeteneği denetleme,
performans
yönetimi
ve
kariyer
geliştirmenin
yetenek
yönetiminin
ana
elementlerinden olduğu belirtilmektedir. Örgütlerde kariyer planlamanın yetenek
yönetimi ile yakından ilişkili olduğunu belirten bir diğer çalışmada (Waheed ve Zaim,
2015: 1206) kariyer planlamayı kariyer yönetimi ve kariyer geliştirmenin ana başlığı
olarak ele alınmıştır. Aynı çalışmaya göre; yapılacak etkin bir kariyer planlamasının
hem çalışana hem de işletmeye olumlu sonuçlar doğuracağı belirtilmiştir. Çalışan
mesleki açıdan daha tatmin olacak ve kendini geliştirecek, bu sayede artan performansı
da örgütün toplam performansına katkıda bulunacaktır. Burada işverenin yapması
gereken şey ise yetenek yönetimini uygulamak, yetenek havuzu oluşturmak ve bu
116
havuzdan doğru yeteneği doğru pozisyona yerleştirme olacaktır. Bu sayede yetenek
yönetimi ve kariyer planlama başarı ile sonuçlanacaktır.
Bir araştırmaya göre insanların iş deneyimlerinin başlarında ilk 10 yılda yaptıkları iş
değişiklerinin çoğunda kariyer değiştirme gelmektedir. Burada bilinçsizce yapılan ve
başlanan iş tercihleri nedenler arasındadır. Yetenek yönetimi ile örgütsel amaca hizmet
edecek doğru yeteneği doğru pozisyona yerleştirmek ve bu yeteneği geliştirmek
kariyer başlarındaki bu sorunu ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır (Levenson,
2012: 189).
Yetenek yönetiminin aşamaları tezin ikinci bölümünde bahsedildiği üzere; yeteneği
çekme, işe alım-yeteneği yerleştirme, yeteneği geliştirme ve yeteneği elde tutmadan
meydana gelmektedir. Bu aşamaların her biri için kariyer geliştirmedeki yerine sırayla
değinilecektir. Vos ve Dries (2013: 1817) a göre işletmeler kariyer yönetimlerinde,
günümüz işgücünün sınırsız kariyer anlayışından dolayı firmanın başarısındaki
sürekliliği sağlamak adına, zemin hazırlaması gereken işgücündeki devamlılığına
verdiği önemin derecesi, sahip olduğu çalışanlarındaki firmaya değer katacak ve
benzersiz özellikleriyle stratejik önem atfedecek çalışanların oranına bağlıdır. Burada
yetenek yönetiminin yeteneği çekme, işe alma ve elde tutma adımları önem arz
etmektedir. Aynı şekilde Collings ve Mellahi (2009: 310) a göre sınırsız kariyer
anlayışı ve örgütler arası mobilite düşünüldüğünde stratejik yetenek yönetimi ışığında
örgütlerin yapması gereken şey yetenek havuzu oluşturup, bunu kendilerine çevirerek
yetenekleri işgücü pazarından kapıp, elde tutmak için çaba sarf etmektir. İlk olarak
yeteneği çekme bağlamında yetenek yönetiminin kariyer geliştirme sürecindeki yeri
incelendiğinde; işgören değer önermesi ön plana çıkmaktadır ve sürece aday
tarafından bakıldığında yetenekli işgörenlerin tercihleri ve duygularının iyi
anlaşılması; bununla birlikte beklentilerinin analizinin iyi yapılması gerekmektedir
(Akar, 2015: 84). İşgören değer önermesi işletmede mevcut çalışanların edindiği her
türlü deneyim sonucu o işletmeye atfettikleri değer de olabilir, aynı zamanda işletmede
henüz çalışmaya başlamamış pazardaki potansiyel işgücünün karşılanması muhtemel
istek, ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda o işletmeye biçtikleri değer de olabilir. Bir
işgören değer önermesi potansiyel işgörenler için ne kadar tatminkâr ise o denli
yeteneği işletmeye çekmek de başarılı olunabilir. Aynı çalışmaya göre yeteneği
yerleştirme aşamasında işgörenin yeteneklerini, kabiliyetlerini ve performansını;
117
kısaca kariyer yaşamlarını geliştirebilecekleri bir şekilde doğru pozisyonlara
yerleştirme işlemleri uygulanır. Ayrıca yetenekli işgörenlerin kariyer anlayışlarında
artık motive etmek yeterli olmamakla beraber, onlara heyecan verici, üretkenliklerini
sergileyebilecekleri
işleri
aramakta,
bunlar
sağlanmadığında
ise
örgüte
soğuyabilmekte ve ayrılma niyeti zihinlerinde oluşmaya başlayabilmektedir. Yine
Akar (2015: 101) a göre, yeteneği geliştirme aşamasında, çalışanın kuruma girişinden
ayrılışına kadarki süreçte performansının artırılması için yönetim çabalarının tümü
olan geleneksel kariyer geliştirme tanımının yanı sıra, kişinin kariyer hayatı boyunca
mesleki anlamda kendine has olan yeteneklerini ileride başka görevlerde ve/veya
pozisyonlarda da kullanabilmesi için geliştirilmesi sağlanmaktadır. Ayrıca yetenek
yönetiminde kişilerin kariyer yaşamlarındaki pozisyonlarına göre farklı yetenek
geliştirme planları hazırlanır. Aynı çalışmaya göre yetenek yönetiminin son aşaması
olan yeteneği elde tutma kısmında, çalışanın istek ve ihtiyaçları göz önünde
bulunduran işletmeler, çalışanda örgütsel bağlılığı sağladığında bu hissi bünyelerinde
bulunduran çalışanlar da, kariyerlerinde kendilerini başarıya yönlendirmekte ve
kapasitesini başarılı olmak ve normalden daha çok performans sergilemek için
kullanmaktadır. Yetenekli çalışanı elde tutmak için adil ücret, iş güvenliği ve kariyer
geliştirmenin yanında güçlü bir yetenek yönetimi planlaması da gereklidir
(Piansoongnem vd., 2011: 1578). Çalışanlar, yetenek yönetimi uygulamalarını
kariyerleri ve terfileri açısından pozitif olarak görmekte ve bu olumluluk
performanslarına ve davranışlarına yansırken, kariyerlerini aynı örgütte devam ettirme
niyetinde olmaktadır (Malaeb ve Garavan, 2013: 4047).
Yetenek yönetimi kavramından sonra geliştirilen küresel yetenek yönetimi ile ilgili de
kariyer sürecindeki yeri üzerine bazı araştırmalar yapılmıştır. Kirk (2016: 684)
çalışmasında insan kaynakları yöneticilerinin küresel mobilite adına, çift kariyer yapan
çalışanlarından işle ilgili ve işle ilgili olmayan ve hayatlarının farklı döngülerine göre
değişen taleplerini dengelemek, onlara sunacakları stratejik fırsatlar kümesini
oluşturmak için yetenek yönetiminin rolünün önemli olduğu vurgulanmaktadır.
Farndale vd. (2014: 204) çalışmasında küresel yetenek yönetiminin öneminden
bahsetmiş, küresel yetenek yönetiminin (KYY) işletmeler için yararlı olduğu,
çalışanlar için ise küresel mobilite fırsatları sunması bağlamında kariyer geliştirme
yollarını çizerken büyük yararı olduğu belirtilmiştir. Bu görüşe Collings (2014: 254),
McNulty ve Cieri (2015: 8) çalışmalarında katılmışlardır. Aynı görüşe katılan bir diğer
118
çalışma olan Cerdin ve Brewster (2014: 245) da küresel yetenek yönetimini yüksek
potansiyeli olan çalışanların geliştirilmesi ile kariyer geliştirmenin bir kombinasyonu
olarak tanımlanmıştır.
Yetenek yönetimi sadece alt düzey çalışanlarına uygulanmamakla beraber tüm
örgütün elini taşın altına koymasıyla birlikte başarıyla sonuçlanacak bir süreçtir.
Claussen vd. (2014: 237) çalışmasında kariyer gelişim sürecini yöneticiler bazında ele
almış; yöneticilerin terfi etmesi için sahip olmaları gerektiği yönetsel yeteneklerden
ve burada yetenek yönetiminin rolünden ve öneminden bahsetmiştir.
Çalışanı elde
tutma, iş tatminini artırma, iş yaşam dengesini sağlama ve örgütsel performansı
artırmak için örgütlerin uygulaması gereken stratejilerin başında ödüllendirme ile
kariyer yönetimi ve kariyer geliştirme gelmektedir (Deery ve Jao, 2014: 466). Bütün
bunları mümkün kılan ise yetenek yönetimi anlayışıdır. Tung (2016: 149) çalışmasına
göre günümüz iky uygulamalarını yeniden revize etmemiz gerekmektedir. Artık
işgörenlerin tek bir işletmede işe başlayıp oradan ayrılana kadar tam zamanlı
çalıştıkları geleneksel çalışma uygulamaları yerini sınırsız kariyer anlayışına sahip
olan ve önümüzdeki yıllarda tüm işgücüne oranı %40 civarında olması beklenen,
“örgütsel olmayan çalışanlar”a bırakacaktır. Bu kavramdan kasıt ise, insanların artık
tek bir örgüte bağlı kalmadan kariyerlerini idame ettirmeleri anlamına gelmektedir.
İşletmelerin yapması gereken ise, bu tür bir kariyer anlayışının hâkim olduğu iş
dünyasında, "yıldız oyuncular" diye tabir edilen yüksek potansiyelli çalışanları
cezbedip, motive edip elde tutmaktır. Bunu yapabilmek için de yetenek yönetimine
ihtiyaç duyacaklardır. Ayrıca bu yüzden akademisyenler artık geleneksel kavramlar
olan örgütsel bağlılık, liderlik, çalışan bağlılığı, işten kaytarma gibi konuları yeniden
gözden geçirmelidir.
4.2.2. Yetenek Yönetiminin Z Kuşağı Üzerindeki Kariyer Açısından Etkisi
Yukarıdaki bölümde yetenek yönetiminin kariyer geliştirme sürecindeki önemine
değinilmiştir. Bu bölümde ise bu sürece örneklem çerçevesinde iş dünyasına yeni adım
atan z kuşağı da eklenerek diğer bir boyut incelenecektir. Elbette, z kuşağından önce
de kuşaklar iş dünyasında yer aldı ve bu kuşaklarda da işletmeleri farklı kılacak ya da
119
kılmış olan yetenekler yer aldı. Fakat ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmelerle
birlikte rekabet ortamının giderek kızışması sonuç olarak iş dünyasında da bazı
değişmelere neden olmuştur. İşgücünü oluşturan insanların artık kaynak olmaktan çok
birer değer olarak görülmesi ile artık daha etkin yönetilme yöntemlerini doğurmuş,
örgütsel ve yönetsel anlamda yeni kuramların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tabi
ki bu değişimler tarih boyunca kuşakların ortak özelliklerini de şekillendirmiş,
konumuz gereği bu kuşaklardaki bireylerin iş yaşamlarına bakış açıları, beklentileri,
istek ve ihtiyaçları da, dominant oldukları zamana bağlı olarak farklılık göstermiştir.
Şu an günümüz işgücü emekli olmaya yakın fakat en deneyimli işgücü sınıfını
oluşturan Baby Boomers ve X kuşağı; orta ve üst düzey yönetici grubunda yer alan Y
kuşağı, ve henüz işletmelere adım atmakta olan ve işletmelerin geleceğini
şekillendirecek olan Z kuşağından oluşmaktadır. Z kuşağının üçüncü bölümde
bahsedilen ortak karakteristikleri, bu bölümde anlatılacak nedenlerden dolayı kariyer
süreçlerinin daha etkin ve verimli geçmesi için yetenek yönetiminin daha uygun
olacağı anlatılacaktır.
Nasıl ki insanoğlunun hayata bakış açısı zamanla değişiyorsa, kariyer anlayışında da
değişim çevreye ve olaylara bağlı olarak değişmeye başlamıştır. Kariyer anlayışında
meydana gelen değişimin işgücü yapısındaki değişime bağlı olarak işletmelerde
yetenek yönetimini geliştirmek zaruri olmuştur (Akar, 2015: 98). Ayrıca öngörülen
işgücündeki değişimler ve yeteneğe ulaşmadaki etkin yollar, yetenek yönetiminin
kapsamına giren yeni kuşağa ulaşmadaki anahtarları oluşturmaktadır (Oladapo, 2014:
24). Yetenek yönetiminin ortaya çıkmasında rol oynayan faktörlerden biri de aynı anda
dört neslin iş ortamında bulunması ve birbirinden farklı mesleki beklentilere ve
becerilere sahip olan kişilerin oluşturduğu nesil farklılığıdır. Ayrıca yeni kuşağın
internetin içinde doğmasından dolayı duyduğu hız ihtiyacı, deneyimli kuşağın
yaşlanmasıyla beraber piyasada yetenekli birey sayısının kıt olmasından dolayı
işverenin beceri isteği, yine z kuşağının örgütsel kariyer anlayışını bırakmasından
süregelen örgütsel bağlılığının azalması gibi (Akar, 2015: 40-41) nedenlerden dolayı
kariyer geliştirme sürecinde yetenek yönetimine ihtiyaç duyulmaktadır. Vos ve Dries
(2013: 1817) çalışmasında günümüz kuşağının sık işletme değiştirme eğilimine atıf da
bulunulmaktadır. Gerek örgütler arası mobilite anlayışını işletme yararına kılmak,
gerekse, örgüt içinde doğru yeteneğin doğru pozisyona yerleştirilmemiş olmasından
120
dolayı, işletme için sorun teşkil etmemesi açısından firmaların kariyer yönetimi
stratejilerinde yetenek yönetimi önemli olduğu vurgulanmıştır.
Z kuşağının ortak karakteristik özelliklerini ve yetenek yönetimi uygulamalarının bu
kuşağın kariyer yaşamı süresince önemli olduğunu vurgulayan bir çalışmada (Özkan
ve Solmaz, 2015: 480); bu kuşağın ortak özellikleri arasında kendine öz güveni
yüksek, çalıştıkları yerde mutluluk arayan, otoriteyi sevmeyen, görüşlere açık,
teknolojiyle çalışmayı seven, evden çalışmayı tercih eden ve yöneticileri tarafından
fikirlerine önem verilmesini arzu eden kişilerdir şeklinde özetlenmiştir. Walk vd.
(2013: 257) çalışmasında; z kuşağının işlerinin daha anlamlı olması, profesyonel
anlamda özgürlükçü olarak esnek ve zorlu olması, daha büyük ödüllerin olması, ilgi
çekici iş konuları ve iyileştirilmiş iş-yaşam dengesinin olması gibi iş yaşamından
beklentilerinden bahsetmiştir. Aynı çalışmada kuşağın kendinden öncekiler gibi bütün
kariyerlerini yalnızca 1-2 işletmede geçirmeyeceğinin de altını çizmiş ve bir işletmeye
başvurmak için çalışma atmosferinin, kariyer fırsatlarının önemli olduğu
vurgulanmıştır. Ayrıca bu beklentilerin karşılanmadığı durumlarda bu genç
profesyonellerde iş tatmini, bağlılık ve performans daha kolay bir şekilde düşebilecek
ve diğer fırsatları aramak için istifa etme yoluna gidebilecekleri, bütün bunların ise
işletmelerin stratejilerinde yetenek yönetimi uygulamalarına başvurmalarına sebep
olacağı belirtilmiştir (Walk vd., 2013: 253). Bu çalışmada yetenek yönetiminin kariyer
geliştirme sürecinde yeteneği cezbetme ve yeteneği elde tutma aşamalarına
değinilmiştir.
Gayeski (2015: 9-10) çalışmasında z kuşağının iş konusunda kendinden öncekilere
göre daha seçici olduğunu vurgulamıştır. Bunun nedenleri arasında eski kuşaklardaki
iş yaşamına bakış açısı, tek bir işe yerleştikten sonra iş ya da örgüt değiştirmenin fazla
radikal ve lüks bir karar olduğu algısı ve içinde bulunan ekonomik durumlar
gösterilebilir. Aynı çalışmaya göre bu seçici olan kuşaktaki yeteneği işletmeye
çekebilmek için örgütlerin ve işletmelerin ellerini taşın altına koymaları gerektiğinden
bahsedilmektedir. Ayrıca z kuşağının yetenekli bireyleri işverenlerinden kaç saat
çalıştıkları ile değil performanslarına göre değerlendirilmelerini tercih etmekte; kişisel
ve profesyonel (kariyer) gelişimine önem vermekte; iş yaşam dengesine özen
göstermektedir. Burada yeteneği geliştirme stratejisi önem kazanmakta iken;
çalışmada değinilen bir diğer mevzuda ise sık sık iş değiştireceklerini ve kariyerlerini
121
en azından iki defa yeniden başlayacaklarına üniversiteden hazırlıklı olan bu kuşak
için yeteneği elde tutma stratejisi önem arz etmektedir. Bununla birlikte yeni kuşağın
beklentileri arasında; geleneksel kariyer sürecinde ay ışığı sorununa maruz kalan
çalışanlar için, işverenlerin artık buna engel olacak şekilde maddi imkânları sağlaması,
üstüne üstlük çalışanların kendilerine zaman ayırabilmeleri için yıllık izin dışında
izinler vermesi bulunmaktadır. Aynı zamanda kuşak bireyleri iş görüşmelerinde
sadece işin gerekliliklerini değil, aynı zamanda işletmenin kendilerine sunacağı
fırsatları ve gelişme imkânlarını da değerlendirmekte şeklinde bahsedilen kısımda
yukarıda bahsedilmiş olan iş gören sözleşmesine de atıfta bulunulmaktadır.
Bir üst bölümde olduğu gibi yetenek yönetiminin, z kuşağının kariyer geliştirme
sürecindeki yeri ve önemine yetenek yönetiminin aşamaları bazında tek tek bakılacak
olursa (Akar, 2015: 89-108);
Yeteneği çekme kanallarında z kuşağının teknoloji ile iç içe olmasından dolayı
tercih edeceği kurumun web sitesi, e–istihdam, on-line simülasyonlar kullanılması
uygun olacaktır.
Yeteneği yerleştirme kısmında kariyer döngüsünün kendinden önceki nesillere
göre azaldığı günümüz kuşağını yetenek, performans ve istekleri doğrultusunda
doğru analiz ederek kendilerine çizilecek doğru bir kariyer haritası ile örgütün de
ihtiyaç duyduğu doğru pozisyonlara yerleştirmek önem arz etmektedir.
Yeteneği geliştirme kapsamında, z kuşağının yine teknolojik özelliği dikkate
alınarak, kurum eğitimleri (e-learning) ile birlikte bir koç altında çalışmaktansa
kendi kendini yönetebilecek şekilde özerk ve özgür olma istekleri de dikkate
alınarak kişiye özel projeler ve yetki-görev gücü verilmesi uygulaması uygun
olacaktır.
Yeteneği tutma stratejilerini kariyer sürecinde önemli kılan, baby boomers
kuşağında işten ayrılmayı tetikleyen etmenlerin başında lidere olan güven gelirken,
sonraki kuşaklarda bu faktörün yerini kariyer geliştirme olarak değiştirmiş
olmasıdır. Ayrıca z kuşağındaki mesleki anlamda ortak özelliklerden olan takdir
edilme, esnek çalışma saatleri ve aile-özel yaşama önem veren çalışma ortamı
çalışanı işletmede tutmanın anahtarlarını oluşturmaktadır.
122
Çalışanları özellikle yeni kuşak bireylerini bağlı tutabilmek için İK uygulamalarında
yarar ve ödül programlarının revize edilmesi, çalışma saatlerinin değişmesi gibi
değişikliğe gidilmesi ve bütün bunların yetenek yönetimi çerçevesinde yapılması en
uygunudur (Oladapo, 2014: 24).
123
BEŞİNCİ BÖLÜM
Z KUŞAĞINA YÖNELİK YETENEK YÖNETİMİ İLE KARİYER
GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİ UYGULAYAN TELEKOMÜNİKASYON
SEKTÖRÜNDE BİR FİRMA – ÖRNEK OLAY İNCELEME
5.1. KARİYER
GELİŞTİRME
SÜRECİNDE
YETENEK
YÖNETİMİNİ
UYGULAYAN BİR FİRMA – ÖRNEK OLAY
5.1.1. Araştırmanın Amacı
Teorik bölümde de anlatıldığı üzere, günümüz kuşağı çalıştıkları işletmelerdeki
beklenti, istek ve ihtiyaçları karşılanmadığı takdirde, kendinden önceki kuşaklara göre
daha sık işletme değiştirme anlayışına sahiptir. Bununla birlikte işletmelerin nihai
hedeflerine ulaşmadaki temel etmen olan, bünyesinde bulundurduğu insan kaynağı,
önemini daha da artırmış olup, artık işletmeleri diğerlerinden farklı kılacak ve rekabet
ortamında bir adım öteye götürecek olanın sahip olunan yetenekler olduğu-gerçeği gün
yüzüne çıkmıştır. Buradaki ikilem, insanların beklediklerini işletmelerinden
bulamadıkları zaman başka bir işletmeye geçme eğiliminde olması ve aynı işletmenin
o kişiyi eğer kendisi için fark yaratıyorsa elinde tutmak arzusudur. Bu araştırmanın
amacı, sırasıyla kariyer geliştirme, yetenek yönetimi ve z kuşağı ile ilgili literatürden
elde edilen verilerin gerçek hayattaki geçerliliğini araştırmak ve varsa teorik ile
pratikteki benzerlik ve farklılıkları ortaya koymaktır. Z kuşağının gerçekten,
kendinden önceki kuşaklara göre gerek bazı karakteristik özelliklerinin gerekse
kariyer anlayışının radikal bir biçimde değişip değişmediği, değişmiş ise, bununla
gerek işletmenin gerekse işgörenin faydası açısından başa çıkmada, yetenek
yönetiminin gerçekten gerekli ve önemli olup olmadığıdır.
124
5.1.2. Araştırmanın Varsayımları
Bu araştırmada dört adet varsayım bulunmaktadır. Bunlar;
Tarih boyunca gerek etkilendikleri ortak ve önemli olaylardan gerekse
doğumlarının yaklaşık tarihler olmasından dolayı benzer karakteristik özellikler
gösteren insanlar “kuşak” adı altında gruplandırılmıştır. 1990 lı yılların başında
doğan, günümüz iş yaşamındaki en son kuşak z kuşağıdır ve bu kuşağın kariyer
anlayışında kendinden öncekilere göre önemli farklılıklar bulunmaktadır.
Z kuşağının kariyer anlayışında; sınırsız kariyer anlayışı, firmalar arası mobilite ve
zayıf örgütsel bağlılık bulunmaktadır.
İşletmeler, öncelikle kendi nihai hedeflerine ulaşmak için ve işgörenlerinin
performansını ve tatmin seviyelerini artırmak için profesyonel ve stratejik olarak
adım atarlar ve işgörenlerine çeşitli kariyer geliştirme süreçleri sunarlar.
Yetenek
yönetimini
kariyer
geliştirme
sürecinde
uygulayan
işletmeler,
uygulamayanlara oranla, özellikle z kuşağını işletmeye çekmede ve tutmada daha
başarılıdır.
Uygulama bünyesinde görüşme yapılan İK yöneticisinin tüm cevapları doğruyu
yansıtmaktadır.
Araştırmanın üçüncü bölümünde yer alan z kuşağının isteyeceği çalışma ortamında
gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerdeki kurumsal ve büyük işletmeler
düşünülmüştür.
5.1.3. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi
Ülkemizde yetenek yönetimini uygulayan firmaların sayısı uluslararası arenadaki
firmalara oranla hayli azdır. Henüz gelişmekte olan ülkemizdeki çoğu işletmede halen
geleneksel insan kaynakları yönetimi uygulamaları geçerlidir. Zamanla daha da
rekabetçi ortamlarda boy göstererek, yetenek yönetiminin önemi işletmeler açısından
daha da anlaşılacaktır. Ülkemizde sadece büyük kurumsal işletmelerin bazılarında
yetenek yönetimi uygulanmaktadır. Gerek, araştırma konusu olan z kuşağının
teknolojiye olan bağlılığı, gerekse içinde bulunulan sektörün rekabetçi ve dinamik
olmasından dolayı telekomünikasyon sektörü araştırmanın evrenini oluşturmakla
125
beraber, Türkiye’de birçok konuda bu sektörün öncüsü konumunda bulunan bir firma
araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır.
5.1.4. Araştırmanın Kapsamı Ve Sınırlılığı
Bu araştırma beş bölümden oluşmaktadır. Konu ile yapılan genel bir literatür
taramasının ardından ilk bölümde kariyer ve kariyer geliştirme kavramları, süreçleri,
günümüz kariyer anlayışı, sorunları ve çözümlerinden bahsedilmiştir. İkinci bölümde
ise odak noktasını oluşturan yetenek yönetiminin tanımı, içindeki kavramlar, tarihçesi,
önemi, yararları ve gerekliliğinden bahsedilmiştir. Üçüncü bölümde ise z kuşağı esas
nokta olmak üzere; tarih boyunca ortak özelliklerine göre sınıflandırılan kuşaklar, bu
kuşakların tanımı, ortak özellikleri, iş yaşamındaki karakteristik özellikleri üzerinde
durulmuştur. Dördüncü bölümde ise araştırmanın amacı doğrultusunda teorik
çerçevede bir özet geçilmiştir. Yetenek yönetiminin z kuşağının kariyer geliştirme
sürecindeki önemi ve rolü, yetenek yönetiminin esas bileşenleri olan, cezbetme, işe
alma, işe yerleştirme, geliştirme ve elde tutma açısından tek tek ele alınmıştır. Beşinci
ve son bölümde ise önceki bölümlerde ele alınan teorik bilgilerin gerçek hayatta ne
kadar geçerli olduğunu ve aradaki benzerlik ile farklılıkları ortaya koymak için
telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren ve yetenek yönetimini uygulayan bir
firma ile görüşme yapılmış, elde edilen veriler analiz edilmiştir.
Yetenek yönetiminin yaklaşık 15 yıllık tarihçesine rağmen henüz tanımında bile ortak
bir düşünce geliştirilememiştir. Teorik anlamda hala geliştirilmeye açık olan bu
konuyu uygulamaya döken işletme sayısı da uluslararası alanda az, ülkemizde ise çok
azdır. Diğer bir konu ise z kuşağı yaş haddi ile çalışma hayatına henüz atılmaya
başlamıştır. Z kuşağı üzerine gerek teorik çalışma sayısı çok azdır ve bu çalışmaların
çoğu pazarlama alanındadır. Yönetsel alanda az çalışılan bu konu hakkında ampirik
çalışmaya ise henüz rastlanılmamıştır. Fakat bu çalışma, bilimin sadece olanı
göstermekle yetinmeyip, ideali yakalama misyonundan yola çıkarak, daha önce
entegre bir biçimde ele alınmamış olan bu iki konuyu içerecek şekilde tasarlanmıştır.
Bu çalışma ile birlikte hem geleceği şekillendirecek olan z kuşağının kariyer anlayışı
dikkate alınarak işletme ve işgören faydası maksimizasyonu düşünülerek yetenek
126
yönetiminin öneminin bahsedildiği gerçek bir problem incelenmiş hem de yukarıda
bahsedilen iki açık kapatılmaya çalışılmıştır.
Araştırmanın sınırlılıkları arasında, yetenek yönetiminin ülkemiz için henüz yeni bir
anlayış olması ve çok az sayıda kurumsal işletmenin yeni yeni uyguluyor olmasından
dolayı bu yönetim anlayışının yararları konusunda çok detaylı sonuçlar alınamamıştır.
Araştırmanın uygulama kısmında da sadece tek bir sektördeki tek bir firma ele
alınmıştır. Bu yüzden işletme ile yapılan görüşme neticesinde elde edilen sonuçlar,
yetenek
yönetimini
uygulayan
diğer
sektörlerdeki
diğer
firmalar
için
genellenmemelidir. Ayrıca araştırma bünyesinde ele alınan z kuşağı da henüz iş
dünyasına yeni girmiş olmasından dolayı, yetenek yönetiminin temel bileşenlerinin
(cezbetme, işe alma, işe yerleştirme, geliştirme, elde tutma) bu kuşağın kariyer
geliştirme sürecinde kariyer yolları boyunca etkilerinin olumlu yönde olup olmayacağı
henüz tam olarak bilinmemektedir.
5.1.5. Araştırmanın Güvenirliği Ve Geçerliliği
Araştırmanın
teorik
kısmından
sonra
gelen
uygulama
kısmı;
Türkiye’de
telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren, özel sektörde bulunan ve yetenek
yönetimini uygulayan bir firmanın İK yöneticisi ile yapılan bir görüşme neticesinde
gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırmalarda sonuçlar her ne kadar genellenmese de, örnek
olay modeli bünyesinde görüşme tekniğine ek olarak, araştırmadan elde edilen
verilerin geçerliliği ve güvenirliğini artırmak için doküman incelemesi yapılmıştır.
Nitel araştırmaların genel olarak inandırıcılık-güvenirlik-geçerlik üçlüsünü içinde
bulunduran döngü modeli aşağıdaki şekilde belirtilmiştir.
127
İ a dırı ılık
*Kura sal Yapı
*Uygula aya İlişki
Doğurgular
*So uçları A alitik
Ge elle elere Ulaş ası
Araştır a
Problemi
Geçerlik
*Bulguları Yoru la ası
*Bulguları Beti le esi
*Veri Analizi
*Veri Topla a Görüş e,
Dökü a İ ele e
Güvenirlik
*Veri Topla a Araçları ı
Gelişi i
*Araştır a ı Rolü ü
Belirlenmesi
*Örneklemin Belirlenmesi
*Araştır a Soruları ı
Geliştiril esi
Şekil 12:Nitel Araştırma Döngüsü Modeli
Kaynak: (Yıldırım ve Şimşek, 2013: 92)
5.1.6. Araştırma Modeli ve Veri Toplama Yöntemleri
5.1.6.1. Araştırma Modeli – Örnek Olay İnceleme
Araştırmanın modeli; tarama modellerinden örnek olay tarama modelidir. Örnek olay
tarama modeli; bir olay hakkında derinlemesine ve detaylı bir biçimde, çevresindeki
diğer olaylarla da ilişkilendirilerek bir yargıya varmayı amaçlayan tarama modelleridir
(Karasar, 2013: 86). Örnek olay tarama modeli, katılımlı ya da katılımsız olarak
yapılan görüşme ve gözlem; doküman incelemesi; betimsel istatistik veya fotoğraf,
film, ses ve video kayıtları ile gerçekleştirilir (Köklü, 2016: 771). Bu bağlamda örnek
olay olarak, ülkemizde telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren, alanında
birçok konuda öncü olan ve yetenek yönetimini uygulayan bir firma ele alınmıştır.
128
5.1.6.2. Veri Toplama Yöntemi (Görüşme & Doküman İnceleme)
Araştırmada kullanılan veri toplama yöntemlerinden biri işletmenin insan kaynakları
yöneticisi ile yapılan görüşme (mülakat) yöntemidir.
Nitel araştırma yöntemlerinden biri olan ve toplumsal araştırmalarda en çok kullanılan
veri toplama yöntemlerinden biri de görüşmedir (Geray, 2014:150). Nitel araştırma
tekniği olarak kullanılan görüşmeler kendi içerisinde yapılandırılmış, yarı
yapılandırılmış ve yapılandırılmamış şeklinde üçe ayrılır (Karasar, 2013: 166).
Yapılandırılmış daha çok anket bağlamında olup önceden hazırlanan soruların dışına
çıkılmaz iken yapılandırılmamış daha derinlemesine bilgi edinmek için doğaçlama
sorulardan oluşur ve önceden bir hazırlık bulunmaz. Yarı yapılandırılmış ise bu ikisi
arasındadır.
Görüşme sırasında katılımcıya kültürel uyum ve saygı gösterilmesi, görüşme
ortamının seçimi, kaydın yapılması ve kayıtların dökümü, araştırmacının kişisel
farkındalığı, görüşme protokolü, görüşmenin uzunluğu ve sayısı ve son olarak
araştırmacı ile katılımcı arasındaki diyaloğa dikkat edilmelidir (Seggie ve Bayyurt,
2015: 190-196).
Görüşme tekniğinde uyulması gereken bazı temel ilkeler vardır. Bunlar (Geray, 2014:
155-156):
İsimsizliğin garantisi
Titizlikle aslına uygunluk
Yönlendirici sorulardan kaçınma
Görüşmecinin terimleri açıklaması
Odaklanma
Ek bilgiler ve ayrıntılar için form dışı sorular sorma
Önceden yapılacak hazırlık (Görüşme başlığı, İzlenecek talimatlar, Sorulacak
temel sorular, Ek sorular, Görüşme ile ilgili yorum ve notlar).
Görüşme tekniğinin, esneklik, herkese uygulanabilme, anında geri besleme alabilme,
cevaplama oranının yüksekliği ve derinlemesine bilgi alınabilmesine olanak vermesi
kuvvetli yönlerini oluştururken, zaman ve maliyet açısından ise olumsuz yönleri de
129
bulunmaktadır (Karasar, 2013: 175). Bu çalışmada yarı yapılandırılmış görüşme
uygulanmıştır. Önceden hazırlanmış, konunun öz noktalarına değinen 17 adet açık
uçlu soru hazırlanmıştır ve bu sorular esas alınarak görüşme süreci ilerlemiştir. Sürecin
gidişatına göre bu sorulara ek olarak doğaçlama şeklinde derinlemesine bilgi
alabilmek için ek sorular da yöneltilmiştir. Görüşmenin ilk 5 dk. sında insan kaynakları
yöneticisi görüşme için bahsedildiği üzere hazırlanan 17 soruluk açık uçlu sorulardan
oluşan görüşme formuna göz atmıştır. Daha sonra sırasıyla 50 dk. lık görüşme, 5 dk.
lık mola ve yine 50 dk. lık görüşme şeklinde toplamda (5+50+5+50) 110 dk. süren
birebir mülakat gerçekleştirilmiştir.
Araştırma kapsamında veri toplamada kullanılan diğer bir yöntem ise doküman
incelemedir.
Araştırmalarda geçerliliği artırmak ve daha kapsamlı veri çıkarmak amacı ile gözlem
ve görüşme tekniklerine ek olarak, yazılı ve görsel dökümanların incelenmesine
doküman incelemesi denilmektedir ve kaynak olarak kayıtlar, raporlar, resmi
dökümanlar, kitap-dergi-gazete vb., anketler, belgeseller, firma web siteleri
kullanılmaktadır (Baş ve Akturan, 2008: 117-118). Burada önemli olan incelenecek
dökümanların orijinal ve güvenilir olmasıdır. Bu bağlamda firmanın kendi web sitesi
ve internet üzerinden yayınlanmış olan 2015 yılı faaliyet raporu incelenmiştir.
Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinin seçilmesindeki sebep, nicel yöntemlerdeki
kısıtlamalardan sıyırılarak, herhangi bir neden-sonuç ilişkisi bulmak yerine detaylı
bilgi edinmek ve yetenek yönetiminin gerçekten önemli olup olmadığını
derinlemesine öğrenmektir.
5.1.7. Araştırma Bulgularının Analiz Edilmesi ve Yorumlanması
Bu çalışmada, teorik kapsamda literatürden yararlanılarak elde edilen bilgilerin gerçek
hayattaki geçerliliğini ölçmek ve yetenek yönetiminin gerçekten – özellikle – z
kuşağının kariyer geliştirmesinde önemli bir rolünün olup olmadığını incelemek
suretiyle;
130
Türkiye’de genel olarak yetenek yönetimini benimsemiş işletme sayısının çok az
olmasından,
Z kuşağının ortak karakteristik özelliklerinden en önemli unsurun teknoloji
olmasından,
Sektöründe çeşitli alanlarda lider pozisyonunda olmasından,
Yine sektöründe yetenek yönetimi konusunda öncü olmasından,
Türkiye’de, telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın İnsan
Kaynakları Yöneticisi ile Ankara’da yaklaşık 110 dakika süren bir görüşme
yapılmıştır. Firmanın kurumsal prensipleri nedeniyle ve İK yöneticisinin isteği üzeri
görüşme sırasında ses kaydı alınmamıştır. Görüşme önceden araştırmacı tarafından,
konunun önemli noktaları dikkate alınarak hazırlanmış 17 sorunun İK yöneticisine
yöneltilmesi üzerine yapılmıştır. Görüşme bu bağlamda her ne kadar yapılandırılmış
gibi görülse de, görüşme sırasında, görüşmenin gidişatına ve sorulara verilen cevaplara
göre doğaçlama gelen sorularla birlikte yarı yapılandırılmış bir görüşme özelliği
taşımaktadır. Görüşme, sadece görüşmeci ve araştırmacı arasında geçip, İK
yöneticisinin verdiği cevapların, araştırmacı tarafından eş zamanlı not alması şeklinde
tamamlanmıştır. Yine işletmenin prensipleri nedeni ile firmanın adı ve logosu
kullanılmamış olup, bundan sonraki bölümlerde “firma” ya da “kurum” şeklinde
nitelendirilecektir. Görüşme dışındaki bilgiler, firmanın web sitesinden ve on-line
dokümanlarından yararlanılarak elde edilmiştir. Görüşmeden elde edilen veriler
betimsel ve sistematik analize tabi tutularak, teorik ve ampirik araştırma çerçevesinde;
kuşak, kariyer geliştirme ve yetenek yönetimi temel kavramları bünyesinde
yorumlanarak açıklanılmıştır.
5.1.7.1. Firma Hakkında Genel Bilgiler
Kurum 175 yıllık tarihi ile Türkiye’nin telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren
en büyük entegre şirket olma özelliği taşımaktadır. Şirket, 2015 yılı itibari ile içinde
bulunduğu dinamik çevrenin de etkisiyle, müşterilerinin sektörle ilgili istek ve
ihtiyaçlarını karşılamak için yapısını “müşteri odaklı” olarak oluşturmuş ve üç firmayı
tek çatı altında toplamıştır. 2016 yılının Ocak ayından itibaren ise bünyesine kattığı üç
firmayla, birleşmeden önceki ismini kullanarak yoluna devam etmektedir. Kurum,
içinde bulunduğu sektördeki dört ana bileşen olan; mobil, sabit ses ve geniş bant ile
131
TV ürün ve hizmetlerini tek bir merkezden sunmaktadır. Firma, müşterilerine sunduğu
ürün ve hizmetlerini, “Bireysel” ve “Kurumsal” başlıkları altında yeniden
yapılandırmıştır. Ülkenin her kısmına uzanan geniş hizmet ağının ve bahsedilen dört
temel ürününün yanı sıra IT Danışmanlığı, IT ürün ve yazılım hizmetleri, Çağrı
Merkezi hizmeti, eğitim içerikleri, toptan veri ve kapasite hizmetleri sunmaktadır.
Türkiye’yi yeni teknolojilerle buluşturma ve sanayi toplumundan bilgi toplumuna
dönüşmesini hızlandırmak amacıyla, 81 ilde 34 binin üzerinde çalışanıyla topluma
hizmet etmektedir.
Günümüzdeki gelişmiş toplumlar unvanlarını, gelişmiş sanayilerinden çok sahip
oldukları bilgiye borçludur. Bu anlayışla firma, toplumun bilgiye erişiminde önemli
bir görev üstlenerek, sosyal ve ekonomik büyüme için tetikleyici faktör olan bilişim
teknolojilerini Türkiye’nin her yerinde, müşterilerinin hizmetine sunmaktadır.
Firmayı rakamlarla tarif edecek olursak;
175 yıllık kurumsal mirasa sahip,
Toplamda 38 milyon aboneye hizmet veren,
8 yıl boyunca Türkiye’nin en değerli telekomünikasyon markası seçilen,
Türkiye’nin sabit telefon, mobil, TV ve geniş bant ürünlerini bir arada sunan 1.
Şirketi,
81 ilde yaklaşık 34.000 çalışan sayısı ile Türkiye’nin en büyük işvereni,
Avrupa’daki en geniş kablosuz omurga şebekesi,
Evlerin %98 ine geniş bant altyapısı sağlayabilme,
Türkiye’nin ilk Web TV ve IPTV uygulayıcısı,
214.000 km fiber altyapısına sahip,
Türkiye dışında 20 ülkede 40.000 km’yi aşkın fiber ağa sahip,
12,4 milyon homepass ile Türkiye’deki toplam hane halkının yaklaşık %60’ına
ulaşan,
132
8,2 milyon geniş bant abonesine sahip,
17,7 milyon mobil abonesini bünyesinde barındıran,
1,6 milyon yüksek hızlı Fibernet ve Hipernet abonesi olan,
1,9 milyon kurumsal TV yayın abonesi olan,
4,5 G de 2 Ghz altı spektrumda en yüksek pazar payına sahip operatör,
13 milyon sabit erişim hattı olan,
Pazardaki en yüksek penetrasyon oranına sahiplik unvanını getiren %68 oranında
akıllı telefon penetrasyonu,
İstanbulda belediye otobüslerinde ve deniz otobüslerinde ücretsiz internet sunan
en büyük Wi-Fi network ü sunması,
Wi-Fi hizmetinde 81 ilde, 5.000’in üzerinden Türkiye’nin en büyük hava yolları
firması ile gökyüzüne ve bir spor kulübünün stadına taşınan,
Son olarak Tier 3 sertifikasına sahip tek veri merkezidir.
5.1.7.1.1.
Firmanın Kilometre Taşları
1840 yılında “Posta Nezareti” adı ile Türkiye’nin ilk posta idaresi kurulmuş oldu.
1855 yılında icat edilen telgraftan 11 yıl sonra Telgraf Müdürlüğü kuruldu.
1871 yılında “Posta Nezareti” ile “Telgraf Müdürlüğü” birleştirilerek “Posta ve
Telgraf Nezareti” ne dönüştürüldü.
1909 yılında ilk manuel telefon santrali İstanbul’da hizmet vermeye başladı. “Posta
ve Telgraf Nezareti” nin adı “Posta, Telgraf ve Telefon Nezareti” olarak
değiştirildi.
1926 yılında, manuel telefon santralinin kuruluşundan 17 yıl sonra Türkiye’nin ilk
otomatik telefon santrali hizmete girdi.
1929 yılında ülkenin solo-devreli ilk şehirlerarası haberleşmesi yapıldı.
133
1976 yılında Antalya-Katanya illeri arasında ilk defa çok kanallı yurtdışı
haberleşmesi yapıldı.
1979 yılında ilk uydu haberleşmesi ile diğer ülkeler ile haberleşme sağlandı.
1982 yılında iller arası ve milletler arası açık ankesörler kuruldu.
1984 yılında Türkiye’nin ilk sayısal telefon santralı hizmete sunuldu.
1985 yılında ilk kez Ankara ilinde yeraltına fiber optik kablo döşendi.
1986 yılında mobil telefon, ve çağrı cihazları hizmete sunuldu.
1987 yılında Avrupa’da ilk olarak uydu sistemi üzerinden video konferans,
Türkiye’de gerçekleştirildi. İller arasında ilk kez fiber optik kablo döşendi.
1988 yılında ilk olarak Kablo TV hizmeti verilmeye başlandı.
1989 yılında ilk Paket Anahtarlamalı Data Şebekesi kuruldu.
1990 yılında uluslararası fiber optik denizaltı kablosu üzerinden haberleşme
sağlandı.
1994 yılında Türkiye, GSM teknolojisi ile tanıştı. Ankara, İstanbul ve İzmir’deki
abonelerine hizmet vermeye başladı. Türkiye’nin ilk uydusu TÜRKSAT uzaya
fırlatıldı.
1995 yılında telekomünikasyon ve posta hizmetlerinin birbirinden ayrılmasıyla
firma bugünkü adını alarak anonim şirketi olarak kuruldu.
1996 yılında Türkiye Ulusal İnternet Altyapı Ağı (Turnet) kuruldu.
1998 yılında kuruma ait olarak bir GSM şirketi kuruldu.
2002 yılında nüfus işlemlerini bilgisayar ortamına alınmasını kapsayan MERNİS
projesi uygulama konuldu.
2005 yılında kurum özelleştirildi.
134
2006 yılında kurum adına açılan GSM firmasındaki hisse oranı %81,12 ye
yükseltildi. Ayrıca kurum bu tarihte internet servis sağlayıcı lisansı alarak
faaliyetlerine başladı.
2007 yılında üç yeni firma kurumun bünyesine katıldı.
2008 yılında firma, hisselerinin %15 ini halka arz ederek Borsa İstanbul’da işlem
görmeye başladı.
2009 yılında firma bünyesinde bulunan GSM firması 3G hizmetleri vermeye
başladı.
2010 yılında televizyon yayıncılığına başlandı.
2011 yılında ADSL 2+ internet hizmeti hayata geçirildi. Kurum, CDP’ ye (Carbon
Disclosure
Project)
karbon
salınımını
raporlayan
Türkiye’den
ilk
telekomünikasyon şirketi oldu. Ayrıca kurum, 2010 yılı dağıtılabilir kârının
tamamı olan 2 milyar 244 milyon TL’yi brüt nakit temettü olarak dağıtarak İMKB
tarihinde bir rekora imza atmış oldu.
2012 yılında kurumun bünyesinde bulunan GSM firmasındaki hisse oranı %89,99
a yükseltildi. Fatih Projesi’nin ilk aşamasına ilişkin altyapı ihalesi kazanıldı.
Kurum, Avrupa Yatırım Bankası’ndan bilgi ve iletişim teknolojileri alanında
kullanılmak üzere Ar-Ge kredisi alan ilk Türk şirketi oldu.
2013 yılında kurum, telekomünikasyon sektörünün ilk e-fatura uygulayıcısı oldu.
2014 yılında kurum, 1 milyar ABD doları tahvil tutarını yatırımcılarına ihraç etti.
Avrupa’daki şampiyon futbol klüplerinin maçlarının yayın hakları 2015-2016
sezonundan başlayarak üç sezon için satın aldı. Firmada yetenek yönetimi anlayışı
başlayarak genç yeteneklerin işe alımında uygulanmak üzere “Startt” programı
geliştirildi. Ayrıca S&P kurumun kredi notunu “BB+” dan “BBB-“ye yükseltti.
135
2015 yılında bünyesinde bulundurduğu firmadaki hisse oranını %100 e çıkardı. Bu
firma 4.5G hız testinde Türkiye rekorunun yeni sahibi oldu.
Ayrıca kurum, İngiliz marka değerleme şirketi Brand Finance'nın gerçekleştirdiği
"Türkiye'nin En Değerli Markaları" araştırmasında başarısını 2015 yılında da
sürdürerek
2,475
milyar
dolarlık
değeri
ile
"Türkiye'nin
En
Değerli
Telekomünikasyon Markası” oldu. Bu ödül dışında aldığı diğer önemli ödüller ise;
EMEA Bölgesi en iyi kurumsal tahvil ihracı ödülü,
Türkiye’nin en büyük bilişim şirketi ödülü,
Türkiye’nin faiz, amortisman ve vergi öncesi kârı en yüksek şirketi,
Türkiye’nin Yatırımcı İlişkileri Derneği’nden, yılın web sitesi ve yılın finansal
sonuç açıklaması dallarında birincilik, yılın faaliyet raporunda üçüncülük ödülleri
ile
The International Business Awards’da “Yılın İnsan Kaynakları Takımı”
kategorisinde gümüş madalya kazanmıştır.
Firmanın organizasyon yapısı aşağıdaki gibidir:
136
CEO
Bireysel İş Birimi
Genel Müdürü
Bireysel
Pazarlama Gen.
Müd. Yrd.
Kurumsal İş
Birimi Genel
Müdürü
Finans Gen. Müd.
Yrd.
Kurumsal
Pazarlama Gen.
Müd. Yrd.
Bireysel Satış
Gen. Müd. Yrd.
Teknoloji Gen.
Müd. Yrd.
Kurumsal Satış
Gen. Müd. Yrd.
Bireysel Müşteri
Hiz. Gen. Müd.
Yrd.
İK Gen. Müd.
Yrd.
Kurumsal Müşteri
Hiz. Gen. Müd.
Yrd.
Bireysel Finans
Gen. Müd. Yrd.
Hukuk Gen. Müd.
Yrd.
Kurumsal Müşteri
Hiz. Gen. Müd.
Yrd.
TV Gen. Müd.
Yrd.
Strateji ve İş
Geliştirme Gen.
Müd. Yrd.
İş Planlama Gen.
Müd. Yrd.
Regülasyon Gen.
Müd. Yrd.
Saha Yönetimi
Gen. Müd. Yrd.
Satın Alma ve
Tedarikçi
Yönetimi Gen.
Müd. Yrd.
Destek Hizmetleri
Gen. Müd. Yrd.
Şekil 13:Firmanın Organizasyon Yapısı
137
5.1.7.1.2.
Firmanın Ortaklık Yapısı ve Finansal Durumu
Kurumun ortaklık yapısı %55 i özel bir telekomünikasyon şirketine, %30 u T.C.
Hazine Müsteşarlığı’na ve kalan %15 i halka açık hisselerden oluşacak şekilde
aşağıdaki gibidir:
Halka Açık
15%
T.C. Hazi e Müsteşarlığı
30%
Özel Bir
Telekomünikasyon
Şirketi
55%
Şekil 14:Firmanın Ortaklık Yapısı
Kurumun hisseleri, Mayıs 2008 itibarıyla Borsa İstanbul’da (BİST) işlem görmektedir.
Hisselerinin sayısı 525.000.000 adet olup günlük ortalama işlem hacmi 19,8 milyon
TL dir. Hisse değeri ise geçtiğimiz yıl 5,33 TL – 7,71 TL arasında olmuştur. Firmanın
finansal verilerini içeren aşağıdaki tablolar firmanın resmi internet sitesinden
alınmıştır.
Tablo 18:Finansal Performans Tablosu
Milyon (TL)
Satış Gelirleri
FAVÖK
FAVÖK Marjı
Net Kar
Yatırım Harcamaları
2015 1.
Çeyrek
3.434
1.329
38%
27
313
2015 4.
Çeyrek
3867
1.416
36,6%
1.039
1.156
2016 1.
Çeyrek
3.801
1.262
33,2%
408
708
Büyüme
(Çeyreklik)
-2%
-11%
-61%
-39%
Büyüme
(Yıllık)
11%
-5%
1.430%
126%
Firmanın 2016 yılı 1. Çeyreğindeki konsolide tablosu ise aşağıdaki gibidir:
138
Tablo 19:Firmanın Özet Kâr – Zarar Tablosu
2016 Yılı 1. Çeyreğine göre Konsolide (Özet Kâr/Zarar) Tablosu
TL Milyon
2016 Ç1
Satış Gelirleri
3.801
FAVÖK
1.262
Marj
33%
Faaliyet Karı
604
Faaliyet Kar Marjı
16%
Finansal Gelirler/(Giderler), net
-30
Kur ve Türev Gelirleri/(Kaybı), net
76
Faiz Gelirleri/(Giderleri), net
-75
Diğer Finansal Gelirler/(Giderler), net
-31
Vergi Giderleri
-166
Kar
408
Marj
11%
Firmanın 2016 yılının 1. Çeyreğinde elde ettiği 3,8 milyar TL lik iç konsolide gelir
dağılımı ise aşağıdaki şekilde özetlenmektedir:
Diğer
9%
Sabit Ge iş Ba t
28%
Mobil
35%
Sabit Ses
17%
Kurumsal
Veri
11%
Şekil 15:Gelir Dağılım Oranları
Firmanın özet bilançosu işe aşağıdaki gibidir:
139
Tablo 20:Özet Bilanço
Milyon (TL)
Toplam Varlıklar
31.03.2015 31.12.2015 31.03.2016
20.673
25.774
27.840
Maddi Olmayan Duran Varlıklar
4.720
8.262
8.064
Maddi Duran Varlıklar
8.058
8.565
8.752
Diğer Varlıklar
4.888
6.109
6.383
Hazır Değerler
3.008
2.838
4.640
20.673
25.774
27.840
Öz Sermaye
3.260
3.260
3.260
Yedekler, Dağıtılmamış Karlar ve Diğer Öz Kaynaklar
1.136
1.733
2.041
Faize Tabi Yükümlülükler
9.967
11.803
13.484
Kıdem Tazminatı Karşılığı
572
635
579
5.737
8.342
8.476
Toplam Öz Sermaye ve Yükümlülükler
Diğer Yükümlülükler
Bütün bu veriler dâhilinde firmanın 2016 yılı için mali öngörüsü;
%7-%9 arası büyüme
5,5 – 5,7 milyar TL FAVÖK
3,2 milyar TL yatırım harcaması şeklindedir.
5.1.7.1.3.
Firmanın Yer Aldığı Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri
Yetenek yönetimini uygulayarak, çalışanlarının kariyer yaşamlarında doğru adımlar
atmasını sağlayan ve bunun meyvelerini toplayan firma başarısını sadece ticari
anlamda sağlamayıp, aynı zamanda iş gördüğü toplumsal düzlemde de uyguladığı
kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile toplumun saygınlığını kazanmaktadır.
Projelerin çoğunluğu engelli vatandaşlara, eşitlik ilkesine ve sportif faaliyetlere
dayanmaktadır. Bu projeler;
Bir kamu üniversitesi ile işbirliği içinde gerçekleştirilen ve görme engeli bulunan
vatandaşlara ev telefonları üzerinden ücretsiz bir şekilde kitap dinleyebilmelerine
olanak tanınan proje,
Akıllı telefon sahibi tüm görme engelli vatandaşların sosyal yaşamlarının önündeki
engelleri kaldırabilmelerine olanak sağlayan proje,
Görme ve işitme engelli vatandaşların televizyon izlemelerinde engellerin
azaltıldığı proje,
140
Görmelerinde sorun olan çocuklara erken müdahale eğitimi ile sağlıklı bireyler
haline getirilmesi ve bu eğitim ile ailelerinde farkındalık yaratmanın amaçlandığı
proje,
İnternetin olumlu taraflarının farkında olmayan kişilere interneti etkin ve verimli
kullandırmayı amaçlayan proje,
Öğrencileri çağdaş eğitim ortamıyla buluşturmak hedefi le başlatılmış proje
kapsamında 76 eğitim binası,
Sporun faydaları göz önünde bulundurularak, pek çok farklı kategorideki amatör
sporcuların desteklendiği proje,
Herkesin bilgiye erişimde eşit olmasının gerekliliği ilkesine dayanarak, ülkenin bir
çok yerinde bilgisayarlar bulunan ve internet hizmeti sunan özel merkezlerin
bulunduğu proje
Çocukların Barcelona Futbol Kulübü değerleri ile eğitim almasının hedeflendiği
proje,
Özellikle gençlerin iş arama sürecinde karşılacağı engellerin kaldırılması, engelli
bireylerin iş güvencesine ve sürekli gelire sahip olması, aile ve sosyal yaşamlarının
desteklenmesinin sağlandığı projesidir.
Firma sadece içinde bulunduğu rekabetçi çevreyi değil, aynı zamanda gerçek anlamda
üzerinde yaşadığı çevrenin sürdürülebilirliği açısından “Karbon Salınımı Projesi” nde
bulunup, firma çapında yürütülen bir atık yönetimi ve doğal kaynakların verimli
kullanımına özen göstermektedir.
5.1.7.1.4.
Firmanın Ar-Ge Faaliyetleri
Firma içinde bulunduğu dinamik rekabetçi çevrenin etkisiyle, bu çevrede rakiplerini
geride bırakabilmek amacıyla yenilikler adında reaktif olmak yerine proaktif olma
durumundadır. Bu doğrultuda geliştirdiği ve sürdürdüğü Ar-Ge faaliyetleri ile gelecek
teknolojilerinin araştırılıp geliştirilmesi ve ticari hâle getirilmesi adına müşterilerine
inovatif çözümler sunarak içinde bulunduğu sektörde ve coğrafyada lider konuma
gelmeyi hedeflemektedir. Bu amaçla çeşitli üniversitelerin akademisyenleri ve yüksek
lisans öğrencileri ile çok uluslu araştırma projeleri ile sürdürülen operasyonlar, 5G
üzerine yapılan çalışmalar ve oluşturulan kuluçka merkezi Ar-Ge stratejilerinden
bazılarıdır.
141
Firmanın Ar-Ge faaliyetleri sonucunda aldığı ödüller aşağıdaki gibidir:
Kurum bünyesinde bulunan GSM operatörünün sahipliğini yaptığı “Kadına Karşı
Şiddeti Önlemede Elektronik Takip Projesi”,
8. Stevia Awards “Yılın Müşteri Hizmetleri Lideri” kategorisinde Gümüş Stevie
Ödülü,
Kurumun bünyesinde bulunan IT Test Ekibi, 2014 Avrupa Yazılım Test
Ödüllerinde “Yılın Test Takımı” ödülü,
Barcelona’da gerçekleştirilen uluslararası HP Discover 2014 etkinliğinde “Yılın
en iyi BT Yönetimi” ödülü,
“Özümüzle Üretiyoruz” ve “Sesli Adımlar” sosyal sorumluluk projeleri ile
Türkiye KSS pazaryerinde “Fırsat Eşitliği Ödülü”,
ECCCO’nun Londra’da düzenlediği özel etkinlikte en iyi 2. Çağrı merkezi ödülü,
“Kimlik Erişimi ve Yönetimi Projesi” ile “En İnovatif Ürün/Fikir Ödülü”,
Kurum bünyesinde bulunan GSM operatörü 2014 yılında marka değerini ve
itibarını en çok artıran operatör olarak seçilmesi ödüller arasındadır.
Bütün bu bilgiler daha önce de belirtildiği üzere firmanın resmi web-sitesi ile yine
firmanın on-line olarak yayınladığı 2015 yılı faaliyet raporundan alınmıştır. Bundan
sonraki kısımda yer alacak bulgular firmanın İK yöneticisi ile yapılan derinlemesine
görüşme ile elde edilmiş ve yorumlanmıştır.
5.1.7.1.5.
Firma ile Yapılan Görüşme Neticesinde Bulgular
Kurumun İK Yöneticisi göre 34.000 i aşkın çalışan sayısıyla Türkiye’nin en büyük
işveren kurumu olan firmanın yaş dağılım oranına bakıldığında z kuşağını da içine
alan 25 yaş ve altı %20 lik bir oranı oluşturmaktadır. Firmanın yaklaşık beşte biri gibi
büyük bir oranı oluşturan bu kuşak çalışanları düşünüldüğünde firmanın gerek içinde
bulunduğu bir teknoloji firması olmasından, gerekse 175 yıllık tarihi ile köklü bir
kurumsal kültürünün oluşmasından dolayı geleceğe yatırım yapan ve içinde
bulunduğu dinamik çevreye daha hızlı adapte olup proaktif yapı izleyen bir firma
olduğu görülmektedir. Büyük çoğunluk ise X ve Y kuşaklarının oluşturduğu 30-50 yaş
arasındaki orta düzey yöneticilerden meydana gelen %70 lik çoğunluktur. Deneyimleri
ve tecrübeleri ile kurumu bugüne getiren, günümüzde rakiplerinin önünde durmasını
sağlayan ve bilgi birikimlerini gelecek kuşaklara aktaracak olan çoğunluk bu grup
142
arasındadır. En üst tepe yönetimde yer alan Baby Boomers kuşağı ise firma
çalışanlarının %10 luk dilimine denk gelmektedir.
Baby Boomers
Kuşağı
10%
Z kuşağı
20%
X ve Y Kuşağı
70%
Şekil 16:Kuşak Dağılımı
Eğitim durumuna bakıldığında büyük çoğunluğun (yaklaşık %70 in) ön lisans, lisans
ve lisansüstü eğitimli olduğu belirtilmektedir. Firmanın özellikle kilit pozisyonlarda
işe alım kısmında aradığı niteliklerde yetenekli ve potansiyelli olmanın yanında
standart olarak iyi bir eğitimin gerekliliğini göstermektedir. %30 ise ilk ve orta öğretim
mezunlarından oluşmaktadır. Bu kısım ise daha çok teknik personelin yer aldığı
gruptur. Burada ise teorik eğitimden çok pratik hayattaki yetenekler işe alımda etkili
olmaktadır.
143
80
70
70
60
50
40
30
30
20
10
0
İlk ve Orta Öğreti
Ön Lisans, Lisans ve Lisansüstü
Şekil 17:Eğitim Düzeyi Dağılımı
Firma yönetimi, bünyesinde bulundurduğu baby boomers, x, y ve z kuşağının farklı
istek, beklenti ve ihtiyaçlarının farkında olmakla birlikte, eski yıllara göre
karşılaştırıldığında, çalışanların kariyer anlayışlarının değiştiğinin de açık olduğunu
belirtmektedir. Literatürde belirtildiği üzere kariyer anlayışında eski trendin
kalmadığı, özellikle yeni mezun olmuş ve yeni işe alınan çalışanlarda kariyer
döngüsünün günümüzde giderek azaldığı, çalışanların sınırsız kariyer anlayışını
benimsedikleri belirtilmektedir. Çalışanlar artık beklentilerinin karşılanmayacağını
anladığı an başka bir işletmeye gidebilmekte olduğunu firmanın da bunu önceden
farkında olduğu için işe alımlarda bu hususa dikkat edildiği ifade edilmektedir. Ayrıca
kurum aidiyeti diye bir kavramın giderek yok olduğunu belirten yönetici, kendilerinin
de firma olarak çalışanlarından genel anlamda böyle bir bağlılık beklentisi olmadığını
ifade etmiştir. Fakat firmanın çalışanlarına sunduğu ve onların firmayı diğer işletmeler
için bu kadar rahat değiştiremeyeceğine güvendikleri bazı güçlü yanları
bulunmaktadır. 175 yıllık kurumsal geçmişi, içinde bulunduğu sektörün dinamikliği,
sunulan teknolojik, maddi ve manevi imkânların yanında uygulanan kariyer, yönetim
ve elde tutma ile ilgili farklı sistemlerin özellikle 2016 yılı itibarı ile artmasıyla birlikte
gerek yeni kurgulanan adımlar gerekse mevcut sistemlerdeki atılan radikal adımlar
bunlar arasındadır. Teorik kısımda da incelenen z kuşağının gerek kurum içi gerekse
kurumlar arası esnek kariyer anlayışına karşılık olarak firma, çalışanlarının kurum
içinde kariyerlerini rahat bir şekilde hareket etmelerine olanak tanımaktadır. Kurum
içi hareketin rahat bir hale getirilmesinin yanında çalışana farklı alternatifler, iş
zenginleştirme ve işte rotasyon sunularak, çalışandaki monotonluk algısının önüne
geçilmektedir. Ayrıca bu yolla kendi yeteneklerini en iyi sergileyebileceği pozisyonlar
144
belirlenmekte ve kişi kendini tanıyarak bir şekilde kendine SWOT analizi yaparak
güçlü yanlarının farkına varmakta; eksik ve geliştirilmesi gereken yanlarının da
farkına varıp bu yanlarının üzerine gitmektedir. Her çalışanın gerektiğinde dilek ve
şikâyetlerini sunabildikleri bir ast-üst iletişim ortamı sağlanmakta ve çalışanlara
destek olabilecek mentorluk ve danışmanlıklar da mevcuttur. Herkese adaletli bir
şekilde tutum benimseyen firma her çalışanının farklı istek ve ihtiyaçlarını
gruplandırarak karşılamak için sistemler geliştirmektedir.
Firma bu yılın başından itibaren 3 farklı firmanın bir araya gelmesi ile yeni bir
entegrasyondan geçmekte ve hali hazırda bu üç farklı firmanın ellerinde bulunan
yetenekler tek bir havuzda toplanmaktadır. Hangi firma hangi sistemde daha iyiyse,
diğer firmalar da o sistem altında toplanarak nihai bir ortak oluşum sağlanmaya
çalışılmaktadır.
Daha önce de belirtildiği gibi firma yöneticileri bünyelerinde bulunan farklı kuşakların
farklı istek, ihtiyaç ve beklentilerinin farkındalar. Çalışanlarının yaklaşık %20 sini
oluşturan z kuşağındaki çalışanların çoğunluğu da (Bazı çalışanlar, kariyer
yaşamlarına sosyo-ekonomik durum gibi nedenlerden dolayı daha geleneksel bakış
açılarına sahipler) sınırsız kariyer anlayışında olmakta ve kurumsal aidiyeti yok
denecek kadar azdır. İK yöneticisine göre, literatürde kendinden önceki kuşaklara göre
daha realist olan bu kuşak tam tersine (bazıları) daha hayalperestler. Özellikle iş
mülakatlarında kariyer hedefi sorulduğunda, adayın aldığı eğitim alanı dışında
alakasız kariyer hedefleri koyduğunu belirten İK yöneticisi, hayal kurmanın kişiyi
vizyon sahibi yaptığını; fakat içinde yaşadığımız ülkenin gerçeklerini de görmezden
gelmeden biraz gerçekçi olup ayakların yere basması gerektiğini vurgulamıştır. Örnek
olarak teknik alt yapı ile gelmiş bir adayın kariyerinde kendini nerede gördüğü
sorulduğunda “CEO olmak istiyorum” yanıtı, adayın işe alınmaması için yeterli bir
sebep olarak görülmektedir. Bu adaylar dışında, yaptıkları iş ile takdir edilmek isteyen
bu kuşak çalışanları, karşılığında da beklentilerinin firma tarafından karşılanmasını
istemektedir. Firma bu kuşağın değişen kariyer anlayışına önlem olarak özellikle
yetenekli bulduğu ve kendisinde firmaya değer katacak potansiyeli gördüğü çalışana
öncelikle köklü geçmişini koz olarak kullanmakta, daha sonra ise kurum içi serbest
harekete
izin
vermektedir;
bu
durum
sınırsız
kariyer
anlayışının
önüne
geçebilmektedir. Fakat firma kurumsal aidiyetin azaldığının genel olarak farkında ve
145
normal şartlarda da bu durumu kabullenerek kısa dönemli iş sözleşmeleri imzalamakta
ve çalışan performansını bu süreç içerisinde değerlendirmektedir. Süreç içinde
beklentiyi karşılamayan çalışanların iş haddine son verilmektedir.
Yeni mezun adayların işe başladıklarındaki yaptıkları işte işe yarayacak olan birikim
genellikle %30 olmaktadır. Burada üniversitelerdeki eğitim düzeyinin ve iş hayatına
dönük olmamasının etkisi büyüktür. Kalan %70 lik düzey sahada kendisine
öğretilmektedir. Tam bu noktada kişinin bu işe yeterli olup olmadığı sahip olduğu
potansiyelle belli olmaktadır. Bu potansiyel yetenektir.
Yetenekli çalışan tanımı firmaya göre; potansiyeli olan, firmaya değer katan ve fark
yaratarak diğerlerini de olumlu yönde etkileyen çalışandır. Her bir çalışanın
yeteneğinin olduğunu belirten İK yöneticisi yetenek yönetiminin her adımının önemli
olduğunu vurgularken, işletmeye göre yetenek yönetiminin asıl kilit noktasının doğru
yeteneği doğru pozisyona yerleştirmek olduğunu belirtmektedir.
Firma yetenek yönetimi sürecinde içinde bulunduğu sektörde öncü olduğunu
belirtirken, genel müdürlük tarafından koordine edilen yetenek yönetimi sisteminde
baz aldığı uluslararası firmalar olsa da, firmanın kendisinin geliştirdiği kuruma özgü
karakteristik farklılıkların da sisteme dahil edildiği belirtilmektedir. Özellikle yetenek
yönetimi sisteminde önceden belirtilen üç firmanın entegresyonu ile oluşturulmaya
çalışılan sistemle beraber, bu konuda daha çok radikal adımlar atılacaktır. Firmayı
yetenek yönetimine iten etmenler; özellikle z kuşağındaki esnek kariyer anlayışı,
çalışanların farklı beklenti, talep ve ihtiyaçları ile içinde bulunulan rekabet ortamı ve
sektördeki yetenek kıtlığıdır. Yetenek yönetimi ile iç müşteri olan çalışanların
memnuniyetlerinin sağlanarak örgüte olan aidiyetlerini artırmak, adil bir performans
değerlendirme sistemi oluşturarak birbirlerini kıyaslama (benchmarking) yoluyla
kendi zayıf yönlerini, var olan yeteneklerini geliştirmek ve bütün bu gelişmelerin
toplamda firmaya yaratılacak fark ve değer şeklinde yansıması amaçlanmıştır.
Bahsedilen rekabet ortamı, sektörde bulunan diğer önemli iki firmanın çalışan
sayısının nicelik olarak bu firmadan kat be kat daha az olmasından kaynaklanan,
çalışanlar üzerinde kontroldeki kolaylık ve sunulan imkânlar ile sözü edilen amaçtaki
kalitenin daha kolay elde edilmesinden bahsedilmektedir. İK yöneticisi bunu KOBİ
lere benzetmektedir. Tek elden yönetilen ve kararların tek bir kişiden çıktığı küçük bir
146
lokantada müşteriye olan ilgi, restoranlarda daha az olmaktadır. “Sayısal anlamda
potansiyel olarak karşılaştırılamayacağımız 2000 kişiyi yönetmek ile 34000 kişinin
kariyerini yönetmek, yetenekleri belirleyip geliştirmek ve elde tutmak aynı değildir,
fakat biz bunu başarıyoruz ve kalitemizi koruyoruz” şeklinde ifade etmektedir.
2015 yılında firma genelinde alanında uzman küresel bir bağımsız araştırma kuruluşu
tarafından gerçekleştirilen çalışan memnuniyeti araştırması, çalışanların %82 lik
katılımı ile tamamlanmış olup, firmanın çalışan memnuniyeti ve bağlılık seviyesi
Türkiye ortalamasının üzerinde, %75 olarak tespit edilmiştir. Elde edilen sonuçlar
doğrultusunda Kariyer Gelişimi ve Yetenek Yönetimi, Süreçler, Kültür ve Değerler, İç
İletişim, Ödüllendirme ve Yan Haklar gibi konularda firma genelinde aksiyonlar
hayata geçirilmiştir.
Firmanın yetenek yönetimini uygulama süreci 2 yıla dayanmaktadır. 2016 yılı itibari
ile birleşen üç şirketin tüm sistemlerinin entegre edilerek yeni bir sistem
oluşturulmasından ve özellikle bu sene itibari ile yetenek yönetimi sürecinde radikal
adımlar atılacak olmasından dolayı her ne kadar şimdilik İnsan Kaynakları Yönetimi
ve Değişim Yönetimi departmanının katkıları ile süreç yürütülse de, yetenek yönetimi
adına özellikle yeni mezunlar için “Startt” adında bir program geliştirilmiştir. İş
hayatına bir an önce atılmak isteyen yeni mezunların ya da hali hazırda öğrenci olup
iş hayatını merak eden potansiyellere sunulan bu genç yetenek programı ile kişiler
kariyerlerini güçlü ve kurumsal bir işletmede başlayıp geliştirerek 3600 lik
telekomünikasyon deneyimi (Mobil, internet, ev telefonu, TV ve kurumsal servisler)
kazanabilmektedir. “Startt” programı bir genç yetenek işe alım programıdır.
Programın tamamlanma süresi 18 aydır ve içeriğinde çok geniş bir eğitim programı
barındırmaktadır. Programın iki ana kolu bulunmaktadır. Bunlar tam-yarı zamanlı
çalışma isteyenler ve yaz stajı yapmak isteyenler içindir. Tam-yarı zamanlı çalışmak
isteyen potansiyellerde aranılan özellikler 3., 4. Sınıf ya da yüksek lisans öğrencisi
olmak, öğrencilerin iş yaşamlarında en çok karşılaştıkları sorun olan deneyimin bu
programda en fazla 1 yıl ve daha altı olması, liderlik ruhuna sahip ve yeniliklere açık
kişiliği olmak, günümüzün vazgeçilmez standardı haline gelen İngilizceyi çok iyi
biliyor olmak yer almaktadır. Yaz stajı yapmak isteyen potansiyellerde aranılan
özellikler ise; 3. Sınıf öğrencisi olmak, yine heyecanlı ve yenilikçi olmak, Telekom
147
sektöründe yetenek yönetimindeki temel anlayış olan “farklılık” yaratacağı düşünülen
fikirlere sahip olmak ve İngilizceyi çok iyi biliyor olmak yer almaktadır. İki alt
program için, erkek adaylarda askerliğin en az 2 yıllık tecil edilmiş olması
gözetilmektedir. Adaylar genellikle üniversitelerin iktisadi ve idari bilimler,
mühendislik ve fen-edebiyat fakültelerinden seçilmektedir.
Programa katılabilmek için adaylarda her aşamada aranan temel özellikler “fark
yaratacak potansiyele sahip olmak”, “rekabet ortamında diğerlerini geride
bırakabilmek”, “kendini çok iyi tanıyor ve anlatabiliyor olmak” ve “iyi derecede
İngilizce biliyor olmak” gelmektedir. Özellikle yapılan mülakatlarda adaylardan
beklenen temel şartlar ise; “kendine hedefler belirleyen”, “yaptığı işi tutkuyla yapan”,
“hızlı adapte olabilen”, “yeniliğe açık”, “sonuca en çevik şekilde ulaşan”, “inovatif
bakış açısına sahip” ve “dinamik ve yaratıcı” olmak aranmaktadır. Tüm bunlar,
kurumun içinde bulunduğu rekabet ortamında öncü bir firma olabilmek için,
geleceğini şekillendirecek olan adaylarda araması gereken temel özelliklerdir.
“Startt” programına katılabilmek için adayların izlemesi gereken bir dizi adım
mevcuttur. Bir sonraki adıma geçebilmek için bir önceki adımda kendilerini
kanıtlamaları gerekmektedir. Programın takvimi hakkında bilgi ise 2016 yılı için
aşağıdaki gibidir:
15 Şubat-25 Mart 2016: Adayların programa on-line başvuru yapmaları için
gerekli olan süre aralığı.
7 – 10 Nisan 2016: Adaylara genel yetenek ve İngilizce testlerinin yapıldığı süre
aralığı.
15 -17 Nisan 2016: Adayların kendilerini anlattığı bir video mülakatın yapıldığı
süre aralığı.
2-16 Mayıs 2016: Adayların bireysel olarak değil grup içinde kendinin
diğerlerinden farklı olduğunu kanıtlaması gerektiği ve yeteneklerini serdiği grup
mülakatı için verilen süre aralığı.
23 Mayıs – 10 Haziran 2016: Adaylarla birebir mülakatın yapıldığı süre aralığı.
16-23 Haziran 2016: Programa katılım sürecini başarı ile tamamlayan adaylara
yapılan teklif süreci.
148
Programı kazanan adaylar 1 Ağustos 2016 tarihinde (Startt olanlar), stajyer olarak
seçilenler ise 27 Haziran 2016 da kariyerlerinin kurumda başlatmış olacaklardır.
Kurum, genç yetenekleri kazanmak için uygulamaya koyduğu bu “Startt” programını
“keyifli bir oyun” olarak nitelendiriyor. Adayları bu program dâhilinde aşağıdaki
fırsatlar beklemektedir:
Kurumda; mobil, internet, telefon ve TV yi deneyimleyebilecekleri 3600 lik
telekomünikasyon deneyim,
Bireysel koçluk ve mentorluk
Sosyal aktiviteler
18 ay süren kişisel ve mesleki gelişim programları
Kişisel gelişim, inovasyon projeleri ve rotasyon
Eğitim seminerleri
Bu programda, daha sonra detaylandırılacak olan akademi önemli roller oynamaktadır.
Kurumun yetenek yönetimi süreci, oluşturulan yetenek yönetimi modeli ışığında şu an
İnsan Kaynakları yönetimi çatısı altında sürdürülse de, ocak ayında üç firmanın
birleştirilmesiyle başlayan süreçte sistemler bir araya getirilmesi ve bu doğrultuda
yetenek yönetimi için de ayrı bir departman oluşturulması planlanmaktadır. Şu an
insan kaynakları yönetiminin, daha sonra ise kurulacak departmanın ana fonksiyonları
arasında; yeteneğin keşfedilmesi, yeteneğin kazanılması, yeteneğin geliştirilmesi,
yeteneğin elde tutulması, yedekleme ve kariyer yönetimi bulunmaktadır.
Yetenek yönetiminde kararları her ne kadar üst yönetim verse de bu anlayış tüm
kurumda yayılmış, tüm çalışanlar sürece dâhil edilmiştir. Her çalışanı ilgilendiren bu
yetenek yönetimi sistemi sayesinde performans ve yetenek anlamında bir üst
pozisyona
nasıl
terfi
edilebilirim
sorusuna
cevabı
kendilerine
gelen
değerlendirmelerde bulabilmekte ve bu noktalarda kendilerine firmanın verdiği
eğitimler yardımcı olmaktadır.
Yetenek yönetiminden önce çalışanları sadece amirleri değerlendirirdi ve bu
çalışanların nezdinde objektiflik duygusunun sorgulanmasına yol açardı. Çalışanlar
149
olumsuz değerlendirmelerde suçu genellikle amirlerde ararlardı fakat burada
geleneksel sisteme alışmış olmalarından kaynaklanan bir tolerans da vardı. Yetenek
yönetimi süreci ile birlikte her çalışan; astı, üstü, aynı seviyedeki iş arkadaşları ve
müşteriler tarafından değerlendirilmektedir. İK yöneticisine göre sistem düzgün bir
şekilde kurulduğunda ve etkin işleteildiğinde, bu sistem tüm çalışanlara daha kolay bir
şekilde aktarılabilmektedir. Fakat çalışanlar sistemde herhangi bir eksiklik gördüğü
zaman sisteme olan toleransları daha düşük olabilmektedir. Fakat firmanın sistemi
etkin bir şekilde çalışmakta ve çalışanlar da bu durumdan memnunlar. Çünkü insanlar
güçlü olduklarını sandıkları fakat gelen toplu değerlendirmeler sonucu aslında zayıf
oldukları yönlerinin farkında olup, kendilerini o yönde geliştirmektedir. Ayrıca
mevcut yeteneklerini de motivasyonla birlikte geliştirerek firmaya performans olarak
yansıtmaktadır. İnsanlar artık kendini daha objektif eleştirebilmektedir. Yetenek
yönetimi sistemi çalışanlarda bir farkındalık yarattı ve kurumda her çalışan kendi artı
ve eksi yönlerini sisteme güvenerek kabullenip kendilerini geliştirebilmektedir.
Literatürde yetenek yönetiminin açıklamasında her ne kadar sadece yetenekli olanlara
odaklanılma belirtilse de, görüşme yapılan firmada; “Herkes potansiyeldir” felsefesi
ile kurgulanan yetenek yönetimi sisteminde, kurumun amacı tüm çalışanların
potansiyellerini gerçekleştirmelerini sağlamak olmuştur. Yetenek yönetimi sürecinde
yetenek yönetimi modeli sonuçları ve iş sonuçları ile çalışanların geleceğe dair
potansiyelleri değerlendirilmekte ve farklı yetenekler belirlenmektedir. Yetenek
yönetimi süreci ile firmanın sahip olduğu yeteneklerin kariyer ve gelişim planlamaları
yapılarak, hem firmanın insan kaynaklarını hem de organizasyonu geleceğe taşımak
hedeflenmektedir.
Bu
kapsamda,
çalışanların
sistemli
bir
yaklaşım
ile
değerlendirilmesini, insan kaynakları süreçlerinin bu doğrultuda planlamasını ve şirket
performansını üst düzeye çıkaracak çalışanların geliştirilmesi ve elde tutulmasını
hedefleyen firma yetenek yönetiminin temel adımları hakkında aşağıdaki bilgileri
paylaşmaktadır:
150
Yeteneğin
Elde
Tutulması ve
Yedekleme
Yeteneğin
Kazanılması
Yeteneğin
Geliştirilmesi
Yeteneğin
Keşfedilmesi
Şekil 18:Kurumun Yetenek Yönetimi Süreci
Cezbetme: Pazarda bulunan ve sayısı az olan yetenekleri cezbetmek için firma
diğer iki ana rakibinin bulunduğu oligopol piyasada rakiplerine oranla kullandığı
kozları; 175 yıllık köklü tarihi ve kurumsal kimliğine olan güvenidir. Bunlar
dışında firmanın bir teknoloji sektöründe yer alıyor olması ve dinamik bir rekabet
çevresine sahip olması, günümüz z kuşağını çeken bir başka boyut olarak
karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca işgören değer önermesi adına, tüm bunların dışında
çalışanlarına sunacakları
o Kariyer gelişim olanakları,
o Kurum içi rahat hareket ve amirlerine hissettirebildiği an istediği pozisyona
başvurabilme imkânı,
o Kurumun akademisinde verilen üst düzey eğitim ve gelişim olanakları,
o Yetenek yönetimi modeliyle beraber gelen adil değerlendirme sistemi ve
performans değerleme sistemi,
o Ülkemiz gibi gelişmekte olan bir yerde önem arz eden ücret ve yine z kuşağının
yaptığı işle ve gösterdiği performansla değerlendirilme arzusuna dayanan prim
sistemi,
o Detaylı sigortalar, iletişim paketi, servis hizmeti, araç, cep telefonu vb. tahsisleri
gibi yan haklar da yetenekleri firmaya cezbetmek için kullanılmaktadır.
Yeteneğin Kazanılması (İşe Alma – İşe başlayan adaylar için Yetenek Havuzu
Oluşturma): Etkin planlanmış işe alım süreci ile genç yeteneklerin firmaya
kazandırılması ve doğru insan kaynakları uygulamaları ile firmanın geleceğine
hazırlanması ana hedeflerdendir. Bu kapsamda firmanın en yeni uygulaması olan
“Startt” genç programında, seçim süreci oldukça kapsamlı bir şekilde ele
151
alınmaktadır. Kişilik envanterleri, değerlendirme merkezi uygulamaları, mülakat
gibi çeşitli ölçüm araçları uygulanarak genç yetenekler yetenek havuzunda
yerlerini alarak kuruma kazandırılmaktadır. Bunun dışında ilgili pozisyona
yeteneği olmadığı takdirde, henüz açılmamış olan fakat ileride açılması muhtemel
pozisyonlara yetkinliği olduğu belirlenen adaylar da ilerisi için yetenek havuzunda
tutulmaktadır.
Kurumun adaylarda aradığı temel nitelikler; müşteri odaklılık, güvenilirlik,
yenilikçilik, insan odaklılık ve çevikliktir. Bu bağlamda yetenekli ve başarılı işe alım
ekibi ile dikkatli, özenli bir seçme süreci uygulanmaktadır. Açık pozisyonlar için
öncelikli olarak, aday veri tabanından araştırma yapılarak, gerekli nitelik/deneyimlere
uygun adaylardan bir yetenek havuzu oluşturulmakta ve işe alım süreci
başlatılmaktadır. Değerlendirme sürecinde sırasıyla; İngilizce seviye tespit sınavı,
kişilik envanteri ve yetkinlik bazlı mülakat uygulanmaktadır. Bu süreçte yetenek
yönetiminin felsefesi olan doğru pozisyona doğru yetenek eşleşmesi ile ilgili
pozisyonların gerektirdiği yetkinlik ile kişisel yetkinliklerin örtüşüp örtüşmediği tespit
edilmektedir.
İnsan
kaynakları
tarafından
mülakat
süreci
olumlu
olarak
değerlendirilen adaylara ilgili müdür ve direktör seviyesinde teknik bazlı mülakat
uygulanmaktadır. Pozisyon için uygun bulunan adaylar gerekli iletişim kanallarıyla
işletmeye davet edilmektedir.
Kurum içinde Yeteneğin Keşfedilmesi: Kurum içerisinde farklı seviyelerde
yeteneklerin keşfedilmesi için farklı değerlendirme araçlarını uygulayan firma,
öncelikle bir çalışanın yetenek olarak adlandırılabilmesi için, potansiyelini ortaya
koyması, fark yaratması ve bulunduğu ortamda rol model olmasının oldukça
önemli olduğunu vurgulamaktadır. Bu prensiple, potansiyeli yüksek, fark yaratan,
işine ve çevresine değer katan çalışanlar, firma için yetenek olarak
tanımlanmaktadır. Yetenek yönetimi, performans yönetimi, eğitim ve gelişim gibi
tüm insan kaynakları süreçleri ile entegre bir yapıda yönetilmektedir. Bu çerçevede
yetenek tespitinde bazı araçlar kullanılmaktadır. Bunlardan ilki; başlı başına
ölçümleme
ve
kariyer
yönetimi
aracı
olmayıp
çalışanların
bireysel
farkındalıklarını artırmak, güçlü ve gelişime açık alanları konusunda bilgi sahibi
olmalarını sağlamak ve çoklu geri bildirim ortamını desteklemek amacıyla
geliştirilen 360 Derece Yetkinlik Değerlendirme Programıdır. İkincisi; çalışanların
152
potansiyellerini keşfetmelerini sağlamak amacı ile bu doğrultuda ölçümleme
tekniklerinin geliştirildiği, potansiyel-performans değerlendirmenin ardından
farklı rol ve sorumlulukları alma konusunda yetkinliklerin değerlendirildiği
Potansiyel Değerlendirme Programıdır. Üçüncü ve sonuncusu ise, temelde yetenek
yönetimi amaçlı ve aynı zamanda kariyer yönetimi süreçlerini destekleyecek
şekilde kullanılan Değerlendirme Merkezi Uygulamasıdır.
Yeteneğin Yerleştirilmesi: Firma İK yöneticisine göre yetenek yönetimi
sürecinin en can alıcı noktası yeteneğin yerleştirilmesi kısmıdır. Adayın yeteneğini
örgüt içinde kullanıp, geliştirip, kariyerinde yıldızlaşabileceği doğru pozisyona
yerleştirdikleri zaman, bu kişisel tatminine ve performansına da yansımaktadır.
Önemli olan bireysel yetenek ile örgütteki pozisyonun doğru eşleşebilmesidir. Her
bir çalışanın yeteneğinin bulunduğuna inandıklarını belirten yönetici, adayı doğru
pozisyona yerleştirdiklerinde adayın daha mutlu, daha üretken olduğunu,
kariyerini daha etkin geliştirme çabasına girdiğini, kendisine verilen eğitimleri
daha etkin kullandığını belirtiyor ve bütün bu durumların çalışanda farkındalık
yaratmasını sağladığını vurguluyor. Hiçbir adaya yeteneği dışındaki bir pozisyonu
diretmediklerini, ölçme ve değerlendirme sonucunda da bireysel yetkinlik –
örgütsel pozisyonun gereksinimlerinin eşleşmediği durumlarda aday istese bile
yerleştirilmediği ve adayın yönlendirilmesinin profesyonel bir şekilde sağlandığı
ifade edilmektedir. Buna örnek olarak, ülkemizde sıkça görülen ebeveynlerin
çocuklarını üniversite çağına geldiğinde, çocukta yönetsel yetenek bulunurken,
onu mühendislik gibi teknik yetenek gerektiren alanlara girmesi için bir yanlış
yönlendirme yapılmakta ve bu durumda hem çocuğun yeteneği körelmekte hem de
başarısı düşük olmaktadır. Çalışanlar da sahip olduğu örgütsel yetenekler ile
örgütün boşta olan pozisyonlarının görevi yerine getirecek adaylarda gereksinim
duyduğu
ihtiyaçların
eşleşmesi
doğrultusunda
profesyonel
yardımlarla
yönlendirilmesi neticesinde ortaya etkenlik, etkililik, üretkenlik çıkmakta bu da
firmanın toplam performansına yansımaktadır.
Yeteneğin Geliştirilmesi: Çalışanların gelişim ihtiyaçlarını tespit amaçlı yıl
içerisinde belli bir takvimde yapılan Performans Değerlendirme, 360 Derece
Yetkinlik Değerlendirme, Potansiyel Değerlendirme ve Değerlendirme Merkezi
Uygulamaları sonucunda çalışanlarla ilgili elde edilen verilere dayanarak gelişim
153
programları oluşturulmaktadır. Bu doğrultudaki gelişim programlarında; eğitim,
koçluk gibi farklı gelişim aksiyonlarının yanında yetenekli çalışanların
geliştirilmesi sürecinde özellikle yönetsel becerilerin geliştirilmesi aşamasında
kullanılmak üzere kurumsal Grup Liderlik Modeli tasarlanmıştır. Liderlik
modelinde potansiyeli yüksek yetenekli çalışanlar için ihtiyaç ve gelişim
düzeylerine uygun olacak gelişim modelleri oluşturulmuştur.
Ayrıca geliştirme sürecinde firmanın üzerinde durduğu bir diğer önemli konu
performans yönetimidir. Performans yönetimi süreci ile bir taraftan şirketin vizyonu
doğrultusunda belirlenen hedeflerin çalışanların katkıları ile gerçekleşmesi
sağlanırken, diğer taraftan da hedeflere ulaşırken çalışanların katılımları adil, sistemli
ve ölçülebilir bir yöntemle değerlendirilmesi, motive edici bir çalışma ortamı
oluşturulması ve kişisel gelişim amaçlanmaktadır. Kurumun performans yönetim
süreci üç temel aşamadan oluşmaktadır; bunlar Planlama ve Hedef Belirleme Dönemi,
Hedef Revizyon ve Ara Değerlendirme (Geri Bildirim Dönemi) Dönemi ve Yılsonu
Değerlendirme Dönemidir. Performans sürecinin çıktıları, eğitim ve gelişim, yetenek
yönetimi, ücret yönetimi ve ödüllendirme, kariyer yönetimi gibi kritik insan kaynakları
süreçlerine girdi sağlamaktadır.
Çalışanlarını ayrıca hedef bazlı değerlendiren firma, bu kapsamda çalışanların şirket
stratejilerine uygun hedeflerini belirlemelerini ve doğru hedefleri almaları sağlanırken;
fark yaratanı ayırt ederek bireysel katkıyı gösteren hedeflerin belirlenmesine öncelik
verilmektedir.
Yeteneğin Elde Tutulması ve Yedekleme: İnsan odaklı yönetim kültürünü
özünde bulunduran firma, varlığını ve sürdürülebilirliğini sahip olduğu insan
kaynağının oluşturduğunun bilincindedir. Bu durumdan hareketle Yetenek
Yönetimi belirli bir grup çalışana odaklanmak yerine (literatürün aksine) tüm
çalışanları yetenek yönetimi kapsamında değerlendirmekte ve çalışanlara dinamik
bir kariyer yolculuğu fırsatı sunmaktadır. Bu bakış açısı ile yeteneklerin elde
tutulması konusunda yöneticilerin, İK İş Ortakları ile birlikte hareket etmeleri,
kişiye özel çözümlerle gelişim ihtiyaçlarını Akademi ile iş birliği yaparak
gerçekleştirmeleri beklenmektedir. Yetenekleri elde tutmak için, sınırsız kariyer
154
anlayışını ve mobiliteyi kurumlar arası bazında engellemek adına, kurum içi
hareketlere izin verilmekte, rotasyon uygulanmakta ve pozisyon farklılaştırması
yoluna gidilmektedir. İş güvencesi olarak bakıldığında yetenekleri kamu
kurumlarına kaptırma kaçınılmaz olsa da dinamik bir kariyer hedefleyen ve
teknoloji ile iç içe olmak isteyen bu kuşak için, firma kurumsal kimliğini ortaya
koymaktadır. Bununla birlikte, kariyer farklılaşması adına çalışanlarına yatırım
yaparak bunun karşılığında da çalışma yılı taahhüdü istenmekte (En az 2 yıl),
sözleşme bozulduğunda ise çalışana tazminat ödettirilmektedir.
Firmanın yetenek yönetimi süreciyle geçmişi yaklaşık olarak iki yıla dayanmakta
olmasından ve 2016 yılı ocak ayından itibaren üç ayrı firmanın bir araya gelmesiyle
sistemlerin yeni yeni entegre edilmeye başlamış olmasından ötürü henüz bu yöntem
modeliyle ilgili detaylı çalışmalar yürütülmemiştir. Fakat kurum çalışanları içinde en
çok, geleceğini şekillendirecek olan yeni mezunlara önem vermesinden dolayı yeni
mezunlar için yetenek yönetimi adına “Startt” programını başlatmıştır. Diğer
düzeydeki çalışanlar için ise yine yetenek yönetimi altında kariyer geliştirme
olanaklarının sunulduğu ve çeşitli eğitimlerin verildiği kurumun akademisi
bulunmaktadır.
Kurumun yeteneği ölçmek için bir performans-potansiyel matrisi bulunmaktadır.
Kurum içi stratejilerin ve kendilerine has özelliklerin belirtilemediği matris aşağıdaki
gibidir. Bu matris ile sistemsel bir ölçümleme yapılmaktadır.
%15-%20
Yüksek Performanslı Çalışanlar
(Esnet)
Yüksek Performans + Yüksek
Potansiyel (Terfi Ettir)
%60-%70
Etkin Performansı olan Çalışanlar
(Uyum Sağlat)
Etkin Performans + Yüksek
Potansiyel (Yükselt)
%5-%10
Düşük Performanslı Çalışanlar
(Yerinden Oynat)
Gelişebilir Performans
(Geliştir)
Oranlar
Performans
Göstergesi
Tablo 21:Yetenek Matrisi
Potansiyel Göstergesi
Yukarıdaki matrise göre “Esnet” grubundaki çalışanların terfi olanağı çok mümkün
gözükmese de iş zenginleştirme ve genişletme yoluna gidilerek görev ve
sorumluluklarında artış sağlanması hedeflenmektedir. “Terfi Ettir” grubundaki
çalışanlar kısa vadede bir üst pozisyona terfi etmesi mümkün olanlardır. “Uyum
155
Sağlat” grubundaki çalışanlar, kendisinden bekleneni sergiledikleri için mevcut
görevlerine devam edecek olanlardır. “Yükselt” grubundaki çalışanlar, kendisinden
bekleneni gösterip iş zenginleştirme yoluyla görevlerinde artış sağlanacak olanlardır.
“Yerinden Oynat” grubundakiler kendisinden bekleneni gösteremeyenlerdir.
“Geliştir” grubundakiler ise kendisinden bekleneni yine gösteremeyenler fakat bir üst
gruba çıkması öngörülen çalışanlardır.
Kariyer geliştirmenin iki alt kolundan ilki olan kariyer planlamasında, çalışanlar
rasyonel olarak kendini iyi tanıdığı, hangi yönlerinin güçlü olduğu ve hangi
pozisyonlarda
ilerleme
fırsatı
olduğunun
farkında
olduğu
varsayımında
bulunulmaktadır. Kariyer geliştirmenin ikinci alt kolu olan ve firmaya düşen
sorumluluk olan kariyer yönetiminde ise çalışan hareketleri dikey ve yatay kariyer
hareketi olarak ayrıştırılmıştır. Çalışanlar ölçme ve değerlendirme sistemleri ile
değerlendirildikten sonra bireysel kariyer beklentilerine de uygun olarak kariyer
hareketleri süreci, yöneticileri ve İK iş ortakları tarafınca yönetilmektedir. Kariyer
geliştirme bağlamında kurumun adıyla anılan akademi, çalışanların ve satış
kanallarının kişisel, mesleki ve teknik alanda gelişimlerine katkı sağlayan kurumsal
bir akademidir. Akademinin kariyer geliştirme adına çalışanlarına sundukları
aşağıdaki gibidir:
Şirket içi sertifikasyon programları (Yetkinlik Geliştirme Sertifikasyon Programı,
Kablolu Transmisyon Sistemleri Yetkinlik Geliştirme ve Sertifikasyon Programı,
Network Uzmanlığı Sertifika Programı, Network ve Sistem Entegrasyonu
Diamond Veritabanı Yöneticileri ve Sistem Yöneticileri Sertifika Programı,
Müşteri Odaklı Sertifikasyon Programı, Kurum Network Mimarisi Yetkinlik
Geliştirme Sertifikasyon Programı, Enerji ve Soğutma Sistemleri Yetkinlik
Geliştirme Sertifikasyon Programı, FTTX Sistemleri Sertifikasyon Programı,
Servis Tasarımı Yetkinlik Geliştirime Sertifikasyon Programı, Veri Madenciliği
Sertifika Programı),
Şirket dışı sertifikasyon programları (Türkiye’de bulunan üç özel üniversite ile
işbirliği içerisinde yürütülen; IP&Genişbant Teknolojileri Sertifika Programı,
Telekomünikasyon Teknolojileri Sertifika Programı, Marka Programı),
156
İşe uyum programları (İşe başlayan çalışanların işe kolayca uyum sağalmaları için
şimdiye kadar e-öğrenme ve sınıf eğitimleri gibi farklı yöntemlerin kullanıldığı
eğitim programları, iş başı çalışmalar, toplu etkinlikler ile “buddy” uygulaması, 13-6 aylık oryantasyon programları)
Bütün bunlar dışında firma çalışanlarının %20 sini oluşturan z kuşağının teknolojik
ihtiyacını göz önünde bulundurarak kariyer geliştirme sürecindeki eğitimlerinde;
eğitsel içerik geliştirme, öğretim tasarımı ve senaryolaştırma, web-tabanlı eğitim,
sanal sınıf, mobil öğrenme projeleri, kullanıcı eğitimlerinin verilmesi, eğitim
süreçlerinin otomasyonu ve eğitim yönetim sistemlerinin yönetimi ve işletilmesi
çözümleri gibi teknolojik imkânlar da sağlamaktadır. Bunlara ek olarak teknolojik
eğitim bağlamında, sanal sınıf eğitimleri ile mobil cihazlardan eğitim programlarına
ulaşımı sağlayan cep akademi de çalışanlara sunulmaktadır.
Kuruma göre, çalışanların kişisel ve mesleki gelişimleri birinci önceliktedir. Kurum;
gelişime yönelik tüm çalışmaların, şirketin verimlilik hedefinin, yetenek yönetiminin
ve stratejilere dönük hedef gerçekleştirmenin hayata geçirilmesinde anahtar bir rolü
olduğuna inanmaktadır. Bu doğrultuda çalışanların kendilerini akademik anlamda
teorik alt yapıda da geliştirebilmeleri için Türkiye’nin dört büyük ilinde (İstanbul,
Ankara, Bursa ve İzmir) önde gelen vakıf üniversitelerinde yüksek lisans ve doktora
yapabilmeleri için maddi ve manevi olarak destek verilmektedir. Bu iller dışında eMBA programları da çalışanlara alternatif olarak sunulmaktadır. Eğitim anlamında
kurumun çalışanlarına kazandırdığı bir diğer alan yabancı dildir. Yabancı dilin,
özellikle İngilizcenin günümüzde herhangi bir profesyonel alanda vazgeçilmez olduğu
gerçeği ile çalışanların sadece kurum için değil aynı zamanda kendi kariyerlerinde de
önemli derecede yararlı olacak bu dil için, Cambridge Üniversitesi’nden temin edilen
İş İngilizcesi sınavı ile belge verilmektedir. Bu belge, işe alım, terfi, eğitim vb. birçok
süreçte kullanılmaktadır.
Ayrıca kurum, bünyesinde bulundurduğu akademi dışında çalışanlarındaki yönetici
adaylarına ilişkin liderler okulunu sunmaktadır. Adayların yetenekleri ölçülüp
değerlendirildikten sonra alt veri olarak bu okulda birleşmektedir. Bu okulda verilen
eğitim ile birlikte adayın yönetici olup olamayacağı sonucuna varılmaktadır.
157
Yukarıda sayılan kariyer geliştirme olanakları dışında, çalışanlara mentorlar, koçluklar
kariyerleri boyunca eşlik etmektedir. Çalışanlara kariyerlerinde farklılaşma
sağlanıyor, yaptıkları işte monotonluk duygusu altına girmemeleri için iş rotasyonu ve
iş zenginleştirme uygulamaları yapılmaktadır. Kariyer süreci literatürde olduğu gibi
firmada da işe almadan emekliliğe kadarki süreci kapsamaktadır. İK yöneticisine göre
kuşaklar arasında çalışan beklentileri farklılaşmasının yanı sıra, herhangi bir çalışanın
da işe girdiği andaki kariyerinden beklentisi ile işteki 10. Yılı itibari ile beklentisi
farklılık arz edebilmektedir. Artık maddi kaynaklar ve unvan yetersiz geldiğinde
istekleri ve beklentileri de bu yönde şekillenebilmektedir.
Yetenek yönetimine ilk geçildiği zamanlarda çalışanlarda karşı bir tepki oluşmuştur.
Değişim yönetimi üzerine yazılan çalışmaları destekler nitelikte İK yöneticisine göre
köklü kurumlarda çalışanlara yenilikleri kabul ettirmek zordur ve onlarda da bu
durum, yetenek yönetimine geçişte yaşanmıştır. Özellikle değerlendirmelerde
sistematik bir yapıya geçişe başta karşı çıkan çalışanlar, sistemin adil ve iyi olduklarını
anladıkları an yararlarını fark etmeye başlamışlardır. Çalışanların performansları yıl
içinde periyodik olarak ölçülmekte ve bu ölçümler daha önce de bahsedildiği üzere
artık tek bir amir tarafından değil, ast, üst, müşteri ve iş arkadaşları tarafından anket
yoluyla
yapılmaktadır.
Yetenek
yönetimi
ile
çalışanların
davranış
ve
performanslarında gözle görülür bir iyileşme gözlemlenmiştir. Çünkü artık herkes
kendi zayıf ve güçlü yönlerini tespit ederek, birbirleri ile “benchmarking” olarak
yaptıkları kıyaslama ile kendilerini geliştirmeye, içinde bulundukları rekabet ortamına
rakiplerinin önüne geçmeyi hedef haline getirmeye başlamışlardır.
Yetenek yönetimi sürecinin daha önce da bahsedildiği üzere “kabulleniş” kısmındaki
sorunlardan başka bu sürecin daha çok sistemsel sorunları yöneticilerin dikkatini
çekmiştir. Özellikle performansın ölçülmesinde bu tür sistemlerin üretime yönelik
olduğunu belirten İK yönetici, sistemin hizmet sektöründe uygulanmaya başlandığı
zaman elde edilen verilerin sayısal veriye dönüştürülmesinin zor olduğunu ifade
etmektedir.
Firma, yetenek yönetimi ile özellikle kişisel gelişim anlamında geleneksel anlayışla
tek bir amirle yapılan değerlendirmelerin çalışanların nezdinde adil olarak
karşılanmaması ile artan şikâyetlerin üstesinden gelmeye başlamıştır. Firmanın kariyer
158
sistemleri yetenek yönetimi üzerine kurgulandığı zaman, çalışanlar da zamanla
kendilerini bu sisteme kabullendirip, sistemde başarılı olabilmek adına tüm varını
(yeteneğini, performansını göstererek) sisteme odaklamakta ve kendilerini daha iyi
tanımaktadır. Çalışanlarda farkındalık oluşarak, kendilerinde objektif olarak
değerlendirme yapıp eksik yönlerini görüyorlar. Eksikliklerin telafisiyle ve güçlü
yönlerin (yeteneklerin) geliştirilmesi, kişinin performansına, yani kariyerine
dolayısıyla firmaya yansımaktadır.
Firmanın İK yöneticisine göre gelişmekte olan bir ülkede iş yaptıklarını, piyasada çok
fazla genç insan olduğunu fakat üniversite oranının fazla olmasından fakat eğitim
seviyesinin bu üniversitelerin çoğunda uygulama laboratuvarı bile olmamasından
dolayı düşük seviyelerde olmasından dolayı yeteneği körelmiş eğitim seviyesi zayıf
olan bir kalabalığın bulunduğunu ifade etmektedir. Ayrıca güçlü üniversiteler de bile
öğrencilerin aldıkları eğitimin iş hayatı ile çok farklı olduğunu belirten yönetici, bazı
işletmelerin bu eğitim düzeyini çok önemsemediğini çünkü adayların asıl işi zaten
sahada öğreneceklerini belirtiyor. Dahası, bu tür işletmelerin piyasayı olumsuz
kullandığı ve düşük ücretle sosyo-ekonomik açıdan zayıf olan “yetenekleri” ellerinde
tuttuğunu belirtiyor. Görüşme yapılan firma gibi teknik alanda başarı sağlayan ve
kurumsal olan işletmeler de sadece, farklılaşmalarını ürün bazında sağlayan AR-GE
kısımlarındaki potansiyel yeteneklere önem vererek rekabet edilebilir bir ortam
sağlayıp yetenekleri kapabilmekte. Ülkemizde hâl böyleyken, elimizde az olan
yetenekleri yetenek avcısı olan Batı dünyasına kaptırmamanın elde olmadığını belirten
yönetici, üniversitelerin ve işletmelerin ortaklaşa iş birliği yapmalarının gerekliliğini
vurguluyor, aksi takdirde beyin göçünün önünü alamayacağımızı ifade ediyor.
Öncelikle yetenek yönetiminin literatürde bahsedilen en temel olumsuz özelliği olan,
tüm insan kaynaklarına değil de sadece yetenekli olan çalışanlara odaklanma ve bunun
neticesinde “diğer çalışanlarda” zayıflayan adalet duygusu; bu kurumda aksi bir
anlayışla üstesinden gelinmiştir. Firma yetenek yönetimi kapsamında sadece yetenekli
olanları değil, herkesin potansiyeli olduğuna inanmak ve bu inanç doğrultusunda
hareket etmektedir. Kişinin güçlü yanları ve gelişime açık yönleri ile birlikte herkesin
sahip olduğu zayıf yönleri de bulunmaktadır. Önemli olan güçlü yönlerini
geliştirirken, zayıf yönlerin de denetimlerle giderilmesidir. Sadece yeteneklilere değil,
belli bir düzey üstündekilere, yani kalan çalışanların da yaptıkları mevcut işlerde bir
159
tık üst seviyede nasıl yapabilecekleri çalışılmaktadır. Bu çalışmalar, karşılıklı
geribildirimlerle gelen denetimlerle de sağlanabilmekte, yapılan eğitimler neticesinde
de sonuçlar alınabilmektedir. Sonuçlara göre çalışanlarla, kendisine ve devam etmek
istediği kariyer yoluna uygun bir eğitim programı hazırlanıyor ya da bu eğitim
programı bazı durumlarda direkt olarak yönetici tarafından oluşturuluyor. Buradaki
amaç, kariyerinde ilerleme amacı olmayan çalışanların SWOT analizi yapılarak,
yaptığı işi daha iyi, etkin ve verimli bir şekilde yapmasıdır. Firmanın anlayışına göre
insan en değerli varlıktır ve kolay kaybetmemek gereklidir.
Yetenek yönetiminin çalışanlar için olumlu yönleri ise, çalışanların kendi
performanslarını, çalışma arkadaşları ile kıyaslayarak geliştiriyor. Yetenek yönetimi
felsefesini işlerine yansıtmaktadır. Firma yaptığı işten dolayı teknolojik bir şirket ve
sürekli gelişim halinde olmalı. Personeli bu bağlamda sabit tutmak mümkün değil ve
onlara sürekli eğitim verilmesi gerekmekte ve eksik yönlerine odaklanmalı. Doğru
yetenek doğru pozisyona yerleştirildiğinde, çalışan yeteneğinin körelmesine izin
vermeden geliştirebilmekte ve ortaya bir ürün ya da hizmet çıkarabilmekte, bu da onu
tatmin etmektedir. Tatmin ve mutlu olan çalışanın da performansı doğru oranda
artmakta, bu da işletmenin nihai hedeflerine ulaşmasında ana rolü üstlenmektedir.
Görüşmenin sonunda ise İK yöneticisi şu ifadeleri kullanıyor: “Tarih boyunca
insanları yönetmek farklı isimlerle anıldı; personel yönetimi, insan kaynakları
yönetimi ve nihayetinde yetenek yönetimi… Sadece isimler değişiyor gibi görünse de,
değişen ihtiyaçlar, beklentiler ve istekler doğrultusunda araya farklı sistemlerde
giriyor. Örnek olarak eskiden müşteri sadece kuruma adım atmasından dışarı
çıkmasına kadar önemliydi, şimdi ise bu çerçeve çok daha geniş bir hâl alarak, satış
sonrası hizmet programları var. Hatta müşteri çalışanlarımızı değerlendirmektedir.
Tarih boyunca yerini almış bu PY, İKY ve son olarak YY, hepsi entegre bir sistem
olarak günümüze gelmiştir ve ortak yanları bulunmaktadır. Çalışanlarımız bizim
öncelikli müşterilerimizdir ve ihtiyaçlarını ve beklentilerini gidermek ve onları mutlu
etmek durumundayız. Bize güvenerek işletmemizi seçenler arasında, firmamıza değer
katacak ve fark yaratacak olanların yeteneklerini firmamızla örtüşen pozisyonlarla
birleştirerek, gerek bireysel kariyer yaşamlarının gelişmelerine katkı sağlayacak,
gerekse firmamızı içinde bulunduğu dinamik çevrede üst noktalara taşıyacağız.
Bünyemizde bulunan potansiyeli olan fakat kariyer yolu kapalı olanlar için ise
160
onlardan yine vazgeçmeyerek yaptıkları mevcut işte kendilerini geliştirmek için çaba
sarf edeceğiz. Günümüz kuşağının kariyer anlayışının farkındayız, kurum aidiyetleri
eskiye göre yok denecek kadar az. Artık bu firma benim geleceğim sonuna kadar varım
anlayışı yerine hedeflerim örtüştüğü üzere varım anlayışı var. İşletmemiz bunun
farkında, beklentilerini karşılamadığımız an bizim için çok değerli olan bu yetenekleri
kaybedeceğimizin bilincindeyiz. Kaybedeceğimiz zaman ise sadece yetenekli
personelimizi değil aynı zamanda kendisine yaptığımız tüm yatırımların da (eğitim
masrafları ve zaman) boşa gideceğinin farkındayız. Hepsi böyle davranmasa da, eski
kuşak özelliklerini gösterse de, ortak karakteristik özelliği gösterenler çoğunlukta.
Ayrıca idealist olmak önemli olsa da bu kuşak fazla hayalperest bir nitelik
göstermektedir. Yine de tüm çalışanlar için yönettiğimiz yetenek yönetimi modeline
göre, güçlü kurumsal kimliğimize göre ve sunduğumuz kariyer olanakları ile şu ana
kadar bu sebeplerden ötürü iş değiştirmeye kalkan çalışan oranımız yok denecek kadar
az. Bizi biz yapan ve bizi geleceğe taşıyacak olan çalışanlarımızın öneminin
farkındayız ve bu karşılıklı fayda her zaman olduğu gibi iki tarafa da yararlı olacak
şekilde sağlanacaktır.”
161
SONUÇ
Dünya varoluşundan bu yana sürekli bir evrim halindedir. Aynı şekilde üzerinde
yaşamaya ve varlıklarını sürdürmeye çalışan canlılar da bu evrime uyum
sağlayabilmek için devamlı bir değişim içinde olmak durumundadır. Eğer her şey ilk
günkü gibi aynı kalsaydı tarih denen kavrama hiç ihtiyaç duyulmayacaktı. İnsanoğlu
da, ilk varoluşundan bu yana gelen tarihi boyunca; gerek fiziksel anlamda, gerekse
düşünsel ve duygusal yapısında çeşitli değişimler yaşamış, çevreyi algılayış biçimi,
birbirleriyle ortak hareket etmek adına iletişim kurma yolları ve içinde bulunduğu
sosyal ya da fiziksel ortamlardan beklenti, istek ve ihtiyaçları evrimleşerek farklılık
göstermiştir. İnsan doğası itibari ile yaşamı boyunca bireysel tatmini için sürekli farklı
şeyler arayışına girmiş, kendisine farklı amaçlar edinmiştir. Her bir amacını
tamamladığında, kendine yeni bir amaç belirleyerek yoluna devam etmiştir. Bu
amaçlar zamanla salt bireysel tatmini elde etmekten çıkıp, çevresindeki insanların da
faydalarını maksimize etmek adına çoğulcu bir yapıya bürünmüş ve yaşama tutunmak
için gerekli olan; Maslow’un Hiyerarşi Piramidi’ndeki alt basamaklarından sıyrılarak
üst noktalara doğru ilerlemiştir. İnsanoğlu artık sadece karnı doyduğunda ve barınacak
bir yer bulduğunda tatmin ve/veya mutlu olmamakta; aynı zamanda kendisinin başka
ihtiyaçlarının da olduğunun farkına varmaya başlamıştır. Fakat gerek alt basamaktaki
gerekse üst basamaktaki ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına gerekli olan geçim
kaynağını elde etme de çeşitli fiziksel ve düşünsel çabalar sarf etmiştir. Bu çabalar
eskilerde salt avcılık, tarımcılık veya parasız değiş tokuş esasına dayanan ticaret olsa
da, günümüze doğru geldikçe “çalışma” adını almıştır. Günümüzde insanların bu
çalışma yaşamlarının başlangıcından sonuna kadar giden sürece ise “kariyer” adı
verilmiştir.
Toplumlar, yıllar önce günümüze göre sosyal ve ekonomik bakımdan çok daha kötü
durumdaydı. “Gelişmiş ülke” diye nitelendirilebilecek ülkeler sayıca, günümüze
oranla çok daha azdı. Gelişmişliğin olmadığı yerlerde de insanların hayattan
beklentilerinin fazla olmaması, isteklerinin ihtiyaç bazında kalması normaldi. Fakat
dünyayı etkileyen çeşitli önemli olayların etkisiyle ve küreselleşmenin hızlı bir şekilde
162
artmasıyla, öncü batılı toplumlarda refah seviyesi giderek yükselmiş; bu da
beraberinde bilim ve teknolojide hızlı gelişmeler göstermiştir.
Her dönemin kendine özgü önemli olayları olmakla birlikte, bu dönemlerde yaşayan
insanları doğrudan veya dolaylı etkileyen bu olaylar, kişilerin karakteristik
özelliklerinde, tutum ve davranışlarında, beklenti ve isteklerinde ortak unsurlar
doğurmuştur. Hem yaklaşık dönemlerde yaşamış olmalarından dolayı hem de bu tür
ortak olayların etkisiyle, ortak özellik gösteren insanlar “kuşak” adıyla anılmış ve
dönemi etkileyen olayların adıyla (Gazi Kuşağı, 1914 Kuşağı) ya da harfler (X Kuşağı,
Y Kuşağı, Z Kuşağı) ile anılmak suretiyle gruplandırılmıştır. Daha önce de belirtildiği
üzere her kuşağı etkileyen o döneme ait önemli olay ya da olaylar bulunmaktadır.
Günümüzde yetişkin bireyler hâline gelmiş son kuşak olarak kabul edilen Z kuşağının
da ortak özelliklerinin şekillenmesinde teknolojinin hızlı ilerleyişi ve bununla birlikte
ortaya çıkan teknolojik ürünler en önemli rolü oynamaktadır. Kendinden önceki
kuşaklara göre içinde yaşadıkları toplumların sosyal ve ekonomik bağlamda daha
gelişmiş olmaları, bu kuşak bireylerinin gerek özel yaşamlarından gerekse iş
yaşamlarından beklenti, istek ve ihtiyaçlarına da yansımaktadır. Daha önceki kuşaklar
için, çalışılan işletme el üstünde tutulurken, bu kuşak bireyleri için artık işletmeler
önemli olmayıp, kendi yaptıkları iş ve ortaya koydukları performans önemli hâle
gelmiştir. Kişilerin genellikle örgütsel bağlılıkları azalmıştır. Kariyerlerine
başlamadan önce daha dikkatli seçim yapan bu kuşak bireyleri, çalışacakları
işletmelerdeki işgören değer önermesine daha çok dikkat etmekte, bu işletmelerin,
kendi bireysel menfaatlerini, iş yaşam dengesini gözetmelerini beklemekte ve
esneklik, düşük hiyerarşi, anlamlı işler, manevi tatmin sağlayacak olanaklar ve
teknolojik alt yapı arayışına girmişlerdir. Hem kendi yeteneklerini geliştirebilecekleri
hem de fark yaratabilecekleri işlerin peşinde koşan bu kuşak, kendi kariyer
planlamasının farkında olup, aynı özeni – etkin bir kariyer yönetimini işletmelerinden
beklemektedir. Bu istekleri karşılanmadığı takdirde ise kariyer döngüleri küçülerek
yeni bir işletme arayışına girmektedir.
İşletmelerin bu z kuşağının değişen kariyer anlayışına kayıtsız kalması kısa ve uzun
vadede zarar getirerek, içinde bulunduğu rekabet ortamında barınmalarını imkânsız
kılacaktır. Bunun sebebi, işletmelerde mevcut deneyimli çalışanların her ne kadar eski
kuşaklardan meydana geliyor olması gerçeği bulunsa da, bu işletmelerin gelecekteki
163
yerlerini belirleyecek olanlar z kuşağı çalışanlarıdır. Önemli olan ise, mevcut işgücünü
oluşturan Baby Boomers kuşağı, X kuşağı, Y kuşağı ve Z kuşağından fayda getirecek
performansı beklemek için, bunun karşılığında onlara en etkin ve en verimli şekilde
çalışabilecekleri bir ortam sağlamak, onların değerlerine, fikirlerine, isteklerine,
ihtiyaçlarına ve beklentilerine mümkün olduğu ölçüde ortak bir paydada cevap
verebilmektir. Çalışanlara yatırım yapıldığı zaman karşılığının alınabileceğini
unutmamaktır. Birinci bölümde de anlatıldığı üzere kişilerin çalışma yaşamlarının
başlamasından bitişine kadarki süreyi kapsayan kariyer sürecinde, işletmelere düşen
görev çalışanı işe alımda onu doğru pozisyona yerleştirerek başlayan, işten
ayrılmasına kadar ise onun örgütsel yeteneklerini ve becerilerini geliştirebileceği
eğitimler vermek ve onu profesyonel anlamda alacağı kararlarda yol gösterici
pozisyonda olmaktır. İşletmelere düşen bu görev “kariyer yönetimi” olarak
adlandırılmaktadır. Tabi ki, kariyer yönetimi, çalışanların kendi artı ve eski yönlerinin
farkında oldukları, kariyer anlamında fırsat ve tehditlerden haberdar oldukları zaman
ve kendi kariyer yollarını az çok kafasında şekillendirdikleri zaman yani yazında
“kariyer planlaması” şeklinde geçen sürecinde bulundurduğu zaman etkili olmaktadır.
İşte bu bireye düşen kariyer planlaması ile işletmeye düşen kariyer yönetimi
sorumluluğunun birleşimi “kariyer geliştirme” olarak anılmaktadır. Çalışanlarına
değer verip, onları önemseyen işletmeler bu kariyer geliştirme sürecine gerekli ağırlığı
verdikleri takdirde bunun farkına varan çalışanlardaki performans ve verim artışıyla
beraberinde gelen olumlu çıktıları, nihai hedeflerine ulaşmada kullanmakta ve rekabet
ortamında bir adım öne geçebilmektedir.
Günümüzde artık geleneksel insan kaynakları uygulamaları ve bunun dâhilinde olan
geleneksel
kariyer
geliştirme
süreci
rekabetin
hızla
artmasıyla
yetersiz
kalabilmektedir. İşletmeler artık mevcut işleri yapacak sıradan donanımlı çalışanları
değil, işleri, işletmeyi farklı kılacak, işletmeye değer katacak ve rakiplerinin önünde
proaktif bir role bürünmesini sağlayacak şekilde gerçekleştirecek “yetenekli”
çalışanların arayışına girmiştir. Yetenek kavramı her ne kadar işletmeden işletmeye
değişse de genel kanıya göre yüksek potansiyelli, yüksek performanslı, fark ve değer
yaratacak her çalışan işletmeler için “yetenek havuzuna” girmeye aday olmaktadır.
Bunun bilincine varan işletmeler için ise “yetenek savaşları” denilen yeni bir savaş
doğmuştur. Durumun savaş olmasının nedeni ise, sadece işletmelerin yetenekli
çalışanlara olan talepleri değil, aynı zamanda örgütsel yetenekleri olan insanların,
164
toplumdaki azınlıktan meydana gelmesinden dolayı ortaya çıkan arz yetersizliğidir.
Özellikle ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerdeki işletmeler, gelişmiş ülkelere göre
bu savaşta, “beyin göçü” gerçeğini düşünerek daha aktif olmak durumundadır. İşgücü
pazarında bulunan mevcut yetenekleri işletmeye çekebilmek için yukarıda da
bahsedilen “Ben bu işletmeyi niçin seçmeliyim?” sorusuna cevap verecek olan işgören
değer önermesinin yeteneği o işletmeye cezbetmesi gerekmektedir. Cezbetmeyi
başarıyla sağlayan işletmeler daha sonra başvuran adaylardaki yeteneklerin işletmeye
marjinal fayda sağlayacağını analiz ettiği zamanki işe alım süreci gelmektedir. Bunun
akabinde ise işe alınan çalışanların yetenekleri doğrultusunda doğru pozisyona
yerleştirilmeleri gelmektedir. Bu en kritik noktalardan birisidir. Çünkü doğru yetenekli
çalışan, doğru örgütsel yetenekle eşleşmediği takdirde, hem bireysel olarak yeteneği
körelmekte hem de işletmeye yarar sağlayamamaktadır. Doğru yeteneğin doğru
pozisyona yerleştirilmesinden itibaren işletmelerin yapması gereken iki şey
kalmaktadır. Bu yetenekli çalışanları eğitip geliştirmek ve onları rakiplerine
kaptırmadan elde tutabilmektir. Konu z kuşağı olunca, geleneksel elde tutma
stratejileri yetersiz kalabilmektedir. İşletmelerin bu kuşağın yetenekli bireylerini elde
tutabilmek için onlara sadece maddi olanaklar değil, aynı zamanda onları manevi
olarak da tatmin edecek ve onları farklı olduklarını hissettirecek uygulamalar
sunmalıdır. Tüm bu süreç, yaklaşık son 15 yıldır gelişmiş ülkelerdeki büyük
işletmelerin gündeminde olan ve uygulanmaya başlanan, ülkemizde ise daha genç bir
tarihi olan ve yalnızca bazı kurumsal firmalarda uygulanan “yetenek yönetimi”
felsefesidir. Son yüzyılda, ürün ya da hizmet olarak bir çıktı alabilmek için insanları
yönetmek için çeşitli kavramlar kullanılmıştır. İlk başta personel yönetimi olan
kavram, içeriğinin insan odaklı değişmesiyle yerini insan kaynakları yönetimine
almıştır. İnsan varlığının kaynak olmaktan öte bir değer ve işletmeler için en önemli
varlık olduğu anlaşıldığında ise bu kavram adını yetenek yönetimi olarak almıştır. Bu
insanoğlunun son döneminde görülen bu yönetim türlerinin değişiminde her zaman bir
eksiklik olması ve geliştirilebilir olması rol oynamıştır. Elbette yetenek yönetimi de
kusursuz değildir. Örneğin; yetenek yönetiminin faydalarının yanında, literatüre göre
en önemli zayıf yanı, tüm çalışanlar yerine sadece yetenekli olanlara odaklanılmasının,
diğer çalışanlar üzerinde örgütsel adalet anlamında olumsuz görüşler doğmasına neden
olmasıdır.
165
Bu çalışmada, yetenek yönetiminin z kuşağı bireylerinin ortak özellikleri dikkate
alınarak, çalışanlardaki değişen kariyer anlayışını işletmeler ve çalışanlar bazında
olumlu şekilde etkileyip etkilemediği, etkiliyorsa ne yönde ve nasıl etkilediği
incelenmiş, yetenek yönetiminin kariyer geliştirme sürecindeki rolü ve önemine
değinilmeye çalışılmıştır. Öncelikle teorik açıdan anlatılmaya çalışılan konu daha
sonra bir uygulama ile desteklenmiştir. Uygulamada yetenek yönetimini uygulayan ve
z kuşağının ortak özelliklerinde en çok söz sahibi olan teknolojinin bir temel taşı
olduğu telekomünikasyon sektöründeki bir firmanın İK yöneticisi ile görüşme
yapılmış ve bu araç ile toplanan verilerin, firmanın resmi web sitesi ile faaliyet raporu
doküman incelemesi yöntemiyle geçerliliği sağlamlaştırılmıştır. İşletme ile yapılan
görüşme ve doküman incelemesi üzerine elde edilen bulgular neticesinde; z kuşağı da
dahil olmak üzere işletmenin bünyesinde bulundurduğu tüm çalışanlarının istek,
ihtiyaç ve beklentilerinin farkında olması; z kuşağının değişen kariyer algısının
yetenek
yönetimine geçişte temel
etmen
olması
bu çalışmanın
amacını
desteklediğinden önem arz etmektedir. Ayrıca firma her ne kadar yetenek yönetimine
geçiş sürecinde bazı sıkıntıları deneyimlese de, bu yönetim anlayışının yararlarının
farkına varan çalışanlar tarafından benimsenmesi ile süreç ile ilgili kararlar üst
yönetim tarafından verilirken; bu yönetim anlayışı herkesi kapsar duruma gelmiştir.
Bu sayede yetenek yönetiminin en önemli olumsuz noktası olan “salt yeteneklere
yönelmeyle diğer çalışanlarda oluşan adaletsizlik duygusu” nun önüne geçilmiştir.
İşletme, literatürde bahsedildiği gibi yetenek yönetiminin tüm aşamaları olan;
cezbetme,
işe
alım,
yerleştirme,
geliştirme,
elde
tutma
ve
yedeklemeyi
uygulamaktadır. Her bir adım için bulgular kısmında anlatıldığı gibi işletmeye özel
kurumsal programlar ve uygulamalar bulunmaktadır. Buradaki en önemli nokta ise
işletmenin yetenek yönetimi adına uyguladığı ve z kuşağını kapsayan genç yetenek işe
alım programı olan “Startt” programıdır. İşletmenin yetenek yönetimine geçtikten
sonra çalışanların performanslarının değerlendirilmesinde artan objektiflik algısının
çalışanlar nezdinde farkındalık yaratması ve firma içinde “verimli” bir rekabet ortamı
yaratması, tüm bunlar neticesinde de nihai performansa olan fayda ile, yetenek
yönetimine başlanılmasından itibaren işletmenin “yetenekli” olanları işe alma ve elde
tutmadaki başarısıdır.
İncelenen literatürden elde edilen bulgular ile görüşme ve doküman incelemesi ile
gerçekleştirilen uygulama arasında çoğu konuda benzerlikler olsa da iki noktada
166
farklılıklar bulunmuştur. Bunlardan ilki z kuşağının özellikleri ile ilgilidir. Literatürde
bu kuşağın kendinden önceki kuşaklara göre daha realist olduğu belirtilse de, yapılan
görüşme sırasında İK yöneticisinin sözlerine göre bu kuşak çalışanları iş yaşamı
açısından ayakları yere basmamakta ve fazla hayalperest bir görünüm sergilemektedir.
Bunun nedeni belki de bu kuşağı oluşturan bireylerin yaş haddinden dolayı gerek özel
yaşamla gerekse iş yaşamıyla ilgili henüz çok deneyim sahibi olmaması ve gerçek
dünya ile henüz tam anlamıyla tanışmamış olmalarıdır. İkinci farklılık arz eden konu
ise yetenek yönetiminin literatürde, bahsedilen olumsuz tarafıdır. Yazına göre yetenek
yönetimi sadece yetenekli olan çalışan grubuna odaklansa da, görüşme yapılan
firmanın yetenek yönetimi stratejisine göre “herkes bir potansiyeldir” anlayışıyla
herkese odaklanılmakta ve yetenekleri varsa ortaya çıkarılmakta ve geliştirilmekte,
yoksa da var olan kabiliyetleri geliştirilerek bulundukları pozisyonlarda ustalaşmaları
sağlanmaktadır. Bu çalışma ile birlikte literatüre bazı katkılar yapılmıştır. Öncelikle
yukarıda da bahsedildiği üzere teorideki iki açıklama pratik hayatta farklılık arz
etmektedir. Bunlar z kuşağının gerçekçi olmayıp aksine hayalperest olması ve yetenek
yönetiminin olumsuz özelliği olan sadece yeteneklilere odaklanması durumunun
çalışma bazında incelenen firmada herkesin sürece dahil edilmesiyle geçerliliğini
kaybetmesidir. Bunlar dışında ayrıca yetenek yönetiminin her ne kadar 20 yıllık bir
tarihi olsa da üzerine yapılan tanımlamalarda ortak bir nokta bulunmamakta, yapılan
tanımlamalar yetenek yönetimini genellikle tam anlamıyla ele almamaktadır. Bu
çalışma kapsamında yapılan “Günümüz koşulları düşünülerek, yeni iş gücünden
maksimum faydayı elde edebilmek doğrultusunda, işletmeye değer katarak rekabetçi
ortamda farklılık yaratacak olan işgörenleri işletmeye çekebilmek, işe almak,
yeteneklerine göre doğru pozisyonlara yerleştirebilmek, sahip oldukları yeteneklerini
gerek kendi profesyonel yaşamlarının ileriki dönemlerinde kullanabilmeleri adına
gerekse işletme için kurumsal yetenek havuzunun gelişmesi adına geliştirmek ve bu
yetenekleri işletmede tutabilmek için yapılan faaliyetlerin tümüdür” tanımı ise bu
eksikliği gidermeye yöneliktir. Ayrıca, z kuşağı hakkında literatürde teorik çalışma az
bulunmakta
(çoğunlukla
pazarlama
alanında);
ampirik
çalışmaya
ise
hiç
rastanılmamıştır. Bu çalışma ile literatürdeki diğer bir eksiklik kapatılmaya
çalışılmıştır. Çalışmanın bir diğer artısı; z kuşağının işletmeler için öneminin çalışma
boyunca vurgulandığı gibi, iş dünyasındaki yarışta bu kuşak bireylerinden en etkin
şekilde faydalanmanın yolunun yetenek yönetimi olduğunu belirten bir diğer çalışma
bulunmamaktadır.
167
Günümüzde öngörüsü güçlü olan işletmeler, sadece rekabet ortamında ayakta
kalmaktan ziyade, rekabeti yönlendirebilmek ve öncü konuma gelebilmek için
azınlıkta olan yetenekli insanları bünyelerine katmak arzusundadır. Bu doğrultuda
henüz öğrenmeye ve gelişmeye açık olan beyinleri, üniversite öğrencilerini ya da yeni
mezunları, kısaca z kuşağı bireylerinden yetenekli olanları işletmeye çekebilmek,
doğru pozisyonlara yerleştirebilmek, geliştirmek ve elde tutabilmek için, kariyer
geliştirme süreçleri boyunca yetenek yönetimi konseptini uygulamaktadır. Bugünün
en insan odaklı ve en rekabetçi anlayışa sahip yönetim anlayışının yetenek yönetimi
olduğu gerçektir ve işletmelerin zamanla geleneksellikten çıkarak bu konsepte
geçmeleri onlara uzun dönemde fayda sağlayacaktır. Önemli olan ise işletmelerin bu
konsepte geçerken, durumsallık yaklaşımı altında kendi dinamiklerine göre bir
yetenek yönetimi modeli çizmesi ve bunu uygulamasıdır. Z kuşağının işletmelerin
bugünü ve geleceği olduğu unutulmamalı ve kariyer yaşamları boyunca profesyonel
anlamda desteklenmelidir.
168
KAYNAKÇA
“Duygusal
Zeka
ve
Hayatımızdaki
Önemi”,
(Erişim)
http://www.paradoksdanismanlik.com/FileUpload/ds29999/File/duygusal_zeka.doc/
23 Aralık 2015.
“Lost Generation”. (Erişim) http://global.britannica.com/topic/Lost-Generation/ 03
Kasım 2015.
About Page, 2015. (Erişim) http://thomsonreuters.com/en/about-us.html/ 10 Mart
2016.
Abrudan, M., M., Matei, M. C., “Talent Management: A Strategic Priority”, Annuals
of Faculty of Economics, 4, 1, 2008, ss. 25-30.
Adıgüzel, O., Batur, H. Z., Ekşili, N., “Kuşakların Değişen Yüzü ve Y Kuşağı ile
Ortaya Çıkan Yeni Çalışma Tarzı: Mobil Yakalılar”, Süleyman Demirel Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19, 1, 2014, ss. 165-182.
Akar, Filiz, Yetenek Yönetimi, İmge, 2015.
Akbaş, İpek, The Relationship Between Talent Management and Retention of
Employees: A Case Study in Banking Sector, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2013.
Akduman, Gülbeniz, Çalışan Mutluluğunun İşe İlişkin Duyuşsal İyilik Algısı İle
İlişkisi ve Kuşaklar Arasındaki Farklılıkların İncelenmesi, Yayımlanmış Doktora
Tezi, İstanbul Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2015.
169
Aker, Sanem, Yetenek Yönetimi: Yetenek Yönetilir mi? İş ve Özel Yaşama
Psikolojik Bakışlar, Epsilon, 2008.
Al Ariss, A., Cascio, W. F., Paauwe, J., “Talent Management: Current Theories and
Future Research Directions”, Journal of World Business, 49, 2014, ss. 173-179.
Alayoğlu, N., “İnsan Kaynakları Yönetiminde Yeni Dönem: Yetenek Yönetimi”,
Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Dergisi, 1, 2010, ss. 68-97.
Altınöz, Mehmet, Yetenek Yönetimi, Noel, 2009.
Altuntuğ, N., “Rekabet Üstünlüğünün Sürdürülmesinde Yeteneklerin Rolü: Yetenek
Yönetim Yaklaşımı”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, 14, 3, 2009, ss. 445-460.
Amundson, N. E., Mills, L. M., Smith, B. A., “Incorporating Chaos and Paradox Into
Career Development”, Australian Journal of Career Development, 23, 1, 2014, ss.
13-21.
Arar, T., Yüksel, İ., “Career Orientation for the New Generation of Turkish Human
Resource”, The Journal of Social Sciences Research., 1, 5, 2015a, ss. 47-57.
Arar, T., Yüksel, İ., “How to Manage Generation Z in Business Life?”, Journal of
Global Economics, Management and Business Research, 4, 4, 2015b, ss. 195-202.
Atlı, Dinçer, Yetenek Yönetimi: İnsan Kaynakları Yönetiminin Yeni Vizyonu,
Crea, 2012.
170
Axelrod, E. L., Handfield-Jones, H., Welsh, T. A., “The War for Talent, Survey-Part
Two, McKinsey Quarterly, 2, 2001, ss. 9-11.
Aydın, Erdal, Aile İşletmelerinin Sürdürülebilirliğinde Sonraki Kuşakların
Duygusal Sahiplik Algılamalarındaki Rolü: Türkiye’deki Kıdemli İşletmeler
Bağlamında Araştırılması, Yayımlanmış Doktora Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale, 2010.
Aygenoğlu, Kübra, X ve Y Kuşaklarının Kurumsal İş Hayatında İnsan Kaynağı
Açısından Stratejik Yönetimi, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Maltepe
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2015.
Ayhün, S. E., “Kuşaklar Arasındaki Farklılıklar ve Örgütsel Yansımaları”, Ekonomi
ve Yönetim Araştırmaları Dergisi, 2, 1, 2013, ss. 93-112.
Aytaç, Serpil, Çalışma Yaşamında Kariyer: Yönetim Planlaması Gelişimi ve
Sorunları, Ezgi, 2005.
Azman, İ., Nurrul, A. H., Bakar, A. R., “Perceived Career Development Support In
Workplace Career Programme”, Economic Annals., 54, 201, 2014, ss. 157-175.
Bakırtaş, İ., Bakırtaş, H., “Firmaların Sürdürülebilir Rekabet Üstünlüğünün Bir
Kaynağı Olarak Temel Yetenek: Genel Bir Değerlendirme”, Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 19, 2008, 101-119.
Baş, Tüli., Akturan, Ulun. Nitel Araştırma Yöntemleri NVivo 7.0 ile Nitel Veri
Analizi, Seçkin, 2008.
171
Beceren,
E.,
“Duygusal
Zeka
Nedir?”,
(Erişim)
http://duygusalzeka.net/icsayfa.aspx?Sid=7&Tid=3 (24 Aralık, 2015).
Becton, J.B., Walker, H.J., Farmer, A.J., “Generational Differences in Workplace
Behavior”, Journal of Applied Social Psychology, 44, 2014, ss. 175-189.
Bejtkovsky, J., “Age Management Concept – Opportunity or Threat”, 22nd
International Business Information Management Association Conference on
Creating
Global
Competitive
Economies:
2020
Vision
Planning
&
Implementation, Italy, 1, 3, 2013, ss. 805-813.
Berger, Lance A., Berger, Dorothy. A., Talent Management Handbook, McGrawHill Trade, 2003.
Berger, Lance, A., The Talent Management Handbook, McGraw-Hill Trade, 2003.
Bersin, J., “Talent Management What is it? Why Now?”, Performance Management,
2006, ss. 1-44.
Bhatnagar, J., “Talent Management Strategy of Employee Engagement in Indian ITES
Employees: Key to Retention, Employee Relations, 29, 6, 2007, ss. 640-666.
Biçer, G., Düztepe, Ş., “Yetkinlikler ve Yetkinliklerin İşletmeler Açısından Önemi,
Havacılık ve Uzay Teknolojileri Dergisi, 1, 2, 2003, ss. 13-20.
Bingöl, Dursun, İnsan Kaynakları Yönetimi, Arıkan, 2006.
Bingöl, Dursun, İnsan Kaynakları Yönetimi, Beta, 2014.
172
Bott, E. M., Duffy, R. D., “A Two-Wave Longitudinal Study of Career Calling Among
Undergraduates: Testing for Predictors”, Journal of Career Assessment., 23, 2, 2015,
ss. 250-264.
Bovée, Courtland L., Thill, John V., Mescon, Michael H., Excellence in Business,
Pearson Prentice Hall, 2007.
Burkus, D, Osula, B., “Faulty Intel in the War for Talent: Replacing the Assumptions
of Talent Management with Evidence-based Strategies”, Journal of Business Studies
Quarterly, 3, 2, 2011, ss. 1-9.
Calo, T. J., “Talent Management in the Era of the Aging Workforce: The Critical Role
of Knowledge Transfer”, Public Personnel Management, 37, 4, 2008, ss. 403-416.
Cantrell, S., Benton, J. M., “The Five Essential Practices of a Talent Multiplier”,
Business Strategy Series, 8, 5, 2007, ss. 358-364.
Çayan, Dicle, Yetenek Yönetiminin Çalışanların Performansı Üzerine Etkileri ve
Niğde Sağlık Sektöründe Bir Uygulama, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Niğde
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Niğde, 2011.
Çelik, Murat, Yetenek Yönetimi Yaklaşımı, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul Ticaret Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 2011.
Cerdin, J.L., Brewster, C., “Talent Management and Expatriation: Bridging Two
Streams of Research and Practice”, Journal of World Business, 49, 2014, ss. 245252.
173
Ceylan, Nevin, İnsan Kaynakları Yönetiminde Yetenek Yönetimi ve Bir Uygulama,
Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü,
İstanbul, 2007.
Cheese, Peter, Thomas, Robert Joseph, Craig, Elizabeth, The Talent Powered
Organizations: Strategies for Globalization, Talent Management and High
Performance, Kogan Page, 2008.
Chen ve Lian, “Generational Differences in Work Values in China”, Social Behavior
and Personality, 43, 4, 2015, ss. 567-578.
Choudhury, A., Giri, D. V., “Employee Empowerment: The Rourkela Steel Plant
Experience”, The Indian Journal of Industrial Relations, 48, 2013, ss. 634-650.
Çırpan, H., Şen, A., “İşletmelerde Yenilikçiliği Geliştirmede Etkili Bir Araç: Yetenek
Yönetimi”, Çerçeve, 2009, ss. 110-115.
Claussen, J., Grohsjean, T., Luger, J., Probst, G., “Talent Management and Career
Development: What It Takes to Get Promoted”, Journal of World Business, 49,
2014, ss. 236-244.
Collings, D. G., “Integrating Global Mobility and Global Talent Management:
Exploring the Challenges and Strategic Opportunities”, Journal of World Business,
49, 2014, ss. 253-261.
174
Collings, D. G., “Toward Mature Talent Management: Beyond Shareholder Value”,
Human Resource Development Quarterly, 25, 3, 2014, ss. 301-319.
Collings, D. G., Mellahi, K., “Strategic Talent Management: A Review and Research
Agenda”, Human Resource Management Review, 19, 2009, ss. 304-313.
Collings, D. G., Scullion, H., Vaiman, V., “European Perspectives on Talent
Management”, European Journal of International Management, 5, 5, 2011, ss.
453-462.
Cooke, F. L., Saini, D. S., Wang, J., “Talent Management in China and India: A
Comparison of Management Perceptions and Human Resource Practices”, Journal of
World Business, 49, 2014, ss. 225-235.
Cullen, J. G., “Vocational Ideation and Management Career Development”, Journal
of Management Development., 32, 9, 2013, ss. 932-934.
Daft, Richard, Understanding the Theory and Design of Organizations, Thomson
South-Western, 2007.
Daloğlu, Elif Sezi, Çalışma Algısı Üzerine Kuşaklararası Bir Analiz, Yayımlanmış
Yüksek Lisans Tezi, Yaşar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 2013.
Davis, P. J., “Implementing an Employee Career-Development Strategy: How to Build
Commitment and Retain Employees”, Human Resource Management, 23, 4, 2015,
ss. 28-32.
175
Dawson, A., Phillips, P., “Coach Career Development: Who is Responsible?”, Sport
Management Review., 16, 2013, ss. 477-487.
Deery, M., Jago, L., “Revisiting Talent Management, Work-Life Balance and
Retention Strategies”, International Journal of Contemporary Hospitality
Management, 27, 3, 2015, ss. 453-472.
Demircioğlu, Hale Öncel, Organizasyonlarda Yetenek Yönetimi ve Finans
Sektöründen Bir Uygulama, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kocaeli, 2010.
Derzis, N. C., Shippen, M. E., Meyer, J. M., Curtis, R. S., Houchins, D. E., “Career
Interests of Incarcerated Men: The Influence of Generational Differences”, Journal
of Offender Rehabilitation, DOI: 10.1080/10509674.2013.813615, 2013, ss. 393406.
Dessler, Gary, Human Resource Management, Pearson Prentice Hall, 2008.
Dixon, G., Mercado, A., Knowles, B., “Followers and Generations in the Workplace”,
Engineering Management Journal, 25, 4, 2013, ss. 62-73.
Doğan, S., Demiral, Ö., “İnsan Kaynakları Yönetiminde Çalışanların Kendilerine
Doğru Yolculuk Yöntemi: Yetenek Yönetimi”, Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, 17, 3, 2008, ss. 145-166.
176
Downs, Y., Swailes, S., “A Capability Approach to Organizational Talent
Management”, Human Resource Development International, 16, 3, 2013, ss. 267281.
Dries, N., “The Psychology of Talent Management: A Review and Research Agenda”,
Human Resource Management, 23, 2013, ss. 272-285.
Duffy, R. D., Bogdan, T. L. R., “The Motivation to Serve Others: Exploring Relations
to Career Development”, Journal of Career Assessment., 18, 3, 2010, ss. 250-265.
Duxbury, L., Halinski, M., “Dealing with the Grumpy Boomers: Re-Engaging the
Disengaged and Retaining Talent”, Journal of Organizational Change, 27,4, ss. 660676.
Ekinci, F., “Kamu Personel Yönetiminde İnsan Kaynakları Uygulamasına Geçişin
Çalışanların Verimliliğine Etkisi”, Maliye Dergisi, 155, 2008, ss. 175-185.
El Hüseyni, Nurettin, Entelektüel Sermaye, Mess, 1997.
Elalmış, Süreyya Özekin, Aile İşletmelerinde Kuşak Çatışmalarından Kaynaklanan
Yönetim Sorunları: Bursa İli Örneği, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Atılım
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2011.
Erçokses, Büşra, Training and Development of Employees in Talent Management
Process and an Application, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2009.
177
Erden, Sena, Kültürel Değişimlerin Örgütlerde Kuşaklararası Çatışmalara Etkisinin
İncelenmesi: Akademisyenlere Yönelik Bir Araştırma, Yayımlanmış Doktora Tezi,
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale, 2012.
Erdirençelebi, Meral, Aile İşletmelerinde Kurumsallaşmanın Gerçekleşmesi ile
Sürdürebilirliğin Sağlanmasında Kuşaklar Arası Farklılıklar, Yayımlanmış
Doktora Tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya, 2012.
Erdoğmuş, Nihat., Kariyer Geliştirme Kuram ve Uygulama, Nobel, 2003.
Eversole, B. A. W., Venneberg, D. L., Crowder, C. L., “Creating a Flexible
Organizational Culture to Attract and Retain Talented Workers Across Generations”,
Advances in Developing Human Resources, 14, 4, 2012, ss. 607-625.
Ewerlin, D., “The Influence of Global Talent Management on Employer
Attractiveness: An Experimental Study”, German Journal of Research in Human
Resource Management, 27, 3, 2013, ss. 279-304.
Farndale, E., Pai, A., Sparrow, P., Scullion, H., “Balancing Individual and
Organizational Goals in Global Talent Management: A Mutual-Benefits Perspective”,
Journal of World Business, 49, 2014, ss. 204-214.
Ferincz, A., Hortovanyi, L., Szabo, R. Z., Tarody, D. V., “Changes in the Way of
Work: Generation Z at the Labour Market”, TAMOP, 2010-ss.1-33.
Festing, M., Kornau, A., Schafer, L., “Think Talent- Think Male? A Comparative Case
Study Analysis of Gender Inclusion In Talent Management Practices in the German
178
Media Industry”, The International Journal of Human Resource Management,
2014, ss. 1-26.
Fisher, Luanne, Using a Talent Management Model for Selection: Guarding the
Entrances to Your Organization, Talent Management Handbook, McGrawHill,
2004.
Gayeski, D., “Will Gen Z Even Care About HR Technology?”, Workforce Soultions
Review, 2015, ss. 9-11.
Geray, Haluk. Toplumsal Araştırmalarda Nicel ve Nitel Yöntemlere Giriş,
Umuttepe, 2014.
Gibson, J. W., Greenwood, R. A., Murphy, E. F., “Generational Differences in the
Workplace: Personal Values, Behaviors and Popular Beliefs”, Journal of Diversity
Management, 4, 3, 2009, ss. 1-7.
Gochman, I., Storfer, P., “Talent for Tomorrow: Four Secrets for HR Agility in an
Uncertain World”, People&Strategy, 37, 2, 2014, ss. 25-28.
Gray, K., “Creative Career Development”, Business Information Review, 26, 4,
2009, ss. 288-292.
Güngör, Mine Kanap, Bilgi Çağında İnsan Kaynakları Yönetimine Bakış:
İşletmelerde Yetenek Yönetimi ve Çalışan Performansına Etkisi Üzerine Bir
Araştırma, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Haliç Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul, 2013.
179
Gürsoy, D., Chi, C. G. Q., Karadağ, E., “Generational Differences In Work Values
and Attitudes Among Frontline and Service Contract Employees”, International
Journal of Hospitality Management, 32, 2013, ss. 40-48.
Gürüz, Demet, Özdemir, Gaye İletişimci Gözüyle İnsan Kaynakları Yönetimi,
MediaCat, 2007.
Guthridge, M., Komm, A. B., Lawson, E., “Making Talent a Strategic Priority”,
McKinsey Quarterly, 1, 2008, ss. 49-59.
Hacıbayramoğlu, Merve Gül, Aile İşletmelerinde Kuşaklararası Devrin Yeniliğe
Etkisi: Ankara İli Makine İmalat Sanayii Üzerine Durum Çalışması, Yayımlanmış
Yüksek Lisans Tezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 2014.
Hahn, J., “Managing Multiple Generations: Scenarios from the Workplace”, Nursing
Forum, 46, 3, 2011, ss. 119- 128.
Hatipoğlu, Zeynep, Örgütsel Bağlılık ve İş Tatmini Arasındaki İlişkinin X ve Y
Kuşaklarına Göre Farklılıklarının İncelenmesi, Yayımlanmış Doktora Tezi, İstanbul
Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2014.
Hatum,
A.,
“Next
Generation
Talent
Management”,
2010,
(Erişim)
http://www.palgraveconnect.com/pc/doifinder/view/10.1057/9780230295094/
25
Aralık 2015.
Hoekstra, H. A., “A Career Roles Model of Career Development”, Journal of
Vocational Behavior., 78, 2011, ss. 159-173.
180
Huang, J., Tansley, C., “Sneaking Through the Minefield of Talent Management: The
Notion of Rhetorical Obfuscation”, The International Journal of Human Resource
Management, 23, 17, 2012, ss. 3673-3691.
Jain, V., Vatsa, R., Jagani, K., “Exploring Generation Z’s Purchase Behavior toward
s Luxury Apparel: A Conceptual Framework”, Romanian Journal of Marketing, 2,
2014, ss. 18-35.
Jörg, C., Grohsjean, T., Luger, J., Probst, G., “Talent Management and Career
Development: What It Takes to Get Promoted”, Journal of World Business, 49,
2014, ss. 236-244.
José, F., Fernandez, M .J., “Generation Z’s Teachers and Their Digital Skills”, Media
Education Journal, 24, 2016, ss. 97-105.
Judge, Timothy, A., Robbins, Stephen, P., Organizational Behavior, Pearson
Prentice Hall, 2009.
Karalar, A., Atay, S., “The Effects of Talent Management on the Employee
Performance: A Study in a Multinational Company in Manufacturing Sector”,
Marmara Üniversitesi SBE Dergisi, 8, 32, 2009, ss. 95-103.
Karalar, Ece Basmacı, The Effects of Talent Management on the Perofrmance of the
employees in the Manufacturing Sector and an Application in a Multinational
Company Operating in Turkey, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2008.
Karasar, Niyazi, Bilimsel Araştırma Yöntemi, Nobel, 2013.
181
Karuserci, Halil Onur, Aile İşletmelerinde Kuşak Çatışmasından Kaynaklanan
Yönetim Sorunları: Gaziantep Örneği, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Gaziantep
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gaziantep, 2008.
Kavalcı, Kübra, Tüketici Karar Verme Tarzları ve Öğrenme Stillerinin Y ve Z
Kuşakları Açısından Karşılaştırılması Üzerine Bir Araştırma, Yayımlanmış Yüksek
Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2015.
Kemp,
N.,
“Generation
Z:
A
Tech
Time-bomb”,
2014.
(Erişim)
http://search.ebscohost.com/login.aspx?direct=true&db=bth&AN=97231927&lang=t
r&site=eds-live&authtype=ip,uid/ 01 Kasım 2015.
Kirk, S., “Career Capital in Global Kaleidoscope Careers: The Role of HRM”, The
International Journal of Human Resource Management, 27, 6, 2016, ss. 681-697.
Köklü,
N.
“Örnek
Olay
Çalışma
Metodları”
(Erişim)
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/491/5792.pdf 09 Mayıs 2016.
Kukelkova, A., “The Impact of a National Culture on the Work Motivation of the
Emerging Generations of Talent Workers”, International Scientific Conference on
Knowledge for Market Use-Significance of Knowledge at the Current Phase of
Economic Cycle, Czech Republic, 2012, ss. 248-257.
Kupperschmidt, B. R., “Multi-generation employees: Strategies for effective
management”, The Health Care Manager, 19, 2000, ss. 65-76.
Kutlu, Mustafa, Kaya, Alim, Bireyi Tanıma ve Bireyi Tanıma Teknikleri, Anı,
2009.
182
Leucke, Richard, En İyi Elemanı İşe Almak ve Elde Tutmak, İş Bankası Kültür
Yayınları, 2009.
Levenson, A., “Talent Management: Challenges of Building Cross Functional
Capability in High-Performance Work Systems Environments”, Asia Pacific Journal
of Human Resources, 50, 2012, ss. 187-204.
Levickaité, R., “Generations X, Y, Z: How Social Networks Form the Concept of the
World without Borders (The Case of Lithuania)”, LIMES, 3, 2, 2010, ss. 170-183.
Lewis, A., Sequeira, A. H., “Effectiveness of Employee Retention Strategies In
Industry”,
2012.
(Erişim)
http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=2167719/ 27 Aralık 2015.
Lewis, Pamela. S., Goodman, Stephan. H., Fandt, Patricia. M., Management:
Challenges in the 21st Century, West Publishing, 1995.
Looper,
L.,”How
Generation
Z
Works”,
2011.
(Erişim)
http://people.howstuffworks.com/ 30 Ekim 2015.
Lower, J., “Brace Yourself – Here Comes Generation Y, 2007. (Erişim)
http://www.americannursetoday.com/brace-yourself-here-comes-generation-y/
03
Kasım 2015.
Lyons, S., Kuron, L., “Generational Differences in the Workplace: A Review of the
Evidence and Directions for Future Research”, Journal of Organizational Behavior,
35, 2013, ss. 139-157.
183
Majeed, A., “Application of Business Process through Talent Management: An
Empirical Study”, Journal of Marketing and Management, 4, 2, 2013, ss. 46-68.
Malaeb, R. C., Garavan, T., “Talent and Leadership Development Practices as Drivers
of Intention to Stay in Lebanese Organizations: The Mediating Role of Affective
Commitment”, The International Journal of Human Resource Management, 24,
21, 2013, ss. 4046-4062.
Mandıracıoğlu, A., “Dünyada ve Türkiyede Yaşlıların Demografik Özellikleri”, Ege
Tıp Dergisi, 49, 3, 2010, ss. 39-45.
Marra, W. C., McNeil, S. K., “Understanding The Loop: Hum-ans and the Next Drone
Generations”.,2012. (Erişim)
http://www.brookings.edu/~/media/research/files/papers/2012/8/27%20humans%20d
rones%20marra%20mcneil/27%20humans%20drones%20marra%20mcneil.pdf/
01
Kasım 2015.
McNulty, Y., Cieri, H. D., “Linking Global Mobility and Global Talent Management :
The Role of ROI “, Employee Relations, 38, 1, 2016, ss. 8-29.
Mercin, L. U., “İnsan Kaynakları Yönetiminin Eğitim Kurumları Açısından
Gerekliliği ve Geliştirme Etkinliği”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 4, 14, 2005,
ss. 128-144.
Micoleta, J., “Generation Z Teens Stereotyped as ‘Lazy and Unaware’”, 2012.
(Erişim) http://www.huffingtonpost.com/ 29 Ekim 2015.
184
Mitchell, D.A., “Generation Z: Striking the Balance: Healthy Doctors for a Healthy
Community”, Australian Family Physician, 37, 8, 2008, ss. 665-672.
Moore, S., Grunberg, L., Krause, A. J., “Generational Differences in Workplace
Expectations: A Comparison of Production and Professional Workers”, Curr Psychol,
34, 2015, ss. 346-362.
Nakıpoğlu, Nazlı, Aile İşletmelerinde Kuşak Çatışmalarının Finansal Yapıya
Etkileri: İtalyan – Türk Aile İşletmeleri Üzerine Bir Uygulama, Yayımlanmış
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Gelişim Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul, 2015.
Nankervis, A. R., “Building for the Future? Government and Industry Responses to
the Challenges of Talent Management in China Following the GFC”, Asia Pasific
Business Review, 19, 2, 2013, ss. 186-199.
Niles, Spenceri G.,Bowlsbey, Joann, Harris, 21. Yüzyılda Kariyer Gelişimi
Müdahaleleri, Nobel, 2013.
Oladapo, V., “Talent Impact of Talent Management on Retention”, Journal of
Business Studies Quarterly, 5, 3, 2014, ss. 19-36.
Öner, Esra, Bankacılık Sektöründe Yetenek Yönetimi ve İlişkilendirildiği İnsan
Kaynakları Fonksiyonları Bir Uygulama, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi,
Bahçeşehir Üniversitesi, İstanbul, 2014.
Oral, Gülüzar Aslı, Çalışma Hayatında Kuşaklar ve Çatışmalar, Yayımlanmış
Yüksek Lisans Tezi, Bahçehir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2013.
185
Öz, Ülgen, XYZ Kuşaklarının Özellikleri ve Y Kuşağının Örgütsel Bağlılık Düzeyi
Analizi, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Atılım Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara, 2015.
Özden, Mehmet, Cemil, Başarılı Bir Hayat için Kariyer Planlaması ve Yönetimi,
Ödül, 2008.
Özkan, M., Solmaz, B., “The Changing Face of The Employees- Generation Z and
Their Perceptions of Work”, Procedia Economics and Finance, 26, 2015, ss. 476483.
Pancar, Hasan Faruk, Güvenlik Birimlerinde Çalışan X ve Y Kuşaklarının İş
Tatminini Etkileyen Faktörler, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Çağ Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mersin, 2014.
Peterson, H., “Millennials Are Old News – Here’s Everything You Should Know
about Generation Z”, 2014. (Erişim) http://www.businessinsider.com/ 30 Ekim 2015.
Piansoongnern, O., Anurit, P., Kuiyawattananonta, “Talent Management in Thai
Cement Companies: A Study of Strategies and Factors Influencing Employees
Engagement”, African Journal of Business Management, 5, 2011, ss. 1578-1583.
Pozzulo, J.D., Dempsey, J., Pettalia, J., “The Z Generation: Examining Perpetrator
Descriptions and Lineup Identification Procedures”, J Police Crim. Psych, 28, 2013,
ss. 63-74.
Presbitero, A., “Proactivity in Career Development of Employees”, Career
Development International., 20, 5, 2015, ss. 525- 538.
186
Raphelson, S., “From Gls to Gen Z (Or Is It IGen?): How Generations Get
Nicknames”, 2014. (Erişim) http://www.npr.org/2014/10/06/349316543/don-t-labelme-origins-of-generational-names-and-why-we-use-them/ 02 Kasım 2015.
Robbins, Stephen, P., DeCenzo, David A., Fundamentals of Management Essential
Concepts and Application, Pearson Prentice Hall, 2008.
Ross, S., “How Definitions of Talent Suppress Talent Management”, Industrial and
Commercial Training”, 45, 3, 2013, ss. 166-170.
Şahin, Özer, Yetenek Yönetimi ve Yenilik Performansı İlişkisi: Konaklama
İşletmelerinde Bir Araştırma, Yayımlanmış Doktora Tezi, Adnan Menderes
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydın, 2015.
Schullery, N. M., “Workplace Engagement and Generational Differences in Values,
Business Communication Quarterly, 76, 2, 2013, ss. 252-265.
Seggie, F. Nevra, Bayyurt, Yasemin, Nitel Araştırma Yöntem, Teknik, Analiz ve
Yaklaşımları, Anı, 2015.
Seipert, K., Baghurst, T., “Contrasting Work Values of Baby Boomers and Generation
X Rural Public School Principals”, PAQ, 2014, ss. 347-370.
Sims, D., “The 30-Minute Guide to Talent Management and Succession
Management”, A Quick Reference Guide for Business Leaders, SPHR.
Sullivan, S. E., “The Changing Nature of Careers: A Review and Research Agenda”,
Journal of Management, 25, 3, ss. 457-484.
187
Sullivan, S. E., Forret, M. L., Carraher, S. M., & Maineriero, L. A., “Using the
Kaleidoscope Career Model to Examine Generational Differences in Work Attitudes”,
Career Development International, 14, 2009, ss. 282-302.
Tansley, C., “What Do We Mean by the Term “Talent” in Talent Management?”,
Industrial and Commercial Training, 43, 5, 2011.
Tekin, Meryem, Çalışma Yaşamında Kuşaklar ve İşe Yönelik Tutumlarının
İncelenmesi, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2015.
The McKinsey Quarterly, 2, 2001, ss. 9-12.
Thunnissen, M., Boselie, P., Fruytier, B., “A Review of Talent Management: Infancy
or Adolescence?”, The International Journal of Human Resource Management,
24, 9, 2013, ss. 1744-1761.
To, S. M., Tam, H. L., “Generational Differences in Work Values, Perceived Job
Rewards, and Job Satisfaction of Chinese Female Migrant Workers: Implications for
Social Policy and Social Services”, Soc Indic Res, 118, 2014, ss. 1315-1332.
Tulgan, B., “Meet Generation Z: The Second Generation within the Giant “Millenial”
Cohort”, Rainmaker Thinking, 2013, ss. 1-12.
Tümen, Ebru, İşletmelerde İnsan Kaynağının Değerlendirilmesi Açısından Yetenek
Yönetimi Yaklaşımı, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2014.
188
Tung, R. L., “New Perspectives on Human Resource Management in a Global
Context”, Journal of World Business, 51, 2016, ss. 142-152.
Türk
Telekom
Ana
Sayfa
–
Kariyer-
Yatırımcı
İlişkileri
(Erişim)
https://www.turktelekom.com.tr/Sayfalar/Ana-Sayfa.aspx 28 Nisan 2016.
Tuzlukaya, Şule Erdem, Kuşaklararası Değişimin Örgütlerarası Ağ Düzenekleri
Yapılanmasına Etkisi, Yayımlanmış Doktora Tezi, Başkent Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2013.
Ünsal, Pınar, Kariyer Gelişim Kuramları ve Kariyer Danışmanlığı, Nobel, 2014.
Uren, L., Samuel, J., “From Talent Compliance to Talent Commitment, Strategic HR
Review, 6, 3, 2007, ss. 32-35.
Usta, Ömer, Kuşak Farkının İş Değerleri Üzerindeki Etkisini İncelemek Üzere Bir
Araştırma, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İzmir, 2014.
Uyargil, Cavide, Adal, Zeki, Atay, İsmail, Durak, Özçelik, A. Oya, Sadullah, Ömer,
Dündar, Gönen, Tüzüner, Lale, Acar, Ahmet, Cevat İnsan Kaynakları Yönetimi,
Beta, 2008.
Vos, A. D., Dries, N., “Applying a Talent Management Lens to Career Management:
The Role of Human Capital Composition and Continuity”, The International
Journal of Human Resource Management, 24, 9, 2013, ss. 1816-1831.
189
Wagner, C., “Integrating Talent Management Across Your Organisation”, Industrial
Engineer, 2009, ss. 40-43.
Waheed, S., Zaim, A. H., “A Model for Talent Management and Career Planning”,
Educational Sciences: Theory & Practices, 15, 5, 2015, ss. 1205-1213.
Waheed, Sajjad, Yetenek Yönetimi ve Kariyer Planlama Sistemi Tasarımı,
Yayımlanmış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul,
2013.
Walk, M., Schinnenburg, H., Handy, F., “What Do Talents Want? Work Expectations
in India, China and Germany”, Zeitschrift für Personal Forschung, 27, 3, 2013, ss.
251-278.
Walsh, K., Taylor, M. S., “Developing In-House Career and Retaining Management
Talent”, Human Resources, 49, 2, 2007, ss. 163-182.
Watson, M., Nota, L., McMahon, M., “Child Career Development: Present and Future
Trends”, International Journal of Educational Vocational Guidance, 15, 2015, ss.
95-97.
Webb, K., Repetto, J., Blackmore, J. S., Patterson, K. B., Alderfer, K., “Career
Development: Preparation, Integration and Collaboration”, Journal of Vocational
Rehabilitation., 40. 2014, ss. 231- 238.
Welch, D., Welch, C., “How Global Careers Unfold in Practice: Evidence from
International Project Work”, International Business Review, 24, 2015, ss. 10721081.
190
Yalçın, Mustafa, Yetenek Yönetiminde Kurumsal İletişim Uygulamalarının Rolü ve
Etkinliği, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İzmir, 2013.
Yiğit, Zühal, X ve Y Kuşaklarının Örgütsel Tutumlar Açısından İncelenmesi ve Bir
Örnek Olay, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Bahçeşehir Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2010.
Yıldırım, Ali, Şimşek, Hasan, Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri,
Seçkin, 2013.
Yurdakul, N. B., “İşletme Yönetiminde İki Stratejik Görev: İmaj-Marka Yönetimi ve
Müşteri İlişkileri Yönetimi, Ege Üniveristesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2003, ss. 205211.
Zbrankova, A., “Generation Y and Z at the Labour Market”, International Scientific
Conference on Knowledge for Market Use-Significance of Knowledge at the
Current Phase of Economic Cycle, Czech Republic, 2012, ss. 445-452.
Zeybekoğlu, Kerem Emre, Aile Şirketlerinde Kuşaklar arası İlişkiler Üzerine
Antakya’da Bir Araştırma, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Mustafa Kemal
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hatay, 2004.
Zopiatis, A., Kapardis, M.K., Varnavas, A, “Y-ers, X-ers and Boomers: Investigating
the Multigenerational (Mis)Perceptions in the Hospitality Workplace”, Tourism and
Hospitality Research, 12, 2, 2012, ss. 101-121.
191
EK
GÖRÜŞME SORULARI
Kurumunuzun genel bünyesini dikkate alarak çalışanlarınızın yaş ve eğitim bazında
dağılım oranı hakkında bilgi verir misiniz?
Kurumda mevcut çalışanlarınız farklı kuşaklardan oluşmaktadır. Bu kuşakların farklı
istek ve ihtiyaçları var mı? Varsa nasıl karşılanmaktadır?
Günümüzde yeni mezun olarak işletmeleri dolduran bir Z kuşağı bulunmaktadır. Bu
kuşak ile değişen kariyer anlayışına yönelik bir tutum sergiliyor musunuz?
Sizin için yetenek, yetenekli çalışan ve yetenek yönetimi kavramları ne ifade
etmektedir?
Sizi yetenek yönetimine iten etmenler nelerdir? (Sektörde öncü müsünüz, rol model
olarak aldığınız bir firma var mı?) Ne amaçlanmıştır? Z kuşağı bu faktörler arasında
mı?
Yetenek yönetimi için özel bir program geliştirildi mi? Programın özellikleri ve süreç
takvimi hakkında bilgi verir misiniz?
Yetenek yönetimi için ayrıca bir departman kuruldu mu? Bölümün sorumluluk ve
fonksiyonları nelerdir?
Yetenek yönetimi sürecine sadece üst yönetim mi katılmakta yoksa tüm kurum sürece
dâhil edildi mi? Nasıl?
Yetenek yönetimi süreci hakkında bilgi verir misiniz?
Yetenek yönetimi süreci tek bir düzeyde mi ele alınıyor? Yoksa yeni mezunlar, mevcut
çalışanlar vb. şeklinde farklı düzeylerde bir program mı yürütülmekte?
Yeteneği nasıl ölçüyorsunuz? Herhangi bir potansiyel-performans matrisiniz var mı?
Yetenek yönetimi altında, kariyer geliştirme anlamında ne tür rekabetçi aktiviteler
yapılmaktadır?
Yetenek yönetimi öncesi ve sonrası çalışanlarda tutum, davranış ve performans
ölçüldü mü? Sonuçlar olumlu mu olumsuz mu?
192
Yetenek yönetimi sürecinde karşılaşılan sorunlar nelerdir? Nasıl çözümlendi?
Yetenek yönetimi ile üstesinden gelmeye başladığınız veya geldiğiniz sorunlar
nelerdir?
Yetenek kıtlığı ve yetenek savaşları kavramlarını dikkate alarak, gelişmekte olan bir
ülkede iş yaptığınız gerçeğini de göz önünde bulundurarak, muhtemel beyin göçleri
hakkında ne düşünüyorsunuz? Yetenek yönetiminin burada herhangi bir rolü var mı?
Sizce yetenek yönetiminin olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir? (Çalışanlar ve örgüt
için)
193
194