Nothing Special   »   [go: up one dir, main page]

Academia.eduAcademia.edu

Doğuşundan Günümüze Hadi̇s Tenki̇di̇ Ve Bu Alanda Yapilan Çalişmalar

2022, The journal of academic social science studies

The Journal of Academic Social Science Studies Yıl: 15 - Sayı: 89 , s. 233-254, Bahar 2022 Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar* Prof. Dr. Mustafa Dönmez ORCID ID: https://orcid.org/0000-0002-7065-489X Avrupa Benelüks Üniversitesi, İlahiyat ve Dini İlimler Fakültesi, Temel İslam Bilimleri Bölümü, Brüksel – BELÇİKA Makale Geçmişi Geliş: 26.12.2021 Kabul: 11.03.2022 On-line Yayın: 28.03.2022 Anahtar Kelimeler Hadis İsnad Metin Tenkidi Râvi Tenkidi Oryantalizm Araştırma Makalesi * “COPE-Dergi Editörleri İçin Davranış Kuralları ve En İyi Uygulama İlkeleri” beyanları: Bu çalışma için herhangi bir çıkar çalışma çatışması bildirilmemiştir. için etik kurul Bu onayı gerekmemektedir. * Bu çalışma, 2006 yılında Rotterdam Avrupa İslam Üniversitesi’nde öğrencilere sunulan bir seminer olup, genişletilerek araştırma makalesine dönüştürülmüştür. Öz Her ilmin doğuşunu ve gelişmesini hazırlayan birtakım etkenler olduğu gibi hadis ilminin de doğuşunu ve gelişmesini sağlayan etkenler bulunmaktadır. Özellikle H. I. asrın ikinci yarısının başlarında gelişen olaylar, sahâbilerin Hz. Peygamber’den işittikleri ve yazdıkları, bilahare başkalarına tebliğ ettikleri hadisleri korumanın yanında, siyasi, mezhebi ve ideolojik nedenlerle Hz. Peygamber’e nispet edilen hadislerin uydurma olanlarını ayırabilmek için birtakım kriterler vazetmelerine neden olmuştur. Sahabe döneminden sonraki, Tabiin ve tebe-i tabiin devirlerinde sözü edilen kriterler sonraki devirlerde hadis tenkidi olarak geliştirilmiştir. Hadis rivayetinde fonksiyonel bir tedbir olarak kullanılan râvi zinciri diyebileceğimiz isnad uygulaması, cerh ve ta’dîl ilmi yahut râvi tenkidi ilminin oluşmasını sağlamış, böylelikle H. III. asrın ilk yarısından H. V. asrı kapsayacak şekilde zengin bir literatüre kavuşmuştur. H. VIII. / IX. asırlarda tekrar canlanan ricâl ilmi, hadis uzmanları tarafından telif edilen eserlerle yeni bir boyut kazanarak günümüze kadar gelmiştir. Araştırmamızın konusu ve kapsamı, hadis tenkidinin doğuşundan itibaren, tarihi sürecini aşamalarıyla birlikte ele almak ve günümüze kadar gelişen literatüre değinmektir. Konunun tarihi, ilmi, edebi boyutu, bu alanda çeşitli çalışmaların yapılmasını zorunlu kılmıştır. Çalışmamızın amacı, hadis tenkidinin geçirdiği evreleri gözden geçirmek, oryantalistlerin isnad ve metin tenkidiyle ilgili yaklaşımlarının değerlendirmesini yapmak, klasik literatürün devamı olarak günümüz İslam dünyasında hadis tenkidiyle ilgili yapılmış çalışmaları ortaya koymaktır. Araştırmamızın yönteminde, sosyal bilimlerin nitel araştırma teknikleri uygulanmak suretiyle, günümüze kadar gelen hadis tenkidi metotlarına yöneltilen eleştirilerin analizi yapılarak, bunların tutarlık yönleri tespit edilmeye çalışılmıştır. DOI: http://dx.doi.org/10.29228/JASSS.55642 Atıf Bilgisi / Reference Information Dönmez, M. (2022). Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar. Jass Studies-The Journal of Academic Social Science Studies, 15(89), 233-254. The Journal of Academic Social Science Studies Year: 15 - Number: 89 , p. 233-254, Spring 2022 Hadith Criticism From Birth To Present and in This Area Studies* Prof. Dr. Mustafa Dönmez European Benelux University, Faculty of Theology, Department of Basic Islamic Sciences, Brussels – BELGIUM Artcile History Submitted: 26.12.2021 Accepted: 11.03.2022 Published Online: 28.03.2022 Keywords Hadith Isnad Text Criticism Narrator's Criticism Orientalism Research Article * Statements of “COPE-Code of Conduct and Best Practices Guidelines for Journal Editors”: No conflicts of interest were reported for this article. Ethics committee approval is not required for this article. * This study, was a seminar presented to students at the European Islamic University of Rotterdam in 2006 and was expanded into a research article. DOI: http://dx.doi.org/10.29228/JASSS.55642 Abstract There are factors that prepare the birth and development of every science. In addition to preserving the hadiths that they heard and wrote from the Prophet and then conveyed to others, events that took place especially in the second half on the II. Century of the Hegira caused them to state some criteria in order to distinguish the sound ones of the hadiths attributed to the Prophet among those referred to him for political, sect and ideologic reasons. The criteria mentioned in the Tabi’in and Tebe-i Tabi’in periods, after the period of the Companions, developed as hadith criticism. The application of isnad, which we can call the chain of reciters, which is used as a functional measure in hadith transmission, led to the formation of the science of cerh and ta'dil or the science of narrator criticism, therefore, in the H. III. Century the science of narrator, which was revived in the IX centuries, has reached the present day by gaining a new dimension with the works written by hadith experts. The subject and scope of our research is to deal with the birth of hadith criticism, its historical process together with its stages, and to refer to the literature that has developed up to the present day. Due to the historical, scientific and literary dimension of the subject, it has led to various studies in this field. The aim of our study is to review the phases of hadith criticism, to evaluate the approaches of orientalists to isnad and text criticism, and to reveal the studies on hadith criticism in today's Islamic world as a continuation of the classical literature. In the method of our research, the aspects of consistency were tried to be determined by applying the qualitative research techniques of social sciences and analyzing the criticisms directed to the hadith criticism methods that were born and developed. Mustafa Dönmez 235 GİRİŞ Hadis ilmi ve hadisin tenkidi, diğer uygulamalı ilimlerde olduğu gibi, belirli aşamalardan geçmiştir. Bunları hıfz, kitabet, tedvin ve tasnif şeklinde özetleyebiliriz. Sahabe ve onu müteakip dönemde hadis malzemesini korumaya yönelik uygulanan metotlar, hadislerin rivayet ve tespitinin bir gereği olarak isnad sisteminin devreye girmesiyle, râvilerin kontrolü bağlamında cerh ve ta’dîl ilmini doğurmuştur. Hicri V. asra kadar gerçekleşen ilmi faaliyetlerle birlikte hadis tarihinin seyri içerisinde oluşan hadis tenkit edebiyatına, H. VIII ve IX asırlarda tekrar canlanan ilmi hareketle yeni eserler kazandırılmıştır. Günümüze kadar gelişerek intikal eden hadis usulü ve tenkit yöntemleri, bir taraftan hadisin geçirdiği evrelere ışık tutarken, diğer taraftan da hadis tenkidi alanındaki çalışmaların devam etmesiyle zengin bir literatürün oluşmasını sağlamıştır. Hadis edebiyatı açısından sürekli değerini koruyan, günümüzdeki akademik çalışmalar içerisinde hadislerin sıhhatinin tesbiti konusu, çağdaş hadis araştırmacılar için bilimsel bir çalışma sahası olması yanında, İslami ilimlerin diğer alanlarını da ilgilendiren bir konu olmuştur. Kaldı ki günümüzde bu alanla ilgili yeni çalışmalar yapılarak önemli mesafeler alınmıştır. Dolayısıyla bu çalışmaların bir devamı olarak “Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar” başlığı altında ele alınacak olan bu araştırmanın alana katkı sağlayacağı düşüncesindeyiz. Çalışmamızın amacı, hadis âlimlerinin, tarihsel süreç içerisinde hadis tenkidiyle ilgili geliştirdikleri metotlarının, ilmi açıdan geçerliliğini vurgulamak, oryantalistlerin isnad sistemini tarihlendirmelerindeki çabalarının fikri arka planını ve metin tenkidiyle ilgili yaklaşımlarının tutarlı olup olmadığını tespit etmektir. Ayrıca klasik literatürün devamı olarak günümüz İslam dünyasında hadisin gerek isnad gerekse metin tenkidiyle ilgili yapılmış çalışmalar konusunda bilgi vererek değerlendirmektir. Her ne kadar “Tenkit Temelli Türkçe Hadis Çalışmaları Bibliyografisi” 1 adıyla Ahmed Ürkmez tarafından yapılan çalışma fikir verme açısından doyurucu olsa da söz konusu araştırma makalesi 2013 yılında yayımlandığından zaman aşımına uğramıştır. Ayrıca bu makale sadece Türkiye’de yapılan çalışmalarla ilgili olup, Türkiye dışındaki çalışmaları kapsamamaktadır. Konunun kapsam ve çerçevesi içerisinde araştırmamız belirli konulara ayrılmıştır. ‘Hadis tenkidinin doğuşuyla ilgili yaklaşımlar’, ‘Sahabe ve onu müteakip dönemde hadis rivayeti ve hadis uydurulmasına karşı tedbir amaçlı olarak kullanılan metotlar’, ‘İsnad uygulamasının tarihlendirilmesinde oryantalistlerin yaklaşımları’, Cerh-Ta’dîl ilmiyle ilgili yürütülen ilmi faaliyetler’, Tarihsel süreç içerisinde oluşan literatür’, Klasik dönemde metin tenkidi konusunda geliştirilen kriterler ve oryantalistlerin bazı iddiaları’, ayrıca ‘Hadis tenkidiyle ilgili güncel çalışmalar’ belirtilerek araştırma sonlandırılmıştır. Çalışmada kullanılan yöntemde ise, sosyal bilimlerin nitel araştırma teknikleri uygulanarak, hadis âlimleri tarafından geliştirilen ve uygulanan hadis tenkidi metotlarının değerlendirilmesi yanında oryantalistler tarafından söz konusu metotlara yöneltilen eleştirilerin analizi yapılmış, bunların tutarlığı ve ideolojik yönleri tespit edilmeğe çalışılmıştır. Araştırmanın kapsayıcı olabilmesi için hem klasik dönemdeki eserlerden hem de günümüzde yapılmış çalışmalardan yararlanılmıştır. 1- HADİS TENKİDİ’NİN DOĞUŞU KONUSUNDAKİ YAKLAŞIMLAR Hadis tenkidinin ne zaman başladığı konusunda kesin bir şey söylemek oldukça zordur. İleride görüleceği gibi hadis tenkidi konusu, hadisin ilk olarak kimin tarafından rivayet edildiği sorgulamasıyla yakından alakalıdır. Tenkidin başlangıcıyla ilgili dikkate alınan iki görüş göze çarpmaktadır. Bk. Ahmed Ürkmez, “Tenkit Temelli Türkçe Hadis Çalışmaları Bibliyografisi”, EKEW Akademi Dergisi (Sosyal Bilimler), Yıl. 17, Sayı. 55 (2013), 201-224. 1 Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar Hadis tenkidinin Hz. Peygamber zamanında başladığını 2 ileri sürenler, İfk hadisesinde Peygamber (s.a.v)’in ‘Ali b. Ebî Tâlib (r.a) ile Üsâme b. Zeyd’i çağırıp Hz. Âişe’nin şahsî kusurunun olup olmamasını sorması ve onların da bu konuda verdikleri cevaplar 3; Fatıma bt. Kays’ın, kendisine Muâviye b. Ebî Süfyân ile Ebû Cehm’in talip olduklarını Peygamber (s.a.v)’e söylemesi üzerine Hz. Peygamber’in onlar hakkında tenkit ve ta‘dîlde bulunması 4; sahabe Dimâm b. Sa ‘lebe (r.a) ile Peygamber (s.a.v) arasında geçen konuşmada kendilerine gönderilen elçinin doğru haber getirip getirmediğini bizzat Rasûlullah (s.a.v)’den öğrenmesi 5 gibi olayları örnek göstererek tenkit hareketinin daha Rasûlullah (s.a.v)’in sağlığında başladığını savunmuşlardır. Hz. Osman’ın (ö.35/656) şehit edildiği fitne olayının akabinde başlamıştır 6 diyenlerdir. Fitne olayından sonra ortaya çıkan siyasî fırkalar, kendi görüşlerini haklı çıkarmak için hadis uydurmaya kalktıklarını, bunun önüne geçilebilmek için bazı tedbirlere başvurulduğunu 7 ve isnadı kalkan olarak kullanıldığını gerekçe olarak göstermişlerdir.8 Görüldüğü gibi fitne kavramıyla isnad uygulamasının başlangıç tarihi arasında doğrudan ilişki kurulmaktadır.9 2. SAHABE DÖNEMİNDE HADİS TENKİDİ Sahabenin, hadislerin gerçekten Peygamber (s.a.v)’e aidiyetini belirlemek için yoğun çaba harcadıkları dikkate alınırsa, onların hadisleri nakletme konusunu ne kadar önemsedikleri anlaşılır. Yaşadıkları devirde bu hassasiyetleri hadis tenkidinin başlangıcı olarak değerlendirilebilir. Kaldı ki Raşit halifelerinin kendileri hadisi rivayet vazifesini üstlenmişlerdir. Bunların ilki Hz. Ebû Bekir ‘dir (ö.13/643). el-Hâkim en-Nisâbûrî (ö. 405/1014) onun hakkında şöyle der: “Rasûlullah (s.a.v)’in hadislerinde yalandan sakınan ilk kimsedir.”10 Zehebî (ö. 748/1347) de onun hakkında şöyle der: “Haberlerin kabulünde ihtiyatlı davranan ilk kimsedir”11 Başka bir yerde ise şöyle demektedir: “Haberlerin aslını araştırıp doğruluğundan emin olma anlayışı ilk halife Ebû Bekir’e (r.a) kadar dayanır.”12 Halife Hz. Ömer de (ö. 23/644) rivayet meselesinde daha sıkı davranarak araştırma, takip ve tenkit konusunda yeni kaideler getirerek onu takip edenlere yol göstermiştir.13 İbn Hibbân (ö. 354/965): “Rivayette, râvilerin durumunu tetkik eden ve haberlerin doğru naklini ilk araştıran kimseler Ömer ve Ali’dir. Daha sonra gelenler bu konuda onların yolunu takip etmişlerdir”14 demektedir. Hz. Ali’nin (ö. 40/ 661) ise hadisini aldığı sahabeden yemin talep ettiği 15 ve: “Gökten yere düşmek 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 Bk. Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn neş’etühû ve târihu (Riyad: Mektebet’ül-Kevser, 1990), 7, 10; Dirâsâtun fi’l-hadîsi’n-nebevî ve tarîhu tedvînihi, 2 Cilt (Beyrut: el-Mektebû’l-İslamî,1992), 1/436. Buhârî Muhammed b. İsmaîl, el-Câmiu's-Sahîh, 8 Cilt (İstanbul: yy., 1979), İlim 13; Nesâ ‘î, es-Sünenü’l-kübrâ, 6 Cilt, thk. Abdu'l-Gifâr Süleymân el-Bundârî-Seyyid Kesrâvî Hasan (Beyrut: 1992), Kadâ 63. (Bu kıssayı ‘kadınların ta‘dîl ve cerhi’ başlığında zikretmiştir). Nesâ‘î, es-Sünenü’l-kübrâ, Kadâ, 62. (Bu kıssayı ‘Sorulduğu anda ta‘dîl ve cerh başlığında zikretmiştir). Buhârî, İlim 6; Müslim Ebû'l Hüseyin Müslim b. Acâc el-Kuşeyrî en-Nisâbûrî, el-Câmiu's-sahîh, 5 Cilt thk. Muhammed Fuâd Abdulbâkî (Beyrut: Dâr İhyâi’t-Turas’il-Arabî, 1955), İmân,10. Bk. Ekrem Ziya el-Umerî, Buhûsun fi târihi's-sünneti'l-müşerrefe (Beyrut: yy. 1984), 48. Bk. Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn, 58-59. Bk. Ebû Gudde, Lemehât min târihi’s-sünne ve ulûmi’l-hadîs (Beyrut: Mektebetü Matbaati’l-İslamî, 1995),138. Bk. Yavuz Ünal, Hadisin Doğuşu ve Gelişim Tarihine Yeniden Bakış (Samsun: Etüt Yay., 2001), 305. el-Hâkim Ebû Abdillâh Muhammed b. Muhammed en-Nisâbûrî; Ma'rifetu ulûmi'l-hadîs (Beyrut: yy., 1977), 52. Şemsuddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed et-Turkmânî ez-Zehebî, Tezkiratu’l-huffâz, 4 Cilt, tsh. Abdurrahmân b. Yahyâ el-Muallimî (Haydarabâd: 1958), 1/ 2. Bk. ez-Zehebî, Tezkiratu’l-huffâz, 1/5. Bk. ez-Zehebî, Tezkiratu’l-huffâz, 1/6; Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn, 11. İbn Hibbân Muhammed b. Ahmed Ebû Hâtim el-Bustî, Kitâbu’l-mecruhîn mine’l-muhaddisîn, 3 Cilt (Haydarabad: yy., 1973), 1/38. Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned, 6 Cilt (Beyrut: el-Mektebû’l-İslamî, 1985), 1/154, 174, 178. 236 Mustafa Dönmez 237 benim için Rasûlullah’a (s.a.v) yalan isnad etmekten daha hayırlıdır” 16 veya “Ben Allah Rasûlü’ den bir hadis işittiğim zaman, Allah’ın murat ettiği kadar ondan istifade ederdim. O’ndan bir başkası rivayet ederse, yemin ettirirdim. Yemin ederse onu tasdik ederdim”17 diyerek güven telkin eden önemli bir uygulamaya değindiği anlaşılmaktadır. İbn Hibbân’ın, Hz. Ömer ile Hz. Ali hakkında yukarıdaki sözü dikkate değerdir. Hz. Âişe (ö. 58/578) de hadisleri tenkit konusunda öneme haiz kişiliği vardır. 18 Sahabe tarafından ona arz edilen hadislerle ilgili yaptığı tenkitlere birçok örnek bulunmaktadır. Onun hadis tenkitlerini Bedruddîn Zerkeşî (ö. 794/1392) bir eserde toplamıştır.19 Sahabîler, hadis rivayetinde umumiyetle aynı hassasiyeti paylaşıp birbirlerinin hadislerini de takip ederek kontrol altına almışlardır. Bu kontrol, hadisi ilk defa rivayette bulunan kişiye veya meseleyi en iyi bilene sorup soruşturma şeklinde uygulanmıştır. 20 Yalnız söz konusu titizliğin devamlı surette aynı olduğu düşünülmemelidir. Başka bir ifadeyle onların rivayet edilen her hadisi şahitsiz kabul etmedikleri iddia edilemez. Zira şahit talep etmeksizin birbirlerinin hadislerini çok kere kabul ettiklerine dair nakiller gelmiştir.21 Ancak, çoğunluk tarafından duyulmamış hadislerin tespitinde insanların Allah Rasûlü’ne rastgele söz atfetmelerine engel olmak kastıyla tedbir amaçlı bu tür girişimlerde bulunulmuştur.22 Sözü edilen girişimler, beşer tabiatının gereği olarak, râvide vuku bulabilecek yanlışları azaltmak ve hadisleri tahriften korumak üzere sahâbilerin aldıkları önlemlerdir. Kaldı ki sahabîlerden hiçbirinin diğerini hadis uydurmakla töhmet altında bıraktığı olmamıştır. Sahabî Enes b. Mâlik’ten gelen bir eserde; “Bizden hiçbirisi Allah Resulü (s.a.v)’in hadisini rivayet ederken diğerine yalan söylemiş değildir”’23 ifadesi bu gerçeği vurgulamaktadır. Dolayısıyla onların devrinde uygulanan tenkitlerin sebebi, genellikle yanılma, unutma, hadisi iyi kavrayamama ya da yeterince ezberlememe şeklinde hafıza, zekâ ve kabiliyet farklılığından oluşan beşerî hatalardır. 24 Dolayısıyla, Hz. Peygamber’in vefatından sonra tabiin döneminde hadis tenkidi bağlamında ricâl tenkidi çalışmaları henüz müstakil bir ilim dalı oluşturacak şekilde gelişmemiştir. Bunun yanında, Allah Rasûlü (s.a.v) döneminden başlamak kaydıyla hadis râvilerinin ilmî yeteneği, tenkit konusu olmuş, bu şekilde ilk râvi tenkidi örnekleri ortaya çıkmıştır.25 Nitekim sahabe döneminde, fitne hadisesi vukû bulunca26, siyasî fırkaların hadis uydurma hareketine karşı alınan çeşitli tedbirlerin yanında, hadis rivayet edilirken isnadın uygulanması önleyici bir tedbir olarak görülmüştür. 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 Bk. İbn Adiy Ebû Ahmed ‘Abdullâh el-Cürcânî, el- Kâmil fî du‘afâi’r-ricâl, 7 Cilt, thk. Süheyl Zekkâr, (Beyrut: yy., 1988), I/31; el-Hâkim, Ma'rifetu ulûmi'l-hadîs, 52. Bu konuda sahabilerin uygulamaları için Bk. Muhammed el-Hatîb el-Acâc, es-Sünnetü kable’t-tedvîn (Beyrut: yy., 1980), 219-232. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I/2; ez-Zehebî, Tezkiratu’l-huffâz, I/10. Hadis tenkidinde meşhur sahabîler için Bk. İbn Adiy, el-Kâmil fî du‘afâi’r-ricâl, I/63; Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’nnakd inde’l-muhaddisîn,11. Eserin orijinal adı: el-Îcâbe fi îrâdi ma’stedrekethu Â’işetu ala’s-sahâbe. Türkçe baskısına Bk. Hz. Aişe’nin Sahâbe’ ye Yönelttiği Eleştiriler, çev. Bünyamin Erul (Ankara: Kitabiyat Yay., 2000). Bk. Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn, 53-58, 68. Konuyla ilgili toplu bilgi için Bk. Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn, 53-58, 68. Vasiyyullâh b. Muhammed Abbâs, ed-Du‘afâ ve’l-mechulûn ve’l-metrûkun fî müctebâ’n-Nesâ‘î (Mekke: Ummu’l-Kurâ Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 1977), 36. el-Hâtîbu’l-Bagdâdî, el-Kifâye fî ‘İlmi’r-rivâye (Beyrut: yy., 1986), 385; Osmân b. Abdirrahmân İbnu’s-Salâh eş-Şehrûzî, el-Mukaddimetu fi ulûmi'l-hadîs, thk. Bintu'ş-Şâtiî (Kahire : yy., 1974), 38. Berâ’ b. ‘Âzîb (r.a)’dan benzer söz için Bk. Hasan b. Abdirrahman er-Râmhurmuzî, el-Muhaddisu'l-fâsıI beyne'r-râvî ve'l-va'î, thk. Muhammed Acâc el-Hatîb (Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1984), 235. Bk. Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, (İstanbul: İfav Yay., 1992), 19. Bk. Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 29. Bundan kastedilen Hz. Osman’ın şehit edilmesiyle sonuçlanan fitnedir. Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar 3. İSNAD SİSTEMİ Bilindiği gibi hadis metnini kaynağına ulaştıran rivayet zincirine isnad veya sened denilmiştir.27 Buradan isnadın; hadisleri kaynağına kadar ulaştırmada önemli işlev yerine getirdiği anlaşılmaktadır 28. Dolayısıyla isnad kullanımı, hadis ehli nezdinde sünnet telakki edilmiştir.29 3.1. İsnad Uygulamasının Başlangıcı ve Oryantalistlerin Konuyla İlgili Yaklaşımları İbn Sîrîn’in (ö. 110/728) isnad uygulamasının başlangıcı olarak şu ifadesi hadis rivayetinde isnad kullanımının başlangıcına delil sayılmaktadır: “Önceleri isnaddan sormazlardı, fitne vukû bulunca,” râvilerinizin adlarını bize söyleyin” demeye başladılar. Böylece Ehl-i sünnet’ in30 hadisleri alınır, Ehl-i bid‘at’ın hadisleri alınmazdı.”31 Yukarıdaki ifadelerden H. I. asrın ilk yarısında hadis rivayetinde isnad kullanılmaya başlanıldığı anlaşılmaktadır. İslâm tarihinde birçok olay fitne olarak isimlendirilmiş olsa bile, isnad uygulamasının başlangıcına neden olan fitne, Hz. Osman’ın şehit edilmesiyle adlandırılan ilk fitnedir. 32 Bilindiği üzere söz konusu fitne, H. 40 yılında meydana gelmiştir. Binaenaleyh, İbn Sîrîn, hadis uydurma hareketine karşı isnadı sorulmaya başlanmasının nedenini, bu fitne olarak görür. Dolayısıyla isnadın ilk nüvelerinin hicri ilk asrın ikinci yarısının başlarında atıldığı anlaşılmaktadır.33 Oryantalistlerden Joseph Shacht (ö. 1969) sözü edilen fitnenin Hz. Osman zamanında değil, aksine Velîd b. Yezîd’in (ö. 126/743) öldürülmesiyle meydana gelen fitne olduğu görüşündedir.34 Onu bu görüşe sevk eden sebep, İbn Sîrîn’in kullandığı fitne lafzı ile et-Taberî’nin et-Târîh adlı eserindeki H. 126/M. 743 senesinde meydana gelen olayları anlatımıdır. Eserdeki “Mervân oğulları içinde karışıklık çıkarak fitne baş gösterdi”35 ifadesinde varit olan fitne lafzının kullanım uygunluğu varsayımına dayanarak J. Shacht’ın, İbn Sîrîn’in sözlerini ona izafe edilen sözler olarak değerlendirmesidir. Zira İbn Sîrîn’in vefatı h. 110/M. 728 senesidir. Yani J. Shacht, İbn Sîrîn’in H. 126/M. 743 senesinde zikredilen fitneden önce öldüğünü öne sürerek, 36 fitne ile ilgili sözler ona ait olmadığını iddia etmiş ve meseleyi çıkmaza götürmüştür. Hâlbuki İbn Sîrîn, Mervân oğulları zamanında vukû bulan fitneyi değil, Hz. Osman’ın (r.a) şehit edilmesiyle başlayan fitneyi kastetmiştir. Joseph Shacht’ın, ibaredeki fitne zamanını yanlış anlaması, isnadın başlangıcını takriben bir asır daha ileriye götürme düşüncesine neden olmuştur. Onun İbn Sîrîn’e nispet edilen bu rivayeti nefyetmesini kabul etmek mümkün değildir.37 Çünkü bu olay 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 Bk Muhammed Acâc el-Hatîb, el-Muhtasaru’l-vecîz fî ‘ulûmi’l-hadîs (Beyrut: yy., 1987), 42; Uğur Mücteba, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü (Ankara: yy., 1992), 165. Bk. Emin Uz, İsnadın Doğuşu, (Bursa: Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2012), 39. Müslim, Mukaddime, I/25; er-Râmhurmuzî, el-Muhaddisu'l-fâsıI beyne'r-râvî ve'l-va'î, 208; el-Hâtîbu’l- Bagdâdî, Târihu Bağdâd, 14 Cilt (Beyrut: yy., ts), 6/166, Şerefu ashâbi’l-hadîs, thk. Mehmet Sait Hatipoğlu (Ankara: DİB Yay.,1994), 41; Abdulfettâh Ebû Guddeh, el-İsnad mine’d-din (Dımaşk: yy., 1992), 30. İbn Sîrîn’in bu sözünden H. 2. asrın ilk yarısında Ehl-i Sünnet teriminin bilindiği ve kullanıldığı anlaşılmaktadır. Müslim, Mukaddime, I/15; İbn Ebî Hâtim Ebû Muhammed Abdurrahmân er-Râzî; el-Cerhu ve't-ta'dil, 9 Cilt (Beyrut: yy., 1952), 2/28; er-Râmhurmuzî, el-Muhaddisu'l-fâsıI beyne'r-râvî ve'l-va'î, 209; el-Hatîbu’l-Bağdadî, el-Kifâye fî ‘İlmi’rRivâye, 122; İbn Receb Zeynuddîn Abdurrahmân b. el-Huseyin el-Hanbelî, Şerhu ‘ilel’t-Tirmizî, 2 Cilt, thk. Hemmâm Abdurrahmân Saîd (Ürdün: yy., 1987), 1/335. Bk. Ekrem Ziya el-Umerî, Buhûsun fi târihi's-sünneti'l-müşerrefe, 48. Bk. Talat Koçyiğit, Hadis Tarihi (Ankara: İlmi Yay. 1981), 177-178; Süleyman Doğanay, Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları (İstanbul: İfav Yay., 2013), 29, 33; Bk. Uz Emin, İsnadın Doğuşu, 44. Bk. Joseph Schact, The Origins of Muhammedan Jurisprudence (Oxford: yy., 1950), 37, 71, 80-81. Bk. Ebû Ca'fer Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Târihu’l-umemi ve’l-mülûk, 6 Cilt (Beyrut: yy., 1991), 4/252. Bk. Joseph Schact, The Origins of Muhammedan Jurisprudence, 36-37. Bk. Arif Ulu, “Hadis Rivayetinde İsnadın Başlaması, Ya da Fitnenin Tarihi”, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, Cilt 12, Sayı. 1, (2012), 119-166, 128. 238 Mustafa Dönmez 239 güvenilir kaynaklarda zikredilmekle birlikte hiçbir hadis tenkitçisi de bu rivayetin uydurma olduğunu söylememiştir. Kaldı ki bu ifadenin İbn Sîrîn’e ait olduğunu teyit eden sözü de şu sudur: “Fitne baş gösterirken Allah Rasûlü’nün ashabı on bin kişiydi. Onlardan yüz tanesi dahi buna yenik düşmedi.” 38 Ayrıca, hadis rivayetinde isnad sormanın, Hz. Osman zamanında ortaya çıkan, ilk fitneden sonra başladığını destekleyen başka bir delil de İbrahim en-Nehâî’nin (ö. 96/714) verdiği şu bilgidir: “İsnad, Muhtar39 zamanında sorulmaya başlanmıştır. Bunun sebebi ise o dönemde Ali (r.a) hakkında söylenen yalanların çoğalmış olmasıdır”.40 Dolayısıyla Shacht’ın, İbn Sîrîn’in ifadesindeki fitne lafzını “Velîd b. Yezîd zamanındaki fitne” diye yorumlaması gerçeği yansıtmamaktadır. Kaldı ki Shacht’ın söz konusu rivayetle ilgili yaklaşımını G.H.A. Juynboll (ö. 2010) ve Harald Motzki (ö. 2019) gibi oryantalistler doğru bulmadıkları ifade etmişlerdir.41 Oryantalist James Robson (ö. 1981), Shacht’ın fitne hakkındaki yorumunu reddetmekle beraber bu fitneden kastedilenin, H. 63-73 yıllarında Haccac’a karşı ayaklanan Abdullah b. Zübeyr (ö. 73/692) dönemindeki fitne olduğunu söylemiştir42. J. Robson bu görüşünü de İmam Mâlik’in (ö. 179/795) İbn Zübeyr (r.a) olayını fitne diye tanımlamasına 43 dayandırmıştır. J. Robson’a göre, isnadın hadis edebiyatına, H. I. asrın sonunda girdiğini savunan Horovitz’in (ö.1931) görüşü, kendisinin ulaştığı görüşü desteklemektedir.44 J. Robson’un iddiası zaman itibariyle isnadın ortaya çıkışını yarım asır önceye almış olsa bile, tespiti doğru değildir. Zira farklı zamanlarda gerçekleşmiş farklı iki olaya İbn Sîrîn ile İmam Mâlik’in fitne lafzını kullanmalarındaki uyumluluğu gerekçe göstermesi anlamsızdır. Çünkü Müslümanlar içerisinde meydana gelen birçok iç harp ve tefrikaya fitne denilmiştir. Horovitz’in bu görüşü ise isnadın h. 75/m. 694 senesinden önce var olmadığını savunan L. Caetani’nin45 (ö. 1935) görüşüyle uyuşmaktadır. Buna ilaveten Fuat Sezgin (ö. 2018), isnadın İmam Zührî (ö. 124/742) ile başladığını iddia etmekle, neredeyse onların bu görüşünü paylaşmış görünmektedir.46 J. Robson ayrıca başka bir yerde Horovitz’in, isnadın İmam Zührî’den önce başladığı şeklindeki görüşünü nakleder. 47 Yalnız Horovitz’in kendisi, Zührî’den önceki dönemlerde isnad uygulamasının istikrarlı bir uygulama olmayıp gelenek olduğunu belirtmektedir.48 Oryantalistlerin isnad kullanımını tarihsel olarak H. II. asra dayandırma gayretlerinin arkasında yatan çaba, hadislerin Hz. Peygamber’den sonraki dönemlerin ürünü olduğu 49, başka bir ifadeyle, rivayet malzemesinin uydurulduğu kuşkusunu uyandırmaktır. Zührî’nin isnadı kullanmakla meşhur olmasının nedeni, isnadın ilk kez onun tarafından veya onun zamanında kullanıldığı zannıdır. Her durumda Zührî’nin döneminde ehl-i hadisin genel tavrı, isnad kullanımını gerekli görmeleriydi. Dolayısıyla Zührî’nin isnadı kullanması İmam Mâlik’in: ‘Hadisi 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 ez-Zehebî, el-Muntekâ min menheci’l-i‘tidâl, (Beyrut: yy., 1955), 389. Muhtar b. Ubeyd b. Mes‘ûd es-Sekâfî (ö. 67/687) için Bk. ez-Zehebî, Mîzânu'l-i'tidâl fî nakdi'r-ricâl, 4 Cilt, thk. Ali b. Muhâmmed el-Becâvî (Beyrut: yy., ts), 4/80; Siyeru a’lami’n-nubelâ’ 25 Cilt, thk. Muhâmmed Beşşâr Avvâd (Beyrut: yy., 1992), 8/70. İbn Receb, Şerhu ‘ilel’t-Tirmizî, 1/335. Bk. G.H.A. Juynboll, “İslam’da İlk Büyük Siyasi Fitnenin Tarihi”, Oryantalistik Hadis Çalışmaları-Makaleler, çev. Mustafa Ertürk (Ankara: Ankara Okulu Yay., 2003), 43-56; Motzki Harald, Batıda Hadis Çalışmalarının Tarihi Seyri, çev. Bülent Uçar (İstanbul: Hadisevi Yay., 2001), 58-61. Bk. James Robson, “The Isnad in Muslim Tradition”, Glasgovv. Univ. Orient. Soc.Trans, Vol. 15 (l953-54), 21- 22. Ebû Abdillah Mâlik b. Enes; el-Muvatta, 2 Cilt, thk. Muhammed Fuâd Abdülbâki (Kâhire: Dâr İhyai’t-Turâsi’l-Arabî, ts.), Hac, 99. Bk. J. Robson, The Isnad in Muslim Tradition, 21-22. Bk. J. Schact, The Origins of Muhammedan Jurisprudence, 37); Robson J, The İsnad in Muslim Tradition, 18. Bk. Sezgin, Fuad, Buhari’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, (İstanbul: İbrahim Horoz Basımevi, 1956), 20. Bk. J. Robson, The Isnad in Muslim Tradition,19. Bk. J. Horovitz, el-Megâzi’l-ulâ ve müellifûhâ, çev. Hüseyin Nassâr (Kahire: 1949), 23. Bk. Süleyman Doğanay, Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları, 35. Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar senedlendiren ilk kimse Zührî’dir’50, demesine sebep olmuştur. Her halde bu ifadesiyle İmam Malik, Şam diyarındaki isnadı kullanan ilk kimsenin onun olduğunu kastetmektedir. Nitekim Zührî’nin hadis rivayetinde isnadı kullanma hususunda Şamlıları uyardığına dair bir rivayet bulunmaktadır.51 Muhammed b. Sîrîn hakkında aynı mahiyette bir söz de Yahyâ b. Ma‘în (ö. 233/848) ile Ali b. el-Medînî (ö. 234/848-49) tarafından nakledilmiştir.52 Henüz tâbi’in döneminde yani H. II. asrın başlarında, râviler arasında isnad kullanımın önemi ve gerekliliği iyice yayılmış olup yaygınlık kazanmıştır. Dolayısıyla bu dönemde isnadı kullanarak hadise dair eser telif eden birçok muhaddis bulunmaktadır. Söz konusu döneme ait eserler de günümüze kadar ulaşmıştır. Ma’mer b. Râşid’in (ö. 154/771) Câmi’i, İmam Mâlik’in Muvattâ’sı ve Rabî b. Habîb’in (ö. 175/792) el-Cami’u’s-Sahîh’i adlı Müsnedi bunlardandır. Rabî b. Habîb’in eserine bakıldığında son derece tertipli bir isnad zinciri uygulandığı görülmektedir.53 Hadisçilerin isnada verdikleri değeri şu sözler yansıtmaktadır: “İsnad dindendir. İsnad olmasaydı isteyen istediğini söylerdi.”54 “Bu ilim (hadis) dindir, dininizi kimden aldığınıza bakınız.”55 “İsnad müminin silahıdır, yanında silahı olmazsa ne ile savaşacaktır.”56 “Din işlerini isnadsız talep eden kimse, çatıya merdivensiz çıkmak isteyene benzer.”57 3.2. İsnad Tenkidi Hadis münekkitleri, hadisleri temyiz ameliyesinde tenkit metodu açısından dış tenkit yönüyle isnadı, iç tenkit58 yönüyle de metni ele almaktadırlar. Evvela İsnad tenkidi (isnad criticism) olarak gelişen ‘Cerh ve Ta’dîl İlmi’ ve sahası ile ilgili yürütülen ilmi faaliyetlere değinmek yerinde olacaktır. Cerh ve Ta’dîl İlmi sayesinde muhaddisler, hadislerin isnadlarını iki yönden inceleyerek tenkit etmişlerdir. Bir taraftan isnadın sağlamlığını etkileyecek, irsal, inkitâ, ta’lik ve tedlîs gibi râviler arasında kopukluğa neden olabilecek benzeri kusur ve illetleri tespit ederken, diğer taraftan râvilerin ehliyetiyle ilgili gerek adalet gerekse zapt yönüyle oluşan kusurları değerlendirmişlerdir. Hadis usulünde ehliyetle alakalı râviye yönelik birçok ta’n (eleştiri) sebebi olmakla birlikte sözü edilen kusurlar, “10 tenkit noktası” altında toplanmış ve “Metâin-i aşare”59 şeklinde anılmıştır. Özetle adalet sıfatıyla ilgili kusurlar şunlardır: 1) Kizbü’râvî, 2) İttihâmü’r-râvî bi’l-kizb, 3) Fisku’r-râvî, 4) Bid’atü’r-râvî, 5) Cehâletü’r-râvî. Zabt sıfatıyla alakalı kusurlara gelince, 1) Fuhşü’l-galat, 2) Gaflet, 3) Vehim, 4) Sûü’l-hıfz, 5) Muhâlefetü’s-sikât başlıklarıyla sıralanmış ve her kusur detaylandırılmıştır.60 İleride Cerh ve Ta’dîl alanında zikredeceğimiz eserler söz konusu kusurlarla cerh edilmiş râvilerle doludur. 4. CERH VE TA‘DÎL İLMİ Cerh lafzı, maddî veya manevî olsun her türlü yaralamayı kapsayan bir kelimedir.61 ‘Cerh 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve't-ta'dîl, I/20. Bk. Mustafa es-Sibâî, es-Sünne ve mekânetuhâ fî’t-teşrî‘i’l-islamî, 393. Bk.. İbn Receb, Şerhu ‘ilel’t-tirmizî, 1/355; ez-Zehebî, Zikru men yu’temed kavluhu fî’l-cerhi ve’t-ta‘dîl, 159. Bk. Ahmet Özdemir, “İbâdiyye’nin Erken Dönem Hadis Kaynakları”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı. 36, (2019), 523-554, 15-16. Müslim, Mukaddime, 1/25; er-Râmhurmuzî, el-Muhaddisu'l-fâsıI beyne'r-râvî ve'l-va'î, 208; el-Hâtîbu’l- Bagdâdî, Târihu Bağdâd, 14 Cilt (Beyrut: yy., ts), VI/166, Şerefu ashâbi’l-hadîs, thk. Mehmet Sait Hatipoğlu (Ankara: DİB Yay.,1994), 41. Müslim, Mukaddime, I/14; İbn Receb, Şerhu ‘ilel’t-tirmizî, I/355. el-Hâtîbu’l-Bagdâdî, Şerefu ashâbi’l-Hadîs, 42. el-Hâtîbu’l-Bagdâdî, Şerefu ashâbi’l-Hadîs, 42. Bu konuda daha geniş bilgi için bk. Selahattin Polat, Hadis Araştırmaları, Tarih, Usûl, Tenkit, Yorum (İstanbul: İnsan Yay., 2003), 135. Bk. Bünyamin Erul, “Ta’n”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV Yayınları, 2010) 39/558-560. Daha geniş bilgi için bk. El-Hâkim, el-Medhal fî İlmi’l-Hadîs, 25-43; el-Hatîbü’l-Bağdadî, el-Kifâye, 101-161; Bk. Mahmud et-Tahhân, Teysîru mustalahi’l-hadis (Beyrut: ts), 70. Bk. İbn Manzûr Ebû’l-Fadl Cemâluddîn Muhammed b. Mukerrem el-Mısrî, Lisânu’l-‘arab, 15 Cilt (Beyrut: yy., 1990), 2/422; Ahmed b. Muhammed b. ‘Alî el-Feyûmî el-Mukrî, el-Misbâhu’l-munîr (Kahire: yy., ts), 1/114; Cârullâh Mahmûd 240 Mustafa Dönmez 241 lafzının bir diğer anlamı da hâkimin, yalancılık ve fısk töhmeti altında bulunan bir şâhidin adaletini, yani güvenilir olma vasfını düşürmesiyle şehadetinin reddedilmesi manasında kullanılır. Hadis ıstılahında cerh de bu manada kullanılmıştır.62 Öyleyse bu ilmin usulünde cerh; hıfz ve itkân sahibi muhaddisin fısk, tedlîs ve yalancılık ya da muhalefet türü bir illetten dolayı râvinin ve rivayetinin reddedilmesi demektir.63 Bir başka tarife göre ise, hadis râvisinin rivayet ettiği hadisin doğruluğuna veya râvinin bir nevi şehadetinin reddine sebep olabilecek adalet, zapt ve hıfz yönünden sahip olduğu kusurlu vasıfları dolayısıyla reddedilmesi ya da zayıf kılınması demektir. 64 Dolayısıyla tecrîh, râviyi zaaf ve rivayetinin reddini gerektiren sıfatlarla nitelendirme ameliyesidir. 65 Bu lafzın ıstılahı anlamda, ilk kez İbn ‘Avn tarafından kullanıldığı söylenmektedir.66 Adl veya adâle, lügatte zulmün zıddıdır. Aynı zamanda, insanda doğru olduğu kanaatini belirleyen şey anlamında kullanılmıştır.67 Ayet-i celîlede: “İçinizden adâlet sahibi iki kişiyi de şahit tutun”68 buyrulmaktadır. Adl, ism-i fâil manasında kullanılırsa âdil kelimesinden daha fazla mübalağa ifade eder. Tef‘îl babına intikal edince ta’dîl, tezkiye etme anlamına gelir.69 Hadis usulünde adâlet, hadis nakleden râvilerin rivayetlerinin kabul edilebilmesi için bulunması gerekli olan niteliklerden birisidir.70 Yalnız bu kelimenin içerdiği manayı kavramak ve tarifini yapmak güçtür. Bu sebeple yapılan tariflerde farklı yaklaşımlar göze çarpmaktadır. Kimisine göre adâlet; “insanın kebâir (büyük günahlar) işlemekten ve sagâir (küçük günahlar)da ısrar etmekten alıkoyan bir melekedir.”71 Kimine göre de “şehâdet ve rivayetin kabul edilmesini gerektiren bir ehliyettir” 72 veya “şehâdet ve rivayetin kabul edilmesini gerektirecek şekilde insanda din ve mürüvvetin hâkim olmasıdır.”73 “Adalet kişiyi, Allah ve Rasûlü’nün (s.a.v) emirlerini yapıp yasaklarından kaçınmaya, halk nazarında kişiliğini zedeleyici söz ve işlerden uzak durmaya sevk eden melekedir.”74 Âdil bir râvinin taşıması gereken vasıflarla ilgili olarak hadisçiler çeşitli şartlar ileri sürmüşlerdir. Genel hatlarıyla râvinin Müslüman olması, bid‘atına davetçi olmaması ve adâletine halel getirecek günahlardan kaçınması gerekir.75 Bu bağlamda adele fiilinin tef’îl babına dönüştürülmesiyle ta‘dîl, râviyi rivayetinin kabulünü gerektirecek sıfatlarla vasıflandırma76 anlamına gelir. Cerh ve ta’dîl kavramının tanımı hususunda ilk dönem hadisçilerinden günümüze kadar yeterli bilgi ulaşmış değildir. Ancak bu kavramın, bilindiği kadarıyla en eski tariflerinden birisi İbn Ebî 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 b. Umer ez-Zemahşerî, Esâsu'l-belâga (Beyrut: yy., ts), 88; İbnu’l-Esîr Mecduddîn Ebû’s-Sa‘adât el-Mubârek b. Muhammed el-Cezerî, en-Nihâye fî garîbi’l-hadîs ve’l-eser, 5 Cilt (Beyrut: yy., ts), 1/255. Bk. İbnu’l-Esîr, en-Nihâye fî garîbi’l-hadîs ve’l-eser,1/255; Koçyiğit, Talat, Hadis Terimleri Sözlüğü (Ankara: yy.,1995), 71); Hüseyin Ebû Lubâbe, el- Cerhu ve’t-ta‘dîl (Riyad: yy., 1979), 19. Bk. Abdulvehhâb Abdullatîf, el-Muhtasar fî ‘ulûmi’l-eser (Kahire: yy., ts), 46; Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 3. Bk. Talat Koçyiğit, Hadis Terimleri Sözlüğü, 71; Muhammed Acâc el-Hatîb, el-Muhtasaru’l-vecîz fî ‘ulûmi’l-Hadîs, 103. Bk. Muhammed Acâc el-Hatîb, el-Muhtasaru’l-vecîz fî ‘ulûmi’l-Hadîs, 103. Bk. ez-Zemahşerî, el-Fâik fî garîbi’l-hadîs, 4 Cilt (Kahire: yy., ts), 1/208; Esâsu’l-belâgah, 88, Aşıkkutlu, Emin, Hadiste Rical Tenkîdi, 3. Bk. İbn Manzûr, Lisânu’l-arab, II/430-431. Taha 20/2. İbn Manzûr, Lisânu’l-arab 11/440; el-Fîrûzâbâdî Muhammed Mecduddîn, Kâmûsu'l-muhît, 4 Cilt (Beyrut: yy., ts.), IV/13; el-Mukrî, Misbâhu'l-munîr, 44-45; Acâc Muhammed el-Hatîb, el-Muhtasaru’l-vecîz fî ‘ulûmi’l-Hadîs, 103. Bk. Uğur Mücteba, Ansiklopedik Hadis Terimler Sözlüğü, 9. Tâhir b. Sâlih b. Muhammed el-Cezâirî, Tevcîhu’n-nazari ilâ usûli'l-eser (Medine: yy., ts), 26. Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 4. Muhammed Acâc el-Hatîb, el-Muhtasaru’l-vecîz fî ‘ulûmi’l-hadîs,103. Abdullah Aydınlı, Hadis İstılahları Sözlüğü (İstanbul: yy.,1987), 31. Bk. el-Hâkim Ebû Abdillah en-Nisâburî, Ma'rifetu ulûmi'l-hadis, 53. Bk. Abdulvehhâb Abdullatîf, el-Muhtasar fi ulûm'i 'l-eser, 45; Muhammed Acâc el-Hatîb, el-Muhtasâru'l- vecîz fî ulûmi 'l-hadîs,103. Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar Hâtim’e (ö. 327/938) aittir: “Hadislerin sahihini zayıfından ayırma ve râvinin sika (güvenilir) olup olmaması konusunda hüküm vermektir”.77 En ayrıntılı tarif Kâtip Çelebi tarafından “bir takım hususî lafızlarla râvilerin cerh ve ta’dilinden bahseden bir ilimdir” 78 şeklinde yapılmıştır. el-Hâkim en-Nisâbûrî ise; cerh ve ta’dîli bilmeyi, hadis usûlü bilgisinin bir meyvesi olarak görür. Ayrıca her iki nevin de başlı başına bir ilim olduğunu söyler.79 Bu ilmi ifade etmek için söz konusu tabir yerine, genellikle “rivayeti kabul veya reddedilecek râvilerin vasıfları” manasına gelen İlmü mîzâni’r-ricâl,80 Ma’rifetü evsâfi’r-ruvât,81 İlmu’dDu‘afâ ve’l-Metrûkîn82 ve ‘İlmu’s-sikât ve ‘d-Du’afâ 83 gibi tabirler kullanılmıştır. 4.1. Cerh ve Ta’dîl Şartları Cerh ve ta‘dîl şartlarına geçmeden önce şu husus iyi bilinmelidir ki, ne mütekadimûn hadis âlimlerinden ne de Kütüb-i Sitte musanniflerinden hiç biri, ‘hadis kabulünde, râvilerde şu şartlara dikkat ettim’ diye bir açıklamada bulunmamıştır. Makdisî (ö. 507/1115) bu hususu şöyle dile getirir: “Bil ki İmam Buhârî, İmam Müslim ve diğer Kütüb-i Sitte imamlarının hiçbirinden ‘ben bir hadisi kitabıma almak için falanca şarta uyup uymadığına bakıyorum” dediği bize intikal etmemiştir. Bu durumda onların şartları, bizzat eserleri tetkik edilerek ortaya konabilir”.84 Bununla birlikte İmam Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd ve hatta İmam Buhâri’nin bu konuda bazı açıklamaları olmuştur. Kütüb-i Sitte sahipleri açıkça beyan etmemiş olsalar bile, herhangi bir râvinin rivayetinin kabul edilebilmesi ve sahihlik niteliğini kazanabilmesi için râvilerde belirli şartların bulunmasına özen göstermişlerdir. Bahsedilen şartların bazısında onların müşterek olmaları gayet tabidir. Kaldı ki bunlar hadis âlimlerince aranan şartlardır. 85 Söz konusu şartlar sahih hadisin tanıtımı yapılırken öngörülen şartlardır ki o da şöyledir: “(Musanniften) ilk kaynağına kadar, muttasıl bir senetle, adalet ve zapt niteliklerini içeren râviler tarafından, şaz ve illetten salim olarak nakledilen rivayettir.”86 Görüldüğü gibi söz konusu şartlar; râvinin sıfatları, senedin ittisal şartı ve hadisteki metnin sıfatlarından oluşmaktadır. Yalnız işin teferruatına inilince ihtilaflar başlamakta ve her müellifin kendine özgü şartları belirmektedir. 4.2. Müşterek Şartlar Râvilerin bizzat kendilerinde aranan ehliyet şartlarının veya niteliklerinin içerisinde müşterek olanlarının temyiz edilmesi konuya açıklık getirecektir. İslâm,87 Büluğ,88 Akıl,89 Sıdk,90 Tedlîs yapmamak,91 Adalet,92 Zabt93 (Zabtü’s-sadr-Zabtü’l-kitab)94 sözü edilen şartlardır. 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 İbn Ebî Hâtim, el-Cerhu ve’t-ta‘dîl, I/5-6. Mustafa b. Abdullah Katip Çelebî, Keşfu’z-zunûn ‘an esâmi’l-kütübi ve’l-funûn, 2 Cilt (İstanbul: yy., 1971), 1/582. Bk. el-Hâkim, Ma'rifetu ulûmi'l-hadîs,152. Bk. Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 4-5. Bk. Huseyin b. ‘Abdillâh et-Tîbî, el-Hulâsa fî ‘usûli’l-hadîs, thk. Subhî es-Semerrâî (Beyrut: yy.,1985),83. Bk. Katip Çelebî, Keşfu’z-zunûn ‘an esâmi’l-kutubi ve’l-funûn, II/1087. Bk. Katip Çelebî, Keşfu’z-zunûn ‘an esâmi’l-kutubi ve’l-funûn, 1/521. Muhammad b. Tâhir el-Makdisî, Şurûtu eimmeti's-sitte, thk. Muammed Zâhid el-Kevserî (Beyrut: yy., 1984), 5. Bk. İbrahim Canan, “Kütüb-i Sitte İmamlarının Şartlan”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sayı. 3/fs. 1-2 (1979), 105. Ahmed Muhammed Şâkir, el-Bâ‘îsu’l-hasîs şerhu ihtisarı ‘ulûmi’l-hadîs, thk. Ali Hasan el-Halebî (Riyad: yy., 1995), 1/99; Zeyneddîn ‘Abdurrahîm b. el-Huseyin el-Irâkî, et-Takyîdu ve’l-îzâh şerhu mukaddimeti İbnu’s-Salâh, (Beyrut: yy., 1981), 26. Bk. el-Hatîbu’l-Bağdadî, el-Kifaye fi İlmi'r-rivâye, 15; Ebû Bekr Muhammed b. Mûsâ el-Hâzimî, Şurûtu ei’mmeti’l-hamse, thk. Muhammed Zâhid el-Kevserî (Beyrut: yy.,1984), 52; Ahmed Muhammed Şâkir, el-Bâ‘îsu’l-hasîs şerhu İhtisâri ‘ulûmi’l-hadîs, I/299. Bk. İbnu’l-Esîr, Câmi'ul-usûl fî ehâdîsi'r-rasûl, 12 Cilt (Beyrut: yy., 1980), 1/34. Bk. el-Hâzimî, Şurûtu eimmeti’l-hamse, 53. Bk. el-Hâzimî, Şurût eimmeti’l-hleamse, 53. Bk. el-Hâzimî, Şurût eimmeti’l-hamse, 53; Uğur, Müctebâ, Ansiklopedik Hadis Terimler Sözlüğü, 395. İbnu’l-Esîr, Câmi'ul-usûl fî ehâdîsi'r-rasûl, 1/36; Tâhir b. Sâlih b. Muhammde el-Cezâ’irî, Tevcîhu’n-nazar ilâ usûli’l-eser, 242 Mustafa Dönmez 243 Kütüb-i Sitte İmamları, râvilerde olması gereken bu temel sıfatları şart koşmadaki titizlik ve gevşeklikleri yönüyle farklılık arz ederler. Aynı şekilde onlar hadis uzmanlığı yönüyle derecelemeye tabi tutulduklarında aynı derecede olmadıkları görülür. 4.3. Râvi Tenkidi Alanındaki Çalışmalar Tâbi’înden sonraki dönemde râvi tenkidi, farklı bir boyut kazanmıştır. 95 Çeşitli bid‘at fırkalarının zuhur etmesi, fetihler neticesinde farklı kültür ve inançtan insanların Müslümanlarla karşılaşması, Müslümanlar arasında da taassubun körüklenmesiyle, Saadet asrındaki saf İslâm inancını olumsuz etkileyen değişik yabancı unsurlarla karşı karşıya kalınmıştır. Bu karşılamanın ilmi, fikri ve dini sonuçları olmuştur. Farklı inanç ve ilmi fikirlere mensup insanların bulunduğu ortamda elbette râvilerin de ciddiyetle araştırılması bir zorunluk haline gelmiştir. Hadis uydurma hareketine karşı başlangıçta şifahî olarak yürütülen tenkit faaliyetleri, bu dönemde tedvin edilmeye başlanmıştır.96 Dolayısıyla cerh ve ta’dîl alanında ilk çalışmaların telifine H. II. asırda başlandığını söyleyebiliriz. İmam Şu‘be’nin, Irak’ta ricâl tenkidi hakkında konuşan ve ilk kitap telif eden kimse olduğu söylenmiştir.97 Yalnız kendisine nispet edilen bu çalışma hala bulunamamıştır. H. III. asrın ortasında cerh ve ta’dîl bilimindeki ihtisaslaşmanın kısmen başladığı görülmektedir. 98 Özellikle İmam Yahyâ b. Ma‘în, ‘Ali b. el-Medînî ve İmam Ahmed b. Hanbel’in (ö.241/855) alanla ilgili kaleme aldıkları eserler ilk çalışmalar olarak kabul edilmektedir.99 “Bu eserler, râviler hakkında tevsik, tad’if, vefat, künye, nispet, hadislerin müşkilleri ve illetleri gibi bilgileri ihtiva etmektedirler.”100 “Bu dönemde tarih, tabakât, ilel, marifetür-ricâl ve suâlât gibi ıstılahlarla önceki hadis münekkitlerinin tenkit ve içtihatlarını da ihtiva edecek şekilde müstakil cerh ve ta ‘dîl eserleri tasnif edilmiş ayrıca bu ilmin genel kuralları ve kendine özgü lafızları teşekkül etmiştir.” 101 Hadis literatüründe tasnif devri olarak adlandırılan dönemin Kütüb-i Sitte musannifleri, ricâl ilmine dair yeni kaideler vazetmiş, sahih hadislerin sakim olanlardan ayırt edilebilmesi için râvilerin adalet yönlerini deneme, hadisleri karşılaştırma, farklı olanları yan yana getirme gibi yeni metotlar kazandırmışlardır. Sonra gelen hadis münekkitleri de sözü edilen metotlardan yararlanmışlardır. 102 Ancak bunlar öncekilere nispeten cerh ve ta‘dîlde daha spesifik lafızlar kullanmışlardır. 4.4. Râvi Tenkidiyle İlgili Eserler Günümüze kadar ulaşan ve çoğu matbu olan râvi tenkidiyle ilgili eserler kronolojik sıraya göre zikredilecektir. Söz konusu eserler râvi tenkidi alanında çalışma yapacak olan her araştırmacının başvuracağı kaynaklardır.103 Hadis münekkitleri tarafından telif edilen bu eserlerin, H. III. asırdan V. asra kadar yoğunlaştığı görülmektedir. Sözü edilen eserler ya zayıf râvileri ya sika olanları ya da hem zayıf hem de sika olan râvileri kapsamaktadır. Dolayısıyla bu üçlü sınıflandırmanın üç başlık altında işlenmesi yerinde olacaktır. 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 27; Koçyiğit Talat, Hadis Terimleri Sözlüğü, 27. Bk. Müctebâ Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimler Sözlüğü, 426. Bk. İbn Hacer, en-Nuket ‘alâ nüzheti’n-nazar fî tevdîhi nuhbeti’l-fiker, thk. Ali b. Hasan el-Halebî (Medine: yy., 1992), 83. Bk. Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-muhaddisîn, 14. Bk. ez-Zehebî, Zikru men yu’temed kavluhu fî’l-cerhi ve’t-ta‘dîl, 171; Vasiyyullâh, ed-Du’afâ ve'l-mechulûn ve 'l-metrûkûn fî mücteba'n-Nesâî, 38; Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 39. Bk. İbn Hibbân, Kitâbu’s-sikât, 9 Cilt, (Hindistan: Dâ’iretu'l-Me‘ârif, 1973), 1/494; İbn Receb, Şerhu ‘ilel’t-Tirmizî, 1/355; Mustafa el-A‘zamî, Menhecu’n-nakd inde’l-Muhaddisîn, 17. Bk. el-Umerî, Buhûsun fi Târihi's-sünneti'l-müşerrefe, 86; Hüseyin Ebû Lubâbe, el- Cerhu ve’t-ta‘dîl, 61- 62. Bk. Vasiyyullâh, ed-Du’afâ ve'l-mechulûn ve 'l-metrûkûn fî mücteba'n-Nesâî, 39. Yahyâ b. Ma‘în, et-Târîh, 4 Cilt, thk. Ahmed Nûr Seyf (Mekke: Ummu’l-Kurâ Üniv. Yay., 2005), Mukaddime, 1/9-10. Emin Aşıkkutlu, Hadiste Rical Tenkidi, 40. Bk. Vasiyyullâh, ed-Du’afâ ve'l-mechulûn ve 'l-metrûkûn fî mücteba'n-Nesâî, 39. Bk. Hüseyin Ebû Lubâbe, el-Cerhu ve’t-ta’dil, 62. Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar 4.4.1. Zayıf Râvileri İhtiva Eden Eserler Söz konusu eserlerin bir kısmı, özet mahiyette olup diğer bir kısmı da geniş çaplı eserlerdir. Özet türü olan eserlerde alfabetik sırayla râvinin ismi, künyesi, lakabı, tabakası ve cerh edilen yönü belirtilirken, geniş çaplı olan eserlerde ise râviler hakkında tafsilatlı bilgi verilmiştir. Sözgelimi, râvinin biyografisi, hoca ve talebeleri zikredildikten sonra gerek adalet ve gerekse zabt ehliyeti ile ilgili bir veya birden fazla kusuru belirtilmiştir. Ayrıca hadis rivayetindeki hataları ve rivayet ettikleri illetli hadislerden örnekler verilmiştir. H. III. asırda zayıf râviler üzerine eser telif eden muhaddislerden başlıca, İmâm Buhârî’nin (ö. 256/869) ed-Du‘afâ'u’l-kebîr104 ve ed-Du’afâ’u’s-sagîr105; İbrahîm b. Yakûb elCüzecânî’nin (ö. 259/872) Ahvâlu’r-ricâl’106; Ebû Zur‘a er-Râzî’nin (ö. 264/877) ed-Du‘afâ ma‘a ecvibetihi ‘ale’l-Berze’î107; Nesâî’nin (ö. 303/915) ed-Du‘afâ ve’l-metrukûn108; Ukaylî’nin (ö. 322/934) ed-Du‘afâ'u’lkebîr109; İbn Hibbân’nın (ö. 354/963) Kitabu’l-mecruhîn mine’l-muhaddisin 110; İbn Adiy el-Cürcânî’nin (ö. 360/970) el-Kâmil fî duafâi’r-ricâl111; Dârekutnî’nin (ö. 385/995) ed-Du‘afâ ve’l-metrukîn112 adlı eserleri bu kategorinin ilkleri sayılmaktadır. 4.4.2. Sika Râvileri İhtiva Eden Eserler Sika râviler üzerine telif edilen eserler, zayıf râvileri konu edinen eserlere göre daha azdır. Bunun böyle olması, sika râvilerin az olduğu anlamına gelmemelidir. Zira üçüncü kategorideki eserlerde görüleceği gibi zayıf râvilerle birlikte sika râvileri de ihtiva eden birçok eser kaleme alınmıştır. Sika râvilerle ilgili telif edilen eserler arasında, İclî’nin (ö. 261/874) Kitabu’s-sikât113; İbn Hibbân’ın (ö. 354/963) Kitabu’s-sikât114 ve Meşâhîru ulemâi’l-emsâr’115; İbn Şâhin el-Va‘îz’in (ö. 385/995) Târîhu esmâ-i’ssikât116 gibi isimli eserleri zikredebiliriz. 4.4.3. Sika ve Zayıf Râvileri Birlikte İhtiva Eden Eserler Cerh edilmiş râvilerle birlikte sika râvileri de içeren eserler, diğer iki kategoriye göre sayısal olarak daha fazladır. Söz konusu eserlerin sayıları hakkında Ekrem Ziyâ el-‘Umerî ’nin açıklaması yeterli derecede fikir vermektedir: “Zayıf râviler hakkında yazılan eserler, sika râviler üzerine yazılanlardan 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 El yazması için Bk. Carl Brockelmann, Târîhu edebi’l-arabî, 3/179. El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 10 Cilt, çev. Mahmud Fehmî Hicâzî-Fehmî Ebû'l-Fadl (Riyad: yy., 1983), 1/257. Baskısı: el-Buhârî, ed-Du‘afâ’u’s-sagîr, (Hindistan: Dâ’iretü’l-Me‘ârifî’l-Osmâniye, ts). El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/263. Baskısı: İbrâhîm b. Ya‘kûb el-Cuzecânî, Ahvâlu’r-ricâl, thk. Subhî es-Samerra’î (Beyrut: Müessesetu’r-Risâle, 1985). El yazması için Bk. Ramazan Şeşen, İstanbul Köprülü Kütüphanesi Yazmaları Kataloğu, 3 Cilt (İstanbul : yy., 1986) no: 3/40. Baskısı: Ebû Zur‘a er-Râzî, ed-Du‘afâ ma‘a Ecvibetihi ‘alâ’l-Berze’î, 3 Cilt , thk. Sa‘d el-Hâşimî (Medine: Mektebetu İbn Kayyım, 1989). Eserin el yazma nüshaları için Bk. Fuat Sezgin, Geschichte deş Arabischen Schrifttums, 8 Cilt (Leiden: E. J. Brill, 1967), 1/168, I/330; Carl Brockelmann, Geschichte der Arabischen Litteratur (Leiden: E. J. Brill, 1943) S1/270. El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî,1/351. Baskısı: el-‘Ukaylî, ed-Du‘afâ’u’l-kebîr, 4 Cilt, thk. Abdulmu‘tî Emîn Kal‘acî (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 1984). El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/381. Baskısı: İbn Hibbân, Kitâbu’l-mecruhîn mine’l-muhaddisin, 3 Cilt, thk Azîz Bey el-Kadrî (Beyrut: Dâ’iretu’l-Me‘ârif, 1976). El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/400. Baskısı: İbn Adiy el-Curcânî, el-Kâmil fî du‘afâ’i’r-ricâl, 3 Cilt, thk. Lecnetün mine’l-ulemâ (Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1984). El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/420. Baskısı: ed-Dârekutnî, ed-Du‘afâ ve’l-metrukûn, 2 Cilt, thk. Muvaffak b. Abdulkâdir (Riyad: Mektebetu’l-Me‘ârif, 1984). El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/278. Baskısı: el-İclî el-Hâfız, Kitâbu's-sikât, 2 Cilt, thk. Abdul‘alîm Abdul‘azîm el-Bestevî (Medine: Mektebetu’d-Dâr, 1985). El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/381. Baskısı: İbn Hibbân, Kitâbu’s-sikât, 9 Cilt (Hindistan: Dâ’iretu'l-Me‘ârif, 1973). El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/382. Baskısı: İbn Hibbân, Meşâhîru ulemâ’i’l-emsâr (Kahire: Mecma’u’t-Telîf ve’t-Terceme, 1989). El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/425. Baskısı: İbn Şâhîn el-Va‘îz, Târîhu esmâ’i’s-sikât, thk. Subhî es-Samerra’î (Kuveyt: ed-Dâru’s-Silefiyye, 1984). 244 Mustafa Dönmez daha fazladır. Örneğin V. asrın sonuna kadar zayıf râviler hakkında yirmi eser yazılmışken sika olanlar üzerine sadece dört eser verilmiştir. Her ikisini konu eden eserler ise daha fazladır. H. III. ve IV. asır boyunca yirmi beş eser telif edilmiştir”.117 Bu tür eserlerin telif metoduna bakıldığında, zayıf ve sika râviler arasında herhangi bir ayırıma gidilmeden alfabetik sıraya göre düzenlendiği görülmektedir. H. III. asırdan başlayarak, Yahyâ b. Ma‘în’in (ö. 233/84) et-Târîh118 ve ma‘rifeti’r-ricâl119; Ahmed b. Hanbel’in (ö. 241/885) Kitabu’l-‘ilel ve ma‘rifeti’r-ricâl120; Buhari’nin (ö. 256/899) et-Târîhu’l-kebîr121, et-Târîhu-sagîr122 ve et-Târîhu’levsat123; Ebû Zur‘a ed-Dimaşkî ’nin (ö. 282/895) Kitabu’t-târîh124; İbn Ebî Hâtim er-Râzî ’nin (ö. 327/938) elCerh ve’t-ta‘dîl125; Ebû Ya‘lâ el-Halîlî’nin (ö. 446/1053), el-irşâdı126 adıyla olan eserler bu alanda telif edilmiş çalışmalardır. Her üç kategoriye ait eserlerin telifi, H. VII. asra kadar bir duraklama dönemi yaşamış ise de H. VIII ve VIIII asırlarda ilmi faaliyet tekrar canlanmış ve cerh-ta’dîl eserleri yeniden ortaya çıkmağa başlamıştır.127 Sözgelimi; Ebu’l-Haccac el-Mizzî’nin, (ö.742/1341) Tehzîbü’l-kemâl fi esmâi’r-ricâl128; Hafız ez-Zehebî’nin, Mizan’ul-i’tidal fi nakdi’r-ricâl129 ve diğer eserleri; İbn Hacer el-Askalânî’nin, Tehzîbü’ttehzîb130 ve Lisânü’l-mizân131 adlı eserleri bu asırların ürünü olup kayda değer çalışmalar olarak kabul görmüştür. Muhaddislerin bu çalışmalarını Aloys Spenger (ö.1889) “İslâmî edebiyatın haşmetini, biyografi edebiyatı gösterir… Her kalem erbabının hayatını hikâye eden onlara benzer hiçbir millet, on iki asırdır ne mevcut olmuştur ne de halen vardır” 132 ifadesiyle takdir etmiştir. 245 5. HADİSLERDE METİN TENKİDİ Bir hadisin sıhhatini tespitte isnad tenkidi ile birlikte metin tenkidi (text criticism) de gerekli görülmüştür. Hadisçiler, sened ve metin tenkidinin hadislere uygulanması konusunda müttefik olmakla birlikte sened tenkidine öncelik vermişler ve birinci planda mesailerini buna harcamışlardır. Zira güvenirliliği kesin bulunmayan bir metnin muhtevasını tenkitten işe başlayarak güvenirliliğini tespit etmeye çalışmak, uzun yolu tercih etmek anlamına geliyordu. Kaldı ki, her iki yönüyle hadisi 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 Ekrem Ziyâ el-Umerî, Buhûsun fi târihi's-sünneti'l-müşerrefe, 90-91. El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/202. Baskısı: Yahyâ b. Ma‘în, et-Târîh, 4 Cilt, thk. Ahmed Nûr Seyf (Mekke: Ummu’l-Kurâ Üniversitesi Yay., 1978). El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/202. El yazması için Bk. el-Elbânî, Fihrist Mahtûtâti’d-dâri’l-kütübi’z-zâhiriyye, (Dimaşk: yy., 1970), 223. Baskısı: Ahmed b. Hanbel, Kitâbu’l-‘ilel ve ma‘rifeti’r-ricâl, 2 Cilt, thk. Talat Koçyiğit, İsmail Cerrahoğlu (İstanbul: el-Mektebetu’l-İslâmiyye, 1987). El yazması için Bk. Ramazan Şeşen, Köprülü Kütüphanesi yazmalar kataloğu, 2/537. Baskısı: Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, Cilt 7, thk. Abdurrahmân b. Yahyâ el-Mu‘allimî (Hindistan: Dâ’iretu’l-Me‘ârif, 1933-1943). El yazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/257. Baskısı: Buhârî, Târîhu’s-sagîr, 2 Cilt (Beyrut: yy., 1986). El yazması için Bk. Carl Brockelmann, Târîhu edebi’l-arabî, 3/178; Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, 1/257. Ebû Zur‘a ed-Dımaşkî, Kitâbu’t-târîh, thk. Şükrullâh Ni‘metullâh (Bağdat: Yüksek Lisans Tezi, 1392/1972). Baskısı: (Dımaşk, Mecma‘u’l-Lugati’l-‘Arâbiyye, ts). Elyazması için Bk. Fuat Sezgin, Târihu't-turâsi'l-arabî, I/253. Baskısı: İbn Ebî Hâtim er-Râzî, el-Cerh ve’t-ta‘dîl, 9 Cilt, (Hindistan: Dâ’iretu’l-Me‘ârif, 1952). El yazması için Bk. Muhammed b. Suûd Üniversitesi Kütüphanesi (Riyad: no: 657); Medine İslam Üniversitesi Kütüphanesi (Medine: no: 1657). Baskısı: Ebû Ya‘lâ el-Halîlî, el-lrşâd, 3 Cilt, thk. Muhammed Sa‘îd İdris (Riyad: Mektebetü’r-Ruşd, 1989). Eserler hakkında daha geniş bilgi için Bk. el-Umerî Ekrem Ziyâ, Buhûsun fi târihi's-sünneti'l-müşerrefe, 91-100. (Beyrut: thk. Beşşar Avvad Ma’ruf, Müessesetür-Risâle, 1992). (Beyrut: Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1995). (Beyrut: thk. Halil Me’mun Siha, Daru’l-Marife, 1996). (Haydarabad: Meclis Dairati’l-Meârif, 1329). Bk. Muhammed Tayyib Okiç, Bazı Hadis Meseleleri Üzerine Tetkikler, (İstanbul: Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yay., 1959), 9. Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar tenkit etmek için gerekli malzemeleri önünde hazır bulununca, hadisçilerin evvela kısa olan yolu tercih etmeleri gayet mantıklı görülmektedir.133 Dolayısıyla sened açısından zayıf bir hadisin, metin yönüyle tenkidine genellikle gerek görülmediği söylenebilir. Çünkü hadise hüküm verme açısından gerekli görülen öncelikli tetkike dayalı sonuca ulaşılmıştır. Ancak bir hadisin isnad açısından sağlam olması onun muhteva yönüyle de her haliyle sıhhatli olduğu anlamına gelmemektedir. Bu nedenle el-Hâkim en-Nisâbûrî, Ma’rifetü ulûmi’l-hadis adlı kitabının 29. bölümünü, “isnadı güvenilir râvilerden müteşekkil olmasına rağmen sahih olmayan hadislere ayırmış ve bunlarla ilgili örnekler zikretmiştir.134 Hatta İbnu’l-Cevzî, senedi sahih olduğu halde metni mevzu (uydurma) hadislerin bulunduğunu ifade etmiştir.135 Şu hâlde bir hadisin senedinin sahih olması, metnin sağlamlığını gerektirmediği gibi senedin zayıflığı da metnin zayıf olmasını gerektirmez. Zira isnadı zayıf bir hadisin, farklı tarikten (yoldan) sağlam bir isnadla nakledilmiş olma ihtimali bulunmaktadır.136 Ayrıca ilk bakışta bir hadis illetsiz görünürken, sadece hadis mütehassıslarının fark edebileceği gizli kusurlar taşıyabilir. İllet veya şâzlık gibi gizli kusurlar ekseriya hadisin lafızlarıyla alakalıdır. Dolayısıyla hadis âlimleri, hadisin metnini değerlendirebilmek gayesiyle söz konusu kusurların tespiti yanında bazı fonksiyonel kriterler geliştirmişlerdir. Dolayısıyla sonraki başlıklar altında sözü edilen kriterler ele alınacaktır. 5.1. Metin Tenkidi Konusunda Geliştirilen Kriterler İsnad tenkidinden sonra güncelliğini koruyan en önemli hadis konularından birisi de metin tenkididir. Hadis âlimlerinin sened tenkidinde bulundukları kadar hadisin metnini de tenkit ettikleri bilinmektedir. Zira onlar hadisin sadece kaynağının sıhhatini tespitle kalmamışlar, zamanla geliştirdikleri metin tenkidi metotlarını, gerektiği yerlerde en mükemmel şekilde kullanmışlardır. 137 Hadis metodolojisinde; şâz, metrûk, münker, müdrec, maklûb, muzdarib, mu‘allel, musahhaf, muharref veya mevzû hükmünde olan hadisler, her iki yönden incelenmiştir. Zira sözü edilen illetler, hadislerin isnadlarında olduğu gibi metinlerinde de bulunabilmektedir. Hadisleri bize nakleden râviler, hadislerin isnadlarında hata ettikleri gibi bazen hadisin muhtevasında da hata etmişlerdir. Hadisin bilhassa lafızlarında vuku bulunan söz konusu hatalar, râvinin zaptıyla ilgili kusurlardır. Ayrıca günümüze kadar ulaşmış, isnadsız ya da sahih isnad altında uydurulmuş nice meşhur rivayetler dolaşmaktadır.138 Hadis uzmanları çok zayıf ve mevzu rivayetlerin tespitinde geliştirdikleri, 1) Kur’an’ın genel prensiplerine aykırı olması; 2) Sahih Sünnet’in genel prensiplerine muhalif bulunması; 3) Aklıselimle veya bedahetle (delil ve ispata ihtiyacı olmayan şekilde aşikâr olan şeylere) bilinen hususlara zıt olması; 4) His ve müşahedeye ters düşmesi; 5)- Tarihi vakıalarla uyuşmaması; 6) Hadisin metninde lafız ve üslubun bozuk olması, 7)- Hadisin delalet ettiği mananın tutarsız olması 139 gibi belirleyici kriterlere dayanarak bu türden hadisleri tek tek ortaya çıkarmışladır. Söz konusu kriterler, ehl-i sünnet âlimleri dışında, İbâdîyye140 ve İmâmiyye Şiası141 gibi bazı fırkalara mensup bilginleri tarafından da uygulanmıştır. Nitekim bu türden olan rivayetler, ‘Mevzû (Uydurma) Hadisler’ veya 133 134 135 136 137 138 139 140 141 Bk. Salahattin Polat, Hadis Araştırmaları, Tarih, Usûl, Tenkit, Yorum (İstanbul: İnsan Yay., 2003), 165. Bk. el-Hâkim, Ma’rifetü ulûmi'l-hadîs, 58-62. Bk. İbnu’l-Cevzî, Kitabu’l-mevdûâti’l-kübra, Cilt 3 (Kahire: yy.,1987) 1/100-106. Nureddîn İtr, Menhecu’n-nakd, fi ulumi’l-hadis (Dimaşk: Dâru’l-Fikr, 1981), 290-291. Bk. Salahattin Polat, Hadis Araştırmaları, Usûl, Tenkit, Yorum, 165. Bk. Abdulfettâh Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, çev. Enbiya Yıldırım (İstanbul: İnsan Yay., 2003), 115-119. Detaylı bir şekilde Bk. İbn Kayyim el-Cevziyye, El-Menâru’l-münîf fî’s-sahîh ve’d-da’îf, thk. Mahmud Mehdi İstanbûlî (Dimaşk: yy., ts), 65, 69, 83, 88, 105; Abdulfettâh Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, 92-95, 121-130. İbâdî metodolojisinde hadisleri değerlendirilme kriterleri için bak. Ahmet Özdemir, İbâdiyyen’in Ana Hadis Kaynağı, Rabî b. Habîb’in Müsnedi (Şırnak: Şırnak Üniversitesi Yay. 2018), 284-296. Bk. Mecdî b. Avad el- Cârihî, Nakdu’l-hadîs inde-şî’ati’l-imâmiyye el-isnâ ‘aşeriyye, (Kâhire: yy. 2008) 310-311. 246 Mustafa Dönmez 247 ‘Halkın Dilinde Dolaşan Meşhûr Hadisler’ adı altında toplanılması suretiyle eserlerde yerini almıştır.142 Ayrıca arz ettiğimiz tenkit metotlarına dayanılarak hadislerin kaynaklarını araştırma ve tashih çalışmaları alanında yapılan tahkik çalışmalarını da hatırlatmak faydalı olacaktır. Dolayısıyla L. Caetani (ö. 1935), R. Dozy (ö.1883) ve Goldziher (ö. 1921) gibi oryantalistlerin ve bazı ilahiyatçıların, hadis münekkitlerinin hadisin sadece senedini incelediklerini ve metin tenkidini ihmal ettiklerini iddia etmelerinin143 ciddi bir dayanağı olmadığı düşünülmektedir. Batı’nın dinî metinlerinden muharref Tevrat ve Apokrif İncillerine toz kondurmayan oryantalistlerin, İslami metinlere gelince aynı müsamahayı göstermedikleri görülmektedir. Dolayısıyla bu iddianın ideolojik nedenlere ve kaygılara dayandığı ortadadır. Birtakım hadislerin, metin tenkidi yapılmadan kabul edildiğine örnek gösterilirken gözden kaçan önemli bir nokta bulunmaktadır. Metin tenkidiyle uğraşan araştırmacı ya Müslüman ya da gayr-i Müslim’dir. Gayr-i Müslim olduğu takdirde İslâm dininin vahiy çerçevesinde sorunsuz görünen bir hadis metni, gayr-i Müslim’in kültür yapısına veya Batı zihniyetine göre sorunlu görünebilir. Tabiatıyla farklı kültür ve zihniyet mensubunun, herhangi bir hadisin metnini incelerken tenkit gerekçesi ve kriterleri ister istemez farklılıklar arz edecektir. Özellikle bu farklılıklar ideolojik kaygılara dayanıyorsa, söz konusu kişilerin hadislere önyargıyla bakması kaçınılmaz olacaktır. Diğer önemli bir husus da metin kritiğine önem vermeyen sadece sened tenkidine eğilen hadis âlimlerinin bulunabileceği gerçeğidir. Bu tür hadisçilerin ihmali bir genellemeyle söz konusu ilmin ve mütehassıslarının umumuna teşmîl edilmemelidir.144 Yukarıda belirtilen aleyhteki oryantalistik iddialarının aksine, hadisçiler ısrarla bir hadisin metninin sıhhati için senedin sahih olmasının kâfi gelmeyeceğini belirtmişlerdir Dolayısıyla bir hadis hakkında hüküm verirken metni sahih olmayabilir varsayımından hareketle “bu hadis sahih veya hasendir” yerine “bu hadisin isnadı sahih veya isnadı hasendir” tarzında verilecek hükmün ihtiyatlı bir davranış olacağı vurgulanmıştır. 145 Örneğin Nesâî’ye göre, hadisin senedi ile metni birbirini bağlamaz. Sözgelimi; senedin sahih veya hasen olması, metnin de aynı olmasını gerektirmez. Dolayısıyla Nesâî’nin, bir hadisin senedini hasen olarak nitelendirirken, metnini münker olarak nitelendirdiği olurdu.146 5.2. Metin Tenkidiyle İlgili Bazı Örnekler Hadislerde Metin tenkidiyle ilgili birçok örnek sunmak mümkündür. Gerek ricâl tenkidi alanında gerekse zayıf ve uydurma hadisleri toplayan klasik eserler mütalaa edildiğinde, râvilerin hadisleri naklederken hıfz ve gaflete dayalı kusurlarından veya hatalı rivayetlerinden ya da uydurulan hadislerin sıhhatini tespit etme yöntemine dayalı metin ve muhteva tenkidine dair örneklerle doludur. Mesela hadis münekkidi Nesâî’nin es-Süneni’nden verilecek birkaç örnek konuya yeterli derecede ışık tutacak mahiyettedir.147 • İftar hadisiyle ilgili olarak Nesâî: “Biriniz orucunu açacağı zaman, hurma ile açsın. Çünkü o bereketlidir. Şayet hurma bulamazsa suyla açsın, çünkü o temizdir’ hadisini zikrettikten sonra şöyle der: “…o bereketlidir…’ sözünü Süfyân b. ‘Uyeyne ’den başkasının zikrettiğini bilmiyoruz, o sözün mahfuz olduğunu da 142 143 144 145 146 147 Bk. Abdulfettâh Ebû Gudde, Mevzû Hadisler, 115-119. Bu iddia için Bk. Mustafa es-Sibâî, , es-Sünnetü ve mekanetuhâ fi't-teşrî'i'l-islâmî (Beyrut: el-Mektebü’l-İslamî, 1985), 270; Hayri Kırbaşoğlu, “Hadis İlminde Metodoloji Sorunu”, Tartışmalı ilmî toplantılar dizisi; Sünnetin dindeki yeri (İstanbul: 1997), 403; Mariano Farina, Introduction au Hadith, Dosya n°. 90 (Roma: yy., 1996), 21; Yavuz Unal, Hadisin Doğuş ve Gelişim Tarihine Yeniden Bakış (Samsun: Etüt Yay., 2001), 339; Fatma Kızıl, “Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve Temel İddialar”, Hadis ve Siyer Araştırmaları dergisi, Cilt. V., Sayı. 1 (2019), 155-245, 197-208. Bk. Salahattin Polat, Hadis Araştırmaları, Usûl, Tenkit, Yorum, 166. Bk. el-Hâkim, Ma’rifetü ulûmi'l-hadîs, 58-62; İbnu’l-Cevzî Ebû’l-Ferec, Kitâbu’l-mevdûâti’l-kübrâ, 3 Cilt (Kâhire: yy., 1987), 1/290-291. Bk. es-Sehâvî, Buğyetu'r-râğib el-mütenemmi fi hitmi'n-Nesâî, 80. Nesâ‘î, Sünenü’l-kübrâ, Siyam, 20. Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar sanmıyorum”.148 Nesâî burada yer alan “o bereketlidir” lafzının hadisin metninden olmadığını ifade etmiştir. • Hz. ‘Âişe’nin: “Nebî (s.a.v)’i namazı oturarak kılarken gördüm” hadisini zikrettikten sonra Nesâî şöyle tenkit eder: “Hadisi, sika olan Ebû Dâvûd el-Haferî’den başka birisinin rivayet ettiğini bilmiyorum, bana göre bu hadis hatalıdır” 149 hadisini rivayet eden râvi sika olduğu halde Nesâî, bu râvinin rivayet ettiği hadiste teferrüt ettiğini dolayısıyla bu hadisin metninin şaz olduğunu belirtmiştir. • Yine Nesâî, Peygamber (s.a.v)’in hac hususunda bir adama: “Cübbeyi çıkar, kokuyu yıka sonra da ihrama yeniden gir” hadisini zikrettikten sonra: “…sonra da ihrama yeniden gir…” sözünü Nuh b. Habib’den başkasının zikrettiğini bilmiyorum ve o sözün mahfuz olduğunu da sanmıyorum” 150 diyerek tenkit eder. Hadisin, “…sonra da ihrama yeniden gir” lafzının râvinin bir teferrüdü olduğunu ve hadisin bu lafızlarla rivayet edilmediğini beyan etmiştir. Gerek hadis musannefatı gerekse ricâl tenkidi literatürüne bakıldığında hadislere uygulanan metin tenkidi örneklerinin sayılamayacak kadar çok olduğu görülecektir. Hadis ulemasının, ümmetin ortak kültür mirası olan sahih nebevi sünnetini korumak adına gerçekleştirdikleri bu yoğun çalışmalarını görmezlikten gelerek, ideolojik arka planı olan oryantalistlerin söz konusu iddialarını savunmanın, ilim adına insafsızlık ve haksız bir çabanın peşinden gitmek olduğunu isteriz. Günümüzde devam ettirilen aynı minvaldeki çalışmalar buna cevap niteliğindeki en güzel örneklerdir. 5.3. Hadis Tenkidi Konusunda Güncel Çalışmalar Hadis tenkidi metotlarıyla ilgili günümüz İslam dünyasında birçok çalışma bulunmaktadır. Söz konusu güncel çalışmaları Türkiye ve Türkiye dışında yapılmış olmak üzere iki başlık altında sıralayabiliriz: 5.3.1. Türkiye’de Yapılmış Güncel Çalışmalar Tespit edebildiğimiz kadarıyla Türkiye’de yapılan çalışmalara örnek olarak şu eserleri verebiliriz: 1) Talat Koçyiğit, İslam Hadisinde İsnad ve Hadis Râvilerinin Cerhi 151; 2) Salahattin Polat, Hadiste İsnad Sistemi Üzerinde Bazı Görüşler152; 3) Yavuz Ünal, Hadisleri Tespitte Yöntem Sorunu153; 4) Mehmet Emin Özafşar, Oryantalist Yaklaşıma İtirazlar154; 5) Osman Güner, Haberin Kaynağına Ulaşmada İsnadın Rolü155; 6) Salih Karacabey, Hadis Tenkidi156; 7) Selahattin Polat, Hadis Araştırmaları, Tarih, Usûl, Tenkit, Yorum157; 8) Sadık Cihan, Uydurma Hadislerin Ortaya Çıkışında Zındıkların Rolü 158; 9) İbrahim Hatiboğlu, Çağdaşlaşma ve Hadis Tartışmaları159; 10) Abdullah Karahan, Hadis Râvilerinin Güvenirliliği160; 11) Ali Dere, Hadis Tenkidi, Gelişimi ve Özellikleri161; 12) Abdullah Aydınlı, Hadis Tesbit Yöntemi162; 13) Talat Sakallı, Hadis Tenkidi163; 14) Enbiya Yıldırım, Hadiste Metin Tenkidi, Tarihi Süreç, Yeni Yaklaşımlar164; 15) Zekeriya 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 Nesâ‘î, Sünenü’l-kübrâ, Siyam, 213. Nesâ‘î, Sünenü’l-kübrâ, Kıyâmu’l-Leyl, 24, 32. Nesâ‘î, Sünenü’l-müctebâ, I-IV, (Kahire: Dâru’s-Sekafe., 1383), Hac, 29. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: IX (1961). Diyanet Dergisi, Cilt. XX, Sayı. 2, (1984) (Samsun: Etüt Yay., 1999). (Ankara: Araştırma Yay., 1999). On dokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, XI, (1999). (İstanbul: Sır Yay., 2001). (İstanbul: İnsan Yay., 2003). (Samsun: Etüt Yay., 2003). (İstanbul: Hadisevi, 2004). (İstanbul: Sır Yay., 2005). (Ankara: Ankara Üniversitesi Uzaktan Eğitim Yay., İlitam, 2006). (İstanbul: Rağbet Yay., 2009. (Ankara: Araştırma Yay., 2014). (İstanbul: Rağbet Yay., 2014). 248 Mustafa Dönmez 249 Güler, Hadis Tetkikleri165; 16) Yusuf Suiçmez, Hanefi Fıkıh Usulü ve Hadis Usulüne Göre Manevi İnkitâ, ve İttisal166; 17) Veli Aba, Duygusal Yakınlık Bağlamında Nesnel Cerh Uygulama Örnekleri (Baba-Oğul/HocaTalebe Özelinde167; 18) Mustafa Demir, 20. Yüzyılın İlk Yarısında Türkiye’de Hadis Tartışmaları 168; 19) Mehmet Apaydın, Hadislerin Tespitinde Bütünsel Yaklaşım 169; 20) Mutlu Gül, Hanefi Usulünde Hadis Tenkidi170; 21) Hüseyin Akgün, Goldziher ve Hadis171; 22) Ülker Çam, Hadislerin Yazılı Rivayeti Konusuna Oryantalistlerin Bakışı172; 23) Murat Öktem, Tabakât ve Ricâl Kitaplarında Zındıklık ve Zındık Olduğu Söylenen hadis Râvileri173; 24) Ahmet Özdemir, Ahad Haberin Reddedildiği Durumlar -Ebû İshâk Eş-Şîrâzî (ö. 476/1084) Örneği- 174; 25) İbrahim Bayraktar, Hadis Kaynakları Üzerine Araştırmalar175; 26) Mustafa Yüceer – Furkan Çakır, Klasik ve Modern Dönemlerde Yalan Haberin Tespiti: Hadis Usulü ve Doğrulama Platformları Özelinde Mukayeseli Bir Yaklaşım.176 5.3.2. Türkiye Dışında Yapılmış Güncel Çalışmalar Hadis tenkidi alanında Türkiye dışında da yapılmış birçok çalışma bulunmaktadır. Tespit edebildiğimiz kadarıyla örnek olarak verebileceğimiz çalışmalar şunlardır: 1) Sa’d el-Mersafî, Advâ’un alâ ahtâ’i’l-müsteşrikîn fi’l-mucemi’l-müfehres li elfâzi’l-hadîsi’n-nebevî177; 2) Muhammed Mahmûd Bekkâr, Esbâbu reddi’l-hadîs ve mâ yunteccu ‘anhâ min envâ‘178; 3) Zekeriyyâ b. Gulâm Kadîr el-Bâkistanî, Tenkîhu’lkelâm fi’l-ehadisi’d-da’îfeti fi mesâili’l-ahkâm ve beyânu ilelihâ ve kelâmu’l-muhaddisine aleyhâ179; 4) Muhammed Şevmân er-Rumelî, Ahadîsu’s-süneni’l-arba‘ati'l-mevdû‘a bi-hükmi'l-allâmeti Muhammed Nâsıruddîn el-Elbânî180; 5) Haldûnu’l-Ahdab, Esbâbu ihtilâfi’l-muhaddisin fi kabûli’l-ehâdisi ve reddihâ181; 6) Süleymân b. Abdillah b. Muhammed es-Suûd, İhtilafu’t-tahdis mine’l-hıfzi ve’l-Kitâbi ve eseruhû fi’r-râvi ve’l-mervî fi’l-kütübi’s-sitte182 7) Amr Abdu’l-Mun‘îm Selîm, ez-Ziyadâtu’t-da‘îfe fî’l-ahadîsi’s-sahîha183; 8) ) Sultân b. Fehd et-Tubeyşi, Nakdu’l-mutûn fi kütübi ileli’l-hadis184; 9) Ali b. Abdullah es-Sayyâh, Cuhûdu’lmuhaddisîn fi beyâni ileli’l-ehâdis185; 10) Azîz Raşîd Muhammed ed-Dâyinî, Tashîhu ehadisi’l-müstedrek beyne’l-Hakim en-Nisaburi ve’l-Hafiz ez-Zehebi186; 11) Muhammed b. Abdurrezak Esved, Şurûtu’r-râvi ve’rrivayeti inde ashâbi’s-sünen, dirâsa tatbîkiyye187; 12) Mejdi b. Awadi’l-Jârihi, Naqdu’l-hadîs inde’ş-şîat’ilimâmiyyeti’l-isnâ aşeriyye188; 13) Meryem bt. Ahmed b. Ahmed el-Hâlid, Nakdu’l-imâmi’z-Zehebi li’l-metni fi (İstanbul: İfav Yay., 2015). Hadis Tetkikleri Dergisi, HTD, Cilt. XIV Sayı. 2 (2016). 167 Din bilimleri Akademik Araştırmalar Dergisi 16/2 (Haziran 2016), 125-156. 168 (Konya: Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2017). 169 (İstanbul: Kuramer Yay., 2018), 170 (İstanbul: İfav Yay., 2018). 171 (Ankara: Araştırma Yay., 2019). 172 (Sivas: Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019). 173 Tekirdağ İlahiyat Dergisi, Cilt. 7, Sayı. 1 (2021). 174 Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt. 10, Sayı. 23 (2019), 508 – 527. 175 (Erzurum: Ekey Yay., ts). 176 Medya ve Din Araştırmaları Dergisi, MEDİAD, Cilt 4, Sayı.1 (2021). 177 (Kuveyt: Dâru’l-Kalem, 1988). 178 (Riyad: Dâru’t-Tayyibe, 1997). 179 (Beyrut: Dâr İbn Hazm, 1999). 180 (Kahire: Dâr İbn Affân, 2001). 181 (Cidde: Dâr Kunuzi’l-İlm, 2001). 182 (Riyad: Melik Suud Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2004). 183 (Kahire: Dâru’d-Diyâ, 2005). 184 (Riyad: Melik Suud Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2005). 185 (Riyad: Dâru’l-Muhaddis li’n-Neşr ve’t-Tevzî, 2005. 186 (Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2006). 187 (Medine: Dâr Tayyibe, 2007). 188 (Kahire: yy., 2008). 165 166 Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar kitâbihi Siyeri a’lâmi’n-Nubelâ189; 14) Abdulmecid et-Türkmanî, Dirâsatun fi Usuli’l-hadis alâ menheci’lhanefiyye190 15) Muhammed Halife Kilânî, Menhecü’l-hanefiyye fî nakdi’l-hadis beyne’n-nazariyyeti ve’ttatbîk191; 16) Adnân Ali Hıdır, el-Müvâzenetu beyne menheci’l-hanefiyyeti ve menheci’l-muhaddisîn fî kabûli’lehâdîs ve reddihâ192; 17) İmâd Ali Abdi’s-Semi’ Hüseyn, er-Ruvâtu’s-sikât ellezine zekerehum İbn Adiy fi’ddu’afa193; 18) Üsâme M. Züheyr, Ehadisu’s-sahihayni’l-müntekadeh el-hâssatu bi’l-enbiyâ 194; 19) Avvâd b. Humeyd er-Ruveysî, Ruvâtu’l-hadis, en-neş’e, el-mustalahat, el-musannafat195; 20) Samîr Abdulmehdî Hitâmile, Dirâsetu ilmi’l-hadis fi Türkiya münzü âm 1924 hatta âm 2015, asri’l-Cumhûriyye196 21) Haydar Hubbullah, Mantıku’n-nakdi’s-senedî, Buhûsun fi kavâidi’r-ricâl ve’l-cerhu ve’t-ta’dil197; 22) Humeyd Yûsuf Kûfî, elMenhecü’n-nakdî’l-hadisî ve’l-merviyyati’t-târîhiyye198; 23) Neriman bt. Hasan b. Ali Ebû Halîma, Menhecü’limâmi’ş-Şâfiî fi nakdi’l-ehâdîs, dirâsa tatbîkiyye199; 24) Abdurrahman b. Muhammed el-İzerî, Cuhûdü’ş-şeyh el-Muallimî fî nakdi metni’l-hadisî200; 25) Nimetullâh el-Azamî, el-Fevâidu’l-Muhimme fi dirâseti’l-mutûn ve muhtelifi’l-hadîs.201 5.3.3. Güncel Çalışmaların Değerlendirilmesi Belirtilen çalışmaların her birinin içerdiği konuları özetlemek ve değerlendirmesini yapmak, makalenin boyutunu aşacağından dolayı genel bir özet ve değerlendirme yapılırsa, zikredilen eserlerde ‘Sahâbe zamanında şifahi ve yazılı hadis rivayeti 202 yanında isnadın doğuşu, konuya ilgili oryantalistlerin bakış açısı ve hadislerin kaynağını tespitteki yöntemleri, hadis edebiyatının oluşum safhaları, hadislerin sıhhatinin tespitinde geliştirilen usûl /yöntem ve hadis ıstılahları, cerh-ta’dîl/ ricâl ilminin kaideleri bağlamında hadis imamlarının tenkit metotları, hadis metinlerinin tenkidi ve muhteva analizleri gibi konuları ihtiva eden çalışmaların bulunduğu görülür. Konuların işlenişinde benzerlik olsa bile, hadis ilmiyle meşgul olan günümüz araştırmacıların çalışmalarına göz atıldığında kullandıkları üslup farkının yanında, arz ettikleri bilgilerin birbirini tamamlar nitelikte olduğu görülmektedir. Ancak hadis ilminin bazı konularında farklı görüşlere sahip oldukları da bir gerçektir. Bu farklılığın, onların hadis meselelerine değişik açılardan baktıkları nedeniyle oluştuğu düşünülmektedir. Örneğin söz konusu çalışmalar bağlamında, Türkiye’de yapılan çalışmaların daha fazla analiz ve tenkide dayandığı, yurt dışında özellikle Arap ülkelerinde yapılan çalışmaların ise, daha çok nakil ağırlıklı olduğu, tenkit ve yoruma az yer verildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca bunun bir zihniyet ve düşünce meselesi olduğu söylenebilir. Hadis tenkidi konusunda gevşek davranan ve muttali olduğu her rivayete müsellem gözüyle bakan hadisçi zihniyetinin yanında, neredeyse sağlam bir hadis bırakmayacak kadar tenkitte ileriye giden/aşırıya kaçan zihniyetin de varlığı az değildir. Sözünü ettiğimiz bu aşırı iki uç arasında akl-i selim ile hareket edip orta yolu tutan mutedil hadisçilerin varlığı dengenin sağlanması açısından önemlidir. Yukarıda isimleri zikredilen ve makalenin boyutu açısından direkt isimleri zikredilmeyip de (Riyad: Muhammed b. Suud Üniversitesi, Doktora Tezi, 2008). (Pakistan, Menşûrât Medreseti’n-Nu’mân, 2009). 191 (Kahire: Dârü’s-Selâm, 2010). 192 (Dimaşk: Dâru’n-Nevâdir, 2010). 193 (Medine: Daru’l-Ma’sur li’t-Tiba’ati ve’n-Neşr, 2014). 194 (Kuveyt: Mektebetü’l-Küveyti’l-Vataniyye, 2015). 195 (Medine: Dârul-Meymene, 2016). 196 Mecelletü Külliyyeti’ş-Şerî’a ve’d-Dirâsâti’l-İslâmiyye, Câmi’atu Katar, Cilt. 34, Sayı. 2, (2016). 197 (Beyrut: Müessestü’l-İntişari’l-Arabî, 2017). 198 Mecelletü Câmiati’ş-Şârika, cilt 14, sayı. 2 (2017), 290-324. 199 (Gazze : İslam Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, 2017). 200 Mecelletü’l-Endelüs lil-Ulumi’l-İnsâniyye ve’l-İctimâiyye, (Necrân) Cilt. 16, Sayı. 15 (2017). 201 (Diyubend: Mektebetü Zahidi’l-Kevserî, ts). 202 Hicri I. Asırda hadislerin sözlü olarak nakledildiğine dair çalışmalar için örnek olarak bk. Ahmet Özdemir,” Sözlü ve Yazılı Kültür Arasında Hadis Rivayeti”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt. 14, Sayı. 77, (2021), 1340-1350. 189 190 250 Mustafa Dönmez işaret edilen birçok çalışma genel olarak bize, hadis tenkidi sahasında doğuşundan günümüze kadar ne derece mesafe alındığını açıkça göstermektedir. 251 SONUÇ Hadis tenkidinin temeli Kur’an ve Sünnet naslarına dayandırılmış olmakla birlikte, isnad sorgulamanın tarihi hususunda farklı yaklaşımlar gündeme gelmiştir. Hz. Osman’ın şehit edilmesi olayından sonra zuhur eden siyasi ve dini fırkaların hadis uydurma eylemine karşı, Sahâbilerin, rivayet edilen hadislerin tespitine yönelmeleri ve gerekli önlemler almaları hadis tenkidinin başlangıcı olarak değerlendirebilir. Nitekim Raşit halifelerin, özellikle de Hz. Âişe ve bazı Sahâbilerin hadisleri korumaya yönelik gösterdikleri gayret, rivayetleri temyiz etme, tashih ve kontrol altına alma şeklinde geliştirdikleri yöntem ve uygulamalar takdire şayandır. Hadis rivayetinde râvi sorgulanmasının, H. I. asrın ikinci yarısında başladığını savunan görüşü esas kabul edilecek olursa, isnad sisteminin ilk nüvelerinin bu dönemde atıldığı söylenebilir. Oryantalistlerin isnad kullanımını tarihsel olarak H. II. asra dayandırma gayretlerinin arkasında yatan nedenin, hadislerin Hz. Peygamber’den sonraki dönemlerin ürünü olduğu yani isnad kullanımından önceki dönemde rivayet malzemesinin uydurulduğu kuşkusunu uyandırmak olduğu anlaşılmaktadır. H. II asrın başlarına, yani tabiin dönemine bakıldığında, isnadın fonksiyonel bir tedbir olarak uygulandığı ve kullanımının hadis ehli arasında yaygınlaştığı görülür. Hadis tenkidinin temelini oluşturan Cerh ve ta’dîl ilmi sayesinde, râviler kategorize edilmiş, isnat ve metinleri incelenmiş, hadislerin kabul veya reddine yönelik ilmi faaliyetler yürütülmüştür. H. III. asırdan H. V. asra kadar zengin bir râvi biyografisinin her yönünü elen alan bir literatür oluşmuş, H. VIII. ile H. IX. asırlarda tekrar canlanan râvi tenkidi çalışmaları, belirli hadis kaynaklarının râvilerini değerlendirmekle söz konusu literatürü esas alarak daha da zenginleştirmiştir. Hadislerin kaynağının sıhhat tespiti yanında, zayıf veya uydurma rivayetleri sahihinden ayırmak maksadıyla hadis âlimlerinin yürüttüğü metin tenkidi faaliyetleri sayesinde geliştirdikleri kriterlerle, metin tenkidi alanında bir taraftan yeni bir tenkit metodolojisi tesis edilirken, diğer taraftan da uydurulmuş ya da halkın dilinde dolaşan asılsız rivayetleri toplayan eserler meydana getirilmiştir. Hadis âlimleri buna rağmen, salt isnad tenkidiyle uğraştıkları ve metin tenkidine eğilmedikleri iddiasını ortaya atan oryantalistlerin eleştirilerinden kurtulamamışlardır. Araştırmamızda söz konusu iddianın ciddi bir dayanağının olmadığı vurgulanmıştır. Geçmişteki muhaddislerin hadis tenkidi sahasındaki çalışmaları üzerine günümüzde yapılan araştırmalar ulaştığımız sonucu desteklemektedir. Hadisçilerin hadis tenkidi konusundaki metotlarının devamı şeklinde geliştirilen benzeri çalışma ve araştırmalar, onların geliştirdikleri metotlarının sağlamlığını ve dinamikliğini ortaya koyan önemli adımlardır. Araştırmamızda bu konuda yurt içi ve yurt dışında telif edilmiş güncel çalışmaların büyük bir kısmı örnek olarak verilmiştir. Ayrıca hadis alanında yazma eserleri üzerine günümüzde yoğunlaşan tahkik/ tahriç çalışmaları da önem arz etmektedir. Çağımızın bilgisayar, internet ve İslâmî ilimler üzerine geliştirilmiş programlarının sağladığı teknik imkanlardan da yararlanılarak, bahsedilen gayretlerinin olumlu yönde yoğunlaşması, günümüz akademik çalışmalarında önemli bir boşluğu dolduracaktır. KAYNAKÇA ABDÜLVAHHÂB, Abdüllatîf. el-Muhtasar fî ilm'i 'l-eser. Kahire: yy., ts. ACÂC, el-Hatîb Muhammed. el-Muhtasâru'l-vecîz fî ulûmi'l-hadîs. Beyrut: yy., 1987. ACÂC, el-Hatîb Muhammed. es-Sünnetü kable't-tedvîn. Beyrut: Dâru’l-fikr, 1980. AHMED b. Hanbel, Ebû Abdillah eş-Şeybânî. el-Müsned. 6 Cilt. Beyrut: el-Mektebu’l-İslamî, 1985. AHMED b. Hanbel, Ebû Abdillah eş-Şeybânî. Kitâbu’l-ilel ve ma‘rifeti’r-ricâl. 2 Cilt. thk. Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar Koçyiğit-İsmail Cerrahoğlu. İstanbul: el-Mektebetu’l-İslâmiyye, 1987. AHMED Muhammed, Şâkir. el-Bâisü'l-hasîs şerhu ihtisâri ulûmi'l-hadîs. thk. Ali Hasan el-Halebî. Riyad: yy., 1995. AŞIKKUTLU, Emin. Hadiste Rical Tenkidi. İstanbul: İfav Yay., 1992. AYDINLI, Abdullah. Hadis Istılahları Sözlüğü. İstanbul: yy., 1987. A'ZAMÎ, Mustafa. Menhecu'n-nakdi inde'l-muhaddisîn. Riyad: Mektebetü’l-Kevser, 1990. BROCKELMANN, Carl. Târih'u’l-edebi'l-arabî. 6 Cilt. çev. Abdulhalim en-Neccâr. Kahire: yy., 1983. BROCKELMANN, Carl. Geschichte der Arabischen Litteratur. Leiden: E. J. Brill, 1943. BUHÂRÎ, Muhammed b. İsmail. el-Câmiu's-sahîh. 8 Cilt. İstanbul: yy., 1979. BUHÂRÎ, Muhammed b. İsmail. ed-Du‘afâ’u’s-sagîr. Hindistan: Dâ’iretu’l-Me‘ârifî’l-Osmâniye, ts. BUHÂRÎ, Muhammed b. İsmail. et-Târîhu’l-kebîr. 7 Cilt. thk. ‘Abdurrahmân b. Yahyâ elMu‘allimî. Hindistan: Dâ’iretu’l-Me‘ârifî’l-‘Osmâniye, ts. BUHÂRÎ, Muhammed b. İsmail. et-Târîhu’s-sagîr. 2 Cilt. Beyrut: yy., 1986. CANAN, İbrahim. "Kütüb-i Sitte İmamlarının Şartları". Ankara Üniv. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı. 3, fsl. 1-2 (1979). CÂRİHÎ, Mecdî b. ‘Avad, Nakdu’l-hadîs inde-şî’ati’l-imâmiyye el-isnâ ‘aşeriyye. Kâhire: yy., 2008. CEZÂ’IRÎ, Tâhir b. Sâlih b. Muhammed. Tevcîhu’n-nazar ilâ usûli’l-eser. Dimaşk: yy., ts. ÇAKAN, İsmail Lütfü. Hadis Usûlü. İstanbul: Ensar Neşriyat, 2003. ÇELEBÎ, Kâtib, Mustafa b. Abdillah. Keşfu'z-zünûn an esâmi'l-kütübi ve'l-fünûn. 3 Cilt. İstanbul: yy., 1971. DOĞANAY, Süleyman. Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları. İstanbul: İfav Yay., 2013. EBÛ DÂVUD, Süleyman b. el-Eş’as es-Sicistanî. Sünenü ebî Dâvûd. 5 Cilt. Humus: yy.,1969. EBÛ GUDDE, Abdulfettâh. el-İsnâd mine’d-dîn. Dimaşk: yy., 1992. EBÛ GUDDE, Abdulfettâh. Mevzû Hadisler. çev. Enbiya Yıldırım. İstanbul: İnsan Yay., 2003. EBÛ GUDDE, Abdulfettâh. Lemehâtun min tarîhi’s-sünne ve ulûmi’l-hadîs. Beyrut: Mektebetü Matbaati’lİslamî, 1995. EBÛ LÜBÂBE, Hüseyin. el-Cerhu ve't-ta'dîl. Riyad: yy., 1979. ELBÂNÎ, Muhammed b. Nasiruddîn. Fihrist mahtûtâti'd-dâri'l-kütübi'z-zâhiriyye. Dimaşk: yy.,1970. ERUL, Bünyamin “Ta’n”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. İstanbul: TDV Yay., 2010, 39/558-560). FÎRÛZÂBÂDÎ, Muhammed Mecduddîn. Kâmûsu'l-muhît. 4 Cilt. Beyrut: yy., ts. HÂKIM, Ebu Abdillah Muhammed b. Muhammed Nisâbûrî. Ma'rifetu ulûmi'l-hadîs. Beyrut: yy., 1977. HÂKIM, Ebu Abdillah Muhammed b. Muhammed Nisâbûrî. el-Medhal ile's-sahîh. thk. Rabî b. Hâdî. Beyrut: Müessesetü'r-Risâle, 1984. HATÎBU'L-BAĞDÂDÎ, Ahmed b. Ali b. Sâbit. Târihu Bağdâd. 14 Cilt. Beyrut: yy., ts. HATÎBU'L-BAĞDÂDÎ, Ahmed b. Ali b. Sâbit. Şerefu ashâbi'l-hadîs. thk. Mehmet Sait Hatipoğlu. Ankara: DİB Yay., 1991. HATÎBU'L-BAĞDÂDÎ, Ahmed b. Ali b. Sâbit. el-Kifâye fi ilmi'r-rivâye. Beyrut: yy., 1986. HÂZIMÎ, Ebu Bekr Muhammed b. Mûsa. Şurûtu'l-eimmeti'l-hamse. thk. Muhammed Zâhid el-Kevserî. Beyrut: yy., 1984. HOROVITZ, J. el-Meğâzi'l-ûlâ ve müellifûhâ. çev. Hüseyin Nassâr. Kahire: yy., 1949. İBN ADIY, Ebu Ahmed Abdullah el-Cürcânî. el-Kâmil fi du'afâ’i'r-ricâl. 7 Cilt. thk. Süheyl Zekkâr. Beyrut: yy., 1988. İBN EBÎ HATIM, Ebû Muhammed Abdurrahmân er-Râzî. el-Cerh ve’t-ta‘dîl. 4 Cilt. Hindistan: Dâ’iretu’lMe‘ârif, 1952. İBN HACER, Ebu'l-Fadl Şihâbuddîn Ahmed b. Ali el-Askalânî. en-Nüket ‘alâ nüzheti’n-nazar fî tevdîhi nuhbeti’l-fiker. thk. Ali b. Hasan el-Halebî. S. Arabistan: yy., 1992. İBN HIBBÂN, Muhammed b. Ahmed Ebû Hâtim el-Bustî. Kitâbu’s-sikât. 9 Cilt. Hindistan: Dâ’iretu'l- 252 Mustafa Dönmez 253 Me‘ârif, 1973. İBN HIBBÂN, Muhammed b. Ahmed Ebû Hâtim el-Bustî. Kitâbu’l-Mecruhîn mine’l-muhaddisîn. 3 Cilt. thk. Azîz Bey el-Kadrî. Beyrut: Dâ’iretu’l-Me‘ârif, 1976. İBN HIBBÂN, Muhammed b. Ahmed Ebû Hâtim el-Bustî. Meşâhîru ulemâ’i’l-emsâr. Kahire: Mecma’u’tTelîf ve’t-Terceme, 1989. İBN KAYYİM el-Cevziyye. El-Menâru’l-münîf fî’s-sahîh ve’d-da’îf. thk. Mahmûd Mehdî İstanbûlî. Dimaşk: yy., ts. İBN MANZUR, Ebu'l-Fadl Muhammed b. Mükerrem el-Mısrî. Lisânu'l-arab. 15 Cilt. Beyrut: yy., 1990. İBN RECEB, Abdurrahmân b. el Hüseyin b. Muhammed el-Hanbelî. Şerhu İleli't-Tirmizî. 2 Cilt. thk. Hemmâm Abdurrahmân Saîd. Ürdün: yy., 1987. İBNÜ'I-CEVZÎ, Ebu'l-Ferec Abdurrahmân b. Ali. Kitâbu’l-mevdûâti’l-kübrâ. 3 Cilt. Kahire: yy.,1987. İBNÜ'L-ESÎR, Ebu's-Seâdât el-Mübârek b. Muhammed el-Cezerî. Câmi'ul-usûl fî ehâdîsi'r- rasûl. 12 Cilt. Beyrut: yy., 1980. İBNU’L-ESÎR, Mecduddîn Ebû’s-Sa‘adât el-Mubârek b. Muhammed el-Cezerî. en-Nihâye fî garîbi’l-hadîs ve’l eser. 5 Cilt. Beyrut: yy., ts. İBNÜ'S-SALÂH, Osman b. Abdurrahmân eş-Şehrûzî. el-Mukaddime fi ulûmi'l-hadîs. thk. Bintu'ş-Şatiî. Kahire: yy., 1974. İRÂKÎ, Zeynüddîn Abdürrahîm b. Hüseyin. et-Takyîd ve'l-izâh şerhu mukaddimeti ibnu’s-Salâh. Beyrut: yy., 1981. İTR, Nureddîn. Menhecu’n-nakd fi ulûmi’l-hadîs. Dimaşk: Dâru’l-Fikr,1981. KIRBAŞOĞLU, M. Hayri. “Hadis İlminde Metodoloji Sorunu”. Tartışmalı ilmî toplantılar dizisi. Sünnetin Dindeki yeri. İstanbul: 1997, 403. KIZIL, Fatma. “Oryantalistlerin Akademik Hadis Araştırmaları: Ana Eğilimler, Yerleşik Kabuller ve Temel İddialar”. Hadis ve Siyer Araştırmaları Dergisi 5/1 (2019), 155-245. KOÇYİĞİT, Talat. Hadis Terimleri Sözlüğü. Ankara: yy., 1995. KOÇYİĞİT, Talat. Hadis Tarihi. Ankara: İlmi Yay., 1981. MAKDİSÎ, Muhammad b. Tâhir. Şurûtu eimmeti's-sitte. thk. Muammed Zâhid el-Kevserî. Beyrut: yy., 1984. MÂLİK, b. Enes, Ebu Abdillâh. el-Muvattâ. 2 Cilt. thk. Muhammed Fuâd Abdülbâki. Beyrut: Dâr İhyâi’tTurâs’il-Arabî, ts. MARIANO Farina. Introduction au Hadith. Dosya 90. Roma: yy., 1996. MOTZKİ Harald. Batıda Hadis Çalışmalarının Tarihi Seyri. çev. Bülent Uçar. İstanbul: Hadisevi Yay., 2001. MUKRÎ, Ahmed b. Muhammed b. Ali el-Feyûmî. el-Misbâhu'l-münîr. Kahire: yy., ts. MÜSLIM, Ebu'l Hüseyin Müslim b. Haccâc el-Kuşeyrî en-Nisâbûrî. el-Câmiu's-sahîh. 5 Cilt. thk. Muhammed Fuâd Abdulbâkî. Beyrut: Dâr İhyâi’t-Turâs’il-Arabî, 1955. NESÂÎ, Ebu Abdirrahmân Ahmed b. Şuayb b. Bahr. es-Sünenü'l-kübrâ. 6 Cilt. thk. Abdu'l-Gifâr Süleyman el-Bundârî-Seyyid Kesrâvî Hasan. Beyrut: yy., 1992. POLAT, Salahattin. Hadis Araştırmaları. Tarih, Usûl, Tenkit, Yorum. İstanbul: İnsan Yay., 2002. ÖZDEMİR, Ahmet. İbâdiyyen’in Ana Hadis Kaynağı, Rabî b. Habîb’in Müsnedi. Şırnak: Şırnak Üniversitesi Yay., 2018. ÖZDEMİR, Ahmet. “İbâdiyye’nin Erken Dönem Hadis Kaynakları”. Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Sayı. 36 (2019), 523-554. ÖZDEMİR, Ahmet.” Sözlü ve Yazılı Kültür Arasında Hadis Rivayeti”. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi Cilt. 14, Sayı. 77 (2021), 1340-1350. RÂMEHÜRMÜZÎ, Hasan b. Abdirrahman. el-Muhaddisu'l-fâsıI beyne'r-râvî ve'l-va'î. thk. Muhammed Acâc el-Hatîb. Beyrut: Daru’l-Fikr, 1984. Doğuşundan Günümüze Hadis Tenkidi ve Bu Alanda Yapılan Çalışmalar ROBSON, James. “The İsnad in Muslim Tradition”. Glasgow Univ. Oriental Society Trans. Vol. 15. (19531954). pp. 15-26. SCHACT, Joseph. The Origins of Muhammedan Jurisprudence. Oxford: yy., 1950. SEHÂVÎ, Şemsuddin Muhammed b. Abdirrahmân. Buğyetu'r-râğib el-mütenemmi fî hitmi'n-Nesâî. thk. Abdulazîz b. Muhammed b. İbrahim. Riyad: yy., 1993. SEHÂVÎ, Şemsuddin Muhammed b. ‘Abdirrahmân. el-İ‘lân bi’t-tevbîh li-men zemme ehle’t-târîh. Beyrut: yy., 1986. SEZGIN, Fuat. Buhâri'nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar. İstanbul: İbrahim Horoz Basımevi, 1956. SEZGİN, Fuat. Târihu't-turâsi'l-arabî. 10 Cilt. çev. Mahmud Fehmî Hicâzî-Fehmî Ebu'l-Fadl. Riyad: yy., 1983. SEZGIN, Fuat. Geschichte deş Arabischen Schrifttums. 8 Cilt. Leiden: E. J. Brill, 1967. SIBAÎ, Mustafa. es-Sünnetü ve mekânetuhâ fi't-teşrî'i'l-islâmî. Beyrut: el-Mektebu’l-İslamî, 1985. ŞEŞEN, Ramazan. Köprülü Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu. İstanbul: yy., 1986. TABERÎ, Ebû Ca'fer Muhammed b. Cerîr. Târîhu'l-umemi ve'l-mülûk. 6 Cilt. Beyrut: yy., 1991. TİRMİZÎ, Ebû Isa Muhammed b. İsa. es-Sünen. 5 Cilt. thk. Ahmed Muhammed Şâkir. Beyrut: elMektebetü’l-İslamiye, ts. TIBÎ, Hüseyin b. Abdillah. el-Hulâsâ fî usûli'l-hadîs. thk. Subhî es-Semerrâî. Beyrut: yy.,1985. UĞUR, Müctebâ. Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü. Ankara: yy., 1992. ULU, Arif. “Hadis Rivayetinde İsnadın Başlaması, Ya da Fitnenin Tarihi”. Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi Cilt. 12, Sayı. 1, (2012), 119-166. UMERÎ, Ekrem Ziyâ. Buhûsun fi târihi's-sünneti'l-müşerrefe. Beyrut: yy., 1984. UZ, Emin. İsnadın Doğuşu. Bursa: Uludağ Üniversites, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2012. ÜNAL, Yavuz. Hadisin Doğuş ve Gelişim Tarihine Yeniden Bakış. Samsun: Etüt Yay., 2001. ÜRKMEZ, Ahmet. “Tenkit Temelli Türkçe Hadis Çalışmaları Bibliyografisi”. EKEW Akademi Dergisi (Sosyal Bilimler) Yıl. 17, Sayı. 55 (2013), 201-224. VASIYYULLÂH, Muhammed b. Abbâs. ed-Du’afâ ve'l-mechûlûn ve'l-metrûkûn fî mücteba'n-Nesâî. Mekke: Ummu’l-Kurâ Üniversitesi,Yüksek Lisans Tezi, 1977. JUYNBOLL, G.H.A., “İslam’da İlk Büyük Siyasi Fitnenin Tarihi”. Oryantalistik Hadis ÇalışmalarıMakaleler. çev. Mustafa Ertürk. Ankara: Ankara Okulu Yay., 2003. ZEHEBÎ, Şemsuddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed et-Turkmânî. Tezkiratu'l-huffâz. 4 Cilt. tsh. Abdurrahmân b. Yahyâ el-Muallimî. Haydarabâd: yy., 1958. ZEHEBÎ, Şemsuddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed et-Turkmânî. el-Muntekâ min menheci'l-i'tidâl. Beyrut: yy., 1955. ZEHEBÎ, Şemsuddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed et-Turkmânî. Siyeru a'lâmi'n-nübelâ. 25 Cilt. thk. Muhâmmed Beşşâr Avvâd. Beyrut: yy., 1992. ZEHEBÎ, Şemsuddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed et-Turkmânî. Zikru men yu'temedu kavluhû fi'l-cerhi ve't-ta'dîl. thk. Abdulfettâh Ebû Gudde. Kahire: yy., 1984. ZEMAHŞERÎ, Cârullâh Mahmûd b. Umer. Esâsu'l-belâğa. Beyrut: yy., ts. ZEMAHŞERÎ, Cârullâh Mahmûd b. Umer. el-Fâik fî garîbi'l-hadîs. 4 Cilt. Kahire: yy., ts. ZERKEŞÎ, Ebû Abdullah Bedruddîn Muhammed. Hz. Aişe’nin Sahâbe’ye Yönelttiği Eleştiriler. çev. Bünyamin Erul. Ankara: Kitabiyat Yay., 2000. 254