ISSN:1306-3111
e-Journal of New World Sciences Academy
2010, Volume: 5, Number: 2, Article Number: 1C0144
EDUCATION SCIENCES
Received: September 2009
Accepted: March 2010
Series : 1C
ISSN
: 1308-7274
© 2010 www.newwsa.com
Türkan Argon
Abdurrahman Açıkgöz
Abant İzzet Baysal University
turkanaegon@hotmail.com
Bolu-Turkey
İLKÖĞRETİM OKULU YÖNETİCİLERİNİN ÇATIŞMA YAKLAŞIMLARI VE ÖFKE İFADE
TARZLARI
ÖZET
Bu araştırmanın amacı, okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımları
ve öfke ifade tarzlarının düzeylerini belirleyerek her iki düzeye
ilişkin görüşleri arasında anlamlı bir ilişkinin olup olmadığını
tespit etmektir. Araştırmada “ilişkisel tarama modeli” kullanılmıştır.
Araştırmaya göre okul yöneticileri klasik çatışma yaklaşımını “tamamen
katılıyorum” düzeyinde benimserken, modern çatışma yaklaşımı konusunda
“kararsız” kalmakta; öfke kontrol tarzını “oldukça”, öfke dışa ve öfke
içe
tarzlarını
“biraz”
düzeyinde
benimsemektedirler.
Okul
yöneticilerinin klasik yaklaşımı ile öfke dışa boyutu ve öfke içe
boyutu; modern yaklaşım ile öfke kontrol boyutu pozitif yönde, anlamlı
ilişki olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Çatışma Yaklaşımı, İlköğretim Okulu, Öfke,
Öfke İfade Tarzı, Yönetici
PRIMARY SCHOOL ADMINISTRATORS’ CONFLICT APPROACHES AND THEIR ANGER
EXPRESSIONS
ABSTRACT
The aim of this study to determine the school administrators’
conflict approaches and their levels of anger expressions and to
examine if there is a meaningful relationship between these two levels
or not. In the study, relational survey model was used. While
administrators believed they use classical conflict management at
“completely agree level”, use modern conflict approach at “unsure
level”; use anger control approach at “moderate level”, use “a little”
intrinsic and extrinsic anger styles. A meaningful and positive
relationship was found between their classical conflict management,
intrinsic anger style; modern conflict approach and anger control
level.
Keywords: Conflict Approach, Primary School, Anger,
Anger Expression Style, Administrator
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
1. GİRİŞ (INTRODUCTION)
Değişen ve gelişen dünya kolaylıklarıyla birlikte insan hayatını
karmaşıklaştırıp
zorlaştıracak
pek
çok
durumu
da
beraberinde
getirmektedir. Yaşamlarının çeşitli anlarında karşılaştıkları bu
durumlara yönelik olarak bireyler, olumlu olduğu kadar olumsuz
tepkiler de vermekte, istenmeyen durumlar yaşamaktadırlar. Günlük
yaşamda çatışma ve öfke kavramları, yaşanılan bu olumsuzlara iki örnek
olup
her
ikisi
de
insan
hayatını
güçleştirme
anlamında
kullanılmaktadır. Çünkü hem çatışma hem de öfke ifade biçimleri birey
tarafından iyi yönetilemeyip kontrol altına alınamadığında bireysel ve
kurumsal olarak pek çok problemi beraberinde getirmektedir.
1.1. Çatışma Nedir? (What İs Conflict?)
Örgütlerde görülen sorunların, genellikle örgütsel yapı ve
işleyişten kaynaklandığı örgüt ve yönetim bilimciler tarafından
paylaşılan bir görüştür. Bu doğrultuda örgütlerde sık karşılaşılan ve
birlikte yaşanılan sorunlardan biri de “çatışma”dır (Aydın, 1984: 29).
Çatışma, değişik ortam ve düzeylerde ortaya çıkmakla birlikte, genel
anlamıyla “bir seçeneği tercih etmede bireyin ya da bir grubun
güçlükle
karşılaşması
ve
bunun
sonucu
olarak
karar
verme
mekanizmalarında bozulma” şeklinde tanımlanmaktadır (Can, 2002).
Benzer şekilde Koçel (2003) de çatışmanın, iki veya daha fazla kişi
veya gurup arasındaki çeşitli kaynaklardan doğan anlaşmazlık olduğunu
belirtmektedir. Örgütsel çatışma yönetim biliminin ortaya çıkışından
bu yana ilgi odağı olan konulardan biridir. Yönetim kuramcıları,
örgütte çıkabilecek çatışmaları tarihsel gelişime göre, Geleneksel
(Klasik), Davranışçı (Neoklasik) ve Modern (Etkileşimci) Yaklaşım
olmak üzere üç temel yaklaşımla irdelemişlerdir (Gümüşeli, 1994:29).
Klasik yaklaşımı temsil eden Taylor (1913), Fayol (1949) ve
Weber (1947) çatışmayı, örgütün sağlığına zararlı ve asgariye
indirilmesi veya yok edilmesi gereken bir durum olarak görmüşlerdir
(Rahim, 1992, akt: Yağçıoğlu, 1997; Wagner & Hollenbeck, 1995, akt:
Hammack, 1999:2). Taylor’un bilimsel yönetim ilkelerinin uygulanması
çalışanları
hızlandırmanın
ötesine
geçemeyip
çatışmayı
önleme
konusunda başarı sağlayamamış; Fayol ise çatışmanın örgütsel etkililik
için zararlı olduğunu ileri sürmüştür (Rahim, 1992, akt: Yağcıoğlu,
1997:6).
Yaklaşımlar,
birey
ve
örgütün
istek
ve
beklentileri
arasındaki farklılık ya da benzerlikleri dikkate almadıklarından,
olası
çatışmalara
da
önem
vermemişlerdir.
Dolayısıyla
çatışma
yıkıcıdır; yönetimin görevlerinden biri çatışmaları görmezden gelip
bastırmaktır (Ertekin,1993: 67). Bu duruma çözüm olarak geleneksel
yaklaşım, çatışmaların önlenmesi ya da bastırılması için yetkilerin
açık ve net olarak tanımlandığı, iş bölümünün sağlandığı, hiyerarşik
yapıya sahip mekanik bir örgüt reçetesi sunmaktadırlar. Çünkü örgütte
uyum ve işbirliği ancak böyle bir örgüt yapısıyla sağlanabilmektedir
(Karip, 2003:6). Özetle 19. yüzyılın görüsü olan ve 1940’lara kadar
süren bu felsefede çatışma istenmeyen bir olgu olup bozgunculuk ve
yıkıcılık gibi sözcüklerle eş anlamlı sayılmıştır (Can, 2002:327).
Davranışçı yaklaşıma göre çatışma, karmaşık örgütlerin doğaları
gereğidir ve doğal karşılanmalıdır. Bunun için de kabul edilmeli,
ondan yararlanılmalıdır (Can, 2002:327).
Gelenekselcilerin aksine
davranışçılar
bütün
çatışmaların
yıkıcı
olmadığını,
grup
çatışmalarının toplumsal işlevleri bulunduğunu kabul etmektedirler
(Aydın, 2000:314). Buna göre örgütte ortaya çıkan çatışmaların bir
kısmı, bazı sorunların varlığına işaret etmekte, bu sorunlara daha
sağlıklı çözümler getirebilmesi için yönetimi harekete geçirmektedir.
Davranışçılar
bu
özellikleri
taşıyan
çatışmaların
“fonksiyonel
çatışma” olduğunu belirtmektedirler. Bununla birlikte, davranışsal
yaklaşım taraftarları da çatışmayı, esas olarak ortaya çıkar çıkmaz
502
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
çözümlenmesi gereken, aksi halde her önleme başvurularak ortadan
kaldırılması gereken zararlı bir olgu olarak görme eğilimi de
göstermişlerdir (Şimşek, Akgemci ve Çelik, 2001:239). Örneğin Mayo
(1933),
örgütsel
etkililiğin
arttırılması
için
çatışmanın
azaltılmasından
yanadır.
Çünkü
çatışma
ne
ekonomik
ne
de
kaçınılmazdır. Mayo, Hawthorne aştırmalarından sonra çatışmanın kötü
olduğuna ve sosyal becerilerin eksikliğinden meydana geldiğine
inanmıştır. Gelenekselciler çatışmadan açıkça bahsetmeyip sadece ima
ederlerken, Mayo çatışmanın azaltılmasını veya elimine edilmesini
açıkça vurgulamıştır. Hem Taylor hem de Mayo, örgütsel etkililiğin
arttırılması için çatışmanın azaltılmasını savunmuşlar, ancak bunu
Taylor örgütteki 'teknik sistemi', Mayo ise örgütün 'sosyal sistemini'
değiştirme şeklinde önermiştir (Rahim, 1992, akt: Yağcıoğlu, 1997:6).
Özetle 1940’lardan 1970’lerin ortalarına kadar etkili olan davranışçı
görüş,
çatışmanın
kötü
olmadığına,
iyi
yönetildiğinde
örgütün
performansına ve verimine katkı sağladığına inanmaktadır.
Modern ya da etkileşimci görüş, davranışçı görüşe göre çatışma
sürecine karşı daha gerçekçi bakmaktadır. Bu görüş, çatışmayı
bütünüyle
benimseme,
aykırılığı
açıkça
kuvvetlendirme,
çözüm
yöntemlerini tanımlama ve bu süreçten tüm yöneticileri ana sorumlu
olarak
görme
gibi
açılardan
davranışçı
görüşten
ayrılmaktadır
(Gümüşeli, 1994:34). Buna göre çalışanlar, çatışmayı doğal bir olay
olarak görüp kabullenmekle kalmayıp, etkili bir iş başarımı için belli
bir dereceye kadar gerekli olduğuna inanmakta, bu nedenle de çatışmayı
teşvik etmektedirler. Amaç, örgütün karşı karşıya olduğu problemleri
kavrayabilme ve çözebilme yeteneğini geliştirmektir (Karip, 2003:8).
Görüldüğü gibi geleneksel ve davranışçı yaklaşımlara göre
çatışma örgütsel etkililiği düşürürken, modern yaklaşıma göre örgütte
çatışmanın yaşanmaması örgüt açısından sakıncalı olup örgüt sağlığı ve
etkililiği için belirli miktarda bir çatışmanın olması kaçınılmazdır.
Diğer bir ifadeyle, optimum düzeyde örgütsel etkililiğe ulaşabilmek
için örgüt içinde orta düzeyde bir çatışma olması gerekmektedir. Belli
düzeydeki bir çatışma, grubu yarışmaya, değişime, yeniliğe ve
yaratıcılığa itmekte, bunun sonucu olarak da grup performansını
artırmaktadır. Buna karşın sürekli ve önemli çatışmalar yaşayan
örgütlerde kararların gecikmesi ve verilmemesi, tavizlerin sorunları
çözmede yetersiz kalması gibi nedenler ise performansı olumsuz yönde
etkilemekte, hatta örgüt yaşamını tehlikeye düşürebilmektedir (İpek,
2000:228;
Solmuş,
2001:40-41;
Koçel,
2003;
Karip,
2003:35).
Çatışma konusunda geleneksel ve davranışsal yaklaşımlar klasik
ve neoklasik yönetim anlayışına; etkileşimci yaklaşım modern yönetim
anlayışına uygunluk göstermektedir. Bu araştırmada ilk iki yaklaşım
“geleneksel yaklaşım” ve üçüncü yaklaşım da "modern yaklaşım" başlığı
altında ele alınmıştır. Yönetimin görevi Klasik yaklaşımda çatışmanın
ortadan
kaldırılmasını
sağlamakken,
modern
yaklaşımda
örgütsel
başarıya kattı sağlayacak şekilde yönetmektir.
Çatışma süreci ve yönetimi, bütün örgütler için önemli olmakla
birlikte eğitim örgütleri için ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü
toplumsal sistem içerisinde önemli ve büyük bir yer teşkil eden eğitim
örgütleri, hem bireysel hem de toplumsal açıdan önem taşıyıp
toplumdaki
diğer
bütün
sistemleri
doğrudan
ya
da
dolaylı
etkilemektedirler.
İçinde
bulunduğu
toplumun
yönetimsel
yapısı,
kültürü, değerlerine göre amaçlarını şekillendirerek kurulan eğitim
sistemlerinin en önemli ve en geniş parçalarının başında okullar
gelmektedir. Okul örgütünün yapısı ve işlevleri göz önüne alındığında
örgütsel çatışma kavramı da bu yapı ve işlevler içinde önemli bir
örgütsel
değişkenlerden
biri
olarak
ortaya
çıkmaktadır.
Okul
yöneticilerinin
çatışma
yönetim
biçim
ve
stilleri
ise
okul
çalışanlarının
performanslarını
tetikleyen
ya
da
düşüren
etki
503
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
gösterebilmektedir. İnsanlardan kurulu ve informal ilişkilerin yoğun
şekilde yaşandığı okullarda okul yöneticisinin önemli amaçlarından
biri de kaçınılmaz olan çatışmaları okulun amaçları doğrultusunda
yönetilmesi olmalıdır (Açıkalın, 1994:108). Okul yöneticilerinin
çatışma kavramına bakış açıları, çatışmaya yükledikleri anlam ile
çatışmayı örgütün amaçlarına yöneltme yeterlikleri araştırılması
sonuçlarından yararlanılması okul yönetimi alanına katkı sağlayacak
konulardan biridir.
1.2. Öfke Nedir? ((What İs Anger?)
Öfke, insanın mutluluk, üzüntü, korku ve nefretten olusan beş
temel duygusundan biridir ve insan için doğal bir duygulanım olup
(Üstün ve Yavuzarslan, 1995), bireyin kendisine yönelik bir tehlike
nedeniyle karşıdakini uyarması şeklinde ortaya çıkan etkili bir
yaşantıdır (Yıldız, 2008). Aynı zamanda öfke, hiddet ve düşmanlık
türünden olan temel duygulardan biri olup tahrik edici uyarımlara
verilen bir cevaptır (Wittig ve Beklin, 1990). Öfke, bireyin
incindiğinin,
haklarının
çiğnendiğinin,
istek
ve
ihtiyaçlarının
engellendiğinin ve bir şeyin doğru olmadığı konusunda verilen bir
mesaj olarak tanımlanmaktadır (Larner, 2004).
Öfke, varolan ya da olduğu sanılan bir engellenme, tehdit veya
haksızlık karsısında oluşan, bilişler ile ilgili ve rahatsız edici
uyarıcıları ortadan kaldırmaya yönelik güçlü bir duygudur. Öfke
halindeki bireyin duygusal durumu basit bir sinirlilik veya kızgınlık
halinden, yoğun hiddet durumuna kadar değişebilir (Balkaya ve Şahin,
2003). Biagio, öfkeyi gerçek veya var sanılan bir engellenme, tehdit
veya haksızlık karşısında oluşan bilişlerle ilgili ve kişiyi rahatsız
edici uyarıcıları ortadan kaldırmaya yönelten güçlü bir duygu olarak
tanımlamıştır (Balkaya ve Şahin, 2003). Gençtan ise, bireyin hakkı
olanı alamadığında ya da önem verdiği bir insanın beklentilerine uygun
davranmadığında
yaşanan
duygunun
öfke
ve
kızgınlık
olduğunu
belirtmektedir (Kanoğlu, 2008). Bireyler, kişisel özellikler, içinde
bulundukları ortamın özellikleri, yaşadıkları sürecin özellikleri gibi
pek çok durumun etkisinde kalarak öfkelerini farklı şekillerde ifade
etmektedirler.
1.2.1. Öfke İfade Etme Biçimleri (Anger Expression Styles)
Öfke duygusu ifade edilme biçimine göre yorumlanmaktadır. Her
birey yaşadığı öfke duygusunu hafifletmek için farklı yollara
başvurmaktadır (Kısaç, 1997). Öfke, kişinin yaşantısında hem yapıcı
hem yıkıcı fonksiyonları olan bir duygu olup, bu fonksiyonlar öfkenin
ifade biçimlerine göre de değişmektedir. Örneğin bazı kişiler bu tür
duygularını sıklıkla bastırmayı yok saymayı tercih ederken, bazıları
ise saldırganca ifade ederek kendisine ve çevresine zarar vermeyi
yeğlemektedirler.
Bireyin öfkesi iki yönlü bir çatışma yaratmaktadır. Biri
öfkesine konu olan diğer insanlarla yaşadığı çatışma ve diğeri
kendisiyle olan yaşadığı çatışmadır. Bu iki tür göz önüne alındığında
öfkenin ne tarafa yönleneceği konusunda bireyden bireye önemli
farklılıklar
bulunduğu
görülmektedir.
Örneğin,
bazı
bireyler
öfkelerini içe yönlendirirken, bazıları dışa yönlendirmektedirler
(Olmuş, 2001). Yani birey yaşadığı öfke duygusunu ya çeşitli
nedenlerle içine atarak bastırıp sağlıklı bir şekilde ifade edebilir
ya başkalarına yönlendirerek dışsallaştırabilir ya da kontrol ederek
ifade edebilir.
Öfkeyi içe yönelterek baskılama şekli ortaya çıkardığı sonuçlar
nedeniyle olumlu bir ifade şekli olarak kabul edilmemektedir. Çünkü
birey için öfkesini baskılayarak kontrol etmek o anda yapıcı
olabilmekle
birlikte
bu
durumda
asıl
sorundan
kaçıldığı
da
504
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
unutulmamalıdır (Sala, 1997). Sürekli olarak içe atılan ve baskılanan
öfke, bedensel ve ruhsal sağlık açısından da zararlı sonuçlar
doğurabilmektedir.
Öfkeli olduğu halde herhangi bir şey olmamış gibi göstererek
öfkesini içine atan bireyler, kişiler arası ilişkilerde zorluk
yaşamaktadırlar. Karşıdaki kişiyi kırmamak ve kaybetmemek için öfke
bastırılsa da halen devam ettiği için bu durum iletişimi olumsuz yönde
etkilemektedir. Ayrıca içe atılan öfke,
bireyin konuşamadığı
duyguları o kişiye karşı içinde birikerek kin besleme boyutuna kadar
da
ilerleyebilmektedir.
Bunun
yanında
kaynağına
yöneltilmeyerek
bastırılan öfke, bireyin hiç beklemediği bir anda daha kontrolsüz
olarak abartılı tepki vermesine de neden olabilmektedir. Öfke duygusu
yapıcı
davranışlarla
dışa
vurulduğu
gibi
yıkıcı
saldırgan
davranışlarla da dışa vurulabilmektedir. Bu durum kolay bir yol olup
sıkça tercih edilmekle birlikte istendik bir durum değildir. Bireyin
dışa vurduğu saldırganca davranışların altında yatan temel nedenlerden
biri engellemeler karşısında bireyin benliğini koruma isteğidir (Sala,
1997). Saldırganlığın bir diğer şekli sözel saldırganlık boyutudur.
Daha çok dışa vurulmuş öfke olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda olan
bir birey öfkesini başkalarına iğneli sözler söyleme, sık tartışma,
kapıları çarpma, bir yerlere yumruk ve tekme atma, kötü sözler
söyleme, sinirlerine hâkim olamayarak kavga etme gibi davranışlarla
dışa yöneltebileceği gibi öfkesini bir başkasına yönelterek sataşma,
kabahat bulma gibi davranışlarla da ifade edebilmektedir. Yansıtmalı
baş etme olarak bilinen bu durumda olan birey öfkesini başka birini
suçlamak yoluyla yansıtarak dışsallaştırmaktadır (Terakye, 1998).
Öfkenin dışsallaştırılıp açıkça ortaya konmasında bazı etkenler önemli
rol oynamaktadır. Yani öfke yaşantısı ve öfkenin ifade edilmesi,
hedefe ve duruma göre değişmektedir. Örneğin birçok insanın kendinden
daha üst statüde olan kişilere çok fazla sinirlenip öfkelenmesi ama bu
durumu daha çok yakınlarına, arkadaşlarına ve sevdiklerine ifade
etmesinde olduğu gibi (Üstün, Akgün ve Partlak, 2005).
Kişiler bazen de öfke tepkilerini kontrol edebilirler. Öfkenin
içte tutulması, bastırılması tepkilerin belli edilmemesiyken, öfkenin
dışa vurulması tepkilerin kişilere veya objelere yansıtılmasıdır.
Öfkeyi kontrol etmek ise, kişinin başkaları ile olan ilişkilerinde
sabırlı, soğukkanlı, hoşgörülü, anlayışlı davranması ve mantığa
bürünme, bastırma, inkâr gibi savunmaları kullanması ile ilgilidir
(Baygöl, 1997). İfade etme biçimi nedeni ile olumsuz olarak yorumlanan
öfke duygusu için istendik ve sağlıklı olan, bireyin öfkesini kontrol
ederek duygu yoğunluğu azaldıktan sonra bu duyguyu tekrar ele alması
ve açıkça konuşarak sorunu çözümlemeye çalışmasıdır. Bu şekilde öfkeyi
doğru ifade etme becerisi kazanmaya “öfke kontrolü” denilmektedir
(Kökdemir, 2001).
İnsan davranışları incelendiğinde pek çok kişisel ve sosyal
problemlerin
temelinde
uygun
şekilde
ifade
edilemeyen
öfkenin
bulunduğu
görülmektedir.
İfade
edilemeyen
öfke,
kişilerarası
ilişkileri bozabileceği gibi, zihinsel ve fiziksel problemlere de yol
açabilmektedir (Kökdemir, 2001). Oysa insan için doğal bir duygulanım
olan öfke duygusu yapıcı olarak ifade edilebilirse sağlıklı bir
süreçtir. Ancak doğrudan ya da dolaylı olarak ifade edilemediğinde ve
saldırganlığa dönüştüğünde hem birey hem de karşısındaki birey için
oldukça zarar vericidir (Kısaç, 1997). Yani yapıcı bir şekilde ifade
edildiğinde sağlıklı olarak değerlendirilebilecek olan öfke duygusu,
uygun olmayan bir şekilde ifade edilmesi durumunda kişi hem kendisine
hem de çevresindekilere zarar verebilmektedir.
Öfke duygusu ortaya çıktığı anda, bazı bireyler tepkilerini
fiziksel ya da sözlü saldırıda bulunarak ortaya koyarken, bazı
bireyler ise edilgen ve dolaylı saldırganlığı tercih ederler ya da
505
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
geri çekilme davranışı gösterebilirler. Bu durum öfke duygusunun her
zaman
saldırgan
davranışa
yol
açmayacağı
söylenebilir.
Öfke
yaşantılarının sonucu saldırganlığın ortaya çıkması beklenebilir,
fakat saldırgan davranış tek seçenekli değildir, farklı davranış
olasılılıkları da bulunmaktadır. Bireyin öfkelendiği zaman nasıl
hareket edeceği, onun o anda içinde bulunduğu konumu, konumla ilgili
genel durum, kültürel normlar, öfkenin şiddeti, daha önce geçirilen
benzer yaşantılar, öfke öncesi bireyin içinde bulunduğu durum gibi pek
çok etmene bağlı olarak farklılık göstermektedir (Özer, 1989).
Kişiler
öfkelendiklerinde
kendilerini
haklı
gördükleri
ve
sürekli savunma içinde oldukları için öfke duygusunun kontrolü diğer
duygulara göre daha zordur. Bu nedenle bireyin öfke duygusunu
tanıması, öfke duygusunu kontrol edebilmesi, öfkesini uygun zamanda
uygun kişiye yöneltebilmesi, olumlu bir yaşam sürdürebilmesi, çevresi
ile sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için temel teşkil etmektedir. Bu
durum örgüt yöneticileri için ayrı önem taşımaktadır. Çünkü insanların
bir araya gelerek oluşturduğu örgütlerde bireysel ve kurumsal pek çok
sorun
yaşanmakta
bu
durumun
ifadesi
de
bireyden
bireye
farklılaşmaktadır.
Özellikle
insan
ilişkilerinin
yoğun
olarak
yaşandığı
okullarda
okul
yöneticilerinin
okulun
amaçlarının
gerçekleşmesinden birinci derecede sorumlu kişiler oldukları göz önüne
alındığında, yöneticilerin yönetsel yeterliklerinin yanında kişisel ve
insancıl
yeterliklerle
de
donatılmış
olması
bu
amaçların
gerçekleşmesine
önemli
katkı
sağlayacaktır.
Bu
nedenle
okul
yöneticilerinin örgüt yönetiminde rol oynayan örgüsel değişkenler
konusunda yeterli donanıma ve beceriye sahip olmaları beklenmektedir.
Yönetici özellikleri ve okul yöneticilerinin öfke ifade tarzlarının
diğer örgütsel değişkenler ile ilişkisi, eğitim ortamının çalışanlar
ve öğrenciler için istenilen ya da istenmeyen düzeyde olmasına etki
edebilmektedir.
2. ÇALIŞMANIN ÖNEMİ (RESEARCH PURPOSE)
Yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda bu çalışmada, okul
yöneticilerinin çatışma yaklaşımları ile öfke ifade tarzlarının ne
düzeyde olduğu belirlenerek, çatışma yaklaşımları ile öfke ifade
tarzları
aralarında
bir
ilişki
olup
olmadığı
belirlenmeye
çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlar, okul yönetimine ve bu alanda
yapılacak
yeni
çalışmalara
katkı
sağlaması
açısından
önem
taşımaktadır.
Bu
araştırmanın
amacı
ise;
okul
yöneticilerinin
çatışma
yaklaşımları
ile
öfke
ifade
tarzı
arasındaki
ilişkiyi
ortaya
koymaktır. Bu amaca ulaşmak için şu sorulara yanıt aranmıştır;
1. Okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımları ile öfke ifade
tarzları ne düzeydedir?
2. Okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımları ile öfke ifade
tarzları, medeni durum, yöneticilik türü, yöneticilik görevi,
öğrenim durumu ve yöneticilik kıdemi değişkenlerine göre anlamlı
farklılık göstermekte midir?
3. Okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımları ile öfke ifade
tarzları arasındaki ilişki nedir?
3. YÖNTEM (METHOD)
3.1. Araştırmanın Modeli (Research Model)
Araştırmada “ilişkisel tarama modeli” kullanılmıştır. Tarama
modelleri, geçmişte ya da halen var olan bir durumu var olduğu
şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımlarıdır (Karasar,
2005: 77). İlişkisel tarama modelleri ise iki veya daha çok değişken
arasında birlikte değişim varlığını veya derecesini belirlemeyi
amaçlayan araştırma modelleridir. Bu araştırmada, Düzce İl Milli
506
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı merkez ilköğretim okullarında görev yapan
okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımları ile öfke ifade tarzı
arasındaki ilişki aranmıştır.
3.2. Evren (Population)
Araştırmanın evreni, 2008-2009 eğitim öğretim yılında Düzce il
merkezindeki
56
ilköğretim
okulunda
görev
yapan
156
okul
yöneticisinden oluşmaktadır. Araştırmada evrenin tamamına ulaşılacağı
için örneklem alma yoluna gidilmemiştir.
Araştırmada
kullanılan
veri
toplama
aracı
araştırmacılar
tarafından 156 okul yöneticisine elden dağıtılıp toplanmıştır.
Yöneticilerden geri dönen 137 anketin 3 tanesi eksik cevaplandığı için
değerlendirme dışı bırakıldıktan sonra toplam 134 (%85) anket
değerlendirmeye alınmıştır. Tablo 1, araştırmaya katılan yöneticilerin
kişisel özelliklerini göstermektedir.
Tablo 1. Okul yöneticilerinin kişisel özelliklerine ilişkin bulgular
(Table 1. Findings about personal characteristics of school
administrators)
Değişken/ Kategorisi
N
%
Müdür
Yöneticilik
Müdür Yrd.
Görevi
Toplam
53
39.6
81
60,4
Asil
Yöneticilik
Vekil
Türü
Toplam
Medeni
Durum
134 100
Değişken/ Kategorisi
Öğrenim
Durumu
N
%
Önlisans
24
17,9
Lisans
90
67,2
Lisansüstü
20
14,9
71
53
Toplam
134 100
63
47
5 yıl ve altı
55
41
43
32,1
134 100
Evli
102 76,1
Bekâr
32
Toplam
134 100
23,9
6-10 yıl
Yöneticilik
11 yıl ve üstü
Kıdemi
Toplam
36 26,9
134 100
Tablo
1
incelendiğinde,
araştırma
kapsamındaki
okul
yöneticilerinin
%39,6’sının
müdür,
%60,4’ünün
müdür
yardımcısı;
%53’ünün asil ve %47’sinin vekil; %76,1’inin evli ve %23,9’unun bekâr
olduğu, öğrenim durumu açısından %17,9’nun önlisans, %67,2’sinin
lisans
ve
%14,92’unun
da
lisansüstü
eğitme
sahip
oldukları;
yöneticilik kıdemi açından ise %41’inin 5 yıl ve altı, %32,1’inin 6-10
yıl ve %26,9’unun da 11 yıl ve üstü yöneticilik kıdemine sahip
oldukları görülmektedir.
3.3. Veri Toplama Araçları (Data Collection Instruments)
Araştırmada kullanılan ölçme aracı üç bölümden oluşmaktadır. İlk
bölüm, yöneticiler hakkında bilgi toplamak amacı ile oluşturulan
medeni durum, yöneticilik türü, yöneticilik görevi, öğrenim durumu ve
yöneticilik kıdemi değişkenlerinden oluşan beş maddelik yönetici
kişisel bilgi formudur.
Okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımlarını belirlemek amacıyla
Kılıç (2006) tarafından geliştirilen “Çatışmaya İlişkin Yaklaşımları
Belirleme Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçek toplam 22 madde iki alt
boyuttan oluşmaktadır. Ölçeğin 11 maddesi (1, 4, 6, 7, 9, 12, 13, 14,
16, 20, 21) Klasik Çatışma Yaklaşımı ve diğer 11 maddesi de (2, 3, 5,
8, 10, 11, 15, 17, 18, 19, 22) Modern Çatışma Yaklaşımı alt
boyutlarını
ölçmektedir.
Ölçek;
“tamamen
katılıyorum”dan
“hiç
katılmıyorum” doğru beşli likert olarak derecelendirilmiştir. Ölçeğin
deneme formu Kılıç (2006) tarafından İstanbul’da 111 kişilik bir
507
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
öğretmen grubuna uygulanmış, elde edilen verilerin analizleri sonucu
formlar arası korelasyon=,7196, Spearman–Brown=,8057, Guttman Splithalf =,8146, Alpha=,8318 değerleri elde edilmiştir. Ölçeğin Cronbach
Alpha katsayısı .94 hesaplanmıştır. Bu araştırma için yapılan
güvenirlik çalışmasında ölçeğin tamamı için Cronbach Alpha katsayısı
.82 olarak bulunmuştur. Ölçeğin alt boyutları güvenirlik katsayıları
ise klasik çatışma yaklaşımı alt boyutu için .76 ve modern çatışma
yaklaşımı alt boyutu için .83 olarak hesaplanmıştır.
Okul yöneticilerinin öfke ifade tarzlarını belirlemeye yönelik
Spielberger (1983) tarafından geliştirilen ve Özer (1994) tarafından
Türkçeye uyarlanan 44 maddelik “Durumluk Sürekli Öfke Ölçeği”nin “Öfke
İfade Tarzı” bölümü kullanılmıştır. Toplam 24 maddeden oluşan “Öfke
İfade Tarzı Ölçeği”, kontrol altına alınmış öfke (Öfke/Kontrol, 8
madde), dışa vurulan öfke (Öfke/Dışa, 8 madde) ve içte tutulan öfke
(Öfke/İçe, 8 madde) olmak üzere üç alt boyuttan oluşmaktadır. Öfke
İfade Tarzı Ölçeği, bireyden “Sizi ne kadar tanımlıyor?” sorusuna
yanıt olacak şekilde; “Hiç=1”, “Biraz=2”, “Oldukça=3” ve “Tümüyle=4”
seçeneklerinden oluşmaktadır. Kontrol-Öfke boyutundaki yüksek puanlar
öfkenin kontrol edilebildiğini; Öfke-Dışa boyutundaki yüksek puanlar
öfkenin kolayca ifade ediliyor olduğunu ve Öfke-İçte boyutundaki
yüksek puanlar ise öfkenin bastırılmış olduğunu göstermektedir. Özer
(1994) tarafından yapılan güvenirlik çalışmasında Cronbach Alfa
değerleri;
“kontrol altına alınmış öfke” boyutu için .84; “dışa
vurulmuş öfke” boyutu için .78 ve “bastırılmış öfke” için ise .62
olarak
bulunmuştur.
Bu
araştırma
için
yapılan
güvenirlik
çalışmalarında ise Cronbach Alfa değerleri; “kontrol altına alınmış
öfke” boyutu için .77; “dışa vurulmuş öfke” boyutu için .68 ve
“bastırılmış öfke” için ise .73 olarak bulunmuştur. Ölçeğin tamamı
için yapılan güvenirlik çalışmalarında ise Cronbach Alfa değerleri;
.69 ile .78 arasında bulunmuştur.
3.4. Verilerin Çözümü (Analysis of data)
Araştırmada elde edilen veriler SPSS bilgisayar programında
çözümlenmiştir.
Alt
problemlere
bağlı
olarak
verilerin
çözümlenmesinde, okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımı ve öfke ifade
tarzları
aritmetik
ortalama
ve
standart
sapma
işlemleri
ile
belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırmada iki kategorili medeni durum,
yöneticilik
türü
ve
yöneticilik
görevi
değişkenlerine
yönelik
ortalamalar arasında anlamlı bir fark olup olmadığını belirlemek için
t-testi;
ikiden fazla alt kategoriye sahip öğrenim durumu ve
yöneticilik kıdemi değişkenleri için ise tek yönlü varyans analizi
(Anova) yapılmıştır. Varyans analizi sonucunda ortalamaları arasında
anlamlı
fark
bulunan
gruplarda
farklılığın
hangi
gruplardan
kaynaklandığını bulmak için Tukey B testi yapılmıştır. Son olarak okul
yöneticilerinin çatışma yaklaşımı ile öfke ifade tarzı arasındaki
ilişki korelasyon analizine tutularak ortaya konulmuştur. Korelasyon
katsayıları değerlendirilirken katsayılar, mutlak değer olarak 0,701,00 arasında ise “yüksek”, 0,69-0,30 arasında ise “orta”, 0,29 ve
daha düşükse değerde ise “düşük” düzeyle ilişkili olarak (Büyüköztürk,
2006), 0,00 yaklaştıkça ise ilişkisiz olarak yorumlanmıştır.
Ölçme
araçlarında
ortalamalar
açısından
yapılacak
karşılaştırmalarda Tablo 2’de verilen değer aralıkları kullanılmıştır.
508
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
Tablo 2. Ölçeklerdeki maddeler için düzey aralıkları
(Table 2. Level intervals for the terms in scales)
Öfke İfade
Tarzı
Aralık
Verilen
Çatışma Yaklaşımı
Aralık
Değerleri
Aralıklar Ölçeği
Değerleri Ölçeği
5
Tamamen Katılıyorum
4,21-5,00
4
Katılıyorum
3,41-4,20 Tümüyle
3,26 -4,00
3
Kararsızım
2,61-3,40 Oldukça
2,51-3,25
2
Katılmıyorum
1,81-2,60 Biraz
1,76-2,50
1
Hiç Katılmıyorum
1,00-1,80 Hiç
1,00-1,75
4. BULGULAR VE YORUMLAR (FINDINGS AND DISCUSSION)
İlköğretim okullarında görev yapan okul yöneticilerinin çatışma
yaklaşımları ve öfke ifade tarzlarına ilişkin görüşlerinden elde
edilen bulgular değerlendirilmeye çalışılmıştır
4.1. Okul Yöneticilerinin Çatışma Yaklaşımları ve Öfke İfade
Tarzlarına İlişkin Görüşleri(School Administrators’Opinions
About Their Conflict Approaches and Anger Expression
Styles)
Tablo 3’de okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımları ve öfke
ifade tarzlarına ilişkin bulgular ve yorumlar yer almaktadır.
Tablo 3. Okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımları ve öfke
ifade tarzlarına ilişkin görüşleri
(Table 3. School administrators’ opinions about their conflict
approaches and anger expression styles)
Ölçekler
Boyutlar
N
%
ss
X
Klasik Yaklaşım
134 100
.7896
4.24
Çatışma
Yaklaşımları
Modern Yaklaşım
134 100
.9778
2.85
Öfke Kontrol
134 100
.6047
2.98
Öfke İfade
Öfke Dışa
134 100
.4894
1.76
Tarzı
Öfke İçe
134 100
.4574
1.85
Tablo 3’de okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımlarına yönelik
görüşleri
incelendiğinde,
klasik
çatışma
yaklaşımını
“tamamen
katılıyorum”
düzeyinde
( X =4.24),
modern
çatışma
yaklaşımını
“kararsızım” düzeyinde ( X =4.24) benimsedikleri görülmektedir. Okul
yöneticilerinin
klasik
çatışma
yaklaşımını
yüksek
düzeyde
benimsemelerinin nedeni, okullarının eşdeğer ve üst kurumlarca kavgalı
bir örgüt olarak algılanmasının önüne geçmek isteği ve çatışmayı
zararlı ve çevreye yayılmadan hemen bastırılması gereken bir olgu
olarak görmeleri olabilir.
Aynı tabloda okul yöneticilerinin öfke ifade tarzlarına yönelik
görüşleri incelendiğinde ise öfke kontrolü tarzını “oldukça” düzeyinde
( X =2,98), öfke dışa ( X =1,76) ve öfke içe ( X =1,85) tarzlarını ise
“biraz” düzeyinde benimsedikleri anlaşılmaktadır. Okullar sosyal birer
sistem olarak çevreleri ile birlikte ele alındığında hem kurum içi hem
de kurum dışı çok farklı insan ve insan grupları ile ilişkileri
zorunlu kılan bir yapısı olduğu görülmektedir. Özer (1994) öfke
duygusunun
temelinde
başkalarının
gözündeki
kişilik
değerinin
düşmemesi için hata yapılmaması gerektiği gibi bir düşünce biçimine
rastlandığını belirtmektedir. Bu durumda meydana gelen ilişki tür ve
düzeyleri göz önüne alındığında okul yöneticilerinin olumsuz sonuçlar
yaşamamak için öfke kontrol tarzını diğerlerinden daha yüksek
ortalamayla benimsemiş olabilecekleri söylenebilir. Ayrıca, Kellner ve
Bry (1999) öfkesini kontrol edemeyenlerin şiddet içeren anti sosyal
509
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
davranışlar gösterdikleri için çevreleri tarafından dışlandıklarını
belirtmektedir.
Bu
durum
yöneticilerin
öfke
kontrol
boyutunu
diğerlerinden daha yüksek düzeyde benimsemelerinin nedenlerinden biri
olabilir.
4.2. Kişisel Değişkenlere İlişkin Bulgular ve Yorumlar
(Findings About Personal Characteristics)
Bu bölümde okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımları ve öfke
ifade
tarzlarının
çeşitli
değişkenlere
göre
karşılaştırılmasına
ilişkin bulgular ve yorumlar yer almaktadır.
4.2.1. Medeni Duruma Göre (According to Marital Status)
Tablo 4’de okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımı ve öfke ifade
tarzlarının medeni durumlarına göre karşılaştırılmasına ilişkin ttesti sonuçları yer almaktadır.
Tablo 4. Medeni duruma göre yöneticilerin çatışma yaklaşımı ve
öfke ifade tarzlarının karşılaştırılmasına ilişkin t-testi
tablosu
(Table 4. t-test results about School administrators’ opinions
about their conflict approaches and anger expression styles
according to marital status)
Ölçekler
Çatışma
Yaklaşımları
Öfke İfade
Tarzı
Alt
Medeni
Boyutlar Durum
N
Ort.
Ss
t
Evli
Bekâr
Evli
Modern
Bekâr
Evli
Öfke
Kontrol Bekâr
Evli
Öfke
Dışa
Bekâr
Evli
Öfke İçe
Bekâr
102
32
102
32
102
32
102
32
102
32
4.14
4.57
2.38
2.90
2.92
3.16
1.67
2.03
1.77
2.11
.798
.673
.928
1.136
.599
.597
.306
.789
.385
.567
3,031
0.291
1.962
3.793
3.219
Klasik
Sd
p
132 .004*
132 .773
132 .055
132 .017*
132 .003*
*p<.05
Tablo 4’de medeni durum değişkenine göre okul yöneticilerinin
çatışma
yaklaşımlarına
yönelik
görüşleri
incelendiğinde,
klasik
çatışma yaklaşımına yönelik görüşleri açısından evli ve bekâr
yöneticiler arasındaki farkın anlamlı olduğu (t132 =.004; p<,05),
modern çatışma yaklaşımına yönelik görüşleri arasında ise farkın
anlamlı olmadığı (t132 =.773; p>,05) sonucu bulunmuştur. Klasik çatışma
yaklaşımına ilişkin görüşler incelendiğinde medeni durumu bekâr olan
yöneticilerin klasik çatışma yaklaşımını evli yöneticilerden daha
yüksek ortalamayla benimsedikleri anlaşılmaktadır. Bekâr yöneticilerin
klasik yönetim anlayışını daha çok benimsemelerinin nedeni, aile
ortamının kişiye kazandırdığı ve büyük katkı sağladığı sorumluluk ve
paylaşım anlayışından evliler kadar yaralanamıyor olmaları, olabilir.
Tablo 4 okul yöneticilerinin öfke ifade tarzları açısından
incelendiğinde ise kadın ve erkek yöneticiler arasında öfke kontrol
boyutunda farkın anlamlı olmadığı
(t132=.55; p>,05) ancak öfke dışa
boyutunda (t132=.017; p<,05) ve öfke içe alt boyutunda (t132=.003;
p<,05) farkın anlamlı olduğu bulunmuştur. Hem öfke içe hem de öfke
dışa
alt
boyutlarının
her
ikisinde
de
aritmetik
ortalamalara
bakıldığında,
bekâr
yöneticilerin
görüşlerinin
aritmetik
ortalamalarının evli yöneticilerden yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Bu
durumda öfke dışa boyutunda bekâr yöneticilerin evli yöneticilerden
daha fazla öfkelerini ifade ettikleri söylenebilir. Benzer şekilde
510
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
öfke içe alt boyutunda da bekâr yöneticilerin evli yöneticilerden daha
fazla öfkelerini bastırdıkları söylenebilir.
Bekâr yöneticilerin
evlilere göre öfkelerini daha çok dışa vurmaları ve daha fazla
bastırmaları
onların
evli
yöneticilere
göre
sosyal
paylaşım
tecrübesizliklerinden kaynaklanıyor olabilir.
4.2.2. Yöneticilik Türüne Göre (According to Management Style)
Tablo 5, okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımı ve öfke ifade
tarzlarının yöneticilik türü değişkenine göre karşılaştırılmasına
ilişkin t-testi sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 5. Yöneticilik türüne göre yöneticilerin çatışma yaklaşımı ve
öfke ifade tarzlarının karşılaştırılmasına ilişkin
t- testi tablosu
(Table 5. t-test results about School administrators’ opinions about
their conflict approaches and anger expression styles according to
management style)
Alt
Yöneticilik
Ölçekler
N
Ort. Ss
t
Sd p
Boyutlar Türü
Asil
71
4.31 .7569
Klasik
1.019 132 .308
Vekil
63
4.17 .8245
Çatışma
Yaklaşımları
Asil
71
3.11 .8899
Modern
3.357 132 .001
Vekil
63
2.55 .9972
Asil
71
3.07 .6035
Öfke
1.793 132 .075
Kontrol Vekil
63
2.88 .5954
Asil
71
1.83 .5872
Öfke İfade
Öfke
1.755 132 .082
Tarzı
Dışa
Vekil
63
1.68 .3366
Asil
71
1.94 .5039
Öfke İçe
2.488 132 .014
Vekil
63
1.75 .3777
*p<.05
Tablo
5’de
yöneticilik
türü
değişkenine
göre
okul
yöneticilerinin çatışma yaklaşımına yönelik görüşleri incelendiğinde
klasik çatışma yaklaşımına yönelik görüşleri açısından asil ve vekil
yöneticilerin görüşleri arasındaki farkın anlamlı olmadığı (t132 =.308;
p>,05) buna karşın modern çatışma yaklaşımına yönelik farkın anlamlı
olduğu
(t132=.001;
p<,05)
sonucu
bulunmuştur.
Modern
çatışma
yaklaşımına yönelik asil ve vekil yönetici görüşleri aritmetik
ortalamalarına bakıldığında asil yöneticilerin aritmetik ortalamasının
vekil yöneticilerin aritmetik ortalamasından daha yüksek olduğu
görülmektedir. Asil yöneticilerin vekil yöneticilerden daha yüksek
ortalamayla
modern
yaklaşımı
benimsemelerinin
nedeni,
onların
okullarında kalıcı olmaları, bu sebeple yaşanabilecek çatışmalara
karşı uzun süreli politikalar geliştirmek istemeleri ve çatışmayı
yararlanılması gereken bir olgu olarak görmeleri olabilir.
Tablo 5’de okul yöneticilerinin öfke ifade tarzlarına yönelik
görüşleri incelendiğinde, asil ve vekil yönetici görüşleri arasında
öfke kontrol boyutunda (t132=.075; p<,05) ve öfke dışa boyutunda
(t132=.082; p<,05) farkın anlamlı olmadığı, buna karşın öfke içe alt
boyutunda ise asil ve vekil yönetici görüşleri arasındaki farkın
anlamlı (t132=.014; p<,05) olduğu tespit edilmiştir. Asil yöneticilerin
vekil yöneticilere göre öfkeyi içe atmayı daha çok tercih etmeleri,
onların öfkelerini bastırarak meydana çıkabilecek olumsuz durum ve
sonuçların
yaşanmasının
önüne
geçmek
isteme
nedenlerinden
kaynaklanabilir. Çünkü asil yöneticiler okullarında vekillere göre
kalıcıdırlar ve daha uzun süre görev yapacaklardır. Bunun yanında
okullarında yaşanabilecek olumsuz olaylar karşısında öncelikle okul
müdürü olarak kendilerinin sorgulanacaklarını düşünmeleri bu durumun
bir diğer nedeni olabilir.
511
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
4.2.3. Yöneticilik Görevine Göre
(According to Management Position)
Tablo 6, okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımı ve öfke ifade
tarzlarının yöneticilik görevine göre karşılaştırılmasına ilişkin ttesti sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 6. Yöneticilik görevine göre yöneticilerin çatışma yaklaşımı ve
öfke ifade tarzlarının karşılaştırılmasına ilişkin t-testi tablosu
(Table 6. t-test results about School administrators’ opinions about
their conflict approaches and anger expression styles according to
management position)
Alt
Yöneticilik
N
Ort. Ss
t
Sd p
Ölçekler
Boyutlar Görevi
Müdür
53
4.14 .7239 132 .198
Klasik
Müdür Yrd.
81
4.31 .8267 1.260
Çatışma
Yaklaşımları
Müdür
53
3.03 1.1138
Modern
1.757 132 .082
Müdür Yrd.
81
2.72 .8619
Müdür
53
3.18 .5238
Öfke
3.315 132 .002*
Kontrol Müdür Yrd.
81
2.85 .6211
Müdür
53
1.87 .6196
Öfke İfade
Öfke
1.877 132 .040*
Tarzı
Dışa
Müdür Yrd.
81
1.67 .3688
Müdür
53
1.98 .5562
Öfke İçe
2.458 132 .016*
Müdür Yrd.
81
1.77 .3589
*p<.05
Tablo
6’da
yöneticilik
görevi
değişkenine
göre
okul
yöneticilerinin çatışma yaklaşımına yönelik görüşleri incelendiğinde
ne klasik çatışma yaklaşımı (t132 =.198;p>,05) ne de modern çatışma
yaklaşımına (t132=.082;p>,05) yönelik görüşleri açısından müdür ve
müdür yardımcıları görüşleri arasında farkın anlamlı olmadığı sonucu
bulunmuştur.
Bu
durumda
yöneticilik
türü
değişkenine
göre
yöneticilerin çatışma yaklaşımına yönelik görüşlerinin birbirine
benzer olduğu söylenebilir.
Tablo 6’da okul yöneticilerinin öfke ifade tarzları açısından
görüşleri müdür ve müdür yardımcılığı görev türü değişkenine göre,
öfke kontrol boyutunda (t132=.002: p<,05), öfke dışa boyutunda
(t132=.040; p<,05) ve öfke içe alt boyutunda (t132=.016; p<,05) anlamlı
faklılık yarattığı sonucu bulunmuştur. Her üç boyuta yönelik müdür ve
müdür yardımcılarının görüşleri incelendiğinde, müdürlerin müdür
yardımcılarından daha yüksek ortalamaya sahip oldukları görülmektedir.
Bu durumda müdürlerin müdür yardımcılarına göre daha çok öfke kontrolü
sağlayabildiği, öfkesini daha çok dışa vurabildiği ve öfkesini daha
çok bastırabildiği söylenebilir. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda
müdürlerin müdür yardımcılarına göre daha stratejik davrandıkları,
durum
ve
olaylara
göre
öfke
ifade
tarzlarını
belirledikleri
söylenebilir.
4.2.4. Yöneticilik Kıdemine Göre
(According to Years of Experience in Management)
Tablo
7’de
yöneticilik
kıdemi
değişkenine
göre
okul
yöneticilerinin çatışma yaklaşımı ve öfke ifade tarzlarına ilişkin
aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri yer almaktadır.
512
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
Tablo 7. Yöneticilik kıdemi değişkenine göre yöneticilerin çatışma yaklaşımı
ve öfke ifade tarzlarına ilişkin aritmetik ortalama ve standart sapma
değerleri
(Table 7. Mean and standart deviation scores about School administrators’
opinions about their conflict approaches and anger expression styles
according to years of experience in management)
Klasik
Modern
Öfke İfade Tarzı
Öfke
Kontrol
Öfke Dışa
X
X
X
Çatışma Yaklaşımları
Yöneticilik
Kıdemi
ss
ss
X
ss
ss
Öfke İçe
X
ss
1)5 yıl ve altı
4.50 .7360 2.53 .8549
2.92 .5138
1.68 .3170 1.73 .3325
2)5-10 yıl arası
3.98 .7355 2.92 1.0324 2.99 .5420
1.74 .3287 1.79 .3967
3)11 yıl ve üstü
4.15 .8269 3.24 .9510
1.91 .7686 2.10 .5859
3.06 .7852
Tablo 7’de yöneticilik kıdemine göre yöneticilerin çatışma
yaklaşımına
yönelik
görüşleri
incelendiğinde;
klasik
çatışma
yaklaşımını en fazla 5 yıl ve altı kıdeme sahip olanların benimsediği
( X =4,50), bunu 11 yıl ve üstü kıdeme sahip olanlar ( X =4,15) ve 5-10
yıl kıdeme sahip olanların izlediği ( X =3,989); modern çatışma
yaklaşımını ise en fazla 11 yıl ve üzeri kıdemi olanların benimsediği
( X =3,24), bunu 5-10 yıl kıdeme sahip olanlar ( X =2,95) ile 5 yıl ve
altı kıdeme sahip olanların ( X =2,53) izlediği görülmektedir. Bu
durumda klasik çatışma yaklaşımını en fazla, yöneticilik süresi kısa
olanların benimsediği görülürken, modern çatışma yaklaşımını ise en
fazla yöneticilik süresi diğerlerine göre en çok olanların benimsediği
görülmektedir.
Tablo 7’de yöneticilik kıdemine göre yöneticilerin öfke kontrol
tarzlarına yönelik görüşleri incelendiğinde, öfke kontrol puanı en
X =3,06 ortalama ile 11 yıl ve üstü kıdeme sahip
olanların olduğu, bunu X =2,99 ortalama ile 5-10 yıl kıdeme sahip
olanların izlediği ve en düşük grubun ise X =2,92 ortalama ile 5 yıl
yüksek
grubun
ve altı kıdeme sahip olanların olduğu görülmektedir. Öfke dışa alt
X =1,91 ortalama
ile 11 yıl ve üstü kıdeme sahip olanların olduğu, bunu X =1,74
boyutuna yönelik puanlarda, puanı en yüksek grubun
ortalama ile 5-10 yıl kıdeme sahip olanların izlediği ve en düşük
X =1,68 ortalama ile 5 yıl ve altı kıdeme sahip olanların
olduğu; öfke içe alt boyutunda ise puanı en yüksek grubun X =2,10
grubun ise
ortalama
ile
11
yıl
ve
üstü
kıdeme
sahip
olanların
olduğu,
bunu
X =1,79 ortalama ile 5-10 yıl kıdeme sahip olanların izlediği ve en
düşük grubun ise X =1,73 ortalama ile 5 yıl ve altı kıdeme sahip
olanların olduğu sonucu bulunmuştur. Bu durumda öfke ifade tarzı
açısından üç alt boyutta da 11 yıl ve üstü kıdeme sahip olanların
diğerlerinden daha yüksek ortalamaya sahip oldukları görülmektedir.
Baklaya ve Şahin (2003) yaptıkları bir çalışmada yaş değişkeninin
öfkeyi belirleyici bir değişken olduğunu ve yaş ilerledikçe öfkede
düşme gözlendiğini tespit etmişlerdir. Bu durum yapılan bu araştırma
sonuçlarıyla paralellik göstermektedir.
Tablo 8’de yöneticilik kıdemine göre okul yöneticilerinin
çatışma yaklaşımı ve öfke ifade tarzlarına ilişkin gruplar arasında
anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek için yapılan anova
sonuçları yer almaktadır.
513
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
Tablo 8.Yöneticilik kıdemine göre yöneticilerin çatışma yaklaşımı ve
öfke ifade tarzlarına ilişkin anova sonuçları
(Table 8. One-way ANOVA results about School administrators’ opinions
about their conflict approaches and anger expression styles according
to years of experience in management)
Ölçek
Çatışma
Yaklaşı
mları
Alt
Boyutlar
Klasik
Modern
Öfke
Kontrol
Öfke
İfade
Tarzı
Öfke
Dışa
Öfke
İçe
Varyansın
Kaynağı
Kareler
Toplamı
Sd
Gruplararası
Grup içi
Toplam
Gruplararası
Grup içi
Toplam
Gruplararası
Grup içi
Toplam
Gruplararası
Grup içi
Toplam
Gruplararası
7.004
75.907
82.911
11.28
115.881
127.161
.458
48,173
48,631
1.209
30.641
31.850
3.231
2
131
133
2
131
133
2
131
133
2
131
133
2
Kareler
Ortalaması
3.502
.579
F
p
Anlamlı
Fark
6.044
.003*
2-1
3-1
5,640
.885
6.376
.002*
1-2
1-3
2-3
.819
.118
.623
.538
YOK
.580
.180
2.584
.079
YOK
8.604
.000*
1-3
2-3
.816
Grup içi
24.597 131 .160
Toplam
27.827 133
[1)5 yıl ve altı
(2) 6-10 yıl
(3)11 yıl ve üstü ]
*p<.05
Tablo 8’e göre yöneticilik kıdemi değişkeni açısından okul
yöneticilerinin öfke ifade tarzlarına yönelik görüşlerinden öfke
kontrolü (F2-131=,623:p>.05)
ve öfke dışa (F2-131=2,583:p>.05) alt
boyutlarında anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür. Öfke ifade tarzı
alt boyutlarından öfke içe (F2-131=8.604:p<0.05)
alt boyutunda ve
çatışma
yaklaşımına
yönelik
görüşlerinden
hem
klasik
çatışma
yaklaşımında (F2-131=6.044: p<0.05) hem de modern çatışma yaklaşımında
(F2-131=6.376: p<0.05) farkın anlamlı olduğu bulunmuştur.
Farkın hangi eğitim durumundan kaynaklandığını bulmak için
yapılan Tukey çoklu karşılaştırma testine göre; klasik çatışma
yaklaşımı boyutundaki farkın kıdemi 5 yıl ve altı olanlar ile kıdemi
11 yıl ve üstü olanlar ve kıdemi 5 yıl ve altı olanlar ile 5-10 yıl
olan yöneticiler arasında olduğu görülmektedir. Modern çatışma
yaklaşımı boyutundaki farkın ise kıdemi 5 yıl ve altı olanlar ile 5-10
yıl olanlar, kıdemi 5 yıl ve altı olanlar ile 22 yıl ve üstü olanlar
ve kıdemi 5-10 yıl olanlar ve kıdemi 11 yıl ve üstü olanlar arasında
olduğu tespit edilmiştir. Klasik çatışma yaklaşımı boyutundaki farkın
kıdemi 5 yıl ve altı olan yöneticilerin puan ortalamalarının kıdemi 510 yıl arası ve 11 yıl ve üstü olanların puanlarından yüksek
olmasından kaynaklandığı, modern çatışma yaklaşımı boyutundaki farkın
kıdemi 11 yıl ve üstü olan yöneticilerin puan ortalamalarının kıdemi
5-10 yıl olanlar ile kıdemi 5 yıl ve altı olanların puanlarından
yüksek olmasından kaynaklandığı görülmektedir. Bu durumda kıdemi düşük
olanların klasik, yüksek olanların modern çatışma anlayışını daha çok
benimsedikleri
anlaşılmaktadır.
Yüksek
kıdemlilerin
idarecilik
tecrübelerinin fazla olması ve bu durumun çatışmayı yararlanılması
gereken bir olgu olarak görmelerini sağladığı söylenebilir.
Öfke içe boyutunda ise farkın kıdemi 5 yıl ve altı olanlar ile
kıdemi 11 yıl ve üstü olanlar ve yine kıdemi 5 yıl ve altı olanlar ve
5-10 yıl olan yöneticiler arasında olduğu görülmektedir Öfke içe alt
boyutunda kıdemi yüksek olanların puan ortalamalarının ön lisans ve
lisans mezunlarından yüksek olmasından kaynaklandığı bulunmuştur. Aynı
şekilde kıdemi yüksek olan yöneticilerin kıdemi düşük olanlara göre
öfkelerini daha çok içe atarak bastırmaları karşıdaki kişiyi kırmamak
ve kaybetmemek için öncelikle bu tarzı benimsemiş olmalarından
514
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
kaynaklanabilir. Ancak öfke bastırılsa
iletişimi olumsuz yönde etkileyecektir.
da,
devam
edebileceği
için
4.2.5. Eğitim Durumuna Göre
(According to Educational Background)
Tablo 9’da eğitim durumu değişkenine göre okul yöneticilerinin
çatışma yaklaşımı ve öfke ifade tarzlarına ilişkin aritmetik ortalama
ve standart sapma değerleri yer almaktadır.
Tablo 9. Eğitim durumu değişkenine göre yöneticilerin çatışma
yaklaşımı ve öfke ifade tarzlarına ilişkin aritmetik ortalama ve
standart sapma değerleri
(Table 9. Mean and standart deviation scores about School
administrators’ opinions about their conflict approaches and anger
expression styles according to educational background)
Eğitim Durumu
Çatışma Yaklaşımı
Klasik
Modern
Öfke İfade Tarzı
Öfke Kontrol Öfke Dışa
1-Önlisans
2-Lisans
3-Lisansüstü
ss
ss
X
X
3.96 .7779 2.45 1.0159
4.32 .7748 2.76 .9258
4.21 .7900 3.65 .7475
2.57
2.99
3.44
X
ss
.7445
.5132
.4686
Öfke İçe
ss
ss
X
X
1.73 .5714 1.85 .3842
1.69 .3079 1.78 .3866
2.07 .8463 2.16 .6821
Tablo 9 incelendiğinde yöneticilerin klasik çatışma yaklaşımını
X =4,32 ortalama ile en fazla lisans mezunlarının benimsediği, bunu
X =4,21 ortalama ile lisansüstü mezunları ve X =3,96 ortalama ile ön
lisans mezunlarının izlediği; modern çatışma yaklaşımını
X =3,65
ortalama
ile
en
fazla
lisansüstü
mezunlarının
benimsediği,
bunu
X =2,76 ortalama ile lisans mezunlarının, X =2,45 ortalama ile ön
lisans mezunlarının izlediği tespit edilmiştir.
Yine Tablo 10’da yöneticiler içinde öfke kontrol alt boyutunu
benimseyen en yüksek puana sahip olan grubun
lisansüstü
mezunlar
olduğu,
bunu
X =2,99
X =3,44 ortalama ile
ortalama
ile
lisans
X =2,57 ortalama ile ön lisans mezunlarının izlediği;
öfke dışa alt boyutunda puanı en yüksek grubun X =2,07 ortalama ile
lisansüstü mezunlar olduğu, bunu X =1,73 ortalama ile ön lisans ve
X =1,69 ortalama ile lisans mezunlarının izlediği; son boyut olan öfke
içe alt boyutunda ise puanı en yüksek grubun X =2,16 ortalama ile
lisansüstü olduğu, bunu X =1,85 ortalama ile ön lisans mezunlarının ve
X =1,78 ortalama ile lisans mezunları izlediği sonucu bulunmuştur.
mezunlarının,
Eğitim durumu değişkenine göre okul yöneticilerinin çatışma
yaklaşımı ve öfke ifade tarzlarına ilişkin gruplar arasında anlamlı
bir farklılık olup olmadığına yönelik anova sonuçları Tablo 10’da yer
almaktadır.
515
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
Öfke İfade
Tarzı
Çatışma
Yaklaşımları
Tablo 10. Eğitim durumlarına göre okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımı
ve öfke ifade tarzlarına ilişkin anova sonuçları
(Table 10. One-way ANOVA results about School administrators’ opinions
about their conflict approaches and anger expression styles according to
educational background)
Kareler
Alt
Varyansın
Anlamlı
Kareler
Ölçek
Sd
Ortala- F
p
Boyutlar Kaynağı
Fark
Toplamı
ması
Gruplararası 2.522
2
1.261
Klasik
Grup içi
80.389 131 .614
2.005 0.132 YOK
Toplam
82.911 133
Gruplararası 16.521 2
8.261
1-2
Grup içi
110.64 131 .845
Modern
9.781 .000*
1-3
Toplam
127.161 133
Gruplararası 8.271
2
4.135
1-2
Öfke
13.422 .000* 1-3
Grup içi
40.36
131 .308
Kontrol
2-3
Toplam
48.631 133
Gruplararası 2.293
2
1,146
1-3
Öfke
5.080 .007*
Grup içi
29.557 131 .226
2-3
Dışa
Toplam
32.850 133
Gruplararası 2.293
2
1,146
1-3
Öfke
5.882 .004*
Grup içi
25.534 131 .195
2-3
İçe
Toplam
27.827 133
*p<.05
[ 1-Önlisans
2-Lisans
3-Lisansüstü ]
Tablo 10’da okul yöneticilerinin eğitim durumu değişkenine göre
çatışma yaklaşımı puanları arasında; klasik çatışma yaklaşımı (F2131=2.005:p>.05) boyutunda anlamlı bir fark olmazken, modern çatışma
yaklaşımı (F2-131=9.781:p<.05) boyutunda anlamlı farklılık olduğu tespit
edilmiştir. Okul yöneticilerinin eğitim durumu değişkenine göre öfke
ifade tarzlarına yönelik puanları arasında ise üç alt boyutta da, yani
öfke kontrolü (F2-131=13.422:p<0.05), öfke dışa (F2-131=5.080:p<0.05) ve
öfke içe (F2-131=5.882:p<0.05) boyutlarında farkın anlamlı olduğu
bulunmuştur.
Bu farklılıkların hangi eğitim durumundan kaynaklandığını bulmak
için Tukey çoklu karşılaştırma testi yapılmıştır. Yapılan test
sonucunda; modern çatışma yaklaşımı boyutundaki farkın önlisans ve
lisan mezunları ile önlisans ve lisansüstü mezunlar arasında olduğu
bulunmuştur. Yöneticilerin eğitim durumlarına ilişkin puanlarına göre
bu
durumun
lisans
ve
lisansüstü
mezunu
yöneticilerin
puan
ortalamalarının ön lisans mezunlarının puanlarından yüksek olmasından
kaynaklandığı tespit edilmiştir. Diğer bir ifade ile eğitim seviyesi
arttıkça modern çatışma yaklaşımı anlayışının da arttığı söylenebilir.
Lisansüstü
mezunlarının
modern
çatışma
anlayışını
daha
çok
benimsemeleri aldıkları eğitimin bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
Öfke
kontrol
boyutunda
anlamlı
farklılık
önlisans-lisans,
önlisans- lisansüstü ve lisans-lisansüstü mezunları arasındadır. Öfke
kontrol boyutunda ortalamalar incelendiğinde lisansüstü mezunlarının
puan
ortalamalarının
ön
lisans
ve
lisans
mezunlarının
puan
ortalamalarından yüksek olması ile lisansüstü mezunlarının puan
ortalamalarının lisans mezunlarından yüksek olmasından kaynaklandığı
bulunmuştur.
Öfke
dışa
boyutunda
anlamlı
farklılık
önlisanslisansüstü ve lisans-lisansüstü mezunları arasındadır. Bu durumun
lisansüstü mezunlarının puan ortalamalarının ön lisans ve lisans
mezunlarından yüksek olmasından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Öfke
içe boyutunda da aynen öfke dışa boyutunda olduğu gibi anlamlı
farklılık
önlisans-lisansüstü
ve
lisans-lisansüstü
mezunları
516
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
arasındadır. Yine ortalamalara bakıldığında bu durumun kaynağının
lisansüstü mezun yönetici puanlarının olduğu görülmektedir. Çünkü,
lisans üstü mezunlarının puan ortalamaları hem ön lisans hem de lisans
mezunlarından yüksektir. Çatışma yaklaşımında olduğu gibi, eğitim
seviyesi yüksek olanların düşük olanlara göre öfke kontrolünün artması
öfkeyi daha bilinçli yönettikleri şeklinde yorumlanabilir. Thomas
(1974; akt: Sala, 1997), eğitim seviyesi yükseldikçe hem kadınlarda,
hem de erkeklerde öfke kontrolünün arttığını, eğitim seviyesi düştükçe
öfkenin
semptomlarla
(belirti)
ifade
edilmesinin
arttığını
saptamıştır. Bu durum eğitim ile öfke ifadesi arasındaki ilişkiyi
gösteren önemli bir sonuçtur.
4.3. Okul Yöneticilerinin Çatışma Yaklaşımları ile Öfke İfade
Tarzları Arasındaki İlişkiye Yönelik Bulgular ve Yorumlar
Findings and Discussion About School Administrators’
Conflict Approaches and Anger Expression Styles)
Tablo 11’de okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımları ile öfke
ifade tarzı arasındaki ilişkilere yönelik korelasyon analizi yer
almaktadır.
Tablo 11. Okul yöneticilerinin çatışma yaklaşımları ile öfke
ifade tarzı arasındaki ilişkilere yönelik korelasyon analizi
tablosu
(Table 11. Correlational Analysis of the relationship between
school administrators’ opinions about their conflict approaches
and anger expression styles)
Faktörler
Öfke Kontrol
Öfke Dışa Öfke İçe
Klasik Yaklaşım
0.04
.24**
.37**
Modern Yaklaşım
.23**
0.16
0.08
Ortalama
2,98
1,76
1,85
S.Sapma
0.6047
0.4894
0.4574
**p<.01
Tablo 11’de yönetici görüşlerine göre, okul yöneticilerinin
çatışma yaklaşımları ile öfke ifade tarzları arasında anlamlı
ilişkiler bulunmuştur. Çatışma yaklaşımlarından klasik yaklaşımı ile
öfke ifade tarzının öfke dışa boyutu (r=.24; p<.01) ile “düşük”
düzeyde ve öfke içe boyutu (r=.37; p<.01) ile orta düzeyde, pozitif
yönde
ve
anlamlı
ilişkili
bulunurken;
öfke
kontrol
boyutu
(r=.04;p<.01) ile ilişkisiz bulunmuştur. Modern yaklaşım ise bu
yaklaşım ile öfke kontrol boyutu (r=.23;p<.01) arasında düşük düzeyde,
pozitif
ve
anlamlı
ilişkili
saptanırken,
öfke
dışa
boyutu
(r=.16;p<.01) ve öfke içe boyutu (r=.08; p<.01) arasında anlamlı
ilişki saptanmamıştır. İki değişken arasında pozitif ilişkinin olması
deneklerin X ve Y değişkenlerine ait değerlerin paralel olarak artma
ya da azalma eğiliminde olduğunu gösterirken, negatif ilişkinin olması
ise değişkenlerden birine ait değerlerin artması durumunda diğer
değişkenin
değerinin
düşme
eğiliminde
olduğunu
göstermektedir
(Büyüköztürk, 2006). Bu doğrultuda okul yöneticilerinin klasik çatışma
yaklaşımına yönelik olumlu algılarının artması durumunda öfke ifade
tarzları alt boyutlarından öfke dışa ve öfke içe ifade tarzlarına
ilişkin algılarının da olumlu yönde artacağı, benzer modern çatışma
yaklaşımı anlayışları arttıkça da öfke kontrol ifade tarzlarının
artacağı söylenebilir. Veya tam tersi olarak okul yöneticilerinin
klasik çatışma yaklaşımına yönelik olumlu algılarının azalması
durumunda öfke ifade tarzları alt boyutlarından öfke dışa ve öfke içe
ifade tarzlarına ilişkin algılarının da olumlu yönde azalacağı, modern
517
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
çatışma yaklaşımı anlayışları azaldıkça öfke kontrol ifade tarzlarının
azalacağı söylenebilir.
5. SONUÇ VE ÖNERİLER (RESULT AND SUGGESTIONS)
Çatışma yaklaşımı ve öfke ifade tarzlarına yönelik sonuçlar:
Okul yöneticileri çatışma yaklaşımı olarak, klasik çatışma
yaklaşımını “tamamen katılıyorum” düzeyinde benimserken modern çatışma
yaklaşımı konusunda ise “kararsız” kalmaktadırlar. Okul yöneticileri
öfke ifade tarzı olarak, öfke kontrol tarzını “oldukça”; öfke dışa ve
öfke içe tarzını ise “biraz” düzeyinde göstermektedirler.
Kişisel değişkenlere yönelik sonuçlar:
Medeni durum değişkenine göre, okul yöneticilerinin modern
çatışma yaklaşımına yönelik görüşleri anlamlı fark yaratmazken, klasik
çatışma yaklaşımına yönelik görüşleri arasındaki fark anlamlıdır. Okul
yöneticilerinin öfke ifade tarzları açısından ise evli ve bekar
yöneticiler arasında öfke dışa ve öfke içe alt boyutlarında anlamlı
farklılık tespit edilmiştir. Öfke kontrol boyutunda fark anlamlı
değildir.
Yöneticilik türü değişkenine göre, yöneticiler arasında klasik
çatışma yaklaşımına yönelik görüşleri arasında anlamlı farklılık
tespit edilmezken, modern çatışma yaklaşımına yönelik görüşleri
arasında anlamlı farklılık tespit edilmiş, asil yöneticilerin modern
çatışma
yaklaşımını
daha
çok
benimsemektedirler.
Öfke
ifade
tarzlarından öfke kontrol ve öfke dışa boyutlarında anlamlı bir fark
bulunamazken, asil yöneticilerin vekil yöneticilere göre öfke içe
tarzını göstermektedirler.
Yöneticilik görevi değişkenine göre, müdür ve müdür yardımcıları
arasında klasik ve modern yaklaşım açısından anlamlı bir fark
bulunamamıştır. Tüm okul yöneticilerinin öfke ifade tarzlarını (öfke
kontrol, öfke dışa ve öfke içe) müdür yardımcılarına göre daha fazla
göstermektedirler.
Yöneticilik kıdemi değişkenine göre, kıdemi düşük olan okul
yöneticileri, kıdemi yüksek olanlara göre daha çok klasik çatışma
yönetimini benimsedikleri, yöneticilik kıdemi arttıkça modern çatışma
yaklaşımının benimsendiği sonucu bulunmuştur. Öfke kontrol ve öfke
dışa boyutlarında yöneticilik kıdemi değişkenine göre anlamlı bir fark
bulunmazken, yöneticilik kıdemi yüksek olan yöneticiler öfke içe
tarzını daha çok benimsemektedirler.
Eğitim
durumu
değişkenine
göre,
klasik
çatışma
yönetimi
açısından, önlisans, lisans ve lisanüstü mezunları arasında anlamlı
bir fark bulunmazken, lisansüstü mezunlar, önlisans ve lisans
mezunlarına
göre
modern
çatışma
yönetimini
daha
çok
benimsemektedirler. Öfke ifade tarzlarının tümü (öfke kontrol, öfke
dışa ve öfke içe) eğitim düzeyi arttıkça daha çok benimsenmektedir.
Çatışma yaklaşımları ile öfke ifade tarzı arasındaki ilişkilere
yönelik sonuçlar:
Okul yöneticilerinin klasik yaklaşımı ile öfke dışa boyutu
“düşük”; öfke içe boyutu “orta” düzeyde, pozitif yönde ve anlamlı
ilişkiliyken, öfke kontrol boyutu ilişkisiz bulunmuştur. Modern
yaklaşım ise öfke kontrol boyutu ile düşük düzeyde, pozitif ve anlamlı
ilişkiliyken, öfke dışa boyutu ve öfke içe boyutu ile ilişkisizdir.
Sonuçlar doğrultusunda araştırma önerileri şu şekildedir:
İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde uzman danışmanlar
istihdam
edilerek,
çatışma
ve
öfke
kontrolü
konusunda
okul
yöneticilerine profesyonel yardım sunulmalıdır.
Okul yöneticilerine düzenlenen hizmet-içi eğitim kurslarında
çatışma ve öfke ifade tarzı konularına yer verilerek, bu kursların
uzman kişiler tarafından verilmesi sağlanmalıdır.
518
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
Okul yöneticisi seçme sınavlarında çatışma ve öfke konularına
yer verilmelidir.
Modern çatışma yaklaşımını etkin kılmak için okulların asaleten
görev yapan okul yöneticileri tarafından yönetilmesi sağlanmalıdır.
Okullara yönetici atanması ve seçilmesinde, lisan üstü eğitim
yapmış olan adaylar ile yöneticilik kıdemi yüksek yöneticilerin tercih
edilmelidir.
Çatışma
ve
öfke
konularında
okullara
süreli
yayınlar
alınmalıdır, bütün çalışanlara ulaştırılmalıdır.
Bu
çalışma
Düzce
il
merkezine
bağlı
ilköğretim
okulu
yöneticileri ile sınırlıdır. Çalışma genişletilerek, ilk ve orta
öğretim yöneticilerinden elde edilen sonuçlar doğrultusunda, somut
önerileri içeren bir kitapçık oluşturularak, bakanlık yetkililerine
sunulmalı ve tüm eğitim kurumlarına dağıtılmalıdır.
Çatışma ve öfke konuları ile ilişkili adalet, iklim, ödül,
motivasyon gibi örgütsel değişkenlere yönelik araştırmaların yapılması
literatüre önemli katkılar sağlayacaktır.
NOT (NOTICE)
Bu çalışmanın özet hali 1-3 Ekim 2009 tarihleri arasında Ege
Üniversitesi’nde gerçekleştirilen 18. Eğitim Bilimleri Kurultayı’nda
sözlü bildiri olarak sunulmuştur.
KAYNAKLAR (REFERENCES)
1. Açıkalın, A., (1994). Teknik ve toplumsal yönleriyle okul
yöneticiliği. Ankara: Pegem Yayıncılık.
2. Aydın, M., (2000). Eğitim yönetimi: kavramlar, kuramlar,
süreçler, ilişkile. (6.Baskı). Ankara: Hatipoğlu Yayınevi.
3. Aydın, M., (1984). Örgütlerde çatışma. Ankara: Basyay Matbaası.
4. Balkaya, F. Ve Şahin, H.N., (2003). Çok boyutlu öfke ölçeği.
Türk Psikiyatri Dergisi, 14/3, 192–202.
5. Baygöl, E., (1997). Ergenin öfke tepkilerinin incelenmesi.
Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Bursa.
6. Büyüköztürk, Ş., (2006). Sosyal bilimler için veri analizi el
kitabı. Ankara: PegemA Yayıncılık.
7. Can, H., (2002). Organizasyon ve yönetim. Ankara: Siyasal
Kitabevi.
8. Ertekin, Y., (1993). Stres ve yönetim. Ankara: TODAİE Yayınları.
9. Gümüşeli, A.İ., (1994). İzmir ortaöğretim okulları
yöneticilerinin öğretmenler ile aralarındaki çatışmaları yönetme
biçimleri. Yayınlanmamış doktora tezi, Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
10. Hammack, G.T., (1999). The efficacy of three conflict management
training approaches on the effective resolution of intragroup
conflict. Unpublished MS theses. Christopher Newport University,
The Graduate Faculty.
11. İpek, C., (2000). Örgütsel çatışma ve çatışma yönetiminde
uygulanabilecek örgüt geliştirme araçları. Ankara: Anı
Yayıncılık.
12. Kanoğlu, E., (2008). Lise öğrencilerinin öfke düzeyleri ve öfke
ifadelerinin incelenmesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi,
Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
13. Karasar, N., (2005). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Nobel
Yayın Dağıtım.
14. Karip, E., (2003). Çatışma yönetimi. (3. Baskı). Ankara: Pegem
Yayıncılık.
519
e-Journal of New World Sciences Academy
Education Sciences, 1C0144, 5, (2), 501-520.
Argon, T. ve Açıkgöz, A.
15. Kellner, M.H. and Bry, B.H., (1999). The effects of anger
management groups in a day school for emotionally disturbed
adolescents. Adolescence, 34 (136), 645-651.
16. Kılıç, S., (2006). Özel okul öğretmenlerinin çatışma
yaklaşımları ile çatışmayı yönetme stilleri. Yayınlanmamış
yüksek lisans tezi, Yıldız Teknik
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. İstanbul.
17. Kısaç, İ., (1997). Üniversite öğrencilerinin bazı değişkenlere
göre sürekli öfke ve öfke ifade düzeyleri. Yayınlanmamış doktora
tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
18. Koçel, T., (2003). İşletme yöneticiliği. (9.Baskı) İstanbul:
Beta Basım Yayım.
19. Kökdemir, H., (2001). Öfke ve öfke kontrolü. Pivolka Dergisi,
3/12, 7–10.
20. Lerner, H., (2004). Öfke dansı. (5. Baskı). Çeviri: G. Sinem,
İstanbul: Varlık Yayınları.
21. Olmuş, G.Ö., (2001). Ergenlerin aile içi psikolojik örüntülere
göre sürekli öfke ve öfke ifade tarzlarının incelenmesi.
Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, İstanbul,
22. Özer, A.K., (1994). Sürekli öfke (SL-Öfke) ve öfke ifade tarzı
(Öfke-Tarz) ölçekleri ön çalışması. Türk Psikoloji Dergisi. 9,
26–35.
23. Özer, A.K., (1994). Öfke kaygı ve depresyon eğilimlerinin
bilişsel alt yapısıyla ilgili bir çalışma. Türk Psikoloji
Dergisi. 31, 12-25.
24. Özer, A.K., (1989). Duygusal gerilimle baş edebilme. İstanbul:
Varlık Yayıncılık.
25. Sala, G., (1997). Zonguldak Karaelmas Üniversitesi
öğrencilerinin öfke ifade etme biçimlerinin incelenmesi.
Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara.
26. Solmuş, T., (2001). Örgütlerde kişiler arası ve gruplar arası
çatışmalar ve yönetimi. Türk Psikoloji Bülteni. 20, 40-49.
27. Şimşek, M.Ş., Akgemci, T. ve Çelik, A., (2001). Davranış
bilimlerine giriş ve örgütlerde davranış. (Geliştirilmiş 2.
Baskı), Ankara: Nobel Yayın Dağım.
28. Terakye, G., (1998). Hasta hemşire ilişkileri. (Genişletilmiş 5.
Baskı), Ankara: Aydoğdu Ofset.
29. Üstün, B ve F. Yavuzarslan. (1995). Öfkenin gücü. Hacettepe
Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2/2, 42–46.
30. Üstün B., Akgün, E. ve Partlak, N., (2005). Hemşirelikte
iletişim becerileri öğretimi. İzmir: Okullar Yayınevi.
31. Wittig, A.F. and Beklin, G.R., (1990). Introductin to
psychology, McGrova- Hill Publ, Company.
32. Yağcıoğlu, B.D., (1997). Örgütlerde çatışma düzeyleri ve
çatışmanın ele alınış stilleri. Yayınlanmamış yüksek lisans
tezi, Ege Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
33. Yıldız, M., (2008). Farklı liglerde yer alan futbolcuların
kişilik tipleri ile sürekli öfke-öfke ifade tarzlarının
incelenmesi. Yayınlanmamış doktora tezi, Gazi Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
520