Nothing Special   »   [go: up one dir, main page]

İçeriğe atla

Burjuvazi

Vikipedi, özgür ansiklopedi
Edmond Geffroy tarafından çizilen ve Victoria Dönemi burjuva sınıfını tasvir eden bir resim.

Burjuva; köylü, işçi ya da soylu sınıfına dahil olmayıp, sosyal statüsünü ve gücünü, eğitiminden, işveren konumundan ve zenginliğinden alan kentli kişi.[1] Bu kimselerin oluşturduğu sosyal sınıfa burjuvazi denir. Bu kavram Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından yazılan Komünist Manifesto'da "kapitalist orta sınıf"[Not 1] anlamında kullanılmıştır. Zaman zaman eleştirel olarak "materyalist veya basmakalıp uygulamalara sadık" anlamında kullanılır.[1]

Dünya üzerinde gerçekleşen birçok tarihi olayın arkasında burjuvazinin olduğu söylenmektedir. Özellikle mülkiyet hakkına büyük önem veren burjuvalar bu hakkı güvence altına alabilmek için tarih boyunca diğer sınıflarla hep çatışma halinde olmuşlardır. Fransız, Amerikan ve İngiliz Devrimleri, burjuvazinin etkisiyle oluştuğu için burjuvazi devrimleri olarak da anılır. Burjuvazinin ekonomik alanda seçtiği dünya görüşü liberalizmdir. Bu görüşe bağlı olarak burjuvaların sloganı Adam Smith'in söylemi olan "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" olmuştur.

Burjuva sözcüğü Türkçeye 19. yüzyılda Fransızcadan geçmiştir.[2] Türk Dil Kurumu burjuvaya karşılık olarak kentsoylu sözcüğünü önermiştir.[3]

Burjuva kelimesinin kökeni Latince burgus (kale burcu) sözcüğüne dayanır.[1] Orta Çağ Avrupa'sında kentler surlarla çevrilirdi. Köylüler çoğunlukla surların dışındaki çiftliklerde yaşarlardı. Burjuvalar ise surların içindeki kentte yaşarlardı. Eski Fransızca "burgeois" sözcüğü "şehirde yaşayan" anlamına gelir.[4] Sözcük Fransızcada 1560'larda orta sınıf anlamında kullanılmaya başlanmıştır.[4] 1883 yılında komünist ve sosyalist yazında ise "kapitalist, proletaryayı sömüren herkes" olarak tanımlanmıştır.[4]

Marksist terminolojide burjuvazi, kapitalist sistemde üretim araçlarına sahip olup, emekçilerin artı-değerine el koyan sınıf olarak kullanılır.

İngiltere'de başlayan Sanayi Devrimi'nin ardından, burjuvalarla, işçi ve köylü sınıfı çatışmaya başlamıştır. Bunda makinelerin ve fabrikaların artması, önemli rol oynamıştır. Burjuva ile işçi ve köylü sınıfı arasındaki mücadelenin nedenleri, hak ve inisiyatifler ile yönetimde söz sahibi olma iddialarıdır.

1600 ve 1700'lü yıllardan itibaren dünyada büyük değişimler yaşanmıştır. Bu yıllarda Reform, Rönesans, Fransız İhtilali, Coğrafi Keşifler, Sanayi devrimi hep peş peşe gelmiştir. Bu dönüşüm süreci içerisinde Burjuva sınıfı ortaya çıkmış ve toprağa dayalı güç anlayışını reddetmiştir. Burjuva sınıfı kesinlikle soylu sınıf olmayıp sonradan ticaretle zengin olmuştur. Kendisine atalarından toprak miras kalmamıştır. Kendi yeteneği ve çalışmasıyla zengin olmuştur.[5] Erken dönemlerde Burjuva sınıfı da elde ettiği parayla o günün anlayışına uygun olarak toprak satın almaya çalışmıştır. Daha ileri zamanlarda Burjuvazi asıl gücün toprak değil para olduğunu net bir biçimde kavrayarak toprağa dayalı güç ve mülkiyet anlayışını bütünü ile reddetmiştir. Burjuva sınıfı ülke yönetiminde söz sahibi olmak istemiş, soylu sınıf buna şiddetle karşı çıkmıştır. Bu çatışma bazen düşünsel olarak bazen siyaseten hatta bazen de gerçek anlamda silahlı mücadele şeklinde olmuştur. Soylu sınıf sahip olduğu topraklara geleneksel olarak ve çoğu zaman atalarının mirası olduğu için duygusal bir bağ ile bağlıdır. O dönemki anlayışa göre bu toprakları satmayı asla düşünmez. Ancak soylu (asil) kişi toprak üzerindeki çalışmayı asla kendisi yapmaz. Aristo bugüne ulaşan eserlerinde çalışmanın soylular için iğrenç bir iş olduğunu söylemiştir. Aristo'ya göre bu iğrenç işi ancak köleler ve ayak takımı tabir ettiği toplumun en alt kesimindeki insanlar yapmalıdır.[6] Ülkeyi soylular ve seçkinler sınıfının yönetmesi gerektiğini savunmuş bunun içinde sanatla, siyasetle, bilimle, edebiyatla, müzikle uğraşmaları gerektiğini öne sürmüştür. Fakat bu arada bedensel çalışmayı bıraktıkları için hantallaşıp aşırı kilo alma sorunlarıyla karşılaşacaklardır ve sağlıkları bozulacaktır. Bunun için ise soylu sınıfa spor yapmalarını tavsiye etmiş ve ilk spor salonlarının açılmasına öncülük etmiştir. Sporun ve jimnastiğin yaygınlaşmasına ön ayak olmuştur. Burjuva sınıfı ise emeğini, bedensel çalışmasını da ortaya koyduğu için soylu sınıfın tepkilerine maruz kalmış, hatta aşağılanmıştır. Soylu sınıf ülkeyi yönetimde söz sahibi olmak isteyen Burjuvaziyi baldırı çıplaklar, görgüsüzler olarak nitelemiş ve onları siyasetten, sanattan anlamayan bir kitle olarak görmüştür. Fakat Burjuvazi ilerleyen zamanlarda daha da güçlenmiş ve toplumsal konumunu sağlamlaştırmıştır. Böylece sınıf bilincine ulaşmıştır.Bir örnek vermek gerekirse Burjuva sınıfının güçlenmesi üzerine İngiliz Parlamentosunda zaten var olan Lordlar Kamarası’nın yanı sıra seçim ile oluşturulan Avam Kamarası kurulmuştur. Her ne kadar bütün halkın seçilme şansı var olsa da özellikle ilk dönemlerde Avam Kamarası’nın büyük çoğunluğu zengin tüccarlardan oluşmaktaydı.Diğer bir örnek ise Amerikan Kuzey-Güney iç savaşıdır. Amerika kıtasına sanayileşme kuzeyden girmiş, ABD’de kuzey eyaletleri çok sayıda fabrika kurmuş fakat çalıştıracak işçi bulamamıştır. Avrupa’dan gelen işçiler de yeterli olmamıştır. Bunun üzerine ucuz iş gücü oluşturmak amacı ile köleliğin kaldırılmasını istemişlerdir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan güneydeki toprak sahipleri buna karşı çıkmıştır. Ellerindeki köleleri kaybetmek istememişlerdir. Böylece bir iç savaş çıkmıştır. Mavi üniformalılar (Yankee’ler, "Yanki" okunur) ve Gri üniformalılar (Dixie'ler, "Diksi" okunur) olarak da bilinen iki ordudan oluşan bu eyaletler savaşı sonunda kuzey galip gelmiş ve kölelik kaldırılmıştır.[7] Özgürleşen köleler karın tokluğuna günlük yevmiye ile uzun çalışma saatleri ile buldukları ilk fabrikaya işçi olarak girmişlerdir. Burjuva sınıfının toprakla duygusal bir bağı yoktur. Toprak onun için sadece yatırım araçlarından birisidir. Gücün parada ve sermaye birikiminde olduğu savunulur. Günümüzde geçerli olarak Dünya'da uygulanan Kapitalizm'e giden süreci başlatmıştır. Sanayi Devriminin gerçekleşmesi ve ticaret yapan Burjuva sınıfının ortaya çıkışıyla birlikte sermaye birikimi meydana gelmiş ve bu duruma uygun olarak Merkantilizm (Ticaretçilik) adı verilen bir politik yaklaşım doğmuştur.

  1. ^ a b c "bourgeois." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  2. ^ "burjuva." 13 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Nişanyan Sözlük. Erişim: 17 Mayıs 2013.
  3. ^ "burjuva." İktisat Terimleri Sözlüğü, 2004. Türk Dil Kurumu. Erişim: 17 Mayıs 2013
  4. ^ a b c "bourgeois." Online Etymology Dictionary. Erişim: 17 Mayıs 2013.
  5. ^ Paravese, Roberto (1939) "Bonifica antiborghese", in Edgardo Sulis (ed.), Processo alla borghesia, Roma: Edizioni Roma, pp. 51–70.
  6. ^ ARİSTOTELES, DEVLET, KÖLELER VE VATANDAŞLIK 8 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Prof.Dr. Abdullah Kıran, Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Sayı: 44, Kış-2019, (350-359)
  7. ^ Gallagher, Gary (February 21, 2011). Remembering the Civil War (Speech)
  1. ^ Batılı dillerde orta sınıf kavramı, işçi sınıfı ile üst sınıf arasındaki grubu tanımlar ve eğitimli profesyonelleri de kapsar.