Papers by Semra Yılmaz Çildam
Türk coğrafya dergisi, Dec 31, 2019
Bookmarks Related papers MentionsView impact
International journal of geography and geography education, May 20, 2022
Bookmarks Related papers MentionsView impact
lnternational Journal of Geography and Geography Education
Günümüzde yaşanan toplumsal değişim ve dönüşümler, teknolojik gelişmeler, sanayileşme ve nüfus ar... more Günümüzde yaşanan toplumsal değişim ve dönüşümler, teknolojik gelişmeler, sanayileşme ve nüfus artışı şehirlerde ciddi çevre sorunlarına neden olmuştur. Bu çalışmada, Siirt’te yaşanılan çevre sorunlarının saptanması için bir alan araştırması yürütülmüştür. Ayrıca çevre sorunlarının toplumsal duyarlılığı ölçülerek, bireysel ve toplumsal duyarlılığı artırmaya katkıda bulunabilmek amaçlanmıştır. Görüşme yöntemi ile oluşturulan bu nitel araştırmada 450 kişinin görüşüne başvurulmuştur. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile yapılan görüşmeler, e-Belediye Bilgi Sistem-İstek Şikâyet Talebi sayfasına gönderilen çevre konulu başvurular ve önceki çalışmalardan faydalanılarak görüşme formları oluşturulmuştur. Görüşme formları SPSS programı ile çözümlenmiştir. Ortaya çıkan sonuçlara göre Siirt’te yaşanan en önemli çevre sorunlarının hava, atık ve su kirliliği olduğu görülmüştür. Bu sorunların sebepleri arasında eğitim eksikliği ve duyarsızlık ilk sıralarda yer almaktadır. Şehirdeki çevre sorunlar...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Mar 27, 2021
Human beings need nutrition to sustain their lives. Nutritional habits affected by our way of lif... more Human beings need nutrition to sustain their lives. Nutritional habits affected by our way of life are affected by many factors such us geography, socio-economic structure, historical periods, culture and religion. The culinary culture, which is directly affected by the natural and environmental characteristics, is shaped by agricultural and animal husbandry activities, and the agricultural and animal products obtained constitute the basis of the culinary culture. The culinary culture of Siirt, which presents remnants of its well established civilization, includes all activities including cooking, drying, salting, preserving food and so on and the food consumed by the people living in this region. Siirt cuisine was born from Mesopotamia, a deeprooted culture, and it is rich and authentic. In this study, the relationship between the foods used in Siirt cuisine and the geographical environment is investigated. It is very important to record this rich culinary culture, which carries cultural accumulation of centuries, to prevent it from being erased from memories
Bookmarks Related papers MentionsView impact
lnternational Journal of Geography and Geography Education
Bookmarks Related papers MentionsView impact
KENTSEL YEŞİL ALAN ÖRNEKLERİNDEN KEZER KAMPÜSÜ HOBİ BAHÇELERİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME, 2022
İnsanoğlunun kurduğu şehirler, dinamik gelişme gösteren yaşam
alanlarıdır. Birçok doğal ve kültü... more İnsanoğlunun kurduğu şehirler, dinamik gelişme gösteren yaşam
alanlarıdır. Birçok doğal ve kültürel unsuru bir arada barındıran günümüz
şehirleri sanayileşme, göç, hızlı nüfus artışı, yoğun yapılaşma ve çarpık
kentleşme sonucu beton yığınları haline gelmişlerdir. Bunun yanında su, hava,
gürültü ve toprak kirliği gibi çarpık şehirleşmenin ekolojik etkileri de şehirlerde
tüm şiddeti ile kendini hissettirmektedir. Bu etki özellikle şehir içi ve
çevresindeki yeşil alanlar üzerinde kendini göstermiş ve doğadan uzaklaşma
başlamıştır. Doğallıktan uzaklaşan bu ekosistemlerde nefes alacak alanlara
ihtiyaç duyulmuştur. Bu alanlardan biri de hobi bahçeleridir. Hobi bahçeleri
şehirlerde eğitsel, ekonomik ve sosyal anlamda doğayı yeniden düzenleme adına
rekreasyonel (eğlenme, dinlenme, sosyal ve fiziksel hareketlilik) faaliyetlere olan
ihtiyacı karşılamada önemli bir doğal kompozisyon çizmektedir. Şehirsel
örüntünün birer katmanı olan hobi bahçeleri, şehirlerin sürdürülebilir gelişmesine
katkı sunmakta ve şehrin yaşam kalitesini arttırmada önem taşımaktadırlar.
Bu çalışmada Siirt Üniversitesi Kezer Kampüsü‟nde bulunan hobi
bahçelerinin özellik ve sorunları nicel yöntemlerle ortaya konmaya çalışılmıştır.
Bu kapsamda hobi bahçesi kullanıcılarına uygulanan anketler SPSS programı ile
çözümlenmiştir. Kullanıcıların cinsiyet yapısı, yaş, eğitim vb. birçok özelliği
yanında planlama, kullanıcıların istek ve talepleri üzerinde durulmuştur. Ulaşılan
sonuçlar Kezer Kampüsü Hobi Bahçeleri‟nin doğaya duyulan özlemi giderme,
tamamen tüketim toplumu haline gelen bireylerin üretim alışkanlığı ve kültürü
edinmelerine katkı sunma, günün yorgunluk ve stresini atma, zinde kalma gibi
birçok olumlu özelliklerinin olduğunu göstermektedir. Bunun yanında çalışma
alanında sulama sıkıntısı, katı atık sorunu, aydınlatma sorunu ve ekipman
güvenliği gibi bazı eksikliklerin olduğu görülmektedir. Bu bağlamda Kezer
Kampüsü Hobi Bahçeleri‟nin kullanımı ve geliştirilmesine yönelik çeşitli
önerilerde bulunulmuştur.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Journal of Turkish Studies, 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
The names of places that reflect the cultural accumulation define experiences, and gives localiti... more The names of places that reflect the cultural accumulation define experiences, and gives localities meanings. The city's history, the golden cube of civilization, is sometimes contained in the names of neighborhood. Neighborhoods are units where social, cultural, and natural elements and human will are shaped. This study examines the names of neighborhoods, one of the factors that form identity of the city of Siirt, according to the principles of science of topology. Siirt currently has 7 districts and 51 neighborhoods. Information on neighborhoods were taken from district governorates, municipalities, mukhtars, local written sources, journalists and the public. Many factors were taken into consideration when naming the neighborhoods that represent the past. These factors could include not only physical conditions of the locality but also human factors. The neighborhoods in this study area were categorized based on the classification by Aliagaoglu (2013). As a result, it is poss...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Şehirler cagin ihtiyaclarina cevap verebilmek icin kendi kendini yenileyen dinamik bir yapiya sah... more Şehirler cagin ihtiyaclarina cevap verebilmek icin kendi kendini yenileyen dinamik bir yapiya sahiptirler. Hizli sehirsel degisim yeni sehirsel formlarin ortaya cikmasina neden olmaktadir. Bu formlardan biri de sehirlerin onemli bileseni olan cadde ve sokaklardir. 20.yuzyilin sonlarina dogru buyuyen sehirlerde cadde sokak sayilari da artmistir. Şehirsel kimlik icin bu derece onem arz eden cadde ve bulvarlar ad verme konusunda en cok etkile-nen ve gozde olan mekânlardir. Cadde ve bulvarlar sehirlerin yasayan hafiza unsurlaridir. Bu calismada cadde ve bulvarlar toponomi bilimi acisindan incelenmistir. Calismada temel basvuru kaynagi Bandirma Belediyesi, mahalle muhtarlari, meclis kararlari ve sehir plani olmustur. Belediye tarafindan yillara gore basilmis sehir rehberleri ve diger kitaplarda incelenmistir. Vatan topraklarini kaniyla sulayan sehitler de unutulmamis, cok sayida caddeye isim vermislerdir. Bandirma'nin omurgasini olusturan ana arterlerde kurtulus savasinin izlerinin y...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2016
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Doğu Coğrafya Dergisi, 2017
The urban image is special form of the perception of the past. With a lot
of people, cities a... more The urban image is special form of the perception of the past. With a lot
of people, cities are settlements that have many subjective images. The reading of
the image of city is of versatie importance regarding cities. In this study urban
image is analyzed in terms of identification of urban problems of Balıkesir. City
images are addressed with two approaches, being designative and appraisive
urban image. In this study, appraisive aspect of urban image is used. Obtained by
the application of survey, data are avaluated by using descriptive statistics in
SPSS. In conclusion, the results show that the most popular feature of Balıkesir
city in local level is ease of transportation. The lack of neighborhood scene is
often expressed as a unpopular feature. The most important problem that city has
is tarafic and parking problem. Being small and quiet is the most popular city
feature.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
BALIKESİR’DE ŞEHİRSEL İMAJ: ŞEHİRSEL PROBLEMLERİN TESPİTİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA, 2017
The urban image is special form of the perception of the past. With a lot
of people, cities are ... more The urban image is special form of the perception of the past. With a lot
of people, cities are settlements that have many subjective images. The reading of the image of city is of versatie importance regarding cities. In this study urban image is analyzed in terms of identification of urban problems of Balıkesir. City images are addressed with two approaches, being designative and appraisive urban image. In this study, appraisive aspect of urban image is used. Obtained by the application of survey, data are avaluated by using descriptive statistics in SPSS. In conclusion, the results show that the most popular feature of Balıkesir city in local level is ease of transportation. The lack of neighborhood scene is often expressed as a unpopular feature. The most important problem that city has is tarafic and parking problem. Being small and quiet is the most popular city feature.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Şehirler cok fonksiyonlu yerlesmelerdir. Saglik hizmetleri sehirlerdeki merkezi fonksiyonlardandi... more Şehirler cok fonksiyonlu yerlesmelerdir. Saglik hizmetleri sehirlerdeki merkezi fonksiyonlardandir. Bu konuda verilen hizmetlerin dogasi cesitli nedenlerle degismektedir. Yerlesmelerin ulke yerlesme sistemindeki konumu, yonetsel konum sunulan hizmetleri etkilemektedir. Bu degisimin nedenlerinden biri de turizm faaliyetleridir. Calismanin amaci onemli sehirsel fonksiyonlardan biri olan saglik fonksiyonun genel ozellikleri yaninda ozellikle turizmin gelismis oldugu bir yerlesmede farkliligini ortaya koymaktir. Edremit’te saglik hizmetleri cesitli kurumlar tarafindan verilmektedir. Bunlar arasinda ozel hastane de vardir. Edremit Devlet Hastanesi sehrin hasta yukunu tasiyan hastanedir. Edremit, korfez bolgesinde yatak kapasitesi en fazla olan yerlesmedir. Şehir ve cevresinde turizmin gelismis olmasi, genel poliklinik sayisini artirdigi gibi, hastalarin cografi kokenini ve hastalik nedenlerini de etkilemistir. Ozel yatakli hastanenin varligi, dis poliklinik sayisinin coklugu da turizm il...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Üniversite Öğrencilerinin Kent İmajlarına Yönelik Bir Araştırma: Siirt Üniversitesi Örneği, 2019
Cities, which are an important part of man-made geographical appearance, are perceived differentl... more Cities, which are an important part of man-made geographical appearance, are perceived differently by their inhabitants. The image of the city is the result of people's experience. This experience determines beliefs, ideas and impressions about the city. Perception is important in understanding, organizing and solving various problems in the urban localities. On the other hand, perception of students on urban localities should be identified in order to meet needs of the city, correct its negative aspects and increase diversity of the cities. The objective of this study was to determine the perception of the city of Siirt by the students studying at the Siirt University. Determining perception of the city of Siirt by the Siirt University students and how they perceive the city image constitutes the basis of the study. In this context, a questionnaire was sent to 380 students who were in their last year of undergraduate and associate degrees in the departments of Siirt University....
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Kentsel Kimlik Öğelerinden Belediye Logolarının Coğrafi Analizi: Siirt Örneği, 2019
Hayatın her alanında bir gerekliliği ifade eden iletişim, duygu ve
düşünceleri sözel, görsel ve ... more Hayatın her alanında bir gerekliliği ifade eden iletişim, duygu ve
düşünceleri sözel, görsel ve işitsel olarak aktarma ihtiyacından doğmuştur.
İnsanoğlu ilkçağlardan günümüze kadar hep kendini ifade etmeye çalışmıştır.
“Anlam” birtakım sembollerle açıklanabilir (Holt-Jensen, 2017; Ellul, 2012).
Dolayısıyla insanoğlu yazının bilinmediği zamanlarda kendini anlatmak için
şekiller, işaretler, çizgiler vb. görsel iletişim tekniklerini kullanmıştır. Tarihe
bakıldığında bu amaçla bazı bireyler, aileler, ticari örgütler, siyasi oluşumlar,
klanlar, beylikler ve devletlerin çeşitli sembol, bayrak, işaret ve amblemler
kullandıkları görülmektedir (Frangıallı, 2001; Çalış ve Bayraktaroğlu, 2010;
Çakmak, 2013; Çakır, 2013). Mısır mezarlarında (M.Ö. 4.-5.) ve Korinth
çevresindeki kazılarda bulunmuş sanat eserlerinde çeşitli sembollererastlanmıştır
(Taşçı, 1985; Altınok, 2015). Bu semboller muhtemelen ortak bir ruh oluşturma
adına kullanılmıştırDünya nüfusunun yarıdan fazlası açık kültür havzası şeklinde
tanımlanabilen şehirlerde yaşamaktadır. Günümüzde şehir sadece maddi
yapılardan ibaret olmadığı gibi geniş bir toplumsal ilişkiler ağının hem yaratıcısı
hem de düğüm noktası olma özelliği taşımaktadır (Mumford, 2013). Latin
dillerinde uygarlık (civilization) ve şehir (city, civitas), Arapçadaki medeniyet,
medeni ve şehir (medine) gibi sözcükler arasındaki köken benzerliği
uygarlıkların şehirlerden kaynaklandığını düşündürmektedir (Keleş, 2005: 10).
Şehir sürekli toplumsal gelişme içinde bulunan ve toplumun, yerleşme,
barınma, gidiş- geliş, çalışma, dinlenme, eğlenme gibi gereksinmelerinin
karşılandığı, pek az kimsenin tarımsal uğraşlarda bulunduğu, köylere bakarak
nüfus yönünden daha yoğun olan ve küçük komşuluk birimlerinden oluşan
yerleşme birimidir (Keleş, 1998: 85-86). Başka bir deyişle "Kırsallığın karşıtı
olan şehir, toprakla ilişkisi olmayan ve birbirleriyle yakından ilişkili faaliyetlerin
(kültür, ticaret, sanayi, yönetim ve ikametgâh ile ilgili faaliyetler) sınırları belli
olan bir alanda toplandığı yerleşmelerdir” (Dickinsion’dan Aliağaoğlu, 2012: 6).
Şehirler uzun bir zaman diliminde fiziksel, sosyal ve kültürel katmanların üst
üste yığılması ile oluşur (Birol, 2007). Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu
yerleşme birimi olan şehirler birçok fonksiyonu bünyesinde barındırmaktadırlar
(Tümertekin, 1973; Göney, 1984; Göney, 1995). Şehirler geçmişin özelliklerini
geleceğe taşıma misyonu yüklenmişlerdir. Bu özelliği ile şehirler medeniyet
zincirinin en önemli halkasını oluşturmaktadırlar (Tekeli, 1991; Kökden, 1996;
Es, 2008). Her şehrin kendine has bir anlam dünyası vardır. Fakat günümüzde şehirler
kendisine anlam kazandıran öğeleri hızla tüketerek, kimliksiz bir şekilde
varlıklarını sürdürmeye başlamışlardır. Bu durumun önüne geçebilmek için
şehirler, bir yandan dünya ile iletişim halinde olmak, bir yandan da yerel
kültürel özelliklerini koruyarak ilerlemek mecburiyetindedirler. Başka bir
deyişleşehirler, dünya küçülürken bir yandan da parçalanmakta olan bufarklılıklarını vurgulanma gereği duymuşlardır (Aslanoğlu, 2000; Aliağaoğlu ve
Uğur, 2018). Bu farklılığı vurgulayabilen şehirler markalaşma eğilimine
girmişlerdir. Şehir markalaşması, şehrin güçlü bir imaj ile kültürel ve ekonomik
bir değer kaynağı olarak sunulma stratejidir (Seisdedos ve Vaggione,
2005).Günümüzde ticaret ve endüstrileşme ile birlikte, kurumların da bir
kimliğe bürünme, kendilerini tanımlama ve bütünleşme ihtiyacı giderek artmıştır
(TunaveTuna, 2007; Okay, 2013).
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Yas Coğrafyası Kapsamında Köklü Bir Kültür Örneği: Siirt Taziye Evleri , 2020
Social fact such as birth, marriage and death, which constitute the environment of material and s... more Social fact such as birth, marriage and death, which constitute the environment of material and spiritual values and its transition rituals, differ from society to society. The tradition of condolence that keeps the thought of death alive is very important in terms of providing information about social functioning. The phenomenon of death, which takes place in the memory of each society, and its mourning process, arises in different ways as geographical spaces change. Located in the Southeastern Anatolia Region and showing a traditional city character, Siirt is one of our cities that continues the tradition of condolence, including social codes. İn this study, condolence house in Siirt have been handled from the perspective of cultural geography. İn addition, 135 people were interviewed within the scope of field surveys. SPSS 20.0 was used in statistical analysis. With the field studies and the information received from the Directorate of Parks and Gardens Directorate of Siirt Mupicipality, the condolences examined in the city were transferred to the maps in line with their spatial distribution. İt was made that 21 condolences were distributed to Yeni and Barış districts and three to 14 rechargeable districts. There are no condolences in the neighborhoods (Karakol, Algül and İnönü ets.) on the side of the Great Mosque, which is called the old Siirt. The construction of condolences in Siirt city and their interiors are done by municipalities and mosque outbuildings. These houses with a capacity of 100-150 people have a masculine carakter. There are problems with heating, cooling, food, etc. Expenses in condolence houses. As a result of the study, it was found out how much condolence houses whose functional properties were determined were necesary for the city. Reading rooms are added to the condolences and operating under the name of "Condolence and Culture Hall" will further increase the functionality of these houses.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Şehirsel Açık Yeşil Alanların Siirt Şehri Ölçeğinde İncelenmesi, 2021
1. Giriş
Sosyalleşme eğilimlerinin sonucu olarak ortaya çıkan şehirsel mekânlar, uygarlaşmaya a... more 1. Giriş
Sosyalleşme eğilimlerinin sonucu olarak ortaya çıkan şehirsel mekânlar, uygarlaşmaya atılan ilk adımlardan biri olarak görülmektedir. Şehirlerde yaşayanların hayat kalitesi, şehirsel çevrenin kalitesi ile doğru orantılıdır (Massam,
2002; Li vd., 2005; Van vd., 2006; Atanur, 2010).Teknolojik gelişmeler sonucu şehirlerde artan iş olanakları hızlı nüfus artışına neden olmuştur. Buna yapı yoğunluğu ve tüketim ihtiyaçlarının eklenmesi ile şehirsel çevrenin tahribatı başlamış, insan ve doğa arasındaki denge bozulmuş ve yaşam kalitesi düşmüştür.
Böylece şehirlerdeki açık yeşil alanlar yatay ve dikey doğrultuda giderek azalarak, şehirsel diğer kullanım alanlarına dönüşmüştür. Oysa kaliteli şehirsel çevrelerin oluşmasında açık-yeşil alanların önemi oldukça fazladır.
Şehirleşme, sadece fiziksel mekânları değil, insan davranışlarını da değiştiren ve şehir yoğunluğunu artıran demografik göstergelerden en kilit noktada
olanıdır (Şahin ve Gökdemir, 2019: 188). Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal
İşler Dairesi'nin (UNDESA) 2018 yılı verilerine göre dünya nüfusunun %53’ü
şehirlerde yaşamaktadır. 2050 yılında dünya nüfusunun üçte ikisinin şehirsel
alanlarda yaşayacağı öngörülmektedir (https://sdgs.un.org/topics/sustainable-cities-and-human-settlements).
Şehirde yaşayan insanlar için yaşam kalitesinin yüksek olduğu fiziksel alanlar, sosyal adaletin sağlanması adına önem arz etmektedir (Loures, vd., 2007).
Yaşam kalitesi yüksek şehirler belirlenirken; hava ve su kalitesi, atık yönetimi,
doğayı koruma, kimlik sahibi olma, estetik değerlerin varlığı gibi belli başlı başlıklara dikkat etmek gerekmektedir. Yaşam kalitesini artıracak çevre düzenlemeleri mekânsal planlamanın dinamiğinde yer almalıdır. Şehirsel çevre kalitesi ilk olarak İngiltere’de (1832) sağlık koşullarının iyileştirilmesi konusundaki girişimler ile başlamıştır (Özmertyurt ve Uncuoğlu, 2021).
Açık alan, şehir dokusunun en önemli temel alanlarından birisidir. Şehrin
çeperlerinde fiziki sınırlar oluşturan, doğal kimliklerin ve peyzajın devamlılığına katkı sağlayan, mimari yapılar ve ulaşım alanları dışında kalan boş alanlara
açık alan denmektedir (Gold, 1980; Çalışkan, 1990; Özbilen, 1991; Keleş, 1984;
Müftüoğlu, 2008). Bu alanlar dış mekân üzerinde yapılaşmanın olmadığını vurgulamakta ve aynı zamanda rekreasyonel kullanım için ideal alanlar olarak görülmektedir. Açık alan kavramına su yüzeyleri ve ulaşım alanları örnek verilebilir (Öztan, 1968). Yeşil alan, açık alanların bitkisel elemanlar ile kombine edilen alanlarıdır (Gül ve Küçük 2001). Şehirsel doku içinde çok amaçlı planlanan
kamu ve özel mülkiyetteki bu alanlar yapılaşmanın olmadığı kısımlardır.
23804 Sayılı İmar Yönetmeliği’nde yeşil alan “Toplumun yararlanması için
ayrılan çocuk bahçeleri, oyun bahçesi, piknik, dinlenme, eğlence ve kıyı alanları
toplamıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. 3194 Sayılı İmar Yasası’nda yukarıdaki
tanıma “Metropol ölçekte fuar, bölgesel parklar, hayvanat bahçeleri ve botanik
alanları bu kapsamdadır” ifadesi eklenmiştir. Bu kanunun ilgili yönetmelikler
kısmında aktif yeşil alan “Şehir ve mahalle parkı, oyun alanları ve çocuk bahçesi” şeklinde tanımlanmıştır (Anonim, 2020). Şehirsel yeşil alanlara; şehir parkları, botanik bahçeleri, şehir ormanları, hayvanat bahçeleri, şehir içi yol-bulvar ve
refüjler, fuarlar, koruluklar, rekreasyonel alanlar, spor kompleksleri, yaya yolları, yeşil kuşaklar, sergi alanları ve mezarlıklar örnek verilebilir. Yeşil alanlar
açık alan niteliği taşırken, açık alanlar her zaman yeşil alan niteliği taşımayabilir
(Akdoğan, 1987).Yeşil alanlar, doğal ve şehirsel yeşil alanlar şeklinde ikiye ayrılır. Bunlardan doğal yeşil alanlar genellikle şehrin çeperlerinde veya bazen de
şehrin içindeki büyük ölçekli yapılaşmamış kısımlardır. Şehirsel yeşil alanlar ise
yapılaşmış alanlar içerisinde yaşayan insanların rekreasyonel faaliyetlerini gerçekleştireceği ve doğa ile yakınlık kurabildikleri ortak alanlardır (Yıldızcı,1982;
Yılmaz vd., 2006; Akten vd., 2009). Şehirsel açık-yeşil alanlar, şehirsel çevrenin
ağırlıklı olarak bitki örtüsüyle kaplı olan cadde ağaçları, özel ve kamusal bahçeleri, çimenler ve parklar, ekili araziler, şehir ormanları ve sulak alanlardan oluşmaktadır.
Şehirsel açık yeşil alanların genişliği kadar donanım, estetik ve işlevsel özellikleri de önemlidir(Wong, 2009; Bilgili, 2013; Dwyer ve Mc Pherson, 1992;
Özdamar, 2006). Şehirlerdeki açık yeşil alanlar yoğun yapılaşmayı dolayısıyla
kentsel ısı adalarının oluşumunu azaltmakta (Alkan vd., 2017), kullanımlar arası bağlantı ve sürekliliği sağlamaktadır (Ceylan, 2007). Şehirsel yeşil alanlarıilk olarak İngiltere’de (1832) sağlık koşullarının iyileştirilmesi konusundaki girişimler ile başlamıştır (Özmertyurt ve Uncuoğlu, 2021).
Açık alan, şehir dokusunun en önemli temel alanlarından birisidir. Şehrin
çeperlerinde fiziki sınırlar oluşturan, doğal kimliklerin ve peyzajın devamlılığına katkı sağlayan, mimari yapılar ve ulaşım alanları dışında kalan boş alanlara
açık alan denmektedir (Gold, 1980; Çalışkan, 1990; Özbilen, 1991; Keleş, 1984;
Müftüoğlu, 2008). Bu alanlar dış mekân üzerinde yapılaşmanın olmadığını vurgulamakta ve aynı zamanda rekreasyonel kullanım için ideal alanlar olarak görülmektedir. Açık alan kavramına su yüzeyleri ve ulaşım alanları örnek verilebilir (Öztan, 1968). Yeşil alan, açık alanların bitkisel elemanlar ile kombine edilen alanlarıdır (Gül ve Küçük 2001). Şehirsel doku içinde çok amaçlı planlanan
kamu ve özel mülkiyetteki bu alanlar yapılaşmanın olmadığı kısımlardır.
23804 Sayılı İmar Yönetmeliği’nde yeşil alan “Toplumun yararlanması için
ayrılan çocuk bahçeleri, oyun bahçesi, piknik, dinlenme, eğlence ve kıyı alanları
toplamıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. 3194 Sayılı İmar Yasası’nda yukarıdaki
tanıma “Metropol ölçekte fuar, bölgesel parklar, hayvanat bahçeleri ve botanik
alanları bu kapsamdadır” ifadesi eklenmiştir. Bu kanunun ilgili yönetmelikler
kısmında aktif yeşil alan “Şehir ve mahalle parkı, oyun alanları ve çocuk bahçesi” şeklinde tanımlanmıştır (Anonim, 2020). Şehirsel yeşil alanlara; şehir parkları, botanik bahçeleri, şehir ormanları, hayvanat bahçeleri, şehir içi yol-bulvar ve
refüjler, fuarlar, koruluklar, rekreasyonel alanlar, spor kompleksleri, yaya yolları, yeşil kuşaklar, sergi alanları ve mezarlıklar örnek verilebilir. Yeşil alanlar
açık alan niteliği taşırken, açık alanlar her zaman yeşil alan niteliği taşımayabilir
(Akdoğan, 1987).Yeşil alanlar, doğal ve şehirsel yeşil alanlar şeklinde ikiye ayrılır. Bunlardan doğal yeşil alanlar genellikle şehrin çeperlerinde veya bazen de
şehrin içindeki büyük ölçekli yapılaşmamış kısımlardır. Şehirsel yeşil alanlar ise
yapılaşmış alanlar içerisinde yaşayan insanların rekreasyonel faaliyetlerini gerçekleştireceği ve doğa ile yakınlık kurabildikleri ortak alanlardır (Yıldızcı,1982;
Yılmaz vd., 2006; Akten vd., 2009). Şehirsel açık-yeşil alanlar, şehirsel çevrenin
ağırlıklı olarak bitki örtüsüyle kaplı olan cadde ağaçları, özel ve kamusal bahçeleri, çimenler ve parklar, ekili araziler, şehir ormanları ve sulak alanlardan oluşmaktadır.
Şehirsel açık yeşil alanların genişliği kadar donanım, estetik ve işlevsel özellikleri de önemlidir(Wong, 2009; Bilgili, 2013; Dwyer ve Mc Pherson, 1992;
Özdamar, 2006). Şehirlerdeki açık yeşil alanlar yoğun yapılaşmayı dolayısıyla
kentsel ısı adalarının oluşumunu azaltmakta (Alkan vd., 2017), kullanımlar arası bağlantı ve sürekliliği sağlamaktadır (Ceylan, 2007).
Bookmarks Related papers MentionsView impact
ŞEHİRSEL TOPONOMİ: CADDE ADLARI, BANDIRMA ÖRNEĞİ, 2018
Şehirler çağın ihtiyaçlarına cevap verebilmek için kendi kendini yenileyen dinamik bir yapıya sah... more Şehirler çağın ihtiyaçlarına cevap verebilmek için kendi kendini yenileyen dinamik bir yapıya sahiptirler. Hızlı şehirsel değişim yeni şehirsel formların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu formlardan biri de şehirlerin önemli bileşeni olan cadde ve sokaklardır. 20.yüzyılın sonlarına doğru büyüyen şehirlerde cadde sokak sayıları da artmıştır. Şehirsel kimlik için bu derece önem arz eden cadde ve bulvarlar ad verme konusunda en çok etkilenen ve gözde olan mekânlardır. Cadde ve bulvarlar şehirlerin yaşayan hafıza unsurlarıdır. Bu çalışmada cadde ve bulvarlar toponomi bilimi açısından incelenmiştir. Çalışmada temel başvuru kaynağı Bandırma Belediyesi, mahalle muhtarları, meclis kararları ve şehir planı olmuştur. Belediye tarafından yıllara göre basılmış şehir rehberleri ve diğer kitaplarda incelenmiştir. Vatan topraklarını kanıyla sulayan şehitler de unutulmamış, çok sayıda caddeye isim vermişlerdir. Bandırma'nın omurgasını oluşturan ana arterlerde kurtuluş savaşının izlerinin yaşatıldığı, özellikle cumhuriyet caddelerinin (Cumhuriyet Meydanı, Atatürk Caddesi ve İsmet İnönü Caddesi) aktif olduğu görülmektedir. Bu caddeler şehrin tarihi tüpleridir. Bu bağlamda Bandırma'nın bir cumhuriyet şehri olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun yanında hem ulusal anlamda hem de yerel anlamda ülkeye mal olmuş kişi isimlerine rastlanmaktadır. Beşeri ve fiziki unsurların etkisiyle yer-yön belirten caddeler de sayıca fazladır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Papers by Semra Yılmaz Çildam
alanlarıdır. Birçok doğal ve kültürel unsuru bir arada barındıran günümüz
şehirleri sanayileşme, göç, hızlı nüfus artışı, yoğun yapılaşma ve çarpık
kentleşme sonucu beton yığınları haline gelmişlerdir. Bunun yanında su, hava,
gürültü ve toprak kirliği gibi çarpık şehirleşmenin ekolojik etkileri de şehirlerde
tüm şiddeti ile kendini hissettirmektedir. Bu etki özellikle şehir içi ve
çevresindeki yeşil alanlar üzerinde kendini göstermiş ve doğadan uzaklaşma
başlamıştır. Doğallıktan uzaklaşan bu ekosistemlerde nefes alacak alanlara
ihtiyaç duyulmuştur. Bu alanlardan biri de hobi bahçeleridir. Hobi bahçeleri
şehirlerde eğitsel, ekonomik ve sosyal anlamda doğayı yeniden düzenleme adına
rekreasyonel (eğlenme, dinlenme, sosyal ve fiziksel hareketlilik) faaliyetlere olan
ihtiyacı karşılamada önemli bir doğal kompozisyon çizmektedir. Şehirsel
örüntünün birer katmanı olan hobi bahçeleri, şehirlerin sürdürülebilir gelişmesine
katkı sunmakta ve şehrin yaşam kalitesini arttırmada önem taşımaktadırlar.
Bu çalışmada Siirt Üniversitesi Kezer Kampüsü‟nde bulunan hobi
bahçelerinin özellik ve sorunları nicel yöntemlerle ortaya konmaya çalışılmıştır.
Bu kapsamda hobi bahçesi kullanıcılarına uygulanan anketler SPSS programı ile
çözümlenmiştir. Kullanıcıların cinsiyet yapısı, yaş, eğitim vb. birçok özelliği
yanında planlama, kullanıcıların istek ve talepleri üzerinde durulmuştur. Ulaşılan
sonuçlar Kezer Kampüsü Hobi Bahçeleri‟nin doğaya duyulan özlemi giderme,
tamamen tüketim toplumu haline gelen bireylerin üretim alışkanlığı ve kültürü
edinmelerine katkı sunma, günün yorgunluk ve stresini atma, zinde kalma gibi
birçok olumlu özelliklerinin olduğunu göstermektedir. Bunun yanında çalışma
alanında sulama sıkıntısı, katı atık sorunu, aydınlatma sorunu ve ekipman
güvenliği gibi bazı eksikliklerin olduğu görülmektedir. Bu bağlamda Kezer
Kampüsü Hobi Bahçeleri‟nin kullanımı ve geliştirilmesine yönelik çeşitli
önerilerde bulunulmuştur.
of people, cities are settlements that have many subjective images. The reading of
the image of city is of versatie importance regarding cities. In this study urban
image is analyzed in terms of identification of urban problems of Balıkesir. City
images are addressed with two approaches, being designative and appraisive
urban image. In this study, appraisive aspect of urban image is used. Obtained by
the application of survey, data are avaluated by using descriptive statistics in
SPSS. In conclusion, the results show that the most popular feature of Balıkesir
city in local level is ease of transportation. The lack of neighborhood scene is
often expressed as a unpopular feature. The most important problem that city has
is tarafic and parking problem. Being small and quiet is the most popular city
feature.
of people, cities are settlements that have many subjective images. The reading of the image of city is of versatie importance regarding cities. In this study urban image is analyzed in terms of identification of urban problems of Balıkesir. City images are addressed with two approaches, being designative and appraisive urban image. In this study, appraisive aspect of urban image is used. Obtained by the application of survey, data are avaluated by using descriptive statistics in SPSS. In conclusion, the results show that the most popular feature of Balıkesir city in local level is ease of transportation. The lack of neighborhood scene is often expressed as a unpopular feature. The most important problem that city has is tarafic and parking problem. Being small and quiet is the most popular city feature.
düşünceleri sözel, görsel ve işitsel olarak aktarma ihtiyacından doğmuştur.
İnsanoğlu ilkçağlardan günümüze kadar hep kendini ifade etmeye çalışmıştır.
“Anlam” birtakım sembollerle açıklanabilir (Holt-Jensen, 2017; Ellul, 2012).
Dolayısıyla insanoğlu yazının bilinmediği zamanlarda kendini anlatmak için
şekiller, işaretler, çizgiler vb. görsel iletişim tekniklerini kullanmıştır. Tarihe
bakıldığında bu amaçla bazı bireyler, aileler, ticari örgütler, siyasi oluşumlar,
klanlar, beylikler ve devletlerin çeşitli sembol, bayrak, işaret ve amblemler
kullandıkları görülmektedir (Frangıallı, 2001; Çalış ve Bayraktaroğlu, 2010;
Çakmak, 2013; Çakır, 2013). Mısır mezarlarında (M.Ö. 4.-5.) ve Korinth
çevresindeki kazılarda bulunmuş sanat eserlerinde çeşitli sembollererastlanmıştır
(Taşçı, 1985; Altınok, 2015). Bu semboller muhtemelen ortak bir ruh oluşturma
adına kullanılmıştırDünya nüfusunun yarıdan fazlası açık kültür havzası şeklinde
tanımlanabilen şehirlerde yaşamaktadır. Günümüzde şehir sadece maddi
yapılardan ibaret olmadığı gibi geniş bir toplumsal ilişkiler ağının hem yaratıcısı
hem de düğüm noktası olma özelliği taşımaktadır (Mumford, 2013). Latin
dillerinde uygarlık (civilization) ve şehir (city, civitas), Arapçadaki medeniyet,
medeni ve şehir (medine) gibi sözcükler arasındaki köken benzerliği
uygarlıkların şehirlerden kaynaklandığını düşündürmektedir (Keleş, 2005: 10).
Şehir sürekli toplumsal gelişme içinde bulunan ve toplumun, yerleşme,
barınma, gidiş- geliş, çalışma, dinlenme, eğlenme gibi gereksinmelerinin
karşılandığı, pek az kimsenin tarımsal uğraşlarda bulunduğu, köylere bakarak
nüfus yönünden daha yoğun olan ve küçük komşuluk birimlerinden oluşan
yerleşme birimidir (Keleş, 1998: 85-86). Başka bir deyişle "Kırsallığın karşıtı
olan şehir, toprakla ilişkisi olmayan ve birbirleriyle yakından ilişkili faaliyetlerin
(kültür, ticaret, sanayi, yönetim ve ikametgâh ile ilgili faaliyetler) sınırları belli
olan bir alanda toplandığı yerleşmelerdir” (Dickinsion’dan Aliağaoğlu, 2012: 6).
Şehirler uzun bir zaman diliminde fiziksel, sosyal ve kültürel katmanların üst
üste yığılması ile oluşur (Birol, 2007). Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu
yerleşme birimi olan şehirler birçok fonksiyonu bünyesinde barındırmaktadırlar
(Tümertekin, 1973; Göney, 1984; Göney, 1995). Şehirler geçmişin özelliklerini
geleceğe taşıma misyonu yüklenmişlerdir. Bu özelliği ile şehirler medeniyet
zincirinin en önemli halkasını oluşturmaktadırlar (Tekeli, 1991; Kökden, 1996;
Es, 2008). Her şehrin kendine has bir anlam dünyası vardır. Fakat günümüzde şehirler
kendisine anlam kazandıran öğeleri hızla tüketerek, kimliksiz bir şekilde
varlıklarını sürdürmeye başlamışlardır. Bu durumun önüne geçebilmek için
şehirler, bir yandan dünya ile iletişim halinde olmak, bir yandan da yerel
kültürel özelliklerini koruyarak ilerlemek mecburiyetindedirler. Başka bir
deyişleşehirler, dünya küçülürken bir yandan da parçalanmakta olan bufarklılıklarını vurgulanma gereği duymuşlardır (Aslanoğlu, 2000; Aliağaoğlu ve
Uğur, 2018). Bu farklılığı vurgulayabilen şehirler markalaşma eğilimine
girmişlerdir. Şehir markalaşması, şehrin güçlü bir imaj ile kültürel ve ekonomik
bir değer kaynağı olarak sunulma stratejidir (Seisdedos ve Vaggione,
2005).Günümüzde ticaret ve endüstrileşme ile birlikte, kurumların da bir
kimliğe bürünme, kendilerini tanımlama ve bütünleşme ihtiyacı giderek artmıştır
(TunaveTuna, 2007; Okay, 2013).
Sosyalleşme eğilimlerinin sonucu olarak ortaya çıkan şehirsel mekânlar, uygarlaşmaya atılan ilk adımlardan biri olarak görülmektedir. Şehirlerde yaşayanların hayat kalitesi, şehirsel çevrenin kalitesi ile doğru orantılıdır (Massam,
2002; Li vd., 2005; Van vd., 2006; Atanur, 2010).Teknolojik gelişmeler sonucu şehirlerde artan iş olanakları hızlı nüfus artışına neden olmuştur. Buna yapı yoğunluğu ve tüketim ihtiyaçlarının eklenmesi ile şehirsel çevrenin tahribatı başlamış, insan ve doğa arasındaki denge bozulmuş ve yaşam kalitesi düşmüştür.
Böylece şehirlerdeki açık yeşil alanlar yatay ve dikey doğrultuda giderek azalarak, şehirsel diğer kullanım alanlarına dönüşmüştür. Oysa kaliteli şehirsel çevrelerin oluşmasında açık-yeşil alanların önemi oldukça fazladır.
Şehirleşme, sadece fiziksel mekânları değil, insan davranışlarını da değiştiren ve şehir yoğunluğunu artıran demografik göstergelerden en kilit noktada
olanıdır (Şahin ve Gökdemir, 2019: 188). Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal
İşler Dairesi'nin (UNDESA) 2018 yılı verilerine göre dünya nüfusunun %53’ü
şehirlerde yaşamaktadır. 2050 yılında dünya nüfusunun üçte ikisinin şehirsel
alanlarda yaşayacağı öngörülmektedir (https://sdgs.un.org/topics/sustainable-cities-and-human-settlements).
Şehirde yaşayan insanlar için yaşam kalitesinin yüksek olduğu fiziksel alanlar, sosyal adaletin sağlanması adına önem arz etmektedir (Loures, vd., 2007).
Yaşam kalitesi yüksek şehirler belirlenirken; hava ve su kalitesi, atık yönetimi,
doğayı koruma, kimlik sahibi olma, estetik değerlerin varlığı gibi belli başlı başlıklara dikkat etmek gerekmektedir. Yaşam kalitesini artıracak çevre düzenlemeleri mekânsal planlamanın dinamiğinde yer almalıdır. Şehirsel çevre kalitesi ilk olarak İngiltere’de (1832) sağlık koşullarının iyileştirilmesi konusundaki girişimler ile başlamıştır (Özmertyurt ve Uncuoğlu, 2021).
Açık alan, şehir dokusunun en önemli temel alanlarından birisidir. Şehrin
çeperlerinde fiziki sınırlar oluşturan, doğal kimliklerin ve peyzajın devamlılığına katkı sağlayan, mimari yapılar ve ulaşım alanları dışında kalan boş alanlara
açık alan denmektedir (Gold, 1980; Çalışkan, 1990; Özbilen, 1991; Keleş, 1984;
Müftüoğlu, 2008). Bu alanlar dış mekân üzerinde yapılaşmanın olmadığını vurgulamakta ve aynı zamanda rekreasyonel kullanım için ideal alanlar olarak görülmektedir. Açık alan kavramına su yüzeyleri ve ulaşım alanları örnek verilebilir (Öztan, 1968). Yeşil alan, açık alanların bitkisel elemanlar ile kombine edilen alanlarıdır (Gül ve Küçük 2001). Şehirsel doku içinde çok amaçlı planlanan
kamu ve özel mülkiyetteki bu alanlar yapılaşmanın olmadığı kısımlardır.
23804 Sayılı İmar Yönetmeliği’nde yeşil alan “Toplumun yararlanması için
ayrılan çocuk bahçeleri, oyun bahçesi, piknik, dinlenme, eğlence ve kıyı alanları
toplamıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. 3194 Sayılı İmar Yasası’nda yukarıdaki
tanıma “Metropol ölçekte fuar, bölgesel parklar, hayvanat bahçeleri ve botanik
alanları bu kapsamdadır” ifadesi eklenmiştir. Bu kanunun ilgili yönetmelikler
kısmında aktif yeşil alan “Şehir ve mahalle parkı, oyun alanları ve çocuk bahçesi” şeklinde tanımlanmıştır (Anonim, 2020). Şehirsel yeşil alanlara; şehir parkları, botanik bahçeleri, şehir ormanları, hayvanat bahçeleri, şehir içi yol-bulvar ve
refüjler, fuarlar, koruluklar, rekreasyonel alanlar, spor kompleksleri, yaya yolları, yeşil kuşaklar, sergi alanları ve mezarlıklar örnek verilebilir. Yeşil alanlar
açık alan niteliği taşırken, açık alanlar her zaman yeşil alan niteliği taşımayabilir
(Akdoğan, 1987).Yeşil alanlar, doğal ve şehirsel yeşil alanlar şeklinde ikiye ayrılır. Bunlardan doğal yeşil alanlar genellikle şehrin çeperlerinde veya bazen de
şehrin içindeki büyük ölçekli yapılaşmamış kısımlardır. Şehirsel yeşil alanlar ise
yapılaşmış alanlar içerisinde yaşayan insanların rekreasyonel faaliyetlerini gerçekleştireceği ve doğa ile yakınlık kurabildikleri ortak alanlardır (Yıldızcı,1982;
Yılmaz vd., 2006; Akten vd., 2009). Şehirsel açık-yeşil alanlar, şehirsel çevrenin
ağırlıklı olarak bitki örtüsüyle kaplı olan cadde ağaçları, özel ve kamusal bahçeleri, çimenler ve parklar, ekili araziler, şehir ormanları ve sulak alanlardan oluşmaktadır.
Şehirsel açık yeşil alanların genişliği kadar donanım, estetik ve işlevsel özellikleri de önemlidir(Wong, 2009; Bilgili, 2013; Dwyer ve Mc Pherson, 1992;
Özdamar, 2006). Şehirlerdeki açık yeşil alanlar yoğun yapılaşmayı dolayısıyla
kentsel ısı adalarının oluşumunu azaltmakta (Alkan vd., 2017), kullanımlar arası bağlantı ve sürekliliği sağlamaktadır (Ceylan, 2007). Şehirsel yeşil alanlarıilk olarak İngiltere’de (1832) sağlık koşullarının iyileştirilmesi konusundaki girişimler ile başlamıştır (Özmertyurt ve Uncuoğlu, 2021).
Açık alan, şehir dokusunun en önemli temel alanlarından birisidir. Şehrin
çeperlerinde fiziki sınırlar oluşturan, doğal kimliklerin ve peyzajın devamlılığına katkı sağlayan, mimari yapılar ve ulaşım alanları dışında kalan boş alanlara
açık alan denmektedir (Gold, 1980; Çalışkan, 1990; Özbilen, 1991; Keleş, 1984;
Müftüoğlu, 2008). Bu alanlar dış mekân üzerinde yapılaşmanın olmadığını vurgulamakta ve aynı zamanda rekreasyonel kullanım için ideal alanlar olarak görülmektedir. Açık alan kavramına su yüzeyleri ve ulaşım alanları örnek verilebilir (Öztan, 1968). Yeşil alan, açık alanların bitkisel elemanlar ile kombine edilen alanlarıdır (Gül ve Küçük 2001). Şehirsel doku içinde çok amaçlı planlanan
kamu ve özel mülkiyetteki bu alanlar yapılaşmanın olmadığı kısımlardır.
23804 Sayılı İmar Yönetmeliği’nde yeşil alan “Toplumun yararlanması için
ayrılan çocuk bahçeleri, oyun bahçesi, piknik, dinlenme, eğlence ve kıyı alanları
toplamıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. 3194 Sayılı İmar Yasası’nda yukarıdaki
tanıma “Metropol ölçekte fuar, bölgesel parklar, hayvanat bahçeleri ve botanik
alanları bu kapsamdadır” ifadesi eklenmiştir. Bu kanunun ilgili yönetmelikler
kısmında aktif yeşil alan “Şehir ve mahalle parkı, oyun alanları ve çocuk bahçesi” şeklinde tanımlanmıştır (Anonim, 2020). Şehirsel yeşil alanlara; şehir parkları, botanik bahçeleri, şehir ormanları, hayvanat bahçeleri, şehir içi yol-bulvar ve
refüjler, fuarlar, koruluklar, rekreasyonel alanlar, spor kompleksleri, yaya yolları, yeşil kuşaklar, sergi alanları ve mezarlıklar örnek verilebilir. Yeşil alanlar
açık alan niteliği taşırken, açık alanlar her zaman yeşil alan niteliği taşımayabilir
(Akdoğan, 1987).Yeşil alanlar, doğal ve şehirsel yeşil alanlar şeklinde ikiye ayrılır. Bunlardan doğal yeşil alanlar genellikle şehrin çeperlerinde veya bazen de
şehrin içindeki büyük ölçekli yapılaşmamış kısımlardır. Şehirsel yeşil alanlar ise
yapılaşmış alanlar içerisinde yaşayan insanların rekreasyonel faaliyetlerini gerçekleştireceği ve doğa ile yakınlık kurabildikleri ortak alanlardır (Yıldızcı,1982;
Yılmaz vd., 2006; Akten vd., 2009). Şehirsel açık-yeşil alanlar, şehirsel çevrenin
ağırlıklı olarak bitki örtüsüyle kaplı olan cadde ağaçları, özel ve kamusal bahçeleri, çimenler ve parklar, ekili araziler, şehir ormanları ve sulak alanlardan oluşmaktadır.
Şehirsel açık yeşil alanların genişliği kadar donanım, estetik ve işlevsel özellikleri de önemlidir(Wong, 2009; Bilgili, 2013; Dwyer ve Mc Pherson, 1992;
Özdamar, 2006). Şehirlerdeki açık yeşil alanlar yoğun yapılaşmayı dolayısıyla
kentsel ısı adalarının oluşumunu azaltmakta (Alkan vd., 2017), kullanımlar arası bağlantı ve sürekliliği sağlamaktadır (Ceylan, 2007).
alanlarıdır. Birçok doğal ve kültürel unsuru bir arada barındıran günümüz
şehirleri sanayileşme, göç, hızlı nüfus artışı, yoğun yapılaşma ve çarpık
kentleşme sonucu beton yığınları haline gelmişlerdir. Bunun yanında su, hava,
gürültü ve toprak kirliği gibi çarpık şehirleşmenin ekolojik etkileri de şehirlerde
tüm şiddeti ile kendini hissettirmektedir. Bu etki özellikle şehir içi ve
çevresindeki yeşil alanlar üzerinde kendini göstermiş ve doğadan uzaklaşma
başlamıştır. Doğallıktan uzaklaşan bu ekosistemlerde nefes alacak alanlara
ihtiyaç duyulmuştur. Bu alanlardan biri de hobi bahçeleridir. Hobi bahçeleri
şehirlerde eğitsel, ekonomik ve sosyal anlamda doğayı yeniden düzenleme adına
rekreasyonel (eğlenme, dinlenme, sosyal ve fiziksel hareketlilik) faaliyetlere olan
ihtiyacı karşılamada önemli bir doğal kompozisyon çizmektedir. Şehirsel
örüntünün birer katmanı olan hobi bahçeleri, şehirlerin sürdürülebilir gelişmesine
katkı sunmakta ve şehrin yaşam kalitesini arttırmada önem taşımaktadırlar.
Bu çalışmada Siirt Üniversitesi Kezer Kampüsü‟nde bulunan hobi
bahçelerinin özellik ve sorunları nicel yöntemlerle ortaya konmaya çalışılmıştır.
Bu kapsamda hobi bahçesi kullanıcılarına uygulanan anketler SPSS programı ile
çözümlenmiştir. Kullanıcıların cinsiyet yapısı, yaş, eğitim vb. birçok özelliği
yanında planlama, kullanıcıların istek ve talepleri üzerinde durulmuştur. Ulaşılan
sonuçlar Kezer Kampüsü Hobi Bahçeleri‟nin doğaya duyulan özlemi giderme,
tamamen tüketim toplumu haline gelen bireylerin üretim alışkanlığı ve kültürü
edinmelerine katkı sunma, günün yorgunluk ve stresini atma, zinde kalma gibi
birçok olumlu özelliklerinin olduğunu göstermektedir. Bunun yanında çalışma
alanında sulama sıkıntısı, katı atık sorunu, aydınlatma sorunu ve ekipman
güvenliği gibi bazı eksikliklerin olduğu görülmektedir. Bu bağlamda Kezer
Kampüsü Hobi Bahçeleri‟nin kullanımı ve geliştirilmesine yönelik çeşitli
önerilerde bulunulmuştur.
of people, cities are settlements that have many subjective images. The reading of
the image of city is of versatie importance regarding cities. In this study urban
image is analyzed in terms of identification of urban problems of Balıkesir. City
images are addressed with two approaches, being designative and appraisive
urban image. In this study, appraisive aspect of urban image is used. Obtained by
the application of survey, data are avaluated by using descriptive statistics in
SPSS. In conclusion, the results show that the most popular feature of Balıkesir
city in local level is ease of transportation. The lack of neighborhood scene is
often expressed as a unpopular feature. The most important problem that city has
is tarafic and parking problem. Being small and quiet is the most popular city
feature.
of people, cities are settlements that have many subjective images. The reading of the image of city is of versatie importance regarding cities. In this study urban image is analyzed in terms of identification of urban problems of Balıkesir. City images are addressed with two approaches, being designative and appraisive urban image. In this study, appraisive aspect of urban image is used. Obtained by the application of survey, data are avaluated by using descriptive statistics in SPSS. In conclusion, the results show that the most popular feature of Balıkesir city in local level is ease of transportation. The lack of neighborhood scene is often expressed as a unpopular feature. The most important problem that city has is tarafic and parking problem. Being small and quiet is the most popular city feature.
düşünceleri sözel, görsel ve işitsel olarak aktarma ihtiyacından doğmuştur.
İnsanoğlu ilkçağlardan günümüze kadar hep kendini ifade etmeye çalışmıştır.
“Anlam” birtakım sembollerle açıklanabilir (Holt-Jensen, 2017; Ellul, 2012).
Dolayısıyla insanoğlu yazının bilinmediği zamanlarda kendini anlatmak için
şekiller, işaretler, çizgiler vb. görsel iletişim tekniklerini kullanmıştır. Tarihe
bakıldığında bu amaçla bazı bireyler, aileler, ticari örgütler, siyasi oluşumlar,
klanlar, beylikler ve devletlerin çeşitli sembol, bayrak, işaret ve amblemler
kullandıkları görülmektedir (Frangıallı, 2001; Çalış ve Bayraktaroğlu, 2010;
Çakmak, 2013; Çakır, 2013). Mısır mezarlarında (M.Ö. 4.-5.) ve Korinth
çevresindeki kazılarda bulunmuş sanat eserlerinde çeşitli sembollererastlanmıştır
(Taşçı, 1985; Altınok, 2015). Bu semboller muhtemelen ortak bir ruh oluşturma
adına kullanılmıştırDünya nüfusunun yarıdan fazlası açık kültür havzası şeklinde
tanımlanabilen şehirlerde yaşamaktadır. Günümüzde şehir sadece maddi
yapılardan ibaret olmadığı gibi geniş bir toplumsal ilişkiler ağının hem yaratıcısı
hem de düğüm noktası olma özelliği taşımaktadır (Mumford, 2013). Latin
dillerinde uygarlık (civilization) ve şehir (city, civitas), Arapçadaki medeniyet,
medeni ve şehir (medine) gibi sözcükler arasındaki köken benzerliği
uygarlıkların şehirlerden kaynaklandığını düşündürmektedir (Keleş, 2005: 10).
Şehir sürekli toplumsal gelişme içinde bulunan ve toplumun, yerleşme,
barınma, gidiş- geliş, çalışma, dinlenme, eğlenme gibi gereksinmelerinin
karşılandığı, pek az kimsenin tarımsal uğraşlarda bulunduğu, köylere bakarak
nüfus yönünden daha yoğun olan ve küçük komşuluk birimlerinden oluşan
yerleşme birimidir (Keleş, 1998: 85-86). Başka bir deyişle "Kırsallığın karşıtı
olan şehir, toprakla ilişkisi olmayan ve birbirleriyle yakından ilişkili faaliyetlerin
(kültür, ticaret, sanayi, yönetim ve ikametgâh ile ilgili faaliyetler) sınırları belli
olan bir alanda toplandığı yerleşmelerdir” (Dickinsion’dan Aliağaoğlu, 2012: 6).
Şehirler uzun bir zaman diliminde fiziksel, sosyal ve kültürel katmanların üst
üste yığılması ile oluşur (Birol, 2007). Nüfus yoğunluğunun fazla olduğu
yerleşme birimi olan şehirler birçok fonksiyonu bünyesinde barındırmaktadırlar
(Tümertekin, 1973; Göney, 1984; Göney, 1995). Şehirler geçmişin özelliklerini
geleceğe taşıma misyonu yüklenmişlerdir. Bu özelliği ile şehirler medeniyet
zincirinin en önemli halkasını oluşturmaktadırlar (Tekeli, 1991; Kökden, 1996;
Es, 2008). Her şehrin kendine has bir anlam dünyası vardır. Fakat günümüzde şehirler
kendisine anlam kazandıran öğeleri hızla tüketerek, kimliksiz bir şekilde
varlıklarını sürdürmeye başlamışlardır. Bu durumun önüne geçebilmek için
şehirler, bir yandan dünya ile iletişim halinde olmak, bir yandan da yerel
kültürel özelliklerini koruyarak ilerlemek mecburiyetindedirler. Başka bir
deyişleşehirler, dünya küçülürken bir yandan da parçalanmakta olan bufarklılıklarını vurgulanma gereği duymuşlardır (Aslanoğlu, 2000; Aliağaoğlu ve
Uğur, 2018). Bu farklılığı vurgulayabilen şehirler markalaşma eğilimine
girmişlerdir. Şehir markalaşması, şehrin güçlü bir imaj ile kültürel ve ekonomik
bir değer kaynağı olarak sunulma stratejidir (Seisdedos ve Vaggione,
2005).Günümüzde ticaret ve endüstrileşme ile birlikte, kurumların da bir
kimliğe bürünme, kendilerini tanımlama ve bütünleşme ihtiyacı giderek artmıştır
(TunaveTuna, 2007; Okay, 2013).
Sosyalleşme eğilimlerinin sonucu olarak ortaya çıkan şehirsel mekânlar, uygarlaşmaya atılan ilk adımlardan biri olarak görülmektedir. Şehirlerde yaşayanların hayat kalitesi, şehirsel çevrenin kalitesi ile doğru orantılıdır (Massam,
2002; Li vd., 2005; Van vd., 2006; Atanur, 2010).Teknolojik gelişmeler sonucu şehirlerde artan iş olanakları hızlı nüfus artışına neden olmuştur. Buna yapı yoğunluğu ve tüketim ihtiyaçlarının eklenmesi ile şehirsel çevrenin tahribatı başlamış, insan ve doğa arasındaki denge bozulmuş ve yaşam kalitesi düşmüştür.
Böylece şehirlerdeki açık yeşil alanlar yatay ve dikey doğrultuda giderek azalarak, şehirsel diğer kullanım alanlarına dönüşmüştür. Oysa kaliteli şehirsel çevrelerin oluşmasında açık-yeşil alanların önemi oldukça fazladır.
Şehirleşme, sadece fiziksel mekânları değil, insan davranışlarını da değiştiren ve şehir yoğunluğunu artıran demografik göstergelerden en kilit noktada
olanıdır (Şahin ve Gökdemir, 2019: 188). Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal
İşler Dairesi'nin (UNDESA) 2018 yılı verilerine göre dünya nüfusunun %53’ü
şehirlerde yaşamaktadır. 2050 yılında dünya nüfusunun üçte ikisinin şehirsel
alanlarda yaşayacağı öngörülmektedir (https://sdgs.un.org/topics/sustainable-cities-and-human-settlements).
Şehirde yaşayan insanlar için yaşam kalitesinin yüksek olduğu fiziksel alanlar, sosyal adaletin sağlanması adına önem arz etmektedir (Loures, vd., 2007).
Yaşam kalitesi yüksek şehirler belirlenirken; hava ve su kalitesi, atık yönetimi,
doğayı koruma, kimlik sahibi olma, estetik değerlerin varlığı gibi belli başlı başlıklara dikkat etmek gerekmektedir. Yaşam kalitesini artıracak çevre düzenlemeleri mekânsal planlamanın dinamiğinde yer almalıdır. Şehirsel çevre kalitesi ilk olarak İngiltere’de (1832) sağlık koşullarının iyileştirilmesi konusundaki girişimler ile başlamıştır (Özmertyurt ve Uncuoğlu, 2021).
Açık alan, şehir dokusunun en önemli temel alanlarından birisidir. Şehrin
çeperlerinde fiziki sınırlar oluşturan, doğal kimliklerin ve peyzajın devamlılığına katkı sağlayan, mimari yapılar ve ulaşım alanları dışında kalan boş alanlara
açık alan denmektedir (Gold, 1980; Çalışkan, 1990; Özbilen, 1991; Keleş, 1984;
Müftüoğlu, 2008). Bu alanlar dış mekân üzerinde yapılaşmanın olmadığını vurgulamakta ve aynı zamanda rekreasyonel kullanım için ideal alanlar olarak görülmektedir. Açık alan kavramına su yüzeyleri ve ulaşım alanları örnek verilebilir (Öztan, 1968). Yeşil alan, açık alanların bitkisel elemanlar ile kombine edilen alanlarıdır (Gül ve Küçük 2001). Şehirsel doku içinde çok amaçlı planlanan
kamu ve özel mülkiyetteki bu alanlar yapılaşmanın olmadığı kısımlardır.
23804 Sayılı İmar Yönetmeliği’nde yeşil alan “Toplumun yararlanması için
ayrılan çocuk bahçeleri, oyun bahçesi, piknik, dinlenme, eğlence ve kıyı alanları
toplamıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. 3194 Sayılı İmar Yasası’nda yukarıdaki
tanıma “Metropol ölçekte fuar, bölgesel parklar, hayvanat bahçeleri ve botanik
alanları bu kapsamdadır” ifadesi eklenmiştir. Bu kanunun ilgili yönetmelikler
kısmında aktif yeşil alan “Şehir ve mahalle parkı, oyun alanları ve çocuk bahçesi” şeklinde tanımlanmıştır (Anonim, 2020). Şehirsel yeşil alanlara; şehir parkları, botanik bahçeleri, şehir ormanları, hayvanat bahçeleri, şehir içi yol-bulvar ve
refüjler, fuarlar, koruluklar, rekreasyonel alanlar, spor kompleksleri, yaya yolları, yeşil kuşaklar, sergi alanları ve mezarlıklar örnek verilebilir. Yeşil alanlar
açık alan niteliği taşırken, açık alanlar her zaman yeşil alan niteliği taşımayabilir
(Akdoğan, 1987).Yeşil alanlar, doğal ve şehirsel yeşil alanlar şeklinde ikiye ayrılır. Bunlardan doğal yeşil alanlar genellikle şehrin çeperlerinde veya bazen de
şehrin içindeki büyük ölçekli yapılaşmamış kısımlardır. Şehirsel yeşil alanlar ise
yapılaşmış alanlar içerisinde yaşayan insanların rekreasyonel faaliyetlerini gerçekleştireceği ve doğa ile yakınlık kurabildikleri ortak alanlardır (Yıldızcı,1982;
Yılmaz vd., 2006; Akten vd., 2009). Şehirsel açık-yeşil alanlar, şehirsel çevrenin
ağırlıklı olarak bitki örtüsüyle kaplı olan cadde ağaçları, özel ve kamusal bahçeleri, çimenler ve parklar, ekili araziler, şehir ormanları ve sulak alanlardan oluşmaktadır.
Şehirsel açık yeşil alanların genişliği kadar donanım, estetik ve işlevsel özellikleri de önemlidir(Wong, 2009; Bilgili, 2013; Dwyer ve Mc Pherson, 1992;
Özdamar, 2006). Şehirlerdeki açık yeşil alanlar yoğun yapılaşmayı dolayısıyla
kentsel ısı adalarının oluşumunu azaltmakta (Alkan vd., 2017), kullanımlar arası bağlantı ve sürekliliği sağlamaktadır (Ceylan, 2007). Şehirsel yeşil alanlarıilk olarak İngiltere’de (1832) sağlık koşullarının iyileştirilmesi konusundaki girişimler ile başlamıştır (Özmertyurt ve Uncuoğlu, 2021).
Açık alan, şehir dokusunun en önemli temel alanlarından birisidir. Şehrin
çeperlerinde fiziki sınırlar oluşturan, doğal kimliklerin ve peyzajın devamlılığına katkı sağlayan, mimari yapılar ve ulaşım alanları dışında kalan boş alanlara
açık alan denmektedir (Gold, 1980; Çalışkan, 1990; Özbilen, 1991; Keleş, 1984;
Müftüoğlu, 2008). Bu alanlar dış mekân üzerinde yapılaşmanın olmadığını vurgulamakta ve aynı zamanda rekreasyonel kullanım için ideal alanlar olarak görülmektedir. Açık alan kavramına su yüzeyleri ve ulaşım alanları örnek verilebilir (Öztan, 1968). Yeşil alan, açık alanların bitkisel elemanlar ile kombine edilen alanlarıdır (Gül ve Küçük 2001). Şehirsel doku içinde çok amaçlı planlanan
kamu ve özel mülkiyetteki bu alanlar yapılaşmanın olmadığı kısımlardır.
23804 Sayılı İmar Yönetmeliği’nde yeşil alan “Toplumun yararlanması için
ayrılan çocuk bahçeleri, oyun bahçesi, piknik, dinlenme, eğlence ve kıyı alanları
toplamıdır.” şeklinde tanımlanmıştır. 3194 Sayılı İmar Yasası’nda yukarıdaki
tanıma “Metropol ölçekte fuar, bölgesel parklar, hayvanat bahçeleri ve botanik
alanları bu kapsamdadır” ifadesi eklenmiştir. Bu kanunun ilgili yönetmelikler
kısmında aktif yeşil alan “Şehir ve mahalle parkı, oyun alanları ve çocuk bahçesi” şeklinde tanımlanmıştır (Anonim, 2020). Şehirsel yeşil alanlara; şehir parkları, botanik bahçeleri, şehir ormanları, hayvanat bahçeleri, şehir içi yol-bulvar ve
refüjler, fuarlar, koruluklar, rekreasyonel alanlar, spor kompleksleri, yaya yolları, yeşil kuşaklar, sergi alanları ve mezarlıklar örnek verilebilir. Yeşil alanlar
açık alan niteliği taşırken, açık alanlar her zaman yeşil alan niteliği taşımayabilir
(Akdoğan, 1987).Yeşil alanlar, doğal ve şehirsel yeşil alanlar şeklinde ikiye ayrılır. Bunlardan doğal yeşil alanlar genellikle şehrin çeperlerinde veya bazen de
şehrin içindeki büyük ölçekli yapılaşmamış kısımlardır. Şehirsel yeşil alanlar ise
yapılaşmış alanlar içerisinde yaşayan insanların rekreasyonel faaliyetlerini gerçekleştireceği ve doğa ile yakınlık kurabildikleri ortak alanlardır (Yıldızcı,1982;
Yılmaz vd., 2006; Akten vd., 2009). Şehirsel açık-yeşil alanlar, şehirsel çevrenin
ağırlıklı olarak bitki örtüsüyle kaplı olan cadde ağaçları, özel ve kamusal bahçeleri, çimenler ve parklar, ekili araziler, şehir ormanları ve sulak alanlardan oluşmaktadır.
Şehirsel açık yeşil alanların genişliği kadar donanım, estetik ve işlevsel özellikleri de önemlidir(Wong, 2009; Bilgili, 2013; Dwyer ve Mc Pherson, 1992;
Özdamar, 2006). Şehirlerdeki açık yeşil alanlar yoğun yapılaşmayı dolayısıyla
kentsel ısı adalarının oluşumunu azaltmakta (Alkan vd., 2017), kullanımlar arası bağlantı ve sürekliliği sağlamaktadır (Ceylan, 2007).