The Journal of Academic Social Science Studies
Yıl: 15 - Sayı: 89 , s. 233-254, Bahar 2022
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan
Çalışmalar*
Prof. Dr. Mustafa Dönmez
ORCID ID: https://orcid.org/0000-0002-7065-489X
Avrupa Benelüks Üniversitesi, İlahiyat ve Dini İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü, Brüksel
– BELÇİKA
Makale Geçmişi
Geliş: 26.12.2021
Kabul: 11.03.2022
On-line Yayın: 28.03.2022
Anahtar Kelimeler
Hadis
İsnad
Metin Tenkidi
Râvi Tenkidi
Oryantalizm
Araştırma Makalesi
*
“COPE-Dergi Editörleri İçin Davranış
Kuralları ve En İyi Uygulama İlkeleri”
beyanları: Bu çalışma için herhangi bir
çıkar
çalışma
çatışması
bildirilmemiştir.
için
etik
kurul
Bu
onayı
gerekmemektedir.
*
Bu çalışma, 2006 yılında Rotterdam
Avrupa
İslam
Üniversitesi’nde
öğrencilere sunulan bir seminer olup,
genişletilerek
araştırma
makalesine
dönüştürülmüştür.
Öz
Her ilmin doğuşunu ve gelişmesini hazırlayan birtakım etkenler
olduğu gibi hadis ilminin de doğuşunu ve gelişmesini sağlayan
etkenler bulunmaktadır. Özellikle H. I. asrın ikinci yarısının başlarında
gelişen olaylar, sahâbilerin Hz. Peygamber’den işittikleri ve yazdıkları,
bilahare başkalarına tebliğ ettikleri hadisleri korumanın yanında,
siyasi, mezhebi ve ideolojik nedenlerle Hz. Peygamber’e nispet edilen
hadislerin uydurma olanlarını ayırabilmek için birtakım kriterler
vazetmelerine neden olmuştur. Sahabe döneminden sonraki, Tabiin ve
tebe-i tabiin devirlerinde sözü edilen kriterler sonraki devirlerde hadis
tenkidi olarak geliştirilmiştir. Hadis rivayetinde fonksiyonel bir tedbir
olarak kullanılan râvi zinciri diyebileceğimiz isnad uygulaması, cerh
ve ta’dîl ilmi yahut râvi tenkidi ilminin oluşmasını sağlamış, böylelikle
H. III. asrın ilk yarısından H. V. asrı kapsayacak şekilde zengin bir
literatüre kavuşmuştur. H. VIII. / IX. asırlarda tekrar canlanan ricâl
ilmi, hadis uzmanları tarafından telif edilen eserlerle yeni bir boyut
kazanarak günümüze kadar gelmiştir. Araştırmamızın konusu ve
kapsamı, hadis tenkidinin doğuşundan itibaren, tarihi sürecini
aşamalarıyla birlikte ele almak ve günümüze kadar gelişen literatüre
değinmektir. Konunun tarihi, ilmi, edebi boyutu, bu alanda çeşitli
çalışmaların yapılmasını zorunlu kılmıştır. Çalışmamızın amacı, hadis
tenkidinin geçirdiği evreleri gözden geçirmek, oryantalistlerin isnad ve
metin tenkidiyle ilgili yaklaşımlarının değerlendirmesini yapmak,
klasik literatürün devamı olarak günümüz İslam dünyasında hadis
tenkidiyle
ilgili
yapılmış
çalışmaları
ortaya
koymaktır.
Araştırmamızın yönteminde, sosyal bilimlerin nitel araştırma
teknikleri uygulanmak suretiyle, günümüze kadar gelen hadis tenkidi
metotlarına yöneltilen eleştirilerin analizi yapılarak, bunların tutarlık
yönleri tespit edilmeye çalışılmıştır.
DOI:
http://dx.doi.org/10.29228/JASSS.55642
Atıf Bilgisi / Reference Information
Dönmez, M. (2022). Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar. Jass Studies-The
Journal of Academic Social Science Studies, 15(89), 233-254.
The Journal of Academic Social Science Studies
Year: 15 - Number: 89 , p. 233-254, Spring 2022
Hadith Criticism From Birth To Present and in This Area Studies*
Prof. Dr. Mustafa Dönmez
European Benelux University, Faculty of Theology, Department of Basic Islamic Sciences, Brussels – BELGIUM
Artcile History
Submitted: 26.12.2021
Accepted: 11.03.2022
Published Online: 28.03.2022
Keywords
Hadith
Isnad
Text Criticism
Narrator's Criticism
Orientalism
Research Article
*
Statements of “COPE-Code of
Conduct
and
Best
Practices
Guidelines for Journal Editors”: No
conflicts of interest were reported for
this article. Ethics committee approval
is not required for this article.
*
This study, was a seminar
presented to students at the European
Islamic University of Rotterdam in
2006 and was expanded into a
research article.
DOI:
http://dx.doi.org/10.29228/JASSS.55642
Abstract
There are factors that prepare the birth and development of every
science. In addition to preserving the hadiths that they heard and wrote
from the Prophet and then conveyed to others, events that took place
especially in the second half on the II. Century of the Hegira caused
them to state some criteria in order to distinguish the sound ones of the
hadiths attributed to the Prophet among those referred to him for
political, sect and ideologic reasons. The criteria mentioned in the
Tabi’in and Tebe-i Tabi’in periods, after the period of the Companions,
developed as hadith criticism. The application of isnad, which we can
call the chain of reciters, which is used as a functional measure in hadith
transmission, led to the formation of the science of cerh and ta'dil or the
science of narrator criticism, therefore, in the H. III. Century the science
of narrator, which was revived in the IX centuries, has reached the
present day by gaining a new dimension with the works written by
hadith experts. The subject and scope of our research is to deal with the
birth of hadith criticism, its historical process together with its stages,
and to refer to the literature that has developed up to the present day.
Due to the historical, scientific and literary dimension of the subject, it
has led to various studies in this field. The aim of our study is to review
the phases of hadith criticism, to evaluate the approaches of orientalists
to isnad and text criticism, and to reveal the studies on hadith criticism
in today's Islamic world as a continuation of the classical literature. In
the method of our research, the aspects of consistency were tried to be
determined by applying the qualitative research techniques of social
sciences and analyzing the criticisms directed to the hadith criticism
methods that were born and developed.
Mustafa Dönmez
235
GİRİŞ
Hadis ilmi ve hadisin tenkidi, diğer uygulamalı ilimlerde olduğu gibi, belirli aşamalardan
geçmiştir. Bunları hıfz, kitabet, tedvin ve tasnif şeklinde özetleyebiliriz. Sahabe ve onu müteakip
dönemde hadis malzemesini korumaya yönelik uygulanan metotlar, hadislerin rivayet ve tespitinin bir
gereği olarak isnad sisteminin devreye girmesiyle, râvilerin kontrolü bağlamında cerh ve ta’dîl ilmini
doğurmuştur. Hicri V. asra kadar gerçekleşen ilmi faaliyetlerle birlikte hadis tarihinin seyri içerisinde
oluşan hadis tenkit edebiyatına, H. VIII ve IX asırlarda tekrar canlanan ilmi hareketle yeni eserler
kazandırılmıştır. Günümüze kadar gelişerek intikal eden hadis usulü ve tenkit yöntemleri, bir taraftan
hadisin geçirdiği evrelere ışık tutarken, diğer taraftan da hadis tenkidi alanındaki çalışmaların devam
etmesiyle zengin bir literatürün oluşmasını sağlamıştır.
Hadis edebiyatı açısından sürekli değerini koruyan, günümüzdeki akademik çalışmalar
içerisinde hadislerin sıhhatinin tesbiti konusu, çağdaş hadis araştırmacılar için bilimsel bir çalışma
sahası olması yanında, İslami ilimlerin diğer alanlarını da ilgilendiren bir konu olmuştur. Kaldı ki
günümüzde bu alanla ilgili yeni çalışmalar yapılarak önemli mesafeler alınmıştır. Dolayısıyla bu
çalışmaların bir devamı olarak “Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar”
başlığı altında ele alınacak olan bu araştırmanın alana katkı sağlayacağı düşüncesindeyiz.
Çalışmamızın amacı, hadis âlimlerinin, tarihsel süreç içerisinde hadis tenkidiyle ilgili
geliştirdikleri metotlarının, ilmi açıdan geçerliliğini vurgulamak, oryantalistlerin isnad sistemini
tarihlendirmelerindeki çabalarının fikri arka planını ve metin tenkidiyle ilgili yaklaşımlarının tutarlı
olup olmadığını tespit etmektir. Ayrıca klasik literatürün devamı olarak günümüz İslam dünyasında
hadisin gerek isnad gerekse metin tenkidiyle ilgili yapılmış çalışmalar konusunda bilgi vererek
değerlendirmektir.
Her ne kadar “Tenkit Temelli Türkçe Hadis Çalışmaları Bibliyografisi” 1 adıyla Ahmed Ürkmez
tarafından yapılan çalışma fikir verme açısından doyurucu olsa da söz konusu araştırma makalesi 2013
yılında yayımlandığından zaman aşımına uğramıştır. Ayrıca bu makale sadece Türkiye’de yapılan
çalışmalarla ilgili olup, Türkiye dışındaki çalışmaları kapsamamaktadır.
Konunun kapsam ve çerçevesi içerisinde araştırmamız belirli konulara ayrılmıştır. ‘Hadis
tenkidinin doğuşuyla ilgili yaklaşımlar’, ‘Sahabe ve onu müteakip dönemde hadis rivayeti ve hadis uydurulmasına
karşı tedbir amaçlı olarak kullanılan metotlar’, ‘İsnad uygulamasının tarihlendirilmesinde oryantalistlerin
yaklaşımları’, Cerh-Ta’dîl ilmiyle ilgili yürütülen ilmi faaliyetler’, Tarihsel süreç içerisinde oluşan literatür’,
Klasik dönemde metin tenkidi konusunda geliştirilen kriterler ve oryantalistlerin bazı iddiaları’, ayrıca ‘Hadis
tenkidiyle ilgili güncel çalışmalar’ belirtilerek araştırma sonlandırılmıştır.
Çalışmada kullanılan yöntemde ise, sosyal bilimlerin nitel araştırma teknikleri uygulanarak,
hadis âlimleri tarafından geliştirilen ve uygulanan hadis tenkidi metotlarının değerlendirilmesi yanında
oryantalistler tarafından söz konusu metotlara yöneltilen eleştirilerin analizi yapılmış, bunların tutarlığı
ve ideolojik yönleri tespit edilmeğe çalışılmıştır. Araştırmanın kapsayıcı olabilmesi için hem klasik
dönemdeki eserlerden hem de günümüzde yapılmış çalışmalardan yararlanılmıştır.
1- HADİS TENKİDİ’NİN DOĞUŞU KONUSUNDAKİ YAKLAŞIMLAR
Hadis tenkidinin ne zaman başladığı konusunda kesin bir şey söylemek oldukça zordur.
İleride görüleceği gibi hadis tenkidi konusu, hadisin ilk olarak kimin tarafından rivayet edildiği
sorgulamasıyla yakından alakalıdır. Tenkidin başlangıcıyla ilgili dikkate alınan iki görüş göze
çarpmaktadır.
Bk. Ahmed Ürkmez, “Tenkit Temelli Türkçe Hadis Çalışmaları Bibliyografisi”, EKEW Akademi Dergisi (Sosyal Bilimler), Yıl. 17,
Sayı. 55 (2013), 201-224.
1
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar
Hadis tenkidinin Hz. Peygamber zamanında başladığını 2 ileri sürenler, İfk hadisesinde
Peygamber (s.a.v)’in ‘Ali b. Ebî Tâlib (r.a) ile Üsâme b. Zeyd’i çağırıp Hz. Âişe’nin şahsî kusurunun
olup olmamasını sorması ve onların da bu konuda verdikleri cevaplar 3; Fatıma bt. Kays’ın, kendisine
Muâviye b. Ebî Süfyân ile Ebû Cehm’in talip olduklarını Peygamber (s.a.v)’e söylemesi üzerine Hz.
Peygamber’in onlar hakkında tenkit ve ta‘dîlde bulunması 4; sahabe Dimâm b. Sa ‘lebe (r.a) ile
Peygamber (s.a.v) arasında geçen konuşmada kendilerine gönderilen elçinin doğru haber getirip
getirmediğini bizzat Rasûlullah (s.a.v)’den öğrenmesi 5 gibi olayları örnek göstererek tenkit hareketinin
daha Rasûlullah (s.a.v)’in sağlığında başladığını savunmuşlardır.
Hz. Osman’ın (ö.35/656) şehit edildiği fitne olayının akabinde başlamıştır 6 diyenlerdir. Fitne
olayından sonra ortaya çıkan siyasî fırkalar, kendi görüşlerini haklı çıkarmak için hadis uydurmaya
kalktıklarını, bunun önüne geçilebilmek için bazı tedbirlere başvurulduğunu 7 ve isnadı kalkan olarak
kullanıldığını gerekçe olarak göstermişlerdir.8 Görüldüğü gibi fitne kavramıyla isnad uygulamasının
başlangıç tarihi arasında doğrudan ilişki kurulmaktadır.9
2. SAHABE DÖNEMİNDE HADİS TENKİDİ
Sahabenin, hadislerin gerçekten Peygamber (s.a.v)’e aidiyetini belirlemek için yoğun çaba
harcadıkları dikkate alınırsa, onların hadisleri nakletme konusunu ne kadar önemsedikleri anlaşılır.
Yaşadıkları devirde bu hassasiyetleri hadis tenkidinin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Kaldı ki
Raşit halifelerinin kendileri hadisi rivayet vazifesini üstlenmişlerdir. Bunların ilki Hz. Ebû Bekir ‘dir
(ö.13/643). el-Hâkim en-Nisâbûrî (ö. 405/1014) onun hakkında şöyle der: “Rasûlullah (s.a.v)’in hadislerinde
yalandan sakınan ilk kimsedir.”10 Zehebî (ö. 748/1347) de onun hakkında şöyle der: “Haberlerin kabulünde
ihtiyatlı davranan ilk kimsedir”11 Başka bir yerde ise şöyle demektedir: “Haberlerin aslını araştırıp
doğruluğundan emin olma anlayışı ilk halife Ebû Bekir’e (r.a) kadar dayanır.”12 Halife Hz. Ömer de (ö. 23/644)
rivayet meselesinde daha sıkı davranarak araştırma, takip ve tenkit konusunda yeni kaideler getirerek
onu takip edenlere yol göstermiştir.13 İbn Hibbân (ö. 354/965): “Rivayette, râvilerin durumunu tetkik eden
ve haberlerin doğru naklini ilk araştıran kimseler Ömer ve Ali’dir. Daha sonra gelenler bu konuda onların yolunu
takip etmişlerdir”14 demektedir.
Hz. Ali’nin (ö. 40/ 661) ise hadisini aldığı sahabeden yemin talep ettiği 15 ve: “Gökten yere düşmek
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
Bk. Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn neş’etühû ve târihu (Riyad: Mektebet’ül-Kevser, 1990), 7, 10;
Dirâsâtun fi’l-hadîsi’n-nebevî ve tarîhu tedvînihi, 2 Cilt (Beyrut: el-Mektebû’l-İslamî,1992), 1/436.
Buhârî Muhammed b. İsmaîl, el-Câmiu's-Sahîh, 8 Cilt (İstanbul: yy., 1979), İlim 13; Nesâ ‘î, es-Sünenü’l-kübrâ, 6 Cilt, thk.
Abdu'l-Gifâr Süleymân el-Bundârî-Seyyid Kesrâvî Hasan (Beyrut: 1992), Kadâ 63. (Bu kıssayı ‘kadınların ta‘dîl ve cerhi’
başlığında zikretmiştir).
Nesâ‘î, es-Sünenü’l-kübrâ, Kadâ, 62. (Bu kıssayı ‘Sorulduğu anda ta‘dîl ve cerh başlığında zikretmiştir).
Buhârî, İlim 6; Müslim Ebû'l Hüseyin Müslim b. Acâc el-Kuşeyrî en-Nisâbûrî, el-Câmiu's-sahîh, 5 Cilt thk. Muhammed
Fuâd Abdulbâkî (Beyrut: Dâr İhyâi’t-Turas’il-Arabî, 1955), İmân,10.
Bk. Ekrem Ziya el-Umerî, Buhûsun fi târihi's-sünneti'l-müşerrefe (Beyrut: yy. 1984), 48.
Bk. Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn, 58-59.
Bk. Ebû Gudde, Lemehât min târihi’s-sünne ve ulûmi’l-hadîs (Beyrut: Mektebetü Matbaati’l-İslamî, 1995),138.
Bk. Yavuz Ünal, Hadisin Doğuşu ve Gelişim Tarihine Yeniden Bakış (Samsun: Etüt Yay., 2001), 305.
el-Hâkim Ebû Abdillâh Muhammed b. Muhammed en-Nisâbûrî; Ma'rifetu ulûmi'l-hadîs (Beyrut: yy., 1977), 52.
Şemsuddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed et-Turkmânî ez-Zehebî, Tezkiratu’l-huffâz, 4 Cilt, tsh. Abdurrahmân b.
Yahyâ el-Muallimî (Haydarabâd: 1958), 1/ 2.
Bk. ez-Zehebî, Tezkiratu’l-huffâz, 1/5.
Bk. ez-Zehebî, Tezkiratu’l-huffâz, 1/6; Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn, 11.
İbn Hibbân Muhammed b. Ahmed Ebû Hâtim el-Bustî, Kitâbu’l-mecruhîn mine’l-muhaddisîn, 3 Cilt (Haydarabad: yy., 1973),
1/38.
Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 6 Cilt (Beyrut: el-Mektebû’l-İslamî, 1985), 1/154, 174, 178.
236
Mustafa Dönmez
237
benim için Rasûlullah’a (s.a.v) yalan isnad etmekten daha hayırlıdır” 16 veya “Ben Allah Rasûlü’ den bir hadis
işittiğim zaman, Allah’ın murat ettiği kadar ondan istifade ederdim. O’ndan bir başkası rivayet ederse, yemin
ettirirdim. Yemin ederse onu tasdik ederdim”17 diyerek güven telkin eden önemli bir uygulamaya değindiği
anlaşılmaktadır. İbn Hibbân’ın, Hz. Ömer ile Hz. Ali hakkında yukarıdaki sözü dikkate değerdir.
Hz. Âişe (ö. 58/578) de hadisleri tenkit konusunda öneme haiz kişiliği vardır. 18 Sahabe
tarafından ona arz edilen hadislerle ilgili yaptığı tenkitlere birçok örnek bulunmaktadır. Onun hadis
tenkitlerini Bedruddîn Zerkeşî (ö. 794/1392) bir eserde toplamıştır.19
Sahabîler, hadis rivayetinde umumiyetle aynı hassasiyeti paylaşıp birbirlerinin hadislerini de
takip ederek kontrol altına almışlardır. Bu kontrol, hadisi ilk defa rivayette bulunan kişiye veya
meseleyi en iyi bilene sorup soruşturma şeklinde uygulanmıştır. 20 Yalnız söz konusu titizliğin devamlı
surette aynı olduğu düşünülmemelidir. Başka bir ifadeyle onların rivayet edilen her hadisi şahitsiz
kabul etmedikleri iddia edilemez. Zira şahit talep etmeksizin birbirlerinin hadislerini çok kere kabul
ettiklerine dair nakiller gelmiştir.21 Ancak, çoğunluk tarafından duyulmamış hadislerin tespitinde
insanların Allah Rasûlü’ne rastgele söz atfetmelerine engel olmak kastıyla tedbir amaçlı bu tür
girişimlerde bulunulmuştur.22 Sözü edilen girişimler, beşer tabiatının gereği olarak, râvide vuku
bulabilecek yanlışları azaltmak ve hadisleri tahriften korumak üzere sahâbilerin aldıkları önlemlerdir.
Kaldı ki sahabîlerden hiçbirinin diğerini hadis uydurmakla töhmet altında bıraktığı olmamıştır. Sahabî
Enes b. Mâlik’ten gelen bir eserde; “Bizden hiçbirisi Allah Resulü (s.a.v)’in hadisini rivayet ederken diğerine
yalan söylemiş değildir”’23 ifadesi bu gerçeği vurgulamaktadır. Dolayısıyla onların devrinde uygulanan
tenkitlerin sebebi, genellikle yanılma, unutma, hadisi iyi kavrayamama ya da yeterince ezberlememe
şeklinde hafıza, zekâ ve kabiliyet farklılığından oluşan beşerî hatalardır. 24
Dolayısıyla, Hz. Peygamber’in vefatından sonra tabiin döneminde hadis tenkidi bağlamında
ricâl tenkidi çalışmaları henüz müstakil bir ilim dalı oluşturacak şekilde gelişmemiştir. Bunun yanında,
Allah Rasûlü (s.a.v) döneminden başlamak kaydıyla hadis râvilerinin ilmî yeteneği, tenkit konusu
olmuş, bu şekilde ilk râvi tenkidi örnekleri ortaya çıkmıştır.25 Nitekim sahabe döneminde, fitne hadisesi
vukû bulunca26, siyasî fırkaların hadis uydurma hareketine karşı alınan çeşitli tedbirlerin yanında, hadis
rivayet edilirken isnadın uygulanması önleyici bir tedbir olarak görülmüştür.
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
Bk. İbn Adiy Ebû Ahmed ‘Abdullâh el-Cürcânî, el- Kâmil fî du‘afâi’r-ricâl, 7 Cilt, thk. Süheyl Zekkâr, (Beyrut: yy., 1988),
I/31; el-Hâkim, Ma'rifetu ulûmi'l-hadîs, 52. Bu konuda sahabilerin uygulamaları için Bk. Muhammed el-Hatîb el-Acâc,
es-Sünnetü kable’t-tedvîn (Beyrut: yy., 1980), 219-232.
Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I/2; ez-Zehebî, Tezkiratu’l-huffâz, I/10.
Hadis tenkidinde meşhur sahabîler için Bk. İbn Adiy, el-Kâmil fî du‘afâi’r-ricâl, I/63; Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’nnakd inde’l-muhaddisîn,11.
Eserin orijinal adı: el-Îcâbe fi îrâdi ma’stedrekethu Â’işetu ala’s-sahâbe. Türkçe baskısına Bk. Hz. Aişe’nin Sahâbe’ ye
Yönelttiği Eleştiriler, çev. Bünyamin Erul (Ankara: Kitabiyat Yay., 2000).
Bk. Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn, 53-58, 68.
Konuyla ilgili toplu bilgi için Bk. Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn, 53-58, 68.
Vasiyyullâh b. Muhammed Abbâs, ed-Du‘afâ ve’l-mechulûn ve’l-metrûkun fî müctebâ’n-Nesâ‘î (Mekke: Ummu’l-Kurâ
Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 1977), 36.
el-Hâtîbu’l-Bagdâdî, el-Kifâye fî ‘İlmi’r-rivâye (Beyrut: yy., 1986), 385; Osmân b. Abdirrahmân İbnu’s-Salâh eş-Şehrûzî,
el-Mukaddimetu fi ulûmi'l-hadîs, thk. Bintu'ş-Şâtiî (Kahire : yy., 1974), 38. Berâ’ b. ‘Âzîb (r.a)’dan benzer söz için Bk.
Hasan b. Abdirrahman er-Râmhurmuzî, el-Muhaddisu'l-fâsıI beyne'r-râvî ve'l-va'î, thk. Muhammed Acâc el-Hatîb
(Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1984), 235.
Bk. Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, (İstanbul: İfav Yay., 1992), 19.
Bk. Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 29.
Bundan kastedilen Hz. Osman’ın şehit edilmesiyle sonuçlanan fitnedir.
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar
3. İSNAD SİSTEMİ
Bilindiği gibi hadis metnini kaynağına ulaştıran rivayet zincirine isnad veya sened denilmiştir.27
Buradan isnadın; hadisleri kaynağına kadar ulaştırmada önemli işlev yerine getirdiği anlaşılmaktadır 28.
Dolayısıyla isnad kullanımı, hadis ehli nezdinde sünnet telakki edilmiştir.29
3.1. İsnad Uygulamasının Başlangıcı ve Oryantalistlerin Konuyla İlgili Yaklaşımları
İbn Sîrîn’in (ö. 110/728) isnad uygulamasının başlangıcı olarak şu ifadesi hadis rivayetinde
isnad kullanımının başlangıcına delil sayılmaktadır: “Önceleri isnaddan sormazlardı, fitne vukû bulunca,”
râvilerinizin adlarını bize söyleyin” demeye başladılar. Böylece Ehl-i sünnet’ in30 hadisleri alınır, Ehl-i bid‘at’ın
hadisleri alınmazdı.”31
Yukarıdaki ifadelerden H. I. asrın ilk yarısında hadis rivayetinde isnad kullanılmaya
başlanıldığı anlaşılmaktadır. İslâm tarihinde birçok olay fitne olarak isimlendirilmiş olsa bile, isnad
uygulamasının başlangıcına neden olan fitne, Hz. Osman’ın şehit edilmesiyle adlandırılan ilk fitnedir. 32
Bilindiği üzere söz konusu fitne, H. 40 yılında meydana gelmiştir.
Binaenaleyh, İbn Sîrîn, hadis uydurma hareketine karşı isnadı sorulmaya başlanmasının
nedenini, bu fitne olarak görür. Dolayısıyla isnadın ilk nüvelerinin hicri ilk asrın ikinci yarısının
başlarında atıldığı anlaşılmaktadır.33
Oryantalistlerden Joseph Shacht (ö. 1969) sözü edilen fitnenin Hz. Osman zamanında değil,
aksine Velîd b. Yezîd’in (ö. 126/743) öldürülmesiyle meydana gelen fitne olduğu görüşündedir.34 Onu
bu görüşe sevk eden sebep, İbn Sîrîn’in kullandığı fitne lafzı ile et-Taberî’nin et-Târîh adlı eserindeki H.
126/M. 743 senesinde meydana gelen olayları anlatımıdır. Eserdeki “Mervân oğulları içinde karışıklık
çıkarak fitne baş gösterdi”35 ifadesinde varit olan fitne lafzının kullanım uygunluğu varsayımına
dayanarak J. Shacht’ın, İbn Sîrîn’in sözlerini ona izafe edilen sözler olarak değerlendirmesidir. Zira İbn
Sîrîn’in vefatı h. 110/M. 728 senesidir. Yani J. Shacht, İbn Sîrîn’in H. 126/M. 743 senesinde zikredilen
fitneden önce öldüğünü öne sürerek, 36 fitne ile ilgili sözler ona ait olmadığını iddia etmiş ve meseleyi
çıkmaza götürmüştür.
Hâlbuki İbn Sîrîn, Mervân oğulları zamanında vukû bulan fitneyi değil, Hz. Osman’ın (r.a)
şehit edilmesiyle başlayan fitneyi kastetmiştir. Joseph Shacht’ın, ibaredeki fitne zamanını yanlış
anlaması, isnadın başlangıcını takriben bir asır daha ileriye götürme düşüncesine neden olmuştur.
Onun İbn Sîrîn’e nispet edilen bu rivayeti nefyetmesini kabul etmek mümkün değildir.37 Çünkü bu olay
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
Bk Muhammed Acâc el-Hatîb, el-Muhtasaru’l-vecîz fî ‘ulûmi’l-hadîs (Beyrut: yy., 1987), 42; Uğur Mücteba, Ansiklopedik
Hadis Terimleri Sözlüğü (Ankara: yy., 1992), 165.
Bk. Emin Uz, İsnadın Doğuşu, (Bursa: Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2012), 39.
Müslim, Mukaddime, I/25; er-Râmhurmuzî, el-Muhaddisu'l-fâsıI beyne'r-râvî ve'l-va'î, 208; el-Hâtîbu’l- Bagdâdî, Târihu
Bağdâd, 14 Cilt (Beyrut: yy., ts), 6/166, Şerefu ashâbi’l-hadîs, thk. Mehmet Sait Hatipoğlu (Ankara: DİB Yay.,1994), 41;
Abdulfettâh Ebû Guddeh, el-İsnad mine’d-din (Dımaşk: yy., 1992), 30.
İbn Sîrîn’in bu sözünden H. 2. asrın ilk yarısında Ehl-i Sünnet teriminin bilindiği ve kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Müslim, Mukaddime, I/15; İbn Ebî Hâtim Ebû Muhammed Abdurrahmân er-Râzî; el-Cerhu ve't-ta'dil, 9 Cilt (Beyrut: yy.,
1952), 2/28; er-Râmhurmuzî, el-Muhaddisu'l-fâsıI beyne'r-râvî ve'l-va'î, 209; el-Hatîbu’l-Bağdadî, el-Kifâye fî ‘İlmi’rRivâye, 122; İbn Receb Zeynuddîn Abdurrahmân b. el-Huseyin el-Hanbelî, Şerhu ‘ilel’t-Tirmizî, 2 Cilt, thk. Hemmâm
Abdurrahmân Saîd (Ürdün: yy., 1987), 1/335.
Bk. Ekrem Ziya el-Umerî, Buhûsun fi târihi's-sünneti'l-müşerrefe, 48.
Bk. Talat Koçyiğit, Hadis Tarihi (Ankara: İlmi Yay. 1981), 177-178; Süleyman Doğanay, Oryantalistlerin Hadisleri
Tarihlendirme Yaklaşımları (İstanbul: İfav Yay., 2013), 29, 33; Bk. Uz Emin, İsnadın Doğuşu, 44.
Bk. Joseph Schact, The Origins of Muhammedan Jurisprudence (Oxford: yy., 1950), 37, 71, 80-81.
Bk. Ebû Ca'fer Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Târihu’l-umemi ve’l-mülûk, 6 Cilt (Beyrut: yy., 1991), 4/252.
Bk. Joseph Schact, The Origins of Muhammedan Jurisprudence, 36-37.
Bk. Arif Ulu, “Hadis Rivayetinde İsnadın Başlaması, Ya da Fitnenin Tarihi”, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi,
Cilt 12, Sayı. 1, (2012), 119-166, 128.
238
Mustafa Dönmez
239
güvenilir kaynaklarda zikredilmekle birlikte hiçbir hadis tenkitçisi de bu rivayetin uydurma olduğunu
söylememiştir. Kaldı ki bu ifadenin İbn Sîrîn’e ait olduğunu teyit eden sözü de şu sudur: “Fitne baş
gösterirken Allah Rasûlü’nün ashabı on bin kişiydi. Onlardan yüz tanesi dahi buna yenik düşmedi.” 38
Ayrıca, hadis rivayetinde isnad sormanın, Hz. Osman zamanında ortaya çıkan, ilk fitneden
sonra başladığını destekleyen başka bir delil de İbrahim en-Nehâî’nin (ö. 96/714) verdiği şu bilgidir:
“İsnad, Muhtar39 zamanında sorulmaya başlanmıştır. Bunun sebebi ise o dönemde Ali (r.a) hakkında söylenen
yalanların çoğalmış olmasıdır”.40 Dolayısıyla Shacht’ın, İbn Sîrîn’in ifadesindeki fitne lafzını “Velîd b.
Yezîd zamanındaki fitne” diye yorumlaması gerçeği yansıtmamaktadır. Kaldı ki Shacht’ın söz konusu
rivayetle ilgili yaklaşımını G.H.A. Juynboll (ö. 2010) ve Harald Motzki (ö. 2019) gibi oryantalistler doğru
bulmadıkları ifade etmişlerdir.41
Oryantalist James Robson (ö. 1981), Shacht’ın fitne hakkındaki yorumunu reddetmekle beraber
bu fitneden kastedilenin, H. 63-73 yıllarında Haccac’a karşı ayaklanan Abdullah b. Zübeyr (ö. 73/692)
dönemindeki fitne olduğunu söylemiştir42. J. Robson bu görüşünü de İmam Mâlik’in (ö. 179/795) İbn
Zübeyr (r.a) olayını fitne diye tanımlamasına 43 dayandırmıştır. J. Robson’a göre, isnadın hadis
edebiyatına, H. I. asrın sonunda girdiğini savunan Horovitz’in (ö.1931) görüşü, kendisinin ulaştığı
görüşü desteklemektedir.44 J. Robson’un iddiası zaman itibariyle isnadın ortaya çıkışını yarım asır
önceye almış olsa bile, tespiti doğru değildir. Zira farklı zamanlarda gerçekleşmiş farklı iki olaya İbn
Sîrîn ile İmam Mâlik’in fitne lafzını kullanmalarındaki uyumluluğu gerekçe göstermesi anlamsızdır.
Çünkü Müslümanlar içerisinde meydana gelen birçok iç harp ve tefrikaya fitne denilmiştir. Horovitz’in
bu görüşü ise isnadın h. 75/m. 694 senesinden önce var olmadığını savunan L. Caetani’nin45 (ö. 1935)
görüşüyle uyuşmaktadır. Buna ilaveten Fuat Sezgin (ö. 2018), isnadın İmam Zührî (ö. 124/742) ile
başladığını iddia etmekle, neredeyse onların bu görüşünü paylaşmış görünmektedir.46 J. Robson ayrıca
başka bir yerde Horovitz’in, isnadın İmam Zührî’den önce başladığı şeklindeki görüşünü nakleder. 47
Yalnız Horovitz’in kendisi, Zührî’den önceki dönemlerde isnad uygulamasının istikrarlı bir uygulama
olmayıp gelenek olduğunu belirtmektedir.48
Oryantalistlerin isnad kullanımını tarihsel olarak H. II. asra dayandırma gayretlerinin arkasında
yatan çaba, hadislerin Hz. Peygamber’den sonraki dönemlerin ürünü olduğu 49, başka bir ifadeyle,
rivayet malzemesinin uydurulduğu kuşkusunu uyandırmaktır.
Zührî’nin isnadı kullanmakla meşhur olmasının nedeni, isnadın ilk kez onun tarafından veya
onun zamanında kullanıldığı zannıdır. Her durumda Zührî’nin döneminde ehl-i hadisin genel tavrı,
isnad kullanımını gerekli görmeleriydi. Dolayısıyla Zührî’nin isnadı kullanması İmam Mâlik’in: ‘Hadisi
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
ez-Zehebî, el-Muntekâ min menheci’l-i‘tidâl, (Beyrut: yy., 1955), 389.
Muhtar b. Ubeyd b. Mes‘ûd es-Sekâfî (ö. 67/687) için Bk. ez-Zehebî, Mîzânu'l-i'tidâl fî nakdi'r-ricâl, 4 Cilt, thk. Ali b.
Muhâmmed el-Becâvî (Beyrut: yy., ts), 4/80; Siyeru a’lami’n-nubelâ’ 25 Cilt, thk. Muhâmmed Beşşâr Avvâd (Beyrut: yy.,
1992), 8/70.
İbn Receb, Şerhu ‘ilel’t-Tirmizî, 1/335.
Bk. G.H.A. Juynboll, “İslam’da İlk Büyük Siyasi Fitnenin Tarihi”, Oryantalistik Hadis Çalışmaları-Makaleler, çev.
Mustafa Ertürk (Ankara: Ankara Okulu Yay., 2003), 43-56; Motzki Harald, Batıda Hadis Çalışmalarının Tarihi Seyri,
çev. Bülent Uçar (İstanbul: Hadisevi Yay., 2001), 58-61.
Bk. James Robson, “The Isnad in Muslim Tradition”, Glasgovv. Univ. Orient. Soc.Trans, Vol. 15 (l953-54), 21- 22.
Ebû Abdillah Mâlik b. Enes; el-Muvatta, 2 Cilt, thk. Muhammed Fuâd Abdülbâki (Kâhire: Dâr İhyai’t-Turâsi’l-Arabî,
ts.), Hac, 99.
Bk. J. Robson, The Isnad in Muslim Tradition, 21-22.
Bk. J. Schact, The Origins of Muhammedan Jurisprudence, 37); Robson J, The İsnad in Muslim Tradition, 18.
Bk. Sezgin, Fuad, Buhari’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, (İstanbul: İbrahim Horoz Basımevi, 1956), 20.
Bk. J. Robson, The Isnad in Muslim Tradition,19.
Bk. J. Horovitz, el-Megâzi’l-ulâ ve müellifûhâ, çev. Hüseyin Nassâr (Kahire: 1949), 23.
Bk. Süleyman Doğanay, Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları, 35.
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar
senedlendiren ilk kimse Zührî’dir’50, demesine sebep olmuştur. Her halde bu ifadesiyle İmam Malik, Şam
diyarındaki isnadı kullanan ilk kimsenin onun olduğunu kastetmektedir. Nitekim Zührî’nin hadis
rivayetinde isnadı kullanma hususunda Şamlıları uyardığına dair bir rivayet bulunmaktadır.51
Muhammed b. Sîrîn hakkında aynı mahiyette bir söz de Yahyâ b. Ma‘în (ö. 233/848) ile Ali b. el-Medînî
(ö. 234/848-49) tarafından nakledilmiştir.52
Henüz tâbi’in döneminde yani H. II. asrın başlarında, râviler arasında isnad kullanımın önemi
ve gerekliliği iyice yayılmış olup yaygınlık kazanmıştır. Dolayısıyla bu dönemde isnadı kullanarak
hadise dair eser telif eden birçok muhaddis bulunmaktadır. Söz konusu döneme ait eserler de
günümüze kadar ulaşmıştır. Ma’mer b. Râşid’in (ö. 154/771) Câmi’i, İmam Mâlik’in Muvattâ’sı ve Rabî b.
Habîb’in (ö. 175/792) el-Cami’u’s-Sahîh’i adlı Müsnedi bunlardandır. Rabî b. Habîb’in eserine
bakıldığında son derece tertipli bir isnad zinciri uygulandığı görülmektedir.53 Hadisçilerin isnada
verdikleri değeri şu sözler yansıtmaktadır: “İsnad dindendir. İsnad olmasaydı isteyen istediğini söylerdi.”54 “Bu
ilim (hadis) dindir, dininizi kimden aldığınıza bakınız.”55 “İsnad müminin silahıdır, yanında silahı olmazsa ne ile
savaşacaktır.”56 “Din işlerini isnadsız talep eden kimse, çatıya merdivensiz çıkmak isteyene benzer.”57
3.2. İsnad Tenkidi
Hadis münekkitleri, hadisleri temyiz ameliyesinde tenkit metodu açısından dış tenkit yönüyle
isnadı, iç tenkit58 yönüyle de metni ele almaktadırlar. Evvela İsnad tenkidi (isnad criticism) olarak gelişen
‘Cerh ve Ta’dîl İlmi’ ve sahası ile ilgili yürütülen ilmi faaliyetlere değinmek yerinde olacaktır. Cerh ve
Ta’dîl İlmi sayesinde muhaddisler, hadislerin isnadlarını iki yönden inceleyerek tenkit etmişlerdir. Bir
taraftan isnadın sağlamlığını etkileyecek, irsal, inkitâ, ta’lik ve tedlîs gibi râviler arasında kopukluğa
neden olabilecek benzeri kusur ve illetleri tespit ederken, diğer taraftan râvilerin ehliyetiyle ilgili gerek
adalet gerekse zapt yönüyle oluşan kusurları değerlendirmişlerdir. Hadis usulünde ehliyetle alakalı
râviye yönelik birçok ta’n (eleştiri) sebebi olmakla birlikte sözü edilen kusurlar, “10 tenkit noktası”
altında toplanmış ve “Metâin-i aşare”59 şeklinde anılmıştır. Özetle adalet sıfatıyla ilgili kusurlar
şunlardır: 1) Kizbü’râvî, 2) İttihâmü’r-râvî bi’l-kizb, 3) Fisku’r-râvî, 4) Bid’atü’r-râvî, 5) Cehâletü’r-râvî. Zabt
sıfatıyla alakalı kusurlara gelince, 1) Fuhşü’l-galat, 2) Gaflet, 3) Vehim, 4) Sûü’l-hıfz, 5) Muhâlefetü’s-sikât
başlıklarıyla sıralanmış ve her kusur detaylandırılmıştır.60 İleride Cerh ve Ta’dîl alanında zikredeceğimiz
eserler söz konusu kusurlarla cerh edilmiş râvilerle doludur.
4. CERH VE TA‘DÎL İLMİ
Cerh lafzı, maddî veya manevî olsun her türlü yaralamayı kapsayan bir kelimedir.61 ‘Cerh
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve't-ta'dîl, I/20.
Bk. Mustafa es-Sibâî, es-Sünne ve mekânetuhâ fî’t-teşrî‘i’l-islamî, 393.
Bk.. İbn Receb, Şerhu ‘ilel’t-tirmizî, 1/355; ez-Zehebî, Zikru men yu’temed kavluhu fî’l-cerhi ve’t-ta‘dîl, 159.
Bk. Ahmet Özdemir, “İbâdiyye’nin Erken Dönem Hadis Kaynakları”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı. 36,
(2019), 523-554, 15-16.
Müslim, Mukaddime, 1/25; er-Râmhurmuzî, el-Muhaddisu'l-fâsıI beyne'r-râvî ve'l-va'î, 208; el-Hâtîbu’l- Bagdâdî, Târihu
Bağdâd, 14 Cilt (Beyrut: yy., ts), VI/166, Şerefu ashâbi’l-hadîs, thk. Mehmet Sait Hatipoğlu (Ankara: DİB Yay.,1994), 41.
Müslim, Mukaddime, I/14; İbn Receb, Şerhu ‘ilel’t-tirmizî, I/355.
el-Hâtîbu’l-Bagdâdî, Şerefu ashâbi’l-Hadîs, 42.
el-Hâtîbu’l-Bagdâdî, Şerefu ashâbi’l-Hadîs, 42.
Bu konuda daha geniş bilgi için bk. Selahattin Polat, Hadis Araştırmaları, Tarih, Usûl, Tenkit, Yorum (İstanbul: İnsan
Yay., 2003), 135.
Bk. Bünyamin Erul, “Ta’n”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV Yayınları, 2010) 39/558-560.
Daha geniş bilgi için bk. El-Hâkim, el-Medhal fî İlmi’l-Hadîs, 25-43; el-Hatîbü’l-Bağdadî, el-Kifâye, 101-161; Bk.
Mahmud et-Tahhân, Teysîru mustalahi’l-hadis (Beyrut: ts), 70.
Bk. İbn Manzûr Ebû’l-Fadl Cemâluddîn Muhammed b. Mukerrem el-Mısrî, Lisânu’l-‘arab, 15 Cilt (Beyrut: yy., 1990),
2/422; Ahmed b. Muhammed b. ‘Alî el-Feyûmî el-Mukrî, el-Misbâhu’l-munîr (Kahire: yy., ts), 1/114; Cârullâh Mahmûd
240
Mustafa Dönmez
241
lafzının bir diğer anlamı da hâkimin, yalancılık ve fısk töhmeti altında bulunan bir şâhidin adaletini,
yani güvenilir olma vasfını düşürmesiyle şehadetinin reddedilmesi manasında kullanılır. Hadis
ıstılahında cerh de bu manada kullanılmıştır.62 Öyleyse bu ilmin usulünde cerh; hıfz ve itkân sahibi
muhaddisin fısk, tedlîs ve yalancılık ya da muhalefet türü bir illetten dolayı râvinin ve rivayetinin
reddedilmesi demektir.63
Bir başka tarife göre ise, hadis râvisinin rivayet ettiği hadisin doğruluğuna veya râvinin bir nevi
şehadetinin reddine sebep olabilecek adalet, zapt ve hıfz yönünden sahip olduğu kusurlu vasıfları
dolayısıyla reddedilmesi ya da zayıf kılınması demektir. 64 Dolayısıyla tecrîh, râviyi zaaf ve rivayetinin
reddini gerektiren sıfatlarla nitelendirme ameliyesidir. 65 Bu lafzın ıstılahı anlamda, ilk kez İbn ‘Avn
tarafından kullanıldığı söylenmektedir.66
Adl veya adâle, lügatte zulmün zıddıdır. Aynı zamanda, insanda doğru olduğu kanaatini
belirleyen şey anlamında kullanılmıştır.67 Ayet-i celîlede: “İçinizden adâlet sahibi iki kişiyi de şahit tutun”68
buyrulmaktadır. Adl, ism-i fâil manasında kullanılırsa âdil kelimesinden daha fazla mübalağa ifade
eder. Tef‘îl babına intikal edince ta’dîl, tezkiye etme anlamına gelir.69
Hadis usulünde adâlet, hadis nakleden râvilerin rivayetlerinin kabul edilebilmesi için
bulunması gerekli olan niteliklerden birisidir.70 Yalnız bu kelimenin içerdiği manayı kavramak ve
tarifini yapmak güçtür. Bu sebeple yapılan tariflerde farklı yaklaşımlar göze çarpmaktadır. Kimisine
göre adâlet; “insanın kebâir (büyük günahlar) işlemekten ve sagâir (küçük günahlar)da ısrar etmekten alıkoyan
bir melekedir.”71 Kimine göre de “şehâdet ve rivayetin kabul edilmesini gerektiren bir ehliyettir” 72 veya
“şehâdet ve rivayetin kabul edilmesini gerektirecek şekilde insanda din ve mürüvvetin hâkim olmasıdır.”73 “Adalet
kişiyi, Allah ve Rasûlü’nün (s.a.v) emirlerini yapıp yasaklarından kaçınmaya, halk nazarında kişiliğini zedeleyici
söz ve işlerden uzak durmaya sevk eden melekedir.”74
Âdil bir râvinin taşıması gereken vasıflarla ilgili olarak hadisçiler çeşitli şartlar ileri
sürmüşlerdir. Genel hatlarıyla râvinin Müslüman olması, bid‘atına davetçi olmaması ve adâletine halel
getirecek günahlardan kaçınması gerekir.75 Bu bağlamda adele fiilinin tef’îl babına dönüştürülmesiyle
ta‘dîl, râviyi rivayetinin kabulünü gerektirecek sıfatlarla vasıflandırma76 anlamına gelir.
Cerh ve ta’dîl kavramının tanımı hususunda ilk dönem hadisçilerinden günümüze kadar yeterli
bilgi ulaşmış değildir. Ancak bu kavramın, bilindiği kadarıyla en eski tariflerinden birisi İbn Ebî
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
b. Umer ez-Zemahşerî, Esâsu'l-belâga (Beyrut: yy., ts), 88; İbnu’l-Esîr Mecduddîn Ebû’s-Sa‘adât el-Mubârek b.
Muhammed el-Cezerî, en-Nihâye fî garîbi’l-hadîs ve’l-eser, 5 Cilt (Beyrut: yy., ts), 1/255.
Bk. İbnu’l-Esîr, en-Nihâye fî garîbi’l-hadîs ve’l-eser,1/255; Koçyiğit, Talat, Hadis Terimleri Sözlüğü (Ankara: yy.,1995), 71);
Hüseyin Ebû Lubâbe, el- Cerhu ve’t-ta‘dîl (Riyad: yy., 1979), 19.
Bk. Abdulvehhâb Abdullatîf, el-Muhtasar fî ‘ulûmi’l-eser (Kahire: yy., ts), 46; Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 3.
Bk. Talat Koçyiğit, Hadis Terimleri Sözlüğü, 71; Muhammed Acâc el-Hatîb, el-Muhtasaru’l-vecîz fî ‘ulûmi’l-Hadîs, 103.
Bk. Muhammed Acâc el-Hatîb, el-Muhtasaru’l-vecîz fî ‘ulûmi’l-Hadîs, 103.
Bk. ez-Zemahşerî, el-Fâik fî garîbi’l-hadîs, 4 Cilt (Kahire: yy., ts), 1/208; Esâsu’l-belâgah, 88, Aşıkkutlu, Emin, Hadiste Rical
Tenkîdi, 3.
Bk. İbn Manzûr, Lisânu’l-arab, II/430-431.
Taha 20/2.
İbn Manzûr, Lisânu’l-arab 11/440; el-Fîrûzâbâdî Muhammed Mecduddîn, Kâmûsu'l-muhît, 4 Cilt (Beyrut: yy., ts.), IV/13;
el-Mukrî, Misbâhu'l-munîr, 44-45; Acâc Muhammed el-Hatîb, el-Muhtasaru’l-vecîz fî ‘ulûmi’l-Hadîs, 103.
Bk. Uğur Mücteba, Ansiklopedik Hadis Terimler Sözlüğü, 9.
Tâhir b. Sâlih b. Muhammed el-Cezâirî, Tevcîhu’n-nazari ilâ usûli'l-eser (Medine: yy., ts), 26.
Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 4.
Muhammed Acâc el-Hatîb, el-Muhtasaru’l-vecîz fî ‘ulûmi’l-hadîs,103.
Abdullah Aydınlı, Hadis İstılahları Sözlüğü (İstanbul: yy.,1987), 31.
Bk. el-Hâkim Ebû Abdillah en-Nisâburî, Ma'rifetu ulûmi'l-hadis, 53.
Bk. Abdulvehhâb Abdullatîf, el-Muhtasar fi ulûm'i 'l-eser, 45; Muhammed Acâc el-Hatîb, el-Muhtasâru'l- vecîz fî ulûmi
'l-hadîs,103.
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar
Hâtim’e (ö. 327/938) aittir: “Hadislerin sahihini zayıfından ayırma ve râvinin sika (güvenilir) olup olmaması
konusunda hüküm vermektir”.77 En ayrıntılı tarif Kâtip Çelebi tarafından “bir takım hususî lafızlarla râvilerin
cerh ve ta’dilinden bahseden bir ilimdir” 78 şeklinde yapılmıştır. el-Hâkim en-Nisâbûrî ise; cerh ve ta’dîli
bilmeyi, hadis usûlü bilgisinin bir meyvesi olarak görür. Ayrıca her iki nevin de başlı başına bir ilim
olduğunu söyler.79 Bu ilmi ifade etmek için söz konusu tabir yerine, genellikle “rivayeti kabul veya
reddedilecek râvilerin vasıfları” manasına gelen İlmü mîzâni’r-ricâl,80 Ma’rifetü evsâfi’r-ruvât,81 İlmu’dDu‘afâ ve’l-Metrûkîn82 ve ‘İlmu’s-sikât ve ‘d-Du’afâ 83 gibi tabirler kullanılmıştır.
4.1. Cerh ve Ta’dîl Şartları
Cerh ve ta‘dîl şartlarına geçmeden önce şu husus iyi bilinmelidir ki, ne mütekadimûn hadis
âlimlerinden ne de Kütüb-i Sitte musanniflerinden hiç biri, ‘hadis kabulünde, râvilerde şu şartlara
dikkat ettim’ diye bir açıklamada bulunmamıştır. Makdisî (ö. 507/1115) bu hususu şöyle dile getirir: “Bil
ki İmam Buhârî, İmam Müslim ve diğer Kütüb-i Sitte imamlarının hiçbirinden ‘ben bir hadisi kitabıma almak için
falanca şarta uyup uymadığına bakıyorum” dediği bize intikal etmemiştir. Bu durumda onların şartları, bizzat
eserleri tetkik edilerek ortaya konabilir”.84 Bununla birlikte İmam Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd ve hatta
İmam Buhâri’nin bu konuda bazı açıklamaları olmuştur. Kütüb-i Sitte sahipleri açıkça beyan etmemiş
olsalar bile, herhangi bir râvinin rivayetinin kabul edilebilmesi ve sahihlik niteliğini kazanabilmesi için
râvilerde belirli şartların bulunmasına özen göstermişlerdir. Bahsedilen şartların bazısında onların
müşterek olmaları gayet tabidir. Kaldı ki bunlar hadis âlimlerince aranan şartlardır. 85 Söz konusu şartlar
sahih hadisin tanıtımı yapılırken öngörülen şartlardır ki o da şöyledir: “(Musanniften) ilk kaynağına
kadar, muttasıl bir senetle, adalet ve zapt niteliklerini içeren râviler tarafından, şaz ve illetten salim olarak
nakledilen rivayettir.”86
Görüldüğü gibi söz konusu şartlar; râvinin sıfatları, senedin ittisal şartı ve hadisteki metnin
sıfatlarından oluşmaktadır. Yalnız işin teferruatına inilince ihtilaflar başlamakta ve her müellifin
kendine özgü şartları belirmektedir.
4.2. Müşterek Şartlar
Râvilerin bizzat kendilerinde aranan ehliyet şartlarının veya niteliklerinin içerisinde müşterek
olanlarının temyiz edilmesi konuya açıklık getirecektir. İslâm,87 Büluğ,88 Akıl,89 Sıdk,90 Tedlîs yapmamak,91
Adalet,92 Zabt93 (Zabtü’s-sadr-Zabtü’l-kitab)94 sözü edilen şartlardır.
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-ta‘dîl, I/5-6.
Mustafa b. Abdullah Katip Çelebî, Keşfu’z-zunûn ‘an esâmi’l-kütübi ve’l-funûn, 2 Cilt (İstanbul: yy., 1971), 1/582.
Bk. el-Hâkim, Ma'rifetu ulûmi'l-hadîs,152.
Bk. Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 4-5.
Bk. Huseyin b. ‘Abdillâh et-Tîbî, el-Hulâsa fî ‘usûli’l-hadîs, thk. Subhî es-Semerrâî (Beyrut: yy.,1985),83.
Bk. Katip Çelebî, Keşfu’z-zunûn ‘an esâmi’l-kutubi ve’l-funûn, II/1087.
Bk. Katip Çelebî, Keşfu’z-zunûn ‘an esâmi’l-kutubi ve’l-funûn, 1/521.
Muhammad b. Tâhir el-Makdisî, Şurûtu eimmeti's-sitte, thk. Muammed Zâhid el-Kevserî (Beyrut: yy., 1984), 5.
Bk. İbrahim Canan, “Kütüb-i Sitte İmamlarının Şartlan”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı. 3/fs. 1-2
(1979), 105.
Ahmed Muhammed Şâkir, el-Bâ‘îsu’l-hasîs şerhu ihtisarı ‘ulûmi’l-hadîs, thk. Ali Hasan el-Halebî (Riyad: yy., 1995), 1/99;
Zeyneddîn ‘Abdurrahîm b. el-Huseyin el-Irâkî, et-Takyîdu ve’l-îzâh şerhu mukaddimeti İbnu’s-Salâh, (Beyrut: yy., 1981),
26.
Bk. el-Hatîbu’l-Bağdadî, el-Kifaye fi İlmi'r-rivâye, 15; Ebû Bekr Muhammed b. Mûsâ el-Hâzimî, Şurûtu ei’mmeti’l-hamse,
thk. Muhammed Zâhid el-Kevserî (Beyrut: yy.,1984), 52; Ahmed Muhammed Şâkir, el-Bâ‘îsu’l-hasîs şerhu İhtisâri
‘ulûmi’l-hadîs, I/299.
Bk. İbnu’l-Esîr, Câmi'ul-usûl fî ehâdîsi'r-rasûl, 12 Cilt (Beyrut: yy., 1980), 1/34.
Bk. el-Hâzimî, Şurûtu eimmeti’l-hamse, 53.
Bk. el-Hâzimî, Şurût eimmeti’l-hleamse, 53.
Bk. el-Hâzimî, Şurût eimmeti’l-hamse, 53; Uğur, Müctebâ, Ansiklopedik Hadis Terimler Sözlüğü, 395.
İbnu’l-Esîr, Câmi'ul-usûl fî ehâdîsi'r-rasûl, 1/36; Tâhir b. Sâlih b. Muhammde el-Cezâ’irî, Tevcîhu’n-nazar ilâ usûli’l-eser,
242
Mustafa Dönmez
243
Kütüb-i Sitte İmamları, râvilerde olması gereken bu temel sıfatları şart koşmadaki titizlik ve
gevşeklikleri yönüyle farklılık arz ederler. Aynı şekilde onlar hadis uzmanlığı yönüyle derecelemeye
tabi tutulduklarında aynı derecede olmadıkları görülür.
4.3. Râvi Tenkidi Alanındaki Çalışmalar
Tâbi’înden sonraki dönemde râvi tenkidi, farklı bir boyut kazanmıştır. 95 Çeşitli bid‘at
fırkalarının zuhur etmesi, fetihler neticesinde farklı kültür ve inançtan insanların Müslümanlarla
karşılaşması, Müslümanlar arasında da taassubun körüklenmesiyle, Saadet asrındaki saf İslâm inancını
olumsuz etkileyen değişik yabancı unsurlarla karşı karşıya kalınmıştır. Bu karşılamanın ilmi, fikri ve
dini sonuçları olmuştur. Farklı inanç ve ilmi fikirlere mensup insanların bulunduğu ortamda elbette
râvilerin de ciddiyetle araştırılması bir zorunluk haline gelmiştir.
Hadis uydurma hareketine karşı başlangıçta şifahî olarak yürütülen tenkit faaliyetleri, bu
dönemde tedvin edilmeye başlanmıştır.96 Dolayısıyla cerh ve ta’dîl alanında ilk çalışmaların telifine H.
II. asırda başlandığını söyleyebiliriz. İmam Şu‘be’nin, Irak’ta ricâl tenkidi hakkında konuşan ve ilk kitap
telif eden kimse olduğu söylenmiştir.97 Yalnız kendisine nispet edilen bu çalışma hala bulunamamıştır.
H. III. asrın ortasında cerh ve ta’dîl bilimindeki ihtisaslaşmanın kısmen başladığı görülmektedir. 98
Özellikle İmam Yahyâ b. Ma‘în, ‘Ali b. el-Medînî ve İmam Ahmed b. Hanbel’in (ö.241/855) alanla ilgili
kaleme aldıkları eserler ilk çalışmalar olarak kabul edilmektedir.99
“Bu eserler, râviler hakkında tevsik, tad’if, vefat, künye, nispet, hadislerin müşkilleri ve illetleri gibi
bilgileri ihtiva etmektedirler.”100 “Bu dönemde tarih, tabakât, ilel, marifetür-ricâl ve suâlât gibi ıstılahlarla
önceki hadis münekkitlerinin tenkit ve içtihatlarını da ihtiva edecek şekilde müstakil cerh ve ta ‘dîl eserleri tasnif
edilmiş ayrıca bu ilmin genel kuralları ve kendine özgü lafızları teşekkül etmiştir.” 101
Hadis literatüründe tasnif devri olarak adlandırılan dönemin Kütüb-i Sitte musannifleri, ricâl
ilmine dair yeni kaideler vazetmiş, sahih hadislerin sakim olanlardan ayırt edilebilmesi için râvilerin
adalet yönlerini deneme, hadisleri karşılaştırma, farklı olanları yan yana getirme gibi yeni metotlar
kazandırmışlardır. Sonra gelen hadis münekkitleri de sözü edilen metotlardan yararlanmışlardır. 102
Ancak bunlar öncekilere nispeten cerh ve ta‘dîlde daha spesifik lafızlar kullanmışlardır.
4.4. Râvi Tenkidiyle İlgili Eserler
Günümüze kadar ulaşan ve çoğu matbu olan râvi tenkidiyle ilgili eserler kronolojik sıraya göre
zikredilecektir. Söz konusu eserler râvi tenkidi alanında çalışma yapacak olan her araştırmacının
başvuracağı kaynaklardır.103 Hadis münekkitleri tarafından telif edilen bu eserlerin, H. III. asırdan V.
asra kadar yoğunlaştığı görülmektedir. Sözü edilen eserler ya zayıf râvileri ya sika olanları ya da hem
zayıf hem de sika olan râvileri kapsamaktadır. Dolayısıyla bu üçlü sınıflandırmanın üç başlık altında
işlenmesi yerinde olacaktır.
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
27; Koçyiğit Talat, Hadis Terimleri Sözlüğü, 27.
Bk. Müctebâ Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimler Sözlüğü, 426.
Bk. İbn Hacer, en-Nuket ‘alâ nüzheti’n-nazar fî tevdîhi nuhbeti’l-fiker, thk. Ali b. Hasan el-Halebî (Medine: yy., 1992), 83.
Bk. Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn, 14.
Bk. ez-Zehebî, Zikru men yu’temed kavluhu fî’l-cerhi ve’t-ta‘dîl, 171; Vasiyyullâh, ed-Du’afâ ve'l-mechulûn ve 'l-metrûkûn fî
mücteba'n-Nesâî, 38; Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 39.
Bk. İbn Hibbân, Kitâbu’s-sikât, 9 Cilt, (Hindistan: Dâ’iretu'l-Me‘ârif, 1973), 1/494; İbn Receb, Şerhu ‘ilel’t-Tirmizî, 1/355;
Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-Muhaddisîn, 17.
Bk. el-Umerî, Buhûsun fi Târihi's-sünneti'l-müşerrefe, 86; Hüseyin Ebû Lubâbe, el- Cerhu ve’t-ta‘dîl, 61- 62.
Bk. Vasiyyullâh, ed-Du’afâ ve'l-mechulûn ve 'l-metrûkûn fî mücteba'n-Nesâî, 39.
Yahyâ b. Ma‘în, et-Târîh, 4 Cilt, thk. Ahmed Nûr Seyf (Mekke: Ummu’l-Kurâ Üniv. Yay., 2005), Mukaddime, 1/9-10.
Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 40.
Bk. Vasiyyullâh, ed-Du’afâ ve'l-mechulûn ve 'l-metrûkûn fî mücteba'n-Nesâî, 39.
Bk. Hüseyin Ebû Lubâbe, el-Cerhu ve’t-ta’dil, 62.
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar
4.4.1. Zayıf Râvileri İhtiva Eden Eserler
Söz konusu eserlerin bir kısmı, özet mahiyette olup diğer bir kısmı da geniş çaplı eserlerdir.
Özet türü olan eserlerde alfabetik sırayla râvinin ismi, künyesi, lakabı, tabakası ve cerh edilen yönü
belirtilirken, geniş çaplı olan eserlerde ise râviler hakkında tafsilatlı bilgi verilmiştir. Sözgelimi, râvinin
biyografisi, hoca ve talebeleri zikredildikten sonra gerek adalet ve gerekse zabt ehliyeti ile ilgili bir veya
birden fazla kusuru belirtilmiştir. Ayrıca hadis rivayetindeki hataları ve rivayet ettikleri illetli
hadislerden örnekler verilmiştir. H. III. asırda zayıf râviler üzerine eser telif eden muhaddislerden
başlıca, İmâm Buhârî’nin (ö. 256/869) ed-Du‘afâ'u’l-kebîr104 ve ed-Du’afâ’u’s-sagîr105; İbrahîm b. Yakûb elCüzecânî’nin (ö. 259/872) Ahvâlu’r-ricâl’106; Ebû Zur‘a er-Râzî’nin (ö. 264/877) ed-Du‘afâ ma‘a ecvibetihi
‘ale’l-Berze’î107; Nesâî’nin (ö. 303/915) ed-Du‘afâ ve’l-metrukûn108; Ukaylî’nin (ö. 322/934) ed-Du‘afâ'u’lkebîr109; İbn Hibbân’nın (ö. 354/963) Kitabu’l-mecruhîn mine’l-muhaddisin 110; İbn Adiy el-Cürcânî’nin (ö.
360/970) el-Kâmil fî duafâi’r-ricâl111; Dârekutnî’nin (ö. 385/995) ed-Du‘afâ ve’l-metrukîn112 adlı eserleri bu
kategorinin ilkleri sayılmaktadır.
4.4.2. Sika Râvileri İhtiva Eden Eserler
Sika râviler üzerine telif edilen eserler, zayıf râvileri konu edinen eserlere göre daha azdır.
Bunun böyle olması, sika râvilerin az olduğu anlamına gelmemelidir. Zira üçüncü kategorideki
eserlerde görüleceği gibi zayıf râvilerle birlikte sika râvileri de ihtiva eden birçok eser kaleme alınmıştır.
Sika râvilerle ilgili telif edilen eserler arasında, İclî’nin (ö. 261/874) Kitabu’s-sikât113; İbn Hibbân’ın (ö.
354/963) Kitabu’s-sikât114 ve Meşâhîru ulemâi’l-emsâr’115; İbn Şâhin el-Va‘îz’in (ö. 385/995) Târîhu esmâ-i’ssikât116 gibi isimli eserleri zikredebiliriz.
4.4.3. Sika ve Zayıf Râvileri Birlikte İhtiva Eden Eserler
Cerh edilmiş râvilerle birlikte sika râvileri de içeren eserler, diğer iki kategoriye göre sayısal
olarak daha fazladır. Söz konusu eserlerin sayıları hakkında Ekrem Ziyâ el-‘Umerî ’nin açıklaması
yeterli derecede fikir vermektedir: “Zayıf râviler hakkında yazılan eserler, sika râviler üzerine yazılanlardan
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
El yazması için Bk. Carl Brockelmann, Târîhu edebi’l-arabî, 3/179.
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 10 Cilt, çev. Mahmud Fehmî Hicâzî-Fehmî Ebû'l-Fadl (Riyad:
yy., 1983), 1/257. Baskısı: el-Buhârî, ed-Du‘afâ’u’s-sagîr, (Hindistan: Dâ’iretü’l-Me‘ârifî’l-Osmâniye, ts).
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/263. Baskısı: İbrâhîm b. Ya‘kûb el-Cuzecânî, Ahvâlu’r-ricâl, thk.
Subhî es-Samerra’î (Beyrut: Müessesetu’r-Risâle, 1985).
El yazması için Bk. Ramazan Şeşen, İstanbul Köprülü Kütüphanesi Yazmaları Kataloğu, 3 Cilt (İstanbul : yy., 1986) no:
3/40. Baskısı: Ebû Zur‘a er-Râzî, ed-Du‘afâ ma‘a Ecvibetihi ‘alâ’l-Berze’î, 3 Cilt , thk. Sa‘d el-Hâşimî (Medine: Mektebetu
İbn Kayyım, 1989).
Eserin el yazma nüshaları için Bk. Fuat Sezgin, Geschichte deş Arabischen Schrifttums, 8 Cilt (Leiden: E. J. Brill, 1967), 1/168,
I/330; Carl Brockelmann, Geschichte der Arabischen Litteratur (Leiden: E. J. Brill, 1943) S1/270.
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî,1/351. Baskısı: el-‘Ukaylî, ed-Du‘afâ’u’l-kebîr, 4 Cilt, thk.
Abdulmu‘tî Emîn Kal‘acî (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 1984).
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/381. Baskısı: İbn Hibbân, Kitâbu’l-mecruhîn mine’l-muhaddisin,
3 Cilt, thk Azîz Bey el-Kadrî (Beyrut: Dâ’iretu’l-Me‘ârif, 1976).
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/400. Baskısı: İbn Adiy el-Curcânî, el-Kâmil fî du‘afâ’i’r-ricâl, 3
Cilt, thk. Lecnetün mine’l-ulemâ (Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1984).
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/420. Baskısı: ed-Dârekutnî, ed-Du‘afâ ve’l-metrukûn, 2 Cilt, thk.
Muvaffak b. Abdulkâdir (Riyad: Mektebetu’l-Me‘ârif, 1984).
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/278. Baskısı: el-İclî el-Hâfız, Kitâbu's-sikât, 2 Cilt, thk.
Abdul‘alîm Abdul‘azîm el-Bestevî (Medine: Mektebetu’d-Dâr, 1985).
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/381. Baskısı: İbn Hibbân, Kitâbu’s-sikât, 9 Cilt (Hindistan:
Dâ’iretu'l-Me‘ârif, 1973).
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/382. Baskısı: İbn Hibbân, Meşâhîru ulemâ’i’l-emsâr (Kahire:
Mecma’u’t-Telîf ve’t-Terceme, 1989).
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/425. Baskısı: İbn Şâhîn el-Va‘îz, Târîhu esmâ’i’s-sikât, thk. Subhî
es-Samerra’î (Kuveyt: ed-Dâru’s-Silefiyye, 1984).
244
Mustafa Dönmez
daha fazladır. Örneğin V. asrın sonuna kadar zayıf râviler hakkında yirmi eser yazılmışken sika olanlar üzerine
sadece dört eser verilmiştir. Her ikisini konu eden eserler ise daha fazladır. H. III. ve IV. asır boyunca yirmi beş
eser telif edilmiştir”.117 Bu tür eserlerin telif metoduna bakıldığında, zayıf ve sika râviler arasında
herhangi bir ayırıma gidilmeden alfabetik sıraya göre düzenlendiği görülmektedir. H. III. asırdan
başlayarak, Yahyâ b. Ma‘în’in (ö. 233/84) et-Târîh118 ve ma‘rifeti’r-ricâl119; Ahmed b. Hanbel’in (ö. 241/885)
Kitabu’l-‘ilel ve ma‘rifeti’r-ricâl120; Buhari’nin (ö. 256/899) et-Târîhu’l-kebîr121, et-Târîhu-sagîr122 ve et-Târîhu’levsat123; Ebû Zur‘a ed-Dimaşkî ’nin (ö. 282/895) Kitabu’t-târîh124; İbn Ebî Hâtim er-Râzî ’nin (ö. 327/938) elCerh ve’t-ta‘dîl125; Ebû Ya‘lâ el-Halîlî’nin (ö. 446/1053), el-irşâdı126 adıyla olan eserler bu alanda telif
edilmiş çalışmalardır.
Her üç kategoriye ait eserlerin telifi, H. VII. asra kadar bir duraklama dönemi yaşamış ise de H.
VIII ve VIIII asırlarda ilmi faaliyet tekrar canlanmış ve cerh-ta’dîl eserleri yeniden ortaya çıkmağa
başlamıştır.127 Sözgelimi; Ebu’l-Haccac el-Mizzî’nin, (ö.742/1341) Tehzîbü’l-kemâl fi esmâi’r-ricâl128; Hafız
ez-Zehebî’nin, Mizan’ul-i’tidal fi nakdi’r-ricâl129 ve diğer eserleri; İbn Hacer el-Askalânî’nin, Tehzîbü’ttehzîb130 ve Lisânü’l-mizân131 adlı eserleri bu asırların ürünü olup kayda değer çalışmalar olarak kabul
görmüştür.
Muhaddislerin bu çalışmalarını Aloys Spenger (ö.1889) “İslâmî edebiyatın haşmetini, biyografi
edebiyatı gösterir… Her kalem erbabının hayatını hikâye eden onlara benzer hiçbir millet, on iki asırdır ne mevcut
olmuştur ne de halen vardır” 132 ifadesiyle takdir etmiştir.
245
5. HADİSLERDE METİN TENKİDİ
Bir hadisin sıhhatini tespitte isnad tenkidi ile birlikte metin tenkidi (text criticism) de gerekli
görülmüştür. Hadisçiler, sened ve metin tenkidinin hadislere uygulanması konusunda müttefik
olmakla birlikte sened tenkidine öncelik vermişler ve birinci planda mesailerini buna harcamışlardır.
Zira güvenirliliği kesin bulunmayan bir metnin muhtevasını tenkitten işe başlayarak güvenirliliğini
tespit etmeye çalışmak, uzun yolu tercih etmek anlamına geliyordu. Kaldı ki, her iki yönüyle hadisi
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
Ekrem Ziyâ el-Umerî, Buhûsun fi târihi's-sünneti'l-müşerrefe, 90-91.
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/202. Baskısı: Yahyâ b. Ma‘în, et-Târîh, 4 Cilt, thk. Ahmed Nûr
Seyf (Mekke: Ummu’l-Kurâ Üniversitesi Yay., 1978).
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/202.
El yazması için Bk. el-Elbânî, Fihrist Mahtûtâti’d-dâri’l-kütübi’z-zâhiriyye, (Dimaşk: yy., 1970), 223. Baskısı: Ahmed b.
Hanbel, Kitâbu’l-‘ilel ve ma‘rifeti’r-ricâl, 2 Cilt, thk. Talat Koçyiğit, İsmail Cerrahoğlu (İstanbul: el-Mektebetu’l-İslâmiyye,
1987).
El yazması için Bk. Ramazan Şeşen, Köprülü Kütüphanesi yazmalar kataloğu, 2/537. Baskısı: Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr,
Cilt 7, thk. Abdurrahmân b. Yahyâ el-Mu‘allimî (Hindistan: Dâ’iretu’l-Me‘ârif, 1933-1943).
El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/257. Baskısı: Buhârî, Târîhu’s-sagîr, 2 Cilt (Beyrut: yy., 1986).
El yazması için Bk. Carl Brockelmann, Târîhu edebi’l-arabî, 3/178; Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/257.
Ebû Zur‘a ed-Dımaşkî, Kitâbu’t-târîh, thk. Şükrullâh Ni‘metullâh (Bağdat: Yüksek Lisans Tezi, 1392/1972). Baskısı:
(Dımaşk, Mecma‘u’l-Lugati’l-‘Arâbiyye, ts).
Elyazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/253. Baskısı: İbn Ebî Hâtim er-Râzî, el-Cerh ve’t-ta‘dîl, 9 Cilt,
(Hindistan: Dâ’iretu’l-Me‘ârif, 1952).
El yazması için Bk. Muhammed b. Suûd Üniversitesi Kütüphanesi (Riyad: no: 657); Medine İslam Üniversitesi
Kütüphanesi (Medine: no: 1657). Baskısı: Ebû Ya‘lâ el-Halîlî, el-lrşâd, 3 Cilt, thk. Muhammed Sa‘îd İdris (Riyad:
Mektebetü’r-Ruşd, 1989).
Eserler hakkında daha geniş bilgi için Bk. el-Umerî Ekrem Ziyâ, Buhûsun fi târihi's-sünneti'l-müşerrefe, 91-100.
(Beyrut: thk. Beşşar Avvad Ma’ruf, Müessesetür-Risâle, 1992).
(Beyrut: Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1995).
(Beyrut: thk. Halil Me’mun Siha, Daru’l-Marife, 1996).
(Haydarabad: Meclis Dairati’l-Meârif, 1329).
Bk. Muhammed Tayyib Okiç, Bazı Hadis Meseleleri Üzerine Tetkikler, (İstanbul: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Yay., 1959), 9.
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar
tenkit etmek için gerekli malzemeleri önünde hazır bulununca, hadisçilerin evvela kısa olan yolu tercih
etmeleri gayet mantıklı görülmektedir.133 Dolayısıyla sened açısından zayıf bir hadisin, metin yönüyle
tenkidine genellikle gerek görülmediği söylenebilir. Çünkü hadise hüküm verme açısından gerekli
görülen öncelikli tetkike dayalı sonuca ulaşılmıştır.
Ancak bir hadisin isnad açısından sağlam olması onun muhteva yönüyle de her haliyle sıhhatli
olduğu anlamına gelmemektedir. Bu nedenle el-Hâkim en-Nisâbûrî, Ma’rifetü ulûmi’l-hadis adlı
kitabının 29. bölümünü, “isnadı güvenilir râvilerden müteşekkil olmasına rağmen sahih olmayan hadislere
ayırmış ve bunlarla ilgili örnekler zikretmiştir.134 Hatta İbnu’l-Cevzî, senedi sahih olduğu halde metni
mevzu (uydurma) hadislerin bulunduğunu ifade etmiştir.135 Şu hâlde bir hadisin senedinin sahih
olması, metnin sağlamlığını gerektirmediği gibi senedin zayıflığı da metnin zayıf olmasını gerektirmez.
Zira isnadı zayıf bir hadisin, farklı tarikten (yoldan) sağlam bir isnadla nakledilmiş olma ihtimali
bulunmaktadır.136
Ayrıca ilk bakışta bir hadis illetsiz görünürken, sadece hadis mütehassıslarının fark edebileceği
gizli kusurlar taşıyabilir. İllet veya şâzlık gibi gizli kusurlar ekseriya hadisin lafızlarıyla alakalıdır.
Dolayısıyla hadis âlimleri, hadisin metnini değerlendirebilmek gayesiyle söz konusu kusurların tespiti
yanında bazı fonksiyonel kriterler geliştirmişlerdir. Dolayısıyla sonraki başlıklar altında sözü edilen
kriterler ele alınacaktır.
5.1. Metin Tenkidi Konusunda Geliştirilen Kriterler
İsnad tenkidinden sonra güncelliğini koruyan en önemli hadis konularından birisi de metin
tenkididir. Hadis âlimlerinin sened tenkidinde bulundukları kadar hadisin metnini de tenkit ettikleri
bilinmektedir. Zira onlar hadisin sadece kaynağının sıhhatini tespitle kalmamışlar, zamanla
geliştirdikleri metin tenkidi metotlarını, gerektiği yerlerde en mükemmel şekilde kullanmışlardır. 137
Hadis metodolojisinde; şâz, metrûk, münker, müdrec, maklûb, muzdarib, mu‘allel, musahhaf, muharref veya
mevzû hükmünde olan hadisler, her iki yönden incelenmiştir. Zira sözü edilen illetler, hadislerin
isnadlarında olduğu gibi metinlerinde de bulunabilmektedir. Hadisleri bize nakleden râviler, hadislerin
isnadlarında hata ettikleri gibi bazen hadisin muhtevasında da hata etmişlerdir. Hadisin bilhassa
lafızlarında vuku bulunan söz konusu hatalar, râvinin zaptıyla ilgili kusurlardır. Ayrıca günümüze
kadar ulaşmış, isnadsız ya da sahih isnad altında uydurulmuş nice meşhur rivayetler dolaşmaktadır.138
Hadis uzmanları çok zayıf ve mevzu rivayetlerin tespitinde geliştirdikleri, 1) Kur’an’ın genel
prensiplerine aykırı olması; 2) Sahih Sünnet’in genel prensiplerine muhalif bulunması; 3) Aklıselimle
veya bedahetle (delil ve ispata ihtiyacı olmayan şekilde aşikâr olan şeylere) bilinen hususlara zıt olması;
4) His ve müşahedeye ters düşmesi; 5)- Tarihi vakıalarla uyuşmaması; 6) Hadisin metninde lafız ve
üslubun bozuk olması, 7)- Hadisin delalet ettiği mananın tutarsız olması 139 gibi belirleyici kriterlere
dayanarak bu türden hadisleri tek tek ortaya çıkarmışladır. Söz konusu kriterler, ehl-i sünnet
âlimleri dışında, İbâdîyye140 ve İmâmiyye Şiası141 gibi bazı fırkalara mensup bilginleri
tarafından da uygulanmıştır. Nitekim bu türden olan rivayetler, ‘Mevzû (Uydurma) Hadisler’ veya
133
134
135
136
137
138
139
140
141
Bk. Salahattin Polat, Hadis Araştırmaları, Tarih, Usûl, Tenkit, Yorum (İstanbul: İnsan Yay., 2003), 165.
Bk. el-Hâkim, Ma’rifetü ulûmi'l-hadîs, 58-62.
Bk. İbnu’l-Cevzî, Kitabu’l-mevdûâti’l-kübra, Cilt 3 (Kahire: yy.,1987) 1/100-106.
Nureddîn İtr, Menhecu’n-nakd, fi ulumi’l-hadis (Dimaşk: Dâru’l-Fikr, 1981), 290-291.
Bk. Salahattin Polat, Hadis Araştırmaları, Usûl, Tenkit, Yorum, 165.
Bk. Abdulfettâh Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, çev. Enbiya Yıldırım (İstanbul: İnsan Yay., 2003), 115-119.
Detaylı bir şekilde Bk. İbn Kayyim el-Cevziyye, El-Menâru’l-münîf fî’s-sahîh ve’d-da’îf, thk. Mahmud Mehdi İstanbûlî
(Dimaşk: yy., ts), 65, 69, 83, 88, 105; Abdulfettâh Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, 92-95, 121-130.
İbâdî metodolojisinde hadisleri değerlendirilme kriterleri için bak. Ahmet Özdemir, İbâdiyyen’in Ana Hadis Kaynağı,
Rabî b. Habîb’in Müsnedi (Şırnak: Şırnak Üniversitesi Yay. 2018), 284-296.
Bk. Mecdî b. Avad el- Cârihî, Nakdu’l-hadîs inde-şî’ati’l-imâmiyye el-isnâ ‘aşeriyye, (Kâhire: yy. 2008) 310-311.
246
Mustafa Dönmez
247
‘Halkın Dilinde Dolaşan Meşhûr Hadisler’ adı altında toplanılması suretiyle eserlerde yerini almıştır.142
Ayrıca arz ettiğimiz tenkit metotlarına dayanılarak hadislerin kaynaklarını araştırma ve tashih
çalışmaları alanında yapılan tahkik çalışmalarını da hatırlatmak faydalı olacaktır. Dolayısıyla L. Caetani
(ö. 1935), R. Dozy (ö.1883) ve Goldziher (ö. 1921) gibi oryantalistlerin ve bazı ilahiyatçıların, hadis
münekkitlerinin hadisin sadece senedini incelediklerini ve metin tenkidini ihmal ettiklerini iddia
etmelerinin143 ciddi bir dayanağı olmadığı düşünülmektedir. Batı’nın dinî metinlerinden muharref
Tevrat ve Apokrif İncillerine toz kondurmayan oryantalistlerin, İslami metinlere gelince aynı
müsamahayı göstermedikleri görülmektedir. Dolayısıyla bu iddianın ideolojik nedenlere ve kaygılara
dayandığı ortadadır. Birtakım hadislerin, metin tenkidi yapılmadan kabul edildiğine örnek
gösterilirken gözden kaçan önemli bir nokta bulunmaktadır. Metin tenkidiyle uğraşan araştırmacı ya
Müslüman ya da gayr-i Müslim’dir. Gayr-i Müslim olduğu takdirde İslâm dininin vahiy çerçevesinde
sorunsuz görünen bir hadis metni, gayr-i Müslim’in kültür yapısına veya Batı zihniyetine göre sorunlu
görünebilir. Tabiatıyla farklı kültür ve zihniyet mensubunun, herhangi bir hadisin metnini incelerken
tenkit gerekçesi ve kriterleri ister istemez farklılıklar arz edecektir. Özellikle bu farklılıklar ideolojik
kaygılara dayanıyorsa, söz konusu kişilerin hadislere önyargıyla bakması kaçınılmaz olacaktır.
Diğer önemli bir husus da metin kritiğine önem vermeyen sadece sened tenkidine eğilen hadis
âlimlerinin bulunabileceği gerçeğidir. Bu tür hadisçilerin ihmali bir genellemeyle söz konusu ilmin ve
mütehassıslarının umumuna teşmîl edilmemelidir.144 Yukarıda belirtilen aleyhteki oryantalistik
iddialarının aksine, hadisçiler ısrarla bir hadisin metninin sıhhati için senedin sahih olmasının kâfi
gelmeyeceğini belirtmişlerdir Dolayısıyla bir hadis hakkında hüküm verirken metni sahih olmayabilir
varsayımından hareketle “bu hadis sahih veya hasendir” yerine “bu hadisin isnadı sahih veya isnadı hasendir”
tarzında verilecek hükmün ihtiyatlı bir davranış olacağı vurgulanmıştır. 145 Örneğin Nesâî’ye göre,
hadisin senedi ile metni birbirini bağlamaz. Sözgelimi; senedin sahih veya hasen olması, metnin de aynı
olmasını gerektirmez. Dolayısıyla Nesâî’nin, bir hadisin senedini hasen olarak nitelendirirken, metnini
münker olarak nitelendirdiği olurdu.146
5.2. Metin Tenkidiyle İlgili Bazı Örnekler
Hadislerde Metin tenkidiyle ilgili birçok örnek sunmak mümkündür. Gerek ricâl tenkidi
alanında gerekse zayıf ve uydurma hadisleri toplayan klasik eserler mütalaa edildiğinde, râvilerin
hadisleri naklederken hıfz ve gaflete dayalı kusurlarından veya hatalı rivayetlerinden ya da uydurulan
hadislerin sıhhatini tespit etme yöntemine dayalı metin ve muhteva tenkidine dair örneklerle doludur.
Mesela hadis münekkidi Nesâî’nin es-Süneni’nden verilecek birkaç örnek konuya yeterli derecede ışık
tutacak mahiyettedir.147
• İftar hadisiyle ilgili olarak Nesâî: “Biriniz orucunu açacağı zaman, hurma ile açsın. Çünkü o
bereketlidir. Şayet hurma bulamazsa suyla açsın, çünkü o temizdir’ hadisini zikrettikten sonra şöyle der: “…o
bereketlidir…’ sözünü Süfyân b. ‘Uyeyne ’den başkasının zikrettiğini bilmiyoruz, o sözün mahfuz olduğunu da
142
143
144
145
146
147
Bk. Abdulfettâh Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, 115-119.
Bu iddia için Bk. Mustafa es-Sibâî, , es-Sünnetü ve mekanetuhâ fi't-teşrî'i'l-islâmî (Beyrut: el-Mektebü’l-İslamî, 1985), 270;
Hayri Kırbaşoğlu, “Hadis İlminde Metodoloji Sorunu”, Tartışmalı ilmî toplantılar dizisi; Sünnetin dindeki yeri (İstanbul:
1997), 403; Mariano Farina, Introduction au Hadith, Dosya n°. 90 (Roma: yy., 1996), 21; Yavuz Unal, Hadisin Doğuş ve
Gelişim Tarihine Yeniden Bakış (Samsun: Etüt Yay., 2001), 339; Fatma Kızıl, “Oryantalistlerin Akademik Hadis
Araştırmaları: Ana Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve Temel İddialar”, Hadis ve Siyer Araştırmaları dergisi, Cilt. V., Sayı. 1
(2019), 155-245, 197-208.
Bk. Salahattin Polat, Hadis Araştırmaları, Usûl, Tenkit, Yorum, 166.
Bk. el-Hâkim, Ma’rifetü ulûmi'l-hadîs, 58-62; İbnu’l-Cevzî Ebû’l-Ferec, Kitâbu’l-mevdûâti’l-kübrâ, 3 Cilt (Kâhire: yy.,
1987), 1/290-291.
Bk. es-Sehâvî, Buğyetu'r-râğib el-mütenemmi fi hitmi'n-Nesâî, 80.
Nesâ‘î, Sünenü’l-kübrâ, Siyam, 20.
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar
sanmıyorum”.148 Nesâî burada yer alan “o bereketlidir” lafzının hadisin metninden olmadığını ifade
etmiştir.
• Hz. ‘Âişe’nin: “Nebî (s.a.v)’i namazı oturarak kılarken gördüm” hadisini zikrettikten sonra Nesâî
şöyle tenkit eder: “Hadisi, sika olan Ebû Dâvûd el-Haferî’den başka birisinin rivayet ettiğini bilmiyorum, bana
göre bu hadis hatalıdır” 149 hadisini rivayet eden râvi sika olduğu halde Nesâî, bu râvinin rivayet ettiği
hadiste teferrüt ettiğini dolayısıyla bu hadisin metninin şaz olduğunu belirtmiştir.
• Yine Nesâî, Peygamber (s.a.v)’in hac hususunda bir adama: “Cübbeyi çıkar, kokuyu yıka sonra da
ihrama yeniden gir” hadisini zikrettikten sonra: “…sonra da ihrama yeniden gir…” sözünü Nuh b. Habib’den
başkasının zikrettiğini bilmiyorum ve o sözün mahfuz olduğunu da sanmıyorum” 150 diyerek tenkit eder.
Hadisin, “…sonra da ihrama yeniden gir” lafzının râvinin bir teferrüdü olduğunu ve hadisin bu lafızlarla
rivayet edilmediğini beyan etmiştir.
Gerek hadis musannefatı gerekse ricâl tenkidi literatürüne bakıldığında hadislere uygulanan
metin tenkidi örneklerinin sayılamayacak kadar çok olduğu görülecektir. Hadis ulemasının, ümmetin
ortak kültür mirası olan sahih nebevi sünnetini korumak adına gerçekleştirdikleri bu yoğun
çalışmalarını görmezlikten gelerek, ideolojik arka planı olan oryantalistlerin söz konusu iddialarını
savunmanın, ilim adına insafsızlık ve haksız bir çabanın peşinden gitmek olduğunu isteriz.
Günümüzde devam ettirilen aynı minvaldeki çalışmalar buna cevap niteliğindeki en güzel örneklerdir.
5.3. Hadis Tenkidi Konusunda Güncel Çalışmalar
Hadis tenkidi metotlarıyla ilgili günümüz İslam dünyasında birçok çalışma bulunmaktadır. Söz
konusu güncel çalışmaları Türkiye ve Türkiye dışında yapılmış olmak üzere iki başlık altında
sıralayabiliriz:
5.3.1. Türkiye’de Yapılmış Güncel Çalışmalar
Tespit edebildiğimiz kadarıyla Türkiye’de yapılan çalışmalara örnek olarak şu eserleri
verebiliriz: 1) Talat Koçyiğit, İslam Hadisinde İsnad ve Hadis Râvilerinin Cerhi 151; 2) Salahattin Polat, Hadiste
İsnad Sistemi Üzerinde Bazı Görüşler152; 3) Yavuz Ünal, Hadisleri Tespitte Yöntem Sorunu153; 4) Mehmet
Emin Özafşar, Oryantalist Yaklaşıma İtirazlar154; 5) Osman Güner, Haberin Kaynağına Ulaşmada İsnadın
Rolü155; 6) Salih Karacabey, Hadis Tenkidi156; 7) Selahattin Polat, Hadis Araştırmaları, Tarih, Usûl, Tenkit,
Yorum157; 8) Sadık Cihan, Uydurma Hadislerin Ortaya Çıkışında Zındıkların Rolü 158; 9) İbrahim Hatiboğlu,
Çağdaşlaşma ve Hadis Tartışmaları159; 10) Abdullah Karahan, Hadis Râvilerinin Güvenirliliği160; 11) Ali Dere,
Hadis Tenkidi, Gelişimi ve Özellikleri161; 12) Abdullah Aydınlı, Hadis Tesbit Yöntemi162; 13) Talat Sakallı,
Hadis Tenkidi163; 14) Enbiya Yıldırım, Hadiste Metin Tenkidi, Tarihi Süreç, Yeni Yaklaşımlar164; 15) Zekeriya
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
Nesâ‘î, Sünenü’l-kübrâ, Siyam, 213.
Nesâ‘î, Sünenü’l-kübrâ, Kıyâmu’l-Leyl, 24, 32.
Nesâ‘î, Sünenü’l-müctebâ, I-IV, (Kahire: Dâru’s-Sekafe., 1383), Hac, 29.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: IX (1961).
Diyanet Dergisi, Cilt. XX, Sayı. 2, (1984)
(Samsun: Etüt Yay., 1999).
(Ankara: Araştırma Yay., 1999).
On dokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, XI, (1999).
(İstanbul: Sır Yay., 2001).
(İstanbul: İnsan Yay., 2003).
(Samsun: Etüt Yay., 2003).
(İstanbul: Hadisevi, 2004).
(İstanbul: Sır Yay., 2005).
(Ankara: Ankara Üniversitesi Uzaktan Eğitim Yay., İlitam, 2006).
(İstanbul: Rağbet Yay., 2009.
(Ankara: Araştırma Yay., 2014).
(İstanbul: Rağbet Yay., 2014).
248
Mustafa Dönmez
249
Güler, Hadis Tetkikleri165; 16) Yusuf Suiçmez, Hanefi Fıkıh Usulü ve Hadis Usulüne Göre Manevi İnkitâ, ve
İttisal166; 17) Veli Aba, Duygusal Yakınlık Bağlamında Nesnel Cerh Uygulama Örnekleri (Baba-Oğul/HocaTalebe Özelinde167; 18) Mustafa Demir, 20. Yüzyılın İlk Yarısında Türkiye’de Hadis Tartışmaları 168; 19)
Mehmet Apaydın, Hadislerin Tespitinde Bütünsel Yaklaşım 169; 20) Mutlu Gül, Hanefi Usulünde Hadis
Tenkidi170; 21) Hüseyin Akgün, Goldziher ve Hadis171; 22) Ülker Çam, Hadislerin Yazılı Rivayeti Konusuna
Oryantalistlerin Bakışı172; 23) Murat Öktem, Tabakât ve Ricâl Kitaplarında Zındıklık ve Zındık Olduğu Söylenen
hadis Râvileri173; 24) Ahmet Özdemir, Ahad Haberin Reddedildiği Durumlar -Ebû İshâk Eş-Şîrâzî (ö. 476/1084)
Örneği- 174; 25) İbrahim Bayraktar, Hadis Kaynakları Üzerine Araştırmalar175; 26) Mustafa Yüceer – Furkan
Çakır, Klasik ve Modern Dönemlerde Yalan Haberin Tespiti: Hadis Usulü ve Doğrulama Platformları Özelinde
Mukayeseli Bir Yaklaşım.176
5.3.2. Türkiye Dışında Yapılmış Güncel Çalışmalar
Hadis tenkidi alanında Türkiye dışında da yapılmış birçok çalışma bulunmaktadır. Tespit
edebildiğimiz kadarıyla örnek olarak verebileceğimiz çalışmalar şunlardır: 1) Sa’d el-Mersafî, Advâ’un
alâ ahtâ’i’l-müsteşrikîn fi’l-mucemi’l-müfehres li elfâzi’l-hadîsi’n-nebevî177; 2) Muhammed Mahmûd Bekkâr,
Esbâbu reddi’l-hadîs ve mâ yunteccu ‘anhâ min envâ‘178; 3) Zekeriyyâ b. Gulâm Kadîr el-Bâkistanî, Tenkîhu’lkelâm fi’l-ehadisi’d-da’îfeti fi mesâili’l-ahkâm ve beyânu ilelihâ ve kelâmu’l-muhaddisine aleyhâ179; 4)
Muhammed Şevmân er-Rumelî, Ahadîsu’s-süneni’l-arba‘ati'l-mevdû‘a bi-hükmi'l-allâmeti Muhammed
Nâsıruddîn el-Elbânî180; 5) Haldûnu’l-Ahdab, Esbâbu ihtilâfi’l-muhaddisin fi kabûli’l-ehâdisi ve reddihâ181; 6)
Süleymân b. Abdillah b. Muhammed es-Suûd, İhtilafu’t-tahdis mine’l-hıfzi ve’l-Kitâbi ve eseruhû fi’r-râvi
ve’l-mervî fi’l-kütübi’s-sitte182 7) Amr Abdu’l-Mun‘îm Selîm, ez-Ziyadâtu’t-da‘îfe fî’l-ahadîsi’s-sahîha183; 8) )
Sultân b. Fehd et-Tubeyşi, Nakdu’l-mutûn fi kütübi ileli’l-hadis184; 9) Ali b. Abdullah es-Sayyâh, Cuhûdu’lmuhaddisîn fi beyâni ileli’l-ehâdis185; 10) Azîz Raşîd Muhammed ed-Dâyinî, Tashîhu ehadisi’l-müstedrek
beyne’l-Hakim en-Nisaburi ve’l-Hafiz ez-Zehebi186; 11) Muhammed b. Abdurrezak Esved, Şurûtu’r-râvi ve’rrivayeti inde ashâbi’s-sünen, dirâsa tatbîkiyye187; 12) Mejdi b. Awadi’l-Jârihi, Naqdu’l-hadîs inde’ş-şîat’ilimâmiyyeti’l-isnâ aşeriyye188; 13) Meryem bt. Ahmed b. Ahmed el-Hâlid, Nakdu’l-imâmi’z-Zehebi li’l-metni fi
(İstanbul: İfav Yay., 2015).
Hadis Tetkikleri Dergisi, HTD, Cilt. XIV Sayı. 2 (2016).
167 Din bilimleri Akademik Araştırmalar Dergisi 16/2 (Haziran 2016), 125-156.
168 (Konya: Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2017).
169 (İstanbul: Kuramer Yay., 2018),
170 (İstanbul: İfav Yay., 2018).
171 (Ankara: Araştırma Yay., 2019).
172 (Sivas: Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019).
173 Tekirdağ İlahiyat Dergisi, Cilt. 7, Sayı. 1 (2021).
174 Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt. 10, Sayı. 23 (2019), 508 – 527.
175 (Erzurum: Ekey Yay., ts).
176 Medya ve Din Araştırmaları Dergisi, MEDİAD, Cilt 4, Sayı.1 (2021).
177 (Kuveyt: Dâru’l-Kalem, 1988).
178 (Riyad: Dâru’t-Tayyibe, 1997).
179 (Beyrut: Dâr İbn Hazm, 1999).
180 (Kahire: Dâr İbn Affân, 2001).
181 (Cidde: Dâr Kunuzi’l-İlm, 2001).
182 (Riyad: Melik Suud Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2004).
183 (Kahire: Dâru’d-Diyâ, 2005).
184 (Riyad: Melik Suud Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2005).
185 (Riyad: Dâru’l-Muhaddis li’n-Neşr ve’t-Tevzî, 2005.
186 (Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2006).
187 (Medine: Dâr Tayyibe, 2007).
188 (Kahire: yy., 2008).
165
166
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar
kitâbihi Siyeri a’lâmi’n-Nubelâ189; 14) Abdulmecid et-Türkmanî, Dirâsatun fi Usuli’l-hadis alâ menheci’lhanefiyye190 15) Muhammed Halife Kilânî, Menhecü’l-hanefiyye fî nakdi’l-hadis beyne’n-nazariyyeti ve’ttatbîk191; 16) Adnân Ali Hıdır, el-Müvâzenetu beyne menheci’l-hanefiyyeti ve menheci’l-muhaddisîn fî kabûli’lehâdîs ve reddihâ192; 17) İmâd Ali Abdi’s-Semi’ Hüseyn, er-Ruvâtu’s-sikât ellezine zekerehum İbn Adiy fi’ddu’afa193; 18) Üsâme M. Züheyr, Ehadisu’s-sahihayni’l-müntekadeh el-hâssatu bi’l-enbiyâ 194; 19) Avvâd b. Humeyd
er-Ruveysî, Ruvâtu’l-hadis, en-neş’e, el-mustalahat, el-musannafat195; 20) Samîr Abdulmehdî Hitâmile,
Dirâsetu ilmi’l-hadis fi Türkiya münzü âm 1924 hatta âm 2015, asri’l-Cumhûriyye196 21) Haydar Hubbullah,
Mantıku’n-nakdi’s-senedî, Buhûsun fi kavâidi’r-ricâl ve’l-cerhu ve’t-ta’dil197; 22) Humeyd Yûsuf Kûfî, elMenhecü’n-nakdî’l-hadisî ve’l-merviyyati’t-târîhiyye198; 23) Neriman bt. Hasan b. Ali Ebû Halîma, Menhecü’limâmi’ş-Şâfiî fi nakdi’l-ehâdîs, dirâsa tatbîkiyye199; 24) Abdurrahman b. Muhammed el-İzerî, Cuhûdü’ş-şeyh
el-Muallimî fî nakdi metni’l-hadisî200; 25) Nimetullâh el-Azamî, el-Fevâidu’l-Muhimme fi dirâseti’l-mutûn ve
muhtelifi’l-hadîs.201
5.3.3. Güncel Çalışmaların Değerlendirilmesi
Belirtilen çalışmaların her birinin içerdiği konuları özetlemek ve değerlendirmesini yapmak,
makalenin boyutunu aşacağından dolayı genel bir özet ve değerlendirme yapılırsa, zikredilen eserlerde
‘Sahâbe zamanında şifahi ve yazılı hadis rivayeti 202 yanında isnadın doğuşu, konuya ilgili
oryantalistlerin bakış açısı ve hadislerin kaynağını tespitteki yöntemleri, hadis edebiyatının oluşum
safhaları, hadislerin sıhhatinin tespitinde geliştirilen usûl /yöntem ve hadis ıstılahları, cerh-ta’dîl/ ricâl
ilminin kaideleri bağlamında hadis imamlarının tenkit metotları, hadis metinlerinin tenkidi ve muhteva
analizleri gibi konuları ihtiva eden çalışmaların bulunduğu görülür.
Konuların işlenişinde benzerlik olsa bile, hadis ilmiyle meşgul olan günümüz araştırmacıların
çalışmalarına göz atıldığında kullandıkları üslup farkının yanında, arz ettikleri bilgilerin birbirini
tamamlar nitelikte olduğu görülmektedir. Ancak hadis ilminin bazı konularında farklı görüşlere sahip
oldukları da bir gerçektir. Bu farklılığın, onların hadis meselelerine değişik açılardan baktıkları
nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir. Örneğin söz konusu çalışmalar bağlamında, Türkiye’de yapılan
çalışmaların daha fazla analiz ve tenkide dayandığı, yurt dışında özellikle Arap ülkelerinde yapılan
çalışmaların ise, daha çok nakil ağırlıklı olduğu, tenkit ve yoruma az yer verildiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca bunun bir zihniyet ve düşünce meselesi olduğu söylenebilir. Hadis tenkidi konusunda gevşek
davranan ve muttali olduğu her rivayete müsellem gözüyle bakan hadisçi zihniyetinin yanında,
neredeyse sağlam bir hadis bırakmayacak kadar tenkitte ileriye giden/aşırıya kaçan zihniyetin de varlığı
az değildir. Sözünü ettiğimiz bu aşırı iki uç arasında akl-i selim ile hareket edip orta yolu tutan mutedil
hadisçilerin varlığı dengenin sağlanması açısından önemlidir.
Yukarıda isimleri zikredilen ve makalenin boyutu açısından direkt isimleri zikredilmeyip de
(Riyad: Muhammed b. Suud Üniversitesi, Doktora Tezi, 2008).
(Pakistan, Menşûrât Medreseti’n-Nu’mân, 2009).
191 (Kahire: Dârü’s-Selâm, 2010).
192 (Dimaşk: Dâru’n-Nevâdir, 2010).
193 (Medine: Daru’l-Ma’sur li’t-Tiba’ati ve’n-Neşr, 2014).
194 (Kuveyt: Mektebetü’l-Küveyti’l-Vataniyye, 2015).
195 (Medine: Dârul-Meymene, 2016).
196 Mecelletü Külliyyeti’ş-Şerî’a ve’d-Dirâsâti’l-İslâmiyye, Câmi’atu Katar, Cilt. 34, Sayı. 2, (2016).
197 (Beyrut: Müessestü’l-İntişari’l-Arabî, 2017).
198 Mecelletü Câmiati’ş-Şârika, cilt 14, sayı. 2 (2017), 290-324.
199 (Gazze : İslam Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2017).
200 Mecelletü’l-Endelüs lil-Ulumi’l-İnsâniyye ve’l-İctimâiyye, (Necrân) Cilt. 16, Sayı. 15 (2017).
201 (Diyubend: Mektebetü Zahidi’l-Kevserî, ts).
202 Hicri I. Asırda hadislerin sözlü olarak nakledildiğine dair çalışmalar için örnek olarak bk. Ahmet Özdemir,” Sözlü ve
Yazılı Kültür Arasında Hadis Rivayeti”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt. 14, Sayı. 77, (2021), 1340-1350.
189
190
250
Mustafa Dönmez
işaret edilen birçok çalışma genel olarak bize, hadis tenkidi sahasında doğuşundan günümüze kadar ne
derece mesafe alındığını açıkça göstermektedir.
251
SONUÇ
Hadis tenkidinin temeli Kur’an ve Sünnet naslarına dayandırılmış olmakla birlikte, isnad
sorgulamanın tarihi hususunda farklı yaklaşımlar gündeme gelmiştir. Hz. Osman’ın şehit edilmesi
olayından sonra zuhur eden siyasi ve dini fırkaların hadis uydurma eylemine karşı, Sahâbilerin, rivayet
edilen hadislerin tespitine yönelmeleri ve gerekli önlemler almaları hadis tenkidinin başlangıcı olarak
değerlendirebilir. Nitekim Raşit halifelerin, özellikle de Hz. Âişe ve bazı Sahâbilerin hadisleri korumaya
yönelik gösterdikleri gayret, rivayetleri temyiz etme, tashih ve kontrol altına alma şeklinde
geliştirdikleri yöntem ve uygulamalar takdire şayandır.
Hadis rivayetinde râvi sorgulanmasının, H. I. asrın ikinci yarısında başladığını savunan görüşü
esas kabul edilecek olursa, isnad sisteminin ilk nüvelerinin bu dönemde atıldığı söylenebilir.
Oryantalistlerin isnad kullanımını tarihsel olarak H. II. asra dayandırma gayretlerinin arkasında yatan
nedenin, hadislerin Hz. Peygamber’den sonraki dönemlerin ürünü olduğu yani isnad kullanımından
önceki dönemde rivayet malzemesinin uydurulduğu kuşkusunu uyandırmak olduğu anlaşılmaktadır.
H. II asrın başlarına, yani tabiin dönemine bakıldığında, isnadın fonksiyonel bir tedbir olarak
uygulandığı ve kullanımının hadis ehli arasında yaygınlaştığı görülür. Hadis tenkidinin temelini
oluşturan Cerh ve ta’dîl ilmi sayesinde, râviler kategorize edilmiş, isnat ve metinleri incelenmiş,
hadislerin kabul veya reddine yönelik ilmi faaliyetler yürütülmüştür. H. III. asırdan H. V. asra kadar
zengin bir râvi biyografisinin her yönünü elen alan bir literatür oluşmuş, H. VIII. ile H. IX. asırlarda
tekrar canlanan râvi tenkidi çalışmaları, belirli hadis kaynaklarının râvilerini değerlendirmekle söz
konusu literatürü esas alarak daha da zenginleştirmiştir.
Hadislerin kaynağının sıhhat tespiti yanında, zayıf veya uydurma rivayetleri sahihinden
ayırmak maksadıyla hadis âlimlerinin yürüttüğü metin tenkidi faaliyetleri sayesinde geliştirdikleri
kriterlerle, metin tenkidi alanında bir taraftan yeni bir tenkit metodolojisi tesis edilirken, diğer taraftan
da uydurulmuş ya da halkın dilinde dolaşan asılsız rivayetleri toplayan eserler meydana getirilmiştir.
Hadis âlimleri buna rağmen, salt isnad tenkidiyle uğraştıkları ve metin tenkidine eğilmedikleri
iddiasını ortaya atan oryantalistlerin eleştirilerinden kurtulamamışlardır. Araştırmamızda söz konusu
iddianın ciddi bir dayanağının olmadığı vurgulanmıştır. Geçmişteki muhaddislerin hadis tenkidi
sahasındaki çalışmaları üzerine günümüzde yapılan araştırmalar ulaştığımız sonucu desteklemektedir.
Hadisçilerin hadis tenkidi konusundaki metotlarının devamı şeklinde geliştirilen benzeri
çalışma ve araştırmalar, onların geliştirdikleri metotlarının sağlamlığını ve dinamikliğini ortaya koyan
önemli adımlardır. Araştırmamızda bu konuda yurt içi ve yurt dışında telif edilmiş güncel çalışmaların
büyük bir kısmı örnek olarak verilmiştir.
Ayrıca hadis alanında yazma eserleri üzerine günümüzde yoğunlaşan tahkik/ tahriç çalışmaları
da önem arz etmektedir. Çağımızın bilgisayar, internet ve İslâmî ilimler üzerine geliştirilmiş
programlarının sağladığı teknik imkanlardan da yararlanılarak, bahsedilen gayretlerinin olumlu yönde
yoğunlaşması, günümüz akademik çalışmalarında önemli bir boşluğu dolduracaktır.
KAYNAKÇA
ABDÜLVAHHÂB, Abdüllatîf. el-Muhtasar fî ilm'i 'l-eser. Kahire: yy., ts.
ACÂC, el-Hatîb Muhammed. el-Muhtasâru'l-vecîz fî ulûmi'l-hadîs. Beyrut: yy., 1987.
ACÂC, el-Hatîb Muhammed. es-Sünnetü kable't-tedvîn. Beyrut: Dâru’l-fikr, 1980.
AHMED b. Hanbel, Ebû Abdillah eş-Şeybânî. el-Müsned. 6 Cilt. Beyrut: el-Mektebu’l-İslamî, 1985.
AHMED b. Hanbel, Ebû Abdillah eş-Şeybânî. Kitâbu’l-ilel ve ma‘rifeti’r-ricâl. 2 Cilt. thk.
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar
Koçyiğit-İsmail Cerrahoğlu. İstanbul: el-Mektebetu’l-İslâmiyye, 1987.
AHMED Muhammed, Şâkir. el-Bâisü'l-hasîs şerhu ihtisâri ulûmi'l-hadîs. thk. Ali Hasan el-Halebî. Riyad:
yy., 1995.
AŞIKKUTLU, Emin. Hadiste Rical Tenkidi. İstanbul: İfav Yay., 1992.
AYDINLI, Abdullah. Hadis Istılahları Sözlüğü. İstanbul: yy., 1987.
A'ZAMÎ, Mustafa. Menhecu'n-nakdi inde'l-muhaddisîn. Riyad: Mektebetü’l-Kevser, 1990.
BROCKELMANN, Carl. Târih'u’l-edebi'l-arabî. 6 Cilt. çev. Abdulhalim en-Neccâr. Kahire: yy., 1983.
BROCKELMANN, Carl. Geschichte der Arabischen Litteratur. Leiden: E. J. Brill, 1943.
BUHÂRÎ, Muhammed b. İsmail. el-Câmiu's-sahîh. 8 Cilt. İstanbul: yy., 1979.
BUHÂRÎ, Muhammed b. İsmail. ed-Du‘afâ’u’s-sagîr. Hindistan: Dâ’iretu’l-Me‘ârifî’l-Osmâniye, ts.
BUHÂRÎ, Muhammed b. İsmail. et-Târîhu’l-kebîr. 7 Cilt. thk. ‘Abdurrahmân b. Yahyâ elMu‘allimî. Hindistan: Dâ’iretu’l-Me‘ârifî’l-‘Osmâniye, ts.
BUHÂRÎ, Muhammed b. İsmail. et-Târîhu’s-sagîr. 2 Cilt. Beyrut: yy., 1986.
CANAN, İbrahim. "Kütüb-i Sitte İmamlarının Şartları". Ankara Üniv. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı. 3, fsl.
1-2 (1979).
CÂRİHÎ, Mecdî b. ‘Avad, Nakdu’l-hadîs inde-şî’ati’l-imâmiyye el-isnâ ‘aşeriyye. Kâhire: yy., 2008.
CEZÂ’IRÎ, Tâhir b. Sâlih b. Muhammed. Tevcîhu’n-nazar ilâ usûli’l-eser. Dimaşk: yy., ts.
ÇAKAN, İsmail Lütfü. Hadis Usûlü. İstanbul: Ensar Neşriyat, 2003.
ÇELEBÎ, Kâtib, Mustafa b. Abdillah. Keşfu'z-zünûn an esâmi'l-kütübi ve'l-fünûn. 3 Cilt. İstanbul: yy., 1971.
DOĞANAY, Süleyman. Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları. İstanbul: İfav Yay., 2013.
EBÛ DÂVUD, Süleyman b. el-Eş’as es-Sicistanî. Sünenü ebî Dâvûd. 5 Cilt. Humus: yy.,1969.
EBÛ GUDDE, Abdulfettâh. el-İsnâd mine’d-dîn. Dimaşk: yy., 1992.
EBÛ GUDDE, Abdulfettâh. Mevzû Hadisler. çev. Enbiya Yıldırım. İstanbul: İnsan Yay., 2003.
EBÛ GUDDE, Abdulfettâh. Lemehâtun min tarîhi’s-sünne ve ulûmi’l-hadîs. Beyrut: Mektebetü Matbaati’lİslamî, 1995.
EBÛ LÜBÂBE, Hüseyin. el-Cerhu ve't-ta'dîl. Riyad: yy., 1979.
ELBÂNÎ, Muhammed b. Nasiruddîn. Fihrist mahtûtâti'd-dâri'l-kütübi'z-zâhiriyye. Dimaşk: yy.,1970.
ERUL, Bünyamin “Ta’n”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yay., 2010, 39/558-560).
FÎRÛZÂBÂDÎ, Muhammed Mecduddîn. Kâmûsu'l-muhît. 4 Cilt. Beyrut: yy., ts.
HÂKIM, Ebu Abdillah Muhammed b. Muhammed Nisâbûrî. Ma'rifetu ulûmi'l-hadîs. Beyrut: yy., 1977.
HÂKIM, Ebu Abdillah Muhammed b. Muhammed Nisâbûrî. el-Medhal ile's-sahîh. thk. Rabî b. Hâdî.
Beyrut: Müessesetü'r-Risâle, 1984.
HATÎBU'L-BAĞDÂDÎ, Ahmed b. Ali b. Sâbit. Târihu Bağdâd. 14 Cilt. Beyrut: yy., ts.
HATÎBU'L-BAĞDÂDÎ, Ahmed b. Ali b. Sâbit. Şerefu ashâbi'l-hadîs. thk. Mehmet Sait Hatipoğlu. Ankara:
DİB Yay., 1991.
HATÎBU'L-BAĞDÂDÎ, Ahmed b. Ali b. Sâbit. el-Kifâye fi ilmi'r-rivâye. Beyrut: yy., 1986.
HÂZIMÎ, Ebu Bekr Muhammed b. Mûsa. Şurûtu'l-eimmeti'l-hamse. thk. Muhammed Zâhid el-Kevserî.
Beyrut: yy., 1984.
HOROVITZ, J. el-Meğâzi'l-ûlâ ve müellifûhâ. çev. Hüseyin Nassâr. Kahire: yy., 1949.
İBN ADIY, Ebu Ahmed Abdullah el-Cürcânî. el-Kâmil fi du'afâ’i'r-ricâl. 7 Cilt. thk. Süheyl Zekkâr.
Beyrut: yy., 1988.
İBN EBÎ HATIM, Ebû Muhammed Abdurrahmân er-Râzî. el-Cerh ve’t-ta‘dîl. 4 Cilt. Hindistan: Dâ’iretu’lMe‘ârif, 1952.
İBN HACER, Ebu'l-Fadl Şihâbuddîn Ahmed b. Ali el-Askalânî. en-Nüket ‘alâ nüzheti’n-nazar fî tevdîhi
nuhbeti’l-fiker. thk. Ali b. Hasan el-Halebî. S. Arabistan: yy., 1992.
İBN HIBBÂN, Muhammed b. Ahmed Ebû Hâtim el-Bustî. Kitâbu’s-sikât. 9 Cilt. Hindistan: Dâ’iretu'l-
252
Mustafa Dönmez
253
Me‘ârif, 1973.
İBN HIBBÂN, Muhammed b. Ahmed Ebû Hâtim el-Bustî. Kitâbu’l-Mecruhîn mine’l-muhaddisîn. 3 Cilt.
thk. Azîz Bey el-Kadrî. Beyrut: Dâ’iretu’l-Me‘ârif, 1976.
İBN HIBBÂN, Muhammed b. Ahmed Ebû Hâtim el-Bustî. Meşâhîru ulemâ’i’l-emsâr. Kahire: Mecma’u’tTelîf ve’t-Terceme, 1989.
İBN KAYYİM el-Cevziyye. El-Menâru’l-münîf fî’s-sahîh ve’d-da’îf. thk. Mahmûd Mehdî İstanbûlî. Dimaşk:
yy., ts.
İBN MANZUR, Ebu'l-Fadl Muhammed b. Mükerrem el-Mısrî. Lisânu'l-arab. 15 Cilt. Beyrut: yy., 1990.
İBN RECEB, Abdurrahmân b. el Hüseyin b. Muhammed el-Hanbelî. Şerhu İleli't-Tirmizî. 2 Cilt. thk.
Hemmâm Abdurrahmân Saîd. Ürdün: yy., 1987.
İBNÜ'I-CEVZÎ, Ebu'l-Ferec Abdurrahmân b. Ali. Kitâbu’l-mevdûâti’l-kübrâ. 3 Cilt. Kahire: yy.,1987.
İBNÜ'L-ESÎR, Ebu's-Seâdât el-Mübârek b. Muhammed el-Cezerî. Câmi'ul-usûl fî ehâdîsi'r- rasûl. 12 Cilt.
Beyrut: yy., 1980.
İBNU’L-ESÎR, Mecduddîn Ebû’s-Sa‘adât el-Mubârek b. Muhammed el-Cezerî. en-Nihâye fî garîbi’l-hadîs
ve’l eser. 5 Cilt. Beyrut: yy., ts.
İBNÜ'S-SALÂH, Osman b. Abdurrahmân eş-Şehrûzî. el-Mukaddime fi ulûmi'l-hadîs. thk. Bintu'ş-Şatiî.
Kahire: yy., 1974.
İRÂKÎ, Zeynüddîn Abdürrahîm b. Hüseyin. et-Takyîd ve'l-izâh şerhu mukaddimeti ibnu’s-Salâh. Beyrut:
yy., 1981.
İTR, Nureddîn. Menhecu’n-nakd fi ulûmi’l-hadîs. Dimaşk: Dâru’l-Fikr,1981.
KIRBAŞOĞLU, M. Hayri. “Hadis İlminde Metodoloji Sorunu”. Tartışmalı ilmî toplantılar dizisi. Sünnetin
Dindeki yeri. İstanbul: 1997, 403.
KIZIL, Fatma. “Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve
Temel İddialar”. Hadis ve Siyer Araştırmaları Dergisi 5/1 (2019), 155-245.
KOÇYİĞİT, Talat. Hadis Terimleri Sözlüğü. Ankara: yy., 1995.
KOÇYİĞİT, Talat. Hadis Tarihi. Ankara: İlmi Yay., 1981.
MAKDİSÎ, Muhammad b. Tâhir. Şurûtu eimmeti's-sitte. thk. Muammed Zâhid el-Kevserî. Beyrut: yy.,
1984.
MÂLİK, b. Enes, Ebu Abdillâh. el-Muvattâ. 2 Cilt. thk. Muhammed Fuâd Abdülbâki. Beyrut: Dâr İhyâi’tTurâs’il-Arabî, ts.
MARIANO Farina. Introduction au Hadith. Dosya 90. Roma: yy., 1996.
MOTZKİ Harald. Batıda Hadis Çalışmalarının Tarihi Seyri. çev. Bülent Uçar. İstanbul: Hadisevi Yay., 2001.
MUKRÎ, Ahmed b. Muhammed b. Ali el-Feyûmî. el-Misbâhu'l-münîr. Kahire: yy., ts.
MÜSLIM, Ebu'l Hüseyin Müslim b. Haccâc el-Kuşeyrî en-Nisâbûrî. el-Câmiu's-sahîh. 5 Cilt. thk.
Muhammed Fuâd Abdulbâkî. Beyrut: Dâr İhyâi’t-Turâs’il-Arabî, 1955.
NESÂÎ, Ebu Abdirrahmân Ahmed b. Şuayb b. Bahr. es-Sünenü'l-kübrâ. 6 Cilt. thk. Abdu'l-Gifâr
Süleyman el-Bundârî-Seyyid Kesrâvî Hasan. Beyrut: yy., 1992.
POLAT, Salahattin. Hadis Araştırmaları. Tarih, Usûl, Tenkit, Yorum. İstanbul: İnsan Yay., 2002.
ÖZDEMİR, Ahmet. İbâdiyyen’in Ana Hadis Kaynağı, Rabî b. Habîb’in Müsnedi. Şırnak: Şırnak Üniversitesi
Yay., 2018.
ÖZDEMİR, Ahmet. “İbâdiyye’nin Erken Dönem Hadis Kaynakları”. Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi Sayı. 36 (2019), 523-554.
ÖZDEMİR, Ahmet.” Sözlü ve Yazılı Kültür Arasında Hadis Rivayeti”. Uluslararası Sosyal Araştırmalar
Dergisi Cilt. 14, Sayı. 77 (2021), 1340-1350.
RÂMEHÜRMÜZÎ, Hasan b. Abdirrahman. el-Muhaddisu'l-fâsıI beyne'r-râvî ve'l-va'î. thk. Muhammed
Acâc el-Hatîb. Beyrut: Daru’l-Fikr, 1984.
Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar
ROBSON, James. “The İsnad in Muslim Tradition”. Glasgow Univ. Oriental Society Trans. Vol. 15. (19531954). pp. 15-26.
SCHACT, Joseph. The Origins of Muhammedan Jurisprudence. Oxford: yy., 1950.
SEHÂVÎ, Şemsuddin Muhammed b. Abdirrahmân. Buğyetu'r-râğib el-mütenemmi fî hitmi'n-Nesâî. thk.
Abdulazîz b. Muhammed b. İbrahim. Riyad: yy., 1993.
SEHÂVÎ, Şemsuddin Muhammed b. ‘Abdirrahmân. el-İ‘lân bi’t-tevbîh li-men zemme ehle’t-târîh. Beyrut:
yy., 1986.
SEZGIN, Fuat. Buhâri'nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar. İstanbul: İbrahim Horoz Basımevi, 1956.
SEZGİN, Fuat. Târihu't-turâsi'l-arabî. 10 Cilt. çev. Mahmud Fehmî Hicâzî-Fehmî Ebu'l-Fadl. Riyad: yy.,
1983.
SEZGIN, Fuat. Geschichte deş Arabischen Schrifttums. 8 Cilt. Leiden: E. J. Brill, 1967.
SIBAÎ, Mustafa. es-Sünnetü ve mekânetuhâ fi't-teşrî'i'l-islâmî. Beyrut: el-Mektebu’l-İslamî, 1985.
ŞEŞEN, Ramazan. Köprülü Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu. İstanbul: yy., 1986.
TABERÎ, Ebû Ca'fer Muhammed b. Cerîr. Târîhu'l-umemi ve'l-mülûk. 6 Cilt. Beyrut: yy., 1991.
TİRMİZÎ, Ebû Isa Muhammed b. İsa. es-Sünen. 5 Cilt. thk. Ahmed Muhammed Şâkir. Beyrut: elMektebetü’l-İslamiye, ts.
TIBÎ, Hüseyin b. Abdillah. el-Hulâsâ fî usûli'l-hadîs. thk. Subhî es-Semerrâî. Beyrut: yy.,1985.
UĞUR, Müctebâ. Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü. Ankara: yy., 1992.
ULU, Arif. “Hadis Rivayetinde İsnadın Başlaması, Ya da Fitnenin Tarihi”. Din Bilimleri Akademik
Araştırma Dergisi Cilt. 12, Sayı. 1, (2012), 119-166.
UMERÎ, Ekrem Ziyâ. Buhûsun fi târihi's-sünneti'l-müşerrefe. Beyrut: yy., 1984.
UZ, Emin. İsnadın Doğuşu. Bursa: Uludağ Üniversites, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi,
2012.
ÜNAL, Yavuz. Hadisin Doğuş ve Gelişim Tarihine Yeniden Bakış. Samsun: Etüt Yay., 2001.
ÜRKMEZ, Ahmet. “Tenkit Temelli Türkçe Hadis Çalışmaları Bibliyografisi”. EKEW Akademi Dergisi
(Sosyal Bilimler) Yıl. 17, Sayı. 55 (2013), 201-224.
VASIYYULLÂH, Muhammed b. Abbâs. ed-Du’afâ ve'l-mechûlûn ve'l-metrûkûn fî mücteba'n-Nesâî. Mekke:
Ummu’l-Kurâ Üniversitesi,Yüksek Lisans Tezi, 1977.
JUYNBOLL, G.H.A., “İslam’da İlk Büyük Siyasi Fitnenin Tarihi”. Oryantalistik Hadis ÇalışmalarıMakaleler. çev. Mustafa Ertürk. Ankara: Ankara Okulu Yay., 2003.
ZEHEBÎ, Şemsuddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed et-Turkmânî. Tezkiratu'l-huffâz. 4 Cilt. tsh.
Abdurrahmân b. Yahyâ el-Muallimî. Haydarabâd: yy., 1958.
ZEHEBÎ, Şemsuddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed et-Turkmânî. el-Muntekâ min menheci'l-i'tidâl.
Beyrut: yy., 1955.
ZEHEBÎ, Şemsuddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed et-Turkmânî. Siyeru a'lâmi'n-nübelâ. 25 Cilt.
thk. Muhâmmed Beşşâr Avvâd. Beyrut: yy., 1992.
ZEHEBÎ, Şemsuddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed et-Turkmânî. Zikru men yu'temedu kavluhû
fi'l-cerhi ve't-ta'dîl. thk. Abdulfettâh Ebû Gudde. Kahire: yy., 1984.
ZEMAHŞERÎ, Cârullâh Mahmûd b. Umer. Esâsu'l-belâğa. Beyrut: yy., ts.
ZEMAHŞERÎ, Cârullâh Mahmûd b. Umer. el-Fâik fî garîbi'l-hadîs. 4 Cilt. Kahire: yy., ts.
ZERKEŞÎ, Ebû Abdullah Bedruddîn Muhammed. Hz. Aişe’nin Sahâbe’ye Yönelttiği Eleştiriler. çev.
Bünyamin Erul. Ankara: Kitabiyat Yay., 2000.
254