10. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi
Bildiriler Kitabı - III
(İletişim Bilimleri - Mimarlık ve Şehircilik - Tarih)
İstanbul, 2022
İLMİ ETÜDLER DERNEĞİ (İLEM)
Adres: Aziz Mahmut Hüdayi Mah., Türbe Kapısı Sok., No:13, 34672 Üsküdar, İstanbul/Türkiye
Telefon: +90 (216) 310 43 18 • Fax: +90 (216) 310 43 18 • E-Posta: bilgi@ilem.org.tr
Editörler
Talha Erdoğmuş
Binazir Haşimzade
Tashih
Egemen Kurtulmuş
Nurcan Bayram
Rabia Kevser Mumcuoğlu
Zeynep Düzen
Tasarım ve Uygulama
Abdullah Fuad Kılınçlı
Beyza Nur Onurcan
ISBN: 978-605-7824-22-6 (Tk) - 978-605-7824-25-7 (3.c)
Düzenleyen Kurumlar
İlmi Etüdler Derneği | Necmettin Erbakan Üniversitesi | Konya Büyükşehir Belediyesi
Onur Kurulu
Abdulkadir Macit, Doç. Dr., İlmi Etüdler Derneği (İLEM) Yönetim Kurulu Başkanı
Uğur İbrahim Altay, Konya Büyükşehir Belediyesi Başkanı
Cem Zorlu, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü
Düzenleme Kurulu*
Murat Çemrek, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi (Eşbaşkan) | Talha Erdoğmuş, Ar. Gör., Sakarya Üniversitesi (Eşbaşkan) | Ahmet Köroğlu, Dr. Öğr. Üyesi,
İstanbul Üniversitesi | Burak Yuvalı, İlmi Etüdler Derneği (İLEM) | İbrahim Halil Üçer, Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Latif Karagöz, Ar. Gör. Dr., İstanbul
Medeniyet Üniversitesi | Taha Eğri, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Yunus Çolak, Ar. Gör., Kırklareli Üniversitesi | Yusuf Temizcan, İlmi Etüdler Derneği (İLEM)
Sekreterya
Burak Yuvalı, İlmi Etüdler Derneği
*İsme göre alfabetik sırada
Bilim Kurulu*
A. Celil Çakıcı, Prof. Dr., Mersin Üniversitesi | Abdulkadir Baharçiçek, Prof. Dr., İnönü Üniversitesi | Abdulkadir Macit, Doç. Dr., Kocaeli Üniversitesi | Abdullah
Karaman, Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi | Abdülkadir Yıldız, Dr. Öğr. Üyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi | Adem Bölükbaşı, Dr. Öğr. Üyesi, Sakarya Üniversitesi
| Adem Levent, Dr. Öğr. Üyesi, Uludağ Üniversitesi | Ahmet Ayhan Koyuncu, Dr. Öğr. Üyesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi | Ahmet İğdi, Dr. Öğr. Üyesi, Muş
Alparslan Üniversitesi | Ahmet Saban, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi | Ahmet Şimşek, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi | Ahmet Türkan, Doç. Dr., Kütahya
Dumlupınar Üniversitesi | Akif Pamuk, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi | Alev Erkilet, Doç. Dr., İstinye Üniversitesi | Ali Aktan, Prof. Dr., Erciyes Üniversitesi
| Ali Cançelik, Dr. Öğr. Üyesi, Kocaeli Üniversitesi | Ali Meydan, Prof. Dr., Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi | Ali Osman Karaoğlu, Dr. Öğr. Üyesi, Yalova
Üniversitesi | Alparslan Nas, Doç. Dr., Marmara Üniversitesi | Alpay Doğan Yıldız, Prof. Dr., Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi | Alper Aslan, Prof. Dr., Nevşehir
Hacı Bektaş Veli Üniversitesi | Arif Bilgin, Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi | Arif Sarıçoban, Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi | Ayhan Ak, Doç. Dr., Samsun 19 Mayıs
Üniversitesi | Azmi Yalçın, Prof. Dr., Çukurova Üniversitesi | Banu Gürer, Doç. Dr., Marmara Üniversitesi | Bekir Buluç, Prof. Dr., Gazi Üniversitesi | Berat Açıl,
Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Betül Sinan Nizam, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Şehir Üniversitesi | Bilal Kemikli, Prof. Dr., Uludağ Üniversitesi | Bilgehan
Atsız, Prof. Dr., Kırıkkale Üniversitesi | Bilgin Güngör, Dr, Öğr. Üyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Birol Bulut, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi
| Bünyamin Bezci, Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi | Canan Özge Eğri, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Cemil Osmanoğlu, Doç. Dr., Erciyes Üniversitesi |
Cemil Öztürk, Prof. Dr., Marmara Üniversitesi | Cengiz Dönmez, Prof. Dr., Gazi Üniversitesi | Ercan Alkan, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi | Ercan Şen,
Dr. Öğr. Üyesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi | Erdoğan Gavcar, Prof. Dr., Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi | Eren Yürüdür, Prof. Dr., Gaziosmanpaşa Üniversitesi
| Erhan Tecim, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi | Erol Yıldırım, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Medipol Üniversitesi | Ertan Özensel, Prof. Dr., Nevşehir Hacı
Bektaş Veli Üniversitesi | Ertuğrul Ökten, Doç. Dr., İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi | Faruk Taşçı, Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi | Faruk Yaslıçimen, Dr. Öğr. Üyesi,
İbn Haldun Üniversitesi | Fatih Savaşan, Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi | Fatih Yiğit, Dr. Öğr. Üyesi, Medeniyet Üniversitesi | Ferruh Ağca, Prof. Dr., Eskişehir
Osmangazi Üniversitesi | Furkan Yıldız, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Gökhan Bozbaş, Dr. Öğr. Üyesi, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi | Gökhan
Tuncel, Doç. Dr., İnönü Üniversitesi | H. Asena Demirer, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Gelişim Üniversitesi | Hakan Hemşinli, Dr. Öğr. Üyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
| Haluk Alkan, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi | Haluk Songur, Prof. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi | Hamdi Çilingir, Dr. Öğr. Üyesi, Sakarya Üniversitesi
| Handan Deveci, Prof. Dr., Anadolu Üniversitesi | Hasan Bahar, Prof. Dr., Selçuk Üniversitesi | Hayrettin Nebi Güdekli, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi |
İbrahim Halil Üçer, Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | İbrahim Tüzer, Prof. Dr., Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi | İhsan Fazlıoğlu, Prof. Dr., İstanbul
Medeniyet Üniversitesi | İsa Korkmaz, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi | İsmail Aydoğuş, Prof. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi | İsmail Taş, Dr. Öğr.
Üyesi, Karabük Üniversitesi | Kadir Ulusoy, Prof. Dr., Mersin Üniversitesi | Kamuran Gökdağ, Dr. Öğr. Üyesi, Mardin Artuklu Üniversitesi | Levent Çıtak, Prof.
Dr., Erciyes Üniversitesi | Lütfi Sunar, Prof. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Mahmut Bilen, Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi | Mahmut Hakkı Akın, Prof. Dr.,
İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Mehmet Alıcı, Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi | Mehmet Cüneyt Kaya, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi | Mehmet Güneş, Doç. Dr.,
Marmara Üniversitesi | Mehmet Özturan, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi | Mehmet Selim Ayday, Dr. Öğr. Üyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi |
Mesut Aytekin, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Üniversitesi | Muhammed Göçgün, Dr. Öğr. Üyesi, İbn Haldun Üniversitesi | Muhammed Hüseyin Mercan, Dr. Öğr. Üyesi,
Marmara Üniversitesi | Muhammed Veysel Bilici, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Muhsin Kar, Prof. Dr., Niğde Ömer Halİsdemir Üniversitesi | Murat
Çemrek, Prof. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi | Murat Kacıroğlu, Prof. Dr., Erzurum Teknik Üniversitesi | Musa Öztürk, Doç. Dr., Ankara Yıldırım Beyazıt
Üniversitesi | Mustafa Cüneyt Özşahin, Dr. Öğr. Üyesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi | Mustafa Kömürcüoğlu, Dr. Öğr. Üyesi, Sakarya Üniversitesi | Mustafa
Tekin, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi | Necati Anaz, Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi | Necmettin Kızılkaya, Doç. Dr., İstanbul Üniversitesi | Nihat Erdoğmuş, Prof.
Dr., Yıldız Teknik Üniversitesi | Osman Çalışkan, Dr. Öğr. Üyesi, Pamukkale Üniversitesi | Osman Samancı, Prof. Dr., Atatürk Üniversitesi | Osman Yılmaz, Dr.
Öğr. Üyesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi | Ömer Türker, Prof. Dr., Marmara Üniversitesi | Rahim Acar, Prof.Dr., Marmara Üniversitesi | Rahile Kızılkaya
Yılmaz, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi | Ramazan Turgut, Dr. Öğr. Üyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi | Serhan Afacan, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Medeniyet
Üniversitesi | Serhat Anıktar, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi | Süleyman Güder, Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Üniversitesi | Şefika Gülin Beyhan,
Prof.Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi | Taha Eğri, Dr. Öğr. Üyesi, Kırklareli Üniversitesi | Turgut Akyüz, Dr. Öğr. Üyesi, Erzincan Üniversitesi | Ümran Ay, Doç.
Dr., Marmara Üniversitesi | Yunus Kaplan, Doç. Dr., Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi | Yunus Kaya, Prof. Dr., İstanbul Üniversitesi | Yusuf Alpaydın, Doç. Dr.,
Marmara Üniversitesi | Yusuf Sayın, Doç. Dr., Necmettin Erbakan Üniversitesi | Yusuf Ziya Gökçek, Dr. Öğr. Üyesi, Marmara Üniversitesi | Ziya Polat, Doç. Dr.,
Mardin Artuklu Üniversitesi
*İsme göre alfabetik sırada
Organizasyon sürecinde destekleri için
Meryem Beyza Gümüşsoy, Rümeysa Altındiş, Sümeyye Cinisli ve Şeyda Karabatak’a teşekkür ederiz.
3
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
4
İlmi Etüdler Derneği (İLEM)
2002 yılında kurulan İlmi Etüdler Derneği, geleneğin birikiminden yeni bir düşüncenin inşasına fikrini paylaşan ilim insanlarının yetişmesine zemin oluşturacak ve insanlığın sorunlarına
çözüm üretecek çalışmalar gerçekleştirme gayretindedir.
İLEM, düşünce dünyamızda müspet gelişmelere yol açabilmesi için akademik çalışmanın mahiyet ve gayesi üzerine yeniden düşünmenin gerekliliğine inanmakta ve ilmi çalışmalarını bu
yönde şekillendirmektedir. Bu kapsamda kurulduğu günden bugüne lİsans ve lİsansüstü düzeyde çalışmalar yürüten araştırmacılara yönelik akademik çalışmalar gerçekleştirilmektedir.
Lİsans düzeyindeki katılımcılara medeniyetimizin kadim birikimi ve düşünce mirası yanında
çağdaş dünyayı da tanımalarını sağlayan ve onlara bu yönde perspektif katan üç kademeden
müteşekkil İLEM Eğitim Programı uygulanmaktadır. Bu eğitimle gençlere düşünme, analiz
etme ve yöntem becerileri kazandırılarak ilmi üretkenlikleri artırılmakta ve akademik hayata
hazırlanmaktadırlar. Bu programın yanında lİsansüstü düzeydeki araştırmacıların İstifade ettiği ve kendi çalışma alanlarında derinleşmelerine imkân sunan; bünyesinde çeşitli seminer,
okuma grupları, sunum ve atölye çalışmalarını barındıran İLEM Çalışma Merkezleri faaliyetleri yürütülmektedir. Bilgiye ulaşma, bilgiyi bir değerler sİstemi etrafında üretme ve paylaşma
gibi temel kaygılar programın temel çerçevesini belirlemektedir. İhtİsas programı ile özellikle
sosyal bilimler alanındaki konuların kuşatıcı, külli bir perspektif ve özgün alternatifler sunacak
şekilde çalışılması hedeflenmektedir. Yine lİsansüstü düzeyinde verilen akademik eğitimlerle
katılımcıların bilimsel araştırma yöntemlerine vakıf olmaları ve akademik dİsiplini özümseyerek düşünce üretmelerine imkân sağlanmaktadır. İLEM, akademik/dİsipliner hususların yanında çeşitli toplumsal meselelere özgün bir yaklaşımla bakmak ve bu İstikamette alternatif
çözümler üretmek gayesiyle çeşitli konu başlıkları altında ulusal ve uluslararası kongreler, yaz
okulları, konferanslar, paneller, anma toplantıları ve seminerler düzenleyerek kamuoyunun
İstifadesine sunmaktadır. Bu çerçevede, yürüttüğü çeşitli düzeydeki faaliyetlerin çıktılarını ve
diğer akademik çalışmalarını yayına (kitap, dergi, rapor vs.) dönüştürmektedir. Bu kapsamda
hakemli akademik dergiler olan ve ESCI başta olmak üzere uluslararası indekslerce taranan
“İnsan ve Toplum” ve “Nazariyat İslam Felsefe ve Bilim Tarihi Araştırmaları Dergİsi” yayımlanmaktadır. Bunların yanı sıra “İslam Ahlak Projesi”, “İslam Düşünce Atlası”, “İslamcı Dergiler Projesi” ve “İslam Siyaset Düşüncesi Projesi” gibi araştırma ve yayın projeleriyle ilmi geleneğimizi
anlamaya yardımcı, geçmişimize ışık tutarak günümüzü anlamlandıracak ve böylelikle geleceğimize şekil verecek çalışmalarına da devam etmektedir.
5
SUNUŞ
Lİsansüstü eğitim düzeyinde araştırmacılar, bilginin eleştirİsi ve yeniden üretiminin gerçekleştirildiği bir sürecin parçası haline gelmektedir. Bu aşamada araştırmacı, üniversiteler aracılığıyla bilgiye ulaşma yetİsinin kazanıldığı ve bilgi üretim süreçlerine katılımın başlangıç
adımı olarak görülen lİsans düzeyinin ötesine geçmektedir. 10. yılını geride bırakan Türkiye
Lİsansüstü Çalışmalar Kongresi (TLÇK), genç araştırmacıların bu dönüşüm sürecinde kamuoyu ile temasını mümkün kılan önemli akademik etkinlikler arasında kendİsine yer bulmuştur.
Lİsansüstü çalışmalar bağlamında, sosyal bilimlerdeki farklı dİsiplinler arasında yaşanan irtibat sorunlarının çözüme kavuşturularak yeni bir zemin oluşturulması güncelliğini sürdüren
bir ihtiyaçtır. Türkiye’de akademik çalışma yürüten genç araştırmacılara yönelik ulusal bir
kongre olarak TLÇK, sosyal bilimler alanında dİsiplinler arası çalışmaları teşvik etme ve nitelikli, özgün akademik üretime katkı sağlama hedeflerini kendİsine gaye edinmiştir. Ayrıca
TLÇK, genç akademİsyenlere çok yönlü iletişim ve tecrübe aktarımı imkânı sunarak lİsansüstü çalışmaların niteliğini artırmayı ve bilim dünyasına kazandırılmasını amaçlamaktadır.
Türkiye’de yaşanan özgün akademik üretim sorununu aşmak için dİsiplinler arası yaklaşımları teşvik ederek ortak dil ve yöntem geliştirilmesine imkân sağlamaktadır.
“Genç Akademİsyenler Buluşması” adıyla 2007-2011 yılları arasında gerçekleşen bir dizi
akademik gayretin mirasını devralan TLÇK, ilk defa 2012 yılında Türkiye’nin farklı üniversitelerinden genç akademİsyenleri Konya’da bir araya getirmiştir. Yıllar içinde sırasıyla Bursa, Sakarya, Kütahya, Isparta, Muş, Burdur, Malatya illerine mİsafir olan Türkiye Lİsansüstü
Çalışmalar Kongresi 10. yılında, 3-6 Kasım 2021 tarihleri arasında Konya Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle İlmi Etüdler Derneği, Necmettin Erbakan Üniversitesi iş birliğinde
yeniden Konya’da gerçekleştirildi.
Kongrede, 120’nin üstünde farklı üniversite ve kurumdan yapılan 650’tan fazla başvuru içerİsinden bilim kurulu tarafından seçilen bildiriler bu kitaba dahil edildi. Edebiyat, Eğitim,
Felsefe, Hukuk, İktİsat, İlahiyat, İletişim, Mimarlık & Şehircilik, Psikoloji, Sanat, Siyaset Bilimi,
7
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
Sosyal Politikalar, Sosyoloji, Tarih ve Uluslararası İlişkiler dİsiplinlerinde bildiriler yer almaktadır. 10. TLÇK Bildiriler Kitabı, kongreye kabul edilen tebliğlerden hazırlanmış kapsamlı bir
derlemedir. Kongreye kabul edilen 68 bildiri kongre sonrasında hakemlik ve editörlük süreçlerinden geçirilerek 5 ciltlik bir kitapta toplanmıştır. Elinizdeki bu cilt, kongre kapsamında Felsefe, Hukuk ve İktİsat alanlarında sunulan 18 bildiriden oluşmaktadır.
10. Türkiye Lİsansüstü Çalışmalar Kongresi’nin gerçekleştirilmesi için başından beri yoğun
çaba sarf eden Sayın Rektör Prof. Dr. Cem Zorlu şahsında Necmettin Erbakan Üniversitesi’ne,
Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay şahsında Konya Büyükşehir Belediyesi’ne ve İLEM’in kıymetli mensuplarına içtenlikle teşekkür ederiz. Ayrıca, bildirilerin kabul ve
değerlendirme sürecinde katkılarını bizden esirgemeyen bilim kurulu üyelerine müteşekkiriz. Kuşkusuz, en büyük teşekkür çalışmalarıyla kongreye ve bu kitaba katkı veren genç akademİsyenleredir. Kongre sonuçlarının yer aldığı bu çalışmanın akademik camiaya özgün katkılar sunmasını, lİsans ve lİsansüstü çalışmalarına kaynak teşkil etmesini temenni ediyoruz.
Talha Erdoğmuş & Binazir Haşimzade
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmalar Kongresi Bildiriler Kitabı Editörleri
8
İÇİNDEKİLER
İLETİŞİM BİLİMLERİ
Eda İleriok
Göstergebilim Yönteminin Reklam Analizinde Kullanılması ve Manipülasyona Etkisi ............................................................................................... 13
Esra Nazlı
Türkiye’nin Dönemsel Değişimleri ile Değişen Ekran Yüzü “Kuran’ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışması Örneği”.....................................................35
Gül Nihal TÜRKMEN
Dr. Öğr. Üyesi Tamer KAVURAN
Teknoloji Bağımlılığı ve Bağımlılığın Tükettiği Kimlikler ..................................................................................................................................................49
Özlem Örçen
Güncel Sanatta Yemeğin Görünümleri ...................................................................................................................................................................................65
MİMARLIK & ŞEHİRCİLİK
Evrim Solhan
Hasan Fathy Mimarlığının Modernizm Eleştirisinin Malzeme Üzerinden Değerlendirilmesi .....................................................................................89
Zehra Namlı
Bölgesel Kalkınma Ajanslarının Sosyo-Ekonomik Kalkınmaya Olan Etkileri:
Doğu Marmara Kalkınma Ajansı ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı Örneği ................................................................................................................105
9
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
TARİH
Büşra Yıldırım
Sadâret Mektubî Kalemi Mühimme Odası.............................................................................................................................................................................131
İmam Bal
Emevî Devleti Halifelerinin Dinî ve Tabiî İlimlere Olan Yaklaşımı Üzerine Genel Bir Bakış ....................................................................................145
Kübra Karaköz
Eski Mezopotamya İnancında Metamorfoz Arketipi ve Tanrısal Dönüşümler............................................................................................................. 167
Nurcan Gül Arslan
Sultan Melikü’z-Zâhir Berkuk Döneminde Sır Kâtipliği Görevi ....................................................................................................................................... 187
Samet Sazak
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833).................................................................................................................... 207
Şeyma Deniz
Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi’nde Önemli Bir İlim Adamı: Molla Yegân ................................................................................................................ 235
10
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
Mehmet Namık Paşa’nın
Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi
(1832-1833)
Samet Sazak*
Öz: Mehmet Namık Paşa (1804-1892) XIX. yüzyıl Osmanlı Devleti bürokrasisinde siyasi, idari ve askeri alanlarda
mühim görevler icra eden önemli devlet adamlarından biridir. Enderûn mektebinde tahsile başlayan Mehmet
Namık 1821’de oluşturulan Tercüme Odası’nda aldığı yabancı lisan eğitimleriyle öne çıkmıştır. Namık Efendi, askeri ıslahatları için Fransızca ve İngilizceden Türkçeye yapmış olduğu başarılı çevirileri ile ilmiyeden askeriyeye
II. Mahmut’un emriyle Alay Emini olarak geçiş yapmıştır. Uzun hayatı boyunca sadakatle birçok idari ve askeri
görev yapan Namık Paşa Devlet-i Aliyye’nin tüm coğrafyasında sefirlikler, valilikler, nâzırlıklar ve ordu müşirlikleri
olmak üzere çeşitli görevler yapmıştır. Namık Paşa, Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isyanı sebebiyle Osmanlı lehine destek sağlamak amacıyla 1832-1834 yılları arasında Londra’ya ilki ‘muvakkat’ ikincisi ‘mukim’ olmak üzere
iki kez elçilik görevine tayin edilmiştir. İlk elçiliği sonrası “Londra Takrirleri” adıyla bilinen sefâretnâmesi ikinci
elçiliği sonrası ise “seyahatnamesi” mevcuttur. Namık Paşa’nın bu iki eseri zamanla birbirinin yerine geçmiş ve
karıştırılmıştır. İncelemelerimiz sonucunda Londra sefâretnâmesinin İstanbul Atatürk Kitaplığı’nda Londra seyahatnamesinin ise İstanbul Nadir Eserleri Kütüphanesi’nde olduğu tespit edilmiştir. Londra sefâretnâmesi yaklaşık
bir buçuk yıl süren görevi boyunca Paşa'nın diğer ülkelerin kralları ve devlet adamları ile görüşmelerini ayrıca
bu görüşmeler neticesinde kaydettiği siyasi raporlarını ihtiva etmektedir. Bu çalışmanın konusu Namık Paşa’nın
Londra elçiliği sonrası oluşturulan ve yazma halinde bulunan Londra takrirleri adlı eserinin dönemin siyasi olayları
ışığında detaylı incelenmesidir. Paşa hakkında şimdiye kadar biyografik çalışmalar yapılsa da Londra sefâretnâmesi tahlil edilerek tam anlamıyla gün yüzüne çıkarılmamıştır. Sefâretnâmede yer alan otuz civarı raporun değerlendirilmesi ve birincil kaynak olarak önemi haiz bu sefâretnâmenin tanıtılması çalışmanın hedefleri arasındadır.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Mehmet Namık Paşa, Londra, Takrir, Sefâretnâme, Seyahatname.
Giriş
İstanbul’da dünyaya gelen Mehmet Namık Paşa, babasının Enderun hocalarından olması
hasebiyle küçük yaştan itibaren eğitimini muntazam şekilde almıştır. Tercüme Odası’nda
hocası Yahya Efendi’den almış olduğu Fransızca ve İngilizce lisanları eğitimi ile ıslahatlar
için gerekli metinleri çevirmeye başlamıştır. Namık Paşa yapmış olduğu çeviriler ve öncüsü
*
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Tarihi ve Sanatları, Doktora Programı.
İletişim: samet.sazak@marmara.edu.tr
207
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
olduğu bazı yenilikler sayesinde Bâbıâli memurları içinde giderek saygın bir hale gelmiştir.
Namık Paşa mültezim olarak göreve başlamasıyla birlikte kendisini II. Mahmut dönemi modernleşme çabalarının içinde bulmuştur.
Osmanlı Devleti ıslahatları içerisinde malum olduğu üzere II. Mahmut dönemi özel bir öneme sahiptir. Köklü değişiklikler ve yeni kurumların ihdası sonucunda Tanzimat Fermanı’nın
ilanı devletin en önemli modernleşme adımları olarak görülmüştür. Osmanlı Devleti’ni II.
Mahmut döneminde siyasi olarak en çok uğraştıran mesele bilindiği gibi Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isyanıdır. Mehmet Ali Paşa yapmış olduğu savaşlarla ilerlemesini sürdürmüş ve kısa sürede tüm Avrupa’nın en önemli gündemi haline gelmişti. Bâbıâli bu meselenin halli için Avrupa devletleri ile iş birliği yoluna gitmiş ve bunun için ilgili devletlerde bir
elçinin görevlendirilmesi mecbur hale gelmişti. Yapılan müzakereler sonucunda Mehmet
Namık Paşa maharetli ve yabancı lisan bilen bir kişi olduğundan iş bu memuriyete münasip
görülmüştü.
Mehmet Namık Paşa 1832 ve 1834 yıllarında elçi olarak iki defa İngiltere devletine görevlendirilmiştir. Namık Paşa’nın bu elçilikleri sonrası iki eseri bulunmaktadır. Birincisi ilk elçiliği
sonrası hazırlanan Londra Takrirleri (Sefâretnâme)1 ikincisi ise ikinci elçiliği sonrası hazırlanan Londra seyahatnamesidir.2 Elçilik görevi sonrası kaleme alınan bu iki eser birbirleriyle günümüz araştırmacıları tarafından karıştırılmıştır. Takrir formunda bir sefâretnâme
olan eser ile Londra şehrinin genel olarak idaresi ve fenni ile alakalı bilgileri seyahatname
şeklinde derlenen eseri birbirinden tamamen farklıdır. Bu çalışmada bahsi geçen karışıklık
çözüldükten sonra Namık Paşa’nın Londra takrirleri devrin olayları ışığında incelenecektir.
Çalışmanın ilk kısmında Namık Paşa’nın hayatı kısaca aktarıldıktan sonra Birinci Londra elçiliği Londra sefâretnâmesi kaynaklığında ele alınacaktır. Çalışmanın ikinci bölümünde ise
Londra sefâretnâmesi detaylarıyla birlikte tanıtılacaktır. Bu bölümün sonunda verilen tabloda sefâretnâmedeki belgelerin sayısı ve belgelerin bulunduğu varak numaraları gösterilmiştir. Ayrıca sefâretnâmede yer alan belgelerin hicri ve miladi olarak tarihleri ile belgelerin
kısa özeti bu tabloda verilmiştir. Bu sayede Mehmet Namık Paşa’nın Londra elçiliği ve elçilik
sonrası eseri olan Londra sefâretnâmesi detaylı bir şekilde incelenmiş olacaktır.
Mehmet Namık Paşa ve Londra Muvakkat Elçiliği (1832-1833)
XIX. yüzyıl Osmanlı bürokrasisi içerisinde birçok mümtaz şahsiyeti barındırmaktadır. Bu devlet adamlarının en seçkinlerinden birisi uzun sayılabilecek bir yaşama sahip olan Mehmet
Namık Paşa’dır. İstanbul’da 1804 yılında dünyaya gelen Paşa 1892 yılında İstanbul Kabataş’ta
1
İBB Atatürk Kitaplığı, Londra Sefâretnâmesi, Muallim Cevdet Bey Yazmaları (MCY), No. K.35.
2
İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, Londra Seyahatnamesi, Ktp. TY, No. 5085.
208
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
bulunan meşhur konağında vefat etmiştir. İstanbul Karacaahmet mezarlığında metfun olan
Namık Paşa Devlet-i Aliyye’nin birçok coğrafyasında çeşitli görevler yapmıştır. Mehmet Namık, Dîvân-ı Hümâyun hocalarından aslen Konyalı Halil Ramiz Efendi’nin oğlu olması sebebiyle eğitimini Enderun’da tamamlamıştır. İlmiye kaleminde mülazım olarak on dört yaşında
ilk görevine başlayan Namık Efendi Tercüme Odası’nda aldığı yabancı lisan eğitimi sayesinde kısa sürede yükselmiştir. Askeri ıslahatların tamamlanabilmesi için Fransızca ve İngilizce
dilinden yapmış olduğu çevirilerin başarılı bulunması üzerine II. Mahmut tarafından ilmiye
sınıfından askeriyeye “Alay Emini” (1827) rütbesiyle geçirilmiştir. Devlet memuriyetine tercüman olarak başlayan Mehmet Namık, Sefirlik, Müşirlik, Valilik, Seraskerlik ve Nazırlıklar gibi
en üst düzey görevleri başarıyla yapmıştır. Osmanlı padişahlarından II. Mahmut, I. Abdülmecit, I. Abdülaziz ve II. Abdülhamit dönemlerinde uzun yıllar önemli olayların içerisinde olmuştur. Vak‘a-i Hayriyye, Tanzimat Fermanı, Kânûn-ı Esâsî, I. ve II. Meşrutiyetler gibi Osmanlı
tarihinde mihenk taşı olmuş gelişmelerde rol oynamıştır. Bütün bu görevleri siyasi açıdan
zor koşullarda tamamlayan Namık Paşa Londra elçilik memuriyetleri, Hicaz-Irak Ordu müşirliği, Bağdat valilikleri, Seraskerlik ve Meclisi Ayan üyeliği ile öne çıkmıştır.3
Mehmet Namık Paşa ilki 1832 (h.1248) ikincisi 1834 (h. 1250) tarihli olmak üzere iki defa
Londra elçilik memuriyetiyle görevlendirilmiştir. Paşa’nın iki yıl gibi kısa bir sürede iki defa
bu memuriyete atanmasına vesile olan en belirgin özelliği İngiliz diline yatkınlığının yanı
sıra maharetli ve dirayetli bir kişi olmasıdır. Mehmet Namık Paşa’nın Londra elçiliği görevine
atanmasına sebep olan olayları kısaca aktarmak yerinde olacaktır.
Mehmet Namık Paşa’nın elçi olarak görevlendirilmesinin sebebi Mısır meselesinden dolayı
zor durumda olan Bâbıâli’nin İngiltere’den destek bulmak arzusudur. Mısır valisi Mehmet Ali
Paşa isyanı Osmanlı Devleti’ni II. Mahmut döneminde en çok uğraştıran mesele olmuştur.
Kavalalı Mehmet Ali, Fransızların meşhur Kralı Napolyon’un Mısır’ı ele geçirilmesi sonrasında
görevlendirilen Osmanlı ordusu bünyesinde Mısır’a giriş yapmıştır. Fransız ordusu ile yapılan
savaşlarda öne çıkan Kavalalı, Osmanlı valisi Hüsrev Paşa tarafından orduda yüksek rütbelere
çıkarılmıştır. Fransızlardan sonra İngilizlerin de Mısır’a çıkarma yapması ile zor dönemlerden
geçen Bâbıâli diplomasi ve savaşlar neticesinde Mısır’ı elinde tutabilmişti. Kavalalı Mehmet
Ali Paşa ise bu dönemde rakiplerini bertaraf ederek 1805 yılında Osmanlı Valisi olmuştur.4
Hârici ve dâhili imkanları sonuna kadar kullanarak Mısır’da adeta bir reform gerçekleştiren Kavalalı, Hicaz’da Vehhâbî (1818), Kıbrıs ve Girit’te Rum isyanlarını bastırmada merkezi devlete yardımcı olmuştur. Söz konusu süreçte yeni bir yapılanma içinde olan Osmanlı
3
Abdullah Saydam,“Namık Paşa”, DİA, XXXII, 379; Abdullah Kılıç,“Namık Paşa”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, II, 348; Ahmet Nuri Sinaplı, ŞeyhülVüzera, Serasker Mehmet Namık Paşa, İstanbul:Yenilik Basımevi, 1987,
12-16; Enver Ziya Karal, “Mehmet Namık Paşa’nın Hal Tercümesi 1804-1892”, Tarih Vesikaları, II/7, (1942): 220-226.
4
Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), İstanbul: Timaş, 2014, 190-194.
209
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
Devleti Yeniçeri ocağını kaldırmıştı. Yeni kurulan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ordusu
ise tam teşekküllü ortaya çıkmamıştı.5 1821 tarihinde başlayan Yunan ayaklanması ve Mora
isyanları Osmanlı’yı zor duruma sokmuştu. Bâbıâli Mehmet Ali Paşa’dan Mora isyanını bastırmak için yardım istemiş ve yeni tanzim edilen Mısır ordusu bu önemli fırsatı iyi değerlendirmişti. Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa komutanlığında hazırlanan ordu kısa
zamanda isyanı bastırarak Akdeniz’de hâkim bir hale gelmişti. İngiltere Akdeniz’de güçlü
bir Mısır valisinin bulunmasını istemiyordu. Bunun üzerine harekete geçen İngiltere, Fransa
ve Rusya ile birliktelik kurarak Mehmet Ali Paşa ordusu ve Osmanlı donanmasının Mora’yı
terk etmesini istemişti. Oluşan ittifak devletlerinin barış yollu mütareke isteğini geri çeviren
Bâbıâli 20 Ekim 1827 tarihinde Navarin’de donanmasının imha edilmesiyle denizlerde de
gücü tükenmişti. Donanmanın yok edilmesiyle gidişatın kötü olacağını anlayan Mehmet
Ali Paşa’da Bâbıâli’nin haberi olmadan mütareke imzalayarak ordusunu geri çekti. Mehmet
Ali Paşa Mora seferindeki başarılarından ve uğradığı zararlardan dolayı Suriye’nin kendisine
verilmesini istedi. Bâbıâli buna ciddi şekilde karşı çıktı. Çünkü Mehmet Ali Paşa’nın Suriye’yi
ele geçirmesi Anadolu için tehlike oluşturacaktı.6
Bu süreçte batıda olduğu kadar Müslüman dünyada da adını duyuran Mehmet Ali Paşa merkezi devletten neredeyse daha güçlü bir hale gelmişti. 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşlarında
padişahın emrine rağmen yardıma gelmeyen ve Mora isyanını bastırmasının ödülü olarak
Suriye Valiliği isteyen Mehmet Ali Paşa hiç olmadığı kadar tehlikeli bir hale gelmişti. Avrupa’da yaşanan karmaşa ve Osmanlı’nın içinde bulunduğu kaos sebebiyle Fransızlar Osmanlıya tabi Cezayir’i 1830 yılında işgal etmişti. Mısır’da devletin başına büyük bir gaile olarak
ortaya çıkan Mehmet Ali Paşa’nın durdurulamaz ilerleyişi Bâbıâli’yi Avrupa’nın desteğine
muhtaç hale getirmişti. Bâbıâli Suriye üzerinde emelleri olan ve harekete geçen Mehmet Ali
Paşa’nın ciddi bir tehlike oluşturacağını anladığından batılı devletlerden yardım alarak sorunu çözme yoluna gitti. Fransızların Cezayir’i işgali ve Rusların her fırsatta Osmanlı aleyhine
saldırgan tutumu Bâbıâlî’yi o dönemde bu iki ülkenin rakibi sayılabilecek İngiltere’ye yöneltmişti. II. Mahmut, İngilizlerin İstanbul elçisi Stanford Canning ile Ağustos 1832 tarihinde bir
görüşme gerçekleştirdi. Osmanlı Sultanı, Mehmet Ali Paşa olayından kurtulmak için Avrupa’dan özellikle İngiltere’den destek beklediğini İngiliz elçiye söyledi.7 İngilizler Fransızların
Cezayir’i işgalinden ve Rusların Avusturya ile iş yaparak bölgede gücünü artırmasından dolayı rahatsızdı. Serasker Hüsrev Paşa, Müşir Ahmet Fevzi Paşa ve Kaymakam Paşa’nın tetkiki
ile İngiltere’den yardım alınması hususunda padişah onayıyla bir karar alındı.8
5
Şinasi Altundağ, “Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı Esnasında Namık Paşa’nın Yardım Talep Etmek Üzere 1832
Senesinde Memuriyet-i Mahsusa ile Londra’ya Gönderilmesi”, TTK Belleten, VI/23-24, (1942): 229-251.
6
Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, V. Ankara: TTK, 2011, 115-118.
7
Majed M. Binzouba, “Mehmet Namık Paşa’nın Askeri ve Siyasi Hayatı (1804-1892)”, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015, 13.
8
Şinasi Altundağ, “Namık Paşa’nın Londra Elçiliği”, Tarih Vesikaları, II/12, (1943): 441-443.
210
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
Bâbıâli’nin muhasebe ve müzakereleri sonrası Mehmet Namık Paşa Hususi elçi olarak Piyade
Asâkir-i Hâssa-i Şahâne Feriki unvanıyla uzunca süre üzerinde düşünülmüş bir talimatname
ve İngiltere kralına ulaştırılmak üzere bir nâme-i hümâyunla Londra elçiliğine görevlendirildi. Talimatnameden anlaşıldığı üzere Namık Paşa’nın görevi Mehmet Ali Paşa olayında
İngiltere’nin desteğini sağlamaktı. Bunun için donanmanın önemine dikkat çeken talimatta
15 adet geminin ivedilikle devlete kazandırılması isteniyordu. Devlet-i Aliyye’nin bu gemilerin borcunu ödemeye muktedir olduğunun bildirilmesi ve denizlerde Mısır’a yaptırımlar
uygulanması isteniyordu. Gemilerin İngiltere tarafından verilmemesi durumunda Namık
Paşa’nın kesinlikle eli boş dönmemesi en azından gemi mühendisi, profesyonel topçu, ofiçiyal ve gabyar tedarikini sağlaması isteniyordu. Bütün uğraşlara rağmen Devlet-i Aliyye
lehine bir donanma tedariki sağlanamazsa en azından Mısır ordusunun ve donanmasının
imha edilmesine dair yardımda bulunulması talep edilecekti. Ayrıca Yunanların bağımsızlığını kazanması sonrası bazı sınır meseleleri halen çözülmemişti. Bu meselelerin çözümü
de talimatnamede yer almaktaydı. Son madde de ise Fransızların Cezayir’i haksız gaspı ve
Fransızların Cezayir’den biran evvel çıkarılması hususu öne çıkmaktaydı.9
Namık Paşa acil bir şekilde İstanbul’daki çalışmalarını ve hazırlıklarını tamamlayarak 1832
Ekim ayının sonlarında yola çıktı. Kara yolu üzerinden bu yolculuk esasen sadece Londra’ya yapılmamıştı. Güzergâh üzerinde bulunan Avusturya ve Fransa ülkelerinde kral ve
bakanlarla görüşmeler planlanmıştı. Zira Mehmet Ali Paşa vakasından bir an önce kurtulmak isteyen Bâbıâli diğer devletlerin isyankâr Vali hakkında düşüncelerini merak ediyor ve
kendisine destek sağlamayı umuyordu. Namık Paşa ve elçilik heyeti 8 Ekim’de Belgrad’a
ulaşmışlardı.10 Heyet mûtâd olduğu üzere 15 Kasım’da Zemun şehrinde karantinaya girmişti. Namık Paşa’nın sefâretnâme raporlarından anlaşıldığı üzere ilk siyasi görüşmesi Avusturya devleti Başvekili Prens Metternich ile Zemun yakınlarında olmuştur.11 Ayrıca burada
bir silah fabrikası gezdiğini aktaran Paşa biri Nemçe birisi İngiliz usulü olmak üzere iki adet
tüfeği numûne olmak üzere İstanbul’a göndermiştir.12 Karantina süresinin on gün sürdüğünü haber veren13 Namık Paşa 27 Kasım’da Viyana’ya ulaşmıştır. Namık Paşa Viyana’da ilk
olarak Prens Metternich’in evinde özel bir görüşme yapmıştır. Metternich Mehmet Ali Paşa
olayında isyankâr valinin affedilerek olayın sulh yolu ile çözülmesinin daha uygun olacağını
ifade etmiştir. Namık Paşa ise Mehmet Ali Paşa’nın artık affının katiyetle mümkün olmadığını isyankâr valinin girişimlerini durdurmaya yanaşmadığını aktarmıştır. Metternich, Osmanlı
9
BOA, HAT., No. 46505-37532-37532; Şinasi Altundağ, “Namık Paşa’nın Londra Elçiliği”, 443-445.
10 MCY, No. K.35, v. 1b-2a.
11 MCY, No. K.35, v. 2a-2b.
12 MCY, No. K.35, v. 2b-3a.
13 MCY, No. K.35, v. 3a.
211
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
ordusunun zor durumda olduğunu bu sebeple her ne şartta olursa sulh yolunun denenmesini söylemiştir. Namık Paşa ise Osmanlı askeriyesi hakkında tafsilatlı bilgi vererek Arnavut
ve Boşnak bölgelerinden oluşturulan birliklerin Dersaadet’e ulaştığını ilave etmiştir.14
Viyana’da temaslarına devam eden Namık Paşa yaklaşık 10 gün sonra Avusturya Kralı I.
Franz ile görüşmüştür. Avusturya kralı görüşmede Sultan II. Mahmut ile dost olduğunu
ve Mehmet Ali Paşa sorununun bir an önce çözülmesi gerektiğini belirtmiştir. Donanması
olması durumunda Sultan’a direkt olarak yardım etmeyi istediğini belirten Kral imkanının
olmaması nedeniyle yardımcı olamayacağını söylemiştir.15
Viyana temasları bittikten sonra Paris’e 8 Aralık’ta ulaşan Namık Paşa burada Fransa Başvekili, Umuru Ecnebiyye Nazırı ve Fransa Kralı Louis-Philipe ile görüşme yapmıştır. Bu görüşmelerde Namık Paşa, Fransa’dan gemi talebinde bulunmadığını ifade ederek diplomatik olarak Bâbıâli yanında yer almalarını istemiştir. Mehmet Ali Paşa’nın donanmasında kullanılan
birçok savaş malzemesinin Fransa’dan gittiği biliniyordu. Bu hususta Namık Paşa Başvekil
ve Kral ile görüşmelerinde bunun engellenmesini istemiştir. Fransa Kralı elinden gelen yardımı yapacağına dair sözler vermiştir.16 Talimatnameden anlaşıldığı üzere Paşa’nın önemli
görevlerinden birisi Mehmet Ali Paşa aleyhinde haberler yaptırılması idi. Paris’te Jovannet
isimli gazeteci ve tercüman olan bir şahsa 100 Napolyon altını veren Namık Paşa, Paris gazetelerinde bu haberleri yaptırmıştı. Namık Paşa ayrıca Paris’te Rus elçi Pozzo di Borgo ile
görüşmüştür.17
Paris’te fazla kalmayan Namık Paşa 17 Aralık tarihinde Londra’ya ulaşmıştır. Burada ilk önce
Osmanlı maslahatgüzarı olarak görev yapan Mavroyani Efendi ile görüşen Paşa ardından
İngiltere Ministeri (Başbakanı) Lord Grey ve Umuru Ecnebiyye (Dışişleri) Bakanı Lord Pallmerston ile görüşmeler yapmıştır. Mehmet Ali Paşa hakkında gerekli malumatları aktaran
Paşa devlet görevlilerinin bu hususta düşüncelerini öğrenmeye çalışmıştır. Kralın Londra’da
olmadığını öğrenen Paşa kısa zamanda Kralla görüşebilmek için randevu talebini iletmiştir.18
Mehmet Namık Paşa, Mehmet Ali Paşa’nın Paris ve İngiltere’de gazetelere yaptırdığı yalan
haberleri ve ajanlarını da takibe almıştır. Paşa’nın gönderdiği arizadan anlaşıldığı üzere
Kavalalı’nın kırk kadar adamı aktif olarak Paris ve Londra’da çalışmaktadır. Özellikle gazete
ve dergi gibi havadis bildiren basına Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’ı kısa sürede Avrupa standartlarına çıkardığı bütün Türkistan coğrafyasında aynı ilerlemeyi sağlayabileceği şeklinde
14 MCY, No. K.35, v. 3b-4b.
15 MCY, No. K.35, v. 4b-5b.
16 MCY, No. K.35, v. 5b.
17 MCY, No. K.35, v. 5b.
18 MCY, No. K.35, v. 6a-6b.
212
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
propaganda haberleri yapılmakta idi.19 Mehmet Namık Paşa Londra’da temaslarına Başvekil
aracılığıyla devam etse de İngiltere’de seçim dönemi idi ve vekillerin tamamı seçim bölgelerine gitmişti. Dolayısıyla Londra’da muhatap alacak devlet adamı sayısı az idi. Kral dahi
Londra’da bulunmuyor kışlık sarayında ikamet ediyordu. Seçimler nedeniyle İngiliz kabinesi
toplanamadığı için Namık Paşa’nın talepleri İngiltere meclisinde gündeme gelmiyordu.20
Lord Grey ve Bakan Pallmerston ile müzâkere eden Namık Paşa, Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’dan kesinlikle azlinin gerektiği ve bu konuda Bâbıâli’nin tavrının net olduğunu söylemiştir. Buna karşın Lord Grey ve Palmerston’un genel tavrı II. Mahmut ile Mehmet Ali Paşa’nın
arasının bulunması ve padişahın isyankâr valiyi affetmesi idi. Bu hususta arabuluculuk yapmayı teklif eden İngiliz yöneticilere Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’da barınmasının mümkün
olmadığını onun derhal Mısır’dan def edilip uzaklaştırılması gerektiğini defaatle iletmiştir.
Her iki İngiliz yönetici ile haftalar süren görüşmelerinde Namık Paşa bir neticeye ulaşamamış çünkü bu süreçte bakanlar kurulu toplanmamıştır.21
Namık Paşa bir an önce görüşmek için Kralın bulunduğu Brighton şehrine gitmiş ve hazırlanan teşrifatlar sonunda İngiliz Kral’a nâme-i hümâyununu teslim etmiştir. Sarayda Namık
Paşa için teşrif edilen törende adet olduğu üzere yemek verilmiştir. Kral IV. William Sultan
II. Mahmut’un kendisinin arkadaşı olduğunu özellikle vurgulamıştır. Namık Paşa yemek esnasında Kraliçe ve ileri gelen saray erbabı ile yakın temas kurmuştur. Namık Paşa, Mehmet
Ali Paşa ile alakalı olarak Mısır’da isyankâr valinin olduğu sürece Akdeniz’de güvenliğin sağlanamayacağını ve İngiliz ticaret gemilerinin bu durumdan zarar göreceğini vurgulamıştır. Namık Paşa’nın bu hususta haklı olduğunu belirten Kral William, Sultan (II. Mahmut) ve
Mehmet Ali arasında tabi ki Sultan’dan yana olacağını beyan etmiştir.22
Namık Paşa’nın maiyetinde bulunan Mavroyani Efendi, İngiliz Kralla toplantı esnasında
orada bulunmuş ve Lord Pallmerston dahil olmak üzere görüşmeler yapmıştı. Pallmerston,
Osmanlı’nın isyankâr valiyi def etmesi için dört geminin yeterli olabileceğini ve bunu sağlaiyabilecekleri yönde sözler söylemişti. Namık Paşa’ya göre bu sözlere itimat etmek mümkün
değildi. İngiliz Bakan zaten toplantı sonunda Baltık meselesinden dolayı bir donanma
yardımının zor olacağını ifade etmişti. Namık Paşa, İngiliz bayraklı gemilerin Osmanlı
donanmasında yer almasıyla Mehmet Ali Paşa yanında yer alan Rum denizciler dahil birçok
gücün onun safında yer almaktan vazgeçeceğini söyledi. Ayrıca Pallmerston tekrardan
Mehmet Ali Paşa’nın affedilmesi gerektiği görüşünü ortaya atmıştı. Namık Paşa tekraren
19 MCY, No. K.35, v. 6b.
20 MCY, No. K.35, v. 7b-9a.
21 MCY, No. K.35, v. 9b-11b.
22 MCY, No. K.35, v. 12a-12b.
213
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
“Devlet-i Aliyye’nin muradı habislerin Mısır’dan defidir. Zira onların affı ile Mısır’da kalmaları bir
vech ile uymaz”23diyerek bu hususun mümkün olmadığını belirtmiştir. Her ne kadar İngiltere Kralı, II. Mahmut’a duyduğu muhabbet ve dostluktan bahsetse de diğer devlet yetkilileri
ile yapılan görüşmelerden İngilizlerin maddi olarak bir yardım yapmayacakları ortada idi.
Konuyu her iki tarafı uzlaştırmak politikası üzerinden sürdüren İngilizler mesailerini bu yönde harcamaktaydılar.24
Namık Paşa Londra’da diplomasi faaliyetleri yürütürken Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim
Paşa kumandasındaki ordu Anadolu üzerine yürümüş, Konya’da büyük bir galibiyet alarak
Kütahya’ya kadar ulaşmıştı. Bu dönemde Lord Pallmerston ve Fransızların İngiltere’deki elçisi ile görüşen Namık Paşa, İngiltere ve Fransa’yı olaylara seyirci kalmakla suçlamıştı. Fransız
elçi Osmanlı’nın gerekli yardımı alabilmesi için İngilizlerle temas halinde olduğunu belirtmişti. Pallmerston Mehmet Ali Paşa’ya ilerlemesini durdurması için bir elçi gönderdiğini,
İngiltere’nin Devlet-i Aliyye için iyilik istediğini ve bakanların konu hakkına görüşüp karara
varacaklarını belirtti.25
Mehmet Ali Paşa’nın ordusunun Anadolu içerisinde bu kadar kısa sürede ilerlemesi Avrupa’da tam bir şok etkisi yaratmıştı. Bâbıâli bu esnada Namık Paşa’nın raporlarından İngiltere
ve Fransa’dan kayda değer bir yardımın gelmeyeceğini anladığı için Ruslarla görüşmelere
başlamıştı. İngilizler Osmanlıların Ruslarla yakınlaşmasından dolayı çok tedirgindi. Namık
Paşa Ruslardan berren asker yardımı olacağını İngilizlerden halen bahren bir yardım beklediklerini vurgulamıştır. Şayet İngilizler gerekli yardımı yaparsa kısa sürede İbrahim Paşa
ordusunun Anadolu’dan kovulacağını aktarmıştır.26
Namık Paşa dönüş hazırlıkları içerisinde iken İngiltere Kralı tarafından Windsor sarayında
törenle karşılanmıştır. Özellikle Ruslarla Osmanlıların yakınlaşmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Kral Rusların hilebaz olduğunu onlara güvenmenin yanlış olduğunu aktarmıştır. Namık Paşa ise cevaben Ruslarla yakınlaşmanın mecburiyetten kaynaklandığını ve
İngiltere’nin kararsız politikasının buna yol açtığını belirtmiştir. Windsor sarayında Fransa
elçisi Prens Talleyrand ile bir görüşme gerçekleştiren Namık Paşa’ya elçi Paris’e uğramasının
uygun olacağını söylemiştir. Namık Paşa kendisinin İstanbul’a dönerek padişaha hizmet etmek istediğini belirtmiş ve yerine Londra’da kalan Mavroyani Bey’e gerekli ihtimamın gösterilmesini İngiliz vükeladan talep etmiştir.27 Talleyrand, Namık Paşa’nın dönüş hazırlıkları
23 MCY, No. K.35, v. 13a-13b.
24 MCY, No. K.35, v. 14a-14b.
25 MCY, No. K.35, v. 20ba-21b.
26 MCY, No. K.35, v. 23b-25a.
27 MCY, No. K.35, v. 25b-26b.
214
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
esnasında İngiltere ilgili yardımı yapamayacağını beyan etmişti.28 Oluşan süreçte Namık
Paşa’ya dönüş yolunda öncelikle Paris ve Berlin’e uğraması ardından Petersburg’a gitmesi
için haber verilmişti.29
Londra Sefâretnâmesi (Takrirler)
Yabancı memleketlere gönderilen elçilerin yola çıkışlarından başlayarak, yolculuk hikayeleri, güzeran ettikleri bölgelerin coğrafyası ve yaşayanları hakkında gözlemler ve şahit oldukları siyasi hadiselerle alakalı yazılı olarak meydana gelen eserlere sefâretname denilmiştir.30
Temelleri Roma ve Yunan medeniyetleri gibi çok eski devirlere dayanan bu yazın türünün
erken İslam döneminde de neşvünemâ bulmuştur. Hulefâ-yı Râşidin devri fetih hareketleri
esnasında bölge ve coğrafyalardan bilgi edinmek amacıyla oluşan bilgi ağı ve ilmi faaliyetleri artırmak için yapılan rıhle faaliyetleri bu türün İslam dünyasında oluşmasına ön ayak
olmuştur. Emevîler, Endülüs Emevîleri ve Abbâsîler döneminde çeşitli vesilelerle çeşitli ülkelere görev icabı giden sefirler ve bu sefirlerin kaleme aldığı raporlar olagelmiştir.
Osmanlı Devleti kuruluşunun ilk yıllarından itibaren yabancı ülkelere geçici sefirler göndermiştir. Ancak sefarete çıkan elçilerin sefaretleri sırasındaki gördüklerini ve yaptıklarını
bildirmek maksadıyla yazdıkları bu sefâretnâmelere çoğunlukla XVII. yüzyıldan itibaren
rastlanmaktadır. Sefâretnâmeler elçilerin resmi seyahatleri boyunca edindikleri bilgileri ve
gittikleri ülkelere dair izlenimleri içermenin yanı sıra diğer dünya devletlerini tanımaya yönelik katkı sağlayan eserlerdir. Osmanlı’nın seçkin memurlarından olan sefirler, gittiği ülkenin sosyal, kültürel, iktisadi ve siyasi durumlarıyla alakalı bilgiler vermiş ve bu sefâretnâmeler Osmanlı diplomasisine has bir alan olmuştur.31 Sefâretnâmelerde devlet sırrı olan siyasi
meselelere derinlemesine girilmemekle birlikte elçi İstanbul’dan ayrılışını, elçilikle görevlendirildiği ülkeye varışını, protokolde yaşananları, başından geçen olayları ve gözlemlerini
dikkatli şekilde aktarmıştır. Sefâretnâmeler o dönemde batıyı yeterince tanımayan Osmanlı
Devleti ve toplumu açısından, batılı ulusların yaşayış biçimi, adet-gelenekleri ve uygarlık
düzeyleri hakkında doğru bilgi kaynağını oluşturmuştur.32 Osmanlı sefâretnâmeleri başlangıçta daimî elçiliklerin olmaması nedeniyle batılılarda olduğu gibi resmi bir hüviyette
olmamıştır. Muvakkat olarak belirli bir görev için görevlendirilen bu elçiler genellikle me-
28 BOA, HAT, no. 372/20392-D.
29 MCY, No. K.35, v. 28b-29a.
30 Kemal Beydilli, “Sefâretnâme”, DİA, XXXIV, 288-289.
31 Kemal Beydilli, “Sefaret ve Sefâretnâme Hakkında Yeni Bir Değerlendirme”, Osmanlı Araştırmaları Dergisi, XXX,
(2007): 12-15.
32 Mehmet Alaattin Yalçınkaya, “Osmanlı Zihniyetindeki Değişimin Göstergesi Olarak Sefâretnâmelerin Kaynak
Değeri”. OTAM, 7. (1997): 319-321.
215
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
rasim için göreve çıkmışlardır. Siyasi olarak gittiği ülkenin kralı ve genel durumu hakkında
malumatı haiz bu eserler dönüşte padişaha sunulmuştur. Elçi veya maiyetindeki kâtibi tarafından hazırlanan bu raporlar öznel bir hüviyete sahiplerdir. Böyle olması açısından Osmanlı
sefâretnâmeleri Venedik elçilerinin görevleri sonrası senato önünde okudukları raporlara
benzemektedirler. Ancak Osmanlı sefâretnâmeleri bahsi geçtiği üzere öznel nitelikte olduğundan ve bazı kritik gelişmelerin gizliliğini korumak adına siyasi raporlar açısından beklenen vasıfta olmadığı da bilinmektedir. Osmanlı sefâretnâmeleri siyasi içerik yönünden
muâdili devletlere nazaran seyahatname hüviyetinde gözükmektedir. Elçinin maiyetiyle
birlikte Payitahttan gideceği ülkeye kadar geçilen memleketler, konaklama yapılan yerler,
karantinaya alındıkları merkezler, yerleşim yerleri ve burada yaşayan ahali hakkında tasviri
bilgiler sefâretnâmelerin en büyük özelliğidir. Osmanlı sefâretnâmeleri bu yönüyle seyahatname hüviyetinde olduğu kadar hatırat türüyle de benzerlik göstermektedir.33
Klasik manada Osmanlı sefâretnâmeleri yukarıda bahsedildiği üzere yolculuk hikayelerini
anlatmakta olup siyasi mevzulara pek yer vermemektedir. Bu tarz sefâretnâmelere Hamdele ve Salvele ile başlayıp dönemin padişahına dualar edildikten sonra görev tanımı, sefaret
sebebi, menziller, varış ve ağırlanış, yapılan önemli ziyaretler kronolojik olarak anlatılmıştır.
Dönüş yolculuğu hitam duası ve tarihle sona eren bu eserler zamanla klasikleşen bu yapısı
ile zamanla müstakil bir edebi tür olmuştur.34
Sefirler geçtikleri yerlerdeki şehir ve devletler hakkındaki izlenimlerini kıyaslama yapmak
ve kendinden sonra geleceklere bir kılavuz bırakmak gibi amaçlarla sefâretnâmeler kaleme almışlardır. Modernleşme ihtiyacının kendisini iyice hissettirdiği XVII. ve XVIII. yüzyıl
Osmanlı kültüründe “gelişmiş” olan devletlerin tetkiki ve kıyaslamalarla ıslahat çalışmalarının seyrinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu şekilde oluşan sefaret raporları fende ve
teknikte gelişmiş olan batıyı öğrenme amaçlı bir hüviyete bürünmüştür.35 Sefâretnâmeler,
yabancı kültürler ve toplumsal yapıları, seçkin Osmanlı Devlet adamlarının gözlemlerine
dayanarak değerlendirmesi ve yorumlaması yönüyle kültür tarihi ağırlıklı bir görünüme
sahiptirler. Bunun yanında Osmanlı Devleti’nin diplomatik ilişkiler tarihine kaynaklık etmeleri ve Osmanlı diplomatlarının uygulamaya çalıştığı diplomatik kuralları ihtiva etmesi
yönüyle siyasi tarihle de ilgilidirler. Sefâretnâmeler şehirler hakkında çok değerli bilgiler
verdiği için şehir tarihi kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir. Ahmed Resmî Efendi
Viyana’yı (1756), Galip Efendi Budapeşte ve Paris’i (1802), Seyyid Ali Efendi Paris’i (1807),
33 Kemal Beydilli, “Sefâretnâme”, 290-291; Belkıs Altuniş Gürsoy. “Sefâretnâmeler” Türkler. ed. Hasan Celal Güzel. XII
(Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002), 582-586.
34 Hasan Korkut, “Osmanlı Sefâretnâmeleri Hakkında Yapılan Araştırmalar” Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi.
I/2, (2003): 491-501.
35 Kemal Beydilli, “Sefâretnâme”, 292-293.
216
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
Mustafa Rasih Paşa Moskova’yı (1794) detaylı şekilde anlatmaktadır. Yusuf Agah Efendi
(1794) ve Mahmud Raif Efendi’nin Londra hakkında sefâretnâmeleri siyasi tarih ve şehir
tarihleri için önemli kaynaklardandır.36
Osmanlı bürokrasisinin klasik döneminde elçiler için özel bir kurum tesis edilmemiştir. Bir
memuriyet olarak addedilen elçilik görevi sarayda uygun görülen çoğunlukla çavuş denilen
kişilere verilmekteydi. Çavuşların hazırlamış olduğu sefâretnâmeler genel olarak takrir yani
siyasi belge ağırlıklı idi. Zamanla çavuşlar yerlerini sefirlere bırakmışlar ve oluşan süreçte
daha profesyonel denilebilecek kişiler bu göreve atanmışlardır. Elçilik görevi sonrası gizliliğe bağlı kalmak adına siyasi raporların sefâretnâmelerde yer almadığı genel bir kabuldür.
Ancak elçilerin ilgili devlet yetkilisi ve padişaha gerekli hususları takrirler halinde takdim
ettikleri malumdur. Elçilik görevi sonrası sadece siyasi faaliyetlerin kaleme alındığı eserlerde
meydana gelmiştir. Bu eserlere takrir adı verilmiş ve sefâretnâme türünde pek yaygın olmayan bir yazın şekli olmuşlardır. İlk Osmanlı sefâretnâmelerinden kabul edilen Hacı Zağanos
Paşa’ya ait 1495 tarihli Takrir en iyi örneklerdendir.37
Osmanlı elçileri klasik dönemde çavuş adı verilen devlet görevlilerinden oluşmakta idi. Klasik dönem çavuşların hazırlamış olduğu takrir türü sefâretnâmelerin XVIII. ve XIX. yüzyıllarda da örnekleri mevcuttur. Osmanlı Devleti’nin ilk mukim elçisi olan Yusuf Agah Efendi’nin
Havâdisnâme-i İngiltere38 adlı eseri ve bu çalışmanın konusu olan Londra takrirleri bu türün en önemli örneklerindendir. Agah Efendi’nin Bâbıâli ile olan yazışmaları elçilik sonrası
sefâretnâme formatında elçilik sonrası bir nüshada toplandı ve sefâretnâme adından farklı
olarak “havadisname” kelimesi kullanıldı. Sefâretnâme mantığıyla yazılan bu eserin yazma
nüshası üzerinde “1209 senesi İngiltere devleti nezdinde memur olan elçi Yusuf Agah Efendi’nin
havadisnameleri” yazmaktadır.39
Namık Paşa’nın Mısır meselesi ile alakalı batılı devletlerden İngiltere’nin desteğini almak için
elçi olarak gönderilmesi üzerine Paşa’nın sefaret görevinde muhtelif tarihlerde ve muhtelif
Bâbıâli memurlarına (Müşir, Sadrazam, Serasker, Reisülküttab) gönderdiği takrirler Londra
takrirleri olarak adlandırılmıştır. Namık Paşa’nın Londra’da devlet adamları ile yaptığı görüşmelerin yanında sefaret yolu üzerinde bulunan Viyana ve Paris’te de müzakerelerde bulun-
36 Detaylı bkz. Samet Sazak, “Sefaretnameler Işığında Osmanlı-Rus Münasebetleri (1792-1812)”, Yüksek Lisans Tezi,
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016.
37 Hasan Korkut, Osmanlı Elçileri Gözüyle Avrupa, İstanbul: Gökkubbe Yayınları, 2018, 18-22.
38 Yusuf Agah Efendi, Havâdisnâme-i İngiltere, Fatih Millet Kütüphanesi, No. AETrh840. Bu eser için detaylı bakınız:
Mehmet Alaattin Yalçınkaya, The First Permanent Ottoman Embassy In Europe: The Embassy of Yusuf Agah Efendi
to London (1793-1797), İstanbul: ISIS Press, 2010.
39 Mehmet Alaattin Yalçınkaya, “İstanbul–Londra Arasında Karşılıklı Diplomasi: Sir Robert Ainslie ve Yusuf Agâh
Efendi’nin Elçilikleri”, Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar, ed. R. Barış Kıbrıs, (İstanbul:Pera Müzesi Yayınları,
2014), 28-29.
217
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
muştur. Paşa’nın Londra elçiliği boyunca gönderdiği raporlar içinde bu kişilerle görüşmelerine dair de bilgiler vardır.40
Faik Reşit Unat tarafından Londra takrirlerinde belgelerin sayısı 60’a yakın olarak söylense
de bizim yapmış olduğumuz inceleme sonucunda toplam 30 belgeden oluştuğu anlaşılmıştır.41 Takrirlerden ilki Belgrad’dan 9 Ekim 1832 yılında sonuncusu ise 31 Mart 1833 yılında Frankfurt’tan gönderilmiştir. Başlangıçta İstanbul Şehir Müzesi’nde yani Yıldız Sarayında
olan bu yazma bir dönem kaybolmuştur. Yıldız Sarayında yaşanan yağmalar sonrası çeşitli
kütüphanelere bir kısım eserler nakledilmiştir. Elimizdeki bu yazma takrir İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı Kütüphanesi’nde bulunmuştur. Muallim Cevdet Bey Yazmaları Fonu ve K. 35 numarası ile bulunan bu eserin başka kopyası basımı ve neşriyatı bulunmamaktadır. Ciltli bir defter içinde rika yazısı ile kaleme alınan eser bu yönüyle ‘uniq’tir. Eser
66 sayfa olup son 7 sayfası boştur. Biz takrirleri oluşturduğumuz tablo ve metin içi kullanımda varak usulünü tercih ettik. Bu haliyle eserin 30 varak olduğunu söylemek mümkündür.
Eser ebrusuz, tezhipsiz ciltli bir kitap içindedir. Eserin ilk ve son sayfalarında sefâretnâmeye
dair künye mahiyetinde bilgiler yer almamaktadır. Belgelerin çoğunda tarih bilgisi bulunmakla birlikte çok azında yoktur. Ayrıca eser hakkında bir girizgâh ya da müellif/müstensih
isimleri bildirilmemiştir. Kitabın ebatı 38*25 cm boyutundadır ve genel olarak sayfalarında
19 satır bulunmaktadır. Sefâretnâme nesir olarak kaleme alınmıştır. Yabancı kelimeler, özel
isimler ve yer adları metinde Türk hançeresiyle söylendiği şekilde yazılmıştır. Müellif uzun
cümleler kurmakta ve Osmanlı diplomasi dilinin temel karakteristiğini yansıtmaktadır. Farsça, Arapça terimler bolca bulunmaktadır. Edebiyat dilinden ziyade siyasi dil kullanılmıştır.
Dili çok süslü ve ağdalı değildir. Zaten eser en başta belirttiğimiz şekilde Namık Paşa’nın
diplomatik misyonunu içeren yazışmaları bir araya getirmiştir.
Mehmet Namık Paşa’nın Bâbıâli ile olan yazışmalarını içeren bu raporlar Namık Paşa’nın elçiliği esnasında gönderdiği arîzalardır. Eserde Namık Paşa’ya Bâbıâli’den gönderilen evraklar yer almamıştır. Raporlar incelendiği zaman Namık Paşa’nın elçilik için kendisine verilen
talimatnameye harfiyen uymaya çalıştığını görmekteyiz. Namık Paşa’nın elçiliği esnasında
ilk resmi görüşmesi meşhur Nemçe Devleti Başvekili Prens Metternich ile olmuştur. Namık
Paşa bu elçiliği boyunca sırasıyla Avusturya İmparatoru I. Franz, Fransa Kralı Louis-Philipe,
İngiltere Kralı IV. William ve son olarak Rus Çarı I. Nikolay ile defalarca görüşmüştür. En çok
mesai harcadığı devlet adamı ise İngilizlerin meşhur Umur-ı Ecnebiye Nazırı Lord Pallmerston olmuştur. Başbakan Lord Grey ile birlikte Londra’da zamanla görüşmeler olsa da Lord
Pallmerston ile en az dokuz kez görüşülmüştür. Sefâretnâme Namık Paşa’nın İstanbul’a dö-
40 Faik Reşit Unat, Osmanlı Sefirleri ve Sefâretnâmeleri, yay. haz. Bekir Sıtkı Baykal, (Ankara: TTK, 2008), 210.
41 Faik Reşit Unat, Osmanlı Sefirleri ve Sefâretnâmeleri, 212.
218
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
nüş yolunda uğradığı Paris’ten gönderdiği son takrir ile sona ermektedir. Namık Paşa Paris’ten sonra Rus Çarlığı’nın merkezi olan Petersburg’a gitmiştir. Rus Çarı ve Rus yetkililer ise
görüşmeler sonrası İstanbul’a dönmüştür. Ancak Petersburg yolculuğu ile alakalı belgeler
sefâretnâmede yer almamıştır.
Sefâretnâme içerisinde yer alan takrirlerin daha iyi anlaşılması için aşağıda detaylı bir tablo
oluşturduk. Bu tabloda belgenin muhatabı ve gönderildiği tarih ile belgelerin içeriğine dair
kısa bir özet yer almaktadır.
LONDRA SEFÂRETNÂMESİ
Belge No/
Varak No
Belge Başlığı
/ Belgenin
Muhatabı
Gönderilen Tarih
(Hicrî/Miladî)
Belgenin Özeti
Elçilik heyetinin
İstanbul’dan ayrıldıktan
Müşir Paşa
1/1b-2a
Hazretlerine /
Ahmet Fevzi Paşa
sekizinci günde Belgrat’a
14 Cemâziyelâhir
ulaşması. Belgrad Muhafızı
1248/ 8 Kasım 1832
Hüseyin Paşa’nın sefaret
heyetini karşılaması ve
Namık Paşa’ya hinto araba
ayarlaması.
Namık Paşa’nın
Cemâziyelâhir 12’sinde Beç
2/2a-2b
Nemçe Devleti
21 Cemâziyelâhir
Başvekiline
1248/ 15 Kasım 1832
sınırına ulaşması ve Zemun
kasabasında karantinaya
girmesi. Nemçe Devleti
Başvekili Metternich ile
görüşmesi.
Namık Paşa’nın Nemçe
usulü ve İngiliz usulü
Müşir Paşa
3/2b-3a
Hazretlerine /
Ahmet Fevzi Paşa
21 Cemâziyelâhir
1248/ 15 Kasım 1832
tüfenk imal edilen
fabrikadan iki numune
temin edip Belgrad
Muhafızı aracılığıyla
Dersaadet’e göndermesi.
219
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
Namık Paşa’nın 10 gün
süren karantinasının
Muşârun İleyh
4/3a-3a
Hazretlerine /
Ahmet Fevzi Paşa
21 Cemâziyelâhir
1248/15 Kasım 1832
bitmesi. Paşa’nın karantina
süresinin biterek yola
çıktığını Fransa ve Nemçe
başvekillerine haber
vermesi.
Namık Paşa’nın Beç
Kralvekili Metternich ile
Mehmet Ali Paşa olayını
hülasa etmesi. Başvekil
Sulh yoluyla çözülmesini
tavsiye etmesi ve Namık
Paşa’nın bu durumun
mümkün olmadığını
Beç’e Vusulümüzde
5/3b-4b
Başvekil ile Güzerân
5 Receb 1248/ 28
İden Musâhabetin
Kasım 1832
Tafsilidir
söylemesi. Nemçe
Başvekili’nin Osmanlı
askerinin durumunu
sorması. Namık Paşa
askeriye hakkında ayrıntılı
bilgi vermesi. Arnavut ve
Boşnak askerlerden oluşan
birliklerin Dersaaadet’e
gittiğini ve kısa sürede
Mehmet Ali’yi def
edeceklerini anlatması.
Avusturya Kralı I. Franz
ile Namık Paşa Mehmet
İmparator ile
6/4b-5b
Ali Paşa olayı hakkında
Mülakatımızda Vâki
15 Receb 1248/ 8
görüşmesi. Kral, II. Mahmut
olan Musâhabetin
Aralık 1832
ile dost olduğunu şayet
Hulâsasıdır
donanması olsa Osmanlı’ya
yardım edeceğini
söylemesi.
220
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
Namık Paşa’nın Paris’te
Paris’e vusulümüzde
7/5b-5b
Fransa kralı ile
Fransa Kralı Louis-Philipe
Umur-ı Ecnebiye
ile Mehmet Ali Paşa vakası
Nazırı’na azimet
15 Receb 1248/ 8
olunarak vaki
Aralık 1832
hakkında görüşmesi.
Namık Paşa Mehmet Ali
olan musahabetin
aleyhine haber yazdırmak
hulasasıdır.
için Jovanni isimli
gazeteciye 100 Napolyon
Altını verildiğine dair kaydı.
Rus Elçi Borgo Rusların
Rusya elçisi
8/5b-5b
Borgo’nun (Karl
24 Receb 1248/ 17
Pottso di Borgo)
Aralık 1832
vaki olan ifadesidir
Mehmet Ali Paşa’ya bir
general yollayıp saldırılarını
bir an önce durdurmasını
söylediğini bildirmesi.
Namık Paşa’nın Recep
Londra’ya vusul-ı
9/6a-6b
ayının 24. Günü Londra’ya
acizanemde
varışı. Mavroyani Paşa
İngiltere Vükelâsıyla
ile görüşmesi. İngiltere
beynimizde
24 Receb 1248/ 17
Ministeri Lord Grey ve
güzerân iden
Aralık 1832
Umuru Ecnebiyye Nazırı
musâhebet ve
Pallmerston’la yapılan
mukâlemenin
toplantılar. İngiltere Kralı ile
tafsilidir
görüşme için randevu talep
edilmesi.
221
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
Mehmet Ali Paşa’nın sayıları
kırkı bulan adamlarının
Paris ve Londra’da faaliyette
olduğu. Bu adamların
Avrupa gazetelerinde
10/6b-6b
Mehmet Ali
Mehmet Ali’nin Mısır’ı
habisinin
Avrupa terbiyesine
Avrupa’da olan
koyduğu gibi kısa sürede
adamlarının neşr
14 Receb 1248/ 7
Türkistan’ı da bu usul üzere
etmekte oldukları
Aralık 1832
düzenleyeceğinin vaat
havadis ve fesatlar
edilmesi. Ayrıca Mısır’dan
beyanındadır
bazı öğrencilerin Paris
ve Londra’da askeriye ve
fenne dair eğitim aldıkları.
Mehmet Ali Paşa’nın
adamlarının Avrupa
limanlarından donanma
için mühimmat topladığına
dair.
Lord Grey ile Nâme-i
Hümâyun üzerine
konuşulması. Grey’in
Mehmet Ali’nin affedilme
İngiltere Baş
11/6b-7a
Ministeri Lord Grey
ile Mülakatı Acizane
24 Receb 1248/ 17
Aralık 1832
durumunu sorması. Namık
Paşa katiyetle bu durumun
olmayacağını ve Mehmet
Ali’nin Mısır’dan azledilip
başka bir yere geçmesi
durumunda ancak affın
düşünüleceğini belirtmesi.
222
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
Namık Paşa’nın Beç’te
Mareşal Mormont ile
Serasker Paşa
12/7a-7b
Hazretlerine /
Hüsrev Paşa
görüşmesinin hülâsası.
24 Receb 1248/ 17
Aralık 1832
Nemçe tercümanı Hammet
ile de bir görüşme
yapılması ve bu kişilerin
Osmanlı’dan yana tavır
aldıklarına dair kaydı.
Namık Paşa’nın Recep
ayının 21. Günü İngiltere’ye
ulaştığını bildirmesi.
Londra’da seçim dönemi
Müşir Paşa
13/7b-8b
Hazretlerine/
Ahmet Fevzi Paşa
olduğu için vekillerin
26 Receb 1248/ 19
tamamının seçim bölgesine
Aralık 1832
gitmesi. Kral’ın bile 15
saat uzaklıktaki Brighton’a
yerleşmiş olduğuna dair
kaydı. Umur-ı Ecnebiye
Nazırı Pallmerston ile
görüşmesi.
Osmanlı askerlerinin
Paşa’yı
14/8b-9a
Muşârunileyhe/
Ahmet Fevzi Paşa
11 Şaban 1248/ 3
Ocak 1833
muntazam bir şekilde
yetiştirilmesi için gerekli
olan tetkikler hakkında
Namık Paşa’nın görüşleri.
Mısır taraflarında
bulunan İngiltere
Lord Pallmerston mevcut
tebaa ve tüccarını
15/9a-9a
himaye etmek
11 Şaban 1248/ 3
için bir konsolos
Ocak 1833
bulunması
lazımeden
Mısır ticaret konsolosunun
iş beceremediği bu sebeple
maharetli birinin atanması
gerektiğini aktarması.
olduğuna
223
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
Namık Paşa’nın Londra’ya
yolculuğu esnasında Paris
ve Viyana’ya ulaştığından
dönüşte de Petersburg
Reis Efendi
16/9b-10a
Hazretlerine /
11 Şaban 1248/ 3
Reîsülküttâb Pertev
Ocak 1833
Efendi
üzerinden gelebileceğini
ancak Petersburg için
kendisine bir name
verilmediğini avdeti
esnasında Petersburg’a
gitmesi için bir name
gönderilmesi hakkında.
Yunan hududu problemleri
hakkında Düveli Selase
(İngiltere-Fransa-Rusya)
Reis Efendi
17/10a-11b
Namık Paşa’nın yapmış
Hazretlerine /
11 Şaban 1248/ 3
olduğu görüşmeler.
Reîsülküttâb Pertev
Ocak 1833
Mavroyani Paşa’nın hudut
Efendi
meseleleri hakkında bilgi
sahibi olduğu ve Namık
Paşa’ya danışmanlığı
üzerine.
Yunanlar ile bir diğer
mesele olan adalar
18/11b-11b
[der]Kenar
11 Şaban 1248/ 3
Ocak 1833
hakkında görüşme.
Mevcut adaların Rumlara
verilmemesi hakkında
Fransız elçisi ile yapılan
görüşme.
224
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
İngiltere Kralı ile Brighton
şehrinde Namık Paşa
adına verilen yemekli
toplantıda görüşme ve
Nâme-i Hümâyun’un
İngiltere kralına
name-i hümâyunun
19/12a-13b
teslimiyle vaki olan
musâhebetimizin
teslimi. Kral William’ın II.
11 Şaban 1248/ 3
Mahmut ile dost olduğuna
Ocak 1833
vurgu yapması. Osmanlı
ordusunun durumu
tafsilidir
üzerine müzakere edilmesi.
Kral William, Mehmet Ali
Paşa ile alakalı olarak sulh
yolunun denenmesini talep
ettiğine dair.
Namık Paşa’nın Lord
Pallmerston’un evinde
yemekli toplantıya
katılması ve burada
Rus elçi ile görüşmesi.
Namık Paşa Avrupa’ya ilk
geldiğinde gazetelerin
Mehmet Ali Paşa lehinde
Devlet-i Aliyye aleyhinde
20/14a-15b
Müşir Paşa’ya/
27 Şaban 1248/ 19
Ahmet Fevzi Paşa
Ocak 1833
yazdıklarını ancak bir
yolunu bularak bu
durumu tersine çevirdiğini
beyan etmesi. Ruslar
Felemenk tüccarlardan
dört milyon altın borç
aldıkları ve İngiltere’den
dahi altı milyon altın borç
istemeleri. İngilizler bunun
bir savaş hazırlığı olduğunu
düşündüğünden borç
vermemesi.
225
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
Lord Pallmerston ile
yapılan görüşmede
21/16a-16b
Müşir Paşa’ya/
[27 Şaban 1248/ 19
Ahmet Fevzi Paşa
Ocak 1833]
Mehmet Ali Paşa’nın oğlu
İbrahim Paşa’nın Kütahya’yı
geçip Bursa’ya doğru
gitmesinden duyulan
endişenin dile getirilmesi.
İngiltere Kralı’nın
Brighton’dan Londra’ya
22/16b-17a
Müşir Paşa’ya/
[27 Şaban 1248/ 19
Ahmet Fevzi Paşa
Ocak 1833]
dönmesinden sonra adet
olduğu üzere sırayla
elçilerle görüşme yaptığı
ve Namık Paşa ile de bir
görüşme tertibi.
İbrahim Paşa’nın ilerlemesi
sonrası Rusların yardım
tekliflerinin ciddi şekilde
değerlendirilmesi. Namık
Muşârunileyh
23/17a-17b
Hazretlerine/
Ahmet Fevzi Paşa
12 Ramazan 1248/ 2
Şubat 1833
Paşa dönüşte Petersburg’a
uğrayacağından ya Rus
Krala bir name-i hümâyun
ya da Sadaretten Rus
Başvekili’ne sunmak üzere
sadaretten bir mektubun
verilmesini talep etmesi.
226
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
Lord Minister ile yapılan
görüşmede İngiltere
yardımının detayları
ve İngilizlerin Mehmet
Ali Paşa ile görüşecek
İskenderiye’ye göndereceği
Muşârunileyh
24/17b-20a
Hazretlerine/
Ahmet Fevzi Paşa
elçinin durumu hakkında
12 Ramazan 1248/ 2
hülasa. Kütahya savaşından
Şubat 1833
sonra ilerleyen İbrahim
Paşa’ya karşı Avrupa
devletlerinden gelen
tepkiler ile Mehmet Ali
Paşa’yı sıkıştırmak için
İngilizlerin Lord Ponsoby’yi
Rusların ise Muraviyev’i elçi
olarak gönderdiklerine dair.
Lord Pallmerston ve
Müşir Paşa
25/20b-21b
Hazretlerine/
Ahmet Fevzi Paşa
Fransa’nın İngiliz elçisi
12 Ramazan 1248/ 2
ile Mehmet Ali Paşa
Şubat 1833
ordusunun Kütahya’ya
kadar gelmesi üzerine
yapılan görüşmeler.
Ramazın-ı şerifin
yirmi beşinci günü
Umuru Ecnebiyye
Nazırının hanesine
azimet olunarak
26/21b-23a
Mısır hainine izam
ve irsal eyledikleri
konsolosa verdikleri
Lord Pallmerston ile Mısır’a
10 Şevval 1248/ 2
gönderilen elçi hakkında
Mart 1833
yapılan uzun görüşmenin
hülasası.
talimattan sual
olundukta verdiği
cevabın hulâsâsıdır
227
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
Lord Pallmerston ile
Namık Paşanın İbrahim
Paşa ordusunun
Müşir Paşa
27/23b-24b
Hazretlerine/
Ahmet Fevzi Paşa
ilerlemesini görüşmesi.
10 Şevval 1248/ 2
Ruslarla Osmanlıların
Mart 1833
yakınlaşmasından
İngilizlerin duyduğu
rahatsızlığı beyan etmesi.
Namık Paşa’nın İstanbul’a
geri dönmek istemesi.
25a BOŞ
Kral William ile Namık
İngiltere Kralı’nın
28/25b-26b
Paşa’nın Windsor sarayında
Namık Paşa’yı
15 Şevval 1248/ 2
görüşmesi. Kral’ın Osmanlı
Windsor Sarayına
Mart 1833
Rus yakınlaşmasından
Davet etmesi
duyduğu rahatsızlığı beyan
etmesi.
İngiltere Kralı’nın Nâme-i
Hümâyun’a verdiği cevap
niteliğinde olan mektubun
29/26b-28b
Müşir Paşa’ya/
10 Zilkade 1248/ 31
Ahmet Fevzi Paşa
Mart 1833
Lord Pallmerston’dan
alınması. Halil Paşa’dan
gelen arizanın alındığı ve
Namık Paşa’nın Petersburg
tarafından dönmesine izin
verilmesi.
228
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
Namık Paşa’nın Londra’da
ikametinin masraflı olması
ve burada kalmasının
artık gerekli olmadığını
belirtilmesi. İngilizlerden
istenen yardım taleplerinin
30/28b-29a
Müşir Paşa’ya/
10 Zilkade 1248/ 31
Ahmet Fevzi Paşa
Mart 1833
olumsuz durumu
neticesinde Namık
Paşa’nın Paris ve Berlin
üzerinden Petersburg’a
gitmesi hakkında. Namık
Paşa’nın kendisi ayrılsa
da Mavroyani Efendi’nin
Londra’da kalmasının
uygun olacağını belirtmesi.
Namık Paşa’nın dönüş
yolunda Paris’e ulaşarak
31/29a-30a
Paris’e vusul-i
10 Zilkade 1248/ 31
acizanem ...
Mart 1833
Umur-ı Ecnebiye Nazırı ve
Fransız Kralla görüşmesi.
Paris’ten Frankfurt’a
hareket ve Petersburg yol
hazırlıkları.
SON 7 SAYFA BOŞ
Sonuç
Osmanlı elçileri ve elçilik sonrası meydana getirdikleri sefâretnâmeler siyasi, sosyal ve kültürel tarih için birinci dereceden kaynaklardır. Bu kaynaklar elçilerin gözlemleri ve siyasi
olayların raporlar halinde sunulmasından müteşekkildir. Bu sefâretnâmelerden yola çıkarak Osmanlıların ilişki içerisinde oldukları ve ilgilendikleri ülkeler hakkında genel tasviri bir
bilgiye erişmek mümkündür. Klasik dönem Osmanlı elçileri devletin çavuş adını verdiği
memurlardan oluşmuştur. Bu memurların elçilik görevi sonrası siyasi raporları havi küçük
layihalar şeklinde eserleri olagelmiştir. Zamanla gelişen ve değişen sefirlik kurumu eserleri
olan sefâretnâmeler yeni bir hüviyet kazanmıştır. Bu sefâretnâmeler genel olarak hatırat veyahut seyahatname tarzında olup siyasi raporlar mümkün olduğunca muhtevalarına alınmamıştır. Gizli kalması gereken bazı önemli siyasi hadiseler ve arîza şeklinde elçilik boyunca
sadaret ile yapılan yazışmalar bu klasik sefâretnâmelerde yer almamıştır. Sefâretnâmelerin
229
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
bu yönüyle siyasi tarih açısından zayıf kaldığı ileri sürülmüştür. Sefâretnâmelerin seyahatname tarzında yazılar olması doğru olmakla beraber siyasi raporlar da ihtiva ettiğini hatta
özel olarak siyasi raporlar barındıran sefâretnâmelerin de bulunduğu açıktır. Mehmet Namık Paşa’nın birinci Londra elçiliği sonrası sadaretle yazışmalarını havi iki kapak arasındaki
oluşturulan Londra takrirleri bu hüviyette bir eserdir.
Londra takrirleri dönemin siyasi olaylarını birinci ağızdan anlatan önemli bir yapıya sahiptir.
Bu yönüyle Londra takrirleri incelenmeden Bâbıâlî, Mısır yani Mehmet Ali Paşa meselesi ve
Avrupa’nın iç siyaseti hakkında yorum yapmak isabetli olmayacaktır. Siyasi raporların cem
edilmesi olarak sunulan bu eser Namık Paşa’nın takrir formatında bir eser bırakmak istediğinin kanıtıdır. Nitekim Namık Paşa ikinci elçiliği sonrası klasik sefâretnâme formatına uygun
şekilde bir Londra seyahatnamesi hazırlamıştır. Namık Paşa’nın Londra sefâretnâmesi siyasi
yazışmaları içeren bir takrir ama klasik sefâretnâme formatında bilgilerde bulunmaktadır.
Namık Paşa’nın Londra’da iken katıldığı resmi yemekli toplantılar ve buradaki usul ve nizam
hakkında verdiği bilgiler klasik bir sefâretnâmede yer alabilecek bilgilerdir. Ayrıca satır arası
okumalardan Namık Paşa’nın bulunduğu şehirler ve onların kültür tarihine dair bilgilere
rastlanmaktadır. Namık Paşa’nın gözlemleri neticesinde bu takrirlerden Osmanlı ıslahatları
için önemli tekliflerin getirildiği görülmüştür.
Sonuç olarak bu takrirlerden anlaşıldığı üzere Namık Paşa genç denilebilecek bir yaşta
Avusturya, Fransa, İngiltere ve Rus Kralları ve bu ülkelerin Başvekilleri, Dışişleri Bakanları
ile önemli görüşmeleri başarıyla yaptığı anlaşılmıştır. Ulaşılan sonuçlar göz önüne alınırsa
sefâretnâmeler diplomasi tarihi açısından da çalışılması gereken ve göz ardı edilmemesi
gereken en önemli kaynaklardandır.
230
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
Ekler
(Londra Sefaretnamesi Kapak Görüntüsü)
(Londra Sefaretnamesi İlk Sayfa)
231
10. Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı III
(Sefaretname Son Sayfa)
Kaynakça
Akalın, Şehabeddin. “Mehmet Namık Paşa”, Tarih Dergisi, IV, (1952): 127-140.
Altundağ, Şinasi. “Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı Esnasında Namık Paşa’nın Yardım Talep Etmek Üzere 1832 Senesinde
Memuriyet-i Mahsusa ile Londra’ya Gönderilmesi”, TTK Belleten, VI/23-24, (1942): 229-251.
_______, “Namık Paşa’nın Londra Elçiliği”, Tarih Vesikaları, II/12, (1943): 441-451.
_______, “Namık Paşa’nın Londra Elçiliği”, Tarih Vesikaları, III/14, (1944): 127-136.
_______, “Namık Paşa’nın Londra Elçiliği”, Tarih Vesikaları, III/15, (1949): 200-205.
Armaoğlu, Fahir. 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914), İstanbul: Timaş, 2014.
Beydilli, Kemal. “Sefaret ve Sefâretnâme Hakkında Yeni Bir Değerlendirme”, Osmanlı Araştırmaları Dergisi, XXX, (2007): 9-30.
_______, “Sefâretnâme”, DİA, XXXIV, 288-294.
Binzouba, Majed M., “Mehmet Namık Paşa’nın Askeri ve Siyasi Hayatı (1804-1892)”, Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, 2015.
BOA, HAT, No. 372/20392-D.
BOA, HAT, No. 46505-37532-37532.
Gürsoy, Belkıs Altuniş. “Sefâretnâmeler” Türkler. ed. Hasan Celal Güzel. XII (Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002), 582-591.
_______, “Türk Modernleşmesinde Sefir ve Sefâretnâmenin Rolü”, Bilig. XXXVI, (2006): 139-165.
İBB Atatürk Kitaplığı, Londra Sefâretnâmesi, Muallim Cevdet Bey Yazmaları (MCY), No. K.35.
İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, Londra Seyahatnamesi, Ktp. TY, No. 5085.
Karal, Enver Ziya, “Mehmet Namık Paşa’nın Hal Tercümesi 1804-1892”, Tarih Vesikaları, II, S. 7, (1942): 220-227.
_______, Osmanlı Tarihi, V. Ankara: TTK, 2011.
Kılıç, Abdullah. “Namık Paşa”, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, II, 348.
Korkut, Hasan. “Osmanlı Sefâretnâmeleri Hakkında Yapılan Araştırmalar”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi. I/2, (2003):
491-511.
_______, Osmanlı Elçileri Gözüyle Avrupa, İstanbul: Gökkubbe Yayınları, 2018.
232
Mehmet Namık Paşa’nın Londra Sefâreti ve Sefâretnâmesi (1832-1833)
Saydam, Abdullah. “Namık Paşa”, DİA, XXXII, 379.
Sazak, Samet. “Sefaretnameler Işığında Osmanlı-Rus Münasebetleri (1792-1812)”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016.
Sinaplı, Ahmet Nuri. Şeyhül Vüzera, Serasker Mehmet Namık Paşa, İstanbul: Yenilik Basımevi, 1987.
Şahin, Esin. “Edebi Bir Tür Olarak Klasik Edebiyatımızda Sefâretnâmeler”, A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 33, (2007): 61-68.
Unat, Faik Reşit. Osmanlı Sefirleri ve Sefâretnâmeleri, yay. haz. Bekir Sıtkı Baykal, (Ankara: TTK, 2008).
Yalçınkaya, Mehmet Alaattin. “Osmanlı Zihniyetindeki Değişimin Göstergesi Olarak Sefâretnâmelerin Kaynak Değeri”. OTAM,
7. (1997): 319-338.
_______, “İstanbul–Londra Arasında Karşılıklı Diplomasi: Sir Robert Ainslie ve Yusuf Agâh Efendi’nin Elçilikleri”, Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar, ed. R. Barış Kıbrıs, (İstanbul: Pera Müzesi Yayınları, 2014).
________, The First Permanent Ottoman Embassy In Europe: The Embassy of Yusuf Agah Efendi to London (1793-1797), (ISIS
Press, İstanbul, 2010).
Yusuf Agah Efendi. Havâdisnâme-i İngiltere, Fatih Millet Kütüphanesi, No. AETrh840.
233