Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Özet II. Bayezid döneminde denizlerde mücadele iki önemli alanda başlatıldı. Bunlardan biri Akdeniz'in batı ucunda yer alan İspanya'da, katliama maruz kalan Endülüs Müslümanlarının feryatlarına cevap vermek üzere İspanya'dan; diğeri ise Hint denizlerine ulaşan Portekizlilerin tehdit ettiği Kızıldeniz sahillerindeki Müslüman beldelerin, özellikle Mekke ve Medine gibi kutsal toprakların korunması için yardım talebinde bulunan Mısır'daki Memlük Devletinin isteklerini yerine getirmek amacıyla Portekizlilere karşı idi. Böylece Osmanlılar Akdeniz ve Kızıldeniz gibi iki önemli denizde, iki büyük deniz İmparatorluğuna karşı hakimiyet mücadelesini başlatmış oldular.(Bostan, 2007:11) Bu mücadelede; II. Bayezid'ın devlet hizmetine aldığı Kemal Reis, Göke ve Kalyon sınıfı gemileri Osmanlı Bahriyesine dahil ettikten sonradır ki; osmanlı Donanmasına katılan bu gemilerde kullanılan uzun mesafeli toplar sayesinde Osmanlı Donanmasının savaş gücü artmıştır Anahtar Kelimeler: Osmanlı Donanması, Kemal Reis, Venedik, Göke. Abstract Year 1543 has not only been the milestone of the Otoman Empire in terms of conquset of İstanbul but also change of the mindset and emergence of a new era which pays necessary attention to Navy as a tool for power politics or for some gunboat diplomacy. Right after the conquest of İstanbul, Fatih the Conqueror ordered to build the shipyard in Haliç (İstanbul). Then Ottoman Fleet, built by using newly designed and developed ships, has gained the sea control of Aegean and Mediterranean gradually. No need to mention that Kemal Reis was one of the most notable Fleet Commanders of that era. Kemal Reis, born in 1441 in Gallipoli, is the uncle of another famous Fleet Commander Piri Reis. Amongst many victories and mastermind actions leading to control
Doksanlı yılların ‘bilgi otoyolları’ (information superhighways) 21. Yüzyılın ‘bilgi toplumunu’ (information society) oluşturdu. Teknolojik ve toplumsal gelişmeler on yıllar içerisinde gerçekleşmekte ve hayatın hemen her alanında yaşanan gelişmelere tanık olunmaktadır. Bu süreç içerisinde başta kentler olmak üzere insan topluluklarının yaşadığı alanlar olarak mekanlar artan oranlarda dönüşüme uğramakta ve bu mekanlardan en üst düzeyde yarar sağlanabilecek arayışlar içerisine girilmektedir. Kuşkusuz ‘sayısal devrim’ (digital revolution) sayesinde yaşanan pek çok olgu burada öncü rolü oynuyor ve her alanda bir ‘yakınsama’ (convergence) söz konusu olmaktadır. Bilimsel, ekonomik, toplumsal ve sanatsal alanda disiplinler arası etkileşim ağırlığını hissettirmekte ve yapılan tüm çalışmalarda artık söz konusu alanlar başta olmak üzere hayatın hemen her alanında gelenekseli de içerisinde barındıran yenilikçi ve ortaklaşa kotarılan çalışmaların oluşturduğu bir anlayış etkin olmaktadır. İşte böylesi bir ortamda biz bu çalışmamızda kentlerde yaşayan toplulukların başta ‘kamusal alanlar’ olmak üzere bir arada yaşamakta oldukları mekanlardaki söz konusu ‘dönüşüm’lerin izlerini sürmeye çalışacağız. Yine bu çalışmamızda yöntem olarak arşiv çalışmaları başta olmak üzere belge, resim, fotoğraf, video, röportaj vb. gibi unsurların yardımıyla geçmişte ve günümüzde yukarıda sözü edilen mekanlarda yaşanan ‘dönüşümlerin’ ışığında günümüz ve geleceğin kent yaşantısına bir projeksiyon yapmayı seçmiş bulunmaktayız. Abstract 'Information highways' of 90s created 21st century's 'information society. Technological and social developments has been realized within ten years' period and we have witnessed to all of these happenings within amongst every aspects of life. In this process, particularly in areas inhabited by human communities , including the cities are being transformed by the increasing rates of interest and benefits are taken from these locations can be achieved at the highest level. Undoubtedly 'digital revolution' , is playing a leading role in all areas in this concept and in every field 'convergence' becomes the main concern. Scientific, economic, social and interdisciplinary interaction weighes heavily in the artistic field , and all the studies that are now in almost every sphere of life, especially in such areas as the traditional understanding in a host of innovative and effective partnership is formed handled within the studies . Here we try to lead traces in this study in such an environment , particularly urban communities' 'public spaces' , including the spaces where they live together 'transformations'. In this study, the method is gathered from materials such as still works , especially in the archival documents, pictures, photos, videos , interviews, and so on. Past and present , such as the above-mentioned areas with the help of the elements in the ' transformation ' in the light of today have chosen to make a projection of the future life of the city .
KERİM ERİM’İN MATEMATİK ÇALIŞMALARININ BİLİM TARİHİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
KERİM ERİM2017 •
The goal of the thesis is to determine the relevance of the Kerim Erim’s works in the history of Turkish mathematics by focusing on his life and publications. From this standing point, we first discussed the work done by Turkish mathematicians between 1900-1933 in the Darülfünûn (University) and Mühendis Mektebi Âlisi (school for civil engineering). In the second section we provided a detailed biograpy of Kerim Erim (1894-1952). In the last and the third section, we introduced, examined and discussed his works and publications. Our thesis on Kerim Erim, relies on his mathematical publications, archival sources, books, newspapers and periodicals of his time. Current publications aiming to introduce his life and work were also examined. In the light of the above mentioned sources, the present thesis argues that Kerim Erim, both by his research and teaching activities (he supervised seven PhD thesis in applied mathematics) pioneered in shaping the future of mathematical studies and education in Turkey in the first half of the 20th century.
Bilindiği gibi Kemal Tahir’in hapsedildiği yıllar yazarın “Anadolu gerçeği”ni keşfetme dönemi olarak kabul edilir. İlk olarak yazarın Çankırı’da başlayan ceza süreci, 1941 yılında Malatya hapishanesine nakledilmesi ve sonrasında Çorum ve Nevşehir hapishaneleri ile devam eder. 1944 sonlarına kadar Malatya Hapishanesi’nde kalan yazarın Malatya yılları, Anadolu’yu büyük oranda içselleştirdiği, Anadolu insanının ‘gerçeğinin’ farkına vardığı ve ‘büyük zenginlik’ gördüğü bir dönemdir. Bu bakımdan Malatya Hapishanesi Kemal Tahir için çokça roman malzemesi sunar. Burada kent ve mimarlık açısından ele alınacak olan Karılar Koğuşu tamamlanmış bir roman özelliği gösterse de Namuscular romanı eksik kalan çalışmaları arasındadır2. Ancak, yazar tarafından derlenen malzeme büyük oranda kent ve mekan gerçeğine uygun olarak aktarılmaktadır. Ayrıca, Kemal Tahir Malatya Hapishanesi’nde tuttuğu notlarda genel olarak bölge insanlarının hayata tutunmak için bağlı oldukları temel yapıları irdeleyerek, 1943 Türkiye’sinin ortalama insanını tanıtmaya çalışması3 nedeniyle Malatya’daki kent insanının Cumhuriyet sonrası kentsel gelişime ilişkin görüşlerini anlamayı olanaklı kılar. Bu sebeple, iki romanda yer alan Malatya kentine ilişkin yapılar ve mekanların, cezaevi çerçevesinden yazar ve diğer mahkumlar tarafından yorumlanışı ve Cumhuriyet sonrasındaki kentsel gelişimin farkındalığına ilişkin bulgular, bu makalede çeşitli kaynaklar aracılığıyla ele alınmıştır. Böylelikle kentin mimari gelişimi romanlar ışığında değerlendirilmiştir.
Öz Bu makalede Hikmet-i İlahi okulunun takipçileri veya el-Hikmet el-İlahi [özellikle genel prensipler el-umurel-ʽâmme ile ilgili kısmı] ve Kelam arasındaki ilişki incelendi. Hikmet-i İlahi ve Kelam arasındaki mücadele ve karşılıklı etkileşim tarihinde dört önemli dönem tespit edildi. İlki başlangıcından 3./9. yüzyıla kadarki dönemdir. Bu dönemde Kelam ve Felsefe arasında yakın işbirliği mevcuttu. İkinci dönem 3./9. yüzyıldan 5./11. yüzyıla kadarki dönemdir. Bu dönem yoğun bir muhalefet dönemiydi. Cüveyni ve Gazali'den Fahreddin Razi'ye kadar olan üçüncü dönemde ise filozof ve kelamcı birbirinden zor ayırt edilir oldu. 7./13. yüzyıldan bu yana Hikmet-i İlahi ekolü gelişimini tamamladı ve 3. dönemde oluşan eğilimlere dayalı yeni bir ilişki tarzı ortaya çıktı. Hikmet-i İlahi'nin takipçileri Kelam'ın yöntemini mantığa aykırı bulmakla birlikte ele aldığı problemlerin büyük bir öneme sahip olduğunu düşündüler. Onlar Kur'an ve Sünnete Kelamın takipçileri gibi saygı duymalarına ve doktrinlerinin kaynağını Kur'an ve Sünnet'ten almalarına rağmen, Kelamın metotlarının dinin daha önemli sorularını çözmede ve metafiziksel düzlemde yeterli ya da meşru olduğunu reddettiler. Kelamın kendine özgü işlevinin yerine geçmek adına ona yapılan muhalefetteki değişim en azından Hikmeti İlahi'nin geliştiği İran'ın kültürel atmosferinde bulunan Molla Sadra ve Sühreverdî arasındaki aracı figürlerde görülebilir. Abstract In this paper have been examined the relation between the followers of the school of al-Hikmat al-ilâhiyyah, or Hikmat-i ilâhî (especially that part concerned with "the general principles" (al-umûr al-'âmmah) and Kalâm. In the history of the struggle and reciprocal influence between Falsafah and Kalâm was distinguished four importent periods. First period is from the beginning to third/ninth century. In this period, there was close association between Falsafah and Kalâm. Second period is from the third/ninth to the fifth/eleventh century. This was a period of intense opposition between Falsafah and Kalâm. Third period, that is from the Juweynî and Ghazzâlî to Fakhr al-Dîn al-Râzî, when men appeared whom it is difficult to classify exactly either in the category of faylasûf or * Harry A. Wolfson onuruna Erken Dönem İslami Düşünce Konferansı'nda sunulan bir metindir, Nisan, 1971, Harvard Üniversitesi.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Akademik Müzik Araştırmaları Dergisi
TÜRK MÜZİK YAŞAMINDA KEMAL İLERİCİÖzet Türk müziği ezgilerinin Batı tekniği ile çokseslendirilmesinin, kurumsal olarak Osmanlı İmparatorluğu zamanında “Muzika-yi Hümâyun”da başladığı söylenebilir. Türk müziği makam yapılarının Batı müziği armonisiyle uyuşum sorunu ve yeni müzik dilinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili tartışmalar Cumhuriyet döneminde de devam etmiştir. Rauf Yekta, Hüseyin Sadettin Arel gibi birçok müzik insanı Türk müziğinin kendi yapısal özelliklerinden kaynaklanacak olan bir armonik sistemin gerekliliğine işaret etmişlerdir. Müzik tarihimizde bu arayışlara ilk kapsamlı ve sistematik öneri besteci ve müzikolog Kemal İlerici’den (1910-1986) gelmiştir. Kemal İlerici, ilk olarak 1970 yılında yayınlanan “Bestecilik Bakımından Türk Müziği ve Armonisi” isimli eserinde, Türk müziği ezgilerini ve makam yapılarını analiz ederek, müziğimizden kaynaklanan özgün bir armonik modeli ortaya koymuştur. Türk müzik yaşamında besteci, teorisyen, müzikolog olan pek çok önemli müzik insanı da Kemal İlerici’nin öğrencisi olmuş ve armonik sistemini kendisinden öğrenmiştir. Kemal İlerici’nin daha az bilinen yönlerinden biri ise; bir düşün insanı olarak, Türk toplumu ve Türk müziğinin sorunlarına pek çok makale, rapor ve röportajlarında eğilmiş olmasıdır. Bu konularda çözüm önerileri sunmuş ve açıklamıştır. Türk müziğinin değerlerini bu müziğin özelliklerinden kaynaklanarak açıklamış olan İlerici, Türk müziğinin her alanında çalışma yapılmasının çok önemli olduğunu her zaman vurgulamıştır. Yaptığı çalışmaların etkileri bugün de sürmekte olan Kemal İlerici’nin yaşam öyküsü ve çalışmalarının gün yüzüne çıkarılmasının, Türk müzik yaşamına ışık tutacağı düşünülmektedir.
Virgo, uxor, vidua. Panenstvo, manželstvo a vdovstvo v učení Aurélia Augustína
Virgo, uxor, vidua Panenstvo, manželstvo a vdovstvo v učení Aurélia Augustína2021 •
HighTech and Innovation Journal
The Impact of Digital Marketing vs. Traditional Marketing on Consumer Buying Behavior2015 IEEE 10th International Symposium on Diagnostics for Electrical Machines, Power Electronics and Drives (SDEMPED)
The impact of thermal degradation on electrical machine winding insulation2015 •
2013 •
InTech eBooks
The Role of the Surgeon in Multidisciplinary Approach to Gastrointestinal Stromal Tumors2012 •
Lecture Notes in Computer Science
Combining Rules for Text Categorization Using Dempster’s Rule of Combination2004 •
The Journal of Organic Chemistry
Molybdenum hexacarbonyl catalyzed acylation of ferrocene1974 •
IEEE Sensors Journal
All-fiber loading sensor based on a hybrid 45⁰ and 81⁰ tilted fiber grating structure2016 •
Asian Journal of Biology
Antihelminthic Activity, Phytochemical Profile and Microscopic Features of Ocimum basilicum Collected in DR Congo2020 •
Medicina Clínica
Influencia del recuento de hematíes del líquido pleural en la identificación errónea de los trasudados2008 •
Biological Psychiatry
New insights into the role of cortisol and the glucocorticoid receptor in severe depression2002 •
International Journal of Morphology
Medical Students’ Perceptions of Pathology and a Proposed Curricular Integration with Histology: A Future Vision of Curricular Change2020 •