Nothing Special   »   [go: up one dir, main page]

İçeriğe atla

on

Vikisözlük sitesinden

Türkçe

[değiştir]
On

Söyleniş

[değiştir]

Sayı adı

[değiştir]

on

  1. güç kaynağı veya açma-kapama düğmesinin açık olma hâli (çoğunlukla elektrikli aletler için)
  2. (sayı) dokuzdan sonra, on birden evvel gelen sayı

Semboller

[değiştir]

Üst kavramlar

[değiştir]

Atasözleri

[değiştir]

Deyimler

[değiştir]

Kelime birliktelikleri

[değiştir]

Türetilmiş kavramlar

[değiştir]

Çeviriler

[değiştir]

Kaynakça

[değiştir]

Azerice

[değiştir]

Sayı adı

[değiştir]

on

  1. (sayılar) on

Çağatayca

[değiştir]

Sayı adı

[değiştir]
  1. (sayılar) on

Çekçe

[değiştir]

Adıl

[değiştir]

on

  1. (kişi adılı): o

Gagavuzca

[değiştir]

Köken

[değiştir]
Eski Türkçe on

Sayı adı

[değiştir]

on

  1. (sayılar) on

İngilizce

[değiştir]

Köken

[değiştir]

Yunanca ana

on

  1. bir yüzeyin üzerinde. (yüzeyle fiziksel temas halinde)
    She was lying on the floor.
  2. bir konum veya yerin genel olarak kapladığı alanın herhangi bir yerinde
    an internment camp on the island
    the house on the corner
  3. kazara temas edildiğini belirtir
    He banged his head on a beam.
  4. üzerine
    Put it on the table.
  5. üzerinde. (aidiyet belirtir)
    She only had a few pounds on her.
  6. hakkında (kitap, yazı, oyun vs.)
    a book on careers
  7. bir tv, radyo vb. kanalında (yayınlanan)
    a new show on Channel 4
  8. bir taşıtın içinde. (çoğunlukla otomobilden büyük olanlar için)
    We got on the train.
  9. günün hangi vakti olduğunu veya günün tarihini belirtirken kullanılır.
    reported on September 26
    on a very hot evening in July
  10. bir şeyin gerçekleştiği zamanda.
    She was booed on arriving home.
  11. bir ilacı veya uyuşturucuyu düzenli kullanan.
    He is on morphine to relieve the pain.
  12. bir şeyin ücretini, hesabı kimin ödediğini belirtir. ... -den
    The drinks are on me.
  13. üzerine eklenmiş, ilave edilmiş.
    A few pence on the electricity bill is nothing compared with your security.
  14. bir eylemin sürekliliğini belirtir.
    He drove on.
  15. çoğunlukla elektrikli bir alet veya güç kaynağının açık, faal durumda olduğunu belirtir.
    They always left the lights on.
  16. sahnede. (bir sanatçı, oyuncu vb)
  17. görev veya iş başında
    I am on duty.
  18. (spor) (kriket oyununda) bacak tarafında

Kaynakça

[değiştir]
  • Etymological Dictionaries - Andras Rajki

Karakalpakça

[değiştir]

Sayı adı

[değiştir]

on

  1. (sayılar) on

Kırım Tatarcası

[değiştir]

Sayı adı

[değiştir]

on

  1. (sayılar) on

Lehçe

[değiştir]

Adıl

[değiştir]

on

  1. (kişi adılı): o

Çekimleme

[değiştir]

Özbekçe

[değiştir]

Sayı adı

[değiştir]

on

  1. (sayılar) on

Sırp-Hırvatça

[değiştir]

Adıl

[değiştir]

on

  1. (kişi adılı): o

Şorca

[değiştir]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Sayı adı

[değiştir]
  1. (sayılar) on

Türkmence

[değiştir]

Sayı adı

[değiştir]

on

  1. (sayılar) on

Uygurca

[değiştir]
Düzenleme yapıldıktan sonra bu not silinmelidir.

Sayı adı

[değiştir]

on

  1. (sayılar) on