Films, which are an effective media tool, can transfer both information and emotions. Therefore, ... more Films, which are an effective media tool, can transfer both information and emotions. Therefore, the ways in which religious elements are used in films should be examined by the History of Religions. In this way, it is aimed to examine the elements related to Judaism in the Pi. Every religious ritual is performed to get closer to the sacred. Such an effort is described in this film, in which science and religion are fictionalized together. Maximillian tries to find the mystery of the universe by using a computer and performing mathematical calculations. Eventually, with the help of Hasidic Jews, he finds the personal name of his God. He achieves this by using the Gematria technique of expressing words with numbers. Maximillian is nobleman because he is of Cohen descent. However, since he is not a Kabbalist, he is not competent and does not know how to use the name he finds. So, this knowledge exhausts Maximillian. So that no one can access the information, Maximillian destroys everything on which the information is recorded, and then wants to destroy his body. As a result, this movie shows that it is dangerous to deal with God’s name without being nobleman and competent.
Etkili bir medya aracı olan filmler hem bilgileri hem de duyguları transfer edebilme özelliği taşımaktadır. Bu sebeple dinsel ögelerin filmlerde kullanılma şekillerinin Dinler Tarihi tarafından incelenmesinin pek çok açıdan faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda Pi (π) Filminde yer alan Yahudilikle ilgili unsurların incelenmesi amaçlanmıştır. Her dini ritüel kutsala yakınlaşmak için yapılır. Bilimin ve dinin birlikte kurgulandığı Pi filminde de böylesi bir çaba anlatılmaktadır. Maximillian, bir bilgisayar kullanarak ve matematik hesaplamalar yaparak evrenin gizemini bulmaya çalışmaktadır. Sonuçta Hasidik Yahudilerin yardımıyla kendi Tanrı’sının kişisel adını bulur. Bunu, kelimeleri rakamlarla ifade eden Gematria tekniğini kullanarak yapar. Maximillian, kohen soyundan geldiği için seçkindir. Ancak bir kabalist olmadığı için yetkin değildir ve bulduğu ismi nasıl kullanacağını bilememektedir. Dolayısıyla bu bilgi Maximillian’ı tüketir. Bilgiye kimsenin ulaşamaması için Maximillian bilgilerin kayıtlı olduğu her şeyi imha eder sonra da kendi bedenini yok etmek ister. Sonuç olarak bu filmde seçkin ve yetkin olmadan Tanrı’nın ismiyle uğraşmanın tehlikeli olduğu anlatılmaktadır.
Hristiyan inancında, maddi/manevi kir olarak kabul edilen veya suç olarak görülen unsurlardan arı... more Hristiyan inancında, maddi/manevi kir olarak kabul edilen veya suç olarak görülen unsurlardan arınmak maksadıyla gerçekleştirilen arınma ritüelleri ihtida merasimleri bünyesinde, ibadete başlamadan önce veya kutsal olana yakınlaşmaya hazır hale gelebilmek için yapılmaktadır. Semitik bir din olan Hristiyanlığın Yahudilikten ayrılması ve evrensellik vasfı kazanması sürecinde maddi temizlik sadeleşerek önemini yitirmiştir. Âdem ile eşi tarafından işlenen aslî günah lekesinden arınmayı ifade eden manevi temizlik ise Hristiyanlığın amentüsü (credo) olarak inanç sisteminin merkezine yerleşmiştir. Hristiyanlık, Tevrat’ta anlatılan Âdem ile Havva’nın Cennet’ten kovulmasına neden olan bir hadiseden dolayı bütün insanların suçlu olduğunu kabul etmektedir. İnsanların işlediği bu suçun bağışlanabilmesi için kefaret kurbanının zorunlu olduğunu savunan Hristiyanlık, böylesine ağır bir suçun kefareti olarak keçi, koç veya boğa kurban etmenin yeterli olmayacağını savunmaktadır. Bu yüzden Tanrı, kendi oğlunun çarmıha gerilmesine müsaade etmek suretiyle kurban edilmesine izin vermiştir. Hristiyanlık inancına göre bu anlatıma inanan kişi varoluşsal suçundan arınmış olacaktır. Bu çalışmada Hristiyanlıkta var olan vaftiz, günah çıkarma, komünyon gibi ritüeller incelenerek arınma fenomeninin tahlil edilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda, Hristiyanlığın kutsal metinlerinden belge tarama tekniğiyle elde edilen veriler doğrultu-sunda, arınma ritüellerinin amacı, şekli, yapılış zamanı ve arınma ritüellerinde kullanılan malzemeler ile ritüellerin nasıl gerçekleşti-rildiği gibi unsurlar dikkate alınarak Hristiyanlıktaki arınma ritüel-leri anlaşılmaya çalışılmıştır. Hristiyan toplumunda zamanla ortaya çıkmış olan farklı mezhep veya dinî hareketlerin arınma ritüelleri konusundaki farklı yorum ve uygulama şekilleri dikkate alınmakla birlikte çalışma kapsamı dışında tutulmuştur. Elde edilen verilerin ve yapılan analizlerin Semitik din ailesi bünyesinde yapılacak her-hangi bir karşılaştırmalı çalışmaya veri sağlama noktasında yararlı olabileceği umulmaktır. Ayrıca Semitik din ailesi ile Asya din ailesi gibi din grupları arasında genel özellikler çerçevesinde arınma ritüelleri üzerine yapılacak herhangi bir mukayeseli çalışmaya da katkı sunabileceği varsayılmaktadır. Sonuç olarak Hristiyanlıktaki aslî günah öğretisinin arınma ritüellerinin esaslarını ve yapılış şe-killerini belirlediği, ritüellerin özünün aslî günah lekesinden arınma amacına dayandığı ve ritüellerin bedensel arınmadan ziyade zihinsel ve duygusal arınmayı gerçekleştirmeye yönelik olduğu görülmüştür. According to Christianity, purification rituals are carried out to get rid of material/spiritual stain or sin. These rituals are performed within the body of conversion ceremonies, before starting the worship or in order to prepare to be closer to the holy one. The material cleansing in Christianity, which is a Semitic religion, has been simplified and lost its initial importance in the process of Christianity’s separation from Judaism and reaching universality. The spiritual cleanliness, on the other hand, has become the credo of Christianity in the sense of realizing the purification of a person from a sin which is believed to have been committed before the person was even born. Christianity accepts that all people are guilty of an event (original sin) that caused Adam and Eve to be expelled from Paradise, which is described in the Torah, and argues that a sacrifice of atonement is necessary for this sin to be forgiven. According to Christianity, the sacrifice of a goat, ram or bull will not be sufficient as atonement for such a grave sin. That is why God allowed his own son to be sacrificed by allowing him to be crucified. According to the Christian belief, the person who believes this narrative will be free from existential guilt. In order to analyze the purification phenomenon of Christianity from a psycho-phenomenological point of view, rituals such as baptism, confession, and communion were examined, and in the light of the data obtained from the holy texts of Christianity via the document scanning technique, within the framework of elements such as the purpose, form, time of the purification rituals and how the purification rituals were carried out using which materials. Purification rituals in Christianity have been tried to be compre-hended. Different interpretations and practices on the purifica-tion rituals of different sects or religious movements that have emerged over time in the Christian society are excluded from the scope of the study. It is assumed that the analyses can contribute to a comparative study within the Semitic family of religions or to comparative studies on purification rituals between Semitic reli-gions and religious groups such as Asian religions. As a result, it has been seen that the original sin phenomenon in Christianity is in a decisive position in purification rituals and spiritual purification rituals rather than material purification rituals come to the fore.
Sözlü iletişimle insanları etkilemek mümkündür. Etkili konuşmalar yapan karizmatik liderler kitle... more Sözlü iletişimle insanları etkilemek mümkündür. Etkili konuşmalar yapan karizmatik liderler kitleleri peşinden sürükler.
Bu gücü kullanan bazı liderler Dünya tarihini etkilemiştir. Medya araçlarından ‘film’ ise hem ses hem de görüntü ile insan
zihnine ulaşabilmekte hatta insan zihninin tasavvurunu zorlayacak kadar görsel ögeyi fantastik bir evrende
kurgulayabilmektedir. Dolayısıyla film sektörünün mitolojik bir mevzuyu kurgulayış şeklinin fenomenolojik açıdan analiz
edilmesinin önemli olacağı var sayılmaktadır. Bu çalışmada, Dinler Tarihinin herhangi bir din veya mitolojideki tanrı
kavramının gerçekten tanrı olup olmadığını sorgulamaktan kaçınan yöntembilimi doğrultusunda Thor filminde yer alan
karakterlerin tanrı tipolojisi incelenmiştir. Ayrıca fenomenolojik açıdan yapılan analizlerde mitolojik, antropolojik,
sosyolojik veya psikolojik indirgemelerden kaçınılmıştır. Sonuç olarak Thor filminde, farklı tipolojilerin kurgulandığı
görülmekle birlikte genel olarak Odin karakterinin ‘sınayan tanrı’ tipolojisi çerçevesinde, Thor karakterinin ise ‘gelişen
tanrı’ tipolojisi ekseninde kurgulandığı görülmüştür. Orijinal mitolojik anlatım ile filmin kurgusunun mukayeseli
analizinde ise Kuzey mitolojisinde var olan ve ‘kutsal’ olarak algılanan unsurların ‘güç’ olgusuna irca edildiği ve ‘tanrısal
varlık’ olgusunun ‘gelişmiş uzaylı’ fenomenolojisine tebdil edildiği görülmüştür.
It is possible to influence people through verbal communication. Leaders who make effective speeches lead the masses
after them. Some leaders who wielded this power have influenced World history. Cinema, can reach the mind with both
sound and image, and even fictionalize the visual element in a fantastic universe. Therefore, it is assumed that it will be
important to analyze the way cinema constructs mythological subject. In this study, the god typology of the characters
in the ‘Thor’ was examined in line with the methodology of the History of Religions, which avoids questioning whether
the concept of god in any religion or mythology is god. As a result, although it is seen that different typologies are
fictionalized in the ‘Thor’, it has been seen that the ‘Odin’ is generally fictionalized within the framework of the ‘testing
god’ typology, and the ‘Thor’ is fictionalized in the axis of the ‘developing god’ typology. In the comparative analysis of
the original mythological narrative and the fiction of the film, it was seen that the elements existing in the Northern
mythology and perceived as ‘sacred’ were relegated to the ‘power’ and the ‘divine being’ was transformed into the
‘advanced alien’ phenomenology.
III. ULUSLARARASI DEVELİ - ÂŞIK SEYRÂNÎ VE TÜRK KÜLTÜRÜ KONGRESİ, 2023
Şahsiyeti ve eserleri itibarıyla yaşadığı dönemde de günümüzde de değerinden hiçbir şey yitirmemi... more Şahsiyeti ve eserleri itibarıyla yaşadığı dönemde de günümüzde de değerinden hiçbir şey yitirmemiş olan Seyrânî, kendi çağının sorunlarını döneminin en etkili medya aracı olan şiirler aracılığıyla gündeme getirmiştir. Seyrânî, sorunları ve sorun çıkaranları eleş- tirirken halka şirin görünme çabasına girmemiş ve bürokratik kesimin tehditlerinden de çekinmemiştir. Yeri geldiğinde sultanı, yeri geldiğinde ise halkı edebi bir üslup ile eleştirmiştir. Şiirlerinde kişileri ve kurumları hedef almayan ve sadece olumsuz durum ve uygulamalara dikkat çekmeye çalışan Seyrânî, asla halkı isyana teşvik etmemiştir. Edebiyatçı kimliği ile tanınan Seyrânî, aslında bundan çok daha ötesidir. Seyrânî’nin sosyolojik, psikolojik ve ahlaki değerlendirmeleri birey, toplum ve devlet açısından önemli tespitler içermektedir. Seyrânî, sorunlar silsilesinin ilk basamağını tespit etme ve çözüm zincirinin ilk halkasının adını koyma konusunda eşsiz bir kişiliktir. Ulema sınıfını ve bürokratik kesimi eleştirirken Seyrânî, kişileri hedef almaktan ziyade bu zümredeki bozulmanın nelere yol açabileceğine vurgu yapmak istemiştir. İdeal bir toplumda var olması gereken sevgi, saygı ve yardımlaşmanın bireysel ve toplumsal saadet, refah ve huzur açısından ne denli mühim olduğunu yazdığı şiirlerle en güzel şekilde ifade etmiştir. Seyrânî, who has not lost anything of his value in his lifetime and today in terms of his personality and works, has brought the problems of his age to the agenda through the most effective media tool of his period, poems. While criticizing the problems and those who cause trouble, Seyrânî did not try to appear cute to the public and did not hesitate from the threats of the bureaucratic sector. He criticized the sultan when appropriate, and the people when appropriate, with a literary style. Seyrânî, who does not target individuals and institutions in his poems and only tries to draw attention to negative situations and practices, has never encouraged the people to revolt. Known for his literary identity, Seyrânî is actually much more than that. Seyrânî’s sociological, psychological and moral evaluations contain important determinations in terms of individual, society and state. Seyrânî is a unique personality in identifying the first step of the series of problems and naming the first link of the solution chain. While criticizing the ulema class and the bureaucratic sector, Seyrânî wanted to emphasize what the corruption in this group could lead to, rather than targeting individuals. He expressed in his poems how important the love, respect and cooperation that should exist in an ideal society are in terms of individual and social happiness, welfare and peace.
Films, which are an effective media tool, can transfer both information and emotions. Therefore, ... more Films, which are an effective media tool, can transfer both information and emotions. Therefore, the ways in which religious elements are used in films should be examined by the History of Religions. In this way, it is aimed to examine the elements related to Judaism in the Pi. Every religious ritual is performed to get closer to the sacred. Such an effort is described in this film, in which science and religion are fictionalized together. Maximillian tries to find the mystery of the universe by using a computer and performing mathematical calculations. Eventually, with the help of Hasidic Jews, he finds the personal name of his God. He achieves this by using the Gematria technique of expressing words with numbers. Maximillian is nobleman because he is of Cohen descent. However, since he is not a Kabbalist, he is not competent and does not know how to use the name he finds. So, this knowledge exhausts Maximillian. So that no one can access the information, Maximillian destroys everything on which the information is recorded, and then wants to destroy his body. As a result, this movie shows that it is dangerous to deal with God’s name without being nobleman and competent.
Etkili bir medya aracı olan filmler hem bilgileri hem de duyguları transfer edebilme özelliği taşımaktadır. Bu sebeple dinsel ögelerin filmlerde kullanılma şekillerinin Dinler Tarihi tarafından incelenmesinin pek çok açıdan faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda Pi (π) Filminde yer alan Yahudilikle ilgili unsurların incelenmesi amaçlanmıştır. Her dini ritüel kutsala yakınlaşmak için yapılır. Bilimin ve dinin birlikte kurgulandığı Pi filminde de böylesi bir çaba anlatılmaktadır. Maximillian, bir bilgisayar kullanarak ve matematik hesaplamalar yaparak evrenin gizemini bulmaya çalışmaktadır. Sonuçta Hasidik Yahudilerin yardımıyla kendi Tanrı’sının kişisel adını bulur. Bunu, kelimeleri rakamlarla ifade eden Gematria tekniğini kullanarak yapar. Maximillian, kohen soyundan geldiği için seçkindir. Ancak bir kabalist olmadığı için yetkin değildir ve bulduğu ismi nasıl kullanacağını bilememektedir. Dolayısıyla bu bilgi Maximillian’ı tüketir. Bilgiye kimsenin ulaşamaması için Maximillian bilgilerin kayıtlı olduğu her şeyi imha eder sonra da kendi bedenini yok etmek ister. Sonuç olarak bu filmde seçkin ve yetkin olmadan Tanrı’nın ismiyle uğraşmanın tehlikeli olduğu anlatılmaktadır.
Hristiyan inancında, maddi/manevi kir olarak kabul edilen veya suç olarak görülen unsurlardan arı... more Hristiyan inancında, maddi/manevi kir olarak kabul edilen veya suç olarak görülen unsurlardan arınmak maksadıyla gerçekleştirilen arınma ritüelleri ihtida merasimleri bünyesinde, ibadete başlamadan önce veya kutsal olana yakınlaşmaya hazır hale gelebilmek için yapılmaktadır. Semitik bir din olan Hristiyanlığın Yahudilikten ayrılması ve evrensellik vasfı kazanması sürecinde maddi temizlik sadeleşerek önemini yitirmiştir. Âdem ile eşi tarafından işlenen aslî günah lekesinden arınmayı ifade eden manevi temizlik ise Hristiyanlığın amentüsü (credo) olarak inanç sisteminin merkezine yerleşmiştir. Hristiyanlık, Tevrat’ta anlatılan Âdem ile Havva’nın Cennet’ten kovulmasına neden olan bir hadiseden dolayı bütün insanların suçlu olduğunu kabul etmektedir. İnsanların işlediği bu suçun bağışlanabilmesi için kefaret kurbanının zorunlu olduğunu savunan Hristiyanlık, böylesine ağır bir suçun kefareti olarak keçi, koç veya boğa kurban etmenin yeterli olmayacağını savunmaktadır. Bu yüzden Tanrı, kendi oğlunun çarmıha gerilmesine müsaade etmek suretiyle kurban edilmesine izin vermiştir. Hristiyanlık inancına göre bu anlatıma inanan kişi varoluşsal suçundan arınmış olacaktır. Bu çalışmada Hristiyanlıkta var olan vaftiz, günah çıkarma, komünyon gibi ritüeller incelenerek arınma fenomeninin tahlil edilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda, Hristiyanlığın kutsal metinlerinden belge tarama tekniğiyle elde edilen veriler doğrultu-sunda, arınma ritüellerinin amacı, şekli, yapılış zamanı ve arınma ritüellerinde kullanılan malzemeler ile ritüellerin nasıl gerçekleşti-rildiği gibi unsurlar dikkate alınarak Hristiyanlıktaki arınma ritüel-leri anlaşılmaya çalışılmıştır. Hristiyan toplumunda zamanla ortaya çıkmış olan farklı mezhep veya dinî hareketlerin arınma ritüelleri konusundaki farklı yorum ve uygulama şekilleri dikkate alınmakla birlikte çalışma kapsamı dışında tutulmuştur. Elde edilen verilerin ve yapılan analizlerin Semitik din ailesi bünyesinde yapılacak her-hangi bir karşılaştırmalı çalışmaya veri sağlama noktasında yararlı olabileceği umulmaktır. Ayrıca Semitik din ailesi ile Asya din ailesi gibi din grupları arasında genel özellikler çerçevesinde arınma ritüelleri üzerine yapılacak herhangi bir mukayeseli çalışmaya da katkı sunabileceği varsayılmaktadır. Sonuç olarak Hristiyanlıktaki aslî günah öğretisinin arınma ritüellerinin esaslarını ve yapılış şe-killerini belirlediği, ritüellerin özünün aslî günah lekesinden arınma amacına dayandığı ve ritüellerin bedensel arınmadan ziyade zihinsel ve duygusal arınmayı gerçekleştirmeye yönelik olduğu görülmüştür. According to Christianity, purification rituals are carried out to get rid of material/spiritual stain or sin. These rituals are performed within the body of conversion ceremonies, before starting the worship or in order to prepare to be closer to the holy one. The material cleansing in Christianity, which is a Semitic religion, has been simplified and lost its initial importance in the process of Christianity’s separation from Judaism and reaching universality. The spiritual cleanliness, on the other hand, has become the credo of Christianity in the sense of realizing the purification of a person from a sin which is believed to have been committed before the person was even born. Christianity accepts that all people are guilty of an event (original sin) that caused Adam and Eve to be expelled from Paradise, which is described in the Torah, and argues that a sacrifice of atonement is necessary for this sin to be forgiven. According to Christianity, the sacrifice of a goat, ram or bull will not be sufficient as atonement for such a grave sin. That is why God allowed his own son to be sacrificed by allowing him to be crucified. According to the Christian belief, the person who believes this narrative will be free from existential guilt. In order to analyze the purification phenomenon of Christianity from a psycho-phenomenological point of view, rituals such as baptism, confession, and communion were examined, and in the light of the data obtained from the holy texts of Christianity via the document scanning technique, within the framework of elements such as the purpose, form, time of the purification rituals and how the purification rituals were carried out using which materials. Purification rituals in Christianity have been tried to be compre-hended. Different interpretations and practices on the purifica-tion rituals of different sects or religious movements that have emerged over time in the Christian society are excluded from the scope of the study. It is assumed that the analyses can contribute to a comparative study within the Semitic family of religions or to comparative studies on purification rituals between Semitic reli-gions and religious groups such as Asian religions. As a result, it has been seen that the original sin phenomenon in Christianity is in a decisive position in purification rituals and spiritual purification rituals rather than material purification rituals come to the fore.
Sözlü iletişimle insanları etkilemek mümkündür. Etkili konuşmalar yapan karizmatik liderler kitle... more Sözlü iletişimle insanları etkilemek mümkündür. Etkili konuşmalar yapan karizmatik liderler kitleleri peşinden sürükler.
Bu gücü kullanan bazı liderler Dünya tarihini etkilemiştir. Medya araçlarından ‘film’ ise hem ses hem de görüntü ile insan
zihnine ulaşabilmekte hatta insan zihninin tasavvurunu zorlayacak kadar görsel ögeyi fantastik bir evrende
kurgulayabilmektedir. Dolayısıyla film sektörünün mitolojik bir mevzuyu kurgulayış şeklinin fenomenolojik açıdan analiz
edilmesinin önemli olacağı var sayılmaktadır. Bu çalışmada, Dinler Tarihinin herhangi bir din veya mitolojideki tanrı
kavramının gerçekten tanrı olup olmadığını sorgulamaktan kaçınan yöntembilimi doğrultusunda Thor filminde yer alan
karakterlerin tanrı tipolojisi incelenmiştir. Ayrıca fenomenolojik açıdan yapılan analizlerde mitolojik, antropolojik,
sosyolojik veya psikolojik indirgemelerden kaçınılmıştır. Sonuç olarak Thor filminde, farklı tipolojilerin kurgulandığı
görülmekle birlikte genel olarak Odin karakterinin ‘sınayan tanrı’ tipolojisi çerçevesinde, Thor karakterinin ise ‘gelişen
tanrı’ tipolojisi ekseninde kurgulandığı görülmüştür. Orijinal mitolojik anlatım ile filmin kurgusunun mukayeseli
analizinde ise Kuzey mitolojisinde var olan ve ‘kutsal’ olarak algılanan unsurların ‘güç’ olgusuna irca edildiği ve ‘tanrısal
varlık’ olgusunun ‘gelişmiş uzaylı’ fenomenolojisine tebdil edildiği görülmüştür.
It is possible to influence people through verbal communication. Leaders who make effective speeches lead the masses
after them. Some leaders who wielded this power have influenced World history. Cinema, can reach the mind with both
sound and image, and even fictionalize the visual element in a fantastic universe. Therefore, it is assumed that it will be
important to analyze the way cinema constructs mythological subject. In this study, the god typology of the characters
in the ‘Thor’ was examined in line with the methodology of the History of Religions, which avoids questioning whether
the concept of god in any religion or mythology is god. As a result, although it is seen that different typologies are
fictionalized in the ‘Thor’, it has been seen that the ‘Odin’ is generally fictionalized within the framework of the ‘testing
god’ typology, and the ‘Thor’ is fictionalized in the axis of the ‘developing god’ typology. In the comparative analysis of
the original mythological narrative and the fiction of the film, it was seen that the elements existing in the Northern
mythology and perceived as ‘sacred’ were relegated to the ‘power’ and the ‘divine being’ was transformed into the
‘advanced alien’ phenomenology.
III. ULUSLARARASI DEVELİ - ÂŞIK SEYRÂNÎ VE TÜRK KÜLTÜRÜ KONGRESİ, 2023
Şahsiyeti ve eserleri itibarıyla yaşadığı dönemde de günümüzde de değerinden hiçbir şey yitirmemi... more Şahsiyeti ve eserleri itibarıyla yaşadığı dönemde de günümüzde de değerinden hiçbir şey yitirmemiş olan Seyrânî, kendi çağının sorunlarını döneminin en etkili medya aracı olan şiirler aracılığıyla gündeme getirmiştir. Seyrânî, sorunları ve sorun çıkaranları eleş- tirirken halka şirin görünme çabasına girmemiş ve bürokratik kesimin tehditlerinden de çekinmemiştir. Yeri geldiğinde sultanı, yeri geldiğinde ise halkı edebi bir üslup ile eleştirmiştir. Şiirlerinde kişileri ve kurumları hedef almayan ve sadece olumsuz durum ve uygulamalara dikkat çekmeye çalışan Seyrânî, asla halkı isyana teşvik etmemiştir. Edebiyatçı kimliği ile tanınan Seyrânî, aslında bundan çok daha ötesidir. Seyrânî’nin sosyolojik, psikolojik ve ahlaki değerlendirmeleri birey, toplum ve devlet açısından önemli tespitler içermektedir. Seyrânî, sorunlar silsilesinin ilk basamağını tespit etme ve çözüm zincirinin ilk halkasının adını koyma konusunda eşsiz bir kişiliktir. Ulema sınıfını ve bürokratik kesimi eleştirirken Seyrânî, kişileri hedef almaktan ziyade bu zümredeki bozulmanın nelere yol açabileceğine vurgu yapmak istemiştir. İdeal bir toplumda var olması gereken sevgi, saygı ve yardımlaşmanın bireysel ve toplumsal saadet, refah ve huzur açısından ne denli mühim olduğunu yazdığı şiirlerle en güzel şekilde ifade etmiştir. Seyrânî, who has not lost anything of his value in his lifetime and today in terms of his personality and works, has brought the problems of his age to the agenda through the most effective media tool of his period, poems. While criticizing the problems and those who cause trouble, Seyrânî did not try to appear cute to the public and did not hesitate from the threats of the bureaucratic sector. He criticized the sultan when appropriate, and the people when appropriate, with a literary style. Seyrânî, who does not target individuals and institutions in his poems and only tries to draw attention to negative situations and practices, has never encouraged the people to revolt. Known for his literary identity, Seyrânî is actually much more than that. Seyrânî’s sociological, psychological and moral evaluations contain important determinations in terms of individual, society and state. Seyrânî is a unique personality in identifying the first step of the series of problems and naming the first link of the solution chain. While criticizing the ulema class and the bureaucratic sector, Seyrânî wanted to emphasize what the corruption in this group could lead to, rather than targeting individuals. He expressed in his poems how important the love, respect and cooperation that should exist in an ideal society are in terms of individual and social happiness, welfare and peace.
Uploads
Papers by mustafa tural
Etkili bir medya aracı olan filmler hem bilgileri hem de duyguları transfer edebilme özelliği taşımaktadır. Bu sebeple dinsel ögelerin filmlerde kullanılma şekillerinin Dinler Tarihi tarafından incelenmesinin pek çok açıdan faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda Pi (π) Filminde yer alan Yahudilikle ilgili unsurların incelenmesi amaçlanmıştır. Her dini ritüel kutsala yakınlaşmak için yapılır. Bilimin ve dinin birlikte kurgulandığı Pi filminde de böylesi bir çaba anlatılmaktadır. Maximillian, bir bilgisayar kullanarak ve matematik hesaplamalar yaparak evrenin gizemini bulmaya çalışmaktadır. Sonuçta Hasidik Yahudilerin yardımıyla kendi Tanrı’sının kişisel adını bulur. Bunu, kelimeleri rakamlarla ifade eden Gematria tekniğini kullanarak yapar. Maximillian, kohen soyundan geldiği için seçkindir. Ancak bir kabalist olmadığı için yetkin değildir ve bulduğu ismi nasıl kullanacağını bilememektedir. Dolayısıyla bu bilgi Maximillian’ı tüketir. Bilgiye kimsenin ulaşamaması için Maximillian bilgilerin kayıtlı olduğu her şeyi imha eder sonra da kendi bedenini yok etmek ister. Sonuç olarak bu filmde seçkin ve yetkin olmadan Tanrı’nın ismiyle uğraşmanın tehlikeli olduğu anlatılmaktadır.
According to Christianity, purification rituals are carried out to get rid of material/spiritual stain or sin. These rituals are performed within the body of conversion ceremonies, before starting the worship or in order to prepare to be closer to the holy one. The material cleansing in Christianity, which is a Semitic religion, has been simplified and lost its initial importance in the process of Christianity’s separation from Judaism and reaching universality. The spiritual cleanliness, on the other hand, has become the credo of Christianity in the sense of realizing the purification of a person from a sin which is believed to have been committed before the person was even born. Christianity accepts that all people are guilty of an event (original sin) that caused Adam and Eve to be expelled from Paradise, which is described in the Torah, and argues that a sacrifice of atonement is necessary for this sin to be forgiven. According to Christianity, the sacrifice of a goat, ram or bull will not be sufficient as atonement for such a grave sin. That is why God allowed his own son to be sacrificed by allowing him to be crucified. According to the Christian belief, the person who believes this narrative will be free from existential guilt. In order to analyze the purification phenomenon of Christianity from a psycho-phenomenological point of view, rituals such as baptism, confession, and communion were examined, and in the light of the data obtained from the holy texts of Christianity via the document scanning technique, within the framework of elements such as the purpose, form, time of the purification rituals and how the purification rituals were carried out using which materials. Purification rituals in Christianity have been tried to be compre-hended. Different interpretations and practices on the purifica-tion rituals of different sects or religious movements that have emerged over time in the Christian society are excluded from the scope of the study. It is assumed that the analyses can contribute to a comparative study within the Semitic family of religions or to comparative studies on purification rituals between Semitic reli-gions and religious groups such as Asian religions. As a result, it has been seen that the original sin phenomenon in Christianity is in a decisive position in purification rituals and spiritual purification rituals rather than material purification rituals come to the fore.
Bu gücü kullanan bazı liderler Dünya tarihini etkilemiştir. Medya araçlarından ‘film’ ise hem ses hem de görüntü ile insan
zihnine ulaşabilmekte hatta insan zihninin tasavvurunu zorlayacak kadar görsel ögeyi fantastik bir evrende
kurgulayabilmektedir. Dolayısıyla film sektörünün mitolojik bir mevzuyu kurgulayış şeklinin fenomenolojik açıdan analiz
edilmesinin önemli olacağı var sayılmaktadır. Bu çalışmada, Dinler Tarihinin herhangi bir din veya mitolojideki tanrı
kavramının gerçekten tanrı olup olmadığını sorgulamaktan kaçınan yöntembilimi doğrultusunda Thor filminde yer alan
karakterlerin tanrı tipolojisi incelenmiştir. Ayrıca fenomenolojik açıdan yapılan analizlerde mitolojik, antropolojik,
sosyolojik veya psikolojik indirgemelerden kaçınılmıştır. Sonuç olarak Thor filminde, farklı tipolojilerin kurgulandığı
görülmekle birlikte genel olarak Odin karakterinin ‘sınayan tanrı’ tipolojisi çerçevesinde, Thor karakterinin ise ‘gelişen
tanrı’ tipolojisi ekseninde kurgulandığı görülmüştür. Orijinal mitolojik anlatım ile filmin kurgusunun mukayeseli
analizinde ise Kuzey mitolojisinde var olan ve ‘kutsal’ olarak algılanan unsurların ‘güç’ olgusuna irca edildiği ve ‘tanrısal
varlık’ olgusunun ‘gelişmiş uzaylı’ fenomenolojisine tebdil edildiği görülmüştür.
It is possible to influence people through verbal communication. Leaders who make effective speeches lead the masses
after them. Some leaders who wielded this power have influenced World history. Cinema, can reach the mind with both
sound and image, and even fictionalize the visual element in a fantastic universe. Therefore, it is assumed that it will be
important to analyze the way cinema constructs mythological subject. In this study, the god typology of the characters
in the ‘Thor’ was examined in line with the methodology of the History of Religions, which avoids questioning whether
the concept of god in any religion or mythology is god. As a result, although it is seen that different typologies are
fictionalized in the ‘Thor’, it has been seen that the ‘Odin’ is generally fictionalized within the framework of the ‘testing
god’ typology, and the ‘Thor’ is fictionalized in the axis of the ‘developing god’ typology. In the comparative analysis of
the original mythological narrative and the fiction of the film, it was seen that the elements existing in the Northern
mythology and perceived as ‘sacred’ were relegated to the ‘power’ and the ‘divine being’ was transformed into the
‘advanced alien’ phenomenology.
Books by mustafa tural
sorunlarını döneminin en etkili medya aracı olan şiirler aracılığıyla gündeme getirmiştir. Seyrânî, sorunları ve sorun çıkaranları eleş-
tirirken halka şirin görünme çabasına girmemiş ve bürokratik kesimin tehditlerinden de çekinmemiştir. Yeri geldiğinde sultanı, yeri
geldiğinde ise halkı edebi bir üslup ile eleştirmiştir. Şiirlerinde kişileri ve kurumları hedef almayan ve sadece olumsuz durum ve uygulamalara dikkat çekmeye çalışan Seyrânî, asla halkı isyana teşvik etmemiştir. Edebiyatçı kimliği ile tanınan Seyrânî, aslında bundan
çok daha ötesidir. Seyrânî’nin sosyolojik, psikolojik ve ahlaki değerlendirmeleri birey, toplum ve devlet açısından önemli tespitler
içermektedir. Seyrânî, sorunlar silsilesinin ilk basamağını tespit etme ve çözüm zincirinin ilk halkasının adını koyma konusunda eşsiz
bir kişiliktir. Ulema sınıfını ve bürokratik kesimi eleştirirken Seyrânî, kişileri hedef almaktan ziyade bu zümredeki bozulmanın nelere
yol açabileceğine vurgu yapmak istemiştir. İdeal bir toplumda var olması gereken sevgi, saygı ve yardımlaşmanın bireysel ve toplumsal saadet, refah ve huzur açısından ne denli mühim olduğunu yazdığı şiirlerle en güzel şekilde ifade etmiştir.
Seyrânî, who has not lost anything of his value in his lifetime and today in terms of his personality and works, has brought the problems of his age to the agenda through the most effective media tool of his period, poems. While criticizing the problems and those
who cause trouble, Seyrânî did not try to appear cute to the public and did not hesitate from the threats of the bureaucratic sector.
He criticized the sultan when appropriate, and the people when appropriate, with a literary style. Seyrânî, who does not target
individuals and institutions in his poems and only tries to draw attention to negative situations and practices, has never encouraged
the people to revolt. Known for his literary identity, Seyrânî is actually much more than that. Seyrânî’s sociological, psychological
and moral evaluations contain important determinations in terms of individual, society and state. Seyrânî is a unique personality in
identifying the first step of the series of problems and naming the first link of the solution chain. While criticizing the ulema class and
the bureaucratic sector, Seyrânî wanted to emphasize what the corruption in this group could lead to, rather than targeting individuals. He expressed in his poems how important the love, respect and cooperation that should exist in an ideal society are in terms of
individual and social happiness, welfare and peace.
Etkili bir medya aracı olan filmler hem bilgileri hem de duyguları transfer edebilme özelliği taşımaktadır. Bu sebeple dinsel ögelerin filmlerde kullanılma şekillerinin Dinler Tarihi tarafından incelenmesinin pek çok açıdan faydalı olacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda Pi (π) Filminde yer alan Yahudilikle ilgili unsurların incelenmesi amaçlanmıştır. Her dini ritüel kutsala yakınlaşmak için yapılır. Bilimin ve dinin birlikte kurgulandığı Pi filminde de böylesi bir çaba anlatılmaktadır. Maximillian, bir bilgisayar kullanarak ve matematik hesaplamalar yaparak evrenin gizemini bulmaya çalışmaktadır. Sonuçta Hasidik Yahudilerin yardımıyla kendi Tanrı’sının kişisel adını bulur. Bunu, kelimeleri rakamlarla ifade eden Gematria tekniğini kullanarak yapar. Maximillian, kohen soyundan geldiği için seçkindir. Ancak bir kabalist olmadığı için yetkin değildir ve bulduğu ismi nasıl kullanacağını bilememektedir. Dolayısıyla bu bilgi Maximillian’ı tüketir. Bilgiye kimsenin ulaşamaması için Maximillian bilgilerin kayıtlı olduğu her şeyi imha eder sonra da kendi bedenini yok etmek ister. Sonuç olarak bu filmde seçkin ve yetkin olmadan Tanrı’nın ismiyle uğraşmanın tehlikeli olduğu anlatılmaktadır.
According to Christianity, purification rituals are carried out to get rid of material/spiritual stain or sin. These rituals are performed within the body of conversion ceremonies, before starting the worship or in order to prepare to be closer to the holy one. The material cleansing in Christianity, which is a Semitic religion, has been simplified and lost its initial importance in the process of Christianity’s separation from Judaism and reaching universality. The spiritual cleanliness, on the other hand, has become the credo of Christianity in the sense of realizing the purification of a person from a sin which is believed to have been committed before the person was even born. Christianity accepts that all people are guilty of an event (original sin) that caused Adam and Eve to be expelled from Paradise, which is described in the Torah, and argues that a sacrifice of atonement is necessary for this sin to be forgiven. According to Christianity, the sacrifice of a goat, ram or bull will not be sufficient as atonement for such a grave sin. That is why God allowed his own son to be sacrificed by allowing him to be crucified. According to the Christian belief, the person who believes this narrative will be free from existential guilt. In order to analyze the purification phenomenon of Christianity from a psycho-phenomenological point of view, rituals such as baptism, confession, and communion were examined, and in the light of the data obtained from the holy texts of Christianity via the document scanning technique, within the framework of elements such as the purpose, form, time of the purification rituals and how the purification rituals were carried out using which materials. Purification rituals in Christianity have been tried to be compre-hended. Different interpretations and practices on the purifica-tion rituals of different sects or religious movements that have emerged over time in the Christian society are excluded from the scope of the study. It is assumed that the analyses can contribute to a comparative study within the Semitic family of religions or to comparative studies on purification rituals between Semitic reli-gions and religious groups such as Asian religions. As a result, it has been seen that the original sin phenomenon in Christianity is in a decisive position in purification rituals and spiritual purification rituals rather than material purification rituals come to the fore.
Bu gücü kullanan bazı liderler Dünya tarihini etkilemiştir. Medya araçlarından ‘film’ ise hem ses hem de görüntü ile insan
zihnine ulaşabilmekte hatta insan zihninin tasavvurunu zorlayacak kadar görsel ögeyi fantastik bir evrende
kurgulayabilmektedir. Dolayısıyla film sektörünün mitolojik bir mevzuyu kurgulayış şeklinin fenomenolojik açıdan analiz
edilmesinin önemli olacağı var sayılmaktadır. Bu çalışmada, Dinler Tarihinin herhangi bir din veya mitolojideki tanrı
kavramının gerçekten tanrı olup olmadığını sorgulamaktan kaçınan yöntembilimi doğrultusunda Thor filminde yer alan
karakterlerin tanrı tipolojisi incelenmiştir. Ayrıca fenomenolojik açıdan yapılan analizlerde mitolojik, antropolojik,
sosyolojik veya psikolojik indirgemelerden kaçınılmıştır. Sonuç olarak Thor filminde, farklı tipolojilerin kurgulandığı
görülmekle birlikte genel olarak Odin karakterinin ‘sınayan tanrı’ tipolojisi çerçevesinde, Thor karakterinin ise ‘gelişen
tanrı’ tipolojisi ekseninde kurgulandığı görülmüştür. Orijinal mitolojik anlatım ile filmin kurgusunun mukayeseli
analizinde ise Kuzey mitolojisinde var olan ve ‘kutsal’ olarak algılanan unsurların ‘güç’ olgusuna irca edildiği ve ‘tanrısal
varlık’ olgusunun ‘gelişmiş uzaylı’ fenomenolojisine tebdil edildiği görülmüştür.
It is possible to influence people through verbal communication. Leaders who make effective speeches lead the masses
after them. Some leaders who wielded this power have influenced World history. Cinema, can reach the mind with both
sound and image, and even fictionalize the visual element in a fantastic universe. Therefore, it is assumed that it will be
important to analyze the way cinema constructs mythological subject. In this study, the god typology of the characters
in the ‘Thor’ was examined in line with the methodology of the History of Religions, which avoids questioning whether
the concept of god in any religion or mythology is god. As a result, although it is seen that different typologies are
fictionalized in the ‘Thor’, it has been seen that the ‘Odin’ is generally fictionalized within the framework of the ‘testing
god’ typology, and the ‘Thor’ is fictionalized in the axis of the ‘developing god’ typology. In the comparative analysis of
the original mythological narrative and the fiction of the film, it was seen that the elements existing in the Northern
mythology and perceived as ‘sacred’ were relegated to the ‘power’ and the ‘divine being’ was transformed into the
‘advanced alien’ phenomenology.
sorunlarını döneminin en etkili medya aracı olan şiirler aracılığıyla gündeme getirmiştir. Seyrânî, sorunları ve sorun çıkaranları eleş-
tirirken halka şirin görünme çabasına girmemiş ve bürokratik kesimin tehditlerinden de çekinmemiştir. Yeri geldiğinde sultanı, yeri
geldiğinde ise halkı edebi bir üslup ile eleştirmiştir. Şiirlerinde kişileri ve kurumları hedef almayan ve sadece olumsuz durum ve uygulamalara dikkat çekmeye çalışan Seyrânî, asla halkı isyana teşvik etmemiştir. Edebiyatçı kimliği ile tanınan Seyrânî, aslında bundan
çok daha ötesidir. Seyrânî’nin sosyolojik, psikolojik ve ahlaki değerlendirmeleri birey, toplum ve devlet açısından önemli tespitler
içermektedir. Seyrânî, sorunlar silsilesinin ilk basamağını tespit etme ve çözüm zincirinin ilk halkasının adını koyma konusunda eşsiz
bir kişiliktir. Ulema sınıfını ve bürokratik kesimi eleştirirken Seyrânî, kişileri hedef almaktan ziyade bu zümredeki bozulmanın nelere
yol açabileceğine vurgu yapmak istemiştir. İdeal bir toplumda var olması gereken sevgi, saygı ve yardımlaşmanın bireysel ve toplumsal saadet, refah ve huzur açısından ne denli mühim olduğunu yazdığı şiirlerle en güzel şekilde ifade etmiştir.
Seyrânî, who has not lost anything of his value in his lifetime and today in terms of his personality and works, has brought the problems of his age to the agenda through the most effective media tool of his period, poems. While criticizing the problems and those
who cause trouble, Seyrânî did not try to appear cute to the public and did not hesitate from the threats of the bureaucratic sector.
He criticized the sultan when appropriate, and the people when appropriate, with a literary style. Seyrânî, who does not target
individuals and institutions in his poems and only tries to draw attention to negative situations and practices, has never encouraged
the people to revolt. Known for his literary identity, Seyrânî is actually much more than that. Seyrânî’s sociological, psychological
and moral evaluations contain important determinations in terms of individual, society and state. Seyrânî is a unique personality in
identifying the first step of the series of problems and naming the first link of the solution chain. While criticizing the ulema class and
the bureaucratic sector, Seyrânî wanted to emphasize what the corruption in this group could lead to, rather than targeting individuals. He expressed in his poems how important the love, respect and cooperation that should exist in an ideal society are in terms of
individual and social happiness, welfare and peace.