Funda Bugan
Gazi Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı, Lisans, "Şeyhülislam Yahya Divanı'nda Giyim Kuşam Unsurları"
Gazi Üniversitesi, Eski Türk Edebiyatı, Yüksek Lisans, "İshâk Çelebi Divanı'nda Anlatıcı Âşık"
Hacettepe Üniversitesi, Eski Türk Edebiyatı, Doktora, "Tercüme-i Zâhiretü'l-Mülûk (İnceleme-Metin)"
Kırıkkale Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı, Öğretim Görevlisi
Baku State University, Philology and Oriental Faculty, Lecturer, Azerbaijan
Gazi Üniversitesi, Eski Türk Edebiyatı, Yüksek Lisans, "İshâk Çelebi Divanı'nda Anlatıcı Âşık"
Hacettepe Üniversitesi, Eski Türk Edebiyatı, Doktora, "Tercüme-i Zâhiretü'l-Mülûk (İnceleme-Metin)"
Kırıkkale Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı, Öğretim Görevlisi
Baku State University, Philology and Oriental Faculty, Lecturer, Azerbaijan
less
InterestsView All (13)
Uploads
Papers by Funda Bugan
İnsan, sosyal bir varlık olması dolayısıyla yaşamını sürdürebilmesi ve en temel ihtiyacı olan iletişimi gerçekleştirebilmesi için ana dilini iyi kullanmalıdır. Ülkemizde ilköğretimden üniversite eğitimine kadar bireylerin anlama ve kendini ifade etme kabiliyetlerinin gelişmesi için Türk Dili dersleri verilmektedir. Özellikle üniversitelerdeki Türkçe öğretiminin amacı bireyin; kişisel, ruhsal ve sosyal yönlerinin açığa çıkarılmasını, ileride meslek hayatına atılan gençlerin dili kullanma konusunda yetkin olmalarını amaçlamaktadır.
Üniversitelerin amacı sadece nitelikli değil, sorunlar karşısında alternatif çözümler üreten ve düşüncelerini ifade etmekte güçlük çekmeyen bireyler yetiştirmektir. Sözcük dağarcığında az sayıda kelime olan, okuduğunu anlamayan, topluluk karşısında konuşmaktan çekinen kısacası iletişim sorunu yaşayan bireylerin ana dillerini iyi kullanmalarını sağlamanın yanı sıra bireylere okuma alışkanlığı da kazandırılmalıdır. Bu sayede Türkçenin önemini kavramış, gerek günlük hayatında gerek meslek hayatında Türkçe kelimeleri düzgün kullanmaya özen gösteren ve etkili iletişim becerisine sahip bireyler yetişecektir.
Abstract
Because of being a social creature, human should use his own native language well to keep his life going and to carry out the communication which is the main need. In our country, Turkish Language lessons are given to develop the skills of individuals understanding and expressing themselves from the primary school to university. Especially, the aim of the teaching Turkish at universities is to display a persons personal, psychological, social sides and also to make the youth complete in every respect for their future professionals.
The aim of the universities is not only to grow up qualified individuals but also to grow up individuals who produce alternative solutions to the problems and don’t experience difficulty to express their opinions. In addition to providing to use their native language well, the habit of reading should be given to the individuals who have limited vocabulary, cannot understand what they read, hesitate to speak against the community shortly have communication problems. In this way, we can train the individuals who have understood the importance of Turkish, have the ability to communicate effectively and care to use the Turkish words correctly in their everyday life and also in their professionals life.
Conference Presentations by Funda Bugan
Dünya edebiyatının bilinen ve çok ses getiren klasiklerinden Küçük Prens ve Küçük Kara Balık çocuk edebiyatına özgü türler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilinenin aksine her iki kitabında aslında bir masal kitabı olmalarının altında yatan ana tema, yazarlarının hayatından ve ölümlerinden yola çıkılarak bir yetişkinin hayallerini, dünya, özgürlük, bağımsızlık, adalet ve eşitlik algılarını yansıtmaktadır.
Fransız yazar Exupery, aristokrat bir ailenin çocuğudur ve babasını 4 yaşında kaybetmiştir. Bu yaş, hemen hemen Küçük Prens’in yaşıdır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında savaş pilotu olarak görev yapan Exupery, Fransa’nın Alman işgali altında olduğu dönemde bu durumdan son derece rahatsız olmuş ve dönemin toplumsal hayatı hususunda eleştirilere yer verdiği Küçük Prens’i kaleme almıştır. Bu masal, Exupery’nin yaşamına ve hayat görüşüne paralel olarak toplum içinde yaşayan tiplerin eleştirisini göz önüne getirmektedir. Küçük Prens’in diğer gezegenlerde karşılaştığı kral, iş adamı, bilim adamı, sarhoş gibi tiplere “sevgi” kavramını öğretmeye çalıştığı düşünüldüğünde bir çocuğun gözünden yetişkinlere yol göstermesi olayın tamamını kapsamaktadır. Küçük Prens’e bu açıdan bakıldığında “bilinmeyenden bilinene doğru bir yolculuk (uzaydan-dünyaya)” dikkat çekmektedir. Exupery tıpkı küçük bir gezgende yaşayan Küçük Prens gibi 1944 yılında henüz 44 yaşındayken uçağının vurulması sebebiyle Marsilya yakınlarında bir denize düşmüş ve kaybolmuştur.
İranlı yazar Samed Behrengi ise İran’ın Şah yönetiminde yaşamış bir öğretmendir. Şahlık rejimine karşı olan yazar, bunu eserlerinde açıkça ortaya koymaktadır. Onun eseri Küçük Kara Balık ise “bilinenden bilinmeyene doğru yolculuk (ırmaktan-denize)” olarak karşımıza çıkar. Küçük Kara Balık tüm itiraz ve baskılara karşı, yaşamı pahasına da olsa amacına ulaşmıştır. Samed Behrengi de tıpkı kendi oluşturduğu karakteri Küçük Kara Balık gibi 28 yaşında şüphe uyandıran biçimde Aras Nehri’nde ölü olarak bulunmuştur.
Doğu ve Batı kültürünün dünyaya farklı noktalardan baktıkları bu iki şaheser aslında her iki yazarın da aynı amaçlarla yaşadıklarını ve hatta aynı amaç uğruna öldüklerini göstermektedir. Bu iki eser de yazarlarının hayatlarından yola çıkılarak okunduğunda çocuk ve yetişkin zihinlerde çok daha derin izler bırakacaktır.
Anahtar Kelimeler: Küçük Prens, Küçük Kara Balık, özgürlük anlayışı
İnsan, sosyal bir varlık olması dolayısıyla yaşamını sürdürebilmesi ve en temel ihtiyacı olan iletişimi gerçekleştirebilmesi için ana dilini iyi kullanmalıdır. Ülkemizde ilköğretimden üniversite eğitimine kadar bireylerin anlama ve kendini ifade etme kabiliyetlerinin gelişmesi için Türk Dili dersleri verilmektedir. Özellikle üniversitelerdeki Türkçe öğretiminin amacı bireyin; kişisel, ruhsal ve sosyal yönlerinin açığa çıkarılmasını, ileride meslek hayatına atılan gençlerin dili kullanma konusunda yetkin olmalarını amaçlamaktadır.
Üniversitelerin amacı sadece nitelikli değil, sorunlar karşısında alternatif çözümler üreten ve düşüncelerini ifade etmekte güçlük çekmeyen bireyler yetiştirmektir. Sözcük dağarcığında az sayıda kelime olan, okuduğunu anlamayan, topluluk karşısında konuşmaktan çekinen kısacası iletişim sorunu yaşayan bireylerin ana dillerini iyi kullanmalarını sağlamanın yanı sıra bireylere okuma alışkanlığı da kazandırılmalıdır. Bu sayede Türkçenin önemini kavramış, gerek günlük hayatında gerek meslek hayatında Türkçe kelimeleri düzgün kullanmaya özen gösteren ve etkili iletişim becerisine sahip bireyler yetişecektir.
Abstract
Because of being a social creature, human should use his own native language well to keep his life going and to carry out the communication which is the main need. In our country, Turkish Language lessons are given to develop the skills of individuals understanding and expressing themselves from the primary school to university. Especially, the aim of the teaching Turkish at universities is to display a persons personal, psychological, social sides and also to make the youth complete in every respect for their future professionals.
The aim of the universities is not only to grow up qualified individuals but also to grow up individuals who produce alternative solutions to the problems and don’t experience difficulty to express their opinions. In addition to providing to use their native language well, the habit of reading should be given to the individuals who have limited vocabulary, cannot understand what they read, hesitate to speak against the community shortly have communication problems. In this way, we can train the individuals who have understood the importance of Turkish, have the ability to communicate effectively and care to use the Turkish words correctly in their everyday life and also in their professionals life.
Dünya edebiyatının bilinen ve çok ses getiren klasiklerinden Küçük Prens ve Küçük Kara Balık çocuk edebiyatına özgü türler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bilinenin aksine her iki kitabında aslında bir masal kitabı olmalarının altında yatan ana tema, yazarlarının hayatından ve ölümlerinden yola çıkılarak bir yetişkinin hayallerini, dünya, özgürlük, bağımsızlık, adalet ve eşitlik algılarını yansıtmaktadır.
Fransız yazar Exupery, aristokrat bir ailenin çocuğudur ve babasını 4 yaşında kaybetmiştir. Bu yaş, hemen hemen Küçük Prens’in yaşıdır. İkinci Dünya Savaşı yıllarında savaş pilotu olarak görev yapan Exupery, Fransa’nın Alman işgali altında olduğu dönemde bu durumdan son derece rahatsız olmuş ve dönemin toplumsal hayatı hususunda eleştirilere yer verdiği Küçük Prens’i kaleme almıştır. Bu masal, Exupery’nin yaşamına ve hayat görüşüne paralel olarak toplum içinde yaşayan tiplerin eleştirisini göz önüne getirmektedir. Küçük Prens’in diğer gezegenlerde karşılaştığı kral, iş adamı, bilim adamı, sarhoş gibi tiplere “sevgi” kavramını öğretmeye çalıştığı düşünüldüğünde bir çocuğun gözünden yetişkinlere yol göstermesi olayın tamamını kapsamaktadır. Küçük Prens’e bu açıdan bakıldığında “bilinmeyenden bilinene doğru bir yolculuk (uzaydan-dünyaya)” dikkat çekmektedir. Exupery tıpkı küçük bir gezgende yaşayan Küçük Prens gibi 1944 yılında henüz 44 yaşındayken uçağının vurulması sebebiyle Marsilya yakınlarında bir denize düşmüş ve kaybolmuştur.
İranlı yazar Samed Behrengi ise İran’ın Şah yönetiminde yaşamış bir öğretmendir. Şahlık rejimine karşı olan yazar, bunu eserlerinde açıkça ortaya koymaktadır. Onun eseri Küçük Kara Balık ise “bilinenden bilinmeyene doğru yolculuk (ırmaktan-denize)” olarak karşımıza çıkar. Küçük Kara Balık tüm itiraz ve baskılara karşı, yaşamı pahasına da olsa amacına ulaşmıştır. Samed Behrengi de tıpkı kendi oluşturduğu karakteri Küçük Kara Balık gibi 28 yaşında şüphe uyandıran biçimde Aras Nehri’nde ölü olarak bulunmuştur.
Doğu ve Batı kültürünün dünyaya farklı noktalardan baktıkları bu iki şaheser aslında her iki yazarın da aynı amaçlarla yaşadıklarını ve hatta aynı amaç uğruna öldüklerini göstermektedir. Bu iki eser de yazarlarının hayatlarından yola çıkılarak okunduğunda çocuk ve yetişkin zihinlerde çok daha derin izler bırakacaktır.
Anahtar Kelimeler: Küçük Prens, Küçük Kara Balık, özgürlük anlayışı