Darülfünun Tıp Fakültesi
Darülfünun Tıp Fakültesi, Darülfünun-u Osmani Tıp Fakültesi, Darülfünun-u Şahane Tıp Fakültesi veya Haydarpaşa Tıp Fakültesi, 1909'da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ve Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiyenin birleştirilmesiyle açılan, Mekteb-i Tıbbiye-i Şahanenin devamı ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve İstanbul Tıp Fakültesinin öncülü olmuş tıp fakültesidir. 1912'de Darülfünun-u Osmaninin, İstanbul Darülfünunu adını almasıyla "İstanbul Darülfünunu Tıp Fakültesi" adıyla da anılmıştır. Fakültenin ilk reisi (dekanı) Cemil Topuzlu Paşa'dır.
Darülfünun Tıp Fakültesi | |
---|---|
Etkinlik | 1909–1933 |
Bağlılık | Darülfünun-u Osmani |
Konum | Haydarpaşa, İstanbul |
Tarihçe
değiştir1827'de açılıp 1839'da reforme edilen Mekteb-i Tıbbiye-i Şahanenin, Demirkapı'daki yerleşkesinin yetersiz kalması sebebiyle Sultan II. Abdülhamid’in emriyle 1895 yılında Haydarpaşa’da yeni bir Tıbbiye binasının inşasına başlandı. Fransız mimar Alexandre Vallaury ve İtalyan mimar Raimondo D’Aronco tarafından tasarlanan bina 1903'te tamamlanarak Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane buraya taşındı. 1867'de Mekteb-i Tıbbiye-i Şahanenin içinde sivil hekim yetiştirmek amacıyla açılıp daha sonra Kadırga'ya taşınan Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiyenin de 1909'da bu binaya taşınıp iki okulun birleştirilmesi ile "Darülfünun Tıp Fakültesi" oluşturuldu. Sivil tıbbiyenin taşınması ile Kadırga'da da eczacı, dişçi, ebe ve hastabakıcı mektepleri açıldı. Darülfünun Tıp Fakültesi'nin ilk dekanı Cemil Topuzlu olur. Cemil Paşa okula birçok yenilik getirir ve ilk kalorifer tesisatını döşetip Avrupa'dan çeşitli alet-edevat ve mikroskoplar getirtir. Yine teşrihhane (anatomi salonu) ve laboratuvarlar da Cemil Paşa tarafından açılır.
1912 Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı, Mütareke ve Kurtuluş Savaşı dönemleri okulu derinden etkiledi. Fakülte, Balkan Savaşı sırasında kapatılarak Askeri İhtiyat (yedek) Hastanesine çevrilir, cepheden gönderilen yaralılar burada tedavi edilir. Okul, I. Dünya Savaşı başlarında (Kasım 1914) da tatil edilir. Öğretim üyeleri ve öğrenciler birliklere dağıtılır ve cephelere gönderilir. Bina bu sırada Hilal-i Ahmer Tıp Fakültesi Hastanesi adı ile, koridorlarına kadar yaralı askerlerle dolu olarak hizmet verir. Çanakkale zaferinden sonra Tıbbiye Hastanesi lağvedilir, Kasım 1915'te sağ kalanlar okula döner ve eğitim tekrar başlar. İstanbul’un işgalinin ardından, Ocak 1919'da Tıbbiye de İngiliz işgal kuvvetlerinin denetimine girer. Öğrenci ve hocalar dersleri baskı altında sürdürmeye çalışırlar. İstanbul hükûmeti İngilizlerin baskısıyla tutuklamalara girişir ve okulun hocalarından bazıları Malta'ya sürülür. Bu baskı ortamında öğrencilerin çoğu, gizlice Anadolu'ya geçip Kuva-yı Milliye saflarına ve Kurtuluş Savaşı'na katılır. Kadınlar Tıp Fakültesine ilk kez 1922-1923 ders yılında girer ve 1928 yılında ilk kez altı kadın hekim Tıbbiyeden mezun olur.
Darülfünun Tıp Fakültesi, 1933'e kadar Haydarpaşa'daki binada kalır. Ancak eğitim burada devam ederken, fakültenin hocaları daha ilk yıllardan itibaren, okulun merkezden uzak olması, hasta gelmemesi gibi gerekçeler öne sürerek İstanbul (Avrupa) yakasına geri dönmek isterler. Buna bir hazırlık olarak 1924 yılı sonunda, Darülfünun Tıp Fakültesi son iki sınıf öğrencilerinin klinik stajlarının; Cerrahpaşa, Gureba ve Haseki hastanelerinde yapılmasına karar verilir. Her üç hastaneye, her ders için klinik ve hocalar tayin olunur. 1933'te Üniversite Reformu ile Darülfünun Tıp Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi adını alarak Beyazıt, Cerrahpaşa, Gureba, Haseki, Şişli ve Bakırköy'de öğretimini sürdürdü. 1967'de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve İstanbul Tıp Fakültesi olarak ikiye bölünür.[1]
Kaynakça
değiştir- ^ "Evolution of the medical faculty from Tıphane to Cerrahpaşa Medical Faculty (1827–2019)". cerrahpasamedj.org. 31 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2023.