Nothing Special   »   [go: up one dir, main page]

Academia.eduAcademia.edu

Tarih Kitaplarının Yeniden Yazılması

2010, Tarih Kitapları - Uzlaştırma İçin mi, Bölünme İçin mi?

TARĠH KĠTAPLARININ YENĠDEN YAZILMASI TARĠH KĠTAPLARI: UZLAġTIRMA ĠÇĠN MĠ, BÖLÜNME ĠÇĠN MĠ? BÖLÜM I BARIġ ĠÇĠN EĞĠTĠM III KIBRIS TARĠHĠ LĠSE DERS KĠTAPLARININ METĠNSEL VE GÖRSEL ANALĠZĠ ESKĠ VE YENĠ KIBRIS TARĠHĠ KĠTAPLARININ KARġILAġTIRMALI ANALĠZĠ BÖLÜM II BARIġ ĠÇĠN EĞĠTĠM II 2004 ĠLE 2009 YILLARI ARASINDA OKUTULAN ORTAOKUL KIBRIS TARĠHĠ DERS KĠTAPLARININ METĠNSEL VE GÖRSEL ANALĠZĠ LEFKOġA, 2010 DanıĢman Editör: Mehveş Beyidoğlu Önen Kapak Dizayn: Alice Wright Kapak Fotoğrafları: Mehveş Beyidoğlu Önen Proje Ekibi: Mehveş Beyidoğlu Önen, Shirin Jetha-Dağseven, Murat Kanatlı, Hakan Karahasan, Dilek Latif BarıĢ için Eğitim III Proje DanıĢmanı: Zvi Bekerman BarıĢ için Eğitim II Proje DanıĢmanı: Niyazi Kızılyürek Yayınevi: Tipograf Arts, Lefkoşa, Kıbrıs Basım Tarihi: Temmuz 2010 BarıĢ için Eğitim III projesi Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilmiĢtir. “Bu belge, Avrupa Birliği‟nin mali katkılarıyla hazırlanmıştır. İçeriği sadece POST Araştırma Enstitüsü‟ne ait olup hiçbir şekilde Avrupa Birliği‟nin pozisyonunu yansıtmamaktadır.” BarıĢ için Eğitim II projesi UNDPACT/USAID tarafından finanse edilmiĢtir. “Bu yayında yer alan fikirler tamamen yazarlara aittir ve Birleşmiş Milletler veya Üye Devletleri, UNDP veya USAID‟in görüşlerini temsil ettiği anlamına gelmemektedir.” BarıĢ için Eğitim III ve BarıĢ için Eğitim II projeleri POST AraĢtırma Enstütüsü tarafından yürütülmüĢtür. Website: www.postri.org E-mail: info@postri.org ~ ii ~ TARĠH KĠTAPLARI: UZLAġTIRMA ĠÇĠN MĠ, BÖLÜNME ĠÇĠN MĠ? İçindekiler Ö söz .................................................................................... iv Teşekkürler ........................................................................... vi Barış içi Eğiti III: Kıbrıs Tarihi Lise Ders Kitapları ı Meti sel ve Görsel A alizi: Eski ve Ye i Kıbrıs Tarihi Kitapları ı Karşılaştır alı A alizi ........................................ 1 Barış içi Eğiti II: 2004 ile 2009 Yılları Arası da Okutula Ortaokul Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları ı Meti sel ve Görsel Analizi ................................................................................... 89 ~ iii ~ Önsöz Bu kitap POST Araştırma Enstitüsü‟nün (POST RI) 2006 yılından beridir yürütmekte olduğu iki barış eğitimi projesinin birleşiminden oluşmaktadır. Birinci bölüm, Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilmiş 1 yıllık bir proje olan “Barış için Eğitim III” raporudur. Bu rapor, Kıbrıs‟ın kuzeyindeki liselerde 2009 yılından itibaren okutulmaya başlanan tarih kitaplarının eski kitaplarla kıyaslamasıdır. İkinci bölüm ise 2004 ile 2009 yılları arasında okutulmuş olan ortaokul kitaplarının bu tarihlerden önceki ders kitapları ile karşılaştırmasından oluşan “Barış için Eğitim II” raporunu içermektedir. Bu rapor, POST RI tarafından 2007 yılında UNDP-ACT/USAID‟in mali katkıları ile hazırlanmıştı. “Barış için Eğitim II” kitabının sonuç bölümünde, 2004 yılında yazılmış olan tarih kitaplarının Kıbrıs‟taki toplumların ortak noktalarını vurgulayan bir perspektifle yazılmasından dolayı bu kitapları Birleşik Federal Kıbrıs için ileri atılmış bir adım olarak nitelendirmiştik. Ayrıca, barış eğitimi için öğrenci merkezli tarih eğitiminin güçlendirilmesiyle çok-kültürlü bir ortamı ve kritik düşünceyi geliştirecek çalışmalar yapmak gerektiği konusunda kanaat getirmiştik. Ancak, 2009 yılında tarih kitapları daha etnik merkeziyetçi ve diğer toplumu ötekileştiren bir tarz ile yeniden yazıldı ve güz döneminden itibaren okutulmaya başlandı. ~ iv ~ Bu çalışmaya başlarken, POST RI ekibinin ideali olumlu yönde değişmiş olan eski kitapların daha etkin kullanımı için öğretmenlere bir takım el kitapları hazırlamaktı. Ancak, 2009 yılındaki değişimle birlikte POST RI‟nin amacı da başka bir yöne kaydı. POST RI, bu kitapta, 2004 ile 2009 yılları arasında okutulan eski ve 2009 güz döneminden itibaren müfredata giren yeni Kıbrıs tarihi kitaplarının kıyaslamalı analizini yaparak tarih eğitiminin bölünme için mi, yoksa birleştirme için mi bir araç olduğunu sorguluyor. Ekibin bir diğer önemli motivasyonu ise “Barış için Eğitim II ve III” raporlarını tek bir kitap haline getirerek Kıbrıs‟ın kuzeyinde okutulmuş ve okutulmakta olan Kıbrıs tarihi ders kitapları ile ilgili sizlere kapsamlı bir çalışma sunmaktır. POST RI Ekibi ~v~ TeĢekkürler “Barış için Eğitim III” projesinin finansmanını karşılayan Avrupa Birliği‟ne teşekkürlerimizi sunarız. Onların desteği olmadan bu kitabın basılması mümkün olmayacaktı. Ayrıca, “Barış için Eğitim II” projesine başlamamıza katkıda bulunan UNDP-ACT‟a teşekkür ederiz. Öğretmenlere ulaşmamız konusunda ve POST RI‟nin çalışmalarının dağıtımı konusunda bizlere yardımcı olan Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikasına (KTOEÖS), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasına (KTÖS) ve KTÖS Tarihsel Araştırma Merkezine şükranlarımızı sunarız. Gerek EFP II raporunun; gerekse devam etmekte olan EFP III raporunun hazırlanması için gerekli olan toplantıların ve mülakatların yapılmasına yardımcı olan Koral Özen, Zühal Mustafaoğulları ve Güven Uludağ‟a özel teşekkürlerimizi sunarız. Ayrıca, yoğun programından bize vakit ayırarak hem kitap hem de raporların kapak tasarımını yapan Alice Wright‟a sonsuz teşekkürler. Emeğini hiçbir zaman esirgemeyen, saatlerce Yunanca tercüme ve düzeltmeler yapmaktan çekinmeyen ve her zaman değerli katkılarda bulunan Gina Chappa‟ya şükranlarımızı sunarız. ~ vi ~ Raporların hazırlandığı süre zarfında yorum ve önerileriyle çalışmalara katkı koyan Dr. Zvi Bekerman ve Dr. Niyazi Kızılyürek‟e de en içten teşekkürlerimizi sunarız. Mükemmel iş çıkararak raporların kısa zamanda Türkçe‟ye ve Yunanca‟ya çevirisini yapan Şerif Tuncel ve Euaggelia Tsouros‟a; daha sonra üç dilde hazırlanmış olan raporların kontrolünü yapan Dr. Jonathan Stubbs, Maria Siakalli ve Mehveş Beyidoğlu Önen‟e sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Projelerin uygulanması süresince inanılmaz gayret sarfeden ve bu kitabın hazırlanması için uğraşan “Barış için Eğitim III” Proje Koordinatörü Shirin Jetha-Dağseven‟e ve “Barış için Eğitim II” Proje Koordinatörü Murat Kanatlı‟ya minnettarız. Bu kitap Kıbrıs‟taki tüm çocuklara adanmıştır. POST RI Ekibi ~ vii ~ BÖLÜM I BARIġ ĠÇĠN EĞĠTĠM III KIBRIS TARĠHĠ DERS KĠTAPLARININ METĠNSEL VE GÖRSEL ANALĠZĠ ESKĠ VE YENĠ KIBRIS TARĠHĠ DERS KĠTAPLARININ KIYASLAMALI ANALĠZĠ Yazarlar: Hakan Karahasan ve Dilek Latif Bu belge Avrupa Birliği mali yardımı ile üretilmiştir. İçeriği sadece POST Araştırma Enstitüsü'ne aittir ve hiçbir şekilde Avrupa Birliği'nin pozisyonunu yansıtmamaktadır. Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. Bu proje POST Araştırma Enstitüsü tarafından yürütülmektedir. İçindekiler Kısaltmalar ............................................................................. 4 Barış için Eğitim Raporlarındaki Analiz Edilen Tarih Kitapları Referenasları .......................................................................... 5 Giriş ....................................................................................... 6 Kaynakça .............................................................................. 11 Tarih Eğitimine Genel Giriş .................................................. 13 I) Kıbrıs Tarih Kitaplarını Gözden Geçirme Süreci ............... 20 I a) Değişikliğin Teşvik Edilmesi................................................21 I b) Eski ve Değiştirilmiş Kıbrıs Tarih Ders Kitaplarının bir Özeti ..................................................................................................22 II) Değiştirilmiş Ders Kitaplarının Gözden Geçirilmesi: Rakip Paradigmalar ........................................................................ 23 II a) Tarih Eğitiminin Mevcut Siyasi Kullanımı ve Nisan 2009 Seçimleri ...................................................................................25 II b) Hükümet Değişimi ve Değiştirilen Kitapların Kaldırılması .27 III) Kıbrıs Tarih Kitaplarının Karşılaştırması ....................... 28 III a) Kıbrıs Türk Tarihi 1 ve Kıbrıs Tarihi (1878-1960): Kıbrıs‟ta İngiliz Dönemi Siyasal Tarihi ile Kıbrıs Türk Tarihi Yıl 9 ..........28 III a.1) Geçmişi Anlatmak, ama Nasıl? Kaldırılan ve 2009 Yılında Okutulmaya Başlanan Ders Kitaplarının Kıyaslamalı Analizi ....30 III a.2) Kıbrıs Tarihi Ders Kitaplarının Karşılaştırması, 9. ve 10. Sınıf - Kıbrıs Türk Tarihi I ve Kıbrıs Türk Tarihi 9 .....................33 ~2~ III a. 3) Kıbrıs Tarihi Ders Kitaplarının Karşılaştırması, 9. ve 10. Sınıf ( Kıbrıs Tarihi 1878-1960 ve Kıbrıs Türk Tarihi 9. Sınıf) ...38 III b) Kıbrıs Tarihi Kitaplarının Kıyaslanması, 11. ve 12. Sınıf ..42 III b.1) Kıbrıs Tarihi 1960- 1968 ...............................................42 III b.2) Kıbrıs Tarihi 1968-2005 ................................................51 III b.3) Kıbrıs Türk Tarihi 10 İkinci Kez Gözden Geçiriliyor: Bu ileriye doğru bir adım mı? .........................................................59 IV) Ders Kitaplarının Görsel Analizi ..................................... 69 IV a) 9. Sınıf Kıbrıs Türk Tarihi Ders Kitaplarının Görsel Analizi ..................................................................................................70 IV b) Kıbrıs Tarihi 1960-1968, Kıbrıs Tarihi 1968-2005 ve 2009 ..................................................................................................74 10. Sınıf Kıbrıs Türk Tarihi Ders Kitapları‟nın Görsel Analizi ...74 V) Sonuç ............................................................................... 79 Kaynakça .............................................................................. 84 ~3~ Kısaltmalar AB Avrupa Birliği BM Birleşmiş Milletler CTP Cumhuriyetçi Türk Partisi EOKA Kıbrıslıların Milli Mücadele Örgütü GKRY Güney Kıbrıs Rum Yönetimi K/R Kıbrıslı Rumlar K/T KTÖS Kıbrıslı Türkler Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası TDP Toplumcu Demokrasi Partisi TMT Türk Mukavemet Teşkilatı UBP Ulusal Birlik Partisi KTOEÖS UNFICYP Birleşmiş Milletler Barış Güçü ~4~ BarıĢ için Eğitim Raporlarındaki Analiz Edilen Tarih Kitapları Referenasları Okutulan Yayın Yıl Yılı Okutulan Yıllar 9 2006 2006İlkbahar 2009 10 2008 2006İlkbahar 2009 Kıbrıs Tarihi (1960 – 1968) 11 2007 2007İlkbahar 2009 Kıbrıs Tarihi (1968 -2005) 12 Ocak 2009 İlkbahar 2009 Kıbrıs Türk Tarihi 9 9-10 Ağustos Halen 2010 okutulmaktadır Kıbrıs Türk Tarihi10 11-12 Ağustos Halen 2010 okutulmaktadır Ders Kitabı Kıbrıs Türk Tarihi I: Liseler İçin Tarih Kitabı Kıbrıs Tarihi (1878 – 1960): Kıbrıs‟ta İngiliz Dönemi Siyasi Tarihi ~5~ GiriĢ Zvi Bekerman, Hebrew Üniversitesi, Kudüs Bu rapor ulusal toplu hafızayı anlamamıza çok katkı koyan, oldukça uzun bir tarih ders kitabı analizi geleneğini birleştirir. Ders kitabı türünün, ilham verici anlatımlar ile genç vatandaşların inançlarını yönlendirmeye yönelik düz gerçeklerin tuhaf karışımını içerdiğini gösterir; bizim özel durumumuzda ise Kıbrıslı Türk toplumunun inançlarını. Ayrıca bu ders kitaplarının değişmekte olan siyasi güçler tarafından acil olarak algılanan sosyo-siyasi ihtiyaçlara göre nasıl şekil değiştirdiğini gösterir. Rapor toplu hafıza ile, geçmişi oluşturan olayların analitik tarihi versiyonları ve ayrıca hegemonyacı vizyonların zorladığı tarihi olayların şekillenmesini destekleyen söylemsel stratejiler arasındaki gerilimi ortaya koyar. Bu sürpriz olmamalıdır. Ulusal devlet kesinlikle çağdaşlığın bir ürünüdür, öyle bir çağdaşlık ki geçmişin geleneksel düzenininden radikal bir şekilde farklı ve belirgin bir sosyal yapı oluşturmuştur. Bu çağdaşlığın karakterinde bölgeciliğin çok belirgin şekilleri ve kesin zaman-yer mesafelerindeki sosyal ilişkiler ve şiddet türlerinin üstünde etkili kontrolü tekeline alan gözaltı yetenekleri vardır. Ulusal devlet, nüfuslar üstünde kontrol uygulayıp onları derhal homojen, anonim (şahsi alt-grup üyeliklerine bakmaksızın devletin tüm üyeleri bu kültürü desteklemeye çağrılır) ve evrensel aydın (tüm üyeler devletin takdis ettiği kültürü paylaşır) bir kültür haline getirmeyi hedefleyen siyasi, sosyoekonomik bir olay olarak görülebilir. ~6~ „Resmi tarih‟ baskın grup tarafından kararlaştırılır ve kültürel hegemonyasını sürdürmek için kullanılır. 1 Böylece resmi tarih, bir grubun kültürel haklarının önemli bir parçası olarak kabul edilen farklı anlatımlara çok az yer bırakır. Ulusal söylemler ulusun gerekli varlığını haklı çıkarmak için üretilirler. Anlaşmazlık içinde olan ülkelerde bu söylemler genellikle taraflıdır ve anlaşmazlığı gerçeğin ne olduğu konusunda dar taraflı bir bakış açısı ve şüphe götürmez bir ahlak konumundan açıklar. Bu söylemler ayrıca düşmanı ve onun söylemlerini gözardı eder, canavarlaştırır ve değersizleştirir. Düşmanın söylemlerinin varolduğu durumda, bu söylemler ahlaki açıdan aşağı olarak değerlendirilir ve düşman ahlaksız, mantıksız ve çıkarcı görüşlere sahip olarak gösterilir. 2 Toplumun ideolojisi ve ahlaki yapısı ulusal devletin homojenize etme çabaları dahilinde resmi olarak toplu eğitim tüketimi için ders kitaplarında temsil edildiğine göre okul eğitimi ve şiddetli anlaşmazlık ile diyalektik bir ilişki içinde oldukları varsayılır. 3 Anlaşmazlık sonrası uzlaşma sürecinin başlaması için bu diyaloğun bilinmesi ve incelenmesi gerekir; böylece eğitim yapılarının anlaşmazlığa koymuş oldukları muhtemel katkının tekrarlanması önlenir.4 Bu rapor bu diyaloğun Kıbrıs Türk Toplumu özelinde incelenmesidir ve bu bağlamda eğer gerçekten de daha iyi bir dünya veya en azından 1 Crawford, K. (1995). 'A History of the Right: The Battle for Control of National Curriculum History 1989-1994'. British Journal of Educational Studies, 33(4), 433-456. 2 S. Opotow (2001). 'Moral Inclusion and the Process of Social Reconciliation'. Social Justice Research 14(2), 149-170. 3 M. Apple (1979). Ideology and Curriculum. London: Routledge ve Kegan Paul; P. Bourdieu (1973). 'Cultural Reproduction and Social Reproduction'. In R. Brown (Ed.), Knowledge, Education, and Cultural Change. London: Tavistock, 71-112; A. Luke (1998). Literacy, Booklet ve Ideology. London: Falmer Press. 4 Tawil, S., Harley, A., ve Porteous, L. (2003). Curriculum Change and Social Cohesion in Problem-affected Societies. Geneva: UNESCO. ~7~ daha iyi eğitim sistemleri arzuluyorsak bakmamız gereken konulara olağanüstü kritik bir katkı sağlamaktadır. Fakat, yukarıdakileri geri plana itmeden bu kısa girişte okuyucunun dikkatini tarihi müfredat/ders kitapları ve onların öğrettiklerini kapsayan daha geniş bağlama çekmek istiyorum. Korkarım ki bu bağlamları dışarıda bırakmak çok istekli eğitimciler ve karar vericilerin uğraşıları söz konusu olsa da ciddi reform çabalarına imkan tanımaz. Yakın geçmişte yapılan ve ders kitaplarının anlatımları ile öğrencilerin tarihi hafızaları arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar öğrencilerin ders kitaplarını önceden edindikleri bilgiler ve kendilerini çevreleyen kültürel bağlamı algılayışlarının yardımı ile anladıklarını göstermektedir. Öğrenciler ayrıca bunlar arasında algılanan uyumsuzlukların yaratacağı olası gerilimleri azaltmaya çalışır. 5 Ders kitapları daha geniş sosyo-kültürel bağlama uygun olarak şekillendirilmiş kültürel ve tarihi perspektifleri yeniden tanımlamaya yardımcı görünmüyor. 6 Ders kitaplarına yüklenmiş belli tarihi hafızaları güvenceye alma beklentisine rağmen, geniş kültür ve onun geniş kapsamlı iletişim teknolojilerine dahil olan çoklu uzlaşım araçları „bireysel‟ hafızanın parametrelerini ve potansiyel hareketlerini belirlemektedir. Gerçekten de ders kitapları bu araçlardan biridir fakat etkisi ille de diğer toplu medya araçlarından daha yüksek değildir. Ayrıca, içinde çalıştıkları bağlam – yani okullar- düşünülünce bir başka bağlamda farkedilebilecek itici güçlerini kaybetmektedirler. 5 Porat, D. A. (2004). 'It's Not Written Here, But This Is What Happened: Students' Cultural Comprehension of Textbook Narratives on the IsraeliArab Problem'. American Educational Research Journal, 41(4), 963. 6 Wertsch, J. V. (2002). Voices of Colective Remembering. Cambridge: Cambridge University Press; Wertsch, J. V., ve Polman, J. L. (2001). 'The Intuitive Mind and Knowledge About History'. In B. Torff ve R. J. Sternberg (Eds.), Understanding and Teaching the Intuitive Mind: Student ve Teacher Learning. Nahwah, NJ: Lawrence Earlbaum Associates. ~8~ Halbwachs haklı olarak bireysel hafızaların hafifliğine ve bu hafızaların bir materyal kültürel çerçeve dahilinde sosyal iletişim ile desteklenmezlerse kaybolmaları eğilimine işaret eder.7 Onun bakış açısıyla hafızalar bireysel değil toplumsaldır. Kollektif olmaları toplumda kollektif bir psikoloji olduğundan değil, toplumsal alanda çoklu aktivite alanlarında uygulanmaları, eyleme geçirilmeleri ve tekrarlanmalarından dolayıdır. Çoğu sonuçta bizim tanımımıza göre tarihi bilgi, popüler kültür, resmi aktiviteler, aile ajansları, dost ve düşmanlar ile ilişkidedir. Ayrıca, Umberto Eco‟nun „Yazılar bir başkasından işinin bir bölümünü yapmasını isteyen tembel makinelerdir‟ görüşünden yola çıkarak ders kitaplarının herhangi bir anlam ifade etme süreci içinde öğretmenler ve öğrencilerin bir tür (eğitimsel/öğrenme) iş yapmasına ihtiyacı olan tembel araçlar olduğunu varsayarız.8 Raporun bulguları gerçekten de modern devletlerin eğitim sistemleri aracılığı ile hafızanın üretimini ve hatırlamayı kontrol etme yönündeki büyük çabalarını anlamamıza destek oluyor. Fakat, bu metinlerin yaşama geçirilişinde yaşanan karmaşık iletişim aktivitelerini açıklamakta yeterli olmayabilir. Yukarıda bahsedildiği gibi ders kitapları bir başkasından iş yapmasını isteyen tembel makinelerdir; kendi başlarına yapabilecekleri çok azdır. Gelecek araştırma çabaları bu ders kitaplarının eğitim bağlamında yaşama geçirilmesinde rol alan çoklu ajanslara (ve onların aktivitelerine) ışık tutmalıdır. Bu yeni odaklanma bizim potansiyel pedagojik araçları ve bunların barış eğitimi (Eds.), Understanding and Teaching the Intuitive Mind: Student and Teacher Learning. Nahwah, NJ: Lawrence Earlbaum Associates. 7 Halbwachs, M. (1980). The Collective Memory. Trans. F. J. Didder and V. Y. Ditter. Chicago: Chicago University Press. 8 Eco, U. (1979). The Role of the Reader: Explorations in the Semiotics of Texts. Bloomington: Indiana University Press, 214. ~9~ çabalarına destek imkanını ve herhangi bir toplumda birlikte yaşamayı ve uzlaşımı destekleyen çevrelerin yaratılmasında sosyal, kültürel ve eğitim sistemlerinin hareketini nasıl sağlayabileceğimiz konularındaki düşüncelerimizi netleştirmeye yardımcı olması açısından kritikdir. Son olarak, hepimizi Jorge Luis Borges‟in hafızaya yaklaşımını „Funes el Memorioso‟ kısa hikayesinde gelişen şekliyle ciddi bir biçimde ele almaya davet ediyorum.9 Borges Funes‟in düşünme yateneğinden şüpheliydi. Ona göre düşünmenin affetmeyle alakası vardı ve affetmek Funes'in yapamadığı birşeydi. Funes‟in dünyasında yalnızca anlık detaylar vardı ve hafızasına hapsolmuş bir şekilde öldü. Hafızanın potansiyel tuzaklarını göz önünde bulundururken travmatik tarihlerin hatırlanmasının mantık açısından desteklenemeyeceğini hatırlamalıyız. Doğrudur: hafıza yoksa öz de yoktur, fakat bu travmatik hatırlamalara bağlı kalmayı zorunlu kılmaz. Böyle yapmayı seçtiğimiz zaman, kurumsal ve kamusal alanlarımızı geçmiş trajediler anısına düzenlediğimiz zaman, belli çıkarlara – ille de uzlaştırıcılığı destekleyen değil destek verme girişiminde bulunma şüphesiyle karşılaşırız. Çok fazla hafıza monolog özelliğe sahip görünüyor; diğer hatırlamaları veya diğerlerinin hatırladıklarını tanımayan, ve diyaloğa girmeyi başarabilse bile bunu inkar içinde yapar görünüyor. Benim öne sürdüğüm kısmi hafıza kaybı hafızanın bireysel alanda daralması ve böylece diğer anıların varlığına imkan tanıyıp daha sonra bunlarla diyaloğa girme umudu anlamına gelir. Anılarının seline kapılan Funes düşünme yeteneğini yitirdi; neredeyse anlık-geçmiş detaylarda boğuldu. Funes'in kaderini yaşamak istemiyorsak, biraz unutmamız gerekir. Bu olmadan, uzlaşma ve birlikte yaşama mümkün görünmüyor. 9 Borges, J. L. (Ed.). (1996). Funes el memorioso (Vol. 1). Barcelona, Spain: EMECE. ~ 10 ~ Kaynakça Apple, M. (1979). Ideology and Purriculum. London: Routledge and Kegan Paul. Borges, J. L. (Ed.). (1996). Funes el memorioso (Vol. 1). Barcelona, Spain: EMECE. Bourdieu, SAYFA (1973). 'Cultural Reproduction and Social Reproduction'. In R. Brown (Ed.), Knowledge, education, and cultural change. London: Tavistock, 71-112. Crawford, K. (1995). 'A History of the Right: The Battle for Control of National Curriculum History 1989-1994'. British Journal of Educational Studies, 33(4), 433-456. Eco, U. (1979). The Role of the Reader: Explorations in the Semiotics of Texts. Bloomington: Indiana University Press. Halbwachs, M. (1980). The Collective Memory (Trans. F. J. Didder and V. Y. Ditter). Chicago: Chicago University Press. Luke, A. (1998). Literacy, Booklet and Ideology London: Falmer Press. Opotow, S. (2001). 'Moral Inclusion and the Process of Social Reconciliation'. Social Justice Research 14(2), 149-170. Phillips, R. (1998). 'Contesting the Past, Constructing the Future: History, Identity, and Politics in School'. British Journal of Educational Studies, 46(1), 40-53. Porat, D. A. (2004). 'It's Not Written Here, But This Is What Happened: Students' Cultural ~ 11 ~ Comprehension of Textbook Narratives on the IsraeliArab Conflict'. American Educational Research Journal, 41(4), 963. Tawil, S., Harley, A., and Porteous, L. (2003). Curriculum Change and Social Cohesion in Conflict-affected Societies. Geneva: UNESCO. Wertsch, J. V. (2002). Voices of Colective Remembering. Cambridge: Cambridge University Press. Wertsch, J. V., and Polman, J. L. (2001). 'The Intuitive Mind and Knowledge About History'. In B. Torff and R. J. Sternberg (Eds.), Understanding and Teaching the Intuitive Mind: Student and Teacher Learning. Nahwah, NJ: Lawrence Earlbaum Associates. ~ 12 ~ Tarih Eğitimine Genel GiriĢ [İnsanlık] kendi tarihini yaratır, fakat bunu kendi istediği şekilde yapmaz; bunu öz iradesiyle seçtiği şartlar altında değil de empoze edilmiş ve geçmişten gelen mevcut şartlar altında yapar. Ölü nesillerin geleneği yaşayanların beyninde ağır bir kâbus gibidir. – Karl Marx- Louis Bonaparte‟ın 18 Brumaire‟i „Tarih‟, dedi Stephen „uyanmaya çalıştığım bir kâbus.‟ – James Joyce, Ulysses Her ne kadar Francis Fukuyama gibi yazarlar tarihin sonuna geldiğimizi savunsa da, tarih eğitiminden bahsetmek alışılmamış bir durum değildir. 10 Kapitalizm ekonomik sistemler açısından zaferini ilan etmiş ve küreselleşme bir gerçeğe dönüşmüş olsa da konu eğitime gelince konuşacak çok şey var. Bir fenomen olarak küreselleşme bizim hala modernizm ve postmodernizm arasında yaşadığımız gerçeğini değiştiremez; bu da etrafımızdaki dünyada çok sorunlu bir resim yaratıyor. „Ulusal uyanış‟ tecrübesi yaşamamış olan yerler, toplumlar ve ülkeler kendi „ulusal bilinç‟lerini uygulamaya çalışır. Bu açıdan, tarih eğitiminin bu „ulusal uyanış‟ta anahtar rol oynadığını görmek şaşırtıcı değildir. 11 „Tarihin Sonu‟ konusunda bir tartışma için Fukuyama‟nın The End of History and the Last Man adlı eserine bakınız. New York: Avon Books, 2006. Bu çalışmasında, Fukuyama kapitalizmin içinde yaşadığımız en gelişmiş sistem olduğunu savunur ve buna daha iyi bir alternatif olmadığı için, tarihin sonuna gelmiş bulunuyoruz der. Slavoj Žižek de BBC World News „hardtalk‟ programında bir ekonomik sistem olarak „kapitalizmin zaferinden‟ bahsetmiştir. Bu mülakattan alıntılar Internet‟te bulunabilir: http://news.bbc.co.uk/2/hi/programmes/hardtalk/8374940.stm (5/12/09 tarihinde erişildi). 11 Ernest Gellner‟in dediği gibi, „Milliyetçilik ulusların öz-şuura uyanışı değildir: Ulusları var olmadıkları yerlerde yaratır.‟ Alıntı: Benedict 10 ~ 13 ~ Bununla beraber, tarih eğitiminin kullanılma sebebi yalnızca bu değildir. Yazıyı „keşfeden‟ Sümerlilerin aynı zamanda kitabe yazıcılarını eğitmek amacı ile ilk kez eğitimi yaratanlar olduğunu da söyleyebiliriz. Yazıları ile krallarını meşru gösteren bu yazıcılar Sümer toplumunda en önemli sosyal sınıflardan biri olmuştur. Bu örnek tarihin başlangıcından beri eğitimin ne kadar önemli olduğunu gösterir – eğitim baskın sınıfların halkı kolaylıkla idare etmesi amacı ile kullanılmıştır.12 Bu anlamda, eğitim yalnızca insanların bir konu hakkında „öğrenmesine‟ yarayan bir araç değil baskın sınıfların görüşlerini sürekli kılmak için kullanılan bir araçtır. Tabii ki Kıbrıs‟ın durumu dünyanın geri kalanından çok farklı değildir. Kıbrıs‟ın bağımsızlığını 1960‟da elde ettiğini göz önünde bulundurmak bize durum hakkında pek çok şey anlatır. Kıbrıs İngiltere İmparatorluğu‟nun bir sömürgesi iken adada iki farklı toplum vardı (Ortodoks ve Müslüman) ve bu iki toplum kendi „ayrı anavatanlarının‟ dilini konuşuyordu. Bu diller daha sonra bu toplumlarda ulusal kimliğe yol açtı.13 Kıbrıslı Rumlar (buradan itibaren K/R) „uykudan ilk uyananlar‟ olup Yunanlılıklarının farkına vardılar. 14 Anderson (2006). Imagined Communities: Reflections on the Origin and Spread of Nationalism. Revised Edition. London: Verso, 6. 12 Bakınız Oya Tokgöz (2008). „Tarihsel Gelişim Süreci içinde Siyasal İletişimin Anlam Kazanması‟ in Siyasal İletişimi Anlamak, Ankara: İmge Yayınları, 21-56. 13 Her toplumun nasıl algılandığına dair detaylı anlatım için, bakınız Zenon Stavrinides (1999). The Cyprus Conflict: National Identity and Statehood. 2nd edition. Lefkoş: Cyprus Research and Publishing Centre, 12-13. 14 Kıbrıslı Rumlar‟ın Kıbrıslı Türkler‟den önce Yunanlılıklarının farkına varmalarının birçok nedeni vardır. Zemon Stravrinides‟in (1999) savunduğu gibi, Kıbrıs‟taki Rum eğitim sistemi ta en başından, ağırlıklı olarak Yunan edebiyatı ve Ortodoks dininin tarihi ve kültürel geleneklerine dayalı olan Yunanistan‟daki müfredatı ve eğitim sistemini sadakatle takip etmiştir. Bu durum Kıbrıslı Rumlar‟ın daha sonra siyasi fikirlerini ifade ederken ve adalarının durumunu tartışırken kullandıkları dil üstünde kesinlikle etkili olmuştur. (15). ~ 14 ~ Niyazi Kızılyürek‟in belirttiği gibi „1821 Yunan özgürlük hareketi Kıbrıs‟ta kendilerini Yunan diye ilan edip ulusal Yunan devleti ile birleşme mücadelesinde ısrar eden bir Hristiyan burjuvası milliyetçiliğini doğurmuştur‟. 15 Kızılyürek‟e göre, ulusal kimlik K/R için Yunanistan Osmanlı İmparatorluğu‟ndan bağımsızlığını kazandıktan sonra bir sorun haline gelmiştir. 16 Diğer yandan Kıbrıslı Türkler (Buradan itibaren K/Tler) daha çok K/Rlara karşı tepki olarak Türklüklerinin „farkına‟ vardılar. Zenon Stavrinides öne sürdüğü gibi „örneğin, Kıbrıs Türk toplumunda Yunan Ortodoks Kilisesi‟ne denk gelen herhangi bir kurum yoktu‟.17 Başka bir etken ise milliyetçilik fikrinin modern Türk ulusal devleti kurulana kadar K/Tler için önemli bir konu olmamış olmasıdır.18 Aynı adadaki „iki toplumun uyanışı‟ 1960 yılında bağımsız bir Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin oluşmasına neden oldu. İlginç olan, bir ulus olma probleminin burada sona ermemiş olmasıdır. Bu problemin nedenlerinden biri insanların aynı Cumhuriyette yaşamalarına rağmen ortak bir eğitim sistemlerinin olmamasıydı. İngiliz Yönetimi sırasında her iki toplum „kendi anavatanlarının‟ ders kitaplarını kullandılar ve bu da sonuç olarak Kıbrıs‟ta Yunan ve Türk milliyetçiliğini besledi. 19 Milliyetçilikteki bu yükselişin bir başka nedeni ise Niyazi Kızılyürek, (1990). „The Turkish Cypriot Upper Class and the Question of Identity‟.In Turkish Cypriot Identity in Literature. Trans. Aydın Mehmet Ali. London: Fatal Publications, 21. 16 A.g.e. 17 Stravrinides,18. 18 Daha fazla bilgi için, bakınız Meltem Onurkan Samani (1999). Kıbrıs Türk Milliyetçiliği. Lefke 19 Daha fazla bilgi için, bakınız POST Araştırma Enstitüsü (2007). Ortaokul Tarih ders kitaplarının Metinsel ve Görsel Analizi: Eski ve Yeni Tarih Ders Kitaplarının Karşılaştırmalı Analizi – Barış Eğitimi II.Lefkoşa: POST RI, 37. Ayrıca bakınız CTP hükümeti döneminde yazılmış Kıbrıs Tarihi II ders kitabı: Kıbrıs Tarihi, 2. Kitap: Ortaokullar İçin Tarih Kitabı. (2005). Lefkoşa: KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, 65. 15 ~ 15 ~ hem İngiliz yönetimi hem de Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde iki toplumun okullarının ayrı olmasıydı. Bir başka deyişle, Kıbrıslı Türkler Türkçe okullara devam edip çoğunlukla Türkiye‟den gelen ders kitaplarını takip ettiler; Kıbrılı Rumlar ise Yunanca okullara gidip Yunanistan‟dan gelen ders kitaplarını takip ettiler. Özellikle 1963 sonrası, etnik gruplar arasındaki şiddetin resmi başlangıcı olarak görülebilir; iki toplum birbirinden gittikçe daha çok ayrılmış ve bu da her toplumun karşı tarafı canavarlaştıran kendi „ulusal anlatımını geliştirmesine‟ yol açmıştır. Tabii ki bir başka „problem‟ de genel olarak tarih ders kitaplarının her toplumun „kendi anavatanından ithal edilmesidir‟. 20 Yine de iki tarafın resmi anlatımlarına hızlı bir bakış tarafların her birinin tarihi kendi ulusal kimliğini tek kimlik olarak inşa etmek ve böylece „diğerinin‟ kimliğini hiçe saymak için kullandığı görülür. Tabii ki „diğerini‟ hiçe saymak veya canavarlaştırmak Kıbrıs‟a özgü birşey değil, milliyetçiliğin „özelliklerinden‟ biridir. Loring M. Danforth‟un iddia ettiği gibi „ulusal hareketler doğası gereği çifttir. Önce bir ulusal diğeri tanımlar ve reddeder, sonra da bir ulusal benlik tanımlayıp geliştirir.‟21 Danforth‟un tanımına bağlı olarak, tarih ders kitapları „her ulus‟ için kendi tarihi anlatımları aracılığıyla „diğerini‟ „tanımlamak‟ ve „yeniden „tanımlamak‟ için kullanılabilecek bir alettir. Eski Yugoslavya bu anlatıma ve bu anlatımda „diğerinin‟ yansıtılmasına iyi bir örnektir. Falk Pingel‟in belirttiği gibi: Yunanistan‟dan gelen ders kitapları ile ilgili daha detaylı bilgi için, bakınız AKTI-Proje ve Araştırma Merkezi (2004). 6. Sınıf Tarih ve Edebiyat Ders Kitaplarının Şiddet ve Milliyetçiliği Teşvik Etme Açısından Raporu. Lefkoşa, AKTI; POST- Araştırma Enstitüsü (2004); POSTAraştırma Enstitüsü (2007). 21 Alıntı: Panayote E. Dimitras. „Writing and Rewriting History in the Context of Balkan Nationalisms‟. Southeast European Politics. 1(1), 41. 20 ~ 16 ~ Ders kitabı yazarları kendi ait oldukları topluma karşı herzaman yeterince eleştirel olmamışlardır. Ulusal devletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte okul kitaplarının kendi ulusunu yüceleştiren ve diğerlerini küçümseyen anlatımlar içerdiği, yöneten kesimleri göklere çıkarıp sözde azınlık grupları aşağı gördüğü aşina olmuştur. O zaman, bu konuda endişelenen eğitimciler ve siyasiler ders kitaplarının, ve özellikle tarih ders kitaplarının yalnızca gerçeklerden bahsetmeyip ideolojileri yaymaya çalıştığını, siyasi eğilimleri takip ettiğini, ve tüm bunları tarihi meşruluk ile haklı kılmaya çalıştığını farketmiştir.22 Pingel‟in belirttiği gibi, bu ders kitaplarının yazarları ağırlıklı olarak kendi „ulusal görkemlerine‟ odaklanırlar, kendileri gibi insan olan „diğerlerine‟ değil. Kıbrıs‟ta tarih ders kitaplarının nasıl yazıldığına bakacak olursak, her iki tarafın da tarih eğitimini kendi resmi politikasını desteklemek için kullandıklarını görürüz.23 Karahasan ve Latif‟in iddia ettiği gibi: Tarih eğitimi ulusal kimlik „yaratmak‟ için önemli bir araç olarak görülür. Bu açıdan, Kıbrıs‟ta tarih eğitimi resmi söylemleri meşrulaştıran bir alet olarak görülebilir. Eğer tarih eğitimi kendi ulusal kimliğini yaratmada bir „ideolojik araç‟ olarak görülürse, Kıbrıslı Türkler‟in deneyimleri bize bunun 22 Falk Falk Pingel (1999). UNESCO Guidebook on Textbook Research and Textbook Revision. Paris: UNESCO, 5-6. 23 Hafıza ve unutma politikalarının nasıl kullanıldığına dair bilgi için, bakınız Yiannis Papadakis‟in Perceptions of History and Collective Identity: A Comparison of Greek Cypriot and Turkish Cypriot Perspectives. Yayınlanmamış doktora tezi, University of Cambridge; Hakan Karahasan‟ın „Different Narratives, Different Stories: The Language of Narrative and Interpretation‟. Journal of Cyprus Studies. 11(28-29), 115-127. Tarih ders kitaplarının nasıl kullanıldığı ile ilgili bakınız AKTI (2004); POSTAraştırma Enstitüsü (2004); POST- Araştırma Enstitüsü (2007); Niyazi Kızılyürek (1999). „National Memory and Turkish-Cypriot Textbooks‟. International Textbook Research / Internationale Schulbuchforschung. 21(4), 387-395. ~ 17 ~ nasıl ve neden ideolojik olduğunu belgelememize yarayacak ilginç bir „deney‟ olarak değerlendirilebilir.24 Karahasan ve Latif‟in amacı her ne kadar Kıbrıs‟ın kuzeyindeki tarih eğitimi ile ilgili güncel tartışmaları belgelemekse de, bu tartışmalar şu anda Kıbrıs‟ta (özellikle kuzeyde) tarih eğitiminin nasıl görüldüğüne dair iyi örneklerdir. Kıbrıs tarih ders kitapları 2004 yılından bu yana iki kez değişti: birincisi CTP hükümeti sırasında ve ikinci olarak da 2009‟da UBP‟nin seçimleri kazanmasını takiben. 25 Yeni UBP hükümeti tarafından verilen „bizim ulusal kimliğimizden uzak tarih kitaplarını değiştirme‟ sözü tarih eğitiminin şu anda nasıl görüldüğünün iyi bir örneğidir. Bu anlamda, Kıbrıs‟ta tarih eğitiminin halen ulusal kimlik yaratmada belirleyici bir etken olarak görüldüğünü söyleyebiliriz. Fakat, yukarıda da belirtildiği gibi, Kıbrıs örneği „eşsiz‟ değildir. Yakın geçmişte müfredatı değiştirme ve yeni tarih kitapları yazma diğer ülkelerde de, özellikle Balkanlarda, yer almıştır ve ayrıca Almanya ve Fransa‟nın ortak tarih ders kitaplarında da vardır. 26 Örneğin, eski Yugoslavya ülkeleri kendi tarih eğitimlerini aynı nedenden dolayı değiştirmeye kalkışmışlardır: Karşılıklı anlayış ve güveni desteklemek istiyorlar; tarih eğitimi halen Almanya ve Fransa‟nın ortak tarih ders kitapları için bakınız, www.klett.de/projekte/geschichte/ dfgb/index_k.html (20/12/09‟de erişilmiş); www.goethe.de/Ins/jp/ lp/prj/wza/defr/en2281618.htm (20/12/09 tarihinde erişildi); www.gei.de/en/publications/eckert-dossiers/europa-unddie-welt/europe-and-the-world.html (20/12/09 tarihinde erişildi). Ayrıca bakınız, POST- Araştırma Enstitüsü (2004). 25 Bakınız, „Özgürgün: Tarih kitapları değişecek‟ (2009). Kıbrıs Postası, 4 Haziran 26 Almanya ve Fransa‟nın ortak tarih ders kitapları için bakınız, www.klett.de/projekte/geschichte/ dfgb/index_k.html (20/12/09‟de erişilmiş); www.goethe.de/Ins/jp/ lp/prj/wza/defr/en2281618.htm (20/12/09 tarihinde erişildi); www.gei.de/en/publications/eckert-dossiers/europa-unddie-welt/europe-and-the-world.html (20/12/09 tarihinde erişildi). Ayrıca bakınız, POST- Araştırma Enstitüsü (2004). 24 ~ 18 ~ hem ulusal kimlik yaratmada hem de barış ve uzlaşmayı savunmada önemli bir araçtır.27 Bu rapor liselerde okutulan Kıbrıs (Türk) Tarih kitaplarının karşılaştırmalı bir çalışmasıdır. Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) hükümeti yönetiminde 9, 10, 11 ve 12inci sınıflar için hazırlanan dört „Kıbrıs Tarihi‟ kitabının analizi yapılacak ve şu anki hükümet (Ulusal Birlik Partisi - UBP) yönetiminde hazırlanan iki „Kıbrıs Türk Tarihi‟ kitabıyla kıyaslanacak. Ders kitaplarının „anlatım stratejisi‟ ve aynı zamanda görsel malzemelerin analizi barış eğitimi yaklaşımı ile yapılıyor. Aynı zamanda, ders kitaplarının nasıl ve neden değiştiğine ve bu konunun Kıbrıs politikalarında neden hala daha „sıcak tartışma‟ konusu olduğuna dair bir tarihi bakış açısı da verilecek. Ders kitaplarının analizi yapılırken metinlerin ve görsellerin nasıl analiz edildiğine dair teorik bilgiler sunulacak. Dil kullanımı, tarihi olayların tarifi, görsel resim, fotoğraf ve haritaların kullanımı bu açıdan analiz edilecek. Bosna Hersek‟teki eğitim „reformu‟ için bakınız, Dilek Latif „Tarihi Yeniden Yazmak‟, Kuzey, Sayı 8, 15 Kasım- 15 Aralık 2009; „Etnik Çatışma Sonrası Barış İnşasi Ne Kadar Mümkün? Dayton Sonrası Bosna ve Hersek‟, Kıbrıs Yazıları, sayı 3-4, Yaz-Güz 2006. Balkanlarda tarih eğitimi ile ilgili daha fazla bilgi için, bakınız Christina Koulouri (ed). Teaching the history of south-eastern Europe. Thessaloniki: Center for Democracy and Reconciliation in Southeast Europe (2001). 27 ~ 19 ~ I) Kıbrıs Tarih Kitaplarını Gözden Geçirme Süreci Kıbrıs‟ın iki tarafında geleneksel olarak okul müfredatları ve ders kitapları süregelen anlaşmazlığı yansıtmaktadır. Özellikle, iki tarafın geliştirdiği tarih ders kitapları tarihi kendi algılamalarına, resmi söylemlere ve önyargılara göre resmetmiştir. Diğer yandan, son beş yıldır adanın kuzey kısmında gözle görülür değişiklikler olmuştur. İlk görülen değişiklik 2004 yılında Annan Planı referandumundan kısa bir süre sonra Kıbrıs tarih kitaplarının yeniden yazılması olmuştur. 1971‟den o zamana dek sürekli olarak kullanılan tarih ders kitapları tarihin etnik merkezci bir algılanması ile milliyetçi siyaseti yansıttı. Buna zıt olarak, 2004‟de yazılan yeni tarih ders kitapları bu etnik merkezci yaklaşımı reddederek ulusal düşman veya „diğer‟e açıkça işaret eden içeriği kaldırdı. Yeni ders kitapları eleştirel düşünce ve çoklu bakış açılarını da içeren öğrenci merkezli bir yaklaşımla hazırlanırken geleneksel öğretim yöntemleri de tartışılmaya başlandı. Bundan sonra ise, yerel uzman ve tarihçilerden oluşan bir komite liseler için yeni tarih ders kitapları hazırladı. Ders kitaplarının öğrencilerin tarih bilgilerini ve hafızalarını şekillendirmedeki rolü her ne kadar göz ardı edilemezse de, bu ders kitaplarına anlam kazandıran öğretmenlerin rollerini de göz önünde bulundurmamız gerekir. Öğrencilerin tarihe bakış açıları ayrıca „daha geniş sosyo tarihi bağlam‟ tarafından da etkilenir: Toplumların baskın ideolojileri, kitle iletişim araçları ve öğrencilerin akranları gibi.28 Daha fazla bilgi için, bakınız Zvi Bekerman (2009). „The Complexities of Teaching Historical Conflictual Narratives in Integrated Palestinian-Jewish Schools in Israel‟. International Review of Education, 55(2-3), 235-250; Michalinos Zembylas and Zvi Bekerman (2008). „Dilemmas of Justice in 28 ~ 20 ~ I a) Değişikliğin Teşvik Edilmesi 2003 yılı adanın kuzeyi bir takım zorluklardan ve değişimlerden geçti. Annan Planı üstünde yoğun tartışmalar yaşandı ve bir çözüm olasılığından dolayı heyecanlı bir dönem geçti. O zaman, Kıbrıslı Türkler‟in çoğunluğu geçmiş Cumhurbaşkanı Denktaş‟ın „Kıbrıs Sorununa‟ çözümsüzlük politikasına tepki koymaya başladılar ve Kıbrıs‟a barış getirmek için aktif bir toplu harekete giriştiler. „Bu Memleket Bizim‟ Platformu ve „Ortak Vizyon‟ gibi sivil toplum örgütleri eski rejimi sorgulayıp Kıbrıs anlaşmazlığına acil çözüm talebinde bulundular. Bu süreçte öğretmen sendikaları (KTÖS ve KTOEÖS) büyük rol oynadı. Annan Planı müzakereleri sırasında, öğretmen sendikaları şiddetsiz toplu gösterileri desteklemede ana rol oynadı. Ayrıca yeni müfredatın desteklenmesinde de önemli bir rolleri oldu. Tarihi nasıl öğretiriz, geçmiş ile şimdi arasında nasıl bağlantılar kurarız ve tarih öğretiminde geçmişi nasıl temsil ederiz konularındaki endişeler bu barış süreci içinde derinleşti. Bu endişe yeni yönetimin geleneksel tarih kitaplarında kayda değer değişiklikler yapmasına yardımcı oldu. CTP hükümete gelince, en önemli görevlerinden biri tarih ders kitaplarını gözden geçirmek oldu. Bu süreç ortaokul tarih ders kitaplarının yeniden yazılması ile başladı. Eylül 2004‟de yeni öğretim dönemi başlayınca, yeni tarih kitapları Kıbrıs‟ın kuzeyindeki tüm ortaokullarda kullanıldı. Peace/Coexistance Education: Affect and the Politics of Identity‟. Review of Education, Pedagogy and Cultural Studies, 30(5), 399-419. ~ 21 ~ I b) Eski ve Değiştirilmiş Kıbrıs Tarih Ders Kitaplarının bir Özeti Okullarda yeni ders kitaplarının kullanımına başlanmasını takiben bir Kıbrıs Türk sivil toplum örgütü olan POST Araştırma Enstitüsü Haziran 2006‟da „Ortaokullarda Okutulan Eski ve Yeni Tarih Ders Kitaplarının Karşılaştırmalı Metinsel ve Görsel Analizi‟ adında bir proje başlattı. Hakan Karahasan, Dilek Latif, Mehveş Beyidoğlu Önen ve Shirin Jetha-Dağseven‟den oluşan bir araştırma ekibi ortaokullarda kullanılan değiştirilmiş tarih ders kitaplarını kullanılan metinsel ve görsel malzemeler açısından analiz edip eski kitaplarla değiştirilmiş kitaplar arasındaki farkları belirledi. 29 Ortaokulun üç yılında yapılan analizin ana bulguları eski kitapların (Dr. Vehbi Zeki Serter tarafından yazılmış) Kıbrıs tarihini taraflı bir şekilde anlattığını, Kıbrıs Türk toplumunun „ulusal hedefini‟ meşrulaştırdığını ve „diğer‟ toplumun meşruluğunu reddettiğini ortaya koydu. Eski tarih kitapları tarihin etnik merkezci bir algılanmasına dayalı milli politikaların yansıması olarak görülebilir. Buna ek olarak, kitaplar geçmişi araçsallaştırarak bölünmüşlük ulusal siyaseti destekleyici ve meşrulaştırıcı bir şekilde yazılmıştı. 30 Bunun tersi olarak, yeni ders kitapları eski ders kitaplarında kullanılan etnik merkezci yaklaşımdan çok uzaktı. Yeni kitaplar tarihi meseleleri insani bir perspektiften değerlendiriyordu. Ayrıca, yeni kitaplarda açıkça belirtilen bir ulusal düşman veya „diğeri‟ yoktu. Yeni kitapların en temel özelliklerinden biri sosyal tarih ve bunun genel tarihteki rolü üstünde durmasıydı. 31 Yeni tarih ders kitapları sosyal tarihin önemini vurgulayarak, „diğeri‟ canavarlaştırmayıp, tam tersine „normalleştirdi'. POST Araştırma Enstitüsü‟nün „Ortaokul Tarih Ders Kitaplarının Metinsel ve Görsel Analizi‟ raporunun Bakınız POST- Araştırma Enstitüsü (2007). A.g.e, 14. 31 A.g.e, 17. 29 30 ~ 22 ~ öne sürdüğü gibi, değiştirilmiş ders kitapları „diğerini‟ de „bizim‟ gibi aynı şekilde yiyecek, sığınma, giysi ve yaşayacak bir yer/toprak ihtiyacı olan insanlar olarak gösterdi. Bu rapor ayrıca sosyal tarihin tarihi milliyetçilikten arındırmakta önemli bir araç olduğunu öne sürüyor. Böylece sosyal tarih, yalnızca geçmişte yaşanan anlaşmazlık ve gerilimleri ele alan askeri ve siyasi tarihin karşısında durur. Eski kitap öğrencilere düşünmek, analiz etmek ve olayları farklı perspektiflerden anlamak için fırsat sağlamadı. Buna zıt olarak, yeni kitaplar öğrencilerin eleştirel düşünce kullanmasını ve çoklu bakış açılarıyla konuları analiz etmesini destekledi. Değiştirilmiş ders kitapları resimler, çizimler ve karikatürler gibi pek çok görsel içeriyor. Bu görseller önemli konuları daha da açıklamak ve vurgulamak amacı ile ek bir öğrenme aracı olarak kullanıldılar. He üç kitapta da kullanılan görseller genel olarak bilgi vericidir ve Kıbrıs ile ilgili dengeli bir görüş sağlamaya çalışır. II) DeğiĢtirilmiĢ Ders Kitaplarının Gözden Geçirilmesi: Rakip Paradigmalar 2004 yılında Kıbrıs tarih ders kitaplarını değiştirme kararı herkes tarafından alkışlanmadı ve bu karar adanın kuzeyinde büyük bir tartışma başlattı. Kitaplar beş yıl önce yayınlanınca, sağ görüşlü partiler, gazeteciler ve tarihçiler değişikliklere şiddetle karşı koydular. Tarih öğretiminin „ulusal kimlik yaratma‟da bir araç olduğu görüşünden yola çıkılırsa değiştirilen tarih ders kitaplarının medyada ve kamunun gündeminde önemli bir yer almış olması şaşırtıcı değildir. 32 „Kıbrıs‟ta tarih ders kitaplarının değiştirilmesi neden hala bir meseledir?‟ sorusu çok önemlidir. Bu, hükümet ve siyasilerin vizyonunu ve onların gelecek ile geçmişi nasıl gördüklerini 32 Bakınız POST Araştırma Enstitüsü (2004). ~ 23 ~ yansıtan bir konudur.33 Vehbi Zeki Serter‟in Kıbrıs Tarihi adanın kuzeyindeki okullarda yaklaşık 30 yıl boyunca okutulmuş olan tek tarih ders kitabı idi. Ders kitaplarının ve genel olarak tarih eğitiminin değiştirilmesinin birden çok nedeni olabilir ama esas nedenin ideoloji ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz. 34 Avrupa Birliği‟ne ve Kıbrıslı Rumlar‟la herhangi bir yeniden birleşmeye tamamıyle karşı olan „eski‟ ideoloji ile kıyaslanınca, CTP dönemi ders kitapları Kıbrıs‟lılık – yani Kıbrıs‟ın anavatan olduğu - ve sosyal tarih üstünde durarak iki toplumun karşılıklı saygısını savunuyordu. 2004 sonbaharından 2009 baharına kadar kullanılmış olan bu ders kitapları öğrencileri düşünmeye, eleştirmeye ve meseleleri tartışmaya cesaretlendiren „yeni pedagojik yöntemler‟ izledi; diğer yandan Serter‟in kitabı böyle bir pedagojik yaklaşım sergilemiyordu.35 Bu yüzden, CTP dönemi tarih ders kitapları uzlaşmaya veya birleşik federal bir Kıbrıs‟a doğru bir adım olarak görülebilir çünkü tarih boyunca ortak olan yanları vurgulamak kaçınılmaz olarak Kıbrıs‟ta barışa katkı koyar. 36 Bu anlamda, tarih ders kitaplarını değiştirmek, Derrida‟nın savunduğu gibi uzlaşmanın önemli bir parçası olan aynı dili konuşma yolunda bir çaba olarak görülebilir. 37 Yiannis Papadakis gibi önde gelen düşünürler 2004 ders kitaplarını bazı genel zayıf yönlerine rağmen, akademik, ideolojik ve siyasi açıdan bir „yaklaşım Hakan Karahasan ve Dilek Latif (2009). „The Current debates and dilemmas on history and reconciliation amongst the Turkish-Cypriots‟. PRIO Cyprus Center Annual Conference: Learning from Comparing Conflicts and Reconciliation Process: A Holistic Approach. Lefkoşa, 18-20 Haziran 2009. 34 Bakınız POST Araştırma Enstitüsü (2007); Papadakis (2008). 35 POST Araştırma Enstitüsü (2007), 24-30. 36 Vural and Özuyanık, 149. 37 Jacques Derrida. “On Forgiveness”. In On Cosmopolitanism ve Forgiveness. London & New York: Routledge, 2001, ss. 25-61. 33 ~ 24 ~ değişikliği‟ olarak tanımladı. 38 Aynı şekilde, Yücel Vural ve Evrim Özuyanık bu kitapları „Türklük‟ yerine „Kıbrıslı Türklüğü‟, „bölünmüşlük‟ yerine „birleşmeyi‟ ve „rekabet‟ yerine „işbirliğini‟ ortaya koyan yeni bir tarih yorumu olarak nitelendirdi. 39 II a) Tarih Eğitiminin Mevcut Siyasi Kullanımı ve Nisan 2009 Seçimleri 2009 ekonomik krizini takiben yapılan son seçim kampanyasında tarih ders kitapları en sıcak konulardan biriydi. Değiştirilmiş kitaplar sağ görüşlü tutucu partiler ve gruplar için seçim kampanyalarının önemli bir parçasını oluşturdu. Sağ görüşlü Ulusal Birlik Partisi (UBP) eğer yeniden seçilirlerse tarih ders kitaplarını baştan yazacaklarını duyurdular. İddialarına göre bu kitaplarda „elle tutulur hatalar var. Eğer iktidara gelirsek, bizim uzmanlarımız tarih müfredatını gözden geçirip gerekli düzeltmeleri yapacak.‟ „Biz de aynen CTP‟nin (Cumhuriyetçi Türk Partisi) iktidara geldiği zaman yaptığını yapacağız‟ diye eklediler. Demokrat parti de benzer beyanatlarda bulunup yeni kitapların Kıbrıslı Türkler‟in tarihini yansıtmadığını ve bu ders kitaplarının tarihden çok kültür kitabı olduğunu söyledi. Bunun aksine, CTP ve TDP gibi merkez sol partiler yeni ders kitaplarını desteklediler ve eski ders kitaplarının değiştirilmesinin kaçınılmaz olduğunu savundular. Cyprus Mail‟de belirtildiği gibi Milli Mücadele Konseyi adındaki bir grubun Tarihi Teknik Komitesi tüm siyasi partilerle görüşmeler yapıp onları değiştirilmiş tarih müfredatını gözden geçirme konusunda ikna etmeye çalıştılar. Bu komitenin üyelerinden biri mevcut Kıbrıs Türk tarih ders kitaplarının Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türkler‟i „aynı 38 39 Papadakis (2008), 24. Vural and Özuyanık. 149. ~ 25 ~ sepetteki yumurtalar kadar benzer‟ göstermeye çalıştığını „fakat gerçekte bizim her açıdan farklı olduğumuzu‟ söyledi. Ayrıca, „bu kitapların amacı insanları yönlendirip Türklüklerini unutmuş Kıbrıslılar yaratmaktır. Çocuklarımızın beyinlerini yıkıyorlar,‟ diye duyurdular.40 UBP‟nin kitaplarla ilgili yaptığı eleştirilere cevap olarak, eski Kıbrıs Türk Eğitim Bakanı Canan Öztoprak „bu kitaplar bakanlık yetkilileri veya siyasiler tarafından yazılmamıştır; tarihçiler ve eğitimciler tarafından yazılmıştır‟ dedi. 41 Tarih kitaplarının seçim kampanyalarında alet olarak kullanılmasına bir başka şiddetli tepki de Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elçil‟den gelmişti. Elçil, politikalarını yıllarca bu toplumun kan ve gözyaşlarına dayandıranlar tarih ders kitapları ve tarih eğitimi konusunda şövenist açıklamalarıyla öne çıkmaya çalışıyorlar dedi. Elçil, „ırkçı yaklaşımlar genç beyinlere mezardan çıkmış nefret ve önyargılar aşılamıştır‟ diye ekledi. „Geriye gidip tarihin kan, gözyaşları, nefret, şövenizm ve önyargılarla öğretilmesini desteklemek kabul edilir birşey değildir. Bilinmelidir ki bizler değişimi önlemeye çalışanların şiddetle karşısında duracağız,‟ diye duyurdu.42 Seçimlerden kısa bir süre önce, Ulusal Birlik Partisi Başkanı olarak yeniden seçilen Derviş Eroğlu, iktidara geldikleri zaman tarih ders kitaplarını yeniden değiştireceklerini duyurdu. Tarih ders kitapları siyaset gündeminde bir konu oldu. Aynı dönemde, eski toplum lideri Rauf Denktaş tarih kitaplarımızın vatansever, milliyetçi ve özgürlükçü tarihçiler tarafından gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Denktaş, Avrupa Birliği‟nin istediği tarih kitaplarını Simon Bahceli (2009). „Threat to revert to old version of Turkish Cypriot history books‟. Cyprus Mail, 12th Mart. 41 Canan Öztoprak, “Kin ve Nefret Aşılamıyor”, Kıbrıs Gazetesi, 21 Mart 2009. 42 „Yeni Beyaz Sayfa Açılmalı‟ (2009). Kıbrıs Gazetesi, 30th Nisan. 40 ~ 26 ~ yazmaktan gurur duymamamız gerektiğini çünkü AB‟nin istediğinin bizim Türkiye ile bağımızı koparmak olduğunu söyledi. O dönemde, sağ görüşlü partilerin seçimi kazanması durumunda bir geriye dönüş olacağı ve yeni kitapların atılıp yerine daha milliyetçi kitapların konacağı konusunda endişeler oluştu. II b) Hükümet Değişimi ve Değiştirilen Kitapların Kaldırılması Görüldüğü gibi, adanın kuzeyinde tarih eğitiminin reform edilmesi konusundaki tartışmalar ve eleştiriler siyasi çekişmeden uzak değildi. Son seçimlerde Ulusal Birlik Partisi‟nin (UBP) zaferinin ardından, Kıbrıs‟ın kuzeyinde yeni bir hükümet iktidara geldi. Ders kitaplarının değiştirilmesi Bakanlar Kurulu tarafından yapılan ilk duyurulardan biriydi. Kabine başkanı 2004 tarih ders kitaplarının değiştirilmesinin yeni hükümetin ilk yüz günündeki gündem konularından biri olduğunu duyurdu.43 Bu duyuru tarih eğitiminin geçmişte olduğu gibi bugün de hala ulusal bilinç ve buna bağlı olarak kimlik „yaratmada‟ ana unsur olarak görüldüğünü gösteriyor. Sağ görüşlü UBP hükümeti bir sonraki dönem için 2004 ders kitaplarının basımını iptal edip tamamen yeni tarih ders kitapları yarattı. Yeni hükümetin Kıbrıs tarihi ders kitaplarını değiştirme fikri yaz döneminde gerçekleşemedi. 2009 dönemi için yeni kitapların hazır olup olmayacağı bile belli değildi. Fakat, Derviş Eroğlu 8 Eylül 2009‟da bir basın konferansı sırasında hiç beklenmedik bir şekilde yeni ders kitaplarını halka duyurdu.44 Tarih ders kitaplarının tartışmaları takiben değiştirildiğini söyledi. Eroğlu kapak sayfasındaki Atatürk resmini göstererek bundan sonra öğrencilerin gerçek tarihi bu Daha fazla bilgi için bakınız „Özgürgün: Tarih kitapları değişecek‟ (2009). Kıbrıs Postası, 4 Haziran 2009. 44 „Hükümetin ilk yüz günü‟ (2009). BRT Haberleri, 8 Eylül. 43 ~ 27 ~ kitaplardan öğreneceklerini açıkladı. 45 Bununla birlikte, basının 2004 ve 2009 ders kitapları arasında ne fark olduğuna dair sorularını cevaplayamadı. III) Kıbrıs Tarih Kitaplarının KarĢılaĢtırması III a) Kıbrıs Türk Tarihi 1 ve Kıbrıs Tarihi (1878-1960): Kıbrıs’ta İngiliz Dönemi Siyasal Tarihi ile Kıbrıs Türk Tarihi Yıl 9 2004 Kıbrıs Tarihi ders kitapları ile 2009 tarih ders kitapları arasındaki „büyük‟ farklılıklarından biri müfredata göre öğrencilerin daha önce bir yıl içinde dört ders kitabının olmasıydı. Son kitaplar ise daha kısadır. Şu anda, dokuzuncu sınıf Kıbrıs Türk Tarihi ders kitabı Kıbrıs Türk Tarihi 1 ve Kıbrıs Tarihi (1878-1960): Kıbrıs‟ta İngiliz Dönemi Siyasal Tarihi ders kitaplarındaki konuları kapsar.46 Ders kitaplarına ilk bakışta öğrencilerin şu anda çalıştıkları sayfa sayısının azaltıldığı görülür. Bu açıdan, kaldırılan kitapların 2009 kitaplarına kıyasla çok daha fazla bilgi içerdiği açıktır. Örneğin, aşağıda eski ve 2009 ders kitaplarında kullanılan bölüm başlıklarını görebilirsiniz: Kıbrıs Türk Tarihi I Kıbrıs Türk Tarihi 9. Sınıf (2009) Bölüm 1. Osmanlılar Öncesi Kıbrıs Bölüm 1. İlk ve Ortaçağ’da Kıbrıs Her iki kitap da aynı konuları kapsamasına rağmen, her bölümün başlığı yazarın ve ders kitabının bakış açısının önemli 45 A.g.e. Kıbrıs Türk Tarihi1: Liseler için Tarih Kitabı, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ve Kıbrıs Tarihi (1878-1960): Kıbrıs‟ta İngiliz Dönemi Siyasal Tarihi. Lefkoşa: K.T. Eğitim Vakfı Yayınları, 2008. 46 ~ 28 ~ bir göstergesidir. 9. sınıf için olan 2009 ders kitabı „İlk ve Ortaçağ‟da Kıbrıs‟ konusundan „Dr. Fazıl Küçük‟ün Hayatı, Milli Mücadelemizdeki Yeri ve Önemi‟ konusuna kadar kapsarken, Kıbrıs Türk Tarihi ders kitabı „Osmanlı Öncesi Kıbrıs‟, „Kıbrıs‟ta Osmanlılar‟ ve „Sosyo-Ekonomik Hayat‟ konularını kapsıyordu. Yukarıda da anlatıldığı gibi, kaldırılan ders kitapları iki yıla bölünmüştü ve lise 1. sınıfta öğrenciler yalnızca bu konuları görüyordu. İngiliz dönemi ve Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kuruluşu konuları ilginç bir şekilde daha farklı bir isme sahip başka bir ders kitabında işleniyordu.: Kıbrıs Tarihi (1878-1960): Kıbrıs‟ta İngiliz Dönemi Siyasi Tarihi Diğer bir deyişle, Kıbrıs Tarihi (1878-1960), Kıbrıs Türk Tarihi 1 kitabının devamı niteliğindeydi; aynı derse neden farklı isimler verildiği açık değil. Burada, yine başlıklara bakıldığı zaman eski ve şu anda okutulan ders kitaplarının farklı bakış açıları görülüyor. Önceki ders kitabı „Kıbrıs‟ın 82 Yıllık Sömürge Tarihi‟ başlığı ile başlıyor ve Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kuruluşu ile bitiyor. Ders kitapları ile ilgili ayrıntılı bilgi vermeden önce, eski ve yeni ders kitaplarının anlatımı arasında büyük bir fark olduğunu gösteren kitap adlarını kıyaslamak gerekir. kaldırılan ders kitapları „diğerini‟ olumsuz görmek yerine insani bir bakış açısı sergilemiştir. Kıbrıs Türk Tarihi I‟in „Önsöz‟ kısmında kitabın yazarları şöyle diyor: Günümüz tarih eğitimi eleştirel düşünceyi destekler ve gençliğe kendi fikirlerini nasıl geliştireceğini gösterir. Bugünlerde, tarih sadece siyasi olayları değil sosyal ve kültürel değişiklikleri de bütünsel ve kritik bir prensip içerisinde ele alır. Bir başka amaç ise olaylara diğerinin varlığını yok saymak yerine çokkültürlü bir bakış açısı ile bakmaktır. Vehbi Zeki Serter‟in eski 9. Sınıf ders kitabının önsözünün başlığı „Yeni Kıbrıs Türk Tarihi Ders Kitapları hakkındadır ve bu başlık tamamıyle farklı bir ideolojiyi temsil ~ 29 ~ etmektedir. Bu anlamda, ders kitaplarının hem sayfa tasarımı hem de olayları anlatma tarzları açısından değişmiş olduğunu savunmak zor değildir. Anlatım tarzı tarih anlatımında çok önemli bir başka unsurdur çünkü tarihin anlatım aracılığı ile üretildiği yaygın olarak tartışılmaktadır. „Yeni komisyon‟ 2009 ders kitabının önsözünde şöyle söyler: KKTC Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı Tarih Komisyonu olarak bizler tarih kitaplarımızın yazılma amacının; tarihi gerçeklere ışık tutmak, Kıbrıs Türk halkının bu adada egemen bir güç olduğunu belirtmek, Atatürk İlke ve İnklaplarına bağlı “Yurtta barış, dünyada barış” bilinciyle, kendi cumhuriyetini ve devletini seven barışçı, aydın gençler yetiştirmek olduğunu vurgulamak isteriz.47 III a.1) Geçmişi Anlatmak, ama Nasıl? Kaldırılan ve 2009 Yılında Okutulmaya Başlanan Ders Kitaplarının Kıyaslamalı Analizi Birilerinin ifadelerini ortaya koyması ve insanların „öğrenmesi‟ veya „anlaması‟ için anlatım kullanıldığına göre anlatımın yalnızca tarih öğretiminde değil diğer alanlarda da önemli bir unsur olduğu iyi bilinir. Bir ulusun parçası olmak „öğrenilen‟ birşey olduğuna göre anlatım ulusal kimliği „oluşturmada‟ gitgide daha fazla önem kazanmaktadır. Homi Bhabha‟nın ifadesiyle: Anlatımlar gibi, uluslar da kökenlerini zamanın efsaneleri içinde kaybeder ve ufuklarını tam olarak zihnin gözünde gerçekleştirir. Bir ulusun böyle bir imajı veya anlatımı imkansız derecede romantik ve aşırı mecazi görünebilir fakat batıdaki bir ulus güçlü bir tarihi fikir olarak bu tür siyasi düşünce ve edebi dilden ortaya Komisyon. „Yenilenen Tarih Kitapları Hakkında‟ (2009). Kıbrıs Türk Tarihi 9. KKTC Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı, vi 47 ~ 30 ~ çıkar. Kültürel güdüsü ulusun sembolik bir güç olarak imkansız bütünlüğünde yatan bir fikir.48 Bhabha‟ya göre, anlatım her ne kadar imkansız derecede romantik görünse de çok güçlüdür çünkü uluslar bu anlatımlar sayesinde „yaratılır‟. Tarih eğitimi resmi anlatımın ekilmesi için önemli bir alandır. Yine de, bu anlatımlar kurgusal değildir, yani gerçek dışı değildirler. Jacques Rancière‟in savunduğu gibi, kimsenin yeni bir tarih „yaratmasına‟ ihtiyaç yoktur. „Gerçek‟ olanlar (yani vakalar) tarihçilerin yaratmak istediği çizgisel hikaye/tarih anlatımı şekline dayalı bir şekilde kullanılabilir. Rancière‟e göre: Hikaye üretme modeli ile tarihin ortak bir kader olduğu fikri arasında bir bağlantı olduğu açıktır, ve buna bağlı olarak „tarihi yapanlar‟ görüşü ve gerçeklerin mantığı ile hikayelerin mantığının yorumlanması meselesinin herkesin ve herhangi birinin tarih „yapma‟ işinde yer aldığının kabul edildiği bir zamana özel olduğudur. Bu yüzden de mesele tarihin yalnızca kendi kendimize anlattığımız hikayelerden ibaret olduğunu iddia etmek değil, fakat hikayelerin mantığının ve tarihin aracıları olarak çalışma yeteneğinin elele gittiğidir. Siyaset ve sanat, aynen bilginin şekilleri gibi, „kurguları‟ inşa eder, yani işaret ve görüntülerin materyal olarak yeniden düzenlenmesi, görünen ile söylenen ve yapılmış olan ile ne yapılabileceği arasındaki ilişkidir.49 Diğer bir deyişle, anlatım aracılığı ile tarih „yaratmak‟ veya „yapmak‟ yalnızca sanatta değil ama tarih alanında da mümkündür. Bu şu anda Kıbrıs‟ta gözlenilen durumdur. CTP hükümeti sırasında değiştirilen eski ders kitapları Kıbrıs tarihinde barış, sosyal tarih ve evrenselliğe dayalı „yeni gerçekler ortaya koydu‟. Amaçlarına ulaşmak için sürekli Homi Bhabha (1990). „Introduction: Narrating the Nation‟. In Bhabha (ed.) Nation and Narration. New York: Routledge. 49 Jacques Rancière (2006). The Politics of Aesthetics: The Distribution of the Sensible. Trans. Gabriel Rockhill. London: Continuum, 38-39. 48 ~ 31 ~ olarak Kıbrıs tarihi ile dünyanın geriye kalanı arasındaki ilişkiyi gösterdiler. Örneğin, Osmanlı Dönemi‟nden bahsederken, diğer yerlerde kronolojik olarak neler olduğuna dair bilgi veren „dünya olayları‟ diye küçük bir kısıma yer verildi. Diğer yandan, UBP hükümeti kurulduktan hemen sonra yazılan 2009 ders kitapları birçok bakımdan farklıdır. Yeni ders kitaplarının kapak sayfası bile bu farklılığı gösterir: eski ders kitabı Kıbrıs Türk Tarihi I‟in kapak sayfası Girne ile bir yelkenliyi gösteren bir resim içerir. Herhangi bir milliyet göstergesi veya benzeri birşey yoktur; resim Girne‟den bir manzara olduğu için yalnızca Kıbrıs‟ı çağrıştırmaktadır. Diğer yandan, 2009 Kıbrıs Türk Tarihi (9. Sınıf) ders kitabının kapak sayfası dört resim gösterir: en büyük resim Atatürk‟ün resmidir, bunun hemen solunda Osmanlı İmparatorluğu‟nun arması, armanın altında Arabahmet‟ten bir görüntü, ve bunun hemen yanında Osmanlı Padişahı II. Selim‟in bir resmi. Yalnızca kapak sayfalarına bakmak bile iki ders kitabının anlatımlarının ne kadar farklı olduğunu gösteriyor. 2004 kitabı daha tarafsız görünürken 2009 kitabı „Kıbrıs bir Türk adasıdır‟ mesajını vermeye çalışır görünüyor. İkinci 2004 tarih ders kitabının (Kıbrıs Tarihi 1878-1960) kapağında kullanılan Osmanlı dönemi, İngiliz dönemi ve Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kuruluşu ile ilgili fotoğraflar Kıbrıs‟ın çağdaş tarihi ile yakından ilişkilidir. Aynı şekilde, iki kitabın içeriklerine bakılınca eski kitabın konuları geniş bir perspektiften ele aldığı, yeni kitapların yaklaşımının ise daha Türk-merkezci olduğu görülür. Buna bir örnek Kıbrıs‟ın İngiliz yönetimine devredilişinde görülebilir. 2004 ders kitabı dünya tarihi, ticari anlayış ve sömürgecilik ile ilgili bilgi vererek başlar (sayfa 1-12); diğer yandan 2009 kitabı konuyu daha çok „yerel perspektiften‟ ele alır yani konuyla ilgili geri plan bilgisi vermektense İngilitere İmparatorluğu‟na Osmanlı tarihi ile ilişkisi açısından bakar (sayfa 70-72). ~ 32 ~ Rancière‟in tarih konusundaki fikirlerine değinecek olursak, tarihin tarihçiler tarafından yaratılmış bir brikolaj çalışması olduğu söylenebilir. Yine de, bu bizim tarih öğrenmemizdeki tek „aracın‟ tarih ders kitapları olduğu anlamına gelmez. Bunun yerine, Ranciere‟in savunduğu gibi „belli gerçekler‟ „hedeflenen politikayı‟ meşru kılmak için kullanılır. Anlatımlar bu anlamda önemlidir çünkü belli bir tür tarihi ortak kader olarak „üretmek‟ için kullanılabilirler; tarih ders kitapları ve öğretim bu „gerçeklerin mantığını‟ yorumlayan malzemelerdir. Rancière‟in iddiası önemlidir çünkü „hikayelerin mantığı olarak tarih‟ yalnızca sanatla değil tarih alanıyla da ilgilidır. III a.2) Kıbrıs Tarihi Ders Kitaplarının Karşılaştırması, 9. ve 10. Sınıf - Kıbrıs Türk Tarihi I ve Kıbrıs Türk Tarihi 9 Kıbrıs Türk Tarihi I kitapbı ve 2009 ders kitapları arasındaki ilk büyük farklılıklardan biri ilkinin müfredatının dört kitaba, yenisinin ise iki kitaba dağıtılmış olmasıdır. Bu da tabii ki birçok açıdan görünür değişikliğe yol açıyor: yeni hükümetin himayesinde yazılmış olan kitapların sayfa sayısı eski kitaplara göre daha azdır. Örneğin, 9. Sınıf için olan Kıbrıs Türk Tarihi I ders kitabı ve 2009 versiyonunda yalnızca üç bölümde kapsanmıştır: „Osmanlılar Öncesi Kıbrıs‟ (14 sayfa uzunluğunda), „Kıbrıs‟ta Osmanlılar‟ (39 sayfa uzunluğunda), ve „Osmanlı Dönemi‟nde Sosyo-Ekonomik Hayat‟ (47 sayfa uzunluğunda). 10. Sınıf‟da, öğrenciler Kıbrıs‟ta İngiliz dönemini ve Kıbrıs‟ın çağdaş siyasi tarihini kapsayan Kıbrıs Tarihi (1878-1960) kitabını okuyorlardı. Bu kitaptaki konular şunlardı: „Kıbrıs Yönetimi El Değiştiriyor‟ (30 sayfa uzunluğunda), „İki Küresel Savaş Arasında Kıbrıs‟ (23 sayfa uzunluğunda), ve „Bağımsız Kıbrıs‟a Giden Yol‟ (25 sayfa uzunluğunda). Kitap 1960‟da Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin Kuruluşu ile sona eriyor. ~ 33 ~ „Kıbrıs Türk Tarihi 9. Sınıf‟ başlıklı 2009 ders kitabı „İlk ve Ortaçağ‟da Kıbrıs‟ (8 sayfa uzunluğunda) ile başlıyor, „Kıbrıs‟ın Osmanlı Devleti Tarafından Fethi‟ (22 sayfa uzunluğunda), „Osmanlı Yönetimi‟nde Kıbrıs‟ (35 sayfa uzunluğunda), „Kıbrıs‟ta İngiliz Sömürge Yönetimi Dönemi (1878-1960) (33 sayfa uzunluğunda), ve „Dr. Fazıl Küçük‟ün Hayatı, Milli Mücadelemizdeki Yeri ve Önemi‟ (7 sayfa uzunluğunda). Kitaplar sayfa sayısı açısından kıyaslanırsa, 2009 ders kitabı kaynakça da dahil olmak üzere 116 sayfa uzunluğundadır. Kıbrıs Türk Tarihi I kitaplarının ilki kaynakça ile birlikte 109 sayfa, ikincisi ise 85 sayfadır. Açıkça görülüyor ki daha önceki ders kitapları yeni kitaplardan daha fazla bilgi içeriyordu. Bu kitapların, özellikle de Kıbrıs Türk Tarihi I cildinin, oldukça fazla detay içerdiği söylenebilir. Bunu „Anahtar Sözcük‟ adlı bölümlerdeki birçok sütundan anlamak mümkündür. Bazı örnekler: „Tapınak Şövalyeleri‟ (sayfa 7), „Haçlı Seferleri Kısa Tarihi‟ (sayfa 5), „Firman‟ (sayfa 27), „Sancak‟ (sayfa 37) ve „Cemaat‟ (sayfa 58). „Dünya‟daki Olaylar‟ kısmı dünyanın geri kalanında o dönemde neler olduğuna ilişkin bilgiler içeriyor ve kısa bir bölümde Aslan Yürekli Richard (sayfa 7), I. Pierre, bir Lüzinyan Kralı (sayfa 8), II. Selim (sayfa 15) ve Lala Mustafa Paşa (sayfa 20) gibi Kıbrıs‟ta yaşamış ünlü tarihi kişiliklerin biyografik bilgileri veriliyor. Ancak, yeni ders kitabı daha az bilgiler içeriyor. Kıbrıs Türk Tarihi I Osmanlı dönemindeki sosyal tarihe ağır olarak odaklanmıştı, bu da yine eski CTP hükümetinin bakış açısını yansıtıyordu. Aslında, sosyal tarih 2004 ders kitaplarında üstünde en fazla durulan yöndü.50 Buna zıt olarak, içerik ve sayfa sayısı göz önünde bulundurulunca, UBP hükümeti altında yazılan yeni ders kitaplarındaki en önemli konu Önsöz‟de belirtildiği gibi, Kıbrıslı Türkler‟in milli mücadelesidir. 50 Daha fazla bilgi için bakınız POST Araştırma Enstitüsü (2007). ~ 34 ~ “KKTC Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı Tarih Komisyonu olarak bizler tarih kitaplarımızın yazılma amacının; tarihi gerçeklere ışık tutmak, Kıbrıs Türk halkının bu adada egemen bir güç olduğunu belirtmek, Atatürk İlke ve İnklaplarına bağlı “Yurtta barış, dünyada barış” bilinciyle, kendi Cumhuriyetini ve Devletini seven barışçı, aydın gençler yetirştirmek olduğunu vurgulamak isteriz.” (sayfa vi). Kitabın ana anlatıma ek olarak birçok bölümü var. „Tarihi notlar‟ bölümü Kıbrıs Türk Tarihi I kitaplarındaki „anahtar kelimeler‟ bölümüyle aşağı yukarı benzerlik taşıyor. Daha önceki kitaplardaki „aktiviteler‟ kısmında olduğu gibi, yeni kitap „tartışalım‟ başlığı altında bazı sorular içeriyor. „Araştıralım‟ temel olarak öğrencilerin araştırması için bazı sorular içeriyor. „Bilgi Kutusu‟ başlığı altında ise küçük bilgiler yer alıyor. Tüm bu küçük kısımlar aynen 2004 kitaplarında olduğu gibi bölümlerin içinde bulunabilir. Bir fark her bölümün başında görülüyor. Yeni ders kitabının her bölümünde, bölüm başlamadan önce sorulardan oluşan ayrı bir sayfa vardır. Eski kitap ise aynı şeyi „aktiviteler‟ bölümü altında yapmıştır. „Eski‟ ve „yeni‟ ders kitapları arasındaki ana farkın eski kitapların yazarlarının daha „global bakış açısı‟ olduğu söylenebilir. Bu onların her bölümü açıklama şekillerinde görülebilir. Örneğin, her bölüme genel bilgilerle başlayıp daha sonra bu bilgilerin Kıbrıs ile ilgisine geçiyorlar; diğer yandan yeni kitap çoğunlukla Kıbrıs ve/veya Türklük (Türkiye‟de) ile ilgili konulardan bahsediyor. 51 KT II‟de, her kısım daha global bir bakış açısı ile başlar. Örneğin, kısım yönetimin Osmanlı‟dan İngiltere‟ye geçişi ise, önce sömürgecilik ve İngiltere İmparatorluğu ile ilgili bilgi vererek başlar (s. 1-12). 1915-1945 döneminde Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıs‟ı anlatan ikinci bölüm 1. ve 2. Dünya Savaşları hakkında bilgilerle başlar (s. 31-34), ve Kıbrıs Cumhuriyeti‟nın bağımsızlığı ile ilgili kısım da 2. Dünya Savaşı‟ndan sonra dünyada olup bitenler ile ilgili bazı bilgiler ile başlayıp (s. 55-60) daha sonra Kıbrıs‟a geçer. Halbuki, yeni ders kitabı doğrudan olayların önemi ve Osmanlılar /Türkler veya Kıbrıslı Türkler ile olan ilişkileri ile başlıyor. Bu anlamda, 51 ~ 35 ~ Kıbrıs‟ta Osmanlılar ile ilgili bölümde, eski ders kitabı şu soruları soruyor: 1. „Kıbrıs adasının Osmanlılarca fethedilmesinin nedenleri nelerdir? Araştırınız. 2. Osmanlı Devleti Doğu Akdeniz ve çevresinde fetihler yaparken neyi amaçlıyordu? 3. Kıbrıs‟ın fethinden önce Osmanlılar Akdeniz‟de hangi fetihleri gerçekleştirdiler? (Kıbrıs Türk Tarihi I, sayfa 15). Diğer yandan, 2009 ders kitabı aşağıdaki gibi sorular içeriyor: 1. 2. 3. 4. Osmanlı Devleti‟nin Kıbrıs‟ın fethi sırasında dünya siyasetindeki yerini araştırınız. Kıbrıs‟ın jeopolitik ve jeostratejik konumunu araştırınız. Hristiyan dünyası için Kıbrıs ne anlam ifade eder? Osmanlıların adayı fethi sırasında yerli halkın tutumunu araştırın (sayfa 9). Ders kitaplarındaki sorular öğrencileri farklı yönlere itiyor. Eski kitaptaki sorular daha çok Osmanlı İmparatorluğu ve Kıbrıs ile olan ilgisine dair genel bilgilerle ilgili olduğu için daha tarafsız olarak değerlendirilebilir. Fakat yeni kitabın soruları Osmanlı İmparatorluğunu merkeze koyuyor ve soruları etnik-merkezci bir yaklaşımla soruyor. Aynı zamanda, her ne kadar iki ders kitabı aynı olaylardan söz etse de, anlatım farklı kurulmuştur. Örneğin, iki kitap da Osmanlıların adayı nasıl kitap olayları ağırlıklı olarak Kıbrıs‟la olan ilişkileri açısından ele aldığı için daha „yerel bir bakış açısı‟na sahip olduğu söylenebilir. Örneğin, Kıbrıs Türk Tarihi, 9. Kitap‟da, İngiliz Sömürge Yönetimi‟ni anlatan kısım doğrudan 19. yüzyılda Osmanlılar ve İngiltere İmparatorluğu ile ilgili bilgi vererek başlar (s. 70). 1. Dünya Savaşı‟ndan bahseden alt kısım ise genel olarak savaşın nedenlerine değil çoğunlukla Kıbrıs‟a ayrılmıştır (s. 75). Sayfa 84-85, 2. Dünya Savaşı‟ı sırasında ve sonrasında olanlarla ilgili bilgi verir, fakat yine çok sınırlıdır. Kısacası, ders kitaplarının yazarları arasında perspektif açısından „büyük farklılık‟ olduğu söylenebilir. ~ 36 ~ fethettiklerini ve Kıbrıs‟ın yerli halkının buna verdiği desteği anlatır. Fakat, 2009 ders kitabı Türkler‟in her zaman barış yanlısı olduğunu ve hiçbir zaman savaşa girmek istemediklerini tekrar tekrar vurgular (sayfa 14). Diğer yandan, Kıbrıs Türk Tarihi I ders kitabı Kıbrıs‟ın fethinin adanın tarihi içinde ve Osmanlı İmparatorluğu tarihi içinde oldukça normal birşey olduğundan bahseder. „Fetihin sonuçlarını anlatan alt kısım Osmanlıların Kıbrıs‟ın fethinden sonraki verasetinin bir özetidir (sayfa 18). „Aynı hikaye‟yi farklı bir anlatımla sunmaya başka bir örnek Osmanlı yönetimine karşı olan başkaldırıların açıklamasıdır. İki ders kitabı da Başpiskopos Kyprianos‟un Rum bağımsızlık başkaldırılarına verdiği desteği anlatır fakat yeni kitap bu konuya neredeyse üç sayfa ayırmıştır ve yazarlar Rumlar‟ın Megali İdea‟sı hakkında bilgi verirler. Daha önceki kitap da Başpiskopos Kyprianos‟un adayı Yunanistan‟a bağlama hedefini belirtir fakat tüm Rumlar‟ın adayı Yunanistan‟a bağlamak istediğini ifade etmez. Yeni kitap kullandığı dil ile kaçınılmaz bir şekilde Yunanlıların ve Kıbrıslı Rumlar‟ın aynı olduğunu ve „diğer‟ olduğunu olumsuz şekilde ifade eder. „Kıbrıs‟ta Osmanlı Dönemi - Eserler‟ bölümünden önceki son paragrafta kitap Rumlar‟ın Enosis fikirlerinin 1974‟de nasıl engellendiğini anlatır. 52 Eski kitapta, sosyal tarih ağırlıklı bir şekilde yer alır; buna karşın yeni kitap çoğunlukla Osmanlıların yaptıklarını anlatır. Örneğin, Müslümanlar ile Hristiyanlar (çoğunlukla Rum Ortodoks) arasındaki ilişkiyi göstermek için 2004 kitabı özellikle Lefkoşa‟da Müslüman ve Hristiyanların her zaman birlikte varolduklarını iddia eder (sayfa 68). 2009 kitabında, Müslümanlar ile Hristiyanlar (Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar) arasında ortak olan hiçbir şey yoktur. Enosis‟in siyasi anlamı Kıbrıs‟ın Yunanistan ile birleşmesidir. Daha çok Kıbrıslı Rum milliyetçiler tarafından kullanılmıştır. 52 ~ 37 ~ III a. 3) Kıbrıs Tarihi Ders Kitaplarının Karşılaştırması, 9. ve 10. Sınıf ( Kıbrıs Tarihi 1878-1960 ve Kıbrıs Türk Tarihi 9. Sınıf) Her iki kitap da İngiltere İmparatorluğu ve onun Osmanlı İmparatorluğu ile olan ilişkisi ile ilgili bilgiler ile başlar. Fakat en büyük farklılık, Kıbrıs Tarihi 1878 – 1960 kitabının ticaret anlayışı, sömürgecilik ve İngiltere İmparatorluğu‟nun Kıbrıs ile ilgilenmeye nasıl başladığı (Süveyş Kanalı ve Avrupa Emperyalizmi) konusunda detaylı açıklamalar vermesidir (sayfa 1-12). 2009 kitabı Osmanlı İmparatorluğunu merkezine alacak şekilde bilgiler verir (sayfa 70-71). Eski kitap yönetim değişikliğinden „normal‟ birşey olarak bahsederek, Kıbrıs tarihinde birçok farklı uygarlığın adanın yönetimini ele aldığını öne sürer. Diğer yandan, yeni kitap yönetim değişikliğinden „Kıbrıslı Türkler‟in çilelerinin nasıl başladığı‟ olarak bahseder‟ (sayfa 72). Önceki kitap Kıbrıs-merkezci iken yeni kitap Türk-merkezcidir. „Kıbrıs‟ta İngiliz Sömürge Yönetimi‟ bölümünde Winston Churchill‟den şöyle bir alıntı vardır: „Kıbrıs‟ta şimdi yaşayan insanlar Yunanlı değildir. Bunlar, buraya göç eden Mısırlılarla yerlilerin karışımından meydana gelen melez bir ırktır. Yalnız Yunan dili; bunların Yunan geleneklerine bağlı kalmıştır‟ (sayfa 73). Bu Rancière‟in savunduğu noktaya güzel bir örnektir: „gerçek‟ tamamıyle farklı bir anlatım yaratacak şekilde kullanılmıştır. Yeni ders kitabı Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar arasındaki farklara dayalı bir anlatım kullanmayı, eski ders kitabı ise geçmişteki tüm olayların kötü olduğu ama dünyanın geriye kalanında yaşanılanlar göz önünde bulundurulunca bunların sıradışı olmadığı görüşüne dayalı bir anlatım tercih ediyor. Diğer bir deyişle, sömürgecilik ve milliyetçiliğin yükselişine karşı „mücadeleler‟ olmasına rağmen benzer şeylerin dünyanın diğer yerlerinde de gerçekleşmiştir. Yeni ders kitabı Kıbrıslı Rumlar‟ın Enosis‟i nasıl istediklerine dair ~ 38 ~ pek çok örnek verir, ve böylece öğrenciler dolaylı olarak düşüncelerinde „diğer‟inin imajını oluşturur (sayfa 73, 74, 75, 76, 80). Yeni ders kitabı ayrıca daha önce hiç yayınlanmamış bazı „yeni bilgiler‟ içerir: örneğin, sayfa 75‟de kitap „Misak-ı Millî‟ ve onun öneminden bahseder. Safya 78 Türkiye‟nin Lozan Anlaşmasını imzaladığı ve Kıbrıslı Türkler‟e İngiliz veya Türk vatandaşlığı arasında seçim yapma şansı verildiği zamanla ilgili bilgiler verir: Türk vatandaşlığını tercih edenler Türkiye‟ye yerleşmişti. İlk kez olarak, yazarlar „Atatürk, çok sayıda Kıbrıs Türkü‟nün göçünün zararlı olacağını düşünerek Kıbrıs‟a temsilciler göndermiş ve göçün durmasını sağlamıştır‟ diyorlar (sayfa 78). „İnkılâplar ve Kıbrıs Türkleri‟ başlığı altında, 2009 kitabı Kıbrıslı Türkler‟in Türk inkilaplarını takip ettiklerini ve bu yeni durumu izlemek için yeni Türkiye Cumhuriyeti‟nin adaya matbaa makineleri gönderdiğini belirtir (sayfa 82). Kıbrıslı Türkler‟in Türkiye‟yi en başından beri ne kadar takdir ettiklerini göstermek için Türkiye‟den gelen Hamidiye ziyareti örnek olarak veriliyor. Bu bölümün son paragrafı Kıbrıslı Türkler‟in İngiliz idaresi altında kültürleri ve ulusal kimlikleri açısından nasıl zarar gördüklerini anlatır. Burada yeni bir bilgi verilmektedir: „Atatürk‟ün ölümünden birkaç ay sonra, adaya Atatürk‟ün hayatını anlatan bir film geldi fakat sömürge valisi filmin gösterimini yasakladı‟ (sayfa 83). „Kültürümüz‟ bölümü ikiye ayrılır: „Kıbrıs Türkler‟inin Sinemayla Tanışması‟ ve „Darül-Elhan‟ın Kurulması‟ (sayfa 100-101). Bu iki sayfa kitapta anlaşmazlık ve politikaya ek olarak Kıbrıslı Türkler‟in kültüründen bahseden tek bölümlerdir. Bu anlamda, „eski anlatım‟ için „yeni birşey‟ olarak görülebilir. 2004 kitaplarından önce, Kıbrıslı Türk kültürüne herhangi bir gönderme yoktu fakat son iki kitap dil, anlatım ve resimlerin kullanımı açısından birbirlerinden çok farklı olsalar da bu iki sayfada bazı değişiklikler yapıldı. ~ 39 ~ 2009 kitabı belki de bir cümle ile özetlenebilir. „1950 Rum Plebisiti‟ bölümünde, Kıbrıs Ortodoks Kilisesi tarafından yapılan plebisite göre Kıbrıslı Rumlar‟ın 96%‟sının Enosis‟e evet dediği belirtilir. Fakat, Kıbrıslı Türkler‟in bu konudaki tatminsizliğini göstermek için, şöyle denmiştir: „Kıbrıs‟ta tek bir halk değil, her bakımdan birbirinden ayrı iki halk vardı: Türk ve Rum halkı‟ (sayfa 90). Bu cümlenin özel bir önemi olduğu söylenebilir çünkü anlatımı oluşturan herşey, detaylar ve „gerçekler‟ bu cümlenin içine yerleştirilebilir. Kıbrıs‟ın tarihinde çoğu kötü olmak üzere pek çok olay olmuştur. Ayrıca etnik gruplar arası şiddetin de yer aldığını söylemek „doğrudur‟. Bunlara ilişkin olarak, Rancière bir belgeselini örnek olarak verir: Belgesel film, yani „gerçeğe‟ adanmış film hazır bir şekilde belli olay ve karakter kalıplarına bağlı olarak, bu anlamda „kurgu‟ filmden daha kurgusal bir icata yetgindir. Chris Marker‟in Le Tombeau d‟Alexandre‟ı (Son Bolşevik) bir film yapımcısı olan Alexander Medvedkin‟in kaderi içinde Rus tarihini çarlık döneminden komünizm sonrası döneme kadar kurgular. Marker onu kurgu bir karaktere dönüştürmez; SSCB hakkında üretilmiş hikayeler anlatmaz. Söz konusu bu hikaye veya tarihi düşünme yönünde olasılıklar önermek için farklı iz türleri ile oynar (mülakatlar, önemli yüzler, arşiv dokümanları, dokümanter ve kurgu filmlerden kesitler, vs.).53 Rancière‟in görüşleri yalnızca yeni ders kitabı için değil tüm tarih kitapları için kullanılabilir. Başka bir deyişle, Rancière temel olarak tarihin brikolaj işi olduğundan bahseder, yani yaratılmış bir tarihten; „kurgu‟ olan değil çünkü tarihi „kurgulamaya‟ gerek yoktur. „Gerçekleri‟ kullanma ve istenilen anlatıma göre birleştirme şekli önlenemez bir şekilde tarihi „değiştirir‟. Bu anlamda, tek bir gerçek tarihten bahsetmek neredeyse imkansız olur, bu tarih değil fakat çoklu, tartışmaya 53 Rancière, 38. ~ 40 ~ açık, birilerinin isteklerine göre kullanılmış/oynanmış bir tarihdir. CTP hükümeti sırasında yazılan ders kitabı ayrıca şunu „ispat eder‟: tarih yazmak önlenemez bir şekilde öyle bir anlatım „yaratır‟ ki „anlatımlar gibi, uluslar da kökenlerini zamanın efsaneleri içinde kaybeder ve ufuklarını tam olarak zihnin gözünde gerçekleştirir.‟54 Her ikisi de Kıbrıs‟taki aynı dönemlerden bahsediyor olsalar da yeni ders kitabına tezat olarak, eski kitabın farklı bir perspektifi vardır. Eski kitap yenisinden daha Kıbrıs-merkezcidir. Yeni kitap Kıbrıslı Rumları „diğer‟ olarak gösterir, fakat eski kitap aynı bakış açısını paylaşmaz. Tam tersine, İngiltere‟nin böl ve yönet politikasını işlerken daha İngiliz karşıtı olarak okunabilir (sayfa 19, 21, 24, 69). Yönetimin Osmanlı‟dan İngiltere‟ye devri muhalefet „yaratacak‟ şekilde değil Kıbrıs‟ın coğrafik konumuna bağlı olarak pek çok kez yönetiminin değişmesinden dolayı „normal‟ birşey olarak anlatılır. „İki Küresel Savaş Arası Dönemde Kıbrıs (1914-1945)‟ başlıklı 2. bölümde milliyetçilik açıklanırken, yazarlar „Kıbrıs‟ın kaçınılmaz olarak dünyadaki değişikliklerden etkilendiğini‟ iddia eder (sayfa 32). „1931 İsyanı‟ ile ilgili bölüm olaylarla ilgili „farklı‟ bir hikaye anlatır. Eski kitapta, Mısırlızade Necati Efendi‟nin [Necati Özkan] meclisin Kıbrıslı Rum üyeleri ile yeni vergi yasasına karşı işbirliği yaptığı „gerçek‟ olarak verilir. Fakat, eski kitap ayrıca „1931 İsyanının tarihde 1931 Enosis İsyanı olarak bilindiği‟ gerçeğinden bahsetse de, aynı zamanda „iki toplumun Enosis konusu dışında aynı düşündüklerini‟ belirtiyor (sayfa 46). 54 Bhabha. ~ 41 ~ III b) Kıbrıs Tarihi Kitaplarının Kıyaslanması, 11. ve 12. Sınıf III b.1) Kıbrıs Tarihi 1960- 1968 11. Sınıf Kıbrıs Tarihi ders kitapları 1960 ve 1968 arasındaki dönemi kapsar. Liseler için yazılmış olan dört setlik kitaptan üçüncüsüdür. Kitabın adı „Kıbrıs Siyasi Tarihi‟dir. Yazarlar ve araştırma komitesi üyeleri Mete Oğuz, Koral Özen ve Zühal Mustafaoğulları‟dır. Ders kitabının ilk sayfası Kıbrıs Türk anayasası tarafından kararlaştırıldığı gibi Türk milli marşının sözlerini içerir. Her zaman olduğu gibi Türkiye ve Kıbrıs Türk bayrakları metnin üst tarafında yer alır. Bir sonraki sayfada, Atatürk‟ün Türk gençliğini gelecekte karşılaşabilecekleri tüm zorluk ve ihtilaflara rağmen, Türkiye Cumhuriyetini ve onun geleceğini korumaya çağıran meşhur „Gençliğe Söylev‟ konuşması vardır. Daha sonraki sayfadaki önsözlerinde, yazarlar Kıbrıs‟ın modern tarihini öğretmekteki amaçlarını belirtiyor: eleştirel düşünceyi ve araştırmayı desteklemek, 1960-68 dönemi siyasi gelişmeler ile dünyadaki gelişmeler arasında bir bağlantı kurulmasına katkı koymak, öğrencilerin kendi düşünce ve varsayımlarını özgürce ifade etmelerini sağlamak, ve çoklu bakış açısını geliştirmek. Yazarlar, tarih öğretiminde yeni yöntemlerin kullanılmasını göz önünde bulundurduklarını açıklıyor ve kitabın ileride daha da geliştirilmesi için yapıcı eleştiriler beklediklerini ifade ediyor. Ders kitabı üç ana bölümden oluşuyor. Giriş kısmı „İngiliz dönemine kısa bir bakış‟, birinci bölüm „Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluşu ve sonrası‟, ikinci bölüm „Cumhuriyetin ilk yıllarında Kıbrıs‟ta yaşam‟, ve son bölüm „Cumhuriyet‟ta anlaşmazlık ve toplumlararası çatışmalar‟ konularını içerir. İlk bölümde Kıbrıs‟taki İngiliz dönemi kısaca anlatılıyor. İngiltere İmparatorluğu‟nun Orta Doğu‟da baskın bir güç olma arzusu Kıbrıs‟ı ele geçirerek güçlendi. Kıbrıs‟ın yerli halkları ilk başlarda İngiliz yönetimine karşı olmasa da, ~ 42 ~ yirminci yüzyılın değişen güç dengeleri ve milliyetçilik ideolojisi İngiltere‟ye karşı hareketlenmeye başladı. Kıbrıs 1878‟de İngiliz İmparatorluğu‟na kiralanmış ve 1914‟de tek taraflı olarak bağlanmıştı. 1923 Lozan Barış Antlaşması‟nda Türkiye Kıbrıs‟ın İngiliz toprağı olduğunu kabul etti. İngiliz dönemindeki en büyük sorunlar 1931 Kıbrıslı Rum isyanları olarak açıklanır. Türk ve Rum milliyetçi görüşleri bu yıllarda gelişti. Daha önceki ders kitaplarından farklı olarak, 2004 ders kitabı bu dönemde Türk milliyetçiliğinin varlığını açıklar. Bu şekilde, Kıbrıslı Türkler‟in daha sonraki savaş ve adanın bölünmüşlüğünde sorumluluğu paylaşmaları gösterilir. Enosis ve 1950 self determinasyon için plebisit konularına kısaca değindikten sonra, kitabın yazarları Kıbrıs anlaşmazlığının içselleştirilmesini anlatırlar. 1955-58 toplumlararası anlaşmazlıklar ve buna bağlı olaylar sayfa 3‟te yalnızca bir cümlede bahsedilmiştir. Daha sonra, Kıbrıslı Türkler‟in Enosis ve EOKA‟ya karşı savaşmak için kurdukları Karaçete, 9 Eylül Çetesi, Volkan ve TMT gibi militer örgütlerden bahsederler. Burada yazarlar yine iki toplumun Kıbrıs‟taki militer organizasyonunun sorumluluğunu paylaşırlar. Adadaki çatışan milliyetçilikleri gösteren iki resim vardır: kurt sembolü ile TMT arması ve arka plandaki kartal motifi ile Rum Megali İdea‟sını temsil eden resim. 55 Bölümün sonundaki bir soru öğrencilerden bu iki resmi analiz etmelerini istiyor. Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kuruluşu ve sonrasını içeren bölüme geçmeden önce, 1959‟dan 1968‟e kadar iki toplumun liderlerinin resimleri, haritalar, gazete arşivleri ve askerlerden oluşan bir zaman çizelgesi vardır. Bu bölüm Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kuruluşu için Zürih ve Londra Anlaşmalarının Megali İdea veya Büyük Fikir Bizans geçmişinin, gelecekteki devletin başkenti Istanbul olmak üzere yeniden yapılandırılmasını arzuluyordu. Helenik devletin altında birleşen bölgeler Makedonya, Trakya, Ege adaları, Girit adası, Kıbrıs, Balkanlar‟ın bazı kısımları ve Doğu Rumeli olacaktı. Bu bölgeler Helenik özelliklere sahip görülüyordu. 55 ~ 43 ~ imzalanmasını gösteren büyük bir resim ile başlar. Ethnos gazetesinden Dr. Küçük‟ün Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak seçilmesini kutlayan bir alıntı vardır. Buradaki mesaj yeni bir devletin başlangıçı için bir iyi niyet göstergesidir. Bölüm A, Kıbrıs Cumhuriyeti anlaşmalarının imzalanmasına giden yolu açıklarken, zamanın uluslararası siyasi bağlamını gösterir ve Yunanistan, Türkiye ve İngiltere‟nin NATO üyeliklerine değinir. Kuruluş Anlaşması, Garanti Anlaşması, Askeri Birlik Anlaşması ve anayasa daha fazla bilgi verilmeden isimleriyle bahsedilir. Fakat, Garanti Anlaşması çok tartışılmıştır ve taraflarca farklı şekillerde yorumlanmıştır, ve Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye ve Yunanistan tarafından imzalanan Askeri Birlik Anlaşması bu bölümde orijinal haliyle yer almıştır. Ayrıca bu iki anlaşmanın kısa bir özeti ve tartışma soruları vardır: örneğin, „Sizce Garanti Anlaşmasına neden gerek duyuldu? Sizce bu gerekli miydi? Tartışınız! İkinci ve dördüncü maddeleri değerlendiriniz.‟ Bu sorular eleştirel düşünmeyi destekler ve aynı zamanda Kıbrıs anlaşmazlığının ana merkezine dokunur. Bir sonraki soru İngiltere‟nin Kıbrıs‟ta neden iki askeri üs tuttuğunu soruyor ve öğrencileri tartışmaya sevk ediyor. Zürih-Londra Anlaşmalarını takiben, ders kitabı Kıbrıs Cumhuriyeti yasama ve yürütme organlarının oluşturulması için seçimlerden bahsediyor. Bu bölüm Kıbrıslı Türk ve Rum seçmenlerden bahsediyor ve Kıbrıs‟taki Ermeni, Maronit ve Latin toplulukların Kıbrıs Rum toplumuna dahil olmaya karar verdiklerini belirtiyor. Ayrıca adayların isimlerini veriyor ve Ayla Halit Kazım‟ın Temsilciler Meclisi‟ne tek Kıbrıslı Türk Kadın Meclis Üyesi olarak seçildiğinden bahsediyor. Kadın tarihi daha önceki ders kitaplarında bu şekilde yer almamıştı. Ayrıca, Kıbrıs Rum gazetesi Ethnos‟ta Kıbrıslı Türkleri bu seçimde toplumsal oybirliğine ulaştıkları için tebrik eden bir alıntı ve Dr. Fazıl Küçük‟ün halkın omuzlarında taşınırken gösteren bir resim var. Burada yine öğrencilere dönemin ~ 44 ~ gerçeklerini göz önünde bulundurarak Kıbrıs Türk basınında Dr. Küçük‟ün seçilmesi ile ilgili çıkan haberi değerlendirmeleri için bir tartışması sorusu var. Ders kitabının başında olduğu gibi, Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin yürütme yapısını anlatmak için başka bir zaman çizelgesi kullanılmış. Bu, böylesine karmaşık bir yürütme sisteminin öğretilmesi için basit ve yaratıcı bir yol. Bundan sonra, Orhan Müderrisoğlu, Glafkos Klerides, Niyazi Manyera, Polikarpos Yorgacis, Mustafa Fazıl Plümer ve Osman Örek de dahil olmak üzere seçilen altı temsilcinin ve bakanların kısa özgeçmişleri veriliyor. Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum lider sayısı eşit değil fakat daha önceki uygulamalardan farklılık var. Öğrenciler daha önce geleneksel olarak yalnızca Kıbrıslı Türk ana liderlerin adlarını öğreniyorlardı: Önce Dr. Fazıl Küçük, ve sonra Rauf Denktaş. Cumhurbaşkanlığı döneminde, Denktaş Kıbrıslı Türkler‟in kurtarıcısı olarak methedildi. Diğer Kıbrıslı Türk kişilerin adlarının da dahil edilmesi bu „ulus lideri‟ kavramını sorgulamakta önemlidir. Bu bölüm, Cumhurbaşkanı Makarios ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Küçük‟ün bir köy ziyareti sırasında vatandaşların şikayetlerini dinlerken çekilen, iki toplumun liderlerinin geçmişteki olumlu işbirliğini yansıtan bir fotoğraf ile sona eriyor. Bölüm B Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası‟nı tarif ediyor. Anayasa‟nın önemli maddelerini özetleyip sonunda eleştirel düşünceyi destekleyen, öğrencileri Kıbrıs‟ta gerginlik ve kavga yaratmış olan konuları araştırmaya yönlendiren birçok soru soruyor. Bir sonraki konu Cumhuriyet‟in ilanının Kıbrıs halkı tarafından nasıl karşılandığı ile ilgilidir. İlan ile ilgili yansımalar Kıbrıs Türk, Kıbrıs Rum, Türkiye ve Yunanistan basınından farklı gazetelerde çıkan haberlerle gösteriliyor. Bunlar Kıbrıslı Türkler‟in Kıbrıs‟ın bağımsızlığı karşısında Kıbrıslı Rumlar‟dan daha heyecanlı olduğunu gösteriyor. Yazıyı öğrencilerin Türk ve Rum toplumlarının Cumhuriyet ile ~ 45 ~ ilgili beklentilerini araştırmasına yardımcı olacak tartışma soruları ve ev ödevi takip ediyor. Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kurulmasından sonraki konu yeni devletin uluslararası ilişkileridir. Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Ekonomik Topluluğu ve İngiliz Milletler Topluluğu gibi birçok hükümetler arası kuruluşlara üyeliği ile başlar. Bunu Avrupa Birliği‟nin tarihi ve Kıbrıs‟ın Birlik içindeki ilişkileri takip eder. Sonunda öğrencilerin alışık olmadığı bir konuyu – Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin Kıbrıslı Türkler‟in rızası dışında Avrupa Birliği‟ne tam üyeliğini tartışmaları istenir. Kıbrıs‟ın kuzeyinde, öğrencilerin siyasi konularda, özellikle de Kıbrıs meselesi konusunda, fikirlerini beyan etmeleri geleneksel olarak eğitimde kapalı alanlardan biri olmuştur. Öğrencileri siyasi bir konuda fikirlerini belirtmeye teşvik etmek geleneksel yaklaşımdan uzaklaşmadır, bu da bu ders kitabının iyi yönlerinden bir tanesidir. Toplumlararası kavgaların yer aldığı hassas dönemi açıklamaya geçmeden önce, kitap NATO‟nun kuruluşu, NATO-Kıbrıs ilişkileri ve Kıbrıs‟ın Bağlantısızlar Hareketi‟ndeki konumunu anlatır. Bu şekilde, Kıbrıs‟ın etrafındaki uluslararası siyasi durum öğrencilerin yerel sorunlarla ilgili daha geniş bir bakış açısına sahip olmalarını sağlayacak şekilde vurgulanır. „Dünyada Gelişen Olaylar‟ başlığı ile Bölüm D Soğuk Savaş Dönemi‟ni, Varşova Paktı, Küba Füze Krizi, Berlin Duvarı, Yunan Askeri Cuntası ve Türkiye‟deki 27 Mayıs Askeri Darbesi‟ni kapsar. Giriş cümlesi Kıbrıs‟ın bağımsızlığının ilanını izleyen yıllarda dünyada önemli gelişmelerin yaşandığını öne sürer. Bu gelişmeler Kıbrıs Cumhuriyeti‟ni ve onun garantör güçlerini farklı şekillerde etkilemiştir. Bu bölümde, bir araştırma sorusu öğrencilerden Batı‟nın ekonomik ve politik sistemlerini Doğu bloku ülkeleriyle kıyaslamalarını ister. Bu bölüm, iki „anavatan‟da ~ 46 ~ meydana gelen askeri darbelerin ve demokrasinin kesintiye uğramasının Kıbrıs açısından olumsuz sonuçlar doğurduğunu ve Kıbrıs‟taki iki toplum arasındaki anlaşmazlıkların çözümünü zorlaştırdığını öne sürer. Bölüm, öğrencilerden 1960‟larda dünyada meydana gelen diğer önemli siyasi gelişmeleri araştırmalarını isteyen bir ev ödevi ile sona erer. „Dünyada Gelişen Olaylar‟ bölümünü takip eden önemli bir not olayların „önemine göre yerleştirildiğini, Yunan askeri darbesi ile 27 Mayıs askeri darbesinin Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar‟ın anavatanlarını etkileyen en önemli olaylar olduğunu‟ açıklar. Bu nottan sonra, öğrencilerin bölümle ilgili üç gazete makalesi ve bunlarla ilgili bilgi vermeleri için boş bir sayfa vardır. İkinci Bölüm „Cumhuriyet‟in İlk Yıllarında Kıbrıs‟ta Yaşam‟ başlığını taşır. Bölüm A Kıbrıslıların 1960‟lardaki sosyal ve ekonomik yaşamları ile başlar ve kıtlık, işsizlik, ve yurt dışına- özellikle İngiltere‟ye- göç gibi ekonomik zorlukları anlatır. Yazarlar, o dönemde Kıbrıs‟ta iki toplum arasındaki ilişkileri anlatmak için, 1960‟ların meslekleri ile ilgili bir ayakkabı tamircisi, yorgancı, sünnetçi, şekerci, davulcu ve diğerlerinin hatıralarına dayalı bir miktar sözlü tarih eklerler. Bu bölümün sonunda iki araştırma konusu vardır. Birincisi, İngiltere‟ye göçün nedenlerini araştırmaktır ve öğrencilerden akrabaları ile mülakat yapmaları istenir. İkinci soru çok ilginçtir. Kıbrıs‟ta 1960‟larda ve şu anda hangi toplulukların (etnik ve dini grupların) yaşadığını sorar. Öğrencilerden farklı diller konuşup, farklı dinlere mensup olan halkların ortak kültürel özelliklerine dair örnekler ister. Bu araştırma sorusu eleştirel düşünceyi destekler, geçmiş ve geleceğe dair devamlılık ve değişimi hedefler, ve çoklu bakış açılarını destekler. Bölüm B 1957-58 yılları arasında, bağımsızlıktan hemen önce İngiliz sömürge idaresinde eğitim meselelerini kapsar. Daha sonra toplumlararası anlaşmazlıklar sırasında eğitim ve ~ 47 ~ okulların yeniden düzenlenmesine ve Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin ilk yıllarındaki eğitim sistemine bakışa geçer. 1963 olaylarından dolayı eğitime ara verilmesi konusuna kısa bir bakıştan sonra, bölüm Cumhuriyet‟in ilk yıllarında Türk ve Rum basınını ele alır. Bu bölüm zamanın gazetelerinin adlarını ve siyasi görüşlerini verir. Diğer gazetelerin yanı sıra, „Kıbrıs Rum basınında Cumhuriyet aleyhine çıkan düzinelerce habere rağmen Cumhuriyet‟i destekleme misyonu üstlenerek‟ sıradışı bir pozisyon alan Cumhuriyet gazetesini vurgular (sayfa 60). Cumhuriyet gazetesinin iki yazarı Ayhan Hikmet ve Ahmet Muzaffer Gürkan 1962‟de kimliği meçhul şahıslar tarafından öldürüldüler. Bu bilgi 2009 ders kitaplarından çıkarılmıştır.56 Bu bölüm ayrıca üç ana Kıbrıs Rum gazetesini de içerir. Fakat, iki taraftaki gazetelerin siyasi prensipleri ve hedeflerinden bahsederken bölücü bir dil kullanarak alışılagelmiş, bize karşı onlar ihtilafını yaratır. Bölümün son kısmı Kıbrıs‟ın Ermeniler ve Maronitler gibi diğer dini gruplarını ve onların 1960 Anayasası‟ndaki haklarını içerir. Ermeniler ve Maronitler hakkında kısa hikayeler verilmiştir. Bu azınlık grupların ve onların tarihinin eski Kıbrıs tarihi ders kitaplarında yer almayışı ilerici bazı tarihçiler ve eğitimciler tarafından eleştirilmişti. Yakın geçmişe kadar, ders kitapları Kıbrıs‟ın yalnızca iki ana toplumuna ve onların siyasi tarihi ile adada hakimiyet mücadelelerine değindiler. Bu bağlamda, bu cilt geleneksel yaklaşımdan uzaklaşıyor ve ilerici olarak değerlendirilebilir. Üçüncü bölüm Kıbrıs tarihinin en hassas dönemlerinden birini kapsar: 1960 ile 1963 arasında Anayasa ile ilgili görüş ayrılıkları, 1963 olayları, anayasal düzenin başarısızlığı, savaş, „şehitler‟, adanın bölünmesi ve iki toplumun ayrılması. „Cumhuriyet‟te Anlaşmazlık Konuları ve Rum Saldırıları‟ Bu olayla ilgili olarak, bu gazetecileri öldürülmelerinin ardında radikal Kıbrıslı Türkler‟in olduğuna dair söylentilerden dolayı uzun süren bir sessizlik oldu. 56 ~ 48 ~ başlığı ders kitabının genel yaklaşımına ters düşer görünüyor. Bölüm A Anayasa‟nın tartışmalı konularına değinir. Karmaşık yürütme yapıları, yazarların sıraladığı „Bakanlar Kurulu‟nda oy kullanma, ayrı belediyeler çıkmazı, Anayasa Mahkemesi, veto hakları, kamu hizmetlerinin etnik oranı, ordu krizi, ve vergi yasası sorunu‟ gibi sorunlar yaratmıştır. Bu sorunların çoğunlukla Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin karmaşık yapısından kaynaklandığı belirtilmiştir fakat bu konular Kıbrıslı Türk bakış açısı ile sunulmuştur. Cumhurbaşkanı Marakios‟un Anayasa değişikliği için önerdiği onüç hüküm de yine Kıbrıslı Türk resmi tarihi perspektifinden açıklanmıştır. Diğer yandan, kitapta bir sınıf aktivitesi vardır: bu aktivite sınıfı iki gruba bölüp bir gruptan Makarios‟un anayasayı neden değiştirmek istediğini, diğer gruptan ise önerilen değişikliklerin Kıbrıslı Türkler için doğuracağı olumlu ve olumsuz sonuçları tartışmalarını ister. Bu aktivite ile öğrenciler Kıbrıs tarihindeki en sıcak konulardan birine ilişkin eleştirel bir yaklaşım geliştirebilirler. B Bölümünün başlığı „Rum Saldırıları ve Göç‟tür. Bölüm EOKA‟nın kuruluşu ve Kıbrıs Cumhuriyeti‟ni yıkmak için gizli gündemi ile başlar. Rumlar‟ın Magali İdea‟sını gösteren bir poster, ve iki taraftan da askerleri gösteren üç farklı fotoğraf vardır. Bundan sonra, TMT‟nın kuruluş nedenleri Kıbrıs Türk toplumunu EOKA askeri direnişine karşı savunmak ve farklı savunma birimlerini bir çatı altında toplamak olarak açıklanır. Kıbrıs tarihinin bir başka tartışmalı konusu olan „gizli‟ Akritas planı ile ilgili tek bir cümle vardır. Bunun hemen ardından öğrencilere bu planın ne olduğu ve neyi amaçladığı konusunda bir araştırma sorusu gelir. Daha önceki ders kitaplarında olduğu gibi bu planın Kıbrıslı Türkleri adadan silip atmak olduğunu öğretmektense, bu cilt yalnızca planın adını verir ve gerisini sınıf tartışmasına bırakır. 1963 olayları tarafsız bir şekilde anlatılır. Görsel olarak BM askerlerinin resimleri kullanılmıştır. Daha önceki ders kitaplarında olduğu ~ 49 ~ gibi öldürülmüş çocukların kanlı resimleri yoktur. Kitap 1963 mücadelelerinin detaylarına fazla girmeden, BRT radyosunun kuruluşuna geçer. Bir sonraki konu, İngiltere‟nin Londra Konferansını organize etme isteğini, buradan bir sonuç çıkmayınca Türkiye‟nin BM‟ye başvurduğunu ve bunun sonucunda da 1964‟de UNFICYP birliklerinin adaya gelmesini açıklar. Efsanevi Erenköy Direnişi bunu takip eder; bölgenin Kıbrıs Türk direnişi açısından önemi ve üniversite öğrencilerinin bölgeyi ve bölge halkını korumak için yaptığı fedakarlıklar anlatılır. 1963-68 dönemi „eşitlik, özgürlük ve barış için bir mücadele dönemi ve bu mücadelede birçok insanımız hayatını kaybetmiş ve bir çoğu ise o zamanden beri kayıp‟ diye tarif edilir (s. 53). Bundan sonra, 2006‟da göreve başlayan Kıbrıs‟ta Kayıp Şahıslar Komitesi‟nin çalışmalarından bahsedilir. Bölüm yalnızca 1963-74 döneminde kayıp olan Kıbrıslı Türklerden değil 1974‟deki Kıbrıs savaşında kayıp olan Kıbrıslı Rum şahıslardan da bahseder. Fakat, Kıbrıs‟taki aynı olayların hala daha iki farklı versiyonuna sahibiz. 1974 savaşı „Barış Harekâtı‟ olarak tarif edilir ama en azından daha önce olduğu gibi „Mutlu Barış Harekâtı‟ olarak değil. „1963 Sonrası ve Kıbrıslı Türkler‟ başlığı altındaki bir sonraki kısımda Makarios yönetiminin Kıbrıslı Türkler‟e karşı organize ettiği ekonomik abluka ve Kıbrıslı Türkler‟in sınır dışı edilmeleri anlatılıyor. Bu dönemde, „4000 Kıbrıslı Türk kovulmuş, 527 ev imha edilmiş ve 2000 ev hasar görmüştür; böylece, 25,000 Kıbrıslı Türk göç etmek zorunda kalmıştır‟. Bu bölüm Kıbrıs Rum yönetiminin Türkiye ve Pakistan Kızıl Haçları ve BM tarafından gelen yardımları engellemeye bile çalıştığını ekliyor. Bakanlar Kurulu‟nun Kıbrıslı Türk temsilcileri 1965 yılına kadar güvenlik eksikliğinden dolayı toplantılara katılamadı. Bunun hemen ardından, bölüm Geçitkale-Boğaziçi olaylarını betimleyici bir dille, saldırgan kelimeler ve kanlı resimler kullanmadan anlatır. Daha sonra, ~ 50 ~ yerleşim bölgelerinde yaşayan halk için Geçici Kıbrıslı Türk Yönetimi‟nden bahseder ve 1963-83 döneminde kurulmuş farklı Kıbrıslı Türk yönetimlerinin adlarını verir. Bu bölüm 1968‟de Beyrut‟ta başlamış ve aralıklı olarak 1974‟e kadar devam etmiş olan sonuçsuz müzakereleri de içerir. Sonuç olarak, bu cilt 1960‟ların etnik gruplar arası şiddetini içeren tartışmalı bir dönemi kapsar ve Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk resmi anlatım ve bakış açılarına karşıt bir anlatım kullanma eğilimindedir. Daha önceki ders kitaplarında, bu dönem Kıbrıslı Rumlar‟ın Kıbrıslı Türkler‟e saldırı dönemi olarak anlatılmıştı: karanlık, ümitsiz ve çatışmalarla dolu. Bunun tersine, bu ders kitabı metinsel ve görsel özellikleri ile çok farklı bir resim çizer. Geniş kapsamlı bir sosyal tarih boyutu vardır ve Kıbrıs‟taki her iki toplumun da yaşadığı ortak endişeler ve zorluklar anlatılmaktadır. Zamanın eğitim meseleleri ve Kıbrıs Türk medyası ile Kıbrıs Rum medyasının gelişimi gibi Kıbrıs tarihinin geleneksel olarak gözardı edilmiş konuları da ele alınmıştır. III b.2) Kıbrıs Tarihi 1968-2005 12. Sınıf için olan Kıbrıs Tarihi ders kitaplarının sonuncu cildi 1968-2005 dönemini kapsar. Yazar Ahmet Billuroğlu‟dur. Ders kitabının ilk sayfası, diğer ciltlerde de olduğu gibi Türk ulusal marşını, yanyana duran Türkiye ve Kıbrıs Türk bayraklarını, ve Atatürk‟ün „Gençliğe Söylevi‟ni içerir. Bir sonraki sayfa yazarın önsözü yer alır ve tarihçilerin görevlerinden birinin öğrencilerin ait olduğu coğrafya ve toplumun tarihini anlatmak olduğunu belirtir: „eğitimin temel prensibi bilimin yönlendirmesi altında çağdaş değerlere, eleştirel düşünce ve araştırma yeteneğine sahip bir genç nesil yetiştirmektir‟. Bu ciltte, yazarın amacı öğrencilere yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası olaylar seviyelerindeki devamlılığını öğretmek ve onların Kıbrıs tarihini- özellikle ~ 51 ~ siyasi boyutunu- dünya tarihi perspektifinden anlamalarına yardımcı olmaktır. Bu cilt, Kıbrıs‟ın yakın tarihini içerir: toplu yaşamdan topluma geçiş, Kıbrıslı Türkler‟in kurumsallaşması ve önemli diplomatik dönüm noktaları. Yazar, tarihi süreçleri ve buna bağlı siyasi gelişmeleri anlamak için meselelerin içindeki diğer tarafları anlamamız gerektiğini savunuyor. Kıbrıslı Rumlar‟ın kurumsallaşması ve Türk ve Yunan ilişkileri her bölümde kısaca tartışılmıştır. Kitap dört ana bölümden oluşur. Her bölüm Kıbrıslı Türkler‟in başlıca yerel siyasi ve ekonomik gelişmelerinden ve Kıbrıslı Rumlar‟ın siyasi kurumsallaşmasına paralel olarak kurumsallaşma süreçlerini ele alır. 57 Bu cilt, ele aldığı dönem açısından yapılan ilk çalışmadır. İlk bölüm toplumlar arası müzakereleri ve 1974 „barış Harekâtını‟ ele alır. Beyrut‟ta başlayan ve Lefkoşa‟da devam eden altı yıllık müzakerelerin hiçbir sonuç vermediğini belirtir. Her iki tarafın da duruşları katı olarak tanımlanır. Kıbrıslı Rumlar‟ın tavrı Anayasal değişikliklerde ısrar ederek Kıbrıslı Türkleri azınlık durumuna düşürmek iken, Kıbrıslı Türkler varlıklarını korumak için 1960 Anayasası‟nın tanıdığı haklardan daha fazlasını talep ettiler. Glafkos Klerides‟in müzakere sürecinin durmasından Makarios‟u suçladığı My Deposition (İfadem) kitabına bir gönderme vardır. Kitaptaki bir zaman çizelgesi iki tarafı gösterir: Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar. Zaman çizelgesi tarafların müzakereler ve liderlik için mücadeleler sırasındaki karşıt duruşlarını gösterir. Ayrıca, birinci ve ikinci „barış Harekâtlarını‟ ve uluslararası toplumun buna olan reaksiyonunu da gösterir. Bölümün ikinci kısmı Kıbrıslı Türkler arasındaki liderlik yarışına, Dr. Küçük‟ten Rauf Denktaş‟a geçişe, ve siyasi partilerin katılımının yasaklanmasından dolayı Temsilciler Meclisi‟ne seçimler için şahsi adaylıklara Kıbrıslı Türkler‟in siyasi kurumsallaşmalarına bağlı olarak ekonomik gelişmeleri konusu bir önceki ders kitaplarında verilmemişti. 57 ~ 52 ~ odaklanır. Üçüncü kısım Kıbrıs tarihinin en hassas ve tartışmalı dönemini içeren „Barış Harekâtı Öncesi ve Sonrası Gelişmeler‟ başlığını taşır. Makarios yönetimine karşı yapılan 15 Temmuz 1974 askeri darbesi, Kıbrıs Rum toplumunda kutuplaşmalar, Makarios‟un Nikos Sampson tarafından devrilmesi ve Kıbrıs Helen Cumhuriyeti‟nin kuruluşu ile başlar. Makarios ile Yunanistan‟daki cunta rejimi arasındaki kırılma, resmi Kıbrıs Türk bakış açısı ile, yani „gizli örgüt EOKA „B‟nin Enosis‟i (Yunanistan ile birleşme) hemen gerçekleştirme arzusu ile Makarios‟un Enosis‟i daha olumlu şartlar altında gerçekleştirme emeli‟ olarak açıklanır. 58 Metin içinde üç kaynağa yer verilmiştir: Yunan Cuntası‟nın askeri darbesini duyuran bir Türkiye gazetesi, Makarios‟un 19 Temmuz 1974‟de BM Güvenlik Konseyi‟nde yaptığı konuşma, ve Sampson‟un halka radyodan verdiği mesaj. Bu kısım, Türkiye‟nin Kıbrıs‟ta anayasal düzeni sağlamak amacı ile, Garanti Anlaşmalarına bağlı olarak bir askeri operasyon hazırladığını açıklar (sayfa 8). Kullanılan dil saldırgan değildir. Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit‟in „Barış Harekât‟ını‟ duyururken ve Türk donanmasının Kıbrıs‟a varışını gösteren bir fotoğraf vardır. Bir sonraki kaynak Türk askerlerinin Girne‟den Lefkoşa‟ya olan güzergahının bir haritasını gösterir. Metin, Rauf Denktaş‟ın 20 Temmuz 1974‟de BRT radyosunda yaptığı konuşmayı içerir. Ders kitabı, verilen bu üç tarihi kaynak ile ilgili sınıf tartışmasına yer verir. Öğrencilerden Makarios, Sampson ve Denktaş‟ın konuşmalarında Türkiye‟nin müdahalesini gerekli kılan benzer nedenler bulmaları istenir. Bu alıştırma, öğrencilerin karşılaştırmalı görüş geliştirme ve farklı kaynaklardaki çelişen veya paralel savunmaları bulma yeteneklerini geliştirmeye bir örnektir. Bölümün geriye kalanı Cenevre müzakerelerinin birinci ve ikinci etaplarını, bunun hemen ardından 14-16 Ağustos 58 Daha fazla bilgi için bakınız POST Araştırma Enstitüsü (2004). ~ 53 ~ 1974 ikinci „Barış Harekât‟ını‟, Atlılar, Muratağa, Sandallar ve Taşkent Türk köylerinde EOKA B‟nin Kıbrıslı Rum üyeleri tarafından gerçekleştirilen katliamları, Türk kantonlarının kurtarılmasını, ve en sonunda ateşkes ve nüfus kaymasını kapsar. Bu bölümde, Kıbrıs tarihinin en tartışmalı dönemi anlatılırken bölücü ve düşmanca bir dil kullanılmıyor. Yine de, bazı paragraflarda resmi Türk anlatımının etkilerini görebiliyoruz. Ne Kıbrıslı Türkler‟in, ne de Kıbrıslı Rumlar‟ın 1974 savaşındaki acılarına dair bir anlatım yok. Yiannis Papadakis değiştirilmiş ortaokul ders kitaplarının Kıbrıslı Rumlar‟ın acılarını göz ardı edip yalnızca Kıbrıslı Türkler‟in üzüntülerine yer vermesini eleştirmişti. 59 Bu ciltte ise, halkların trajedilerine yer verilmemiş ve tamamıyle betimleyici bir dil kullanılmış. Cilt, uluslararası toplumun birinci ve ikinci „Barış Harekâtları‟na verdiği tepkiler, Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararı, ABD‟nin Türkiye‟ye karşı askeri ambargosu, ve İngiltere ile SSCB‟nin duruşları ile sona eriyor. İkinci bölüm, Kıbrıs‟ın yeni dönemini ve 1974-83 dönemi yeniden yapılanmayı ele alır. Kıbrıslı Türkler‟in büyüyen nüfusu ve kuzeydeki yeni siyasi durumdan dolayı, 1 Kasım 1974 Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi ile birlikte Kıbrıs Türk Yönetimi‟nin daha yüksek bir seviyeye çıktığı belirtilir. 1974 „Barış Harekâtı‟ndan sonra Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı Kıbrıs sorununa iki bölgeli bir federal çözüm önerdiler. Bu doğrultuda, Kıbrıs Türk Federe Devleti‟nin beyanı ve onun amaçları açıklanır. Başka bir zaman çizelgesi kullanılarak Kıbrıs‟ın 1974-83 yılları arasındaki yeniden yapılanması gösterilir. Burada dört çizgi vardır: Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs sorunu, Kıbrıslı Rumlar, ve Türkiye-Yunanistan ilişkileri. Kıbrıs Türk yeniden yapılanması şöyle açıklanır: Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, Kıbrıs Türk Federe Devleti, iki bölgeli federasyon önerisi, siyasi partilerin kuruluşu, kamu teşebbüslerinin kurulması. Bunun altında Kıbrıs sorunu 59 Papadakis. (2008). ~ 54 ~ anlatılır: Viyana müzakereleri, nüfus değişimi, Denktaş ve Makarios‟un bağımsız iki toplumlu federal devlet tezi, Zirve Toplantıları, Nimetz Planı, Denktaş-Kiprianou Zirve Toplantıları, sonuçsuz müzakereler, 13 Mayıs 1983 BM Genel Toplantısı kararı, Kıbrıs Türk Federe Devleti‟nin selfdeterminasyon kararı. Bundan sonra, Kıbrıs Rum çizgisi daha kısadır: Helenizm değil Kıbrıs Cumhuriyeti, zorunluluktan dolayı Federasyon tezinin kabul edilmesi, Ulusal Konsey, Makarios‟un ölümü, ve Spiros Kiprianou‟nun seçilmesi. Türkiye-Yunanistan ilişkileri altta yer alır: Türkiye‟de 1980 askeri darbesi, Türkiye‟nin Yunanistan‟ın NATO‟ya geri dönüşünü onaylaması, Roger Planı, Yunanistan‟ın Avrupa Ekonomik Topluluğu‟na üyeliği, ve Papandreu‟nun AET‟yi Türkiye‟ye karşı kullanması. Kıbrıs Tarihi (1968-2005) ders kitabındaki bir sonraki konu Meclis ve „Kıbrıs Türk Federe Devleti‟nin Anayasası ile ilgilidir. „Kıbrıs Türk Federe Devleti‟ Anayasası‟nın Federal Kıbrıs Cumhuriyeti için imkan yaratacak bir siyasi çözüm amaçladığı tekrar vurgulanır. Ders kitabı, „Kıbrıs Türk Federe Devleti‟nin Kıbrıs Türk resmi anlatımının bir parçası olarak geçen bir bölünme girişimi olmadığının altını çizmeye çalışır. Bundan sonra, siyasi partilerin kuruluşu, „Kıbrıs Türk Federe Devleti‟nin kurumsallaşması, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri, koalisyon hükümeti, zamanın siyasi elitleri, ve ekonomik gelişmeler anlatılır. Daha önceki ders kitaplarında Kıbrıs Türk ekonomi tarihi işlenmemişti. Bu anlamda, bu cilt bir boşluğu dolduruyor. Bu bölümün ikinci kısmı Kıbrıslı Rumlar‟ın 1974-1983 dönemindeki siyasi gelişmelerini anlatır. Yeni şartlardan dolayı Kıbrıslı Rum ve Yunan liderlerinin Enosis emellerinden vazgeçtiklerini ve „bölgesel federasyon‟ formülünün tek çözüm olduğunda hemfikir olduklarını belirtir (sayfa 23). Yazar bu dönemde Kıbrıs Cumhuriyeti‟ni savunmak için Helen milliyetçiliğinden kayma olduğunu savunuyor. Atılan adımlar ~ 55 ~ arasında Kıbrıs bayrağının ilk kez direğe çekilmesi, Kıbrıs‟ın bağımsızlığının kutlanması, okullarda Kıbrıs tarihi öğretimine başlanması ve futbol takımının Kıbrıs Milli Futbol Takımı diye yeniden isimledirilmesi vardır. Bunu takiben, yazar Kıbrıs Rum toplumunun kutuplaşmasından ve farklı sistematik düşüncelerin şekillenmesinden bahseder: Klerides yanlısı, „gerçekçi ekol‟ diye bilinen iki toplumlu, iki bölgeli federasyon tezini savunanlara karşılık diğer yandan Makarios yanlısı, Kıbrıs sorununun uzun dönem mücadele olarak uluslararası bir mesele yapılmasından yana olan görüş. (s. 24) Bundan sonra, Makarios‟un 1976 seçimlerindeki zaferi, 1878‟de ölümüne kadar izlenen politikalar, ve Spiros Kiprianous‟un yeni Kıbrıs Rum lideri olarak seçilmesi konularına değinilir. Bunu takip eden Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum siyasi gelişmeleri bu cildin bir başka yeniliğidir. Üçüncü kısım, Kıbrıs sorunu ve Zirve Toplantılarının gelişimine odaklanır. Viyana müzakerelerinin beş turu, Nüfus Değişimi Anlaşması, Denktaş-Makarios Zirve Toplantıları ve dört yönerge, Ortak ABD, Kanada ve İngiltere Planı (Nimetz Planı), Denktaş-Kiprianou Zirve Toplantıları, ve 1979-83 dönemi verimsiz müzakereleri betimsel bir şekilde açıklanıyor. Bu kısımdaki araştırma sorusu öğrencilerden adanın kuzeyine 1974‟den sonra göç etmiş olan birisi ile deneyimleri hakkında bir mülakat yapmalarını istiyor. Bölümün son iki kısmı 197483 dönemindeki Türkiye-Yunanistan ilişkilerine, 13 Mayıs 1983 BM Genel Kurul kararına, Kıbrıs Türk Federe Devleti‟nin self determinasyon kararına karşı çıkmasına, ve BM Sekreteri General Perez de Cuellar‟ın başarısız yönlendirmelerine döner. Üçüncü bölüm Kıbrıs tarihinin bir başka hassas dönemini kapsar: „Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‟nin (KKTC) ilanı, siyasi gelişmeler ve yeni çözüm önerileri. Self determinasyon talebinin nedenleri, bu talebin karşı tarafından reddedilmesi, Türkiye ile işbirliği, ve „KKTC‟nin ilanı kısaca ~ 56 ~ açıklanıyor. Bir kez daha, „KKTC‟nin ilanının iki bölgeli, iki toplumlu, bağımsız ve bağlantısız bir federal devletin kurulmasını kolaylaştıracağı belirtilir. Bu kısmın sonunda, yazar bir tartışma konusu verir: „Bağımsız bir KKTC‟nin kurulması federal bir devletin oluşturulmasını nasıl kolaylaştırır?‟ Bu soru ders kitabı tarafından kullanılan eleştirel düşünce yöntemine bir başka örnektir. Daha önceki bölümlerde kullanılan dört çizgili aynı zaman çizelgesi 1983-2000 dönemini kapsayacak şekilde burada da kullanılmıştır – Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs sorunu, Kıbrıslı Rumlar ve Türk-Yunan ilişkileri. Bir sonraki kısım „KKTC Meclisi‟nin kuruluşunu, yeni Anayasa için referandum, önerilen Anayasa‟nın CTP tarafından reddini ve Anayasa‟nın halkın 70.1% destek oyu ile onayını ele alır. Ders kitabı öğrencilerin Anasaya taraftarı ve karşıtı siyasi parti ve gazete görüşlerini araştırmalarını ve bunların nedenlerini değerlendirmelerini istiyor. Bu şekilde, böylesi bir tartışmalı konuyu ele alırken, yazar öğrencileri çoklu bakış açıları geliştirmeye yönlendiriyor. Kitap bundan sonra „KKTC‟nin ilanının uluslararası toplum tarafından değerlendirilmesine geçer: Sırasıyla BM Güvenlik Konseyi, Yunanistan ve „Kıbrıslı Rum Yönetimi‟60, Avrupa Konseyi, ABD, İngiltere, SSCB, ve İslam Konferansı Örgütü. Kullanılan dil yine oldukça teknik ve betimleyicidir. Bölümün ikinci kısmı yerel politikalara ve „KKTC‟nin 1983‟den 1990‟a kadar olan ekonomisini inceler. Aynı zamanda, aynı dönemde Kıbrıslı Rumlar‟daki siyasi gelişmeler ele alınır. Üçüncü kısım Kıbrıs sorunu ve BM Sekreteri General Perez de Cuellar‟ın 1983-1990 döneminde sunduğu çözüm önerilerine odaklanır. Cuellar girişimlerinin Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum yetkilileri tarafından reddedilmesi yine objektif ve teknik bir şekilde anlatılır. Daha sonraki kısımda, Bu terim genellikle Türk ve Kıbrıs Türk otoriteler tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti‟ni anlatmak için kullanılır. 60 ~ 57 ~ zamanın Yunan-Türk ilişkileri, yerel politikalar ve „KKTC‟ ekonomisi işlenir. Siyasi rekabetler, seçimlerdeki sert çekişmeler, ve sağ görüşlü UBP partisinin bölünmesinden bahsedilir. Kıbrıslı Türkler arasında bölünmeyi göstermek, Kıbrıs‟ta bir ulusa karşı „diğeri‟ tek yapısını taşıyan milliyetçi anlatıma bir alternatiftir. Benzeri bir yaklaşım, Kıbrıslı Rumlarda 1990-2003 dönemindeki siyasi gelişmeleri anlatırken de kullanılmıştır. Daha önceki bölümlerde de olduğu gibi, Kıbrıs sorunu ve yeni çözüm girişimlerinin gelişimi, BM Sekreteri General Butros Gali‟nin Yol Haritası, Fikirler Dizisi ve Güven Artırıcı Önlemler 1990-1994 döneminde tartışılmıştır. Bundan sonra, yazar 1994-1997 dönemindeki toplumlararası gerilimin üç temel nedenini tartışır: Kıbrıs Rum tarafının AB‟ye başvurusu, sınır gösterileri, ve S-300 füzeleri. Yazar temkinli dil kullanmaya devam eder, sınır gösterileri sırasındaki şiddetle ilgili yorum yapmaktan kaçınır ve kitabın geri kalanındaki aynı teknik ve betimsel dile bağlı kalır. Son bölüm, Avrupa Birliği ve Annan Plan‟ını içerir. Kıbrıs‟ın AB ilişkilerinin tarihi geçmişi, „Kıbrıs RumYönetimi‟nin üyelik başvurusu, AB‟nin Kıbrıs ile ilgili değişen tutumları, Kıbrıs Türk Muhtırası, Avrupa Topluluğu Adalet Mahkemesi kararları, „KKTC‟ Meclisi‟nin cevabı, Türkiye-KKTC Ortak İlanı, ve Türk tarafının konfederasyon tezine karşı politika değişikliği ile başlar. Bölümün ikinci kısmı Kuzey Kıbrıs‟ın en önemli yerel çıkmazlarından biri ile başlar: ekonomik problemler; sivil, demokratik ve özgür bir siyasi ortamın olmaması; onüç bankanın batması („Bankalar Krizi‟ diye biliniyor), ve Kıbrıs sorununa çözüm arabuluculuğu yapması için „Bu Memleket Bizim Platformu‟nun kurulması. Bir sonraki kısımda, en yakın geçmişteki ve en kapsamlı çözüm girişimi olan Kıbrıs için Annan Planı işlenir. Kitap kısaca ve tarafsız olarak Kofi Annan‟ın 1997-2001 dönemi müzakere turlarını, yüz yüze müzakereleri ve planın 2002-2004 döneminde Annan I, II, III, IV, ve V olmak üzere ~ 58 ~ beş versiyonunun hazırlanmasını, toplu gösterileri, Kıbrıslı Türkler‟in iki kampta kutuplaşmasını (Annan Planı taraftarı/çözüm taraftarı ve Annan Planı karşıtı/çözüm karşıtı), sınırların kısmen açılmasını, Aralık 2003 seçimlerinden sonraki hükümet değişikliğini, Burgenstock‟daki en son müzakere turunu, Planın temel çerçevesini, Nisan 2004 referandumunu, ve Kıbrıs Rum tarafının AB‟ye tek taraflı girişini anlatır. Cildin en son konusu erken genel seçimleri ve referandumdan sonra yer alan ve liderliğin Rauf Denktaş‟tan Mehmet Ali Talat‟a geçmesiyle sonuçlanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini içerir. Yazar, son cümlesinde 45 yıldan sonra gerçekleşen bu liderlik değişikliğini bir dönemin sona ermesi olarak tanımlar. Bu cilt, 1960‟ların toplumlar arası müzakerelerinden başlayıp Kıbrıs‟ta 1974 savaşı, „KKTC‟nin ilanı ve en son Annan Plan müzakerelerini içeren Kıbrıs tarihin en hassas dönemini ele alır. Cildin tümünde, yazar tarafsız bir yaklaşım sergiler, yargılamalardan kaçınır ve teknik bir dil kullanır. Ayrıca, grafik kullanımı, Kıbrıs Türk ve Rum tarafındaki siyasi süreçleri ardarda sunumu ve ekonomik tarihi de kapsama alması ile yaratıcı bir tarzı vardır. Bu cildin bir başka yeniliği de metin içinde yer alan ve ambargo, özerklik, federasyon, koalisyon hükümeti, Roger Planı, 12 Eylül askeri darbesi, self determinasyon, devalüasyon, doktrin, ECU, memorandum, deklarasyon, entegrasyon, konfederasyon ve mekik diplomasisi gibi özel kelimeleri açıklayan sözlüktür. Buna ek olarak, etkileşimli bir öğretme yöntemi ve öğrenci merkezli yaklaşım kullanıp, Kıbrıs tarihinin tartışmalı her konusundan sonra araştırma ve tartışma soruları sorar. III b.3) Kıbrıs Türk Tarihi 10 İkinci Kez Gözden Geçiriliyor: Bu ileriye doğru bir adım mı? Yukarıda analizi yapılmış olan iki ders kitabı da CTP döneminde yazıldı ve 2009 Bahar dönemine kadar kullanıldı. ~ 59 ~ Nisan 2009‟da UBP hükümetinin başa gelmesinden kısa bir süre sonra bunlar yeni Kıbrıs Türk Tarihi kitapları ile değiştirildi. Yeni ders kitapları yaz döneminde hazırlandı. 10. Sınıf için Kıbrıs Türk Tarih ders kitabı 11. Sınıf‟ta da okutulmak üzere tasarlandı. 12. Sınıf‟ta ise Kıbrıs tarih dersi iptal edildi. Akademik Danışma ve Yazım komitesi Mehmet Kortmaz başkanlığında Türkiye üniversiteleri‟nden profesörlerden oluşuyordu. Bir önceki ders kitaplarından farklı olarak, bu çalışmada yerel akademisyenlere yer verilmedi. Komisyonun önsözü şöyle der: ... Tarihini bilmeyen milletlerin zaman içerisinde yok olması kaçınılmaz bir gerçektir... Kıbrıs Türkleri olarak bizler varoluş mücadelemizde, atalarımızın verdiği o eşsiz mücadeleyi yaşanan olayları, bu olaylar arasındaki ilişkileri, bağlantıları, etkilenmeleri, nereden nereye nasıl geldiğimizi öğrenmeli ve öğretmeliyiz. Bu yüzden gelecekte de Kıbrıs Türkünün dimdik ayakta durabilmesi, aydın yarınlara ulaşabilmesi ve tarihimizin doğru bilinmesi için tarih dersi çok önemlidir. KKTC Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı Tarih Komisyonu olarak bizler tarih kitaplarımızın yazılma amacının; tarihi gerçeklere ışık tutmak, Kıbrıs Türk halkının bu adada egemen bir güç olduğunu belirtmek, Atatürk İlke ve İnklaplarına bağlı “Yurtta Barış, Dünya‟da Barış” bilinci ile, kendi Cumhuriyetini ve Devletini seven barışçı, aydın gençler yetiştirmek olduğunu vurgulamak isteriz. Unutmayalım, ... geçmişini bimeyen toplumlar geleceğe emin adımlarla ilerleyemez. Bu mesajlar bir önceki ders kitabınınkinden çarpıcı farklılık gösterir. Ders kitabının ilk bölümü Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kuruluşunu inceler. İkinci Dünya Savaşı‟ndan sonraki sömürgelikten çıkma dönemi ile başlar; Kıbrıslı Rumlar‟ın Enosis tezini ve İngilizlere karşı kurulup daha sonra Kıbrıslı Türkler‟e karşı dönen EOKA direniş örgütünü anlatır. Kıbrıslı Türkler‟in kendilerini savunmak zorunda kaldıkları ve bu yüzden birçok savunma örgütü kurdukları öne sürülür. Bu konuyu takip eden araştırma sorusunda öğrencilerden Kıbrıslı ~ 60 ~ Türkler‟in EOKA‟ya karşı olarak kurdukları örgütlerle ilgili bilgi bulmaları istenir. Bu konu daha önceki ders kitabında da kısaca geçmişti fakat bu ciltte konuya daha geniş yer veriliyor. NATO‟nun sonuçsuz kalan çözüm getirme çabaları da metinde işleniyor. Bölümün ikinci kısmı Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kuruluş anlaşmalarını ele alıyor: Zürih ve Londra Anlaşmaları, Garanti Anlaşmaları ve Askeri Birlik Anlaşması. Londra Konferansı‟ndan resimler, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası‟nın imzalanışı, Türk ve Yunan Cumhurbaşkanları ve Dışişleri Bakanları, Turkiye gazetesi Hürriyet‟in arşivi, ve İngiliz üslerini gösteren bir harita kullanılmış. İki bilgi kutusunda „garantör‟ün ne olduğu ve veto hakları açıklanmış. Bunun ardından, Anlaşmaların Kıbrıslı Türkler için olan önemine geçiliyor: Enosis‟in önlenmesi, veto hakları, ayrı belediyeler ve Türkiye‟nin garantisi gibi. Burada, Kıbrıs Türk merkezli bir yaklaşım gözlemleyebiliriz. Bu bölüm, Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin ve yürütme yapısının kuruluşu ile devam ediyor: komisyonlar, ortak komite (beşli konsey), Bakanlar Kurulu‟nun atanması ve seçimler, ve komitenin Cumhuriyet‟i ilan çalışmalarının sonuçlandırılması. Metin içinde, Kıbrıslı Türkler‟in Mağusa kalesinde Türk askerlerinin gelişini beklerken bir fotoğrafı, „Mehmetçiği kucakladık‟ diye bir gazete makalesi, ve „82 yıldan sonra Türk askerleri yeniden Kıbrıs‟ta‟ sloganı kullanılmış. Kitap, devlet yapıları ve kuruluş süreçleri başka hiçbir devletinkine benzemeyen bir Cumhuriyet‟in bu şekilde kurulduğunu vurguluyor. Bundan sonra, Anayasa‟nın içeriği ve yeni yapının iki toplum tarafından nasıl algılandığı açıklanıyor. Bu cilt, Kıbrıslı Türkler‟in Cumhuriyeti son çözüm olarak algılarken, Kıbrıslı Rumlar‟ın bunu Enosis‟i gerçekleştirmek için bir manevra olarak gördüklerini iddia ediyor. Bu anlatım, daha önceki resmi anlatıma paraleldir. Son kısımda, öğrenciler için bir ~ 61 ~ değerlendirme vardır. Arkada Kıbrıs bayrağı, Makarios‟un Yunan Bayrağını tutarken bir portresini şu soru takip ediyor: „Bu resimden ne anlıyorsunuz?‟ Bölümün sonunda, öğrencilerin içeriği değerlendirmeleri için altı değerlendirme sorusu yer alıyor. Bu yöntem daha önceki ders kitabında kullanılmamıştı. Bir alttaki bölüm, Cumhuriyet‟in kuruluşundan Aralık 1963‟e kadar olan süreci gösteriyor. Temsilciler Meclisi ve Halk Meclisi‟nin etki alanı ve beş belediyenin sorumlulukları ile başlıyor. Cumhuriyet‟in dış ilişkileri bir önceki kitaptan farklı işlenmiş. Yalnızca, İngiliz Uluslar Topluluğu ve Bağlantısızlar Hareketi‟ne üyelikten bahsediliyor. Türkiye‟nin Bağlantısızlar Hareketi‟ni bir komünist hile olarak gördüğü için Kıbrıs‟ın bu Hareket‟e üyeliğine karşı olduğu belirtiliyor. Buna rağmen, Makarios harekete katılmış ve BM‟de oy kullanan üye ülkeleri Kıbrıslı Rumlar lehine etkilemiştir (sayfa 21). Bilgi kutusu kısaca BM‟yi tanıtıyor. Üçüncü kısım, Cumhuriyet‟ten sonra toplumlararası çatışmalara yol açan anlaşmazlıkları anlatıyor. Bunlar, kamu hizmetlerinde 70-30 % oranının bozulması, Bakanlar Konseyi‟nde ve temsilciler Meclisi‟nde yaşanan rahatsızlıklar, ordu ve polis kuvvetlerinde sorunlar, ayrı belediyeler ikilemi, ve Makarios‟un Anayasa‟ya onüç değişiklik önerisi olarak sıralanıyor. Ders kitabı, bu sorunlardan dolayı Kıbrıslı Rumlar‟ı suçluyor ve onların davranışlarının ardında gizli bir gündem olduğunu ima ediyor. Öğrenciler için bir sonraki tartışma sorusu 13 değişiklik önerisinin Kıbrıslı Türkler‟e bazı haklar veriyormuş gibi görünse de, tuzaklarla dolu olduğunu iddia ediyor ve soruyor: „Bu önerilerin Kıbrıslı Türkler için tehlikeleri nelerdir?‟ Aynı sayfada, Makarios‟un iki askeri selamlarken bir fotoğrafı vardır ve alttaki yazıda Makarios‟un Kıbrıs Cumhuriyeti sırasında Enosis fikrinden vazgeçmediği belirtilir (sayfa 25). Üçüncü bölümün başlığı „Kıbrıslı Rumlar‟ın Kıbrıs Cumhuriyeti‟ni Yoketme Eylemleri, Kıbrıs Türk Direnişi ve ~ 62 ~ Siyasi Gelişmeler (1963-67)‟dir. Bu sayfadaki iki resim kadınları gösterir: biri kucağında bir bebek ile kaçmakta olan bir kadın, diğerinde ise birbirine sarılmış ve ağlayan kadınlar. Bu iki resmin altında, Makarios‟un bir grup insanı arabadan bir kutlama havasında selamlamasını gösteren bir fotoğrafı yer alıyor. Bölümden önceki hazırlık sorusu şöyledir: „Akritas Planı‟nın liderleri ve tasarlayıcıları kimlerdi? BM‟nin Kıbrıs‟taki misyonunu inceleyiniz ve misyonlarına ulaşıp ulaşmadıklarını değerlendiriniz. Kumsal bölgesinin Kıbrıs Türk mücadelesindeki önemini araştırınız.‟ Kitapta böyle bir hassas dönemin işleneceği bölüme daha girmeden kullanılan resimler ve ev ödevi soruları en başından kızgınlık duyguları uyandırıyor. A kısmı „Kıbrıs Rum Saldırganlığını‟; Lefkoşa, Ayvasıl, Boğaz, Larnaka, Lefke, Limasol ve Baf çatışmalarını; Erenköy direnişini ve Mağusa bölge mücadelesini veriyor. Kıbrıslı Türkler‟in Anayasa değişikliği önerilerine gösterdikleri tepkilere karşı Kıbrıslı Rumlar‟ın Kıbrıslı Türkler‟i yoketmek için Akritas Plan‟ını uygulamaya koydukları ve Aralık 1963 çarpışmalarının başladığı belirtiliyor. Bu çarpışmalardaki Kıbrıslı Rum vahşeti ve „şehitlerin‟ isimleri ve resimleri veriliyor. Orijinal tarih ders kitaplarında olduğu gibi, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı Doktoru Binbaşı Dr. Nihat İlhan‟ın katledilen çocuklarının resimleri gösteriliyor. Fakat burada, öğrencilerin psikolojisi üstünde kötü etkisi olduğu söylenen kanlı banyo resmi kullanılmamıştır. Kıbrıslı Türkler‟in yaşadıkları zorluklar, Kıbrıslı Rumlar tarafından uğradıkları saldırılar, ve kahramanca direnişleri duygusal ve canlı bir şekilde anlatılıyor. Savaş anıtlarının, „şehitlerin‟, mezarların, silahlı savaşçıların, kaçmakta olan kadınların ve Türk okullarına sığınan çocukların resimleri bolca kullanılmış. B kısmı Bayrak Radyo İstasyonunun kuruluşunu, Kıbrıs Türk mücadele tarihindeki önemini ve halkın moralini nasıl yüksek tuttuğunu anlatır. C kısmı Londra Konferansı, BM Güvenlik ~ 63 ~ Konseyi‟nin Mart 1964 Kararını ve Denktaş‟ın Kıbrıs‟a dönüşünün Makarios tarafından yasaklanmasını içerir. Son kısım 1967 Geçitkale ve Boğaziçi olaylarını ve Türkiye‟nin Yunan cunta rejimine karşı ültimatomunu kapsar. 2004 ders kitabında kısaca değinilen bu ihtilaflı konular, bu kısımda detaylı olarak işlenmiştir. Tarihi anlatımın ahlaki merkezi Kıbrıslı Türkler olarak görünür. Yalnızca onların direnişi, kayıpları ve zorluklarına değinilmiştir. Dördüncü bölüm 1963-1974 döneminin siyasi gelişmeleri ve Kıbrıslı Türkler‟in sosyal hayatlarına odaklanır. İlk konu toplumlararası müzakerelerin başlama sebeplerinden bahseder ve 1974‟e kadar olan iki taraflı müzakereler ve aralıklı görüşmelere geçer. İkinci konu, Kıbrıslı Türkler arasında 1963 sonrası dönemdeki yerel politikalardır. Genel Komite Yönetimi ve Geçici Kıbrıs Türk Yönetimi‟nin oluşumu, Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı‟nın dönüşü, seçimler ve yasama ve yürütme yapılarının yeniden düzenlenmesi konuları işlenir. Yazıda bu ihtilaflı dönem anlatılırken „bize‟ karşı „onlar‟ karşıtlığı kullanılır. Bu bölümün ikinci kısmı, Kıbrıslı Türkler‟in sosyal, kültürel ve ekonomik hayatını işler. 2004 ders kitaplarına sosyal tarihin dahil edilmesi çok önemli bir unsur ve önemli bir gelişme olarak nitelendirilmişti. Askeri ve siyasi tarih kaçınılmaz olarak çatışmalar ve gerilimleri ortaya koyarken, sosyal tarih toplumların paylaştıkları alanı ortaya koyar ve iki toplum arasında empati geliştirmeye yardımcı olur.61 Bununla birlikte, bu ciltte sosyal tarih farklı kullanılmıştır. Kitap, Kıbrıslı Türkler‟in yerleşim bölgelerindeki yoksulluk ve açlık içindeki zor koşulları ve Kıbrıs Rum ambargolarını içeren sosyal ve kültürel hayatı ile başlar. Büyük harflarle „Göç ve Zor Yıllar‟ yazısı ve sayfa ortasında çadır içinde yaşayan Kıbrıslı Türk kadınların resmi yer alır. O „karanlık yıllar‟da halkın moralini yükselten birkaç müzisyen ve müzik grupları 61 POST Araştırma Enstitüsü (2007), 10. ~ 64 ~ da ayrıca sunulur. Bunu „İzolasyon Altındaki Kıbrıslı Türk Kültürü‟ alt başlığı takip eder. Kıbrıslı Rumlar‟ın ekonomi, spor ve iletişim alanlarındaki ambargolarına rağmen, Kıbrıs Türk kültürünün silinmediğini ve „anavatanlarına‟ karşı sadakatlerinin güçlendiğini vurgular. Türk sanatçıları ve tiyatro grupları morali yükseltmiş, yerel müzik grupları halkı desteklemiş, ve yerel radyo istasyonları ulusal ruhu yükseltmiştir (sayfa 52). Bunu takip eden ekonomik hayat kısmı Kıbrıs Rum liderliğinin „stratejik mallar‟ diye değerlendirip yasakladığı mal ve ürünleri listeler. Değiştirilmiş ders kitaplarından farklı olarak, sosyal, kültürel ve ekonomik tarih ayrı olarak işlenmez, fakat askeri ve siyasal tarihin içinde yer alır. Beşinci bölüm 1974 „Barış Harekâtı‟nın nedenleri ve sonuçlarını anlatır. Bülent Ecevit, Türk gemilerinden karaya çıkan birlikler ve Denktaş‟ın bir Ordu Generalini öperken resimleri başlıkla birlikte yer alıyor. A kısmı „Barış Harekâtı‟nın geri planını tarif eder: Yunan cuntası ve Makarios‟un aralarının açılması, Makarios‟a karşı 15 Temmuz askeri darbesi, darbenin sonuçları ve Garantör Güçlerin konumu. Makarios ve Yunan cuntası arasındaki bölünme Türk resmi bakış açısı ile açıklanıyor: Makarios‟un Enosis planı Kıbrıslı Türkler‟i uzun vadede umutsuzluğa düşürmek ve asimile etmek iken, EOKA-B taraftarlarının amacı Enosis‟i kısa zamanda şiddet kullanarak gerçekleştirmekti (sayfa 56). B kısmı „Barış Harekâtı‟ dönemini kapsar: askeri operasyonun nedenleri ve meşruiyeti, ilk „barış Harekâtı‟, Cenevre müzakereleri, ikinci „barış Harekâtı‟ ve operasyonun genel sonuçları. Bu bölümde, Türk gemileri, birlikler, paraşütler, helikopterler, tanklar, Türk ordusunun ilerleyişini gösteren haritalar ve Türk askerlerini seyreden çocukların resimleri gibi görseller askeri bir yaklaşımla kullanıldı. ~ 65 ~ İkinci Barış Harekâtı sırasında Kıbrıslı Rumlar‟ın Atlılar, Muratağa, Sandallar ve Taşkent Türk köylerinde gerçekleştirdikleri katliamlar şöyle anlatılır: Kıbrıslı Rumlar; kadın, erkek, çocuk ve yaşlıları ayırt etmeden öldürmüş ve toplu mezarlara gömmüştür. Öldürülmüş çocukların resimleri, anıtlar, ve toplu mezarlar metin içinde yer alır. 62 Mağusa bölgesindeki Rum ve Türk birliklerinin oranlarını kıyaslayan ve Rum birliklerinin baskın üstünlüğünü gösteren bir çizim görülür. Çizimin altında, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri ve Güvenlik Kuvvetleri‟nin resmi „güvencemiz‟ olarak sunulur. „Barış Harekâtı‟nın yalnızca olumlu sonuçlarından bahsedilir. Bu bölümün son iki kısmı nüfus değişimini ve savaş mahkumlarını, askeri ve sivil kayıp şahısları, ve Kıbrıslı Türk kayıp şahıslar sorununu anlatır. Kıbrıslı Rumlar‟ın kayıp şahısların akibeti ile ilgili uzun süren sessizliği sert bir şekilde eleştirilir. Bu bölümde, Kıbrıslı Rum kayıp şahıslara değinen yalnızca bir tek cümle vardır. Bölümün sonunda, „tarihden damlalar‟ başlığı altında emekli bir Albay tarafından anlatılan Limasol, Baf ve Larnaka‟daki savaş mahkumlarının kötü yaşam koşulları ile ilgili bir anekdot yer alır. Bir sonraki bölüm Kıbrıslı Türkler‟in „Barış Harekâtı‟ sonrası dönemi siyasi durumuna odaklanır. Özerk Türk Yönetimi‟nin oluşumu, „Kıbrıs Türk Federe Devleti‟nin ilanı ve 1974-1983 dönemindeki toplumlar arası müzakerelerin ilerleyişi anlatılır. Bu bölümde, iki araştırma sorusu vardır. İlki öğrencilerden „federal devletin ne anlama geldiğini‟ bulmalarını ve ikincisi de „kurucu meclisin ne olduğunu‟ açıklamalarıdır. Bu bölüm nisbeten kısa anlatılıyor. Kitabın yedinci bölümü „Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‟nin kuruluşuna ayrılmış. „KKTC‟ bayrağı, bir Ulusal anıtlar, savaş anıtları ve toplu mezarlar, hafızanın (siyasi) ve özellikle de eski Yugoslavya, Latin Amerika, Orta Doğu ve Afrika gibi savaşın böldüğü toplumlarda hatırlama ve çatışmanın önemli alanları haline gelir. 62 ~ 66 ~ Kıbrıs haritası ve Beşparmak Dağları‟ndaki kocaman bayrak bu bölümün başında yer alıyor. Kitap „KKTC‟nin kuruluş nedenlerini, Cumhuriyet‟in ilanını, Prof. Suat Bilge‟nin „KKTC‟nin meşruiyeti konusundaki görüşlerini, Meclis‟in oluşumunu, Anayasa‟nın onaylanmasını ve seçimleri anlatır. Daha sonra, „KKTC‟nin ilanının uluslararası toplumdaki yankıları tarif edilir. Bölümün sonunda, self determinasyon kavramı bir çember içinde açıklanır ve araştırma sorusu öğrencilerden „KKTC‟nin ilanı ile ilgili farklı kaynaklardan bilgi toplamalarını ister. Son bölüm, 1983‟den günümüze siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmeleri işler. İlk konu KKTC-Türkiye ilişkilerini ele alır ve „anavatanın‟ ekonomi, eğitim, kültür, turizm ve sağlık sektörlerindeki gelişmelere katkı koymak için verdiği desteği vurgular. Su ve altyapı sorunlarını çözmek için projeler ve Türkiye tarafından finanse edilen yardımlara değinilir. Kamu sektöründeki ekonomik gelişmeler, ticaret, tarım, turizm ve üniversitelerin rolleri bir sonraki kısımda tarif edilir. C kısmı ambargoların „KKTC‟ üstündeki etkisine değinir. Annan Planı referandumundan sonra, Kofi Annan‟ın Güvenlik Konseyi‟ni Kıbrıslı Türkler‟in izolasyonunu sona erdirmeye çağırdığını ve bunun Rusya tarafından veto edildiğini anlatır. Ayrıca, Avrupa Birliği‟nin referandumu takip eden iki gün içinde ambargoları kaldırma sözünü tutmadığı belirtilir (sayfa 95). Bundan sonraki kısım „KKTC‟nin ilanını takip edip günümüze kadar süren müzakereleri gözden geçiriyor: Gali‟nin Fikirler Dizisi, Kofi Annan tarafından başlatılan süreç, Annan Plan‟ı ve planı takip eden Referandum. Bu bölüm, taraflar arasındaki çözüm çabalarının ve müzakerelerin Kıbrıslı Rumlar‟ın planı reddetmelerinden dolayı sonuçsuz kaldığını belirtiyor. Son kısımda, toplu gösterilerden iki resim görülüyor: AB bayrağını taşıyan Kıbrıslı Türkler ile EVET posterleri, ve Yunan ve Kıbrıs bayraklarını taşıyan Kıbrıslı Rumlar ile ~ 67 ~ HAYIR posterleri. 1962‟den 2004‟e Avrupa Birliği ve Kıbrıs ilişkileri kısaca açıklanmış ve sonuç olarak Kıbrıslı Rumlar‟ın AB üyeliğinin Garanti Anlaşması‟na göre yasadışı olduğu belirtiliyor. Ders kitabı, 1983‟den günümüze yerel siyasi gelişmeler ile sona eriyor. İktidardaki siyasi partiler, koalisyon hükümetleri, seçilmiş Başbakanlar ve Cumhurbaşkanları bir sırada açıklanmış. Ders kitabının son sayfasında, farklı Başbakanların ve Cumhurbaşkanlarının fotoğrafları sıralanmış. Sonuç olarak, bu yeni cilt Kıbrıs Türk Tarihini resmi Türk bakış açısı ile ele alıyor. Tüm kitapta etnik milliyetçiliğin etkisi gözlemlenebilir. 2004 ders kitaplarından farklı olarak, Kııbrıs‟taki Türk ve Rum toplumlarının ortak geçmiş ve deneyimlarine yer verilmemiştir. Sosyal ve kültürel tarihe tamamıyle farklı bir açıdan yaklaşılmıştır ve günlük zorluklara örnekler siyasi ve askeri tarihin içine yerleştirilmiştir. Kıbrıslı Türkler‟inkine paralel olarak Kıbrıslı Rumlar‟ın siyasi gelişmeleri bu ciltte işlenmemiş. Ayrıca, Kıbrıs‟ta yaşayan Ermeniler ve Maronitler gibi azınlık gruplardan hiç bahsedilmemiş. İhtilaflı dönemlerde, Kıbrıslı Rumlar‟ın kayıplarına, acı veya zorluklarına değinilmemiş. Öğretme yöntemi olarak ise, 2004 kitaplarında olduğu kadar öğrenci merkezli yaklaşım kullanılmamış. Çok az çalışma sorusu var ve cildin tarzı etkileşimli öğrenmeyi desteklemiyor. Ayrıca, ders kitabının grafik tasarımı genel olarak kullanım kolaylığı sağlamıyor. Eski Kıbrıs Türk Eğitim Planlama ve Program Geliştirme Dairesi Başkanı Dr. Hasan Alicik ders kitabının bir analizini yapıp, istatistikler derledi ve Yenidüzen gazetesinde yayınladı. Alicik‟in analizine göre, bu ciltte 49 Türk ve Kıbrıs Türk bayrağı, 27 savaş ve göç resmi, Rauf Denktaş‟ın 20 fotoğrafı, 19 „şehit‟ resmi, 16 Dr. Fazıl Küçük fotoğrafı, 7 tane savaş anıtı ve mezar ve Atatürk‟ün 3 resmi var. Kullanılan kelimelere gelince, 44‟ü Rauf R. Denktaş, 34‟ü „savaş‟, 32‟si ~ 68 ~ „saldırı‟, 27‟si „müdefaa‟ veya „direniş‟ ve 27‟si „şehitler‟.63 Alicik‟e göre bu ders kitabının en büyük zayıflığı kimlik algılaması konusunda yarattığı karmaşa. Ders kitabı genel olarak „Kıbrıs Türkleri‟ne değinirken zaman zaman „Kıbrıslı Türk‟ kimliğini de kullanıyor. Ayrıca, „bizim‟ kimliğimiz „onların‟ kimliğine karşı düşmanlığa dayandırılıyor.64 IV) Ders Kitaplarının Görsel Analizi Resimlerin göründükleri kadar „masum‟ olmadıkları iyi bilinir. Resimlere her zaman için onları anlamlı kılacak belli fikirler eşlik eder. Roland Barthes‟in „Myth Today‟de savunduğu gibi, Ağaç ağaçtır. Evet, tabii ki. Fakat Minou Drouet‟nin ifade ettiği ağaç artık pek de ağaç değildir; süslenmiş, belli bir tüketim tarzına uyarlanmış, edebi bir rahatına düşkünlük, başkaldırı ve görsellerle, kısacası öz maddeye eklenmiş bir nevi sosyal kullanım ile donatılmıştır.65 Barthes‟den yola çıkarak, tarih ders kitaplarındaki resimler de aynı şekilde kullanılmıştır: bunlar yalnızca „tarihi gerçekleri‟ gösteren resimler değildir; „gerçekler‟ yazarların istediği türde bir tarihi „yaratmak‟ için kullanılmıştır. Barthes‟in savunduğu gibi, resimler „efsane‟ yaratmak için kullanılabilir. Fakat, „efsane bir anlatım türü olduğu‟na göre „gerçeklerin‟ efsaneye dönüştürülecek bir şekilde Hasan Alicik (2009). „UBP‟nin Yeni Tarih Kitapları‟. Yenidüzen Gazetesi, 23rd Eylül. 64 A.g.e. 65 Roland Barthes (1972). „Myth Today‟. In Mythologies. Trans. Annette Lavers. New York: Noonday Press, 107-108. 63 ~ 69 ~ kullanılabileceğini göz önünde bulundurmalıyız. 66 Bununla birlikte, „gerçek‟ olarak kabul edilen resimlerin efsane olacak şekilde nasıl kullanılabileceği sorulabilir. Roland Barthes‟a göre, Efsanevi anlatım, üstünde halahazırda çalışılmış ve iletişime uygun hale getirilmiş malzeme içerir: bunun nedeni tüm efsane malzemelerinin (görsel veya yazılı) onları anlamlandıracak bir şuurun varlığını varsaymasıdır, yani kişilerin bu malzemeleri içeriklerini önemsemeden sorgulayabileceğini. Bu içerikler önemsiz değildir: resimler kesinlikle yazıdan daha yaptırıcıdır, analiz yapmadan veya sulandırmadan bir bakışta anlam empoze ederler. Fakat, bu artık bir temel farklılık değildir. Resimler anlam kazanır kazanmaz bir tür yazı olurlar: yazı gibi onların da sözcüklere ihtiyacı vardır.67 Barthes‟in belirttiği gibi, efsanevi anlatımın nasıl işleyeceği insanların basma kalıplarına veya varsayımlarına bağlı olarak, onların „hedeflenen anlamı‟ anlama ulaştıklarını farketmeden anlamalarıdır çünkü „onlar‟ gösterenden ayrılamayacak bir gramer veya dil içerirler. IV a) 9. Sınıf Kıbrıs Türk Tarihi Ders Kitaplarının Görsel Analizi 9. Sınıf ders kitabının resimlerini „okurken‟, „efsane yaratma‟ ve „gerçekleri kullanarak istenilen tarihi yaratma‟ kavramları göz önünde bulundurulabilir. Üç kitabın kapak sayfalarına bir bakış (hem yeni hem de eskilerin) ideoloji açısından büyük bir farklılık gösterir. 2009 ders kitabı, hiç şüphesiz belli bir şeyi vurguluyor: Kıbrıslı Türkler‟in Türklüklerini. Tüm kapak dört resime ayrılmış: en büyük resim Atatürk‟ün takım elbise içinde uzağa bakarken bir portresi. A.g.e. The notion of facts can be used to „create‟ history is taken from Rancière, 38-39. 67 Barthes, 108-109. 66 ~ 70 ~ Baktığı resim ilginç; Osmanlı arması! Atatürk Devrim‟in liderliğini yapıp Türkiye Cumhuriyeti‟ni kurduğu zaman, yeni Türkiye tarihi Osmanlı tarihinin reddine dayandırılmıştı. Buna rağmen, Atatürk ve Osmanlı İmparatorluğu‟nu birarada kullanıp Türklüğü vurgulayan „yeni bir milliyetçi anlatım‟ yaratmak milliyetçiler arasında yaygın görünüyor. Bu anlamda, yazarlar ta en başından ilginç bir dil oluşturuyorlar. Atatürk‟ün resminin altında Osmanlı Sultanı II. Selim ve onun yanında da Arab Ahmet Cami‟sinin minaresi gösteren resimler yer alıyor. Kullanılan bu resimlerin tümü de Türklüğü vurguladığı için yeni ders kitabı en başından itibaren Türklük kavramına bağlı kalıyor. Resimler aynen Barthes‟in savunduğu gibi iş görüyor: „resimler kesinlikle yazıdan daha yaptırıcıdır, analiz yapmadan veya sulandırmadan bir bakışta anlam empoze ederler.‟68 Halbuki, CTP döneminde yazılan kitapların kapak sayfaları oldukça farklıdır: Kapak sayfası Girne Limanı‟nda bir gemiyi gösterir. Geminin „vatandaşlığı‟ konusunda bir gösterge veya ulusal kimlik belirtecek başka herhangi bir detay yoktur. Aslında, kitabın adı Kıbrıs Türk Tarihi I olmasına rağmen yaklaşımının daha tarafsız olduğunu söyleyebiliriz çünkü Girne Kıbrıs‟ta bir şehirdir, ve Girne limanındaki bir geminin resminin gösterilmesi öğrencileri sahip oldukları ulusal kimlik doğrultusunda değil kültürel kimlikleri doğrultusunda yönlendirir. Kıbrıs Tarihi (1878-1960) kitabı da aslında geri planda CTP‟nin (Cumhuriteyçi Türk Partisi) kullandığı renge çok yakın bir renk kullanılmış olsa da, 2009 kitabı ile kıyaslandığı zaman daha tarafsız görülebilir. Kapağın orta kısmında, bazı resimler film şeridi halinde sıralanmış (aslında, resim böyle görünmüyor fakat gösterici okuyucunun bu şekilde düşünmesini sağlıyor). Kapaktaki resimler Kıbrıs siyasi tarihinin farklı dönemlerine işaret ediyor; kitap da zaten bu konuları içeriyor. Resimler sağdan sola şöyle sıralanmış: 68 A.g.e. ~ 71 ~ Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı ve bayrağın arka planında Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kuruluşunu ilan ederken Dr. Fazıl Küçük. Aynı resim ayrıca sayfa 79‟da kullanılmış. b) „Türkiye‟deki Taksim gösterilerinden bir görüntü‟. Aynı resim ayrıca sayfa 75‟te kullanılmış. c) 1930‟lardan bir grup Kıbrıslı Türk‟ün resmi. Sayfa 41‟de kitap bu resimdekilerin kimler olduğunu açıklıyor: „1930 Kavanın Meclisi seçimlerinde yer almış Kemalist grup‟. d) Atatürk ve arkadaşlarının Türk bağımsızlık savaşı sırasında çekilmiş bir resmi. Aynı resim ayrıca sayfa 37‟de kullanılmış. e) Bu resim arka kapaktan. Bir Osmanlı kahvehanesini (Kıraathan-i Osmani) gösteriyor. Aynı resim ayrıca sayfa 29‟da kullanılmış. f) 1900‟de Kavanın Meclisi üyeleri. Aynı resim ayrıca sayfa 20‟de kullanılmış. g) İngiltere‟nin Kıbrıs‟ta birleşik bayrağı direğe çekişinin bir çizimi. Aynı resim ayrıca sayfa 1 ve sayfa 19‟da kullanılmış. a) Arka kapağın arka planında iki resim daha var: büyük resim Kıbrıslı Türkler‟in Enosis karşıtı ve Kıbrıs‟ta işsizlik protesto yürüyüşünü gösteriyor (sayfa 61). Arka kapağın alt tarafında ise Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar‟ın İkinci Dünya Savaşı sırasında birlikte katıldığı yürüyüşün bir resmi var (sayfa 50). Ders kitaplarının arka kapağında önsözden alınmış bir paragraf var: Günümüz tarih eğitimi, eleşitirel düşünceyi ve gençlerin kendi fikirlerini geliştirmesini amaçlar. Bugünlerde, tarih sadece siyasi olaylarla değil, sosyo-kültürel gelişmelerle kritik düşünce ilkesini destekler. Günümüz koşulları diğerinin varlığını reddetmez fakat ona çok kültürlü bir bakış açısıyla yaklaşır. Tabii ki bu kitap gençlerin Kıbrıs tarihinden zevk alması durumunda başarılı olur. Bu başarı ancak diğer güncel kitapların bunu takip etmesiyle mümkün olabilir. Yazarlara göre, bu kitabın başarısı diğerlerinin de aynı bakış açısını takip etmelerine bağlıdır. Halbuki, bu anlamda kitabın başarılı olduğunu söylemek zordur çünkü bunu takip eden yeni kitaplar öğrencilere soru sorma ve onları araştırmaya ~ 72 ~ yönlendirme gibi çağdaş yöntemler kullansa da diğer açılardan farklıdır. 2009 kitabının arka kapağında, ön kapaktakilerle aynı olan dört resim yer alır. Sağ üstten başlayarak Merkez Postahane‟nin bir görüntüsü, Taksim gösterilerinden bir görüntü (sayfa 96), bir Kıbrıs haritası, ve TMT (Türk Mukavemet Teşkilatı) arması yer alır. Kapaktaki postahane resmi en tarafsız olanıdır. Taksim Gösterisi‟nin resmi siyah beyazdır; resimde askerler vardır ve sanki bir savaş veya benzeri bir olay varmış fikrini vermektedir. Okuyucuyu kaçınılmaz olarak savaş veya şiddeti düşünmeye teşvik eder. Postahane resminin altında, Kıbrıs haritası yer alır. Bu haritanın amacının Kıbrıs ve Türkiye arasındaki coğrafik bağlantıyı göstermek olduğu açıktır ve „Kıbrıs‟ın tarihi, coğrafik, stratejik ve ekonomik açıdan Anadolu‟ya bağlı olduğu ve Küçük Asya‟nın bir parçası olduğu söylenebilir‟ diye belirten Vehbi Zeki Serter‟in kitabına geri dönüştür.69 Türkiye bu resmin çoğunu kapsamaktadır; Kıbrıs ise „Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‟ ve „GKRY‟ (Güney Kıbrıs RumYönetimi) olarak gösterilir.70 Haritanın hemen yanında, sağdan sola, TMT arması, ve etnik gruplar arası çatışma döneminden Kıbrıslı Türkler‟in Kıbrıslı Rumlar‟a karşı mücadelesini gösteren bir resim yer alır. Genel olarak, kapak sayfalarına hızlı bir bakış bile yeni ders kitabının Kıbrıslı Türkler‟in hem milliyet hem de kültür açısından Türklük‟lerini vurgulamak amacı ile yazıldığını gösterir. 2009 kitabında kapak sayfasından sonraki resimler çoğunlukla anlatımı desteklemek amacı ile kullanıldılar. Örnek olarak, TMT‟den bahsedilirken, TMT içindeki önemli kişiliklere olduğu kadar TMT sembolleri ve TMT heykeline de yer verildi. Kitap, özellikle de çağdaş siyaset tarihine gelince şiddet içeren resimler kullanmamış. Ancak, bu kitabın tarafsız Kızılyürek. (1999), 390. „Güney Kıbrıs Rum Yönetimi‟ KKTC resmi makamlarının Kıbrıs Cumhuriyeti‟ni anlatmak için kullandıkları terimdir. 69 70 ~ 73 ~ bir yaklaşım takip ettiği anlamına gelmez. Tam tersine, yukarıda da belirtildiği gibi, kitabın ana fikri ikili karşıtlık (biz ve onlar) kavramına ve „KKTC‟nin Türk milliyetçiliği aracılığı ile meşrulaştırılmasına dayalıdır. Yeni ders kitabının önemli bir „yapısal hata‟ya sahip olduğu söylenebilir. Sayfa 19‟da „Kıbrıs‟a Anadolu‟dan göç eden insanlar‟ın bir resmi yer alır. Fakat, resme dikkatle bakılınca, bu resmin Anadolu Türkler‟ini değil Amerika Kızılderilileri‟ni gösterdiği görülür. Bu da Barthes‟in „resimler efsane yaratmak için kullanılabilir‟ fikrine iyi bir örnek olarak verilebilir. Burada, Kızılderililer‟in bir resmi (belki de Kızılderililer‟in toplu bir göçünü gösteriyor, kim bilir) Anadolu‟dan Kıbrıs‟a göçü göstermek için kullanılmış. Yazarlar büyük bir olasılıkla basım evine yanlış fotoğraf vermişlerdir. Yine de, kitabın basımından sonra hatalarını farketmiş olsalar da halka bu konuda bir açıklama yapmadılar. Bu yüzden de, bunun bir hata mı olduğunu, yoksa resmin bilinçli olarak mı oraya konduğunu bilemeyiz. IV b) Kıbrıs Tarihi 1960-1968, Kıbrıs Tarihi 1968-2005 ve 2009 10. Sınıf Kıbrıs Türk Tarihi Ders Kitapları’nın Görsel Analizi 2009‟da 10. Sınıf için yazılmış Kıbrıs Tarihi Ders kitabında kullanılan görsel resimler, çizimler ve haritalar bir önceki ders kitabları Kıbrıs Tarihi 1960-1968 ve ondan sonraki cilt Kıbrıs Tarihi 1968-2005‟den belirgin şekilde farklıdır. Kıbrıs Tarih 1960-1968 kapak sayfasında dört resim yer alır: Halkın Sesi gazetesinde Makarios‟un 1960 Anayasasına 13 değişiklik önerisinin reddedildiği başlığı ile çıkan gazete makalesi, bunun yanında dikenli teller ve BM askerlerini gösteren bir fotoğraf, hemen yanında çadırlarda yaşayan Kıbrıslı Türkler‟in bir fotoğrafı, ve Denktaş ile ~ 74 ~ Klerides‟i müzakereler sırasında gösteren bir başka resim. Kapaktaki bu resimler, büyük bir oranda ders kitabının içeriğini temsil ederler. Ders kitabının arka sayfasında, Cumhurbaşkanı Makarios ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Küçük‟ün 1960‟ların başında bir köyü ziyaretleri sırasında köylülerin şikayetlerini dinlerken çekilmiş büyük bir fotoğrafı yer alıyor; bu iki toplumum liderlerinin geçmişteki işbirliğinin oldukça olumlu bir resmidir. Aynı resim kitabın içinde, Cumhuriyet‟in ilk yıllarında sosyal ve ekonomik hayat bölümünün ilk sayfasında da kullanılmış. Bu büyük resmin altında yanyana küçük beş resim yer alıyor. Arka planında kartal resmi olan ilk resim Yunan Megali İdea‟sını temsil eder, ikinci resim Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kuruluşu için Zürih ve Londra Anlaşmaları‟nın imzalanmasını gösterir, üçüncü resim Dr. Küçük‟ün Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak seçilmesinden sonra halkın omuzlarında taşınmasını gösterir, ve son resim Bakanlar Kurulu toplantısı ile ilgili Halkın Sesi gazetesinde yer alan bir makaleye aittir. Arka kapakta kullanılan bu dört resim ayrıca metin içinde de fakat daha büyük formatta kullanılmıştır. İlk bölümde yer alan iki resim adada çelişen iki milliyetçiliği gösterir: Kurdun sembol olarak kullanıldığı TMT amblemi ve arka planında kartal motifi olan ve Yunan Megali İdea‟sını gösteren bir resim. Bundan sonra, 1959-1968 dönemini gösteren bir zaman çizelgesinde iki toplumun liderlerinin, gazete arşivlerinin, ve askerlerin resimleri yer alır. „Rum Saldırganlığı ve Göç/Sürgün‟ başlığı altında en hassas konuların ele alındığı son bölümde Rumlar‟ın Megali İdea‟sını gösteren bir poster ve her iki taraftan askerlerin gösterildiği üç farklı fotoğraf yer alır. Görsel resimler dengeli olacak şekilde kullanılmıştır. 1963 olayları ile ilgili olarak BM askerlerini gösteren fotoğraflar kullanılmış. Daha önceki ders kitaplarında yer alan, öldürülmüş çocukların kanlı resimlerine bu kitapta yer verilmemiş. ~ 75 ~ Kıbrıs Tarihi 1968-2005 ders kitabının kapak sayfasının ortasında dört küçük resim görülür. Bunlar sırasıyla „KKTC‟nin ilanı için Meclis‟de yapılan oylamayı, Denktaş ve Klerides‟in BM Sekreteri General Perez De Cuellar‟ın yanında el sıkışmasını, Annan Planı‟nı destekleyen toplu gösterileri, ve şimdiki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat‟ın Kıbrıs Türk siyasi liderliğindeki değişikliği gösteren resmidir. Arka kapağın ortasında da dört farklı resim vardır. İkisi 1974 Türk askeri operasyonunu gösterir: Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit‟in „Barış Harekâtı‟nı duyuran ve ilerleyen Türk askeri güçlerinin resimleri. Üçüncü resim yine Meclis‟de „KKTC‟nin ilanını ve son resim 1975‟de Kıbrıslı Türkler‟in eski bir otobüs içinde Güney‟den Kuzey‟e göçlerini gösteriyor. Bu resimler arka kapağın yarısını kapsıyor, kapağın geriye kalan yarısının arka planında ise Annan Planı müzakereleri sırasındaki barış gösterilerinin bir resmi var. Resimler kronolojik olarak sıralanmış, ve ders kitabında işlenen dönemlerin dönüm noktalarını temsil ediyorlar. Bu cildin önemli özelliklerinden biri görsel unsur olarak insanların kullanılmış olmasıdır. Hem Kıbrıs Cumhuriyeti‟nden hem de adanın kuzeyinden, Türkiye, Yunanistan ve Birleşmiş Milletler‟den siyasi elitleri gösteren pek çok resim vardır. Gazete makaleleri de bir başka kaynak olarak kullanılmıştır fakat bu ciltte iki toplum arasındaki sorunları gösteren bayrak, anıt veya mezar gibi resimlere yer verilmemiştir. Diğer taraftan, yeni 10. Sınıf Kıbrıs Türk Tarih ders kitabının çok farklı bir yaklaşımı vardır. Kapak sayfasının en üstünde Mustafa Kemal Atatürk‟ün kırmızı bir platform üstünde bir resmi yer alır. Sayfanın yarısından fazlasında Türk paraşütlerinin inişi, Türk donanma güçleri ve kara askerleri, bombalardan kaçmakta olan kadın ve çocuklar ve büyük bir „KKTC‟ bayrağı gibi 1974 savaşından resimler kullanılmıştır. Arka kapakta Girne limanının, Türk ve „KKTC‟bayraklarının yer aldığı bir anıtın, bir elektrik santralinin ve bir ağacın ~ 76 ~ resimleri kullanılmıştır. Bir sonraki sayfada, Türk ulusal marşının üst tarafında her zamanki gibi, birlikteliği temsil eden Türkiye ve „KKTC‟ bayrakları yer alıyor. Daha sonraki sayfalarda Atatürk‟ün iki resmi var. Ders kitabının ilk bölümü Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kuruluşunu içerir. Mağusa kalesinde Türk birliklerinin varışını bekleyen Kıbrıslı Türkler‟in bir resmi, „Mehmetçik‟i kucakladık‟ haberini veren bir gazete makalesi, ve „Türk askerleri 82 yıldan sonra Kıbrıs‟ta‟ sloganı yer alır. Bir sonraki kısım iki toplumda yeni yapının nasıl algılandığı ile ilgilidir. Makarios‟un, arkasında Kıbrıs bayrağı, Yunan bayrağını tutarken bir resmi vardır. Bunun ardından şöyle bir soru gelir: „bu resimden ne anlıyorsunuz?‟ Cumhuriyet‟in sorunlu dönemi ve Anayasa‟ya 13 değişiklik önerisi Makarios‟un iki askeri selamlarken bir resmi ile birlikte veriliyor. Alt başlık Makarios‟un Kıbrıs Cumhuriyeti sırasında Enosis fikrinden vazgeçmediğini belirtir. 1963-67 toplumlararası gerilimler bölümü, başlık sayfasında iki kadın resmine yer verir: biri kucağında bebeği ile kaçmakta olan bir kadını, diğeri ise birbirlerine sarılmış ağlayan kadınları gösterir. Makarios‟un arabadan bir grup insanı kutlama havası içinde selamlarken bir resmi bu iki resmin altına yerleştirilmiş. Aralık 1963 çatışmaları ile ilgili olarak, bu çatışmalardaki Kıbrıs Rum vahşeti ve „şehitler‟in isimleri ile resimleri kullanılmış. Orijinal ders kitaplarında olduğu gibi, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Komutanı General Nihat İlhan‟ın öldürülen çocuklarının fotoğrafı kullanılmış. Fakat, yukarıda da belirtildiği gibi, bu resim çok iyi bilinen, çocukların öldürüldüğü banyoda çekilmiş kanlı resim değil. Bu kısmın tümünde, „şehitler‟in, savaş anıtlarının, mezarların, silahlı savaşçıların, kaçmakta olan kadınların ve Türk okullarına sığınan çocukların resimleri bolca kullanılmış. Bir sonraki kısımda, kantonlardaki sosyal ve kültürel yaşam konusu büyük harflerle yazılmış „göç ve zor yıllar‟ ~ 77 ~ başlığı ile verilmiş. Ortada, çadır içinde yaşayan bir Kıbrıslı Türk kadının bir resmi görünüyor. O „karanlık yıllarda‟ halkın moralini yükselten müzisyen ve müzik gruplarının resimlerine de yer verilmiş. 1974 „barış Harekâtı‟ Bülent Ecevit, Türk gemilerinden karaya inen birlikler, ve Denktaş‟ın bir Ordu Generalini öperken resimleriyle anlatılmış. Bu kısımda, Türk gemileri, birlikler, paraşütler, helikopterler, tanklar, Türk ordusunun ilerleyişini gösteren haritalar ve Türk askerlerini seyreden çocukların resimleri gibi görseller askeri bir dille birlikte kullanılmış. Öldürülmüş çocukların resimleri, anıtlar ve toplu mezarlar metin içinde gösterilmiş. Bu bölümün sonuna doğru, Mağusa bölgesindeki Rum ve Türk askeri birliklerini kıyaslayan ve Rum birliklerinin baskın üstünlüğünü gösteren bir grafik var. Grafiğin altında, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri ve Güvenlik Kuvvetleri „güvencemiz‟ diye sunuluyor. „Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‟nin ilanı ile ilgili bölüm „KKTC‟ bayrağı, Kıbrıs haritası ve Beşparmak Dağları‟ndaki kocaman bayrak ile başlıyor. Kitabın son kısmında, Annan Planı müzakereleri ve referandumun işlendiği kısımda, toplu gösterilerden iki resim var: Kıbrıslı Türkler‟in AB bayrağını tutarken resimleri ve EVET posterleri, ve Kıbrıslı Rumlar‟ın Yunan ve Kıbrıs bayraklarını tutarken resimleri ve HAYIR posterleri. Bu resimlerde, Kıbrıslı Rumlar barış karşıtı ve çözüm karşıtı olarak gösterilmiştir. Sonuç olarak, eski Kıbrıs Türk Eğitim Planlama ve Program Geliştirme Dairesi Başkanı Dr. Hasan Alicik‟in analizini tekrarlamakta fayda vardır. Kendisi bu ciltte 49 Türk ve Kıbrıs Türk bayrağı, 27 çatışma ve göç resmi, 20 Rauf R. Denktaş fotoğrafı, 19 „şehit‟ fotoğrafı, 16 Dr. Fazıl Küçük fotoğrafı, 7 savaş anıtı ve mezar fotoğrafı ve 3 Atatürk fotoğrafı olduğunu belirtmişti. 71 71 Alicik. ~ 78 ~ V) Sonuç Tarihlerinde uzun bir birliktelik yaşarken Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar anlaşmazlığa düşüp „milliyetçi tarihler‟ yarattılar. Bunun sonucu olarak, birkaç nesil „diğeri‟ ile ilgili saplantılı fikirlerle yetişti. Fakat Annan Planı‟nın öngördüğü federal çözümün Kıbrıslı Türk çoğunluk tarafından desteklenmesinin ardından çözüm yanlısı Cumhuriyetçi Türk Partisi‟nin (CTP) hükümete geçmesi anlaşmazlık söylemlerinin gelecekteki bir çözüm uğruna bir tarafa bırakılabileceğini gösterdi. Adanın kuzeyinde her ne kadar şiddetli tartışmalara neden olsa da, bu yaklaşım değiştirilen tarih ders kitaplarına yansıtıldı. Fakat, Ulusal Birlik Partis‟nin (UBP) Nisan 2009 genel seçimlerindeki zaferinden sonra, Kıbrıs tarih ders kitapları yeni hükümet tarafından değiştirilip yeni kitap Güz 2009 öğretim döneminde tüm devlet okullarına dağıtıldı. Bu raporda, CTP hükümeti tarafından liseler (9, 10, 11 ve 12. sınıflar) için hazırlanmış olan dört „Kıbrıs Tarihi‟ ders kitabı analiz edilmiş ve mevcut UBP hükümeti tarafından hazırlanmış iki „Kıbrıs Türk Tarihi‟ kitabıyla kıyaslanmıştır. Ders kitaplarının içerik ve görsel unsurları barış eğitimi bakış açısı ile değerlendirilmiştir. Bu karşılaştırmalı çalışmanın bulgularına göre, mevcut Kıbrıs Türk Tarihi ders kitapları etnik merkezci yaklaşıma geri dönmüş ve daha çok milliyetçi ve askeri anlatımlar ve görsel resimler kullanılmıştır. CTP hükümeti sırasında yazılan ders kitapları olaylara çok kültürlü bakış açısıyla bakmaya çalışmış ve tarihi karşılıklı anlayış ve tolerans öğrenme yolu olarak kullanmıştır. 72 Bu yüzdendir ki Kıbrıs‟ı tarih öncesi dönemden Osmanlı yönetiminin sonuna kadar ele alan KTT I yalnızca Osmanlı veya Türk tarihine değil aynı zamanda dünya tarihi ve Kıbrıs tarihine de odaklanmıştır. Başka bir deyişle, CTP hükümeti CTP hükümeti döneminde yazılan ders kitaplarının vizyonu ile ilgili daha fazla bilgi için bu kitapların önsözlerine bakınız. 72 ~ 79 ~ altında yazılan ders kitapları Kıbrıs‟ın dünya ile olan ilişkileri konusunda bilgi vermeye çalışmıştır. Bu, özellikle de „dünyadaki olaylar‟ kitabının her sayfasındaki küçük sütunlarda görülebilir. Aslında kitap Osmanlı tarihi hakkında ama aynı zamanda o dönemde dünyanın geri kalanında nelerin olup bittiğine dair kronolojik bilgiler de veriyor. Kıbrıs Tarihi (1878-1960) kitabında da aynı yaklaşım mevcuttur: Yani Kıbrıs tarihini açıklamak ama bunu yaparken Kıbrıs‟ı dünya tarihinden soyutlamamak. Bir başka deyişle, kitap Kıbrıs‟ta olanların benzersiz olmadığını ve Kıbrıs‟ın dünyada anlaşmazlık ve savaş gibi olaylar yaşamış ülkelerden yalnızca biri olduğunu göstermeyi amaçlar. Diğer yandan, 2009‟da UBP hükümetinin kurulmasından hemen sonra yazılan ders kitabında „küçük bir değişiklik‟ görebilirsiniz. Bu değişiklik çoğunlukla modernizmin bir armağanı olan, tarih eğitiminin milliyetçi vatandaşlar yaratmakta belirleyici bir unsur olduğu fikrinden kaynaklanır. Yeni ders kitabının yazarları „gerçekleri‟ tolerans ve çok kültürlülüğü içermeyen, Kıbrıslı Türkler‟in adaya gelişlerinden bu yana hep zorluklarla karşılaştıkları ve Kıbrıslı Türkler‟in Anadolu‟dan geldikleri görüşüne dayalı „yeni bir anlatım‟ yaratmak için kullandılar. Yine de dikkate almamız gerekir ki ana anlatım her ne kadar Vehbi Zeki Serter‟in orijinal tarihinin „geri dönüşü‟ gibi çok benzerlik taşısa da, bazı değişiklikler yapılmıştır. Örneğin, Kıbrıs Tarihi (1878-1960) kitabında „Kültürümüz‟ diye bir bölüm vardır (sayfa 100-101) ve bu Vehbi Zeki Serter‟in kitabındaki anlatımdan „küçük bir uzaklaşmadır‟; çünkü Serter‟in kitabında Kıbrıs Türk kültürü diye birşey yoktur, yalnızca Türk kültürü vardır. 2009‟da yazılan ders kitabı esasında Serter tarafından yazılan eski kitaptaki fikri taşır fakat küçük farklılıklar vardır ve bu farklılıklar Annan Planı sonrasında Kıbrıs Türklüğünün önemli bir konu olmasını yansıtıyor olabilir ve belki de – burada güçlü deliller olmadığı için spekülatif konuşuyoruz- yazarlar adanın kuzeyindeki siyasi ~ 80 ~ havadan dolayı bazı şeylerin değiştirilmesi gerektiğini „farkettiler‟. 73 11. sınıflar için olan Kıbrıs Tarihi Ders Kitabı (19601968), tartışmaya açık bir dönemi; 1960‟ların etnik gruplar arası çatışmaları ve bu çatışmalarla ilgili birbiriyle çatışan Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk resmi söylemleri ve bakış açılarını kapsar. 1974‟den 2004‟e kadar kullanılan daha önceki ders kitapları karanlık, ümitsiz ve çatışma içinde geçen bu dönemi Kıbrıslı Rumlar‟ın Kıbrıslı Türkler‟e karşı saldırı dönemi olarak tanımladı. Diğer yandan, bu ders kitabı metinsel ve görsel unsurları ile farklı bir resim çizer. Kıbrıs‟ta her iki toplumun da ortak endişe ve zorluklarının altını çizen kapsamlı bir sosyal tarih boyutu vardır. Zamanın eğitim sorunları ve Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum medyasının gelişimi gibi Kıbrıs tarihinin geleneksel olarak gözardı edilmiş olan konuları dahil edilmiştir. Kısmen değiştirilmiş olan kitaplara rağmen, Kıbrıs tarihi ders kitapları için en zor konu milliyetçiliği (en hassas dönem olan 1963 ve 1974‟e rağmen) dışarıda bırakmak ve eleştirel düşünceyi desteklemektir. Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları‟nın (1968- 2005) 12. sınıf için olan sonuncu cildi başka tartışmalı bir dönemi ele alır. 1960‟ların toplumlar arası müzakerelerinden başlayıp, Kıbrıs‟ta 1974 Savaşına geçer ve „KKTC‟nin ilanı ve Annan Planı müzakereleri ile devam eder. Bu olaylardan her biri Kıbrıs tarihinde dönüm noktaları olmuştur. Bu cilt tarafsız bir yaklaşım sergilemeye çalışır, yargılamaktan ve teknik dil kullanmaktan kaçınır. Kitabın Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum politika süreçlerini ardarda gösteren zaman çizgilerinin kullanımı ve ekonomik siyasi içeriği ile yaratıcı bir tarzı vardır. Bu cildin başka bir yeniliği de metin içinde kullanılan ve belli kelimeleri açıklayan sözlüktür. Kitap ayrıca Kıbrıs tarihinin tüm tartışmalı konularının ardından araştırma ve tartışma Kıbrıslılık‟ın yükselişi ve Annan Planı konularının tartışması için, bakınız: Vural ve Özuyanık, 149. 73 ~ 81 ~ soruları içererek etkileşimli öğretme yöntemi ve öğrenci merkezli yaklaşım kullanmaktadır. Diğer yandan, 2009 yılında 10. sınıflar için kullanılan Kıbrıs Türk Tarihi, geçmişi Türk „resmi hafızası‟ veya tarihi bakış açısı ile ele alır. Etnik milliyetçiliğin etkileri kitabın tümünde görülebilir ve değiştirilmiş kitaplarla kıyaslanınca iki toplumun ortak geçmişi ve ortak tecrübelerine atıfda bulunmaz. Sosyal ve kültürel tarihe farklı bir açıdan yaklaşılmıştır ve bu konular siyasi ve askeri tarihin içine katılıp Kıbrıs sorunu boyunca Kıbrıslı Türkler‟in yaşadığı zorlukları örneklemiştir. Kıbrıslı Türkler‟e paralel olarak Kıbrıslı Rumlar‟daki siyasi gelişmeler dışarıda bırakılmıştır. Ayrıca, Kıbrıs‟taki Ermeni ve Maronit azınlıklara da hiç atıfda bulunulmamıştır. Çatışma dönemlerinde Kıbrıslı Rumlar‟ın yaşadığı kayıplar, acılar ve zorluklardan bahsedilmemiştir. Öğretim yöntemi olarak da öğrenci-merkezli yaklaşım daha önceki ders kitaplarına kıyasla daha az kullanılmıştır. Milli müfredat ve ders kitapları her ne kadar önemli olsa da, öğrenciler kitle iletişim araçlarından, aile ve akranlarından da tarih öğrenirler. Bazı durumlarda, öğrenciler henüz daha ders kitaplarını görmeden ve müfredatın içine girmeden, okula yönlendirilmiş görüşler ve tarihi algılamalarla başlar. Hem „öğrenciler hem de öğretmenler okula farklı duygusal tarihlerini getirirler […]; bunlar daha geniş bağlamdaki sosyopolitik güçler, ihtiyaçlar ve menfaatlerin içinde saklıdır‟.74 Ayrıca, ders kitaplarını ve müfredatı uygulayan öğretmenlerdir; bu yüzden de materyallerin nasıl öğretildiğini etkileyen onlardır. Bu bakımdan, öğretmen eğitimi barış eğitiminin gerekli bir parçasıdır. Şunu da söylemek gerekir ki değiştirilmiş ve yeniden değiştirilmiş ders kitaplarının analizini üstlenirken amacımız Michalinos Zembylas ve Zvi Bekerman, (2008). „Dilemmas of Justice in Peace/Coexistance Education: Affect and the Politics of Identity‟. Review of Education, Pedagogy and Cultural Studies, 30(5), 415. 74 ~ 82 ~ hangi ders kitabının tarihi daha iyi temsil ettiğini ortaya koymak değildi. Zaten, bu kitapların etkisini ölçen herhangi bir bilimsel çalışma henüz yapılmadığı gibi Kıbrıs tarihinin tartışmalı dönemleri ile ilgili hemfikir olunan tarihi bir anlatım da mevcut değil. Şunu da söyleyebiliriz ki tarih öğretiminin esas amacı geleceğin vatandaşlarını yaratmaktır, bölünmüş toplumların geçmişlerinin doğru bir anlatımını değil. Yani, barış eğitiminin ana kaygısı „kötü‟ tarih yerine „iyi‟ tarih öğretmek değil, tarihin barış ve uzlaşma yolunda bir araç olarak kullanılmasıdır. Milliyetçi tarih anlatımlarının iki toplum arasında geçmişte yaşanan anlaşmazlıkları kesinlikle haklı çıkardığını inkar edemeyiz. Fakat, Kıbrıslılar için tarih ve onun anıları mı ana mesele olmalı, yoksa geleceğimiz geçmişimizden daha mı önemli olmalı? Bu tartışmaya açık bir sorudur. Tarih öğrenimi olumsuz bir tecrübe veya gençlerin çatışmaları, dünyanın ve daha önemlisi kendi toplumlarının rekabet içinde olan milliyetçiliklerini öğrenmeleri anlamına gelmesine gerek yoktur. Tam tersine, tarih öğrenimi öğrencilerin geçmiş olayları anlamlandırmalarına, sorgulamalarına, analiz etmelerine ve daha iyi bir gelecek için çabalamalarına yardımcı olabilir. Daha önce Giriş bölümünde de bahsedildiği gibi, tarih eğitimi yalnızca savaşlar ve her bir toplumun yaşadığı mücadeleleri değil, sosyal tarihle ilgili konuları daha çok içererek toplumlar arasında karşılıklı güveni geliştiren bir araç olarak kullanılabilir. Yalnızca siyasi kişilikler değil de, toplumdaki günlük hayattan kişilerin arasındaki iletişime odaklanarak ve öğrencilere farklılıklar ve mücadeleleri olduğu kadar işbirliğini de anlama fırsatı vererek onların tarihle ilgili daha dengeli görüşler geliştirmesine yardımcı olabiliriz. Bu yüzden, tarih eğitiminin gelecek nesillerimize yönelik barış ve anlayışı destekleyen „olumlu bir araç‟ olarak kullanılması için tarih ders kitaplarının yazımı ve öğretim yöntemleri konusunda gelecekte bazı adımların atılması gerekir. ~ 83 ~ Kaynakça „Accomplishments of the new government in the first 100 days‟ (2009). BRT News, 8 September. AKTI-Project and Research Centre (2004). Report on the History and Literature Textbooks of 6th Grade in Terms of Promoting Violence and Nationalism. (Nicosia: AKTI). Anderson, Benedict (2006). Imagined Communities: Reflections on the Origin and Spread of Nationalism. Revised Edition. London: Verso. Alicik, Hasan (2009). „UBP‟nin Yeni Tarih Kitapları‟ [„UBP‟s new history textbooks‟]. Yenidüzen Gazetesi, 23rd September. Bahceli, Simon (2009). „Threat to revert to old version of Turkish Cypriot history books‟. Cyprus Mail, 12th March. Barthes, Roland (1972). Mythologies. Trans. Annette Lavers. New York: Noonday Press. Bekerman, Zvi (2009). „The Complexities of Teaching Historical Conflictual Narratives in Integrated Palestinian-Jewish Schools in Israel‟. International Review of Education, 55(2-3), 235-250. Bhabha, Homi (1990). „Introduction: Narrating the Nation‟. In Bhabha (ed.) Nation and Narration. New York: Routledge. Billuroğlu, Ahmet. Kıbrıs Tarihi (1968-2005). Derrida, Jacques. „On Forgiveness‟. In On Cosmopolitanism and Forgiveness. London & New York: Routledge, 2001, psayfa 25-61. Dimitras, Panayote E. (2000). „Writing and Rewriting History in the Context of Balkan ~ 84 ~ Nationalisms‟. Southeast European Politics. 1(1), 4159. Fukuyama, Francis (2006). The End of History and the Last Man. New York: Avon Books. Karahasan, Hakan and Dilek Latif (2009). „The Current debates and dilemmas on history and reconciliation amongst the Turkish-Cypriots‟. PRIO Cyprus Center Annual Conference: Learning from Comparing Conflicts and Reconciliation Process: A Holistic Approach. Nicosia, Cyprus, 18-20 June 2009. Karahasan. Hakan (2005). „Different Narratives, Different Stories: The Language of Narrative and Interpretation‟. Journal of Cyprus Studies. 11(28-29), 115-127. Kıbrıs Tarihi, 2. Kitap: Ortaokullar İçin Tarih Kitabı. [Cyprus History, Volume 2: History Book for the Secondary Schools] (2005). Lefkoşa: KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı. Kıbrıs Türk Tarihi I Liseler için Tarih Kitabı, KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, 2006. Kıbrıs Tarihi (1878-1960): Kıbrıs‟ta İngiliz Dönemi Siyasal Tarihi. Lefkoşa: K.T. Eğitim Vakfı Yayınları, 2008 Kıbrıs Türk Tarihi 9. KKTC Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı, 2009. Kıbrıs Türk Tarihi 10. KKTC Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı, 2009. Kızılyürek, Niyazi (1990). „The Turkish Cypriot Upper Class and the Question of Identity‟.In Aydın Mehmet Ali (ed.) Turkish Cypriot Identity in Literature. London: Fatal Publications, 20-33. Kızılyürek, Niyazi (2007). „Foreword‟. In POSTResearch Institute. Textual and Visual ~ 85 ~ Analyses of the Lower Secondary School History Textbooks: Comparative Analysis of the Old and the New History Textbooks – Education for Peace 2. Nicosia: POST. Kızılyürek, Niyazi (1999). „National Memory and Turkish-Cypriot Textbooks‟. International Textbook Research / Internationale Schulbuchforschung. 21(4), 387-395. Komisyon [Commission]. „Yenilenen Tarih Kitapları Hakkında‟ [Preface: About the Renewed History Textbooks] (2009). In Kıbrıs Türk Tarihi 9 [Turkish Cypriot History]. KKTC Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı [TRNC Ministry of National Education, Youth and Sport]. Koulouri, Christina (2001). Teaching the History of South-Eastern Europe. Thessaloniki: Center for Democracy and Reconciliation in Southeast Europe. Latif, Dilek (2009). „Tarihi Yeniden Yazmak‟, Kuzey, Volume 8, 15 Kasim- 15 Aralık. Latif, Dilek and Mehves Beyidoglu (2009). „Analysis of the History Textbooks: The Present and the Past‟. Taking the Perspective of the Others: Intercultural Dialogue, Learning and Teaching of History. EUROCLIO (European Association of History Educators)16th Annual Conference and Professional Development Course. Nicosia, Cyprus. 5-11th April, 2009. Latif. Dilek (2006). „Etnik Çatışma Sonrası Barış İnşasi Ne Kadar Mümkün? Dayton Sonrası Bosna ve Hersek‟, Kıbrıs Yazıları, vol (sayı) 3-4, Summer–Spring (Yaz-Güz), 2006. „Özgürgün: Tarih kitapları değişecek‟ (2009). Kıbrıs Postası, 4 Haziran ~ 86 ~ Özkul, Ali Eftal, Yurdagül Akcansoy and Aysun Tuzcu. „Önsöz [Preface]‟ (2006). In Kıbrıs Türk Tarihi I: Liseler için Tarih Kitabı [Turkish Cypriot History: Textbook for High Schools], KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı [TRNC Ministry of National Education and Culture]. Papadakis, Yiannis (1993), Perceptions of history and collective identity: A study of contemporary Greek Cypriot and Turkish Cypriot nationalism. Unpublished PhD Dissertation, University of Cambridge. Papadakis, Yiannis (2008), History Education in Divided Cyprus: A Comparison of Greek Cypriot and Turkish Cypriot Schoolbooks on the „History of Cyprus‟. Oslo: PRIO. Pingel, Falk (1999). UNESCO Guidebook on Textbook Research and Textbook Revision. Paris: UNESCO. POST-Research Institute (2004). Education for Peace: Pilot Application for the History and Literature Books of the 5th Grade of the Elementary School. Nicosia: POST. POST-Research Institute (2007). Textual and Visual Analyses of the Lower Secondary School History Textbooks: Comparative Analysis of the Old and the New History Textbooks – Education for Peace 2. Nicosia: POST. Rancière, Jacques (2006). The Politics of Aesthetics: The Distribution of the Sensible. Trans. Gabriel Rockhill. London: Continuum. Samani, Meltem Onurkan (1999). Kıbrıs Türk Milliyetçiliği. Lefke. Stavrinides, Zenon (1999). The Cyprus Conflict: National Identity and Statehood. 2nd edition. Lefkosia: Cyprus Research and Publishing Centre. ~ 87 ~ Tokgöz, Oya (2008). „Tarihsel Gelişim Süreci içinde Siyasal iletişimin Anlam Kazanması‟ in Siyasal iletişimi Anlamak, Ankara: İmge Yayınları. Vural, Yücel and Evrim Özuyanık (2008). „Redefining Identity in the Turkish-Cypriot School History Textbooks: A Step Towards a United Federal Cyprus‟. South European Society and Politics, 13(2), 133-154. „Yeni Beyaz Sayfa Açılmalı‟ [„A New Page Shall be Opened‟] (2009). Kıbrıs Gazetesi, 30 Nisan. Zembylas, Michalinos and Zvi Bekerman (2008). „Dilemmas of Justice in Peace/Coexistance Education: Affect and the Politics of Identity‟. Review of Education, Pedagogy and Cultural Studies, 30(5), 399-419. Zembylas, Michalinos and Hakan Karahasan (2006). „The Politics of Memory and Forgetting in Pedagogical Practices: Towards Pedagogies of Reconciliation and Peace in Divided Cyprus‟. The Cyprus Review, 18(2), 15-35. Žižek, Slavoj (2009). Interview on BBC World News Hard Talk. http://news.bbc.co.uk/ 2/hi/programmes/hardtalk/8374940.stm (accessed 5/12/09). ~ 88 ~ BÖLÜM II BARIġ ĠÇĠN EĞĠTĠM II 2004 ĠLE 2009 YILLARI ARASINDA OKUTULAN ORTAOKUL TARĠH KĠTAPLARININ METĠNSEL VE GÖRSEL ANALĠZĠ Yazarlar MehveĢ Beyidoğlu Önen, Shirin Jetha-Dağseven, Hakan Karahasan and Dilek Latif Bu proje UNDP-ACT/USAID tarafından finanse edilmiştir. Yüzyıllar boyunca Kıbrıs Türk toplumu kendi tarihini yaratmıştır. Öyle ise; kendi yarattığımız tarihi kendimiz yazmalı ve yeni nesillere öğretmeliyiz. Yeni tarih programı ve kitaplar hakkındaki önsöz ~ 90 ~ İçindekiler Kısalt alar ............................................................................ 92 Barış içi Eğiti Raporları daki A aliz Edile Tarih Kitapları Refera sları ........................................................................... 93 Ö söz .................................................................................... 94 Niyazi Kızılyürek .................................................................... 94 Giriş .................................................................................... 100 I) Değişi Di a iği ............................................................. 108 I a) De ktaş’a Karşı Arta Tepkiler ve Statüko’ya Karşı Sefer erlik ................................................................................................108 I ) Statüko Yö eti i i Değişi i ............................................111 I ) Öğret e Se dikaları ı Ders Kitapları ı İ ele e Süre i deki Rolü ......................................................................112 II) Ye ile e Tarih Kitapları ve Ye i Söyle II a) Ye i Söyle Stratejisi ........... 114 Stratejisi ve Eleştirel Pedagoji İlişkisi ..............117 II ) Kay akça ve Re kler Açısı da Ye i Ders Kitapları ............120 III) Kıbrıs Tarihi Ders Kitapları ı Meti sel Değerle dir esi: 122 III a) Kı rıs Tarihi Kita ı, Cilt 1 ..................................................122 III ) Kı rıs Tarihi Kita ı, Cilt II ..................................................127 III ) Kı rıs Tarihi Kita ı, Cilt III ..................................................133 IV) Ko uşa Resi ler: Kıbrıs Tarihi Kitapları ı Görsel Değerle dir esi .................................................................. 138 SONUÇ ................................................................................ 148 Çalıştay Bulguları .....................................................................150 Kay akça ............................................................................ 153 ~ 91 ~ Kısaltmalar AB Avrupa Birliği BM Birleşmiş Milletler CTP Cumhuriyetçi Türk Tarihi EOKA Kıbrıslıların Milli Mücadele Örgütü GKRY Güney Kıbrıs Rum Yönetimi K/R Kıbrıslı Rumlar K/T Kıbrıslı Türkler KTOEÖS Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası KTÖS Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası TDP Toplumcu Demokrasi Partisi TMT Türk Mukavemet Teşkilatı UBP Ulusal Birlik Partisi UNFICYP Birleşmiş Milletler Barış Güçü ~ 92 ~ Barış için Eğitim Raporlarındaki Analiz Edilen Tarih Kitapları Referansları Ders Kitabı Okutulan Yıl Yayın Yılı Okutulan Yıllar Kıbrıs Tarihi 1: Ortaokullar için Tarih Kitabı 1 2004 2004-2009 Kıbrıs Tarihi 2: Ortaokullar için Tarih Kitabı 2 2004 2004-2009 Kıbrıs Tarihi 3: Ortaokullar için Tarih Kitabı 3 2004 2004-2009 1-3 1971 1971-2003 Kıbrıs Tarihi, Vehbi Zeki Serter ~ 93 ~ Önsöz Niyazi Kızılyürek Tarih, esas itibarıyla geçmişe dönük değil, geleceğe dönük bir uğraştır. Bunu biraz açmak için, geçmiş ile tarihin aynı şey olmadığını söyleyelim. Tarih, geçmişten türetilen, geçmişten hareketle kurgulanan ama geleceğe dönük bir anlatıdır. Bu yüzden, hiç bir zaman “geçmiş seni affetmeyecek!” demeyiz, ama “tarih seni affetmeyecek!” cümlesini sık sık kullanırız. Bu cümle bize tarihin gelecekle ilgili olduğunu açık biçimde gösteriyor. Bu yüzden “geçmiş, gelecekten yazılır”; yani geleceğin geçmişinden. Dolayısıyla, bütün halklar gibi, Kıbrıs Türk toplumunun da farklı bir gelecek hayal ettiği bir noktada, tarih kitaplarını değiştirmiş olması tesadüf olmasa gerekir. Ne var ki, yukarıda söylenenler, geleceğe bağlı olarak geçmişte yaşanılan olayların rasgele değiştirilebileceği anlamına gelmez. Yaşanılanlar zaten değiştirilemez. Ancak geçmişten üretilen bir tarih anlatısı her zaman daha farklı bir biçimde üretilebilir. Çünkü tarih, geçmiş değil, geçmişten yola çıkarak ürettiğimiz anlamdır. Bunu yaparken önemli olan olayları dönemselliği ve durumsallığı içinde ele almaktır. Bir başka deyişle, olayları doğru bağlam ve “tarihsel zaman” içinde değerlendirmektir. Bir örnek vererek söylediklerimizi açmaya çalışalım: Kıbrıs‟ta 1821 yılında Başpiskopos Kiprianos ve daha birçok din adamı, Osmanlı Valisi Küçük Mehmet tarafından katledildi. Bu bir olaydır. Milliyetçi bir yaklaşımla yazılan tarih kitapları konuyu, ya “barbar Türkler, masum Rumları katletti” ya da “nankör Rumlar adil Osmanlı düzenine karşı başkaldırdı ve bunun için cezalandırıldı” şeklinde işliyorlardı. Bu anlatılarda, ne dönemsellik, ne tarihi zaman ne de olayları doğru bağlam içinde değerlendirme vardır. Buna bağlı olarak, bu alıntıların ürettiği anlam, “barbar Türkler” veya “nankör ~ 94 ~ Rumlar” anlayışını belleklere kazımaktan ileri gitmiyor. Oysa olguları yadsımadan farklı bir anlam üretmek mümkündür. Olayları, 19. yüzyılın bağlamı içinde, o dönemin ruhuna göre değerlendirirsek şu sonuca varabiliriz: Fransız İhtilalinden sonra halklar, ulusal egemenlik ve ulusçuluk gibi kavramları keşfettiler. Bu yeni anlayış, bir yandan imparatorluklara, diğer yandan da feodal yapılara başkaldırmayı da beraberinde getirdi. Artık halklar milliyetçi ideolojinin kılavuzluğunda, kendi ulusdevletlerini kurmak için uğraş içine girdiler. Bu çerçevede Yunan halkı Osmanlı İmparatorluğu‟na karşı başkaldırdı ve 1821 yılında bağımsızlık mücadelesi başlattı. Bütün imparatorluklar gibi Osmanlı İmparatorluğu da milliyetçi akımlar karşısında kendini korumak istediği için, Yunan başkaldırısını bastırmaya çalıştı. Böyle bir durumda, başkaldırının Kıbrıs‟a da sıçramasından korkan Vali, Başpiskopos Kiprianos ile diğer din adamlarını katletti. Yukarıdaki anlatı, olayları farklı bir bağlam içinde ele aldığından, burada ne “barbar Türkler” ne de “nankör Rumlar” söz konusudur. Burada o dönemin durumsallığı içinde kendini korumak isteyen bir imparatorluk ile ulusal bağımsızlık mücadelesi veren aktörler vardır. Bu olguyu, 19. yüzyılın bağlam ve durumsallığından arındırarak ele alırsanız, Türkleri sırf Türk oldukları için barbar, Rumları da sırf Rum oldukları için nankör olarak adlandırabilirsiniz. Tarihi dönemlere ayırarak olayları kendi dönemleri içinde ele almazsak, isteristemez, o dönemin olaylarından günümüzde yaşayan Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumları sorumlu tutmaya kalkarız. Sonuç olarak, tarihte yaşanılan düşmanlıkları değil, tarih kitaplarında yer alan önyargılar ve düşmanlıkların ortadan kalkmasını sağlamak gerekiyor. Çünkü tarih olguların kendisi değil, olgulardan üretilen anlamdır. Bunu yaparken esas amacın, önyargısız bir iletişim düzeni kurmak olduğu kadar; demokratik, açık fikirli yurttaşların yetişmesi olduğu unutulmamalıdır. ~ 95 ~ Söz konusu tarih dersi kitapları olunca, Kıbrıs‟ta iki ayrı yanlış anlamayla karşı karşıyayız. Birinci yanlış anlama, tarih kitaplarının içeriğini değiştirince milliyetçi yaklaşımlar ve önyargıların yok olup gideceği anlayışıdır. Oysa bu sanıldığı kadar kolay değildir. Toplumun yeniden üretim süreçlerinde önyargılar ve milliyetçilik çok yaygın olursa, ders kitaplarını değiştirmek ancak sınırlı bir etki uyandırır. Bu sınırlı başarıya ulaşmak için bile ders kitaplarının içeriğini değiştirmek kendi başına yeterli değildir. Önemli olan, ders kitaplarını değiştirmekle birlikte, eğitimcileri de ona göre eğitmek ve yeni yaklaşımlar içeren kaynakları etkili bir şekilde kullanmalarını sağlamaktır. Çünkü tarih kitapları, tarih öğretmenleri ve öğretim teknikleri ile birlikte bir bütün olarak ve karşılıklı etkileşim içinde tarih eğitiminin temelini oluştururlar. Hatta bazen tarih kitaplarının içeriğini değiştirmek, yeni öğretim teknikleri geliştirmekten daha az önemli olabilmektedir. Bir diğer yanlış anlayış ise; tarih kitaplarının değiştirilmesini ulusal kimlik ve milli bilince karşı bir saldırı olarak değerlendiren anlayıştır. Hem Kıbrıs Türk toplumunda hem de Kıbrıs Rum toplumunda, hatta Yunanistan ve Türkiye‟de de bu yanlış anlayış oldukça yaygındır. Bunun temelinde ise yıllardır süregelen milliyetçi tarih yazımının yaratığı tahribat vardır. Milliyetçi tarih anlayışını genel anlamda basit bir Hollywood filmine benzetebiliriz. Bu anlayışa göre, tarihte “iyiler” ve “kötüler” vardır. Yanis Papadakis, buna bir de “çirkinleri” ekliyor. İyiler biz, kötüler onlar, çirkinler ise komplocu yabancılardır. Milliyetçi tarih yazımı, “haklı biz”, “haksız onlar” ayırımı üzerine kuruludur ve bu anlayıştan yola çıkan bütün tarih anlatılarında, herkesin kendi ulusu ya kazanandır ya da kaybedendir; ama kendisi asla özne değildir. Bu masalımsı tarih anlatımı sadece eleştirel düşünceye açık yurttaşların yetişmesini zorlaştırmakla kalmayıp, aynı zamanda, çarpık bir milli kimliğin oluşmasına da yol ~ 96 ~ açmaktadır. Çünkü kendini sadece öteki üzerinden tanımlayan bir kimlik; oturmuş, sahici bir kimlik olamaz. Olsa olsa, bir yandan boş yere ulusunun büyüklüğü ile böbürlenen, diğer yandan da yine boş yere ulusunun bölünme tehlikesi içinde olduğuna inanan ve bundan korkan bir yurttaş tipi yaratılır. İşte Kıbrıs Türk okullarında düne kadar okutulan tarih kitapları tam da böyle bir anlayış üzerine kurulmuştu. Bu incelemenin de gösterdiği gibi, Kıbrıs Türk okullarında çok uzun yıllar okutulan ve tek bir yazarın kaleminden çıkmış olan “Kıbrıs Tarihi” kitapları, “haklı Türkler”, “haksız Rumlar” anlayışıyla yazılmıştı. Kıbrıs Rum toplumunu homojen bir bütün olarak ele alan ve bu toplumu çoğu zaman üçüncü tekil şahıs “Rum” kavramıyla adlandıran yazar, topyekün bir “ötekileştirme” yapmakta ve adanın bölünmüşlüğünü meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Oysa kaybeden/özne ayırımını ortadan kaldırmak, dolayısıyla haklı/haksız betimlemelerinden uzak durmak son derece önemlidir. Tarih kitaplarının kolektif hafızanın oluşumundaki etkilerini hesaba katarak, Kıbrıs gibi sıcak gerilimlerden geçen ülkelerde, hafıza değişimini sağlamak çok önemlidir. Ancak o zaman, “iyi-kötü”, “haklıhaksız” gibi ayrımlardan kurtulabiliriz. Kıbrıs Türk okullarında okutulmak üzere hazırlanan yeni tarih kitapları, birçok bakımdan eski tarih kitaplarından farklıdır. Bu incelemenin de gösterdiği gibi, yeni tarih kitapları, Kıbrıs Rum toplumunu “ötekileştirme” yerine, onu “tarihsel zaman” içinde kavramaya çalışıyor. Örneğin Kıbrıs Rum toplumunda milliyetçiliğin yükselmesini, dünya-tarihsel bir perspektif içinde ele alıyor ve onu 19. yüzyılda bütün dünyada yükselen milliyetçilik akımları içinde değerlendiriyor. Ayrıca, Kıbrıs Rum toplumu; tek ve homojen bir bütün olarak değil, kendi içindeki farklılıklarıyla inceleniyor. Bu noktada, Kilise ile AKEL arasındaki farklılıklara yer veriliyor. Yeni tarih kitaplarının diğer bir özelliği sosyal tarihe ve gündelik hayata yer vermiş olmasıdır. Bu oldukça önemli bir ~ 97 ~ yeniliktir. Askeri ve siyasi tarih alanına sıkıştırılmış bir tarih yorumu ister istemez çatışma ve gerilimleri ön plana çıkarırken; sosyal tarih, Kıbrıs‟ta yaşayan toplumların gündelik hayat içinde paylaştıkları sosyal alanı açığa çıkarıyor. Bu da iki toplumun üyeleri arasında empati bağlarının kurulmasını sağlıyor. Dini bayramlarda karşılıklı olarak yapılan ziyaretler, ortak grevler gibi olaylara yer vermek, toplumlar arası ilişkileri sadece etnik çatışma açısından ele alan ulus-merkezli yaklaşımdan daha farklı bir boyutu ortaya koyuyor. Yeni tarih kitaplarında kullanılan görsel malzeme de oldukça ilginçtir. Her şeyden önce kitaplarda kullanılan fotoğraf ve karikatürler metinle bir bütünlük oluşturmaktadır ve öğrencinin kitaba karşı daha büyük bir ilgi duymasını sağlamaktadır. Yeni tarih kitaplarıyla beraber tartışılması gereken sorunlar da yok değildir. Örneğin Kıbrıs Türk toplumunda tarih dersi kitaplarının değiştirildiğini ancak öğretmenlerin bu konudaki eğitimine gerekli önemin henüz verilmediğini görüyoruz. Bu çalışma esnasında öğretmenlerle yapılan atölye çalışmaları bu gerçeği açık biçimde ortaya çıkarmıştır. Diğer önemli bir nokta, tarih kitaplarını merkeziyetçi bir anlayışla eğitim bakanlığının hazırlatmasının ne kadar doğru olup olmadığıdır. Eğitim Bakanı değişince, kitaplar yine mi değişecek? Sanırım bu noktada çoğulcu ve daha “sivil” çözümler düşünülmelidir ve birden fazla tarih kitabının ihaleye çıkarak hazırlanması sağlanmalıdır. Çoğulcu bir anlayışın gelişmesine yardımcı olmak için, ayrıca, aynı kitap içinde farklı yorumlara da yer verilmelidir. Çoğu ortak olaylar, farklı farklı yorumlanabiliyor. Örneğin, Hıristiyanlar, İstanbul‟un “düşüşü”nden söz ederken, Müslüman Türkler, “fetih”ten söz ediyor. Ya da günümüz Kıbrıs‟ında İşgal/ Barış Harekâtı, Türk İsyanı/Kanlı Noel vb. gibi kavramlar aynı olayları betimlemek için kullanılan farklı ~ 98 ~ kavramlardır. Bazı olaylar karşısında Kıbrıs Rum tarihçilerin yorumlarını da tarih kitaplarına almak, hem çoğulculuğun kökleşmesi hem de ileride ortak bir tarih kitabının hazırlanmasına yardımcı olabilir. Bir diğer önemli nokta ise genellikle tarih kitaplarını “iyi yönde” değiştirmek isteyenlerin düşmanlıkların körüklenmesini engellemek amacıyla bazen olguları yadsımak yoluna başvurabilecekleridir. “Siyasi açıdan doğru” olsun diye, yaşanılmış olayları saklamaya kalkışmak, ya da komplo teorilerine yönelerek sorumluları “dışarıda” aramak, doğru bir yaklaşım olamaz. Özellikle öğretmenler arasında böyle bir eğilim içinde olanların varlığı dikkat çekmektedir. Bunun için, yukarıda da değindiğimiz gibi, öğretmenlerin eğitimine bir an önce başlamak, son derece yerinde bir hareket olacaktır. Son olarak bir noktaya daha dikkat çekelim; tarih dersi kitaplarının akademik tarih araştırmalarından beslenmesi ve sürekli olarak yeni bulgularla desteklenmesi gerekiyor. Bir ülkede egemen tarih yazıcılığı geleneği, okul ders kitaplarının hazırlanmasını, olumlu veya olumsuz yönde etkileyebileceği bilinen bir gerçektir. Kıbrıs Türk toplumunda bilimsel tarih araştırmalarının son derece sınırlı olduğu düşünülürse, Kıbrıs Türk Eğitim Bakanlığı‟nın kararıyla yazılan yeni tarih kitapları önemli bir başarı sayılmalıdır. Kitaplar Kıbrıs tarihinden çok Kıbrıslı Türklerin tarihi olarak görülse ve farklı topluluklara pek yer vermese de kurumlaşmış tarih araştırmalarının oldukça sınırlı olduğu bir toplumda yeni tarih dersi kitaplarının çağdaş bir tarz ve yöntemle yazılmış olması, küçümsenecek bir başarı değildir. Kuşkusuz bu başarının temelinde güçlü bir siyasi motivasyon yatmaktadır. ~ 99 ~ GiriĢ “Bağımsız düşünürler yaratmaktan öte, okullar tarih boyunca, kontrol ve baskı sistemlerinde önemli bir rol oynamıştır. Eğitildiğiniz zaman ise, iktidar yapısını destekleyen bir biçimde sosyalleşmiş olursunuz ve bu da sizi derhal ödüllendirir.” Noam Chomsky Eğitim sisteminin her zaman özgür ve eleştirel düşünceyi geliştirmediği bilinen bir durumdur. Çoğu zaman öğrenciler doğruyu aramaya özendirilmek yerine, resmi politikayı öğrenirler. Tarih öğretimi sık sık resmi politikanın en önemli parçası olarak görülür ve devletin resmi tutumunu ve görüşlerini benimsetmek için bir propaganda aracı olarak kullanılır. Çarpıtma, olumsuz yargı, yanlış bilgilendirme, gerçekleri göz ardı etme, yaşanan sorunları ve bilgileri devletin amaçları doğrultusunda düzelterek kullanma tarih kitaplarında görülen yöntemlerden sadece birkaçıdır. 75 Yukarıda söylenenlere en iyi örnek, düne kadar Kıbrıs‟ın kuzeyinde okutulan ortaokul tarih kitaplarında görülebilir. Dr. Vehbi Zeki Serter tarafından yazılan kitaplar, Kıbrıs tarihini bir yandan Kıbrıs Türk toplumu‟nun „ulusal amacını‟ meşrulaştıracak biçimde anlatırken diğer yandan da „ötekinin‟ meşruluğunu yadsıyarak taraflı bir şekilde anlatır. Uzun yıllar Kıbrıs‟ın kuzeyindeki okullarda okutulmuş olan Vehbi Zeki Serter‟in kitaplarına göre „Kıbrıs, hiçbir zaman Yunan olmamıştır ve aslında Kıbrıslı Rumlar Yunan asıllı değildir. Tarih boyunca Kıbrıs‟a gelip giden ulusların torunlarıdır‟. Tarihi Kötüye Kullanma Metotlarıyla Başa Çıkabilme Yöntemleri Üzerine Sempozyum, Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfi, 28-30 Haziran 1999, s. 37-57. 75 ~ 100 ~ Serter, Kıbrıs‟ın, Anadolu‟nun coğrafik uzantısı olduğunu iddia eder ve Kıbrıs‟ın Türkiye için önemini vurgular. Bu, aslında, bahsedilen „gerçeğin‟ arkasındaki niyeti görebilmek için iyi bir kanıttır.76 Kıbrıs‟ın geçmişte ve gelecekte Türk olarak gösterilmesi eski tarih ders kitaplarında sürekli olarak tekrar edilen temel ideolojidir. Bu, 2005 yılına kadar ortaokul müfredatının bir parçası idi.) Kaldı ki, adanın 1974‟te bölünmesi Türk ordusu için (Kıbrıs‟ta) bir zafer olarak nitelendirilmektedir. “[Türk ordusunun], Kıbrıs çıkarması sırasında, doğu ve batı yönlerinde Yunan ve Kıbrıs Rum ordusu [m]ehmetçik‟in keskin kılıcı önünde diz çöküp dağılmıştır.”77 Aynı şekilde, yazar, Kıbrıs Rumlarını olası bir kuvvet kullanımına karşı şiddet kullanma tehdidinde bulunmaktan geri kalmaz: “Dünya barışını tehdit eden Kıbrıs Rumlarına söylüyorum ki; Kıbrıs yüzünden kan akacak. Fakat bu kan Türklerin değil, bir zamanlar İzmir topraklarını yıkayan Yunanların kanı olacak.”78 Serter‟in kitabının ikinci cildi sürekli Enosis‟i elde etmek için Türkleri öldüren “değersiz” Yunanlılara atıfta bulunur. Ayrıca, Serter Türkleri, Enosis‟e cesurca karşı koyan “kahraman Türkler” olarak tanımlar. Yazara göre: “Yunanlılar hayalci ve yalancıdırlar çünkü tarih boyunca istekleri hiç bitmemiştir. Amerika‟dan dolar, İngiltere‟den sterlin isterler. Para ve toprak talep ederler. Örneğin, komşuları Arnavutluk‟tan Epiros‟u, Bulgaristan‟dan Makedonya‟yı isterler. Geçmişte, Türkiye‟den bütün batı Anadolu‟yu istiyorlardı. Eğer şimdi Yunan öğesi taşır bahanesi ile Mısır‟ı da isterlerse şaşmayın. […] Hak ve özgürlüklerimizi koruyabilmek için size direneceğiz. Ve sopa veya 76 Serter, Vehbi Zeki. Kıbrıs Tarihi. Lefkoşa, 1999, s. 7. Kızılyürek, Niyazi‟den naklen. “National Memory and Turkish-Cypriot Textbooks”. International Textbook Research / Internationale Schulbuchforschung [Uluslararası Ders Kitabı Araştırması], Cilt. 21(4), 1999, s. 394. 77 78 Serter, Vehbi Zeki. Kıbrıs Türk Mücadele Tarihi. Lefkoşa, 1981, s. 63. ~ 101 ~ taş bulamazsak bu topraklar için verdiğimiz 80,000 şehidin kemiklerini ellimize alıp size karşı direneceğiz.”79 Bu gibi ifadeler tarih öğretim yönteminin çağdaşlıktan ne kadar uzak olduğuna birer örnektir. Eski tarih ders kitapları tarihin etnik-merkezli anlayışa dayandırılan milliyetçi politikanın sadece bir yansımasıdır. Bu kitaplar, Kıbrıs‟ın bölünmüşlüğüne dayalı milliyetçi politikayı, geçmişi kullanarak doğrulamak ve meşru kılmak amacıyla yazıldığını çok açık biçimde ortaya koymaktadır. Niyazi Kızılyürek‟in Milliyetçilik Kıskacında Kıbrıs‟ kitabında da belirtildiği gibi “Kıbrıs Türk Toplumuna gelecek kuramayan Türk milliyetçileri, geçmişi yeniden kurmaya yöneldiler. Meçhul Asker Anıtları, Şehitler Haftası, Barbarlık Müzesi, katliamları Unutma kampanyaları, 20 Temmuz şenlikleri, şükran günleri ve ilkel tarih kitaplarına dayalı eğitim sistemi ile içinde nostalji olmayan bir geçmiş yaratılmaya çalışıldı ve „gelecek geçmişin hizmetine‟ sunuldu.”80 Ne var ki, 1990‟ların sonuna doğru, önemli siyasi değişiklikler yaşanılmaya başlandı ve Kıbrıslı Türkler arasında uzun zaman dilimine yayılan „Kıbrıs-merkezli‟ düşünceler ve bu düşüncelerden kaynaklanan sosyal ve kültürel öğelerin su yüzüne çıktığını gördük. (Bu siyasi değişikliklerle ilgili daha detaylı açıklamalar için, Bölüm II‟ ye bakınız). Bu süreç, aynı zamanda öne çıkan başka bir süreç ile de bütünleşince, oldukça dinamik bir boyut kazandı: Kıbrıs‟ın Avrupa Birliği‟ne üye olma süreci, Kıbrıslı Türkler arasında Kıbrıs-merkezli yaklaşımları kuvvetlendirdi. “1999 yılı, Kıbrıs Türk Toplumu için bir dönüm noktası sayılır.” 81 Kıbrıs Türk Toplumunun 79 Ibid, s. 80-81 Kızılyürek, Niyazi. Milliyetçilik Kıskacında Kıbrıs, İstanbul : İletişim Yayınları, 2002, s. 293 80 Kızılyürek, Niyazi. Doğmamış bir Devletin Tarihi: Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti, İstanbul: İletişim Yayınları, 2005, s. 266. 81 ~ 102 ~ büyük çoğunluğu, adanın Avrupa Birliği‟ne üyeliği için güçlü isteklerini ve desteklerini belirtti. Bu süreçte, o döneme kadar egemen olan milliyetçi düşünce tam bir sarsıntıya uğradı. Kıbrıs Türk halkı, Türk milliyetçiliğini ve bu milliyetçilikten kaynaklanan ve kalıcı bölünmüşlüğe dayanan siyasi şiarı “barışçıl ve Avrupalı bir Kıbrıs” arayışı içinde reddetmeye başladı. Kıbrıs sorununa çözüm bulmaya çalışan 41 sivil toplum örgütü ve muhalefet partileri, kitle desteğini artırmak için “Bu Memleket Bizim Platformu‟nu” kurdu. 2002 yılının Kasım ayında Annan Planı diye bilinen BM Çözüm Planının Kıbrıs‟taki taraflara sunulmasının ardından hız kazanan bu hareket, kalıcı barışın ancak federal bir devlet ve AB üyeliği ile elde edilebileceğine inanıyordu. “Ada‟da bir çözüme ulaşmak için uluslararası bir girişim olarak görülen plan, birçok parçadan oluşan, uzun ve kapsamlı bir çalışmaydı. Planın ana hedefi, süregelen Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm getirerek birleşik bir Kıbrıs Devleti‟nin Avrupa Birliği‟ne üyeliğini sağlamaktı.”82 Bu fikir, özellikle sol eğilimli siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından destek buldu. Annan Planının taraflara sunulmasının ardından platform‟un temsilcileri 91 üyeye çıktı ve bu büyümeden de “Ortak Vizyon” fikri gelişti. “Ortak Vizyon” kavramı “Kıbrıs‟ta Barış” ve “AB‟ye Evet” ile eşitlenerek toplum içinde çeşitli grupların çoğunluğundan destek aldı. Toplumun önde gelen iş adamları, öğretmenleri, sendikacıları, işçileri ve orta sınıf temsilcileri ortak bir hedef doğrultusunda, başka bir deyişle, „Kıbrıs Sorunu‟na çözüm bulma yolunda mücadele vermek için bir araya geldiler. Her ne kadar bu gruplar farklı ideolojik ve siyasi anlayışlardan gelseler de, Kıbrıs‟ta barışı sağlamak için ortak bir yol izlediler. Kıbrıs, artık adada yaşayan tüm nüfusun Beyidoğlu, Mehveş. South Tyrol and Cyprus: Autonomy and\or Integration? Yayımlanmamış MES tezi, Graz Üniversitesi, 2005, s. 31. 82 ~ 103 ~ Kıbrıslı Rumlar da dâhil olmak üzere vatanı olarak algılanmaya başlandı ve “Ortak Vatan” kavramı ön plana çıktı. Bu, ayrılıkçı milliyetçi kesimlerin egemen düşüncelerine meydan okuyan yeni bir Kıbrıs ve gelecek anlayış anlamına geliyordu. Çünkü o tarihe kadar Kıbrıs‟ta ayrılıkçılığı savunan ve kalıcı bölünmüşlük için mücadele eden milliyetçi çevreler için Kıbrıs “ortak yurt” olamazdı. Bunu en iyi Rauf Denktaş‟ın aşağıdaki sözleri ortaya koyuyor. Ankara‟da bir konferans sırasında, Rauf Denktaş‟a “Kıbrıslı Rumlarla birlikte Federal Kıbrıs Cumhuriyeti‟nin kurulması için mücadele vermeniz, Kıbrıslı Türkler için daha iyi olmaz mıydı? ” şeklinde sorulan soruya şöyle bir cevap vermişti: “Ben bir Anadolu çocuğuyum. Her şeyimle Türküm ve köküm Orta Asya‟dadır. Kültürümle, dilimle, tarihimle ve tüm benliğimle Türk‟üm. Benim bir devletim ve anavatanım var. Kıbrıs kültürüymüş, Kıbrıslı Türk‟müş, Kıbrıslı Rum‟muş, ortak cumhuriyetmiş, hepsi boş laflar. Onların Yunanistan‟ı bizim de Türkiye‟miz varken, neden aynı Cumhuriyet çatısı altında yaşayalım?(...) Bazıları yapay olarak Kıbrıslılar varmış, Kıbrıs Türkleri, Kıbrıs Rumları varmış, gibi kültür edebiyatı yapıyorlar. Kıbrıslı Türk de yoktur, Kıbrıslı Rum da, Kıbrıslı da yoktur. Sakın ola ki bizlere, “Kıbrıslı mısınız?” diye sormayın. Bu bir hakaret olarak algılanabilir ve yanlış anlamlar çıkabilir. Neden mi? Nedeni, Kıbrıs‟ta yaşayan tek bir Kıbrıslı vardır, o da Kıbrıs eşeğidir.” 83 Denktaş‟ın sözlerinden de anlaşılacağı üzere, Kıbrıs Türk toplumunu uzun yıllar yöneten milliyetçi kadrolar, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs‟ta yaşamaktan kaynaklanan kültürel öğelerini reddederek soyut ve bütün farklılıkları aynılaştıran bir “Türk ulusu” anlayışına sahiptiler. Kıbrıs Türk toplumu içinde büyüyen karşı çıkış hareketi Türkçülük ve Türk milliyetçiliği gibi ideolojilere karşı koyarak Kıbrıs Türk toplumunun ayrı 83 Kızılyürek, Niyazi. Milliyetçilik Kıskacında Kıbrıs. s. 293. ~ 104 ~ kültürel kimliğine vurgu yapmaya başladı. İşte, 2003‟te Mehmet Ali Talat başkanlığında kurulan yeni hükümetin tarih ders kitaplarını ve genel olarak eğitim politikasını yeniden gözde geçirmesi böyle koşullarda başladı. Kıbrıs Türk hükümeti eğitim müfredatını yeniden gözden geçirerek Kıbrıs‟ın kuzeyindeki okul kitaplarının içeriğinde bir takım değişiklikler yapmaya karar verdi. 84 Talim Terbiye Dairesi Başkanı ile yaptığımız bir röportajda, Dr. Hasan Alicik, Serter‟in bir kitabının, AB‟yi “çürük elma” olarak tanımladığına dikkat çekerek şöyle dedi: “Bu yaklaşım, AB‟ye %65 oy çoğunluğu ile “evet” diyen Kıbrıs Türk toplumunun fikirleri ile örtüşmüyordu. Bu sebepten dolayı, yeni hükümet, tarih ders kitaplarının içeriğini değiştirmeye karar verdi.” Dr. Alicik, ders kitaplarının yeni öğretim yöntemini “öğrencimerkezli” olarak tanımlamasını ise; “Kitaplar, öğrencileri eğitim sürecine dahil ederek motive etmeyi amaçlıyor.” diyerek açıkladı. Kıbrıs Türk yetkilileri tarih ders kitaplarını değiştirmeye karar verdikten sonra, eğitimden sorumlu yetkililer, bazı öğretmen ve akademisyenleri bir araya getirerek, ortaokullarda okutulan ders kitaplarını yeniden yazmak için bir tarih komitesi kurmaya yöneldiler. Böylece, gönüllü bir öğretmen grubu yeni yöntemlerle yazılacak tarih ders kitapları üzerinde çalışmalar yapmaya başladı. Bu çalışmalar sonucunda, tüm ortaokul tarih kitapları, 2005 ders yılı başında tamamlandı. Şunu belirtmek gerekir ki, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) “Bu Memleket Bizim Platformu” altında bu adımın atılmasında büyük bir rol oynamıştır. KTOEÖS‟ün “Kıbrıs-merkezli” düşünce yönündeki değişime öncülük etmesi doğal olarak Dr. Hasan Alicik ile röportaj. Eğitim Bakanlığı, Talim Terbiye Dairesi. 6 Eylül 2006. 84 ~ 105 ~ değişim sürecini ve böylece ders kitaplarının içeriğine de yansıdı. Yeni ve eski ders kitapları arasındaki farkı daha iyi anlayabilmek için, kitaplar arasında bir karşılaştırma yaparak şu sorulara yanıt aranabilir: etnik-merkezli bir yaklaşımdan hümanist yaklaşıma bir geçiş olmuş mudur? Yeni kitaplarda “öteki” nasıl kurgulanıyor? Kıbrıslı Rumlara yapılan değinmeler önyargılardan uzak mı? Ders kitaplarında tarif edilen Rumlardan başka “düşman” var mıdır? Görsel materyaller nelerdir? Tarih kitapları hangi olayları ve gerçekleri tanımlıyor ya da eksik bırakıyor? Tüm bu sorular ışığında hazırlanan yeni tarih kitapları ile ilgili 1,413 ortaokul öğrencisi arasında yapılan bir araştırma, öğrencilerin %92‟si yeni kitapları sevdiğini ortaya koymuştur 85. Genel anlamda, yeni tarih ders kitapları, eski ders kitaplarında kullanılan etnik-merkezli yaklaşımlardan arındırılmıştır. Bunun yerine, yeni kitaplar tarihi olayları hümanist bir bakış açısı ile değerlendirmektedir. Ayrıca, yeni kitaplar “öteki‟ne” veya “milli düşmana” göndermeler yapmamaktadır. Kitapların temel özelliklerinden birisi de, sosyal tarihin ön plana çıkarılması ve bu tarihin, genel tarih içerisindeki rolünü gözler önüne sermesidir. Karikatür ve resimler yeni kitapları daha da zenginleştirmiştir. Bu gibi görsel betimlemeler okuyucunun kendini konuya daha çok vermesine ve dikkatini toparlamasına yardımcı olmaktadır. Görsel betimlemeler o kadar iyi yerleştirilmiştir ki, kitapların ayrılmaz ve tamamlayıcı birer parçası haline gelmiştir. Kitapların bir başka önemli boyutu ise zaman zaman Kıbrıs Türk ağzına de yer verilmiş olmasıdır. Yakın zamanlara kadar, Kıbrıs Türk ağzı, çoğunlukla sözü geçen Türk milliyetçisi gruplar tarafından “aşağı ve bayağı bir özellik” olarak Dr. Hasan Alicik ile röportaj. Eğitim Bakanlığı, Talim Terbiye Dairesi. 6 Eylül 2006. 85 ~ 106 ~ görülüyordu. Yeni kitapların yazarları ise sınırlı da olsa Kıbrıs Türk ağzına da yer vererek Kıbrıs Türk toplumunun kendine özgü kültürel özelliklerinden utanç duymanın anlamsızlığını göstermişlerdir. Ayrıca, yeni kitapların yazarları Kıbrıslı Rum yazarların çalışmalarını kullanmaktan ve onların eserlerini referans olarak göstermekten de kaçınmamışlardır. Eğitim reformu süreci boyunca, Eğitim Bakanlığı, Talim ve Terbiye Dairesi, tarih ders kitaplarının ve eğitim materyallerinin gözden geçirilmesi için öğretmen ve akademisyenlerden oluşan 147 kişilik bir komisyon kurmuştur. Daha önceleri, tarih ders kitapları Türkiye‟de hazırlanmakta ve dağıtılmaktaydı. Hâlbuki söz konusu yeni politikayla Kıbrıs‟ın kuzeyinde toplam 350,000 adet ders kitabı yayımlanacaktır. Bu olumlu bir gelişmedir. Her şeyden önce, ilk kez Kıbrıslı Türkler kendi tarih ders kitaplarını yazma olanağı bulmuştur. Bunun için pek çok öğretmen ve akademisyen Kıbrıs tarihi konusunda araştırma yapmış ve bu kitapları hazırlamıştır. Ayrıca, pek çok grafik tasarımcısı, yazar ve akademisyen bu konuda çalışma olanağı bulmuştur. Yeni işlerin kurulması ve yeni çalışma alanlarının yaratılmasıyla birlikte, kuzey Kıbrıs ekonomisi de gelişmiştir. Eğitim müfredatında yapılan değişiklik ve yeni tarih ders kitapları Kıbrıs Türk toplumunun büyük çoğunluğu tarafından beğenilmesine ve takdir edilmesine rağmen, bu durum milliyetçi çevreler arasında farklı tartışmalara yol açmıştır. Rauf Denktaş, yaptığı bir açıklamada alenen yeni ders kitaplarını suçlamış ve kitapların yazarlarını eleştirmiştir. Denktaş‟ın esas şikâyeti, yeni ders kitaplarının yeni nesillerdeki milli bilinci zayıflatır nitelikte olmasıydı. Kıbrıs Rum eğitim sistemine atıfta bulunan Rauf Denktaş, Kıbrıs Türk eğitim sisteminin de milliyetçi bir anlayışa dayandırılması gerektiğini savunmuştur. Aynı zamanda, Kıbrıs Türk toplumundaki olası bir hükümet değişikliğiyle, bu yeni ders ~ 107 ~ kitaplarının çöpü boylayacağından endişe ettiğini de ifade etmiştir. I) DeğiĢim Dinamiği Tarih ders kitaplarının yeniden yazılması, Kıbrıs‟ın kuzeyinde 2000li yılların başından beri yaşanılan siyasi gelişmelerden ayrı düşünülemez. Tam aksine, yeni tarih kitaplarının yazılması, toplumda yaşanılan siyasi değişimin adeta yansıması gibidir. Kitapların yeniden yazılmasını ve bu değişimin doğurduğu sonuçları daha iyi anlayabilmek için dönemin siyasi atmosferini anlamak çok önemlidir. Bu dönemde, Kıbrıslı Türkler Denktaş‟ın çözümsüzlük politikasına tepki göstermeye ve Kıbrıs‟ta barış için kitlesel hareketlerde aktif bir şekilde yer almaya başlamışlardı. „Bu Memleket Bizim Platformu‟ ve „Ortak Vizyon‟ gibi organizasyonlar eski yönetime meydan okuyarak Kıbrıs sorununa derhal bir çözüm bulunmasını talep ediyorlardı. Öğretmen sendikalarının (KTÖS ve KTOEÖS) bu süreçteki rolü kayda değerdir. Birleşik Kıbrıs hedefine dönük olarak sendikaların ortaya koyduğu dinamik katkı, o dönemde tarih ders kitaplarının yeniden yazılmasına yol açan süreci anlamamıza yardımcı olmaktadır. I a) DenktaĢ’a KarĢı Artan Tepkiler ve Statüko’ya KarĢı Seferberlik Rauf Denktaş, Glafkos Klerides‟e 2000 yılında bir mektup göndererek Klerides‟i Kıbrıs sorununu tartışmak üzere görüşmeye davet etmişti (dolaylı görüşmeler olarak adlandırılır.) Fakat görüşmelerin 5. turunda, Denktaş, görüşme masasını terk etmiş ve bu durum Kıbrıs Türk halkı arasında olumsuz tepkilere yol açmıştı. Bunun ardından, banka ve finans sektörlerinde yaşanan kriz, 2000 yılında birçok özel bankanın çöküşüne neden olmuştu. Ortaya çıkan ekonomik kriz, bardağı ~ 108 ~ taşıran son damla olarak Kıbrıs Türk halkının o dönemki yönetime karşı tepki ve eylemlerini hızlandırdı. Ayrıca, Kıbrıs Türk halkı arasında Türkiye‟ye olan ekonomik bağımlılığın yerel ekonomiyi olumsuz yönde etkilediğine dair görüşler yaygınlık kazandı ve sivil toplum temsilcilerinin Türkiye ve Türk bürokratlara yönelik sert eleştirileri 2000-2004 yıllarında doruğa tırmandı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ve koalisyon ortağı Devlet Bahçeli‟nin politikalarına tepki gösteren KTÖS ve KTOEÖS temsilcileri, 30 Ocak 2001‟de “Ankara; ne paranı, ne desteğini, ne de bürokratlarının tavsiyelerini istiyoruz. Esarete hayır!” açıklamaları yaptılar. „Barış ve Çözüm‟ sloganları adanın kuzeyinde giderek hız kazandı. Afrika gazetesi yazı işleri müdürü Şener Levent‟in tutuklanmasını ardından muhalif liderlerden Mustafa Akıncı (eski TKP başkanı) The Guardian gazetesi ile yapılan bir röportajda “Kıbrıs bir açık hava cezaevdir‟” ifadesini kullanmasına yol açtı. 86 Gazete, Akıncı‟nın Türkiye‟nin Kıbrıs‟tan çıkmasını istediğini de aktararak Kıbrıslı Türklerin “gerçek egemenlikten” söz ettiklerini yazdı. Bu noktada, sivil toplum kuruluşları kuzeyde hüküm süren statükoya karşı çıkmak amacıyla çeşitli örgütleri bir araya getirmekte büyük bir rol oynadı. Bu örgütler açıkça Kıbrıs sorununa getirilecek bir çözümü destekleyeceklerini duyuruyor ve militan bir tavır sergiliyorlardı. Bu dönemde Kıbrıs Türk Ticaret Odası “Kıbrıs Türk Sivil Toplum Örgütleri Ortak Vizyonu”‟nun kurulmasına öncülük etti. Ortak Vizyon, Kıbrıs Cumhuriyeti AB‟ye üye olmadan Kıbrıs sorunun çözülmesinin aciliyetini vurguluyordu. Zaten, Ortak Vizyon‟un oluşturulmasından önce “Bu Memleket Bizim Platformu”, Ankara tarafından takvimlenen ve bir evvelki hükümetin Guardian. “Northern Cypriots turn against Turkey” [Kıbrıslı Türkler Türkiye‟ye Karşı Dönüyor]. 25 Eylül 2001. 86 ~ 109 ~ onayladığı ekonomik pakete karşı çeşitli sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin desteğini kazanmıştı. Bu Ekonomik pakette 2000 yılında sert tedbirler alınması öngörülüyordu. (...) “Bu Memleket Bizim” Kıbrıs sorununa taraflar arasında uzlaşılan bir çözüme varmak yanında, Kıbrıslı Türklerin kendi kendilerini yönetmeleri ve askersizleştirme için de çağrı yaptı. Platformun liderleri, Kıbrıs Türk solunun tarihsel hedefi olan, Kıbrıs halkının „toplumlar arası barış‟ temeline dayanan ortak bir siyasi oluşumu paylaşabilecekleri inancına sadık kaldıklarını belirtti.” 87 Annan Planı‟nın Kasım 2002‟de taraflara sunulmasından sonra, bahsi geçen örgütler ve kuruluşlar, Kıbrıs Türkünü Plan lehinde mitingler düzenlemek için harekete geçirdiler. Bu arada, “Bu Memleket Bizim Platformu,” “kamuoyunu daha etkin bir şekilde seferber edebilen bir platform” olarak öne çıktı. Kıbrıs‟ın kuzeyinin sivil toplum yapısından dolayı, profesyonel sendika ve birlikleri hatırı sayılır bir etkiye sahiptirler. Esasında, „Bu Memleket Bizim‟ hareketi altındaki elliden fazla organizasyon arasında öğretmen sendikaları (KTÖS ve KTOEÖS) ve memurlar sendikası (KTAMS) sivil toplum hareketini pekiştirme ve sürdürmede güçlü örgütsel yapıları sayesinde hayati bir rol oynadı.”88 Bunun yanında, Annan Planı‟nı destekleyen mitingler süresince binlerce insan hükümeti ve özellikle de Kıbrıs Vural, Yücel. “Kıbrıs Sorunu ve Kıbrıs Türk Solu”. Birikim, Mart 2003, s. 39-43. İçinde CIVICUS. Civil Society Index Report for Cyprus: An Assessment of Civil society in Cyprus, A Map for the Future [CIVICUS Kıbrıs Sivil Toplum Gösterge Raporu, Kıbrıs‟ta Sivil Toplum Değerlendirmesi, Geleceğin Haritası] 2005, s. 114. 87 88 CIVICUS. Civil Society Index Report for Cyprus: An Assessment of Civil society in Cyprus, A Map for the Future. 2005, s. 115. ~ 110 ~ görüşmelerinde Kıbrıs Türk toplumunun temsilcisi ve baş müzakereci olan Rauf Denktaş‟ı istifaya çağırdı. Annan Planının ana hatlarını ve yararlarını belirten sayısız broşür basılıp yayınlandı. Ayrıca, birçok çözüm yanlısı aydın televizyon ve radyo programlarına katılırken, gazeteciler de Plan‟ın Kıbrıslı Türkler için olumlu yönlerini ele aldılar. Bu olayları takiben, iki toplumu 30 seneyi aşkın bir süredir ayıran barikatla açıldı. 23 Nisan 2003 tarihinde açılan barikatlardan binlerce Kıbrıslı Türk ve Rum karşılıklı geçişler yaparak yeniden temas kuruyor ve büyük bir yakınlık sergiliyorlardı. I b) Statüko Yönetiminin DeğiĢimi Neticede, sağ kanattaki milliyetçi hükümet (statükocu olarak adlandırılıyordu) 2003 ve 2005‟teki genel seçimleri kaybedince eski yönetimin yerine soldan gelen Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) geçti. Ayrıca, CTP son seçimlerde toplam oy oranının %45‟ini alarak popülerliğini iyice artırdı. Kısmen barış yanlısı hareketin yerel siyaset üzerindeki etkisinden, kısmen de “Kıbrıs sorunu”nun o dönemdeki durumundan ötürü oy oranlarında çarpıcı bir değişim görüldü. 1970‟lerin başından itibaren Kıbrıslı Türklerin lideri olan Rauf Denktaş, farklı siyasi çevrelerdeki muhaliflerince giderek artan bir direnişle karşı karşıya gelirken, Annan Plan‟ının ortaya çıkması kuzeyde yeni bir dönemin başlaması ve siyasi dokunun yeniden yapılanmasına yol açtı. Denktaş, şahsına duyulan güvenin azalması sonucunda eskisi kadar etkili olamıyordu. Nitekim geniş halk yığınlarını Annan Planına “Hayır” oyu kullanmaya ikna edemedi. Kıbrıslı Türklere Denktaş‟a Kıbrıs müzakerelerinde ne kadar güven duyduklarını soran bir araştırmaya göre, %39.2 tamamıyla güvendiklerini, %13.2 az güvendiklerini ve %35.5 ise hiç güvenmediklerini söylemişti. Yeterince güvenmediklerini söyleyenlerin toplamı ~ 111 ~ %9.1‟e denk gelirken, %3.1‟de çekimser/bilmiyorum cevabını verdi. 89 I c) Öğretmen Sendikalarının Ders Kitaplarını Ġnceleme Sürecindeki Rolü Annan Planı sürecinde öğretmenler sendikası şiddet içermeyen gösteri ve mitingleri destekleyerek büyük bir rol oynadı. Öğretmenlerin bu gösteriler sırasında greve gitmesi, gençlerin büyük bir çoğunluğunun Annan Planını destekleyen gösterilere katılmak için seferber olmasına katkıda bulunurken, Annan Planı karşıtı ve sağcı milliyetçi çevreler öğrencilerin mitinglere katılımını medyayı kullanarak sert biçimde eleştirdi. Volkan gazetesi öğretmenler sendikası aleyhinde “militan öğretmenler örgütü” ve “sendika ağaları” benzetmesiyle yazılı saldırıda bulundu. 90 Ayrıca, Volkan gazetesi 14-15 Ocak 2003 tarihli yayınlarında “militan öğretmenlerin” ve sendikalarının öğrencileri suiistimal etmesine göz yumduğu ve öğrencileri CTP politikalarını lehinde kullandığı gerekçesiyle hükümeti kınadı. İşte bu koşullarda oluşturulan CTP-DP koalisyonu başlıca görevlerinden biri olarak tarih ders kitaplarının incelenmesi görevini üstlendi. Bu işleme ortaokul tarih ders kitaplarının gözden geçirilmesi/yeniden yazılması ile başlandı; bunun öncesinde ise ilkokul 5. sınıflarda okutulan sosyal bilgiler ders kitaplarının incelemesi yapılmıştı. Aslında, eğitim sisteminin ve öğretim araçlarının değiştirilmesi yeni bir gelişme değildi. Bu konudaki tartışmalar 1970‟lerden beri süre gelmekteydi. Resmi görüş “Ortaokul eğitiminde milliyetçi bakış açısını korumak ve etnik-merkezci FBIS Tercüme Edilmiş Metin Belgesi ID: GMP20030124000106 Versiyon Sayısı: 1 Kaynak-Tarihi: 23/01/2003. 89 90 Daha fazla bilgi için bkz: Volkan Gazetesi. 14 Ocak 2003, s. 1. ~ 112 ~ yaklaşımları teşvik eden bir anlayışa dayanırken, sivil toplum örgütleri İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ilkelerine uyumlu evrensel bir eğitim sistemini destekledi.” 91 Bu süreçte tarihi öğretimi, geçmiş ve şimdiki zaman arasında kurulan bağlantılar ve Kıbrıslı Türk kimliğinin kurgulanma biçimleri adanın kuzey kesiminde tartışmaya açıldı. Bu tartışmalar ve yaratılan kitle desteği yeni yönetime geleneksel tarih ders kitaplarında önemli değişiklikler yapma olanağı sağladı. Eylül 2004‟de, yeni okul döneminin başlaması ile birlikte, yeni tarih ders kitapları bütün orta eğitim okullarında kullanılmaya başladı. “Sivil Toplum Etkinlik Çalışması‟nın Kıbrıs‟ın kuzeyindeki Ortaokul Eğitimi üzerindeki değerlendirmelerine göre, öğretmenler sendikası yeni müfredatın geliştirilmesinde etkin bir rol oynadı. Yeni yönetim ise buna öncekilerinden daha derin, kapsamlı ve bütünüyle yenilenmiş tarih ders kitaplarını hazırlayarak karşılık verdi. Kıbrıs Türk İlk ve Ortaokul Öğretmenleri Sendikası (KTÖS ve KTÖEÖS) değişim hakkındaki düşüncelerini şu şekilde belirtmişlerdir: Eski hükümet ile öğretmenler sendikası arasında müfredatın içeriği ile ilgili ideolojik bir çatışma vardı. Önceki hükümet genellikle Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar arasındaki „tarihi düşmanlığı‟ vurgulayan bir müfredat yanlısı iken, öğretmenler sendikası temeli şovenizm karşıtı, dostluk, karşılıklı anlaşma ve hoşgörünün önemini vurgulayan evrensel ilkeler üzerine kurulmuş bir okul müfredatını destekledi. Öğretmenler sendikası ve önde gelen üyeleri şovenizm karşıtı güçlü polemikler yayımlamış olsalar da, Aralık 2003 seçimlerinde CTP iktidara gelene kadar eğitim politikası üzerinde kayda değer bir etki gösteremediler.92 91 CIVICUS. Civil Society Index Report for Cyprus: An Assessment of Civil society in Cyprus, A Map for the Future. 2005 s. 159. 92 Age. s. 159. ~ 113 ~ II) Yenilenen Tarih Kitapları ve Yeni Söylem Stratejisi Tarihin aktarılmasından önce ne gelmelidir? İki kat hırsla isteklendirilen geçmişe olan aşk, adına konuşmaya aciliyet hissedilen kişilere karşı olan isteğin tekrarı şart değil midir?... Nietzsche geçmişi hatırlamanın iğrenç bir tutku olduğunu ifade ederken doğru olabilir miydi; yinede kendini geçmişin sonsuz boşluğuna teslim eden tarihçinin ölüsevici duygularından yoksun, tek gerçek ölüm olmaz mıydı? Edith Wyschogrod Hatırlama Ahlakı – Önceki bölümlerde de belirtildiği gibi, (özellikle) tarih kitaplarının yenilenmesi ve müfredatın yeniden tasarlanması oldukça karmaşık bir süreçtir. Yeni bir hükümetin kurulması, genel değişim dinamiği ve Kıbrıs sorununa çözüm arayışı, yeni ders kitaplarının yazılım ve ortaya çıkma süreçlerinde bir biriyle ilişkili olan etkenlerdir. Yenilenen ders kitapları bu düşünce yapısıyla incelendiğinde, eski ve yeni tarih kitapları arasında büyük farklar olduğu rahatlıkla görülebilir. Bu bölüm, söylem stratejisi ile ilgili söz konusu değişiklikleri inceleyecektir. Yeni ve eski tarih kitapları arasında bir fark var mıdır? Eğer varsa, söylem stratejisi neden ve nasıl değişmiştir? Yeni kurulmuş hükümet ile tarih ders kitapları ve genel müfredatın değişmesi arasındaki ilişki nedir? Yeni ve eski kitaplar arasındaki farklılıkları daha iyi kavrayabilmek için, eski ders kitaplarının incelenmesi gerekmektedir. Niyazi Kızılyürek‟in belirttiği gibi, Vehbi Zeki Serter eski ders kitabına “...Kıbrıs Anadolu‟nun coğrafik olarak bir uzantısıdır...”93 vurgusuyla başlıyor. Vehbi Zeki Serter‟in iddiasına göre; Kızılyürek, Niyazi‟den naklen. “National Memory and Turkish-Cypriot Textbooks”. International Textbook Research / Internationale 93 ~ 114 ~ Kıbrıs Türkiye‟nin Güney limanlarını kontrol eder. Olası bir Rus tehdidi altında, Türk ordusu çeşitli cephelerden saldırıya uğrayabilir ve sadece Güney limanlarından yardıma ihtiyaç duyabilir. Kıbrıs tarihi açısından da Türkiye için çok önem taşır. Atalarımız Kıbrıs‟ı 1571‟de 80 000 şehit feda ederek fethettiler. Türkler Kıbrıs‟ı 1878‟e kadar idare ederken 3 asır boyunca yerli halka çok iyi davranarak adaya özgürlük ve adalet getirdiler. Türkler Kıbrıs‟ı geliştirerek, Kıbrıs‟a Türk karakterini veren birçok anıt diktiler. Kısaca, Kıbrıs tarihsel, coğrafik, stratejik ve ekonomik açılardan Anadolu‟ya bağlıdır ve Küçük Asya ile bir bütünlük teşkil etmektedir.94 Burada bir yandan “coğrafi indirgemecilik” yoluyla Kıbrıs‟ın Türkiye için “Lebensraum” teşkil ettiğini ve Türkiye‟nin “yaşaması için adaya ihtiyaç duyduğu” tezi ön plana çıkarılırken, diğer yandan da şehit kavramının kutsallığı üstünden, bu teze meşruiyet aranıyor. Niyazi Kızılyürek‟e göre, paragrafın son cümlesi Vehbi Zeki Serter‟in yazdığı ders kitabının söylem stratejisini belirtmesi açısından iyi bir örnektir. Kızılyürek‟in deyişiyle; Yazarın “söylem stratejisi” “80 000 şehit” –şehit, Arapçada Cihad‟dan türetilen bir sözcüktür-vurgulamasından da görüleceği gibi, Osmanlı‟nın Kıbrıs‟ı fethi gerçeğine siyasi İslam dilini kullanarak kutsal anlamlar yüklüyor.95 Eski ders kitaplarında Kıbrıs‟ın Anadolu‟ya bağlı olduğu vurgusu ön plana çıkartılırken, yeni Kıbrıs Tarihi kitabı (cilt. 1), okuyucuya Kıbrıs tarihi ve Kıbrıs‟ın isminin nereden geldiği hakkında genel bir bilgi sunuyor. Buna ilaveten, 1. cilt, Kıbrıs‟ın tarih öncesi dönemi, coğrafik konumu ve Schulbuchforschung [Uluslararası Ders Kitabı Araştırması], Cilt. 21(4), 1999, s. 390, vurgu eklenmiştir. Kızılyürek, Niyazi‟den naklen. “National Memory and Turkish-Cypriot Textbooks”. International Textbook Research / Internationale Schulbuchforschung [Uluslararası Ders Kitabı Araştırması], Cilt. 21(4), 1999, s. 390, vurgu eklenmiştir. 94 95 Age. s. 391. ~ 115 ~ Venediklilerin adaya gelişine kadar geçen dönemleri ele alıyor. Böylece, her şeyi merkezine Osmanlı dönemi yerleştirilmiş olmuyor. Eski ders kitabı öğrencilere olayları farklı bakış açılarıyla düşünme, analiz ve yorum yapma fırsatı sunmazken, yeni kitaplar bu açıdan çok farklıdır. Kıbrıs Tarihi kitabı yazarlarından Meltem Onurkan Samani bu farklılıkları aşağıdaki örnekle anlatıyor: Yeni tarih kitabından bir örnek verecek olursak: „Kıbrıs‟ı üç kez fethettikleri halde neden Mısırlılar ada medeniyeti üzerinde fazla bir etki bırakmadılar?‟ Onurkan, buna benzer soruların öğrencileri farklı bakış açısıyla düşünmeye, analiz edip anlamaya teşvik ettiğini vurguluyor. 96 Ayrıca, yeni ders kitaplarının şehir/köy isimlerini tanıtırken hem Türkçe hem de Rumca isimlerin kullanılması dolaylı olarak adada Kıbrıslı Rumların da yaşadığını ve Kıbrıs kültürünü paylaştığını ortaya koymuş oluyor. Halbuki, eski ders kitaplarında durum böyle değildi. Bazı köy isimleri aşağıda örneklendirilmiştir (Kıbrıs Tarihi Kitabı, Cilt 1): sayfa 13 – Akrotiri (Ağrotur), Aetokremnos (Kartal Yuvası), Akdeniz Köyü, Dragontovounari (Ejderha Tepesi); sayfa 14 – Tatlısu-Çiftlikdüzü (Akanthou); sayfa 18 – Petra tou Limnidi (Limnidi Kayalığı), ve sayfa 21 – Cape Andreas Kastros (Zafer Burnu). Yukarıda verilen örnekler, yenilenmiş tarih kitaplarının “yeni söylem stratejisi”ni belirten diğer örneklerdir. Buna göre, Osmanlı ve Türklüğü merkeze koyan ve her şeyin bu “özün” Bu tarih eğitiminde “yeni bir akım” olabilir. Kıbrıs Tarihi kitapları komisyonu üyesi Meltem Onurkan Samani Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi kararına göre, güncel fikirler üzerine temellendirilmiş, öğrencileri eleştirel düşünceye teşvik eden, yoruma, analize ve bir çok bakış açısına açık yeni ders kitapları yeni tarih eğitim yönteminin gelişimine yardımcı olduğunu savunur. (Meltem Onurkan Samani ile kişisel röportaj, 29/8/06 Lefke). 96 ~ 116 ~ etrafında döndüğü savı ortadan kalkmış oluyor ve Osmanlı ve Türklük, uzun Kıbrıs tarihi içindeki gerçek yerini alıyor. Adanın uzun tarihi içinde başka kültürlerin ve halkların varlığı, hak ettiği yeri alıyor. II a) Yeni Söylem Stratejisi ve EleĢtirel Pedagoji ĠliĢkisi Yenilenmiş ders kitaplarının söylem stratejisine yönelik bir başka önemli detay şöyle ifade edilebilir: “Öğretmen ve öğrencilerin kullandıkları kitapları değerlendirme ve dünya sorunlarını anlamak için daha iyi yöntemler keşfetmeye teşvik edilmeleri.” 97 Yeni Kıbrıs Tarihi ders kitapları yaygın pedagojik yaklaşımın yerine, farklı düşünmeyi özendirmektedir. Yaygın pedagojik anlayış olarak bilinen Paulo Freire‟in öğretmenin “her şeyi” öğrencinin ise “hiçbir şeyi” bilmediği “aktarma” ve “bankacılık” modeli yerine öğrenciye verilen bilgiyi sorgulama fırsatı veren bir anlayışı yeni kitaplarda bulabilmek mümkündür. 98 Yaygın pedagojik yaklaşıma göre, “öğretmen anlatır ve öğrenci dinler”. 99 Yeni kitaplarda öğrenciler sıklıkla düşünmeye, verilen bilgiyi analiz etmeye ve konuyu tartışmaya teşvik edilmektedir. Yeni pedagojik yaklaşım, karikatürlerin anlamlı ve yerinde Pingel, Falk‟dan naklen. Ders Kitaplarını Araştırma ve Düzeltme Rehberi UNESCO. Çeviren Nurettin Elhüseyni. İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, 2003, s. 14. “Güney-Doğu Avrupa Tarih Ders kitaplarında Basmakalıp Örnek ve Önyargılarla Mücadele Konferansı” George Eckert Enstitüsü, 1988. 97 Bailie, Mashoed. “Critical Communication Pedagogy: Teaching and Learning for Democratic Life”. Democratizing Communication: Comparative Perspectives on Information and Power. NJ: Hampton Press, 1997 , s. 39. 98 Bu betimleme “Batı konuşur ve gerisi dinler” deyiminin değiştirilmiş bir versiyonudur. (Morley, David & Robins, Kevin. Kimlik Mekânları: Küresel Medya, Elektronik Ortamlar ve Kültürel Sınırlar. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 1995). 99 ~ 117 ~ kullanımı ile desteklenmiştir. Karikatürler okuyucunun dikkatini çekerek öğrencilerin sıkılmasını engellemektedir. Aksine, verilmek istenen mesaj açık ve basittir: insanlar tarih çalışırken de eğlenebilir.100 Bunun yanında, öğrenciler (öğretmenleri ile birlikte) geçmiş olayları düşünme ve kafalarında canlandırmaya teşvik edilmektedirler. Örneğin Kıbrıs Tarih kitabının birinci cildinde adadaki ilk yerleşimlerden bahsedilirken, karikatürlerden birisi, “Kıbrıs‟a ilk yerleşenler nasıl geldiler ve ne tür gemiler kullandılar?” gibi bir soru yöneltmektedir. (Kıbrıs Tarihi, cilt 1, s. 16) Bu tip sorular öğrencilere öğrenme alanı sunduğundan dolayı önemlidir. Öğrencinin katılımını desteklemek, öğrencinin tarih derslerinden ve konudan daha çok zevk almasına yardımcı olmaktadır. Mashoed Bailie “Eleştirel İletişim Pedagojisi: Demokratik Yaşamda Öğretim ve Öğrenme” isimli makalesinde de savunduğu gibi, eleştirel pedagojinin eğitimdeki rolü demokratik yaşam için çok önemlidir; Eleştirel eğitim, öğrencileri kendi manevi varlıklarının sorumluluğunu ciddiye almaya iten bir eğitim modelini benimser: olayların sözde ve benimsenmiş “doğallık” ve “tarafsızlıklarına” direnir, sorgular ve meydan okurken sosyal değişimi teşvik eden eleştirilere ve gelişim koşullarına katkıda bulunur. Demokrasi için eğitim; eleştirel düşünce, sosyal eleştiri ve değişim olanaklarına izin veren koşullar sunmaktır. 101 Her ne kadar Bailie genel olarak eğitimden bahsetse de, bir tarih kitabının sadece “tek” gerçekleri “öğretmekle” kalmayıp, öğrencilere verilen bilgiyi düşünme ve sorgulamaya Bu fikir dolaylı olarak Meltem Onurkan Samani tarafından da dile getirilmiştir. Meltem Onurkan Samani ile kişisel röportaj, 29/8/06, Lefke. 100 Bailie, Mashoed. “Critical Communication Pedagogy: Teaching and Learning for Democratic Life”. Democratizing Communication: Comparative Perspectives on Information and Power. NJ: Hampton Press, 1997 , s. 39. 101 ~ 118 ~ itmesi çok önemli bir ilerlemedir. Verilen bilgiyi sorgulamak için sadece kitabın içerdiği soruları sormak yeterli değildir. Sorgulama, öğretmenlerin tarihi öğretme biçimlerinde de kendini göstermelidir. Paulo Freire‟in de savunduğu gibi, “aktarma” veya “bankacılık” ya da iletişim modellerindeki şırınga modeline karşıt olarak, eleştirel eğitim pedagojisi önemlidir, çünkü “söz konusu olan öğrencilerin mücadele verdiği süreç, içerik ve bağlam ile birlikte farklı toplumlardan insanların vizyon ve ifadelerinin bulunduğu bir müfredat yaratmaktır.”102 Yeni kitaplar sayesinde öğrenciler sadece kendilerinin “gerçekler” hakkında konuşmadıklarını, aynı adada yaşayan başkalarının da kendi “gerçekleri” olduğunu görebilecektir. Üstelik sosyal tarihin önemini vurgulayarak, yeni kitaplar “ötekini” kötü bir biçimde göstermek yerine “normalleştiriyor”.103 “Normalleştirme” kelimesi, “öteki”nin de tıpkı “bizim” gibi yemek yiyen, kıyafet ve kalacak yer ihtiyacı duyan insanlar olarak algıladığını ima etmektedir. 102 Age, s. 39. Örneğin, Kıbrıs Tarihi kitabının 3. cildi İngiliz döneminde İkinci Dünya Savaşına katılan Kıbrıslıları (Kıbrıslı Türk ve Rum) anlatır. 103 ~ 119 ~ II b) Kaynakça ve Renkler Açısından Yeni Ders Kitapları Yeni ders kitapları görsel sunumları ve özellikle kullandıkları renkler açısından da eskisine göre büyük farklılıklar göstermektedir. Eski kitap siyah-beyaz ve düşük kaliteli kâğıda basılmakta ve çok az resim içermekteydi. Kullanılan resimler ise çoğunlukla yakın geçmişteki etnik çatışma dönemine odaklanmış bulunmaktaydı. Buna karşın, yeni kitaplarda renk ve kaliteli kâğıda baskı kullanılmıştır. Kıbrıs adası (coğrafik bir yer olarak) üç ciltte de ön kapağın merkezine yerleştirilmiştir. Ayrıca, önceden ortaokullarda üç yıl boyunca tek bir kitap kullanılırken, yeni tarih kitapları üç cilde bölünmüştür. Birinci cilt Kıbrıs adası hakkında genel bilginin yanında tarih öncesi dönemi, Mısır, Hitit, Yunan kolonilerini, Pers İmparatorluğu, Büyük İskender, Roma İmparatorluğu ve Orta Çağda Kıbrıs‟ı (Lüzinyan ve Venedikliler) konularını ele alır. İkinci cilt daha çok Osmanlı dönemi üzerine yoğunlaşırken, üçüncü cilt esas olarak İngiliz idaresinden günümüze kadar olan çağdaş Kıbrıs tarihini anlatır.104 Eski ve yeni kitaplar arasındaki bir diğer fark da kullanılan kaynakçalarda görülebilir. Yeni ders kitaplarında birçok yeni kaynak kullanılırken Yunan ve/veya Kıbrıslı Rum yazarların eserlerinden faydalanmaktan çekinilmemiştir. Buna karşın, Vehbi Zeki Serter‟in kitabı farklı yazarlardan çeşitli kaynaklar kullanmadan, sadece bir Kıbrıslı Rum yazar kaynak olarak kullanılarak yazılmıştı. Kısacası, eski ve yeni kitaplar arasındaki temel fark, Kıbrıs‟ı kendi tarihi gerçekleri içinde ele alan anlayış ile Eski ders kitabı üç ana bölüme ayrılmıştı: a) Giriş, Tarih Öncesi Dönemler ve Orta Çağda Kıbrıs (Venedikler Dönemine kadar), b) Kıbrıs‟ta Venedik ve Türk egemenliği, c) Kıbrıslı Türklerin varolma mücadelesi (İngiliz döneminden günümüze). Eski ders kitabı ve yenilerinin bölümleri arasındaki yapılacak bir karşılaştırma bile söylem stratejileri arasındaki farklılıkları ortaya koyması açısından ilgi çekici bir gelişmedir. 104 ~ 120 ~ Kıbrıs‟ı “Anadolu‟nun bir uzantısı” olarak gören ve bugüne kadar da öyle olması gerektiğini savunan ve tarihi de bu anlayışa hapseden anlayıştır. 105 Yeni ders kitapları birinci yaklaşımı benimserken eski kitap ikincisini kanıtlamaya çalışıyordu. Buna ek olarak eski kitapta düşük kalite baskı kullanılmış, yaygın pedagojiye sadık kalınarak ünite sonuna kadar bölüm içerisinde tartışma konularına rastlanılmıyordu. Yeni ders kitapları öğrenciyi bağımsız bir birey olarak gördüğünden, onu geçmişte yaşanan olayları düşünmek ve anlamak için cesaretlendiriyor ve olaylarla empati kurmasını sağlamaya çalışıyor. Ayrıca, yeni kitaplar okuyucuya sadece Kıbrıs‟ı kimlerin fethettiğini anlatmak yerine, sosyal tarihe de yer veriyor. Her ne kadar, yeni ders kitaplarının söylem stratejisindeki değişiklik birçok olumlu değişiklik içerse de, daha kat edilmesi gereken çok yol var. Michalinos Zembylas ve Hakan Karahasan‟ın (2006) da ifade ettiği gibi; …ders kitaplarını yenilemenin veya Kıbrıs‟taki iki toplum için ortak ders kitapları yazmanın yanı sıra bizce uzlaşma ve barış pedagojileri geliştirmek eşit derecede önemlidir. Biz, uzlaşma ve barışı farklılıklara saygı duyan ve nefrete alternatif arayan devamlı süreçler olarak görüyoruz.106 Sonuç olarak, kuzeydeki söylem stratejisindeki değişim, ancak bu tip gayretlerle eğitimin pedagojik unsurlarını göz önünde bulundurarak desteklenirse faydalı olabilir. Fakat bunu Niyazi Kızılyürek. “National Memory and Turkish-Cypriot Textbooks”,s. 390. 105 Karahasan, Hakan & Zembylas, Michalinos. “The Politics of Memory and Forgetting in History Textbooks: Towards a Pedagogy of Reconciliation and Peace in Divided Cyprus.” Alistair Ross (ed). Citizenship Education, Europe and the World: Proceedings of the Eighth Conference of the Children‟s Identity and Citizenship in Europe Thematic Network, Riga 2006. London: CiCe Publications, 2006, s. 706. 106 ~ 121 ~ yapabilmek için bir an önce uzlaşma ve barışı teşvik eden ortak bir pedagoji geliştirmeliyiz. 107 Bu başarılırsa, Kıbrıs‟taki yeni müfredat esas hedefine ulaşmış olacaktır. III) Kıbrıs Tarihi Ders Kitaplarının Metinsel Değerlendirmesi: III a) Kıbrıs Tarihi Kitabı, Cilt 1 Daha önce de belirtildiği gibi, eski ders kitaplarının aksine, yeni ders kitapları “ötekini” düşman gibi göstererek adada yaşayan iki toplum arasındaki karşılıklı güvensizliği beslememektedir. Yeni ders kitaplarındaki en önemli gelişme, kanımızca budur. Eski kitapların esas amacı “Kıbrıs‟ı Anadolu‟nun bir parçası” ve “biz-Kıbrıslı Türkleri”, Kıbrıs‟ı 1571‟de fetheden Osmanlıların torunları olduğumuzu savunmak ve bir zamanlar Osmanlı toprağı olan bu adayı, şimdilerde “Türk toprağı” olarak göstermektir. 108 Raporun bu bölümü Kıbrıs Tarihi Kitabı 1. Cildin incelemesinden oluşmaktadır. Aşağıda da görüleceği gibi, yeni ders kitabı kalite, sayfa düzeni ve anlatım olarak oldukça geniş iyileştirmeler içermektedir. Kıbrıs Tarihi Kitabı Cilt 1‟in ana başlıkları şöyledir: a) Kıbrıs Adası, b) Tarih Öncesi dönemler, c) Kıbrıs‟ın Tarihi Dönemleri (Mısır, Hitit, Yunan kolonileri, Asurlular, Pers İmparatorluğu, Büyük İskender ve Roma İmparatorluğu hakkında bilgi verilmektedir.), d) Orta Çağda Kıbrıs (Bizans Karahasan, Hakan & Zembylas, Michalinos. “The Politics of Memory and Forgetting in History Textbooks”. s. 706. 107 Kızılyürek, Niyazi. “National Memory and Turkish-Cypriot Textbooks”, International Textbook Research / Internationale Schulbuchforschung, Vol. 21(4), 1999, s. 387-395. 108 ~ 122 ~ İmparatorluğu, Isaac Commeneus, İngiliz İmparatorluğunu, Lüzinyanları ve Venediklileri kapsamaktadır.) Kıbrıs haritası sınırsız olarak ön kapağın merkezine yerleştirilmiştir. Bu bile, kendi başına, eski kitaba kıyasla, söylem stratejisindeki değişikliği yansıtması açısından önemlidir. Kıbrıs haritasının sınırlarının olmaması yazarların öğrencilere Kıbrıs‟ı bir bütün olarak gösterme girişimleri olarak yorumlanabilir. Kıbrıs adasını bir bütün olarak göstermekle (Kıbrıs‟ı bölünmüş olarak göstermek yerine) eski söylem temelden değişmiş bulunmaktadır. Ayrıca, ön ve arka kapağın zemininde ne Yunanistan, ne Kıbrıs Cumhuriyeti ne de Türkiye veya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‟nin bayraklarında bulunmayan mor renk kullanılmıştır. Kitabın başlığı ve konusu (Kıbrıs Tarihi) da ön sayfanın ortasında yer alır. Arka kapakta, geri planda bir kaç kez yazılmış olan Kıbrıs Tarihi yazısı ise (“Anadolu‟nun bir parçasıyız” yerine) “ülkemiz Kıbrıs” anlayışını güçlendirmeye çalışan unsurlardan bir başkasıdır. Arka kapağın ortasında ise Kıbrıs ile yakından ilişkilendirilen bir Karetta Karetta kaplumbağası resminin bulunması yine Kıbrıs‟ın kendine özgü özelliklerini vurgulamak bakımından dikkati çekmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi, eski kitaba ters olarak, yeni ders kitabı Kıbrıs‟ın en başından beri bir ada olduğunu vurguluyor ve sayfa 7‟de “Kıbrıs denizden yükselmiş bir ada olduğundan hiç bir kıta ile bağlantısı yoktur” cümlesiyle bu vurgu destekleniyor. Kıbrıs tarihinin çeşitli dönemleri anlatılırken, kitap Kıbrıs‟ın belirli çağları hakkında metinleri pekiştirmek amacıyla görsel materyaller kullanarak bilgi vermektedir. Bu bile, Kıbrıs‟ın kuzeyindeki tarih ders kitapları açısından yeni bir yaklaşımdır. ~ 123 ~ Anlatıma yönelik bir başka önemli farklılık ise Kıbrıs ağzı ile ilgilidir. Eski ders kitabı bu ağzın varlığını tamamen yadsırken, yeni ders kitabı zaman zaman insanlar arası diyalogda, gerçeğe sadık kalarak, Kıbrıs ağzı kullanmaktan çekinmemektedir. “Yenilenmiş tarih kitapları ve yeni söylem stratejisi” bölümünde belirtildiği gibi, kullanılan karikatürler pedagojik ve anlatım stratejisi açısından büyük önem taşır. 109 Yeni kitaptaki karikatürler genellikle öğrencileri verilen bilgiyi değerlendirmeye, düşünmeye ve eleştirmeye teşvik eden sorular sorma amacı güderken, öğretmeni de derse hazırlanmaya zorlar. Öğretmenlerin böyle bir hazırlık yapmaması durumunda, kitaplar yaygın pedagojiyi takip etmediği için bazı zorluklarla karşılaşmaları kaçınılmaz olabilir. Böylece, öğrenciler, verili sınırlar dâhilinde de olsa, özgürce düşünmeye, eleştirip değerlendirmeye teşvik edilirken, öğretmenler de öğretim yöntemlerini ve kendilerini geliştirmeye itilmektedir. Kitabın birçok yerinde öğrencileri verilen bilgiler ve işlenen konular hakkında hayal güçlerini kullanarak, analitik düşünceye ve tartışmaya yönelten bölümler bulunur. Örneğin; “Kıbrıs‟ı üç kez fethettikleri halde, Mısırlılar neden ada medeniyeti üzerinde fazla bir etki bırakmamıştırlar?” (s. 37), “Kıbrıs tarih boyunca neden “Yeşil Ada” olarak adlandırılmıştır? Tartışalım.” (s. 41), “Truva Savaşları hakkında konuşalım.” (s. 40), “İmparatorluk ve taşra terimlerini tartışalım.” (s. 45). Tartışmayı teşvik etmenin yanında, karikatürler ayrıca konu hakkında önemli bilgiler de içermektedir. Kitapta Hititler anlatılırken “Karakterlerden biri, bilge ihtiyara şu soruyu sorar: Yeni ders kitaplarının “yeni söylem stratejisi ve pedagojisi” hakkında daha fazla bilgi için bkz: “Yenilenmiş Tarih Kitapları ve Yeni Söylem Stratejisi”, s. 12-14. 109 ~ 124 ~ Hititler Anadolu‟dan mı gelmektedirler? Bilge adam da: Evet, ayrıca Etiler olarak da bilinirler”, diye cevap verir (s. 38). Bu tür soru ve cevaplara başka bir örnekse, “Miken uygarlığı nedir?” sorusudur. Cevap: “Hint-Avrupa dil ailesine ve Doğu Asya grubuna ait oldukları söylenmektedir” (s. 39). Buna ilaveten, karakterler sıklıkla konunun tamamını kısa ve görsel bir şekilde özetleyerek öğrencilerin konunun ana fikrini hatırlamasına yardımcı olmaktadır. Yeni tarih ders kitabının birinci cildi incelendiğinde, başlangıçta, 1. bölümün Kıbrıs tarihini genel bir biçimde ele aldığı ve isminin nereden geldiğini anlattığı görülmektedir. İlerleyen sayfalarda ise kısaca Kıbrıs coğrafyası anlatılmaktadır. Kitapta görülen en ilginç cümlelerden birisi kitabın başında bulunan, “Kıbrıs‟ı üç kez fethettikleri halde, Mısırlılar neden ada medeniyeti üzerinde fazla bir etki bırakmıştırlar?” (s. 7) sorusudur. Birinci bölüm Kıbrıs‟ın iklim ve bitki örtüsü hakkında bilgi vererek sona erer. Kitabın ikinci bölümü Kıbrıs‟ın tarih öncesi dönemini anlatmaktadır. Bu bölümün başlangıcında Kıbrıs‟ın jeolojik yapısına ve nasıl bir ada olduğuna değinilmektedir. Kitabın “yeni söylem stratejisi”, sayfa 7‟de sorulan sorunun sayfa 10‟da tekrarlanması ile bir kez daha görülebilir. Başka bir deyişle, Kıbrıs‟ın Anadolu ile bütünlüğü temel alan Vehbi Zeki Serter‟in kitaplarında görülen, “eski söylem stratejisine” karşı, Kıbrıs‟ın kendi özgüllüğü ön plana çıkartılmaktadır. Daha öncede belirtildiği gibi, yeni kitapların bir başka önemli özelliği ise „yer isimleri‟ ile ilgilidir. Yer isimlerinin Türkçe ve Yunanca olarak yazılması iki dilliliği ve çok kültürlülüğü ifade eden bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ne kadar kitap Anadolu‟dan ilk göçmenlerin nasıl geldiklerinden bahsetmese de, “Kıbrıs‟ın tarihsel, coğrafik, stratejik ve ekonomik açılardan Anadolu‟ya bağlıdır ~ 125 ~ ve Küçük Asya ile bir bütünlük teşkil etmektedir.”110 fikrini teşvik etmez. Bunun yerine, Osmanlıların adayı yönetmesini Kıbrıs tarihinin çeşitli dönemlerinden biri olarak ele alır. Üçüncü bölüm, Mısırlılar, Hititler, Yunan sömürgeleri, Fenikeliler, Asurlar, Persler, Büyük İskender ve Kıbrıs‟ta Roma İmparatorluğu‟nu ele alır. Kitap, farklı medeniyetleri işlerken, okuyucuyu sürekli olarak verilen bilgileri analiz etmeye ve konu hakkında kendi düşüncelerini geliştirmeye teşvik ediyor. Hâlbuki eski ders kitabında öğrenciler sadece bölüm sonlarındaki soruları cevaplandırıyorlardı. Birinci cildin son bölümü Kıbrıs‟ta Bizans İmparatorluğu ile başlayarak, Roma İmparatorluğu‟nun ikiye bölünüşü ile ilgili genel bilgi vermektedir. Bunun, Kıbrıs‟ta Ortodoks Kilisesi ve Arap saldırıları takip eder ve Isaac Commoneus, İngiliz İmparatorluğu, Lüzinyanlar ve Venedikliler hakkında kısaca bilgiler aktarılır. Birinci cilt „Kıbrıs‟ta Venedikliler‟ dönemi ile son bulur. “Yeni söylem stratejisi” birinci cildin sonunda çok net bir biçimde görülür. Sayfa 73‟te yer alan bir şekil Kıbrıs‟ın 15. yüzyıldan eski zamanların sonuna kadar kimlerin idaresi altına girdiğini gösterir. Şema, M.S. 1450‟den başlayarak günümüze kadar gelirken, bir dönemden diğerine geçerken hangi medeniyetlerin Kıbrıs‟ı idare ettiğini ortaya koyar. Bu diyagramda, Osmanlı dönemi, Kıbrıs‟ı yöneten çeşitli medeniyetlerden biri olarak gösterilir. Başka bir değişle, Kıbrıs‟ta Osmanlı devri kendi tarihsel gerçekliği içinde ele alınır ve yeni ders kitapları, eski kitabın aksine, “Kıbrıs‟ın tarihsel, coğrafik, stratejik ve ekonomik açılardan Anadolu‟ya bağlıdır ve Küçük Asya ile bir bütünlük teşkil etmektedir.”111 Niyazi Kızılyürek‟den naklen. “National Memory and Turkish-Cypriot Textbooks”. Uluslararası Ders Kitabı Araştırması / Internationale Schulbuchforschung”. Jahrg/Sayı. 21, 4, 1999, s. 390, vurgu eklenmiştir. 110 111 Age, s. 390. ~ 126 ~ iddiasını doğrulamaya çalışmaz. Bunun yerine, adada Osmanlı idaresi, diğer medeniyetler gibi bir zamanlar adaya gelen ve adayı yöneten bir imparatorluk olarak gösterilir. Sonuç olarak, Kıbrıs Tarihi kitabının birinci cildinin kitabın basım kalitesi, renk ve sayfa düzeni bakımından çok daha iyi olduğu söylenebilir. Pedagojik açıdan ise yeni ders kitabı, yaygın olan “Öğretmen her şeyi bilir” anlayışını benimsemez.112 Bunun yerine, öğrencileri kendi aralarında tartışmaya, değerlendirme yapmaya ve öğrendiklerini “eski” bilgileri ile birleştirmeye özendirici bir anlayış bulunmaktadır. Karikatürlerin kullanımı ve diğer görsel materyaller, örneğin resimler, öğrenim sürecine yardımcı olarak öğrencilerin konuyu daha iyi kavramasını sağlar. III b) Kıbrıs Tarihi Kitabı, Cilt II Kıbrıs Tarihi ders kitaplarının ikinci cildi beş bölümden oluşur. Birinci bölüm Kıbrıs‟ta Osmanlı İmparatorluğunu ele alır ve Osmanlının Kıbrıs‟a geliş nedenlerini açıklamakla başlar. Önceki kitaplardan farklı olarak, söz konusu nedenler tarafsızca anlatılır (s. 2-4). Eski kitapta Kıbrıs‟ın Osmanlılar tarafından fethinin esas nedeninin, Ortodoks Piskoposunun Venediklilerin zulmünden kurtulmak için Osmanlıya yalvarması olduğu iddia edilirdi. Bu bölüm ayrıca, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa ile Vezir Lala Mustafa Paşa arasındaki Kıbrıs‟ın fethinin yararlarına dair fikir çatışmasından da bahseder (s. 5). Bu resmi tarih tezinin „gelenekçi ebedi milli birlik‟ tezine ters bir tutumdur. Yeni ders kitapları „biz‟ kavramına eleştirel yaklaşır ve gelenekçi tezin „biz bir organik Bailie, Mashoed. “Critical Communication Pedagogy: Teaching and Learning for Democratic Life”. Democratizing Communication: Comparative Perspectives on Information and Power. NJ: Hampton Press, 1997 , s. 39. 112 ~ 127 ~ bütünüz‟ düşüncesini sorgular. Bu konuya değinmekle organik bütün kavramı söylemsel strateji öğesi olarak çözümlenir. Osmanlıların Kıbrıs‟ın fethine yönelik hazırlıkları kitabın 6-12 sayfaları arasında anlatılırken, çatışmanın başladığı farklı limanlar, eski harita ve resimlerle gösterilir. Osmanlıların adaya yerleşimleri sayfa 13 ve 14‟te açıklanır. Adaya yerleşmeye gelen Osmanlıların büyük bir çoğunluğu göç etmeye zorlanmış kişilerdir; yeni ders kitabında, sürgün yönteminin o zamanlarda kullanılmış bir yerleştirme yöntemi olarak önceki kitaplardan daha açık bir şekilde ifade edildiği görülmektedir. Ayrıca, bazı Türk suçluların adaya sürüldüğünden de bahsedilmektedir. İkinci bölümse, Osmanlı döneminde Kıbrıs‟ta İdari ve Toplumsal Hayat‟ı, ayrıca çeşitli tarihi dönemlerdeki idari düzeni anlatmaktadır. Çekirge saldırıları ve açlık, Kıbrıslıların o dönemlerde karşılaştıkları zorluklardan bazı örnekler olarak aktarılır (s. 18). Osmanlı döneminde uygulanan hukuk sistemi, Şeriya mahkemelerindeki eşit sayıdaki Müslüman ve gayri Müslüman temsilciler itibari ile adil bir yasal düzenleme olarak gösterilir. (s. 20). Ayrıca, sayfa 22 ile 23‟te bahsedilen Toprak ve Vergi düzenlemeleri, Müslümanlardan alınan öşür ve gayri Müslümanlardan alınan cizye, karikatürler aracılığıyla açıklanır (s. 23). Karakterler arasındaki bir diyalog “Neden Hıristiyanlar Müslümanlardan farklı vergiler ödüyorlardı?” sorusunu yöneltir. Bu Osmanlı dönemindeki bazı ayrımcı uygulamaları aktarmak açısından iyi bir örnektir. Üstelik bahsi geçen bölüm Osmanlı memurlarının vergi toplamadaki rüşvetçi ve yozlaşmış tavırlarını ele alarak öğrencileri eleştirel düşünceye teşvik etmektedir. Oysaki önceki kitaplar Osmanlı idaresinin sadece olumlu yönlerini tek taraflı bir şekilde anlatıyordu. Eğitim ve din kurumları ile vakıfların işlevlerine ek olarak, Hıristiyan kurumları ve Kıbrıslı Rumların dini ~ 128 ~ temsilcileri de takip eden bölümde açıklanır (s 24-29). Bir sonraki bölüm ise Kıbrıslı Türk ve Rumların Osmanlı idaresine karşı ortak ayaklanmaları ve isyanlarını anlatır (s. 31). Böylelikle, ders kitabı Osmanlı döneminde iki toplumun ortak tarihini, paylaşılan kaygıları ve yardımlaşmayı ortaya koyar. İkinci bölüm, Kıbrıs toplumunun çok kültürlülüğünü ve Kıbrıslıların sosyal hayatlarını tanımlamanın yanında dini, etnik, kültürel ve dilsel açıdan insanlar arasındaki farklılıkların sorunlara neden olmadığını açıklamaktadır. Ayrıca aile, evlilik, suç ve suçların cezalandırılması, mal varlığı konuları ve toplumlar arası ilişkiler, sayfa 32‟den 36‟ya kadar olan kısımda tartışılmaktadır. Bu bölümde toplumlar arası karma evliliklerde sosyal ve dini itirazlarla karşılaşıldığından da bahsedilir. Genellikle tarih kitaplarında kadına ve kadın tarihine çok fazla yer verilmediği göz önünde bulundurulursa, kitapta kadınların toplumdaki yerine değinilmiş olması dikkat çekicidir (s. 37). Yeni ders kitabı, değişik kültür ve inançlara karşılıklı saygının altını çizmesi ve Kıbrıs insanının barış içinde bir birliktelik sürmesinin önemini vurgulaması açısından eski kitaplarda bulunan mesajlarla birebir tezatlık içindedir. Ayrıca, yeni ders kitabı sosyal tarihe diğer kitapta görülmeyen bir biçimde yer verir. Bu çok önemlidir, çünkü sosyal tarih her şeyi “milli tarihe” indirgemek ve yalnızca milli kimlik yaratma hedefini ele almak yerine (sadece tek bir ulusun tarihini narsistçe gözeterek), öğrencilerin insanların geçmişte nasıl yaşadıklarını bir birleriyle nasıl ilişki kurduklarını daha iyi anlamalarına katkıda bulunur. İkinci cilt, Kıbrıs‟ta Osmanlı idaresine yönelik sadece iki bölüm içermektedir. Önceki kitabın tersine, bu konu bütün kitaba egemen değildir. Üçüncü bölüm, İngiliz idaresini ve Kıbrıs‟ın İngiliz imparatorluğundaki yerini anlatmaya devam eder. Sömürge dönemi ve İngiliz İmparatorluğunun jeostratejik çıkarları bu bölümün başında yer alır (s. 41-45). Osmanlı‟nın çöküşü ve büyük güçlerin bölgedeki güç ~ 129 ~ çekişmeleri ilginç bir biçimde karikatürlerle anlatılır (s. 46-47). Bu bağlamda, Kıbrıs‟ın İngiliz İmparatorluğu için önemi vurgulanırken (s. 48-49), Berlin Kongresi ve Osmanlı‟nın İngiliz İmparatorluğu ile yaptığı anlaşma (Kıbrıs‟ın geleceği ile ilgili) ele alınır (s. 50-51). Takip eden bölüm, İngiliz idaresinin korkulanın aksine yerel halkın direnişi ile karşılaşmadan adaya gelişine yoğunlaşır (s. 54-55). Avrupa‟daki milliyetçilik akımı ve bunun Kıbrıs‟taki etkileri; bazı Yunan milliyetçi grupların adayı diğer Yunan toprakları ile birleştirme arzusu, ENOSİS ve Megali İdea emelleri uluslar arası ortama gönderme yapan bir yaklaşımla açıklanır. Böylece, dünyada yükselen milliyetçiliğin Kıbrıs‟a yansıması şeklinde aktarılarak bu konu düzgelenir. İlginçtir ki, Kıbrıs Türk ders kitapları sıklıkla dilbilgisi açısından yanlış olan ve daha agresif bir anlam taşıyan “MEGALO İDEA” kelimesini tercih ederken, yeni ders kitabı kelimenin doğru yazılımı “MEGALİ İDEA” yı kullanır (s. 55) Ders kitabının bu bölümünde (4. bölüm) anlatım şöyledir: milliyetçilik akımının yaygınlaşması küresel bir olaydı ve milliyetçiliğin yükselişi Kıbrıs ile sınırlı değildi. Bu anlatım önceki ders kitabı ile oldukça farklıdır. Burada Kıbrıs Rum ve Yunan milliyetçiliği “bütün felaketlerin tek kaynağı” olarak tanımlanmaz (s. 55-56). Diğer yandan, iki yönetimin eşitliğini vurgulamak adına Rum ve Türk bayrakları yan yana sunulmaktadır (s.56). Kıbrıs‟ta İngilizlere karşı ortak bir mücadelenin önünü kesmek amacıyla uygulamaya konan böl-yönet politikası, sözde Kavanin Meclisinin demokratikleştirilmesi (1882) ve bu değişimin Kıbrıs‟taki toplumların eşitliği üzerindeki etkileri karikatürler kullanılarak açıklanır. Ayrıca sayfa 57‟de teraziler kullanılarak çizilen şema, Kavanin Meclisi içerisindeki güç dengesinin değişimini çok ilginç bir yaklaşımla anlatır. Görsel materyaller ve çizimlerle anlatmak, öğrencileri empoze edilen ~ 130 ~ fikirleri içselleştirmek yerine eleştirel düşünceye teşvik eder (s. 57). Kıbrıslı Türk ve Rumların sosyo-ekonomik koşulları ve bunların Kıbrıs‟taki sosyal yaşam üzerindeki etkileri de dördüncü bölümde anlatılır. Sıradan günlük tecrübeler, ortak mutfak kültürü, müzik ve ortak eğlence şekilleri vurgulanırken, paylaşılan açlık, yaygın hastalıklar, deprem, ağır vergiler ve yozlaşmış yönetimden kaynaklanan sıkıntılardan da bahsedilir. Bu bölüm iki toplum arasındaki esas sorunun farklı din ve dil yapısından değil, toplumların siyasi olarak milliyetçi akımlar ve İngiliz yönetiminin böl ve yönet politikası tarafından suiistimal edilmesinden dolayı ortaya çıktığını açıklayarak sona erer (s. 58-59). Buna ilaveten, Kıbrıslıların üstlendiği çeşitli mesleklerden örnekler resimlerin yardımı ile gösterilirken, Kıbrıslı Rumlar ve Türkler arasında ayrım yapılmaz (s. 60-61). İngiliz idaresi sırasında eğitim sistemi, öğretmenlerin rolü, ders kitaplarının anavatanlarda basılması, bunun milliyetçilik akımının güçlenmesi ve Kıbrıs‟ta ortaya çıkan sorunlardaki etkisi anlatılır (s. 65). Kitap, Kıbrıs Türk toplumunun ve Kıbrıs Türk kimliğinin tanımlanması, Türk müziği, sanatı, Kıbrıs Türkünün aile yapısı, düğün kutlamaları ve törenleri ile sayfa 66‟dan 68‟e kadar devam eder. Ayrıca, İngilizlerin adanın altyapısına, tren yolları, liman, yol yapımı, ağaçlandırma, köy kooperatiflerinin, tarihi eserler dairesinin ve ilk matbaanın kurulmasına yönelik katkılarını da belirtilir. Bu şekilde, İngiliz sömürge idaresinin olumlu yönlerinin de vurgulanması çok yönlü tarih öğrenimine güzel bir örnek oluşturur. Son bölüm, İkinci Dünya Savaşı ve Kıbrıs‟ı ele alır. İkinci Dünya Savaşı‟nın nedenleri, Kıbrıs‟ın İngilizler tarafından işgali ve savaşın getirdiği sonuçları tartışarak, sayfa 72‟den 73‟e kadar olan bölümde anlatılır. Kıbrıs‟taki sömürge hükümetinin olağanüstü önlemleri, ekonominin çöküşü gibi savaşın olumsuz etkilerine dikkat çekilir. Önceki kitaptan farklı olarak, Türkiye‟nin Kurtuluş Savaşı tek bir paragrafta kısaca ~ 131 ~ anlatılır. Eski ders kitaplarında bu konuya detayları ile büyük bir yer verilmesine karşın, yeni kitap Kıbrıslı Türklerin savaşa yönelik tutumlarını, bağış yolu ile desteklerini tartışarak bu tarihi olayı Kıbrıs odaklı bir şekille dönüştürerek anlatır. Yeni ders kitabı, Kıbrıslı Rumların Osmanlı topraklarının Yunan işgali altına girmesini nasıl kullandıklarını ve Kıbrıslı Türklerin ise Mustafa Kemal‟in zaferini nasıl kutladıklarını açıklayarak devam eder. (s. 74). Kıbrıslı Türk ve Rumların birbirlerine karşıt tutumları açıklanırken bile, kitap bunu kışkırtıcı olmayan bir şekilde yapmaya özen gösterir. Bu bölümün ardından, kitap Lozan Barış anlaşmasını, Atatürk‟ün “yurtta sulh, cihanda sulh” politikasını ve Atatürk ile Venizelos arasındaki yeniden yakınlaşmayı tartışır (s. 74). “Sizce bu dostluk Kıbrıs sorunu gibi nedenlerle bir gün bozulacak mıdır?” şeklinde öğrenciye açık uçlu bir soru yönelterek, konu hakkında daha çok düşünmeye teşvik eder. Kitap ayrıca, Kıbrıs‟ın Lozan anlaşmasında müzakere edilip edilmediğini ele alarak Türkiye‟nin Kıbrıs üzerindeki bütün haklarından vazgeçtiğini ve İngiliz egemenliğini kabul ettiğini belirtir (s. 75). Sonuç olarak, yaklaşık 5,000 Kıbrıslı Türk 1924-1927 döneminde Türkiye‟ye göç etmiştir. Adada kalan Kıbrıslı Türkler ise kendi vakıflarını, eğitim ve din kurumlarını yönetme talebinde bulunurlar. Böylece, kurumsallaşma gereksiniminin artmasından dolayı kitap, Kıbrıslı Türklerin liderlik ve örgütlenmelerine yoğunlaşır (s. 76). Lozan anlaşmasından sonra, ada yalnızca İngiliz yasaları altında kalır. Değişen koşullardan dolayı, Kavanin Meclisine üye olan Kıbrıslı Türkler kendi aralarında Kemalistler ve Evkafçılar olarak ikiye ayrılırlar. Ders kitabı Kıbrıslı Türk liderliği arasındaki bu ayrımı açığa çıkararak eski kitaptaki gibi sadece Kıbrıslı Rum ve Türkler arasındaki ayrılıklara yoğunlaşmaktan kaçınır. (s. 76-79). ~ 132 ~ Bunun ardından, Kıbrıs‟ta 1931 isyanı anlatılır. Kıbrıslıların ortak sosyal ve ekonomik sorunları Kavanin Meclisindeki oylamaları ve İngiliz yönetimi tarafından nasıl cezalandırıldıkları açıklanır. Fakat eski kitabın bu konudaki yaklaşımı tamamen farklı idi; bütün suçu İngiliz yönetimine yıkıyordu. Ayrıca, eski kitap İngiliz yönetiminin adil davranmadığı; Kıbrıslı Türklerin isyanda yer almadıklarını savunmanın yanında Kıbrıslı Rumları da Kıbrıslı Türklerin maruz kaldığı ağır hükümlerden dolayı suçluyordu. Buna zıt olarak, yeni ders kitabı iki toplumun 1931 isyanına yönelik ortak tutum ve acılarına yoğunlaşır. III c) Kıbrıs Tarihi Kitabı, Cilt III Kıbrıs Tarihi ders kitabının ikinci cildi yedi bölümden oluşmaktadır: “İkinci Dünya Savaşı”; “Soğuk Savaş ve Kıbrıs”; “Küçük Dünya‟da Büyük Sorun”; Kıbrıs Sorununa Çözüm”; “Kıbrıs Cumhuriyeti: Zor Yıllar”; “Kıbrıs‟ta Yeni bir Dönem”; ve, “Kıbrıs Barış Hareketi”. Birinci bölüm, İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa‟da yaşanan olayların Kıbrıs‟a yansımalarını anlatır. Kıbrıslıların o dönemdeki sosyal yaşamlarının nasıl olduğu konusunda bilgi verir. Savaşın getirdiği ekonomik sıkıntılar tarafsız bir dille anlatılır. Bu dönem ve o dönemde öne çıkan totaliter akımlar, Nazizm ve Faşizm gibi terimler dikkatle seçilmiş ve tanımlanmıştır. Ayrıca, Kıbrıslıların bu dönemde neler yaptığı örneklerle açıklanır. Mesela, bir karikatürde (s. 15), Kıbrıslı bir genç adam savaşa gitmeye karar verir ve annesine neden gitmek istediğini anlatır. İlginçtir, bu sohbet Kıbrıs ağzı ile yapılır. Sayfa 19‟da, yine Kıbrıs ağzı ile yazılmış bir mektup dikkat çeker. Bu tür diyalogların eski ders kitaplarında kullanılması mümkün değildi. Kıbrıslı bir annenin oğluna yazdığı mektuplar, Kıbrıslı kadınların İngiliz idaresinin Yardımcı Kara Birliklerine katılmaları ve bir Kıbrıslı adamın ~ 133 ~ savaşın zorluklarına nasıl katlandığı gibi başka benzeri örnekler ise Kıbrıslıların savaş süresince yaşadıkları acıları genel olarak anlatır. Bunun yanında, Kıbrıs insanı ikiye bölünmüş, Kıbrıslı Türk ve Rumlar olarak gösterilmek yerine bir bütün olarak tasvir edilir. Ders kitabının sayfa 27‟ye kadar olan kısmı adada yaşayan iki toplumun (Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türkler) ortak tecrübelerine değinir. Ardından, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki siyasi duruma dikkat çekilir. Kitap, o dönemi daha fazla Kıbrıslı Türklerin yaşamı ekseninde anlatır. Mesela, Kaynak 7, bir grup Kıbrıslı Türk‟ün ENOSİS‟i nasıl önleyebileceklerini sorarken, Kıbrıslı Rumların endişelerinin ne olduğuna değinilmez. Yine de Kıbrıslı Rumların yaşamlarına yer verilir. Örneğin, toplum içinde çeşitli siyasi görüşlerin olduğu AKEL ve kilise gibi iki zıt bakış açısı anlatılır. (sayfa 31, Kaynak 9) Ders kitabı ayrıca, Kıbrıs‟taki iki toplum tarafından kurulan Kıbrıs İşçiler Birliğini (PEO dahil olmak üzere) açıklarken, bu ortak tecrübeyi kaynak 11-13‟teki resimlerle pekiştirir (s. 31-32). İkinci bölüm, “Soğuk Savaş ve Kıbrıs”‟ı tartışır. Bu bölümün ana konusu soğuk savaş olmakla birlikte, bölüm daha fazla Kıbrıs üzerine yoğunlaşır. Kıbrıslı Türkler ve Rumların ideolojik bakış açıları konuları “romantikleştirmeden” açıklanır (s. 40). İnsanların farklı siyasi görüşleri anlatılırken, spor, kültürel hayat ve sosyal faaliyetler gibi iki toplumun da paylaştığı ortak sosyal yaşam örneklerle açıklanır. Spor aktiviteleri ile ilgili anlatım sadece Kıbrıslı Türklere yoğunlaşmakla kalmayıp, Kıbrıs Rum toplumundan da bahsedilir. Buna örnek olarak iki-toplumlu bir futbol takımının (s. 46, kaynak 1) adadaki siyasi gerginliklerden dolayı nasıl olumsuz etkilediğine yer verilir. İlginç olan, bölümün sonunda öğrencilere siyasi sorunların spor aktivitelerini etkilemesinin olumlu mu, olumsuz mu olduğuna dair bir soru yöneltilmesidir. Bu yöntem, öğrencileri analitik düşünmeye teşvik eder. ~ 134 ~ “Küçük Dünyadaki Büyük Sorun” başlıklı ders kitabının üçüncü bölümü, Kıbrıslı Türk ve Rumları iki ayrı etnik toplum olarak tartışırken siyasi farklılıklarını ortaya koyar. Ders kitabı adada esas sorunların 1974‟ten sonra başladığını belirtmenin yanında, Kıbrıs‟taki sorunların etnik temelli veya kültür kaynaklı değil, siyasi temelli olduğunu açıklar. Kıbrıs Türk milliyetçiliğini eleştirisel bir dille anlatır; örneğin, kaynak 11, sayfa 66‟da, köy isimlerinin 1974‟ten sonra Türkçeleştirildiği açıkça belirtilir. Aynı bölümün ikinci kısmında ise Kıbrıslı Türklerin sosyal hayatı anlatılır. Geleneksel düğünler (s. 71); köy hayatı (s. 74); mutfak gelenekleri (s. 75); şehir hayatı (s. 77); ve bayram ve törenlere yer verilir (s. 77-78). Dördüncü bölüm Kıbrıs Cumhuriyet‟ini ele alır. Garanti anlaşmasından başlayarak 1960 Anayasasının en önemli maddelerinin altını çizerek Kıbrıs‟taki iki ana toplumun 1963‟e kadar yaşadıklarını ve Kıbrıslı Türk ve Rumların siyasi görüşlerini anlatır. (s. 84) Ayrıca, medyanın bu karmaşık ortamdaki rolü açıklanırken, Cumhuriyet gazetesinde yazan iki Kıbrıslı Türk gazeteci, Ayhan Hikmet ve Ahmet Muzaffer Gürkan, örnek olarak verilir. Sözü geçen gazeteciler, Kıbrıs‟taki iki toplumun birlikte ve barış içinde yaşaması gerektiğine gönülden inanıyordu ama ne yazık ki, faili meçhul kişiler tarafından öldürüldüler. Bu bölümün sonunda, sayfa 90‟daki imge düşünceli ve ağlayan bir Kıbrıs haritasını “Biz neden bu durumdayız?” diye sorarak gösterir. Bu duygusal resim, Kıbrıslıların (Türk ve Rum) tüm çektikleri acıları vurgulamakla birlikte, bu acılara yönelik verilen sebepler sadece Kıbrıslı Rumları suçlamaya yönelik olmadığından, tek bir düşman fikri aşılamanın önüne geçer. “Zor Yıllar” başlıklı beşinci bölümde ise, cumhuriyet sonrası yılların Kıbrıslı Türklerin bakış açısından anlatıldığı görülür. Bu bölüm Kıbrıslı Türklerin acı tecrübelerini, liderlerinin siyasi tutumlarını ve çözüm için çizilen planları ~ 135 ~ tartışır. Kelimeler milliyetçi duyguları tetiklememek için dikkatlice seçilmiş olmasına rağmen, Kıbrıslı Rumların tecrübelerinden pek bahsedilmez. Yine de, bölüm sadece Kıbrıs‟taki siyasi sorunlara yoğunlaşmaz. Sıradan Kıbrıs insanının sosyal hayatından da söz edilir. Örneğin, iki Kıbrıslı Türk oyuncu tarafından resmedilen skeçlerden biri Kıbrıslıların pazar sabahları radyoda neler dinlediklerini, Karpaz ağzı ve Kıbrıs‟a özgü kelimelerle dile getirilir (s. 109) Bu nedenle, eski kitabın aksine, yeni ders kitabı Kıbrıslıların sosyal hayatlarına geniş yer verir. Yine de 1964 ile 1974 arasındaki dönem Kıbrıslı Türkler için özellikle kötü olarak tasvir edilir. Altıncı bölüm “Kıbrıs‟ta yeniçağ” olarak adlandırılmıştır. Burada sadece Kıbrıslı Türklerin yaşamlarından değil, Kıbrıslı Rumların hayatlarından ve Türkiye‟nin ve Yunanistan‟ın siyasi duruşlarından da söz edilir. Son bölümde “Kıbrıs‟ta Barış Harekâtı” ele alınır. Bu bölüm, Türkiye‟nin Kıbrıslı Türkleri (Kıbrıslı Rumlardan) nasıl “kurtardığını” açıklarken, konu yine Kıbrıslı Türklerin bakış açısıyla anlatılır. Kitapların yazarlarının tarafsız kalma girişimleri açık olsa da, ders kitabında 1974 müdahalesinin tek yanlı tartışılması tarafsızlık için yeterli olmayabilir. Yine de, bu son bölümde “ötekini” düşmanlaştırarak nefret aşılanmamasına rağmen, okuyucuyu milliyetçi duyguların etkisi altına sokulur. Sonuç olarak, ders kitabının üçüncü cildi, Kıbrıs tarihini İkinci Dünya Savaşı‟ndan başlayarak oldukça canlı bir şekilde anlatır. Kıbrıslıların sosyal hayatı ve mutfak gelenekleri, ortak spor kulüpleri, işçiler birliği ve Kıbrıs ağzı gibi diğer Kıbrıs‟a özgü olgular hakkında da birçok örnekler kullanılmasına rağmen, ders kitabı özellikle 1974 Harekâtını anlatırken sadece Türklerin görüş açısını dikkate alır. Aynı derecede önemli olan başka bir nokta ise, yeni ders kitabında “Anavatan Türkiye”, “Rum/Yunan İkilisi” ve ~ 136 ~ “Kahraman Mehmetçik” gibi kışkırtıcı kelimeler kullanmak yerine, iki toplum arasında süregelen barışa yönelik çözüm arayışlarına yer verilmiş olmasıdır. Buna ek olarak, ders kitabı Kıbrıslı Rumların acılarına da değinerek, “Harekât»ın anlatımı sırasında Kıbrıslı Rumların akrabalarını ve sevdiklerini kaybettiklerini, evlerini ve köylerini terk etmek zorunda kaldıklarını ifade eder ve 1960‟larda Kıbrıslı Türklerin yaşadığı acılar ile benzerlikleri ortaya koyar. ~ 137 ~ IV) KonuĢan Resimler: Kıbrıs Tarihi Kitaplarının Görsel Değerlendirmesi Genellikle çocukların ilgisini metinlerden çok görsel malzemeler çeker; bu açıdan yenilenmiş ders kitapları çok büyük bir önem taşımaktadır. Söz konusu görsel materyaller hoş ve anlamsız resimler olarak görülmek yerine, belirli bir mesajı aktarmaya yönelik ek bir yöntem olarak algılanmalıdır. Bu yüzden, görsel materyaller bu incelemede önemli bir yer tutar. Ders kitaplarında var olan resimlerin önemi ve okuyucu üzerindeki olası etkilerini anlamamız oldukça önemlidir. Yenilenmiş ders kitapları fotoğraflar, çizimler ve karikatürler de dâhil olmak üzere, birçok görsel materyal içermektedir. Resimler, ek bir öğretim aracı kullanılmakla birlikte, önemli kısımların altını çizerek daha iyi açıklanabilmelerine yardımcı olmaktadır. Örneğin, Birinci kitap, sayfa 35‟de bir piramidin inşa edilme sürecini gösteren bir resim bulunuyor. Resimdeki bir kız (karikatür) sorar: “Piramitler niçin yapılmıştır?” Mısırlı görünümlü bir başka karikatür piramitleri Firavunlar ve İmparatorları gömmek amacıyla inşa ettiklerini açıklar. Ders kitaplarında görsel materyallerin kullanımı genç okuyucuları konuya daha çok dahil etmektedir. Örneğin, yeni ders kitaplarında, bir çocuk karikatürünün sorular sorarak bazı önemli noktaları açıkça belirtmesine sıkça rastlanılır. Böylelikle, öğrencinin aklında beliren sorular, çocuğu konular üzerinde daha çok düşünmeye yöneltir. Karikatürün çocuk olması, genç okuyucuların kendilerini resimlerle özdeşleştirmesine yardımcı olur. Bu tür resimlemeler pasif bir biçimde sunulmak yerine, okuyucu ile etkileşim içine girebilecek şekilde sunulmaktadır. İlginç olan bir nokta ise, üçüncü kitapta çocuk karikatürünün görülmemesidir. Bunun yerine, tartışma konuları ele alınarak okuyucuya ne kadar ve neden bir konu veya fikre katılıp katılmadıkları sorularak, öğrenciyi kendi kendine belirli konular hakkında düşünmeye ~ 138 ~ ve konu hakkında farklı görüş açılarını göz önünde bulundurmaya teşvik eder. Böylece, ders kitaplarının okuyucular ile beraber olgunlaştığı söylenebilir. Metinsel bilgilerden farklı olarak, görsel materyaller belirli bir konuya yönelik daha geniş kişisel yorumlama şansı tanır. Örneğin, bir sanat eserine bakarken, her kişi kendi yorumunu ve eserin kendisine ne ifade ettiğine karar verebilmektedir. Ancak, ders kitaplarındaki resimler genellikle ilgili metne eşlik ettiğinden dolayı okuyucuyu resim hakkında belirli bir yönde düşünmeye yönlendirerek, kişisel yorumlamayı kısmen kısıtlamaktadır. Üç ders kitabının da ön kapağında Kıbrıs haritasının bir modelinin bulunması, kitabın içeriğine ilişkin temeli ortaya koyar. Böylece, okuyucu kendisini kendi ülkesi olan Kıbrıs ile özdeşleştirmiş olur. Bu konu, kitabın arka kapağındaki Kıbrıs‟ın sosyal özelliklerine değinen fotoğraflarla daha da çok vurgulanmaktadır. Birinci kitap: Bir kaplumbağa; İkinci kitap: bir Kıbrıs çiçeği; Üçüncü kitap: kuzey Lefkoşa‟da bir meydanın resmi. Yukarıdakilerin hepsi “Kıbrıs‟ın kendine has özelliklerini sergileyerek Kıbrıs ülkesi ile bağların kurulmasını sağlamaktadır. Ne var ki, ders kitapları açılır açılmaz, çocuk Türkiye ve KKTC bayrakları ile karşılaşıyor. Bayrakların yan yana yerleştirilmesi, iki ülkenin devamlı olarak yan yana doğal bir birliktelik içinde olduğunu ima eder. İlginç olan, Türkiye bayrağının öne yerleştirilmesiyle okuyucuya Kıbrıs‟ın kuzeyini kimin yönettiğini unutmamasını sağlayarak “Anavatan”ın öneminin vurgulanmasıdır. Bayrakların tam altında milli marş bulunur. (Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‟nin ulusal marşı aynıdır.) Bunlar, milliyetçi duygular ve Türklüğe bağlılık hisleri uyandırmaktadır. Burada Türk milliyetçiliği, çoğu Kıbrıslı Türk‟e “gerçek” “Türklük” imajını ifade eden ~ 139 ~ Atatürk‟ün resmi ile daha da vurgulanır. Bu tür milliyetçi mesajlar çocukların bilinçlerini etkilemekle birlikte, kitabı okurken öğrencinin ilk ve öncelikle Türk olduğunu ve bununla gurur duyması gerektiğini hatırlatır. Kitapta milliyetçi sezinimler içeren bir giriş yapılmış olmasına rağmen, üç kitapta da kullanılan resimlerin hepsi bilgilendirici olmanın yanında, Kıbrıs‟a yönelik dengeli ve tarafsız bir görüş aktarmaya çalışmaktadır. Kitap, Kıbrıs‟ın birçok coğrafi ve doğal özelliğini, toplumsal faaliyetleri gösteren görsel materyaller içerir. Yani, bu konular, fotoğraf ve resimlemeler kullanarak açıklanmaktadır. Böylece, çocuğun Kıbrıs‟ı anlamlandırma, doğal konumunu kavrama ve Kıbrıs‟ın tanıdık/iyi bilinen özellikleri ile kendilerini tanımlamalarına yardımcı olmaktadır. Örneğin: Birinci kitap, sayfa 5 ve 6‟da bazı dağların oluşumlarının resimli açıklanması yapılmaktadır. Birinci kitapta bulunan, Kıbrıs‟taki kazılarda bulunmuş birçok arkeolojik bulgu ve kalıntılar Kıbrıs tarihinin açıklanmasını kolaylaştırarak, tarihin sadece “Türkler” ile “Rumlar”dan ibaret olmadığının altı çizilir. Ayrıca, bu tip coğrafi ve sosyal dokuya dönük görsel materyaller, Kıbrıs‟a yönelik bir aidiyet duygusu yaratmaktadır. Böylelikle, söz konusu resimler benzer ifadeler içerdiğinden Türk ve Rum öğrenciler kendilerini bunlarla özdeşleştirebilirler. Birinci kitapta sayfa 2‟de Kıbrıs‟ın dünya haritası üzerindeki konumunu gösteren bir resim yer almaktadır. Böylece Kıbrıs, dünyasal bir bağlama yerleştirilmiş olur. Kıbrıs‟ın Türkiye veya Yunanistan‟a olan coğrafik yakınlığı, eskiden Kıbrıs Türk tarih kitaplarında ya da günümüzde Kıbrıs Rum toplumunda kullanılan tarih kitaplarında yapıldığı gibi, öne çıkmaz. ~ 140 ~ Kitapta kullanılan görsel resimler eski ders kitapları ile karşılaştırıldığında, daha az etnik-merkezli yaklaşımlar içerdiği görülmektedir. Bir kültüre ağırlık vermek ve/veya o kültürün insanlarının üstünlüğü düşüncesi kitaplarda pek bulunmamaktadır. Yenilenmiş ders kitapları, aslında Türk ve Yunan kültürüne eşit derecede önem vermektedir. Örneğin: Birinci kitap, sayfa 56 ve 57: Ortaçağda Ortodoks Kilisesi‟nin yapısını açıklayan bir resmin karşısında, ilişkili metin ile birlikte Hala Sultan Tekkesi‟nin fotoğrafı bulunmaktadır. Bu tip resimlemeler, iki dinin (farklı olmalarına rağmen) eşit derecede önem taşıdığını belirtmektedir. Birinci kitap, sayfa 4: Üzerinde bazı bölgelerin hem Türkçe hem de Rumca isimleri olan Kıbrıs haritası mevcuttur. Yukarda belirtilen görsel materyaller önemli bir düşünceyi vurgulamaktadır: Türkler ve Rumların din, dil ve kültürel farklılıkları olmasına rağmen bu, bir kültürün diğerinden üstün olduğu anlamına gelmez. Bunun yerine, yeni ders kitapları görsel materyalleri farklılıkların anlayışla karşılanması ve saygı duyulması gerektiğini ima eder. Türk ve Rum insanı ile kültüründeki farklılıkları vurgulamakla birlikte, ders kitaplarındaki resimler ayrıca iki toplum arasındaki benzerliklere de dikkat çekmektedir. İkinci kitap, sayfa 60-62: Kıbrıslıları çeşitli mesleklerin başında gösteren (üzüm satıcısı ve müzisyen gibi) bir fotoğraf. Fotoğraftaki insanların Türk mü, Rum mu olduğu, belirtilmeden sadece Kıbrıslı olarak tanımlanması, “biz” (Türkler) ve “onlar” (Rumlar) gibi etnik kavramlar her durumda öne çıkarılmaz, sosyal bir kimliğin de var olduğu gösterilir. Bu durum ortalama bir Kıbrıslının hayatı, faaliyet ve tecrübeleri ile anlatılmaktadır. Böylece, iki toplum arasındaki siyasi sorunlara rağmen, Kıbrıslı Türk ve Rumların benzer bir gündelik hayat kültürü paylaştıkları gösterilmiş olur. Buna ek ~ 141 ~ olarak, ders kitapları, Türk ve Rumları birlikte yaşarken ve çalışırken resmetmektedir. Üçüncü kitap, sayfa 22: Türk ve Rum erkekler Kıbrıs ordusunda hizmet verirken çekilmiş bir fotoğraf. Üçüncü kitap, sayfa 31: Kıbrıslı Türk ve Rumları Lefke‟deki kömür ocaklarında birlikte çalışırken görüntüleyen bir fotoğraf. Üçüncü kitap, sayfa 46: Türk ve Rum oyuncuları olan Kıbrıs futbol takımının 1955‟ teki bir fotoğrafı. Bu tür fotoğraflar sadece iki toplumun birlikte yaşadığını ve çalıştığını ifade etmekle kalmaz, birlikte aynı saflarda yer alabildiklerini ve etnik köken ile ilgili olmayan bir “öteki”‟ne karşı da mücadele ettiklerini gösterir (futbol ve savaş gibi durumlarda). Eski kitaplarda “öteki” kavramı iki toplumu karşı karşıya getirmede çok büyük bir önem taşımakta idi. Fakat yeni kitaplarda söz konusu “öteki” ifadesi hala bir biçimde olmasına rağmen, asıl “öteki” sömürgeci İngilizler betimlenmektedir. İkinci kitap, sayfa 72: Kıbrıslı Türk ve Rumların İngilizler ve Kıbrıs hakkında aynı düşünceye sahip olduklarını gösteren bir resimde şu ifade yer alır: “Peki şimdi ne olacak?” Başlangıçtan itibaren, Kıbrıs ve Büyük Britanya konusu anlatılırken İngilizler “kötü” olarak tanımlanırlar. İkinci kitap, sayfa 42: Fıçı taşıyan zincirlenmiş iki “siyahi” adam ve elinde kırbaç tutan “beyaz” bir adamın resmi. Bu çizim, İngilizleri “düşman” ve başkalarına kötü davranan bir ulus olarak sunmanın yanında, onları ırkçı olarak gösterip yeni bir soruna daha işaret eder: “beyaz” adam ve “siyah” adam ayrımı. İngiliz döneminde esirlerin var olmasına rağmen, söz konusu resim, esirlik kapsamı içerisinde gösterilmez ve sayfadaki metinle bağlantısızdır. Bunun yanında, bahsedilen ~ 142 ~ çizim, İngilizlerin gösterildiği ilk resim olduğundan, İngilizlerin “ırkçı” olduğunu ta başından ileri sürmüş olur. İkinci kitap, İngiliz üniforması içinde bir adamın hükmeder bir tavırla Kıbrıslı Türk ve Rum erkeklere hitap ettiği sayfa 58‟deki resimde bu üç adamın konumu önemlidir. Çünkü İngiliz adam tartışmayı idare eden kişi konumunda gösterilir. Ayrıca, Kıbrıslı Türk ve Rumların resimdeki dış görünüşleri (fiziksel ve kıyafet olarak) aynı olduğundan dolayı, onları ayırt etmenin tek yolu çizimlerin üzerindeki “Türk” ve “Rum” tanımlamalarıdır. Böylelikle görsellik açısından bakıldığında, sosyal bir kimlik olarak “Kıbrıslık” kavramına yer verildiği görülür. Bir Kıbrıslı Rum‟un Enosis‟e ve Mecliste daha fazla Rum üye (meclis üye sayısının nüfusa orantılı hesaplanması) olmasına yönelik isteği resimlenirken, diğer taraftan bir Kıbrıslı Türk, en ideal senaryonun İngilizlerin Kıbrıs‟tan gitmeleri ve adanın gerçek sahiplerine (Osmanlıya) geri verilmesini düşündüğü ve eşitlik istediğini gösterir. İki adamın farklı düşünceleri olmasına rağmen, ikisi de Kıbrıslı oldukları için görünüş olarak aynı çizilmiştirler. Böylelikle, resim bir kez daha Kıbrıslı oldukları için Türkler ve Rumlar arasındaki benzerlikleri vurgularken, siyasi farklılıklarını da tanımlamış olur. Ayrıca, Rumların Enosis emellerine sempati ile yaklaşır görünürken, Rumların isteklerini dizginlemek için Türklerle işbirliği yaparak iki toplumu da kendi amaçları doğrultusunda kullanan İngilizler, iki adamın da “düşmanı” olarak gösterilir. Böylece, Türkler ve Rumların “kurban” konumunda birlikte oldukları biraz abartılı bir şekilde ifade edilir. Kıbrıslı Türk ve Rum toplumlarının adadaki bölünmüşlüğünden İngilizlerin sorumlu olduğu inancı, aşağıdaki örneklerde de görülür: Üçüncü kitap, sayfa 59: Kıyafetinin kolunda İngiliz bayrağı olan bir elin, iki toplumu ortadan böldüğünü gösteren bir çizim. ~ 143 ~ Türkler kitaptaki başka görsel resimlerde de “kurban” olarak gösterilirler: İkinci kitap, sayfa 45: Osmanlı figürün bir kolundan İngilizler diğer kolundan ise Ruslar tarafından çekilirken çizilmesi. Önceki ders kitaplarında görsel materyaller: asker, tank, şehit ve toplu mezarlar duygusal amaçlarla kullanılıyordu. Bu, “iyi” “kötü”‟ye karşı düşüncesinin altını çizerken “biz” (Türkler) ve “onlar” (Rumlar) ayrımına sebep oluyordu. Böylelikle, çocuklara düşmandan (Rumlar) korkmaları öğretilirken, milliyetçilik duyguları aşılanıyordu. Yeni kitaplardaki resimlemeler eskilerden çok farklıdır. Kitaplar, Rumlarla olan çatışmalar sonucu Türklerin çektikleri acıları gösteren bazı resimler içermesine rağmen, bu tip resimler hem az hem de dramatize edilmeden kullanılmaktadırlar. Örneğin; Üçüncü kitap, sayfa 55: Alevler içinde bir binayı gösteren bu resme eşlik eden metin, bunun EOKA saldırıları sonucu olduğunu açıklar. Fakat, bu fotoğraflar boyut olarak oldukça küçüktür. Eğer boyutları büyütülmüş olsaydı, genç okuyucular üzerinde ciddi psikolojik etkileri olabilirdi. Üçüncü kitap, sayfa 57: Bu resim ile metin İstanbul ve İzmir‟deki olaylar sonucu bazı Yunan asıllı Türkiye vatandaşlarının Türkiye‟yi terk etmek zorunda bırakıldıklarının açıklar. Böylelikle Yunanlıların acılarını da belirtmiş olur. İlginç olan, söz konusu fotoğraf bir önceki örnekte bahsi geçen fotoğraftan daha büyüktür. Üçüncü kitap, sayfa 92: 21 Aralık 1963‟teki bir olayı betimleyen fotoğrafta kaldırım üzerindeki kan lekeleri görülürken cesetler görünmez. Üçüncü kitap, sayfa 93: İlgili metinle Küçük Kaymaklı‟daki çadırlarda yaşamak zorunda kalan insanları ~ 144 ~ gösteren bu fotoğraf; evlerini terk etmek zorunda bırakılan bazı Türkleri göstermesine rağmen, söz konusu insanların evlerinin yıkıldığını göstermediğinden çocuklar üzerinde daha büyük olası bir psikolojik etki bırakılmasını önler. Üçüncü kitap, sayfa 63: Türklerin “Ya Taksim Ya Ölüm” diye bağırdıkları mitingleri gösteren iki resme eşlik eden metin, İngiliz polisinin eylemcilere biber gazı ile saldırdığını ve yedi kişinin öldüğünü açıklar. Aslında, ders kitaplarda kullanılan en dokunaklı görsel materyaller Kıbrıs ile ilgili olmayan, dünyanın başka yerlerinde yaşanmış savaşlar hakkında olanlardır. Üçüncü kitap, sayfa 12: İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere‟de yaşayan insanların hayatlarını ele alan iki fotoğraf. Fotoğraflardan biri gaz maskesi takmış bir şekilde ev işi yapan iki kadını gösterirken, diğeri ise yeraltı treni istasyonunda yerlerde uyuyan insanları gösterir. Üçüncü kitap, sayfa 13: Hiroşima‟da atom bombası patladıktan sonraki manzarayı gösteren bir fotoğraf. Üçüncü kitap, sayfa 14: Almanya‟da bir hava bombardımanı sonucu yaşanan tahribatı gösteren bir fotoğraf. Söz konusu fotoğraflar öğrencilerin, savaşlar yüzünden dünyanın her yerinde insanların acı çektiğini, sorun ve çatışmaların sadece Kıbrıs‟ta yaşanmadığını anlamasına yardımcı olur. Daha önce de belirtildiği gibi, Türkler ve Rumlar arasındaki ortak noktalar ders kitaplarında özellikle sosyal tarih çerçevesinde vurgulanmıştır. Savaş ise Kıbrıslıların ortak tecrübesi ve tüm Kıbrıslıları etkileyen bir olay olarak anlatılır. Üçüncü kitap, sayfa 18: Kıbrıslı kadın askerleri meraklı bir şekilde barış haberleri için gazeteye bakarken gösterir. Bu fotoğraf, Kıbrıslıların, Rum veya Türk fark etmeden, ortak beklentilerini vurgular. ~ 145 ~ Üçüncü kitap, sayfa 19: Resim savaşın yarattığı kötü sonuçları düşünen bir adamı gösterir. (Adamın Türk mü, Rum mu olduğu belirtilmez. ) Söz konusu savaş kurbanı adamın, “savaş, yoksulluk, işsizlik... Bu nereye kadar sürecek?” endişeleri dile getirir. Üçüncü kitap, saya 15: Bir anne ve oğlu arasında geçen konuşmayı anlatan resimde, annenin tipik bir Kıbrıslı köy kadını olarak çizilmesi, resimdeki kişinin Türk veya Rum olduğuna konusunda hiçbir fikir vermez. Ayrıca, konuşmanın içeriği Kıbrıs ağzı kullanılarak yazılır. Bahsi geçen kadın, resimde oğluna neden savaşa katılmak gibi bir aptallık ettiğini sorar; oğlu ise annesine, İngilizlerin orduya katılıp savaşanlara birçok yararlar sağladığını söyleyerek, bunları sıralar. Örneğin; iyi bir maaş, kalacak yer ve yiyecek, bedava sağlık ve diş bakımı. Buna karşılık anne, bunlara değip değmediğini sorar. Böylelikle metin, kişisel yoruma göre, İngilizleri “kötü” veya “iyi” olarak değerlendirme olanağı sağlar. Eğer metin olduğu gibi kelime anlamı ile alınırsa, söz konusu yararlar oldukça olumlu yorumlanabilir. Fakat, bazı okuyucular bu resimlendirmeyi İngilizlerin “düşman” olarak gösterildiği bir başka örnek olarak yorumlayabilir. Özellikle, konuşma anne ve oğul arasında geçtiğinden, duygusal bir ortamda geçer. Bununla birlikte, yenilenmiş ders kitaplarında bulunan belki de en ilginç görsel imgelerden birisini, aşağıdaki örnek teşkil etmektedir; Üçüncü kitap sayfa 90‟da düşünceli ve ağlayan bir Kıbrıs haritası “Neden bu haldeyiz?” diye soruyor. Cevap olarak bir kaç sebep verilir: Gizli örgütler, taraflı basın, Yunanistan ve Türkiye‟den gelen milliyetçi mesajlar, politikacıların konuşmaları, 1966‟da ortaya çıkan Akritas Planı ve amaçları ve iki toplum arasında güvensizliğe sebep olan Türk ve Rum milliyetçileri. Öncelikle, ağlayan Kıbrıs haritası sadece Kıbrıslı Türklerin değil, bütün Kıbrıslıların sıkıntı çektiğini belirtmektedir. Bunun yanında, ortaya konulan ~ 146 ~ sebepler tek bir topluma yönelik suçlamalarda bulunmadığından, belirli tek bir “düşman” fikri yaratmaz ve eski kitaplarda var olan “biz” (Türk) ve “onlar” (Rum) ayırımını ön plana çıkarmaz. Ayrıca, Türk ve Rum toplumlarının bazı kesimleri ve kurumları Kıbrıs‟ta bugün yaşanan olaylardan sorumlu tutulur. Böylelikle, Kıbrıs toplumlarından sadece birinin „Kıbrıs sorunu‟ konusunda suçlanmaması gerektiği vurgulanıyor ve ülkelerin (Türkiye, Yunanistan ve İngiltere) siyasi çıkar ve tutumları ve bazı politikacıların tavırları Kıbrıs‟taki bölünmüşlüğün sorumlusu olarak gösterilir. Ders kitabının Rum siyaseti arasındaki ayrılığı ve AKEL ile Rum kilisesi arasındaki farklı tutumun altını çizmesi de oldukça ilginçtir. Üçüncü kitap, sayfa 30‟da, bir Ortodoks piskopos ile AKEL üyesi arasındaki farklılığı gösteren bir resim yer alıyor. Piskopos Enosis istediğini öne sürünce, AKEL üyesi kişi de aynı şeyi istediğini belirterek, bu durumda neden tartıştıklarını sorar. Üçüncü kitap, sayfa 54: AKEL üyesi adama elindeki asa ile vuran bir piskoposun resmi. AKEL üyesi adam kafasından darbe almış ve gözü morarmış bir biçimde resmedilmektedir. Öte yandan, piskopos, üzerinde Enosis yazan bir kapının önünde gösterilmektedir. Çizim, Kıbrıs Rum kilisesinin siyasi gücünü ve önemini vurgulamanın yanında, AKEL üyesi adamın yaralarından dolayı “kurban” olarak gösterilmesi de ders kitaplarında homojen bir “öteki” kavramının olmadığını ortaya koyuyor ve Kıbrıs Rum toplumu kendi içindeki farklılıklarıyla ele alınıyor. Sonuç olarak, yenilenmiş ders kitaplarında kullanılan görsel materyaller Kıbrıs ve Kıbrıs hakkındaki coğrafi, sosyal ve tarihi konuları da kapsayabilmek için düşünülerek özenle seçilmiştir. Ek olarak Kıbrıs sorunu açısından dengeli ve ~ 147 ~ tarafsız bir bakış açısı taşımanın yanında, bilgilendirici görsel materyallerin kullanılmasına yönelik büyük dikkat gösterildiği açıktır. Daha önce de bahsi geçen değişiklikler, barışın yolunu açmanın yanında, Kıbrıs Türk ve Rum toplumları arasında karşılıklı anlayışa yardımcı olması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu, Kıbrıs gençlerinin eğitiminde doğru yolda atılan hayati bir adımdır. Ders kitapları, Kıbrıs Türk ve Rum toplumları arasındaki benzerlikleri vurgulamanın yansıra, toplumlararası farklılıkları da açıklama ve anlamlandırma girişimiyle sahici bir tarih çalışmasının ürünüdür. Bunun sonucunda, Kıbrıslı çocuklar saldırganlık ve korku yerine karşılıklı hoşgörü ve saygıyı öğrenebileceklerdir. SONUÇ Her ülkenin müfredatında tarih dersi önemli bir yer tutmaktadır. Ancak etnik gerginliğin olduğu ülkelerde tarih dersinin önemi daha da fazladır. Objektif bir tarih öğretiminin özü, kendi kimliğini oluşturmanın yanında, “öteki”lerine karşı saygı, tolerans ve anlayış içermelidir. Öğrenciler tarih eğitimi alırlarken geçmişlerini öğrenme fırsatını bulmanın yanı sıra, şimdiki durumlarını algılama olanağını da elde etmektedirler. Bunların dışında, objektif bir tarih öğretimi analitik düşünce şeklini ve toplumu sorgulayan bir yaklaşımı da geliştirme potansiyelini içinde barındırmaktadır. Kıbrıs Türk Toplumunda kullanılan eski ve yeni ortaokul tarih kitaplarının metinsel ve görsel incelemesi, tarih kitaplarının temel bir değişimden geçtiğini göstermektedir. Dr. Vehbi Zeki Serter tarafından yazılan eski tarih kitaplarının birçok milliyetçi temalar içerip öğrencileri “öteki” olarak algılanan Kıbrıslı Rumları düşman olarak görmeyi teşvik ettiği yönündeki eleştiriler sıkça dile getirilmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesi Başkanı Dr. Hasan Alicik, Cyprus Mail gazetesinde Simon Bahçeli‟ye ~ 148 ~ verdiği mülakatta “eski tarih kitabının bir bölümünde Kıbrıslı Rumların nasıl göz oyduğundan, vücutları delik deşik ettiğinden vs. bahsettiğine dikkat çekiyordu. Söz konusu mülakatta bu şekildeki bir dil kullanımının, nefret uyandırmanın yanında, genç okuyucularda kalıcı psikolojik zararlara yol açtığına dikkat çekilmişti.” 113 Ayrıca, eski tarih kitaplarının olayları sorgulamaya olanak vermediği ve “öteki”nin bakış açısını hesaba katmadığı yönündeki eleştiriler de sıkça dile getiriliyordu. Yeni kitaplardaki en önemli değişikliklerden bir tanesi, Kıbrıs‟ın tüm Kıbrıslıların ortak vatanı olarak tanıtılmasıdır. Serter‟in kitabı ise ideolojik bir perspektifle “Kıbrıs Anadolu‟nun bir uzantısıdır” görüşü temelinde kaleme alınmıştı. Söz konusu kitap, Kıbrıs tarihinin her zaman Türkiye‟nin tarihine bağlı olduğu görüşünü savunurken, Kıbrıs‟ın kendine ait bir tarihi olabileceği fikrini baştan reddediyordu. Bu açıdan bakıldığında yeni kitapların farklı bir perspektiften yazıldığı görülmektedir. Buna göre, Kıbrıs‟taki farklı etnik toplumların tarihleri, kültürleri, hatta dilleri Türkiye veya Yunanistan odaklı olmak yerine Kıbrıs adasına bağlı olarak tanımlanmıştır. Yeni kitaplarda sadece konuların içeriğinde değil, öğretim tarzında da çarpıcı farklılıklar bulunmaktadır. Buna göre, eski kitaplar öğretmenin sadece kitaptan okuduğu, öğrencilerin dinleyerek kendilerine verilen bilgileri özümsedikleri bir şekilde yazılıp kullanılırken, yeni kitaplar öğrenci-merkezli bir perspektiften yazılmıştır. Bu şekilde öğrencilere bilgi sağlanmanın ötesinde, olayları kendi perspektiflerinden formülleştirmeleri de teşvik edilmektedir. Bu husus çeşitli sebeplerden dolayı önem taşımaktadır. Buna göre, yeni tarih kitapları öğrencilerin objektif bir tarih bakışı Daha fazla bilgi için bkz. Simon Bahceli, “Making History”, Cyprus Mail, 15 July 2004 (15 Temmuz 2004). 113 ~ 149 ~ oluşturmalarına yardım ederek (olayların kişisel yorumuna daha çok yer verilmiştir), barış eğitiminde önemli bir adımı temsil etmektedir. İkinci olarak, öğrencileri olayları farklı açılardan sorgulamaya teşvik ederek, onlara yaşadıkları dünyaya dair analitik ve sorgulayıcı bir yaklaşım kazandırmaktadır. Yeni kitaplardaki öğrenci merkezli yaklaşım görsel materyallerin kullanımıyla desteklenmektedir. Resimler, fotoğraflar ve karikatürler okuyucuyu konuya çekerek önemli noktalara vurgu yapmaktadır. Dahası, soru ve cevap konuşmaları şeklinde hazırlanan söz konusu karikatürler analitik yaklaşımı desteklemektedirler. Ne var ki, tüm bu olumlu hususlara karşın, Kıbrıs‟ta yaşayan Ermeni, Maronit ve Latin gibi azınlık toplumlarına değinmemesi bakımından yeni kitapların içerik olarak çok önemli bir açıdan eksik kaldığını düşünmekteyiz. Bu da onların tecrübelerinin daha az bir önemi varmış yorumuna yol açabilir. ÇalıĢtay Bulguları İncelemelerimize göre yeni tarih kitaplarının barış eğitimine ve dengeli bir tarih yaklaşımına doğru olumlu bir adım olduğu açıktır. Ancak tarih kitaplarının yenilenmesi daha büyük bir değişimin sadece bir öğesidir. Bu sebeple araştırma ekibi kitapların okullardaki kullanımını değerlendirmek için Lefkoşa, Mağusa ve Girne‟de üç çalıştay düzenledi. Çalıştaylara katılan öğretmenlerin çoğu yeni kitaplardaki değişimi olumlu bulduklarını belirtmelerine rağmen yine de kitapları kullanırken birçok sorunla karşılaştıklarından söz ettiler. Öğretmenlerin olumlu değerlendirmeleri şunlardır: “Eski kitaplarda kan ve nefret görülmekteydi. Yeni kitaplarda Kıbrıslı Türk ve Rum işçilerin Lefke madenlerindeki ortak eylemlerinin örnekleri var. Ve öğrenciler bu hikâyeleri ~ 150 ~ duydukları zaman çok şaşırıyorlar. Ayni zamanda ada halkının geçmişte kötü ekonomik koşullar altında yaşadığını duyduklarında da çok şaşırıyorlar. Bu yüzden öğrencilerimize geçmişteki ortak tecrübeleri de öğretmeliyiz.” Başka bir öğretmen aktarıyor: “Ben Lise II öğretmeni olarak sınıfımda Orta III tarih kitabını okutuyorum. Bu kitapla öğrenciler Kıbrıs tarihinin 1571‟de değil İ.Ö 9000 yılında başladığını öğreniyorlar. Ayrıca, Kıbrıs tarihinin adada yaşayan halklar için ayrı ayrı değil bir bütün olduğunu öğreniyorlar. Bunların yanında, öğretmenler esas olarak kitabı kullanırken karşılaştıkları sorunları anlatıyorlar. En önemli sorunlardan birisi Kıbrıs tarihini öğretmek için ayrılan kısıtlı süredir. “Kitabı okutmak için yeterince süremiz yok. Tarih dersi için ayrılan haftada sadece 40 dakikalık bir süre kitaptaki karikatür ve alıştırmaları uygulamamıza yetmiyor” diye ekliyor diğer bir öğretmen. Eğitim Bakanlığı müfredatta tarih eğitimini iyice azaltıp, öğretmenleri “kısıtlı bir zaman diliminde 4 bölüm bitirmeye” zorlamaktadır. Bu sebeple öğretmenler sadece kitaptaki en önemli konuların altını çizebilmektedirler. Kitaplar öğrenci-merkezli bir eğitimi amaçlamalarına rağmen, kısıtlı ders süresi yüzünden böyle bir yaklaşım sınıfta mümkün olmamaktadır. Bunun yerine “aktarımcı” bir eğitim şekli devam etmektedir. Dahası, bazı önemli konular öğretmenlerin kitaplardaki tüm bilgileri tartışma olanağı olmaması yüzünden atlanmaktadır. Bu yüzden öğretmenler sınıftaki özerkliklerini kullanarak bireysel olarak en önemli olduğunu düşündükleri konuları seçmektedirler. Öğretmenlerin Kıbrıs tarihine dair kişisel bakış açıları olabilmesinden dolayı bu durum bir sorun teşkil etmektedir. Bazı öğretmenler muhafazakâr bir yaklaşım sergilerken, bazıları değişim için daha istekli olabilmektedirler. Kitapların içerdiği bilgiler genellikle öğrencilere aktarılmadan önce bir tarama sürecinden geçmektedir. Ayrıca, ~ 151 ~ ders konusu öğretmenin kişisel perspektifinden bağımsız olamamaktadır. Fakat tarih eğitimine daha fazla zaman ayrılabilseydi, kitaptaki tüm konular işlenebilecek ve çeşitli olaylar karşısında öğrenciler kendi bakış açılarını oluşturama fırsatı bulabileceklerdi. Çalıştaylar öğretmenlerin yeni kitaplarla ilgili eğitim almadıklarını da ortaya koymaktadır. Öğretmenlere ne de bir kılavuz kitap sağlanmıştır. “Aktarımcı” öğretim tekniklerine alışan öğretmenler yeni kitaplara uymayan eski yöntemlere tutunmayı tercih etmektedirler. Bu yüzden önemli bir gereçle (yeni kitaplar) donatılmalarına rağmen öğretmenler bunu etkin bir şekilde kullanacak tekniklere sahip değildirler. Ayrıca öğretmenler harita ve kasetler gibi dersi destekleyecek ek materyallerin sağlanmadığından da şikâyet etmektedirler. Bir öğretmenin de belirttiği gibi “kitaplar iyi yazıldı fakat altyapı yeterli değil”. ~ 152 ~ Kaynakça Alicik, Hasan. Hasan Alicik ile Kişisel Röportaj. Lefkoşa, 6/9/2006. Bailie, Mashoed. “Critical Communication Pedagogy: Teaching and Learning for Democratic Life”. Democratizing Communication: Comparative Perspectives on Information and Power. NJ: Hampton Press, 1997, s. 23-35. Bahceli, Simon. “Making History”, Cyprus Mail, July 15, 2004. Beyidoğlu, Mehveş. South Tyrol and Cyprus: Autonomy and\or Integration? Yayımlanmamış MES tezi, Graz Üniversitesi, 2005. CIVICUS. Civil Society Index Report for Cyprus: An Assessment of Civil society in Cyprus, A Map for the Future, 2005. FBIS Translated Text Document ID: GMP20030124000106 Versiyon No: 1 Kaynak-Gün: 01/23/2003. Guardian, “Northern Cypriots turn against Turkey”, September 25, 2001. Karahassan, Hakan & Zembylas, Michalinos. “The Politics of Memory and Forgetting in History Textbooks: Towards Pedagogy of Reconciliation and Peace in Divided Cyprus.” Alistair Ross (ed). Citizenship Education: Europe and the World: Proceedings of the Eighth Conference of the Children‟s Identity and Citizenship in Europe Thematic Network, Riga 2006. London: CiCe Publications, 2006, s. 701-711. Kıbrıs Tarihi, 1. Kitap: Ortaokullar İçin Tarih Kitabı. Lefkoşa: KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, 2005. Kıbrıs Tarihi, 2. Kitap: Ortaokullar İçin Tarih Kitabı. Lefkoşa: KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, 2005. ~ 153 ~ Kıbrıs Tarihi, 3. Kitap: Ortaokullar İçin Tarih Kitabı. Lefkoşa: KKTC Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı, 2005. Kızılyürek, Niyazi. “National Memory and Turkish-Cypriot Textbooks”, International Textbook Research / Internationale Schulbuchforschung, Vol. 21(4), 1999, s. 387-395. Kızılyürek, Niyazi. Milliyetçilik Kıskacında Kıbrıs, İstanbul: İletişim Yayınları, 2002. Kızılyürek, Niyazi. Doğmamış Bir Devletin Tarihi: Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti, İstanbul: İletişim Yayınları, 2005. Morley, David & Robins, Kevin. Kimlik Mekânları: Küresel Medya, Elektronik Ortamlar ve Kültürel Sınırlar. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 1995 Pingel, Falk. Ders Kitaplarını Araştırma ve Düzeltme Rehberi UNESCO. Çeviren. Nurettin Elhüseyni. Istanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, 2003. Samani, Meltem Onurkan. Meltem Onurkan Samani ile Kişisel Röportaj. Lefke, 29/8/2006. Serter, Vehbi Zeki. Kıbrıs Türk Mücadele Tarihi. Lefkoşa, 1981. Serter, Vehbi Zeki. Kıbrıs Tarihi. Lefkoşa, 1999. Tarihi Kötüye Kullanma Metotlarıyla Başa Çıkabilme Yöntemleri Üzerine Sempozyum, Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfi, 28-30 Haziran 1999. Volkan Gazetesi, 14 Ocak 2003. Vural, Yücel. “Kıbrıs Sorunu ve Kıbrıs Türk Solu”. Birikim, Mart 2003, s. 39-43. Wyschogrod, Edith. An Ethics of Remembering: History, Heterology and the Nameless Others. Chicago: University of Chicago Press, 1998. ~ 154 ~