Nothing Special   »   [go: up one dir, main page]

Academia.eduAcademia.edu

Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)

2021, İLEM TLÇK

Mehmet Namık Paşa (1804-1892) XIX. yüzyıl Osmanlı Devleti bürokrasisinde siyasi, idari ve askeri alanlarda mühim görevler icra eden önemli devlet adamlarından biridir. Enderûn mektebinde tahsile başlayan Mehmet Namık 1821’de oluşturulan Tercüme Odası’nda aldığı yabancı lisan eğitimleriyle öne çıkmıştır. Namık Efendi, askeri ıslahatları için Fransızca ve İngilizceden Türkçeye yapmış olduğu başarılı çevirileri ile ilmiyeden askeriyeye II. Mahmut’un emriyle Alay Emini olarak geçiş yapmıştır. Uzun hayatı boyunca sadakatle birçok idari ve askeri görev yapan Namık Paşa Devlet-i Aliyye’nin tüm coğrafyasında sefirlikler, valilikler, nâzırlıklar ve ordu müşirlikleri olmak üzere çeşitli görevler yapmıştır. Namık Paşa, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isyanı sebebiyle Osmanlı lehine destek sağlamak amacıyla 1832-1834 yılları arasında Londra’ya ilki ‘muvakkat’ ikincisi ‘mukim’ olmak üzere iki kez elçilik görevine tayin edilmiştir. İlk elçiliği sonrası “Londra Takrirleri” adıyla bilinen sefâretnâmesi ikinci elçiliği sonrası ise “seyahatnamesi” mevcuttur. Namık Paşa’nın bu iki eseri zamanla birbirinin yerine geçmiş ve karıştırılmıştır. İncelemelerimiz sonucunda Londra sefâretnâmesinin İstanbul Atatürk Kitaplığı’nda Londra seyahatnamesinin ise İstanbul Nadir Eserleri Kütüphanesi’nde olduğu tespit edilmiştir. Londra sefâretnâmesi yaklaşık bir buçuk yıl süren görevi boyunca Paşa'nın diğer ülkelerin kralları ve devlet adamları ile görüşmelerini ayrıca bu görüşmeler neticesinde kaydettiği siyasi raporlarını ihtiva etmektedir. Bu çalışmanın konusu Namık Paşa’nın Londra elçiliği sonrası oluşturulan ve yazma halinde bulunan Londra takrirleri adlı eserinin dönemin siyasi olayları ışığında detaylı incelenmesidir. Paşa hakkında şimdiye kadar biyografik çalışmalar yapılsa da Londra sefâretnâmesi tahlil edilerek tam anlamıyla gün yüzüne çıkarılmamıştır. Sefâretnâmede yer alan otuz civarı raporun değerlendirilmesi ve birincil kaynak olarak önemi haiz bu sefâretnâmenin tanıtılması çalışmanın hedefleri arasındadır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Mehmet Namık Paşa, Londra, Takrir, Sefâretnâme, Seyahatname.

10. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi Bildiriler Kitabı - III (İletişim Bilimleri - Mimarlık ve Şehircilik - Tarih) İstanbul, 2022 İLMİ ETÜDLER DERNEĞİ (İLEM) Adres: Aziz Mahmut Hüdayi Mah., Türbe Kapısı Sok., No:13, 34672 Üsküdar, İstanbul/Türkiye Telefon: +90 (216) 310 43 18 • Fax: +90 (216) 310 43 18 • E-Posta: bilgi@ilem.org.tr Editörler Talha Erdoğmuş Binazir Haşimzade Tashih Egemen Kurtulmuş Nurcan Bayram Rabia Kevser Mumcuoğlu Zeynep Düzen Tasarım ve Uygulama Abdullah Fuad Kılınçlı Beyza Nur Onurcan ISBN: 978-605-7824-22-6 (Tk) - 978-605-7824-25-7 (3.c) Düzenleyen Kurumlar İlmi Etüdler Derneği | Necmettin Erbakan Üniversitesi | Konya Büyükşehir Belediyesi Onur Kurulu Abdulkadir Macit, Doç. Dr., İlmi Etüdler Derneği (İLEM) Yönetim Kurulu Başkanı Uğur İbrahim Altay, Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cem Zorlu, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Düzenleme Kurulu* Murat Çemrek, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi (Eşbaşkan) | Talha Erdoğmuş, Ar. Gör., Sakarya Üniversitesi (Eşbaşkan) | Ahmet Köroğlu, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Üniversitesi | Burak Yuvalı, İlmi Etüdler Derneği (İLEM) | İbrahim Halil Üçer, Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Latif Karagöz, Ar. Gör. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Taha Eğri, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Yunus Çolak, Ar. Gör., Kırklareli Üniversitesi | Yusuf Temizcan, İlmi Etüdler Derneği (İLEM) Sekreterya Burak Yuvalı, İlmi Etüdler Derneği *İsme göre alfabetik sırada Bilim Kurulu* A. Celil Çakıcı, Prof. Dr., Mersin Üniversitesi | Abdulkadir Baharçiçek, Prof. Dr., İnönü Üniversitesi | Abdulkadir Macit, Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi | Abdullah Karaman, Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi | Abdülkadir Yıldız, Dr. Öğr. Üyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi | Adem Bölükbaşı, Dr. Öğr. Üyesi, Sakarya Üniversitesi | Adem Levent, Dr. Öğr. Üyesi, Uludağ Üniversitesi | Ahmet Ayhan Koyuncu, Dr. Öğr. Üyesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi | Ahmet İğdi, Dr. Öğr. Üyesi, Muş Alparslan Üniversitesi | Ahmet Saban, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi | Ahmet Şimşek, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi | Ahmet Türkan, Doç. Dr., Kütahya Dumlupınar Üniversitesi | Akif Pamuk, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi | Alev Erkilet, Doç. Dr., İstinye Üniversitesi | Ali Aktan, Prof. Dr., Erciyes Üniversitesi | Ali Cançelik, Dr. Öğr. Üyesi, Kocaeli Üniversitesi | Ali Meydan, Prof. Dr., Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi | Ali Osman Karaoğlu, Dr. Öğr. Üyesi, Yalova Üniversitesi | Alparslan Nas, Doç. Dr., Marmara Üniversitesi | Alpay Doğan Yıldız, Prof. Dr., Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi | Alper Aslan, Prof. Dr., Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi | Arif Bilgin, Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi | Arif Sarıçoban, Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi | Ayhan Ak, Doç. Dr., Samsun 19 Mayıs Üniversitesi | Azmi Yalçın, Prof. Dr., Çukurova Üniversitesi | Banu Gürer, Doç. Dr., Marmara Üniversitesi | Bekir Buluç, Prof. Dr., Gazi Üniversitesi | Berat Açıl, Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Betül Sinan Nizam, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Şehir Üniversitesi | Bilal Kemikli, Prof. Dr., Uludağ Üniversitesi | Bilgehan Atsız, Prof. Dr., Kırıkkale Üniversitesi | Bilgin Güngör, Dr, Öğr. Üyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Birol Bulut, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Bünyamin Bezci, Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi | Canan Özge Eğri, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Cemil Osmanoğlu, Doç. Dr., Erciyes Üniversitesi | Cemil Öztürk, Prof. Dr., Marmara Üniversitesi | Cengiz Dönmez, Prof. Dr., Gazi Üniversitesi | Ercan Alkan, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi | Ercan Şen, Dr. Öğr. Üyesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi | Erdoğan Gavcar, Prof. Dr., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi | Eren Yürüdür, Prof. Dr., Gaziosmanpaşa Üniversitesi | Erhan Tecim, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi | Erol Yıldırım, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Medipol Üniversitesi | Ertan Özensel, Prof. Dr., Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi | Ertuğrul Ökten, Doç. Dr., İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi | Faruk Taşçı, Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi | Faruk Yaslıçimen, Dr. Öğr. Üyesi, İbn Haldun Üniversitesi | Fatih Savaşan, Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi | Fatih Yiğit, Dr. Öğr. Üyesi, Medeniyet Üniversitesi | Ferruh Ağca, Prof. Dr., Eskişehir Osmangazi Üniversitesi | Furkan Yıldız, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Gökhan Bozbaş, Dr. Öğr. Üyesi, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi | Gökhan Tuncel, Doç. Dr., İnönü Üniversitesi | H. Asena Demirer, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Gelişim Üniversitesi | Hakan Hemşinli, Dr. Öğr. Üyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi | Haluk Alkan, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi | Haluk Songur, Prof. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi | Hamdi Çilingir, Dr. Öğr. Üyesi, Sakarya Üniversitesi | Handan Deveci, Prof. Dr., Anadolu Üniversitesi | Hasan Bahar, Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi | Hayrettin Nebi Güdekli, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi | İbrahim Halil Üçer, Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | İbrahim Tüzer, Prof. Dr., Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi | İhsan Fazlıoğlu, Prof. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | İsa Korkmaz, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi | İsmail Aydoğuş, Prof. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi | İsmail Taş, Dr. Öğr. Üyesi, Karabük Üniversitesi | Kadir Ulusoy, Prof. Dr., Mersin Üniversitesi | Kamuran Gökdağ, Dr. Öğr. Üyesi, Mardin Artuklu Üniversitesi | Levent Çıtak, Prof. Dr., Erciyes Üniversitesi | Lütfi Sunar, Prof. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Mahmut Bilen, Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi | Mahmut Hakkı Akın, Prof. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Mehmet Alıcı, Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi | Mehmet Cüneyt Kaya, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi | Mehmet Güneş, Doç. Dr., Marmara Üniversitesi | Mehmet Özturan, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Mehmet Selim Ayday, Dr. Öğr. Üyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi | Mesut Aytekin, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Üniversitesi | Muhammed Göçgün, Dr. Öğr. Üyesi, İbn Haldun Üniversitesi | Muhammed Hüseyin Mercan, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi | Muhammed Veysel Bilici, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Muhsin Kar, Prof. Dr., Niğde Ömer Halİsdemir Üniversitesi | Murat Çemrek, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi | Murat Kacıroğlu, Prof. Dr., Erzurum Teknik Üniversitesi | Musa Öztürk, Doç. Dr., Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi | Mustafa Cüneyt Özşahin, Dr. Öğr. Üyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi | Mustafa Kömürcüoğlu, Dr. Öğr. Üyesi, Sakarya Üniversitesi | Mustafa Tekin, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi | Necati Anaz, Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi | Necmettin Kızılkaya, Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi | Nihat Erdoğmuş, Prof. Dr., Yıldız Teknik Üniversitesi | Osman Çalışkan, Dr. Öğr. Üyesi, Pamukkale Üniversitesi | Osman Samancı, Prof. Dr., Atatürk Üniversitesi | Osman Yılmaz, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi | Ömer Türker, Prof. Dr., Marmara Üniversitesi | Rahim Acar, Prof.Dr., Marmara Üniversitesi | Rahile Kızılkaya Yılmaz, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi | Ramazan Turgut, Dr. Öğr. Üyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi | Serhan Afacan, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Serhat Anıktar, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi | Süleyman Güder, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Üniversitesi | Şefika Gülin Beyhan, Prof.Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi | Taha Eğri, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Turgut Akyüz, Dr. Öğr. Üyesi, Erzincan Üniversitesi | Ümran Ay, Doç. Dr., Marmara Üniversitesi | Yunus Kaplan, Doç. Dr., Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi | Yunus Kaya, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi | Yusuf Alpaydın, Doç. Dr., Marmara Üniversitesi | Yusuf Sayın, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi | Yusuf Ziya Gökçek, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi | Ziya Polat, Doç. Dr., Mardin Artuklu Üniversitesi *İsme göre alfabetik sırada Organizasyon sürecinde destekleri için Meryem Beyza Gümüşsoy, Rümeysa Altındiş, Sümeyye Cinisli ve Şeyda Karabatak’a teşekkür ederiz. 3 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III 4 İlmi Etüdler Derneği (İLEM) 2002 yılında kurulan İlmi Etüdler Derneği, geleneğin birikiminden yeni bir düşüncenin inşasına fikrini paylaşan ilim insanlarının yetişmesine zemin oluşturacak ve insanlığın sorunlarına çözüm üretecek çalışmalar gerçekleştirme gayretindedir. İLEM, düşünce dünyamızda müspet gelişmelere yol açabilmesi için akademik çalışmanın mahiyet ve gayesi üzerine yeniden düşünmenin gerekliliğine inanmakta ve ilmi çalışmalarını bu yönde şekillendirmektedir. Bu kapsamda kurulduğu günden bugüne lİsans ve lİsansüstü düzeyde çalışmalar yürüten araştırmacılara yönelik akademik çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Lİsans düzeyindeki katılımcılara medeniyetimizin kadim birikimi ve düşünce mirası yanında çağdaş dünyayı da tanımalarını sağlayan ve onlara bu yönde perspektif katan üç kademeden müteşekkil İLEM Eğitim Programı uygulanmaktadır. Bu eğitimle gençlere düşünme, analiz etme ve yöntem becerileri kazandırılarak ilmi üretkenlikleri artırılmakta ve akademik hayata hazırlanmaktadırlar. Bu programın yanında lİsansüstü düzeydeki araştırmacıların İstifade ettiği ve kendi çalışma alanlarında derinleşmelerine imkân sunan; bünyesinde çeşitli seminer, okuma grupları, sunum ve atölye çalışmalarını barındıran İLEM Çalışma Merkezleri faaliyetleri yürütülmektedir. Bilgiye ulaşma, bilgiyi bir değerler sİstemi etrafında üretme ve paylaşma gibi temel kaygılar programın temel çerçevesini belirlemektedir. İhtİsas programı ile özellikle sosyal bilimler alanındaki konuların kuşatıcı, külli bir perspektif ve özgün alternatifler sunacak şekilde çalışılması hedeflenmektedir. Yine lİsansüstü düzeyinde verilen akademik eğitimlerle katılımcıların bilimsel araştırma yöntemlerine vakıf olmaları ve akademik dİsiplini özümseyerek düşünce üretmelerine imkân sağlanmaktadır. İLEM, akademik/dİsipliner hususların yanında çeşitli toplumsal meselelere özgün bir yaklaşımla bakmak ve bu İstikamette alternatif çözümler üretmek gayesiyle çeşitli konu başlıkları altında ulusal ve uluslararası kongreler, yaz okulları, konferanslar, paneller, anma toplantıları ve seminerler düzenleyerek kamuoyunun İstifadesine sunmaktadır. Bu çerçevede, yürüttüğü çeşitli düzeydeki faaliyetlerin çıktılarını ve diğer akademik çalışmalarını yayına (kitap, dergi, rapor vs.) dönüştürmektedir. Bu kapsamda hakemli akademik dergiler olan ve ESCI başta olmak üzere uluslararası indekslerce taranan “İnsan ve Toplum” ve “Nazariyat İslam Felsefe ve Bilim Tarihi Araştırmaları Dergİsi” yayımlanmaktadır. Bunların yanı sıra “İslam Ahlak Projesi”, “İslam Düşünce Atlası”, “İslamcı Dergiler Projesi” ve “İslam Siyaset Düşüncesi Projesi” gibi araştırma ve yayın projeleriyle ilmi geleneğimizi anlamaya yardımcı, geçmişimize ışık tutarak günümüzü anlamlandıracak ve böylelikle geleceğimize şekil verecek çalışmalarına da devam etmektedir. 5 SUNUŞ Lİsansüstü eğitim düzeyinde araştırmacılar, bilginin eleştirİsi ve yeniden üretiminin gerçekleştirildiği bir sürecin parçası haline gelmektedir. Bu aşamada araştırmacı, üniversiteler aracılığıyla bilgiye ulaşma yetİsinin kazanıldığı ve bilgi üretim süreçlerine katılımın başlangıç adımı olarak görülen lİsans düzeyinin ötesine geçmektedir. 10. yılını geride bırakan Türkiye Lİsansüstü Çalışmalar Kongresi (TLÇK), genç araştırmacıların bu dönüşüm sürecinde kamuoyu ile temasını mümkün kılan önemli akademik etkinlikler arasında kendİsine yer bulmuştur. Lİsansüstü çalışmalar bağlamında, sosyal bilimlerdeki farklı dİsiplinler arasında yaşanan irtibat sorunlarının çözüme kavuşturularak yeni bir zemin oluşturulması güncelliğini sürdüren bir ihtiyaçtır. Türkiye’de akademik çalışma yürüten genç araştırmacılara yönelik ulusal bir kongre olarak TLÇK, sosyal bilimler alanında dİsiplinler arası çalışmaları teşvik etme ve nitelikli, özgün akademik üretime katkı sağlama hedeflerini kendİsine gaye edinmiştir. Ayrıca TLÇK, genç akademİsyenlere çok yönlü iletişim ve tecrübe aktarımı imkânı sunarak lİsansüstü çalışmaların niteliğini artırmayı ve bilim dünyasına kazandırılmasını amaçlamaktadır. Türkiye’de yaşanan özgün akademik üretim sorununu aşmak için dİsiplinler arası yaklaşımları teşvik ederek ortak dil ve yöntem geliştirilmesine imkân sağlamaktadır. “Genç Akademİsyenler Buluşması” adıyla 2007-2011 yılları arasında gerçekleşen bir dizi akademik gayretin mirasını devralan TLÇK, ilk defa 2012 yılında Türkiye’nin farklı üniversitelerinden genç akademİsyenleri Konya’da bir araya getirmiştir. Yıllar içinde sırasıyla Bursa, Sakarya, Kütahya, Isparta, Muş, Burdur, Malatya illerine mİsafir olan Türkiye Lİsansüstü Çalışmalar Kongresi 10. yılında, 3-6 Kasım 2021 tarihleri arasında Konya Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle İlmi Etüdler Derneği, Necmettin Erbakan Üniversitesi iş birliğinde yeniden Konya’da gerçekleştirildi. Kongrede, 120’nin üstünde farklı üniversite ve kurumdan yapılan 650’tan fazla başvuru içerİsinden bilim kurulu tarafından seçilen bildiriler bu kitaba dahil edildi. Edebiyat, Eğitim, Felsefe, Hukuk, İktİsat, İlahiyat, İletişim, Mimarlık & Şehircilik, Psikoloji, Sanat, Siyaset Bilimi, 7 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III Sosyal Politikalar, Sosyoloji, Tarih ve Uluslararası İlişkiler dİsiplinlerinde bildiriler yer almaktadır. 10. TLÇK Bildiriler Kitabı, kongreye kabul edilen tebliğlerden hazırlanmış kapsamlı bir derlemedir. Kongreye kabul edilen 68 bildiri kongre sonrasında hakemlik ve editörlük süreçlerinden geçirilerek 5 ciltlik bir kitapta toplanmıştır. Elinizdeki bu cilt, kongre kapsamında Felsefe, Hukuk ve İktİsat alanlarında sunulan 18 bildiriden oluşmaktadır. 10. Türkiye Lİsansüstü Çalışmalar Kongresi’nin gerçekleştirilmesi için başından beri yoğun çaba sarf eden Sayın Rektör Prof. Dr. Cem Zorlu şahsında Necmettin Erbakan Üniversitesi’ne, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay şahsında Konya Büyükşehir Belediyesi’ne ve İLEM’in kıymetli mensuplarına içtenlikle teşekkür ederiz. Ayrıca, bildirilerin kabul ve değerlendirme sürecinde katkılarını bizden esirgemeyen bilim kurulu üyelerine müteşekkiriz. Kuşkusuz, en büyük teşekkür çalışmalarıyla kongreye ve bu kitaba katkı veren genç akademİsyenleredir. Kongre sonuçlarının yer aldığı bu çalışmanın akademik camiaya özgün katkılar sunmasını, lİsans ve lİsansüstü çalışmalarına kaynak teşkil etmesini temenni ediyoruz. Talha Erdoğmuş & Binazir Haşimzade 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi Bildiriler Kitabı Editörleri 8 İÇİNDEKİLER İLETİŞİM BİLİMLERİ Eda İleriok Göstergebilim Yönteminin Reklam Analizinde Kullanılması ve Manipülasyona Etkisi ............................................................................................... 13 Esra Nazlı Türkiye’nin Dönemsel Değişimleri ile Değişen Ekran Yüzü “Kuran’ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Örneği”.....................................................35 Gül Nihal TÜRKMEN Dr. Öğr. Üyesi Tamer KAVURAN Teknoloji Bağımlılığı ve Bağımlılığın Tükettiği Kimlikler ..................................................................................................................................................49 Özlem Örçen Güncel Sanatta Yemeğin Görünümleri ...................................................................................................................................................................................65 MİMARLIK & ŞEHİRCİLİK Evrim Solhan Hasan Fathy Mimarlığının Modernizm Eleştirisinin Malzeme Üzerinden Değerlendirilmesi .....................................................................................89 Zehra Namlı Bölgesel Kalkınma Ajanslarının Sosyo-Ekonomik Kalkınmaya Olan Etkileri: Doğu Marmara Kalkınma Ajansı ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı Örneği ................................................................................................................105 9 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III TARİH Büşra Yıldırım Sadâret Mektubî Kalemi Mühimme Odası.............................................................................................................................................................................131 İmam Bal Emevî Devleti Halifelerinin Dinî ve Tabiî İlimlere Olan Yaklaşımı Üzerine Genel Bir Bakış ....................................................................................145 Kübra Karaköz Eski Mezopotamya İnancında Metamorfoz Arketipi ve Tanrısal Dönüşümler............................................................................................................. 167 Nurcan Gül Arslan Sultan Melikü’z-Zâhir Berkuk Döneminde Sır Kâtipliği Görevi ....................................................................................................................................... 187 Samet Sazak Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833).................................................................................................................... 207 Şeyma Deniz Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi’nde Önemli Bir İlim Adamı: Molla Yegân ................................................................................................................ 235 10 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) Samet Sazak* Öz: Mehmet Namık Paşa (1804-1892) XIX. yüzyıl Osmanlı Devleti bürokrasisinde siyasi, idari ve askeri alanlarda mühim görevler icra eden önemli devlet adamlarından biridir. Enderûn mektebinde tahsile başlayan Mehmet Namık 1821’de oluşturulan Tercüme Odası’nda aldığı yabancı lisan eğitimleriyle öne çıkmıştır. Namık Efendi, askeri ıslahatları için Fransızca ve İngilizceden Türkçeye yapmış olduğu başarılı çevirileri ile ilmiyeden askeriyeye II. Mahmut’un emriyle Alay Emini olarak geçiş yapmıştır. Uzun hayatı boyunca sadakatle birçok idari ve askeri görev yapan Namık Paşa Devlet-i Aliyye’nin tüm coğrafyasında sefirlikler, valilikler, nâzırlıklar ve ordu müşirlikleri olmak üzere çeşitli görevler yapmıştır. Namık Paşa, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isyanı sebebiyle Osmanlı lehine destek sağlamak amacıyla 1832-1834 yılları arasında Londra’ya ilki ‘muvakkat’ ikincisi ‘mukim’ olmak üzere iki kez elçilik görevine tayin edilmiştir. İlk elçiliği sonrası “Londra Takrirleri” adıyla bilinen sefâretnâmesi ikinci elçiliği sonrası ise “seyahatnamesi” mevcuttur. Namık Paşa’nın bu iki eseri zamanla birbirinin yerine geçmiş ve karıştırılmıştır. İncelemelerimiz sonucunda Londra sefâretnâmesinin İstanbul Atatürk Kitaplığı’nda Londra seyahatnamesinin ise İstanbul Nadir Eserleri Kütüphanesi’nde olduğu tespit edilmiştir. Londra sefâretnâmesi yaklaşık bir buçuk yıl süren görevi boyunca Paşa'nın diğer ülkelerin kralları ve devlet adamları ile görüşmelerini ayrıca bu görüşmeler neticesinde kaydettiği siyasi raporlarını ihtiva etmektedir. Bu çalışmanın konusu Namık Paşa’nın Londra elçiliği sonrası oluşturulan ve yazma halinde bulunan Londra takrirleri adlı eserinin dönemin siyasi olayları ışığında detaylı incelenmesidir. Paşa hakkında şimdiye kadar biyografik çalışmalar yapılsa da Londra sefâretnâmesi tahlil edilerek tam anlamıyla gün yüzüne çıkarılmamıştır. Sefâretnâmede yer alan otuz civarı raporun değerlendirilmesi ve birincil kaynak olarak önemi haiz bu sefâretnâmenin tanıtılması çalışmanın hedefleri arasındadır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Mehmet Namık Paşa, Londra, Takrir, Sefâretnâme, Seyahatname. Giriş İstanbul’da dünyaya gelen Mehmet Namık Paşa, babasının Enderun hocalarından olması hasebiyle küçük yaştan itibaren eğitimini muntazam şekilde almıştır. Tercüme Odası’nda hocası Yahya Efendi’den almış olduğu Fransızca ve İngilizce lisanları eğitimi ile ıslahatlar için gerekli metinleri çevirmeye başlamıştır. Namık Paşa yapmış olduğu çeviriler ve öncüsü * Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Tarihi ve Sanatları, Doktora Programı. İletişim: samet.sazak@marmara.edu.tr 207 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III olduğu bazı yenilikler sayesinde Bâbıâli memurları içinde giderek saygın bir hale gelmiştir. Namık Paşa mültezim olarak göreve başlamasıyla birlikte kendisini II. Mahmut dönemi modernleşme çabalarının içinde bulmuştur. Osmanlı Devleti ıslahatları içerisinde malum olduğu üzere II. Mahmut dönemi özel bir öneme sahiptir. Köklü değişiklikler ve yeni kurumların ihdası sonucunda Tanzimat Fermanı’nın ilanı devletin en önemli modernleşme adımları olarak görülmüştür. Osmanlı Devleti’ni II. Mahmut döneminde siyasi olarak en çok uğraştıran mesele bilindiği gibi Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isyanıdır. Mehmet Ali Paşa yapmış olduğu savaşlarla ilerlemesini sürdürmüş ve kısa sürede tüm Avrupa’nın en önemli gündemi haline gelmişti. Bâbıâli bu meselenin halli için Avrupa devletleri ile iş birliği yoluna gitmiş ve bunun için ilgili devletlerde bir elçinin görevlendirilmesi mecbur hale gelmişti. Yapılan müzakereler sonucunda Mehmet Namık Paşa maharetli ve yabancı lisan bilen bir kişi olduğundan iş bu memuriyete münasip görülmüştü. Mehmet Namık Paşa 1832 ve 1834 yıllarında elçi olarak iki defa İngiltere devletine görevlendirilmiştir. Namık Paşa’nın bu elçilikleri sonrası iki eseri bulunmaktadır. Birincisi ilk elçiliği sonrası hazırlanan Londra Takrirleri (Sefâretnâme)1 ikincisi ise ikinci elçiliği sonrası hazırlanan Londra seyahatnamesidir.2 Elçilik görevi sonrası kaleme alınan bu iki eser birbirleriyle günümüz araştırmacıları tarafından karıştırılmıştır. Takrir formunda bir sefâretnâme olan eser ile Londra şehrinin genel olarak idaresi ve fenni ile alakalı bilgileri seyahatname şeklinde derlenen eseri birbirinden tamamen farklıdır. Bu çalışmada bahsi geçen karışıklık çözüldükten sonra Namık Paşa’nın Londra takrirleri devrin olayları ışığında incelenecektir. Çalışmanın ilk kısmında Namık Paşa’nın hayatı kısaca aktarıldıktan sonra Birinci Londra elçiliği Londra sefâretnâmesi kaynaklığında ele alınacaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise Londra sefâretnâmesi detaylarıyla birlikte tanıtılacaktır. Bu bölümün sonunda verilen tabloda sefâretnâmedeki belgelerin sayısı ve belgelerin bulunduğu varak numaraları gösterilmiştir. Ayrıca sefâretnâmede yer alan belgelerin hicri ve miladi olarak tarihleri ile belgelerin kısa özeti bu tabloda verilmiştir. Bu sayede Mehmet Namık Paşa’nın Londra elçiliği ve elçilik sonrası eseri olan Londra sefâretnâmesi detaylı bir şekilde incelenmiş olacaktır. Mehmet Namık Paşa ve Londra Muvakkat Elçiliği (1832-1833) XIX. yüzyıl Osmanlı bürokrasisi içerisinde birçok mümtaz şahsiyeti barındırmaktadır. Bu devlet adamlarının en seçkinlerinden birisi uzun sayılabilecek bir yaşama sahip olan Mehmet Namık Paşa’dır. İstanbul’da 1804 yılında dünyaya gelen Paşa 1892 yılında İstanbul Kabataş’ta 1 İBB Atatürk Kitaplığı, Londra Sefâretnâmesi, Muallim Cevdet Bey Yazmaları (MCY), No. K.35. 2 İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, Londra Seyahatnamesi, Ktp. TY, No. 5085. 208 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) bulunan meşhur konağında vefat etmiştir. İstanbul Karacaahmet mezarlığında metfun olan Namık Paşa Devlet-i Aliyye’nin birçok coğrafyasında çeşitli görevler yapmıştır. Mehmet Namık, Dîvân-ı Hümâyun hocalarından aslen Konyalı Halil Ramiz Efendi’nin oğlu olması sebebiyle eğitimini Enderun’da tamamlamıştır. İlmiye kaleminde mülazım olarak on dört yaşında ilk görevine başlayan Namık Efendi Tercüme Odası’nda aldığı yabancı lisan eğitimi sayesinde kısa sürede yükselmiştir. Askeri ıslahatların tamamlanabilmesi için Fransızca ve İngilizce dilinden yapmış olduğu çevirilerin başarılı bulunması üzerine II. Mahmut tarafından ilmiye sınıfından askeriyeye “Alay Emini” (1827) rütbesiyle geçirilmiştir. Devlet memuriyetine tercüman olarak başlayan Mehmet Namık, Sefirlik, Müşirlik, Valilik, Seraskerlik ve Nazırlıklar gibi en üst düzey görevleri başarıyla yapmıştır. Osmanlı padişahlarından II. Mahmut, I. Abdülmecit, I. Abdülaziz ve II. Abdülhamit dönemlerinde uzun yıllar önemli olayların içerisinde olmuştur. Vak‘a-i Hayriyye, Tanzimat Fermanı, Kânûn-ı Esâsî, I. ve II. Meşrutiyetler gibi Osmanlı tarihinde mihenk taşı olmuş gelişmelerde rol oynamıştır. Bütün bu görevleri siyasi açıdan zor koşullarda tamamlayan Namık Paşa Londra elçilik memuriyetleri, Hicaz-Irak Ordu müşirliği, Bağdat valilikleri, Seraskerlik ve Meclisi Ayan üyeliği ile öne çıkmıştır.3 Mehmet Namık Paşa ilki 1832 (h.1248) ikincisi 1834 (h. 1250) tarihli olmak üzere iki defa Londra elçilik memuriyetiyle görevlendirilmiştir. Paşa’nın iki yıl gibi kısa bir sürede iki defa bu memuriyete atanmasına vesile olan en belirgin özelliği İngiliz diline yatkınlığının yanı sıra maharetli ve dirayetli bir kişi olmasıdır. Mehmet Namık Paşa’nın Londra elçiliği görevine atanmasına sebep olan olayları kısaca aktarmak yerinde olacaktır. Mehmet Namık Paşa’nın elçi olarak görevlendirilmesinin sebebi Mısır meselesinden dolayı zor durumda olan Bâbıâli’nin İngiltere’den destek bulmak arzusudur. Mısır valisi Mehmet Ali Paşa isyanı Osmanlı Devleti’ni II. Mahmut döneminde en çok uğraştıran mesele olmuştur. Kavalalı Mehmet Ali, Fransızların meşhur Kralı Napolyon’un Mısır’ı ele geçirilmesi sonrasında görevlendirilen Osmanlı ordusu bünyesinde Mısır’a giriş yapmıştır. Fransız ordusu ile yapılan savaşlarda öne çıkan Kavalalı, Osmanlı valisi Hüsrev Paşa tarafından orduda yüksek rütbelere çıkarılmıştır. Fransızlardan sonra İngilizlerin de Mısır’a çıkarma yapması ile zor dönemlerden geçen Bâbıâli diplomasi ve savaşlar neticesinde Mısır’ı elinde tutabilmişti. Kavalalı Mehmet Ali Paşa ise bu dönemde rakiplerini bertaraf ederek 1805 yılında Osmanlı Valisi olmuştur.4 Hârici ve dâhili imkanları sonuna kadar kullanarak Mısır’da adeta bir reform gerçekleştiren Kavalalı, Hicaz’da Vehhâbî (1818), Kıbrıs ve Girit’te Rum isyanlarını bastırmada merkezi devlete yardımcı olmuştur. Söz konusu süreçte yeni bir yapılanma içinde olan Osmanlı 3 Abdullah Saydam,“Namık Paşa”, DİA, XXXII, 379; Abdullah Kılıç,“Namık Paşa”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, II, 348; Ahmet Nuri Sinaplı, ŞeyhülVüzera, Serasker Mehmet Namık Paşa, İstanbul:Yenilik Basımevi, 1987, 12-16; Enver Ziya Karal, “Mehmet Namık Paşa’nın Hal Tercümesi 1804-1892”, Tarih Vesikaları, II/7, (1942): 220-226. 4 Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), İstanbul: Timaş, 2014, 190-194. 209 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III Devleti Yeniçeri ocağını kaldırmıştı. Yeni kurulan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ordusu ise tam teşekküllü ortaya çıkmamıştı.5 1821 tarihinde başlayan Yunan ayaklanması ve Mora isyanları Osmanlı’yı zor duruma sokmuştu. Bâbıâli Mehmet Ali Paşa’dan Mora isyanını bastırmak için yardım istemiş ve yeni tanzim edilen Mısır ordusu bu önemli fırsatı iyi değerlendirmişti. Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa komutanlığında hazırlanan ordu kısa zamanda isyanı bastırarak Akdeniz’de hâkim bir hale gelmişti. İngiltere Akdeniz’de güçlü bir Mısır valisinin bulunmasını istemiyordu. Bunun üzerine harekete geçen İngiltere, Fransa ve Rusya ile birliktelik kurarak Mehmet Ali Paşa ordusu ve Osmanlı donanmasının Mora’yı terk etmesini istemişti. Oluşan ittifak devletlerinin barış yollu mütareke isteğini geri çeviren Bâbıâli 20 Ekim 1827 tarihinde Navarin’de donanmasının imha edilmesiyle denizlerde de gücü tükenmişti. Donanmanın yok edilmesiyle gidişatın kötü olacağını anlayan Mehmet Ali Paşa’da Bâbıâli’nin haberi olmadan mütareke imzalayarak ordusunu geri çekti. Mehmet Ali Paşa Mora seferindeki başarılarından ve uğradığı zararlardan dolayı Suriye’nin kendisine verilmesini istedi. Bâbıâli buna ciddi şekilde karşı çıktı. Çünkü Mehmet Ali Paşa’nın Suriye’yi ele geçirmesi Anadolu için tehlike oluşturacaktı.6 Bu süreçte batıda olduğu kadar Müslüman dünyada da adını duyuran Mehmet Ali Paşa merkezi devletten neredeyse daha güçlü bir hale gelmişti. 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşlarında padişahın emrine rağmen yardıma gelmeyen ve Mora isyanını bastırmasının ödülü olarak Suriye Valiliği isteyen Mehmet Ali Paşa hiç olmadığı kadar tehlikeli bir hale gelmişti. Avrupa’da yaşanan karmaşa ve Osmanlı’nın içinde bulunduğu kaos sebebiyle Fransızlar Osmanlıya tabi Cezayir’i 1830 yılında işgal etmişti. Mısır’da devletin başına büyük bir gaile olarak ortaya çıkan Mehmet Ali Paşa’nın durdurulamaz ilerleyişi Bâbıâli’yi Avrupa’nın desteğine muhtaç hale getirmişti. Bâbıâli Suriye üzerinde emelleri olan ve harekete geçen Mehmet Ali Paşa’nın ciddi bir tehlike oluşturacağını anladığından batılı devletlerden yardım alarak sorunu çözme yoluna gitti. Fransızların Cezayir’i işgali ve Rusların her fırsatta Osmanlı aleyhine saldırgan tutumu Bâbıâlî’yi o dönemde bu iki ülkenin rakibi sayılabilecek İngiltere’ye yöneltmişti. II. Mahmut, İngilizlerin İstanbul elçisi Stanford Canning ile Ağustos 1832 tarihinde bir görüşme gerçekleştirdi. Osmanlı Sultanı, Mehmet Ali Paşa olayından kurtulmak için Avrupa’dan özellikle İngiltere’den destek beklediğini İngiliz elçiye söyledi.7 İngilizler Fransızların Cezayir’i işgalinden ve Rusların Avusturya ile iş yaparak bölgede gücünü artırmasından dolayı rahatsızdı. Serasker Hüsrev Paşa, Müşir Ahmet Fevzi Paşa ve Kaymakam Paşa’nın tetkiki ile İngiltere’den yardım alınması hususunda padişah onayıyla bir karar alındı.8 5 Şinasi Altundağ, “Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı Esnasında Namık Paşa’nın Yardım Talep Etmek Üzere 1832 Senesinde Memuriyet-i Mahsusa ile Londra’ya Gönderilmesi”, TTK Belleten, VI/23-24, (1942): 229-251. 6 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, V. Ankara: TTK, 2011, 115-118. 7 Majed M. Binzouba, “Mehmet Namık Paşa’nın Askeri ve Siyasi Hayatı (1804-1892)”, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015, 13. 8 Şinasi Altundağ, “Namık Paşa’nın Londra Elçiliği”, Tarih Vesikaları, II/12, (1943): 441-443. 210 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) Bâbıâli’nin muhasebe ve müzakereleri sonrası Mehmet Namık Paşa Hususi elçi olarak Piyade Asâkir-i Hâssa-i Şahâne Feriki unvanıyla uzunca süre üzerinde düşünülmüş bir talimatname ve İngiltere kralına ulaştırılmak üzere bir nâme-i hümâyunla Londra elçiliğine görevlendirildi. Talimatnameden anlaşıldığı üzere Namık Paşa’nın görevi Mehmet Ali Paşa olayında İngiltere’nin desteğini sağlamaktı. Bunun için donanmanın önemine dikkat çeken talimatta 15 adet geminin ivedilikle devlete kazandırılması isteniyordu. Devlet-i Aliyye’nin bu gemilerin borcunu ödemeye muktedir olduğunun bildirilmesi ve denizlerde Mısır’a yaptırımlar uygulanması isteniyordu. Gemilerin İngiltere tarafından verilmemesi durumunda Namık Paşa’nın kesinlikle eli boş dönmemesi en azından gemi mühendisi, profesyonel topçu, ofiçiyal ve gabyar tedarikini sağlaması isteniyordu. Bütün uğraşlara rağmen Devlet-i Aliyye lehine bir donanma tedariki sağlanamazsa en azından Mısır ordusunun ve donanmasının imha edilmesine dair yardımda bulunulması talep edilecekti. Ayrıca Yunanların bağımsızlığını kazanması sonrası bazı sınır meseleleri halen çözülmemişti. Bu meselelerin çözümü de talimatnamede yer almaktaydı. Son madde de ise Fransızların Cezayir’i haksız gaspı ve Fransızların Cezayir’den biran evvel çıkarılması hususu öne çıkmaktaydı.9 Namık Paşa acil bir şekilde İstanbul’daki çalışmalarını ve hazırlıklarını tamamlayarak 1832 Ekim ayının sonlarında yola çıktı. Kara yolu üzerinden bu yolculuk esasen sadece Londra’ya yapılmamıştı. Güzergâh üzerinde bulunan Avusturya ve Fransa ülkelerinde kral ve bakanlarla görüşmeler planlanmıştı. Zira Mehmet Ali Paşa vakasından bir an önce kurtulmak isteyen Bâbıâli diğer devletlerin isyankâr Vali hakkında düşüncelerini merak ediyor ve kendisine destek sağlamayı umuyordu. Namık Paşa ve elçilik heyeti 8 Ekim’de Belgrad’a ulaşmışlardı.10 Heyet mûtâd olduğu üzere 15 Kasım’da Zemun şehrinde karantinaya girmişti. Namık Paşa’nın sefâretnâme raporlarından anlaşıldığı üzere ilk siyasi görüşmesi Avusturya devleti Başvekili Prens Metternich ile Zemun yakınlarında olmuştur.11 Ayrıca burada bir silah fabrikası gezdiğini aktaran Paşa biri Nemçe birisi İngiliz usulü olmak üzere iki adet tüfeği numûne olmak üzere İstanbul’a göndermiştir.12 Karantina süresinin on gün sürdüğünü haber veren13 Namık Paşa 27 Kasım’da Viyana’ya ulaşmıştır. Namık Paşa Viyana’da ilk olarak Prens Metternich’in evinde özel bir görüşme yapmıştır. Metternich Mehmet Ali Paşa olayında isyankâr valinin affedilerek olayın sulh yolu ile çözülmesinin daha uygun olacağını ifade etmiştir. Namık Paşa ise Mehmet Ali Paşa’nın artık affının katiyetle mümkün olmadığını isyankâr valinin girişimlerini durdurmaya yanaşmadığını aktarmıştır. Metternich, Osmanlı 9 BOA, HAT., No. 46505-37532-37532; Şinasi Altundağ, “Namık Paşa’nın Londra Elçiliği”, 443-445. 10 MCY, No. K.35, v. 1b-2a. 11 MCY, No. K.35, v. 2a-2b. 12 MCY, No. K.35, v. 2b-3a. 13 MCY, No. K.35, v. 3a. 211 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III ordusunun zor durumda olduğunu bu sebeple her ne şartta olursa sulh yolunun denenmesini söylemiştir. Namık Paşa ise Osmanlı askeriyesi hakkında tafsilatlı bilgi vererek Arnavut ve Boşnak bölgelerinden oluşturulan birliklerin Dersaadet’e ulaştığını ilave etmiştir.14 Viyana’da temaslarına devam eden Namık Paşa yaklaşık 10 gün sonra Avusturya Kralı I. Franz ile görüşmüştür. Avusturya kralı görüşmede Sultan II. Mahmut ile dost olduğunu ve Mehmet Ali Paşa sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğini belirtmiştir. Donanması olması durumunda Sultan’a direkt olarak yardım etmeyi istediğini belirten Kral imkanının olmaması nedeniyle yardımcı olamayacağını söylemiştir.15 Viyana temasları bittikten sonra Paris’e 8 Aralık’ta ulaşan Namık Paşa burada Fransa Başvekili, Umuru Ecnebiyye Nazırı ve Fransa Kralı Louis-Philipe ile görüşme yapmıştır. Bu görüşmelerde Namık Paşa, Fransa’dan gemi talebinde bulunmadığını ifade ederek diplomatik olarak Bâbıâli yanında yer almalarını istemiştir. Mehmet Ali Paşa’nın donanmasında kullanılan birçok savaş malzemesinin Fransa’dan gittiği biliniyordu. Bu hususta Namık Paşa Başvekil ve Kral ile görüşmelerinde bunun engellenmesini istemiştir. Fransa Kralı elinden gelen yardımı yapacağına dair sözler vermiştir.16 Talimatnameden anlaşıldığı üzere Paşa’nın önemli görevlerinden birisi Mehmet Ali Paşa aleyhinde haberler yaptırılması idi. Paris’te Jovannet isimli gazeteci ve tercüman olan bir şahsa 100 Napolyon altını veren Namık Paşa, Paris gazetelerinde bu haberleri yaptırmıştı. Namık Paşa ayrıca Paris’te Rus elçi Pozzo di Borgo ile görüşmüştür.17 Paris’te fazla kalmayan Namık Paşa 17 Aralık tarihinde Londra’ya ulaşmıştır. Burada ilk önce Osmanlı maslahatgüzarı olarak görev yapan Mavroyani Efendi ile görüşen Paşa ardından İngiltere Ministeri (Başbakanı) Lord Grey ve Umuru Ecnebiyye (Dışişleri) Bakanı Lord Pallmerston ile görüşmeler yapmıştır. Mehmet Ali Paşa hakkında gerekli malumatları aktaran Paşa devlet görevlilerinin bu hususta düşüncelerini öğrenmeye çalışmıştır. Kralın Londra’da olmadığını öğrenen Paşa kısa zamanda Kralla görüşebilmek için randevu talebini iletmiştir.18 Mehmet Namık Paşa, Mehmet Ali Paşa’nın Paris ve İngiltere’de gazetelere yaptırdığı yalan haberleri ve ajanlarını da takibe almıştır. Paşa’nın gönderdiği arizadan anlaşıldığı üzere Kavalalı’nın kırk kadar adamı aktif olarak Paris ve Londra’da çalışmaktadır. Özellikle gazete ve dergi gibi havadis bildiren basına Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’ı kısa sürede Avrupa standartlarına çıkardığı bütün Türkistan coğrafyasında aynı ilerlemeyi sağlayabileceği şeklinde 14 MCY, No. K.35, v. 3b-4b. 15 MCY, No. K.35, v. 4b-5b. 16 MCY, No. K.35, v. 5b. 17 MCY, No. K.35, v. 5b. 18 MCY, No. K.35, v. 6a-6b. 212 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) propaganda haberleri yapılmakta idi.19 Mehmet Namık Paşa Londra’da temaslarına Başvekil aracılığıyla devam etse de İngiltere’de seçim dönemi idi ve vekillerin tamamı seçim bölgelerine gitmişti. Dolayısıyla Londra’da muhatap alacak devlet adamı sayısı az idi. Kral dahi Londra’da bulunmuyor kışlık sarayında ikamet ediyordu. Seçimler nedeniyle İngiliz kabinesi toplanamadığı için Namık Paşa’nın talepleri İngiltere meclisinde gündeme gelmiyordu.20 Lord Grey ve Bakan Pallmerston ile müzâkere eden Namık Paşa, Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’dan kesinlikle azlinin gerektiği ve bu konuda Bâbıâli’nin tavrının net olduğunu söylemiştir. Buna karşın Lord Grey ve Palmerston’un genel tavrı II. Mahmut ile Mehmet Ali Paşa’nın arasının bulunması ve padişahın isyankâr valiyi affetmesi idi. Bu hususta arabuluculuk yapmayı teklif eden İngiliz yöneticilere Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’da barınmasının mümkün olmadığını onun derhal Mısır’dan def edilip uzaklaştırılması gerektiğini defaatle iletmiştir. Her iki İngiliz yönetici ile haftalar süren görüşmelerinde Namık Paşa bir neticeye ulaşamamış çünkü bu süreçte bakanlar kurulu toplanmamıştır.21 Namık Paşa bir an önce görüşmek için Kralın bulunduğu Brighton şehrine gitmiş ve hazırlanan teşrifatlar sonunda İngiliz Kral’a nâme-i hümâyununu teslim etmiştir. Sarayda Namık Paşa için teşrif edilen törende adet olduğu üzere yemek verilmiştir. Kral IV. William Sultan II. Mahmut’un kendisinin arkadaşı olduğunu özellikle vurgulamıştır. Namık Paşa yemek esnasında Kraliçe ve ileri gelen saray erbabı ile yakın temas kurmuştur. Namık Paşa, Mehmet Ali Paşa ile alakalı olarak Mısır’da isyankâr valinin olduğu sürece Akdeniz’de güvenliğin sağlanamayacağını ve İngiliz ticaret gemilerinin bu durumdan zarar göreceğini vurgulamıştır. Namık Paşa’nın bu hususta haklı olduğunu belirten Kral William, Sultan (II. Mahmut) ve Mehmet Ali arasında tabi ki Sultan’dan yana olacağını beyan etmiştir.22 Namık Paşa’nın maiyetinde bulunan Mavroyani Efendi, İngiliz Kralla toplantı esnasında orada bulunmuş ve Lord Pallmerston dahil olmak üzere görüşmeler yapmıştı. Pallmerston, Osmanlı’nın isyankâr valiyi def etmesi için dört geminin yeterli olabileceğini ve bunu sağlaiyabilecekleri yönde sözler söylemişti. Namık Paşa’ya göre bu sözlere itimat etmek mümkün değildi. İngiliz Bakan zaten toplantı sonunda Baltık meselesinden dolayı bir donanma yardımının zor olacağını ifade etmişti. Namık Paşa, İngiliz bayraklı gemilerin Osmanlı donanmasında yer almasıyla Mehmet Ali Paşa yanında yer alan Rum denizciler dahil birçok gücün onun safında yer almaktan vazgeçeceğini söyledi. Ayrıca Pallmerston tekrardan Mehmet Ali Paşa’nın affedilmesi gerektiği görüşünü ortaya atmıştı. Namık Paşa tekraren 19 MCY, No. K.35, v. 6b. 20 MCY, No. K.35, v. 7b-9a. 21 MCY, No. K.35, v. 9b-11b. 22 MCY, No. K.35, v. 12a-12b. 213 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III “Devlet-i Aliyye’nin muradı habislerin Mısır’dan defidir. Zira onların affı ile Mısır’da kalmaları bir vech ile uymaz”23diyerek bu hususun mümkün olmadığını belirtmiştir. Her ne kadar İngiltere Kralı, II. Mahmut’a duyduğu muhabbet ve dostluktan bahsetse de diğer devlet yetkilileri ile yapılan görüşmelerden İngilizlerin maddi olarak bir yardım yapmayacakları ortada idi. Konuyu her iki tarafı uzlaştırmak politikası üzerinden sürdüren İngilizler mesailerini bu yönde harcamaktaydılar.24 Namık Paşa Londra’da diplomasi faaliyetleri yürütürken Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa kumandasındaki ordu Anadolu üzerine yürümüş, Konya’da büyük bir galibiyet alarak Kütahya’ya kadar ulaşmıştı. Bu dönemde Lord Pallmerston ve Fransızların İngiltere’deki elçisi ile görüşen Namık Paşa, İngiltere ve Fransa’yı olaylara seyirci kalmakla suçlamıştı. Fransız elçi Osmanlı’nın gerekli yardımı alabilmesi için İngilizlerle temas halinde olduğunu belirtmişti. Pallmerston Mehmet Ali Paşa’ya ilerlemesini durdurması için bir elçi gönderdiğini, İngiltere’nin Devlet-i Aliyye için iyilik istediğini ve bakanların konu hakkına görüşüp karara varacaklarını belirtti.25 Mehmet Ali Paşa’nın ordusunun Anadolu içerisinde bu kadar kısa sürede ilerlemesi Avrupa’da tam bir şok etkisi yaratmıştı. Bâbıâli bu esnada Namık Paşa’nın raporlarından İngiltere ve Fransa’dan kayda değer bir yardımın gelmeyeceğini anladığı için Ruslarla görüşmelere başlamıştı. İngilizler Osmanlıların Ruslarla yakınlaşmasından dolayı çok tedirgindi. Namık Paşa Ruslardan berren asker yardımı olacağını İngilizlerden halen bahren bir yardım beklediklerini vurgulamıştır. Şayet İngilizler gerekli yardımı yaparsa kısa sürede İbrahim Paşa ordusunun Anadolu’dan kovulacağını aktarmıştır.26 Namık Paşa dönüş hazırlıkları içerisinde iken İngiltere Kralı tarafından Windsor sarayında törenle karşılanmıştır. Özellikle Ruslarla Osmanlıların yakınlaşmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Kral Rusların hilebaz olduğunu onlara güvenmenin yanlış olduğunu aktarmıştır. Namık Paşa ise cevaben Ruslarla yakınlaşmanın mecburiyetten kaynaklandığını ve İngiltere’nin kararsız politikasının buna yol açtığını belirtmiştir. Windsor sarayında Fransa elçisi Prens Talleyrand ile bir görüşme gerçekleştiren Namık Paşa’ya elçi Paris’e uğramasının uygun olacağını söylemiştir. Namık Paşa kendisinin İstanbul’a dönerek padişaha hizmet etmek istediğini belirtmiş ve yerine Londra’da kalan Mavroyani Bey’e gerekli ihtimamın gösterilmesini İngiliz vükeladan talep etmiştir.27 Talleyrand, Namık Paşa’nın dönüş hazırlıkları 23 MCY, No. K.35, v. 13a-13b. 24 MCY, No. K.35, v. 14a-14b. 25 MCY, No. K.35, v. 20ba-21b. 26 MCY, No. K.35, v. 23b-25a. 27 MCY, No. K.35, v. 25b-26b. 214 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) esnasında İngiltere ilgili yardımı yapamayacağını beyan etmişti.28 Oluşan süreçte Namık Paşa’ya dönüş yolunda öncelikle Paris ve Berlin’e uğraması ardından Petersburg’a gitmesi için haber verilmişti.29 Londra Sefâretnâmesi (Takrirler) Yabancı memleketlere gönderilen elçilerin yola çıkışlarından başlayarak, yolculuk hikayeleri, güzeran ettikleri bölgelerin coğrafyası ve yaşayanları hakkında gözlemler ve şahit oldukları siyasi hadiselerle alakalı yazılı olarak meydana gelen eserlere sefâretname denilmiştir.30 Temelleri Roma ve Yunan medeniyetleri gibi çok eski devirlere dayanan bu yazın türünün erken İslam döneminde de neşvünemâ bulmuştur. Hulefâ-yı Râşidin devri fetih hareketleri esnasında bölge ve coğrafyalardan bilgi edinmek amacıyla oluşan bilgi ağı ve ilmi faaliyetleri artırmak için yapılan rıhle faaliyetleri bu türün İslam dünyasında oluşmasına ön ayak olmuştur. Emevîler, Endülüs Emevîleri ve Abbâsîler döneminde çeşitli vesilelerle çeşitli ülkelere görev icabı giden sefirler ve bu sefirlerin kaleme aldığı raporlar olagelmiştir. Osmanlı Devleti kuruluşunun ilk yıllarından itibaren yabancı ülkelere geçici sefirler göndermiştir. Ancak sefarete çıkan elçilerin sefaretleri sırasındaki gördüklerini ve yaptıklarını bildirmek maksadıyla yazdıkları bu sefâretnâmelere çoğunlukla XVII. yüzyıldan itibaren rastlanmaktadır. Sefâretnâmeler elçilerin resmi seyahatleri boyunca edindikleri bilgileri ve gittikleri ülkelere dair izlenimleri içermenin yanı sıra diğer dünya devletlerini tanımaya yönelik katkı sağlayan eserlerdir. Osmanlı’nın seçkin memurlarından olan sefirler, gittiği ülkenin sosyal, kültürel, iktisadi ve siyasi durumlarıyla alakalı bilgiler vermiş ve bu sefâretnâmeler Osmanlı diplomasisine has bir alan olmuştur.31 Sefâretnâmelerde devlet sırrı olan siyasi meselelere derinlemesine girilmemekle birlikte elçi İstanbul’dan ayrılışını, elçilikle görevlendirildiği ülkeye varışını, protokolde yaşananları, başından geçen olayları ve gözlemlerini dikkatli şekilde aktarmıştır. Sefâretnâmeler o dönemde batıyı yeterince tanımayan Osmanlı Devleti ve toplumu açısından, batılı ulusların yaşayış biçimi, adet-gelenekleri ve uygarlık düzeyleri hakkında doğru bilgi kaynağını oluşturmuştur.32 Osmanlı sefâretnâmeleri başlangıçta daimî elçiliklerin olmaması nedeniyle batılılarda olduğu gibi resmi bir hüviyette olmamıştır. Muvakkat olarak belirli bir görev için görevlendirilen bu elçiler genellikle me- 28 BOA, HAT, no. 372/20392-D. 29 MCY, No. K.35, v. 28b-29a. 30 Kemal Beydilli, “Sefâretnâme”, DİA, XXXIV, 288-289. 31 Kemal Beydilli, “Sefaret ve Sefâretnâme Hakkında Yeni Bir Değerlendirme”, Osmanlı Araştırmaları Dergisi, XXX, (2007): 12-15. 32 Mehmet Alaattin Yalçınkaya, “Osmanlı Zihniyetindeki Değişimin Göstergesi Olarak Sefâretnâmelerin Kaynak Değeri”. OTAM, 7. (1997): 319-321. 215 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III rasim için göreve çıkmışlardır. Siyasi olarak gittiği ülkenin kralı ve genel durumu hakkında malumatı haiz bu eserler dönüşte padişaha sunulmuştur. Elçi veya maiyetindeki kâtibi tarafından hazırlanan bu raporlar öznel bir hüviyete sahiplerdir. Böyle olması açısından Osmanlı sefâretnâmeleri Venedik elçilerinin görevleri sonrası senato önünde okudukları raporlara benzemektedirler. Ancak Osmanlı sefâretnâmeleri bahsi geçtiği üzere öznel nitelikte olduğundan ve bazı kritik gelişmelerin gizliliğini korumak adına siyasi raporlar açısından beklenen vasıfta olmadığı da bilinmektedir. Osmanlı sefâretnâmeleri siyasi içerik yönünden muâdili devletlere nazaran seyahatname hüviyetinde gözükmektedir. Elçinin maiyetiyle birlikte Payitahttan gideceği ülkeye kadar geçilen memleketler, konaklama yapılan yerler, karantinaya alındıkları merkezler, yerleşim yerleri ve burada yaşayan ahali hakkında tasviri bilgiler sefâretnâmelerin en büyük özelliğidir. Osmanlı sefâretnâmeleri bu yönüyle seyahatname hüviyetinde olduğu kadar hatırat türüyle de benzerlik göstermektedir.33 Klasik manada Osmanlı sefâretnâmeleri yukarıda bahsedildiği üzere yolculuk hikayelerini anlatmakta olup siyasi mevzulara pek yer vermemektedir. Bu tarz sefâretnâmelere Hamdele ve Salvele ile başlayıp dönemin padişahına dualar edildikten sonra görev tanımı, sefaret sebebi, menziller, varış ve ağırlanış, yapılan önemli ziyaretler kronolojik olarak anlatılmıştır. Dönüş yolculuğu hitam duası ve tarihle sona eren bu eserler zamanla klasikleşen bu yapısı ile zamanla müstakil bir edebi tür olmuştur.34 Sefirler geçtikleri yerlerdeki şehir ve devletler hakkındaki izlenimlerini kıyaslama yapmak ve kendinden sonra geleceklere bir kılavuz bırakmak gibi amaçlarla sefâretnâmeler kaleme almışlardır. Modernleşme ihtiyacının kendisini iyice hissettirdiği XVII. ve XVIII. yüzyıl Osmanlı kültüründe “gelişmiş” olan devletlerin tetkiki ve kıyaslamalarla ıslahat çalışmalarının seyrinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu şekilde oluşan sefaret raporları fende ve teknikte gelişmiş olan batıyı öğrenme amaçlı bir hüviyete bürünmüştür.35 Sefâretnâmeler, yabancı kültürler ve toplumsal yapıları, seçkin Osmanlı Devlet adamlarının gözlemlerine dayanarak değerlendirmesi ve yorumlaması yönüyle kültür tarihi ağırlıklı bir görünüme sahiptirler. Bunun yanında Osmanlı Devleti’nin diplomatik ilişkiler tarihine kaynaklık etmeleri ve Osmanlı diplomatlarının uygulamaya çalıştığı diplomatik kuralları ihtiva etmesi yönüyle siyasi tarihle de ilgilidirler. Sefâretnâmeler şehirler hakkında çok değerli bilgiler verdiği için şehir tarihi kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir. Ahmed Resmî Efendi Viyana’yı (1756), Galip Efendi Budapeşte ve Paris’i (1802), Seyyid Ali Efendi Paris’i (1807), 33 Kemal Beydilli, “Sefâretnâme”, 290-291; Belkıs Altuniş Gürsoy. “Sefâretnâmeler” Türkler. ed. Hasan Celal Güzel. XII (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002), 582-586. 34 Hasan Korkut, “Osmanlı Sefâretnâmeleri Hakkında Yapılan Araştırmalar” Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi. I/2, (2003): 491-501. 35 Kemal Beydilli, “Sefâretnâme”, 292-293. 216 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) Mustafa Rasih Paşa Moskova’yı (1794) detaylı şekilde anlatmaktadır. Yusuf Agah Efendi (1794) ve Mahmud Raif Efendi’nin Londra hakkında sefâretnâmeleri siyasi tarih ve şehir tarihleri için önemli kaynaklardandır.36 Osmanlı bürokrasisinin klasik döneminde elçiler için özel bir kurum tesis edilmemiştir. Bir memuriyet olarak addedilen elçilik görevi sarayda uygun görülen çoğunlukla çavuş denilen kişilere verilmekteydi. Çavuşların hazırlamış olduğu sefâretnâmeler genel olarak takrir yani siyasi belge ağırlıklı idi. Zamanla çavuşlar yerlerini sefirlere bırakmışlar ve oluşan süreçte daha profesyonel denilebilecek kişiler bu göreve atanmışlardır. Elçilik görevi sonrası gizliliğe bağlı kalmak adına siyasi raporların sefâretnâmelerde yer almadığı genel bir kabuldür. Ancak elçilerin ilgili devlet yetkilisi ve padişaha gerekli hususları takrirler halinde takdim ettikleri malumdur. Elçilik görevi sonrası sadece siyasi faaliyetlerin kaleme alındığı eserlerde meydana gelmiştir. Bu eserlere takrir adı verilmiş ve sefâretnâme türünde pek yaygın olmayan bir yazın şekli olmuşlardır. İlk Osmanlı sefâretnâmelerinden kabul edilen Hacı Zağanos Paşa’ya ait 1495 tarihli Takrir en iyi örneklerdendir.37 Osmanlı elçileri klasik dönemde çavuş adı verilen devlet görevlilerinden oluşmakta idi. Klasik dönem çavuşların hazırlamış olduğu takrir türü sefâretnâmelerin XVIII. ve XIX. yüzyıllarda da örnekleri mevcuttur. Osmanlı Devleti’nin ilk mukim elçisi olan Yusuf Agah Efendi’nin Havâdisnâme-i İngiltere38 adlı eseri ve bu çalışmanın konusu olan Londra takrirleri bu türün en önemli örneklerindendir. Agah Efendi’nin Bâbıâli ile olan yazışmaları elçilik sonrası sefâretnâme formatında elçilik sonrası bir nüshada toplandı ve sefâretnâme adından farklı olarak “havadisname” kelimesi kullanıldı. Sefâretnâme mantığıyla yazılan bu eserin yazma nüshası üzerinde “1209 senesi İngiltere devleti nezdinde memur olan elçi Yusuf Agah Efendi’nin havadisnameleri” yazmaktadır.39 Namık Paşa’nın Mısır meselesi ile alakalı batılı devletlerden İngiltere’nin desteğini almak için elçi olarak gönderilmesi üzerine Paşa’nın sefaret görevinde muhtelif tarihlerde ve muhtelif Bâbıâli memurlarına (Müşir, Sadrazam, Serasker, Reisülküttab) gönderdiği takrirler Londra takrirleri olarak adlandırılmıştır. Namık Paşa’nın Londra’da devlet adamları ile yaptığı görüşmelerin yanında sefaret yolu üzerinde bulunan Viyana ve Paris’te de müzakerelerde bulun- 36 Detaylı bkz. Samet Sazak, “Sefaretnameler Işığında Osmanlı-Rus Münasebetleri (1792-1812)”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016. 37 Hasan Korkut, Osmanlı Elçileri Gözüyle Avrupa, İstanbul: Gökkubbe Yayınları, 2018, 18-22. 38 Yusuf Agah Efendi, Havâdisnâme-i İngiltere, Fatih Millet Kütüphanesi, No. AETrh840. Bu eser için detaylı bakınız: Mehmet Alaattin Yalçınkaya, The First Permanent Ottoman Embassy In Europe: The Embassy of Yusuf Agah Efendi to London (1793-1797), İstanbul: ISIS Press, 2010. 39 Mehmet Alaattin Yalçınkaya, “İstanbul–Londra Arasında Karşılıklı Diplomasi: Sir Robert Ainslie ve Yusuf Agâh Efendi’nin Elçilikleri”, Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar, ed. R. Barış Kıbrıs, (İstanbul:Pera Müzesi Yayınları, 2014), 28-29. 217 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III muştur. Paşa’nın Londra elçiliği boyunca gönderdiği raporlar içinde bu kişilerle görüşmelerine dair de bilgiler vardır.40 Faik Reşit Unat tarafından Londra takrirlerinde belgelerin sayısı 60’a yakın olarak söylense de bizim yapmış olduğumuz inceleme sonucunda toplam 30 belgeden oluştuğu anlaşılmıştır.41 Takrirlerden ilki Belgrad’dan 9 Ekim 1832 yılında sonuncusu ise 31 Mart 1833 yılında Frankfurt’tan gönderilmiştir. Başlangıçta İstanbul Şehir Müzesi’nde yani Yıldız Sarayında olan bu yazma bir dönem kaybolmuştur. Yıldız Sarayında yaşanan yağmalar sonrası çeşitli kütüphanelere bir kısım eserler nakledilmiştir. Elimizdeki bu yazma takrir İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı Kütüphanesi’nde bulunmuştur. Muallim Cevdet Bey Yazmaları Fonu ve K. 35 numarası ile bulunan bu eserin başka kopyası basımı ve neşriyatı bulunmamaktadır. Ciltli bir defter içinde rika yazısı ile kaleme alınan eser bu yönüyle ‘uniq’tir. Eser 66 sayfa olup son 7 sayfası boştur. Biz takrirleri oluşturduğumuz tablo ve metin içi kullanımda varak usulünü tercih ettik. Bu haliyle eserin 30 varak olduğunu söylemek mümkündür. Eser ebrusuz, tezhipsiz ciltli bir kitap içindedir. Eserin ilk ve son sayfalarında sefâretnâmeye dair künye mahiyetinde bilgiler yer almamaktadır. Belgelerin çoğunda tarih bilgisi bulunmakla birlikte çok azında yoktur. Ayrıca eser hakkında bir girizgâh ya da müellif/müstensih isimleri bildirilmemiştir. Kitabın ebatı 38*25 cm boyutundadır ve genel olarak sayfalarında 19 satır bulunmaktadır. Sefâretnâme nesir olarak kaleme alınmıştır. Yabancı kelimeler, özel isimler ve yer adları metinde Türk hançeresiyle söylendiği şekilde yazılmıştır. Müellif uzun cümleler kurmakta ve Osmanlı diplomasi dilinin temel karakteristiğini yansıtmaktadır. Farsça, Arapça terimler bolca bulunmaktadır. Edebiyat dilinden ziyade siyasi dil kullanılmıştır. Dili çok süslü ve ağdalı değildir. Zaten eser en başta belirttiğimiz şekilde Namık Paşa’nın diplomatik misyonunu içeren yazışmaları bir araya getirmiştir. Mehmet Namık Paşa’nın Bâbıâli ile olan yazışmalarını içeren bu raporlar Namık Paşa’nın elçiliği esnasında gönderdiği arîzalardır. Eserde Namık Paşa’ya Bâbıâli’den gönderilen evraklar yer almamıştır. Raporlar incelendiği zaman Namık Paşa’nın elçilik için kendisine verilen talimatnameye harfiyen uymaya çalıştığını görmekteyiz. Namık Paşa’nın elçiliği esnasında ilk resmi görüşmesi meşhur Nemçe Devleti Başvekili Prens Metternich ile olmuştur. Namık Paşa bu elçiliği boyunca sırasıyla Avusturya İmparatoru I. Franz, Fransa Kralı Louis-Philipe, İngiltere Kralı IV. William ve son olarak Rus Çarı I. Nikolay ile defalarca görüşmüştür. En çok mesai harcadığı devlet adamı ise İngilizlerin meşhur Umur-ı Ecnebiye Nazırı Lord Pallmerston olmuştur. Başbakan Lord Grey ile birlikte Londra’da zamanla görüşmeler olsa da Lord Pallmerston ile en az dokuz kez görüşülmüştür. Sefâretnâme Namık Paşa’nın İstanbul’a dö- 40 Faik Reşit Unat, Osmanlı Sefirleri ve Sefâretnâmeleri, yay. haz. Bekir Sıtkı Baykal, (Ankara: TTK, 2008), 210. 41 Faik Reşit Unat, Osmanlı Sefirleri ve Sefâretnâmeleri, 212. 218 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) nüş yolunda uğradığı Paris’ten gönderdiği son takrir ile sona ermektedir. Namık Paşa Paris’ten sonra Rus Çarlığı’nın merkezi olan Petersburg’a gitmiştir. Rus Çarı ve Rus yetkililer ise görüşmeler sonrası İstanbul’a dönmüştür. Ancak Petersburg yolculuğu ile alakalı belgeler sefâretnâmede yer almamıştır. Sefâretnâme içerisinde yer alan takrirlerin daha iyi anlaşılması için aşağıda detaylı bir tablo oluşturduk. Bu tabloda belgenin muhatabı ve gönderildiği tarih ile belgelerin içeriğine dair kısa bir özet yer almaktadır. LONDRA SEFÂRETNÂMESİ Belge No/ Varak No Belge Başlığı / Belgenin Muhatabı Gönderilen Tarih (Hicrî/Miladî) Belgenin Özeti Elçilik heyetinin İstanbul’dan ayrıldıktan Müşir Paşa 1/1b-2a Hazretlerine / Ahmet Fevzi Paşa sekizinci günde Belgrat’a 14 Cemâziyelâhir ulaşması. Belgrad Muhafızı 1248/ 8 Kasım 1832 Hüseyin Paşa’nın sefaret heyetini karşılaması ve Namık Paşa’ya hinto araba ayarlaması. Namık Paşa’nın Cemâziyelâhir 12’sinde Beç 2/2a-2b Nemçe Devleti 21 Cemâziyelâhir Başvekiline 1248/ 15 Kasım 1832 sınırına ulaşması ve Zemun kasabasında karantinaya girmesi. Nemçe Devleti Başvekili Metternich ile görüşmesi. Namık Paşa’nın Nemçe usulü ve İngiliz usulü Müşir Paşa 3/2b-3a Hazretlerine / Ahmet Fevzi Paşa 21 Cemâziyelâhir 1248/ 15 Kasım 1832 tüfenk imal edilen fabrikadan iki numune temin edip Belgrad Muhafızı aracılığıyla Dersaadet’e göndermesi. 219 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III Namık Paşa’nın 10 gün süren karantinasının Muşârun İleyh 4/3a-3a Hazretlerine / Ahmet Fevzi Paşa 21 Cemâziyelâhir 1248/15 Kasım 1832 bitmesi. Paşa’nın karantina süresinin biterek yola çıktığını Fransa ve Nemçe başvekillerine haber vermesi. Namık Paşa’nın Beç Kralvekili Metternich ile Mehmet Ali Paşa olayını hülasa etmesi. Başvekil Sulh yoluyla çözülmesini tavsiye etmesi ve Namık Paşa’nın bu durumun mümkün olmadığını Beç’e Vusulümüzde 5/3b-4b Başvekil ile Güzerân 5 Receb 1248/ 28 İden Musâhabetin Kasım 1832 Tafsilidir söylemesi. Nemçe Başvekili’nin Osmanlı askerinin durumunu sorması. Namık Paşa askeriye hakkında ayrıntılı bilgi vermesi. Arnavut ve Boşnak askerlerden oluşan birliklerin Dersaaadet’e gittiğini ve kısa sürede Mehmet Ali’yi def edeceklerini anlatması. Avusturya Kralı I. Franz ile Namık Paşa Mehmet İmparator ile 6/4b-5b Ali Paşa olayı hakkında Mülakatımızda Vâki 15 Receb 1248/ 8 görüşmesi. Kral, II. Mahmut olan Musâhabetin Aralık 1832 ile dost olduğunu şayet Hulâsasıdır donanması olsa Osmanlı’ya yardım edeceğini söylemesi. 220 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) Namık Paşa’nın Paris’te Paris’e vusulümüzde 7/5b-5b Fransa kralı ile Fransa Kralı Louis-Philipe Umur-ı Ecnebiye ile Mehmet Ali Paşa vakası Nazırı’na azimet 15 Receb 1248/ 8 olunarak vaki Aralık 1832 hakkında görüşmesi. Namık Paşa Mehmet Ali olan musahabetin aleyhine haber yazdırmak hulasasıdır. için Jovanni isimli gazeteciye 100 Napolyon Altını verildiğine dair kaydı. Rus Elçi Borgo Rusların Rusya elçisi 8/5b-5b Borgo’nun (Karl 24 Receb 1248/ 17 Pottso di Borgo) Aralık 1832 vaki olan ifadesidir Mehmet Ali Paşa’ya bir general yollayıp saldırılarını bir an önce durdurmasını söylediğini bildirmesi. Namık Paşa’nın Recep Londra’ya vusul-ı 9/6a-6b ayının 24. Günü Londra’ya acizanemde varışı. Mavroyani Paşa İngiltere Vükelâsıyla ile görüşmesi. İngiltere beynimizde 24 Receb 1248/ 17 Ministeri Lord Grey ve güzerân iden Aralık 1832 Umuru Ecnebiyye Nazırı musâhebet ve Pallmerston’la yapılan mukâlemenin toplantılar. İngiltere Kralı ile tafsilidir görüşme için randevu talep edilmesi. 221 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III Mehmet Ali Paşa’nın sayıları kırkı bulan adamlarının Paris ve Londra’da faaliyette olduğu. Bu adamların Avrupa gazetelerinde 10/6b-6b Mehmet Ali Mehmet Ali’nin Mısır’ı habisinin Avrupa terbiyesine Avrupa’da olan koyduğu gibi kısa sürede adamlarının neşr 14 Receb 1248/ 7 Türkistan’ı da bu usul üzere etmekte oldukları Aralık 1832 düzenleyeceğinin vaat havadis ve fesatlar edilmesi. Ayrıca Mısır’dan beyanındadır bazı öğrencilerin Paris ve Londra’da askeriye ve fenne dair eğitim aldıkları. Mehmet Ali Paşa’nın adamlarının Avrupa limanlarından donanma için mühimmat topladığına dair. Lord Grey ile Nâme-i Hümâyun üzerine konuşulması. Grey’in Mehmet Ali’nin affedilme İngiltere Baş 11/6b-7a Ministeri Lord Grey ile Mülakatı Acizane 24 Receb 1248/ 17 Aralık 1832 durumunu sorması. Namık Paşa katiyetle bu durumun olmayacağını ve Mehmet Ali’nin Mısır’dan azledilip başka bir yere geçmesi durumunda ancak affın düşünüleceğini belirtmesi. 222 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) Namık Paşa’nın Beç’te Mareşal Mormont ile Serasker Paşa 12/7a-7b Hazretlerine / Hüsrev Paşa görüşmesinin hülâsası. 24 Receb 1248/ 17 Aralık 1832 Nemçe tercümanı Hammet ile de bir görüşme yapılması ve bu kişilerin Osmanlı’dan yana tavır aldıklarına dair kaydı. Namık Paşa’nın Recep ayının 21. Günü İngiltere’ye ulaştığını bildirmesi. Londra’da seçim dönemi Müşir Paşa 13/7b-8b Hazretlerine/ Ahmet Fevzi Paşa olduğu için vekillerin 26 Receb 1248/ 19 tamamının seçim bölgesine Aralık 1832 gitmesi. Kral’ın bile 15 saat uzaklıktaki Brighton’a yerleşmiş olduğuna dair kaydı. Umur-ı Ecnebiye Nazırı Pallmerston ile görüşmesi. Osmanlı askerlerinin Paşa’yı 14/8b-9a Muşârunileyhe/ Ahmet Fevzi Paşa 11 Şaban 1248/ 3 Ocak 1833 muntazam bir şekilde yetiştirilmesi için gerekli olan tetkikler hakkında Namık Paşa’nın görüşleri. Mısır taraflarında bulunan İngiltere Lord Pallmerston mevcut tebaa ve tüccarını 15/9a-9a himaye etmek 11 Şaban 1248/ 3 için bir konsolos Ocak 1833 bulunması lazımeden Mısır ticaret konsolosunun iş beceremediği bu sebeple maharetli birinin atanması gerektiğini aktarması. olduğuna 223 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III Namık Paşa’nın Londra’ya yolculuğu esnasında Paris ve Viyana’ya ulaştığından dönüşte de Petersburg Reis Efendi 16/9b-10a Hazretlerine / 11 Şaban 1248/ 3 Reîsülküttâb Pertev Ocak 1833 Efendi üzerinden gelebileceğini ancak Petersburg için kendisine bir name verilmediğini avdeti esnasında Petersburg’a gitmesi için bir name gönderilmesi hakkında. Yunan hududu problemleri hakkında Düveli Selase (İngiltere-Fransa-Rusya) Reis Efendi 17/10a-11b Namık Paşa’nın yapmış Hazretlerine / 11 Şaban 1248/ 3 olduğu görüşmeler. Reîsülküttâb Pertev Ocak 1833 Mavroyani Paşa’nın hudut Efendi meseleleri hakkında bilgi sahibi olduğu ve Namık Paşa’ya danışmanlığı üzerine. Yunanlar ile bir diğer mesele olan adalar 18/11b-11b [der]Kenar 11 Şaban 1248/ 3 Ocak 1833 hakkında görüşme. Mevcut adaların Rumlara verilmemesi hakkında Fransız elçisi ile yapılan görüşme. 224 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) İngiltere Kralı ile Brighton şehrinde Namık Paşa adına verilen yemekli toplantıda görüşme ve Nâme-i Hümâyun’un İngiltere kralına name-i hümâyunun 19/12a-13b teslimiyle vaki olan musâhebetimizin teslimi. Kral William’ın II. 11 Şaban 1248/ 3 Mahmut ile dost olduğuna Ocak 1833 vurgu yapması. Osmanlı ordusunun durumu tafsilidir üzerine müzakere edilmesi. Kral William, Mehmet Ali Paşa ile alakalı olarak sulh yolunun denenmesini talep ettiğine dair. Namık Paşa’nın Lord Pallmerston’un evinde yemekli toplantıya katılması ve burada Rus elçi ile görüşmesi. Namık Paşa Avrupa’ya ilk geldiğinde gazetelerin Mehmet Ali Paşa lehinde Devlet-i Aliyye aleyhinde 20/14a-15b Müşir Paşa’ya/ 27 Şaban 1248/ 19 Ahmet Fevzi Paşa Ocak 1833 yazdıklarını ancak bir yolunu bularak bu durumu tersine çevirdiğini beyan etmesi. Ruslar Felemenk tüccarlardan dört milyon altın borç aldıkları ve İngiltere’den dahi altı milyon altın borç istemeleri. İngilizler bunun bir savaş hazırlığı olduğunu düşündüğünden borç vermemesi. 225 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III Lord Pallmerston ile yapılan görüşmede 21/16a-16b Müşir Paşa’ya/ [27 Şaban 1248/ 19 Ahmet Fevzi Paşa Ocak 1833] Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa’nın Kütahya’yı geçip Bursa’ya doğru gitmesinden duyulan endişenin dile getirilmesi. İngiltere Kralı’nın Brighton’dan Londra’ya 22/16b-17a Müşir Paşa’ya/ [27 Şaban 1248/ 19 Ahmet Fevzi Paşa Ocak 1833] dönmesinden sonra adet olduğu üzere sırayla elçilerle görüşme yaptığı ve Namık Paşa ile de bir görüşme tertibi. İbrahim Paşa’nın ilerlemesi sonrası Rusların yardım tekliflerinin ciddi şekilde değerlendirilmesi. Namık Muşârunileyh 23/17a-17b Hazretlerine/ Ahmet Fevzi Paşa 12 Ramazan 1248/ 2 Şubat 1833 Paşa dönüşte Petersburg’a uğrayacağından ya Rus Krala bir name-i hümâyun ya da Sadaretten Rus Başvekili’ne sunmak üzere sadaretten bir mektubun verilmesini talep etmesi. 226 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) Lord Minister ile yapılan görüşmede İngiltere yardımının detayları ve İngilizlerin Mehmet Ali Paşa ile görüşecek İskenderiye’ye göndereceği Muşârunileyh 24/17b-20a Hazretlerine/ Ahmet Fevzi Paşa elçinin durumu hakkında 12 Ramazan 1248/ 2 hülasa. Kütahya savaşından Şubat 1833 sonra ilerleyen İbrahim Paşa’ya karşı Avrupa devletlerinden gelen tepkiler ile Mehmet Ali Paşa’yı sıkıştırmak için İngilizlerin Lord Ponsoby’yi Rusların ise Muraviyev’i elçi olarak gönderdiklerine dair. Lord Pallmerston ve Müşir Paşa 25/20b-21b Hazretlerine/ Ahmet Fevzi Paşa Fransa’nın İngiliz elçisi 12 Ramazan 1248/ 2 ile Mehmet Ali Paşa Şubat 1833 ordusunun Kütahya’ya kadar gelmesi üzerine yapılan görüşmeler. Ramazın-ı şerifin yirmi beşinci günü Umuru Ecnebiyye Nazırının hanesine azimet olunarak 26/21b-23a Mısır hainine izam ve irsal eyledikleri konsolosa verdikleri Lord Pallmerston ile Mısır’a 10 Şevval 1248/ 2 gönderilen elçi hakkında Mart 1833 yapılan uzun görüşmenin hülasası. talimattan sual olundukta verdiği cevabın hulâsâsıdır 227 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III Lord Pallmerston ile Namık Paşanın İbrahim Paşa ordusunun Müşir Paşa 27/23b-24b Hazretlerine/ Ahmet Fevzi Paşa ilerlemesini görüşmesi. 10 Şevval 1248/ 2 Ruslarla Osmanlıların Mart 1833 yakınlaşmasından İngilizlerin duyduğu rahatsızlığı beyan etmesi. Namık Paşa’nın İstanbul’a geri dönmek istemesi. 25a BOŞ Kral William ile Namık İngiltere Kralı’nın 28/25b-26b Paşa’nın Windsor sarayında Namık Paşa’yı 15 Şevval 1248/ 2 görüşmesi. Kral’ın Osmanlı Windsor Sarayına Mart 1833 Rus yakınlaşmasından Davet etmesi duyduğu rahatsızlığı beyan etmesi. İngiltere Kralı’nın Nâme-i Hümâyun’a verdiği cevap niteliğinde olan mektubun 29/26b-28b Müşir Paşa’ya/ 10 Zilkade 1248/ 31 Ahmet Fevzi Paşa Mart 1833 Lord Pallmerston’dan alınması. Halil Paşa’dan gelen arizanın alındığı ve Namık Paşa’nın Petersburg tarafından dönmesine izin verilmesi. 228 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) Namık Paşa’nın Londra’da ikametinin masraflı olması ve burada kalmasının artık gerekli olmadığını belirtilmesi. İngilizlerden istenen yardım taleplerinin 30/28b-29a Müşir Paşa’ya/ 10 Zilkade 1248/ 31 Ahmet Fevzi Paşa Mart 1833 olumsuz durumu neticesinde Namık Paşa’nın Paris ve Berlin üzerinden Petersburg’a gitmesi hakkında. Namık Paşa’nın kendisi ayrılsa da Mavroyani Efendi’nin Londra’da kalmasının uygun olacağını belirtmesi. Namık Paşa’nın dönüş yolunda Paris’e ulaşarak 31/29a-30a Paris’e vusul-i 10 Zilkade 1248/ 31 acizanem ... Mart 1833 Umur-ı Ecnebiye Nazırı ve Fransız Kralla görüşmesi. Paris’ten Frankfurt’a hareket ve Petersburg yol hazırlıkları. SON 7 SAYFA BOŞ Sonuç Osmanlı elçileri ve elçilik sonrası meydana getirdikleri sefâretnâmeler siyasi, sosyal ve kültürel tarih için birinci dereceden kaynaklardır. Bu kaynaklar elçilerin gözlemleri ve siyasi olayların raporlar halinde sunulmasından müteşekkildir. Bu sefâretnâmelerden yola çıkarak Osmanlıların ilişki içerisinde oldukları ve ilgilendikleri ülkeler hakkında genel tasviri bir bilgiye erişmek mümkündür. Klasik dönem Osmanlı elçileri devletin çavuş adını verdiği memurlardan oluşmuştur. Bu memurların elçilik görevi sonrası siyasi raporları havi küçük layihalar şeklinde eserleri olagelmiştir. Zamanla gelişen ve değişen sefirlik kurumu eserleri olan sefâretnâmeler yeni bir hüviyet kazanmıştır. Bu sefâretnâmeler genel olarak hatırat veyahut seyahatname tarzında olup siyasi raporlar mümkün olduğunca muhtevalarına alınmamıştır. Gizli kalması gereken bazı önemli siyasi hadiseler ve arîza şeklinde elçilik boyunca sadaret ile yapılan yazışmalar bu klasik sefâretnâmelerde yer almamıştır. Sefâretnâmelerin 229 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III bu yönüyle siyasi tarih açısından zayıf kaldığı ileri sürülmüştür. Sefâretnâmelerin seyahatname tarzında yazılar olması doğru olmakla beraber siyasi raporlar da ihtiva ettiğini hatta özel olarak siyasi raporlar barındıran sefâretnâmelerin de bulunduğu açıktır. Mehmet Namık Paşa’nın birinci Londra elçiliği sonrası sadaretle yazışmalarını havi iki kapak arasındaki oluşturulan Londra takrirleri bu hüviyette bir eserdir. Londra takrirleri dönemin siyasi olaylarını birinci ağızdan anlatan önemli bir yapıya sahiptir. Bu yönüyle Londra takrirleri incelenmeden Bâbıâlî, Mısır yani Mehmet Ali Paşa meselesi ve Avrupa’nın iç siyaseti hakkında yorum yapmak isabetli olmayacaktır. Siyasi raporların cem edilmesi olarak sunulan bu eser Namık Paşa’nın takrir formatında bir eser bırakmak istediğinin kanıtıdır. Nitekim Namık Paşa ikinci elçiliği sonrası klasik sefâretnâme formatına uygun şekilde bir Londra seyahatnamesi hazırlamıştır. Namık Paşa’nın Londra sefâretnâmesi siyasi yazışmaları içeren bir takrir ama klasik sefâretnâme formatında bilgilerde bulunmaktadır. Namık Paşa’nın Londra’da iken katıldığı resmi yemekli toplantılar ve buradaki usul ve nizam hakkında verdiği bilgiler klasik bir sefâretnâmede yer alabilecek bilgilerdir. Ayrıca satır arası okumalardan Namık Paşa’nın bulunduğu şehirler ve onların kültür tarihine dair bilgilere rastlanmaktadır. Namık Paşa’nın gözlemleri neticesinde bu takrirlerden Osmanlı ıslahatları için önemli tekliflerin getirildiği görülmüştür. Sonuç olarak bu takrirlerden anlaşıldığı üzere Namık Paşa genç denilebilecek bir yaşta Avusturya, Fransa, İngiltere ve Rus Kralları ve bu ülkelerin Başvekilleri, Dışişleri Bakanları ile önemli görüşmeleri başarıyla yaptığı anlaşılmıştır. Ulaşılan sonuçlar göz önüne alınırsa sefâretnâmeler diplomasi tarihi açısından da çalışılması gereken ve göz ardı edilmemesi gereken en önemli kaynaklardandır. 230 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) Ekler (Londra Sefaretnamesi Kapak Görüntüsü) (Londra Sefaretnamesi İlk Sayfa) 231 10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III (Sefaretname Son Sayfa) Kaynakça Akalın, Şehabeddin. “Mehmet Namık Paşa”, Tarih Dergisi, IV, (1952): 127-140. Altundağ, Şinasi. “Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı Esnasında Namık Paşa’nın Yardım Talep Etmek Üzere 1832 Senesinde Memuriyet-i Mahsusa ile Londra’ya Gönderilmesi”, TTK Belleten, VI/23-24, (1942): 229-251. _______, “Namık Paşa’nın Londra Elçiliği”, Tarih Vesikaları, II/12, (1943): 441-451. _______, “Namık Paşa’nın Londra Elçiliği”, Tarih Vesikaları, III/14, (1944): 127-136. _______, “Namık Paşa’nın Londra Elçiliği”, Tarih Vesikaları, III/15, (1949): 200-205. Armaoğlu, Fahir. 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), İstanbul: Timaş, 2014. Beydilli, Kemal. “Sefaret ve Sefâretnâme Hakkında Yeni Bir Değerlendirme”, Osmanlı Araştırmaları Dergisi, XXX, (2007): 9-30. _______, “Sefâretnâme”, DİA, XXXIV, 288-294. Binzouba, Majed M., “Mehmet Namık Paşa’nın Askeri ve Siyasi Hayatı (1804-1892)”, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015. BOA, HAT, No. 372/20392-D. BOA, HAT, No. 46505-37532-37532. Gürsoy, Belkıs Altuniş. “Sefâretnâmeler” Türkler. ed. Hasan Celal Güzel. XII (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002), 582-591. _______, “Türk Modernleşmesinde Sefir ve Sefâretnâmenin Rolü”, Bilig. XXXVI, (2006): 139-165. İBB Atatürk Kitaplığı, Londra Sefâretnâmesi, Muallim Cevdet Bey Yazmaları (MCY), No. K.35. İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, Londra Seyahatnamesi, Ktp. TY, No. 5085. Karal, Enver Ziya, “Mehmet Namık Paşa’nın Hal Tercümesi 1804-1892”, Tarih Vesikaları, II, S. 7, (1942): 220-227. _______, Osmanlı Tarihi, V. Ankara: TTK, 2011. Kılıç, Abdullah. “Namık Paşa”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, II, 348. Korkut, Hasan. “Osmanlı Sefâretnâmeleri Hakkında Yapılan Araştırmalar”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi. I/2, (2003): 491-511. _______, Osmanlı Elçileri Gözüyle Avrupa, İstanbul: Gökkubbe Yayınları, 2018. 232 Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833) Saydam, Abdullah. “Namık Paşa”, DİA, XXXII, 379. Sazak, Samet. “Sefaretnameler Işığında Osmanlı-Rus Münasebetleri (1792-1812)”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016. Sinaplı, Ahmet Nuri. Şeyhül Vüzera, Serasker Mehmet Namık Paşa, İstanbul: Yenilik Basımevi, 1987. Şahin, Esin. “Edebi Bir Tür Olarak Klasik Edebiyatımızda Sefâretnâmeler”, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 33, (2007): 61-68. Unat, Faik Reşit. Osmanlı Sefirleri ve Sefâretnâmeleri, yay. haz. Bekir Sıtkı Baykal, (Ankara: TTK, 2008). Yalçınkaya, Mehmet Alaattin. “Osmanlı Zihniyetindeki Değişimin Göstergesi Olarak Sefâretnâmelerin Kaynak Değeri”. OTAM, 7. (1997): 319-338. _______, “İstanbul–Londra Arasında Karşılıklı Diplomasi: Sir Robert Ainslie ve Yusuf Agâh Efendi’nin Elçilikleri”, Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar, ed. R. Barış Kıbrıs, (İstanbul: Pera Müzesi Yayınları, 2014). ________, The First Permanent Ottoman Embassy In Europe: The Embassy of Yusuf Agah Efendi to London (1793-1797), (ISIS Press, İstanbul, 2010). Yusuf Agah Efendi. Havâdisnâme-i İngiltere, Fatih Millet Kütüphanesi, No. AETrh840. 233