Drafts by Fatih Hakan Batur
Irağın yakın tarihini, ulusal kimliğini ve kurumlarını anlatmak ve anlamak için sahip olduğu zeng... more Irağın yakın tarihini, ulusal kimliğini ve kurumlarını anlatmak ve anlamak için sahip olduğu zengin tarihi mirasa bakmakta fayda vardır. Bu miras dönem dönem bir hükümet propagandası olarak da kullanılmıştır. (Phebe Marr, 2017, s. 4) Irak toprakları, uygarlığın ilk adımlarının atıldığı Bereketli Hilal denen bölgenin içinde yer alır. Bu topraklar geçmişte eski halkların, Arab-müslüman toplulukların, Osmanlıların, İngilizlerin yönetimi altında kalmıştır. Çalışmanın sınırları içinde kalmak için anlatıya Osmanlı yönetiminin son dönemi ile başlayacağım. Bilindiği üzere günümüz Irak sınırları Osmanlı döneminde yoktu. Osmanlı döneminde Irak üç eyaletten oluşuyordu; Bağdat, Basra ve Musul. Bu üç eyalet merkeze bağlı üç beylerbeyi tarafından yönetiliyordu. Bu dönemlerde emperyalist güçlerin bu topraklara ve içinde yaşananlara karşı ilgisi bulunmuyordu. İngiltere'nin ilerde mandası konumuna gelecek olan Irağa olan ilgisi Osmanlı'nın 1899'da Almanya'ya Berlin-Bağdat demiryolu imtiyazı vermesiyle başlamıştır. Bu imtiyaz İngiltere tarafında bir tehdit olarak algılanmıştı. Çünkü İngiltere'nin 19. yüzyıl siyasetini yönlendirdiği Hindistan'a karşı herhangi bir istila hareketinde bulunacak bir devletin Irağı alması stratejik bir zorunluluktu (GKB, 1979, s. 38). Ve İngiltere'de bunu çok iyi biliyordu. İlgiyi tehdit dışında arttıran bir diğer konu ise petroldü. 1907 yılında İran'ın güneyinde büyük petrol yatakları keşfedildi. Bu keşif sonucu bu petrolün Irak'ta da bulunabileceği düşünüldü. O dönemde de Kraliyet Donanması'nın yakıt olarak kömür yerine petrole geçmesiyle petrol bir kat daha önemli hale gelmiş hatta bir 'hayati ulusal çıkar' olmuştu. 19. Yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında Osmanlının yani 'Hasta Adam'ın ekonomik ve siyasi durumu pek iç açıcı değildi. Birinci Dünya savaşına giden süreçte artık Osmanlı'nın dip yapmış olan nüfuzunun yanında bu toprakların korunması için yapılmasına gerekenleri yapabilme gücü ve kapasitesi de kalmamıştı. İngiltere ise bölgenin işgali için hazırlıklar yapmıştı. Planlarda kararlaştırıldığı üzere ilk olarak önemli bölgelerden biri olan El-Fao'yu işgal etti. Fao'nun işgalinden 20 gün sonra planda kararlaştırılmış bir diğer bölge olan Basra işgal edildi. Bir sonraki adım Bağdat olarak düşünülmüş fakat harekete geçmeden önce hazırlıkların tamamlanması ve özellikle bölge halkının rızasının sağlanması planlanmıştı. Fakat bölgedeki İngiltere kuvveti bu plana uymayarak Bağdat'a karşı yürüyüşe başladı. Bu ilerleyiş sonucu 22-23 Kasım 1915'te Selman-ı Pak Muharebesi'ni kazanamayan İngiliz
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Drafts by Fatih Hakan Batur