Papers by Selin Bitirim Okmeydan
COVID-19 Sürecinde İletişimin Değişen Yüzü, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Connectist: Istanbul University Journal of Communication Sciences, 2020
Bu çalışmanın amacı, Türkiye İş Bankası’nın 2019 yılında yayınladığı ‘Kuruluş’ temalı kurumsal re... more Bu çalışmanın amacı, Türkiye İş Bankası’nın 2019 yılında yayınladığı ‘Kuruluş’ temalı kurumsal reklamındaki temel göstergeleri hikâye anlatıcılığının kültürel perspektifine göre incelemektir. Bunun için iki aşamalı çözümleme yapılmış ve ilk olarak göstergebilimsel analizden yararlanılmıştır. Bu analiz yönteminde Greimas’ın hikâyelerin nasıl oluşturulduğunu açıklayan Eyleyenler Modeli referans alınmış ve anlatı izlencesinin evreleri ile aşamaları seçilen reklama uyarlanmıştır. Kurumsal reklamın görsel, yazılı ve sözel kodlarının çözümlemesinde bu modele dayanan göstergebilimsel analizin kullanılması ile çözümlemenin bütünsel şekilde tamamlanması ve yüzeyden derine gizli anlamların açığa çıkarılması hedeflenmiştir. İkinci aşamada ise kurumsal reklam, hikâye anlatıcılığının kültürel perspektifi doğrultusunda ritüeller, semboller, değerler ve kahramanlar başlıkları altında ayrı bir çözümlemeye tabi tutulmuştur. Gerçekleştirilen her iki çözümleme sonucunda kurumsal reklamda anlamın hikâye anlatıcılığına göre nasıl üretildiği ortaya çıkarılmıştır. İlk aşamada kullanılan çözümleme yöntemine göre ulaşılan bulgular, banka ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki özdeşime işaret etmiştir. Türkiye İş Bankası’nın kuruluş hikâyesinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun alegorisi olduğu görülmüştür. İkinci aşamadaki çözümleme yönteminde, kurumsal reklamın kültürel perspektife uygun geliştiği saptanmıştır. Buna göre kurumsal reklamda ritüellere, sembollere, değerlere ve kahramanlara yer verilerek kültürel perspektifli hikâye anlatıcılığı çerçevesinde zengin bir anlam üretildiği izlenmiştir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU DERGİSİ, 2020
ÖZ Hedef kitleleri, sadık müşteriler haline getirecek stratejik iletişim süreçleri kurumsal halkl... more ÖZ Hedef kitleleri, sadık müşteriler haline getirecek stratejik iletişim süreçleri kurumsal halkla ilişkiler (Corporate Public Relations-CPR) olarak tanımlanmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojileri sonucunda hız kazanan küreselleşme karşısında kurumsal halkla ilişkiler, yeni uygulama alanları ile çeşitlenmektedir. Bu yeni uygulama alanları içerisinde en dinamik öge olan sosyal medya; işletmeleri, rakiplerinden öne çıkaracak ve farklılaştıracak iletişim araçlarının, kurumsal halkla ilişkiler çalışmalarına entegre edilmesini gerektirmektedir. Geleneksel medyadan sosyal medyaya doğru evrilen kurumsal halkla ilişkiler uygulamalarından biri de bloglardır. Bu çalışma, kurumsal halkla ilişkiler uygulamalarının, sosyal medyadaki temel araçlarından biri olan blog kullanımını Türkiye'deki bankalar ekseninde incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda nitel araştırmaya dayanan çalışmada, uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından her yıl açıklanan 'Banking (Bankacılık) 500 Raporu'nun 2019 yılı sonuçlarından yararlanılmıştır. Buna göre dünyanın en değerli ve en güçlü 500 banka markası içerisine giren dokuz Türk bankasından, bloğu olan ve aktif blog kullanımına sahip Garanti BBVA, Türkiye İş Bankası ve TEB (Türk Ekonomi Bankası) olmak üzere üç banka amaçlı örneklem yöntemine göre seçilmiştir. Bu üç bankanın, kurumsal halkla ilişkiler amaçlı blog kullanım örüntüleri betimsel içerik analizine tabi tutulmuştur. Gerçekleştirilen betimsel içerik analizinde üç bankanın bloğunda, öne çıkan paylaşım temaları belirlenip değerlendirilmiştir. İncelenen bloglarda elde edilen bulgulara göre üç bankanın kurumsal halkla ilişkiler amaçlı blog kullanımında en çok 'Sosyal Yaşam' kategorisine ait içeriklere yer verdiği görülmüştür. Araştırma sonucuna göre 'Gezi/Seyahat' kategorisinin ise en az sayıda paylaşım aldığı tespit edilmiştir. ABSTRACT Strategic communication processes that will transform target audiences to loyal customers are defined as corporate public relations. Globalization, which is accelerating with information and communication technologies, diversify corporate public relations with new areas of application. Social media, the most dynamic element in these new areas of application, it requires the integration of communication tools that will distinguish and differentiate enterprises from their competitors in corporate public relations activities. One of the corporate public relations practices evolving from traditional media to social media is blogs. This study aims to examine of blog usage of banks in Turkey in the scope of the corporate public relations activities. By this purpose a qualitative research has conducted and this research benefited from the results of 'Banking 500 Report' published by Brand Finance in 2019. As stated in the report, nine Turkish banks have entered the list of the most valuable and powerful 500 banks. Three of them which actively using their blogs such as Garanti BBVA, Türkiye İş Bankası ve TEB (Türk Ekonomi Bankası) has selected via purposive sampling method. These banks were subjected to content analysis in terms of blog usage in corporate public relations. In the content analysis the prominent posted themes were identified in the blogs of the three banks. According to the results, the patterns of using these blogs as a means of corporate public relations has discovered. According to the findings obtained in the examined blogs, the most posted content category has been seen as 'Social Life'. It was determined that the category of 'Trip/Travel' has received as the least number of content.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
TRT Akademi Dergisi, 2020
Öz Türkiye'de kültürlerarası iletişimle ilgili özellikle son yıllarda çok sayıda çalışma yapılsa ... more Öz Türkiye'de kültürlerarası iletişimle ilgili özellikle son yıllarda çok sayıda çalışma yapılsa da kültürlerarası iletişimi bir alan olarak ele alan ve bu alanın Türkiye'deki yönünü belirlemeye yönelik çalışmaların oldukça sınırlı kaldığı görülmektedir. Bu noktadan hareketle çalışmanın amacı, 1995 yılında 'kültürlerarası iletişim' başlıklı ilk tezden bugüne kadar geçen 25 yıllık süreçte ilgili başlık altında yazılan tezlerin çeşitli özelliklerini ortaya çıkarmak ve kültürlerarası iletişim disiplininin Türkiye'deki seyrini incelemektir. Buna göre araştırmanın problemi; kültürlerarası iletişim başlıklı tezlerin yılı, türü, üniversitesi, enstitüsü, anabilim dalı, yöntemi, konusu, dili, yazar uyruğu, sayfa sayısı ve yazar cinsiyeti dağılımı nedir ve alanın Türkiye'deki eğilimi ne yöndedir, şeklinde ifade edilebilmektedir. Belirlenen amaç ve problem doğrultusunda son dönemlerde bilimsel yayınların örüntüsünü çıkarmak ve gelecek eğilimleri için bir yol haritası sunmak amacıyla sıklıkla kullanılan bibliyometrik analizden yararlanılmış ve nitel araştırma yöntemi izlenmiştir. 1995-2020 yılları arasında, başlığında kültürlerarası iletişim bulunan toplam 77 lisansüstü teze YÖK (Yükseköğretim Kurulu) Ulusal Tez Merkezi sayfasından erişilmiştir. Elde edilen 77 adet tez, bibliyometrik araştırmayı oluşturan; tezin yılı, türü, üniversitesi, enstitüsü, anabilim dalı, yöntemi, konusu, dili, yazar uyruğu, sayfa sayısı ve yazar cinsiyeti açısından kategorilere ayrılarak içerik analizi ile çözümlenmiştir. Bibliyometrik araştırmayı oluşturan bu kategorilerin her biri, aynı zamanda araştırma sorularını temsil etmektedir. Araştırmada ortaya çıkan bulgular, her kategori için ayrı tablo haline getirilmiştir. Edinilen verilere göre kültürlerarası iletişim başlıklı en fazla tez türünün yüksek lisans tezi olduğu, bu tezlerin en çok Marmara Üniversitesinden çıktığı, tüm üniversiteler bazında en çok sosyal bilimler enstitülerinin halkla ilişkiler ve tanıtım anabilim dallarında, nitel araştırma yöntemleri ekseninde çalışıldığı tespit edilmiştir. Diğer veriler doğrultusunda kültürlerarası iletişim başlıklı lisansüstü tezlerin geçmişten günümüze mevcut durumu saptanmış ve ortaya çıkan genel görüntü üzerinden gelecek eğilimleri tartışılmıştır.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Beykoz Akademi Dergisi, 2020
Öz Bu çalışmanın amacı, devlet ve vakıf üniversitelerinin sosyal medya kullanımındaki benzerlikle... more Öz Bu çalışmanın amacı, devlet ve vakıf üniversitelerinin sosyal medya kullanımındaki benzerliklerini ve farklılıklarını tespit ederek sosyal medya kullanım örüntülerini ortaya çıkarmaktır. Nitel araştırmaya dayanan bu çalışmada, İzmir'deki en yüksek öğrenci sayısına sahip ilk iki devlet üniversitesi ile ilk iki vakıf üniversitesi amaçlı örnekleme göre belirlenmiştir. Araştırmada yer verilen toplam dört üniversitenin en çok takipçiyi içeren resmî sosyal medya hesaplarının ise Facebook ve Twitter olduğu saptanmıştır. Üniversitelerin bu sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları, geriye doğru tarama yöntemi ile tercih günlerini de kapsayacak şekilde ele alınmış ve 2019 yılının 1 Temmuz-31 Ağustos arasındaki iki aylık süreç araştırmaya dahil edilmiştir. Belirlenen tarihler arasında devlet ve vakıf üniversitelerinin paylaşımları içerik analizine tabi tutulmuş ve elde edilen bulgular kategoriler halinde sunulmuştur. Gerçekleştirilen analiz sonucunda devlet üniversitelerinin vakıf üniversitelerine göre daha az paylaşımda bulunurken bu paylaşımlarında kurumsal imaj ve itibarı ön plana çıkardıkları; vakıf üniversitelerinin ise oldukça aktif paylaşım döngüsü içerisinde eğitim olanaklarını tanıtmaya ağırlık verdiği saptanmıştır. Abstract The purpose of this study is to determine the similarities and differences in the social media usage of state and private universities and to reveal the patterns of social media usage of these universities. This study based on qualitative research. Two state universities and two private universities with the highest number of students were included purposeful sampling. The most followed social media accounts of these universities are determined as Facebook and Twitter. The social media posts of the universities examined by backward scanning method for two months period between July 1st and August 31st of 2019. Between the determined dates, the posts of state and private universities were subjected to content analysis and the findings were presented in categories. As a result of the analysis, while public universities post less than private universities, they emphasized the corporate image and reputation in these posts. On the other hand, it has been determined that private universities focus on promoting educational opportunities within a very active post cycle.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020
Özet Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de en çok yolcu taşıma kapasitesine sahip tarifeli ilk beş hava... more Özet Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de en çok yolcu taşıma kapasitesine sahip tarifeli ilk beş hava yolu şirketinin, sosyal medyada en fazla takipçi sayısının izlendiği resmî Facebook sayfalarını incelemek ve bu şirketlerin Facebook kullanımında MPR uygulamalarını tespit etmektir. Bu amaçla 1 Haziran-31 Ağustos 2019 tarihleri arasında beş hava yolu şirketinin toplam 207 Facebook paylaşımı geriye doğru tarama yöntemiyle taranmış ve içerik analizi ile değerlendirilmiştir. İçerik analizi kapsamında oluşturulan kod formları; MPR uygulamalarının belirtilen altı kategorisi göz önünde bulundurularak hava yolu şirketlerinin paylaşımlarına göre uyarlanmıştır. Bu kod formları aracılığıyla MPR uygulamaları tanıtım/duyurum, kurumsal haber, satış/ destek ve diğer olmak üzere dört başlık altında kategorize edilerek Facebook paylaşımlarından elde edilen içerik analizindeki bulgularla eşleştirilmiştir. Böylelikle incelenen beş hava yolu şirketinin resmî Facebook sayfalarında öne çıkan MPR amaçlı paylaşımları saptanmıştır. Buna göre hava yolu şirketlerinin takipçileri arasında etkileşim yaratmak amacıyla paylaştığı 'diğer' kategorisine ait olan içeriklerin ilk sırada yer aldığı görülmüştür. Anahtar Kelimeler: Hava yolu yönetimi, Pazarlama amaçlı halkla ilişkiler (MPR), Sosyal medya, İletişim. Abstract The purpose of this study is to examine the official Facebook pages with the largest numbers of followers of the first five biggest airline companies having the largest capacities of passengers in Turkey and to determine the MPR applications in the utilizations of Facebook by those companies. For that purpose, 207 Facebook shares of the five airline companies within the period of 1st June-31st August in 2019 are scanned by retrogressive method and they are assessed with the content analysis. The code forms developed within the context of the content analysis are adapted to the shares of the airline companies by taking into account the identified six categories of the MPR applications. The MPR applications are categorized under four titles which are publicity/announcement, corporate news, sales/support and other through the code forms and they are matched with the findings of the content analysis obtained from the Facebook shares. Thus, the Facebook shares of the five airline companies with purpose of MPR applications are fixed. As a result, it is seen that the contents included under the category of 'other' are in the first place within the shares of the airline companies aiming to create interaction among their followers.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Kent-Kentleşme-Yeni Kentleşme Trendleri ve Dünya Şehir Sistem'in Ortaya Çıkışı, 2019
Bookmarks Related papers MentionsView impact
KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM-İLETİŞİM ODAKLI GÜNCEL YAKLAŞIMLAR, 2019
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Journal of Social & Humanities Sciences Research (JSHSR), 2018
ÖZET Oyun, tarih boyunca insanlar ve tüm canlılar için ortak bir eylem olmuştur ve sahip olduğu i... more ÖZET Oyun, tarih boyunca insanlar ve tüm canlılar için ortak bir eylem olmuştur ve sahip olduğu işlevler nedeniyle oyun fikrinden çok sayıda yeni kavram türetilmiştir. Son yıllarda bu kavramlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri oyunlaştırmadır. Oyunlaştırma, oyun fikrinin ve bir oyun tasarımında gerekli olan tüm öğelerin, iş süreçlerine uygulanmasını ve bu süreçlerin daha fazla katılım ve artan motivasyonla daha eğlenceli bir hale gelmesini ifade etmektedir. Günümüzde oyunlaştırma, dünyanın önde gelen işletmelerinde de yeni bir pazarlama yaklaşımı olarak uygulanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, oyunlaştırmayı ve temel öğelerini açıklayarak pazarlamada oyunlaştırma yaklaşımının kullanımına odaklanmaktır. Bu amaç doğrultusunda, pazarlamada oyunlaştırma kullanımının nedenleri ve etkileri çeşitli örnekler üzerinden sunulmuştur. Literatür taramasına dayalı bu çalışmanın sonucunda, oyunlaştırmanın pazarlamada yeni bir yaklaşım olarak kullanıldığı ve hem çalışanlar hem de markalar açısından çeşitli fırsatlar taşıdığı saptanmıştır. Bu saptamalar, oyunlaştırmaya yönelik gelecek öngörüleri bağlamında değerlendirilip yorumlanmıştır. ABSTRACT Throughout the history, game has been a common action for people and for all living things. Many new concepts have been derived based on the idea of games, due to its' various functions. Recently, one of these concepts that strike attention is gamification. Gamification indicates the application of the game idea and all items necessary for a game design to business processes. In this way, these processes become more fun with higher levels of participation and motivation. Currently, gamification is being applied as a new marketing approach by world's leading companies as well. The aim of this study is to define gamification and its main functions, within the perspective of marketing. For this purpose, the use of gamification and its effects in marketing have been presented. As a result of this literature review study, it has been determined that gamification is used as a new approach in marketing and provides various opportunities for both employees and brands. In this paper, these findings were evaluated and interpreted by presenting provisions for the future of gamification.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Journal of Social & Humanities Sciences Research (JSHSR), 2018
ÖZET Siyasal halkla ilişkiler çalışmalarının siyasi partiler açısından taşıdığı stratejik önem, b... more ÖZET Siyasal halkla ilişkiler çalışmalarının siyasi partiler açısından taşıdığı stratejik önem, bu çalışmalarda yeni yaklaşımları da beraberinde getirmektedir. Günümüzde siyasal halkla ilişkiler faaliyetleri geleneksel iletişim araçlarının yanı sıra sosyal medya ortamları ve araçları üzerinden de etkin bir biçimde sürdürülmektedir. Bu çalışmanın amacı, siyasal halkla ilişkiler çalışmalarında sosyal medyanın yerini tespit ederek siyasi partiler tarafından kullanım amaçlarını ortaya koymak ve siyasi partilerin sosyal medya üzerinden takipçileriyle kurdukları etkileşim düzeyini belirlemektir. Bu bağlamda, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne giren ilk beş siyasi partinin sosyal medya hesapları içerik analizine tabi tutulacaktır. Böylece ortaya çıkan bulgular yorumlanarak siyasi partilerin bu seçim döneminde sosyal medyayı hangi amaçlarla kullandıkları ve takipçileri ile kurdukları etkileşim düzeyi saptanacak ve ortaya çıkan sonuçlara ilişkin genel bir değerlendirme sunulacaktır. ABSTRACT The strategic importance of political public relations activities for political parties, bring about new approaches as well. Today, political public relations activities are sustained effectively through social media besides traditional communication tools. The aim of this study is to determine the place of social media in the studies of political public relations and to demonstrate the purpose of use it by political parties and to detect the level of interaction of political parties with their followers on social media. In this context, official social media accounts of the first five political parties, which entering in the Grand National Assembly of Turkey, on the General Elections of June 24, will be subjected to content analysis. Thus, findings will be interpreted and the purpose of the use of social media of political parties in this election period and the level of interaction with their followers will be determined and an overall evaluation of the results will be presented.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
The Journal of International Scientific Researches (ISR), 2018
Öz Küreselleşmenin etkisiyle her alanda kıyasıya bir rekabetin yaşandığı modern dünya, kentlerin ... more Öz Küreselleşmenin etkisiyle her alanda kıyasıya bir rekabetin yaşandığı modern dünya, kentlerin markalaşmasını da adeta zorunlu kılmaktadır. Kentleri diğerlerinden farklılaştıran ve küresel yarışta öne çıkaran markalaşma süreci, marka kent olmanın temel dinamiklerine odaklanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, kent markası bileşenlerini tespit etmek ve marka kent olmak için dikkat edilmesi gereken noktaları iletişimsel perspektiften sunmaktır. Bu amaç doğrultusunda, iki basamaklı bir araştırma tasarlanmıştır. Araştırmanın ilk basamağında, İzmir ilinde kent markası üzerine çalışan iletişim akademisyenleri ile yüz yüze yarı-yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilerek veri toplanacak ve böylece, söz konusu akademisyenlerin deneyimlerinden yararlanılarak kent markasına ilişkin algıları ve görüşleri ortaya çıkarılacaktır. Bu nedenle, çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden olgu bilim (fenomenoloji) deseni kullanılacak ve bu desene uygun olarak veriler betimsel analiz ile sunulacaktır. Araştırmanın ikinci basamağında ise, görüşme verileri niceliksel ve niteliksel içerik analizine tabi tutulacak ve ortaya çıkan bulgular, görüşmelerden elde edilen temalar çerçevesinde yorumlanıp değerlendirilecektir. Abstract The intense competition in all areas of modern world, makes the branding of cities almost imperative with globalization's effect. The branding process which differentiates cities from the others and put them forward in the global competition, focuses on the basic dynamics of being a brand city. The aim of this study is to identify the components of being a city brand and to present important processes that must be taken into consideration in order to become a brand city from the communicative perspective. For this purpose, a two-step research has been designed. At the first step of the research, semi-structured face to face interviews will be held with the communication academicians who are working on the city brand in Izmir for data collection. Thus, utilizing the experience of these academicians the perceptions and opinions about the city brand of them will be uncovered. Therefore, in this study a qualitative methodology and phenomenological design will be wielded, and data will be presented in a descriptive analysis in accordance with this design. In the second step of the research, the interview data will be analysed by quantitative and qualitative content analysis and the findings will be interpreted and evaluated within the framework of themes obtained from the interviews. Giriş Emsallerinden farklı olma temasına dayanan marka kavramı, günümüzde yoğun bir rekabet sürecine maruz kalan ürün ve hizmetlerde olduğu gibi kentler açısından da son derece önem taşımaktadır. Küreselleşen dünyanın her konuda ve her alanda yol açtığı değişim ve dönüşüm dalgası, kentler üzerinde de büyük bir baskıya neden olmakta ve rekabet odaklı bir gelişmeyi beraberinde getirmektedir. Bu durum ise kentleri, diğerlerinden farklı olmaya zorunlu kılmakta ve küresel yarış atmosferinde kendilerini cazip kılacak markalaşma eğilimine sürüklemektedir. Markalaşma sürecinin, esasen oldukça uzun, stratejik ve bilinçli çabalardan oluştuğu bilinse de söz konusu olan kent markalaşması ise bu sürecin çok daha kapsamlı ve karmaşık bir hal aldığı söylenebilmektedir. Bazı kentlerin coğrafi, tarihi, ekonomik ve sosyo-kültürel dinamiklerinden kaynaklanan çeşitli avantajlı durumları, marka olma sürecini hızlandırıp kolaylaştırırken bazı kentlerin de belirtilen bu dinamikler dolayısıyla taşıdığı riskler markalaşma sürecini olumsuz
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi (e-GİFDER), 2018
ÖZ
Sosyal pazarlama, toplumsal bir fayda için hedef kitlelerde davranış değişimine odaklanan ve k... more ÖZ
Sosyal pazarlama, toplumsal bir fayda için hedef kitlelerde davranış değişimine odaklanan ve kâr amacı gütmeyen bir pazarlama yaklaşımıdır. Sosyal pazarlama yaklaşımı, çağcıl pazarlama ilkelerinden ve yöntemlerinden yararlanan çeşitli kampanyalar aracılığıyla hayat bulmaktadır. Sosyal pazarlama kampanyalarının başarısı, her şeyden önce kampanya sürecinin doğru bir şekilde tasarlanıp uygulanmasına bağlıdır.
Bu çalışmanın temel amacı; Türkiye’de 4207 sayılı kanuna dayanan ve sağlık alanına ilişkin bir sosyal pazarlama örneği olarak Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen “Dumansız Hava Sahası Kampanyası” üzerinden sosyal pazarlama kampanya basamaklarını incelemektir. Çalışma, birkaç yıllık dönemler halinde planlanıp uygulanan bu kampanyanın ‘2008-2012’ yıllarını kapsayan ilk eylem planı çerçevesinde ele alınmıştır. Bu dönemin tercih edilmesinin sebebi, kampanyanın ‘2015-2018’ yıllarını kapsayan ikinci eylem planının halen uygulamada olması ve ikinci eylem planına yönelik verilerin ve değerlendirmelerin 2019 yılında kamuoyu ile paylaşılabilecek olmasıdır. Bu doğrultuda, kampanyanın incelenmesinde nitel araştırma yöntemlerinden örnek olay deseni kullanılmıştır. Veri toplanmasında, kampanyanın üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirilen yüz yüze görüşmeler, kampanyanın resmî web sitesindeki dokümanlar, Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı kitaplar ve raporlar gibi nitel araştırmada veri toplama yöntem ve tekniklerinden de yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda, bu kampanyanın sosyal pazarlama kampanya basamaklarına uygun gelişim gösterdiği ve başarıyla uygulandığı saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sosyal pazarlama, sosyal pazarlama kampanyaları, Dumansız Hava Sahası Kampanyası ve örnek olay yöntemi
ABSTRACT
Social marketing is a non-profit marketing approach that focuses on behavioral change in the target audiences for a social benefit. Social marketing approach is applied through several campaigns which benefit from modern marketing rules and techniques. First of all, the success of social marketing campaigns depends on designing and applying the campaign process correctly.
The main purpose of this study is to examine the social marketing campaign steps through the Smoke-free Air Space Campaign as a social marketing case related to the field of health, conducted by the Ministry of Health based on the law number 4207 in Turkey. This campaign has been planned and implemented through a period of several years and in this study it has been investigated within the framework of the first action plan covering the ‘2008-2012’ period. This period has been chosen due to the fact that the second action plan covering the ‘2015-2018’ period is still in implementation and the data and evaluations of the second action plan will be shared with the public in 2019. The campaign has been examined following a qualitative methodology and a case study design. Data has been collected through qualitative data collection techniques such as face-to-face interviews with senior managers of the campaign, documents on the campaign's official website, books and reports published by the Ministry of Health. As a result, it has been determined that this campaign was developed appropriately and implemented successfully in accordance with the social marketing campaign steps.
Keywords: Social marketing, social marketing campaigns, Smoke-free Air Space Campaign and case study method
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi (e-GİFDER), 2017
ÖZ
Teknoloji, insan hayatını büyük ölçüde kolaylaştıran, dönüştüren ve geliştiren bir olgu olara... more ÖZ
Teknoloji, insan hayatını büyük ölçüde kolaylaştıran, dönüştüren ve geliştiren bir olgu olarak tanımlanabilmektedir. Teknoloji alanında ortaya çıkan her yenilik ve devinim, devrim niteliği taşımakta ve insanı kuşatan ekonomik, politik ve sosyo-kültürel alanlarda radikal kopuşları da beraberinde getirmektedir. Bu kopuşların uzantısı olarak insan hayatına yön veren paradigmalar da değişmekte, evrilmekte ve insan hayatını kökten etkileyecek teknolojik gelişmeleri yeniden üretmektedir. İnsanoğlu bu sözü edilen çift yönlü etkileşim süreci içerisinde varlığını sürdürmekte ve teknolojik gelişmeleri kendi yararı doğrultusunda dizginlemeye çalışmaktadır. Ancak küreselleşmenin etkilerinin somut olarak görülmeye başlandığı bu çağda teknolojiyi insan yararına kullanmak her zaman düşünüldüğü kadar kolay olmamaktadır. Teknolojik gelişmeler, teori ve pratikte birçok soruna yol açmanın yanı sıra, kişisel mahremiyeti de zedeleyebilmektedir. Bu çalışmanın temel amacı; yeni iletişim teknolojilerinin karmaşık doğasını eleştirel bir bakış açısı ile değerlendirmek ve bu teknolojilerin bireysel/toplumsal yaşama yansımalarını etik, güvenlik ve mahremiyet bağlamında tartışmaktır. Bu temel amaç doğrultusunda çalışmanın yöntemi, literatür taramasına dayandırılmıştır. Yeni iletişim teknolojilerini sorgulayarak etik, güvenlik ve mahremiyet gibi birbirinden ayrı düşünülemeyen tartışmalı konulara dikkat çeken çalışmada, bu teknolojilerin sözü edilen alanlarda önemli açmazları bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
ABSTRACT
Technology has been defining as a fact that makes life easier by transforming, developing, and converting it. Every innovation and movement which occurs in the field of technology, has the characteristics of revolution. This situation brings together with radical changes surrounding human being in the economic, political, and socio-cultural areas. As an extension of these changes, the paradigm that giving direction to the human life, are also changed and as a result of that, technological changes which will radically effect the life of people, has been reproducing in the process of two-way interaction. Mankind is making his existance continue and trying to design the technological developments for his own benefit. In our era, however the effects of globalisation have already started seeing as concrete, but using the technology for the benefit of people is being not easy as it always thought. Technologic development causing to many problems in theory and practice, can be bruising personal privacy at the same time.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
AJIT-e: Online Academic Journal of Information Technology-Special Issue/Özel Sayı, 2017
ÖZ
Modernizmden postmodernizme uzanan tarihsel süreç içerisinde gözetim, bilgi iletişim teknoloj... more ÖZ
Modernizmden postmodernizme uzanan tarihsel süreç içerisinde gözetim, bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan sınırları zorlayan gelişmelerle birlikte hem niceliksel hem de niteliksel olarak değişime uğramış ve bu değişim, yeni eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Modernizmde, panoptikon metaforu ile tanımlanan asimetrik gözetimin yerini; postmodernizmde, gözetimin son noktası olan omniptikon metaforu almış ve iktidarın denetsel işlevi maskelenmiştir. Panoptikondaki gözetimde dışarıdan gelen baskı ve zorlamaya dayalı denetleme, sinoptikon ve omniptikonda bireysel rıza ve gönüllülüğe dayalıdır. İktidarın panoptikondaki 'sıkıcı denetim' işlevi, omniptikona gelindiğinde 'haz veren ve eğlenceli' bir niteliğe dönüşmüştür. Modernizm ve postmodernizm uzamında gözetim olgusunun geçirdiği yapısal dönüşümü, literatür taraması yönteminden yararlanarak ele alan bu çalışmada; panoptikon, sinoptikon ve omniptikon kavramları arasındaki farklılıkların belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu konu bağlamında çalışmalar gerçekleştirmiş öncü isimlerin düşünceleri üzerinden kuramsal altyapı oluşturulmuş ve belirlenen amaç doğrultusunda, postmodernizm ile birlikte değişen gözetim pratikleri, postmodern kültürün temel motifleri ekseninde açımlanmıştır. Bu doğrultuda günümüzdeki gözetimin, postmodernizmin dinamikleri ile uyumlu gelişim gösterdiği tespit edilmiş ve panoptikon boyutundaki gözetimde, iktidarın görünmeden bilinmesine karşın; sinoptikon ve omniptikonda varlığını tamamen gizilleştirerek yeniden ürettiği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Postmodern kültür, gözetim toplumu, panoptikon, sinoptikon ve omniptikon ABSTRACT
Within the historical process from modernism to postmodernism, surveillance has changed both as quantitative and qualitative via information and communication technologies that pushing the boundaries, and this change has brought new criticisms together. Asymmetrical surveillance which is defined by panopticon metaphor in modernism, has transformed to omniopticon that is the last point of surveillance in postmodernism. By this transformation, control function of power has masked and it has deeply changed. In panoptic surveillance, control function of power is based on external pressure and coerce, but in synopticon and omniopticon, it is based on individual consent and volunteerism. The 'boring control' function of the power in panopticon has turned into a 'hedonist and entertaining' attribute when it comes to the omniopticon.
In this study, the structural transformation of surveillance in the process of modernism and postmodernism has been examined by using literature review method, and it is aimed to determine differences between the concepts of panopticon, synopticon and omniopticon. The theoretical infrastructure has been based on the thoughts of the leading figures working in this context. The aim of this study is to explain of the changing surveillance practices with postmodernism in the axis of the postmodern cultural motifs. In this respect, it has been determined that today's surveillance practices develops in harmony with the dynamics of postmodernism. It has been reached the conclusion that the power has been completely hidden its existence in synopticon and omniopticon, and has been reproduced itself, although the existence of power in the panopticon has been known but clearly not seen.
Keywords: Postmodern culture, surveillance society, panopticon, synopticon and omniopticon
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Social Marketing and Communication Strategies for Fighting against Terrorism , 2010
Although terrorism is mostly considered as a phenomenon in underdeveloped countries, it threatens... more Although terrorism is mostly considered as a phenomenon in underdeveloped countries, it threatens all countries in the globalized world. Terrorist threats bear several dimensions: First of all, it is known that countries under terrorist attacks use most of their budget for fighting against terrorism. Besides, terrorism gives harm not only to economies of countries but also to country image and reputation. It is not possible to claim that there are long lasting solutions for the problems in the background of terrorism. Meanwhile, it is necessary to communicate with public and get their support for fighting effectively against terrorism. Therefore, it is possible to suggest some ideas on solutions for fighting against terrorism in the context of social marketing.
Social marketing means implementing an idea or a public service for common good without financial profit. Social marketing campaigns aim to achieve a change in the attitudes and behaviors of target audiences, and sustain it with communication activities. In this study, we will take worldwide terrorist activities into consideration in a positivist theoretical approach, and emphasize effective communication methods for fighting against terrorism using the perspective of social marketing.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Erciyes İletişim Dergisi akademia, 2017
Öz
Sanayi Devrimi ile birlikte doğan halkla ilişkiler (Hİ), tarihsel gelişim süreci içerisinde ... more Öz
Sanayi Devrimi ile birlikte doğan halkla ilişkiler (Hİ), tarihsel gelişim süreci içerisinde sürekli değişim göstererek günümüzde kamu ve özel sektörde geniş bir kullanım alanına sahip modern bir bilim dalı ve yönetsel bir fonksiyon olarak kabul edilmektedir. Küreselleşen iş dünyasının hızla değişen dinamik özelliklerine yanıt verecek şekilde gelişen ve hem kamuda hem de özel sektördeki önemini kanıtlayan halkla ilişkiler, iletişim sektöründeki akademisyenlerin başat ilgi alanlarının içerisinde yer almaktadır. Bu doğrultuda, Türkiye'de de halkla ilişkiler disiplinini konu edinen çok sayıda akademik makalenin literatüre kazandırıldığı görülmektedir. Bu literatürü kapsayan araştırmada, " Türkiye'de halkla ilişkiler akademisyenleri hangi alanlarda çalışıyor? " sorusu cevaplanmaya çalışılmış, aynı zamanda makalelerin çalışma alanlarının geçirdiği değişim ve halkla ilişkiler makalelerinin hangi akademik dergilerde yayımlandığı tespit edilmiştir. Toplam 301 adet makaleye; makale başlığı, özeti ve anahtar kelimeler üzerinden doküman analizi ve betimsel tarama ile içerik analizi uygulanmış; belirlenen 26 kategori, üç sınıflandırma altında sunulmuştur. En fazla makalenin dahil olduğu ilk üç kategori; " kamu yönetimi " , " kurumsal iletişim " ve " internet-web siteleri " olarak belirlenirken en az makalenin ait olduğu kategorilerin ise, " finansal Hİ " ve " bilgi toplumu " olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Halkla İlişkiler, Türkiye’de Halkla İlişkiler, Türkiye’de Halkla
İlişkiler Makaleleri, İçerik Analizi
Abstract
Public relations (PR) has emerged with the Industrial Revolution and continued its historical development through constant change and currently it reached a stage as a modern scientific field and a managerial function that has a wide field of usage in both public and private sectors. PR has managed to develop as a field that is able to answer the needs of global business world and proved its importance both in public and private sectors. PR is one of the main fields of research of communication scholars and in Turkey there are many PR articles contributing to the academic literature. This article aims to answer the question of: " Which fields do PR scholars work in Turkey? " and determine the change in the field of PR research and the journals that published these articles. A total of 301 articles were subjected to content analysis through document analysis and descriptive scanning of the article title, abstract and keywords as the unit of analysis. The results are presented in 26 categories and 3 classes. Among these categories, top three are determined as: “public administration”, “corporate communication”, “Internet and web sites” whereas the last categories turned out to be “financial PR” and “knowledge society”.
Keywords: Public Relations, Public Relations in Turkey, Public Relations Articles in
Turkey, Content Analysis
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Conference Presentations by Selin Bitirim Okmeydan
TOKYO SUMMIT-2 2nd International Conference on Innovative Studies of Contemporary Sciences I The Book of Full Texts Social Sciences & Humanities, 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Proceedings Book- INTERNATIONAL ASIAN CONGRESS ON CONTEMPORARY SCIENCES-IV, 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
FULL TEXT BOOK 3. ASIA PACIFIC INTERNATIONAL CONGRESS ON CONTEMPORARY STUDIES, 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
2. Uluslararası İletişimde Yeni Yönelimler Konferansı: Eğlence ve Ürün Yerleştirme, 03-04 Mayıs, İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2018
Özet
Oyun, tarih boyunca insanlar ve tüm canlılar için ortak bir eylem olmuştur ve sahip olduğu ... more Özet
Oyun, tarih boyunca insanlar ve tüm canlılar için ortak bir eylem olmuştur ve sahip olduğu işlevler nedeniyle oyun fikrinden çok sayıda yeni kavram türetilmiştir. Son yıllarda bu kavramlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri oyunlaştırmadır. Oyunlaştırma, oyun fikrinin ve bir oyun tasarımında gerekli olan tüm öğelerin, iş süreçlerine uygulanmasını ve bu süreçlerin daha fazla katılım ve artan motivasyonla daha eğlenceli bir hale gelmesini ifade etmektedir. Günümüzde oyu-nlaştırma, dünyanın önde gelen işletmelerinde de yeni bir pazarlama yaklaşımı olarak uygulanmak-tadır. Bu çalışmanın amacı, oyunlaştırmayı ve temel öğelerini açıklayarak pazarlamada oyunlaştırma yaklaşımının kullanımına odaklanmaktır. Bu amaç doğrultusunda, geniş bir alanyazın taraması yapılmış ve pazarlamada oyunlaştırma kullanımının nedenleri ve etkileri çeşitli örnekler üzerinden ampirik veriler çerçevesinde sunulmuştur. Alanyazın taramasına dayanan bu çalışmanın sonucunda, oyunlaştırmanın pazarlamada yeni bir yaklaşım olarak kullanıldığı ve hem çalışanlar hem de markalar açısından çeşitli fırsatlar taşıdığı saptanmıştır. Bu saptamalar, oyunlaştırmaya yönelik gelecek öngörüleri bağlamında değerlendirilip yorumlanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Oyun, Oyunlaştırma, Oyunlaştırmanın Öğeleri, Pazarlama
Abstract
Throughout the history, game has been a common action for people and for all living things. Many new concepts have been derived based on the idea of games, due to its' various functions. Recently, one of these concepts that strike attention is gamification. Gamification indicates the application of the game idea and all items necessary for a game design to business processes. In this way, these processes become more fun with higher levels of participation and motivation. Currently, gamification is being applied as a new marketing approach by world's leading companies as well. The aim of this study is to define gamification and its main functions, within the perspective of marketing. For this purpose, a wide literature review about the causes and effects of the use of gamification in marketing have been presented in support of empirical evidence. As a result of this literature review study, it has been determined that gamification is used as a new approach in marketing and provides various opportunities for both employees and brands. In this paper, these findings were evaluated and interpreted by presenting provisions for the future of gamification.
Keywords: Game, Gamification, Elements of Gamification, Marketing
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Papers by Selin Bitirim Okmeydan
Sosyal pazarlama, toplumsal bir fayda için hedef kitlelerde davranış değişimine odaklanan ve kâr amacı gütmeyen bir pazarlama yaklaşımıdır. Sosyal pazarlama yaklaşımı, çağcıl pazarlama ilkelerinden ve yöntemlerinden yararlanan çeşitli kampanyalar aracılığıyla hayat bulmaktadır. Sosyal pazarlama kampanyalarının başarısı, her şeyden önce kampanya sürecinin doğru bir şekilde tasarlanıp uygulanmasına bağlıdır.
Bu çalışmanın temel amacı; Türkiye’de 4207 sayılı kanuna dayanan ve sağlık alanına ilişkin bir sosyal pazarlama örneği olarak Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen “Dumansız Hava Sahası Kampanyası” üzerinden sosyal pazarlama kampanya basamaklarını incelemektir. Çalışma, birkaç yıllık dönemler halinde planlanıp uygulanan bu kampanyanın ‘2008-2012’ yıllarını kapsayan ilk eylem planı çerçevesinde ele alınmıştır. Bu dönemin tercih edilmesinin sebebi, kampanyanın ‘2015-2018’ yıllarını kapsayan ikinci eylem planının halen uygulamada olması ve ikinci eylem planına yönelik verilerin ve değerlendirmelerin 2019 yılında kamuoyu ile paylaşılabilecek olmasıdır. Bu doğrultuda, kampanyanın incelenmesinde nitel araştırma yöntemlerinden örnek olay deseni kullanılmıştır. Veri toplanmasında, kampanyanın üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirilen yüz yüze görüşmeler, kampanyanın resmî web sitesindeki dokümanlar, Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı kitaplar ve raporlar gibi nitel araştırmada veri toplama yöntem ve tekniklerinden de yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda, bu kampanyanın sosyal pazarlama kampanya basamaklarına uygun gelişim gösterdiği ve başarıyla uygulandığı saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sosyal pazarlama, sosyal pazarlama kampanyaları, Dumansız Hava Sahası Kampanyası ve örnek olay yöntemi
ABSTRACT
Social marketing is a non-profit marketing approach that focuses on behavioral change in the target audiences for a social benefit. Social marketing approach is applied through several campaigns which benefit from modern marketing rules and techniques. First of all, the success of social marketing campaigns depends on designing and applying the campaign process correctly.
The main purpose of this study is to examine the social marketing campaign steps through the Smoke-free Air Space Campaign as a social marketing case related to the field of health, conducted by the Ministry of Health based on the law number 4207 in Turkey. This campaign has been planned and implemented through a period of several years and in this study it has been investigated within the framework of the first action plan covering the ‘2008-2012’ period. This period has been chosen due to the fact that the second action plan covering the ‘2015-2018’ period is still in implementation and the data and evaluations of the second action plan will be shared with the public in 2019. The campaign has been examined following a qualitative methodology and a case study design. Data has been collected through qualitative data collection techniques such as face-to-face interviews with senior managers of the campaign, documents on the campaign's official website, books and reports published by the Ministry of Health. As a result, it has been determined that this campaign was developed appropriately and implemented successfully in accordance with the social marketing campaign steps.
Keywords: Social marketing, social marketing campaigns, Smoke-free Air Space Campaign and case study method
Teknoloji, insan hayatını büyük ölçüde kolaylaştıran, dönüştüren ve geliştiren bir olgu olarak tanımlanabilmektedir. Teknoloji alanında ortaya çıkan her yenilik ve devinim, devrim niteliği taşımakta ve insanı kuşatan ekonomik, politik ve sosyo-kültürel alanlarda radikal kopuşları da beraberinde getirmektedir. Bu kopuşların uzantısı olarak insan hayatına yön veren paradigmalar da değişmekte, evrilmekte ve insan hayatını kökten etkileyecek teknolojik gelişmeleri yeniden üretmektedir. İnsanoğlu bu sözü edilen çift yönlü etkileşim süreci içerisinde varlığını sürdürmekte ve teknolojik gelişmeleri kendi yararı doğrultusunda dizginlemeye çalışmaktadır. Ancak küreselleşmenin etkilerinin somut olarak görülmeye başlandığı bu çağda teknolojiyi insan yararına kullanmak her zaman düşünüldüğü kadar kolay olmamaktadır. Teknolojik gelişmeler, teori ve pratikte birçok soruna yol açmanın yanı sıra, kişisel mahremiyeti de zedeleyebilmektedir. Bu çalışmanın temel amacı; yeni iletişim teknolojilerinin karmaşık doğasını eleştirel bir bakış açısı ile değerlendirmek ve bu teknolojilerin bireysel/toplumsal yaşama yansımalarını etik, güvenlik ve mahremiyet bağlamında tartışmaktır. Bu temel amaç doğrultusunda çalışmanın yöntemi, literatür taramasına dayandırılmıştır. Yeni iletişim teknolojilerini sorgulayarak etik, güvenlik ve mahremiyet gibi birbirinden ayrı düşünülemeyen tartışmalı konulara dikkat çeken çalışmada, bu teknolojilerin sözü edilen alanlarda önemli açmazları bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
ABSTRACT
Technology has been defining as a fact that makes life easier by transforming, developing, and converting it. Every innovation and movement which occurs in the field of technology, has the characteristics of revolution. This situation brings together with radical changes surrounding human being in the economic, political, and socio-cultural areas. As an extension of these changes, the paradigm that giving direction to the human life, are also changed and as a result of that, technological changes which will radically effect the life of people, has been reproducing in the process of two-way interaction. Mankind is making his existance continue and trying to design the technological developments for his own benefit. In our era, however the effects of globalisation have already started seeing as concrete, but using the technology for the benefit of people is being not easy as it always thought. Technologic development causing to many problems in theory and practice, can be bruising personal privacy at the same time.
Modernizmden postmodernizme uzanan tarihsel süreç içerisinde gözetim, bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan sınırları zorlayan gelişmelerle birlikte hem niceliksel hem de niteliksel olarak değişime uğramış ve bu değişim, yeni eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Modernizmde, panoptikon metaforu ile tanımlanan asimetrik gözetimin yerini; postmodernizmde, gözetimin son noktası olan omniptikon metaforu almış ve iktidarın denetsel işlevi maskelenmiştir. Panoptikondaki gözetimde dışarıdan gelen baskı ve zorlamaya dayalı denetleme, sinoptikon ve omniptikonda bireysel rıza ve gönüllülüğe dayalıdır. İktidarın panoptikondaki 'sıkıcı denetim' işlevi, omniptikona gelindiğinde 'haz veren ve eğlenceli' bir niteliğe dönüşmüştür. Modernizm ve postmodernizm uzamında gözetim olgusunun geçirdiği yapısal dönüşümü, literatür taraması yönteminden yararlanarak ele alan bu çalışmada; panoptikon, sinoptikon ve omniptikon kavramları arasındaki farklılıkların belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu konu bağlamında çalışmalar gerçekleştirmiş öncü isimlerin düşünceleri üzerinden kuramsal altyapı oluşturulmuş ve belirlenen amaç doğrultusunda, postmodernizm ile birlikte değişen gözetim pratikleri, postmodern kültürün temel motifleri ekseninde açımlanmıştır. Bu doğrultuda günümüzdeki gözetimin, postmodernizmin dinamikleri ile uyumlu gelişim gösterdiği tespit edilmiş ve panoptikon boyutundaki gözetimde, iktidarın görünmeden bilinmesine karşın; sinoptikon ve omniptikonda varlığını tamamen gizilleştirerek yeniden ürettiği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Postmodern kültür, gözetim toplumu, panoptikon, sinoptikon ve omniptikon ABSTRACT
Within the historical process from modernism to postmodernism, surveillance has changed both as quantitative and qualitative via information and communication technologies that pushing the boundaries, and this change has brought new criticisms together. Asymmetrical surveillance which is defined by panopticon metaphor in modernism, has transformed to omniopticon that is the last point of surveillance in postmodernism. By this transformation, control function of power has masked and it has deeply changed. In panoptic surveillance, control function of power is based on external pressure and coerce, but in synopticon and omniopticon, it is based on individual consent and volunteerism. The 'boring control' function of the power in panopticon has turned into a 'hedonist and entertaining' attribute when it comes to the omniopticon.
In this study, the structural transformation of surveillance in the process of modernism and postmodernism has been examined by using literature review method, and it is aimed to determine differences between the concepts of panopticon, synopticon and omniopticon. The theoretical infrastructure has been based on the thoughts of the leading figures working in this context. The aim of this study is to explain of the changing surveillance practices with postmodernism in the axis of the postmodern cultural motifs. In this respect, it has been determined that today's surveillance practices develops in harmony with the dynamics of postmodernism. It has been reached the conclusion that the power has been completely hidden its existence in synopticon and omniopticon, and has been reproduced itself, although the existence of power in the panopticon has been known but clearly not seen.
Keywords: Postmodern culture, surveillance society, panopticon, synopticon and omniopticon
Social marketing means implementing an idea or a public service for common good without financial profit. Social marketing campaigns aim to achieve a change in the attitudes and behaviors of target audiences, and sustain it with communication activities. In this study, we will take worldwide terrorist activities into consideration in a positivist theoretical approach, and emphasize effective communication methods for fighting against terrorism using the perspective of social marketing.
Sanayi Devrimi ile birlikte doğan halkla ilişkiler (Hİ), tarihsel gelişim süreci içerisinde sürekli değişim göstererek günümüzde kamu ve özel sektörde geniş bir kullanım alanına sahip modern bir bilim dalı ve yönetsel bir fonksiyon olarak kabul edilmektedir. Küreselleşen iş dünyasının hızla değişen dinamik özelliklerine yanıt verecek şekilde gelişen ve hem kamuda hem de özel sektördeki önemini kanıtlayan halkla ilişkiler, iletişim sektöründeki akademisyenlerin başat ilgi alanlarının içerisinde yer almaktadır. Bu doğrultuda, Türkiye'de de halkla ilişkiler disiplinini konu edinen çok sayıda akademik makalenin literatüre kazandırıldığı görülmektedir. Bu literatürü kapsayan araştırmada, " Türkiye'de halkla ilişkiler akademisyenleri hangi alanlarda çalışıyor? " sorusu cevaplanmaya çalışılmış, aynı zamanda makalelerin çalışma alanlarının geçirdiği değişim ve halkla ilişkiler makalelerinin hangi akademik dergilerde yayımlandığı tespit edilmiştir. Toplam 301 adet makaleye; makale başlığı, özeti ve anahtar kelimeler üzerinden doküman analizi ve betimsel tarama ile içerik analizi uygulanmış; belirlenen 26 kategori, üç sınıflandırma altında sunulmuştur. En fazla makalenin dahil olduğu ilk üç kategori; " kamu yönetimi " , " kurumsal iletişim " ve " internet-web siteleri " olarak belirlenirken en az makalenin ait olduğu kategorilerin ise, " finansal Hİ " ve " bilgi toplumu " olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Halkla İlişkiler, Türkiye’de Halkla İlişkiler, Türkiye’de Halkla
İlişkiler Makaleleri, İçerik Analizi
Abstract
Public relations (PR) has emerged with the Industrial Revolution and continued its historical development through constant change and currently it reached a stage as a modern scientific field and a managerial function that has a wide field of usage in both public and private sectors. PR has managed to develop as a field that is able to answer the needs of global business world and proved its importance both in public and private sectors. PR is one of the main fields of research of communication scholars and in Turkey there are many PR articles contributing to the academic literature. This article aims to answer the question of: " Which fields do PR scholars work in Turkey? " and determine the change in the field of PR research and the journals that published these articles. A total of 301 articles were subjected to content analysis through document analysis and descriptive scanning of the article title, abstract and keywords as the unit of analysis. The results are presented in 26 categories and 3 classes. Among these categories, top three are determined as: “public administration”, “corporate communication”, “Internet and web sites” whereas the last categories turned out to be “financial PR” and “knowledge society”.
Keywords: Public Relations, Public Relations in Turkey, Public Relations Articles in
Turkey, Content Analysis
Conference Presentations by Selin Bitirim Okmeydan
Oyun, tarih boyunca insanlar ve tüm canlılar için ortak bir eylem olmuştur ve sahip olduğu işlevler nedeniyle oyun fikrinden çok sayıda yeni kavram türetilmiştir. Son yıllarda bu kavramlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri oyunlaştırmadır. Oyunlaştırma, oyun fikrinin ve bir oyun tasarımında gerekli olan tüm öğelerin, iş süreçlerine uygulanmasını ve bu süreçlerin daha fazla katılım ve artan motivasyonla daha eğlenceli bir hale gelmesini ifade etmektedir. Günümüzde oyu-nlaştırma, dünyanın önde gelen işletmelerinde de yeni bir pazarlama yaklaşımı olarak uygulanmak-tadır. Bu çalışmanın amacı, oyunlaştırmayı ve temel öğelerini açıklayarak pazarlamada oyunlaştırma yaklaşımının kullanımına odaklanmaktır. Bu amaç doğrultusunda, geniş bir alanyazın taraması yapılmış ve pazarlamada oyunlaştırma kullanımının nedenleri ve etkileri çeşitli örnekler üzerinden ampirik veriler çerçevesinde sunulmuştur. Alanyazın taramasına dayanan bu çalışmanın sonucunda, oyunlaştırmanın pazarlamada yeni bir yaklaşım olarak kullanıldığı ve hem çalışanlar hem de markalar açısından çeşitli fırsatlar taşıdığı saptanmıştır. Bu saptamalar, oyunlaştırmaya yönelik gelecek öngörüleri bağlamında değerlendirilip yorumlanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Oyun, Oyunlaştırma, Oyunlaştırmanın Öğeleri, Pazarlama
Abstract
Throughout the history, game has been a common action for people and for all living things. Many new concepts have been derived based on the idea of games, due to its' various functions. Recently, one of these concepts that strike attention is gamification. Gamification indicates the application of the game idea and all items necessary for a game design to business processes. In this way, these processes become more fun with higher levels of participation and motivation. Currently, gamification is being applied as a new marketing approach by world's leading companies as well. The aim of this study is to define gamification and its main functions, within the perspective of marketing. For this purpose, a wide literature review about the causes and effects of the use of gamification in marketing have been presented in support of empirical evidence. As a result of this literature review study, it has been determined that gamification is used as a new approach in marketing and provides various opportunities for both employees and brands. In this paper, these findings were evaluated and interpreted by presenting provisions for the future of gamification.
Keywords: Game, Gamification, Elements of Gamification, Marketing
Sosyal pazarlama, toplumsal bir fayda için hedef kitlelerde davranış değişimine odaklanan ve kâr amacı gütmeyen bir pazarlama yaklaşımıdır. Sosyal pazarlama yaklaşımı, çağcıl pazarlama ilkelerinden ve yöntemlerinden yararlanan çeşitli kampanyalar aracılığıyla hayat bulmaktadır. Sosyal pazarlama kampanyalarının başarısı, her şeyden önce kampanya sürecinin doğru bir şekilde tasarlanıp uygulanmasına bağlıdır.
Bu çalışmanın temel amacı; Türkiye’de 4207 sayılı kanuna dayanan ve sağlık alanına ilişkin bir sosyal pazarlama örneği olarak Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen “Dumansız Hava Sahası Kampanyası” üzerinden sosyal pazarlama kampanya basamaklarını incelemektir. Çalışma, birkaç yıllık dönemler halinde planlanıp uygulanan bu kampanyanın ‘2008-2012’ yıllarını kapsayan ilk eylem planı çerçevesinde ele alınmıştır. Bu dönemin tercih edilmesinin sebebi, kampanyanın ‘2015-2018’ yıllarını kapsayan ikinci eylem planının halen uygulamada olması ve ikinci eylem planına yönelik verilerin ve değerlendirmelerin 2019 yılında kamuoyu ile paylaşılabilecek olmasıdır. Bu doğrultuda, kampanyanın incelenmesinde nitel araştırma yöntemlerinden örnek olay deseni kullanılmıştır. Veri toplanmasında, kampanyanın üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirilen yüz yüze görüşmeler, kampanyanın resmî web sitesindeki dokümanlar, Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı kitaplar ve raporlar gibi nitel araştırmada veri toplama yöntem ve tekniklerinden de yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular sonucunda, bu kampanyanın sosyal pazarlama kampanya basamaklarına uygun gelişim gösterdiği ve başarıyla uygulandığı saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Sosyal pazarlama, sosyal pazarlama kampanyaları, Dumansız Hava Sahası Kampanyası ve örnek olay yöntemi
ABSTRACT
Social marketing is a non-profit marketing approach that focuses on behavioral change in the target audiences for a social benefit. Social marketing approach is applied through several campaigns which benefit from modern marketing rules and techniques. First of all, the success of social marketing campaigns depends on designing and applying the campaign process correctly.
The main purpose of this study is to examine the social marketing campaign steps through the Smoke-free Air Space Campaign as a social marketing case related to the field of health, conducted by the Ministry of Health based on the law number 4207 in Turkey. This campaign has been planned and implemented through a period of several years and in this study it has been investigated within the framework of the first action plan covering the ‘2008-2012’ period. This period has been chosen due to the fact that the second action plan covering the ‘2015-2018’ period is still in implementation and the data and evaluations of the second action plan will be shared with the public in 2019. The campaign has been examined following a qualitative methodology and a case study design. Data has been collected through qualitative data collection techniques such as face-to-face interviews with senior managers of the campaign, documents on the campaign's official website, books and reports published by the Ministry of Health. As a result, it has been determined that this campaign was developed appropriately and implemented successfully in accordance with the social marketing campaign steps.
Keywords: Social marketing, social marketing campaigns, Smoke-free Air Space Campaign and case study method
Teknoloji, insan hayatını büyük ölçüde kolaylaştıran, dönüştüren ve geliştiren bir olgu olarak tanımlanabilmektedir. Teknoloji alanında ortaya çıkan her yenilik ve devinim, devrim niteliği taşımakta ve insanı kuşatan ekonomik, politik ve sosyo-kültürel alanlarda radikal kopuşları da beraberinde getirmektedir. Bu kopuşların uzantısı olarak insan hayatına yön veren paradigmalar da değişmekte, evrilmekte ve insan hayatını kökten etkileyecek teknolojik gelişmeleri yeniden üretmektedir. İnsanoğlu bu sözü edilen çift yönlü etkileşim süreci içerisinde varlığını sürdürmekte ve teknolojik gelişmeleri kendi yararı doğrultusunda dizginlemeye çalışmaktadır. Ancak küreselleşmenin etkilerinin somut olarak görülmeye başlandığı bu çağda teknolojiyi insan yararına kullanmak her zaman düşünüldüğü kadar kolay olmamaktadır. Teknolojik gelişmeler, teori ve pratikte birçok soruna yol açmanın yanı sıra, kişisel mahremiyeti de zedeleyebilmektedir. Bu çalışmanın temel amacı; yeni iletişim teknolojilerinin karmaşık doğasını eleştirel bir bakış açısı ile değerlendirmek ve bu teknolojilerin bireysel/toplumsal yaşama yansımalarını etik, güvenlik ve mahremiyet bağlamında tartışmaktır. Bu temel amaç doğrultusunda çalışmanın yöntemi, literatür taramasına dayandırılmıştır. Yeni iletişim teknolojilerini sorgulayarak etik, güvenlik ve mahremiyet gibi birbirinden ayrı düşünülemeyen tartışmalı konulara dikkat çeken çalışmada, bu teknolojilerin sözü edilen alanlarda önemli açmazları bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
ABSTRACT
Technology has been defining as a fact that makes life easier by transforming, developing, and converting it. Every innovation and movement which occurs in the field of technology, has the characteristics of revolution. This situation brings together with radical changes surrounding human being in the economic, political, and socio-cultural areas. As an extension of these changes, the paradigm that giving direction to the human life, are also changed and as a result of that, technological changes which will radically effect the life of people, has been reproducing in the process of two-way interaction. Mankind is making his existance continue and trying to design the technological developments for his own benefit. In our era, however the effects of globalisation have already started seeing as concrete, but using the technology for the benefit of people is being not easy as it always thought. Technologic development causing to many problems in theory and practice, can be bruising personal privacy at the same time.
Modernizmden postmodernizme uzanan tarihsel süreç içerisinde gözetim, bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan sınırları zorlayan gelişmelerle birlikte hem niceliksel hem de niteliksel olarak değişime uğramış ve bu değişim, yeni eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Modernizmde, panoptikon metaforu ile tanımlanan asimetrik gözetimin yerini; postmodernizmde, gözetimin son noktası olan omniptikon metaforu almış ve iktidarın denetsel işlevi maskelenmiştir. Panoptikondaki gözetimde dışarıdan gelen baskı ve zorlamaya dayalı denetleme, sinoptikon ve omniptikonda bireysel rıza ve gönüllülüğe dayalıdır. İktidarın panoptikondaki 'sıkıcı denetim' işlevi, omniptikona gelindiğinde 'haz veren ve eğlenceli' bir niteliğe dönüşmüştür. Modernizm ve postmodernizm uzamında gözetim olgusunun geçirdiği yapısal dönüşümü, literatür taraması yönteminden yararlanarak ele alan bu çalışmada; panoptikon, sinoptikon ve omniptikon kavramları arasındaki farklılıkların belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu konu bağlamında çalışmalar gerçekleştirmiş öncü isimlerin düşünceleri üzerinden kuramsal altyapı oluşturulmuş ve belirlenen amaç doğrultusunda, postmodernizm ile birlikte değişen gözetim pratikleri, postmodern kültürün temel motifleri ekseninde açımlanmıştır. Bu doğrultuda günümüzdeki gözetimin, postmodernizmin dinamikleri ile uyumlu gelişim gösterdiği tespit edilmiş ve panoptikon boyutundaki gözetimde, iktidarın görünmeden bilinmesine karşın; sinoptikon ve omniptikonda varlığını tamamen gizilleştirerek yeniden ürettiği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Postmodern kültür, gözetim toplumu, panoptikon, sinoptikon ve omniptikon ABSTRACT
Within the historical process from modernism to postmodernism, surveillance has changed both as quantitative and qualitative via information and communication technologies that pushing the boundaries, and this change has brought new criticisms together. Asymmetrical surveillance which is defined by panopticon metaphor in modernism, has transformed to omniopticon that is the last point of surveillance in postmodernism. By this transformation, control function of power has masked and it has deeply changed. In panoptic surveillance, control function of power is based on external pressure and coerce, but in synopticon and omniopticon, it is based on individual consent and volunteerism. The 'boring control' function of the power in panopticon has turned into a 'hedonist and entertaining' attribute when it comes to the omniopticon.
In this study, the structural transformation of surveillance in the process of modernism and postmodernism has been examined by using literature review method, and it is aimed to determine differences between the concepts of panopticon, synopticon and omniopticon. The theoretical infrastructure has been based on the thoughts of the leading figures working in this context. The aim of this study is to explain of the changing surveillance practices with postmodernism in the axis of the postmodern cultural motifs. In this respect, it has been determined that today's surveillance practices develops in harmony with the dynamics of postmodernism. It has been reached the conclusion that the power has been completely hidden its existence in synopticon and omniopticon, and has been reproduced itself, although the existence of power in the panopticon has been known but clearly not seen.
Keywords: Postmodern culture, surveillance society, panopticon, synopticon and omniopticon
Social marketing means implementing an idea or a public service for common good without financial profit. Social marketing campaigns aim to achieve a change in the attitudes and behaviors of target audiences, and sustain it with communication activities. In this study, we will take worldwide terrorist activities into consideration in a positivist theoretical approach, and emphasize effective communication methods for fighting against terrorism using the perspective of social marketing.
Sanayi Devrimi ile birlikte doğan halkla ilişkiler (Hİ), tarihsel gelişim süreci içerisinde sürekli değişim göstererek günümüzde kamu ve özel sektörde geniş bir kullanım alanına sahip modern bir bilim dalı ve yönetsel bir fonksiyon olarak kabul edilmektedir. Küreselleşen iş dünyasının hızla değişen dinamik özelliklerine yanıt verecek şekilde gelişen ve hem kamuda hem de özel sektördeki önemini kanıtlayan halkla ilişkiler, iletişim sektöründeki akademisyenlerin başat ilgi alanlarının içerisinde yer almaktadır. Bu doğrultuda, Türkiye'de de halkla ilişkiler disiplinini konu edinen çok sayıda akademik makalenin literatüre kazandırıldığı görülmektedir. Bu literatürü kapsayan araştırmada, " Türkiye'de halkla ilişkiler akademisyenleri hangi alanlarda çalışıyor? " sorusu cevaplanmaya çalışılmış, aynı zamanda makalelerin çalışma alanlarının geçirdiği değişim ve halkla ilişkiler makalelerinin hangi akademik dergilerde yayımlandığı tespit edilmiştir. Toplam 301 adet makaleye; makale başlığı, özeti ve anahtar kelimeler üzerinden doküman analizi ve betimsel tarama ile içerik analizi uygulanmış; belirlenen 26 kategori, üç sınıflandırma altında sunulmuştur. En fazla makalenin dahil olduğu ilk üç kategori; " kamu yönetimi " , " kurumsal iletişim " ve " internet-web siteleri " olarak belirlenirken en az makalenin ait olduğu kategorilerin ise, " finansal Hİ " ve " bilgi toplumu " olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Halkla İlişkiler, Türkiye’de Halkla İlişkiler, Türkiye’de Halkla
İlişkiler Makaleleri, İçerik Analizi
Abstract
Public relations (PR) has emerged with the Industrial Revolution and continued its historical development through constant change and currently it reached a stage as a modern scientific field and a managerial function that has a wide field of usage in both public and private sectors. PR has managed to develop as a field that is able to answer the needs of global business world and proved its importance both in public and private sectors. PR is one of the main fields of research of communication scholars and in Turkey there are many PR articles contributing to the academic literature. This article aims to answer the question of: " Which fields do PR scholars work in Turkey? " and determine the change in the field of PR research and the journals that published these articles. A total of 301 articles were subjected to content analysis through document analysis and descriptive scanning of the article title, abstract and keywords as the unit of analysis. The results are presented in 26 categories and 3 classes. Among these categories, top three are determined as: “public administration”, “corporate communication”, “Internet and web sites” whereas the last categories turned out to be “financial PR” and “knowledge society”.
Keywords: Public Relations, Public Relations in Turkey, Public Relations Articles in
Turkey, Content Analysis
Oyun, tarih boyunca insanlar ve tüm canlılar için ortak bir eylem olmuştur ve sahip olduğu işlevler nedeniyle oyun fikrinden çok sayıda yeni kavram türetilmiştir. Son yıllarda bu kavramlar arasında en dikkat çekici olanlardan biri oyunlaştırmadır. Oyunlaştırma, oyun fikrinin ve bir oyun tasarımında gerekli olan tüm öğelerin, iş süreçlerine uygulanmasını ve bu süreçlerin daha fazla katılım ve artan motivasyonla daha eğlenceli bir hale gelmesini ifade etmektedir. Günümüzde oyu-nlaştırma, dünyanın önde gelen işletmelerinde de yeni bir pazarlama yaklaşımı olarak uygulanmak-tadır. Bu çalışmanın amacı, oyunlaştırmayı ve temel öğelerini açıklayarak pazarlamada oyunlaştırma yaklaşımının kullanımına odaklanmaktır. Bu amaç doğrultusunda, geniş bir alanyazın taraması yapılmış ve pazarlamada oyunlaştırma kullanımının nedenleri ve etkileri çeşitli örnekler üzerinden ampirik veriler çerçevesinde sunulmuştur. Alanyazın taramasına dayanan bu çalışmanın sonucunda, oyunlaştırmanın pazarlamada yeni bir yaklaşım olarak kullanıldığı ve hem çalışanlar hem de markalar açısından çeşitli fırsatlar taşıdığı saptanmıştır. Bu saptamalar, oyunlaştırmaya yönelik gelecek öngörüleri bağlamında değerlendirilip yorumlanmıştır.
Anahtar Sözcükler: Oyun, Oyunlaştırma, Oyunlaştırmanın Öğeleri, Pazarlama
Abstract
Throughout the history, game has been a common action for people and for all living things. Many new concepts have been derived based on the idea of games, due to its' various functions. Recently, one of these concepts that strike attention is gamification. Gamification indicates the application of the game idea and all items necessary for a game design to business processes. In this way, these processes become more fun with higher levels of participation and motivation. Currently, gamification is being applied as a new marketing approach by world's leading companies as well. The aim of this study is to define gamification and its main functions, within the perspective of marketing. For this purpose, a wide literature review about the causes and effects of the use of gamification in marketing have been presented in support of empirical evidence. As a result of this literature review study, it has been determined that gamification is used as a new approach in marketing and provides various opportunities for both employees and brands. In this paper, these findings were evaluated and interpreted by presenting provisions for the future of gamification.
Keywords: Game, Gamification, Elements of Gamification, Marketing
Bugüne kadar birçok farklı disiplin tarafından incelenen kültür olgusu, küreselleşen dünyanın dinamik değişkenleri ara-sındaki yerini ve önemini korumaktadır. Farklı kültürlerin birbirleri ile karşılaşma ve temasa geçme sıklığını arttıran küreselleşme süreci, kültürler arasındaki farklılıkların dikkate alınmasını, anlaşılmasını ve etkin bir şekilde yönetilmesini zorunlu kılmaktadır. Özellikle dünyaya yön verme potansiyeline sahip uluslararası işletmelerin çatısı altında bir araya gelen farklı kültürler göz önüne alındığında, doğabilecek kültürel çatışmaların ve krizlerin önlenmesinde kültürel farklılıklara dikkat çeken kültürlerarası iletişim kavramının stratejik rolü net bir şekilde anlaşılmaktadır. Küreselleşme uzamında kültürlerarası iletişime atfedilen ayrıcalıklı değer ile bu kavramın, bugün birçok üniversitenin eğitim müfredatında kendine yer bulduğu da görülmektedir. 2012 yılının verilerine göre, Türkiye' de aktif bir şekilde eğitim veren 44 iletişim fakültesinin 6'sında zorunlu, 11'inde seçmeli olmak üzere toplam 17 tanesinde kültürlerarası iletişim dersi verilmektedir. Türkiye'nin köklü eğitim kurumlarından biri olan Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde de bu ders, üçüncü sınıf öğrencilerine zorunlu olarak okutulmakta ve öğrencilerin, mezun olduklarında farklı kültürler ile bir ara-ya gelecekleri çeşitli platformlarda göstermeleri beklenen iletişim performanslarını arttırmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla dersin içeriği; kültürlerarası iletişimin önemini ortaya koyan ve literatüre katkı sağlayan önemli kuramcıların geliştirdiği teorik bilgiler ve pratikte kültürel farklılıkları yönetmeye ilişkin örnekler çerçevesinde aktarılmaktadır. İletişim fakültelerinin ders programları ince-lendiğinde; dersin içeriğinin, hemen her fakültede birbirine benzer şekillendiğini ve bu dersin, öğrencilerin kültürlerarası iletişim ye-terliliklerini ve yetkinliklerini arttırmayı hedeflediğini söylemek mümkündür. Bu çalışmanın amacı, kültürlerarası iletişim dersinin, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğrencilerinin, kültürel farklılıkları algılama, yorumlama ve yönetme becerileri üzerindeki etkisini ortaya çıkarmaktır. Bu etkiyi ortaya koyabilmek için; dersi almış olan 3. ve 4. sınıf ile dersi henüz almamış olan 1. ve 2. sınıf öğrencileri arasından rastgele örneklem yöntemiyle seçilen öğrenciler ile farklı zamanlarda odak (fokus) grup görüşmeleri gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinden biri olan ve derinlemesine bilgi edinmeyi amaçlayan odak grup görüşmeleri ile dersin, öğrenciler üzerindeki etkilerinin ve öğrencilere katkılarının somut bir şekilde analiz edilebileceği düşünülmektedir.
Abstract
The phenomenon of culture which is being studied by many different disciplines still protects its place and importance among dynamic variables of global world. Globalization, which increases the frequency of interactions of cultures, requires better understanding and management of the differences between cultures. The strategic role of intercultural communication is clearly understood while it is considered that different cultures are coming together under the roof of international corporations those have got the potential to direct the world. It is seen that this concept is taking place in most of the universities' curriculum in terms of given privileged value to intercultural communication. According 2012 data, intercultural communication course is being held in 17 out of 44 actively functioning faculties of communication. 11 of these faculties offer this course as selective and 6 of them are compulsory. This course is included in the curriculum for third grade students as compulsory at Ege University Faculty of Communication which is one of the major education foundations in Turkey. It aims to increase the expected communication performances to be shown by the students in various platforms in which they are going to meet with different cultures after graduation. In this respect the content of the course is narrated through the theories which were developed by important theoreticians and the cases about management of cultural differences. Once the curriculums of the faculties are examined, it can be expressed that the contents are similar to each other, and the courses intend to increase intercultural communication competences of students. Purpose of this study is to search out the
effect of intercultural communication course on students’ abilities of perceiving, interpreting and managing cultural differences, in
Ege University Faculty of Communication Department of Public Relations and Publicity. In order to present this effect, focus group
interviews were organized with third and forth grade students who have taken the course, and first and second grade students who
have not. Student samples were formed through random sampling method. It is supposed that the effects and benefits to the students
of this course can be analyzed by focus group interviews which are one of the qualitative research methods, and aim to receive in depth information.
1 Prof. Dr., Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, mine.saran@ege.edu.tr
2 Arş. Gör., Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü, selin.bitirim@ege.edu.tr
The concept of globalization, which has enabled the transfer of tangible and intangible values on a global scale, without time and place limitation also has brought to light a number of communication platforms that increased the frequency of encounters with and interactions between different cultures. In a world where borders/ boundaries have become ever more permeable, a strategic management of the communication process between source and target audiences in different cultures' , has a great importance for enterprises. Moreover, all business have become more sensitive about cultural differences and this process necessitates to manage the communication between staff from different cultural backgrounds' successfully in order to create an effective dialogue between cultures. This situation emphasizes the importance of intercultural communication.
1 Prof. Dr. Ege Üniversitesi, İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı, mine.saran@ege.edu.tr
2 Arş. Gör. Ege Üniversitesi, İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı, selin.bitirim@ege.edu.tr