Bu çalışmanın temel amacı Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmak için yapılan gizli anlaşmaları ve İmp... more Bu çalışmanın temel amacı Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmak için yapılan gizli anlaşmaları ve İmparatorluğun Ortadoğu bölgesindeki topraklarını kaybetmesi sürecini değerlendirmektir. Bu doğrultuda, çalışmanın ilk bölümünde gizli anlaşmalara sebebiyet veren gelişmeler; İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya'nın kendi aralarında Birinci Dünya Savaşı devam ederken yaptıkları bir dizi gizli anlaşma ve bu anlaşmaların savaşa ve savaş sonrası anlaşmalara ve paylaşımlara yansımaları ele alınmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise Orta Doğu'da Türk varlığının tasfiye edilişi ve bu süreçte İngiltere ve Fransa'nın etkin rolü incelenmiştir. Çalışmada özellikle İngiltere'nin Arapları Osmanlıya karşı nasıl örgütlediklerine ve ayaklanmalarına destek verdiklerine değinilmiştir.
TÜRKİYE’NİN VE BÜYÜK GÜÇLERİN İRAN POLİTİKASI (1945 - 1979), 2015
Tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni ... more Tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın yayınlanamaz, elektronik veya mekanik yollarla kopyası yapılamaz, bilgi olarak depolanamaz veya çoğaltılamaz.
Yeni Türkiye Stratejik Arastırmalar Merkezi Dergisi, (65), 2015
Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Cepheleri içerisinde en kanlı olan, ancak zafe... more Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Cepheleri içerisinde en kanlı olan, ancak zaferle sonuçlanan bir savaştır.
Tarih Boyunca Karadeniz Ticareti ve Canik Samsun 2 Sempozyumu , 2013
1877 – 1878 Osmanlı Devletiyle Rusya arasında çıkan savaş Osmanlı maliyesine ağır yükler getirmiş... more 1877 – 1878 Osmanlı Devletiyle Rusya arasında çıkan savaş Osmanlı maliyesine ağır yükler getirmiştir. Rusya’ya 600 milyon Frank tutarında bir savaş tazminatı verilmek zorunda kalınmıştır. Daha önce Abulmecit ve Abdulaziz dönemlerinde alınan borç ve faizlerinden kaynaklan 5,5 milyar Frankı buna dahil ettiğimizde Osmanlı Devleti’nin mali yönden önemli sıkıntı içinde olduğu görülmektedir. 1913-1918 dönemi, ittihatçıların iktidarı tamamen ellerine geçirdikleri bir zaman kesiti olmuştur. Avrupa’nın güçlü sanayisi ve geniş sermaye yatırımları sonucunda Osmanlı Devleti’ni yarı sömürge durumuna sokması ittihatçıları önemli ekonomik tedbirler almaya zorlamıştır. 1913 Teşviki Sanayi Kanunu ve tek taraflı kapitülasyonların 1914’te kaldırılması bunun önemli göstergelerindendir. Bu tedbirlere rağmen Avrupa’nın Düyunu Umumiye gibi kurumsallaşmış mali denetim mekanizmaları etkilerini sürdürmeye devam etmiştir. Sonunda ,hangi büyük devlete yanaşmak gerekir ? sorusuyla Almanya’nın yanında yer almışlardır.
1914275
6. Tümene bağlı İngiliz 16 Piyade Tugayı Tuğgeneral Delamain, 1914 Ekimin başlarında Basr... more 1914275 6. Tümene bağlı İngiliz 16 Piyade Tugayı Tuğgeneral Delamain, 1914 Ekimin başlarında Basra Körfezi’nin Abadan Adası’nı işgal etmek, petrol tesislerine korumak amacıyla Bombay’dan gizlice hareket etti. 6. Tümene bağlı diğer Birlikler Korgeneral Sir Arthur Barrett komutasında gemilerle Bombay’dan ayrılarak Basra Körfezi’nde 16. Tugayla birleşti. Bu iki birliğin kuvvet toplamı yaklaşık 15.000 kişi kadardı. Savaşın başlangıcında yeterli bir güce ulaşmışlardı. İngiliz General Townshend’in276 Irak’ta başlangıçtaki görevi, Basra körfezi girişindeki Abadan petrol bölgelerinin muhafaza altına almaktı. Çünkü, Bu bölge ve civarındaki İngiliz kraliyet gemileri yakıt ikmali için Abadan bölgesine ihtiyaç duyuyordu. 24 Ekim tarihinde Townshend aldığı bir emir ile Basra körfezinden Bağdat’a ilerlemesi istenmiştir. İlk aşamada bu emir yerine getirmek mümkün değildi, çünkü emrinde sadece bir Hint Tümeni vardı ve Bağdat’a olan mesafe 650 kilometre uzaklıktaydı.
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi / Journal of Turkish World Studies, 2014
KORE SAVAŞI VE TÜRKİYE'NİN NATO'YA GİRİŞİ The Korean War and Turkey's Entry Into The Nato Sayim T... more KORE SAVAŞI VE TÜRKİYE'NİN NATO'YA GİRİŞİ The Korean War and Turkey's Entry Into The Nato Sayim TÜRKMAN * ÖZ İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD ve Sovyetler Birliği Soğuk Savaş'ın öncülüğünü yapmaya başladılar. İki kutuplu dünyada Türkiye Batı Bloku'nu yanında yer almak istedi. NATO ittifakı Batı düşüncesinin önemli bir kalesi anlamına geliyordu. Türkiye Batı Bloku'nda yer almak için Kore Savışı'na katılma kararı aldı ve bir Tugayla savaşa Amerika'nın yani Batı Bloku'nun yanında yer aldı. Kore Savaşı'nda Türk Tugayının başarılı olması ileride yaşanabilecek bir krizde Türkiye'nin başarılı bir savunma yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu açıkça göstermiştir. Türkiye, Kore Savaşı'nda müttefiklerine askeri açıdan önemli destek sağlamış ve Güney Kore'nin işgal edilmesini önlemiştir. Bu savaşın önemli bir sonucu da İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra başlayan Sovyet tehdine ve komünizmin yayılmacı girişimlerine karşı açık ve net bir askeri kuvvetle cevap verilmiş olmasıdır. Türk Tugayı'nın Kore Savaşın'da gösterdiği başarılar sayesinde Türkiye'nin NATO kanadına katılması kolaylaştı. Amerika ayrıca, Türkiye'nin NATO'ya girişini Rusya'nın güneyden kuşatılması ve Boğazlar'ın Türkiye'nin kontrolü altında kalması için desteklemiştir. USA and USSR began to lead The Cold War after World War II. Turkey intented to join western block in this two sided world. NATO was signifiying the castle of Western ideology at that time. Turkey had decided to take part in the Korea War by sending a brigade as it wanted to be a part of the the western block led by the USA. The success of the Turkish Brigade showed that Turkey had a capacity to carry out a successful defense in time of a possible crisis. The Turkish Brigade in the Korean War contributed much to its allies in the war and hampered the invasion of Korea. Another consequence of the war was that Turkey responded effectively and militarily to the Soviet threat and expansionist communism. The successes of the Turkish Brigade in the Korean War facilitated Turkey's participation in the NATO’s side. Besides, the USA supported Turkey's entry into NATO
ULUSLARARASI KRIZ VE SIYASET ARAŞTIRMALARI DERGISI, 2022
Öz Güney Afrika, 1939 yılının Eylül ayında müttefiklerin yanında Almanya'ya karşı II. Dünya Savaş... more Öz Güney Afrika, 1939 yılının Eylül ayında müttefiklerin yanında Almanya'ya karşı II. Dünya Savaşı'na girdiğinde, askeri ve ekonomik olarak savaşa hazırlıksızdı. Toplum, tarihinde hiç olmadığı kadar bölünmüş ve ekonominin belirsizliklerle dolu bir savaş çabasını kaldırıp kaldıramayacağı tamamen muammaydı. Hükümet aldığı hızlı aksiyonlarla iki yıl gibi bir sürede orduyu verimli bir savaş gücüne dönüştürmeyi başarabildi. Tüm ırklardan 330.000'den fazla Güney Afrikalının katıldığı bu savaş ülke tarihinin en büyük dönüm noktalarındandır. Bu makalede Güney Afrika'nın II. Dünya Savaşı'na kadar olan tarihsel süreci, savaşta Müttefiklere yaptığı katkılar ve bu dönemde ülkede yaşanan temel siyasi, askeri, ekonomik ve toplumsal gelişmeler incelenmektedir.
Birinci Dünya Savaşı’na girmeden önce Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki siyasi
ve askeri... more Birinci Dünya Savaşı’na girmeden önce Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki siyasi ve askeri ilişkiler uzun bir geçmişe dayanmaktadır. Sürekli olarak Rusya’nın Boğazlara hakim olma düşüncesi iki devleti bir çok kez karşı karşıya getirmiştir. Rusları 227 yıl hakimiyeti altında tutan Kıpçak Türk Devleti, 1463 yılında beş idareye bölünmüştür: Kıpçak, Kazan, Nogay, Ajderhan ve Kırım Hanlıkları. Ruslar Türklerin bölünmesini bir zafiyet olarak gördü ve 1481 tarihinde I. Çar İvan, Nogay Hanı ile işbirliği yaparak Kıpçak Türklerini ağır bir yenilgiye uğrattı. Beş yıl aradan sonra Ruslar aynı şekilde Nogaylılarla ittifak yaparak bu kez Kazan Türk Devleti’ni ortadan kaldırdı. 1521 yılında Rus Devleti’ni kuran İvan’ın ölümü üzerine Osmanlı’dan güç alan Kırım ve Kazan Müslümanları Moskovay’ı ele geçirdiler. Osmanlı ordusu o tarihlerde Mohaç Meydan Muharebesi’ni kazanarak Macaristan’ı ele geçirmiş ve Viyana sınırlarına ulaşmıştı. 1513 yılında Ruslar tekrar toparlanarak Tatar Türklerine taarruz ederek devletlerini kurdular. In this study, the Köprüköy and Azap battles, which were accepted as the initial battles of the Eastern (Caucasus) Operation, which had the largest geographic feature in the First World War, were examined. Two warships, which were ordered to England and paid in cash, were not given to the Ottoman State by the attempts of the British Navy Minister Winston Churcill upon the understanding that the World War would come. This event was the most important event that diverted the Ottoman Empire from the Trilateral Entente and brought it closer to Germany. The Ottoman Empire reported that Britain bought the battleships Goeben and Breslau cruisers from Germany. Thus, these two ships, considered one of the most modern ships of the era, were included in the inventory of the Ottoman Navy. On 29 October 1914, the Ottoman Navy power, which included the battleship Goeben and cruiser Breslau, bombarded Sivastapol, Odesa, Novarosiski and Kofe naval bases at the disposal of the German Admiral Suşon. With this initiative, the Ottoman Empire and Russia actually entered the war. Enver Pasha had been warned by such famous commanders like Kazim Karabekir Pasha, Liman Von Sanders Pasha, 3. Commander Hasan Izzet Pasha not to enter this war early and not to make a winter operation to the Eastern (Caucasus) front. However, Enver Pasha did not consider these important recommendations. Köprüköy and Azap battles, against Russian forces lasted for fifteen days. Partial successes were achieved in these battles, but the enemy was not absolute defeated.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
ÖZET İran ve Suudi Arabistan günümüzde hiç şüphesiz ki Ortadoğu'nun en önemli aktörleri arasında ... more ÖZET İran ve Suudi Arabistan günümüzde hiç şüphesiz ki Ortadoğu'nun en önemli aktörleri arasında yer almaktadır. 1979 yılında İran'da devrim gerçekleşmesi sonucu kurulan İran İslam Cumhuriyeti'nin dış politika anlayışının kökten değişmiş ve bunun sonucunda Suudi Arabistan ile ilişkiler kopma noktasına gelmiştir. Bundan sonraki süreçte devrim ihracı ve Şii ayaklanmaları, Hac olayları, İran-Irak Savaşı, Nimr el Nimr idamı, Şii hilali, Arap Baharı gibi gelişmeler iki ülke arasında krizlere sebep olmuştur. Yakın tarihte ise Yemen İç Savaşı'ndan sonra İran-Suudi Arabistan ilişkileri bu ülke üzerinden adeta bir vekalet savaşı hâline gelmiş ve iki ülkenin Ortadoğu üzerindeki hegemonik güç mücadelesi gözle görülür bir hâl almıştır. İran bu güç mücadelesinde daha çok yumuşak güç unsurlarına başvurmuştur. Sert güç kullanımını ise perde arkasından Husiler aracılığı ile gerçekleştirmektedir. Suudi Arabistan ise bu güç mücadelesinde geleneksel dış politika anlayışında görülmemiş bir hamle yapmış ve 2015 yılında düzenlenen "Kararlılık Fırtınası Operasyonu" ile doğrudan sert güç unsurlarını kullanarak sahnede yerini almıştır.
Rus birliklerinin Doğu Cephesi’nde önce Sarıkamış Muharebelerini kazanmalarının ardından, Rus Gen... more Rus birliklerinin Doğu Cephesi’nde önce Sarıkamış Muharebelerini kazanmalarının ardından, Rus General Yudeniç’in emir komutasında başarılarını pekiştirmek ve Türk ordusunun savaşma azmini kırmak üzere 1916 kışından itibaren yoğun bir savaşa girişmiştir. Bu çerçevede, Rus birlikleri önce 16 Şubat 1916 tarihinde Erzurum şehrini almıştır. Türk birliklerinin dört ay boyunca şiddetli savunma yapmasına ve önemli zayiatlar vermesine rağmen Rus ilerleyişi durdurulamamış ve Trabzon, Muş, Bitlis ve Erzincan gibi önemli şehirler Rusların eline geçmiştir. Ancak, Rus birlikleri ikmal üst bölgelerinden uzaklaştıkça zayiatları artmış ve ikmal konularında önemli eksiklikler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu arada, Osmanlı Genelkurmayı, Çanakkale zaferinden sonra serbest kalan 2. Ordu birliklerini Doğu Cephesi’ne sevk etmek üzere gerekli hazırlıklar yapmaya başlamıştır.
Birinci Dünya Savaşı Doğu (Kafkas) Cephesi, Rus İleri Harekâtı (1916-1917), 2020
Öz Sarıkamış Muharebeleri sonunda Rus ordusu, kışı istirahatle geçirmemiş ve 1916 Ocak ayında tek... more Öz Sarıkamış Muharebeleri sonunda Rus ordusu, kışı istirahatle geçirmemiş ve 1916 Ocak ayında tekrar taarruzlarına devam etmiştir. Bu kapsamda önce İkinci Azap Muharebeleri ile Türk kuvvetlerini Erzurum Höyükler hattına çekilmeye zorlamıştır. Genelkurmay Başkanlığını ikna eden Yudeniç, Erzurum hazırlanmış mevzilerine, Şubat ayında taarruz etmiştir. Rus birliklerinin doğudan ve kuzeyden devam eden taarruzları neticesinde, 16 Şubat 1916 tarihinde Ruslar Erzurum'u işgal ettiler. 1. Kafkas Kolordusuna ait bir Kazak bölüğü Erzurum'a girdi. Rus Kolordusu Kars kapısından girerken, Türk birlikleri Trabzon kapısından çıkmaktaydı. Abdülkerim Paşa, artçı komutanı tayin edilmiş ve bunun neticesinde, ellerine geçmesin diye cephane ve binalar ateşe verilmişti. Böylece, Rus ileri harekâtının birinci safhası başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Daha sonra Türk Ordusu Kop, Çoruh Muharebelerinde dört ay boyunca şiddetli bir savunma yapmıştır. Bu savunma ile 2. Ordunun doğuya intikali için önemli bir zaman kazanılmıştır. Rus kuvvetleri, büyük takviyeler ile taarruzlarına devam etmiş ve Osmanlı ordusunun büyük fedâkarlıklarına rağmen, Bayburt ve Erzincan'ı Ruslar işgal etmişlerdir. 1917 Rus İhtilali ile Osmanlı ordusunun tekrar bu yerleri geri alması için önemli bir avantaj sağlamıştır.
TESAM Akademi Dergisi Journal of TESAM Academy, 2021
Öz Sarıkamış Muharebeleri sonunda Rus ordusu, kışı istirahatle geçirmemiş ve 1916 Ocak ayında tek... more Öz Sarıkamış Muharebeleri sonunda Rus ordusu, kışı istirahatle geçirmemiş ve 1916 Ocak ayında tekrar taarruzlarına devam etmiştir. Bu kapsamda önce İkinci Azap Muharebeleri ile Türk kuvvetlerini Erzurum Höyükler hattına çekilmeye zorlamıştır. Genelkurmay Başkanlığını ikna eden Yudeniç, Erzurum hazırlanmış mevzilerine, Şubat ayında taarruz etmiştir. Rus birliklerinin doğudan ve kuzeyden devam eden taarruzları neticesinde, 16 Şubat 1916 tarihinde Ruslar Erzurum'u işgal ettiler. 1. Kafkas Kolordusuna ait bir Kazak bölüğü Erzurum'a girdi. Rus Kolordusu Kars kapısından girerken, Türk birlikleri Trabzon kapısından çıkmaktaydı. Abdülkerim Paşa, artçı komutanı tayin edilmiş ve bunun neticesinde, ellerine geçmesin diye cephane ve binalar ateşe verilmişti. Böylece, Rus ileri harekâtının birinci safhası başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Daha sonra Türk Ordusu Kop, Çoruh Muharebelerinde dört ay boyunca şiddetli bir savunma yapmıştır. Bu savunma ile 2. Ordunun doğuya intikali için önemli bir zaman kazanılmıştır. Rus kuvvetleri, büyük takviyeler ile taarruzlarına devam etmiş ve Osmanlı ordusunun büyük fedâkarlıklarına rağmen, Bayburt ve Erzincan'ı Ruslar işgal etmişlerdir. 1917 Rus İhtilali ile Osmanlı ordusunun tekrar bu yerleri geri alması için önemli bir avantaj sağlamıştır.
Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi Sayı: 67, Güz 2020, 2020
Bu makalede, Türk Harp Tarihinin en dramatik savaşlarından biri olarak
yerini alan ve yapılan str... more Bu makalede, Türk Harp Tarihinin en dramatik savaşlarından biri olarak yerini alan ve yapılan stratejik hatalarla Doğu (Kafkas) Ordumuzun daha Birinci Dünya Savaşı’nın ilk aylarında Sarıkamış bölgesinde erimesine sebep olan askeri ve siyasi olaylar incelenmiştir. Kurmay heyetininin bütün ikazlarına rağmen Enver Paşa, kışın en çetin geçtiği Aralık- Ocak aylarında 3. Orduyu muharebeye sokmuştur. Ayrıca, Hafız Hakkı Paşa’nın emir dışında 10. Kolorduyu Rus birliklerini daha kuşatıcı bir taarruzla kuşatmak amacıyla 3.000 metre yükseklikteki Allahuekber dağlarından geçirmeye çalışması sebepleri ile on binlerce vatan evladı tek kurşun atmadan soğuktan ve hastalıktan şehit olmuştur. Yapılan stratejik hatalardan biri de harekatın Aralık sonu ile Ocak başında yapılmış olmasıdır. Böyle bir harekat yapılması için ya Kasım ayı geçmeden veya bahar başlangıcında yapılması gerekiyordu. Özellikle 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa bu hususu vurguladığı için savaştan kaçmaktan dolayı suçlanmış ve görevinden alınmıştır. Bu hezimetten sonra diğer cephelerden özellikle Çanakkale ve Avrupa Cephelerinden getirilen birliklerle 3. Ordu tekrar kurulmaya çalışılmıştır. Bu maksatla askerlerimiz binlerce kilometre yol yürümek zorunda kalmış ve özellikle Suriye ve Irak Cephelerimiz zayıf kalarak büyük insan ve toprak kayıpları yaşanmıştır.
Ulisa: Uluslararası Çalışmalar Dergisi Ulisa: Journal of International Studies, 2019
Bu çalışmanın temel amacı Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmak için yapılan gizli anlaşmaları ve İmp... more Bu çalışmanın temel amacı Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmak için yapılan gizli anlaşmaları ve İmparatorluğun Ortadoğu bölgesindeki topraklarını kaybetmesi sürecini değerlendirmektir. Bu doğrultuda, çalışmanın ilk bölümünde gizli anlaşmalara sebebiyet veren gelişmeler; İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya'nın kendi aralarında Birinci Dünya Savaşı devam ederken yaptıkları bir dizi gizli anlaşma ve bu anlaşmaların savaşa ve savaş sonrası anlaşmalara ve paylaşımlara yansımaları ele alınmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise Orta Doğu'da Türk varlığının tasfiye edilişi ve bu süreçte İngiltere ve Fransa'nın etkin rolü incelenmiştir. Çalışmada özellikle İngiltere'nin Arapları Osmanlıya karşı nasıl örgütlediklerine ve ayaklanmalarına destek verdiklerine değinilmiştir.
Bu çalışmanın temel amacı Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmak için yapılan gizli anlaşmaları ve İmp... more Bu çalışmanın temel amacı Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmak için yapılan gizli anlaşmaları ve İmparatorluğun Ortadoğu bölgesindeki topraklarını kaybetmesi sürecini değerlendirmektir. Bu doğrultuda, çalışmanın ilk bölümünde gizli anlaşmalara sebebiyet veren gelişmeler; İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya'nın kendi aralarında Birinci Dünya Savaşı devam ederken yaptıkları bir dizi gizli anlaşma ve bu anlaşmaların savaşa ve savaş sonrası anlaşmalara ve paylaşımlara yansımaları ele alınmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise Orta Doğu'da Türk varlığının tasfiye edilişi ve bu süreçte İngiltere ve Fransa'nın etkin rolü incelenmiştir. Çalışmada özellikle İngiltere'nin Arapları Osmanlıya karşı nasıl örgütlediklerine ve ayaklanmalarına destek verdiklerine değinilmiştir.
TÜRKİYE’NİN VE BÜYÜK GÜÇLERİN İRAN POLİTİKASI (1945 - 1979), 2015
Tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni ... more Tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında yayıncının yazılı izni olmaksızın yayınlanamaz, elektronik veya mekanik yollarla kopyası yapılamaz, bilgi olarak depolanamaz veya çoğaltılamaz.
Yeni Türkiye Stratejik Arastırmalar Merkezi Dergisi, (65), 2015
Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Cepheleri içerisinde en kanlı olan, ancak zafe... more Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Cepheleri içerisinde en kanlı olan, ancak zaferle sonuçlanan bir savaştır.
Tarih Boyunca Karadeniz Ticareti ve Canik Samsun 2 Sempozyumu , 2013
1877 – 1878 Osmanlı Devletiyle Rusya arasında çıkan savaş Osmanlı maliyesine ağır yükler getirmiş... more 1877 – 1878 Osmanlı Devletiyle Rusya arasında çıkan savaş Osmanlı maliyesine ağır yükler getirmiştir. Rusya’ya 600 milyon Frank tutarında bir savaş tazminatı verilmek zorunda kalınmıştır. Daha önce Abulmecit ve Abdulaziz dönemlerinde alınan borç ve faizlerinden kaynaklan 5,5 milyar Frankı buna dahil ettiğimizde Osmanlı Devleti’nin mali yönden önemli sıkıntı içinde olduğu görülmektedir. 1913-1918 dönemi, ittihatçıların iktidarı tamamen ellerine geçirdikleri bir zaman kesiti olmuştur. Avrupa’nın güçlü sanayisi ve geniş sermaye yatırımları sonucunda Osmanlı Devleti’ni yarı sömürge durumuna sokması ittihatçıları önemli ekonomik tedbirler almaya zorlamıştır. 1913 Teşviki Sanayi Kanunu ve tek taraflı kapitülasyonların 1914’te kaldırılması bunun önemli göstergelerindendir. Bu tedbirlere rağmen Avrupa’nın Düyunu Umumiye gibi kurumsallaşmış mali denetim mekanizmaları etkilerini sürdürmeye devam etmiştir. Sonunda ,hangi büyük devlete yanaşmak gerekir ? sorusuyla Almanya’nın yanında yer almışlardır.
1914275
6. Tümene bağlı İngiliz 16 Piyade Tugayı Tuğgeneral Delamain, 1914 Ekimin başlarında Basr... more 1914275 6. Tümene bağlı İngiliz 16 Piyade Tugayı Tuğgeneral Delamain, 1914 Ekimin başlarında Basra Körfezi’nin Abadan Adası’nı işgal etmek, petrol tesislerine korumak amacıyla Bombay’dan gizlice hareket etti. 6. Tümene bağlı diğer Birlikler Korgeneral Sir Arthur Barrett komutasında gemilerle Bombay’dan ayrılarak Basra Körfezi’nde 16. Tugayla birleşti. Bu iki birliğin kuvvet toplamı yaklaşık 15.000 kişi kadardı. Savaşın başlangıcında yeterli bir güce ulaşmışlardı. İngiliz General Townshend’in276 Irak’ta başlangıçtaki görevi, Basra körfezi girişindeki Abadan petrol bölgelerinin muhafaza altına almaktı. Çünkü, Bu bölge ve civarındaki İngiliz kraliyet gemileri yakıt ikmali için Abadan bölgesine ihtiyaç duyuyordu. 24 Ekim tarihinde Townshend aldığı bir emir ile Basra körfezinden Bağdat’a ilerlemesi istenmiştir. İlk aşamada bu emir yerine getirmek mümkün değildi, çünkü emrinde sadece bir Hint Tümeni vardı ve Bağdat’a olan mesafe 650 kilometre uzaklıktaydı.
Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi / Journal of Turkish World Studies, 2014
KORE SAVAŞI VE TÜRKİYE'NİN NATO'YA GİRİŞİ The Korean War and Turkey's Entry Into The Nato Sayim T... more KORE SAVAŞI VE TÜRKİYE'NİN NATO'YA GİRİŞİ The Korean War and Turkey's Entry Into The Nato Sayim TÜRKMAN * ÖZ İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ABD ve Sovyetler Birliği Soğuk Savaş'ın öncülüğünü yapmaya başladılar. İki kutuplu dünyada Türkiye Batı Bloku'nu yanında yer almak istedi. NATO ittifakı Batı düşüncesinin önemli bir kalesi anlamına geliyordu. Türkiye Batı Bloku'nda yer almak için Kore Savışı'na katılma kararı aldı ve bir Tugayla savaşa Amerika'nın yani Batı Bloku'nun yanında yer aldı. Kore Savaşı'nda Türk Tugayının başarılı olması ileride yaşanabilecek bir krizde Türkiye'nin başarılı bir savunma yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu açıkça göstermiştir. Türkiye, Kore Savaşı'nda müttefiklerine askeri açıdan önemli destek sağlamış ve Güney Kore'nin işgal edilmesini önlemiştir. Bu savaşın önemli bir sonucu da İkinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra başlayan Sovyet tehdine ve komünizmin yayılmacı girişimlerine karşı açık ve net bir askeri kuvvetle cevap verilmiş olmasıdır. Türk Tugayı'nın Kore Savaşın'da gösterdiği başarılar sayesinde Türkiye'nin NATO kanadına katılması kolaylaştı. Amerika ayrıca, Türkiye'nin NATO'ya girişini Rusya'nın güneyden kuşatılması ve Boğazlar'ın Türkiye'nin kontrolü altında kalması için desteklemiştir. USA and USSR began to lead The Cold War after World War II. Turkey intented to join western block in this two sided world. NATO was signifiying the castle of Western ideology at that time. Turkey had decided to take part in the Korea War by sending a brigade as it wanted to be a part of the the western block led by the USA. The success of the Turkish Brigade showed that Turkey had a capacity to carry out a successful defense in time of a possible crisis. The Turkish Brigade in the Korean War contributed much to its allies in the war and hampered the invasion of Korea. Another consequence of the war was that Turkey responded effectively and militarily to the Soviet threat and expansionist communism. The successes of the Turkish Brigade in the Korean War facilitated Turkey's participation in the NATO’s side. Besides, the USA supported Turkey's entry into NATO
ULUSLARARASI KRIZ VE SIYASET ARAŞTIRMALARI DERGISI, 2022
Öz Güney Afrika, 1939 yılının Eylül ayında müttefiklerin yanında Almanya'ya karşı II. Dünya Savaş... more Öz Güney Afrika, 1939 yılının Eylül ayında müttefiklerin yanında Almanya'ya karşı II. Dünya Savaşı'na girdiğinde, askeri ve ekonomik olarak savaşa hazırlıksızdı. Toplum, tarihinde hiç olmadığı kadar bölünmüş ve ekonominin belirsizliklerle dolu bir savaş çabasını kaldırıp kaldıramayacağı tamamen muammaydı. Hükümet aldığı hızlı aksiyonlarla iki yıl gibi bir sürede orduyu verimli bir savaş gücüne dönüştürmeyi başarabildi. Tüm ırklardan 330.000'den fazla Güney Afrikalının katıldığı bu savaş ülke tarihinin en büyük dönüm noktalarındandır. Bu makalede Güney Afrika'nın II. Dünya Savaşı'na kadar olan tarihsel süreci, savaşta Müttefiklere yaptığı katkılar ve bu dönemde ülkede yaşanan temel siyasi, askeri, ekonomik ve toplumsal gelişmeler incelenmektedir.
Birinci Dünya Savaşı’na girmeden önce Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki siyasi
ve askeri... more Birinci Dünya Savaşı’na girmeden önce Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki siyasi ve askeri ilişkiler uzun bir geçmişe dayanmaktadır. Sürekli olarak Rusya’nın Boğazlara hakim olma düşüncesi iki devleti bir çok kez karşı karşıya getirmiştir. Rusları 227 yıl hakimiyeti altında tutan Kıpçak Türk Devleti, 1463 yılında beş idareye bölünmüştür: Kıpçak, Kazan, Nogay, Ajderhan ve Kırım Hanlıkları. Ruslar Türklerin bölünmesini bir zafiyet olarak gördü ve 1481 tarihinde I. Çar İvan, Nogay Hanı ile işbirliği yaparak Kıpçak Türklerini ağır bir yenilgiye uğrattı. Beş yıl aradan sonra Ruslar aynı şekilde Nogaylılarla ittifak yaparak bu kez Kazan Türk Devleti’ni ortadan kaldırdı. 1521 yılında Rus Devleti’ni kuran İvan’ın ölümü üzerine Osmanlı’dan güç alan Kırım ve Kazan Müslümanları Moskovay’ı ele geçirdiler. Osmanlı ordusu o tarihlerde Mohaç Meydan Muharebesi’ni kazanarak Macaristan’ı ele geçirmiş ve Viyana sınırlarına ulaşmıştı. 1513 yılında Ruslar tekrar toparlanarak Tatar Türklerine taarruz ederek devletlerini kurdular. In this study, the Köprüköy and Azap battles, which were accepted as the initial battles of the Eastern (Caucasus) Operation, which had the largest geographic feature in the First World War, were examined. Two warships, which were ordered to England and paid in cash, were not given to the Ottoman State by the attempts of the British Navy Minister Winston Churcill upon the understanding that the World War would come. This event was the most important event that diverted the Ottoman Empire from the Trilateral Entente and brought it closer to Germany. The Ottoman Empire reported that Britain bought the battleships Goeben and Breslau cruisers from Germany. Thus, these two ships, considered one of the most modern ships of the era, were included in the inventory of the Ottoman Navy. On 29 October 1914, the Ottoman Navy power, which included the battleship Goeben and cruiser Breslau, bombarded Sivastapol, Odesa, Novarosiski and Kofe naval bases at the disposal of the German Admiral Suşon. With this initiative, the Ottoman Empire and Russia actually entered the war. Enver Pasha had been warned by such famous commanders like Kazim Karabekir Pasha, Liman Von Sanders Pasha, 3. Commander Hasan Izzet Pasha not to enter this war early and not to make a winter operation to the Eastern (Caucasus) front. However, Enver Pasha did not consider these important recommendations. Köprüköy and Azap battles, against Russian forces lasted for fifteen days. Partial successes were achieved in these battles, but the enemy was not absolute defeated.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
ÖZET İran ve Suudi Arabistan günümüzde hiç şüphesiz ki Ortadoğu'nun en önemli aktörleri arasında ... more ÖZET İran ve Suudi Arabistan günümüzde hiç şüphesiz ki Ortadoğu'nun en önemli aktörleri arasında yer almaktadır. 1979 yılında İran'da devrim gerçekleşmesi sonucu kurulan İran İslam Cumhuriyeti'nin dış politika anlayışının kökten değişmiş ve bunun sonucunda Suudi Arabistan ile ilişkiler kopma noktasına gelmiştir. Bundan sonraki süreçte devrim ihracı ve Şii ayaklanmaları, Hac olayları, İran-Irak Savaşı, Nimr el Nimr idamı, Şii hilali, Arap Baharı gibi gelişmeler iki ülke arasında krizlere sebep olmuştur. Yakın tarihte ise Yemen İç Savaşı'ndan sonra İran-Suudi Arabistan ilişkileri bu ülke üzerinden adeta bir vekalet savaşı hâline gelmiş ve iki ülkenin Ortadoğu üzerindeki hegemonik güç mücadelesi gözle görülür bir hâl almıştır. İran bu güç mücadelesinde daha çok yumuşak güç unsurlarına başvurmuştur. Sert güç kullanımını ise perde arkasından Husiler aracılığı ile gerçekleştirmektedir. Suudi Arabistan ise bu güç mücadelesinde geleneksel dış politika anlayışında görülmemiş bir hamle yapmış ve 2015 yılında düzenlenen "Kararlılık Fırtınası Operasyonu" ile doğrudan sert güç unsurlarını kullanarak sahnede yerini almıştır.
Rus birliklerinin Doğu Cephesi’nde önce Sarıkamış Muharebelerini kazanmalarının ardından, Rus Gen... more Rus birliklerinin Doğu Cephesi’nde önce Sarıkamış Muharebelerini kazanmalarının ardından, Rus General Yudeniç’in emir komutasında başarılarını pekiştirmek ve Türk ordusunun savaşma azmini kırmak üzere 1916 kışından itibaren yoğun bir savaşa girişmiştir. Bu çerçevede, Rus birlikleri önce 16 Şubat 1916 tarihinde Erzurum şehrini almıştır. Türk birliklerinin dört ay boyunca şiddetli savunma yapmasına ve önemli zayiatlar vermesine rağmen Rus ilerleyişi durdurulamamış ve Trabzon, Muş, Bitlis ve Erzincan gibi önemli şehirler Rusların eline geçmiştir. Ancak, Rus birlikleri ikmal üst bölgelerinden uzaklaştıkça zayiatları artmış ve ikmal konularında önemli eksiklikler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu arada, Osmanlı Genelkurmayı, Çanakkale zaferinden sonra serbest kalan 2. Ordu birliklerini Doğu Cephesi’ne sevk etmek üzere gerekli hazırlıklar yapmaya başlamıştır.
Birinci Dünya Savaşı Doğu (Kafkas) Cephesi, Rus İleri Harekâtı (1916-1917), 2020
Öz Sarıkamış Muharebeleri sonunda Rus ordusu, kışı istirahatle geçirmemiş ve 1916 Ocak ayında tek... more Öz Sarıkamış Muharebeleri sonunda Rus ordusu, kışı istirahatle geçirmemiş ve 1916 Ocak ayında tekrar taarruzlarına devam etmiştir. Bu kapsamda önce İkinci Azap Muharebeleri ile Türk kuvvetlerini Erzurum Höyükler hattına çekilmeye zorlamıştır. Genelkurmay Başkanlığını ikna eden Yudeniç, Erzurum hazırlanmış mevzilerine, Şubat ayında taarruz etmiştir. Rus birliklerinin doğudan ve kuzeyden devam eden taarruzları neticesinde, 16 Şubat 1916 tarihinde Ruslar Erzurum'u işgal ettiler. 1. Kafkas Kolordusuna ait bir Kazak bölüğü Erzurum'a girdi. Rus Kolordusu Kars kapısından girerken, Türk birlikleri Trabzon kapısından çıkmaktaydı. Abdülkerim Paşa, artçı komutanı tayin edilmiş ve bunun neticesinde, ellerine geçmesin diye cephane ve binalar ateşe verilmişti. Böylece, Rus ileri harekâtının birinci safhası başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Daha sonra Türk Ordusu Kop, Çoruh Muharebelerinde dört ay boyunca şiddetli bir savunma yapmıştır. Bu savunma ile 2. Ordunun doğuya intikali için önemli bir zaman kazanılmıştır. Rus kuvvetleri, büyük takviyeler ile taarruzlarına devam etmiş ve Osmanlı ordusunun büyük fedâkarlıklarına rağmen, Bayburt ve Erzincan'ı Ruslar işgal etmişlerdir. 1917 Rus İhtilali ile Osmanlı ordusunun tekrar bu yerleri geri alması için önemli bir avantaj sağlamıştır.
TESAM Akademi Dergisi Journal of TESAM Academy, 2021
Öz Sarıkamış Muharebeleri sonunda Rus ordusu, kışı istirahatle geçirmemiş ve 1916 Ocak ayında tek... more Öz Sarıkamış Muharebeleri sonunda Rus ordusu, kışı istirahatle geçirmemiş ve 1916 Ocak ayında tekrar taarruzlarına devam etmiştir. Bu kapsamda önce İkinci Azap Muharebeleri ile Türk kuvvetlerini Erzurum Höyükler hattına çekilmeye zorlamıştır. Genelkurmay Başkanlığını ikna eden Yudeniç, Erzurum hazırlanmış mevzilerine, Şubat ayında taarruz etmiştir. Rus birliklerinin doğudan ve kuzeyden devam eden taarruzları neticesinde, 16 Şubat 1916 tarihinde Ruslar Erzurum'u işgal ettiler. 1. Kafkas Kolordusuna ait bir Kazak bölüğü Erzurum'a girdi. Rus Kolordusu Kars kapısından girerken, Türk birlikleri Trabzon kapısından çıkmaktaydı. Abdülkerim Paşa, artçı komutanı tayin edilmiş ve bunun neticesinde, ellerine geçmesin diye cephane ve binalar ateşe verilmişti. Böylece, Rus ileri harekâtının birinci safhası başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Daha sonra Türk Ordusu Kop, Çoruh Muharebelerinde dört ay boyunca şiddetli bir savunma yapmıştır. Bu savunma ile 2. Ordunun doğuya intikali için önemli bir zaman kazanılmıştır. Rus kuvvetleri, büyük takviyeler ile taarruzlarına devam etmiş ve Osmanlı ordusunun büyük fedâkarlıklarına rağmen, Bayburt ve Erzincan'ı Ruslar işgal etmişlerdir. 1917 Rus İhtilali ile Osmanlı ordusunun tekrar bu yerleri geri alması için önemli bir avantaj sağlamıştır.
Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi Sayı: 67, Güz 2020, 2020
Bu makalede, Türk Harp Tarihinin en dramatik savaşlarından biri olarak
yerini alan ve yapılan str... more Bu makalede, Türk Harp Tarihinin en dramatik savaşlarından biri olarak yerini alan ve yapılan stratejik hatalarla Doğu (Kafkas) Ordumuzun daha Birinci Dünya Savaşı’nın ilk aylarında Sarıkamış bölgesinde erimesine sebep olan askeri ve siyasi olaylar incelenmiştir. Kurmay heyetininin bütün ikazlarına rağmen Enver Paşa, kışın en çetin geçtiği Aralık- Ocak aylarında 3. Orduyu muharebeye sokmuştur. Ayrıca, Hafız Hakkı Paşa’nın emir dışında 10. Kolorduyu Rus birliklerini daha kuşatıcı bir taarruzla kuşatmak amacıyla 3.000 metre yükseklikteki Allahuekber dağlarından geçirmeye çalışması sebepleri ile on binlerce vatan evladı tek kurşun atmadan soğuktan ve hastalıktan şehit olmuştur. Yapılan stratejik hatalardan biri de harekatın Aralık sonu ile Ocak başında yapılmış olmasıdır. Böyle bir harekat yapılması için ya Kasım ayı geçmeden veya bahar başlangıcında yapılması gerekiyordu. Özellikle 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa bu hususu vurguladığı için savaştan kaçmaktan dolayı suçlanmış ve görevinden alınmıştır. Bu hezimetten sonra diğer cephelerden özellikle Çanakkale ve Avrupa Cephelerinden getirilen birliklerle 3. Ordu tekrar kurulmaya çalışılmıştır. Bu maksatla askerlerimiz binlerce kilometre yol yürümek zorunda kalmış ve özellikle Suriye ve Irak Cephelerimiz zayıf kalarak büyük insan ve toprak kayıpları yaşanmıştır.
Ulisa: Uluslararası Çalışmalar Dergisi Ulisa: Journal of International Studies, 2019
Bu çalışmanın temel amacı Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmak için yapılan gizli anlaşmaları ve İmp... more Bu çalışmanın temel amacı Osmanlı İmparatorluğunu paylaşmak için yapılan gizli anlaşmaları ve İmparatorluğun Ortadoğu bölgesindeki topraklarını kaybetmesi sürecini değerlendirmektir. Bu doğrultuda, çalışmanın ilk bölümünde gizli anlaşmalara sebebiyet veren gelişmeler; İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya'nın kendi aralarında Birinci Dünya Savaşı devam ederken yaptıkları bir dizi gizli anlaşma ve bu anlaşmaların savaşa ve savaş sonrası anlaşmalara ve paylaşımlara yansımaları ele alınmaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise Orta Doğu'da Türk varlığının tasfiye edilişi ve bu süreçte İngiltere ve Fransa'nın etkin rolü incelenmiştir. Çalışmada özellikle İngiltere'nin Arapları Osmanlıya karşı nasıl örgütlediklerine ve ayaklanmalarına destek verdiklerine değinilmiştir.
Kurtuluş Savaşı`nda Batı Cephesinde İaşe (1997)
Sakarya Savaşı
Büyük Taarruz
Tekalifi Milli Emirl... more Kurtuluş Savaşı`nda Batı Cephesinde İaşe (1997) Sakarya Savaşı Büyük Taarruz Tekalifi Milli Emirleri War supply feeding kitchen committee large attack
Uploads
Papers by Sayim Türkman
1913-1918 dönemi, ittihatçıların iktidarı tamamen ellerine geçirdikleri bir zaman kesiti olmuştur. Avrupa’nın güçlü sanayisi ve geniş sermaye yatırımları sonucunda Osmanlı Devleti’ni yarı sömürge durumuna sokması ittihatçıları önemli ekonomik tedbirler almaya zorlamıştır. 1913 Teşviki Sanayi Kanunu ve tek taraflı kapitülasyonların 1914’te kaldırılması bunun önemli göstergelerindendir. Bu tedbirlere rağmen Avrupa’nın Düyunu Umumiye gibi kurumsallaşmış mali denetim mekanizmaları etkilerini sürdürmeye devam etmiştir. Sonunda ,hangi büyük devlete yanaşmak gerekir ? sorusuyla Almanya’nın yanında yer almışlardır.
6. Tümene bağlı İngiliz 16 Piyade Tugayı Tuğgeneral Delamain, 1914 Ekimin başlarında Basra Körfezi’nin Abadan Adası’nı işgal etmek, petrol tesislerine korumak amacıyla Bombay’dan gizlice hareket etti. 6. Tümene bağlı diğer Birlikler Korgeneral Sir Arthur Barrett komutasında gemilerle Bombay’dan ayrılarak Basra Körfezi’nde 16. Tugayla birleşti. Bu iki birliğin kuvvet toplamı yaklaşık 15.000 kişi kadardı. Savaşın başlangıcında yeterli bir güce ulaşmışlardı. İngiliz General Townshend’in276 Irak’ta başlangıçtaki görevi, Basra körfezi girişindeki Abadan petrol bölgelerinin muhafaza altına almaktı. Çünkü, Bu bölge ve civarındaki İngiliz kraliyet gemileri yakıt ikmali için Abadan bölgesine ihtiyaç duyuyordu. 24 Ekim tarihinde Townshend aldığı bir emir ile Basra körfezinden Bağdat’a ilerlemesi istenmiştir. İlk aşamada bu emir yerine getirmek mümkün değildi, çünkü emrinde sadece bir Hint Tümeni vardı ve Bağdat’a olan mesafe 650 kilometre uzaklıktaydı.
USA and USSR began to lead The Cold War after World War II. Turkey intented
to join western block in this two sided world. NATO was signifiying the castle of
Western ideology at that time. Turkey had decided to take part in the Korea War
by sending a brigade as it wanted to be a part of the the western block led by the
USA. The success of the Turkish Brigade showed that Turkey had a capacity to
carry out a successful defense in time of a possible crisis. The Turkish Brigade in
the Korean War contributed much to its allies in the war and hampered the invasion of Korea. Another consequence of the war was that Turkey responded effectively and militarily to the Soviet threat and expansionist communism. The
successes of the Turkish Brigade in the Korean War facilitated Turkey's participation in the NATO’s side. Besides, the USA supported Turkey's entry into NATO
ve askeri ilişkiler uzun bir geçmişe dayanmaktadır. Sürekli olarak Rusya’nın Boğazlara hakim
olma düşüncesi iki devleti bir çok kez karşı karşıya getirmiştir.
Rusları 227 yıl hakimiyeti altında tutan Kıpçak Türk Devleti, 1463 yılında beş idareye
bölünmüştür: Kıpçak, Kazan, Nogay, Ajderhan ve Kırım Hanlıkları. Ruslar Türklerin bölünmesini
bir zafiyet olarak gördü ve 1481 tarihinde I. Çar İvan, Nogay Hanı ile işbirliği yaparak Kıpçak
Türklerini ağır bir yenilgiye uğrattı. Beş yıl aradan sonra Ruslar aynı şekilde Nogaylılarla ittifak
yaparak bu kez Kazan Türk Devleti’ni ortadan kaldırdı. 1521 yılında Rus Devleti’ni kuran İvan’ın
ölümü üzerine Osmanlı’dan güç alan Kırım ve Kazan Müslümanları Moskovay’ı ele geçirdiler.
Osmanlı ordusu o tarihlerde Mohaç Meydan Muharebesi’ni kazanarak Macaristan’ı ele geçirmiş ve
Viyana sınırlarına ulaşmıştı. 1513 yılında Ruslar tekrar toparlanarak Tatar Türklerine taarruz
ederek devletlerini kurdular.
In this study, the Köprüköy and Azap battles, which were accepted as the initial battles of the Eastern (Caucasus) Operation, which had the largest geographic feature in the First World War, were examined. Two warships, which were ordered to England and paid in cash, were not given to the Ottoman State by the attempts of the British Navy Minister Winston Churcill upon the understanding that the World War would come. This event was the most important event that diverted the Ottoman Empire from the Trilateral Entente and brought it closer to Germany. The Ottoman Empire reported that Britain bought the battleships Goeben and Breslau cruisers from Germany. Thus, these two ships, considered one of the most modern ships of the era, were included in the inventory of the Ottoman Navy. On 29 October 1914, the Ottoman Navy power, which included the battleship Goeben and cruiser Breslau, bombarded Sivastapol, Odesa, Novarosiski and Kofe naval bases at the disposal of the German Admiral Suşon. With this initiative, the Ottoman Empire and Russia actually entered the war. Enver Pasha had been warned by such famous commanders like Kazim Karabekir Pasha, Liman Von Sanders Pasha, 3. Commander Hasan Izzet Pasha not to enter this war early and not to make a winter operation to the Eastern (Caucasus) front. However, Enver Pasha did not consider these important recommendations. Köprüköy and Azap battles, against Russian forces lasted for fifteen days. Partial successes were achieved in these battles, but the enemy was not absolute defeated.
komutasında başarılarını pekiştirmek ve Türk ordusunun savaşma
azmini kırmak üzere 1916 kışından itibaren yoğun bir savaşa girişmiştir. Bu çerçevede, Rus birlikleri önce 16 Şubat 1916 tarihinde Erzurum şehrini almıştır. Türk birliklerinin dört ay boyunca
şiddetli savunma yapmasına ve önemli zayiatlar vermesine rağmen
Rus ilerleyişi durdurulamamış ve Trabzon, Muş, Bitlis ve Erzincan
gibi önemli şehirler Rusların eline geçmiştir. Ancak, Rus birlikleri
ikmal üst bölgelerinden uzaklaştıkça zayiatları artmış ve ikmal
konularında önemli eksiklikler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu
arada, Osmanlı Genelkurmayı, Çanakkale zaferinden sonra serbest
kalan 2. Ordu birliklerini Doğu Cephesi’ne sevk etmek üzere gerekli hazırlıklar yapmaya başlamıştır.
yerini alan ve yapılan stratejik hatalarla Doğu (Kafkas) Ordumuzun daha Birinci
Dünya Savaşı’nın ilk aylarında Sarıkamış bölgesinde erimesine sebep olan askeri
ve siyasi olaylar incelenmiştir. Kurmay heyetininin bütün ikazlarına rağmen Enver
Paşa, kışın en çetin geçtiği Aralık- Ocak aylarında 3. Orduyu muharebeye
sokmuştur. Ayrıca, Hafız Hakkı Paşa’nın emir dışında 10. Kolorduyu Rus
birliklerini daha kuşatıcı bir taarruzla kuşatmak amacıyla 3.000 metre yükseklikteki
Allahuekber dağlarından geçirmeye çalışması sebepleri ile on binlerce vatan evladı
tek kurşun atmadan soğuktan ve hastalıktan şehit olmuştur. Yapılan stratejik
hatalardan biri de harekatın Aralık sonu ile Ocak başında yapılmış olmasıdır. Böyle bir
harekat yapılması için ya Kasım ayı geçmeden veya bahar başlangıcında yapılması
gerekiyordu. Özellikle 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa bu hususu vurguladığı için savaştan
kaçmaktan dolayı suçlanmış ve görevinden alınmıştır. Bu hezimetten sonra diğer
cephelerden özellikle Çanakkale ve Avrupa Cephelerinden getirilen birliklerle 3.
Ordu tekrar kurulmaya çalışılmıştır. Bu maksatla askerlerimiz binlerce kilometre
yol yürümek zorunda kalmış ve özellikle Suriye ve Irak Cephelerimiz zayıf kalarak
büyük insan ve toprak kayıpları yaşanmıştır.
1913-1918 dönemi, ittihatçıların iktidarı tamamen ellerine geçirdikleri bir zaman kesiti olmuştur. Avrupa’nın güçlü sanayisi ve geniş sermaye yatırımları sonucunda Osmanlı Devleti’ni yarı sömürge durumuna sokması ittihatçıları önemli ekonomik tedbirler almaya zorlamıştır. 1913 Teşviki Sanayi Kanunu ve tek taraflı kapitülasyonların 1914’te kaldırılması bunun önemli göstergelerindendir. Bu tedbirlere rağmen Avrupa’nın Düyunu Umumiye gibi kurumsallaşmış mali denetim mekanizmaları etkilerini sürdürmeye devam etmiştir. Sonunda ,hangi büyük devlete yanaşmak gerekir ? sorusuyla Almanya’nın yanında yer almışlardır.
6. Tümene bağlı İngiliz 16 Piyade Tugayı Tuğgeneral Delamain, 1914 Ekimin başlarında Basra Körfezi’nin Abadan Adası’nı işgal etmek, petrol tesislerine korumak amacıyla Bombay’dan gizlice hareket etti. 6. Tümene bağlı diğer Birlikler Korgeneral Sir Arthur Barrett komutasında gemilerle Bombay’dan ayrılarak Basra Körfezi’nde 16. Tugayla birleşti. Bu iki birliğin kuvvet toplamı yaklaşık 15.000 kişi kadardı. Savaşın başlangıcında yeterli bir güce ulaşmışlardı. İngiliz General Townshend’in276 Irak’ta başlangıçtaki görevi, Basra körfezi girişindeki Abadan petrol bölgelerinin muhafaza altına almaktı. Çünkü, Bu bölge ve civarındaki İngiliz kraliyet gemileri yakıt ikmali için Abadan bölgesine ihtiyaç duyuyordu. 24 Ekim tarihinde Townshend aldığı bir emir ile Basra körfezinden Bağdat’a ilerlemesi istenmiştir. İlk aşamada bu emir yerine getirmek mümkün değildi, çünkü emrinde sadece bir Hint Tümeni vardı ve Bağdat’a olan mesafe 650 kilometre uzaklıktaydı.
USA and USSR began to lead The Cold War after World War II. Turkey intented
to join western block in this two sided world. NATO was signifiying the castle of
Western ideology at that time. Turkey had decided to take part in the Korea War
by sending a brigade as it wanted to be a part of the the western block led by the
USA. The success of the Turkish Brigade showed that Turkey had a capacity to
carry out a successful defense in time of a possible crisis. The Turkish Brigade in
the Korean War contributed much to its allies in the war and hampered the invasion of Korea. Another consequence of the war was that Turkey responded effectively and militarily to the Soviet threat and expansionist communism. The
successes of the Turkish Brigade in the Korean War facilitated Turkey's participation in the NATO’s side. Besides, the USA supported Turkey's entry into NATO
ve askeri ilişkiler uzun bir geçmişe dayanmaktadır. Sürekli olarak Rusya’nın Boğazlara hakim
olma düşüncesi iki devleti bir çok kez karşı karşıya getirmiştir.
Rusları 227 yıl hakimiyeti altında tutan Kıpçak Türk Devleti, 1463 yılında beş idareye
bölünmüştür: Kıpçak, Kazan, Nogay, Ajderhan ve Kırım Hanlıkları. Ruslar Türklerin bölünmesini
bir zafiyet olarak gördü ve 1481 tarihinde I. Çar İvan, Nogay Hanı ile işbirliği yaparak Kıpçak
Türklerini ağır bir yenilgiye uğrattı. Beş yıl aradan sonra Ruslar aynı şekilde Nogaylılarla ittifak
yaparak bu kez Kazan Türk Devleti’ni ortadan kaldırdı. 1521 yılında Rus Devleti’ni kuran İvan’ın
ölümü üzerine Osmanlı’dan güç alan Kırım ve Kazan Müslümanları Moskovay’ı ele geçirdiler.
Osmanlı ordusu o tarihlerde Mohaç Meydan Muharebesi’ni kazanarak Macaristan’ı ele geçirmiş ve
Viyana sınırlarına ulaşmıştı. 1513 yılında Ruslar tekrar toparlanarak Tatar Türklerine taarruz
ederek devletlerini kurdular.
In this study, the Köprüköy and Azap battles, which were accepted as the initial battles of the Eastern (Caucasus) Operation, which had the largest geographic feature in the First World War, were examined. Two warships, which were ordered to England and paid in cash, were not given to the Ottoman State by the attempts of the British Navy Minister Winston Churcill upon the understanding that the World War would come. This event was the most important event that diverted the Ottoman Empire from the Trilateral Entente and brought it closer to Germany. The Ottoman Empire reported that Britain bought the battleships Goeben and Breslau cruisers from Germany. Thus, these two ships, considered one of the most modern ships of the era, were included in the inventory of the Ottoman Navy. On 29 October 1914, the Ottoman Navy power, which included the battleship Goeben and cruiser Breslau, bombarded Sivastapol, Odesa, Novarosiski and Kofe naval bases at the disposal of the German Admiral Suşon. With this initiative, the Ottoman Empire and Russia actually entered the war. Enver Pasha had been warned by such famous commanders like Kazim Karabekir Pasha, Liman Von Sanders Pasha, 3. Commander Hasan Izzet Pasha not to enter this war early and not to make a winter operation to the Eastern (Caucasus) front. However, Enver Pasha did not consider these important recommendations. Köprüköy and Azap battles, against Russian forces lasted for fifteen days. Partial successes were achieved in these battles, but the enemy was not absolute defeated.
komutasında başarılarını pekiştirmek ve Türk ordusunun savaşma
azmini kırmak üzere 1916 kışından itibaren yoğun bir savaşa girişmiştir. Bu çerçevede, Rus birlikleri önce 16 Şubat 1916 tarihinde Erzurum şehrini almıştır. Türk birliklerinin dört ay boyunca
şiddetli savunma yapmasına ve önemli zayiatlar vermesine rağmen
Rus ilerleyişi durdurulamamış ve Trabzon, Muş, Bitlis ve Erzincan
gibi önemli şehirler Rusların eline geçmiştir. Ancak, Rus birlikleri
ikmal üst bölgelerinden uzaklaştıkça zayiatları artmış ve ikmal
konularında önemli eksiklikler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu
arada, Osmanlı Genelkurmayı, Çanakkale zaferinden sonra serbest
kalan 2. Ordu birliklerini Doğu Cephesi’ne sevk etmek üzere gerekli hazırlıklar yapmaya başlamıştır.
yerini alan ve yapılan stratejik hatalarla Doğu (Kafkas) Ordumuzun daha Birinci
Dünya Savaşı’nın ilk aylarında Sarıkamış bölgesinde erimesine sebep olan askeri
ve siyasi olaylar incelenmiştir. Kurmay heyetininin bütün ikazlarına rağmen Enver
Paşa, kışın en çetin geçtiği Aralık- Ocak aylarında 3. Orduyu muharebeye
sokmuştur. Ayrıca, Hafız Hakkı Paşa’nın emir dışında 10. Kolorduyu Rus
birliklerini daha kuşatıcı bir taarruzla kuşatmak amacıyla 3.000 metre yükseklikteki
Allahuekber dağlarından geçirmeye çalışması sebepleri ile on binlerce vatan evladı
tek kurşun atmadan soğuktan ve hastalıktan şehit olmuştur. Yapılan stratejik
hatalardan biri de harekatın Aralık sonu ile Ocak başında yapılmış olmasıdır. Böyle bir
harekat yapılması için ya Kasım ayı geçmeden veya bahar başlangıcında yapılması
gerekiyordu. Özellikle 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa bu hususu vurguladığı için savaştan
kaçmaktan dolayı suçlanmış ve görevinden alınmıştır. Bu hezimetten sonra diğer
cephelerden özellikle Çanakkale ve Avrupa Cephelerinden getirilen birliklerle 3.
Ordu tekrar kurulmaya çalışılmıştır. Bu maksatla askerlerimiz binlerce kilometre
yol yürümek zorunda kalmış ve özellikle Suriye ve Irak Cephelerimiz zayıf kalarak
büyük insan ve toprak kayıpları yaşanmıştır.
Sakarya Savaşı
Büyük Taarruz
Tekalifi Milli Emirleri
War supply feeding
kitchen committee
large attack