Çukurova Ü iversitesi İİBF Dergisi
Cilt:17.“a ı:2.Aralık 2013
ss.207-227
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da
Karşılaştırıl ası: Kayseri İli Ör eği
The Comparison of Public and Private Hospital in Terms of Integrated Marketing
Communication: The Sample of Kayseri City Center
Şükra KARACA YILMA)1
Mustafa GÜLME)2
ÖZET
Tü sektörlerde olduğu gi i sağlık sektörü de de pazar şartları hızlı ir değişi içi dedir. Bu değişi lere daha hızlı
u u sağla a il ek e hiz etleri daha etkin, eri li, hızlı, gü e ilir e kaliteli ir şekilde ere il esi içi sağlık
kuru ları ütü leşik pazarla a iletişi i ça aları a gereke ö e i göster ek zoru dadırlar. Bu çerçe ede sağlık
kuru ları ke dileri i hedef kitle e ta ıt ak e o larda destek alarak arlıkları ı sürdür ek içi
ütü leşik
pazarla a iletişi i faali etleri e eterli desteği sağla alıdırlar. Bu çalış ada, Ka seri il erkezi de faali et
göstere ka u e özel hasta elerde hiz et al ış ola topla
hasta üzeri de ir a ket u gula ası
gerçekleştiril iş e elde edile eriler istatistiksel değerle dir elere ta i tutul uştur. Çalış ada, ka u e özel
hasta elerde u gula a ütü leşik pazarla a iletişi i faali etleri i karşılaştır alı ir içi de i ele ek a a ı la
freka s dağılı ları, üzde dağılı ları, faktör a alizi e t testi apıl ıştır. A rı a hastaları sos o-demografik
özellikleri ile hasta eleri u guladıkları ütü leşik pazarla a iletişi i faali etleri i algıla a arası da farklılık olup
ol adığı ı tespit et ek a a ı la da ar a s a alizi u gula ıştır. Elde edile
ulgular, sağlık hiz eti su a
kuruluşları daha etki stratejiler geliştir esi e katkı sağla a aktır.
Anahtar Kelimeler: “ağlık Pazarla ası, “ağlık Hiz etleri, İletişi , Bütü leşik Pazarla a İletişi i, Hasta eler
ABSTRACT
Marketing conditions are in a fast change in health sector like in other sectors. Health foundations have to give
required importance to integrated marketing communication efforts so that they can adapt to this changes faster
and services can be given in more effective, productive, confidential, qualified way. In this frame, health
foundations should provide enough support to integrated marketing communication activities in order to
introduce themselves to target mass and continue to exist by getting support from them. In this study; a survey is
conducted on 997 patients, who received service from public and private hospitals operating in Kayseri city center.
Then the data is subjected to statistical evaluations. In order to examine the integrated marketing communication
activities applied at public and private hospitals comparetively; frequency distributions, percentage distributions,
factor analysis and t-test are made. Besides variance analysis is applied to determine whether there is a difference
or ot et ee the patie ts’ so io-de ographi hara teristi s a d the per eptio of hospitals’ i tegrated
marketing communication activities. The obtained findings will make a contribution to health service supplying
foundations for improving more effective strategies.
Keywords: Health Marketing, Health Services, Communication, Integrated Marketing Communication, Hospitals
1
2
Yar.Doç.Dr., Cu huri et Ü i ersitesi, Turiz İşlet e iliği e Otel ilik YO, sukrankaraca@gmail.com
Prof.Dr., Akde iz Ü i ersitesi, Turiz Fakültesi, mgulmez@akdeniz.edu.tr
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
1.GİRİŞ
Sağlık ve sağlık hizmeti sunumu, insan yaşamının sürdürülmesinde, yaşam kalitesinin
yaratılmasında ve korunmasında özel bir öneme sahiptir. Bu kapsamda sağlık
hizmetlerinin düzeyi, ülkelerin sosyo-ekonomik açıdan gelişmişlik düzeyinin de bir
göstergesi olarak kabul edilmektedir. Sağlık hizmetlerinin temel amacı toplumun
ihtiyacı olan farklı sağlık hizmetlerini, hastanın istediği kalitede, istediği zamanda ve
mümkün olan en düşük maliyetle sunmaktır (Mert, 2013,s.104). Hızla değişen teknoloji,
artan maliyetler, artan hasta şikâyetleri ve yaygınlaşan iyi bakım talepleri sağlık
hizmetlerinin daha sofistike bir yapıya bürünmesine neden olmuştur. Günümüzde de
hizmetlerin profesyonel anlamda pazarlanmasının gittikçe önem kazanması, sağlık
hizmetleri pazarlamasında da önemli gelişmeler kaydedilmesine yol açmıştır. 1980’li
yıllardan itibaren sağlık politikalarında önemli reformlar gündeme gelmiş, son yıllarda
ise bu değişim yeniden bir ivme kazanmıştır. Son yıllarda halkın kamu ve özel sağlık
kuruluşlarından sınırsız ve sistematik olarak yararlandırılması, kaliteli sağlık bakımı
hizmeti, bilgi teknolojisinin sağlık sistemine uyarlanması, hasta güvenliği, müşteri
memnuniyetinin birincil önemde yer alması gibi çalışmalar gittikçe artırılarak
sürdürülmektedir (Aslan, Sezgin ve Haşıloğlu, 2008,s.23).
Günümüzde yoğun rekabetin olduğu sağlık bakım çevresinin varlığı, bir hastanenin,
diğer sağlık kurumlarıyla kıyaslanmasına ve bu da hasta memnuniyetinin çok daha
önemli hale gelmesine yol açmıştır. Böylece, müşterilerin istek ve ihtiyaçlarını doğru
anlayıp, bu doğrultuda ürün ve hizmet sunabilen, müşterilerin satın alma alışkanlıkları
ile davranışlarına ve bunları etkileyen faktörlere göre politikalarını belirleyen ve strateji
geliştirebilen sağlık kuruluşları rekabet güçlerini koruyabilecektir. Bu bağlamda
hastanelerin verdikleri sağlık hizmetlerinin daha etkin, verimli, güvenilir ve kaliteli bir
şekilde verebilmesi ise, hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi
çabaları ile mümkün olmaktadır. Bu araştırmada da; Kayseri ilinde faaliyet gösteren
kamu ve özel hastanelerin sundukları hizmetler bütünleşik bir açıdan ele alınacak ve
araştırma sonunda, bu sağlık kuruluşlarındaki iletişim aksaklıkları, hasta memnuniyet
derecesi hakkında bilgilere ulaşılacaktır. Bu bilgiler ışığında bu sağlık kuruluşlarında
daha iyi hizmetin nasıl sunulacağı değerlendirilmesi de yapılacaktır.
2.LİTERATÜR TARAMASI
Sağlık hizmetlerinin pazarlanması konusu 1970’li yılların ikinci yarısında ortaya atılan
bir kavramdır. Sağlık hizmetleri endüstrisi, son 50 sene boyunca ciddi biçimde ilerlemiş
bulunmaktadır. Buna rağmen 10 sene öncesine kadar, bireysel doktorlar kadar sağlık
işletmeleri de hizmetlerin pazarlanması gereğinin farkına tam olarak varamamıştır.
Hizmetlerin pazarlanması, sağlık sektörü için yeni bir kavram olmakla beraber, önemini
korumaya ve arttırmaya devam ettirmektedir (Corbin, Kelley ve Schwartz, 2001,s.7).
Sağlık işletmesi için pazarlama anlayışına ulaşmak, hastane içine yönelik bir
uygulamadan, hastalarının istek ve ihtiyaçlarına yönelen bir politikaya geçmek
anlamına gelmektedir (Karafakioğlu, 1998,s.2).
208
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
Türkiye’de de 80’li yıllardan sonra öne çıkmaya başlayan özel hastanecilik kavramı
sağlık pazarlaması kavramını açığa çıkarmıştır. Bir yandan sayısı hızla artan özel sağlık
kurumları nedeniyle rekabet yoğunlaşmakta; diğer yandan da yapılan düzenlemeler
sonucunda, hastaların gerek özel hastanelerden gerekse kamuya ait diğer sağlık
kurumlarından sağlık hizmetleri almalarının yolu açılmaktadır. Sağlık hizmetleri
pazarlamasının amacı, hastalarla hizmet sağlayıcılarını en uygun seviyede bakımın
sağlanacağı şekilde bir araya getirmektir. Ürün, fiyat ve yer konuları dikkatli planlama
faaliyetleri ile çözülmeli, hastalar tercihleri hakkında bilgilendirilmeli ve onların
davranışlarını etkilemek için çalışılmalıdır (Griffith, 1995,s.278-301). Bu çerçevede
bazı hastanelerde pazarlama departmanları açılmış, profesyonel anlamda bu süreç
işletilmeye başlanmıştır. Fakat genel olarak pazarlama faaliyetleri yöneticiler nazarında
“tutundurma” faaliyetleri üzerinde uygulama imkanı bulmuştur (Ünal, 2001,s.32).
Sağlık hizmetleri pazarlaması ile ilgili literatürde birçok araştırmaya rastlanmaktadır.
Yapılan araştırmaların bazıları ve ortaya çıkan sonuçlar şu şekildedir:
Tablo 1. Sağlık Hizmetleri Pazarlaması İle İlgili Bazı Araştırma Sonuçları
Yaptıkları çalışmada poliklinik, acil ve yatan hastaların hizmet kalitesi algılamalarını
etkileyen bileşenlerin farklı olduğunu bulmuşlardır. Hasta değerlendirme sürecinin
Reidenbach ve
karmaşıklığı arttıkça, boyutların sayısı da artmıştır. Değerlendirme süreci, poliklinik
Sandifer (1990)
hastaları için nispeten kolay iken, bu süreç, acil hastaları ve yatan hastalar için giderek
zorlaşmaktadır.
Yaptıkları çalışmalarında sağlık kuruluşlarında hasta tatmininin ölçümü ile ilgili
yöntemlerin üstün ve zayıf yönlerini değerlendirmişlerdir. Bu yöntemleri; kalitatif
yöntemler (yönetici gözlemleri, çalışanlardan geri bildirim sağlama programları, ekip
Ford, Bach ve
çalışmaları ve kalite çemberleri, odak grup çalışmaları) ve kantitatif yöntemler (tavsiye
Fottler
kartları, posta yoluyla anket, yüz yüze anket, telefon yoluyla anket ve hayali müşteri
(1997)
yoluyla gözlem) olarak iki grupta toplamak mümkündür. Firma ölçeği, hasta türü gibi
çeşitli faktörlere göre bu tekniklerin uygunluğunu değerlendiren araştırmacılar, poliklinik
hastalarının tatmin düzeyinin ölçümü için tüm tekniklerin uygun olduğunu belirtmişlerdir.
Oswald, Sharon, Hasta tatmininin ölçümüne yönelik yaptıkları çalışmada, doktorların ve doktorların
Douglas, Snipes iletişiminin uygunluğunun (hastaya hastalığı ile ilgili açıklama yapması, doktorun bilgi
ve Butler (1998) düzeyi vb.) algılanan kalite ve hasta tatminini önemli ölçüde etkilediğini bulmuşlardır.
Di Paula, Long ve Yaptıkları çalışmada acile gelen hastaların ilk izlenimlerinin tatmin olma düzeylerini ve
Wiener, (2002)
davranışsal niyetlerini etkilediğini bulmuşlardır.
İzmir’de yaptıkları bir araştırmada; ihtiyaç duyulması halinde aynı hastaneyi tercih
Devebakan ve
edeceğini düşünen hastalar ile tercih etmeyeceğini düşünen hastaların algılanan hizmet
Aksaraylı (2003)
düzeylerinin farklı olduğu saptanmıştır.
Huber, Saldutto, Geriatri hastaları üzerinde yaptıkları çalışmada, hastaların görüşlerinin alınmasının, hem
Hurny,
tedavinin etkinliğini arttırdığını hem de hasta memnuniyet düzeyinin yükselmesine neden
Conzelmann ,
olduğunu belirlemişlerdir.
Beutler, Fusek ve
Munzer (2008)
SERVQUAL tekniğini kullanarak yaptıkları hasta memnuniyeti çalışmasında, sağlık
Vinagre ve Neves
hizmetlerinden memnuniyet üzerinde en etkili unsurların, hizmetin kalitesi ve hastaların
(2008)
duygularının olduğu saptanmıştır.
209
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
3.ARAŞTIRMANIN AMACI
Son yıllarda işletmeler müşteri merkezli bir anlayışla şekillenmektedir. Bu bağlamda
müşteri ilişkileri yönetimi stratejileri uygulanmakta ve bu çerçevede kaybedilen
müşterilerin kazanılması, mevcut müşterilerin bağlılıklarının artırılması ve yeni
müşterilerin bulunmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Sağlık sektöründeki artan
rekabet ve değişen hasta profili de hastaneleri bu anlayışa doğru zorlamaktadır.
Hastanelerde hasta ilişkileri yönetimi birimlerinin kurulması ve bu birimlere
fonksiyonellik kazandırılması, rakiplere karşı üstünlük sağlamak için kullanılabilecek
yöntemlerdir. Bu birimin öncelikli yapacağı işler arasında sürekli hasta memnuniyeti
ölçümleri yapmak, hastalara ilişkin bir veri tabanı hazırlamak, hasta şikayetlerini
dinlemek ve değerlendirmek, hastaları hastaneden ayrıldıktan sonra da izlemek ve
onlardan alınan geribildirimler ile hastanenin hastalarla ilişkilerini geliştirmek
bulunmaktadır. Bu birimin çalışmaları, aynı zamanda hastane üst düzey yöneticileri
tarafından stratejik hedefler belirlenirken de dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda bu
araştırma, kamu ve özel hastanelerde uygulanan bütünleşik pazarlama iletişimi
faaliyetleri kapsamında iletişim, halkla ilişkiler, reklam, kişisel imaj ve sosyal
sorumluluk faaliyetleri arasında fark olup olmadığının tespit edilmesi amacıyla
yapılmıştır. Buna ilaveten, hastaların demografik özellikleri ile sağlık hizmetlerinde
uygulanan bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetleri arasında fark olup olmadığı da
araştırma kapsamında incelenecektir. Ayrıca araştırma bulgularına dayanarak, hastaların
tatminsizliğine yol açan hizmet aksaklılarının ve sorunlarının iyileştirilmesi yönünde
hastane yönetimine önerilerde bulunulacaktır.
4.ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ
Araştırma için gerekli veriler yüz yüze anket yöntemiyle toplanmıştır. Bu yöntem
genellikle soruların önceden belirlenmiş olduğu ve doğrudan sorulduğu durumlarda
yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüz yüze anket yöntemi, cevaplama oranının yüksek
olması ve çok soru sorulmasına imkan vermesi yönünden tercih edilmiştir. Ayrıca
hastane yöneticilerinin hastanelerinde uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi
uygulamalarına yönelik faaliyet ve düşüncelerini elde etmek amacıyla da görüşmeler
yapılmış ve araştırma bulgularında bu görüşlere kısmen de olsa yer verilmiştir. Böylece
çift yönlü bir değerlendirme yapılmıştır.
Araştırma Kayseri ili merkezinde bulunan 17 hastanede yapılmıştır. Bu hastanelerden
4’ü kamu hastanesi iken 13 tanesi ise özel hastanedir. Araştırmada 13 anketör (7
erkek+6 kız) görev almıştır. 2011 yılı Temmuz ayında yapılan araştırmada toplam 1100
anket yapılmış, bu anketlerden 997’si değerlendirmeye alınmıştır. Değerlendirilmeye
alınan 997 adet anketin 743 tanesi kamu hastanelerinde yapılmış, geriye kalan anketler
ise özel hastanelerde yapılmıştır. Bu rakamlar elde edilirken Kayseri il merkezinde
faaliyet gösteren hastaneler ile ilgili sayısal verilerden yararlanılmıştır. Kayseri İl Sağlık
Müdürlüğü’nden alınan verilere göre, mevcut yatak sayıları ile yatak işgal oranlarının
değerlendirilmesi sonucunda servisteki tahmini hasta sayısı belirlenmiş olup,
örneklemeye girecek hasta sayısı ise, servisteki yatan hastaların işgal oranları
210
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
çerçevesinde bulunmuştur. Araştırmada hastanelerin yoğun bakım, psikiyatri, adli tıp,
acil servis gibi bazı servislerinde yatan hastalar ile görüşme imkânı olamayacağından
dolayı bu servisler kapsam dışı bırakılmıştır. Anket formunda yer alan soruların bazıları,
literatürde önceden kullanılmış olup, yeni geliştirilen sorular ise benzer biçimde
ölçeklendirilmiştir. Bu bağlamda, çalışma konularının genişliğinden dolayı, çok sayıda
kaynaktan yararlanılarak anket soruları geliştirilmiştir. Sağlık hizmetleri sektöründe
uygulanan bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetleri ile ilgili 28 ifade çeşitli
kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmıştır (Varinli ve Çakır, 2004; Gülmez ve Kitapçı,
2008; Zerenler ve Öğüt, 2007; Ayhan ve Canöz, 2006 ).
Anket formu üç kısımdan oluşmaktadır. İlk kısım hastaların sağlık hizmetlerini
değerlendirme belirleyicilerinden oluşmaktadır. Bu kısımdaki ifadeler 5’li Likert
Ölçeğine benzer çerçevede geliştirilmiştir (1:Kesinlikle Katılmıyorum,….5:Kesinlikle
Katılıyorum). İkinci kısım katılımcı değerlendirme belirleyicilerinden oluşmaktadır. Bu
bölümde çoktan seçmeli, iki şıklı sorulara yer verilirken, son kısım olan demografik
bilgiler kısmında da hastalara ait kişisel bilgilere yer verilmiştir. Ayrıca, anket son
şeklini alıncaya kadar çeşitli pilot testlerle geliştirilmiştir.
5.ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ
Araştırmanın hipotezleri önceden belirlenen amaçlar doğrultusunda aşağıdaki gibi
belirlenmiştir:
H1:Halkla ilişkiler faaliyetleri kamu ve özel hastanelerde farklılık göstermektedir.
H2:Kamu ve özel hastanelerdeki hastaların hastanenin kurumsal imajı hakkındaki
görüşleri arasında istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır.
H3:Kamu ve özel hastanelerdeki hastaların hastane ile ilgili yapılan reklamlara karşı
düşünceleri arasında istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır.
H4:Kamu ve özel hastanelerdeki kişisel iletişim faaliyetleri arasında istatistiki açıdan
anlamlı bir farklılık vardır.
H5:Bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetleri açısından kamu ve özel hastaneler
arasında istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır.
H6:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılama
hastaların cinsiyetine göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır.
H7:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılama
hastaların medeni durumları bakımından istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır.
H8:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamada
hastaların yaşına göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır.
H9:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamada
hastaların eğitim düzeyine göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır.
H10:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamada
hastaların gelirine göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır.
H11:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamada
hastaların mesleğine göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır.
211
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
H12:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamada
hastaların sosyal güvencelerine göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır.
6.KAMU VE ÖZEL HASTANELERDEKİ BULGULARIN
KARŞILAŞTIRILMASI VE DEĞERLENDİRMELER
Bu bölümde kamu ve özel hastanelerde araştırmaya katılan hastaların demografik
özelliklerine ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
Kayseri merkez yerleşkesinde yer alan kamu hastanelerinde ankete katılan hastaların
%24’ünü 36-45 yaş aralığındaki hastalar oluştururken, özel hastanelerde ise 36-45 yaş
aralığındaki hasta oranı %28’dir. Her iki hastanede de araştırmaya katılanların büyük
bir kısmı 36-45 yaş aralığındaki cevaplayıcılar oluşturmaktadır. Kayseri ilindeki kamu
hastanelerine gelen ve araştırmaya katılan hastaların %40’ı erkeklerden oluşurken,
%60’ı kadınlardan oluşmaktadır. Özel hastanelerde ise araştırmaya katılan hastaların
%47’si erkeklerden oluşurken, %53’ü kadınlardan oluşmaktadır. Hem kamu hem de
özel hastanelerde araştırmaya katılan hastaların çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır.
Her iki hastanede de ankete katılan hastaların büyük bir kısmı ilkokul mezunu olup bu
oranı lise mezunları takip etmektedir. Araştırma yapılan kamu ve özel hastanelerinde
ankete katılan hastaların büyük çoğunluğu evlilerden oluşmaktadır. Bu oran kamu
hastanelerinde %83,6 iken özel hastanelerde %89,4’tür. Araştırmaya katılan hastaların
aylık gelirleri ağırlıklı olarak 500-1500 TL arasındadır (Kamu hastaneleri %65,7; özel
hastaneler %67,7). Kayseri ilindeki kamu ve özel hastanelerden hizmet alan ve
araştırmaya katılan hastaların meslek dağılımları itibariyle en büyük kısmı her iki
hastane grubunda da ev hanımları oluşturmaktadır. Ankete katılan hastaların
yararlandıkları sağlık güvencesi kuruluşlarının dağılımına bakıldığında hem kamu hem
de özel hastanelerde büyük çoğunluğu SSK’lı olanlar oluşturmaktadır. Kamu
hastanelerinde bu oran %61,5 iken, özel hastanelerdeki oran %53,5’tir.
Bu bölümde ise; kamu ve özel hastanelerde araştırmaya katılan hastalardan alınan
cevaplar ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
Araştırma sonuçlarına göre, hem kamu hastanelerine hem de özel hastanelere gelen
hastaların çoğunluğu daha önce yine aynı hastaneye gelmiştir. Yani hastaların
çoğunluğu tedavi gördükleri hastaneyi tekrar tercih etmişlerdir ve tekrar tercih etme
konusunda da oldukça olumlu oldukları görülmektedir. Her iki hastane grubunda da
gelinen hastaneyi tekrar tercih etmeyi düşünen hastaların oranı %80’in üzerindedir.
Ankete katılan hastaların büyük çoğunluğu geldikleri hastanede uzman doktorların
olmasından dolayı bu hastaneyi tercih etmişlerdir. Kamu hastanelerinde uzman
doktorların olması seçeneğini hastaların bağlı bulundukları sosyal güvenlik kuruluşuyla
hastanenin anlaşmalı olması seçeneği takip ederken, özel hastanelerde de uzman
doktorların olması seçeneğini hastanenin modern donanıma sahip olması seçeneği takip
etmektedir. Sonuç olarak, tıbbi personelin konusunda uzman olması hastane seçiminde
büyük rol oynamaktadır. Gülmez (2005) tarafından sağlık hizmetlerinde memnuniyet
ölçümüne ilişkin yapılan çalışmada da, hastaların C.Ü. Araştırma Hastanesi’ni seçme
nedenlerinin başında ‘uzman doktorların olması’ seçeneği gelmiştir (%23). Bu seçeneği
212
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
‘hastanenin modern donanıma sahip olması’, ‘tıbbi personelin (doktor-hemşire) kalifiye
ve kaliteli olması’ seçeneği izlemiştir.
Hem kamu hastanelerinde hem de özel hastanelerde araştırmaya katılan hastaların
oldukça önemli bir bölümü (her iki hastanede de bu oran %83) geldikleri hastaneyi
başkalarına tavsiye etmeyi düşünmektedirler. Kamu hastanelerinde araştırmaya katılan
hastaların %77,1’i geldikleri hastaneyi başkalarına tavsiye etme nedeni olarak uzman
doktorların olması seçeneğini işaretlerken, özel hastanelerde de aynı şekilde ilk sırada
hastanede uzman doktorların olması (%83,5) seçeneği yer almaktadır. Her iki hastane
grubunda da hastaneyi başkalarına tavsiye etme nedeni olarak ikinci sırada ilgi ve alaka
gösterilmesi yer almaktadır. Kamu ve özel hastanelerde tedavi gören ve araştırmaya
katılan hastalardan alınan cevaplara göre, geldikleri hastaneyi başkalarına tavsiye
etmeme nedeni olarak her iki hastane grubunda da diğer seçeneği en yüksek orana
sahiptir. Diğer seçeneğini işaretleyen hastaların çoğunluğu, geldikleri hastaneyi tavsiye
etmemek için hiçbir neden olmadığını ifade ederken, bazı hastalar ise hastanenin
kalabalık olmasından ve yemeklerin kötü olmasından dolayı hastaneyi tavsiye etmek
istemediklerini ifade etmişlerdir.
Kamu ve özel hastanelerde ankete katılan hastaların çoğunluğu hastaneler ile ilgili
yapılan reklamlarda en çok dikkatlerini çeken reklam aracının TV-Radyo reklamları
olduğunu ifade etmişlerdir. Dolayısıyla bu sonuç, hastanelerin iyi ve başarılı bir imaj
oluşturmalarında kullanacağı en etkili iletişim araçlarının televizyon ve radyo olduğunu
göstermektedir. Kamu ve özel hastanelerde araştırmaya katılan hastaların çoğunluğu
randevulu gelmemiştir. Randevulu gelenler ise yaklaşık olarak hastaların üçte birini
oluşturmaktadır. Her iki hastane grubunda da randevulu gelen hastaların randevu
yöntemlerinde sıralama benzer şekildedir. Hastaların çoğunluğu telefon ile randevu
merkezini arayarak tedavi gördükleri hastaneye gelmişlerdir. Bu seçeneği sırasıyla;
sekreter ile yüzyüze görüşerek randevu alma, hastanenin web sitesi üzerinden randevu
alma seçenekleri takip etmektedir.
213
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
Tablo 2. Katılımcıların Sağlık Hizmetleri Sektöründe Bütünleşik Pazarlama
İletişimi İfadelerine Verdiği Cevapların Frekans ve Yüzde Dağılımları
Bu tabloda hem kamu hem de özel hastanelerde tedavi gören ve araştırmaya katılan
hastalara, sağlık hizmetleri sektöründe bütünleşik pazarlama iletişimine ilişkin bir takım
ifadeler yöneltilmiş ve bu ifadelere ne derece katıldıkları ortaya çıkarılarak kamu ve
özel hastanelerin uygulamalarına dair fikir sahibi olunmuştur.
İlk olarak “Poliklinikteki doktorun ilgisi ve yaklaşımı çok iyidir” ifadesine hem kamu
hastanelerinde hem de özel hastanelerde katılım oldukça yüksektir. Kamu
hastanelerinde bu oran %87 iken özel hastanelerde %93 şeklindedir. Kayseri ilindeki
kamu ve özel hastanelerde araştırmaya katılan hastaların “İhtiyaç duyduğumda
doktorlara kolayca ulaşabiliyorum” ifadesine ilişkin cevapları hem kamu hem de özel
hastanelerde birbirine yakın çıkmıştır. Her iki hastanede de cevaplayıcılar doktorlara
ulaşma konusunda zorluk çekmemektedir.
214
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
Hastanelerde hasta tatmininde özellikle hemşirelerin rolü önemli görülmektedir.
Ankette yer alan “Hemşireler hastaları dinlemekte ve yardımcı olmaktadır” sorusuna
her iki hastane grubunda da oldukça olumlu cevaplar alınmıştır. Yine benzer bir ifade
olan “Poliklinikteki hemşirelerin ilgisi ve yaklaşımı çok iyidir” sorusuna hastalar gayet
olumlu cevaplar vererek kesinlikle bu duruma katıldıklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca
“İhtiyaç duyduğumda hemşirelere kolayca ulaşabiliyorum” ifadesine ise hem kamu hem
de özel hastanelerde araştırmaya katılan hastaların çoğunluğu olumlu yanıt vererek bu
konuda bir sıkıntı çekmediklerini ifade etmişlerdir. “İdari personel iyi, temiz giyimli ve
düzgün görünümlüdür” ifadesine kamu hastanelerinde tedavi gören hastaların %87’si
katılıyor iken, özel hastanelerde bu oran %94’dür. Sonuç itibariyle, hastaların çoğu
kılık-kıyafete dikkat ederken, çok az bir kısmı dikkat etmemektedir. Sağlık personelinin
gösterdiği nezaket, şefkat, ilgi ve anlayış, bilgi ve becerilerini sunma biçimleri hastanın
rahatlamasını ve tedavisinde daha uyumlu, katılımcı olmasını sağlamaktadır. Bu
bağlamda araştırmamızda yer alan “Poliklinik sekreteri güler yüzlü, sabırlı ve hoş
görülüdür” şeklindeki ifadeye kamu hastanelerinde tedavi gören hastaların %76’sı
katılırken, özel hastanelerde bu oran %91 olarak gerçekleşmiştir. Bu durumda özel
hastanelerde çalışanların kamu hastanelerinde çalışanlara göre daha güler yüzlü, sabırlı
ve hoşgörülü olduklarını söylemek mümkündür. Yine benzer bir ifade olan “görevli
personel işe ilgili, nazik ve yardımseverdir” şeklindeki soruda da benzer sonuçlar
karşımıza çıkmaktadır. Kamu hastanelerinde araştırmaya katılan hastaların %76’sı bu
duruma olumlu cevap verirken, özel hastanelerdeki katılma oranı %91’dir. Araştırmaya
katılan hastalardan alınan cevaplara göre “Hastanedeki yön gösterici ve bilgilendirici
levhalar yeterlidir” ifadesine hem kamu hastanelerindeki hem de özel hastanelerdeki
katılımcıların %74’ü hastanelerdeki levhaların yeterli olduğunu düşünmektedir.
Araştırmaya katılan cevaplayıcıların çoğunluğu, “Hastane personeli genel olarak
birbirleriyle uyum içerisindedir” şeklindeki ifadeye katılmaktadırlar. Bu oran kamu
hastanelerinde %79 şeklinde iken, özel hastanelerde %88’dir. Yapılan araştırmalar
hizmet performansındaki aksaklıklar ile ekip çalışmasının olmaması arasında ilişki
olduğunu göstermektedir. Bu nedenle hastanede her bir birimin ekip ruhu ile hareket
etmesi hataları azaltacaktır. Yaptığımız araştırmadaki sonuçta bize bu durumu
göstermektedir. “Hastanede bulunduğum sürede hastaların karşılaştığı sorunlarla ilgili
olarak gerekli ilgi gösterildiğini düşünmekteyim” ifadesine kamu hastanelerindeki
hastaların %78’i özel hastanelerdeki hastaların ise %85’i katılmaktadır. Kurumlar
hizmet mükemmelliğini hedefleseler dahi hatalar ortaya çıkabilir. Tek bir hata ya da
hastanın yaşadığı olumsuz bir deneyim, olağanüstü bir hizmete zarar verebilir.
“Hastaneye güven duymamda hastanenin bilgilendirme faaliyetlerinin çok büyük etkisi
vardır” ifadesine kamu hastanelerindeki hastaların %80’i özel hastanelerdeki hastaların
da %85’i olumlu yanıt vermiştir. İletişim özellikle sağlık hizmetlerinde daha da önem
kazanmaktadır. Her hastanın anlayabileceği düzeyde, sade ve anlaşılır bir dille,
izlenecek süreci, uygulanacak tedaviyi anlatmak, hastaların güvenini ve desteğini
kazanmak açısından önemlidir. Benzer şekilde “Doktorların uygulanan tedavi, tetkikler,
ilaçlar ve hastalık hakkında bilgilendirmeleri yeterlidir” ifadesine de kamu
hastanelerindeki cevaplayıcıların %70’i özel hastanelerdeki cevaplayıcıların da %84’ü
olumlu yanıt vererek doktorların bilgilendirme faaliyetlerini yeterli bulmaktadırlar.
215
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
“Hastane ile ilgili bilgileri haberlerden ve basın/medya araçlarından takip ediyorum”
ifadesine katılım oranlarına baktığımızda kamu hastanelerinde araştırmaya katılan
hastaların %42’si hastane ile ilgili bilgileri takip etmez iken, %39’luk bir kesim hastane
ile bilgileri takip etmektedir. Oranlar birbirlerine çok yakındır. Özel hastanelerde
araştırmaya katılan hastaların %37’si hastane ile ilgili bilgileri takip etmez iken %37’si
de takip etmektedir. “Hastanede, hastaların şikâyet ve önerilerini değerlendiren bir
sistemin olması hastaneye karşı tutumumun olumlu olmasında etkilidir” ifadesine hem
kamu hem de özel hastanelerde araştırmaya katılan hastaların çoğunluğu katılmaktadır.
Oranlara baktığımızda ise kamu hastanelerinde katılım oranı %64 iken, özel
hastanelerdeki oran da aynı şekilde %64’dür. Hastanelerin şikâyet etmeyi teşvik etmek,
hastaların sorunlarını çözebilmek için bir problem çözüm sistemi geliştirmek gibi bazı
uygulamaları gerçekleştirmeleri hasta memnuniyeti açısından önemlidir.
“Hastanenin zaman zaman medyada yer alması bu hastaneyi tercihimde etkilidir”
şeklindeki ifadeye ise kamu hastanelerinde tedavi gören ve araştırmaya katılan
hastaların %55’i olumlu cevap verirken, özel hastanelerdeki hastaların ise %60’ı olumlu
cevap vermiştir. Sağlık kuruluşları toplumun her kesiminden, her yaş ve cinsiyetten
kişiye hizmet götüren, çeşitli kitlelerle iletişim kuran kuruluşlardır. Üstlendikleri bu
görev nedeniyle bir taraftan kuruma gelen hastaların ve ziyaretçilerin, bir taraftan da
içinde bulundukları çevrenin ve medyanın dikkatli değerlendirmelerine konu olurlar.
“Hastane kamuoyunda saygın ve olumlu bir imaja sahiptir” ifadesine kamu
hastanelerinde ve özel hastanelerde araştırmaya katılan cevaplayıcıların çoğunluğu
olumlu cevap vermiştir. Kamu hastanelerinde bu oran %69 iken özel hastanelerde
%75’tir. Sağlık sektöründe olumlu imaja sahip olan hastaneler hastalar tarafından
güven verici olarak değerlendirilip, hasta tercihlerinde belirleyici rol oynamaktadırlar.
“Bu hastanede hizmet alımının toplumda prestij sağladığını düşünüyorum” ifadesine ise
kamu hastanelerinde araştırmaya katılan cevaplayıcıların %65’i özel hastanelerdeki
cevaplayıcıların da %72’si olumlu yanıt vermişlerdir. Bu oran özel hastanelerde daha
yüksek çıkmıştır. Toplumda da özel hastanelerde tedavi görmenin daha prestijli olduğu
şeklinde genel bir yargı mevcuttur.
“Hastanelerin önemli günlerde çeşitli bilgilendirici materyaller göndermesi bu hastaneyi
tercihimde etkili olmaktadır” şeklindeki ifadeye katılım durumuna baktığımızda ise
kamu hastanelerindeki katılımcıların %56’sı, özel hastanelerde ise %62’si olumlu cevap
vermişlerdir. Çoğu işletme gibi hastanelerde içinde bulundukları toplumun çeşitli
sorunlarını ele alarak, toplumsal sorumluluk anlayışından hareketle topluma katkı için
de çaba gösterirler. “Hastane reklamları, hastaların kuruma olan davranışlarını olumlu
yönde etkilemek için yapılmaktadır” ifadesine kamu hastanelerinde araştırmaya katılan
cevaplayıcıların %66’sı katılırken, özel hastanelerdeki hastaların %71’i katılmaktadır.
Reklam uygun ve ahlaki bir biçimde yapılırsa, hizmetlerini tüketicilerine tanıtmak
isteyen sağlık hizmetleri sektörü için güçlü bir araç olmaya devam edecektir. “Hastane
reklamları, hastaların kurum hakkındaki bilgilerini arttırmaya yöneliktir” ifadesine ise,
kamu hastanesinde tedavi gören hastaların %70’i, özel hastanelerde ise %74’ü bu
duruma katılmaktadırlar. Hastaların alacakları hizmet konusunda bilgisiz olması ve bu
hizmetin kullanımı konusunda uzman bilgisine gereksinim duymak zorunda olmasından
dolayı, çeşitli basın/yayın organları halkın hastaneler hakkında bilgi sahibi olmasına
yardımcı olmaktadır. “Hastane reklamları, sağlık kurum/kuruluşlarının halkla olan
216
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
ilişkilerini düzenlemeye yöneliktir” ifadesine araştırmaya dahil olan kamu
hastanelerindeki cevaplayıcıların %69’u ve özel hastanelerdeki cevaplayıcıların ise
%75’i katılmaktadırlar.
“Bulunduğum şehirdeki açıkhava reklamları bu hastaneyi tercih etmemde etkilidir”
ifadesine katılım derecesine baktığımızda ise en fazla katılım kamu hastanelerinde %50
şeklinde bir oran olarak karşımıza çıkarken, özel hastanelerdeki oran %63’dür. Özel
hastanelerde bu oran daha fazladır. Araştırma kapsamında yapılan görüşmelerde de özel
hastanelerde görüşülen yöneticilerin tamamı hastanelerinin reklamları için açıkhava
reklamlarından faydalandıklarını ifade etmişlerdir.
“Fazla ücret ödeyecek olsam dahi yine bu hastaneyi tercih ederim” ifadesinde diğer
ifadelere nazaran farklı bir durum ortaya çıkmıştır. Kamu hastanelerinde araştırmaya
katılan hastaların çoğu (%47) bu durumda geldikleri hastaneyi tercih etmeyi
düşünmezken, özel hastanelerde araştırmaya katılan hastaların çoğunluğu (%46) tekrar
hastaneye gelmeleri gerektiğinde, tedavi gördükleri bu hastaneye fazla ücret ödeyecek
olsalar bile gelmeyi düşünmektedirler. Bu durumdan şu sonucu çıkabiliriz. Özellikle
kamu hastanelerinde hastalar fazla ücret ödeyeceklerse farklı alternatifleri
değerlendirebilirler. Çünkü kamu hastanelerine tedavi için gelen hastaların bir kısmı
bağlı bulunduğu sosyal güvenlik kuruluşuyla hastanelerin anlaşmalı olmasından dolayı
geldikleri hastaneyi zorunluluktan dolayı tercih etmektedirler.
“Hastanelerin reklam yoluyla topluma tanıtılması hastaların daha doğru tercih
yapmasına yardımcı olur” şeklindeki ifadeye ise kamu hastanelerindeki katılımcıların
%66’sı olumlu görüş belirtirken, özel hastanelerde bu duruma olumlu bakanların oranı
%75’dir. Sağlık hizmetlerinde bilgiyi doğru kişi ve yere ulaştırmak; hasta ile doktor
arasında doğru iletişimin kurulabileceği bir sağlık ortamının kurulmasını sağlamaya
çalışmak hasta tatmini için oldukça önemlidir. “İsim yapmış ünlü doktorları bünyesinde
çalıştırması bu hastaneyi tercih etmemde etkilidir” ifadesinde kamu ve özel hastanelerde
birbirine çok yakın bir sonuç çıkmıştır. Kamu hastanelerindeki cevaplayıcıların %77’si
özel hastanelerdeki cevaplayıcıların da %78’i bu ifadeye katılmaktadırlar. Bu bağlamda
hastaların bir hastaneyi tercih etmesinde bünyesinde çalıştırdığı doktorların isim
yapmaları çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. “Hastaneye güven
duymamda hastane ile ilgili yapılan televizyon, radyo ve gazete haber ve programlarının
etkisi çok büyüktür” ifadesine katılım oranlarına baktığımızda ise kamu hastanelerinde
oran %64 iken, özel hastanelerdeki oran %71’dir. Hastane ile ilgili yapılan haberler
(hastanenin yaptığı bilimsel gelişmeler, toplum yararına yapılan projeler, vs.), gazete ve
dergilerde hastane ile ilgili çıkan yazılar hastaların hastaneye olan güvenini
artırmaktadır. “Toplum yararına olabilecek faaliyetler düzenlemesi bu hastaneyi tercih
etmemde etkilidir” ifadesine kamu hastanelerinde araştırmaya katılan hastaların %64’ü
ve özel hastanelerdeki hastaların da %68’i katılmaktadır. Sağlık kuruluşları yapacakları
halkla ilişkiler çalışmaları ile toplumda etkili sonuçlar elde edebilirler. Sağlıklı yaşam,
sigarayı bırakma, çevre koruma gibi sosyal amaçlı kampanyalar, sağlık kuruluşlarının
hem amaçlarına uygun olabilmekte hem de imajlarını geliştirebilmektedir.
217
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
Tablo 3. Hastanelerde Uygulanan Halkla İlişkiler Faaliyetlerinin Kamu ve Özel
Hastanelerde Farklılığına İlişkin T Testi Sonuçları
İfadeler
Kamu
Özel
Kamu
Özel
Kamu
Özel
Kamu
Özel
12
15
19
27
n
743
254
743
254
743
254
743
254
Ortalama
3,98
4,33
3,69
3,76
3,65
3,80
3,59
3,99
St. Sapma
0,83
0,77
1,09
1,24
1,04
1,19
1,16
1,08
t testi
Desteklendi
t= 8,137
Desteklendi
t= 5,631
Desteklendi
t= 7,014
Desteklendi
t= 7,106
p
0,004
0,018
0,008
0,008
Tablo 3’e göre 12,15,19 ve 27 numaralı ifadelere ilişkin iki grup (Kamu hastaneleriÖzel Hastaneler) arasında farklılıklar ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, “H1:Halkla
ilişkiler faaliyetleri kamu ve özel hastanelerde farklılık göstermektedir” hipotezi
12,15,19 ve 27 numaraları ifadeler bakımından kabul edilmiş ve özel hastanelerde
halkla ilişkiler faaliyetlerinin daha iyi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Ayrıca, “H2: Kamu ve özel hastanelerdeki hastaların hastanenin kurumsal imajı
hakkındaki görüşleri arasında istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır” hipotezini
test etmek için t testi yapılmış ve analiz sonucuna göre bu hipotez reddedilmiştir.
Dolayısıyla, kamu ve özel hastanelerdeki hastaların hizmet aldıkları hastanelerin
kurumsal imajını değerlendirmeleri arasında herhangi bir fark bulunamamıştır. Bu
hipotez 17. ve 18. İfadelerden oluşmaktadır.
Tablo 4. Hastane Reklamlarının Farklılığına İlişkin T Testi Sonuçları
İfadeler
27
Kamu
Özel
N
743
254
Ortalama
3,59
3,99
St. Sapma
1,16
1,08
t testi
Desteklendi
t= 7,106
p
0,008
Tablo 4’e göre, 27 numaralı ifade bakımından iki grup (Kamu hastaneleri-Özel
Hastaneler) arasında farklılıklar ortaya çıkmıştır. “Hastane ile ilgili yapılan televizyon,
radyo, gazete haber ve programlarının hastaneye güven duyulmasındaki etkisi” ifadesi
özel hastanelerdeki hastalar tarafından farklı olarak değerlendirilmiştir. Başka bir
ifadeyle, “H3:Kamu ve özel hastanelerdeki hastaların hastane ile ilgili yapılan
reklamlara karşı düşünceleri arasında istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır”
hipotezi 27 numaralı ifade bakımından desteklenmiştir.
Tablo 5. Kişisel İletişim Faaliyetlerinin Farklılığına İlişkin T Testi Sonuçları
İfadeler
7
Kamu
Özel
n
743
254
Ortalama
3,85
4,43
St. Sapma
1,05
0,76
t testi
Desteklendi
t= 5,390
p
0,020
Kamu ve özel hastanelerden hizmet alan hastaların hastanelerdeki kişisel iletişim
faaliyetleri değerlendirmelerine ilişkin tabloya bakıldığında sadece 7 numaralı ifadede
farklılık görülmüştür. Bu ifade ise, “Poliklinik sekreterinin güler yüzlü, sabırlı ve hoş
görülü olması” şeklindeki ifadedir. “H4: Kamu ve özel hastanelerdeki kişisel iletişim
218
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
faaliyetleri arasında istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır” hipotezi 7. ifade
bakımından kabul edilmiştir.
Tablo 6. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Faaliyetlerinin Farklılığına İlişkin T Testi
Sonuçları
İfadeler
7
12
15
19
27
Kamu
Özel
Kamu
Özel
Kamu
Özel
Kamu
Özel
Kamu
Özel
n
743
254
743
254
743
254
743
254
743
254
Ortalama
3,85
4,43
3,98
4,33
3,69
3,76
3,65
3,80
3,59
3,99
St. Sapma
1,05
0,76
0,83
0,77
1,09
1,24
1,04
1,19
1,07
0,97
t testi
Desteklendi
t= 5,390
Desteklendi
t= 8,137
Desteklendi
t= 5,631
Desteklendi
t= 7,014
Desteklendi
t= 7,106
p
0,020
0,004
0,018
0,008
0,008
Tablo 6’a göre, 7,12,15,19,27 ifadeleri Kayseri ilindeki kamu ve özel hastanelerden
hizmet alan hastalar tarafından farklı değerlendirilmiştir. Bu bağlamda “H5: Bütünleşik
pazarlama iletişimi faaliyetleri açısından kamu ve özel hastaneler arasında istatistiki
açıdan anlamlı bir farklılık vardır” hipotezi 7,12,15,19 ve 27 numaralı ifadeler
bakımından kabul edilmiştir. Sonuç olarak, kabul edilen ifadelerin tamamı özel
hastanelerden hizmet alan hastalar tarafından daha olumlu şekilde değerlendirilmiştir.
7.BÜTÜNLEŞİK PAZARLAMA İLETİŞİMİNE İLİŞKİN İFADELERİN
FAKTÖR ANALİZİ SONUÇLARI
Kayseri ilinin merkez ilçelerinde yer alan kamu ve özel hastanelerde verilen sağlık
hizmetlerinin kalitesini ve iletişim boyutunu ölçmek amacıyla 28 ifade geliştirilmiştir.
Bu 28 ifadeye yeni bir boyut kazandırmak ve değişken sayısını azaltmak için bu
değişkenlere faktör analizi uygulanmıştır. Yapılan faktör analizinde örneklemin yeterli
olup olmadığını belirlemek amacıyla Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) değerine bakmak
gerekmektedir. KMO’nun 0,60’ın üzerinde olması örneklemin yeterli olduğunu
göstermektedir (Donald ve Hawkins,1993,s.316). Yapılan faktör analizinde KMO
değeri 0,922 olarak elde edilmiştir (Tablo 7). Bartlett Test’te de anlamlılığın 0,000
olması araştırma verilerinde anlamlı faktörlere ulaşıldığının göstergesidir. Ölçeğin
güvenilirliğini temsil eden değer başka bir ifadeyle içsel tutarlılık kapsamında
hesaplanan Cronbach Alpha değeri de yüksek çıkmıştır (0,919). Faktör analizi
sayesinde benzer özellikler taşıyan değişkenler belirli gruplarda (faktörlerde)
toplanmıştır. Ayrıca, bu analizle ilgili değişkenleri gruplandırmak için 'Varimax
Rotation' dan yararlanılmıştır. Analizde öz değeri (eigenvalue) 1'den büyük değerler
dikkate alınmıştır.
219
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
Tablo 7. Araştırmaya Katılanların Bütünleşik Pazarlama Faaliyetlerine İlişkin
Faktör Analizi Sonuçları
Bu faktör analizinde varimax rotasyonlu temel bileşenler analizi sonucunda 5 ayrı faktör
elde edilmiştir. Tablo 7’de görülen analiz sonuçlarına göre sağlık hizmetleri sektöründe
hastaların bütünleşik pazarlama iletişimine ilişkin görüşleriyle ilgili 5 temel faktör
vardır. Bu beş faktörün toplam varyansı açıklama oranı % 63,406’dır.
Bu bağlamda isimlendirilmiş faktörler ve bu faktörlerin içerdiği etmenler aşağıdaki
gibidir.
Reklam ve Halkla İlişkiler Faktörü: İçerdiği değişkenlerden dolayı “reklam ve halkla
ilişkiler faktörü” olarak adlandırılan birinci faktör diğer faktörler içerisinde en yüksek
varyansa sahiptir ve Tablo 8’de görüldüğü gibi on değişkenden oluşmaktadır. Bu faktör,
toplam varyansın % 23,069’unu açıklamaktadır.
220
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
Kişisel İletişim Faktörü: İkinci faktör içerdiği değişkenler bakımından “kişisel iletişim
faktörü” olarak adlandırılmıştır. Değişkenlerin faktör yükleri bakımından “Hemşireler
hastaları dinlemekte ve yardımcı olmaktadır” değişkeni en büyük değere sahiptir
(0,872). Bu faktör toplam varyansın % 18,610’unu açıklamaktadır.
Bilgi ve Güven Faktörü: Üçüncü faktörü “Hastaneye güven duymamda hastanenin
bilgilendirme faaliyetlerinin çok büyük etkisi vardır”, “Hastanede bulunduğum sürede
hastaların karşılaştığı sorunlarla ilgili olarak gerekli ilgi gösterildiğini düşünmekteyim”,
“Doktorların uygulanan tedavi, tetkikler, ilaçlar ve hastalık hakkında bilgilendirmeleri
yeterlidir” ve “Hastanede, hastaların şikayet ve önerilerini değerlendiren bir sistemin
olması hastaneye karşı tutumumun olumlu olmasında etkilidir” değişkenleri
oluşturmaktadır.
İmaj Faktörü: Dördüncü faktör ise, içerdiği değişkenler bakımından imaj faktörü
olarak adlandırılmıştır. “Hastane kamuoyunda saygın ve olumlu bir imaja sahiptir” ve
“Bu hastanede hizmet alımının toplumda prestij sağladığını düşünüyorum” değişkenleri
bu faktörü oluşturmaktadır.
Uyumluluk Faktörü: Son faktör ise “Hastanedeki yön gösterici ve bilgilendirici
levhalar yeterlidir” ve “Hastane personeli genel olarak birbirleriyle uyum içerisindedir”
değişkenlerinden oluşmaktadır. Bu faktör toplam varyansın % 6,778’ini açıklamaktadır.
Tablo 8. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Uygulama Faaliyetlerinin Cinsiyet
Açısından Farklı Olduğuna İlişkin T Testi Sonuçları
Değişkenler
Reklam ve Halkla
İlişkiler Faktörü
İmaj Faktörü
Uyumluluk Faktörü
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
Erkek
Kadın
n
420
577
420
577
420
577
Ortalama
3,71
3,78
3,81
3,87
3,82
4,04
St. Sapma
0,88
0,76
0,87
0,80
0,85
0,72
t testi
Desteklendi
t= 17,034
Desteklendi
t= 8,845
Desteklendi
t= 20,600
P
0,000
0,003
0,000
Tablo 8’deki sonuçlara göre, hastanelerde uygulanan bütünleşik pazarlama iletişimi
faaliyetleri kadın hastalar açısından 1,4 ve 5. faktörler bakımından farklılık
göstermektedir. Sonuç olarak, “H6:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama
faaliyetlerini algılama hastaların cinsiyetine göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık
vardır” hipotezi reklam ve halkla ilişkiler, imaj ve uyumluluk faktörleri itibariyle kabul
edilirken kişisel iletişim ve bilgi ve güven faktörü itibariyle red edilmiştir.
Ayrıca hastanelerde uygulanan bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerinin hastaların
medeni durumları bakımından farklılık gösterip göstermediğini tespit etmek için yapılan
t testi sonuçlarına göre de; “H7:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama
faaliyetlerini algılama hastaların medeni durumlarına göre istatistiki açıdan anlamlı bir
farklılık vardır” hipotezi red edilmiştir.
221
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
Tablo 9. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Uygulama Faaliyetlerinin Yaş Açısından
Farklı Olduğuna İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Değişkenler
Reklam ve Halkla İlişkiler
Kişisel İletişim Faktörü
F
2,848
2,391
Anlamlılık Değeri
0,015
0,036
Kamu ve özel hastanelerde uygulanan bütünleşik pazarlama iletişimi faktörlerinden
“reklam ve halkla ilişkiler faktörü” ile “kişisel iletişim faktörü” hastaların yaş grupları
bakımından istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Gruplar arasındaki farkı
belirleyebilmek amacıyla Tukey testi yapılmıştır. Tukey testi sonuçlarına göre “reklam
ve halkla ilişkiler faktörü” için 18-25 yaş grubu ile 26-35 yaş grubundaki hastaların
bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamaları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark çıkmıştır (P:0,040). Kişisel iletişim faktörüne göre ise; 18-25 yaş
gurubu ile 66 yaş ve üzeri grubun bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini
algılamaları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur (P:0,032). Sonuç olarak
“H8:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamada
hastaların yaşına göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır” hipotezi “reklam ve
halkla ilişkiler faktörü” ile “kişisel iletişim faktörü” bakımından kabul edilmiştir.
Tablo 10. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Faaliyetlerinin Eğitim Düzeyi Açısından
Farklı Olduğuna İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Değişkenler
Reklam ve Halkla İlişkiler Faktörü
F
3,276
Anlamlılık Değeri
0,003
“H9: Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamada
hastaların eğitim düzeyine göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır” hipotezi
“reklam ve halkla ilişkiler faktörü” bakımından istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.
Yapılan Tukey testi sonuçlarına göre “reklam ve halkla ilişkiler faktörü” için okur-yazar
grubu ile ortaokul (P:0,013), lise (P:0,020) ve ön lisans (P:0,010) eğitim düzeyindeki
hastaların bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamaları arasında istatistiksel
olarak anlamlı bir fark çıkmıştır. “Kişisel iletişim” olarak adlandırılan ikinci faktöre
göre de; okur-yazar olmayan grup ile lisans/lisansüstü mezunu grup arasında bütünleşik
pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılama bakımından anlamlı bir fark bulunmuştur
(P:0,028).
Tablo 11. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Faaliyetlerinin Gelir Düzeyi Açısından
Farklı Olduğuna İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Değişkenler
Reklam ve Halkla İlişkiler
Kişisel İletişim Faktörü
Bilgi ve Güven Faktörü
İmaj Faktörü
Uyumluluk Faktörü
F
10,497
4,442
5,395
3,598
2,812
Anlamlılık Değeri
0,000
0,004
0,001
0,013
0,038
Kamu ve özel hastanelerde uygulanan bütünleşik pazarlama iletişimi faktörlerinden
tümü hastaların gelir düzeyleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.
222
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
Gruplar arasındaki farkı belirleyebilmek amacıyla yapılan Tukey testi sonuçlarına göre,
”Reklam ve Halkla İlişkiler Faktörü” için 500 TL’den az gelire sahip grup ile 15012500 TL gelire sahip grup arasında (P:0,000), 500-1500 TL gelire sahip grup ile 15012500 TL (P:0,000) gelire sahip grup arasında bütünleşik pazarlama iletişimi
faaliyetlerini algılama bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir fark çıkmıştır. “Kişisel
İletişim Faktörü” açısından 500 TL’den az gelire sahip grup ile 500-1500 TL gelire
sahip grup arasında (P:0,010), 500 TL’den az gelire sahip grup ile 1501-2500 TL gelire
sahip grup arasında (P:0,005) fark çıkarken, “bilgi ve güven faktörü” açısından 500
TL’den az gelire sahip grup ile 1501-2500 TL gelire sahip grup arasında (P:0,001), 5001500 TL gelire sahip grup ile 1501-2500 TL (P:0,031) gelire sahip grup arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark çıkmıştır. “İmaj Faktörü” açısından ise; 500 TL’den
az gelire sahip grup ile 500-1500 TL gelire sahip grup arasında (P:0,020), 500 TL’den
az gelire sahip grup ile 1501-2500 TL gelire sahip grup arasında (P:0,018) fark
çıkmıştır. Sonuç olarak; “H10: Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama
iletişimi faaliyetlerini algılamada hastaların gelirine göre istatistiki açıdan anlamlı bir
farklılık vardır” hipotezi tüm faktörler bakımından kabul edilmiştir.
Tablo 12. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Faaliyetlerinin Meslek/Meşguliyet
Açısından Farklı Olduğuna İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Değişkenler
Reklam ve Halkla İlişkiler
Kişisel İletişim Faktörü
Bilgi ve Güven Faktörü
Uyumluluk Faktörü
F
2,320
2,106
2,492
3,240
Anlamlılık Değeri
0,024
0,040
0,015
0,002
“H11:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamada
hastaların mesleğine göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır” hipotezi “reklam
ve halkla ilişkiler faktörü”, “kişisel iletişim faktörü”, “ bilgi ve güven faktörü” ve
“uyumluluk faktörü” için kabul edilmiştir. Yapılan Tukey testi sonuçlarına göre “kişisel
iletişim faktörüne göre; öğrenciler ile memurlar (P:0,021) ve ev hanımları (P:0,022)
arasında anlamlı bir fark bulunurken, “bilgi ve güven” faktöründe öğrenciler ile
memurlar (P:0,046) ve emekliler (P:0,009); “uyumluluk” faktöründe ise, ev hanımları
ile emekliler (P:0,011) arasında bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılama
açısından anlamlı bir fark çıkmıştır.
Tablo 13. Bütünleşik Pazarlama İletişimi Faaliyetlerinin Sosyal Güvence
Açısından Farklı Olduğuna İlişkin ANOVA Testi Sonuçları
Değişkenler
Reklam ve Halkla İlişkiler
Kişisel İletişim Faktörü
Bilgi ve Güven Faktörü
İmaj Faktörü
F
11,654
4,993
3,253
6,959
Anlamlılık Değeri
0,000
0,001
0,012
0,000
Kamu ve özel hastanelerde uygulanan bütünleşik pazarlama iletişimi faktörlerinden
“reklam ve halkla ilişkiler”, “kişisel iletişim”, “bilgi ve güven” ve “imaj” faktörleri
“H12:Hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamada
223
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
hastaların sosyal güvencelerine göre istatistiki açıdan anlamlı bir farklılık vardır”
hipotezi bakımından kabul edilmiştir. Yapılan Tukey testi sonuçlarına göre “reklam ve
halkla ilişkiler” faktöründe Emekli Sandığı’ndan yararlanan grup ile Bağkur (P:0,000),
SSK (P:0,000), Yeşil Kart (P:0,000) ve ücretli/sosyal güvencesi olmayan grup (P0,014)
arasında anlamlı bir fark çıkmıştır. Ayrıca yeşil kartlılar ile Bağkur (P:0,003) ve SSK’lı
grup arasında anlamlı bir fark çıkmıştır (P:0,001). “Kişisel iletişim faktörüne” göre;
Emekli Sandığından yararlananlar ile Bağkur (P:0,040), SSK (P:0,013) ve Yeşil
Kartlılar (P:0,000) arasında anlamlı bir fark çıkarken, “bilgi ve güven faktöründe”
Emekli Sandığından yararlananlar ile Yeşil Kartlılar (P:0,005) arasında anlamlı bir fark
bulunmuştur. İmaj faktöründe ise, Emekli Sandığından yararlananlar ile Bağkur
(P:0,032), SSK (P:0,000) ve Yeşil Kartlılar (P:0,000) arasında anlamlı bir fark
bulunmuştur.
8. SONUÇ VE ÖNERİLER
Kayseri il merkezinde bulunan 4 kamu hastanesi ile 13 özel hastanede yapılan bu
araştırmada toplam 997 anket değerlendirmeye alınmış, bu anketlerden 743 tanesi kamu
hastanelerinde hizmet alan hastalara ait iken, 254 adet anket özel hastanelerde hizmet
alan hastalara aittir. Ayrıca araştırmaya dahil olan hastanelerdeki yöneticiler ile yapılan
görüşme sonuçlarına da çalışmada kısmen yer verilmiştir.
Kamu ve özel hastanelere gelen ve araştırmaya katılan cevaplayıcıların sağlık hizmetleri
sektöründe uygulanan bütünleşik pazarlama faaliyetlerini algılamalarının farklılık
gösterip göstermediğini test etmek amacıyla t testi yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre,
“Poliklinik sekreterinin güler yüzlü, sabırlı ve hoş görülü olması”, “Hastaneye güven
duyulmasında hastanenin bilgilendirme faaliyetlerinin etkisi”, “Hastanede, hastaların
şikayet ve önerilerini değerlendiren bir sistemin olmasının hastaneye karşı olumlu bir
tutum oluşturulmasındaki etkisi”, “Hastanelerin önemli günlerde çeşitli bilgilendirici
materyaller göndermesi”, “Hastane ile ilgili yapılan televizyon, radyo ve gazete haber
ve programlarının hastaneye güven duyulmasındaki etkisi” ifadeleri kamu ve özel
hastanelerde tedavi gören hastalar açısından farklı değerlendirilmektedir. Ayrıca,
hastanelerin uyguladıkları bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılamada
hastaların cinsiyeti ve medeni durumları bakımından farklılık olup olmadığını test
etmek amacıyla t testi yapılmış ve reklam ve halkla ilişkiler, imaj ve uyumluluk
faktörleri hastaların cinsiyetine göre farklılık gösterirken, hastaların medeni durumları
bakımından bir farklılık ortaya çıkmamıştır. Kamu ve özel hastanelerde uygulanan
bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini algılama düzeylerinin hastaların yaşı, eğitim
düzeyleri, gelir durumları, meslekleri/meşguliyetleri ve yararlandıkları sosyal güvence
açısından farklı olup olmadığını test etmek amacıyla da Anova testi yapılmıştır. Anova
testi sonuçlarına göre; “reklam ve halkla ilişkiler faktörü” hastaların yaşı, eğitim düzeyi,
gelir düzeyi, meslek/meşguliyet ve sosyal güvence bakımından istatistiksel olarak
anlamlı bulunurken, “kişisel iletişim faktörü” hastaların yaşı, gelir düzeyi,
meslek/meşguliyet ve sosyal güvence bakımından, “bilgi ve güven faktörü” gelir
düzeyi, meslek/meşguliyet ve sosyal güvence bakımından, “imaj faktörü” gelir düzeyi
224
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
ve sosyal güvence bakımından, “uyumluluk faktörü” gelir düzeyi ve meslek/meşguliyet
bakımından istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur.
Araştırmadan elde edilen genel bulgu ve sonuçların ışığı altında hastane yönetiminin
dikkat etmesi gereken noktaları şöyle sıralamak mümkündür.
-Hastanelerde hastaların beklentilerini karşılamak ve aldıkları tatmin düzeylerini
arttırmak amacıyla pazarlama bölümüne büyük görevler düşmektedir. Son yıllarda özel
hastanelerde pazarlamaya gittikçe önem verilmekle birlikte, kamu hastanelerinde aynı
paralelde gelişme olduğu söylenemez. Kamu hastanelerinde kısıtlı pazarlama
faaliyetlerinin genellikle halkla ilişkiler departmanlarınca yürütüldüğü varsayılmaktadır.
Bu durumda en azından halkla ilişkiler birimlerinin daha fonksiyonel hale getirilmesi
yerinde olacaktır.
-Bugün her organizasyonda sahipler ve ortakların yerine profesyonel yönetim yapılarına
ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Bu ihtiyaç gerek kamuda gerek özel sektörde,
dolayısıyla sağlık sektöründe de kendini göstermektedir. Hastanelerin profesyonel
yöneticiler tarafından işletme biliminin ışığında yönetilmesi, hizmet kalitesinin ve
verimliliğin artmasına, kuruluşun sürekli gelişmesine ve rekabet gücüne kavuşmasına
neden olacaktır.
-Pazar araştırmaları yapılmalı iç ve dış müşteri ile iletişim halinde bulunarak çalışanlar,
hastalar ve genel olarak toplumun talepleri doğrultusunda stratejiler belirlenmelidir.
-Doktorlar, hastalara sağlık durumları hakkında anlayabilecekleri sade bir dille bilgi
vermeli, yapılacaklar konusunda fikirlerini almalı ve kararlara katılımlarını
sağlamalıdır.
-Hastane personelinin hastalara kibar, saygılı ve yardımcı olmak konusunda duyarlı
olmaları gerekmektedir. Personel-hasta ilişkisi konusunda hastane yönetimi tarafından
hastane personeline eğitim düzenlenmesi faydalı olacaktır.
-Etkin bir randevu sistemi geliştirilmelidir.
-Etkin bir şikayet ve öneriler sistemi geliştirilerek, bunların hastane yönetimine
ulaştırılması sağlanmalı ve hastane yönetimine ulaştırılan problemlerin kısa sürede
çözümlenmesi konusunda hassas davranılmalıdır.
Sonuç olarak çalışmanın bulgularının, sağlık hizmetleri sunan kuruluşların daha etkin
stratejiler geliştirmesine yardımcı olacak bilgileri içerdiği söylenebilir. Bu çalışma,
Kayseri il merkezinde faaliyet gösteren kamu ve özel hastanelerden hizmet alan toplam
997 hastanın sağlık hizmetleri sektöründe bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini
algılarının belirlenmesine yönelik bir çalışmadır. Gelecekte; kamu ve özel hastanelerin
bütünleşik pazarlama iletişimi faaliyetlerini inceleyen karşılaştırmalı çalışmalar başka
illerde veya bölgesel bazda da yapılabilir.
225
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
KAYNAKÇA
Aslan, Ş., Sezgin M., ve Haşıloğlu S.B. (2008). Özel Sağlık Kuruluşlarında Müşteri
Memnuniyeti ve Memnuniyeti Oluşturan Unsurların Araştırılması. Muğla
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 20. ss.23-40.
Ayhan, B., ve Canöz K. (2006). “Hastaların Hastane Tercihinde Etkili Olan Halkla
İlişkiler Faaliyetleri”. Ulusal Halkla İlişkiler Sempozyumu. Kocaeli
Üniversitesi İletişim Fakültesi.
Corbin, C.L., Kelley, S.W., ve Schwartz R.W. (2001). “Concepts in Service Marketing
for Healthcare Professionals”. The American Journal of Surgery. 181. pp.1-7.
Devebakan N., ve Aksaraylı M. (2003). “Sağlık İşletmelerinde Algılanan Hizmet
Kalitesinin Ölçümünde SERVQUAL Skorlarının Kullanımı ve Özel Altınordu
Hastanesi Uygulaması”. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi. 5(1). ss.34-58.
Di Paula A., Long R., ve Wiener D.E. (2002). “Are Your Patients Satisfied?”,
Marketings Health Services. pp.29-32.
Donald, T.S., ve Hawkins, D.I. (1993). “Marketing Research (Measurement&Method)”.
Macmillan Publishing Company. New York. pp.312-321.
Ford, R. C., Susan, A. B., ve Myron D. Fottler (1997). “Methods of Measuring Patient
Satisfaction in Health Care Organizations”. Health Care Management Review.
22 (2). Pp.74-89.
Griffith, J.R. (1995). “The Well-Managed Health Care Organization”, Aupha Press /
Health Administration Press, 3rd Edition.
Gülmez, M. (2005). “Sağlık Hizmetlerinde Memnuniyet Ölçümü ve Cumhuriyet
Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde Ayakta Tedavi Gören Hastalara Yönelik
Bir Uygulama., Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi. 6
(2). ss.147-169.
Gülmez, M., ve Kitapçı, O. (2008). “Hastanelerde Hasta Tatmin Düzeylerini Ölçümü:
Karşılaştırmalı İki Hastane Örneği. Sivas:Cumhuriyet Üniversitesi Yayın
No:109.
Huber J.P., Saldutto B., Hurny C., Conzelmann M., Beutler M., Fusek M., ve Munzer
T., (2008). “Assessment of Patient Satisfaction in Geriatric Hospitals: A
Methodological Pilot Study”. Z Gerontol Geriatr. 41(2). pp.124-31.
Karafakioğlu, M. (1998). “Sağlık Hizmetleri Pazarlaması”. İstanbul: İstanbul
Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayın No:271.
226
Ka u ve Özel Hasta eleri Bütü leşik Pazarla a İletişi i Açısı da Karşılaştırıl ası:
Kayseri İli Ör eği
Mert, G. (2013). “Sağlık Turizmi ve Uygulanabilirliği”. IAAOJ. Social Science. 1(1).
ss.103-126.
Reidenbach, R. E., ve Sandifer-Smallwood, B. (1990). “Exploring Perceptions of
Hospital Operations by a Modified SERVQUAL Approach”. Journal of Health
Care Marketing. 10. pp.47-55.
Oswald, T., Sharon, L., Douglas, E., Snipes, RL., ve Butler, D. (1998). “Quality
determinants and hospital satisfaction: Perceptions of the facility and staff
might be key influencing factors”. Marketing Health Services, 18 (1). Pp. 1822.
Ünal, F. (2001). “İstanbul’da Bulunan Özel Hastanelerde Çalışan Hekimlerin
Pazarlamayı Algılayışı Üzerine Uygulamalı Bir Araştırma”. İstanbul
Üniversitesi İşletme İktisadi Enstitüsü. (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi).
Varinli, İ., ve Çakır, A. (2004). “Hizmet Kalitesi, Değer, Hasta Tatmini ve Davranışsal
Niyetler Hakkındaki İlişki-Kayseri’de Poliklinik Hastalarına Yönelik Bir
Araştırma”. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 17 (2).
Ss.33-52.
Vinagre, M. H., ve Neves J. (2008). “The İnfluence of Service Quality and Patients’
Emotions on Satisfaction”. International Journal of Health Care Quality
Assurance. 21(1). pp. 87-103.
Zerenler, M., ve Öğüt, A. (2007). “Sağlık Sektöründe Algılanan Hizmet Kalitesi ve
Hastane Tercih Nedenleri Araştırması: Konya Örneği”, Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Dergisi. 18. ss. 501-519.
227