ÖRGÜTSEL DAVRANIŞIN KARANLIK YÜZÜ VE TÜRKÇE
LİTERATÜRÜN İNCELENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA
THE DARK SIDE OF ORGANIZATIONAL BEHAVIOR AND A RESEARCH
ON TURKISH LITERATURE
Gül BİNBOĞA *
Ercan EĞİN ∗∗
Asena GÜLOVA ***
ÖZET
Bir örgütün amaçlarına ulaşarak rekabet üstünlüğü sağlayabilmesinde insan kaynağının olumlu tutum ve davranışlara sahip
olması kritik önemdedir. Örgütün en önemli kaynağı olan insanın göstereceği olumsuz tutum ve davranışların örgütteki
yansımaları ise örgütsel davranışın karanlık yüzü olarak adlandırılmaktadır. Örgüt üyesi veya üyelerinin kasıtlı bir şekilde
başkalarına, kendisine veya örgüte zarar vermek amacıyla yaptığı her türlü edim olarak tanımlanan örgütsel davranışın karanlık
yüzü, doğurduğu olumsuz sonuçlar ve etkiler açısından önemli bir olgudur.
Bu çalışmanın amacı, örgütler için önemli bir sorun kaynağı olan bu tür davranışların nedenleri, sonuçları ve alınacak
önlemlerle ilgili uygulama birimlerine ayrıntılı bilgiler sağlamak ve Türkiye’de yapılan çalışmaları inceleyerek, dağılımını ve
yönünü belirleyerek bundan sonraki yapılacak çalışmalara ışık tutmaktır. Çalışmada, analiz tekniği olarak karma yöntem
kullanılmıştır. Bu amaçla öncelikle nicel veri toplama tekniği olan ikincil veri analizi yöntemi kullanılarak, ULAKBİM Türkiye
Akademik Arşivi veri tabanında 2010-2017 yılları arasında yayınlanan çevrimiçi dergilerdeki “Örgütsel Davranışın Karanlık
Yüzü” başlığı altında incelenen 20 konu başlığındaki 273 makaleye ulaşılmıştır. Sonrasında bu konu başlıklarındaki 20 çalışma
tabakalı amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilerek nitel bir yöntem olan doküman incelemesine tabi tutulmuştur. Yapılan analizler
sonucunda, konuyla ilgili yapılan çalışmaların büyük bölümünü mobbing (%28,94), sinik davranışlar (%23,81) ve örgütsel
sessizlik (%15,75) konularının oluşturduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular ışığında gelecekte yapılacak
çalışmalarda daha fazla sayıda değişkenin, daha çeşitli model ve veri toplama yönteminin, güvenilirliği daha yüksek örnekleme
yöntemlerinin kullanılmasının, farklı örneklem düzeylerindeki çalışmaların arttırılmasının, daha geniş örneklem gruplarıyla
çalışılmasının ve konuyla ilgili daha az çalışma yapılan konularda araştırmalar yapılmasının, uygulama birimlerine değerli
bilgiler sunarak sorunun çözümünde önemli katkılar sağlayacağı düşünülmektedir.
Anahtar kelimeler: Örgütsel Davranış, Örgütsel Sapma Davranışı, Olumsuz Çalışan Davranışı.
JEL Kodu: M1, M10, M54
ABSTRACT
Positive attitudes and behaviors of human resource of an organization is crucial in order to provide competitive advantage to
organization via reaching its goals. Negative attitudes and behaviors of the employees and outcomes of these attitudes and
behaviors are called as “dark side” of organizational behavior. The dark side of organizational behavior which is defined as
any action that an organization member or a group of members intentionally do to harm others, is an important phenomenon in
terms of its negative consequences and influences.
The aim of this study is to provide detailed information for implementation units about the causes, consequences and measures
of the dark side of organizational behavior, and to shed light to next studies by analysing and determining the distribution and
direction of the studies done in Turkey. A mixed method was used according to the purpose of the study. First, secondary data
analysis method has been used. Online journals indexed within ULAKBİM Turkish Academic Archive database between 20102017 were analyzed according to 20 headings of "The Dark Side of Organizational Behavior” and totally 273 articles were
found. Second, 20 studies were selected by stratified purposeful sampling method and analyzed by using document analysis
method. As a result of these analyzes, it was observed that 28,94% of these articles were related to mobbing, 23,81% were
related to cynical behaviors and 15,75% were related to organizational silence. As a result of this study, it is recomended that
other researchers can use more variables, varied models and data collection techniques, reliable sampling methods, different
sampling levels, larger sample sizes and consider other subjects about the topic. These studies may help better understanding
of the concept and also provide us with valuable information.
Keywords: Organizational Behavior, Organizational Deviance Behavior, Negative Employee Behavior.
JEL Codes: M1, M10, M54
Uzman, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, gbinboga@hotmail.com.
Müdür Yardımcısı-Doktora Öğrencisi, Milli Eğitim Bakanlığı, ercanegin@gmail.com.
***
Doç.Dr., Manisa Celal Bayar Üniversitesi İİBF, asena.gulova@cbu.edu.tr.
*
∗∗
382
Giriş
Rasyonel insan davranışı temelinde şekillenen örgüt kuramları ve örgütsel davranış teorilerini derinden
sarsan irrasyonel insan davranışının bir yansıması olarak örgütsel davranışın karanlık yüzü/olumsuz örgütsel
davranış, son yıllarda önemli bir inceleme konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. İndirgemeci bir yaklaşımla
örgütleri dolayısıyla örgüt üyelerini neden-sonuç ilişkisi bağlamında rasyonel olarak modellendiren pozitivist
örgüt yaklaşımları irrasyonel davranabilen insan faktörünün karanlık tarafına yönelik çalışmaları eksik bırakmıştır.
Bu bağlamda, örgütsel davranış ile ilgili yapılan çalışmalar genellikle olumlu çalışan davranışlarına
odaklanmıştır. Ancak, farklı kişilik özellikleri olan ve farklı kültürden gelen çalışanları örgütsel amaçlar
doğrultusunda yönlendirebilmede, davranışın fazla dillendirilmeyen karanlık tarafının da incelenerek nasıl dahi iyi
yönetilebileceğinin ortaya konulması önemlidir. Kişi, grup veya örgüt üzerinde negatif sonuç ve maliyetlere neden
olmak amacıyla bilinçli/kasti olarak bir kişi veya grup tarafından yapılan eylemler örgütlerde davranışın karanlık
yüzü olarak tanımlanmaktadır. Örgütlerde davranışın karanlık yüzü olarak literatürde; işyeri şiddeti, saldırganlık,
üretkenlik karşıtı çalışma davranışı, örgütsel sapma, cinsel taciz, cinsellik, uygunsuz devamsızlık, hırsızlık,
dedikodu-söylenti, sinik davranışlar, yıkıcı politik davranışlar, uygunsuz izlenim yönetimi, alkol ve uyuşturucu
kullanımı gibi hem başkasına ve kendisine, hem de örgüte zarar vermeye yönelik olumsuz davranışlar yer
almaktadır.
Çok boyutlu bir kavram olan örgütsel davranışın karanlık tarafının, örgüte doğrudan ve dolaylı birçok
maliyeti bulunmaktadır. Örgüt verimliliğinde azalma, maliyette artış, itibar ve imaj zedelenmesi, müşteri kaybı
gibi birçok olumsuz sonucu olan karanlık davranışla mücadelede; etik davranışı sağlayan bir örgüt kültürünün
oluşturulması, yönetiminin bu konularda sıfır tolerans politikası gütmesi, kişiliğe dayalı dürüstlük testlerinin
yapılması, adil bir ödül sistemiyle birlikte çalışanların katılım ve desteğinin sağlanması kritik önemdedir.
Bu çalışmada, örgütler için önemli bir sorun alanı olan karanlık davranışın nedenleri, sonuçları ve alınacak
önlemlerle ilgili uygulama birimlerine ayrıntılı bilgiler sunmak ve Türkiye’de yapılan çalışmaları incelemek,
dağılımını ve yönünü belirleyerek, bundan sonraki yapılacak çalışmalara ışık tutmak amaçlanmıştır.
1. Örgütsel Davranışın Karanlık Yüzü
Tarihsel olarak karanlık ve aydınlık taraf; ölüm ve yaşam arasındaki sınırı, insanın en derin içgüdüsel
isteklerini ve bilinçlerini içeren insan durumundaki değişiklikleri anlatmak için kullanılan metaforlardır. Karanlık
yüzü metaforunun daha önceki dönemlerde görmezden gelinmiş, gözden kaçırılmış veya bastırılmış olan konularla
ilgili yeni bir endişeye dikkat çekmek üzere yönetim ve organizasyon alanında kullanılmaya başlandığı
söylenebilir.
Son yıllarda örgütsel davranış alanındaki araştırmalar, daha önceki çalışmalarda anormal veya sapkın
davranış olarak nitelendirilen işyeri şiddeti ve saldırganlık konularını içeren karanlık tarafa yoğunlaşmaya
başlamıştır. Bu konudaki çalışmalara 1990’lı yıllardan itibaren daha fazla ağırlık verildiği görülmektedir.
Davranışın karanlık tarafı; etik olmayan, illegal, kınanabilir olarak görülen servet, güç elde etmek veya intikam
amaçlı sistematik olarak yapılan başkalarına zarar veren haksız davranışlardır (Linstead vd., 2014:167-169).
Griffin ve O'Leary-Kelly (2004) davranışın karanlık yüzünü; örgütteki bir kişi veya diğer kişiler yahut
örgütün kendisi için negatif-olumsuz sonuçları olacağı motivasyonuyla bir çalışan veya bir grup çalışan tarafından
yapılan davranışlar olarak tanımlamaktadır. Yazarlar, davranışın karanlık tarafının ortaya çıkmasındaki
motivasyonu ikiye ayırmaktadır. Birincisi, davranışa bağlı olumsuz sonuçların/maliyetlerin meydana gelmesi
isteğidir. Bu maliyetler ölçülebilir/doğrudan (hırsızlık gibi) ve sübjektif /dolaylı (kişisel bir durum/gündem
nedeniyle optimal olmayan bir örgütsel karar verme) olarak sınıflandırılabilir. Diğer bir deyişle bu maliyetler,
düşük performans veya ihmal ve sabotaj gibi sinsi maliyetlerden örgüt itibarının zedelenmesine kadar
uzanabilmektedir. İkinci olarak da, birey veya bireylerin bu davranışın potansiyel sonuçları nedeniyle davranışı
gösterme niyeti veya farkındalığına sahip olmasıdır. Bu bağlamda, basit insan hatalarının bu tür davranışlardan
ayrı tutulması gereklidir.
Vaughan (1999) örgütlerin karanlık yüzünü ele aldığı makalesinde; örgütlerin karanlık taraflarını
incelemenin toplumun kurumsal temellerinin operasyonel/işlevsel yetersizliğini ortaya çıkarmak olduğunu
belirterek, rutin uygunsuzluk, hata, görevi kötüye kullanma ve yetersiz davranışlarının anormal olmadığını, ancak
karmaşık yapı ve süreçlerin ürünü olduğunu belirtmiştir. Davranışın karanlık tarafının ise hem kasıtsız, hem de
istekli sonuçlar içeren çevre, örgütler, biliş ve seçim arasındaki ara bağlantı tarafından sistematik olarak üretildiğini
vurgulamıştır. Yazar, davranışın, durumsal bağlamlarda rasyonel olduğunu ve sosyal bağlamın rasyonel seçim ve
sonuçları arasındaki bağı koparabildiğini belirtmiştir. Bu yüzden örgütlerin; belirlenmiş amaçlar, normatif
standartlar ve beklentilerden sapmaya neden olacak öngörülemeyen olumsuz (negatif) sonuçlar üretebildiğini öne
sürmüştür.
383
Örgütsel davranışın karanlık tarafı, geleneksel örgütsel davranış çalışmalarında kabul edilenden çok daha
fazla değişkenle ilişkilidir. Çok geniş bir yelpazede yer alan örgütsel davranışın karanlık yüzüne ilişkin çalışmalar;
bireysel, grup ve örgütsel düzeyde incelenebilir. Bireysel düzeyde çalışmalar; liderliğin karanlık yüzü (Aksay ve
Güğerçin, 2016; Akman, 2016; Başar ve Sığrı, 2016; Başar vd., 2016; Conger, 1990; Haynes vd., 2015; Hogan,
ve Hogan, 2001; Higgs, 2009; Lipman-Blumen, 2005; Kıyıkçı ve Sezici, 2017; Linstead vd., 2014:168), işyerinde
sapma (Bayın ve Yeşilaydın Terekli, 2014; Bennett, 2000; İyigün ve Çetin, 2012) ve üretkenlik karşıtı eylemler
(Martinko vd., 2002; Polatçı ve Özçalık., 2015; Taştan, 2013), zorbalık, işyerinde şiddet ve saldırganlık (Douglas
ve Martinko, 2001; Karaca ve İnce, 2016), işyeri nezaketsizliği (Cortina vd., 2001; Kanten, 2014; Köse ve İspirli,
2014; Pearson, ve Porath, 2005), yasadışı ilaç kullanımı ve bağımlılıklar üzerine yoğunlaşmıştır. Grup ve örgütsel
düzeyde çalışmalar ise; kurumsal etik tartışmalarından (“çürük elmalar”, “çürük variller” ve “çürük olaylar”)
örgütsel vatandaşlık davranışının karanlık yüzüne kadar uzanmaktadır (Linstead vd., 2014:169; Spector, 2013;
Kish-Gephart vd., 2010; Öncel, 2010; Şeşen vd., 2014).
1.1. Örgütlerde Karanlık Davranışın Çeşitleri
Örgütsel davranışın karanlık tarafı, başkalarına ve örgüte zarar veren davranışlar olarak
sınıflandırılmaktadır. Diğer bir deyişle davranışın maliyetlerinin, bireysel veya grup üyelerine yönelik, ya da
örgütsel olup olmadığına göre kategorize edilmektedir. Ancak, örgüt çalışanını etkileyen her durum örgütü de
etkilemektedir. Örnek olarak cinsel saldırı fiilinde davranışın negatif sonuçları öncelikle birey veya bireyleri
etkilemektedir, ancak davranışın moral düşüklüğü gibi başlıca olumsuz sonuçlarından örgüt de zarar görmektedir.
Bu bağlamda, eğer söz konusu olumsuz sonuçlar öncelikli olarak bireylere veya grup bireylerine bağlı
olarak oluştuysa, insan refahına zarar veren davranışlar; eğer örgütün kendisine yönelik ise, örgüte zarar veren
davranışlar (hırsızlık gibi) olarak ayrılmaktadır. Davranışın karanlık tarafının örgüt için negatif sonuçlar üreten
ancak açık olmayan, sübjektif ve ölçülemeyen formları da bulunmaktadır. Bu duruma, performansı düşük ancak
izlenim yönetimi yetenekleri yüksek olan bir yöneticinin, diğerlerinden daha düşük performans göstermesine
rağmen daha üst bir pozisyona gelmesi örnek olarak verilebilir (Griffin ve O'Leary-Kelly, 2004:8-17).
1.İnsan Refahına Zarar Vermeye Yönelik Davranışın Karanlık Yüzü: Bu kategorideki davranışlar
öncelikli ve direkt olarak kişinin kendine veya başkalarına zarar verme amacına yöneliktir.
a)Başkalarına Yönelik;
•
•
•
•
Fiili ve Psikolojik Şiddet
Fiziksel Şiddet
Cinsel Taciz
Genel Güvenli Olmayan İş Davranışları
b)Kendine Yönelik;
•
•
•
•
Alkol ve Yasa dışı İlaç Kullanımı
Sigara İçme
Özel Güvenli Olmayan İş Davranışları
İntihar Girişimi
2.Örgüte Zarar Vermeye Yönelik Davranışın Karanlık Yüzü: Bu kategoride de öncelikli olarak örgütün
kendisine zarar vermeye yönelik olumsuz davranışlar yer almaktadır, insan refahına yönelik zarar verme ikincil
öneme sahiptir. Bunlar;
a)Kesin/Belirli Finansal Maliyetlere Neden Olan Davranışlar;
•
•
•
•
Uygunsuz devamsızlık ve işe geç kalma
Örgüt malına veya mülküne yönelik hırsızlık
Örgüt malına veya mülküne zarar verme
Kanun, kural ve düzenlemeleri ihlal etme
b)Açık/Kesin Finansal Maliyetlere Neden Olmayan Davranışlar;
•
•
•
•
Yıkıcı politik davranışlar
Uygunsuz izlenim yönetimi davranışları
Mahremiyetin/gizliliğin ihlali
Devamlı yetersiz performans
Davranışın karanlık tarafı çok kapsamlı olup, alanyazında olumsuz iş davranışlarının birbiri içine geçmiş
çeşitli kavramlarla tanımlandığı görülmüştür. Bu kavramlar bazı çalışmalarda mobbing veya kariyerizm gibi tek
olarak ele alınmakta, ya da üretim karşıtı iş davranışı (Counterproductive Work Behavior ve Türkçe literatürde
384
amaç, üretkenlik veya üretim karşıtı iş davranışı), örgütsel sapma (Organizational Deviance veya Workplace
Deviance), norm dışı davranışlar, işyeri/çalışan sapkınlığı gibi aynı anlamda farklı isimlerle adlandırılan birçok
tutum ve davranışı içeren şemsiye kavramlar olarak ele alınmaktadır. Gruys (1999:40) yaptığı literatür
taramasında, 250’nin üzerinde amaç karşıtı çalışma davranışı elde ettiğini belirtmiştir ki; bu sonuç kavramın çok
geniş bir yelpazede yer aldığını göstermesi açısından önemlidir. Bu çerçevede, örgütsel davranış literatüründe
örgütsel davranışın karanlık yüzü olarak belirtilen ve olumsuz sonuçları olan davranışların genel olarak Tablo 1’de
verilen başlıklar altında incelendiği görülmüştür.
Tablo 1. Örgütlerde Karanlık Davranışlar
Örgütlerde Karanlık Davranışlar
Üretim Karşıtı Çalışma Davranışı: Örgüt ve örgüt üyeleri üzerinde zararlı etkileri olması amacıyla bilinçli olarak yapılan
davranışları içermektedir. Bu davranışlar hırsızlık veya saldırganlık gibi aktif eylemlerle, kasıtlı olarak talimatları yerine
getirmeme veya hatalı iş yapma gibi pasif eylemleri kapsayan açık suç işlemeye yönelik fiillerden oluşmaktadır (Fox vd.,
2001:292).
Mobbing: İş yaşamında bir veya birkaç kişi tarafından diğer bir kişiye yönelik sistematik bir biçimde düşmanca ve etik dışı
bir iletişim olarak tanımlanmaktadır (Leyman, 1990:120).
İşyeri Nezaketsizliği: İşyeri nezaketsizliği, işyerinde karşılıklı saygı normlarına aykırı biçimde hedefe zarar vermek için
belirsiz niyetiyle yapılan, düşük yoğunluklu sapma davranışı olarak tanımlanmaktadır. Nezaketsiz davranışlar, başkalarına
saygısızlık gösterilen kaba ve nezaketsiz davranışlardır (Andersson ve Pearson, 1999:458).
Cinsel Taciz: Özellikle korkutucu, düşmanca, onur kırıcı, utandırıcı ve saldırgan bir ortam yaratarak bir kişinin haysiyetini
ihlal etmek veya etkilemek amacıyla istenmeyen her türlü cinsel nitelikte sözlü, sözsüz veya fiziksel olarak yapılan
davranıştır (EC, 2012:3).
Sosyal Kaytarma Davranışı: Sosyal kaytarma bireylerin, grup halinde çalışırken bireysel çalışmalarına göre daha az çaba
gösterme eğilimi olarak tanımlanmaktadır (Karau ve Williams, 1993: 681).
Sanal Kaytarma: Çalışanın, iş saatlerinde çalıştığı kurumun internet bağlantısını kişisel amaçlarına yönelik olarak
kullanması olarak tanımlanmakta ve üretimden sapma davranışı olarak değerlendirilmektedir (Lim, 2002: 675).
Aldatma: Bir kişinin doğru olmadığını bildiği halde, diğerlerinin doğru olduğuna inanması niyetiyle yapılan davranıştır
(Kupfer, 1982:104).
İntikam Davranışları: Algılanan yanlış davranışın karşılığında ceza verme olarak tanımlanan intikam (öç alma) davranışı,
saldırgan davranışın başlıca nedeni olarak gösterilmektedir (Bradfield, and Aquino, 1999:608).
Dedikodu ve Söylenti: Gerçekte var olup olmadığına bakılmaksızın, diğer kişi veya kişilere aktarımda bulunulan informal
iletişim biçimidir. Söylenti veya dedikodunun pozitif veya negatif sonuçları olabilir (Michelson ve Mouly, 2004:192-193).
İşyerinde Dışlanma: Bir bireyin işyerindeki diğer kişiler tarafından görmezden gelinmesi veya dâhil edilmemesidir.
Dışlanma, reddedilme, soyutlanma ve göz temasında bulunmamayı içermektedir (Liu ve Xia, 2016:197-198).
Sinik Davranışlar: Bir çalışanın örgüte yönelik negatif-olumsuz tutumlarıdır. Örgütsel sinizmin üç boyutu ise; örgütün
dürüstlükten yoksun olduğuna dair inanç, örgüte yönelik olumsuz duygulanım, bu inanç ve duygulanımla tutarlı olarak
örgüte yönelik küçümseme ve eleştirel davranışta bulunma eğilimi ile karakterizedir (Dean vd., 1998:345).
Uygunsuz İzlenim Yönetimi Davranışları: Kişilerarası davranışlarında önemli rol oynayan izlenim yönetimi, bireyin
başkalarının kendisine ilişkin izlenimlerini kontrol etme sürecidir (Leary ve Kowalsky, 1990:34). Bu davranış genel olarak
gelecekte örgütte daha iyi bir kariyer elde etmek amacıyla kullanılmakta olup, yaygın olarak pozitif-doğal kabul edilir.
Ancak ekstrem bir durum olarak, tamamıyla sahte bir imaj yaratılarak alınan terfi veya işlerle daha kalifiye kişilerin önüne
geçilmesinin örgüte maliyetleri olabilmektedir (Griffin ve O'Leary-Kelly, 2004:16).
Yıkıcı Politik Davranışlar: Politik davranış, örgütte diğerlerini etkilemek, kişisel veya kolektif çıkarları güvence altına
almak veya örgütteki olumsuz durumlardan kaçınmak amacıyla güç kullanmaktır (Drory ve Vigoda-Gadot, 2010:195).
Politik davranışların bazı durumlarda örgüt için pozitif yararları olmakla birlikte olumsuz sonuçları da bulunmaktadır.
Örneğin, bir yönetici diğer adaylardan daha düşük niteliklere sahip bir arkadaşını terfi ettirdiğinde, bu disfonksiyonel
davranışın örgüte maliyeti olacaktır (Griffin ve O'Leary-Kelly, 2004:15-16).
Örgütsel Sessizlik: Çalışan sessizliği, öneriler, sorular, endişeler dâhil olmak üzere anlamlı bilginin kasıtlı olarak
saklanması olarak tanımlanabilir (Tangirala ve Ramanuam, 2008:39). Çalışan sessizliğinin örgüte doğrudan (operasyonel
sorunların çözümünde çalışanın vereceği bilgilerden mahrum kalma, inovasyonda azalma vb.) ve dolaylı (çalışanda stres ve
sağlık sorunlarının oluşması gibi) maliyetleri bulunmaktadır. Çalışanın sahip olduğu bilgilerin ve görüşlerin gücünü
yitirmemek veya iş yükünü arttırmamak amacıyla saklandığı fırsatçı sessizlik, bilinçli ve örgüte zarar veren bir davranış
olması sebebiyle düşük düzeyli üretim karşıtı çalışma davranışı olarak değerlendirilmektedir (Knoll ve Van Dick
(2012:351).
Kariyerizm: Çalışanların kariyer ilerlemelerini performansa dayalı olmayan yöntemlerle sürdürme eğilimidir. Kariyerizm
eğilimine sahip çalışanlar kariyer ilerlemeleri için performanslarını maksimize etmek yerine; iyi ilişkiler kurma (çalışma
arkadaşları ve yöneticileri ile), kendi reklamını yapma, başarılıymış gibi görünmeye yönelik aldatıcı davranışlarda bulunma
ve gerektiğinde örgüt veya üyelerine zarar verme konusunda sakınca görmeyen olumsuz eğilimlerde bulunabilmektedirler
(Feldman ve Weitz, 1991:237-240).
385
1.2. Örgütsel Davranışın Karanlık Yüzünü Açıklayıcı Yaklaşımlar
Örgütsel davranışın karanlık yüzünü oluşturan tutum ve davranışlar geniş bir yelpazede yer aldığından
dolayı durumu açıklayıcı kuram ve yaklaşımlar da çeşitlik göstermektedir. Literatür incelemesinde, örgütsel
davranışın karanlık tarafının açıklanmasında; sosyal bağlılık, beklenti, güçlendirme, sosyal öğrenme, sosyal bilgi
işleme, engellenme-saldırganlık, duygusal olaylar ve vekâlet teorileri ile nedensel akıl yürütme ve stres yükleyici
duygu modelinden yararlanıldığı görülmüştür. Söz konusu kuram ve yaklaşımlardan, sosyal öğrenme ve
engellenme-saldırganlık kuramı ile nedensel akıl yürütme modeli ve stres yükleyici duygu modeli aşağıda
açıklanmıştır.
Sosyal Öğrenme Kuramı: Bandura tarafından geliştirilen teoriye göre, saldırgan eylemler için
pozitif/olumlu geri bildirimler alan bireyler saldırgan davranışlar sergilemeyi öğrenmektedir. Kuram saldırganlığın
nedenlerini içsel faktörlerden (içgüdü) çok dışsal faktörlere dayandırmakta ve saldırganlığın diğer davranışlarda
olduğu gibi doğrudan deneyimle ve taklit yoluyla (gözlemsel öğrenme ve sembolik modelleme) öğrenildiğini
belirtmektedir (O’Leary-Kelly vd., 1996:230).
Engellenme-Saldırganlık Kuramı: Dollard vd. (1939) tarafından ortaya atılan kuram saldırganlığı
içgüdüsel değil, tepkisel bir davranış olarak kabul etmektedir. Kuramda amaca yönelik bir davranışın
engellenmesinin saldırganlık dürtüsüne yol açacağı varsayılmıştır. Söz konusu engellenme kişinin çevresinden
gelebileceği gibi, kendi içindeki çelişik istek ve eğilimler sonucu da oluşabilmektedir. Saldırganlığa eğilim gücü,
engelleyici deneyimlerin sıklığı ve yoğunluğuyla orantılıdır. Yapılan araştırmalar kapsamında bireylerin
engellenmeye gösterdiği tepkilerin, kişilik yapısı ve geçmiş deneyimlerinden de etkilendiği tespit edilmiştir. Fox
ve Spector (1999:915) yaptıkları araştırmada, örgütlerde üretim karşıtı çalışma davranışı gösterme ile örgütsel
sınırlamalar (kişisel ve örgütsel amaçlara ulaşmada engellemeye neden olaylar) arasında pozitif ilişki bulmuşlardır.
Nedensel Akıl Yürütme Modeli (Causal Reasoning Theory): Martinko, Gundlach ve Douglas (2002)
tarafından geliştirilen model, üretkenlik karşıtı iş davranışları ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda iki ortak bakış
açısı olduğunu belirtilmektedir. Bunlar, bireylerin kendi çıktılarının (algılanan adalet, algılanan eşitlik, algılanan
başarı veya başarısızlık) niteliğini nasıl değerlendirdiği ve kendi çıktılarının nedenlerine yönelik atfetme ve
atfetme davranışlarıyla ilgili inançlardır. Bu iki aşamalı bilişsel süreçte, bireyler kendi çıktılarının niteliklerini
değerlendirerek (bu süreç genellikle karşılaştırmayı içerir) durumu dengesiz, adaletsiz veya eşitsiz olarak
algılamakta ve bu durumun nedenlerini analiz ederek atıfta bulunmaktadırlar.
Modelde üretim karşıtı çalışma davranışlarının yapısı ve doğası açısından asıl önemli olanın, elde edilen
çıktıların nedenlerinin neye atfedildiği ile ilgilidir. Eğer bir kişi hayal kırıklığı yaratan bir sonuç elde ettiğinde
neden olarak kendi içsel (internal) ve tutarsız özelliklerine (çaba eksikliği gibi) atıfta bulunuyorsa, bireyin kendini
suçlama olasılığı yüksek olacak ve muhtemelen üretim karşıtı çalışma davranışında bulunmayacaktır. Ancak,
bireyin içsel atfına bağlı olarak kendiyle ilgili olumsuz duyguları (utanç ve suçluluk) depresyon, alkol, uyuşturucu
kullanımı, işe devamsızlık, pasiflik, performans düşüklüğü davranışlarına neden olabilecektir. Diğer taraftan, birey
hayal kırıklığı yaratan sonucun nedeni olarak dışsal (external) atıfta bulunuyorsa (kıskanç ve kötü niyetli bir iş
arkadaşı gibi), üretim karşıtı çalışma davranışlarından bazılarını (saldırganlık, şiddet, taciz, sabotaj, hırsızlık,
vandalizm, sahtekarlık) gösterme olasılığı çok daha yüksektir. Üretim karşıtı çalışma davranışının ortaya
çıkmasında, durumun süreklilik arz etmesi önemlidir (Matrinko vd., 2002:42).
Stres Yükleyici-Duygu Modeli (The Stressor-Emotion Model): Engellenme-saldırganlık teorisine
dayanan model, üretim karşıtı iş davranışlarının özellikle engellenme ve kızgınlık duygularını uyandırıcı
durumlara karşı bir yanıt olduğunu öngörmektedir. Model, üretkenlik karşıtı iş davranışlarının işte strese neden
olan bir durumla (rol belirsizliği, rol çatışması, iş yükü, kişilerarası çatışma, örgütsel kısıtlamalar, adaletsiz
uygulamalar vb.) başladığını, bireyin bu durumu değerlendirerek stres faktörü olarak algılamasıyla olumsuz
duygular hissettiğini (engellenmişlik, anksiyete, öfke vb.) ve olumsuz duygularında üretim karşıtı çalışma
davranışına yol açtığını belirtmektedir. Stres faktörü, bireyde olumsuz bir duygusal tepkiye neden olan çevresel
bir durum olarak tanımlanmaktadır. Modelde düzenleyici/aracı değişkenler olarak algılanan kontrol ve kişilik
özellikleri (sürekli öfke ve endişe, narsisizm, kontrol odağı) alınmış ve bu faktörlerin üretim karşıtı çalışma
davranışının gösterilmesinde önemli rolleri olduğu belirtilmiştir. Modele göre; bireyler stresli bir koşula maruz
kalmaları sonucunda negatif/olumsuz duygu hissettiklerinde ve bu durum üzerinde algılanan kontrolü çok az
olduğunda, üretim karşıtı çalışma davranışı gösterme riskine sahiptirler (Spector ve Fox, 2005:9-26).
1.3. Örgütlerde Davranışın Karanlık Yüzünün Öncülleri
Çalışanların örgütlerde olumsuz/negatif tutum ve davranış sergilemesinde birçok faktör etkili olmaktadır.
Bu kapsamda karanlık davranışın öncüllerini kişisel özellikler ve durumsal faktörler (örgütsel, sosyal ve
kişilerarası faktörler) açısından kategorize etmek mümkündür.
Literatürde yapılan çalışmalarda öfke ve endişe yönelimli, intikam almaya yönelik tutuma sahip, negatif
duygulanımlı, öz denetimi düşük, kötü niyetli atfetme yönelimli (dışsal), negatif geçmiş deneyimi (daha önce
386
şiddete veya kötü davranışa maruz kalma) olan, narsist, psikopat, makyavelist kişilik özelliklerine sahip
çalışanların negatif örgütsel davranış sergileme eğilimlerinin daha yüksek olduğu ortaya konulmuştur (Douglas ve
Martinko, 2001:549-550; Hauge vd., 2009:350; O'Boyle Jr. vd., 2012:557). Makyavelist, narsist ve psikopat kişilik
özellikleri ile iş performansı ve üretim karşıtı çalışma davranışı arasındaki ilişkilerin ortaya konulması amacıyla
yapılan meta analizi çalışmasında; bu üç kişilik özelliğine sahip çalışanlarda üretim karşıtı çalışma davranışının
yüksek, iş performansı kalitesinin ise düşük olduğu bulunmuştur (O'Boyle Jr. vd., 2012:557). Bushman vd. (2009:
427) ise yaptıkları çalışmada yüksek benlik saygısıyla birlikte yüksek narsisizmin en yüksek saldırganlık
seviyelerini ürettiğini tespit etmişlerdir.
Demografik değişkenlere göre; genel olarak erkek, bekar, genç, işe yeni başlamış, yarı-zamanlı çalışan,
eğitim seviyesi daha düşük, düşük ücretli pozisyonlarda çalışanların örgütsel sapma davranışlarına daha fazla
eğilimli oldukları sonucuna varılmıştır (Alan, 2011:74, Appelbaum vd., 2005:45, Hauge vd., 2009:349, Peterson,
2002: 49). Örgütlerde karanlık davranış sergileyen kişilerin bazı ortak özellikleri var gibi görünse de, yapılan
çalışmalarda bağlamsal faktörlerin güçlü rolleri olduğu bulunmuştur. Bazı kişilik özellikleri bireyleri daha tepkisel
hale getirirken, bu tür davranışların belirli örgütsel ortamlarda başarılı olma eğilimi daha yüksektir (Hershcovis
vd., 2015:6).
Olumsuz çalışan davranışının ortaya çıkmasında etkili olan örgütsel faktörlerin genellikle; algılanan
adaletsizlik, eşitliksiz davranış, rol belirsizliği, rol çatışması, yüksek iş yükü, düşük özerklik (düşük iş otonomi),
iş güvencesinin olmaması, kişilerarası çatışma, örgütsel kısıtlamalar, örgütsel yapı, örgüt kültürü ve iklimi,
örgütsel politika ve süreçler, liderlik tarzı (serbest bırakıcı liderlik tarzı gibi), çalışma koşulları, ücret, terfi ve
kariyer olanakları olduğu görülmektedir (De Cuyper vd., 2009:206; Demir ve Tütüncü, 2010: 67; Everton vd.,
2007:126, Spector ve Fox, 2005:9). Dolayısıyla, örgütte stres ve engellenme algısına neden olan durumların diğer
değişkenlerle birlikte çalışanın negatif çalışma davranışı göstermesinde etken olabileceği söylenebilir. Bu
bağlamda, konunun daha somut hale getirilmesi amacıyla aşağıda yapılan çalışmalarından örnekler verilmiştir.
Örgüt tarafından adaletsiz ve eşitsizliğe maruz kaldığını algılayan çalışan, öç alma duygusu ile göze göz
dişe diş mantığıyla olumsuz davranışlarda bulunabilmektedir. Bu doğrultuda yapılan çalışmalarda, öç alma
duygusuna sahip çalışanların negatif işgören davranışı gösterme eğilimleri artmaktadır (Nayir, 2015).
Örgütlerde karşılıklı saygı normunu ihlal eden, hedefe zararı olabilen ya da olmayan düşük yoğunluklu
sapma davranışı olarak tanımlanan işyeri nezaketsizliği (Pearson ve Porath, 2005:9) ile kaçınmacı odaklılık
arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu ve örgüt ikliminin bunda etkili olduğu bulunmuştur (Köse vd., 2014).
Sosyal ve kişilerarası faktörlere baktığımızda; çalışma gruplarının etkileri, sıkı olmayan denetim ve belirsiz
koşullar, alkol ve uyuşturucu kullanımı, ekonomik koşullar, aile sorunları ve toplumsal statü açısından istediğini
elde edememenin yarattığı stres ve gerginliklerin karanlık davranışın ortaya çıkmasında etkili olduğu görülmüştür
(Appelbaum vd., 2005:44; Bayın ve Yeşilaydın, 2014:88; De Cuyper vd., 2009:206).
1.4. Örgütlerde Davranışın Karanlık Yüzünün Sonuçları
Davranışın karanlık tarafının olumsuz sonuçlarını daha iyi göstermesi açısından uç bir örnek olarak cinayet
fiilini ele aldığımızda, Amerika’da (2004) işyerinde ölümlerin %10’nunu oluşturduğu gerçeği durumun vahametini
ortaya koymaktadır. Daha az ekstrem olan vurma, itme vb. fiziksel fiillere maruz kalan Amerikan çalışan sayısının
ise yıllık olarak 2 milyondan daha fazla olduğu belirtilmektedir (Fleet ve Griffin, 2006:700).
Türkiye’de yapılan bir çalışmada ise, 2003 ile 2009 yılları arasında işyerlerinde meydana gelen öldürme
ve yaralama olaylarının yıllık sayıları 145 ile 1377 arasında değiştiği tespit edilmiştir (Yıldız vd., 2011:16).
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde oluşturulan ve çalışma yaşamına ilişkin her türlü soru, öneri,
eleştiri, ihbar, şikayet, başvuru ve taleplerini almak amacıyla 2010 yılında oluşturulan ALO 170 hattına ise;
2011’de 2.001, 2012’de 2.850, 2013’de 4.870, 2014’de 6.659 ve Şubat 2015 itibariyle 1.295 olmak üzere toplam
17.674 adet mobbing çağrısı gelmiştir. Bu çağırılardan %56’sı erkek, %43’ü kadın çalışanlara ait olup, bunlardan
sadece 2.072’si şikayet başvurusuna dönüşmüştür (TBMM, 2015:66). Bu sonuçlar işyerlerindeki şiddetin
yaygınlığını göstermesi açısından önemlidir.
Karanlık davranışın olumsuz sonuçları; bireysel, örgütsel ve toplumsal olmak üzere üç ayrı düzeyde
incelenebilir. Ayrıca daha önce de belirtildiği üzere çalışanı etkileyen her davranış örgütü de etkilemektedir.
Karanlık davranışın birey/çalışan üzerindeki olumsuz etkileri; motivasyon düşüklüğü, performans
azalması, yaratıcılıkta azalma, kendine saygıda azalma, depresyon, sinirlilik, anksiyete, olumsuz duygulanım,
tükenmişlik, aşırı öfke ve strestir (Yıldız vd., 2011:27; Hershcovis vd., 2015:9). Bu durumlar ise bireyde fiziksel
ve psikolojik hastalıklara, sigara kullanımına, alkol ve ilaç istismarına, iş kazalarına, engelliliğe ve intiharlara
neden olabilmektedir (Yıldız vd., 2011:27).
Yapılan araştırmalarda, işyerinde şiddete maruz kalanların sağlıklarında ciddi bozulmalar olduğu tespit
edilmiştir. İşyerinde şiddete maruz kalanlarda; uyku bozuklukları, kas-iskelet sistemi şikayetleri ve travma sonrası
387
stres bozukluğu rahatsızlıkları görülmektedir (Hershcovis vd., 2015:10). Matthiesen and Einarsen (2004:335),
işyerinde şiddete uğrayan mağdurların yüksek travma kontrol grubundan (örneğin son zamanlarda boşanmış
kişiler, savaş bölgesi personeli) daha yüksek travma sonrası stres bozukluğu düzeyine sahip olduklarını tespit
etmişlerdir. Andersson ve Pearson (1999:461), işyerinde kötü muameleye maruz kalan mağdurun daha sonra fail
olması durumunu işyeri nezaketsizliği sarmalıyla açıklamış ve işyerindeki başkalarının da bu sarmala dâhil
edildiğini belirtmişlerdir.
İş yaşamında şiddet olaylarının diğer bir önemli sonucu da çalışanları işin gereklerini yerine getiremez
duruma getiren ve örgütler açısından olumsuz sonuçlara neden olan tükenmişliğe neden olmasıdır. “Bireyde ruhsal
ve fiziksel açıdan enerjinin tükenmesi” olarak ifade edilebilen tükenmişlik, bireyi fiziksel ve ruhsal anlamda
duyarsızlaştırarak sadece iş yaşamını değil tüm yaşamını da olumsuz etkilemektedir (Dursun, 2012: 106-107; Arı
ve Bal, 2008: 132).
Karanlık davranışın örgüte olan olumsuz etkilerine baktığımızda; yakın ve uzak dönemde çalışanlar arası
ilişkilerde, iş düzeninde ve işyeri ortamında birçok olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir. Örgüt açısından
doğrudan/direkt ve dolaylı/endirekt maliyetleri söz konusudur. Doğrudan maliyetler; işgünü kaybı (işe devamsızlık
ve işten ayrılma), kazalar, hastalıklar, sakatlıklar, ölüm ve güvenlik sistemlerinin geliştirilmesi ile ilgili
maliyetlerdir. Dolaylı maliyetlerde ise; verimlilikte düşme, ürün kalitesinde bozulma, kurumda imaj
kaybı/zedelenmesi, müşteri sayısında azalma, çalışanların örgütsel bağlılık, yaratıcılık ve örgütsel vatandaşlık
davranışları gibi örgüte yararlı olan edimleri sergilemede azalma gibi birçok önemli etkiler bulunmaktadır.
Dolayısıyla örgütün etkinliği ve verimliliği olumsuz olarak etkilenmektedir (Yıldız vd., 2011:27-28; Kanten,
2014:12; Ariani, 2013:46).
Pearson ve Porath (2009) tarafından yapılan çalışmada, işyerinde kötü davranışından kaynaklı performans
kaybının çalışan başına örgütlere maliyeti $14.900 olarak hesaplanmıştır. İşyerinde cinsel taciz vakasının, tipik bir
Fortune 500 şirketi için devamsızlık ve düşük üretkenliğe bağlı olarak yılda 6.7 milyon dolar maliyeti olduğu
vurgulanmaktadır (Nelson vd., 2011:30). Çalışanlar tarafından yapılan hırsızlığın ABD ekonomisine etkisinin ise
yılda yaklaşık 50 milyar dolar olduğu belirtilmektedir (Appelbaum vd., 2007:586). Diğer bir kaynakta ise işyeri
sapma davranışlarının Amerikan ekonomisi üzerindeki yıllık maliyetinin; işyeri şiddeti için 4.2 milyar ABD doları,
hırsızlık davranışı için 40 ila 1.200 milyar ABD doları ve görevi ihmal davranışları içinse 6 ila 200 milyar ABD
doları olarak tahmin edildiği belirtilmektedir (PGI).
Karanlık davranışın topluma olan negatif etkileri arasında ise; sağlık giderlerinde artma, işgücü kaybı ve
engellilik gibi ekonomik kayıplar ve sosyo-kültürel etkiler bulunmaktadır (Yıldız vd., 2011:27-28). Yapılan
çalışmalarda, işyerindeki olumsuz davranışların çalışanların fiziksel ve psikolojik sağlığını etkilemesinin yanında
iş-aile çatışması yaratarak aile yaşamını ve yaşam kalitesini de olumsuz etkilediği ortaya konulmuştur. Bu
bağlamda, işyerindeki kötü davranışın ilişkisel bağlamının örgüt sınırlarını aştığı ve tüm toplumu olumsuz olarak
etkilediği söylenebilir (Çarıkçı ve Çelikkol, 2009:154; Hershcovis vd., 2015:11).
1.5. Örgütlerde Davranışın Karanlık Yüzü İle Mücadele Yöntemleri
Örgütler farklı kişilik özellikleri, amaçları, yetenekleri ve kültürleri olan bireylerin bir şemsiye altında bir
araya geldiği oluşumlardır. İnsan doğası gereği nasıl ki olumlu edimlerde bulunuyorsa, farklı motivasyonlarla
olumsuz edimlerde de bulunması kaçınılmazdır. Örgütler için önemli olan ise, örgütsel davranışın karanlık
tarafının ortaya çıkma olasılığını minimize etme veya optimum düzeyde tutmaya yönelik önlemleri almak
olacaktır.
Davranışın karanlık tarafı; negatif, anormal, örgütsel perspektiften ise sapma olarak nitelendirilebilir.
Ancak bu davranışlar sterotipleştirmeye dirençlidir. Şöyle ki, aktörler ve gruplar farklı bakış noktasından farklı
araçlarla gözlemlendiğinde bu davranışlar normal, akılcı ve amaçlı görünebilir. Konuya bu noktadan
yaklaşıldığında, istenmeyen bu davranışların nedenlerini ortadan kaldırmak ve sonuçlarını iyileştirmek amacıyla
örgütsel eylemlerde bulunulabilir (Griffin ve O'Leary-Kelly, 2004:8-17).
Örgütlerde karanlık davranışın neden olduğu birçok olumsuz sonuç göz önüne alındığında; iyi planlanmış,
etkin ve önleyici stratejiler içeren sistemik bir yaklaşıma gerek duyulmaktadır. Etkili bir program yapabilmek için
çalışanların katılımının sağlanması kritik önemdedir. Çalışanların katılımı ve desteği alınmadan gerçek riskleri
belirlemek ve başarılı koruyucu önlemler almak imkânsızdır. Karanlık davranışlarla mücadelede pozitif örgüt
kültürünün oluşturulması önceliklidir (Yıldız vd., 2011:32). Olumsuz davranışlara yönelik riski tanımlama, kontrol
etme ve nasıl önleneceğine ilişkin strateji oluşturmada risk yönetimi yapılmalıdır. Yapılacak çalışmalarda proaktif
ve bütüncül bir yaklaşım gözetilmelidir.
Tuna ve Boylu (2016:516-517) tarafından üretkenlik karşıtı iş davranışlarıyla ilgili olarak yapılan
çalışmada, örgütün karanlık yüzünü oluşturan bu davranışların önlenmesi ve minimize edilmesinde örgütlerin
kontrol mekanizmalarını kurarak yaygınlaşmasının, hatta bir kültür haline gelmesinin engellenmesinin gerektiği
belirtilmiştir. Sosyal öğrenme kuramına göre, olumsuz davranış sergileyenlerin yeterince cezalandırılmadığını
388
gören diğer çalışanların bu tür davranışa eğilim göstermeleri artabilmektedir. Bu nedenle örgütlerin ödül ve ceza
politikalarını gözden geçirerek etkinliğin arttırılması gerekmektedir. Bir diğer önemli önleyici tedbir ise; daha en
başından çalışanın örgüte alınma sürecinde yapılacak test ve görüşmelerle bu tür davranışlara ilişkin eğilimlerin
ölçülmesi, adayların referans mektuplarının ve sabıka kayıtlarının araştırılmasıdır.
Yapılan açıklamalar ışığında örgütler ve çalışanlar üzerindeki olumsuz etkisi yüksek olan ve birçok faktör
içeren bu davranışlarla ilgili alınacak önlemler şu başlıklar altında incelenebilir:
Örgüt Kültürü: Örgütlerin olumsuz iş davranışlarının görülme olasılığını azaltmak amacıyla politika
tasarlamaları ve uygulamaları gereklidir. Bu bağlamda, örgütün bu tür davranışlara karşı sıfır toleranslı
olunduğunun ve onaylanmadığının açıkça deklare edilmesi kritik önemdedir. Bu politikaların uygulanmasında üst
yönetim desteği sağlanmalı, düzenli örgütsel değerlendirmeler ve eğitimler yapılmalıdır (Bell vd., 2002:162).
Açıkça tanımlanan politikalar örgütte bulunan herkese bildirilmeli ve çalışanların sorunlarını iletebileceği kanallar
oluşturulmalıdır (Thomas, 2012:8).
Kişiliğe dayalı dürüstlük testlerinin yapılması: Bu testler, hırsızlık, disiplinsizlik ve işe devamsızlık gibi
dürüst olmayan çalışan davranışlarını tahmin etmekte geçerli sonuçlar vermektedir (Ones vd., 1993:679). Olumsuz
çalışan davranışlarının azaltılması için personel seçiminde bu testlerin uygulanması en mantıklı aşamadır. Ancak
bu testler sadece işe başvuran adaylara değil, yönetsel rol alacakların terfilerine karar vermede de kullanılmalıdır.
Net/Açık Psikolojik Sözleşme: Örgütlerde çalışanlarla net-açık iletişim kurulmalı ve söz verilen (taahhüt
edilen) yükümlüklerin yerine getirilmesinde dikkatli olunmalıdır (Yu, 2014:6). Psikolojik sözleşme ihlalinde
örgütü suçlu bulan çalışanlarda örgütsel bağlılık, iş tatmini, verimlilik ve iş performansı düzeylerinde azalış,
üretkenlik karşıtı iş davranışlarında ise artış görülmektedir (Erkutlu ve Chafra, 2013: 833). Çalışan kendisine
yeterli açıklama yapıldığını, düşünceli, dürüst ve saygılı bir şekilde davranıldığını hissettiğinde ise olumsuz
davranışta bulunma olasılığı daha düşük olmaktadır (Robinson ve Morrison, 2000:532).
Ödül Sistemleri: Örgütün ödül sistemi önceden tanımlanmış kriterlere dayanmalı (adalet, eşitlilik, ihtiyaç
temelinde) ve çalışanın iş sözleşmesinde yazılmış olmalıdır. Ödüller adil bir şekilde dağıtılmalı (politize
edilmesine müsaade edilmemeli) ve önceden belirlenen kriterlere sadık kalınmalıdır (Everton vd., 2007:126).
360o Performans Değerlendirme: Çalışanın performansı hakkında farklı ilişkilerde olduğu çalışma
arkadaşları, müşteriler ve denetçilerden bilgi toplanılması üretim karşıtı çalışma davranışının gösterilme olasılığını
azaltabilmektedir.
Etik Değerlendirmeler: Her örgütün stratejik hedeflerine uygun olarak etik değerlerini oluşturmasının,
örgüt üzerinde pozitif bir etkisi olacaktır (Yu, 2014:6). Etik davranışı sağlamak için, temel ahlaki değerler
çevresinde örgütsel yapıyı birbirine bağlayan birleştirici bir örgüt kültürü oluşturulması gerekmektedir (Sinclair,
1993:63).
2. Örgütsel Davranışın Karanlık Yüzü İle İlgili Türkçe Literatürün İncelenmesi
2.1. Araştırmanının Amacı ve Sorusu
Bu araştırmanın amacı, örgütlerin başarılı olmasında stratejik öneme sahip insan kaynağının birçok etkene
bağlı olarak gösterdiği ve çok ciddi sonuçları olan karanlık davranışlarla ilgili olarak yapılan çalışmaları
inceleyerek bundan sonraki yapılacak çalışmalara ışık tutmaktır.
Araştırmanın temel sorusu ise; “örgütsel davranışın karanlık yüzü konuları ile ilgili olarak yapılan
çalışmaların eğilimi, dağılımı ve yönü nedir?” olarak belirlenmiştir.
2.2. Araştırmanın Kapsamı ve Sınırlılıkları
Araştırmanın nicel kısmı; Türkiye’de dağınık durumda bulunan, açık erişime (çevirimiçi) uygun bilimsel
akademik içeriklerin tek merkezden, yaygın olarak ulaşılabilmesini sağlamayı amaçlayan ve 2008 yılından bu yana
Dergipark’ta dâhil olmak üzere toplam 83 üniversite ve kurumdan düzenli olarak harmanlanan yaklaşık 460.000
kayıt sayısına sahip ULAKBİM Türkiye Akademik Arşivi Veri Tabanı ile sınırlı tutulmuştur. Araştırmanın kısıtları
olan zaman, maliyet ve ulaşılabilirlik nedeniyle 2010-2017 (30.06.2017 tarihi itibariyle) yılları arasında
ULAKBİM Türkiye Akademik Arşivi veri tabanında yayınlanan çevrimiçi dergiler baz alınmıştır. Çalışmanın nitel
kısmı ise çalışmanın konu başlıklarına uygun olarak seçilen 20 çalışma ile sınırlıdır.
2.3. Araştırma Yöntemi
Araştırma amacı açısından betimsel nitelikte tasarlanmıştır. Çalışmada, analiz tekniği olarak hem nicel hem
nitel boyutları içeren karma yöntem kullanılmıştır. İlk olarak nicel veri toplama tekniği olan ikincil veri analizi
yönteminden faydalanılmış, sonraki aşamada nitel bir yöntem olan doküman incelemesi kullanılmıştır. Bu yöntem
Best (1959:118) tarafından “mevcut kayıt ya da belgelerin, veri kaynağı olarak sistemli incelenmesi” olarak
389
tanımlanmaktadır (Akt. Karasar, 2017:230). Araştırma zamansal açıdan belli bir dönemi (2010-2017 yılları)
kapsamaktadır. Araştırmanın evrenini, Türkiye’de ULAKBİM Türkiye Akademik Arşivi Veri Tabanında
indekslenen ve sosyal bilimler alanında yayın yapan akademik dergilerin 2010-2017 (30.06.2017 tarihi itibariyle)
yıllarında internette (çevrimiçi) yayımlanan sayıları oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi ise veri tabanında
“Örgütsel Davranışın Karanlık Yüzü” başlığı altında yer alan 20 konu başlığındaki tüm makalelerden
oluşmaktadır. Ayrıca çalışmanın nitel kısmında tabakalı amaçlı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem,
araştırılan belli alt grupların özelliklerini göstermek, betimlemek ve bunları karşılaştırabilmeye imkan sağlamak
amacıyla tercih edilen ve tabakalı örneklemden farklı olarak tabakanın evrendeki oranının dikkate alınmadığı bir
yöntemdir (Büyüköztürk vd., 2017: 94).
Çalışmanın amacı doğrultusunda kullanılan tarama modeliyle Haziran 2017 tarihi itibariyle 2010-2017
yıllarına arasında “Örgütsel Davranışın Karanlık Yüzü” başlığı altında yer alan; mobbing, sinik davranışlar,
örgütsel sessizlik, cinsel taciz, sanal kaytarma, üretim/üretkenlik, karşıtı iş davranışları, izlenim yönetimi taktikleri,
örgütsel sapma, dedikodu ve söylenti, saldırganlık, fiziksel şiddet, sosyal kaytarma davranışı, intikam davranışları,
işyeri nezaketsizliği, hırsızlık, politik davranışlar, işyerinde dışlanma, örgütsel davranışın karanlık yüzü,
yalan/aldatma, alkol ve uyuşturucu kullanımı anahtar kelimeleriyle yapılmış olan toplam 273 makaleye
ulaşılmıştır. Bu işlem sırasında ULAKBİM Türkiye Akademik Arşivi Veri Tabanı’ndan elde edilen kayıtlardan
tez çalışmaları çıkarılmış ve birden fazla sayıdaki aynı olan kayıtlar işleme alınmamıştır. Söz konusu 273 çalışma
yukarıda yer alan 20 konu başlığına göre frekans ve yüzde dağılımları açısından analiz edilmiştir. Sonrasında
tabakalı amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilen 20 çalışma tam metin olarak indirilerek doküman incelemesine tabi
tutulmuştur. Bu aşamada çalışmaların yazarları, yılı, araştırma değişkenleri, yöntemi, örneklemi, ölçekleri ve elde
edilen bulguları bir tabloyla detaylı bir şekilde raporlaştırılarak analiz edilmiştir.
2.4. Bulgular ve Tartışma
Araştırma kapsamında yapılan taramada “Örgütsel Davranışın Karanlık Yüzü” başlığı altında yer alan;
mobbing, sinik davranışlar, örgütsel sessizlik, cinsel taciz, sanal kaytarma, üretim/üretkenlik, karşıtı iş
davranışları, izlenim yönetimi taktikleri, örgütsel sapma, dedikodu ve söylenti, saldırganlık, fiziksel şiddet, sosyal
kaytarma davranışı, intikam davranışları, işyeri nezaketsizliği, hırsızlık, politik davranışlar, işyerinde dışlanma,
örgütsel davranışın karanlık yüzü, yalan/aldatma, alkol ve uyuşturucu kullanımı başlıklarının kullanıldığı toplam
273 adet makale elde edilmiştir.
Makalelerin konularına göre frekans dağılımı ve yüzde oranları Tablo 2’de verilmiştir.
Tablo 2. ULAKBİM Türkiye Akademik Arşivinde 2010-2017 Yılları Arası Taranan Makale Sayıları
ULAKBİM Türkiye Akademik Arşivi'nde Taranan Makaleler
2010-2017 Yılları Arası Makale
Sayısı
Konu
43
18
13
f
(%)
28,9
4
23,8
1
15,7
5
6,59
4,76
11
10
7
4
4
4
3
3
3
3
2
1
0
0
4,03
3,66
2,56
1,47
1,47
1,47
1,1
1,1
1,1
1,1
0,73
0,37
0
0
Mobbing
79
Sinik Davranışlar
65
Örgütsel Sessizlik
Cinsel Taciz
Sanal Kaytarma
Üretim/Üretkenlik Karşıtı İş
Davranışları
İzlenim Yönetimi Taktikleri
Örgütsel Sapma
Dedikodu ve Söylenti
Saldırganlık
Fiziksel Şiddet
Sosyal Kaytarma Davranışı
İntikam Davranışları
İşyeri Nezaketsizliği
Hırsızlık
Politik Davranışlar
İşyerinde Dışlanma
Örgütsel Davranışın Karanlık Yüzü
Yalan/Aldatma
390
Alkol ve Uyuşturucu Kullanımı
0
0
TOPLAM
273
100
Ulaşılan makalelerden elde edilen bulgulara göre 2010-2017 yılları arasında en fazla çalışmanın 79
makaleyle (%28,94) mobbing konusunda yapıldığı, onu takiben sinik davranışlarla ilgili 65 (%23,81) ve örgütsel
sessizlikle ilgili 43 (%15,75) çalışmanın yapıldığı görülmektedir. Bu üç konuyla ilgili toplam 187 (%68,5)
makalenin örgütsel davranışın karanlık yüzüyle ilgili yapılan tüm çalışmaların büyük bölümünü oluşturduğu
gözlenmiştir. Diğer konularla ilgili çalışmalar incelendiğinde; cinsel taciz ile ilgili 18 (%6,59), sanal kaytarma ile
ilgili 13 (%4,76), üretim/üretkenlik karşıtı iş davranışları ile ilgili 11 (%4,03), izlenim yönetimi taktikleri ile ilgili
10 (%3,66), örgütsel sapma ile ilgili 7 (%2,56), dedikodu/söylenti, saldırganlık ve fiziksel şiddet ile ilgili 4
(%1,47), sosyal kaytarma davranışı, intikam davranışları, işyeri nezaketsizliği, hırsızlık ile ilgili 3 (%1,1), politik
davranışlar ile ilgili 2 (%0,73) işyerinde dışlanma ile ilgili 1 (%0,37), örgütsel davranışın karanlık yüzü,
yalan/aldatma, alkol ve uyuşturucu kullanımı konularıyla ilgiliyse herhangi bir çalışma yapılmadığı görülmektedir.
Bu kapsamda, gelecekte yapılacak çalışmalarda diğerlerine göre daha fazla çalışma yapılan mobbing, sinik
davranışlar ve örgütsel sessizlik değişkenleri ile ilgili çalışma sayılarının (niceliğin) arttırılmasındansa; daha
derinlemesine, farklı değişkenlerin kullanıldığı ve kapsamlı (niteliği yüksek) araştırmaların yapılmasının gerektiği
düşünülmektedir. Konunun tüm hatlarıyla daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle örgütsel davranışın karanlık
tarafıyla ilgili çok az çalışma yapılan ya da hiç çalışma yapılmayan konulardaki araştırma sayılarının arttırılması,
nicelik arttırılırken niteliğin de göz ardı edilmemesi uygulama birimlerine değerli bilgiler sunarak örgütler
açısından sorunun çözümünde katkı sağlayacağı öngörülmektedir.
Araştırmanın nitel kısmını oluşturan bu aşamada ise örgütsel davranışın karanlık yüzüyle ilgili konu
başlıklarındaki 20 çalışma doküman incelemesine tabi tutulmuş ve elde edilen bulgular Tablo 3’te verilmiştir.
Tablo 3. Örgütsel Davranışın Karanlık Yüzü Doküman İncelemesi
Yazar(lar)
Yılı
Polatçı vd.
2014
Sezici
2015
Araştırma
Değişkenleri
Kişi-örgüt
uyumu,
örgütsel
vatandaşlık
davranışı
ve üretkenlik
karşıtı iş
davranışı
Beş faktör
kişilik
özellikleri, ür
etkenlik
karşıtı iş
davranışları
Demir ve
Tütüncü
2010
Örgütsel
sapma
değişkenleri
ve işten
ayrılma
eğilimi
Yılmaz vd.
2014
Örgüt iklimi
ve mobbing
Akbolat vd.
2014
Genel sinizm
ve örgütsel
Yöntem/Örneklem/Ölçekler
Elde Edilen Bulgular
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (kolayda örnekleme)
Hitit Üniversitesi’nin 162 akademik
personeli
Kişi-örgüt uyumu ölçeği
Örgütsel vatandaşlık davranışı ölçeği
Üretkenlik karşıtı iş davranışı ölçeği
Kişi-örgüt uyumunun üretkenlik karşıtı iş
davranışını negatif, örgütsel vatandaşlık davranışını
ise pozitif yönde etkilediğini ayrıca üretkenlik
karşıtı iş davranışı ile örgütsel vatandaşlık davranışı
arasında negatif yönlü bir ilişkinin olduğu tespit
edilmiştir.
Korelasyonel (yordayıcı) araştırma
Anket yöntemi (kolayda örnekleme)
Dumlupınar
Üniversitesi
Sağlık
Yüksekokulu Ebelik, Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon
ve
Hemşirelik
bölümlerinin 228 son sınıf öğrencisi
Beş faktör kişilik özellikleri ölçeği
Üretkenlik karşıtı iş davranışları
ölçeği
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (kolayda örnekleme)
Muğla bölgesi beş yıldızlı ağırlama
işletmelerinde çalışan 563 işgören
Robinson ve Bennett’in (1995)
çalışmasında yer alan iki boyutlu
örgütsel sapma davranışı modeli
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (tam sayım yöntemi)
ve gözlem tekniği
Kütahya ili iki kamu hastanesinin 121
sağlık çalışanı
Leymann inventory of psychological
terror anketi
Negative action questionnaire
Organizational climate description
questionnaire
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (tam sayım yöntemi)
Beş faktör kişilik özelliklerinden sorumluluk
faktörünün üretkenlik karşıtı iş davranışlarının tüm
boyutları için geçerli bir yordayıcı olduğu;
dışadönüklük, uyumluluk ve gelişime açıklık
faktörlerinin üretkenlik karşıtı iş davranışlarının
bazı boyutları için geçerli yordayıcılar oldukları,
ayrıca beş faktör kişilik özellikleri ile üretkenlik
karşıtı iş davranışlarının boyutları arasında negatif
yönlü ve anlamlı ilişkilerin olduğu tespit edilmiştir.
Örgütsel sapma değişkenleri ile işten ayrılma
eğilimi arasında pozitif yönlü güçlü bir ilişki
olduğu ve örgütsel sapmanın işten ayrılmanın
etkilediği örgütsel amaçları ve faaliyetleri de
dolaylı olarak etkilediği saptanmıştır.
391
Örgüt ikliminin mobbingi etkilediği, mobbingin
oluşmasına neden olduğu ve aralarında negatif
yönlü kuvvetli bir ilişkinin bulunduğu ortaya
çıkmıştır.
Genel sinizm ve örgütsel sinizmin alt boyutları
arasında güçlü ve pozitif yönlü bir ilişki bulunmuş,
sinizmin alt
boyutları
Sakarya Eğitim ve
Hastanesi 211 çalışanı
Genel sinizm ölçeği
Örgütsel sinizm ölçeği
Yazar(lar)
Yılı
Akman
2013
Araştırma
Değişkenleri
Örgütsel ve
genel sinizm
düzeyleri
Yöntem/Örneklem/Ölçekler
Elde Edilen Bulgular
Sağlık çalışanlarının örgütsel sinizm ve genel
sinizm düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu
görülmüştür.
Tayfun ve
Çatır
2013
Örgütsel
sessizlik ve
performans
düzeyleri
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (kolayda örnekleme)
İstanbul ilinde 4 özel hastanedeki 325
sağlık çalışanı
Genel (kişilik) sinizm ölçeği
Örgütsel sinizm ölçeği
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (basit tesadüfi
örnekleme)
Ankara’daki devlet hastanelerinde
çalışan 391 hemşire
Örgütsel sessizlik ölçeği
Performans ölçeği
Örücü ve
Yıldız
2014
Sanal
Kaytarma
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (basit tesadüfi
örnekleme)
Balıkesir
Üniversitesi’nin
151
akademik ve idari personeli
Ünal ve
Tekdemir
2015
Sanal
kaytarma
eylemleri
Nartgün vd.
2013
İzlenim
yönetimi
taktikleri
Nedensel karşılaştırma araştırması
Anket yöntemi (tam sayım yöntemi)
Eğitim alanında faaliyet gösteren bir
kamu kurumunun Antalya, Isparta ve
Burdur illerindeki 10 birimde görev
yapan 136 kamu çalışanı
Kişisel internet kullanma eylemleri
anketi
İnternet kullanma eylemleri ölçeği
Tekil tarama (kesitsel) modeli
Anket yöntemi (tam sayım yöntemi)
Abant İzzet Baysal ve Sakarya
Üniversiteleri Eğitim Fakültesinde
görev yapan 127 öğretim elemanı
İzlenim yönetimi taktikleri ölçeği
Tekil tarama modeli (kesitsel)
Anket yöntemi (kolayda örnekleme)
İstanbul’da bir özel, bir kamu
üniversitesi ve bir eğitim araştırma
hastanesinde çalışan 572 gönüllü
hemşire
Dedikodu ve söylenti tutum ölçeği
Bacaksız ve Dedikodu ve
Yıldırım
söylenti
2015
tutumları
Karaca ve
İnce
2016
İşten ayrılma
niyeti,
düşmanlık
ifadelerine
maruz kalma,
Araştırma
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (tam sayım yöntemi)
Kırşehir belediyesi bünyesinde çalışan
toplam 86 personel
392
genel sinizmde davranışsal boyut daha fazla iken,
örgütsel sinizmde bilişsel boyutun daha yüksek
seviyede değer aldığı görülmüştür.
Hemşirelerin kabul edilen sessizlik, savunma
amaçlı sessizlik ve örgüt yararına seslilikle çalışan
performansı arasında negatif yönlü, örgüt yararına
sessizlik ve savunma amaçlı seslilik ile çalışanların
performansı arasında pozitif yönlü bir ilişki;
örgütsel sessizlik ile eğitim, yaş, meslekteki süre ve
hastanedeki hizmet süresi arasında ise anlamlı
farklılıklar bulunmuştur.
Çalışanların önemli sanal kaytarma faaliyetlerini
kullanma sıklığı ile medeni durum, statü, yaş,
eğitim durumu, aylık gelir ve iş saatlerinde iş dışı
internet ve bilgisayar kullanma süresindeki
(süre/günlük) değişim değişkenleri arasında
anlamlı
bir
farklılık
tespit
edilmiştir.
Ayrıca çalışanların önemli ve önemsiz sanal
kaytarma faaliyetlerini kullanma sıklığı arasında da
pozitif ve anlamlı bir ilişki gözlenmiştir.
Sanal kaytarma eylemlerinin ilgili çalışanlarında
düşük düzeyde gerçekleştiği ve sanal kaytarma
eylemleri düzeyinin eğitim, yaş, pozisyon, çalışma
yılı, internet kullanma becerisi ve kullanma sıklığı
vb. değişkenlerde anlamlı farklık gösterdiği tespit
edilmiştir.
Öğretim elemanlarının izlenim yönetimi taktikleri
kullanım düzeylerinin çalıştıkları bölüme,
fakülteye, öğrenim durumuna ve cinsiyete göre bazı
alt taktiklerde anlamlı farklılıklar gösterdiği
bulunmuştur.
Hemşirelerin dedikodu ve söylenti tutumlarının
genellikle olumsuz olmasına karşın, çoğunun
“sıklıkla” dedikodu ve söylentilerle karşılaştıkları,
en çok kendi meslektaşları ile dedikodu ve söylenti
yaptıkları, bunların çoğunlukla kuruma ya da
kişisel
konulara
yönelik
olduğu
tespit
edilmiştir. Ayrıca dedikodu ve söylentilerin hem
çalışanlar hem de kurumlar üzerinde olumsuz
etkilerinin olduğu ancak tepkilerin çoğunlukla
kişisel düzeyde kaldığı ve işten ayrılma ya da kavga
çıkartma gibi büyük sorunlara yol açmadığı da
görülmüştür.
Bireylerin saldırgan davranışlara maruz kalmaları
ile işten ayrılma niyetlerinin düzeyi arasında pozitif
yönlü anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Mağdurların
saldırgan davranışlara maruz kalma düzeyi
yükseldikçe işten ayrılma niyetlerinin yükseldiği;
engelleme
davranışlarına
ve açık şiddet
davranışlarına
maruz kalma
Yazar(lar)
Yılı
Taştan
2014
Araştırma
Değişkenleri
Olumsuz
örgüt iklimi
algısı, kötü
muamele
algısı, işyeri
nezaketsizliği
ve agresyon
davranışları
Kanten
2014
İşyeri
nezaketsizliği,
sosyal
kaytarma
davranışı,
duygusal
tükenme ve
işten ayrılma
niyeti
Yılmaz
2014
Algılanan
mağduriyet,
affetme
eğilimi ve
intikam niyeti
Arıkan
2011
Politik
taktikler,
kariyer
hedefleri ve
güç aralığı
Erdemir vd.
2011
Cinsel Taciz
Dursun
2012
İşyeri şiddeti
ve
tükenmişlik
düzeyi
Saldırgan davranışlara maruz kalma
ölçeği
İşten ayrılma niyeti ölçeği
Teorik düzeyde ikincil kaynak verileri
(saldırgan davranışlar ve işten ayrılma
niyeti)
Yöntem/Örneklem/Ölçekler
düşmanlık ifadelerine maruz kalma, engelleme
davranışlarına maruz kalma ve açık şiddet
davranışlarına maruz kalma ile işten ayrılma niyeti
arasında da anlamlı ve pozitif yönlü nispeten güçlü
ilişkiler tespit edilmiştir.
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (kolayda örnekleme)
İstanbul'da 9 özel hastanedeki 244
klinik hemşiresi
Olumsuz örgüt iklimi ölçeği
Kötü muamele algısı ölçeği
İşyeri nezaketsizliği algısı ölçeği
Saldırgan davranışlar ölçeği
Sosyal destek ölçeği
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (kolayda örnekleme)
Ankara Organize Sanayi Bölgesinde
savunma sanayi, bilişim ve inşaat
sektöründe faaliyet gösteren 4
işletmenin 207 çalışanı.
İşyeri nezaketsizliği ölçeği
Sosyal kaytarma davranışı ölçeği
Duygusal tükenme ölçeği
İşten ayrılma niyeti ölçeği
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (tam sayım yöntemi)
İzmir ’de faaliyet gösteren 5 yıldızlı
otel işletmelerinin 187 çalışanı
Mağduriyet ölçeği
Affetme ölçeği
İntikam ölçeği
Hemşirelerin olumsuz örgüt iklimi ve kötü
muamele algılamaları ile işyeri nezaketsizliği
algılamaları ve agresyon davranışları arasında orta
seviyelerde anlamlı ve pozitif ilişkiler saptamıştır.
Özellikle işyeri nezaketsizliği algılamalarının
agresyon davranışları üzerinde güçlü ve anlamlı
etkileri olduğu görülmüştür.
Elde Edilen Bulgular
İşyeri
nezaketsizliğinin
sosyal
kaytarma
davranışlarını, duygusal tükenmeyi ve işten ayrılma
niyetini doğrudan pozitif yönde etkilediği tespit
edilmiştir.
Mağduriyet algısındaki artışın intikam niyetini
olumlu yönde etkilediği, katılımcıların neredeyse
yarısının işyerinde saldırgan davranışlara uğradığı
ve bu çalışanların çoğunluğunun kadın ve daha az
iş deneyimine sahip çalışanlar olduğu, erkek
çalışanların intikam alma niyetlerinin kadın
çalışanlardan daha fazla olduğu, kendini sessiz ve
çekingen olarak tanımlayan çalışanların intikam
almak istemedikleri, 32-37 yaş arasındaki
çalışanların işletmelerde en fazla intikam niyeti
eğilimine sahip oldukları ve 6 aydan daha fazla süre
ile saldırgan davranışlara maruz kalan çalışanların
intikam alma niyetlerinin arttığı görülmüştür.
Korelasyonel (yordayıcı) araştırma
Statü ve etkinlik kazanma hedefinin göze girme,
Anket yöntemi (kolayda örnekleme)
mantık
ve
açıklıkla
ikna
taktiklerini
Uzman seviyesinde olan ve ağırlıklı etkileyebileceği gözlemlenmiştir. Ayrıca çalışanın
olarak finans, bilgi teknolojileri, algıladığı güç aralığının da statü ve etkinlik
eğitim ve danışmanlık gibi hizmet kazanma hedefi ile etkileşime girerek göze girme
sektörlerinde çalışan toplam 130 taktiğinin uygulanmasını arttırabileceği ve özerklik
geliştirme hedefi ile etkileşime girerek göze girme
katılımcı
Kariyer hedefleri ölçeği, Politik taktiğini azaltabileceği bulunmuştur.
taktikler ölçeği, Güç aralığı algısı
ölçeği, Belirsizlikten kaçınma ölçeği
Tekil tarama modeli (kesitsel)
Hemşirelerin çoğunun (% 71,7) hastaları tarafından
Anket yöntemi (kolayda örnekleme)
cinsel tacize uğradıkları, bunların % 61,4’ünün
Sivas ve Adıyaman İllerinde bulunan rahatsız edici şekilde gözünü dikerek bakma, %
3 hastanede çalışan 184 hemşire
34,8’inin mahrem / özel yaşamla ilgili sorular
sorulması şeklinde olduğu belirlenmiştir. Tacize
maruz kalan hemşirelerin, % 29,3’ünün meslektaş
ve yöneticilerden yardım istedikleri, % 17,9’unun
hiçbir şey olmamış gibi davrandıklarını
belirtmişlerdir.
Nedensel karşılaştırma araştırması
Çalışanların %26,7’sinin işyerinde fiziksel tacize
Anket yöntemi (basit tesadüfi maruz kaldığı, bu kişilerin %65’inin son bir yıl
örnekleme)
içinde ara sıra fiziksel şiddete maruz kaldığı ve
393
Yazar(lar)
Yılı
Korkmaz
ve Özkara
2012
Çelik ve
Koşar
2015
Araştırma
Değişkenleri
Örgüte maddi
açıdan zarar
veren işçi
davranışları
(Örgüt
malına,
mülküne
yönelik zarar
verme,
hırsızlık)
Örgüt Kültürü
ve Dışlanma
Bir
kamu
hastanesinde
farklı fiziksel şiddeti uygulayanların ise çoğunlukla
görevlerde (doktor, hemşire, hasta erkekler (%64,1) olduğu tespit edilmiştir.
bakıcı vb.) çalışan toplam 161 kişi
İşyeri şiddeti anketi
Maslach tükenmişlik envanteri
Yöntem/Örneklem/Ölçekler
Elde Edilen Bulgular
Nedensel karşılaştırma araştırması
Anket yöntemi (kotalı örnekleme)
Isparta ili Ticaret ve Sanayi Odası’na
kayıtlı mobilya, deri, gıda, ulaşım,
konaklama ve inşaat sektöründeki 333
işveren
İşten çıkarmaya ilişkin işveren
tutumları anketi
İşçilerin hırsızlık ve işverenin malına kasten zarar
vermesi halinde büyük ölçüde işten çıkarıldıkları,
malzeme
çaldıklarında
kesinlikle
işten
çıkartıldıkları ve maddi zarar verdiklerinde büyük
ölçüde işten çıkarıldıkları tespit edilmiştir.
Korelasyonel (keşfedici) araştırma
Anket yöntemi (tabakalı örnekleme)
Mersin Üniversitesi’nde görev yapan
377 akademik ve idari personel
İşyerinde dışlanma ölçeği
Harrison’un (1972) örgütlerin ilgi
alanları tablosu ölçeğe çevrilmiş
Örgüt kültürü ve işyerinde dışlanma arasında
anlamlı ve negatif bir ilişki; cinsiyet ile işyerinde
dışlanma arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir
farklılık olduğu bulunmuştur.
Tablo 3’de yer alan çalışmalardan elde edilen bulgulara göre örgütsel davranışın karanlık yüzüyle ilgili
yapılan çalışmalarda şu eğilimlerin olduğu görülmüştür;
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Çalışmalarda değişken sayısı olarak 8 çalışmada 2 değişken ve 6 çalışmada tek değişken kullanıldığı,
ayrıca 3 ve 4 değişkenin kullanıldığı 3’er çalışmanın olduğu görülmüştür.
İncelenen tüm çalışmalarda mevcut durumu tespit etmek için örneklemin geniş tutulduğu, anketler
yoluyla nicel verilerin toplandığı, verilerin istatistiki çözümlemesinin ardından genellemelere
gidilmeye çalışıldığı genel tarama modelleri kullanılmıştır.
14 çalışmada korelasyonel araştırma modelleri kullanılmış; bu çalışmaların 12’sinde korelasyonel
(keşfedici) araştırma modeli ve 2 çalışmada korelasyonel (yordayıcı) araştırma modeli kullanılmıştır.
3 çalışmada nedensel karşılaştırma araştırması modeli kullanılırken, 3 çalışmada ise tekil tarama
modeli (kesitsel) kullanılmıştır.
Verilerin toplanmasında tüm çalışmalarda birincil veri toplama yöntemi olan anket yöntemi
kullanılmış, bir çalışmada ise ayrıca gözlem yöntemine yer verilmiştir.
Bazı çalışmalarda ise literatürdeki teorik bilgilere yönelik ikincil veri toplama yönteminden
faydalanılmıştır.
Örnekleme yöntemi olarak 9 çalışmada güvenilirliği genellikle düşük fakat düşük maliyeti ve
uygulama kolaylığı açısından oldukça yaygın olarak tercih edilen kolayda örnekleme yöntemi, 3
çalışmada basit tesadüfi örnekleme yöntemi, 1 çalışmada kotalı örnekleme yöntemi ve 1 çalışmada
ise tabakalı örnekleme kullanılmıştır. 6 çalışmada ise örneklemeye gidilmeyip tüm evrene ulaşılmaya
çalışıldığı tam sayım yöntemi kullanılmıştır.
Örneklem düzeyi olarak en fazla seçilen 8 çalışmayla sağlık sektörü çalışanları ve 4 çalışmayla
üniversite çalışanları olmuştur. Diğer çalışmalarda öğrenciler, belediye çalışanları, turizm sektörü
çalışanları, kamu ve özel sektörün farklı alanlardaki çalışanlar örneklem düzeyi olarak seçilmiş; bazı
çalışmalarda ise birden fazla örneklem düzeyi tercih edilmiştir.
Örneklem sayısı olarak en az 86, en fazla 572 aralığında değerler görülmüş ve örneklem ortalamasının
yaklaşık 245 olduğu bulunmuştur.
Bazı anketler araştırmacılar tarafından geliştirilirken, çalışmaların çoğunda daha önceki çalışmalardan
alınan ya da uyarlanan ölçekler kullanılmıştır.
Çalışmalarda karanlık davranışların kişisel özellikler ve durumsal faktörler (örgütsel, sosyal ve
kişilerarası faktörler) açısından incelendiği ve değişkenler arasında anlamlı ilişkiler olduğu
görülmüştür.
Yapılan değerlendirmeler doğrultusunda gelecekte yapılacak çalışmalarda; daha fazla sayıda değişkenin
kullanılması, daha çeşitli model ve veri toplama yöntemlerinin kullanılması, güvenilirliği yüksek örnekleme
394
yöntemlerine ağırlık verilmesi, farklı örneklem düzeylerindeki çalışma sayılarının arttırılması ve daha fazla
sayıdaki örneklem gruplarıyla çalışılması önerilmektedir.
Ayrıca, incelenen çalışmalar göz önüne alındığında; personel seçiminde kişilik özelliklerine ve kişi-örgüt
uyumuna uygun kararlar verilmesinin üretkenlik karşıtı iş davranışlarını azaltılabileceği, bireylerin saldırgan ve
nezaketsiz davranışlara maruz kalmaları durumunda işten ayrılma niyetlerinde artış olduğu için bu davranışlara
yönelik alınacak tedbirlerle işten ayrılmaların azaltabileceği ve çalışan performansının arttırılabileceği
öngörülmektedir. Diğer önemli bir tespit ise çalışanların önemli bir kısmının işyerinde saldırgan davranışlara
maruz kaldığı, bu davranışların çoğunluğunun kadın ve daha az iş deneyimine sahip çalışanlara yönelik olduğu ve
saldırgan davranışlara maruz kalan bazı çalışanların intikam alma niyetlerinin arttığı bulgusudur. Dolayısıyla
maruz kalınan şiddetin şiddeti doğurduğu söylenebilir. Bu noktada, pozitif bir örgüt kültürü ve ikliminin
oluşturulmasının ve karanlık davranışlarla mücadelede koruyucu ve önleyici mekanizmalar geliştirilmesinin
önemi ortaya çıkmaktadır.
Sonuç
Belirli bir amacı gerçekleştirmek için farklı kişilik ve kültürel özellikteki bireylerin bir araya gelerek
oluşturduğu örgütlerin başarılı olmasında, örgüt üyelerinin kişisel amaçlarıyla örgütsel amaçlarının rasyonel bir
şekilde uyumlaştırılması kritik önemdedir. Aşırı iş yükü, adaletsiz ve eşitsiz uygulamalar, engellenme, rol
belirsizliği ve rol çatışması gibi birçok stres yaratıcı örgütsel koşulla birlikte; öfke, endişe ve negatif duygulanım
gibi kişisel özelliklere bağlı olarak ortaya çıkması muhtemel olumsuz iş davranışları, örgütler için önemli bir sorun
alanıdır.
Örgütsel davranış ile ilgili çalışmalar ise daha çok olumlu çalışan davranışları üzerine odaklanmıştır.
Bununla birlikte örgütlerde meydana gelen tüm davranışların sonuçları olumlu değildir. Karanlık taraf olarak
adlandırılan ve olumsuz sonuçları olan davranışların öncüllerini ve sonuçlarını bilmek; bu davranışları
tanımlayabilmenin yanında kontrol altına alınmasını, azaltılmasını ve iyileştirilmesini sağlayacaktır.
Örgütlerin amaçlarına ulaşarak başarılı olmasında stratejik öneme sahip insan kaynağının sergilediği
olumsuz iş davranışlarının açıklanmasında öne çıkan yaklaşımlar ise; stres yükleyici duygu modeli, nedensel akıl
yürütme modeli, sosyal öğrenme ve engellenme-saldırganlık kuramıdır. Yapılan çalışmalarda, bu tür davranışların
ortaya çıkmasında kişilik özellikleriyle birlikte sosyal bağlamın ve koşulların belirleyici olduğu belirtilmektedir.
Bu bağlamda, örgütün bu tür davranışların oluşmasına meydan vermeyecek bir şekilde yapılandırılması
gerekmektedir.
Ortadan tamamen kaldırılması mümkün olmayan, örgüt ve örgüt üyeleri üzerinde itibarın zedelenmesi,
verimliliğin azalması, performansın düşmesi, maliyetlerin artması, tükenmişlik, iş tatmini ve örgütsel bağlılığın
azalması gibi birçok olumsuz etkiye sahip olan ve birçok faktöre (kişisel ve durumsal faktörler) bağlı olarak ortaya
çıkan örgütsel davranışın karanlık tarafını minimize etmek için önlemler alınması gereklidir. Bu çerçevede, bu tür
davranışların vereceği zararlardan korunmak amacıyla; etik değerlere sahip bir örgüt kültürünün oluşturulması,
örgütsel adalet algısının sağlanması, kişiliğe yönelik dürüstlük testlerin yapılması, çalışanlarla açık ve net bir
iletişim kurulması ve bu tür davranışları destekleyen uygulamalara eleştirel yaklaşılarak sıfır toleranslı olunması
gerekmektedir.
Türkiye’de yapılan çalışmaları incelemek, bu çalışmaların dağılımını ve yönünü belirlemek amacıyla
yapılan bu araştırmada; çalışmanın amacı doğrultusunda öncelikle ULAKBİM Akademik Arşivi Veri Tabanı’nda
2010-2017 yılları arasında konu ile ilgili 273 makaleye ulaşılmış, sonrasında 20 çalışma doküman incelemesine
tabi tutulmuş ve çalışmaların yazarları, yılı, araştırma değişkenleri, yöntemi, örneklemi, ölçekleri ve elde edilen
bulguları bir tabloyla raporlaştırılmıştır.
Yapılan analiz sonucunda, en fazla çalışmanın 79 makaleyle (%28,94) mobbing konusunda yapıldığı, onu
takiben sinik davranışlarla ilgili 65 (%23,81) ve örgütsel sessizlikle ilgili 43 (%15,75) çalışmanın yapıldığı
görülmüştür. Bu üç konuyla ilgili toplam 187 (%68,5) makalenin örgütsel davranışın karanlık yüzüyle ilgili yapılan
tüm çalışmaların büyük bölümünü oluşturduğu görülmüştür.
Ayrıca incelenen 20 çalışmanın çoğunda (14 çalışmada) bir ya da iki değişken kullanıldığı, tümünde genel
tarama modelleri ve anket yönteminin kullanıldığı, yine çalışmaların çoğunda (14 çalışmada) korelasyonel
araştırma modellerinin kullanıldığı, örnekleme yöntemi olarak 9 çalışmada kolayda örnekleme, 6 çalışmada ise
tam sayım yöntemi kullanıldığı, örneklem düzeyi olarak en fazla çalışmanın (8 çalışma) sağlık sektörü
çalışanlarıyla yapıldığı, örneklem ortalamasının yaklaşık 245 olduğu ve çalışmaların çoğunda daha önceki
çalışmalardan alınan ya da uyarlanan ölçekler kullanıldığı görülmüştür.
Örgütsel davranışın karanlık tarafıyla ilgili gelecekte yapılacak çalışmalarda; konuyla ilgili daha az çalışma
yapılan cinsel taciz, izlenim yönetimi, işyeri nezaketsizliği, işyerinde dışlanma gibi konularda daha fazla sayıda
araştırma yapılmasının, daha fazla sayıda değişkenin kullanılmasının, daha çeşitli model ve veri toplama
395
yöntemlerinin kullanılmasının, güvenilirliği daha yüksek örnekleme yöntemlerinin kullanılmasının, farklı
örneklem düzeylerindeki çalışma sayılarının arttırılmasının ve daha fazla sayıdaki örneklem gruplarıyla
çalışılmasının uygulama birimlerine değerli bilgiler sunarak bu sorunun çözümünde önemli katkılar sağlayacağı
düşünülmektedir.
Kaynakça
Akbolat, M., Işık, O., Kahraman, G. (2014). Sağlık Çalışanlarının Sinik Davranışlar Gösterme Eğilimi.
Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 4, Baskı 2, Sayfa 84-95.
Akman, G. (2013). Sağlık Çalışanlarının Örgütsel Ve Genel Sinizm Düzeylerinin Karşılaştırılması.
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Hastane ve Sağlık
Kuruluşlarında Yönetim Bilim Dalı, 115.
Akman, Y. (2016). Yıkıcı Liderlik İle Mesleki Tükenmişlik Arasındaki İlişki: Öğretmenler Üzerine Bir Araştırma.
Eğitimde Kuram ve Uygulama, 12(3), 627-653.
Aksay, B. ve Güğerçin, U. (2016). Yıkıcı Yönetimin İzlenim Yönetimi Taktikleri Üzerindeki Etkisi: Beyaz Yakalı
Çalışanlar Üzerine Bir Araştırma. Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 25, Sayı 3, 441-456.
Alan, A.A. (2011). Amaç Karşıtı İş Davranışları İle Kişilik ve İş Tatmini Arasındaki İlişkinin Yapısal Eşitlik
Modeli İle İncelenmesi. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Akdeniz Üniversitesi, SBE İşletme ABD, 197.
Altınöz, M., Çöp, S., ve Sığındı, T. (2011). Algılanan Örgütsel Bağlılık Ve Örgütsel Sinizm İlişkisi: Ankara’daki
Dört ve Beş Yıldızlı Konaklama İşletmeleri Üzerine Bir Araştırma. Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar
Dergisi, 15(21), 285-315.
Andersson, L. M. ve Pearson C.M. (1999). Tit for tat? The spiraling effect of incivility in the workplace. Academy
of Management Review, 24(3), 452-471.
Appelbaum, S.H, Deguire, K.J. and Lay, M. (2005). The relationship of ethical climate to deviant workplace
behavior. Corporate Governance, Vol. 5, No. 4, 43-55.
Appelbaum, S.H., Iaconi, G. D. And Matousek, A. (2007). Positive and negative deviant workplace behaviors:
causes, impacts, and solutions. Corporate Governance: The international journal of business in society,
Vol. 7 Issue: 5, 586-598.
Arı, G. S. ve Bal, E. Ç. (2008). Tükenmişlik Kavramı: Bireyler ve Örgütler Açısından Önemi. Yönetim ve
Ekonomi, 15(1), 131-148.
Arıkan, S. (2011). İşyerinde Kullanılan Politik Taktiklere Yönelik Olası Bireysel Önceller Üzerine Bir Araştırma.
Türk Psikoloji Dergisi, 26(68), 52-71.
Ariani, D. W. (2013). The Relationship between Employee Engagement, Organizational Citizenship Behavior, and
Counterproductive Work Behavior. International Journal of Business Administration, Vol. 4, No. 2, 46-56.
Bacaksız F.E. ve Yıldırım A. (2015). Dedikodu ve söylentiler: Hastanelerdeki durum ve hemşirelerin tutumları.
Sağlık ve Hemşirelik Yönetimi Dergisi, cilt.2, 113-120.
Başar, U. ve Sığrı, Ü. (2016). İşyerinde Liderliğin Karanlık Yüzü. 24. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi
Bildiri Kitapçığı, 162-171.
Başar, U. ve Sığrı, Ü., Basim, H.N. (2016). İş Yerinde Karanlık Liderlik. İş ve İnsan Dergisi, 3(2), 65-76.
Bayın, G. ve Yeşilaydın Terekli, G. (2014). Hemşirelerde Örgütsel Sapma Davranışının Analizi: Bir Üniversite
Hastanesi Örneği. 6/3, 81-107.
Bell, M. P., Quick, J. C. and Cycyota, C. S. (2002). Assessment and prevention of sexual harassment of employees:
An applied guide to creating healthy organizations. International Journal of Selection and Assessment, 10,
160- 167.
Bennett, R.J. ve Robinson, S.L. (2000). Development of a measure of workplace deviance, Journal Of Applied
Psychology. Vol.85, No:3, 349-360.
Bradfield, M. ve Aquino, K. (1999). The Effects of Blame Attributions and Offender Likableness on Forgiveness
and Revenge in the Workplace. Journal of Management, vol.25, no.5, 607-631.
Bushman, B. J., Baumeister, R. F., Thomaes, S., Ryu, E., Begeer, S., & West, S. G. (2009). Looking again, and
harder, for a link between low self-esteem and aggression. Journal of Personality, 77, 427– 446.
Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F. (2017). Bilimsel araştırma
yöntemleri. Ankara: Pegem Akademi Yayınları.
Conger, J. A. (1990). The Dark Side of Leadership, Organizational Dynamics, 19(2), 44-55.
Cortina, L. M., Magley, V. J., Williams, J. H., ve Langhout, R. D. (2001). Incivility in The Workplace: Incidence
And Impact. Journal of Occupational Health Psychology, 6(1), 64-80.
Çarıkçı, İ. H. ve Çelikkol, Ö. (2009). İş-Aile Çatışmasının Örgütsel Bağlılık ve İşten Ayrılma Niyetine Etkisi.
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(9), 153-170.
Dean, J.W., Brandes, P. ve Dhwardkar, R. (1998). Organizational Cynicism, Academy of Management Review.
23(2), 341-352.
De Cuyper, N., Baillien, E. ve De Witte, H. (2009). Job insecurity, perceived employability and targets’ and
perpetrators’ experiences of workplace bullying. Work & Stress, 23, 206–224.
396
Demir, M. ve Tütüncü, Ö. (2010). Ağırlama İşletmelerinde Örgütsel Sapma ile İşten Ayrılma Eğilimi Arasındaki
İlişki. Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi, Cilt 21, Sayı 1, Bahar: 64-74.
Dollard, J., Doob, L., Miller, N., Mowrer, O., ve Sears, R. (1939). Frustration and aggression. New Haven, CT:
Yale University Press. Doi:10.1037/10022-000
Douglas, S. C., ve Martinko, M. J. (2001). Exploring the role of individual differences in the prediction of
workplace aggression. Journal of Applied Psychology, 86, 547–559.
Drory, A. ve Vigoda-Gadot, E. (2010). Organizational politics and human resource management: A typology and
the Israeli experience. Human Resource Management Review, 20, 194-202.
Dursun, S. (2012). İşyeri şiddetinin çalışanların tükenmişlik düzeyi üzerine etkisi: Sağlık sektöründe bir uygulama.
Çalışma İlişkileri Dergisi, 3(1), 105-115.
Erkutlu, H. ve Chafra, J. (2013). Effects of Trust and Psychological Contract Violation on Authentic Leadership
and Organizational Deviance. Management Research Review, 36(9), 828-848.
European Commission (EC). (2012). Harassment related to Sex and Sexual Harassment Law in 33 European
Countries (Ann Numhauser-Henning and Sylvaine Laulom). http://ec.europa.eu/justice/genderequality/files/your_rights/ final_harassement_en.pdf.
Everton, W. J., Jolton, J. A. ve Mastrangelo, P. M. (2007). Be nice and fair or else: understanding reasons for
employee’s deviant behaviors. Journal of Management Development, 26(2), 117-131.
Feldman, D.C. ve Weitz, B.A. (1991). From the invisible hand to the gladhand: Understanding a careerist
orientation to work. Human Resource Management, Volume 30, Issue 2, 237-257.
Fleet, D. D. V. ve Griffin, R. W. (2006). Dysfunctional organization culture: The role of leadership in motivating
dysfunctional work behaviors. Journal of Managerial Psychology, Vol. 21 Issue: 8, 698-708.
Fox, S. ve Spector, P. (1999). A Model of Work Frustration-Aggression, Journal of Organizational Behavior, 20,
915-931.
Fox, S., Spector, P. ve Miles, D. (2001). Counterproductive Work Behavior in Response to Job Stressors and
Organizational Justice:Some Mediator and Moderator Tests for Autonomy and Emotions. Journal of
Vocational Behavior, Vol.59: 291-309.
Griffin, R. W., ve O'Leary-Kelly, A. M. (Eds.). (2004). The dark side of organizational behavior. San
Francisco:JosseyBass.https://books.google.com.tr/books?id=DGYLXaRps5cC&printsec=frontcover&dq=The+
dark+side+of+organizational+behavior&hl=tr&sa=X&ved=0ahUKEwiU0rSBgojUAhWBA8AKHcU8Ch
QQ6AEIJTAA#v=onepage&q=The%20dark%20side%20of%20organizational%20behavior&f=false
Gruys, M. L. (1999). The Dimensionality of Deviant Employee Performance in the Workplace. Unpublished
Doctoral Dissertation, Phd Thesis, Human Resources and Industrial Relations in the Graduate School
University of Minnesota, 144.
Hauge, L. J., Skogstad, A., and Einarsen, S. (2009). Individual and situational predictors of workplace bullying:
Why do perpetrators engage in the bullying of others? Work & Stress, 23, 349–358.
Haynes, K. T., Hitt, M. A. and Campbell, J. T. (2015). The Dark Side of Leadership: Towards a Mid-RangeTheory
of Hubris and Greed in Entrepreneurial. Journal of Management Studies 52:4, 479-505.
Hershcovis, M.S., Reich, T.C. ve Niven, K . (2015). Workplace Bullying: Causes, Consequences, and Intervention
Strategies. SIOP White Paper Series, International Affairs Committee of the Society for Industrial and
Organizational Psychology, 1-22.
Higgs, M. (2009). The Good, the Bad and the Ugly: Leadership and Narcissism, Journal of Change Management.
Volume 9, Issue 2, 165-178.
Hogan, R. ve Hogan, J. (2001). Assessing Leadership: A View from the Dark Side, International Journal of
Selection and Assessment. 9(1-2), 40–51.
İyigün, N.Ö ve çetin, C. (2012). Psikolojik Kontratın Örgütsel Sapma Üzerindeki Etkisi Ve İlaç Sektöründe Bir
Araştırma. Öneri Dergisi, 10 (37), 15-29.
Kanten, P. (2014). İşyeri Nezaketsizliğinin Sosyal Kaytarma Davranışı ve İşten Ayrılma Niyeti Üzerindeki
Etkisinde Duygusal Tükenmenin Aracılık Rolü. Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 6(1) . 11-26.
Kanten, P., Yeşiltaş, M. ve Arslan, R. (2015). Kişiliğin Karanlık Yönünün Üretkenlik Karşıtı İş Davranışlarına
Etkisinde Psikolojik Sözleşmenin Düzenleyici Rolü. Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi,
Cilt: 29, Sayı: 2, 365-391.
Karaca, M. ve İnce, F. (2016). İşyerinde Saldırganlık ve Şiddet İşten Ayrılma Niyetini Etkiler (mi?): Kamu Sektörü
Örneği. İş, Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, 18(2), 45-62.
Karasar, N. (2017). Bilimsel araştırma yöntemleri. Ankara: Nobel.
Karau, S. J., ve Williams, K. D. (1993). Social loafing: A meta-analytic review and theoretical integration. Journal
of Personality and Social Psychology, 65(4), 681-706.
Kıyıkçı, M. ve Sezici, E. (2017). Yıkıcı Liderlik Algısı İle Tükenmişlik Arasındaki İlişki: Bankacılık Sektöründe
Bir İnceleme. Üçüncü Sektör Sosyal Ekonomi, 52 (1), 19-40.
397
Kish-Gephart, J.J., Harrison, D. A. and Trevin˜o, L. K.. (2010). Bad Apples, Bad Cases, and Bad Barrels: MetaAnalytic Evidence About Sources of Unethical Decisions at Work. Journal of Applied Psychology, Vol. 95,
No. 1, 1-31.
Knoll, M. ve Van Dick, R. (2013). Do I Hear the Whistle…? A First Attempt to Measure Four Forms of Employee
Silence and Their Correlates. Journal of Busşness Ethics, No. 113, 349-362.
Korkmaz, A. ve Özkara, O. (2012). İşçi Davranışlarının İşverenin İşten Çıkarma Kararı Üzerindeki Etkileri:
Isparta İli Örneği. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 16(2), 207-222.
Köse, S., İspirli, D. ve Eryılmaz, İ. (2014). Düzenleyici Odaklar ve İşyeri Nezaketsizliği İlişkisinde Örgütsel İklimin
Düzenleyici Etkisi: Keşfedici Bir Araştırma. II. Örgütsel Davranış Kongresi, Kayseri.
Kupfer, J. (1982). The Moral Presumption Against Lying, The Review of Metaphysics. Vol.36, No.1, 103-126.
Leary, M. R. ve Kowalsky, R M. (1990). Impression Management: A Literature Review And Two-Component
Model. Psychological Bulletin, 107(1), 34-37.
Leymann, H. (1990). Mobbing and Psychological Terror at Workplaces, Violence and Victims. Vol. 5, No. 2, 119126.
Lim, V. K. G., (2002). The IT Way of Loafing on the Job: Cyberloafing. Neutralizing and Organizational Justice,
Journal of Organizational Behavior. 23, 675-694.
Linstead, S., Marechal, G. ve Griffin, R.W. (2014). Theorizing and Researching the Dark Side of Organization,
Organization Studies. 35(2), 165-188.
Lipman-Blumen, J. (2005). Toxic Leadership: When Grand Illusions Masquerade as Noble Visions. Leader to
Leader, 36, 29-36.
Liu,H. ve Xia, H. (2016). Workplace Ostracism: A Review and Directions for Future Research. Journal of Human
Resource and Sustainability Studies, 2016, 4, 197-201.
Martinko, M.J., Gundlach, M.J. ve Douglas, S.C. (2002). Toward an Integrative Theory of Counterproductive
Workplace Behavior:A Casual Reasoning Perspective. International Journal of Selection and Assessment,
10(1/2), 36-50.
Matthiesen, S.B. ve Einarsen, S. (2004). Psychiatric distress and symptoms of PTSD among victims of bullying at
work. British Journal of Guidance & Counselling, Vol. 32, No. 3, 335-356.
Michelson, G. ve Mouly, S. (2004). Do loose lips sink ships?: The meaning, antecedents and consequences of
rumour and gossip in organisations. Corporate Communications: An International Journal, Vol. 9 Issue: 3,
189-201.
Nartgün, Ş. S., Zafer G.D., Kepekcioğlu, E.S. ve Selvi, Ç. (2013). Öğretim elemanlarının izlenim yönetimi
taktiklerini kullanma düzeyi: Abant İzzet Baysal Üniversitesi-Sakarya Üniversitesi Örneği. The Journal of
Academic Social Science Studies, Volume 6 Issue 1, January, 1065–1090.
Nayir, K.F. (2015). Öğretmen Adaylarının Öç Alma Davranışına İlişkin Görüşleri. Electronic Turkish Studies,
Vol 10, Issue 11, 1205-1216.
Nelson,
D.
L.
Armstrong,
A.,
Condie,
J.
ve
Quick,
J.C.
(2011).
ORGB. https://books.google.com.tr/books?id=_c8KET4rNKcC&pg=PT41&lpg=PT41&dq=Sexual+haras
sment+costs+a+typical+Fortune+500+company+$6.7+million&source=bl&ots=KmuCDBCmZy&sig=K
TZiM7rkoTL-9esVBrsXh_CXA&hl=tr&sa=X&ved=0ahUKEwjy1rbi1NHUAhWDA5oKHez4AtMQ6AEIPjAD#v=onepa
ge&q=Sexual%20harassment%20costs%20a%20typical%20Fortune%20500%20company%20%246.7%
20million&f=false
O 'Boyle Jr,E. H., Forsyth, D. R., Banks, G. C. and McDaniel, M. A. (2012). A meta-analysis of the Dark Triad
and work behavior: A social exchange perspective. Journal of Applied Psychology. Vol 97(3), May 2012,
557-579.
O’Leary-Kelly, A.M., Griffin R. W., Glew, D. J. (1996). Organization-Motivated Aggression: A Research
Framework. Academy of Management Review, Vol.21, No.1, 225-253.
Ones, D. S., Viswesvaran, C. ve Schmidt, F. L. (1993). Comprehensive meta-analysis of integrity test validities:
Findings and implications for personnel selection and theories of job performance. Journal of Applied
Psychology, 78(4), 679-703.
Öncel, H. (2010). Çalışanların örgütsel vatandaşlık ve üretim karşıtı iş davranışlarının nedenlerine ilişkin bir
model önerisi. Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Psikoloji
Anabilim Dalı, Sosyal Psikoloji Bilim Dalı, 219.
Örücü, E. ve Yıldız, H. (2014). İşyerinde Kişisel İnternet ve Teknoloji Kullanımı: Sanal Kaytarma. Ege Akademik
Bakış, 14(1), 99-114.
Pearson, C. M. ve Porath, C. L. (2005). On the nature of consequences, and remedies of workplace incivility: No
time for “nice”? Think again. Academy of Management Executive, 19, 7-25.
Pearson, C. M. and Porath, C.L. (2009). The cost of bad behavior: How incivility is damaging your business and
what to do about it. New York, NY: Penguin Group. https://books.google.com.tr/books?id=MUxAAb
398
IDFmsC&printsec=frontcover&dq=The+cost+of+bad+behavior:+How+incivility+is+damaging+your+bu
siness+and+what+to+do+about+it&hl=tr&sa=X&redir_esc=y#v=onepage&q&f=false
Performance
Group
International
(PGI).
Workplace
Deviance
Performancegroup.
http://www.performancegroup.co.nz/deviance.html
Peterson, D.K. (2002a), Deviant Workplace Behavior and the Organization’s Ethical Climate. Journal of Business
and Psychology, Vol. 7, 47-61.
Polatçı, S. Ve Özçalık, F. (2015). Çalışanların Örgütsel Adalet Algıları İle Üretkenlik Karşıtı İş Davranışları
Etkileşiminde Pozitif ve Negatif Duygusallığın Aracılık Etkisi. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 17(2), 215-234.
Polatçı, S., Özçalık, F. ve Cindiloğlu, M.. (2014). Üretkenlik Karşıtı İş Davranışı ve Örgütsel Vatandaşlık
Davranışı Üzerinde Kişi-Örgüt Uyumunun Etkileri. Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 7 (3), 1-12.
Robinson, S.L. ve Morrison, E.W. (2000). The development of psychological contract breach and violation: a
longitudinal study. Journal of Organizational Behavior, 21, 525-546.
Sezici, E. (2015). Üretkenlik Karşıtı İş Davranışları Üzerinde Kişilik Özelliklerinin Rolü. Uluslararası İktisadi ve
İdari İncelemeler Dergisi, Year:7, Number 14, 1-22.
Sinclair, A. (1993). Approaches to organizational culture and ethics, Journal of Business Ethics, Vol. 12, 63-73.
Spector, E.P. (2013). Introduction: The dark and light sides of organizational citizenship behavior. Journal of
Organizational Behavior, 34, 540–541.
Spector, P. E. ve Fox, S. (2005). The Stressor-Emotion Model of Counterproductive Work Behavior. 1-37.
http://www.rc.usf.edu/~jdorio/cwb07-specto
Şeşen, H., Soran, S. ve Caymaz, E. (2014). Dark Side of Organizational Citizenship Behavior (OCB): Testing a
Model between OCB, Social Loafing, and Organizational Commitment. International Journal of Business
and Social Science Vol. 5, No. 5, 125-135.
Tangirala, S., & Ramanujam, R. (2008). Employee silence on critical work issues: The cross level effects of
procedural justiceclimate. Personnel Psychology, 61, 37–68.
Taştan, S.B. (2013). Bir Negatif İş Davranışı Olarak Üretkenliğe Aykırı Davranışların İşyerinde Örgütsel
Adaletsizlik Ve Agresif Davranış Algıları İle İlişkisinde Psikolojik Güçlendirme, Benlik Değeri Ve Sosyal
Bütünleşmenin Düzenleyici Rolünün İncelenmesi: Otizm Tanısı Almış Çocuk Sahibi Çalışanlar Üzerine
Karşılaştırmalı Bir Araştırma. Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi Cilt 5, No 2, 466-481.
Taştan, S.B. (2014). İşyeri Nezaketsizliğini Öngören Örgütsel ve Durumsal Önceller İle Çalışanların Davranışsal
Sonuçları Arasındaki İlişkinin Ve Sosyo - Psikolojik Kaynakların Rolünün İncelenmesi: Sağlık
Kurumlarında Yapılan Bir Araştırma. İş, Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, 16(3), 60-75.
Tayfun, A. ve Çatır O. (2013). Örgütsel Sessizlik ve Çalışanların Performansları Arasındaki İlişki Üzerine Bir
Araştırma. İşletme Araştırmaları Dergisi, 5(3), 114-134.
TBMM. (2015). Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi
Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu, 489.
Tengilimoğlu, D. ve Tahtasakal, M. (2004). Büro Etik Kuralları ve Bürolarda Yaşanan Cinsel Taciz Olaylarının
Cinsiyete Göre Algılanma Biçimi: Bir Alan Çalışması. G.Ü. Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Dergisi,
15, 30-44.
Thomas, J. (2012). Counterproductive Work Behaviour. Living in Wonderland, White Paper, 1-14.
https://cdn.auckland.ac.nz/assets/psych/about/ourpeople/documents/Counterproductive%20Work%20Beh
aviour%20 Josh%20Thomas%20White%20Paper.pdf
Tuna, A. A. ve Boylu, Y. (2016). Algılanan Örgütsel Destek ve İşe İlişkin Duyuşsal İyi Oluş Halinin Üretkenlik
Karşıtı İş Davranışları Üzerine Etkileri: Hizmet Sektöründe Bir Araştırma. Journal of Business resarch
Turk, 8/4, 505-521.
Ünal, Ö.F. ve Tekdemir, S. (2015). Sanal Kaytarma: Bir Kamu Kurumunda Ampirik Bir Araştırma. Süleyman
Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 20(2): 95-118.
Vaughan, D. (1999). The dark side of organizations: Mistake, misconduct, and disaster. Annual Review of
Sociology, 25, 271–305.
Yıldız, A.N., Kaya, M. ve Bilir, M., (2011). İşyerinde Şiddet. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı
Anabilim Dalı, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Ziraat Grup Matbaacılık, Ankara, 54.
Yılmaz, A., Özler, D.E. ve Mercan, N. (2008). Mobbing ve Örgüt İklimi ile İlişkisine Yönelik Ampirik Bir
Araştırma. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi.7(26), 334- 357.
Yılmaz, Ö.D. (2014). Algılanan Mağduriyetin Affetme Eğilimi Ve İntikam Niyeti Üzerindeki Etkisi: Konaklama
İşletmeleri Çalışanlarına Yönelik Bir Araştırma. AKÜ İİBF Dergisi, 16(1) 87-105.
Yu, C. (2014). The Reality of Counterproductive Work Behaviours, White Paper, 1-11.
http://www.organisationalpsychology.nz/_content/14_12_10_Counterproductive_Work_Behaviours_Whi
te_Paper_Christine_Yu%20.pdf
399