Müstekfî
Mûstekfî Ebu'l-Kasım Abdullah Mûstekfî | |||||
---|---|---|---|---|---|
Abbâsî Halifesi | |||||
Hüküm süresi | 944-946 | ||||
Önce gelen | Mûttakî | ||||
Sonra gelen | Mutî | ||||
Doğum | 905 | ||||
Ölüm | Eylül/Ekim 949 | ||||
| |||||
Hanedan | Abbâsî Hanedanı | ||||
Babası | Muktafi | ||||
Dini | Sünni İslam |
Mustekfî veya Mustekfî "Billâh" veya Abdullāh Mûstekfî Tam Adı: Ebū Kāsım Mustekfī Billāh Abdullāh bin Alī Muktafī (Arapça: أبو القاسم "المستكفي بالله" عبد الله بن علي المكتفي " Ebū Kāsım Mustekfī Billāh Abdullāh bin Alī Muktafī) (d. 905 – ö. Eylul/Ekim 949) 943-946 döneminde Bağdad merkezli Abbâsî Hâlifelerinin yirmiikincisidir.
Yaşamı
Babası 902-908 döneminde Abbasi halifesi olan Muktafî idi. 944'te Bağdat'ta devlet iktidarını elinde tutan Türk asıllı "emir-ul-ümera" (askeri komutan) olan Emir Tüzün Abbasi halifesi olan Mûttakî'nin gözlerine mil çektirip kör ettirerek onu halifelik tahtından indirdi. Böylece Abdullāh Müstekfi kuzeni Mûttakî yerine halife olarak Abbasi halifelik tahtına geçirildi.
Vasit merkezli olarak hüküm süren yarı-otonom vasal olan Büveyhoğulları Fars kolu emiri olan "İmâd-üd-devle" komutasında olarak Bağdat'ı tehdit etmekte idi. Emir Tüzün emri altında bulunan Abbasi ordusu ile Vasit'e Büveyhoğulları üzerine yürüdü. Halife olan Müstekfi bu ordu ile birlikte idi. Büveyhoğulları mağlup edildi ve Vasit ele geçirildi. Diğer taraftan Musul'da yarı-otonom vasal devlet olarak hükûmet etmekte olan Hamdaniler devleti hükümdarı Nâsır ad-Devle el-Hasan Musul'un Bağdat merkezine ödemesi gerekli yıllık tazminatı ödemekte gecikme yapmıştı. Emir Tüzün Musul üzerine bir sefere çıktı. Ama Hamdaniler hemen tazminat ödemesi yapıp Bağdat ile aralarını düzletip yeniden yakın ilişkiler kurdular.
Fakat bu galibiyetlerden hemen sonra, "emir-ul-ŭmera" Emir Tüzün öldü. Yerine emir-ul-ümera olarak yine Türk asıllı askerler arasında komutan olan Emir "Ebu Cafer" Bağdat emir-ul-ümerası yapıldı.
Emir Ebu Cafer'in görevi sırasında, Bağdat büyük bir felakete sahne oldu. Şehrin etrafında bulunan vasal idareciler Bağdat'a karşı bir blokaj yaptırımı uygulamaya başladılar. Şehrin içine yiyecek, erzak ve malzeme sokulmasını önleyip Bağdat'ı abluka altına aldılar. Gayet büyük bir şehir olan Bağdat'ın pazarlarında en basit yiyecek maddesi bile bulunmamaya başladı. Şehir halkı açlıktan büyük zorluk çekmeye başladı. Halk şehir pazarlarında bulunan dükkânları yağma etti. Birçok şehirli Basra ve diğer Irak şehirlerine kaçmayı başardılar. Şehirde kalan halka yiyecek bulunamadı. Şehir halkı çöp yemeye; köpek, kedi, fare gibi şehirde yaşayan hayvanları öldürüp yemeye başladılar. Şehirde açlıktan çok sayıda ölümler olmaya başladı.
Bağdat'ta emir-ul-ümera olan Emir Ebu Cafer durumu kontrol edememekte olduğunu anladı. Bağdat'taki açlık felaketine bir çare olarak Musul'da hüküm süren Hamdaniler ve hükümdarları Nasır el-Devle'dan yardım istedi. Eğer Nasır el-Devle Bağdat'a yardım için gelirse emir-ul-ümera görevinden ayrılarak bu görevi Nasır el-Devle'ya bırakacağını da bildirdi. Fakat Hamadaniler bu sırada hem Azerbaycan'da Ruslara karşı bir sefere yapmakta hem de Suriye ve Şam'da Abbasilere vasal olarak hüküm süren İhşidîler'e karşı askeri hücumlar ile gayet meşguldüler.
Tam bu sırada halifenin yeni Vasit valisi şehri tekrar Büveyhoğulları'na geri verdi ve Büveyhoğulları ordusu ile bu vali Bağdad üzerine yürüdüler. Halife Mustekfi ile Emir Ebu Cafer saklanmak zorunda kaldılar. Büveyidoğulları hükümdarı "Muizz el-Devle" sekreterini şehrin teslimini gerektiren barış şartlarını görüşmek üzere şehre göndertip Halife ile müzakerelere başladı. Halife Büveyhoğulları'nın tekliflerinin hepsini kabul etmek zorunda kaldı. Böylece Büveyhoğulları hükümdarı Muizz el-Devle yeni emir-ul-ŭmera olarak tayin edildi ve Büveyhoğulları şehrin ve devletin tūm efektif idaresini eline geçirdiler.
Halife Müstekfi tamamen de idare ve iktidar gücünü kaybetti. Bu tarihten sonra darpedilen Abbasi devleti sikkelerinde Halife'nin ismi yanında Büveyhoğulları emiri Muizz el-Devle ismi de bulunmaya başladı. Cuma günü hutbelerinde Halife ile Büveyhoğulları adları birlikte okunmaya başlandı.
Fakat Büveyhoğulları hükümdarı Muizz al-Devle halife Müstekfi'nin Bağdat'ta bulunan Türk asıllı orduya çok yakın olduğundan şüphelenmekteydi. Halifenin bu Türk asıllı askerlerin komutanı ile anlaşıp birlikte Büveyhoğulları hükümdarı aleyhinde bir komplo düzenleyebileceğini düşünmekteydi.
Ocak 947'da bir Cuma günü emir-ul-ŭmera olan Muizz ul-Devle Halife'nin sarayında doğudan gelen bir elçi şerefine bir resepsiyon vermekteydi. Emir-ul-ŭmera ve Halife yan yana oturarak misafirleri ağırlamaktaydılar. İki Daylamlı, halifenin elini öpmek için onun önüne geldiler. Halife bunların kendine yaklaşmalarını bir tuzak veya tehdit olarak görmemişti. Fakat bu iki Daylamlı Halifeyi birden yakaladılar ve kendi sarık bezlerinde yaptıkları bağlarla ellerini ayaklarını bağlayıp onu kargatulumba saray salonundan taşıyıp zorla saraydan dışarı çıkarttılar. Buradan Halife Mustakfi, emir-ul-ŭmera'nin kaldığı saraya götürüldü. Orada gözlerine mil çekilip kör edildi. Böylece Mustekfi halifelik görevinden hal edilmiş oldu. Emir-ul-ŭmera Muizz el-Devle bu komployu yapmak için halifeyi saraydan kaçıran iki Daylamlı'nın da dillerini kestirip onların kendi aleyhinde bir aksi şahitlik yapmalarını da önledi.[1] Açlıktan yeni kurtulmaya başlayan Bağdat şehir halkı bu haber duyulunca ayaklandı ve Halife'nin sarayına hücum edip bu sarayı yağma edip yakıp yıkıp sarayı boş dört duvara döndürdüler.
Müstakfi'nin yerine kuzeni olan Muti Bağdat Abbasi halifeliğine getirildi. Yeni halife bu göreve geçmeyi epeydir beklemekteydi ve kuzeni Mustakfi'yi kendinin bu göreve geçmesini engelleyen kişi olarak gördüğü için ondan nefret etmekte idi. Fakat yeni halife Muti'ye hiçbir iktidar gücü bırakılmamıştı. Emir-ul-ŭmera Büveyhoğulları ordularını getirip Bağdat'ı işgal etti. Halife bir bonkörlük gösterisi olarak bir diğer halifelik sarayını emir-ul-ŭmera'ya idare merkezi yapmak için verdiğini ilan etti. Fakat bu emir-ul-ŭmera olan Muizz ul-Devle'nin iktidar gücünü halife ile paylaşması anlamına gelmedi ve Halife Muti'ye kendi vezir ve danışmanlarını seçmesi için bile imkân sağlanmadı.
Kaynakça
- ^ Abbasi halifelerinin görevlerinden hal edilmelerinin bu dönemde bu şekilde icra edilmesi sanki bir moda olmuştu. 934'te Halife Kahir gözlerine mil çekilip kör edilip hal edilmişti ve ancak 951'de ölmüştü. Halife Muttaki 944'te gözlerine mil çekilip kör edilmekle hal edilmiş ve ta 951'e kadar yaşamıştı. Halife Mustekfi'nin 946'da kör edilip hal edilmesi ile o vakit Bağdat'ya yaşayan halifelikten hal edilmiş kör edilmiş eski halifelerin sayısı üçe çıkmış oldu.
Ayrıca bakınız
Dış bağlantılar
- Hitti, Philip H. (çev. Salih Tuğ), (1968) Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi (İV Cilt), İstanbul:Boğaziçi Yayınları.
- Üçok, Bahriye (1979) İslam Tarihi Emeviler-Abbasiler, Devlet Kitapları, Ankara: Milli Eğitim Basımevi (1.Basım:1968)
- Muir, William (1924), The Caliphate, its rise, decline and fall, Edinburgh:John Grant Halifeler: Muttaki ve Mastakfi3 Haziran 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) (Erişim:05.01.2014)